içindekiler 02 MAYBİR den Meyve Yetiştiriciliğinde Polinasyonun Önemi, Verim ve Kaliteye Etkisi Arılarımız Neden Ölüyor? MAYBİR İN Arı Islahı Projesi



Benzer belgeler
ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ ARICILIK GELİŞTİRME UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

Sürdürülebilir Tarımda Bal Arısı (Apis mellifera L.)'nın Rolü

Türkiye Arıcılığının Yapısı, Sorunları ve Sürdürülebilir Arıcılık Açısından Değerlendirilmesi. Yrd. Doç. Dr. Ayhan GÖSTERİT

Kaysı (Prunus armeniaca L.) da Bal Arısı (Apis mellifera L.) Polinasyonunun Önemi

Kivide bal arısının tozlanma, meyve tutumu ve tohum sayısı üzerine etkisi

Türkiye Arı Yetiştiriciliğinde Çukurova Bölgesinin Yeri ve Önemi

ARICILIĞA GENEL BAKIŞ

ULUDAĞ ÜNĠVERSĠTESĠ ARICILIK GELĠġTĠRME UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ YÖNETMELĠĞĠ. BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar


ÇUKUROVA BÖLGESİ KOŞULLARINDA YETİŞTİRİLEN ARI OTU (Phacelia tanacetifolia Bentham) BİTKİSİNİN BAL ARILARI (Apis mellifera L.

Arıcılık Üretiminin Arttırılması Yolu ile Azerbaycan Kırsalında Gelirin İyileştirilmesi. Ahmet İnci Uluslararası Arıcılık Danışmanı

ARICILIKTA ORGANİK ÜRETİM

Dünyada ve Türkiye'de A R I C I L I K

Arıcılığa Başlarken... Dr. Ali KORKMAZ Ziraat Yüksek Mühendisi Samsun Tarım İl Müdürlüğü

DAMIZLIK ANA ARI YETĠġTĠRĠCĠLĠĞĠ UYGULAMA ESASLARI TALĠMATNAMESĠ

ARAŞTIRMA YIL: 7 SAYI : 14 ARALIK 2015

ALATARIM, 2002, 1 ( 2 ): 30-34

YABANI MEYVELER ve KULLANıM ALANLARı. Araş. Gör. Dr. Mehmet Ramazan BOZHÜYÜK

ÖDEMİŞ İLÇESİNDE PATATES ÜRETİMİ, KOŞULLAR ve SORUNLAR

PANEL SONUÇ BİLDİRGESİ

Arıcılığın Tanımı. Arı Yetiştirme Ürünler. Ürünler. Ürünler. Ürünler. Hayvan Yetiştirme ve Besleme Dersi

EĞİTİM BİLGİLERİ. Fen Bilimleri Enstitüsü, Tarla Bitkileri Anabilim Dalı Ziraat Fakültesi, Tarla Bitkileri Bölümü 1992

Türkiye de hayvancılık sektörünün önündeki sorunları iki ana başlık altında toplamak mümkündür. Bunlar;

Yönetmelik. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

TMMOB ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI YAŞ MEYVE VE SEBZE SEKTÖR RAPORU

Hacettepe Üniversitesi Arı ve Arı Ürünleri Uygulama ve Araştırma Merkezi nde ( HARÜM ) Yapılan Çalışmalar

ÇEŞİTLERİNDE BAL ARISININ

Detay Fuarcılık Organizasyon ve Tanıtım Hizmetleri Ltd. Şti

Arıcılıkta Yeni Yaklaşımlar

YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLER ÇALIŞTAYI ( MERSİN) ÖZEL SEKTÖR AÇISINDAN SORUNLAR ÖNERİLER

/ Ocak Sayı : YÖNETMELİK. Tarımsal Üretici Birliklerinin Kuruluş. Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik BİRİNCİ BÖLÜM

AYDIN İLİ DAMIZLIK SIĞIR YETİŞTİRİCİLERİ BİRLİĞİ OCAK 2016 KAYE EĞİTİM TOPLANTISI SEDA EMİNE PAYIK TEKNİK İŞLER ŞUBE MÜDÜRÜ

AHMET ALİ YAĞCI VETERİNER HEKİM

ZEYTİN VE ZEYTİNYAĞI SEKTÖRÜ RAPORU

Sürdürülebilir Tarım Yöntemleri Prof.Dr.Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi

Dünyada 3,2 milyon tona, ülkemizde ise 40 bin tona ulaşan pestisit tüketimi bunun en önemli göstergesidir. Pestisit kullanılmaksızın üretim yapılması

BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (BAKA) TARIMSAL AR-GE PROJE DESTEKLERİ

KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 1247

Düzce Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi ve ilgili mekanizmaların vizyonu, Bölgesel, ulusal ve

MUĞLA İLİ TARIM VE HAYVANCILIK ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

Türkiye de Arıcılık, Sorunlar ve «İyi Üretim Uygulamaları» ile Ekolojik Çözümler

Kablosuz Algılayıcı Ağlar Kullanılarak Bal Arıları İçin Nektar Akış Periyodunun İzlenmesi

(A) Anaç küçükbaş 80-TL/baş (B) 501 ve daha fazla Anaç 72-TL/baş

EĞİTİM BİLGİLERİ. Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü devam ediyor. Ziraat Fakültesi, Gıda Mühendisliği Bölümü 2003

Kek ve Şurup (Sakkaroz) Yemlemesinin Bal Arısı (Apis mellifera L.) Kolonilerinin Performansı Üzerine Etkileri

"ARI ÜRÜNLERİNDE ÜRETİM ve TÜKETİMİNDE GIDA GÜVENLİĞİ "

ERZURUM İLİ TARIM SEKTÖRÜ EYLEM PLANI

Çaldıran daha önceleri Muradiye İlçesinin bir kazası konumundayken 1987 yılında çıkarılan kanunla ilçe statüsüne yükselmiştir.

GÜNEY EGE KALKINMA AJANSI BİLGİLENDİRME SUNUMU

18 20 EYLÜL 2015 BAKÜ / AZERBAYCAN

Çiçek açan bitkilerin, çiçeklerinin tepeciklerine polen getirecek, böylece üremeyi sağlayacak mekanizmalara gereksinimi vardır.

Bal ve Diğer Arı Ürünleri ile Sağlıklı Yaşam Platformu TAYLAN SAMANCI BALDER TEKNİK DANIŞMANI PROJE KOORDİNATÖR YRD.

Aksi durumda yabacı bir bölgeden getirilen ırk/ırklar o yöreye uyum sağlamış yerel ırklarla polen alışverişine giriştiklerinde genetik tabanda

Bal Arılarının Beslenmesi. Dr. Ali KORKMAZ Samsun Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü

TÜRKİYE DE TARIMIN GELECEĞİ ve AVANTAJLAR

ORGANİK MANDA YETİŞTİRİCİLİĞİ. Vet. Hek. Ümit Özçınar

ZİRAAT MÜHENDİSİ (HAYVANSAL ÜRETİM)

KAYISI ARAŞTIRMA İSTASYONU MÜDÜRLÜĞÜ EK 3.11 ÜRETME VE İŞLETME BÖLÜMÜ

AYLIK ŞUNE MECLİSİ VE HAFTALIK YÖNETİM KURULU TOPLANTILARI YAPILDI. YÖN. KUR. BŞK. Ş. ARIKAN VE MEC. ÜYESİ İ.

Hacettepe Üniversitesi Arı ve Arı Ürünleri Uygulama ve Araştırma Merkezinde ( HARÜM ) Yapılan Çalışmalar Kadriye Sorkun

2003 yılında tarımın milli gelirlerimizdeki payı yüzde 12,6 iken, 2006 yılında yüzde 11,2 ye indi.

TÜRKİYE ET ÜRETİMİNDE BÖLGELER ARASI YAPISAL DEĞİŞİM ÜZERİNE BİR ANALİZ

BAHÇE BİTKİLERİ BÖLÜMÜ DERS PROGRAMI BAHÇE BİTKİLERİ BÖLÜMÜ-I SAAT PAZARTESİ SALI ÇARŞAMBA PERŞEMBE CUMA

PROJENİN ADI VE KONUSU

ADIM ADIM YGS- LYS 92. ADIM KALITIM 18 GENETİK MÜHENDİSLİĞİ VE BİYOTEKNOLOJİ ÇALIŞMA ALANLARI

TR 61 DÜZEY 2 BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (ANTALYA-ISPARTA-BURDUR)

TRA1 Bölgesi. Arıcılık Sektörü NELER HEDEFLİYORUZ NELER YAPTIK DESTEKLEYEN KURULUŞLAR:

BVKAE

Kısacası arıcılık tarihi insanlık tarihi kadar eskidir.

KUZEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ TARIM SEKTÖRÜ GZFT ANALİZİ

GIDA GÜVENCESİ-GIDA GÜVENLİĞİ

ÖNSÖZ 2 NÝÇÝN PETEK 4 TÜRKÝYE ARI YETÝÞTÝRÝCÝLERÝ BÝRLÝÐÝ VE ÇALIÞMALARI5. TÜRKÝYE'DE ARICILIK ve AVANTAJLARI 7 ANA ARI FEROMONLARININ ÖNEMÝ 10

Düzce Üniversitesi Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi tarafından düzenlenen Düzce Fındık Çalıştayı İstiklal Konferans Salonu nda gerçekleştirildi

GEZGİNCİ ARICILIK SİSTEMİNDE ÜRETİM GELİR ve GİDERLERİNİN EKONOMİK ANALİZİ ÜZERİNE BİR ÇALIŞMA

T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TRÜF ORMANI

BAL TANIMI BALIN BİLEŞİMİNİ OLUŞTURAN MADDELER

BİTKİSEL YAĞ SEKTÖRÜNDE İTHALATA BAĞIMLILIK SÜRÜYOR

ÇANKAYA BELEDİYESİ KIRSAL KALKINMA PROJESİ ONURLU VE DÜZENLİ TOKLUK İÇİN KIR KENT BARIŞI

Bal Arılarında Bazı Kimyasal İlaçların Varroosise Karşı Etkileri

BAHÇE BİTKİLERİ BÖLÜMÜ DERS PROGRAMI BAHÇE BİTKİLERİ BÖLÜMÜ-I SAAT PAZARTESİ SALI ÇARŞAMBA PERŞEMBE CUMA

Aslı Elif TANUĞUR Genel Müdür/Gıda Y. Mühendisi. Sözleşmeli Model ile Propolis Üretimi

BİYOLOJİ BÖLÜMÜ.

AMASYA İLİ DAMIZLIK SIĞIR YETİŞTİRİCİLERİ BİRLİĞİ

ZİRAİ MÜCADELE İŞLERİNİ ÜCRET KARŞILIĞINDA YAPMAK İSTEYENLER HAKKINDA YÖNETMELİK

3. Uluslararası Ekim 2019 İstanbul Fuar Merkezi. Gıda, Beslenme Bileşenleri, Kimyasalları ve Teknolojileri Fuarı. fningredients.

Iğdır Üni. Fen Bilimleri Enst. Der. / Iğdır Univ. J. Inst. Sci. & Tech. 2(2): , 2012

DETAY Fuarcılık Organizasyon ve Tanıtım Hizmetleri Ltd. Şti

TARSUS TİCARET BORSASI

Dünya nüfusunun hızla artması sonucu ortaya çıkan dünyanın artan besin ihtiyacını karşılamak ve birim alandan daha fazla ürün almak amacı ile

Modern Biyoteknolojinin Tarımda Kullanımının Politik ve Ekonomik Yönden Değerlendirilmesi

Sağlıkta Kalite ve Güvenlik Ödülleri

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 2012 YILI TARIMSAL DESTEKLER

BAHÇE BİTKİLERİ BÖLÜMÜ DERS PROGRAMI BAHÇE BİTKİLERİ BÖLÜMÜ-I SAAT PAZARTESİ SALI ÇARŞAMBA PERŞEMBE CUMA

TORBALI TİCARET ODASI MOBİLYA SEKTÖR ANALİZİ

KAMU-ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞBİRLİĞİ (KÜSİ) FAALİYETLERİ

ANTALYA İHRACATÇILAR BİRLİĞİ GENEL SEKRETERLİĞİ

2015 Ayçiçeği Raporu

BAHÇE BİTKİLERİ BÖLÜMÜ GÜZ YARIYILI BÜTÜNLEME SINAV PROGRAMI Salı

2013 YILI DESTEKLEME BİRİM FİYATLARI

Türkiye Sığırcılık Sektöründe Yetiştirici Birliklerinin Yeri

Transkript:

M A Y B İ R 1 içindekiler 02 MAYBİR den MUĞLA İLİ ARI YETİŞTİRİCİLERİ BİRLİĞİ YAYIN ORGANIDIR DÖRT AYDA BİR YAYINLANIR Haziran 2013 YIL : 5 SAYI : 9 İmtiyaz Sahibi Muğla İli Arı Yetiştiricileri Birliği Adına Yönetim Kurulu Başkanı Ziya ŞAHİN Yazı İşleri Sorumlusu Ziya ŞAHİN Editör ve Yayın Yönetmeni Vet. Hek. Sezai ERGİNOĞLU Haber ve Reklam Sorumlusu Gıda Müh. Yasin KIRGIZ Gıda Müh. Övgü FEREK Grafik - Tasarım Mürvet BALCI Baskı EFLAL MATBAASI Kazımkarabekir Cad. Koyunlu İşhanı 95/1A / ANKARA Tel : 0312 341 47 48 04 09 11 16 Meyve Yetiştiriciliğinde Polinasyonun Önemi, Verim ve Kaliteye Etkisi Arılarımız Neden Ölüyor? MAYBİR İN Arı Islahı Projesi 45. APIMONDIA Kongresi Yönetim Adresi Muslihittin Mh. Cemal Karamuğla Sk. No: 100 MUĞLA İletişim Bilgileri Tel: 0 252 212 64 85-212 46 98 GSM: 0533 683 51 25 Fax: 0 252 213 1692 e-mail: maybir48@hotmail.com Kapak Fotoğrafı: Muğla İli Arı Yetiştiricileri Birliği 20 Balınızın Gerçekte Değeri Ne kadar? 24 Yönetmelikler Not: Dergide yayınlanan bütün makalelerden yazarlar sorumludur. 30 Haberler 35 MAYBİR DEN Haberler ve Duyurular

ARICININ SESİ 2 M A Y B İ R d e n Ziya ŞAHİN Yönetim Kurulu Başkanı Yeni bir sayıdan, yepyeni bir umutla merhabalar sevgili arıcı meslektaşlarım. Her yıl Anadolu ya çıkarken yepyeni taze umutlarla ve üstün beklentilerle çıkarız. Bu yazıyı kaleme aldığım bu günlerde ben de barakada yağmur beklentisi içindeyim. Her gün sizlerden aldığım telefonlarda ilk sorumuz yağmur yağdı mı? oluyor. Demek ki, herkesin ortak beklentisi, yağmur. İnşallah beklentilerimiz gerçekleşir ve herkes umut ettiği ürünü alır. Daha önce sizlerle paylaştığımız üzere çam balı üretiminin sürdürülebilirliği hususundaki projemizin çalışmaları 2014 yılında sona erecektir. Proje yürütücülerince ulaşılan sonuçlar ve bu projenin Muğla ve ülke arıcısına kazandırdıkları dergimiz aracılığı ile sizlere duyurulacaktır. Ancak bu projenin yansımalarını 2-3 yıldır çam balı üretim alanlarındaki sorunlarının azalışlarından hissetmekteyiz. Ben şimdiden gerek projede görev alan bilim insanlarına ve orman teşkilatı çalışanlarına gerekse bakanlığa şimdiden minnet duygularımı iletiyorum. Diğer projemizde Arıcılıktaki en temel problemlerimize çözüm olması amacı ile uygulamaya koyduğumuz, Muğla Arısının Amerikan Yavru Çürüklüğüne karşı dayanıklı bir hat oluşturulması adlı projemiz, tüm ciddiyeti ile ve sizlerin arılığınıza DAMIZLIK ANA ARILARI biran önce verebilmenin sorumluluk ve heyecanı ile sürdürmekteyiz. Değerli meslektaşlarım, proje arılığında hocalarımızla ve çalışan arkadaşlarımızla yaptığımız testlerde gerek proje hedefine doğru götürecek çalışmaların gerekse bu güne kadar bizlerin göremediği Muğla Arısının içinde barındırdığı zenginlikler beni geleceğimiz adına umutlandırmaktadır. 2015 yılının ilk baharında Amerikan Yavru Çürüklüğüne dayanıklı damızlıklar sizlere verilecektir. Ancak Islah çalışmalarımız Muğla Arısının farklı özelliklerinin ıslah edilerek sizlerin hizmetine sunulması hususlarındaki projeler devam edecektir. Örneğin Muğla Arısının bal verimliliğinin arttırılması, sakinlik ve varroa'ya dayanıklı hatların yetiştirilmesi gibi projeler ihtiyacımız olan çalışmalardır. Çünkü arılarımızın içinde bu özelikleri barındırmaktadır. Bizim bunları çıkarmamız gerekmektedir. Zaten ıslahın amacı da budur. Birliklerin asli görevi de budur; bu olmalıdır. Arıcılığımızda, Dünya koloni sıralamasında 2.

M A Y B İ R 3 sıradayız diyerek övünmekteyiz. Verimliliğe baktığımızda ise 5-6 sıralara düşüyoruz. Bu güne kadar arılarımızın içinde saklı olan verimli hatları çıkartarak arıcımızın hizmetine sunmamışız. 2002 yılından bu yana ana arı üretimi teşvik ediliyor. Bu anlayışa teşekkür ediyorum. Ancak kimin ne ürettiği biliniyor mu? Arılarımızın içini kirletmekten başka bir şey yapmıyoruz. Bu nedenle ülkesel olarak bu denli zenginliğimiz olan bölgesel arılarımızın ıslahı önceliğimiz olmalı ve esas destekler bu yöne kaydırılmalıdır. Çünkü; ülke arıcılığımızın buna çok acil ihtiyacı vardır. Çam Ballarında C4 sorunu ülkesel olarak arıcımızın temel sorunu olarak karşımızda durmaktadır. Dünya Çam Balı üretiminin %90'ı ülkemizde üretilmektedir. Bu balın sahibi ülkemizdir. Bu balın fiziko-kimyasal özelliklerini ülkemiz belirlemelidir. Bu balın üretim yeri benim ülkem olduğuna göre benim ülkemin kriterlerine göre bu bal pazara arz edilmelidir. Avrupalının kriterleri esas alındığı zaman ülke arıcısının önünü tıkanmaktadır. Bu gün Çam Balı üretiminin kriterleri konusunda yanlışlıklar yapılmaktadır. Bir firmanın ne olduğu belli olmayan dataları ile gıda kodeksinde değişiklik yapılmamalıydı. 2005 yılında aynı sorun kodeks çalışmasında yerini almış. Bir dahaki kodeks toplantısına kadar bu balın C4'ü çalışılarak sonuçları konacaktı. Maalesef bu çalışma ilgili bakanlıkça yapılmadığı için bir firmanın dataları ve Avrupa Birliğinin değerleri kabul edilmiştir. Bu yanlıştan çok acil olarak dönülmelidir. Bizler, çalışmadan çam balımızın ardışık yıllarda birbirini takip eden üretim değerleri ortaya koyulmadan yükseltin demiyoruz. Bizim talebimiz Çam Balının C4'ünün Bakanlıkça veya Üniversitelerce bilimsel değerleri ortaya konarak kodekste yer almasıdır. Ancak beklentilerimize bu güne kadar bir cevap alamadığımız içindir ki; Muğla'da Üniversitemiz, Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğümüz ve sektör temsilcilerimizin birlikte bir çalışma gurubu oluşturduk. Bu sorunu çözmek için bir çalışma içindeyiz. Umut ediyorum sektör kendi sorununu kurumları ile birlikte çalışarak bilimsel bir data oluşturacaktır.bu doğrultuda Muğla Ticaret Borsası, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi ve Birliğimiz tarafından ortak yürütecek olduğumuz Muğla Çam Ballarının C4 Şeker Oranı ve Şeker Profillerinin Belirlenmesi isimli projemizin yazımı tamamlanmıştır. Projemiz, bölgede öne çıkan sektörlerde veya tematik alanlarda kritik öneme sahip araştırma, planlama, strateji hazırlama öncelikleri kapsamında yer almak- Dünya Çam Balı üretiminin %90'ı ülkemizde üretilmektedir. Bu balın üretim yeri benim ülkem olduğuna göre benim ülkemin kriterlerine göre bu bal pazara arz edilmelidir. tadır. Projemizin daha sağlıklı yürütülebilmesi için GEKA tarafından çağrıya çıkan 2013 Doğrudan Faaliyet Desteği kapsamında finansman destek sağlanması amacıyla 2013 Temmuz ayında başvuruda bulunulacaktır. Projemiz uygulanarak Çam Ballarında C4 konusunda yaşanan sıkıntıların ivedilikle çözümlenmesi amaçlanmaktadır. Bu konuda her kesimden destek bekliyoruz. Sevgili meslektaşlarım... Ürününüz bereketli olsun. Ürününüze sahip çıkın. Kazasız yolculuklarınız olması dileklerimle.

ARICININ SESİ 4 Prof.Dr.Turan KARADENİZ Ordu Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü-Ordu Meyve Yetiştiriciliğinde Polinasyonun Önemi, Verim ve Kaliteye Etkisi Türkiye uygun ekolojisi, zengin florası ve arı materyalindeki genetik varyasyonu ile arıcılıkta 21.yy da söz sahibi olacak ülkelerden biridir. Aynı zamanda ülkemiz dünyanın en önemli 12 gen merkezi arasında olup, 10.000 in üzerinde doğal çiçekli bitki türü ve bölgesel koşullara uyum göstermiş arı ırk ve ekotipleri bulunmaktadır. Bir kıta ülke durumunda olan ülkemizde, farklı coğrafi bölgelerin bulunması, birbirinden değişik iklimlerin yaşanmasına, buna bağlı olarak da zengin bitki tür ve çeşitliliğin ortaya çıkmasına imkan vermiştir. Tozlayıcı böcekler arasında en önemlisi arılardır. Dünyada yayılış gösteren 250 binden fazla çiçekli bitki türü arasında yaklaşık 20 bininin arılar tarafından ziyaret edildiği kaydedilmektedir. Türkiye'de doğal veya kültüre alınan yaklaşık 300 bitki türünün nektarlı olduğu ve arıcılık açısından önem taşıdığı bildirilmektedir. Arılar nektar ve polen toplamak amacıyla çiçekleri ziyaret etmekte, nektarı karbonhidrat kaynağı olarak, polenleri ise daha çok protein kaynağı olarak değerlendirmektedirler (Güler, 2006). Bal Arılarının Meyve Yetiştiriciliğinde Rolü ve Önemi Apis türleri önemli çiçek ziyaretçisi ve çeşitli bitkilerin tozlayıcısıdırlar. Tüm balarısı türleri içerisinde sadece Apis mellifera, tarımsal ürünlerin ve diğer bitkilerin ticari tozlaşması için yaygın bir şekilde kullanılmaktadır.bal arısı tarafından gerçekleştirilen tozlaşma meyve türlerinde meyve bağlama ve ürün için gerekli olup, uygun tozlaşma sadece bitkisel üretim acısından değil, aynı zamanda meyve kalitesi ile de yakından ilişkilidir. Bal arıları idare edilebilme ve tarım alanlarına kolayca taşınabilme özelliklerine sahiptir. Bal arıları tarafından gerçekleştirilen tozlaşma hizmetlerinin değeri genellikle milyarlarca dolarla ifade edilmektedir. Yeryüzünde değişik familyalara ait 20.000 den fazla arı türü bulunmakta ve Apidae familyasındaki Apis cinsine giren türlere balarısı denmektedir (Özbek, 1979). Balarıları insanoğluna bal, balmumu, arı zehiri, polen, arısütü ve propolis üretimi ile büyük hizmet sunmaktadır (Free, 1970; McGregor, 1976). Çiçekli bitkilerin temel tozlayıcısı olarak kabul edilen rüzgâr, hem homojen tozlaşma sağlayamaması, hem de ağır çiçek tozlarını taşıyamaması yüzünden birçok bitki türlerinde tozlaşma için yeterli olamamaktadır. Çiçeklerin tozlaşması için arılara, arıların da beslenmesi için çiçeklere ihtiyaçları vardır. Kaliteli ve yüksek verimli ürun elde etmek, modern meyve yetiştiriciliğinin en önemli amacıdır. Bu amaçla, tozlanma ve döllenmenin biyolojisi iyi bilinmelidir. Yabancı tozlanan bitkilerin hemen hemen tamamında, kendine tozlanan bitkilerin ise birçoğunda arıların yapmış olduğu tozlaşma verim artışına neden olurken, ürünün de kalitesini artırmaktadır. Yetersiz tozlanma ve döllenme sonucunda şekilsiz, çarpık, tatsız ve pazar değerleri düşük meyveler oluşmaktadır (McGregor, 1976; Free,1993). Sert çekirdekli, yumuşak çekirdekli ve sert kabuklu meyvelerin yanında erselik yapıda çiçeklere sahip olan üzümsü meyvelerde kaliteli ve fazla meyve tutumu için tozlaşmanın çok iyi bir şekilde gerçekleşmesi gerekmektedir. Türkiye önemli bir arıcılık potansiyeline sahip olmasına, koloni bakımından dünyada ilk beş ülke arasında yer almasına ve farklı bölgelerde yürütülen çalışma sonuçlarına göre bitkisel üretimde artış kaydedildiği ortaya çıkartılmış olmasına rağmen, balarıları polinasyonda yeterince kullanılamamaktadır. Bu potansiyelin kullanılamaması önemli bir ekonomik kayba sebep olmaktadır.

M A Y B İ R 5 Bitkisel üretimde ürün miktar ve kalitesinin artırılmasında bal arısının önemi birçok araştırıcı tarafından vurgulanmıştır (Pinzauti, 1990; Özbek 1992; Delaplane ve Mayer, 2000). Öyle ki, yabani arıların yetiştirilmesi ve sayılarının az olması çoğu bitkilerde büyük tarım alanlarında bal arısının kullanılmasını daha avantajlı hale sokmuştur (Free 1993). Çok titiz ve büyük emekle ortaya çıkarttığı ürünlerini insanın hizmetine sunmasına karşın, bu böceğin asıl önemi yabani ve kültür bitkilerinde tozlaşma aracılığıyla döllenmeyi gerçekleştirerek meyve ve tohum bağlamaya yardımcı olmasıdır (Doğaroğlu, 1985). Tozlanma, döllenmeyi sağlayan ilk eylem ve ürün miktarını belirleyen en önemli faktör olup, aynı zamanda, meyve şeklini ve büyüklüğünü de etkilemektedir. Polen erkek bitkilerde olduğu için bunların dişi çiçekler üzerine taşınarak döllenmeyi sağlayabilmelerinde tozlanma faktörü önemli bir yere sahiptir. Bal, balmumu, arısütü, arı zehiri ve propolis gibi gıda ve farmakolojik değerleri çok yüksek olan ürünleri üreten balarısı, bunlardan çok daha önemli bir eylem olan bitkilerdeki tozlaşmayı gerçekleştirerek ürünün nicelik ve nitelik yönünden üstün olmasını sağlamakta, meyve şeklini ve büyüklüğünü etkilemektedir. Dünya üzerindeki bitkilerin % 70 inin polinasyonu arılar tarafından s a ğ - l a n m a k t a, gerçekleşen polinasyonun % 80 ninden fazlası da balarılarınca yapılmaktadır (Özbilgin, 1999). Şunu da vurgulamak gerekir ki, arıların yaptığı tozlaşma sadece yabancı tozlaşmaya ihtiyaç duyan bitkilerde değil, kendine döller olanlarda da ürünün kalite ve miktarını etkilemektedir (Free ve Williams, 1976). Günümüzde tarıma önem veren ülkeler, balarısını, modern tarımın en önemli unsuru olarak kabul etmektedirler. Bal arısından polinasyonda azami derecede yararlanabilmek için arılığın tozlaşması istenen bitkilere belirli bir uzaklıktan fazla olmaması gerekmektedir. Eckert (1983), bal arısının 11.3 km mesafeye kadar gidebildiğini, ancak 800 m ye kadar olan uzaklıkta yoğun olarak çalıştığını, Lecomte (1960), balarısının mecbur kalmadıkça 600 m den daha uzaklara gitmeme eğiliminde olduğunu kaydetmektedirler. ABD de tozlaşma amacıyla ilk kovan kiralamanın 1909 da gerçekleştirildiği belirtilmekte, ancak 1970 li yıllardan itibaren önemli artış gösterdiği ve son yıllarda da en yüksek düzeye ulaştığı görülmektedir. ABD de 1998 de 2.5 milyon adet arı kolonisinin kiralandığı ABD de, arı kolonisi sayısının 2.9 milyon olduğu göz önüne alındığında, arıların tozlaşmada kullanılmasına ne denli önem verildiği ortaya çıkmaktadır. Zira, dünyanın en önemli badem üretim alanları arasında yer alan Kaliforniya da 1999 yılında 1 milyon arı kolonisinin tozlaşmada kullanılmak amacıyla kiralandığı rapor edilmektedir. ABD de 1995 yılı rakamlarına göre bal arılarının badem üretimine katkısının 360,6 Milyon $ olduğu (Traynor, 1999), bademde polinasyonun tamamı arılar tarafından gerçekleştirildiği kaydedilmektedir (Robinson ve ark. 1989). ABD de bal arılarının tozlaşmada kullanılması ile bitkisel üretime ekonomik katkısı 1989 yılında 9,3 milyar dolar olarak belirtilirken, bu miktar 2000 yılında 15 milyar dolar olarak hesaplanmıştır. Crane (1975), dünya genelinde arı polinasyonu ile elde edilen ürünün o yıl üretilen balın değerinin 50 katından fazla olduğunu, Levin (1983), ABD de 1980 yılında arı tozlaşması sonucu meydana gelen ürünün o yılki bal ve balmumu değerinin yaklaşık 143 katı olduğunu ve bunun da 19 milyar dolar değerine ulaştığını kaydetmektedir. Bu nedenle yeterli düzeyde polinasyonu sağlamak için çiçeklenme dönemlerinde arı kolonilerine ihtiyaç duyulmaktadır. Dünya gıda ürünlerinin % 90 ı 82 bitki türünden elde edilmektedir. Bu bitki türlerinden 63 ü (%77) arıların polinasyonuna ihtiyaç duymaktadır

ARICININ SESİ 6 (Delaplane ve Mayer, 2000). Özellikle 39 bitki türü için arı polinasyonu mutlaka gereklidir. Öyle ki tozlaşma olmadığı zaman bitkisel üretimde % 30 gibi bir düşüş olacağı gerçeği söz konusudur İnsan gıdasının 1/3 ü doğrudan veya dolaylı olarak arı polinasyonuna ihtiyaç duyan bitkilerden oluşmaktadır. ABD de son 20 yıl içerisinde elma üretiminde yaklaşık % 10 düzeyinde artış olduğu, bunun da polinasyonda kullanılan arı kolonisi sayısının 250 binden 275 bine yükselmesinden kaynaklandığı, kiraz, vişne ve armut gibi meyvelerin üretiminde ise son 10 yılda artış olmadığı, bunun sebebini ise, bu meyve türlerinin polinasyonunda arıların kullanılmadığı bilgisinin bulunduğu ifade edilmektedir (Morse ve Calderone, 2000). Benzer şekilde, başta çilek olmak üzere bir çok üzümsü meyveler ve kivi gibi çekirdek sayısı fazla olan meyve türlerinde arı ziyaretinin defalarca olması çekirdek sayısında önemli düzeyde artış sağlamakta, bu da meyvelerde şekillerinin düzgün olmasına, tat ve aromaların yüksek oluşmasına imkan vermektedir (Blanchet ve ark., 1991; Goodwin ve ark., 1991; Svensson, 1991). Yumuşak çekirdekli meyve türlerini ziyaret eden arıların % 45-90 ını, sert çekirdeklilerin % 81-97 sini balarıları oluşturmaktadır (Özbek, 2003). Ancak, meyve yetiştiriciliğinde göz önüne alınması gereken önemli bir husus, hedef alınan bitki yeterince çiçeklenmeden arı kolonilerinin bahçeye götürülmemesidir. Zira başka bitkilere yönelen arıların tekrar tozlaşması istenen bitkiyi tercih etmeleri söz konusu olmayabilir (Corbet, 1996). Meyve bahçelerinde balarısı kolonilerinin verimi artırıcı yönde çok önemli katkılar sağladığı ve etkin kullanıldığı takdirde mevcut bahçelerden verim artışı olacağı aşikârdır. Zira çiftçiler tüm kültürel işlemleri eksiksiz yerine getirip polinasyona önem vermezlerse, bol ve kaliteli ürün elde edemeyeceklerdir. Doğal meralarının dışında geniş alanlarda kiraz, elma, armut, kivi, turunçgil, badem bahçeleri, doğal olarak yetişen yaban mersini, alıç, kocayemiş, kestane ormanları gibi nektar ve bal bakımından zengin olan meyve alanları arıcılığın gelişmesine ve bal üretimine olumlu katkı sağlamaktadır. Günümüzde 5 milyonun üzerindeki arılı kovan sayısı, 82 bin ton bal üretimi ve 4500 ton bal mumu üretimi ile dünya üretiminde üst sıralarda bulunmaktayız. Bu haliyle arıcılığın ülke ekonomisine bal ve balmumu olarak sağladığı katkı 150 milyon liradan oldukça fazladır. Arıcılığın bitkisel üretime olan katkıları da dikkate alındığında bu faaliyetin ekonomimize olan toplam katkısının 500 milyon lira civarında olduğu tahmin edilmektedir (Sıralı, 2010). Ancak ülkemiz arıcılığı, doğal kaynakların bu zenginliğinden yeterince yararlanamamaktadır. Her yıl boşa akıp gitmekte olan bu milli serveti bal ve diğer arıcılık ürünlerine çevirmek için arıcılık eğitim ve araştırmalarına yoğunluk verilerek, teknik yöntemlerle yapılmasını sağlamak ve arıcılığı teşvik etmek hedeflenmelidir. Diğer yandan, mevcut nektar ve p o l e n k a y n a k l a r ı m ı z ı n y a l n ı z c a 1/10 unu kullanmakta olduğumuz sık sık ifade edilmektedir. Bu görüşe göre, ülkemize ait bal verimi ortalamasını artırmaya yönelik çalışmalarda materyal olarak kullanılacak hammaddenin ülke potansiyelinde mevcut olduğu anlaşılmaktadır (Sıralı, 2010). Arılar, doğadaki yabani bitkilerde de tozlaşmayı gerçekleştirerek, bu bitkilerin çoğalıp yayılmalarına, yaban hayatının gelişmesine, bitki ve hayvanlarda çeşitliliğin artmasına imkan sağlamaktadırlar. Bunların yanında, son yıllarda tarımda yapılan yoğun kültürel işlemler, özellikle pestisitlerin kullanımı sonucunda yabani polinatörlerin sayısında önemli ölçüde azalmanın olduğu gözlenmektedir (Free, 1992). Yabani polinatör varlığında ortaya çıkan bu azalma, tarım alanlarında ve yabani bitki populasyonu düzeyinde de önemli azalmalara yol açmaktadır. Polinatör ve bitki düzeyindeki bu azalmayı giderecek olan yegane tozlayıcı ise bal arılarıdır (Korkmaz ve Aydın, 1999). Bal arıları kokular, nektar salgıları, yapıları ve diğer bazı tanınma özellikleri ile tozlanma hizmetinde açık ara öndedir. Etkili bir tozlaşma için, çiçeklenme zamanı 1 hektar alanda en az 3 4 arı kovanı bulundurulması yeterlidir. Ancak, arı faaliyetinin yüksek olması için, bahçenin rüzgara kapalı, güneşlenmesi bol olmalıdır. Rüzgar ve gölge arı faaliyetini azaltmaktadır. Bu da çiçeklerin iyi tozlanamamasına, meyvelerin küçük kalmasına sebep olacaktır. Yürütülen çalışmalarda polinasyonun verim ve kaliteye olan etkileri araştırılmıştır. Nitekim, Ordu yöresinde kivi asmasında yürütülen bir çalışmada, bal arılarının meyve verimini önemli oranda artırdığı, arıların polinasyonu ile elde edilen meyvelerin nitelik ve nicelik yönünden albenisinin yüksek olduğu, daha kolay pazarlanabildiği, balarısına açık olan alandan elde edilen meyvelerde C vitaminin ortalama 111,85 mg/- 100g, arı girişine kapatılan meyvelerde ise 83,99 mg/100g olduğu belirlenmiştir (Kuvancı ve

M A Y B İ R 7 ark.,2010). Yürütülen başka bir çalışmada, balarılarının çilek bitkisinde rüzgar ve küçük böceklerle tozlanmaya göre önemli oranda artış sağladığı, en yüksek verimin 2320.8 gr/m2 ile balarıları girişine serbest bırakılan birim alandan, 1387.8 gr/m2 ile morfolojik olarak balarılarından küçük böceklerin, 733.1 gr/m2 ile rüzgarın etkili olduğu alandan elde edilmiştir (Kuvancı ve ark., 2010). Vithanage (1990), Avokado da balarısı tozlaşmada kullanıldığında ağaç başına düşen ortalama 788 adet meyve olmasına karşın, balarısının yokluğunda 227 adet meyve elde etmiştir. Arılar, sadece kültür bitkilerinde tozlaşma yaparak ürünün nicelik ve nitelik yönünden artmasını sağlamakla kalmayıp, doğadaki yabani bitkilerde de tozlaşmayı gerçekleştirerek, bu bitkilerin çoğalıp yayılmalarına, yaban hayatının gelişmesine, bitki ve hayvanlarda çeşitliliğin artmasına imkan sağlamaktadırlar. Ülkemizde bal arısının bitkilerin tozlaşmasında kullanılması kavramı, son yıllarda telaffuz edilmeye başlanmıştır. Türkiye de arıcılığın bu sahada gelişmiş ülkelerin düzeyine çıkabilmesi için arıların kültür bitkilerinin polinasyonunda kullanılmasının üzerinde durulmalıdır. Diğer tarım tekniklerinin gereği gibi kullanılmasına ek olarak balarısının tarımın vazgeçilmez unsuru olarak görülmesi ve tozlaşmada başarılı bir şekilde kullanılması göz ardı edilmemelidir. Bitkisel üretime yönelik görevlendirilen araştırma enstitülerinde üretim, verim artışı, adaptasyon gibi çalışmalarda mutlaka balarılarının kullanılması zorunlu hale getirilmelidir. Böylece hem daha bol hem de daha nitelikli ürün alınacak, aynı zamanda arıcılığın gelişmesine imkan sağlanmış olunacak, bal ve nektar kaybımız azalacaktır. Sonuç olarak balarıları kendi gıda ihtiyaçlarını temin ederken insanlığa ve doğaya oldukça önemli katkıda bulunmaktadır. Bunların başında bitkisel üretimde miktar ve kaliteyi artırmak, yaban hayatı için tozlaşma ve meyve tutumunu sağlamak, tohumların çimlenmesi ve bitkisel devamlılığı sağlayarak erozyonu azaltmak, bitki tür ve çeşit zenginliğinin ortaya çıkmasına katkıda bulunmak gibi çok önemli yararlar sağlamaktadır. Bu denli yararları olan balarılarının meyve yetiştiriciliğinde polinasyon amaçlı kullanılması ülkemiz meyveciliğinde kaliteli ve bol ürün alınmasında önemli artış sağlayacaktır. Yurt dışında geçmişi 100 yılı bulan bu kültürün ülkemizde de önemi anlaşılmış, günden güne yaygınlaşmaya başlanmıştır. Modern meyveciliğin ilk adımından biri olan tozlanma ve döllenme biyolojisinin temelinde arı faaliyetleri bulunmaktadır. Zira, sağlıklı bir tozlanma ve döllenmenin gerçekleşmesi için balarılarının kullanılması zorunludur. Başta TAGEM bünyesinde olmak üzere, meyve üretim alanlarında arı kolonilerinin kullanılmasının mecburi tutulması, üreticilerin bu konuda bilgilendirilmesi ve teşvik edilmesi ülkemiz meyve yetiştiriciliğine olduğu kadar arıcılığımıza da önemli katkı sağlayacaktır. Kaynakça Blanchet, P., Ph. Douault, A.Pouvreau, 1991. Kiwifruit (Actinidia deliciosa Chev.) pollination: Honey-bee behaviour and its influence on the fruit. The 6th International Symposium on Pollination, Tilburg, The Netherlands, August 1990. Acta Horticulturae 288:376-381. Corbet, S. A., 1996. Which bees do plants need? Proceedings of a symposium Conserving Europe s Bees, London, April 1995. International Bee Research Association and Linnean Society of London. Crane, E., 1975. Honey: A Comprehensive Survey, Heinemann, London. Delaplane, K. S., D.F. Mayer, 2000. Crop Pollination by Bees, CABI Publishing, University Press, Cambridge, 344pp. Doğaroğlu, M.,1985. Bitkisel Uretimde Verimliliği Artırmada Bal Arısının Yeri ve Onemi. Yem Sanayi Dergisi. Sayı 48. Sayfa 11 15. Eckert, J. E., 1983. The Flight Range of the Honeybee. J. Apric. Res., 47:257-285. Free, J. B. I.H.Williams, 1976. Pollination as a factor limiting the yield of field beans (Vicia faba L.) Journal of Agriculture Science (Cambridge) 87:395-399. Free, J. B., 1970. Insect Pollination of Field Crops. Academic Pres, London and New York. 544 pp. Free, J. B., 1992. Insect Pollination of Crops. Academic Press. Hare ourt Brace. Free, J.B., 1993. Insect Pollination of Crops. 2. Edition, Academic Press, London, 684pp. Goodwin, R. M., A.Ten Houten, J.H. Perry, 1991. Feeding sugar syrup to honey bee colonies to improve kiwifruit polen collection: A Review. The 6th International Symposium on Pollination, Tilburg, The Netherlands, August 1990. Acta Horticul. 288:265-269. Güler, A., 2006. Bal arısı OMU Ziraat Fakultesi Ders Kitabı.No:55 S:9-11 Korkmaz, A., A.Aydın,1999. Surdurulebilir Tarımda Bal Arısı (Apis mellifera L.) nın Rolu. Ziraat Muhendisliği Sayı 323. Sayfa 24 26. Kuvancı, A., B.Günbey, F.Konak, Y.Karaoğlan. 2010. Bal Arısı (Apis mellifera L.) ve Diğer Böceklerinin Çilek (Fragaria sp.) Bitkisinin Polinasyonuna Olan Etkileri. Uludağ Arıcılık Dergisi Subat 2010: 10 (1): 28-34 Kuvancı, A., A.İslam, B.Günbey, Ö.Yılmaz, F.Güney, 2010. Bal Arısı İle Tozlaşmanın Kivi Meyvesinde C Vitamini İçeriğine Etkisi. Lecomte, J., 1960. Observations sur la compotement des abeilles butineuses. Annls Abeille 3(16):411-414. Levin, M. D., 1983. Value of bee pollination to U. S. agriculture, Bulletin of the Entomological Society of America, 29:50-51. McGregor, S. E., 1976. Insect Pollination of Cultivated Crop Plants. Agriculture Handbook 496. Washington Dc., U. S. Depart. Of Agric., 411pp. Morse, R. A., N.W.Calderone, 2000. The value of honey bees as pollinators of U. S. crops in 2000, Cornell University, Ithaca, New York. Özbek, H., 1992. Balarısı (Apis mellifera L.) nın Bitkilerin Tozlaşmasında Kullanılması. Doğu Anadolu Bolgesi I. Arıcılık Semineri (3 4 Haziran 1992). Sayfa 30 47. Erzurum. Özbek, H.,1979. Kültür Bitkilerinin Tozlaşmasında Bal Arısı (Apis mellifera L.). Atatürk Univ. Ziraat Fakültesi Dergisi. Cilt 10. Sayı 1 2. Sayfa.171 177. Özbek, H.,2003. Türkye de Arılar Ve Tozlasma Sorunu.Uludag Arıcılık Dergisi 42 Agustos 2003, Sayfa 41-4. Özbilgin, N., 1999. Bitkisel Üretimde Tozlaşma ve Tozlaşmada Arıların Rolü ve Önemi. ETAE. Polinasyon Projesi (16 18 Şubat 1999). Menemen İzmir. Robinson, W. S., R.Nowogrodski, R.A.Morse, 1989. The value of honeybees as pollinators of US crops, American Bee Journal, 128(6):411-423; 129(7):477-487. Pinzauti, M., 1990. Kiwi pollination: several ways of increasing the activity of honeybees. Acta Hort. 282:149-150. Sıralı, R., 2010.Arıcılığın Türkiye İçin Önemi. Arıcılık Araştırma Dergisi,Yıl: 2, Sayı: 4 Sayfa3-4. Svensson, B., 1991. The importance of honeybee-pollination for the quality and quantity of strawberries in central Sweden. The 6th International Symposium on Pollination, Tilburg, The Netherlands, August 1990. Acta Horticulturae 288:260-264. Traynor, J., 1999. Providing subsidies forbeekeepers. Bee Culture, 127(11):14. Vithanage, V., 1990. The role of European honeybee (Apismellifera L.) in avocado pollination. J. Hort. Sci. 65,81-86.

ARILARIMIZ Neden Ölüyor? M A Y B İ R 9 Yrd.Doç.Dr. Mustafa Necati MUZ Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Veteriner Fakültesi Parazitoloji Ana Bilim Dalı Türkiye de 2006 yılından itibaren milyonlarca bal arısı kolonisi ve doğal tozlaşmada rol alan farklı böcek türlerinde beklenmedik zamanlarda yaşanan azalma dikkat çekmeye başlamıştır. Kayıpların ilk yaşandığı yıllarda ani koloni kayıplarının altında yatan nedenler hakkında ciddi şüpheler ortaya çıkmıştır. Kayıpların artması ile birlikte ekonomik boyutlarda yüzeye çıkmıştır. Üretici, arısını çoğaltmak için daha fazla emek ve zaman harcamasına rağmen artık eski verimli günlerine geri dönememektedir. Son on yıldır ülke arıcılığında ilerleme kaydedilememiştir. Üretilen bal yıllar önce peşin para ile satıldığı bedele alıcı bulamamaktadır. Üretici emeğinin karşılığı olarak hak ettiği değeri tekrar kazanmayı beklemektedir. Arıcılar bu sorun ve istekleri uzun zamandan beri düşünmektedir. Arıcıların hak ettiği değerleri kazanabilmesi sektörün ortak paydaşlarının da isteğidir. Ancak düşünülmesi gereken nokta, arıcılığın bu zor günlere nasıl geldiği ve Ulusal Arıcılık Eylem Planı ile normale geri dönüş sürecinin nasıl hayata geçirileceğidir. Yıllar önce, üretilen balın kolayca gerçek değerine satılması, kalıntı sorunun ön planda olmaması gibi nedelerle verim düşüklüğü ve arı ölümleri de fazla problem edilmiyordu zaten arıcı da iyi para kazanıyordu. Ancak günümüzde bal gerçek değerine alıcı bulamıyor, arıcı para kazanamıyor. Günümüzde önem kazanan arı ölümleri, koloni sağlığı ve arıcılıkta verim düşüklüğü, bunların nedenlerinin acilen çözümünü gerektirmektedir. Arıcıların daha iyi fark etmeye başladığı yeni nesil nosema, arı virüsleri, varroa, ana arı problemleri, yurt dışından (Gürcistan, Bulgaristan, Slovenya, Almanya) hediyelik ana arı temini ile değişik hastalıkların yurdumuza girmesi ciddi sorunları da beraberinde getirdi. Sağlıksız arılarla asla verimli arıcılık yapılamayacağı açıkça ortaya çıktı. Ayçiçeği, kolza, pamuk, narenciyede kullanılan zirai zehirler, ot ilaçları, tohum koruyucu kimyasallar, GDO lu bitkiler arı sağlığını olumsuz etkiledi. Ancak devlet hangi sorunu kontrol altına alsa anında bir yenisi çıkıverdi ortaya. Ülkemizde 1977 yılından bu güne kadar yaklaşık 40 yıldır bilinen varroa sorununa karşı neler yapılmıştır? Yavru çürüklükleri 1940 lardan beri bilinmekte, milyonlarca arı örneği laboratuvarlara gönderilmekte ancak arıcı bugün bu hastalıkla birlikte yaşamayı bir zorunluluk gibi görmektedir. Güve, kireç hastalığı gibi problemler ortadan kaldırılmadan gerçek verimden bahsetmek mümkün müdür? Hastalık prolemi aşılmadan, antibiyotik ve kalıntı sorunu aşılabilir mi? Harcanan para, emek, zaman ve verim kaybına rağmen en azından bu hastalıkları neden yok edilememiştir? Her gün yeni bir ilaç markası, katkı maddesi, arıcılık sektörüne bin bir hesap ve plan içerisinde sokulmaktadır. Yurt dışında yasaklanan kimyasal zehirleri arı ilacı diye hiç sıkılmadan, yeniden ısıtıp önümüze koymaya çalışanlar, siz yokken biz vardık diye hala saygı görmek isteyenler vesselam. Dışarıdan bakıldığında hesap açık, altı milyondan fazla bal arısı kolonisine, her yıl en az üç dört kutu ilaç kullanılmakta, toplamda 20-25 milyon kutu arıcılık ilacı sarf edilmektedir. İlaç sektöründeki firmalar her kutudan en az 2 TL kazansa, sadece üretici ya da ithalatçının karı bile yılda 50 milyon TL yi geçmektedir. Bu rakama komisyoncuların karları da eklendiğinde her yıl yüz milyonlarca liranın arıcının cebinden çıktığı ortadadır. Bugün arıcımız da, sektörün yeni yüzleri de geçmişten sarkan usulsüz, akademik ve ticari arzuların eseri farklı problemlere karşı acil çözümler aramak zorunda kalmıştır. Öyle ki sadece bal mumundaki naftalin ve antibiyotiğin temizlenmesi bile uzun

ARICININ SESİ 10 İlaçların kullanılmasına neden olan güve, varroa, yavru çürüklüğü gibi hastalık sebepleri ortadan kaldırılmadığı sürecekalıntı sorunu da ortadan kaldırılamaz. yıllar sürecek bir hatanın telafi edilmesini gerektirmektedir. Dedenin yediği yemeğin faturasını torunun ödemesi gibi bir anlayışla düzeltilmesi mümkün olmayan bazı kronik sorunlar ise bugün sektörün dünya pazarlarındaki markalaşma sürecini de olumsuz etkilemektedir. Arıcılık sektöründeki tüm paydaşlar olarak geçmiş yılların tecrübelerinden yeterince ders alıyor muyuz? Örneğin yıllardır bölgesel düzeyde devam eden, devlet kaynaklarının aktarıldığı çok güzel ıslah projelerine karşın tek bir ana arı ırkının yurt geneline yaymaya çalışan ticari hareket nasıl örtüşmektedir? Bu sorunun yanıtını artık yüksek sesle, bilimsel dayanakları ile duyurmak gerekmektedir. Gen kaynaklarının çeşitliliği ile övündüğümüz Anadolu arıcılığı günümüze kadar yüzünün akı ile gelmiş olabilir ancak üretici bugün can çekişmektedir. Türkiye nin sahip olduğu arı kovanı sayısı itibari ile arıcılıkta ileri teknolojinin hakim olduğu dünya rekabet koşullarına adapte olması hatta yön vermesi lüzumu doğmuştur. Islah konusunda daha önceden kendini ispat etmiş, yayınlanmış başarılı araştırmaları bulunan (yurt dışı SCI yayını olan), dünya ve ülke arıcılığını bilen, moleküler genetik, bioenformatik, zooteknist uzmanları ile projelerin arı sağlığı hakkındaki bölümlerde kanuni yetki sahibi olarak veteriner hekimlerin çalışması, üreticilerin ıslah projelerinin merkezinde yer alması, orta vadeli (15 yıl) ortak projelerin desteklenmesi sektörün menfaati icabıdır. Dünya da başarılı olan tüm projeler benzer işbirlikleri ve sürelerde sağlanmıştır. Aksi halde demode, acemice yürütülen ıslah projeleri arıcının elinde kalan belki son orijinal gen kırıntılarının harcanmasına, bu mirasın yok olmasına neden olacaktır. Arıcının kanayan bir diğer yarası da temel petek sorunudur. Satın aldığı temel petek ile kovanlarına antibiyotik kalıntısı, yüzlerce pestisit türüne ait bakiye, naftalin, parafin, serezin, ambar hapı (Phosphide) kalıntısı, yavru çürüklüğü ve nosema sokan arıcının artık sabrı tükendi. Türkiye de kayıtlı kara petek, pres mum üreten kaç adet ruhsatlı işletme olduğu, kayıt dışı külçe mumların kalıntı maddelerinden nasıl arındırılabileceği yenilikçi araştırma projeleri ile hayata geçirilmelidir. Temel petek üreten işletmelerde, bal mumunun hastalık etkenlerinden arındırılması için, sterilizasyon kazanının, iç merkez noktası itibariyle, 121 C de 1 atm basınç altında en az 15 dk süre ile sürekli karıştırılarak tutulması hakkında kanuni ölçüm ve denetlemeler yapılmalıdır. Kalıntı analiz metotlarının da mutlaka güncellenmesi gerekmektedir. Hazır kek konusunda da Türk Gıda kodeksinde ayrıntılı bilginin yer almaması kalite standartlarının belirlenmesine engel olmaktadır. Polen, propolis gibi baldan daha değerli arıcılık ürünleri hakkında ise kodekste her hangi bir açıklama yer almamaktadır. Türkiye de yüzlerce çeşit arıcılık malzemesi üretilmekte, satılmakta fakat arıcılığa özel olarak belirlenmiş resmi bir standart bulunmamaktadır. Bu kovanların ve diğer malzemelerin hastalıklarından korunmada ne kadar aktif bir yere sahip olduğu yeterince bilinmemektedir. Nedir bizim ülkemizin kovan standardı, arıcılık malzemesi standardı şeklinde bir baş ağrısı olmadığı için denetleme ve düzenleme ihtiyacı da oluşmamıştır. İlaçların kullanılmasına neden olan güve, varroa, yavru çürüklüğü gibi hastalık sebepleri ortadan kaldırılmadığı sürece kalıntı sorunu da ortadan kaldırılamaz. Çare her hastalığa her yıl yeni bir ilaç bulmak değildir. Aksi halde dünyanın en iyi ıslah arısı ile çalışılsa, en kaliteli nektar, polen kaynakları bulunsa dahi sağlıksız arılar ile verimli arıcılık yapılamaz. Bu amaçla yetiştiriciyi dağda, yayla da bulacak, arıcının yaşama ve üretim şartlarını yerinde görecek, sorunları arıcıyla birlikte yaşayarak olaya sahip çıkacak fakat yenilikçi ve ekip çalışması yapabilecek taze kana ihtiyaç vardır. Bu amaçla arıcılıkta yaşanan tüm sorunlarımıza karşı geliniz Bir Olalım, İri Olalım, Diri Olalım.

Devrim OSKAY 1, Aykut KENCE 2, Rahşan İlgin TUNCA 3 Sezai ERGİNOĞLU 4, Övgü FEREK 4 1 Namık Kemal Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarımsal Biyoteknoloji Bölümü 2 Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Biyoloji Bölümü 3 Ahi Evran Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarımsal Biyoteknoloji Bölümü 4 Muğla İli Arı Yetiştiricileri Birliği M A Y B İ R 11 MAYBİR İN ARI ISLAHI PROJESİ MUĞLA BAL ARISINDA (Apis Mellifera Anatoliaca) AMERİKAN YAVRU ÇÜRÜKLÜĞÜ HASTALIĞINA KARŞI DİRENÇ GELİŞTİRİLMESİ

ARICININ SESİ 12 Dünya nın hemen her yerinde yakın geçmişte balarılarında görülen kitlesel koloni kayıpları hastalıklara karşı dirençli hatlar elde etmeye yönelik ıslah çalışmalarına hız kazandırmıştır. ABD de yapılan araştırmalara göre koloni kayıp oranı 2007 yılında %60 a kadar çıkmıştır. Türkiye deki çalışmalar da bazı bölgelerde 2007 yılında yüksek koloni kayıplarına işaret etmiştir. Bu durum çeşitli ülkelerde sadece arıcılık sektörünü olumsuz yönde etkilemekle kalmamış, bal arılarının bitkisel üretimde tozlaşma görevinden dolayı bitkisel üretim sektörünün de olumsuz etkilenmesine neden olmuştur. Dolayısıyla, ülkeler yeni arıcılık modelleri ve araştırma stratejileri oluşturmak zorunda kalmışlardır. Ülkemiz yaklaşık 5 milyon bal arı kolonisine ev sahipliği yapmaktadır. Bu da bizi koloni sayısı bakımından dünya ülkeleri arasında 2. sıraya kadar çıkarmıştır. Fakat arıcılığı ileri olan ülkelerde koloni başına bal verimi ortalaması 30-50 kg iken ülkemizde bu ortalama uzun yıllardan beri 15-20 kilogramı geçememiştir. Son yıllarda iklim değişimleri, arı kolonilerinde ve zirai bitkilerde kullanılan kimyasallar, hastalık ve zararlılar nedeniyle yaşanan koloni kayıpları da arıcılık sektörünün önemli sorunları arasındadır. Ülkemizde ilk defa 2012 yılında, Muğla ilinde, Arı Yetiştiricileri Birliği, Namık Kemal Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ortaklaşa ıslah projesine başlanmıştır. Muğla ili 900.000 nin üzerinde koloni varlığı, dünya daki çam balı üretiminin %90 nını, ülkemizdeki üretilen balın % 20 ni üretmesiyle önemli arıcılık merkezlerinden birisidir. Ayrıca, Muğla ilinde gezginci arıcılık yapan 5000 işletmenin diğer illere kolonilerini geliştirme ve bal üretimi amaçlı götürmektedirler. Yapılan bu faliyetten dolayı arı ırkında kontrolsüz melezleme olduğundan Muğla arısı günden güne özelliğini kaybetmektedir. Bu yüzden farklı bölgelerimize adapte olmuş yerli arı ırklarımzın korunması ve ıslahı programları ülkemiz arıcılığının gelişmesi için önem arzetmektedir. Projede Anadolu arısının bir ekotipi olan Muğla arısı kullanılmıştır. Muğla ilinde bulunan 22 farklı arılıktan 225 koloni seçilerek ortak arılığa getirilmiştir. Islah projesi için seçilen kolonilerin bulunduğu işletmelerin son 20 yıldır dışarıdan ana arı almadıkları, sabit arıcılık yaptıkları tespit edilmiştir. Koloni alımlarının yapıldığı işletmelerin bulunduğu köyler ve kaç adet koloni alındığı aşağıdaki gibidir.

M A Y B İ R 13 Yatağan-Eskihisar Köyü 9 Adet Fethiye-Koruköy 5 Adet Fethiye Koruköy 10 Adet Fethiye Koruköy 5 Adet FethiyeYakacık Köyü 20 Adet Fethiye-Ovacık 10 Adet Fethiye-Deppoy 31 Adet Fethiye-Kabaağaç 15 Adet Köyceğiz-Pınar Köy 7 Adet Köyceğiz-Toparlar 10 Adet Köyceğiz-Hamitköy 9 Adet Dalaman-Merkez 4 Adet Marmaris-Hisarönü 7 Adet Marmaris-Çamlı Köyü 15 Adet Ula-Esentepe 10 Adet Ula-Merkez 10 Adet Ula-Esentepe 10 Adet Ula-Gökçe 19 Adet Ula-Çıtlık Köyü 10 Adet Ula-Çıtlık Köyü 11 Adet Merkez-Dağpınar 7 Adet Milas-Ören 6 Adet Proje kapsamında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Biyoloji Bölümünde yapılan genetik tanımlama analizi çalışmalarında, 21 sabit koloni 15 tane de göçer koloni örneklenmiş ve burada örnekler üzerinde 29 mikrosatalit lokusu çalışılmıştır. Bu kolonilerden alınan örneklerin sabit koloniler kendi gruplarına, göçer arılara göre daha yüksek oranda atandıkları görülmüştür. Bireylerin kendi genetik kökenlerine atanmalarını (asayment test) gösteren bir test uygulandığı zaman Muğla arılarında sabit arıların kendi gruplarına atanma olasılığının yüksek, göçer arıların ise kendi gruplarına atanma olasılığının düşük olduğu gözlenmiştir. Sabit arıların kendi gruplarına atanma olasılığı yüksek (0,71), Göçer arıların kendi gruplarına atanma olasılığı düşük (0,46) olduğu görülmüştür. Gruplar arasında kendi gruplarına atanma olalasılıklarındaki fark istatistiksel anlamlılık ( p<0,01) taşımıştır. Bu da gösteriyorki Muğla sabit arıları göçer arılara göre genetik olarak daha az karışmış, saflığını büyük ölçüde koruyabilmiştir. Bu kolonilere 2 yıl boyunca hijyenik davranış testi uygulanmıştır. Bu testlerde, her kolonide bulunan pupalı çerçevelerden birinde bulunan 100 gözün iğne kullanılarak, içerisinde bulunan pupa dönemindeki arıların öldürülmesilmesi, bu çerçevenin kovanına geri verilerek, 24 saat beklemesinden sonra çıkarılarak, çerçevenin üzerinde bulunan petek gözlerinde ölmüş pupaların ne kadarının işçi arılar tarafından temizlendiği belirlenir. Gözlerin %95 i temizlenmiş olan koloniler hijyenik özellik gösteren Hijyenik Davranış Oranı (%) koloni olarak tanımlanır. Projemizde kolonilere 2 farklı zamanda hijyenik davranış testi uygulanarak bunların ortalamaları koloninin hijyenik davranış puanı olarak belirlenmiştir. Yapılan testlerinin 1. yılında sürüde bulunan hijyenik davranış ortalaması % 43 ken, 2. Yılda bu oran % 63 e yükselmiştir (Grafik-1). 100 80 60 40 20 0 Grafik-1 Muğla Arısında (Apis mellifera anatoliaca) Amerikan Yavru Çürüklüğü Hastalığına Karşı Direnç Geliştirilmesi Projesinde Kolonlerin Yıllara Göre Hijyenik Davranış Oranları. % 43 % 63 220 190 2012 YILI 2013 YILI

ARICININ SESİ 14 Projede, en yüksek puan alan kolonilerden anaarılar larva transfer tekniği kullanılarak yetiştirilerek, biyoteknolojik tekniklerden olan yapay tohumlama tekniği ile topluluğu temsil eden kolonilerin erkek arıların spermleriyle tohumlanmıştır. Yapay tohumlanan analar 3 çerçevelik Langstroth ölçülerinde olan çiftleştirme kovanlarında bulunan çekirdek kolonilere kabul ettirilmiştir. Damızlık anaarıların döl kontrolü yapıldıktan sonra 20 çerçevelik langstroth ölçülerinde olan kovanlarda bulunan kolonilerin 1 yaşını doldurmuş anaarıları alınarak, yeni yetiştirilmiş damızlık anası olan çekirdek kolonilerle birleştirilmiştir. Projemizde kullanılacak olan temel peteklerin kullanmadan önce Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesinde Amerikan ve Avrupa Yavru Çürüklüğü hastalığı ve Nosema sporları yönünden ayrıca genel bakteriyolojik yönden kontrolleri yaptırılmıştır. Yapılan analiz çalışmaları sonucunda petek numunesinin arı hastalıkları yönünden temiz olduğu tarafımıza bildirilmiştir. Islah projemizdeki 225 adet arılı kovanımızdan ayrı ayrı arı numuneleri alınarak Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Biyoteknoloji Bölümü yollanarak projede bulunan kovanların Nosema sporu varlığı ve düzeyleri yönünden kontrolleri yaptırılmıştır. Buna göre örnek toplanan kolonilerin %25.8 inde hiç nosema sporuna rastlanmazken, %73.2 in de orta düzeyde (250000-10000000) spor bulaşıklığı gözlenmiştir. Test edilen kolonilerin %1 nde ise (10.000000) yüksek düzeyde spor gözlenmiştir. Yüksek düzeyde nosema sporu görülen koloniler damızlık sürüden uzaklaştırılmıştır. Projede bulunan kolonilerin nosema sporu düzeyleri dönemsel olarak takip edilmeye devam edilmektedir. Proje kapsamında oluşturulan sürüde bulunan kolonilerin hijyenik davranış özellikleri yükseltilerek balarıları için ölümcül olan Amerikan Yavru Çürüklüğü hastalığına karşı direnç kazandırılması 2014 yılında da devam edecektir. Balarısı alttürlerinin ve ekotiplerinin yaşadıkları bölgelerde ıslah edilerek arıcıların hizmetine sunulması amacına yönelik bu çalışma yerli ırk ve ekotiplerimizin kornması ve ıslahı açısından önemli bir model oluşturacaktır. Ülkemiz yaklaşık 5 milyon bal arı kolonisine ev sahipliği yapmaktadır. Bu da bizi koloni sayısı bakımından dünya ülkeleri arasında 2. sıraya kadar çıkarmıştır.

ARICININ SESİ 16 45. APIMONDIA KONGRESİ Uluslararası Arı Yetiştiricileri Kongresi nin ilk düzenlendiği yıl 1897 yılıdır. 1961 yılına kadar düzensiz aralıklar ile devam etmiştir. 1961 yılından itibaren her iki senede bir tekli yıllarda yapılmaktadır. Sektörün en önemli kongresi olup, dünyanın en prestijli kongreleri arasında yer almaktadır. 4 kıtadan, 100 farklı ülkeden, arı yetiştiricileri, bal üreticileri, bal ve arı ürünleri satan kişi / kurum ve kuruluş yetkililerinin katılımı ile gerçekleşmektedir. 15.000 metrekarelik fuar alanı ve yaklaşık 200 farklı stand ortalaması ile katılım olmaktadır. Bilimsel programlar ile birlikte fuar ziyaretleri eş zamanlı devam etmektedir. Kongre konusu ve katılımcı sayısı açısından çok önemli ve prestijli bir kongredir. Bilimsel program katılımı ve günlük kayıtlar ile birlikte ortalama katılım sayısı 7500 9000 kişi arasında değişmektedir. Türkiye arı, bal ve arı yetiştiriciliği konusunda dünyada Çin den sonra ikinci sıradadır. Dünya liderliğini hedeflemiş ve çalışmalarını bu doğrultuda devam ettirmektedir. Kovan başına bal ve arı ürünleri verimini arttırmak, daha iyi şartlarda bal ve arı ürünleri pazarlamak adına faydalı olacaktır. Sosyal, kültürel ve ticari ve turistik anlamda çok önemli katkıları olacaktır. Kongreye bilimsel programı takip etmek amaçlı tüm dünya genelinden ortalama 3000 delege katılmaktadır. Fuar katılımcısı ve günlük katılım ile birlikte toplam sayı 9000 civarına çıkmaktadır. Kongrenin ülkemize kazandırılması durumunda, kongre tarihinin rekor katılımı olması (15.000 katılımcı) hedeflenmektedir. Konusu, katılımcı sayısı açısından çok önemli olan bu kongrenin ülkemize kazandırılması; - Ülke tanıtımına katkıda bulunmak - Uluslararası ticari bağlantılar yapılması - Balımızı tüm dünyaya tekrardan tanıtma fırsatı - Türkiye deki arıcılığın gelişmesi ve ufkunun açılması

M A Y B İ R 17 - Dünya bal üretimindeki liderlik konumumuzun pekiştirilmesi - Ülkemizde bulunan ve seyahat etme alışkanlığı olmayan TAB üyesi binlerce arı yetiştiricisinin bilimsel ve teknik konuları kolaylıkla takip edecek olmasından ötürü çok önemlidir Ülkemize ve Türkiye Arıcılığına Ne Kazandıracak? Tüm sektör paydaşları için uluslararası ticari bağlantılar yapılması Uluslararası rekabette bulunma imkanı Türkiye de yetiştirilen balın tüm dünyada tekrardan tanıtma fırsatı Türkiye deki arıcılığın gelişmesi ve ufkunun açılması Dünyada bal üretiminde liderlik konumumuzun hatırlatılması & pekiştirilmesi Ülkemizde seyahat etme alışkanlığı olmayan binlerce arı yetiştiricisinin bilimsel ve teknik konuları, konularında söz sahibi yerli ve yabancı uzmanlardan öğrenmeleri Ülke tanıtımına katkıda bulunmak Apimondia üyesi ülkeler arasındaki lider pozisyonumuzun pekiştirilmesi Arıcılarımızın üretim teknolojisini yakından tanımalarına fırsat oluşturulması Arıcıların bilgilerini test etme fırsatı yaratılması Arıcılarımızın diğer ülke arıcıları ile mesleki kaynaşma firsati yaratılması NASIL HAZIRLANIYORUZ NELER YAPTIK a) Bakanlıklar, özel sektör, kamu, üniversiteler, sivil toplum örgütlerinden oluşan çalışma komitesi oluşturulmuş ve son 1 yıldır her ay düzenli olarak, Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği ofisinde toplantılar yapılmaktadır. b) Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği, 2009 yılından itibaren aylık Yönetim Kurulu Toplantılarında, Apimondia Kongresi adaylık çalışmalarını gündeme almaktadır. c) Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği, Orta Doğu Arıcılar Birliği nin kurucu üyesi ve başkanıdır. Arap ülkelerinde yapılan her türlü arıcılık etkinliklerine düzenli olarak katılarak ülkemizi temsil etmektedir. Ülkemizde düzenlediğimiz organizasyonlara davetlerimize katılmaktadırlar. Çok yakın ilişkilerimiz sürmektedir. d) Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği, 22 ülke katılımından oluşan Apislavia Arıcılar Birliği nin üyesidir. Lider pozisyonunda, yakın işbirliği ilişkilerimiz devam etmektedir. e) Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği, 2012 yılında Apislavia Genel Kurulu için ev sahipliği yapmıştır. 2017 yılı Apimondia Kongresi adaylığımız için tüm ülkeler Türkiye yi destekleme kararı almışlar ve protokol imzalamışlardır. Ayrıca, 2014 yılında yapılacak olan 4. Uluslararası Muğla Arıcılık ve Çam Balı Kongresi, Apislavia Arıcılar Birliği Kongresi ile eş zamanlı yapılacaktır. f) Apimondia üyesi ülkelerde yapılan arıcılık ile ilgili her türlü organizasyonlara geniş katılımlı bir heyet ile ülkemizi temsil ederek ülkemiz arıcılığını tanıtma, ikili ilişkilerin geliştirilmesi fırsatları her daim değerlendirilmektedir. 2009 2013 Mayıs arası toplam 14 ülke ziyareti yapılmıştır. g) 2008 yılından itibaren her 2 senede bir düzenlenen Uluslararası Muğla Arıcılık ve Çam Balı Kongresinin 3üncüsü, 48 farklı ülke ve toplamda 900 kişi katılımı ile gerçekleşmiştir. Tam anlamı ile uluslararası boyut kazanmış ve Apimondia nın gelecek organizasyonlar takviminde yerini almıştır. h) 2012 yılında düzenlenen 3. Uluslararası Muğla Arıcılık ve Çam Balı Kongresine, Dünya Arıcılar Birliği Başkanı, Avrupa Komisyon Başkanı, Balkan Arıcılar Birliği Başkanı katılmıştır. Ayrıca, 2013 Apimondia Kongresi ve Ukrayna Arıcılar Birliği Başkanı davet edilmiş ve karşılıklı destek sözü alınmıştır. Oy potansiyeli yüksek olan ülkelerden Rusya Arıcılar Birliği Başkanı davet edilmiş ve destek sözü alınmıştır. i) Ukrayna Kiev de düzenlenecek Apimondia 2013 Kongresinde 209 metrekarelik Türkiye standı kurulacaktır. APIMONDIA KONGRESİ Sektörün en önemli kongresi olup, dünyanın en prestijli kongreleri arasında yer almaktadır. 4 kıtadan, 100 farklı ülkeden, arı yetiştiricileri, bal üreticileri, bal ve arı ürünleri satan kişi / kurum ve kuruluş yetkililerinin katılımı ile gerçekleşmektedir.

ARICININ SESİ 18 j) Türkiye den Apimondia kongresine stand alarak katılacak olan firmalar ile temas edilmiş ve Türkiye çatısı altında toplanılması organize edilmiştir. k) Güçlü bir yapı ve birliktelik görüntüsü verilecek, sektörün tüm paydaşları ile tek bir vücut olunduğu vurgusu yapılacaktır. l) Apimondia nın 4 ana dili vardır. Bu dillerden en az 1 adet tercüman standımızda görevlendirilecektir. m) Apimondia üye ülkeler birlik başkanları ve yönetim kurulu üyeleri randevu sistemi ile standımıza davet edilecektir. n) Standımızda bulunan sunum odasında randevulu çağırdığımız Apimondia üyesi ülke birliklerine sunum yapılacaktır. o) Hazırlanacak olan sunumda, Türkiye arıcılığı, yapılanlar, yapılması planlananlar, dünya arıcılığındaki yerimiz/gücümüz ve kongre adaylık sürecimiz anlatılacaktır. p) Sunum sonrasında katılanlara küçük hediyeler verilecek ve Türk mutfağından ikramlar yapılacaktır. q) Sunum sonrasında stantta bulunan Türk firma yetkilileri, ülke birlikleri ile sohbet etmek, ticari ve sosyal paylaşımlarda bulunmak adına imkan bulacaklardır. r) 2009 yılındaki kongredeki tecrübemiz bize şunu göstermiştir; standları dolaşan ve Türkiye standını ziyaret eden münferit kişiler hep ülkemizi desteklemişler ve kazanmamızı arzuladıklarını ve Türkiye ye çok gelmek istediklerini söylemişlerdir. Fakat oylamada, ülke adına oyu Apimondia üyesi birlik başkanları ve/veya vekalet eden kişiler kullanmaktadır. Bu yüzden randevu sistemi ve özel sunum yapılması ve konuya verdiğimiz önem ve isteğimizi ayrı ayrı sunum odasında göstermek çok önemlidir. s) Ticari bağlantılar yapılması ve paylaşılması adına farklı bal kategorilerinden numuneler getirilecek ve standımızda sergilenecektir. t) İstanbul ciddi bir cazibe merkezidir. Turizm yönümüzü destekleyen görseller ile ilgi uyandırılması sağlanacaktır. u) 2017 Kongresi adaylığını ilk açıklayan ülke Türkiye dir. 2009 yılından itibaren katılınan her türlü uluslararası organizasyonda stand alınmış ve adaylık duyurularımız yapılmıştır. v) Apimondia üyesi ülkelerde bulunan dış temsilciklerimiz aracılığı ile, adaylığımız duyurulacak ve oy desteği istenilecektir. w) Apimondia üyesi birliklere düzenli aralıklar ile adaylık çalışmalarımız hakkında bilgi mailleri atılmaya başlamıştır. x) Oy potansiyeli yüksek Apimondia üyesi birlik başkanları başta olmak üzere, adaylık sürecinde yakın temasta olunması gereken kişi ve kurum listesi hazırlanacak ve kongre merkezi dışında yemek/kokteyl organizasyonu düzenlenerek davet edilecektir. APIMONDIA 2013 TÜRKİYE STANDI KATILIMCI LİSTESİ FİRMA 1 Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği 2 Sezen Gıda Anavarza Bal 3 Benka Arıcılık 4 Civan Arıcılık 5 Çalcalar Gıda 6 Alta Plastik 7 Ang Vakfı - Machael Arıcılık 8 Apimaye Arı Ekipmanları 9 Biohayat 10 İpek Petek Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği, 2017 Apimondia Kongresi adaylık çalışmalarını profesyoneller ile çalışarak yürütmektedir. 2009 yılından bu yana yürütülen yurtiçi/yurtdışı tanıtım ve hazırlık çalışmaları için Teamcon Kongre Organizasyon firması ile çalışmaktadır. Teamcon Kongre Organizasyon, İstanbul merkezli, uluslararası kongreler konusunda son derece deneyimli ve tecrübeli profesyonel kongre organizatörü firma olup, 2017 Apimondia Kongresinin ülkemize kazandırılmasından sonraki çalışmalar ve kongrenin organizasyonu, Teamcon A.Ş. firması ile yürütülecektir.

ARICININ SESİ 20 Balınızın Gerçekte Değeri Ne kadar? İster petek, ister süzme olsun, gerçek balı sahtesinden ayırmak oldukça zordur. Özellikle sentetik katkı maddelerin arttığı bu zamanda sahte bal üretilmesi noktasında hammaddelerde artmıştır. Doç. Dr. Mehmet Emin DURU Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Gıda Analiz Laboratuvarı Müdürü Bal, arılar tarafından çiçeklerden ve meyve tomurcuklarından alınarak yutulan nektarın arıların bal midesi denilen organlarında invertaz enzimi sayesinde kimyasal değişime uğramasıyla oluşan ve kovandaki petek hücrelerine yerleştirilen çok faydalı bir besindir. Balın üretimi arı için ne kadar zahmetli ise arıcı açısından da bal üretimi oldukça zahmetlidir. Bal üreticileri yani Arıcılar kaliteli ve saf bal üretmek için arı kovanlarını uygun mevsim şartlarında, bol çiçekli, geniş arazilerde bulundurmak zorundadırlar. Üstelik bu arazilerde zirai ilaç kullanılmamalıdır. Tabii ki arcılığın yapılacağı arazilerde bal üretimine uygun çiçek ve bitki çeşitliliğinin bulunması da şarttır. Arıcıların bal üretiminde yaşadıkları zorlukları bu sektördeki herkes bilmektedir. Coğrafik yer seçimi arının taşınması, korunması, iklim şartlarındaki değişiklikler, ekolojik farklılıklar vs bir çok etken üretimdeki zorluğun mihenk taşlarını oluşturmaktadır. Günümüzde balla ilgili problemlerin başında, tüketiciyi aldatmaya yönelik uygulamalar (arının şeker şurubu ile beslenmesi, bala çeşitli şeker şuruplarının doğrudan ilave edilmesi) ve bazı bal ambalajlayan firmaların teknik donanım ve bilgi eksikliği nedeniyle balın doğal yapısını ve özelliklerini bozabilecek işlem uygulamaları gelmektedir. Balın kalitesini (hileli olup olmadığını, ilaç kalıntısı içerip içermediğini) sadece balın tadından, kokusundan ya da görüntüsünden anlamak mümkün değildir. Balın kalitesini anlamanın tek yöntemi 'balın yapısının' analiz edilmesidir. En iyi sonuç, balın tüm kalıntı analizlerinin yapılıp, analiz sonuçlarının konusunda uzman ve deneyimli kişiler tarafından yorumlanmasıyla elde edilir. Ülkemizin ekolojik yapısından dolayı çok farklı orjinli doğal bal üretmek mümkündür. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi çok emek harcanarak üretilen balın