OBEZİTE TERÖRÜ VE MÜCADELESİ! AKŞAM GAZETESİ Araştırmalara göre, obezitenin dünya çapında maliyeti, sigara içmenin veya terörle mücadele maliyetine yakın. Ayrıca son araştırmalara göre hem alkolizm hem de iklim değişikliğinden daha fazla çözüm maliyeti gerektiriyor. McKinsey Global Enstitüsü tarafından 2014 yılında yapılan ve obezitenin ekonomi üzerine etkisini inceleyen araştırmada çok çarpıcı ve kritik sonuçların ortaya çıktığı görülmekte. Araştırmacılar, dünya nüfusunun %30 unun yani 2.1 milyar kişinin aşırı kilolu veya obez olduğunu ve sorunu ele almak için, daha az bireysel sorumluluğa dayanan önlemlerin kullanılması gerektiğini belirttiler. Raporda durumun yüksek bir maliyet bedeli olduğunu ve 2030 yılına kadar mevcut obezite oranının dünya nüfusunun yarısına çıkarabileceği ifade ediyor. Obezitenin maliyeti hem sağlık hizmetleri açsından hem de ekonomide giderek artıyor. Hastalık ve maliyetinin yanı sıra, sosyal olarak obezite; çalışılan günlerin azalmasına ve üretim kaybına sebep oluyor. Konuyla ilgili çözüm sürecinin toplumsal bir dizi iddialı politika ve çalışma olduğunu öne süren araştırmacılar, alınacak önlemlerle global sağlık hizmetlerinde çok ciddi rakamlar tasarruf edilebileceğini belirttiler. Örneğin; sırf obeziteyle mücadele önlemleriyle İngiltere nin Ulusal Sağlık Hizmetlerinde uzun vadede 760 milyon sterlin tasarruf edilebilir. Obezitede artışın kalp ve akciğer hastalıklarına, diyabete ve yaşam tarzı ile ilgili kanserlerin artmasına sebep olduğu belirtiliyor. Dolayısıyla rapordaki önlem değerlendirmelerinde bazı ambalajlı satılan yiyeceklerin porsiyon kontrolü ve hazır veya işlenen yiyeceklerini hazırlanma formüllerinin
değiştirilmesi önerilmekte. Obezite günümüzde kriz boyutlarına ulaştığı için çeşitli kilo yönetimi programları ve ev/ofis/iş yeri fitness programları da önlem olarak düşünülmüş. Obeziteyle mücadelenin ilk adımı olan obeziteyi engelleme ve sağlıklı beslenme eğitimi artık tüm dünyada okullarda ve ilgili sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarıyla halka aşılanmalı, paketlenmiş gıdaların etiketlerinin okunması ve alışveriş bilinci topluma öğretilmelidir. Özetle; artık tüm dünyanın aynı oranda mücadele etmesi gereken obezitenin öncelikle global bir sorun olduğunun kabul edilmesi, konuyla ilgili işbirliği içerisinde çözüm süreçleri geliştirilmesi ve uygulanabilir programlar yürütülmesi gerekmektedir. Doç. Dr. HAlil COŞKUN (Obezite ve Metabolik Cerrahi Uzmanı) info@halilcoskun.com 04/12/2014 AKŞAM Gazetesi makalesidir. http://www.aksam.com.tr/yasam/saglik/obezite-teroru/haber-3599 92 OBEZİTEYE BAĞLI UYKU APNESİNE ÇÖZÜM CERRAHİ! AKŞAM GAZETESİ Obstrüktif Uyku Apne Sendromu (OSAS) çok bileşenli etiyolojisi olan, horlama, uykuda tekrarlayan nefes durmaları ve buna bağlı olarak gelişen oksijen düşüklüğü ve gündüz uyku hali ile karakterize oldukça sık görülen bir hastalıktır. Tanıda gece
uykusunun izlenmesinden oluşan polisomnografi kullanılmaktadır. Bu sendroma neden olan büyük faktörlerden biri de obezitedir. Obezitenin yaygınlığı son yıllarda tüm dünyada artış göstermektedir. OSAS hastaların yaşam kalitesinde ve süresinde de ciddi bir azalmaya sebep olmaktadır. Hastalığa neden, en büyük faktör olan obezitenin cerrahi yöntemle tedavisine gidildiğinde, hastaların uyku apnesi sendromu kadar diğer uyku sorunlarının da dramatik biçimde iyileşme gösterdiği gözlenmiştir. OSAS ın morbid obez (Vücut Kitle İndeksi, VKİ>40 kg/m2) hastalarda görülme sıklığı yaklaşık %80 dir. VKİ>28 kg/m² üzerindeki obez hastalar ise risk grubundadırlar. Ülkemizde nüfusun 1/3 nün fazla kilolu, 1/3 nün obez ve sadece 1/3 nün normal kiloda olduğu düşünüldüğünde toplumumuz için durumun ciddiyeti ortadadır. OSAS tedavisinde değişik tedavi alternatifleri olmakla birlikte obezite tedavisinde uygulanan cerrahi teknikler (tüp mide ve gastrik bypass ameliyatları) oldukça etkili sonuçlar vermektedir. Obezite cerrahisinde hastanın diyet alışkanlıkları, yandaş hastalıkları, yaşam tarzı gibi birçok faktör göz önünde bulundurularak hastaya en uygun cerrahi tedavi seçeneği uygulanmalıdır. Cerrahi tedavi kalıcı kilo kaybını sağlayan, yandaş hastalıkların düzelmesine neden olan ve yaşam süresini uzatan efektif bir tedavi şeklidir. Kişinin kilosundaki %10 luk artışın dahi Apne-Hipopne Indeksi (AHI) de yaklaşık %32 lik bir artışa sebep olduğu saptanmıştır. Şiddetli apnesi olan hastaların değerlendirildiği bir çalışmada obezite ameliyatından 6 ay sonra AHI nin 88.8 den 11.8 olay/saat e düştüğü bulunmuştur. Diğer bir çalışmada ise obezite cerrahisinden 17 ay sonra
fazla kiloda %65 lik azalma, AHI de 61.6 ten 13.4 olay/saate bir düşüş, ek olarak uyku kalitesinde, diurnal uyuklama ve yaşam kalitesinde büyük bir iyileşme tespit edilmiştir. Diyet ile kilo vermede başarılı olan hastalardan yalnızca %5-10 u birkaç yıl boyunca kilolarını korudukları düşünüldüğünde obezite cerrahisi uzun dönemde uyku apnesi tedavisi için de son derece etkili bir yöntemdir. Obezite cerrahisi, kilonun çok daha düşük seviyelere düşürülmesinde, uzun vadede kilo kaybının sürdürülmesinde ve aralarında OSAS ında bulunduğu yandaş hastalıkların düzeltilmesinde iyi sonuçların alındığı etkili bir tedavi seçeneğidir. Obezite cerrahisi deneyimli cerrahlarca yapıldığında güvenli, ancak uyku apnesi yüksek riskler içeren bir hastalıktır. Doç. Dr. Halil COŞKUN (Obezite ve metabolik cerrahi uzmanı) info@halilcoskun.com 27/11/2014 AKŞAM Gazetesi makalesidir. http://www.aksam.com.tr/yasam/saglik/obeziteye-bagli-uyku-apne sine-cozum-cerrahi/haber-357669 OBEZİTE EVLİLİĞİ TEHLİKEYE SOKUYOR! AKŞAM GAZETESİ Geçtiğimiz günlerde gazetelerde yer alan bir haberde aşırı kiloları yüzünden ayrılan ve kilo verdikten sonra tekrar evlenen bir çiftin haberi vardı.
31 yaşındaki Bihter Cihay ile 32 yaşındaki Vahdet Altun aşırı kiloları nedeniyle ayrılmış, tüp mide ameliyatı olup toplamda 125 kilo verdikten sonra tekrar evlenmişlerdi. Biz de obezitenin kadın erkek ilişkileri üzerindeki etkisini psikiyatri uzmanı Yrd. Doç. Dr. Güzin M. Sevinçer e sorduk, Doç. Dr. Halil Coşkun da evlilik kurtaran obezite ameliyatlarını anlattı. OBEZ KADIN HAKARETE UĞRUYOR Kilo problemi, özellikle kadınlarda evlilikte problemlere yol açıyor. Eşi tarafından kilosu nedeniyle sürekli aşağılanan, hakarete maruz kalan kadının benlik saygısında ciddi düşüş meydana geliyor. Böylece kadının kendine olan güveni zedeleniyor. Haliyle de kendini başarısız, yetersiz ve sevgiyi hak etmeyen biri olarak hissediyor. Kadının kendini cinsel olarak da çekici bulmaması cinsel hayatlarında da olumsuzluklara sebep oluyor hatta boşanmaların kaynağı olabiliyor. Kadınlar bu ayrımcılıktan dolayı özellikle de romantik ilişkiler noktasında daha fazla sıkıntı yaşıyor. Çarpıcı bir örnek olarak arkadaşlık sitelerinde kendini kilolu veya obez diye tanıtan kişilerin daha az tercih edildiği ortaya konmuş. Obez kadınlar duygusal ilişkilerinden daha az memnuniyet duymaktadır. İlişkinin biteceği endişeleri ilişkinin geneline hâkimdir. Erkek arkadaşı ya da eşi tarafından çekici bulunmadığı hatta kilolu olduğu için eşinin kendisini aldatabileceği, böyle bir durumu yaşadığında ise kilolu olduğu için eşinin bu davranışının normal olduğu
düşüncesi sık karşılaştığımız bir durumdur. Özellikle kadınlar kiloları nedeniyle partnerleri tarafından hakarete maruz kalmakta ve yine bu durumu sineye çekmektedirler. İDEAL KİLOYA ULAŞINCA BOŞANDI MI? Evlilik ve kilo ilişkisi her olguda farklılıklar gösterebiliyor. Tabii ki ameliyat sonrası kilo vermenin neticesinde özgüven artışı, fiziksel ve cinsel açıdan kişinin kendini daha çekici hissetmesi evlilik yaşamında olumlu sonuçlar sağlayabilir. Bazen de aksine kişinin kendine güveninin artışı kötü giden evliliği bitirmesi için cesaret de verebilir. Örneğin fazla kilosu nedeniyle eşi tarafından sürekli hakarete maruz kalan bir hastamın ameliyat motivasyonu, zayıflayarak bu hakaretlerden kurtulmak arzusuydu. Zayıflayınca eşinin artık kendisini beğeneceği ve hakaret etmeyeceğini düşünüyordu. Ameliyat sonrası fazla kilolarını verdikten sonra eşinin beğenisini kazandı ve hakaretlerden kurtuldu. Bu sefer hastam eşinin kilolu döneminde kendisine takındığı tavırla ilgili aslında çok öfkelendiğinin farkına vardı, O kadar aşağılamayı nasıl kaldırabildim? Bana böyle davranmasını affedemiyorum diyen hastamın evliliği ciddi bir krize girdi. TÜP MİDE AMELİYATI Dünyada ve ülkemizde en çok tercih edilen Tüp Mide ameliyatı. Bu ameliyatla midenin yaklaşık yüzde 80 lik bölümü dikey olarak kesilip çıkarılıyor, böylelikle yemek yeme miktarında ciddi anlamda azalma oluyor. Midenin çıkarılan bölümünde yoğun olarak bulunan açlık hormonu azaldığı için iştah duygusu da azalıyor. İkinci sırada ise Gastrik Bypass var. Bu ameliyatta hem midenin hacmi küçültülüyor hem de küçültülen mideye ince bağırsakla bağlantı sağlanarak, yenilen gıdaların emilimi azaltılıyor. Bu ameliyat özellikle Tip2 Diyabet hastalarında yüzde 85 oranında iyileşme sağlıyor. Obezite ameliyatları Laparoskopik ve Robotik Cerrahi teknikleriyle yapılıyor. Normal yatış süresi 3 gündür.
Hastalarımız 7-10 gün içinde iş ve sosyal hayatlarına dönebiliyor. Ameliyattan sonra özel bir diyet değil de, yeni bir beslenme düzeni için eğitim alınması önemli. Özellikle bu konuda özelleşmiş beslenme uzmanlarıyla hastalarımızın yemek yeme alışkanlıkları düzenleniyor. Beslenme Terapisi dediğimiz bu durumla hastalarımız daha uyumlu oluyor hem de sağlıklı kilo veriyorlar. KİMLER YAPTIRABİLİR? - 18-65 yaş arasında olan herkese uygulanabilir. Tecrübeli merkezlerde 18 yaş altı ve 65 yaş üstü hasta ameliyatları da başarılı şekilde yapılmaktadır. - Vücut Kitle Endeksi 40 kg/m2 nin üzerindeki Morbid Obez hastalar. - Vücut Kitlesi 35-40 kg/m2 olup Tip2 Diyabet, hipertansiyon, karaciğer yağlanması ve uyku apnesi olanlar yaptırabilir. - Kronik alkol ve uyuşturucu bağımlısı olmamak! - Psikiyatik aktif hastalığın olmaması gerekiyor. Ancak psikiyatri değerlendirmesi ve tedavisinden sonra onay alınırsa cerrahi tedavi için değerlendirme yapılabilir. ESKİ KİLOSUNA DÖNMÜYOR Obezite ameliyatlarıyla 18 aylık bir periyotta fazla kilonun (total kilonun değil ama) yaklaşık yüzde 80 ini vermek mümkün. Obezite ameliyatları birer mucize değildir ancak çok etkili bir araçtır. İkinci yıldan sonra beslenme düzenlerinde rahatlama ve psikolojik sebeplerden dolayı yüzde 5-20 oranında geri kilo alımı bildirilmekte. Ancak hiçbir hastamızın eski kilosuna kolay kolay geri dönmesi mümkün görünmüyor. Tüm cerrahi yöntemlerde olduğu gibi obezite ameliyatları da kendi içinde birtakım riskler içeriyor. Genel olarak bu riskler bilimsel çalışmalarda yüzde 1 in altında gösteriliyor. Riskleri; kanama, enfeksiyon, kaçak (sızıntı), emboli ve akciğer sorunları olarak sayabiliriz.
AKŞAM Gazetesi 22 Kasım 2014 SİBEL ATEŞ YENGİN sibel.ates@aksam.com.tr %10 LUK KİLO KAYBI ÖLÜM RİSKİNİ %20 AZALTIYOR! AKŞAM GAZETESİ Son 33 yılda bütün dünyada hem obez ve aşırı kilolu yetişkinlerin (%28 artış) hem de çocukların oranında (%47 e kadar) şaşırtıcı bir artış görüldü. Dünya oranlarındaki bu artış da obezite tedavisine yönelmek kadar, obeziteyi önlemenin de ne kadar önemli olduğunu göstermiş oldu. Beynimize yıllardır yerlemiş diyet yapma kalıbını, yaşam kalitemizi düşürmeden ve kısıtlamadan sağlıklı beslenme ile pekala değiştirebiliriz! Yediğiniz gıdalar, sağlığınız için gerekli besinleri içermelidir ancak, bunun şekline siz de karar verebilirsiniz. Çeşitlilik ve değişikliğe özen göstererek zevkinize göre iyi bir beslenme planı uygulayabilirsiniz.
Genelde yenilen miktarın azaltılmasına yardımcı olacak birkaç öneri; - Küçük porsiyonları tercih edin. - Küçük bir tabak kullanın. - Daha yavaş yemek yiyin. - Yemeğin servis kabını masaya koymayın. - Yemek için küçük, salata için büyük tabak kullanın. - Daha az miktarda yemek yapın. - Her öğün bol miktarda su için. Zaman zaman hepimizin düştüğü yanlıştır açken ve listesiz alışverişe çıkmak. Bu hem daha fazla, hem daha kalorili, hem de ihtiyacımız olmayan çok miktarda mutfak alışverişi yapmamıza sebep olur. Kalorili bir besini tüketmemenin en iyi yolu onu evinize sokmamaktır. Yapacağımız alışveriş listesi ve alışverişe tok çıkmak bu duruma alabileceğimiz en güzel önlemdir. Kızartma yerine buharda/fırında/yağsız ızgarada pişirdiğiniz öğününüz hem vitaminini muhafaza eder, hem de daha az kalorili besinler almanızı sağlar. Evde yahut dışarda tercih ettiğiniz yemeklerinizde ise yemeklerin sularından, yağlarından kaçınıp sos/krema tercih etmek yerine yoğurtla yapabileceğiniz/ısmarlayabileceğiniz az kalorili soslar hem
damak tadınıza hitap edecek, hem de hafif beslenmenizi sağlayacaktır. Meyve ve Sebzeler ile barışın. Meyve, öğün aralarında yemek için ideal ve sağlıklı bir besindir. Evde bol miktarda bulundurmakta ve hatta seyahate çıkarken yanınıza bir miktar almanızda fayda vardır. Ayrıca güzel bir meyve salatası hem ara öğünlerinize doyurucu, hem de tatlı alternatifi olarak tercih edildiğinde ölçülü bir kalori almanızı sağlar. Yeme alışkanlıklarımızı değiştirmek ilk bakışta korkutucu gelse de yaşam kalitenizi düşürmeden, günlük hayatınızda yapacağınız ufak değişiklikler sağlıklı beslenme adına harikalar yaratabilir. Doç. Dr. HALİL COŞKUN (Obezite ve Metabolik Cerrrahi Uzmanı) un 20/11/2014 AKŞAM Gazetesinde yer almış makalesidir. info@halilcoskun.com DOÇ. DR. HALİL COŞKUN HABERTÜRK GÜN ORTASI DOĞAN MEMİŞ DOÇ. DR. HALİL COŞKUN
MİLLİYET GAZETESİ / KADİR ZEREY İki yılda 69 kilo verdi! İstanbul da yaşayan 145 kilo ağırlığındaki Kadir Zerey, mide küçültme ameliyatıyla 2 yılda 69 kilo verdi. İstanbul da web tasarım ve yazılım firmasında çalışan 27 yaşındaki Kadir Zerey, 5 yaşından itibaren hızla kilo almaya başladı. Yaşıtlarına göre oldukça kilolu olan Zerey, lise öğrencisiyken 165 kiloya ulaştı. Bu sırada Zerey de aşırı kilolara bağlı Tip 2 diyabet başladı. Şeker hastalığı nedeniyle Zerey, günde 3 kez insülin kullanmak zorunda kaldı. Zayıflamak için diyetisyene başvuran Zerey, sadece 20 kilo verebildi. Diyet ve spor yapmakla kilo veremeyen Zerey, 2 yıl önce mide küçültme ameliyatı olmaya karar verdi. İstanbuldaki bir hastanede görev yapan Doç. Dr. Halil Coşkun a başvuran Zerey e, yapılan tetkiklerin ardından Mini Gastric Bypass yöntemi uygulandı. Ameliyat ile midesi küçültülen Zerey, hızla zayıflamaya başladı ve 2 yılda 69 kilo verdi. Hem kilodan hem de diyabetten kurtuldu 145 kilodan 76 kiloya inen Zerey in şeker değerleri de normale döndü. Zerey, hem kilolarından hem de diyabetten kurtulmuş oldu.
AA muhabirine, ameliyatın ardından hayatının tam anlamıyla değiştiğini vurgulayan Zerey, kiloluyken yürümenin bile zor geldiğini ancak şimdi kendisini çok zinde hissettiğini ifade etti. Şeker hastalığı nedeniyle sürekli uyku hali ve şeker krizi tuttuğunu anlatan Zerey, Dolaptaki iğneleri bırakıp dışarı çıkamıyordum. Büyük beden satan mağazalarda kalite oranı çok düşük ve fiyatlar el yaktığı için kıyafet bulmakta zorluk çekiyordum. Şimdi kaybettiğim öz güvenimi kazandım. Hayata artık daha pozitif bakıyorum dedi. Hedefinin 6 kilo daha vermek olduğunu dile getiren Zerey, kendisine sağlıklı beslenme ve spora dayalı bir hayat kurduğunu kaydetti. Zerey, Yıllarca vücudumda şekerpare taşıdım. Şekerpareleri baklavalara çevirme zamanı geldi. Hayatımda birçok değişiklik yapıyorum. Yarım bıraktığım sinema ve tiyatro hayatıma devam etmek istiyorum diye konuştu. Minis Gastric Bypass nedir? Obezite cerrahisinde en çok uygulanan ameliyatların başında gelen Mini Gastric Bypass ameliyatıyla hastada küçük bir mide hacmi oluşturuluyor. Daha sonra küçük olan midenin ince bağırsak ile bağlantısı yapılıp gelen besinlerin büyük mideyi bypass ederek ince bağırsağa geçmesi sağlanıyor. Küçük mideleri yüzünden hastalar hem daha az besin alıyor hem de bağırsaklardaki emilim bozulduğu için gıdalardan aldıkları kalori miktarı düşüyor. Daha az yemek ve daha az emilim olması kişilerde kilo kaybını sağlıyor. Milliyet Gündem / 17.11.2014