2013/1.DÖNEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK SINAVLARI FİNANSAL YÖNETİM 14 Nisan 2013-Pazar 17:00 SORULAR SORU 1: Bir imalat işletmesinde ekonomik ömrünün 5 yıl olacağı düşünülen bir proje üzerinde çalışılmaktadır. Projenin bugünkü toplam maliyeti 35.000 lira olup sağlayacağı yıllık nakit akışları, projeyle geliştirilen ürünün satışlarına bağlı olacaktır. Ürünün değişken maliyetinin, satış gelirinin %60ı; yıllık sabit maliyetlerinin de amortisman hariç 33.000 lira olacağı tahmin edilmiştir. Fon maliyeti %10, vergi oranı %35 olan bu şirketin muhasebecisi başabaş satış hasılatını hesaplamış ve yıllık asgari 100.000 liralık satış hasılatı sağlarlarsa projenin kendisini 5 yılda ödeyeceğini söylemiştir. (Bu durumda her yıl firmaya faaliyetinden giren nakit girişi = Sıfır Kâr + Amortisman; yani 7.000 lira olacağından, beş yılda toplam 35.000 lira sağlanır ki bu da proje bedeline eşittir.) İstenen: Eğer yönetim hesaplanan muhasebe başabaş satış hasılatını esas alarak projeyi onaylayacak olursa, 100.000 liralık satış geliri şirketi zarara sokar. Çünkü muhasebeci analizinde paranın zaman değeri faktörünü göz ardı etmiştir. Analize paranın zaman değeri katıldığında, projenin kabul edilebilirliğini sağlayacak asgari satış hasılatı ne olmalıdır?) EK VERİ: Firmanın fon maliyeti %10 olduğundan, hesaplamanızda aşağıdaki faktörlerden uygun olanını veya olanlarını kullanabilirsiniz: 1 Liranın % 10 dan 5 Yıl Sonraki Değeri 1,611 5 Yıl Sonra Elde Edilecek 1 Liranın % 10 dan Bugünkü Değeri 0,621 Her Yıl Elde Edilen 1 Liranın % 10 dan 5 Yıl Sonraki Değeri 6,105 5 Yıl Süreyle Her Yıl Elde Edilen 1 Liranın % 10 dan Bugünkü Değeri 3,791 SORU 2: a) Net Çalışma Sermayesi Yönetimi ne demektir? Niçin finans yönetiminin en önemli konularından birisidir? b) Net Çalışma Sermayesinin Düzeyini belirleyen faktörlerden birisi olan Nakit Dönüşüm Süresi ni ve bu sürenin çalışma sermayesi üzerindeki etkisini açıklayınız. c) Net Çalışma Sermayesinin düzeyine karar verilirken satışlarla ilişkilere ve finansman stratejilerine göre şekillenecek politikalarda risk karlılık ilişkisi nasıldır? SORU 3: a) Türev ürün ve Türev Piyasa ne demektir? Kısaca tanımlayınız. b) Türev ürünlerin kullanılma amaçları nelerdir? Kısaca açıklayınız. c) Türev piyasaların özellikleri nelerdir? SORU 4: Şirketlerin uzun vadeli finansman ihtiyaçlarını karşılamak üzere Hisse Senedi İle Değiştirilebilir Tahvil (Konvertibl Tahvil) ihraç etmelerinin yararları ve sakıncaları nelerdir?
CEVAPLAR CEVAP 1: Muhasebecinin hesapladığı muhasebe başabaşı doğrudur. Yıllık Amortisman: 35.000 / 5 Yıl = 7.000 TL/Yıl Başabaş Satış Hasılatı = ( 33.000 + 7.000)/ 0, 40 (Katkı Payı Oranı)= 100.000 TL. Bu durumda her yıl firmaya faaliyetinden giren nakit girişi = Sıfır Kâr + Amortisman; yani 7.000 lira olacağından, beş yılda toplam 35.000 lira sağlanır ki bu da proje bedeline eşittir. Ancak burada paranın zaman değeri faktörü hesaba katılmamıştır. Projenin kendini kurtarması için Net Bugünkü Değerin asgari sıfır olması gerekir. NBD in hesaplanabilmesi için yıllık nakit girişlerinin bugünkü değeri hesaplanmalıdır. Projenin Yıllık Nakit Girişleri= Yıllık Net Kar + Amortisman Yıllık Net Kar= (1- Vergi Oranı) ( Yıllık Katkı Payı Sabit Maliyetler) ( 1-0,35) ( 0,40 x Satış Hasılatı 40.000) Yıllık Net Kar= (0,26 Satış Hasılatı 26.000) Yıllık Nakit Girişleri= Yıllık Net Kar + Amortisman Yıllık Nakit Girişleri= 0,26 Satış Hasılatı 26.000 + 7.000 Yıllık Nakit Girişleri= 0,26 Satış Hasılatı 19.000 Beş Yıllık Nakit Girişlerinin Bugünkü Değeri = 3,791 (0,26 Satış Hasılatı 19.000) Beş Yıllık Nakit Girişlerinin Bugünkü Değeri =0,98566 Satış Hasılatı 72.029 Nakit Çıkışlarının Bugünkü Değeri = 35.000 Asgari Net Nakit Girişi = 35.000 (0,98566 Satış Hasılatı 72.029) = 0 Asgari Net Nakit Girişini sıfır yapan Satış Hasılatı: 0,98566 Satış Hasılatı = 107.029 Satış Hasılatı = 107.029 / 0,98566 = 108.587 TL. CEVAP 2: a) Çalışma Sermayesi Yönetimi (ÇSY), bir yıl içerisinde nakde dönüşebilecek (cari ) varlıklarına yapılacak yatırım miktarlarını, bu varlıkların birbirleriyle olan ve kısa vadeli yabancı kaynaklarla dönen varlıklar arasındaki ilişkileri belirlemek ve bu kalemlerin finansman biçimine karar vermek demektir. ÇSYnin finansal yönetimin en önemli konularından birisi haline gelmesinin nedenleri şu şekilde özetlenebilir: - Finans yöneticisi zamanının büyük bölümünü günlük işleri çevirebilmek için paranın akışını izlemekle geçirmektedir. - Faaliyet konusuna göre değişmekle birlikte, işletmelerin döner varlıklarına yaptıkları yatırım, toplam yatırımları içerisinde ciddi bir büyüklüğe ulaşmaktadır. Özellikle sabit aktiflerini leasingle edinen işletmeler için.
- İşletmeler ÇSnin tutarını belirlerken işletme karlılığı ve risk faktörlerini de dengelemek zorundadır. Çalışma sermayesine yapılan yatırım işletme riskini düşürürken, yatırımın fırsat maliyeti işletmenin karlılığını düşürür. Öte yandan yatırım düşük tutulması da işletmenin tam kapasitede çalışmasını engelleyebileceği, üretimde kesilmelere neden olabileceği gibi kısa vadeli borçlarını da ödeyememe tehlikesi doğurur. Özellikle sermaye piyasasından fon sağlama yeteneği hayli zor ve kısıtlı olan küçük işletmelerin kısa vadeli kaynaklara yüklenmek zorunda olmaları risklerini daha da büyütür. ÇS Düzeyini belirleyen faktörler: - Bu faktörlerin başında işletmenin faaliyet konusu gelir. Üretim süreci ne kadar uzunsa stoklara bağlanan fonlar o kadar artar. Ayrıca alışlardaki ve satışlardaki kredi politikaları da bu süreyi ve dolayısıyla nakde yapılacak yatırımların miktarını etkiler. Yine ticaretle uğraşan işletmelerin yatırımlarının ortalama %70i, sanayi işletmelerinin yatırımlarının ise ortalama %50 si döner varlıklardan oluşur. b) - Bir diğer faktör Nakit Dönüşüm Süresi (NDS)dir. NDS de işletmenin faaliyet konusuna göre değişir. Hammaddenin alınışından, bu hammaddeyle üretilen mamullerin satışından doğan alacakların tahsiline kadar geçen süre toplam süre dir. Hammaddenin alınışında ticari borç doğar. Ödenene kadar geçen süre ticari borçların ödenme süresi dir. Hammadde alındıktan sonra çeşitli şekillerde stokta bekler ve nihayet mamul olarak satılır. Bu süre de stokta geçen süre dir. Mamul satıldığında alacak doğar. Satıştan alacakların tahsil edildiği süreye kadar geçen süre ise ticari alacakların tahsil süresi dir. NDS = stokta geçen süre + alacakların tahsil süresi Borçların ödenme süresi. stokta geçen süre = Ortalama Stoklar/ Yıllık SMM 365 alacak tahsil süresi = Ortalama ticari alacaklar/ Yıllık Satışlar 365 borçları ödeme süresi = Ortalama ticari borçlar / Yıllık SMM 365 NDS ne kadar uzarsa, NÇS ne olan ihtiyaç o kadar artar. - Bu süreleri etkilemesi bakımından üretim süresinin uzunluğu, alış ve satış politikaları da birer faktör olarak sıralanabilir. - İşletmenin büyüklüğü bir diğer faktördür. Küçük işletmelerin NÇS ihtiyaçları daha yüksektir. - Satışlardaki düzenlilik de NÇS belirleyen faktördür. Satışlar ne kadar istikrarsızsa NÇS ihtiyaç o kadar artar. c) ÇSD belirlenirken cari borçların uygun miktarının saptanması, işletmenin likiditesi ile borçların vadelerine ilişkin kararların verilmesi gereklidir. Bu tür kararlar risk ve karlılık analizleri yapılmadan verilmez. Satışlarla cari varlıklar arasındaki ilişki ÇS Politikalarını belirler. Atak Politika (Düşük NÇS): Dönen varlıklara daha az yatırım, düşük likidite, yüksek risk, yüksek kar (sabit carlıkların getirisi daha yüksektir.) Tutucu Politika (Yüksek NÇS): Dönen varlıklara daha çok yatırım, yüksek likidite, düşük risk, düşük kar (dönen varlıkların beklenen karlılığı daha düşüktür.) Ilımlı Politika: İkisinin ortası.
Bütün işletmeler için geçerli olabilecek optimal NÇS düzeyini tespit etme politikası belirlemek mümkün değildir. Çünkü optimal NÇSnin düzeyini satışların ve nakit akışlarının değişkenliği, faaliyet ve finansman kaldıracı dereceleri gibi pek çok faktör etkiler. Çalışma Sermayesi Finansmanı: Finansman biçimi işletmenin karlılığını ve riskini etkiler. Dengeli Finansman Politikası: ÇSnin süreklilik gösteren kısmının uzun vadeli kaynaklarla, dalgalanma gösteren kısmının kısa vadeli kaynaklarla finansmanıdır. Tutucu Finansman Politikası: ÇSnin süreklilik gösteren ve dalgalanma gösteren kısmının bir bölümünün uzun vadeli kaynaklarla, dalgalanma gösteren kısmının kalan diğer bölümünün de kısa vadeli kaynaklarla finansmanıdır. Atak Finansman Politikası: ÇSnin süreklilik gösteren kısmının bir bölümünün uzun vadeli kaynaklarla, kalan sürekli bölümle dalgalanma gösteren kısmının kısa vadeli kaynaklarla finansmanıdır. Öz sermayeden beklenen karlılık atak finansman politikasında en yüksek, tutucu finansman politikasında ise en düşüktür. CEVAP 3: a) Türev ürün: Temel ürünlerin değerlerinden türeyen, onların alınıp satılmalarına esneklik sağlamak üzere geliştirilen, bilinen araçların versiyonlarıdır. Türev Piyasa: İleri bir tarihte teslimatı ya da nakit uzlaşması yapılmak üzere herhangi bir malın veya finansal aracın bugünden alım satımının yapıldığı piyasadır. b) Türev ürünlerin kullanılma amaçları: Korunma (Hedging) Amaçlı İşlemler: Mevcut ya da gelecekte doğması beklenen riskleri azaltma amacıyla vadeli işlemler piyasasında pozisyon almaktır. Spekülasyon Amaçlı İşlemler: Sözleşme konusu ürünü fiziken taşıma amacında olunmayıp, bu temel araçların fiyat hareketlerinden yararlanmak amacıyla türev piyasalarda yer alınmasıdır. Arbitraj Amaçlı İşlemler: Herhangi bir risk alınmaksızın fiyatlar ya da faiz hadlerindeki dengesizlikten yararlanılarak, farklı sözleşmelerin ve işlemlerin eş anlı yapılarak belli bir kar elde edilmesidir. Bunun için finansal ürünün finansal ürünün şimdiki ve gelecekteki fiyatları arasındaki farktan yararlanılır. Spekülasyon amaçlı işlemden farkı: spekülasyonda gelecekteki fiyatlar belli değildir ve spekülatör bu fiyatları en iyi kendisinin tahmin edeceği inancıyla risk alır. Arbitrajda risk söz konusu değildir. c) Türev piyasaların özellikleri: 1. Korunma aracı olarak kullanılabilirler. Spot piyasalarda alınan pozisyonlara, gelecekteki fiyat hareketlerinin belirsizliğinden korunma imkanı sağlar. 2. Piyasaların etkinliğini arttırır. Türev piyasaları, finansal piyasalarda dolaşan para için alternatif yatırım olanakları sunarak hem paranın piyasalardaki dolaşım hızının artmasına hem de piyasalara gelen bilgilerin fiyatlara daha hızlı yansımasına yardımcı olur.
3. Türev piyasalarda işlem spot piyasalara göre genelde daha düşüktür. Dolayısıyla yatırımcıların maliyeti daha azdır. 4. Türevsel piyasalar spot piyasaların daha likit olmasını sağlar. Gelecekte oluşabilecek olumsuz fiyat hareketlerine karşı korunma imkanı olan piyasalarda, spot piyasada işlem gören mal veya kıymetlere olan yatırımcı ilgisi de artmaktadır. 5. Az sermaye ile pozisyon almak mümkündür. Türevsel ürünlerin işlemleri sırasında ödenen para sözleşmeye konu olan varlığın fiyatına göre hayli düşüktür. CEVAP 4: Hisse Senedi İle Değiştirilebilir Tahvil (Konvertibl Tahvil) ihraç etmelerinin yararları : - Tahvil alışını çekici hale getirerek, tahvil çıkarmadaki başarı şansını arttırmak. - Şirkete cari piyasa fiyatından daha yüksel bir bedelle hisse senedi satma olanağı sağlamak. Ortaklık yeni ise büyüme hızı henüz hisse senedi fiyatına yansımamış olabilir. Şirketin esas amacı öz sermayesini büyütmekse piyasa koşulları elverişli olana kadar tahvil ile finansman olanağı bulur. - Daha düşük maliyetli fon sağlamak. Bu tahvillerin faiz oranı, düz tahvillere göre daha düşüktür. Ayrıca bu dönem zarfında tahvil faizinin vergiden düşülebilmesi şirkete vergi tasarrufu sağlar. - Şirketin temel amacı öz sermaye sağlamak olduğuna göre, tahviller hisse senedi çevrildiğinde şirket borcunu ödemek için hiç bir nakit çıkışı yapmamakta, borçlar azalıp öz sermayesi yükselmekte ve çok daha dengeli bir sermaye yapısına kavuşmaktadır. Hisse Senedi İle Değiştirilebilir Tahvil (Konvertibl Tahvil) ihraç etmelerinin sakıncaları: - Hisse senetlerinin tahville değiştirilme fiyatı genellikle hisse senedinin cari fiyatından daha yüksek olarak saptanmaktadır. Ancak tahvillerin hisse senedine çevrilmesi için de o tarihteki hisse senedi fiyatının değiştirilme değerinden %10 - % 20 yüksek olması gerekir. Bunun anlamı şirket o tarihte çok daha yüksek fiyatla satabileceği hisse senedi için daha düşük bir fiyata razı olmaktadır. - Şirketin temel amacı öz sermaye sağlamaktır. Ama hisse senedi fiyatları beklenen kadar yükselmez, yatırımcı hisse senedine yönelmezse, şirket hiç istemediği biçimde sabit bir faiz çıkışına katlanmak zorunda kalacaktır. Bu durumunu daha da güçleştirecek, borç oranı düşürülemediğinden riski daha da yükselecek ve belki de tekrar borçlanma imkanı bulamayacaktır. - Tahvillerin hisse senedine dönüştürülmesi, mevcut hisse sayısını arttıracağından hisse başına düşen karları düşürür bu da eski ortakları mutsuz eder.