DANIŞTAY (..) DAİRESİ SAYIN BAŞKANLIĞI NA

Benzer belgeler
Ek 1: Aile Hekimliği Pilot Uygulaması Hakkında Kanun

Davacı ve Yürütmenin Durdurulmasını İsteyen : Büro Emekçileri Sendikası

AİLE HEKİMLİĞİ KANUNU (1)

AİLE HEKİMLİĞİ KANUNU (1)

T.C. DANIŞTAY 11. DAİRE E. 2005/4287 K. 2008/10605 T

Danıştayın yürütmesini durduğu konular: 1. Mesai dışı çalışma,

KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU TÜZEL KİŞİLER İÇİN ŞİKÂYET BAŞVURU FORMU

24 Aralık 2007 PAZARTESİ. Sayı : MAHKEMESİ KARARI. Anayasa Mahkemesi Başkanlığından: İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : İTİRAZIN KONUSU :

KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU TÜZEL KİŞİLER İÇİN ŞİKÂYET BAŞVURU FORMU

Davacı ve Yürütmenin Durdurulmasını isteyen: Türk Tabipleri Birliği. Vekili : Av. Mustafa Güler Strazburg Cad. 28/28 Slhhiye/ANKARA

Personelin statüsü ve malî haklar: Madde 3- Sağlık Bakanlığı; Bakanlık veya diğer kamu kurum veya kuruluşları personeli olan uzman tabip, tabip ve

I sayılı İdarî Yargılama Usûlü Kanunun başvuru konusu kuralının Anayasaya aykırılığı sorunu:

Maliye Bakanlığından: GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 275) Resmi Gazete: Giriş

T.C. DANIŞTAY SEKİZİNCİ DAİRE. Esas No : 2011/103. Davacı ve Yürütmenin Durdurulmasını isteyen : Türk Tabipleri Birliği. Vekii : Av.

T.C. DANIŞTAY BEŞİNCİ DAİRE Esas No : 2004/4439 İTİRAZ YOLUYLA ANAYASA MAHKEMESİNE BAŞVURULMASI KARARI

ELAZIĞ VALİLİĞİNE (Defterdarlık) tarihli ve /12154 sayılı yazınız

SÖZLEŞMELİ AİLE HEKİMLERİYLE İLGİLİ GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ

YÜRÜTMENİN DURDURULMASINI İSTEYEN (DAVACI):

30/4/2013 TARİHİNDE YAPILAN KURUM İDARİ KURULU TOPLANTISINA DAİR GÖRÜŞ RAPORU

ASİSTANLARIN HAKLARI VE SORUMLULUKLARI. Av. Kürşat Bafra

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2014/061 Ref: 4/061

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

KURUM TABİPLERİ VE İŞYERİ HEKİMLERİNİN YETKİLENDİRİLMİŞ AİLE HEKİMİ OLMASI ZORUNLU D E Ğ İ L D İ R.

: Büro Çalışanları Hak Sendikası (Büro Hak-Sen) GMK Bulvarı 40/2 Kat 2 Maltepe / ANKARA

ifadesi ile cihazların ve belgelerin özellikleri başlıklı 2.1 inci maddesinin (a) bendi ile TÜRK MİLLETİ ADINA

: Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası. VEKİLİ : Av. Mahmut Nedim Eldem- -Cinnah Cad. Willy Brant Sok. No: 13 Çankaya/ANKARA

: ANKARA BAROSU BAŞKANLIĞI

TEK HEKİMİN SÜREKLİ İCAP NÖBETÇİSİ OLAMAYACAĞINA İLİŞKİN DANIŞTAY KARARI Cuma, 12 Ağustos :53 - Son Güncelleme Perşembe, 05 Ocak :01

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21

İlgili Kanun / Madde 5434 S.ESK/ S. SGK/101

D A N I Ş T A Y ONUNCU DAİRE Esas No : 2011/10572

İDARİ YARGILAMA USULÜ HUKUKU 3-B K. Burak ÖZTÜRK İDARİ YARGI KARARLARININ UYGULANMASI

T.C. D A N I Ş T A Y SEKİZİNCİ DAİRE. Esas No : 2011/2560. Davacı ve Yürütmenin Durdurulmasını İsteyen :Türk Nöroşirurji Derneği. Vekili. :Av.

SAVUNMANIN ÖZETİ : Tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmuştur.

Ziya Gökalp Caddesi No:10 - Kızılay / ANKARA

Hürriyet Mah.Hürriyet Cad.No:26/2 Dai.3 Yenibosna Bahçelievler/İSTANBUL

TÜRK MİLLETİ ADINA. Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nca dosya incelendi, gereği görüşüldü:

ANKARA BAROSU BAŞKANLIĞI

: HÜSEYİN DARTAL İl Sağlık Müdürlüğü, Merkeı/ŞANLIURF A TÜRK MİLLETİ ADINA

Radyoloji çalışanlarının 7 saat olan çalışma süresi 8 saate çıkarılabilir mi?

Anahtar Kelimeler : Yargılamanın yenilenmesi, kesinleşen mahkeme kararı, özel tüketim

ONÜÇÜNCÜ DAİRE USUL KARARLARI. Anahtar Kelimeler : Dava Açma Süresi, Yazılı Bildirim, Başvuru Mercii ve Süresi, Hak Arama Hürriyeti

BÖLÜM-12 HUKUKİ ÇALIŞMALAR 43.DÖNEM ÇALIŞMA RAPORU

Durdurulmasını İsteyenler : 1- Ankara Gümrük Müşavirleri Derneği

Ek 2: Dava Dilekçesi. İstanbul Nöbetçi İdare Mahkemesi. Sayın Başkanlığına. İstanbul 2. İdare Mahkemesi 2008/1445 E

T.C. D A N I Ş T A Y ONUNCU DAİRE. Esas No : 2009/13770

BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun'un İlgili Maddeleri:

Sayı: Ankara, 24 /03/2014 ANKARA İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ MERKEZ KONSEYİ BAŞKANLIĞINA

Sendikası, Gazi Mustafa Kemal Bulvarı, Onur iş Hanı No:12/160 Kat:7 Kızılay/ANKARA

tarihli ve 6570 sayılı İSTANBUL TAHKİM MERKEZİ KANUNU un 6. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan,

: ANKARA BAROSU BAŞKANLIĞI

TÜRK DERMATOLOJİ DERNEĞİ YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞI'NA. : Dr. Canan Akay'ın acil nöbetleri hakkındaki iletisine ilişkin görüşlerimizin sunulmasıdır.

T.C. D A N I Ş T A Y BEŞİNCİ DAİRE Esas No : 2010/4406 Karar No : 2011/1696 : Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanlığı

DEVLET MEMURLARININ TEDAVİ YARDIMINA İLİŞKİN ANAYASA MAHKEMESİ KARARI Cuma, 03 Nisan :58 -

KLİNİK BİYOKİMYA UZMANLARI DERNEĞİ

DANIŞTAY BAŞKANLIĞINA Yürütmenin Durdurulması İstemlidir.

AİLE MAHKEMELERİNİN KURULUŞ, GÖREV VE YARGILAMA USULLERİNE DAİR KANUN

GÖRÜŞ BİLDİRME FORMU

İlgili Kanun / Madde 3201 S.YHBK./3

ĠġYERĠ HEKĠMLERĠ ĠÇĠN YENĠ Ġġ SAĞLIĞI VE Ġġ GÜVENLĠĞĠ KANUNU EĞĠTĠM SEMĠNERLERĠ SEMĠNER 2

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21

Aile Hekimliği Kanunu

ÇALIŞANLARIN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ EĞİTİMLERİNİN USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK YAYIMLANDI

3. Ötesinde; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu nun tarih ve 2013/3486 E. 2015/2486 K. sayılı kararında,

Esas Sayısı : 2015/88 Karar Sayısı : 2016/156

T.C. TOKAT İDARE MAHKEMESİ ESAS NO : 2014/635

T.C. D A N I Ş T A Y BEŞİNCİ DAİRE EsasNo : 2012/8758 Karar No : 2014/9866

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21

İPTAL BAŞVURUSUNA KONU OLAN YASA MEDDESİ İLE İLGİLİ AÇIKLAMA:

TÜRKİYE HALK SAĞLIĞI KURUMU NDAN, AİLE HEKİMLERİNE BİR ANGARYA DAHA! CUMARTESİ NÖBETİ

BİLGİ NOTU. : Anayasa Mahkemesi nin 663 sayılı KHK İle İlgili İptal Kararı.

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI Anayasa Mahkemesi Başkanlığından: Esas Sayısı : 2007/44 Karar Sayısı : 2009/148 Karar Günü : İPTAL DAVASINI AÇAN

Özelde Çalışan Hekimlere Acil Duyuru İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ YARGI TARAFINDAN HUKUKA AYKIRI BULUNAN ÇALIŞMA YASAKLARINI BİR KEZ DAHA DOLAŞIMA SOKTU.

TUTAN AKTIR. Recep Ali ER İşveren Vekili Genel Müdür Yardımcısı Kurum İdari Kurulu Başkanı. İşveren Vekili 1.Hukuk Müşaviri Üye

T.C. KOCAELİ 2. İDARE MAHKEMESİ ESAS NO : 2014/1281

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü Sayı : B.10.0.THG / Ocak 2012 Konu : Ek Ödeme GENELGE 2012/7

Serbest Çalışan Öğretim Üyelerinin Hukuksal Durumu. Av. Mithat KARA Av. Abdullah HIZAL İzmir Tabip Odası Hukuk Bürosu

KARAR 1 (672 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılmaya dair) Davalı : Başbakanlık /ANKARA

Karar N0: KARAR-

Davacı ve Yürütmenin Durdurulmasını İsteyen: Eğitim-Öğretim ve Bilim Çalışanları Sendikası

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI - TIPTA UZMANLIK KURULU İLE İLGİLİ

A. Yasa Hükmünün Anlamı

T.C. DANIŞTAY ONBİRİNCİ DAİRE Esas No : 2016/1698 Karar No : 2017/6525

Federal İdare İş Mahkemesi

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ CUMHURİYET HALK PARTİSİ. Grup Başkanlığı. Sayı :.. 28 / 04 / 2010 ANAYASA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA

T.C. D A N I Ş T A Y ONUNCU DAİRE Esas No : 2010/ Davacı ve Yürütmenin Durdurulmasını İsteyen:

T.C. MALİYE BAKANLIĞI Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü GENELGE

aralıksız asaleten 8 yıllık çalışma süresini tamamlayanların görev yerleri, durumlarına uygun eğitim kurumları olacak şekilde bu Yönetmelik ekinde yer

Yayımlandığı R.Gazete : Tarih : 9/12/2004 Sayı :25665

Mahkeme, Anayasaya aykırılık iddiasını ciddi görmezse bu iddia temyiz merciince esas hükümle birlikte karara bağlanır.

Belediyelerde Özel Kalem Müdürü Atamaları

İlgili Kanun / Madde 506 S. SSK. /68

T.C. SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü GENELGE NO: 2007/02....VALİLİĞİNE (Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü)

BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA

7536 İKİNCİ BÖLÜM Görev, Yetki ve Sorumluluklar

1982 Anayasası nın Cumhuriyetin Nitelikleri başlıklı 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti nin bir hukuk devleti olduğu kurala bağlanmıştır.

Endüstri İlişkileri Kapsamında

26 Ağustos 2003 Tarihli Resmi Gazete. Sayı: Harcırah Kanunu Genel Tebliği. (Seri No:37)

Transkript:

DANIŞTAY (..) DAİRESİ SAYIN BAŞKANLIĞI NA Yürütmenin Durdurulması Taleplidir. Anayasa Mahkemesi ne İntikal Taleplidir. Duruşma Taleplidir. Davacı : Türk Sağlık Sen [Türkiye Sağlık ve Sosyal Hizmetler Kolu Kamu Görevlileri Sendikası] Talatpaşa Bulvarı No:160 Kat: 5 Cebeci / ANKARA Vekilleri Davalı : Av. Gülay PARSAK Av. Mehmet PARSAK Av. Kadir GÖKTAŞ Necatibey Cad. 27/13 Kızılay/ ANKARA : Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanlığı ANKARA İlan Tarihi : 09.04.2014 Konu : Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanlığı tarafından yayımlanan 09.04.2014 tarihli 2014/12 sayılı genelgede yer alan 1.,2.,3.,6., ve 5. Maddenin (a) ve (b) bendinin, 7. Maddesinde yer alan ulaşım konusunda gerekli kolaylık gösterilecektir ibaresinin iptali ile SAVUNMA ALINANA KADAR YÜRÜTMESİNİN DURDURULMASINA, bunun mümkün olmaması halinde, memur eliyle tebligatların yapılarak alınacak SAVUNMADAN SONRA YÜRÜTMESİNİN DURDURULMASINA ve nihayet DURUŞMALI OLARAK YAPILACAK YARGILAMAYLA İPTALİNE, mezkur düzenleyici işlemin dayanağı olan 02.01.2014 tarih ve Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6514 sayılı Kanun un 52. Maddesiyle,5238 sayılı Aile Hekimliği Kanun un 3. Maddesinin beşinci fıkrasının 2. Cümlesine eklenen Aile hekimlerine ve aile sağlığı elemanlarına 657 sayılı Kanunun ek 33 üncü maddesinde belirtilen yerlerde haftalık çalışma süresi ve mesai saatleri dışında ayda asgari sekiz saat; ihtiyaç halinde ise bu sürenin üzerinde nöbet görevi verilir. ibaresinin Anayasa nın ilgili hükümlerine aykırı olması nedeniyle, itiraz yoluyla iptali için ANAYASA MAHKEMESİ NE İNTİKALİNE, karar verilmesi talebimizin sunulmasından ibarettir. AÇIKLAMALAR : Türkiye Sağlık ve Sosyal Hizmetler Kolu Kamu Görevlileri Sendikası, 4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikası Kanunu hükümlerine göre kurulmuş bir sendika olup, mezkur kanunun 19. maddesinin f bendi uyarınca; Üyelerin idare ile ilgili doğacak ihtilaflarında, ortak hak ve menfaatlerinin izlenmesinde veya hukuki yardım gerekliliğinin ortaya çıkması durumunda üyelerini veya mirasçılarını, her düzeyde ve derecedeki yönetim ve yargı organları önünde temsil etmek veya ettirmek, dava açmak ve bu nedenle açılan davalarda taraf olmak hakkına sahiptir. Dolayısıyla Türk Sağlık-Sen in, üyelerinin menfaatlerini ihlal eden dava konusu işlem hakkında işbu iptal davasını açma hakkı vardır. Bilindiği üzere, 02.01.2014 tarih ve Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6514 sayılı Kanun un 52. Maddesiyle,5238 sayılı Aile Hekimliği Kanun un 3. Maddesinin beşinci fıkrasının 2. Cümlesine eklenen Aile hekimlerine ve aile sağlığı elemanlarına 657 sayılı Kanunun ek 33 üncü maddesinde belirtilen yerlerde haftalık çalışma süresi ve mesai

saatleri dışında ayda asgari sekiz saat; ihtiyaç halinde ise bu sürenin üzerinde nöbet görevi verilir. İbaresi eklenmiştir. Anılan hükmün uygulanması ise Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanlığı tarafından yayımlanan 09.04.2014 tarihinde 2014/12 sayılı genelge ile ihdas edilmiştir. Anılan hüküm ve genelgenin dava konusu hükümleri hukuka ve yasalara aykırıdır. Şöyle ki; A.GENELGENİN DAVA KONUSU HÜKÜMLERİNİN İPTALİ İSTENEN İBARELER VE İPTAL GEREKÇELERİ: 1.GENELGENİN 1. MADDESİNİN İPTALİ BAKIMINDAN: 02.01.2014 tarih ve Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6514 sayılı Kanun un 52. Maddesiyle,5238 sayılı Aile Hekimliği Kanun un 3. Maddesinin beşinci fıkrasının 2. Cümlesine eklenen haftalık çalışma süresi ve mesai saatleri dışında ayda asgari sekiz saat; ihtiyaç halinde ise bu sürenin üzerinde nöbet görevi verilir. İbare ile aile hekimleri ve aile sağlığı elemanlarına yasa koyucu tarafından normal çalışma saatlerinin dışında hizmetin gereği de olmayan bir çalışma şekline gitmekte, mesai dışı çalışma mali haklarla ilişkilendirilerek aile sağlığı çalışanlarının üst sınırı da olmayan fazla çalışması teşvik edilmektedir. Türkiye nin onayladığı Avrupa Sosyal Şartı 2 nci maddesinde taraf devletlerin haftalık çalışma sürelerini aşamalı olarak azaltması öngörülmüş, çalışanların dinlenmeleri için gerekli düzenlemeleri yapmaları gerektiğinin altı çizilmiştir. Anayasanın 49 uncu maddesinde devletin çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak ve çalışmayı desteklemekle yükümlü olduğu vurgulanmıştır. Anayasanın Çalışma Şartları Ve Dinlenme Hakkı başlıklı 50 nci maddesinin üçüncü fıkrasına göre de Dinlenmek çalışanların hakkıdır. Bu hak, temel hak ve hürriyetlerden olması nedeniyle şahsa bağlı devredilemez sosyal bir haktır. Anayasanın 50 nci maddesinin gerekçesine göre dinlenme hakkı hem çalışanın bedenen korunması için zorunlu hem de çalışanın dinlenme sonrası çalışmasının verimi için gereklidir. Dinlenme hakkının çalışanların olduğu kadar toplumun menfaatine bir hak olduğuna, hakkın çalışanların yaşam ve sağlıklarının korunması ve geliştirilmesine hizmet ettiğine, hakkın gerçekleşmesi için ise diğer sosyal haklarla birlikte devletin etkin müdahalesinin gerektiğine şüphe yoktur. Sağlık söz konusu olduğunda dinlenme hakkı aynı zamanda hastaların sağlık ve yaşam hakkı ile de ilgili olmaktadır. Aşırı çalışma süreleri ve beraberinde mesai saatlerindeki düzensizliğin, çalışanlarda bireysel olarak uyku düzensizliği, yemek alışkanlıklarında değişme, aile ve sosyal yaşam üzerinde rahatsız edici etkiler ve tükenmişlik sendromu gibi olumsuzlukların ortaya çıkmasına yol açacağı bilim çevrelerince kabul edilmektedir. Anılan olumsuzluklar ise çalışanların yanı sıra sağlık hizmeti alanların temel hak ve özgürlüklerinden olan yaşama ve sağlık hakkını ihlal eden sonuçlara neden olabilecektir. 09.12.2003 tarihinde yürürlüğe giren İnsan Hakları Ve Biyotıp Sözleşmesinin 4 üncü maddesi ile Mesleki Standartlar başlığı adı altında; Araştırma dahil, sağlık alanında herhangi bir müdahalenin, ilgili mesleki yükümlülükler ve standartlara uygun olarak yapılması gerekir. denilerek bireylerin temel hak ve özgürlüklerinin korunmasının doğal uzantısı olan tıbbi girişimlerin ilgili mesleki standartlara uygun olma zorunluluğu getirilmiştir. Uzun çalışma süreleri ile ilgili uygulama sonucunda, hekimler için sağlık hizmetinin nitelikli biçimde sunulmasının koşulları

ortadan kaldırılmakta ve standartlara aykırılık içererek insan sağlığı açısından da olumsuz sonuçlar doğurabilecek durumlar yaratılmaktadır. AVRUPA BİRLİĞİ MAHKEMESİ NİN 03.10.2000 TARİHLİ SİMAP VE 09.09.2003 TARİHLİ JAGLER KARARINDA, HEKİMLERİN NÖBETLER DAHİL HAFTALIK ÇALIŞMA SÜRELERİNİN EN ÇOK 48 SAAT OLABİLECEĞİ BELİRTİLMİŞTİR. HEKİMLERİN HER 8 VEYA 10 SAATLİK ÇALIŞMA PERİYOTLARI ARASINDA EN AZ 11 SAATLİK DİNLENME SÜRELERİ BULUNACAKTIR. Sağlık çalışanlarının dinlenme sürelerinin bireylerin yaşam ve sağlık hakkı ile olan doğrudan bağı ve Avrupa Sosyal Şartı ve Anayasanın 50 nci maddesinde uyarınca çalışanların çalışma sürelerinin azaltılmasına yönelik düzenleme yapmak ödevinin ihlal edilerek süreleri artıran, çalışanları daha fazla çalışmaya zorlayan hükümler getirilmektedir. Anayasanın 50 inci maddesinde dinlenmenin çalışanların hakkı olduğu vurgulanmaktadır. Bu kurallar, çalışanların ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumanın devletin temel görevlerinden biri olduğunu göstermektedir. Kamu görevlileri söz konusu olduğunda çalışma sürelerine ilişkin üst sınır aynı zamanda Anayasanın 128 inci maddesinin de gereği olmaktadır. Statünün yapıcı unsurlarının da kanunla düzenlenmesi gerektiği Anayasanın 128 inci maddesinde yer aldığından çalışma süresine üst sınır getirilmemesi ve dinlenme hakkına açıkça yer verilmemesi bu yönden de Anayasa aykırılık oluşturmaktadır. Ayrıca uzun çalışma süreleri ve dolayısıyla meslek dışı boş zamanların kısıtlanması, aile sağlığı çalışanlarının kişisel gereksinimlerini doyurmasını engelleyecek, mesleki anlamda kendini yetiştirmesi ve araştırmalara zaman ayırması gibi mesleki yükümlülük ve hakların da önüne geçecektir. Hastalarla geçirilen uzun çalışma süreleri kısa vadede o hastaya yarar sağlar gibi görünürken; geleceğe dönük olumlu sonuçlar yaratabilecek araştırmaların ertelenmesine ve güncel gelişmelerin takip edilememesine yol açmaktadır. Anayasanın 2 nci maddesinde öngörülen sosyal devlet, emek-sermaye dengesini kuran, zayıfları güçlüler karşısında koruyan, bireysel girişim ve sorumluluğu esas almakla birlikte bireylerin kendi güçleriyle üstesinden gelemeyecekleri sosyal riskleri üstlenen, bu yolla sosyal adaleti kuran devlettir. Bu ilke Anayasanın birçok maddesinde somutlaştırılmıştır. Anayasanın 5 inci maddesiyle devlet kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmakla yükümlü kılınmaktadır. 16.6.1989 tarih ve 3581 sayılı Kanun ile onaylanarak uygun bulunan Avrupa Sosyal Şartının(ASŞ) yerini almak üzere, Avrupa Konseyi tarafından 1996 yılında kabul edilen ve ülkemiz tarafından 6.10.2004 tarihinde imzalanan ve 5547 sayılı yasa ile onaylanarak Anayasa nın 90. Maddesi uyarınca kanun hükmünde bulunan Avrupa Sosyal Şatının birinci bölümünde tüm çalışanların adil çalışma koşullarına sahip olma hakkı olduğu belirtilmiş, 2. Bölümünün Adil Çalışma Koşulları Hakkı başlıklı 2. Maddesinde, akit tarafların adil çalışma koşulları hakkının etkin biçimde kullanılmasını sağlamak üzere, verimlilik artışı ve diğer

etkenler izin verdiği ölçüde haftalık çalışma süresinin tedricen azaltılması öngören makul günlük ve haftalık çalışma saatlerini sağlamayı, Güvenli ve Sağlıklı Çalışma Koşulları Hakkı nı düzenleyen 3. Maddesinde ise akit tarafların, güvenli ve sağlıklı çalışma koşulları hakkının etkin biçimde kullanılmasını sağlamak üzere güvenlik ve sağlık alanında yasal düzenlemeler yapmayı, gözetim önlemleriyle bu düzenlemelerin uygulanmasını sağlamayı taahhüt etmişlerdir. Bu taahhüt Anayasa nın 50. Maddesinde yer verilen dinlenme hakkını desteklemektedir. Bu itibarla, aile sağlığı çalışanlarına haftalık çalışma saatleri ve mesai saatleri dışında asgari sekiz saat, ihtiyaç olması halinde ise bu sürenin üzerinde bir çalışma saati belirlenmesi ibaresi uluslar arası sözleşmelerde birlikte değerlendirildiğinde tedricen azaltılma ibaresi gereğince ve AVRUPA BİRLİĞİ MAHKEMESİ NİN 03.10.2000 TARİHLİ SİMAP VE 09.09.2003 TARİHLİ JAGLER KARARINDA İFADE EDİLDİĞİ ÜZERE ASGARİ DEĞİL AZAMİ ÇALIŞMA SAATİNİ BELİRTİLEREK DİNLENME HAKKININ DA DÜZENLENEREK BELİRLEME YAPILMASI GEREKTİĞİ HALDE AİLE SAĞLIĞI ÇALIŞANLARINA DİNLENME HAKKI VERİLMEDEN YAPILAN DÜZENLEME ULUSLARARASI SÖZLEŞMELERE AYKIRI OLDUĞUNDAN İPTALİ GEREKMEKTEDİR. 2.Genelgenin 2. Maddesi Bakımından: A:)Dava konusu genelgenin 2. Maddesinde; nöbetlerin hastanelerin acil servislerinde ve bu hastanelerin semt polikliniklerinde tutulacağı hüküm altına alınmıştır. Bu ibare hukuka ve yasalara aykırıdır. Şöyle ki; Bilindiği üzere; 5258 sayılı Aile Hekimliği Kanun'un 1. maddesinde, bu Kanunun amacının; Sağlık Bakanlığının belirleyeceği illerde, birinci basamak sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi, birey ihtiyaçları doğrultusunda koruyucu sağlık hizmetlerine ağırlık verilmesi, kişisel sağlık kayıtlarının tutulması ve bu hizmetlere eşit erişimin sağlanması amacıyla aile hekimliği hizmetlerinin yürütülebilmesini teminen görevlendirilecek veya çalıştırılacak sağlık personelinin statüsü ve mali hakları ile hizmetin esaslarını düzenlemek olduğu belirtilmiş, <Tanımlar> başlıklı 2. maddesinde; <Aile hekimi; kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri ile birinci basamak teşhis, tedavi ve rehabilite edici sağlık hizmetlerini yaş, cinsiyet ve hastalık ayrımı yapmaksızın her kişiye kapsamlı ve devamlı olarak belli bir mekânda vermekle yükümlü, gerektiği ölçüde gezici sağlık hizmeti veren ve tam gün esasına göre çalışan aile hekimliği uzmanı veya Sağlık Bakanlığının öngördüğü eğitimleri alan uzman tabip veya tabiptir.> hükmü yer almıştır. 5258 sayılı Aile Hekimliği Kanunun 2 nci maddesinde görüldüğü gibi, aile hekimlerinin tümü uzman hekim olmayıp Sağlık Bakanlığının öngördüğü eğitimleri alan pratisyen hekimler de, aile hekimliği uygulaması içinde yer almaktadır. Yine bu kural ile tıpta aile hekimliği dalı dışındaki bir dalda uzman olan hekimlere hukuken ve yasal olarak kazandıkları tıpta uzmanlık unvanları yok sayılarak aile hekimliği görevi verilmektedir.

1982 Anayasası nda sosyal bir hukuk devleti olma, Türkiye Cumhuriyeti nin nitelikleri arasında sayılmıştır. Başlangıç bölümünde Türk vatandaşının, onurlu bir hayat sürdürme ve maddi ve manevi varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisine doğuştan sahip olduğu vurgulanmış, herkesin maddi ve manevi varlığını geliştirme ve koruma hakkına sahip olduğu Anayasanın 17 nci maddesinde yinelenmiştir. Bireyler açısından getirilen bu hak, 5 inci madde ile devlete görev olarak verilmiştir. Bu maddeye göre; kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmak devletin temel amacı ve görevidir. Anayasa Mahkemesi nin 12.11.1991 tarih ve E.1991/7, K.1991/143 sayılı Kararında da Anayasa nın 2. maddesinde aynı zamanda sosyal devlet ilkesinden de söz edilmektedir. Bu ilke, kişinin doğuştan sahip olduğu onurlu bir yaşam sürdürme, maddi ve manevi varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisini kullanmasını sağlar. Sosyal devletin görevi, güçsüzleri koruyarak sosyal adaleti, sosyal refahı ve sosyal güvenliği sağlamaktır. denilmiştir. Aile hekimliği dışındaki bir tıpta uzmanlık dalında, gerekli eğitimleri alan zorunlu sınavları başarı ile vererek uzman olan bir hekimin, uzmanlık alanı dışında bir dalda salt ihtiyaç doğduğu gerekçesiyle görevlendirilmesinin kişinin temel hak ve hürriyetlerinden olan çalışma hakkının sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlandırılması anlamını taşıdığı açıktır. Böyle bir düzenlemenin aynı zamanda kendi uzmanlık dalı dışında çalışmakla yüklü tutulan uzman hekimin manevi varlığını zedeleyeceği de kuşkusuzdur. Öte yandan Anayasanın 48 inci maddesinin birinci fıkrası, herkesin, dilediği alanda çalışma ve sözleşme özgürlüklerine sahip olduklarını açıklamaktadır. İptali istenen bu düzenleme ile, hekimleri dilediği alan dışında çalışma yükümlülüğü altına soktuğundan Anayasanın 48 inci ve 56 ncı maddesine de aykırı düştüğü açıktır. Keza Aile hekimleri ve aile sağlığı elemanlarının kendi isteği dışında 657 sayılı yasanın ek 33. Maddesinde belirlenen yerlerde uzmanlığı olmayan alanda çalıştırılması sistemin özüne ve kamu yararına aykırıdır. Keza getirilen düzenleme sosyal devlet ilkesinin yanı sıra kişilerin Anayasanın 56 ncı maddesinde ifade edilen sağlık hakkına ve 17 nci maddesinde düzenlenen yaşam hakkına da aykırı düşmektedir. Anayasanın 56 ncı maddesinde Devlete, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak ve bu konuda hizmet vermek ödevi getirilmiştir. Yine Devlet, Anayasanın 17 nci maddesinde kişilere tanınmış olan yaşam hakkını güvence altına almakla yükümlüdür. Devletin, bu görevleri aile hekimliği konusunda uzmanlaşmamış hekimleri, aile hekimi olarak görevlendirmek suretiyle yerine getiremeyeceği açıktır. Bu tür bir görevlendirme kişileri; uzmanlık alanı aile hekimliği olmayan hekimlerden, aile hekimliği konusunda hizmet almak zorunda bırakacak, sağlık ve yaşam haklarını Anayasanın öngördüğü türden yeterli bir hizmete kavuşamama durumu ile yüz yüze getirecektir. Bunun ise hem Türkiye Cumhuriyetinin sosyal devlet olma niteliği ile, hem de kişilerin Anayasada

belirtilen yaşam ve sağlık hakları ile çelişeceği, dolayısıyla Anayasanın 2,17 ve 56 ncı maddelerine aykırı olduğundan iptali gerekmektedir. B:) Öte yandan, Aile Hekimlerinin 1219 sayılı Kanun un Ek 9. Maddesi uyarınca Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası yapma zorunluluğu bulunmaktadır. Bu kapsamda yapılan sigorta sadece aile hekimi olarak görev yaptıkları dönemde yapılan kötü uygulamayı kapsamaktadır. Buna göre aile hekimlerinin kendi uzmanlık alanı olmayan acil servis hekimliğinde yapılan tıbbi kötü uygulama sorumluluk kapsamında olmadığından bakanlığın bu hususta açılan bir davada rücu imkanı doğduğunda aile hekimlilerinin mali olarak külfete maruz bırakacağından aile hekimlerini koruyucu her hangi bir düzenleme yapmadan düzenlenen ilgili maddenin iptali gerekmektedir. 3. Genelgenin 3. Maddesi ile 7. Maddesinde yer alan ulaşım konusunda kolaylıklar sağlanacaktır ibaresinin iptali bakımından: Bilindiği üzere hukuki düzenlemenin en belirgin özelliği, belirlilik tir. Belirlilik ilkesini içermeyen, açık, net, anlaşılır ve öngörülebilir olmayan düzenlemeler, yasayla da yapılsa hukuk devletine aykırılık oluşturur. Buna göre, yasa koyucunun temel ilkeleri koymadan, çerçeveyi çizmeden yürütmeye yetki vermemesi, sınırsız, belirsiz bir alanı, yönetimin düzenlemesine bırakmaması gerekir. Bu itibarla, aile sağlığı çalışanlarının görev yerinin nöbet tutulacak yere olan mesafesi, ulaşım imkanları, ulaşım imkanlarından nasıl faydalanacağı ve ulaşım süresinin mezkur genelgede belirlenmesi gerekmekte iken yöneticilerin keyfi kararlarına bırakılması belirlilik ilkesine aykırıdır. Zira; pek çok ilimizin ilçeleri arasındaki uzaklık, ulaşım imkanları ve süresi bazen bir ilden bir ile gitmekten daha zor olduğu hepimizin malumudur. Örneğin, Afyonkarahisar ilinin Sandıklı ilçesinden Şuhut ilçesine umumi araçlar çalışmamakta olup bu ilçeden diğerine gitmek için önce merkeze merkezden ilçeye gidereik ulaşım yapılmakta ve süre olarak 2 saate tekabül etmektedir. Oysa ki Afyonkarahisar ilinden Kütahya iline umumi araçlarla dahi 40 dakikada ulaşım sağlanmaktadır. Görüldüğü üzere, ülkemizin batı ilinde dahi durum bu şekilde iken çalışılan yer ile görevlendirilen yer arasındaki mesafe, ulaşım imkanları ve süresi belirlenmeden yapılan yöneticilerin insiyatifine bırakıldığı durumda bu hususların değerlendirilmeden havuz sisteminin oluşturulacağını tahmin etmek için kahin olmaya gerek yoktur. Dolayısıyla hukuka ve yasalara genelgenin 3. Maddesi ile 7. Maddesinde yer alan ulaşım konusunda kolaylıklar sağlanacaktır ibaresinin iptali gerekmektedir. bakımından: 4. Genelgenin 5. Maddesinin ilk fıkrası ile (a) ve (b) bentlerinin iptali Sağlık Bakanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinde ülkemizde iller coğrafi koşulları, nüfusu, sosyo ekonomik ve kültürel özellikleri, gibi kriterler dikkate alınarak A,B,C ve D hizmet grubu iller olarak ayrılmıştır. Keza Standart Norm Kadro Yönetmeliğine göre sağlık personelinin doluluk durumu, yine Kalite Standartları Yönetmeliğine göre de sağlık tesislerinin sınıflandırılması yapılmıştır. Buna göre

idarece bu kriterler bilinmekte iken, bu kriterlere göre ihtiyaç ve zaruretlerin tespiti mümkün olmasına rağmen bu düzenleme ile yöneticilere insiyatif tanınarak eksik düzenlenen dava konusu ilk fıkranın iptali gerekmektedir. Genelgenin (a) ve (b) bentlerinde ise aylık mesailerinin üzerine asgari sekiz saat çalışma kriterinin aşıldığı ve aylık 30 saat kavramının kullanıldığı ve bu çalışma saatine rağmen ihtiyaç olduğunda ise nasıl bir sistem yapılacağı anlatılmaktadır. Oysa ki yukarıda da izah olunduğu üzere; Avrupa Sosyal Şartının birinci bölümünde tüm çalışanların adil çalışma koşullarına sahip olma hakkı olduğu belirtilmiş, 2. Bölümünün Adil Çalışma Koşulları Hakkı başlıklı 2. Maddesinde, akit tarafların adil çalışma koşulları hakkının etkin biçimde kullanılmasını sağlamak üzere, verimlilik artışı ve diğer etkenler izin verdiği ölçüde haftalık çalışma süresinin tedricen azaltılması öngören makul günlük ve haftalık çalışma saatlerini sağlamayı, Güvenli ve Sağlıklı Çalışma Koşulları Hakkı nı düzenleyen 3. Maddesinde ise akit tarafların, güvenli ve sağlıklı çalışma koşulları hakkının etkin biçimde kullanılmasını sağlamak üzere güvenlik ve sağlık alanında yasal düzenlemeler yapmayı, gözetim önlemleriyle bu düzenlemelerin uygulanmasını sağlamayı taahhüt etmişlerdir. Bu taahhüt Anayasa nın 50. Maddesinde yer verilen dinlenme hakkını desteklemektedir. Bu itibarla, aile sağlığı çalışanlarına haftalık çalışma saatleri ve mesai saatleri dışında asgari sekiz saat, ihtiyaç olması halinde ise bu sürenin üzerinde bir çalışma saati belirlenmesi ibaresi uluslar arası sözleşmelerde birlikte değerlendirildiğinde tedricen azaltılma ibaresi gereğince ve AVRUPA BİRLİĞİ MAHKEMESİ NİN 03.10.2000 TARİHLİ SİMAP VE 09.09.2003 TARİHLİ JAGLER KARARINDA İFADE EDİLDİĞİ ÜZERE ASGARİ DEĞİL AZAMİ ÇALIŞMA SAATİNİ BELİRTİLEREK DİNLENME HAKKININ DA DÜZENLENEREK BELİRLEME YAPILMASI GEREKTİĞİ HALDE AİLE SAĞLIĞI ÇALIŞANLARINA DİNLENME HAKKI VERİLMEDEN YAPILAN DÜZENLEME ULUSLARARASI SÖZLEŞMELERE AYKIRI OLDUĞUNDAN İPTALİ GEREKMEKTEDİR. 5. Genelgenin 6. Maddesinin iptali bakımından: Yine mezkur dava konusu madde bakımından da dinlenme hakkı öngörülmeden hafta içi ve hafta sonu nöbetlerin nasıl verilmesi gerektiği açıklanmıştır. Avrupa Sosyal Şartı, Anayasa nın 128. Maddesi ve uluslar arası mahkemelerin gerekçelerinde ifade edildiği üzere dinlenme hakkı verilmeden yapılan düzenlemenin iptali gerekmektedir. B. DAVA KONUSU DÜZENLEYİCİ İŞLEMİN DAYANAĞI OLAN 02.01.2014 TARİH VE RESMİ GAZETEDE YAYIMLANARAK YÜRÜRLÜĞE GİREN 6514 SAYILI KANUN UN 52. MADDESİYLE,5238 SAYILI AİLE HEKİMLİĞİ KANUN UN 3. MADDESİNİN BEŞİNCİ FIKRASININ 2. CÜMLESİNE EKLENEN AİLE HEKİMLERİNE VE AİLE SAĞLIĞI ELEMANLARINA 657 SAYILI KANUNUN EK 33 ÜNCÜ MADDESİNDE BELİRTİLEN YERLERDE HAFTALIK ÇALIŞMA SÜRESİ VE MESAİ SAATLERİ DIŞINDA AYDA ASGARİ SEKİZ SAAT; İHTİYAÇ HALİNDE İSE BU SÜRENİN

ÜZERİNDE NÖBET GÖREVİ VERİLİR. İBARESİNİN ANAYASA NIN İLGİLİ HÜKÜMLERİNE AYKIRI OLMASI NEDENİYLE, İTİRAZ YOLUYLA İPTALİ İÇİN ANAYASA MAHKEMESİ NE İNTİKALİNE, DE TALEP EDİYORUZ. B.AYKIRILIĞA DAYANAK ANAYASA HÜKÜMLERİ: Anayasa nın 2.,5.,11.,,17, 48., ve 56. Maddeleri. 5258 sayılı Aile Hekimliği Kanun'un 1. maddesinde, bu Kanunun amacının; Sağlık Bakanlığının belirleyeceği illerde, birinci basamak sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi, birey ihtiyaçları doğrultusunda koruyucu sağlık hizmetlerine ağırlık verilmesi, kişisel sağlık kayıtlarının tutulması ve bu hizmetlere eşit erişimin sağlanması amacıyla aile hekimliği hizmetlerinin yürütülebilmesini teminen görevlendirilecek veya çalıştırılacak sağlık personelinin statüsü ve mali hakları ile hizmetin esaslarını düzenlemek olduğu belirtilmiş, <Tanımlar> başlıklı 2. maddesinde; <Aile hekimi; kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri ile birinci basamak teşhis, tedavi ve rehabilite edici sağlık hizmetlerini yaş, cinsiyet ve hastalık ayrımı yapmaksızın her kişiye kapsamlı ve devamlı olarak belli bir mekânda vermekle yükümlü, gerektiği ölçüde gezici sağlık hizmeti veren ve tam gün esasına göre çalışan aile hekimliği uzmanı veya Sağlık Bakanlığının öngördüğü eğitimleri alan uzman tabip veya tabiptir.> hükmü yer almıştır. 5218 sayılı Kanun un Personelin statüsünü ve mali haklarını düzenleyen 3. maddesinde; Sağlık Bakanlığının; Bakanlık veya diğer kamu kurum veya kuruluşları personeli olan uzman tabip, tabip ve aile sağlığı elemanı olarak çalıştırılacak sağlık personelini, kendilerinin talebi ve kurumlarının veya Bakanlığın muvafakati üzerine, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile diğer kanunların sözleşmeli personel çalıştırılması hakkındaki hükümlerine bağlı olmaksızın, sözleşmeli olarak çalıştırmaya veya bu nitelikteki Bakanlık personelini aile hekimliği uygulamaları için veya aile sağlığı elemanlarının, aile hekimi tarafından belirlenen ve Sağlık Bakanlığı tarafından uygun görülen, kurumlarınca da muvafakati verilen Bakanlık veya diğer kamu kurum ve kuruluşları personeli arasından seçileceği ve bunların sözleşmeli olarak çalıştırılabileceği, hükmü yer almıştır. Hizmetin esaslarını düzenleyen 5. maddesinde, aile hekimliği uygulamasına geçilen yerlerde kişilerin aile hekimine kaydının yapılacağı, Bakanlıkça belirlenen süre sonunda, kişilerin aile hekimlerini değiştirebilecekleri, her bir aile hekimi için kayıtlı kişi sayısının; asgari 1000, azami 4000 olduğu, aralıksız iki ayı aşmayan süreyle kayıtlı kişi sayısının 1000'den az olabileceği, aile hekimliği hizmetinin ücretsiz olduğu, acil haller hariç, haftada kırk saatten az olmamak kaydı ile ilgili aile hekiminin talebi ve o yerin sağlık idaresince onaylanan çalışma saatleri içinde yerine getirileceği, 8. maddesinin 2. fıkrasında ise, aile hekimi ve aile sağlığı elemanlarıyla yapılacak sözleşmede yer alacak hususlar ve bu Kanunda belirlenen esaslar çerçevesinde bunlara yapılacak ödeme tutarları ile bu ücretlerden yapılacak indirim oran ve şartlarının, Maliye Bakanlığının uygun görüşü alınarak, Sağlık Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği hükme bağlanmıştır. 5258 sayılı Aile Hekimliği Kanunun 2 nci maddesinde görüldüğü gibi, aile hekimlerinin tümü uzman hekim olmayıp Sağlık Bakanlığının öngördüğü eğitimleri alan pratisyen hekimler de, aile hekimliği uygulaması içinde yer almaktadır. Yine bu kural ile tıpta aile hekimliği dalı

dışındaki bir dalda uzman olan hekimlere hukuken ve yasal olarak kazandıkları tıpta uzmanlık unvanları yok sayılarak aile hekimliği görevi verilmektedir. Cumhuriyetin nitelikleri arasında yer alan hukuk devleti, bütün işlem ve eylemlerinin hukuk kurallarına uygunluğunu başlıca geçerlik koşulu sayan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurmayı amaçlayan ve bunu geliştirerek sürdüren, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasaya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, insan haklarına saygı duyarak bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, Anayasa ve hukuk kurallarına bağlılığa özen gösteren, yargı denetimine açık olan, yasaların üstünde yasa koyucunun da uymak zorunda olduğu temel hukuk ilkeleri ile Anayasanın bulunduğu bilinci olan devlettir. 1982 Anayasası nda sosyal bir hukuk devleti olma, Türkiye Cumhuriyeti nin nitelikleri arasında sayılmıştır. Başlangıç bölümünde Türk vatandaşının, onurlu bir hayat sürdürme ve maddi ve manevi varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisine doğuştan sahip olduğu vurgulanmış, herkesin maddi ve manevi varlığını geliştirme ve koruma hakkına sahip olduğu Anayasanın 17 nci maddesinde yinelenmiştir. Bireyler açısından getirilen bu hak, 5 inci madde ile devlete görev olarak verilmiştir. Bu maddeye göre; kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmak devletin temel amacı ve görevidir. Anayasa Mahkemesi nin 12.11.1991 tarih ve E.1991/7, K.1991/143 sayılı Kararında da Anayasa nın 2. maddesinde aynı zamanda sosyal devlet ilkesinden de söz edilmektedir. Bu ilke, kişinin doğuştan sahip olduğu onurlu bir yaşam sürdürme, maddi ve manevi varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisini kullanmasını sağlar. Sosyal devletin görevi, güçsüzleri koruyarak sosyal adaleti, sosyal refahı ve sosyal güvenliği sağlamaktır. denilmiştir. Aile hekimliği dışındaki bir tıpta uzmanlık dalında, gerekli eğitimleri alan zorunlu sınavları başarı ile vererek uzman olan bir hekimin, uzmanlık alanı dışında bir dalda salt ihtiyaç doğduğu gerekçesiyle görevlendirilmesinin kişinin temel hak ve hürriyetlerinden olan çalışma hakkının sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlandırılması anlamını taşıdığı açıktır. Böyle bir düzenlemenin aynı zamanda kendi uzmanlık dalı dışında çalışmakla yüklü tutulan uzman hekimin manevi varlığını zedeleyeceği de kuşkusuzdur. Bu bağlamda dava konusu ibare Anayasa nın 2. Maddesinde belirtilen HUKUK DEVLETİ ve SOSYAL DEVLET ilkesine aykırı olduğundan iptali gerektirmektedir. B.2.Anayasa nın 5.,11.,17.,48, Ve 56 Maddeleri Bakımından: Anayasanın 48 inci maddesinin birinci fıkrası, herkesin, dilediği alanda çalışma ve sözleşme özgürlüklerine sahip olduklarını açıklamaktadır. İptali istenen bu düzenleme ile ihtiyaç ve zaruret gibi genel ifadelerle, hekimleri dilediği alan dışında nöbet yöntemiyle çalışma yükümlülüğü altına soktuğundan Anayasanın 48 inci ve 56 ncı maddesine de aykırı düştüğü açıktır. Keza Aile hekimleri ve aile sağlığı elemanlarının kendi isteği dışında 657

sayılı yasanın ek 33. Maddesinde belirlenen yerlerde çalıştırılması sistemin özüne ve kamu yararına da aykırıdır. uzmanlığı olmayan alanda Öte yandan, getirilen düzenleme sosyal devlet ilkesinin yanı sıra kişilerin Anayasanın 56 ncı maddesinde ifade edilen sağlık hakkına ve 17 nci maddesinde düzenlenen yaşam hakkına da aykırı düşmektedir. Anayasanın 56 ncı maddesinde Devlete, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak ve bu konuda hizmet vermek ödevi getirilmiştir. Yine Devlet, Anayasanın 17 nci maddesinde kişilere tanınmış olan yaşam hakkını güvence altına almakla yükümlüdür. Devletin, bu görevleri aile hekimliği konusunda uzmanlaşmamış hekimleri, aile hekimi olarak görevlendirmek suretiyle yerine getiremeyeceği açıktır. Bu tür bir görevlendirme kişileri; uzmanlık alanı olmayan hekimlerden, sağlık hizmeti almak zorunda bırakacak, sağlık ve yaşam haklarını Anayasanın öngördüğü türden yeterli bir hizmete kavuşamama durumu ile yüz yüze getirecektir. Bunun ise hem Türkiye Cumhuriyetinin sosyal devlet olma niteliği ile, hem de kişilerin Anayasada belirtilen yaşam ve sağlık hakları ile çelişeceği, dolayısıyla Anayasanın 2,17 ve 56 ncı maddelerine aykırı düşeceği açıktır. Anayasanın herhangi bir hükmüne aykırı bir düzenlemenin Anayasanın hukuk devleti ilkesi ve Anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığı ilkelerini ifade eden Anayasanın 11 inci maddesi ile bağdaşması da beklenemez. 3.Anayasa 90.,Uluslararası Sözleşmeler, 128., 49.,50.,madde; Türkiye nin onayladığı Avrupa Sosyal Şartı 2 nci maddesinde taraf devletlerin haftalık çalışma sürelerini aşamalı olarak azaltması öngörülmüş, çalışanların dinlenmeleri için gerekli düzenlemeleri yapmaları gerektiğinin altı çizilmiştir. Anayasanın 49 uncu maddesinde devletin çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak ve çalışmayı desteklemekle yükümlü olduğu vurgulanmıştır. Anayasanın Çalışma Şartları Ve Dinlenme Hakkı başlıklı 50 nci maddesinin üçüncü fıkrasına göre de Dinlenmek çalışanların hakkıdır. Bu hak, temel hak ve hürriyetlerden olması nedeniyle şahsa bağlı devredilemez sosyal bir haktır. Anayasanın 50 nci maddesinin gerekçesine göre dinlenme hakkı hem çalışanın bedenen korunması için zorunlu hem de çalışanın dinlenme sonrası çalışmasının verimi için gereklidir. Dinlenme hakkının çalışanların olduğu kadar toplumun menfaatine bir hak olduğuna, hakkın çalışanların yaşam ve sağlıklarının korunması ve geliştirilmesine hizmet ettiğine, hakkın gerçekleşmesi için ise diğer sosyal haklarla birlikte devletin etkin müdahalesinin gerektiğine şüphe yoktur. Sağlık söz konusu olduğunda dinlenme hakkı aynı zamanda hastaların sağlık ve yaşam hakkı ile de ilgili olmaktadır. Aşırı çalışma süreleri ve beraberinde mesai saatlerindeki düzensizliğin, çalışanlarda bireysel olarak uyku düzensizliği, yemek alışkanlıklarında değişme, aile ve sosyal yaşam üzerinde rahatsız edici etkiler ve tükenmişlik sendromu gibi olumsuzlukların ortaya çıkmasına yol açacağı bilim çevrelerince kabul edilmektedir. Anılan olumsuzluklar ise çalışanların yanı sıra sağlık hizmeti alanların temel hak ve özgürlüklerinden olan yaşama ve sağlık hakkını ihlal eden sonuçlara neden olabilecektir. 09.12.2003 tarihinde yürürlüğe giren İnsan Hakları Ve Biyotıp Sözleşmesinin 4 üncü maddesi ile Mesleki

Standartlar başlığı adı altında; Araştırma dahil, sağlık alanında herhangi bir müdahalenin, ilgili mesleki yükümlülükler ve standartlara uygun olarak yapılması gerekir. denilerek bireylerin temel hak ve özgürlüklerinin korunmasının doğal uzantısı olan tıbbi girişimlerin ilgili mesleki standartlara uygun olma zorunluluğu getirilmiştir. Uzun çalışma süreleri ile ilgili uygulama sonucunda, hekimler için sağlık hizmetinin nitelikli biçimde sunulmasının koşulları ortadan kaldırılmakta ve standartlara aykırılık içererek insan sağlığı açısından da olumsuz sonuçlar doğurabilecek durumlar yaratılmaktadır. AVRUPA BİRLİĞİ MAHKEMESİ NİN 03.10.2000 TARİHLİ SİMAP VE 09.09.2003 TARİHLİ JAGLER KARARINDA, HEKİMLERİN NÖBETLER DAHİL HAFTALIK ÇALIŞMA SÜRELERİNİN EN ÇOK 48 SAAT OLABİLECEĞİ BELİRTİLMİŞTİR. HEKİMLERİN HER 8 VEYA 10 SAATLİK ÇALIŞMA PERİYOTLARI ARASINDA EN AZ 11 SAATLİK DİNLENME SÜRELERİ BULUNACAKTIR. Sağlık çalışanlarının dinlenme sürelerinin bireylerin yaşam ve sağlık hakkı ile olan doğrudan bağı ve Avrupa Sosyal Şartı ve Anayasanın 50 nci maddesinde uyarınca çalışanların çalışma sürelerinin azaltılmasına yönelik düzenleme yapmak ödevinin ihlal edilerek süreleri artıran, çalışanları daha fazla çalışmaya zorlayan hükümler getirilmektedir. Anayasanın 50 inci maddesinde dinlenmenin çalışanların hakkı olduğu vurgulanmaktadır. Bu kurallar, çalışanların ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumanın devletin temel görevlerinden biri olduğunu göstermektedir. Kamu görevlileri söz konusu olduğunda çalışma sürelerine ilişkin üst sınır aynı zamanda Anayasanın 128 inci maddesinin de gereği olmaktadır. Statünün yapıcı unsurlarının da kanunla düzenlenmesi gerektiği Anayasanın 128 inci maddesinde yer aldığından çalışma süresine üst sınır getirilmemesi ve dinlenme hakkına açıkça yer verilmemesi bu yönden de Anayasa aykırılık oluşturmaktadır. Ayrıca uzun çalışma süreleri ve dolayısıyla meslek dışı boş zamanların kısıtlanması, aile sağlığı çalışanlarının kişisel gereksinimlerini doyurmasını engelleyecek, mesleki anlamda kendini yetiştirmesi ve araştırmalara zaman ayırması gibi mesleki yükümlülük ve hakların da önüne geçecektir. Hastalarla geçirilen uzun çalışma süreleri kısa vadede o hastaya yarar sağlar gibi görünürken; geleceğe dönük olumlu sonuçlar yaratabilecek araştırmaların ertelenmesine ve güncel gelişmelerin takip edilememesine yol açmaktadır. Anayasanın 2 nci maddesinde öngörülen sosyal devlet, emek-sermaye dengesini kuran, zayıfları güçlüler karşısında koruyan, bireysel girişim ve sorumluluğu esas almakla birlikte bireylerin kendi güçleriyle üstesinden gelemeyecekleri sosyal riskleri üstlenen, bu yolla sosyal adaleti kuran devlettir. Bu ilke Anayasanın birçok maddesinde somutlaştırılmıştır. Anayasanın 5 inci maddesiyle devlet kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmakla yükümlü kılınmaktadır. 16.6.1989 tarih ve 3581 sayılı Kanun ile onaylanarak uygun bulunan Avrupa Sosyal Şartının(ASŞ) yerini almak üzere, Avrupa Konseyi tarafından 1996 yılında kabul edilen ve

ülkemiz tarafından 6.10.2004 tarihinde imzalanan ve 5547 sayılı yasa ile onaylanarak Anayasa nın 90. Maddesi uyarınca kanun hükmünde bulunan Avrupa Sosyal Şatının birinci bölümünde tüm çalışanların adil çalışma koşullarına sahip olma hakkı olduğu belirtilmiş, 2. Bölümünün Adil Çalışma Koşulları Hakkı başlıklı 2. Maddesinde, akit tarafların adil çalışma koşulları hakkının etkin biçimde kullanılmasını sağlamak üzere, verimlilik artışı ve diğer etkenler izin verdiği ölçüde haftalık çalışma süresinin tedricen azaltılması öngören makul günlük ve haftalık çalışma saatlerini sağlamayı, Güvenli ve Sağlıklı Çalışma Koşulları Hakkı nı düzenleyen 3. Maddesinde ise akit tarafların, güvenli ve sağlıklı çalışma koşulları hakkının etkin biçimde kullanılmasını sağlamak üzere güvenlik ve sağlık alanında yasal düzenlemeler yapmayı, gözetim önlemleriyle bu düzenlemelerin uygulanmasını sağlamayı taahhüt etmişlerdir. Bu taahhüt Anayasa nın 50. Maddesinde yer verilen dinlenme hakkını desteklemektedir. Bu itibarla, aile sağlığı çalışanlarına haftalık çalışma saatleri ve mesai saatleri dışında asgari sekiz saat, ihtiyaç olması halinde ise bu sürenin üzerinde bir çalışma saati belirlenmesi ibaresi uluslar arası sözleşmelerde birlikte değerlendirildiğinde tedricen azaltılma ibaresi gereğince ve AVRUPA BİRLİĞİ MAHKEMESİ NİN 03.10.2000 TARİHLİ SİMAP VE 09.09.2003 TARİHLİ JAGLER KARARINDA İFADE EDİLDİĞİ ÜZERE ASGARİ DEĞİL AZAMİ ÇALIŞMA SAATİNİ BELİRTİLEREK DİNLENME HAKKININ DA DÜZENLENEREK BELİRLEME YAPILMASI GEREKTİĞİ HALDE AİLE SAĞLIĞI ÇALIŞANLARINA DİNLENME HAKKI VERİLMEDEN YAPILAN DÜZENLEME ULUSLARARASI SÖZLEŞMELERE AYKIRI OLDUĞUNDAN İPTALİ GEREKMEKTEDİR. Anayasanın herhangi bir hükmüne aykırı bir düzenlemenin Anayasanın hukuk devleti ilkesi ve Anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığı ilkelerini ifade eden Anayasanın 11 inci maddesi ile bağdaşması da beklenemez. YÜRÜTMENİN DURDURULMASI İSTEMİMİZİN GEREKÇELERİ: Malumları olduğu üzere, dava konusu işlemin açıkça hukuka aykırı olması ve uygulanması halinde telafisi güç ya da imkansız zararların doğacağının anlaşılması şartlarının birlikte gerçekleşmesi halinde dava konusu işlemin yürütmesinin durdurulmasına karar verilebilir. Davamız bakımından da dava konusu işlemin ne denli hukuka aykırı olduğu yukarıda arz ve izah edilmiştir. Öte yandan dava konusu ibare; ihtiyaç ve zaruret gibi genel ifadelerle, hekimleri dilediği alan dışında nöbet yöntemiyle çalışma yükümlülüğü altına soktuğundan hem bu uzmanların Anayasanın 2, 5, 11, 17 ve 48,49,90,128. inci maddelerine aykırı bir biçimde çalıştırılmalarına, hem de hizmet verdikleri kişilerin yaşam ve sağlık haklarının Anayasanın 2, 5, 11, 17 ve 56 ncı maddelerine aykırı biçimde zedelenmesine yol açılmaktadır. Böyle bir durum hem söz konusu uzmanlar hem de hizmet verdikleri kişiler açısından, sonradan giderilemeyecek birtakım zararların ortaya çıkmasına neden olabilecektir.

Diğer taraftan, Anayasal düzenin en kısa sürede hukuka aykırı kurallardan arındırılması, hukuk devleti sayılmanın gereğidir. Anayasaya aykırılığın sürdürülmesinin, bir hukuk devletinde subjektif yararların üstünde, özenle korunması gereken hukukun üstünlüğü ilkesini de zedeleyeceği kuşkusuzdur. Hukukun üstünlüğü ve hukuk güvenliği ilkelerinin sağlanamadığı bir düzende, kişi hak ve özgürlükleri güvence altında sayılamayacağından, söz konusu ilkelerin zedelenmesinin hukuk devleti yönünden giderilmesi olanaksız durum ve zararlara yol açacağında duraksama bulunmamaktadır. Bu zarar ve durumların doğmasını önlemek amacıyla, iptali istenen hükümlerin iptal davası sonuçlanıncaya kadar yürürlüğünün de durdurulması istenerek iş bu dava açılmıştır. Hukuki Sebepler : Anayasa, 2547 Sayılı Kanun, 657 Sayılı Kanun, 5238 Sayılı Kanun, Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanlığı tarafından yayımlanan 2014/12 sayılı Genelge ve sair ilgili mevzuat. Hukuki Deliller : Mahkeme kararları ve sair hukuki deliller. Netice-i Talep : Gerek yukarıda arz ve izah olunan, gerekse resen gözetilecek nedenlere; Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanlığı tarafından yayımlanan 09.04.2014 tarihli 2014/12 sayılı genelgede yer alan 1.,2.,3.,6., ve 5. Maddenin ilk fıkrası (a) ve (b) bendi ile 7. Maddesinin ulaşım konusunda gerekli kolaylık gösterilecektir ibaresinin iptali ile SAVUNMA ALINANA KADAR YÜRÜTMESİNİN DURDURULMASINA, bunun mümkün olmaması halinde, memur eliyle tebligatların yapılarak alınacak SAVUNMADAN SONRA YÜRÜTMESİNİN DURDURULMASINA ve nihayet DURUŞMALI OLARAK YAPILACAK YARGILAMAYLA İPTALİNE, mezkur düzenleyici işlemin dayanağı olan 02.01.2014 tarih ve Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6514 sayılı Kanun un 52. Maddesiyle,5238 sayılı Aile Hekimliği Kanun un 3. Maddesinin beşinci fıkrasının 2. Cümlesine eklenen Aile hekimlerine ve aile sağlığı elemanlarına 657 sayılı Kanunun ek 33 üncü maddesinde belirtilen yerlerde haftalık çalışma süresi ve mesai saatleri dışında ayda asgari sekiz saat; ihtiyaç halinde ise bu sürenin üzerinde nöbet görevi verilir. ibaresinin Anayasa nın ilgili hükümlerine aykırı olması nedeniyle, itiraz yoluyla iptali için ANAYASA MAHKEMESİ NE İNTİKALİNE, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini bilvekale saygılarımızla arz ve talep ederiz. Davacı Vekilleri Av. Mehmet PARSAK Av. Gülay PARSAK