Anahtar Sözcükler: Kedi, köpek, ultrasonografi, relaksin hormonu, gebelik

Benzer belgeler
GENİTAL SİKLUS Östrus Siklusu

DİŞİ ÜREME ORGANLARI

Ektopik Gebelik. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK

MENSTURASYON VE HORMONLAR

ADIM ADIM YGS LYS. 73. Adım ÜREME BÜYÜME GELİŞME EMBRİYONİK ZARLAR İNSAN EMBRİYOSUNUN GELİŞİMİ-1

Reprodüktif Endokrinoloji. Prof. Dr. Mithat EVECEN

Seksüel Siklus ve Suni Tohumlama

Gebeliğin Erken Teşhisi

ÜREMENİN KONTROLÜ. PROF. DR. Nafiz YURDAYDIN

Erken gebelik (4-10 hf) USG: Neler görmem gerekir ve neler görmeliyim?

DİŞİ EŞEY HÜCRELERİNİN GELİŞMESİ OLGUNLAŞMASI. Doç. Dr. A. Gürol BAYRAKTAROĞLU

İmplantasyon. Plasenta

GİRİŞ. GEREÇ ve YÖNTEM. ! canlı ağırlık artışı, karkas kalitesi ve süt verimi! Fötometri

ÜNİTE II- KADIN GENİTAL ORGANLARININ ANATOMİ VE FİZYOLOJİSİ

10. SINIF KONU ANLATIMI. 16 ÜREME BÜYÜME GELİŞME Döllenme ve Aile Planlaması Soru Çözümü

Reprodüktif Endokrinoloji. Prof. Dr. Mithat EVECEN

Gebelik. Üreme Biyolojisi ve Yapay Tohumlama Dersi. Prof. Dr Fatin CEDDEN

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

Spermatozoanın Dişi Genital Kanalındaki Hareketi. Üreme Biyolojisi ve Yapay Tohumlama Prof. Dr. Fatin CEDDEN

P U B E R TA S, SUNİ T O H U M L A M A, G E B E L İ K V E T E R İ N E R HEKİ M : A H M E T K E S K İ N

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ...

a. Segmentasyon Gelişimin başlangıcında hızlı ve birbirini takip eden mitoz bölünmeler gerçekleşir. Bu bölünmelere segmentasyon denir.

Çiftlik Hayvanlarında Türlere Göre Üreme Özellikleri. Prof. Dr. Fatin CEDDEN

Gebelikte Karşılaşılan Anormal Olgular. Prof Dr Fatin Cedden Üreme Biyolojisi ve Yapay Tohumlama

PLASENTANIN OLUŞMASI. Doç. Dr. Alev Gürol BAYRAKTAROĞLU

MENOPOZ. Menopoz nedir?

Doç. Dr. Alev Gürol BAYRAKTAROĞLU

FETAL SAĞLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ

Araştırmacılar. Araştırma İNEKLERDE ÜREME VERİMİ KLİNİK ENDOMETRİTİS

Genital siklus Pubertaya ulaşan bir dişide, hipotalamus ve hipofiz bezinin kontrolü altında ovaryum ve uterusta bazı değişiklikler meydana gelir.

İnfertil Dişiler. Çiftleşme zorlukları. Deneyimsiz erkek. Normal çiftleşmeden sonra başarısız gebelik. Seyrek östrus. Deneyimsiz dişi.

Fetus Fizyolojisi. 10.Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ve Bakımı

YUMURTA TİPLERİ BÖLÜNME ŞEKİLLERİ İNVİTRO FERTİLİZASYON VE EMBRİYO NAKLİ. Doç. Dr. Alev Gürol BAYRAKTAROĞLU

ÜREME SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ DOÇ.DR.MİTAT KOZ

EXTRAEMBRİYONAL KESELER

ÖZET CEVAP: Oosit retrivalin hemen ardından intrauterin hcg uygulaması implantasyon oranlarını, kimyasal ve klinik gebelik oranlarını artırmaktadır.

ÜREME SİSTEMİNİN FİZYOLOJİSİ

T.C. ADNAN MENDERES ÜNĐVERSĐTESĐ SAĞLIK BĐLĐMLERĐ ENSTĐTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE AYDIN

Plasenta Amniyon Çoğul Gebelikler

GEBE MUAYENE YÖNTEMLERİ ve GEBE BAKIMI

TÜMÖR BELİRTEÇLERİNİN KLİNİK TANIDA ÖNEMİ. Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2006

GENEL SORU ÇÖZÜMÜ ENDOKRİN SİSTEM

EMBRİYOLOJİ VE GENETİK DERSİNE GİRİŞ ARŞ. GÖR. KEVSER İLÇİOĞLU

Doç. Dr. Alev Gürol BAYRAKTAROĞLU

BİYOTEKNOLOJİ NEDİR? Canlılar aracılığı ile ürün ve hizmet üretmektir

4. SINIF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI (Grup 3)

GELİŞİMİN 1. VE 2. HAFTASI

laboratuar muayeneleri esastır.

Süt sığırı işletmelerinde gizli tehdit Hipokalsemi, Jac Bergman, DVM, 28 Ekim 2017

İN-VİTRO FERTİLİZASYON (IVF) VE EMBRİYO TRANSFERİ (ET)

Plasentanın Görevleri ve İkiz Gebelik. Doç. Dr. Nejdet ŞİMŞEK

Doç. Dr. Alev Gürol BAYRAKTAROĞLU

DEHİDRE KÖPEKLERDE BİKARBONATLI SODYUM KLORÜR SOLÜSYONUNUN HEMATOLOJİK VE BİYOKİMYASAL PARAMETRELERE ETKİSİ

fetal dönem denir. Fetal dönemde, embriyonal dönemde oluşan organ sistemleri gelişir. 10.Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ve Bakımı

DOWN SENDROMU TARAMA TESTİ (1. TRİMESTER)

Olgu EKTOPİK GEBELİK. Soru 1. Tanım. Soru 3. Soru yaşında bayan hasta pelvik ağrı yakınmasıyla geliyor. 5 gündür ağrısı var, SAT 1,5 ay önce

ENDOKRİN BEZ EKZOKRİN BEZ. Tiroid bezi. Deri. Hormon salgısı. Endokrin hücreler Kanal. Kan akımı. Ter bezi. Ekzokrin hücreler

Sığrlarda Embryo Transferi. Prof.Dr.Serhat Pabuccuoğlu

FERTİLİZASYON-Döllenme

BİYOİSTATİSTİK Sağlık Alanına Özel İstatistiksel Yöntemler Dr. Öğr. Üyesi Aslı SUNER KARAKÜLAH

İNSANDA ÜREME, BÜYÜME VE GELİŞME

LYS ANAHTAR SORULAR #6. Mitoz ve Mayoz Bölünme Eşeyli ve Eşeysiz Üreme İnsanda Üreme

SÜT İNEKLERİNDE ÜREME HORMONLARI

ALFA FETOPROTEİN (TÜMÖR BELİRLEYİCİSİ)

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler

Senkronizasyon. Prostaglandin ile senkronizasyon Kontrolü yöntem Pazartesi yöntemi 2+2 yöntemi ½ yöntemi

DENEY HAYVANLARI ANATOMİSİ

Gebelerde Toxoplasma gondii Seropozitifliğinin Değerlendirilmesinde İstenen Testlerin Önerilen Tanı Algoritmasına Uygunluğunun Değerlendirilmesi

Abdominal Myomektomi Fertiliteyi Arttırıyor

Köpeklerde Real-Time Ultrasonografinin Reprodüktif Kullanım Alanları

E2 (ESTRADIPL) Normal Değerler: Erkek: <62 pg/ml Kadın:

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #22

4. SINIF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI

BİYOLOJİ DERSİNDEN 5. BÖLGESEL YARIŞMA (cevap) 9.sınıf

VAY BAŞIMA GELEN!!!!!

KADIN VE EGZERSİZ PROF. DR. ERDAL ZORBA

Prenatal devre insan ve memeli hayvanlarda uterus içerisinde geçer. Kanatlı hayvanlarda ise yumurta içinde kuluçkada geçen devredir.

ÖZEL BİR HASTANEDE YENİDOĞAN ÜNİTESİNE YATIRILAN İNDİREKT HİPERBİLİRUBİNEMİLİ OLGULARIN RETROSPEKTİF DEĞERLENDİRİLMESİ

Sunum planı. Hipofiz Epifiz Tiroid Paratiroid ve Pankreas hormonları

Adolesanlarda Polikistik Over Sendromu tanısında Anti Müllerien Hormon (AMH) ve İnsülin Like Peptit -3 (INSL3) ün tanısal değeri

Makat prezentasyonu. Görülme oranı %3-4 dür. Tanı leopold manevraları ile konulabilir

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler

İLK TRİMESTERDE PROGESTERON. Dr. Tuncay Nas Gazi Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim

Birinci trimester (ilk 3 aylık dönem)

Kısırlaştırılmış îki Kedide Ovarian ve Uterin Remnant Sendrom Olguları

DİÖSTRUS DÖNEMİNDE OLAN KÖPEKLERE GnRH ANTAGONİSTİ (CETRORELİX) UYGULAMALARININ PROGESTERON DEĞERİNE ETKİSİNİN ARAŞTIRILMASI

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi

BÜYÜME. Vücudun ya da vücut bölümlerinin boyut olarak artması Yaşamın ilk 20 yılında görülen en önemli biyolojik süreçtir.

Progesteronun Preterm Doğumları ve Düşüğü Önlemede Yeri Var mıdır? Prof. Dr. Feride Söylemez A.Ü.T.F Kadın Hastalıkları ve Doğum AD

GEBELİK SIRASINDA MATERNAL VE FETAL SAĞLIĞIN YÜKSELTİLMESİ

GEBELİK VE LOHUSALIK

MENAPOZ DÖNEMİ MENAPOZ DÖNEM VE HORMONLAR

BMM307-H02. Yrd.Doç.Dr. Ziynet PAMUK

BÜYÜMENİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Prof Dr Zehra AYCAN.

İneklerde Üremenin Kontrolü Embriyo Transferi

KLİNİK TIBBİ LABORATUVARLAR

Ovaryum kistleri: Tanısı ve tedavide yaklaşımlar

ADOLESANLARDA FĠZĠKSEL BÜYÜME VE CĠNSEL GELĠġME

Hipotalamus ve Hipofiz Hormon Denetim Süreçleri. Ders Öğretim Üyesi: Prof. Dr. T. Demiralp v1: 30 Nisan 2009

Transkript:

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJESİ KESİN RAPORU KEDİ ve KÖPEKLERDE GEBELİK, HAYALİ GEBELİK ve EMBRİYONİK-FÖTAL ÖLÜMLERİN TANISI AMACIYLA KAN RELAKSİN HORMONU DÜZEYLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Proje Yöneticisi Prof. Dr. Erol Alaçam Proje No: 2001-08-10-037 Başlama Tarihi : 26.09.2001 Bitiş Tarihi: 26.01.2003 Rapor Tarihi 10.06.2003 Ankara Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Ankara 2003

İÇİNDEKİLER Özet 1 Summary 2 2. Amaç ve Kapsam 3 2.1. Literatür Bilgi 3 2.1.1. Karnivorlarda gebelik süreci 3 2.1.2. Gebeliğin endokrin süreci 5 2.1.3. Gebelik sürecindeki fizyolojik değişiklikler 8 2.1.4. Köpek ve kedilerde gebelik tanısı 10 2.1.4.1. Gebeliğin klinik tanısı 10 2.1.4.2. Laboratuvar Tanı 13 3. Materyal ve Yöntem 16 3.1. Materyal 16 3.2. Yöntem 16 3.2.1. Ultrasonografik (USG) görüntülerin değerlendirilmesi 16 3.2.2. Relaksin hormonu yönünden değerlendirmeler 17 4. Bulgular 19 4.1. Ultrasonografi Bulguları 19 4.2. Relaksin Hormonu Yönünden Bulgular 21 5. Tartışma ve Öneriler 23 6. KAYNAKLAR 28 Ekler 34

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJESİ KESİN RAPORU Proje No: 2001-08-10-037 Başlama Tarihi : 26.09.2001 Bitiş Tarihi: 26.01.2003 Rapor Tarihi 10.06.2003 KEDİ ve KÖPEKLERDE GEBELİK, HAYALİ GEBELİK ve EMBRİYONİK -FÖTAL ÖLÜMLERİN TANISI AMACIYLA KAN RELAKSİN HORMONU DÜZEYLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Proje Yöneticisi Prof. Dr. Erol Alaçam Ankara Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Ankara 2003

1 1. Özetler Kedi ve Köpeklerde Gebelik, Hayali Gebelik ve Embriyonik-Fötal Ölümlerin Tanısı Amacıyla Kan Relaksin Hormonu Düzeylerinin Değerlendirilmesi Sunulan çalışmada, evcil karnivorlarda gebelik, hayali gebelik ve embriyonik-fötal ölümlerin tanısı amacıyla, ultrasonografik muayene ışığında kan relaksin hormonu düzeylerinin değerlendirilebilmesi olanakları araştırılmıştır. Bu amaçla, 25 dişi kedi ile 25 dişi köpek materyal olarak kullanılmıştır. Son çiftleşme tarihini izleyen 21., 28. ve 40. günlerde trans-abdominal ultrasonografi ile fötal kese, vücut ve biparietal baş çapı ölçümleri yapılarak gebelik yaşı hesaplanmıştır. Yukarıda belirtilen günlerde alınan kan örneklerinde relaksin hormonu düzeyleri nitel olarak ölçülmüş, ölçümlerde ReproCHEK RELAXIN (Synbiotics Corp., France) hızlı testi kullanılmıştır. Çalışma bulguları, materyalin doğumundan sonra, yukarıda anılan süreçlerin tanısı yönünden karşılaştırmalı olarak değerlendirilmiştir. Yirmibirinci günde yapılan ultrasonografik muayenelerde 18 köpek gebe, iki köpek hayali gebe ve 5 köpek gebelik ( ) olarak belirlenmiştir. Kedilerin tamamında ise gebelik (+) bulunmuştur. Gebe olan bir köpekte, hayvan sahibinin isteği üzerine, gebelik 28. günde Cabergolin+PGF2α kombinasyonu ile sonlandırılmıştır. Köpeklerde relaksin testi bulguları ultrasonografik muayene bulgularına paralel sonuçlar verirken, kedilerin tamamından olumsuz veya şüpheli sonuçlar elde edilmiştir. Hayali gebe iki köpekte ultrasonografik bulgular ve relaksin düzeyleri (-) olurken; çalışma materyali dışındaki, mumifiye fötüs taşıyan ve trafik kazası sonucu fötal ölüm gösteren iki köpekte yine relaksin testi (-) sonuç vermiştir. Değerlendirmeler sonucunda; köpeklerde son çiftleşmeyi izleyen 21. günden itibaren ultrasonografi ve relaksin hormonu değerlendirilmesi ile gebelikler ve canlı/ölü fötüsler saptanabilmiştir. Kedilerde ise ultrasonografik bulgular aynı günden başlayarak %100 oranında belirleyici olmakla birlikte, relaksin hormonu bulguları şüpheli veya negatif sonuçlar göstermiştir. Anahtar Sözcükler: Kedi, köpek, ultrasonografi, relaksin hormonu, gebelik

2 Evaluation of Blood Relaxin Levels in Bitches and Queens for the Diagnostic Purposes of Pregnancy, False Pregnancy and Embrionic/Fetal Deaths In this study, relaxin levels in peripheral blood were measured in domestic carnivors for the diagnostic purposes of pregnancy, false pregnancy and embrionic/fetal deaths with the guidence of ultrasonographic examination. Twenty-five bitches and 25 queens from different breeds were used. Ultrasonographic examinations and collection of blood samples were performed on 21 th,28 th and 40 th days after last mating. Age of fetuses were calculated after the fetal sac, body and biparietal head diameters measured by ultrasonography. Blood levels of relaxin were quantified by using ReproCHEK kits ( Synbiotics Corp., France). Results were evaluated after the birth of all materials. Pregnancy were detected in a percentage of 100% at the 21 th day of 18 bitches and all of the queens. Five bitches were diagnosed as non-pregnant and two showed false pregnancy. In one bitch pregnancy was terminated by using Cabergolin and prostaglandin F2alpha combination. While 100% correlation were observed between ultrasonography and relaxin determination in bitches, all relaxin test results in queens were negative or inconclusive. Relaxin test results were negative in 2 false pregnant cases and 2 cases of mumified fetuses and fetal death after traffic accident, in a separate evaluation. In conclusion, detection of pregnancy and viability of fetuses were diagnosed in bitches at around the 21 day after the last mating by ultrasonography and blood relaxin levels. Although ultrasonographic examination generated positive results in queens, ReproCHECK test were negative or inconclusive. Key words: Bitch, queen, ultrasonography, relaxin, pregnancy.

3 2. Amaç ve Kapsam Son yıllarda ülkemizde, özellikle büyük kentlerde kedi ve köpek gibi karnivorların çeşitli üreme sorunlarıyla veteriner kliniklerine başvurularında önemli artışlar görülmektedir. Bu olguların endokrinolojik yönden muayenesi için girişimler çoğunlukla yetersiz kalmaktadır. Karnivorlarda endogen hormonların değerlendirilmesi konusundaki bilgi ve araştırmalar, tüm dünyada, henüz yeterli nitelikte ve nicelikte değildir. Gebe çiftlik hayvanlarında kolaylıkla değerlendirilebilen progesteron hormonu düzeyleri, karnivorların fizyolojik özellikleri nedeniyle bu gruptaki hayvanlarda yararlı olamamaktadır. Bu çerçevede, placenta kaynaklı relaksin hormonunun değerlendirilmesi konusunda da son yıllarda çalışmalar yürütülmekte olup, üretilecek bilgilere önemle gereksinim duyulmaktadır. Sunulan çalışmanın amacı, evcil karnivorlarda gebelik ile bu süreçte şekillenebilecek bazı önemli sorunların endokrinolojik ve ultrasonografik yöntemlerle ortaya konulabilme olanaklarını araştırmak şeklinde tanımlanabilir. Bu çerçevede, kedi ve köpeklerde gebelik, hayali gebelik ve embriyonik-fötal ölümlerin tanısı amacıyla kan relaksin hormonu düzeylerinin değerlendirilmesi yapılmıştır. 2.1. Literatür Bilgi 2.1.1. Karnivorlarda gebelik süreci Köpekte çiftleşme, ovulasyon veya kan luteinleştirici hormon (LH) zirve zamanı bilinmeyen erken gebeliğin varlığını ve dönemini kesin olarak belirlemek zordur. Anamnezle ancak hayvanın çiftleşme tarih/tarihleri belirlenebilir. Gebelik süresi, çiftleşme göz önünde tutulduğunda 58-72 gün arasında, LH zirvesi göz önünde tutulduğunda ise 65 gün olarak bildirilmektedir. Köpek, ovulasyondan birkaç gün önce çiftleşmiş ise, spermatozoa nın bu türde uzun süren fertil gücü (6-7 gün) nedeniyle fekondasyon ovulasyondan sonra şekillenebilir ve böylece çiftleşmeden

4 doğuma kadar geçen süre 72 güne kadar uzayabilir. Buna karşılık, ovulasyondan sonra çiftleşen hayvanlarda ise, süre 58 güne kadar kısalabilir. Kedilerde ise, köpeklerin aksine, ovulasyon çiftleşme uyarısına bağlı olarak şekillendiğinden, gebeliğin başlangıcını belirlemek daha kolay olmaktadır. Çiftleşme sonrasında hipotalamustan salınan GnRH hormonu, 2-4 saat içerisinde kan LH hormonunun zirve düzeyini sağlar. Bu uyarımla kedilerde ovulasyonun 1-3 gün içerisinde şekillenmekte, fertilizasyon oviduct ta gerçekleştikten sonra embriyolar uterusa yaklaşık 5. günde ulaşmakta ve gebelik süreci 52-71 günler arasında sürmektedir (Concannon, 1986a; Concannon, 1998; Root-Kustritz,1999; Brown,2001). Köpekte çiftleşme, ovulasyondan 9 gün önce veya 5 gün sonra meydana gelmiş ise, fertil bir çiftleşmeyi akla getirir. Köpekte yumurta hücresi primer oosit olarak ovule olur, ovulasyonu izleyen üç günde bölünme ile sekonder oosit ve polar cisim oluşur. Oosit ovulasyondan dört gün sonra döllenebilme yeteneğini kazanır ve fertilizasyon oviduct un distalinde şekillenir. Oosit lerin tamamı aynı zamanda fertilize olmayabilir; devam eden çiftleşmeler sırasında da bu olgu şekillenebilir. Fertilize olan oosit zigot adını alır. Zigot hızlı blastomerik bölünmelerle morula yı oluşturur. Morula evresindeki embrio ovulasyondan 9 gün, fertilizasyondan ise 6 gün sonra uterus a ulaşır. Bu sırada 16 hücreli veya daha ileri aşamadadır. Otuz blastomerli dönemde morula nın merkezinde bir kavite oluşur ve sıvı dolu küre blastocyst adını alır. Bu döneme kadar gelişen embrio, sellüler bir zar olan zona pellucida ile sarılı olduğundan orijinal oosit ile aynı büyüklüktedir (Concannon, 1986b; Alaçam, 1998; England, 1998; Davol, 2001). Köpekte, ovulasyondan ve/veya çiftleşmeden 17-22 gün sonra implantasyon, embrio ların uterus cornu larına hemen hemen eşit bir dağılımıyla şekillenir (Christiansen, 1984). İmplantasyon gebeliğin en önemli aşamalarından biri olup, anne ile yavru arasındaki iletişim bu dönemde gerçekleşmeye başlar ve placentasyon un şekillenme evresinin başlangıcı da bu dönemdedir (Sherwood, 1988; England, 1998). İmplantasyondan hemen sonra embrio nun ilkel yapısı şekillenir ve placenta nın olgunlaşması başlar (Concannon, 1986b). Placentasyon endotheliochorial, zonar ve deciduata özelliktedir. Fötal trophoblast ların kuşakları maternal kan taşıyan büyük

5 hematomları meydana getirir (Feldman ve Nelson, 1996). Bu hematomlar anneye ait durgun büyük kan havuzlarını içerir. Endometrium un, placental bölgelerdeki epitel ve bağ dokusunda kayıplar bulunmaktadır. Böylece villus lar kapillar damarlarla temas halindedir. Marjinal hematomlar içinde, hemoglobinlerin yıkımından kaynaklanan yeşil renkte uteroverdin üretilir. Bu nedenle conceptus u saran bant şeklindeki oluşumlar makroskopik olarak yeşil renkte görülür (England, 1998). İmplantasyondan sonra primer chorionic villi, trophectoderm hücrelerinin uzamasıyla şekillenmeye başlar. Bu villi lerin kollara ayrılıp uzamasıyla sekunder villi ler şekillenir. Böylece labirent şeklinde endothelichorial placenta şekillenmiş olur (Barrau ve ark., 1975; Klonish ve ark., 1999). Köpekte, çiftleşmeden 21 gün sonra sıvı dolu olan fötal keseler yaklaşık 12-15 mm çaptadırlar. Yirmisekizinci günde ise tam bir küre şeklini alır ve çapı 25 mm ye ulaşır. Gebeliğin 35. günlerinde embrional hücrelerde yapısal düzenlenmeler (organogenesis süreci) tamamlanır. Sonrasında oluşan yapı fötüs adını alır. Bundan sonraki gelişim evresi fötüs ün büyüklüğünde artışa sebep olur. Daha sonra sırasıyla doğuma kadar fötüs ün organları da gelişim sürecini tamamlar (Shille, 1989; Feldman ve Nelson, 1996). 2.1.2. Gebeliğin endokrin süreci Ovulasyonu ve corpus luteum (CL) un formasyonunu takiben, gebeliğin devamlılığını sağlayan progesteron hormonunun salınımı etkinleşir. Bu süreç gebeliğin 56. gününe kadar devam eder. Köpeklerde serum immunoreaktif progesteron konsantrasyonu gebeliğin veya yalancı gebeliğin birinci haftasında yüksek değerlerdedir. Progesteron hormonu düzeyi gebeliğin 25. gününde zirveye ulaşır ve yaklaşık 15-80 ng/ml (ortalama 30 ng/ml) arasında seyreder. Gebeliğin 25. gününden itibaren yalancı gebelerde olduğundan daha yüksek düzeyde olmasına karşın, serum ve plazmada gebelik anemisi ile birlikte kan volümündeki artıştan dolayı belirlemenin güç olduğu bildirilmektedir. Bu dönemden sonra progesteron hormonu düzeyinde düşüş başlar ve belirli bir seviyede (4-16 ng/ml) seyreder. Doğumdan yaklaşık 3 gün önce 4-5 ng/ml düzeyinde, doğumun hemen öncesinde ise 2 ng/ml veya daha az düzeydedir. Esas kaynağı CL olan bu hormon gebelikte endometrial glandular büyümenin,

6 uterus sıvılarının salınımının, placental bütünlüğün desteklenmesinin, uterusta myometrial aktivitenin engellenmesinin ve yine uterus ta oksitosine ve lökositlere olan duyarlılığın ortadan kaldırılmasının sağlanması için yaşamsal önemdedir (Burke ve Badertscher, 1986; Steinetz ve ark.,1989; Feldman ve Nelson, 1996; Concannon, 2000). Proöstrüsün sonunda östradiol en yüksek düzeye (50-100 pg/ml), LH zirvesinden 1-2 gün önce ulaşır, daha sonra azalır. Gebelikteki plazma düzeyindeki artış belirsiz niceliktedir (yaklaşık 20-30 pg/ml). İdrardaki total östrojen seviyesinin gebeliğin 21. gününden sonra arttığı bildirilmektedir (Hoffmann ve ark., 1999; Root-Kustritz,1999). Yapılan çalışmalar, progesteron ve östradiol hormonlarının plazmadaki artışının gebelik için belirleyici olmamasının sebebini, hemodilusyon ve metabolizasyona uğramaları olarak göstermektedir. Dolayısıyla plazmada bir biyolojik temizliğe uğramaları sonucu miktarları belirlenememektedir. Son yıllarda yapılan çalışmalarda dışkıdaki düzeylerinin artışının, gebelik için spesifik olabileceği yönündedir. Bunun sebebi olarak da bu hormonların dışkı ile atılması gösterilmektedir (Gudermuth ve ark., 1998). Prolaktin hormonu düzeylerinde proöstrüs, östrüs ve implantasyondan önce belli belirsiz dalgalanmalar görülür. Buna karşın serum prolaktin düzeyi spontan olarak diöstrüsün ikinci yarısında artar. Gebeliğin 30.-45. günlerinde gebe olmayanlara göre progesterondaki düşüşle eş zamanlı olarak belirgin bir artış gözlenir. Kaynağının hipofiz bezi olduğu bilinmekle birlikte, placenta ve uterus kökenli prolaktin benzeri proteinler salgılanabildiği düşünülmektedir (Burke ve Badertscher, 1986; Feldman ve Nelson, 1996). FSH da proöstrüs döneminde bir azalma söz konusu iken, LH da foliküllerin tamamen olgunlaşması ve östrojen salınımının yükseltilmesi işlevi nedeniyle bir artış söz konusudur. Proöstrüsün sonu veya östrüsün başlarında her iki gonadotropin, östrojen/progesteron oranındaki hızlı düşüş ile eş zamanlı olarak ani bir yükselme gösterir. Gebelikte LH da bazal seviyede dalgalanmalar mevcuttur. LH nın luteotrophic etkiye sahip olduğu bilinmekle birlikte, her iki hormonun da gebeliğin sürekliliğindeki rolü tam olarak açık

7 değildir. Kan FSH düzeyi gebeliğin 17. gününden sonra 150 ng/ml den daha az seviyeye inerken, gebe olmayanlarda bu düzeyde veya bunun biraz üzerinde seyreder (Shille, 1989; Hoffmann ve ark, 1996; Root-Kustritz,1999). PGF 2α köpeklerde kısmi luteolitik etkiye sahip bir hormondur. Uterus kaynaklı PGE 2 ise nidasyonda ve placenta nın oluşumunda rol alır. PGE 2 nin PGF 2α ya oranının yüksek olması; gebelik süresince luteal fonksiyonun devamı, aynı zamanda myometrium un ve uterus un vaskuler tonusunun sürekliliği için önemlidir. Yapılan bir çalışma sonucunda, gebeliğin erken döneminde endometrium ve uterus venlerindeki PGE 2 ve PGF 2α düzeyleri arasında bir farkın olmadığı gözlenmiştir. İmplantasyondan hemen sonra PGE 2 konsantrasyonunun, aynı dönemde bulunan gebe olmayan köpeklerinkine göre daha yüksek olduğu gözlenmiştir (Burke ve Badertscher, 1986). Köpeklerde gebelik şekillenen veya gebelik şekillenmeyen sikluslarda oluşan corpus luteum, PGF 2α ya duyarlı olup, bu duyarlılık diğer evcil hayvanlardakinden farklıdır. PGF 2α nın ancak tekrarlanan dozlarında luteolysis ve abortus şekillenebilmektedir. Gebeliğin 30. gününden sonra uygulandığında ise erken dönem gebeliğe göre daha fazla duyarlılık meydana gelebildiği bildirilmektedir (Concannon, 1986b; Concannon, 1998). Gebe ya da diöstrüs dönemindeki köpeklerde thyroxine (T 4 ) hormonu düzeylerinde bir benzerlik olmakla beraber, östrüs siklusunun diğer dönemlerine göre bir düşüşün olduğu bildirilmektedir. Triiodothyronine (T 3 ) hormonunun konsantrasyonunun gebe olmayanlarda gebe olanlara göre daha yüksek olduğu görülmektedir. Kortizol hormonunda da gebelerle gebe olmayanlar arasında önemli bir fark belirlenememiştir (Feldman ve Nelson, 1996). Karnivorlar için gebeliğe spesifik diğer bir hormon ise relaksin olup, 6 kd molekül ağırlığına sahip ve polipeptid yapıdadır. Östrojen ve progesteron ile birlikte gebeliğin devamlılığını, genital organlarda bazı değişiklikler yaparak sağlar. Doğum öncesinde pelvik kemerin esnekliğini, intrapubic collagen in ve cervix in gevşemesini sağlayarak doğuma hazırlıkta görev alan bir hormondur. Bu etkisi de östrojenik hormonun varlığında söz konusudur. Gebelik sırasında meme bezlerinin gelişmesi ve gebeliğe yönelik farklılaşmasında rolü olup,

8 laktasyondaki etkisi bilinmemektedir. Yavrunun anayı emmesi sırasında süt aracılığıyla yavruya da geçtiği bildirilmiştir. Yapılan çalışmalarda, yeni doğan ve emen yavruların plazmasında bu hormona rastlanmıştır. Gebelik sırasında meme dokusu hücrelerini etkileyerek meme tümörlerine karşı koruyucu bir etkiye de sahip olduğu bildirilmektedir (Stewart ve ark., 1990; Goldsmith ve ark., 1994; Steinetz ve ark., 1996; ; Steinetz, 2001a; Steinetz, 2001b). Birçok türde gebelik sırasında üretilen relaksinin kaynağı; corpus luteum, plasenta ve uterus tur. Köpekte ovarium ve özellikle placenta da üretildiği bildirilmektedir (Steinetz ve ark., 1990; Tsutsui ve Stewart, 1991; Stabenfeldt ve Edqvist, 1993). Relaksin hormonu, LH zirvesi baz alındığında gebeliğin ilk 3.-4. haftasında plazmada belirlenebilir düzeydedir. (Tsutsui ve Stewart, 1991; Concannon ve ark., 1996). Relaksin hormonu salınımının prolaktin hormonunun tropik etkisi ile arttığı da bildirilmektedir (Steinetz ve ark., 1987; Concannon ve ark., 1996; Concannon, 1998). Yalancı gebeliklerde, fötal rezorbsiyonlarda ve yavru atma olgularında plazmada tespit edilememesinden dolayı, bu tür olgularda belirleyici bir role sahip olabileceği bildirilmiştir (Buff ve ark., 2000). Tsutsui ve Stewart (1991), ovarioectomie yapılan gebe köpeklerde relaksin düzeyinde herhangi bir düşüş saptanamamasına rağmen; hysterectomie yapılanlarda operasyondan iki gün sonra bir düşüş görüldüğünü ve plazmada relaksine rastlanmadığını bildirmişlerdir. Yine yapılan bir çalışmada gebeliğin 28.-35. günlerinde uygulanan ovaroectomie operasyonuna bağlı olarak, plazma relaksin düzeyinde bir azalma saptanmadığı ve gebeliğin seyri ile orantılı olarak gittikçe artan bir seviyede olduğu gözlenmiştir (Steinetz ve ark., 1989). 2.1.3. Gebelik sürecindeki fizyolojik değişiklikler Kedi ve köpekte fertil bir çiftleşmenin ardından, bazı fiziksel değişiklikler eksternal olarak gözlenebilmektedir. Bu durumda gebelik akla gelmekle birlikte bazen yanılmalar olabilmekte, yalancı gebelikle de karşılaşılmaktadır. Gebelik sırasında fiziksel ve davranış değişiklikleri, yukarıda söz edilen hormonal

9 değişimlere bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Prolaktin konsantrasyonundaki artışla birlikte köpekte anneliğe yönelik sakinlik, yuva yapma gibi davranışlar gözlenir. Yine gebeliğin ikinci yarısında gıda alımının artışına bağlı olarak yaklaşık %50 civarında kilo artışı da gözlenebilmektedir. Kırkıncı günden itibaren abdominal bölgede büyüme meydana gelir (England, 1998). Köpeklerde gebelik sırasında fizyolojik kan değerlerinde de bazı farklılıklar görülürken, kedilerde bu durumdan söz edilmemiştir. Köpeklerde çeşitli fizyolojik sapmalara ve bazı patolojik durumlara bağlı olarak da benzeri değişimler şekillenebilmektedir. Gebeliğin 21. gününden doğuma kadar eritrosit sayısı, hemoglobin yüzdesi ve hücre volümü azalır. 21. günden itibaren devamlı olan düşme minimum %30 a kadardır ve gebe olmayanlarda bu değer %45 olarak bulunmuştur (Kaymaz ve Baştan, 1997; Alaçam, 1998; Concannon, 1998). Köpeklerde sedimentasyon, gebeliğin 21. gününden itibaren artarak doğumda maksimuma ulaşır. Serum kreatinin, çiftleşmeden 21 gün sonra %25-33 azalır. Multipar köpeklerde ortalama 0.8 mg/dl iken, primipar olanlarda 1.1 mg/dl olarak belirlenir. Serum gammaglobulin (IgG), çiftleşmeden 21 gün sonra %40-45 düşer. Gebelik sırasında köpeklerde yüksek düzeyde fibrinojenemi oluşmaktadır. Gebeliğin ilk dört haftasında koagulasyon faktörleri VII,VIII,IX ve XI konsantrasyonlarında artış olur ve sonra doğuma kadar düşer. Köpekte gebelik süresinin ortalarında akut-faz proteinleri plazma konsantrasyonlarında bir yükselme görülür. Bu proteinler sıklıkla yangı, travma, stres, enfeksiyon ve neoplazm oluşumlarında da bulunmakla birlikte gebelik sırasında özel olarak salınır. Gebeliğin 30. gününden sonra belirlenmelerine rağmen özellikle pyometra olgularına ilişkin yanılgısı olumsuz bir faktördür. Gebeliğin 21-30. günlerinde 250mg/dl olan fibrinojen konsantrasyonu gebeliğin ilerleyen dönemlerinde 300mg/dl nin üzerine çıkmaktadır. Fibrinojendeki gebelik sırasındaki artış; daha önceleri yapılan çalışmalarda gebelik için spesifik olduğu belirtilmekte iken, son bir yıl içerisinde yapılan çalışmaların bazı farklı görüşlerin ortaya çıkmasına neden olmuştur (Baştan ve Kaymaz,1996; Concannon ve ark., 1996; Wünsch ve ark., 2000; Concannon ve ark., 2001).

10 2.1.4. Köpek ve kedilerde gebelik tanısı Köpekte gebelik tanısı, başta hayvan sahibinin merakı nedeniyle olmak üzere, gebeliğin sona erdirilmesi girişimlerinden, toksik ve teratojenik özellikteki ilaçların kullanılmasından ve özel bazı ilaç ve aşılamalardan önce yapılmaktadır. Ayrıca gebeliğin süresi, yavru sayısının bilinmesi ve gebeliğin gidişi ile yavruların gelişmesi hakkında bir fikir edinmek amacıyla da tanıya başvurulabilir (Alaçam, 1998). Kedide gebeliğin 21. gününden sonra, köpekte ise 24.-35. günlerinde hayvan fazla yağlı, iri cüsseli ve sinirli değilse abdominal palpasyon oldukça yüksek bir güvenilirliğe sahip olmakla birlikte (gebeliğin ikinci yarısında %87-88) uygulayıcının deneyimi önemli bir faktördür. Bu dönemde yavru sayısı ancak %12 lik bir doğrulukla tespit edilebilir (England,1998; Root- Kustritz,1999a; Root-Kustritz,1999b). Gebeliğin son dönemlerinde fötüsün kalp atımlarını stetoskop ile algılamak mümkündür. Ayrıca fötal kalp atımları EKG ile de kaydedilebilir (England,1998). Kedilerde radyografi ile çiftleşmeden sonraki 37. günde gebelik teşhis edilirken, köpekte ise 43-54 gün sonra yapılan radyolojik muayeneler, yavrunun gözlenebilmesi açısından güvenilir olmasına rağmen, organogenezis döneminde X ışınları (iyonize radyasyon) zararlı etkilere sahiptir. Gebeliğin son 1/3 ünde ossifikasyon tamamlanmasından sonra yapılan radyolojik tanı, %100 lük bir güvenilirliğe sahiptir ve yavru sayısının belirlenmesinde oran %93 olarak bildirilmiştir (England,1998; Root-Kustritz,1999a; Root-Kustritz,1999b). 2.1.4.1. Gebeliğin klinik tanısı Gebeliğin klinik tanısında, inspeksiyon (davranış ve fiziksel değişiklikler), abdominal palpasyon, fötal kalp atımlarının belirlenmesi, radyografi, laparoskopi, ultrasonografi gibi yöntemler kullanılmaktadır. Kedi ve köpeklerde gebeliğin tanısı amacıyla çeşitli klinik yöntemlerin yanısıra, son yıllarda ultrasonografi kullanımı yaygınlık kazanmıştır. Ultrasonografi yöntemi, gebeliğin erken tanısında, yavru canlılığı ve gebelik

11 yaşının saptanmasında, yavru sayısının belirlenmesinde ve fötal cinsiyetin tayininde başarı ile kullanılabilmektedir (Şendağ ve ark.,1997; Root- Kustritz,1999a; Harper, 2001). Bu amaçla 3,5-7,5 MHz lik problar ve real time (B model) ultrasonografi cihazları kullanılmakta olup, en ideal görüntü 5-7,5 MHz lik problarla sağlanmaktadır. Köpekte trans-abdominal problar öngörülmekle birlikte, son yıllarda geliştirilmiş problarla rektal uygulamalar da yapılabilmektedir (Mattoon and Nyland,1995). Ultrasonografik muayene sırasında öncelikle sidik kesesi belirlenerek işe başlanmaktadır. Gebeliğe ilişkin olarak, embriyo ve keselerini kapsayan konseptusun, gebeliğin ilerleyen dönemlerinde ise fötüsün kısımları/organları ile placentanın görüntülenmesi yoluna gidilmektedir (England ve ark.,1990; Yeager and Concannon,1996; Yeager ve ark.,1992). Köpeklerde gebelik sürecinde ultrasonografik bulgular aşağıdaki gibi değerlendirilmektedir: Gebeliğin 20.-25. günlerinde: Eğer yüksek çözünürlükteki ultrason cihazları kullanılıyorsa, köpeklerde 14.-20. günler arasındaki gebelikler bile belirlenebilir. Gebeliğin ikinci haftasında gelişen conceptus un, birkaç milimetrelik hipoekojenik alanlar şeklinde tespit edildiği bildirilmiştir. Bu bölgelerin trophoblast tan veya ödematöz kalınlaşmalardan mı oluştuğu halen tartışılmaktadır (Kähn,1994). Küre şeklinde, içi fötal sıvı dolu gebelik kesesi ilk olarak LH zirvesinden sonraki 20.-21. günlerde ve ovulasyondan sonraki 18. günde tanımlanabilir. Gebelik kesesi 35.-40. güne kadar küre şeklinde kalır ve bu günlerden sonra ovalleşmeye başlar (England ve ark., 1990; Yeager ve ark., 1992). Embrio ilk olarak 23.-25. günlerde silindirik şekilde hiperekojenik olarak ve uterus duvarına yapışık halde gözlenir. Bu dönemde embrio C şeklindedir (Yeager ve ark., 1992). Gebeliğin 25.-30. günlerinde: Bu dönemde gebelik kesesi çapı 10-14mm civarındadır. Bazı yazarlara göre fötal kalp atımının ilk olarak 23.-25.

12 günlerde görülmeye başladığı bildirilirken (Yeager ve ark., 1992; England, 1995); kimilerine göre ise bu bulgunun 28.-30. günlerde elde edilebileceği bildirilmektedir (Cartee ve Rowles, 1984; Shille ve Gontarek, 1985; England ve ark., 1990). Embrio, uterus duvarından ayrılmaya 25.-28. günlerde başlar. Allantoik membran ve zonar placenta ilk olarak gebeliğin 27.-30. günü tespit edilebilir (Yeager ve ark., 1992). Gebeliğin 30.-35. günlerinde: Gebeliğin 30.-33. günlerinde fötal biparietal baş çapı, vücut çapından daha büyük olarak görülmektedir (Valocký ve ark., 1997). Fötusun başı kesin olarak gebeliğin 34.-35. gününde gözlemlenir (Cartee ve Rowles, 1984; England ve ark., 1990; Yeager ve ark., 1992). Yine bu dönemde fötal hareket vardır ve fötüse ait kol ve bacak tomurcukları seçilebilir durumdadır. Ayrıca 33.-35. günlerde baş ile vücut çapları eşit düzeye gelmiştir (Valocký ve ark., 1997). Gebeliğin 35.-40. günlerinde: Bu dönemde küresel olan gebelik kesesi ovalleşmeye başlamıştır. 40 ve daha sonraki günlerde fötusun kalbinin bölümleri görüntülenebilir haldedir (England ve ark., 1990). Gebeliğin 37. gününden sonra vücut çapı baş çapından daha büyük olarak tespit edilebilir. Yine göbek kordonu ve fötusa ait iskelet sistemi bu dönemde görüntülenebilir (Yeager ve ark., 1992). Gebeliğin 40.-45. günlerinde: Gebeliğin 42. gününde kafatası ve hatta beynin kısımları seçilebilir hale gelmiştir. Mide ve sidik kesesinin anekojenik olarak bu dönemde tespit edildiği de bildirilmektedir ve bu dönemde akciğer karaciğere göre hiperekojenik olarak görüntülenmeye başlar (England ve ark., 1990; Yeager ve ark., 1992). Kırkbeşinci gün-doğum aralığında: Fötüse ait aorta nın ilk olarak gebeliğin 49. gününden sonra, yine fötal bağırsakların 57.-60. günler arasında kolaylıkla görüntülenebildiği yapılan çalışmalarda bildirilmiştir (Cartee ve Rowles, 1984; Yeager ve ark., 1992). Yine bu dönemde göğüs kafesi belirgin olup kalbin çapında belirgin bir büyüme şekillenmiştir. Abdomenin caudal yarısındaki oluşumlar, vertebral diskler ve hatta cinsiyet organlarına ait

13 genital çıkıntılar açıkça gözlenebilir durumdadır (Kähn, 1994; Valocký ve ark., 1997). Gebelik yaşının belirlenmesi: Köpeklerde conceptus ların gelişimi ve gebelik yaşının fötometri ile saptanması mümkündür (Kähn, 1994). Bu amaçla; gebelik kesesi çapı, baş -pelvis bölgesi arası uzunluk, biparietal ve abdominal çaplar gibi parametrelerden yararlanılabilir (Cartee ve Rowles, 1984; Moriyoshi ve ark., 1995). Köpekte gebelik yaşının (GY) kesin tanısı fötal kese çapının (FKÇ) 20.-37. günlerde ölçülmesi ile konur. 30. günden sonra fötal gelişme hızlıdır ve organogenesis nedeniyle yuvarlak olan kese ovalleşmeye başlar (Mattoon ve Nyland,1995). Yine 38. günden 60. güne kadar fötal baş çapı (FBÇ) ve fötal vücut çapı (FVÇ) ölçülerek gebelik yaşı hesaplanabilir. Ayrıca 48. günden sonraki dönemde, fötüsün kıvrılması ve probun görüntü alanından taşması nedeniyle FBPU (fötal baş ile pelvis bölgesi arasındaki uzunluk) ölçümünün zor olacağı bildirilmiştir (Mattoon ve Nyland,1995; Moriyoshi ve ark., 1995; Yeager ve Concannon, 1996). Fötüsün morfolojisi doğumdan 35-38 gün önce tanımlanabilir. Bu verileri kullanarak ve ayrıca çiftleşme tarihinin de bilinmesi ile fötüsün olgunlaşma çizelgesi çıkarılabilir. Bu ölçümlere dayanılarak oluşturulan formüller sayesinde, hayvanın gebelik yaşı ve doğumuna kaç gün kaldığı kolayca saptanabilir (Yeager ve ark.1992; Yeager ve Concannon, 1996). Kedide ultrasonla gebelik tanısında; gebelik süresi çiftleşme tarihine göre hesaplanır. Çiftleşmeden 11 gün sonra köpeğe benzer şekilde, anekoik küresel keseler görüntülenebilir. Embriyonik dokular 14. günden sonra ve kalp hareketleri ise bir gün sonra izlenebilir. Fötal yapılar köpekte söz edildiği gibidir. Ancak embriyonik ve fötal gelişmeler kedide daha hızlıdır (Alaçam, 1998). Kedi ve köpeklerde gebelik sürecinde şekillenebilecek embrionik rezorpsiyon, abortus ve fötal ölümlerin ultrasonografik yöntemle tanısı başarı ile konulabilmektedir.

14 2.1.4.2. Laboratuvar Tanı Gebeliğin laboratuvar tanısında endokrinolojik ve hematolojik değerlendirmeler yapılabilmektedir. Ancak, insanlarda (hcg) ve kısraklarda (ecg) olduğu gibi köpeklerde gebelik için spesifik bir gonadotrophin yoktur. Köpeklerde serum immunoreaktif progesteron konsantrasyonu gebeliğin veya yalancı gebeliğin birinci haftasında yüksek değerlerdedir. Fakat gebeliğin dördüncü haftasından itibaren gebelerde yalancı gebelere göre önemli bir artış mevcuttur. Gebelerde bu dönemde yaklaşık 31,9 ng/ml, yalancı gebelerde ise 18,9 ng/ml düzeylerindedir. Ancak kan progesteron değerleri ölçülerek gebe, hayali gebe veya fizyolojik olarak diöstrüs evresinde bulunan köpekleri ayırt etmek mümkün olamamaktadır (Steinetz ve ark., 1989). Kedilerde ise çiftleşmeden sonra 6. gün ve ilerisinde serum progesteron konsantrasyonunun 5ng/ml den büyük olduğu tesbit edilmiştir. Ancak ovulasyon sonrası fekondasyonun şekillenmediği durumlarda da progesteron aynı düzeyi gösterebileceği göz önünde tutulmalıdır (Root-Kustritz,1999). İdrardaki total östrojen seviyesi gebeliğin 21. gününden sonra artış gözlenir. Ancak anılan hormonların değerlendirilmesi ile sağlıklı bir gebelik tanısı yapılamamaktadır (Root-Kustritz, 1999). Relaksin hormonunun plazmadaki düzeyinin saptanması gebeliğin tanısında önemli role sahiptir. Yapılan çalışmalar, köpek ve kedilerde gebeliğin erken tanısında, diğer hormon tayinleri ve gebelik test uygulamalarına göre relaksin hormonu değerlendirmelerinin gebelik için daha spesifik olduğu ileri sürülmektedir. Relaksin, gebeliğin ilk 3.-4. haftasında plazmada belirlenir ve doğumdan 3-4 hafta öncesinde zirveye ulaşır. Yine laktasyonunun dokuzuncu haftasına kadar plazmada ölçülebilir düzeydedir. Çiftleşme esas alındığında ise, relaksin hormonunun gebeliğin 21.-26. günleri arasında plazmada tespit edilebildiği bildirilmiştir (Steinetz ve ark.1996; Concannon ve ark.,1996; Concannon ve ark.,2000; Harper, 2001). Yalancı gebeliklerde, fötal rezorpsiyonlarda ve yavru atma olgularında plazmada tespit edilemediğinden dolayı, fötal rezopsiyon olgularında da belirleyici olabileceği bildirilmiştir (Buff ve ark.,2000).

15 Yakın zamana kadar relaksinin plazmadaki ölçümleri RIA yöntemi ile ve domuz antirelaksini içeren kitlerle yapılmış, bazen yanıltıcı sonuçlar elde edilmiştir. Son yıllarda köpek relaksinine spesifik olan bir antirelaksin üretilmiş ve sonuçlar daha sağlıklı ve güvenilir olarak belirlenmeye başlanmıştır. Prensip olarak EIA yöntemine dayalı olan ve nitel sonuç veren bu kitler, gebe olmayanlarda ve hayali gebelerde pozitif sonuçlar vermemektedirler. Ayrıca ölü yavru retensiyonu ve ölü doğum olgularında negatif sonuç verirken, abortus olguları ve fötal viabilite nin belirlenmesinde indikatör rolü oynadığı da bildirilmektedir (Steinetz ve ark., 1987; Buff ve ark, 2000). Kedilerde,relaksin hormonu düzeylerinin belirlenmesi konusunda yeterli nitelikte ve nicelikte araştırmaya rastlanmamakla birlikte; gebeliğin 25. gününde sonra plazmada relaksin hormonunun tespit edilebildiği bildirilmektedir (Concannon ve ark.,1996; Harper,2001).

16 3. Materyal ve Yöntem 3.1. Materyal Bu çalışma, Ankara ilindeki özel Dog city isimli bir köpek çiftliği ile Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Doğum ve Jinekoloji Kliniğine getirilen evcil karnivorlar üzerinde yürütüldü. Bu amaçla, farklı ırk ve yaşlarda, gebelik şüpheli 25 adet dişi kedi ile 25 adet dişi köpek materyal olarak kullanıldı. 3.2. Yöntem Bu hayvanlardan anemnez ışığında, son çiftleştikleri tarihten 21 gün sonra ultrasonografi (USG) görüntüleri alınıp, vena cephalica antebrahium dan relaksin hormonu düzeylerini belirlemek için heparinli (5 ml) tüplere kan örnekleri toplandı. Alınan kanlar, total kan halinde, 20 0 C de işleme gününe kadar saklandı. Bu işlemler son çiftleşmeyi izleyen 28. ve 40. günlerde tekrarlandı. 3.2.1. Ultrasonografik (USG) görüntülerin değerlendirilmesi Ultrasonografik değerlendirmelerde AMI B7 ve SHIMADZU SDL-32 USG cihazları kullanılarak, 5-7.5 mhz lik linear ve sektör problar ile transabdominal görüntüler alındı. Gebelik yaşının tayini ve kesinleştirilmesi amacıyla belirtilen günlerde milimetrik ölçümler yapıldı ve santimetrik olarak değerlendirildi. Ölçümler, gebeliğin dönemine göre gebelik kesesi çapı (GKÇ), fötal baş çapı = biparietal çap (FBÇ), fötal vücut çapı (vücudun en geniş olan kısmı, yani son costa düzeyinde) (FVÇ) ve fötal baş ile pelvis bölgesi arasındaki uzunluk (FBPU) şeklinde yapıldı ve belirlenen ölçümler formüle edilerek gebelik yaşı ±3

17 gün olarak belirlendi. Gebelik yaşının (GY) belirlenmesi için aşağıdaki förmüllerin tamamından yararlanıldı (Matton ve Nyland, 1995). Köpekler için 40 günden önceki gebelikler için 40 günden sonraki gebelikler için GY= (6 X GKÇ) + 20 GY= (15 X FBÇ) + 20 GY= (3 X FBPU) + 27 GY= ( 7 X FVÇ) + 29 GY= ( 6 X FBÇ) + (3 X FVÇ) + 30 Kediler için 40 günden önceki gebelikler için 40 günden sonraki gebelikler için GY(gün) = ( 6 x FKÇ(cm) ) + 20 GY(gün) = ( 25 x FBÇ(cm) ) + 3 GY(gün) = ( 11 x FVÇ(cm) ) + 21 GKÇ: Gebelik kesesi çapı, FBPU: Fötal baş ile pelvis bölgesi arasındaki uzunluk, FKÇ: Fötal kese çapı, FBÇ: Fötal biparietal baş çapı, FVÇ: Fötal vücut çapı Özellikle, 28. ve 40. günlerdeki ölçümlerde ölümler yönünden de değerlendirmeler yapıldı. olası embriyonik-fötal 3.2.2. Relaksin hormonu yönünden değerlendirmeler Relaksin hormonu düzeyinin belirlenmesi amacıyla ReproCHEK relaxin kitleri (Synbiotics Europe Corp., Fransa) kullanıldı. Kitlerdeki mikro kuyucuklar 12 adet olup, ilk iki kuyucuk negatif ve pozitif kontrol ve kalan 10 kuyucuk ise kan örnekleri için ayrılmıştı. Testte kullanılan her bir kuyucuk tavşan antirelaksin poliklonal antikoru ile duyarlı hale getirilmişti. Yirmi bir, 28. ve 40. günlerde heparinli tüplere alınan ve 20 0 C de saklanan tam kan örnekleri bir gün süresince +4 0 C de çözünmeye bırakıldı ve kullanımdan önce +21 0 C laboratuvar ısısında 1 saat bekletildi. Yine değerlendirmelerin yapılacağı ReproCHEK relaksin hormonu kitleri, örnekleri işlemeden 45 dakika önce +4 0 C den +21 0 C ye alınıp bekletildi. Testin uygulanması sırasında şekil 3.1 de şematize edilen süreç izlendi.

18 a. b c d e f g h ı Şekil 3.1. ReproCHEK Relaksin testinin uygulanma aşamaları a: Her bir kuyucuğa bir damla sulandırıcı konjugat konuldu, b: Daha sonra yine her bir kuyucuğa bir damla anti relaksin monoklonal antikor/peroksidaz konjugat eklendi, c: Birinci kuyucuğa iki damla negatif kontrol, ikinci kuyucuğa yine iki damla pozitif kontrol ve kalan 10 kuyucuğa ise özel pipet yardımıyla 50µI kan örneği eklendi, d: Kuyucuklar dikkatli bir şekilde homojenize edildi, e: Örnekler ve kontroller oda ısısında 10 dakika inkubasyona bırakıldı, f,g: Daha sonra kuyucuklardaki sıvı döküldü ve 4 kez yıkama solüsyonuyla yıkandı, h: Son olarak peroksidaz buffer substrattan üç damla eklenerek yine dikkatli bir şekilde homojenize edildi ve oda ısısında 5 dakika inkubasyona bırakıldı. Daha sonra oluşan renk (beyaz-mavi) tepkimesine göre nitel değerlendirme yapıldı. Yirmibirinci günde gebe olduğu belirlenen bir adet köpekte, hayvan sahibinin isteği üzerine, 28. günde, iki gün ara ile 25µg/kg iki defa PGF2α enjekte edildi ve 0.1ml/kg oral X 7 gün Cabergolin uygulandı ve 42. günde abortus izlendi. Tüm materyalin doğum yaptıkları tarihler izlenerek belirlendi. Çalışma sonunda, 21.,28. ve 40. günlerdeki relaksin hormonu ölçüm sonuçları ultrasonografi bulgularına dayanılarak değerlendirildi. Çalışma bulgularının istatistik değerlendirmelerinde SPSS bilgisayar programı kullanıldı.

19 4. Bulgular 4.1. Ultrasonografi Bulguları Yirmibirinci günde: Yapılan ultrasonografik muayeneler sonucunda 25 köpekten 7 tanesinde gebelik tespit edilememiş, diğer 18 köpekte ise ortalama 0.59±0.14 cm çapında anekojenik alanlar belirlenmiştir (Şekil 4.1). Diğer taraftan, 25 kedinin tamamında, 0.62±0.10 cm çapında gebelik keseleri gözlenmiştir. Gebelik kesesi çapı ölçümleri alınıp formüle edilerek gebelik dönemi yaklaşık 21 günlük olarak değerlendirilmiştir. Bu dönemdeki embriyo, gebelik kesesine yapışık olması sebebiyle, tam olarak belirlenememiştir. Yirmisekizinci günde: Bu dönemde, bir önceki muayenede gebelik kesesi belirlenen 18 köpeğin tamamında ultrasonografik olarak gebelik tespit edilmiştir. Küre şeklindeki gebelik kesesine (1.37±0,37 cm) yapışık olan embriyo, keseden ayrılmış durumda ve C şeklinde gözlenmiştir. Kalp vurumları ve fötal placenta bu dönemde kolaylıkla belirlenebilmiştir. Gebe olduğu belirlenen kedilerin tamamında da benzeri bulgular elde edilmiş ve gebelik kesesi çapları 1.55±0.28 cm olarak belirlenmiştir (Şekil 4.1). Kırkıncı günde: Bu evrede, köpekte küre şeklinde olan gebelik kesesi oval bir yapı kazanmış ve zonar placenta belirgin bir şekilde gözlenmiştir. Fötüsün baş (FBÇ=1,45±0.95 cm), vücut çapları (FVÇ=1,78±0,15 cm) ve fötal baş ile pelvis bölgesi arasındaki uzunluk (FBPU=4,14±0,60) kolaylıkla belirlenmiştir. Fötal kalp ve bölümleri ayrımlanmış ve çapları ölçümlenmiştir. Yine bu dönemde mide, extremiteler, columna vertebralis ve hatta ilerleyen dönemlerde fötüsün baş kısımları net olarak gözlenmiştir. Bu dönemde iskelet sistemi açıkça görüntülenebilmiş, mide ve sidik kesesi anekojenik olarak ayırt edilmiştir. Kedilerde de benzeri bulgular belirlenebilirken FBÇ=1.60±075 cm ve FVÇ= 1.72±0.18 cm olarak ölçülmüştür (Şekil 4.1). Belirtilen bu üç dönem; kullanılan formüller yardımıyla yaklaşık olarak (±3) gün olarak belirlenmiş ve çalışmaya alınan kedi ve köpeklerin gebeliklerinin takibi sonucunda doğum tarihleri ile hesaplanan tarihler birbiriyle örtüşmüştür.

20 21. gün GK GK 28. gün F FBPU 40. gün FBPU FK FM FVÇ FM FK FVÇ FBÇ KEDİ KÖPEK Şekil 4.1. Gebe köpek ve kedilerde ultrasonografi bulguları (I). F:Fötüs, FK:Fötal kalp, FM:Fötal mide, FBÇ: Fötal baş çapı, FBPU: Fötal baş ile pelvis arasındaki uzaklık, FVÇ:Fötal vücut çapı, GK: Gebelik kesesi. FM

21 BO FB A B 7 FK SK U C D Şekil 4.2. Gebe olmayan veya çeşitli sorunları bulunan köpeklerde ultrasonografi bulguları (II): A. Abortusu izleyen uterusun görünümü; B.Mumifiye fötüs olgusu. BO:Boyun omuru, FB:Fötal baş; C.Travma sonrası ölüm. FK: Fötal kalp; D.Gebelik (-). SK:Sidik kesesi, U: Uterus. 4.2. Relaksin Hormonu Yönünden Bulgular ReproCHEK relaksin kiti ile yapılan değerlendirmeler sonucunda ultrasonla gebelik kesesi belirlenen 18 köpeğin tamamında, gebeliğin 21., 28. ve 40. günlerinde sonuçlar pozitif (+) çıkmıştır. Yirmisekizinci günde abortus amacıyla Cabergolin+PGF2α uygulanan bir adet köpekte abortusu izleyen 24. saatte yapılan testte relaksin (-) olarak belirlenmiştir. Ultrasonografik olarak gebe oldukları belirlenen 25 adet kedide ise 21.,28.ve 40. günlerde relaksin hormonu bulguları (-) veya şüpheli olarak değerlendirilmiştir.

22 Kontrol Test - + - - + + + + + + + - Şekil 4.2. ReproCHEK relaksin testi bulguları: 1. ve 2. kuyucuklara göre karşılaştırılarak, 3,4,12 numaralı kuyucuklardaki örnekler gebelik (-), 5-11 numaralı kuyucuklardaki örneklerde gebelik (+) olarak değerlendirilmiştir. Muayene-örnekleme günlerine göre USG bulguları ve relaksin hormonu düzeylerinin karşılaştırılması çizelge 4.1 de sunulmaktadır. Çizelge 4.1. Ultrasonografi ve relaksin hormonu bulgularının karşılaştırılması GÜNLER USG RELAKSİN Köpek Kedi Köpek Kedi 21. gün n:7 (-); n:18 (+) n: 25 (+) n:7 (-); n:18 (+) n: 25 (-) 28. gün n:7 (-); n:18 (+) n: 25 (+) n:7 (-); n:18 (+) n: 25 (-) 40. gün n:7 (-); n:18 (+) n: 25 (+) n:7 (-); n:18 (+) n: 25 (-) Ultrasonografi ve relaksin hormonu değerlendirmeleri ile gebelik (-) olarak belirlenen, ancak memelerinde gelişme ve karında büyüme belirlenen iki köpekte hayali gebelik bulunduğu kanısına varılmıştır. Bunların dışında, çalışma materyali dışında, kliniğimize muayeneye gelen iki köpekten birinde gebeliğin 35. gününde trafik kazası sonucu ölü yavru, diğerinde ise gebeliğin 42. gününde mumifiye fötüs olgusu USG ile tespit edilmiştir. Her iki olguda da yapılan muayene sonucu fötal kalp atımı belirlenememiştir. Bu dönemde alınan kan örneklerinde relaksin hormonu yönünden değerlendirmeler negatif bulunmuştur.

23 5. Tartışma ve Öneriler Köpeklerde gebeliğin belirlenmesi ve bu süreçteki fizyolojik ve patolojik olguların erken tanısında ultrasonografinin etkinliği ve pratikliği yadsınamaz. Ancak, anılan sürecin daha iyi anlaşılması ve gebelikle ilgili olası bazı sorunların önceden belirlenmesi amacıyla, periferik kanın biyokimyasal, fizyolojik ve endokrin içerikleri üzerinde araştırmalar yapmanın gerekliliği de bir gerçektir. Sunulan çalışma da bu çerçevede düzenlenerek, değerlendirilmiştir. Çalışmada, ultrasonografik görüntülemenin ışığı altında gebeliğin 21., 28. ve 40. günlerinde total kanda relaksin hormonunun varlığı değerlendirilmiştir. Örnekleme günleri planlanırken, erken gebelik tanısı şansını araştırmak için 21. günden başlanmıştır. Yirmisekizinci gün, ultrasonografi ile fötüsün ve fötal kalp vurumlarının izlenebildiği ve relaksin hormonu varlığının kesin belirlenebildiği dönem olarak düşünülmüştür. Kırkıncı gün ise özellikle literatür bildirimlerde relaksinin zirve yaptığı gün olarak bildirildiğinden değerlendirmeye alınmıştır. Salmanoğlu ve arkadaşları (1993) ve Şendağ (2002), ilk çiftleşmeyi izleyen ortalama 20. günde gebeliğin %100 oranında izlendiğini bildirirlerken; Leidl (1993) fötal keselerin 20. günden itibaren ve daha sağlıklı olarak ise 25.- 28. günlerde görülebileceğini bildirmektedir. Bu nedenle bazı araştırıcılar ultrasonografi ile gebelik tanısının ilk çiftleşmeyi izleyen 25. gün veya sonrasında yapılmasının doğru olacağını savunmaktadırlar (Toal ve ark., 1986; Allen, 1992). Sunulan çalışmada ultrasonografi bulguları olarak 21. günde gebelik keseleri, köpeklerde 0.59±0.14 cm, kedilerde 0.62±0.10 cm çapında anekojenik alanlar olarak, %100 oranında görüntülenebilirken; embriyolar keseye yapışık olduğundan kesin olarak belirlenememiştir.

24 Köpeklerde gebelik sürecinin ultrasonografi ile araştırıldığı çalışmalarda araştırıcılar fötal keselerin, gebeliğin 25.-30. günlerinde 10-14mm çapında olduğunu, embriyonun uterus duvarından 25.-28.günlerde ayrılmaya başladığını, kalp vurumlarının ise 23.-30. günlerde farkedildiğini bildirmektedirler (Cartee ve Rowles, 1984; England ve ark., 1990; Yeager ve Concannon, 1990; Yeager ve ark., 1992). Bu çalışmalardaki bazı süre farkları gebelik süresi için başlangıç alınan kritere göre ortaya çıkmaktadır. Sunulan çalışmada, son çiftleşme tarihinden itibaren 28. günde, küre şeklindeki fötal keseler, C şeklindeki embriyo, kalp vurumları, gelişmekte olan zonar placenta görüntülenebilmiştir. Köpeklerde gebeliğin 35.-40. günlerine kadar küre şeklinde olan gebelik kesesinin bu dönemden sonra ovalleşmeye başladığı, kalp, kafatası ve hatta beynin kısımlarının seçilebilir hale geldiği, mide ve sidik kesesinin anekojenik olarak ilk defa bu dönemde belirlenebildiği ve bu dönemde akciğerin karaciğere göre hiperekojenik olarak görüntülenebildiği ve 40 veya daha sonraki günlerde fötüsün, mide gibi bazı organları ve fötal çaplarının kolaylıkla ölçülerek değerlendirilebileceği bildirilmektedir (England ve ark., 1990; Yeager ve ark., 1992). Bu çalışmada da, 28. günde küre şeklinde olan gebelik kesesinin 40. gündeki kontrollarda oval yapı kazandığı ve zonar plasentanın varlığı belirgin olarak gözlenebilmiştir. Ayrıca fötal kalp ve bölümleri, ekstremiteler, columna vertebralis görüntülenebilmiş, mide ve sidik kesesi anekojen olarak ayırt edilmiştir. Kähn (1994), köpeklerde konseptusların gelişimi ve gebelik yaşının fötometri ile saptanmasının mümkün olduğunu; Cartee ve Rowles (1984) ise bu amaçla gebelik kesesi çapı, baş-pelvis bölgesi arası uzunluk, biparietal ve abdominal çaplar gibi parametrelerden yararlanılabileceğini bildirmektedirler. Gebeliğin 38. gününden 60. gününe kadar fötal baş çapı (FBÇ) ve fötal vücut çapı (FVÇ) ölçülerek gebelik yaşının hesaplanabildiği ve ayrıca 48. günden sonraki dönemde, fötüsün kıvrılması ve probun görüntü alanından taşması nedeniyle FBPU (fötal baş ile pelvis bölgesi arasındaki uzunluk) ölçümünün zor olacağı Mattoon ve Nyland (1995), Yeager ve Concannon (1996) gibi araştırıcılar tarafından bildirilmiştir. Sunulan çalışmada, köpek ve kedilerde

25 gebelik yaşını belirlemek üzere ölçümler, gebeliğin dönemine göre GKÇ (gebelik kesesi çapı), FBÇ (fötal baş çapı = biparietal çap), FVÇ (fötal vücut çapı = vücudun en geniş olan kısmı yani karaciğer düzeyinde) ve FBPU (fötal baş ile pelvis bölgesi arasındaki uzunluk) şeklinde yapılmış ve alınan ölçümler formüle edilerek gebelik yaşı belirlenmiştir (Mattoon ve Nyland, 1995). Anılan araştırmacılar tarafından gebeliğin 40. gününden önce ve sonrası için öngörülen 4 formülün tamamı değerlendirilerek birbirine paralel sonuçlar alınmıştır. Ölçümler sonunda elde edilen değerlerin ±3 günlük bir varyasyonla gebelik günlerinin belirlenmesinde isabet gösterdiği ve izlenen doğum tarihleri ile örtüştüğü görülmüştür. Son yıllarda, canlı fötüs taşıyan karnivorlarda belirlenebilen relaksin hormonunun araştırılmasına dayanan birçok çalışma yapılmaktadır. Bu hormonun varlığı plazmada gebeliğin 3.-4. haftasından itibaren belirlenebilmekte (3-4ng/ml), 6.-7. haftalarda ise zirve düzeye (4-6ng/ml) ulaşmaktadır. Araştırıcılar, gebeliğin 3. haftasından itibaren kan örneklerinin alınıp değerlendirme yapılmasını; gebeliğin negatif çıktığı olgularda bir hafta sonrasında testin tekrar uygulanıp, kesin sonucun alınabileceğini bildirmektedirler (England, 1994; Steinetz ve ark., 1996; Root-Kustritz, 1999; Buff ve ark., 2000; Concannon ve ark., 2001). Sunulan çalışmada, son çiftleşmeyi izleyen 3. haftadaki testlerde tüm gebe köpeklerde relaksin ölçümleri (+) bulunmuştur. Relaksin hormonunun yalancı gebeliklerde, fötal rezorbsiyonlarda ve yavru atma olgularında plazmada tespit edilememesinden dolayı, bu tür olgularda belirleyici bir role sahip olabileceği bildirilmiştir (Buff ve ark., 2000).Sunulan çalışmada da fiziksel olarak gebelik belirtileri gösteren, ancak ultrasonografi ile gebe olmadığı belirlenen hayali gebe iki göpekte de relaksin testleri (-) sonuç vermiştir. Çalışma materyaline alınmayan, ancak relaksin hormonu değerlendirmeleri yönünden önem taşıyan, kliniğimize muayeneye gelen iki köpekten birinde gebeliğin 35. gününde trafik kazası sonucu ölü yavru, diğerinde ise gebeliğin 42. gününde mumifiye fötüs olgusu USG ile tespit edilmiştir. Her iki olguda da yapılan muayene sonucu fötal kalp atımı belirlenememiştir. Bu dönemde alınan kan örneklerinde relaksin hormonu yönünden değerlendirmeler negatif bulunmuştur.

26 Buff ve arkadaşları (2000), gebelikleri USG ile belirlenen 88 köpekte gebeliğin 19.-28. günlerinde (LH piki göz önünde tutularak) yaptıkları bir çalışmada, alınan kan örneklerinde relaksin hormonunun varlığını araştırmışlar ve sonuçların %100 oranında pozitif olduğu saptamışlardır. Yapılan başka bir çalışmada ise; gebeliği bilinmeyen 33 köpek kullanılmış, bunların 15 inde gebelik pozitif, kalan 18 köpekte negatif sonuçlar elde edilmiştir. Negatif sonuçlar gösteren 18 köpeğin 14 ünde gerçekte bir gebelik saptanmamış, kalan 4 ünün iki tanesinde birer yavru doğmuş, bir tanesinde 3 canlı bir ölü yavru ve bir tanesinde ise ölü doğum gözlenmiştir (Antech Diagnostics, 2001). Sunulan çalışmada kullanılan nitel ReproCHEK testi bulguları 25 köpeğin 18 inde örnekleme günlerinde gebelik sonuçlarını (+), 7 hayvanda da (-) olarak göstermiştir. Gebe bulunan hayvanların tamamı doğum yapmışlardır. Köpeklerden elde edilen bulgular literatür çalışmalarla örtüşmektedir. Diğer taraftan gebe olan 25 adet kedide ise tüm örnekleme bulguları (-) veya şüpheli olarak belirlenmiştir. Bazı literatür bildirimlerde kedilerde, gebeliğin 25. gününde sonra plazmada relaksin hormonunun tespit edilebildiği bildirilmektedir (Concannon ve ark.,1996; Harper,2001). Sunulan çalışmada uygulanan ReproCHEK testinin bu konuda doyurucu sonuç vermediği görülmüştür. Öneriler : a. Çalışma bulguları, köpek ve kedilerde gebeliğin erken tanısında ultrasonografik görüntülemenin seçkin bir yöntem olduğunu teyit etmektedir. Gebe hayvanların tamamında son çiftleşmeyi izleyen 21. günde gebelik ultrasonografi yöntemiyle belirlenmiştir. b. Köpeklerde erken tanı amacıyla kullanılan ultrasonografi cihazlarının çözünürlük niteliği ve kullanıcının bu konuda deneyiminin de bu konuda önemli bir faktör olduğunu hatırlatmakta yarar bulunmaktadır. c. Köpek ve kedilerde gebeliğin dönemine göre, gebelik kesesi çapı, fötal biparietal baş çapı, fötal vücut çapı ve fötal baş ile pelvis bölgesi arasındaki uzunluk gibi ultrasonografik bazı ölçümler ile dönemi bilinmeyen gebelik yaşlarının saptanmasında Mattoon ve Nyland (1995b) tarafından öngörülen

27 yöntemin, ±3 günlük bir varyasyonla başarı ile kullanılabileceği görülmüştür. ç. Gebe köpeklerde belirlenebilen kan relaksin hormonu varlığının 21. gününden itibaren tanı amacıyla değerlendirilebileceği kanısına varılmıştır. Ancak bu konuda gebeliğin başlangıcı olarak ele alınan kriterlerin göz önünde tutulması önem arz etmektedir. d. Gebe olmayan veya çeşitli nedenlerle fötal ölüm ve abortus gösteren köpeklerde relaksin hormonu ölçümlerinin (-) bulunması bu hormonun ancak canlı fötüslerin bulunduğu, normal bir gebelik süreci için spesifik olduğunu göstermektedir. e. Köpeklerde relaksin hormonu değerlendirmelerinin gebeliğin ve gebelikte yavru canlılığının belirlenmesi amacıyla, ReproCHEK testi ile pratik olarak yapılabileceği; yine bu ölçümler sayesinde yalancı gebeliklerin gerçek gebeliklerden ayırımının da mümkün olduğu kanısına varılmıştır. f. Bu çalışmada kullanılan ReproCHEK testi nin kediler için relaksin hormonu değerlendirmelerinde spesifik olmadığı görülmüştür.