Vergi yargılamasında olağanüstü kanun yolları I. GİRİŞ Kanun yolu, mahkemelerce verilen nihai kararların üst derece yargı organları veya doğrudan doğruya kararı veren yargı organı tarafından yeniden incelenmesi, hukuki denetimin yapılması ve gerekli görülürse değiştirilmesi amacıyla kural olarak davanın taraflarına tanınmış çeşitli başvuru yollarını ifade eder 1. Böylece davanın tarafları, dava sonucunda verilen ve yanlış olduğunu düşündükleri kararın değiştirilmesi veya düzeltilmesi için bir üst mahkemeye başvurarak ilgili karara ilişkin hukuki denetimin yapılması imkânı elde etmiş olurlar. Mahkemelerin vermiş oldukları nihai kararların kesinleşmesini önleyen kanun yollarına olağan kanun yolları, kesinleşmiş hükümlere karşı tanınmış olan kanun yollarına ise olağanüstü kanun yolları denir. Kanun yoluna başvurulmakla yargılamanın daha üst bir mercie intikal ettirilmesi ve şekli anlamda kesin hükmün engellenmesi sağlanmaktadır Olağanüstü kanun yolları, olağan kanun yollarından geçerek veya süresi geçtiği için bu yola gidilmeden kesinleşen kararlar için söz konusudur. Olağanüstü kanun yolları; kanun yararına bozma (İYUK md. 51) ve yargılamanın yenilenmesinden (İYUK md. 53) ibarettir. II. OLAĞANÜSTÜ KANUN YOLLARI A. KANUN YARARINA BOZMA 1. Tanım İdare ve vergi mahkemesi kararları, Bölge İdare Mahkemesi kararı ile ilk derece mahkemesi olarak Danıştay kararlarına karşı kanun yollarının kullanılmamış veya kullanılamamış olması nedeniyle şekli anlamda kesinlik kazanan kararlar, niteliği itibariyle yürürlükteki hukuka aykırı bir durum ifade ediyor ise, özel bir temyiz incelemesine tabi tutulmasına kanun yararına bozma denir. Bu şekilde işletilen olağanüstü kanun yoluyla yargı kararlarında oluşan hukuka aykırılık giderilerek söz konusu kararın hukuk düzeninde yaratmış olduğu bozulma onarılmaktadır. İfade tarzı ile bakıldığında bozma kavramı, bir üst yargı mercii tarafından kararın hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle ortadan kaldırılarak olay mahkemesine tekrar gönderilmesini ifade eder. Yani sonuçtur. Oysa bu davanın ismi temyizdir. İYUK 51. madde içeriğinde de... kanun yararına temyiz olunabilir ifadesi kullanılmaktadır. Gerçi, davanın amacı iptal ettirmeye, bozdurmaya yönelik ise de bazen mahkeme kararı bozmayabilir de. Bu sebeple, literatürde bu yaklaşıma uygun olarak yasa yararına temyiz ifadesi ağırlıklı olarak kullanılmaktadır 2. Ancak kanun yararına bozma, bir kanun yolu olmasına rağmen diğer yollara benzemeyen, kendine özgü bir kanun yoludur. Kanun yararına bozma yolu ile temyiz yolu arasındaki farkları şöyle sıralayabiliriz 3 ; - Temyiz, ilk derece mahkemesinin son kararlarına karşı gidilen bir yoldur. Oysa kanun yararına bozma, kesin kararlar aleyhine gidilmektedir. 1 2 3, Yusuf Karakoç, Vergi Sorunlarının/Uyuşmazlıklarının Çözüm Yolları (Vergi Yargılaması Hukuku), Yetkin Yayınları, Ankara, 2007., s. 204. Hasan Hüseyin Bayraklı, Vergi Uyuşmazlıkları ve Çözüm Yolları, Afyon, Celepler Matbaacılık, 2008, s. 292. Bayraklı, a.g.e., ss. 292-293.
- İlk derece mahkemesi olarak görev yapmayan, itiraz mercii olan Bölge İdare Mahkemesi (BİM) kararlarına karşı temyiz yolu kapalı olmasına rağmen kanun yararına bozma yolu açıktır. - Temyiz davalarında başvuru için bir süre öngörülmesine karşılık, yasa yararına temyiz için bir süre öngörülmemiştir. - Temyiz, son karar aleyhine olan tarafın gittiği bir yasa yolu olmasına karşılık, yasa yararına temyizde ilgili bakanlık veya Danıştay Başsavcısının gerek görmesi üzerine de bu yola gidilebilmektedir. - Temyiz yolunda temyiz merciinin kararı olay mahkemesinin kararını bozma ya da onama şeklinde olduğu için tarafların hukuki durumlarında değişiklik meydana getirmesine karşılık, yasa yararına temyizde olay mahkemesinin kararlarının hukuki sonuçları değişmemektedir. - Temyiz, olay mahkemelerinin kararlarının olabildiğince yeknesak ve yürürlükteki yasalara uygun olarak verilmesini sağlama işlevi görür. Temyiz aşamasından geçmeksizin kesinleşen kararlar, kimi zaman, içtihatlar topluluğu içerisinde yerini korurken, yürürlükteki hukuka da aykırı olmaya devam edebilecektir. İşte kendine özgü bir yol olan kanun yararına bozma, hukuk âlemine hukuka aykırı içtihatların yerleşmesini engeller. 2. Kanun Yararına Bozmaya Konu Edilecek Kararlar İYUK mad 51/1 e göre, bölge idare mahkemesi kararları ile idare ve vergi mahkemelerince ve Danıştay ca ilk derece mahkemesi olarak verilip temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlardan niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade edenler, ilgili bakanlıkların göstereceği lüzum üzerine veya kendiliğinden Başsavcı tarafından kanun yararına temyiz olunabilir. Kanun metninden de anlaşıldığı üzere kanun yararına bozmaya konu edilebilecek kararlar şunlardır; - BİM in itiraz üzerine verdiği kararlar, - Vergi mahkemelerinin verdiği ancak temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlar, - Danıştay ca ilk derece mahkemesi olarak verilip temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlar. 3. Kanun Yararına Bozma Şartları Kanun yararına temyize başvurulabilmesi için şu şartların gerçekleşmiş olması gerekir; - Karar, kanun yararına bozma yoluna konu olabilecek bir karar olmalıdır. Yani karar, bölge idare mahkemesi kararları ile idare ve vergi mahkemelerince ve Danıştay ca ilk derece mahkemesi olarak verilmiş bir karar olmalıdır, - Karar söz konusu mahkemeler tarafından verilmiş olup temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlar niteliğinde olmalıdır, - Kararlar yürürlükteki hukuk kurallarına aykırılık içermelidir, - Kanun yararına bozma talebi ilgili bakanlıkların göstereceği lüzum üzerine veya kendiliğinden Başsavcı tarafından yapılmış olmalıdır. 4. Kanun Yararına Bozma Sürecinin İşleyişi İYUK mad 51/1 hükmü gereğince kanun yararına bozma talebi ya ilgili bakanlıktan ya da Danıştay Başsavcılığından gelmelidir. Her iki durumda da Başsavcı talep üzerine kanun yararına bozma davası açar. Ancak talebin ilgili bakanlıktan gelmesi halinde öncellikle bakanlık, Danıştay Başsavcılığına, kararın yürürlükteki hukuka aykırı olduğu ve kanun
yararına temyiz edilmesi gerektiğini belirten gerekçelerli bir yazı ile başvuruda bulunması gerekir. Burada başvuru dilekçesinin taraflara gönderilmesi gerekmemektedir. Kanun yararına bozma başvurusu, bölge idare mahkemesi kararları, idare ve vergi mahkemeleri kararlarına karşı Danıştay dava dairesine, Danıştay dava dairesinin ilk derece mahkemesi olarak verdiği kararlara karşı da Danış Dava Dairesi Kuruluna yapılır. Temyiz isteği yerinde görüldüğü takdirde karar, kanun yararına bozulur. Bu bozma kararı, daha önce kesinleşmiş olan mahkeme veya Danıştay kararının hukuki sonuçlarını kaldırmaz. Bozma kararının bir örneği ilgili bakanlığa gönderilir ve Resmi Gazete'de yayımlanır (İYUK, m. 51/2-3). 5. Kanun Yararına Bozmanın Sonuçları Kanun yararına bozma yolunun amacı hukukta ve uygulamada birliği; kanunun, her yerde aynı şekilde uygulanmasını sağlamaktır. Çünkü tüm hukuk devletlerinde, hukuk birliğini sağlayacak makamlar, yüksek mahkemelerdir. Yüksek mahkemeler, sadece yerel mahkemelerin kararlarını denetlemez, aynı zamanda, uygulama ve içtihat birliğini sağlamakla görevlidir 4. Bu nedenle kanun yararına bozma yolu ile hukuk âlemine yanlış ve hukuka aykırı içtihattın yerleşmesinin önüne geçilmektedir. Bu bozma kararı, daha önce kesinleşmiş olan mahkeme veya Danıştay kararının hukuki sonuçlarını kaldırmaz. Bu nedenle verilen yeni hüküm davanın taraflarını etkilemez. Kanun yararına bozma kararı üzerine, ilgili mahkemece davaya yeniden bakılmaz. Dolayısıyla, kararları bu yol ile bozulan mahkemelerin yapacakları bir işlem yoktur. Ayrıca, temyiz yolunda var olan mahkemenin eski kararında ısrar etme durumu burada söz konusu değildir. Yani mahkemelerin kanun yararına bozmaya karşı direnme hakları yoktur. B. YARGILAMANIN YENİLENMESİ 1. Tanım Yargı sistemi açısından hukuka uygunluğun sağlanabilmesi için ilk derece mahkemelerinde verilen kararların da denetlenmesi, yargı kararlarının üst mahkemelerce incelenmesi ve yargılamada oluşabilecek hataların önlenmesi gerekmektedir. Ancak yargılamanın yapıldığı sırada elde olmayan sebeplerden dolayı yargılamanın sonucunu etkileyecek bazı belge ve bilgilerin yargılama tamamlandıktan sonra ortaya çıkması halinde, hukuka uygunluğun sağlanması için taraflara yargılamanın yenilenmesi hakkı tanınmıştır 5. Yargılamanın yenilenmesi, bir mahkemece verilen ve kesinlik arz eden bir kararın kanunda sayılı sebepler dolayısıyla aynı mahkemece iptal ve değiştirilmesini sağlayan olağanüstü bir kanun yoludur. Kesinleşmiş hükümlere karşı kabul edilmiş bu yol ile daha önce verilmiş olan kesinleşmiş yargı hükümlerindeki maddi soruna ilişkin fiili hataların, yanlışlıkların ve hukuka aykırılıkların giderilebilmesine imkân sağlanmaktadır. İşte kanunda sınırlandırılmış bir şekilde sayılmış olan sebeplere dayanılarak esas hükmün kaldırılması ve yargılamanın yeniden yapılması, davanın yeniden incelenmesi ve hukuka uygun karar verilmesini sağlayan olağan üstü kanun yoluna yargılamanın yenilenmesi denir. Diğer bir ifadeyle yargılamanın yenilenmesi, yargılama yapılması esnasında yargılama hata ve eksiklerinin bulunması, yargılamadan önce gerçekleşen fakat yargılamadan sonra fark edilen ve yargı kararını değiştirecek nitelikte olan bir unsurun varlığının belirlenmesi halinde, kanunda belirtilen şartlar ve süreler içinde olmak kaydıyla taraf olanlara tanınan olağanüstü bir yargı yoludur 6 4 5 6 Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 5. Baskı, Cilt: 1, İstanbul, 1991, s. 50. Rıfat Ortaç, Vergi Yargı Sistemimizde Yargılamanın Yenilenmesi, Yaklaşım Dergisi, Sayı: 59 (Kasım 1997), s. 66. Kazım Yenice, Yüksel Esen, Açıklamalı-İçtihatlı-Notlu İdari Yargılama Usulü, Ankara, 1983, s. 735.
2. Yargılamanın Yenilenmesine Konu Edilecek Kararlar Danıştay, bölge idare mahkemeleri ve vergi mahkemelerinin esas hakkında aldıkları nihai hüküm niteliğindeki kararları yargılamanın yenilenmesine konu olabilen kararlardır. Buna karşılık mahkemelerin ara kararları, delil tespiti, işlemden kaldırma, yürütmenin durdurulması, bilgi isteme, dilekçenin reddi, görev ve yetkiye ilişkin merci tayini gibi davanın esasına ilişkin olmayan kararlar ve Danıştay ın temyiz mercii olarak verdiği bozma ve onama kararları da yargılamanın yenilenmesine konu olmazlar 7. Diğer taraftan davayı sonuçlandıran taraf işlemlerinden olan feragat, kabul, sulh kesin hükmün tüm sonuçlarını doğurmasına karşılık bunlar için de yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilemez. 3. Yargılamanın Yenilenmesinin Sebepleri İYUK mad. 53 e göre yargılamanın yenilenmesinin sebepleri şunlardır; - Zorlayıcı sebepler dolayısıyla elde edilemeyen bir belgenin kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması, - Karara esas olarak alınan belgenin sahteliğine hükmedilmiş, ikrar olunmuş veya kişinin karar zamanında bundan haberi olmamış olması, - Karara esas olarak alınan bir ilam hükmünün, kesinleşen bir mahkeme kararıyla bozularak ortadan kalkması, - Bilirkişinin kasıtla gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun mahkeme kararıyla belirlenmesi, - Lehine karar verilen tarafın, karara etkisi olan bir hile kullanmış olması, - Vekil veya kanuni temsilci olmayan kimseler ile davanın görülüp karara bağlanmış bulunması, - Çekinmeye mecbur olan başkan, üye veya hâkimin katılmasıyla karar verilmiş olması, - Tarafları, konusu ve sebebi aynı olan bir dava hakkında mahkeme tarafından önceki ilamın hükmüne aykırı bir karar verilmiş bulunması, - Hükmün insan haklarına aykırılığı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması. 4. Yargılamanın Yenilenmesinin Şartları Yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurabilmek için bir takım şartların gerçekleşmiş olması gerekir. Söz konusu şartlar şunlardır; - Dava konusu edilecek karar, nihai karar niteliğinde olmalıdır. Bu nedenle ara kararlar için yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilmez. - İYUK mad. 53 e sayılan yargılamanın yenilenmesi sebeplerinin gerçekleşmiş olması gerekir. - Kanunda belirtilen süre içinde dava açma talebinde bulunulmalıdır. 5. Yargılanmanın Yenilenme Sürecinin İşleyişi ve Sonucu Yargılamanın yenilenmesi isteminde bulunma yetkisi asıl davanın taraflarına aittir. Davanın taraflarından olmayan bir kimse yargılamanın yenilenmesi isteminde bulunamaz. Yargılamanın yenilenmesi isteminde bulunabilmek için hukuksal bir menfaat bulunmalıdır. Lehine karar verilmiş olan taraf, hukuki yararının olmaması nedeniyle yargılamanın yenilenmesi yoluna başvuramaz 8. Yargılamanın yenilenmesi talebi, esas kararı vermiş olan ilk 7 Murat Arslan, Türk Vergi Yargısı Sisteminde Olağanüstü Kanun Yolları, Sayıştay Dergisi, Sayı: 53, s. 101. 8 A. Şeref Gözübüyük, Yönetsel Yargı, 26. Bası, Turhan Kitabevi, Ankara, 2007, s. 532.
derece mahkemesince karara bağlanır (İYUK, m. 53/2). Ancak istemin ilişkin olduğu konu başka bir yargı yerinin görevine giriyorsa, ilk kararı kendi almamış olsa bile yargılamanın yenilenmesi istemini bu daire veya mahkemece karara bağlanır (İYUK, m. 55/1). Yargılamanın yenilenmesi başvurusu usulüne uygun hazırlanan dava dilekçesi ile esas kararı vermiş olan mahkemeye yapılır. Dilekçede özellikle yargılamanın yenilenmesi gerekçeleri açıklanır ve yargılamanın yenilenmesini gerektiren sebeplerin gerçekleşme tarihi gösterilerek buna ilişkin belgeler eklenir. Duruşma yapılması ilgili daire veya mahkemenin takdirine bağlıdır. Dilekçe ve ekler mahkeme tarafından karşı tarafa tebliğ edilir. Karşı tarafın savunması alındıktan sonra istekler incelenir ve kanunda yazılı sebepler varsa davaya yeniden bakılarak karar verilir (İYUK, m. 55/2). Diğer bir ifadeyle mahkeme gerekçeleri yerinde bulursa davaya yeniden bakarak karar verir. Mahkeme eski kararı doğru bulursa kararı yeniler. Burada yeni karar ile eski karar aynı olduğundan taraflar açısından yeni bir hukuki durum söz konusu olmaz. Mahkeme eski kararı kısmen veya tamamen değiştirirse yeni bir hukuki durum söz konusu olduğundan yeri karar eski kararın yerini alır. Burada hemen belirtelim ki, alınan yeni karar ilk derece mahkemesi kararı niteliğinde olduğundan buna karşı kanun yolu açıktır. Ancak aynı nedene dayanılarak ikinci kez yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilmez. Yargılamanın yenilenmesi ve kararın düzeltilmesi istemleri, kanunda yazılı sebeplere dayanmıyor ise, istemin reddine karar verilir (İYUK, m. 55/3). III. SONUÇ Yukarıda ifade edildiği üzere, olağanüstü kanun yolları, kesinleşen kararlar için söz konusudur. Kanun yararına bozma ve yargılamanın yenilenmesi şeklinde iki olağanüstü kanun yollu bulunmaktadır. Yargılamanın yenilenmesi (muhakemenin iadesi), kati olarak verilmiş veya katiyet kesbetmiş olan hukuk ve ceza mahkemesi kararlarıyla Danıştay ve diğer hususi mahkeme kararlarının, kanunda sayılan maddi sebeplerin mevcudiyeti halinde, aynı kaza mercilerinde yeniden tetkikine, tekrar yargılama yapılmasına ve kararların değiştirilmesine imkan veren olağanüstü kanun yoludur. Tanımdan anlaşılacağı gibi, yargılamanın yenilenmesinin ayırıcı unsuru; olağanüstülülüktür. Yani, bu yol hem zaman hem de aranılan sebepler açısından olağanüstü niteliktedir. Kanun yararına bozma ise, idare ve vergi mahkemesi kararları, Bölge İdare Mahkemesi kararı ile ilk derece mahkemesi olarak Danıştay kararlarına karşı kanun yollarının kullanılmamış veya kullanılamamış olması nedeniyle şekli anlamda kesinlik kazanan kararlar, niteliği itibariyle yürürlükteki hukuka aykırı bir durum ifade etmesi halinde kanunda belirtilen şartlar dahilinde özel bir temyiz incelemesine tabi tutulmasıdır. Kanun bozma kararı, daha önce kesinleşmiş olan mahkeme veya Danıştay kararının hukuki sonuçlarını kaldırmaz. Bu yol ile yargı kararlarında oluşan hukuka aykırılık giderilerek söz konusu kararın hukuk düzeninde yaratmış olduğu bozulma onarılmaktadır.