2013 / 23 ALMANYA DA BU AY EYLÜL 2013 BU SAYIDA: POLİTİK GELİŞMELER SOSYAL GELİŞMELER EKONOMİK GELİŞMELER FİRMA HABERLERİ



Benzer belgeler
MECLİS TOPLANTISI. Ender YORGANCILAR Yönetim Kurulu Başkanı

İhracat azaldı, Merkez Bankası faiz indirdi

Hüsnü Özyeğin; YİSAD da konuştu Türk yöneticiler her yerde başarılı

Türkiye Ekonomisi: Güncel Gelişmeler 29 Kasım, Prof. Dr. Ümit Özlale İTHİB Danışmanı

MAYIS 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

NİSAN 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

HAZİRAN AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER. AB Liderleri Jean-Claude Juncker in AB Komisyonu Başkanı Olması İçin Uzlaştı

HAFTALIK BÜLTEN OCAK 2016

11-16 ŞUBAT DEMİR CEVHERİ PİYASA FİYATLARI

8. Türkiye Avrupa'nın en önemli ülkesi

Sayı: 2009/18 Tarih: Aileler krize borçlu yakalandı; sorunu işsizlik katladı

Ekonomi Bülteni. 15 Haziran 2015, Sayı: 15. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomik Veriler: Almanya

Ekonomi Bülteni. 17 Ağustos 2015, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

SEKTÖREL GELİŞMELER İÇİNDEKİLER Otomotiv. Beyaz Eşya. İnşaat. Turizm. Enerji. Diğer Göstergeler. Sektörel Gelişmeler /Ağustos

SERMAYE PİYASASI KURULU BAŞKANI SN. DOÇ. DR. TURAN EROL UN

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 74

İKV DEĞERLENDİRME NOTU

GÜMÜŞHANE TİCARET VE SANAYİ ODASI

DenizBank Yatırım Hizmetleri Grubu Özel Bankacılık Araştırma İngiltere, Haziran 2017 Seçim Sunumu

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

Türkiye-Almanya Sosyal Güvenlik Sözleşmesi nin 50 nci Yılı Konferansı Ankara da Düzenlendi

AB, 2030 İKLİM VE ENERJİ PAKETİ ÜZERİNDE ANLAŞMAYA VARDI

Avrupa daki Medya ve Gazetesi nin Başarı Öyküsü

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

GÜNLÜK BÜLTEN 04 Nisan 2014

2012 / 21 ALMANYA DA BU AY HAZIRAN 2012 BU SAYIDA: POLİTİK GELİŞMELER EKONOMİK GELİŞMELER FİRMA HABERLERİ AYIN MAKALESİ

TÜRKİYE EKONOMİSİNDE YAŞANAN GELİŞMELER VE 2011 YILI EKONOMİK BEKLENTİLERİ. Dr.Süleyman Yaşar. 17 Nisan 2011

HAFTALIK BÜLTEN 31 AĞUSTOS EYLÜL 2015

Türkiye nin geleceğini 25 milyonluk kitle belirleyecek

4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Makro Veri. Cari açık yeni rekorda. Tablo 1: Cari Denge (milyon $) -month,

** Berlin Lalesi Türkiyemspor'a

ÜLKE RAPORLARI ÇİN HALK CUMHURİYETİ Marksist-Leninist Tek Parti Devleti Yüzölçümü 9,7 milyon km 2

İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ

Faktoring sektörü 76 milyar TL işlem hacmi ve reel sektöre sağladığı 12,4 milyar TL ile Türk ekonomisine destek veriyor

Ekonomi Bülteni. 11 Mayıs 2015, Sayı: 12. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

MÜSİAD MÜSİAD KÜRESEL GÜÇ

2012 SINAVLARI İÇİN GÜNCEL EKONOMİ ÇALIŞMA SORULARI. (40 Test Sorusu)

Enerjide yüksek ithalat ekonomiye büyük risk

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

KASIM AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER. Türkiye nin AB ye üyelik müzakereleri çerçevesinde 22 Nolu fasıl müzakereye açıldı.

AR& GE BÜLTEN. Dünya Ekonomisi Ne Durumda. Dolayısıyla ülkemiz ekonomisi, dünya ekonomisindeki büyüme-gelişme konjonktürüne daha duyarlı hale geldi.

2013 / 14 ALMANYA DA BU AY MAYIS 2013 BU SAYIDA: POLİTİK GELİŞMELER EKONOMİK GELİŞMELER FİRMA HABERLERİ

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

GEMLİK TİCARET ve SANAYİ ODASI

TÜRKİYE İMSAD: 2016 KAYIP YIL OLMAYACAK

Fon Bülteni Ocak Önce Sen

Çalışma hayatında barış egemen olmalı

GÜNLÜK BÜLTEN 24 Haziran 2014

HOLLANDA ÜLKE RAPORU

TCMB O/N Faiz Oranları (% ) 70.0% 60.0% 50.0% 40.0% 30.0% 20.0% 10.0% 0.0%

DÜNYA BANKASI TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU TEMMUZ Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer. Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü

Yurtdışına kâr transferi 8 yılda 54 milyar doları aştı

MALİYE BAKANI SAYIN MEHMET ŞİMŞEK İN MAKROEKONOMİK GELİŞMELER İLE 2013 YILI İLK YARI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİNİ

Türkiye, Avrupa nın en girişimci ülkesi

EYLÜL 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

ŞUBAT 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

TÜRKİYE DE BU HAFTA 7 11 EYLÜL 2015

AB Kulisi. Ajanda Türkiye nin AB katılım sürecinde önemli tarihler ve dönüm noktaları...

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Avrupa Birliği Yol Ayrımında B R E X I T

Makro Veri. TÜİK tarafından açıklanan verilere göre -5,6 puan olan dış ticaretin büyümeye katkısını daha yüksek olarak hesaplamamızdan kaynaklandı.

GRAFİKLERLE FEDERAL ALMANYA EKONOMİSİNİN GÖRÜNÜMÜ

PİYASALARDA FOMC BEKLENTİSİ

TEMMUZ 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

TEKSTİL VE HAMMADDELERİ SEKTÖRÜ 2015 YILI ŞUBAT AYI İHRACAT PERFORMANSI. Genel ve Sanayi İhracatında Tekstil ve Hammaddeleri Sektörünün Payı

Ekonomi Bülteni. 18 Temmuz 2016, Sayı: 28. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

çevre teknoloji Avrupa ((0.1)) aktüalite ((0.1)) bilim ((list intonation))

FAİZLER ARTTI. ŞİMDİ NE OLACAK?

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

AVRUPA'DA OTOMOBİL SATIŞLARINA BREXIT FRENİ

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

Salı İzmir Gündemi

HAZİRAN 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

KOBİ ler Nefes alacak / Ankara. TOBB, Ziraat Bankası, Denizbank ve Kredi Garanti Fonu (KGF) ortaklığında hayata

Abdi İpekçi Caddesi No : 57, Reasürans Han, E Blok 7.Kat Harbiye İstanbul Tel : +90 (212)

109 MİLYAR DOLARLIK YABANCI PORTFÖYÜ VAR

Yurtiçi Piyasalarda Haftalık Görünüm (5-9 Ocak 2015)

AĞUSTOS 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

TOPLUMSAL RAPORLAR YATIRIM TEŞVİKLERİ VE İSTİHDAM ( ) Yatırımlar büyürken istihdam küçülüyor

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ

FİNANSAL TREND RAPORU MART - NİSAN 2017

Ekonomi Bülteni. 13 Nisan 2015, Sayı: 12. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

MALİYE BAKANI SAYIN MEHMET ŞİMŞEK İN MAKROEKONOMİK GELİŞMELER İLE 2010 YILI OCAK- HAZİRAN DÖNEMİ MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİNİ

İSPANYA ÜLKE RAPORU AĞUSTOS 2017 ULUSLARARASI İLİŞKİLER MÜDÜRLÜĞÜ

OYDER, Bursa'da 22. Diyalog Toplantısı'nı gerçekleştirdi

Büyüme Değerlendirmesi : Çeyrek

Berkalp Kaya KASIM 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

İMF siz Yapamayacak mıyız?...47 Yakın İzleme Programı Üzerine...48 Daha Dikkatli Olma Zamanı...49 Siyasette İstikrarsızlığa Yılında Ekonomi

Ekonomi Bülteni. 23 Ocak 2017, Sayı: 4. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

GÜNLÜK BÜLTEN 03 Temmuz 2014

Küresel Sorunlar Platformu Avrupa Masası

Ekonomik Veriler: Almanya

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 72

Dış Ticaret Verileri Bülteni

Transkript:

2013 / 23 ALMANYA DA BU AY EYLÜL 2013 BU SAYIDA: POLİTİK GELİŞMELER SOSYAL GELİŞMELER EKONOMİK GELİŞMELER FİRMA HABERLERİ TÜSİ AD BUSINESSE UROPE ÜYESİ D İ R - AVRUPA ÖZEL SEKTÖR KONFEDERASYONU MERKEZ : 46 Meşrutiyet Caddesi Tepebaşı 34420 Istanbul Türkiye Tel : 90 212 249 11 02 Faks : 90 212 249 09 13 ANKARA : 39/4 İran Caddesi Gaziosmanpaşa 06700 Ankara Türkiye Tel: 90 312 468 10 11 Faks: 90 312 428 86 76 AVRUPA BİRLİĞİ : 13 Avenue des Gaulois 1040 Brüksel Belçika Tel : 32 2 736 40 47 Faks : 32 2 736 39 93 ALMANYA : 28 Märkisches Ufer 10179 Berlin Almanya Tel : 49 30 28 87 86 300 Faks : 49 30 28 87 86 399 FRANSA : 33 Rue de Galilée 75116 Paris Fransa Tel : 33 1 44 43 55 35 Faks : 33 1 44 43 55 46 A B D : 1250, 24 th Street N.W. Suite#300 Washington DC 20037 USA Tel : 1 202 776 7770 Faks : 1 202 776 7771 ÇİN: Lufthansa Center,EUCCC/C-319, 50 Liangmaqiao Rd, Chaoyang-Beijing 100125 T: 861064622066 F: 861064623206 www.tusiad.org

Politik Gelişmeler Çetin pazarlık başlıyor Almanya'da Hrıstiyan Birlik partileri ile Sosyal Demokrat Parti, büyük koalisyon için ön görüşmelere cuma günü başlama kararı aldı. Hrıstiyan Birlik partileri (CDU/CSU) ile Sosyal Demokrat Parti (SPD) büyük koalisyon için düğmeye bastı ancak tartışmalı konular müzakerelerin oldukça zorlu geçeceğini gösteriyor. Tarafların özellikle vergi artışı konusunda uzlaşmasının güç olduğuna dikkat çekiliyor. Hrıstiyan Birlik partilerinden birçok politikacı, görüşmeler öncesi Sosyal Demokratların koşullarından biri olan vergi artırımına karşı olduklarını bir kez daha yineledi. Hrıstiyan Birlik partileri, vergilerin artırılmayacağı yönündeki vaatlerinin kendilerine seçimde yüksek başarı getirdiğine inanıyor. Partimiz ile kesinlikle vergi artırımı gerçekleşmeyecek" diyen Hrıstiyan Birlik Partileri Federal Meclis Grubu Başkanı Volker Kauder, Başbakan Angela Merkel'in de aynı görüşte olduğunu söyledi. Sosyal Demokrat Johannes Kahrs ise vergi artırımı ve çocuğuna evde bakanlara verilen bakım parasının kaldırılması gibi konularda seçmenlerini tatmin edecek bir teklif sunulması gerektiğini belirtti. SPD'li Schleswig Holstein Eyaleti Başbakanı Torsten Albig de görüşmelerde aşırı taleplerde bulunmaması yönünde partisini uyardı. İkinci seçenek Yeşiller Hrıstiyan Birlik Partileri, ikinci koalisyon seçeneği olarak Yeşiller Partisi ile de görüşmeye sıcak bakıyor. Seçimlerde aldıkları yenilgiden sonra yönetim değişikliğine giden Yeşiller Partisi, Hrıstiyan Birlik partileri ile görüşmeye hazır olduklarını, ancak henüz bir davet almadıklarını açıkladı. Öte yandan Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck un parti genel başkanlarını Bellevue Sarayı'na davet ettiği belirtildi. Cumhurbaşkanı Gauck un parti genel başkanlarının yeni hükümet kurulması konusunda görüşlerini alarak, olası siyasi durgunluğu engellemeye çalışacağı tahmin ediliyor. İnternet bağlantısı için Seçimler Türkiye'ye nasıl yansıyacak? Türkiye nin ticarette bir numaralı ticaret ortağı olan Almanya da gerçekleşen seçimlerin, ekonomik ve ticari ilişkileri nasıl etkilediğini sektör temsilcileri anlattı. Almanya'da pazar günü yapılan seçimlerden çıkan sonuç, yalnızca amiral gemisi olarak nitelendirildiği Euro Bölgesi için değil, Türkiye için de büyük önem taşıyor. 2005 te başbakan olduktan sonra Türkiye için imtiyazlı ortaklığı savunan Merkel'in partisi Hrıstiyan Demokrat Birlik'in pazar günü yapılan genel seçimlerden zaferle ayrılması, siyasi olduğu kadar ticari ilişkileri de etkileyebilir. Merkel'in seçimlerden güçlenerek çıkmasının, son yıllarda rölantiye alınan Türkiye nin AB üyeliği hedefi açısından kötüye gidiş getirmesi beklenmiyor. Öte yandan, Türkiye'de Gezi Parkı protestoları sonrası ekonomik istikrar üzerinde oluşan soru işaretleri yatırımcıları nasıl etkiliyor, merak konusu. Almanya daki Türk işadamları temsilcileri Deutsche Welle Türkçe servisinin sorularını yanıtladı. - 2

'AB hedefi ve yeni yatırımlar gündeme gelmeli' Türk Sanayici ve İş Adamları Derneği (TÜSİAD) Berlin Bürosu Direktörü Alper Üçok, Türkiye nin AB üyeliği sürecinin son yıllarda nispeten geriye atıldığını doğruluyor. Reel ekonomi Ortadoğu ya yöneldi, ticaret pazarları bu bölgeye kaydı. AB üyeliği süreci de olumsuz etkilendi. Barış süreci de Ortadoğu nun bir parçası olarak görüldü diyen Üçok, AB'nin de gelecek mimarisini kurgularken Türkiye yi ötelemesinin söz konusu olduğunu belirtiyor. "FED politikasındaki değişiklik, Gezi olayları ve Suriye gerginliği nedeniyle Almanya da yatırımcılar tarafında bir tedirginlik oldu" diyen Üçok şunları kaydediyor: "Alman işadamlarında planlı yatırımlar devam ediyor. İptaller yok. Ancak yeni yatırım kararlarında bekle ve gör' havası hâkim oldu." Üçok, 2014'teki Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesi Türkiye'nin AB sürecini öne çıkarmak amacıyla Türkiye ve Almanya nın yanı sıra İsviçre, İtalya ve Polonya gibi ülkelerde atölye çalışmaları düzenleyeceklerini ve Brüksel'e rapor olarak bildireceklerini ifade ediyor. Türkiye'nin her anlamda önemli bir ülke olduğu, hem ekonomik, hem sosyal demografik anlamda entegre olması gerektiği ve Türkiye nin AB sürecini yeniden canlandırmamız gerektiğini düşünüyoruz diyen Üçok, Son iki yılda sadece bir fasıl açılması da bu konuya verilen önemi gösteriyor. Türkiye den daha sonra başvuruda bulunan ülkelerin örneklerine bakıldığında, AB den milli gelirlerinin yarısından fazla destek aldığını görüyoruz. Ankara da da artık bu konuya önemin zamanının geldiği görüldü. Biz de üzerimize düşeni yapacağız diyor. Üçok un Almanya ile Türkiye arasında 2012 de gerçekleştirilen 20 milyar eurosu ithalat, 12 milyar eurosu ihracat olmak üzere 32 milyar euroluk toplam ticaretin bu yıl 35 milyar euro düzeyinde gerçekleşmesini beklediklerini ifade ediyor. Seçim sonuçlarının sürpriz olmadığını ifade eden Üçok, Merkel'in bu kadar çok oy alması beklenmiyor değildi. Her halükârda CDU'nun bundan sonraki koalisyon ortağı öncekilerden daha olumlu olacak. Dengeleyici unsur SPD ile oluşturacağı Büyük Koalisyon Türkiye nin AB üyeliği için olumlu olacaktır. Yeşiller partisi de Türkiye nin üyeliği konusunda olumlu olsa da kurulacak bir koalisyonda küçük bir pay alacaklarından etkileri sınırlı olacaktır diyor. 'Alman yatırımcılar orta vadede tedirgin' Rakamlara bakıldığında ise Türkiye nin ihracatında Almanya başı çekiyor. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) dış ticaret istatistiklerine göre Temmuz 2013 itibariyle Almanya'ya yapılan ihracat bir yıl içinde yüzde 17 artarak 1 milyon 208 bin dolar oldu. Almanya dan yapılan ithalat ise geçen yılın aynı ayına göre yüzde 30,3 artarak 2 milyon 376 bin dolar olarak gerçekleşti. Türkiye ile Almanya arasındaki güçlü ticaret bağlarının uzun yıllara dayandığına dikkat çeken Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Berlin Şube Genel Sekreteri Muzaffer Türk ise, Türkiye, Alman yatırımcı için her zaman cazip. Gezi olayları Türkiye de yatırım yapacak Almanlar arasında tedirginlik yarattı. Özellikle uzun vadeli - 3

yatırımlar düşünen Türk-Alman şirket ortaklıklarında çekingenlik oluştu. Ancak durumun vahim olmadığını kısa sürede anladılar diyor. 'Soru işaretleri oluştu' Almanya'daki göçmen kökenli işletmeleri ve iş dünyasını temsil eden kuruluşlardan 220 üyeye sahip Avrupa Ticaret ve Yatırım Birliği Başkanı Emre Kiraz ise Alman şirketlerin Türkiye de yatırım yaparken orta ve uzun vadede birtakım tedirginlikler hissettiği izlenimine katılıyor. Kiraz, Türkiye de yaşanan siyasi istikrarsızlıklar, vergi hukuku üzerinden sorunlar yaşanması, işletmecileri de sıkıntıya sokabilir. Ekonomik ilişkilerin siyasetten farklı bir vizyonu olduğu doğru, ancak Türkiye ekonomisinin istikrarına ilişkin Alman yatırımcısının kafasında soru işaretleri oluştuğu da bir gerçek diyor. Seçimlerin Avrupa nın istikrarına katkıda bulunduğunu belirten Bilgi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı ve Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ege Yazgan ise Merkel in eli seçimler sonrası daha da güçlendi. Euro Bölgesi nde de başta bankacılık reformu olmak üzere belli reformların yapılması daha kolaylaştı. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi nin likiditeyi artırıcı önlemler alınabileceği mesajı vermesi bunun bir göstergesi diyor. Yazgan, Türkiye'nin de sürdürülebilir büyümesi için reel ekonominin en önemli olduğu pazar Almanya. Türkiye için de seçimler bu anlamda olumlu sözleriyle güçlü koalisyonun Türkiye nin AB hedefi konusunda da yararına değiniyor. İnternet bağlantısı için Sosyal Gelişmeler Berlin'de Roman planı Serbest dolaşım engellerinin kalkması ile birlikte Güneydoğu Avrupa ülkelerinden çok sayıda Roman ve Sinti Almanya ya göç ediyor. Almanya'ya uyumlarının kolaylaştırılması için Berlin'de bir eylem planı hazırlandı. Güneydoğu Avrupa ülkelerinden tam olarak ne kadar Romanın Almanya'ya geldiği bilinmiyor. Baden-Württemberg eyaleti Alman Roman ve Sintiler Derneği'nden Daniel Strauss, başlarda Mannheim'a gelen göçmenlerin yüzde 60'ı ila 70'inin Roman ve Sinti olduğunun öne sürüldüğünü söylüyor. Eldeki rakam ve verileri değerlendiren Strauss ise bambaşka bir sonuca ulaşmış. Onun araştırmalarına göre, yeni gelen göçmenlerin yaklaşık olarak sadece yüzde 8'i ila 10'u Roman. Ancak Almanya'da yoksul Doğu Avrupa ülkelerinden göç, giderek daha fazla oranda bir sorun olarak dile getiriliyor. Şikayetler genelde Dortmund, Duisburg, Berlin gibi yoksul kentlerden geliyor. Berlin Belediyesi, 2013 yılında "Yabancı Romanların Topluma Entegre Edilmesi Eylem Planı" adlı bir plan kabul etti. Berlin Belediyesi Uyum Sorumlusu Monika Lüke, özellikle konut sorununun çözülmesi ve Roman çocukların eğitim, sağlık ihtiyaçlarının karşılanmasının hedeflendiğini dile getiriyor. 2014 yılının başına kadar Berlin'in tüm mahallelerinde, bu konuyla ilgili sosyal çalışmaların yürütülmesi planlanıyor. Özellikle lisan konusunda onlarla iletişim kurabilecek kişilerin bu - 4

çalışmalara dahil edilmesi öngörülüyor. Lüke şunları söylüyor: Bu eylem planı Almanya'da tek ve Avrupa Komisyonu'nun üye ülkelerden beklentilerini karşılıyor. Berlin açık şekilde Avrupa Komisyonu tarafından övülüyor. Eylem planı somut çözüm önerileri getiriyor. Almanya'ya gelen ve Almanca bilmeyen çocuklara özel sınıflar açılması, özel meslek eğitim programları bu pakette öngörülüyor. Ayrımcılığa karşı sosyal çalışmalar yapılıyor. Avrupa'daki yoksulluk ve Güneydoğu Avrupa'dan gelen yoksulluk göçmenleri için hazırlanmış özel bir paket. 'Esas sorun yoksulluk' Berlin'deki Romanların da üyesi olduğu Amaro Foro adlı dernek de eylem planını destekliyor. Ancak dernek yoksulluk sorununun etnik kökenle ilişkilendirilmesi tehlikesine de dikkat çekiyor. Romanlar için bu şekilde özel programların sayısının artması halinde, Romanların "devlet kasası için bir yük" şeklinde algılanması ihtimaline de vurgu yapılıyor. Bu konuda bir kitap da yazan gazeteci-yazar Norbert Mappes-Niediek ise ayrımcılığın kökeninde etnisiteden ziyade yoksulluk olduğu görüşünde: Tepkiler yoksulluğa karşı. Bizim küçük burjuva hayatımızla yoksulların varlığı birbiri ile örtüşmüyor. Bunun ilk etapta etnik köken ile fazla da ilgisi yok. Romanlara karşı gösterilen tepkilere bakıldığında, bunların dünyanın her tarafında yoksullara karşı gösterilen tepkilerle benzer olduğu görülür. Gazeteci 1960'lı, 70'li yıllarda işçi göçü ile çok sayıda Roman ve Sinti'nin Almanya'ya geldiğini, fakat zamanla uyum sağladıkları için artık dikkat çekmediklerini söylüyor. Almanya'da Roman ve Sintilerin sayısının 70 bin dolayında olduğu sanılıyor. Fakat, çoğu Romanın, aşırı sağcı nefret kampanyalarına hedef olmamak için de kimliğini deşifre etmekten kaçındığı vurgulanıyor. İnternet bağlantısı için Kültür konulu Türk-Alman sempozyumu DW de, Kültür, Yaratıcılık, Müzik Eğitimi başlığıyla bir Türk-Alman sempozyumu düzenlendi. Türkiye den çok sayıda konuğun katıldığı panellerde, finansmandan, sanatsal özgürlüğe kadar pek çok sorun tartışıldı. Deutsche Welle (DW) ile Beethoven Festivali'nin ortaklaşa düzenlediği Orkestra Kampüsü etkinliği kapsamında İstanbul Devlet Konservatuarı Senfoni Orkestrası 3 Ekim günü bir konser verecek. Ancak Beethoven ile Buluşma' adı verilen projenin tek etkinliği konser değil. Proje çerçevesinde DW'de düzenlenen Kültür, Yaratıcılık, Müzik Eğitimi başlıklı sempozyumda Türkiye-Almanya arasındaki kültür-sanat ilişkileri kadar, Türkiye'nin kültür-sanat alanındaki mevcut sorunları da masaya yatırıldı. Aralarında Dr. Yeşim Gürer Oymak, Şefik Kahramankaptan, Prof. Dr. Serhan Ada, Prof. Dr. Klaus Siebenhaar, Prof. Dr. Sıddık Yarman, Prof. Dr. Christina Stöger, müzik yazarları Dr. Serhan Yetkin, Eray Aytimur, DJ İpek olarak tanınan İpek İpekçioğlu, besteci Zeynep Gedizlioğlu gibi isimlerin bulunduğu yetkin kişiler 3 panelde iki ülkeyi karşılaştırdı, sanatçıların, kültür-sanat kurumlarının ve üniversitelerin sorunlarını ele aldı. - 5

Devlet yardımının artmasını ümit ediyoruz' Bir toplum politikası olarak kültür politikası konulu ilk panele konuşmacı olarak katılan Dr. Yeşim Gürer, İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı (İKSV) tarafından 40 yılı aşkın bir süredir düzenlenen İstanbul Müzik Festivali'ni tanıtırken, festivalin karşı karşıya olduğu sorunlara da değindi. Gürer, Finansman problemi bizim en büyük problemlerimizden biri. Her sene düzenli bir finansmanımızın olmaması, özel sektöre bağımlı olmamız yaratıcılığımızı, büyük projelere cesaret etmemizi biraz kısıtlıyor. Avrupa'ya, mesela Salzburg Festivali'ne baktığınızda yüzde 46'ya ulaşan devlet ve yerel yönetim yardımı görüyorsunuz. İstanbul Müzik Festivali'nde devlet ve yerel yönetimin yardımı en yüksek bütçe olarak yüzde 5 dolayında. Bazı seneler yüzde 2'ye kadar gerilediği oluyor. Bunun artmasını ümit ediyoruz dedi. Çağdaş müziğe seyirci bulmanın çok da kolay olmadığını ifade eden Gürer, festivali küçülerek yapma ya da hiç yapmama gibi bir kararla karşı karşıya kaldıklarını ifade ederek, Türkiye'de İstanbul Bienali gibi birçok kültür-sanat festivalinin artık yurt dışındaki fonlardan kaynak bulduğunu dile getirdi. Türkiye'de devletin kültür-sanat alanına olan ilgisizliğinin 1950'li yıllardan bu yana devam ettiğini belirten Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi Sanat ve Kültür Yönetimi Öğretim Üyesi Doç. Dr Serhan Ada ise İster istemez bu ilgisizlik artacak. Devlet yardım ettiğinde de özerklikten yana bir tavır takınmadı. Ben hiçbir şey devletle yapılmasın demiyorum, haberdar edilsinler. Ancak yapılan her şeyi iyi mi kötü mü, insanlara ulaşabiliyor mu diye değerlendirmek lazım diye konuştu. Gezi sanatçıları etkiledi Panelde tartışılan konulardan biri de Türkiye'de siyasi ortamın sanat çevrelerine etkisi oldu. Panele konuşmacı olarak katılan, bu sene Orkestra Kampüsü çerçevesinde Durak adlı bestesi İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Senfoni Orkestrası tarafından yorumlanacak olan genç besteci Zeynep Gedizlioğlu, bu besteyi İstanbul'da Gezi Parkı protestolarının patlak verdiği sırada yaptığını söyleyerek, Olaylar başladığı sırada Berlin'de kalmak ile İstanbul'a gitmek arasında kaldım. Daha sonra Berlin'de kalıp beste üzerinde çalışmaya devam etme kararı aldım ve besteyi bir günlük gibi düşündüm. Her gün hissettiklerimi notalara döktüm dedi. Aynı şekilde Berlin'in yakından tanıdığı DJ İpek de Gezi olaylarının kendisini çok etkilediğini ifade ederek, Türkiye'de bir değişim olmasını hepimizi istiyorduk Türkiye'de yaşasak da yaşamasak da Bir ayağı Türkiye'de bir insan olarak bu değişimi dört gözle bekliyordum ve aniden olmaya başladı, ben işim gereği Almanya'da kalmak, başka ülkelere gitmek zorundaydım. Olmak istediğim yer Türkiye'ydi. İnsanlar arasındaki Türk, Kürt, Alevi, Sünni gibi sınıflar arası farkların kalkması, herkesin yanındakini orantısız şiddete karşı korumuş olması beni çok etkiledi. Yeniden kendimi Türkiye'ye ait hissetmemde büyük rol oynadı' diye konuştu. Kültür bilimleri için siyasi baskı yapılmalı' 2009 yılından bu yana Türk üniversiteleriyle ortak çalışmalarda bulunan kültür yönetimi uzmanı Prof. - 6

Dr. Klaus Siebenhaar, iki ülke arasında özellikle siyasi koşullarda büyük farklar bulunduğunu söyledi. Hükümetin somut olarak eğitim, bilim, yargı ve kültür alanında nasıl etki sahibi olduğunu görüyorum. Depresyonun eşiğindeki meslektaşlarımı görüyorum" diyen Prof. Siebenhaar, Doğrudan müdahale son 4 yılda çok büyük oranda arttı diye konuştu. Türk-Alman Üniversitesi'nde kültür ve medya bilimlerine ilişkin bir bölüm olmamasını da eleştiren Prof. Siebenhaar medya, kültür ve sanat dallarının bu üniversitede yer alması için siyasi baskı yapılması gerektiğini belirtti. İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Müdürü Prof. Dr. Sıddık Yarman ise akademik özgürlük konusunda bir sıkıntıları olmadığını ifade ederek, sorunların daha çok bina olmaması, var olan binaların eski olması gibi fiziksel unsurlardan kaynaklandığını söyledi. İstanbul Üniversitesi'ne ilişkin olarak "70 milyonluk ülkede bin kişilik konservatuar" öğrencisinin çok az olduğunu belirten Yarman, sanatın ekonominin de temeli olduğunu ve bu alana yatırım yapılması gerektiğini vurguladı. Medyaya eleştiri Sempozyuma katılan müzik gazetecileri Eray Aytimur, klasik müzik dergisi Andante'nin Yayın Koordinatörü Serhan Bali ve Şefik Kahramankaptan ise konuşmacı olarak bulundukları panelde Türkiye'deki kültür-sanat gazeteciliğini ele aldı. Özellikle medyadaki magazinleşmeye dikkat çeken gazeteciler, yazılı basında kültür-sanat haberlerine yeterince yer ayrılmadığı, bu türdeki haberlerin ya özel yayınlarda ya da sosyal medyada kendisine yer bulabildiği eleştirisinde bulundu. Bu alanda uzman gazeteci yetiştirmenin zorluğu da tartışılan konulardan biri oldu. Almanya'nın Bonn kentindeki Orkestra Kampüsü etkinlikleri 3 Ekim günü, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Senfoni Orkestrası'nın Beethoven Konser Salonu'nda vereceği özel konserle son bulacak. İnternet bağlantısı için Ekonomik Gelişmeler İş dünyası yeni hükümeti bekliyor Almanya'da yeni hükümet, ekonomi çevreleri tarafından da sabırsızlıkla bekleniyor. Liberal FDP'nin meclis dışında kalmasının, ekonomi politikalarının sola kaymasına neden olabileceği ifade ediliyor. Son iki dönemdir başbakanlık görevini sürdüren Angela Merkel'in partisi, Hrıstiyan Demokrat Birlik'in (CDU) sandıktan açık ara farkla birinci çıkmış olması, politikaların devamlılığı ve istikrar anlamına geldiği için iş çevrelerini memnun ediyor. Ancak koalisyon hükümeti hangi partilerden oluşursa oluşsun, iş dünyası temsilcileri eğitim ve altyapıya daha fazla yatırım yapılması gerektiği konusunda hemfikir. Tüm bunların finansmanı için vergilerin yükseltilmesine ise genel olarak sıcak bakılmıyor. Kiel'deki Dünya Ekonomisi Enstitüsü'nün konjonktür araştırmaları başkanı Joachim Scheide şöyle konuşuyor: Bir ekonomist olarak, vergi - 7

sistemini basitleştiren bir vergi reformunun yürürlüğe girmesini isterim. Aynı zamanda reformları ileriye taşıyacak bir istihdam piyasası politikası ve bir adım ileriye taşınacak bir emeklilik politikası arzuluyorum. Ancak şunun da altını çizmek gerekiyor, partilerin hiçbirinin tüm bunları kapsayan bir seçim programı yoktu. Umalım ki geriye dönük adımlar atılmasın; istihdam ve emeklilik politikalarında geriye dönüş olmasın. Ekonomi sola mı kayacak? Önde gelen Alman ekonomistler hükümet kurulduktan sonra, Alman ekonomi politikalarında hafif bir sola yönelme olacağı kanısında. Berenberg Bankası'nın baş iktisatçısı Holger Schmieding, "Handelsblatt Online" haber portalında kaleme aldığı makalesinde, eski hükümetin "ortanın solu" ekonomi politikalarını izlemesini engelleyenin liberal hükümet ortağı Hür Demokrat Parti (FDP) olduğunu savundu. Sendikalara yakınlığıyla bilinen Makroekonomi ve Konjonktür Araştırmaları Enstitüsü'nün Başkanı Gustav Horn ise aynı portaldaki makalesinde neoliberalizmi şiar edinen bir partinin meclis dışında kalmasının bir tesadüf olmadığını söyleyerek, bu ekonomik yönelimin artık istenmediği görüşünü dile getirdi. Kiel'deki Dünya Ekonomisi Enstitüsü'nün konjonktür araştırmaları başkanı Joachim Scheide, Hür Demokrat Parti'nin geçmişteki politikalarının bedelini ödediği görüşünde. Scheide, Hür Demokrat Parti'nin baraj altında kalmış olması bir kayıp. Fakat bu partinin geçmişte olması gerektiği gibi olmadığı, yani hükümetin politikalarına, piyasa ekonomisine odaklı olacak şekilde çekidüzen vermediği de bir gerçekti. Bu yüzden seçmenler tarafından cezalandırıldı" şeklinde konuşuyor. Euro güvencesi Seçimler öncesi partiler arasında en çok tartışılan konulardan biri de asgari ücretti. Şu anda Federal Meclis'te temsil edilen dört partinin asgari ücret zorunluluğu konusunda uzlaşma sağlanması bekleniyor. Almanya Sanayi ve Ticaret Odaları Birliği Başkanı Ulrich Grillo, üç konunun kendileri için önemli olduğunu vurguluyor: Enerji dönüşümü reformu, yatırımların teşvik edilmesi ve Euro Para Birliği'nin güçlendirilmesi. Grillo, bu hedeflerin öncelikli olması gerektiğini söylüyor: Geçen aylarda önemli ekonomi ve sanayi hedefleri konusu fazla gündeme gelmedi. Oysa pek çok konu var: Enerji dönüşümü, vergiler, sanayi politikası gibi En az sekiz milyon çalışandan söz ediyoruz, onlar büyüme, istihdam artışı görmek istiyor. Öte yandan Euro karşıtı Almanya İçin Alternatif partisinin meclis dışında kalması iş çevrelerine derin bir nefes aldırdı, zira aksi takdirde Güney Avrupa ülkelerinin ve finans piyasalarının bundan olumsuz etkileneceği tahmin ediliyordu. Seçimlerden önce iş dünyasının önde gelen isimleri partilerden Euro Bölgesi'nde kalınacağı konusunda güvence istemişti. Halen maliye banklığı görevini yürüten Wolfgang Schaeuble, olası koalisyon ortakları Sosyal Demokrat Parti'nin de Yeşiller'in de Euro borç krizi ile mücadelede uygulanan politikaları devam ettirebilecek partiler olduğunu söyledi. İnternet bağlantısı için - 8

Fresenius, Avrupa'nın en büyük özel hastane Firma Haberleri Siemens kemer sıkıyor Almanya nın teknoloji devlerinden Siemens, kemer sıkma önlemleri çerçevesinde 15 bin dolayında personel azaltımına gideceğini açıkladı. Tasarruf önlemlerini artıran Almanya nın en büyük teknoloji şirketi Siemens, dünya genelinde çalışanlarının sayısını 15 bin azaltacağını açıkladı. Bunlardan 5 binin Almanya da olacağı belirtildi. Alman haber ajansı dpa ya açıklamalarda bulunan Siemens şirketinin sözcüsü, personel azaltımı kararının çalışanların işlerini kaybedeceği anlamına gelmediğini belirterek birçok çalışanın başka alanlarda istihdam edileceğini ifade etti. Sözcü ayrıca tazminat koşulları ve erken emeklilik modelleri üzerinde çalışıldığını dile getirdi. Şirket, uygulamaya başlayacağı "Siemens 2014" programı doğrultusunda 6 milyar eurodan fazla tasarruf etmeyi planlıyor. Şirketin 2011/2012 döneminde, 119 bini Almanya'da olmak üzere dünya genelinde toplam 370 bin çalışanı bulunuyordu. İnternet bağlantısı için Sağlık sektöründe dev birleşme Alman Fresenius Grubu, 3 milyar euro karşılığında 44 hastaneyi daha bünyesine kattı. Anlaşmanın anti-tröst yetkililerince de onaylanması durumunda grubu olacak. Almanya genelinde toplam 117 hastane Fresenius- Helios Grubu'na ait. Grubun yıllık cirosunun 5 milyar 500 bin euro olduğu tahmin ediliyor. 11 bin 800 yatak kapasiteli Rhön Gruba ait hastaneler zincirinin ise bu yıl 2 milyar euro dolayında ciro yapması öngörülüyor. Anlaşma uyarınca toplam 3,07 milyar euro karşılığında 43 hastane ile 15 tıbbi malzeme dağıtım merkezi Fresenius Grubu'na devredilecek. Fresenius yetkilileri, konuyla ilgili açıklamalarında, satışın onaylanmasıyla birlikte grubun ülke geneline yayılacağını ifade ettiler. Anlaşmaya imza atılmasıyla, Rhön Grubu'nun için bir süredir devam eden 'devir yarışına' da nokta konulmuş oldu. Fresenius Grubu, hastanelere geçen yıl da talip olmuş ancak teklifiyle hissedarları ikna edememişti. O dönem rakip şirketlerden Asklepios, Rhön Grubu'na ait hisse satın alarak, Fresenius'un teklifinin geri çevrilmesini sağlamıştı. Fresenius, yıl sonuna kadar devir işlemlerini tamamlamayı hedefliyor. Anlaşmaya anti-tröst yetkililerinin yanı sıra istisnai olarak yerel hamilerin ya da azınlık hissedarlarının da onay vermesi gerekiyor. Almanya genelinde yaklaşık 2 bin 45 hastane bulunuyor. Bu hastanelerin 680'i özel şirketlere ait. Özel hastane sektöründe en büyük pazar payına Fresenius Grubu ve Rhön Grubu'nun yanı sıra Asklepios ve Sana sahip. Anlaşmanın onaylanmasıyla Fresenius Grubu, Almanya - 9

genelinde ve Avrupa'da en büyük özel hastane zinciri olacak. İnternet bağlantısı için - 10