T. B. M. M. ZABIT CERİDESİ



Benzer belgeler
İ957 malî yılı Muvazenei Umumiye Kanununa bağlı cetvellerde değişiklik yapılması hakkında Kanun

256 Petrol Dairesi Reisliği 1959 yılı Bütçe Kanunu. (Resmî Gazete ile ilânı : 4. III Sayı: 10150)

KÖY İÇME SULARI HAKKINDA KANUN

KRONİK 1957 YILI MEVZUATI [*]

- 354 İstatistik umum müdürlüğü teşkilâtı hakkında kanun

Madde 1 - Köylerin içme ve kullanma suyu ihtiyacı, DSİ Umum Müdürlüğü tarafından temin ve tedarik olunur.

S. SAYISI : 109. Devre :XI İçtima: 3

130 Vakıflar Umum Müdürlüğü 1955 bütçe yılı Hesabı Katî Kanunu. (Resmî Gazete ile ilâm : Sayı : 10417)

İstanbul Teknik Üniversitesi hakkında kanun : Kanun No: 4619 Kabul tarihi: 12/7/1944

-I Maarif Encümeni mazbatası. T. B. M. M. '" : '"y- : -T;^^>.M. Maarif Encümeni

626 Türkiye Cumhuriyeti ile Federal Almanya Cumhuriyeti arasında imzalanan Kültür Anlaşmasının tasdiki hakkında Kanun

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA MERKEZİ. Yayımlandığı Resmi Gazete :Tarih: 29/02/1960 Sayı:10444

RĠYASETĠCUMHUR SENFONĠ ORKESTRASI KURULUġU HAKKINDA KANUN (1)

T.C. SİVAS BELEDİYESİ PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU RAPORU. Sayı :29 20/11/2018 Konu : 2019 Yılı Performans Programı MECLİS BAŞKANLIĞINA (KOMİSYON RAPORU)

TÜRKİYE HÜKÜMETİ İLE MİLLETLER ARASI ÇALIŞMA TEŞKİLATI

MADDE sayılı Kanunun 20 nci maddesinin ilk fıkrası aşağıdaki şekilde

Dönem : 4 Topiant, : 3 MİLLET MECLİSİ S. Sayısı : 194'e 2 nci Ek

B.M.M. Yüksek Reisliğine

SıraNe 236 HAVA YOLLARI DEVLET İŞLETME İDARESİ BÜTÇESİ

' 783 Vakıflar Umum Müdürlüğünün 1952 Bütçe yılı Hesabı Katî Kanunu

SıraNg 122. Ankara: 8 - III Yüksek Reisliğe

Esibabı mucibe lâyihası

mjer'idir.! MADDE 4. Bu kanunun hükümlerini icraya Maliye ve Münakalât Vekilleri memurdur.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÎLE FEDERAL ALMANYA CUMHURİYETİ ARASINDA 16 ŞU BAT 1952 TARİHÎNDE ANKARA'DA AKDEDİLMİŞ OLAN TİCARET ANLAŞMASINA EK PROTOKOL

Mimari S. SAYISI : /O

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA MERKEZİ TEŞKİLAT KANUNU

Devre : X. îçtima: 3 S. SAYISI :

Büyük Millet Meclisi Reisliğine

KAŞ BELEDİYESİ YAZI İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, DAYANAK, TANIMLAR VE TEMEL İLKELER

T.C İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ZABITA DAİRE BAŞKANLIĞI ZABITA DESTEK HİZMETLERİ ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ

ESBABI MUCİBE CETVELİ

İNSAN KAYNAKLARI VE EĞİTİM DAİRESİ BAŞKANLIĞI TEŞKİLAT YAPISI VE ÇALIŞMA ESASLARINA DAİR YÖNERGE

Dönem : 1 Toplası* : 6 CUMHURİYET SENATOSU S. Sayısı : (Not : Millet Meclisi S. Sayısı : 242)

9 Ekim 2008 PERŞEMBE Resmî Gazete Sayı : TEBLİĞ Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığından: SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNUNUN 4.

SULAR HAKKINDA KANUN (1)

BURSA SU VE KANALİZASYON İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 1.NCİ HUKUK MÜŞAVİRLİĞİ KURULUŞ-GÖREV VE YETKİ YÖNETMELİĞİ

ESBABI MUCİBE. MADDE malî yılı Bütçe Kanununun Büyük Millet Meclisi kısmına lira fevkalâde tahsisat konulmuştur.

ASKİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ HUKUK MÜŞAVİRLİĞİ KURULUŞ GÖREV VE YETKİ YÖNETMELİĞİ

ÇERKEZKÖY BELEDİYESİ YAZI İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ NE AİT TEŞKİLAT GÖREV VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA YÖNETMELİK İKİNCİ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, HUKUKİ DAYANAK, KURULUŞ

AİLE MAHKEMELERİNİN KURULUŞ, GÖREV VE YARGILAMA USULLERİNE DAİR KANUN

TEŞKİLATLANMA VE KOLLEKTİF MÜZAKERE HAKKI PRENSİPLERİNİN UYGULANMASINA MÜTEALLİK SÖZLEŞME

Devre : X İçtima : 2 S. SAYISI 49

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği PERSONEL MÜDÜRLÜĞÜ

AKTAY TURİZM YATIRIMLARI VE İŞLETMELERİ A.Ş. ANASÖZLEŞME TADİL TASARISI

T.C. BEŞİKTAŞ BELEDİYE BAŞKANLIĞI MECLİS KARARI. : 2017 Mali Yılı Tahmini Bütçenin görüşülmesi.

T.C. SULTANBEYLİ BELEDİYE MECLİSİ Tarih : HUKUK KOMİSYONU-BÜTÇE VE Rapor No : 2012 / 1 TARİFE KOMİSYONU MÜŞTEREK RAPORU

KIBRIS GEÇİCİ TÜRK YÖNETİMİ MECLİSİ. 12'nci Birleşinr 18 ARALIK 1970 CUMA

Ulaştırma Komisyonu raporu

Yok edilecek evrak hakkında kanun lâyihası ve Dahiliye Encümeni mazbatası (1/288)

DENİZ VE BASIN İŞ KANUNUNDA FAZLA ÇALIŞMA

T.C. Belediye Meclisini Teşkil Eden Zevat Karar Tarihi 10/10/2014 Cem KARA ( ) Karar No 50

_ 3 - Sözcü Ağrı Kasım Küfrevi Çankırı Söz hakkım mahfuzdur K. Arar. Millî Eğitim Komisyonu raporu

86 SERİ NO'LU GİDER VERGİLERİ GENEL TEBLİĞ TASLAĞI

ORDU BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ YAZI İŞLERİ VE KARARLAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI GÖREV, YETKİ VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ

ÎÇtima: 1 S. SAYISI : OUD

T.C. GEBZE BELEDİYESİ YAZI İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV TANIMLARI. Karar Tarihi : 07 / 03 / 2008 Karar No: 84 Sayfa No: 1/11 BİRİNCİ BÖLÜM AMAÇ:

4081 SAYILI ÇİFTÇİ MALLARININ KORUNMASI HAKKINDA KANUN UYGULAMASI

HACILAR BELEDİYESİ MECLİS TOPLANTISI TUTANAĞI

SATIN ALMA DAİRE BAŞKANLIĞI GÖREV YETKİ VE SORUMLULUKLARI HAKKINDA YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam Dayanak ve Tanımlar

Konya Büyükşehir Belediyesi İnsan Kaynakları ve Eğitim Dairesi Başkanlığı Görev, Yetki ve Çalışma Yönetmeliği

7 nci Birleşim Salı

TAHSİLAT GENEL TEBLİĞİ SERİ: A SIRA NO: 6 YAYIMLANDI

Fikret BABAYEV * * Azerbaycan Anayasa Mahkemesi Başkanı

GİDER VERGİLERİ KANUNU 1, 2

Karar No 50 PLAN VE BÜTÇE KOMİSYON RAPORU

MECLİS KARAR ÖZETİ KARAR TARİHİ : 04/01/2019 KARAR NUMARASI : 2019/1

T.C. Belediye Meclisini Teşkil Eden Zevat Karar Tarihi 09/10/2015 Cem KARA ( )

T.C. SULTANBEYLİ BELEDİYE MECLİSİ Tarih : KOMİSYON RAPORLARI Rapor No : 2012 / 1 HUKUK KOMİSYONU RAPORU BELEDİYE MECLİS BAŞKANLIĞINA

V. : 4/7/2001, : 631 : 10/4/2001, : 4639 : 13/7/2001, : : V

Madde 6 Madde 7 Madde 8 Madde 9 Madde 10

Döaem :i MİLLET MECLlSl S. Saym : Toplantı : 2

AKÇANSA ÇİMENTO SANAYİ VE TİCARET A.Ş. ESAS SÖZLEŞME TADİL METİNLERİ

34 NOLU SÖZLEŞME ÜCRETLİ İŞ BULMA BÜROLARININ KAPATILMASI HAKKINDA SÖZLEŞME

719 Riyaseti Cumhur Senfoni Orkestrasının Joıruluşu hakkında Kanun

Malî Yılı Muvazenei Umumiye Kanunu

Devre ; X ÎÇtim»: 2 & SAYISI :

Toplantı : 12 CUMHURİYET SENATOSU S. Sayısı : İO

GÖRÜŞ BİLDİRME FORMU

3346 SAYILI KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ İLE FONLARIN TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNCE DENETLENMESİNİN DÜZENLENMESİ HAKKINDA KANUN

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

T.C. SULTANBEYLİ BELEDİYE MECLİSİ Tarih : KOMİSYON RAPORLARI Rapor No : 2012 / 4 HUKUK KOMİSYONU RAPORU BELEDİYE MECLİS BAŞKANLIĞI NA

SINAİ MÜESSESELERDE HAFTA TATİLİ YAPILMASI HAKKINDA 14 NUMARALI SÖZLEŞME

T. B.M.M. ZABIT CERİDESİ

2016 YILI DAMGA VERGİSİ TUTARLARI

KAPSAM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK LTD. ŞTİ.

T.C. ÇİĞLİ BELEDİYE BAŞKANLIĞI İNSAN KAYNAKLARI VE EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜNÜN ÇALIŞMA ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK

SİRKÜLER RAPOR GİDER VERGİLERİ GENEL TEBLİĞİ. ( Seri No : 86 ) Sirküler Tarihi: Sirküler No: 2008/87

T.C. ESKİŞEHİR TEPEBAŞI BELEDİYESİ RUHSAT VE DENETİM MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK

Dönem Toplantı MİLLET MECLİSİ S. Sayısı 254

İÇİNDEKİLER. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç ve Tanımlar Amaç (Madde 1)... Tanımlar (Madde 2)...

Anayasa ve Adalet Komisyonu raporu

- 2. Maarif Encümeni mazbatası. T. B. M. M. Maarif Encümeni Esas No. 1/602 Karar No II Yüksek Reisliğe

871 Müze ve rasathane teşkilât kanunu. ( Resmî Gazete ile neşir ve ilâm : 3/V U/ S ay i : 2742 )

HER NEVİ MADEN OCAKLARINDA YERALTI İŞLERİNDE KADINLARIN ÇALIŞTIRILMAMASI HAKKINDA SÖZLEŞME

TC. ZEYTİNBURNU BELEDİYESİ RUHSAT VE DENETİM MÜDÜRLÜĞÜ KURULUŞ, GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ

SİRKÜLER RAPOR. Sirküler Tarihi: Sirküler No: 2009/6

İŞLETME VE İŞTİRAKLER MÜDÜRLÜĞÜ ORGANİZASYON ŞEMASI

MÜHENDİSLİK VE MİMARLIK HAKKINDA KANUN (1)

İnsan Kaynakları ve Eğitim Dairesi Başkanlığı Yılı Faaliyet Raporu

Harcırah Unsurları. Gündelik Yol gideri Aile gideri Yer değiştirme gideri Bunlardan birini, birkaçını veya tamamına müstahak olabilir.

Transkript:

DEVRE:X CÎLT : 5 ÎÇTÎMA : T. B. M. M. ZABIT CERİDESİ Kırk yedinci inikat 3.II. 955 Çarşamba Münderecat Sayfa. Sabık zabıt hulâsası 54. Havale edilen kağıtlar 54 3. _ Yoklama 543,57 4. Müzakere edilen maddeler 543. 954 malî yılı Muvazenei Umumiye Kanununa bağlı cetvellerde değişiklik yapılması hakkında kanun lâyihası ve Bütçe Encümeni mazbatası (/94) 543:548, 55,564,69:6. 955 malî yılı Muvazenei Umumiye kanunu lâyihası ve Bütçe Encümeni mazbatası (/6) 548:57,57:67 A Dahiliye Vekâleti bütçesi 548:565 B Emniyet Umum Müdürlüğü bütçesi 565:569! C Jandarma Umum Kumandanlığı bütçesi 569:57 Sayfa D Maliye vekâleti bütçesi 57:583 E Devlet Borçları bütçesi 583:585. F Maarif vekâleti bütçesi 585:67 3. Ankara Üniversitesi 955 yılı Bütçe kanunu lâyihası ve Bütçe Encümeni mazbatası (/7) 585:67 4. İstanbul Üniversitesi 955 yılı Bütçe kanunu lâyihası ve Bütçe Encümeni mazbatası (/34) 585:67 5. İstanbul Teknik Üniversitesi 955 yılı Bütçe kanunu lâyihası ve Bütçe Encümeni mazbatası (/35) 585:67 6. Beden Terbiyesi Umum Müdürlüğü 955 yılı Bütçe kanunu lâyihası ve Bütçe Encümeni mazbatası (/8) 585:67

Birinci celse Adliye Vekâleti Bütçesi üzerinde müzakere cereyan etti. İnikada ara verildi. İkinci celse Adliye Vekâleti Bütçesinin 0 ncı faslından maada diğer fasılları kabul edildi. Millî Müdafaa Vekâleti Bütçesi kabul olundu ve Kore Şehitlerinin hâtırasını taziz için iki dakika ayakta saygı duruşunda bulunuldu. Dahiliye Vekâleti Bütçesinin heyeti umumiyesi üzerinde müzakere cereyan etti.. SABIK ZABIT HULÂSASI Teklifler. Amasya Mebusu Mustafa Zeren'in, Pasaport Kanununun 4 ncü maddesinin (B) bendine bir fıkra eklenmesi hakkında kanun teklifi (/09) (Hariciye ve Dahiliye encümenlerine). Amasya Mebusu Mustafa Zeren'in, Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununa muvakkat bir madde eklenmesine dair kanun teklifi (/0) (Maliye ve Bütçe encümenlerine) Mazbatalar 3. İstanbul Birleşik İdaresinin ayrılması hakkındaki 6349 sayılı Kanunun bâzı maddelerinin değiştirilmesine dair kanun lâyihası ve Dahiliye, Maliye ve Bütçe encümenleri mazbata- Kabul edilmiş bulunan Millî Müdafaa Vekâleti Bütçesi münasebetiyle şanlı ve kahraman Ordumuza Türkiye Büyük Millet Meclisinin selâm ve sevgilerinin iblâğına dair takrirler kabul edildi. 3. II. 955 Çarşamba günü saat 0 da toplanılmak üzere İnikada nihayet verildi. Reisvekili Kâtip Balıkesir Mebusu Çorum Mebusu Esat Budakoğlu.. HAVALE EDİLEN KÂĞITLAR Kâtip Kayseri Mebusu İbrahim Kirazoğlu Sedat Baran lan (/63) (Ruznameye) 4. Kocaeli Mebusu Selâmi Dinçer ve 7 arkadaşının, Hâkimler Kanununun 5457 sayılı Kanunla değiştirilen 47, 56, 58 ve 60 ncı maddelerinin tadiline dair kanun teklifi ve Adliye Encümeni mazbatası ile Bütçe Encümeni Reisliği tezkeresi (/75) (Ruznameye). 5. 3656 sayılı Kanuna bağlı () sayılı cetvelin Maarif Vekâleti kısmına ve 496 sayıb Kanuna bağlı () sayılı cetvele bâzı kadrolar ilâvesi ve 954 Malî yılı Muvazenei Umumiye Kanununa bağlı cetvellerde değişiklik yapılması hakkında kanun lâyihası ve Maarif ve Bütçe encümenleri mazbataları (/5) (Ruznameye)

BÎRÎNCÎ GELSE Açılma saati : 0,05 REİS Reisvekili Fikri Apaydın (Kayseri) KÂTİPLER : Nazlı Tlabar (İstanbul), Attüâ Konuk (Antalya) 3. YOKLAMA REÎS Yoklama yapacağız efendim. (İzmir mebuslarına kadar yoklama yapıldı) REÎS Ekseriyetimiz vardır, celseyi açıyorum. ABDULLAH AYTEMÎZ (Maraş) Ruznameye geçmeden usul hakkında söz rica ediyorum. REÎS Buyurun. ABDULLAH AYTEMÎZ (Maraş) Muhterem.arkadaşlar, belki usul altında bir usulsüzlük yapmış olacağım, müsaadenizi almak şartiyle 3-4 dakikayı geçmiyecek bir maruzatta bulunacağım. Çünkü bu, Yüksek Meclisin haysiyet ve şerefinin de mevzuubahis olduğu bir meseledir. Muhterem arkadaşlarım; bütçenin umumi müzakeresindeki. beyanatımı hikâye ve nakledecek değilim, bu cümlenizce malûmdur, zabıtlara da geçmiştir. Fakat genç muhabirler maalesef söylediğim sözlerin mânasını anlamadan, kavramadan değil, dilim varmıyor ama, kasti mahsusla uydurulmuş demek de istemiyorum ama işin azametine binaen böyle demek yerinde olur, benim burada huzurunuzda ve şayanı şükrandır kî bravo sesleri ve alkışlarla karşılanan beyanatımdan dolayı dört gazete (Gürültüler) baştan başa bana izafe ettikleri bu zabıtname ile hücum etmektedirler. Yanlış malûmata binaen bu gazeteciler baş makalelerinde hakikaten benim tutar yerimi bırakmamışlardır. Bu baştan başa suç teşkil eder. Bunlar Büyük Mîllet Meclisi kürsüsünde konuşulmıyacak da nerede konuşulacak. Bir taraftan Teşkilâtı Esasiye Kanunu bu kürsü her türlü müdahaleden masundur, söylenen sözler suç teşkil etmez derken ve biz bundan cesaret almazsak.. (Gürültüler) REÎS Müsaade edin Abdullah Bey. Mevzuubahis ettiğiniz husus tamamen şahsi bir meseledir. Zatiâliniz bir mebus olarak kendi fikir ve kanaatlerinizi bu kürsüden beyan etmişsiniz. Bunun gazeteler tarafından aksi surette tefsiri, yazılışı tamamen şahsidir. Bu itibarla rica ederim, bu hususu bırakınız. ABDULLAH AYTEMÎZ (Devamla) Aynı zamanda Meclisin de buna iştirak ettiği mevzuubahis olmuştur. Binaenaleyh son sözüm, ben yazılarımı kendilerine yollıyacağım, ümidederim ki, tashih ederler. Ahmet Emin Yalman gibi, hatalarını tashih ve itiraf etmek faziletini nefislerine çok görmezler.. 954 malî yılı Muvazenei Umumiye Kanununa bağlı cetvellerde değişiklik yapılması hakkında kanun lâyihası ve Bütçe Encümeni mazbatası (/94) () REÎS Efendim, bir takrir var okuyoruz: Yüksek Reisliğe 954 malî yılı Muvazenei Umumiye Kanunu- * () 06 sıra sayılı matbua zaptın sonundadır. 4. MÜZAKERE EDİLEN MADDELER -648 na bağlı cetvellerde değişiklik yapılması hakkındaki kanun lâyihasının ruznameye alınarak görüşülmesini arz ve teklif ederim. Bütçe Komisyonu Mazbata Muhariri Hadi Hüsman REÎS Efendim, münakaleden ibarettir, uzun sürmez, ruznameye alınarak görüşülmesi hususunu reylerinize arz ediyorum. Kabul edenler... Etmiyenler... Görüşülmesi kabul edilmiştir. Tümü üzerinde söz istiyen yok. Maddelere

I : 47 3..955 O : geçilmesini kabul edenler... Etmiyenler... Mad- i F. Tenzil Zam delere geçilmesi kabul edilmiştir. J 308 4598 sayılı Kanun gereğince ödenecek tedavi 954 malî yıh Muvazenei Umumiye Kanununa bağlı cetvellerde değişiklik yapılması hakkında masrafları ve yollukları 000 Kanun REÎS Kabul edenler... MADDE. 954 malî yılı Muvazenei Umumiye Kanununa bağlı A/l ve A/ işaretli Etmiyenler... cetvellerin ilişik cetvelde yazılı tertipleri arasında (6 590 500) liralık münakale yapılmıştır. Tapu ve Kadastro Umum Müdürlüğü 06 478 ve 4598 sayılı ka CETVEL F. Tenzil Zam Başvekâlet 04 Ecnebi uzman ve hizmetlilerle bunlara yardımcı personelin ücretleri 3 000 REÎS Kabul edenler... Etmiyenler... 30 Merkez daireleri büro masrafları 500 REÎS Kabul edenler... Etmiyenler... 304 Posta, telgraf ve telefon ücret ve masrafları 7 500 REÎS Kabul edenler... Etmiyenler... 309 Taşıt masrafları 4 500 REÎS Kabul edenler... Etmiyenler... Basın - Yayın ve Turizm Umum Müdürlüğü 304 Posta, telgraf ve telefon ücret ve masrafları 3 500 REÎS Kabul edenler... Etmiyenler... Devlet Meteoroloji îşleri Umum Müdürlüğü 45 Staj masrafları 500 REÎS Kabul edenler... Etmiyenler... 544 nunlar gereğince yapılacak zam ve yardımlar 30000 REÎS Kabul edenler... Etmiyenler... 307 Yolluklar 30 000 REÎS Kabul edenler... Etmiyenler... Adliye Vekâleti 0 Ücretler REÎS Kabul edenler... Etmiyenler... 06 478 ve 4598 sayılı kanunlar gereğince yapılacak zam ve yardımlar REÎS Kabul edenler... Etmiyenler... 09 5434 sayılı Kanunun 4 ncü maddesinin (D) fıkrasiyle 34, 38 ve 39 ncu maddeleri gereğince T. C. Emekli Sandığına yapılacak ödemeler REÎS Kabul edenler... Etmiyenler... 303 Basılı kâğıt ve defterler REÎS Kabul edenler... Etmiyenler... 47 Kovuşturma masrafları REÎS Kabul edenler... Etmiyenler... 0 000 75 000 5 000 75 000 400 000

F. î : 47 3..955 Tenzil Zam i- F. O : Tenzil Zam 40 Mebusların seçim masrafları 575 000 REİS Kabul edenler... Etmiyenler... Dahiliye Vekâleti 09 5434 sayılı Kanunun 4 ncü maddesinin (D) fıkrasiyle 34, 38 ve 39 neu maddeleri gereğince T. C. Emekli Sandığına yapılacak ödemeler 0 000 REİS Kabul edenler... Etmiyenler... 30 Merkez daireleri büro masrafları 7 000 REİS Kabul edenler... Etmiyenler... 304 Posta, telraf ve telefon ücret ve masrafları 50 000 REİS Kabul edenler... Etmiyenler... 48 Millet Vekilleri Seçimi Kanununun 5 nci maddesi gereğince seçmen kütük ve kartlarının dü-.zenlenme masrafları 57 000 REİS Kabul edenler... Etmiyenler... Jandarma Umum Kumandanlığı 0 Maaşlar 0 000 REİS Kabul edenler... Etmiyenler... 409 Muayyenat 00 000 REÎS Kabul edenler... Etmiyenler... Hariciye Vekâleti 304 Posta,.telgraf ve telefon ücret ve masrafları 0 000 REÎS Kabul edenler... 546 Etmiyenler... 453 Milletlerarası münasebetlerin gerektirdiği masraflar 000 000 REİS Kabul edenler... Etmiyenler... 454 Sigorta masrafları 5 000 REİS Kabul edenler... Etmiyenler... Milletlerarası İktisadi İş Birliği Teşkilâtı 07 Ecnebi dil bilenlere 3656 sayılı Kanunun 5 nci maddesi gereğince ödenecek para mükâfatı 500 REİS Kabul edenler... Etmiyenler... Maliye Vekâleti 09 5434 sayılı Kanunun 4 ncü maddesinin (D) fıkrası ile 34, 38 ve 39 ncu maddeleri gereğince T. C. Emekli Sandığına yapılacak ödemeler 30 000 REİS Kabul edenler... Etmiyenler... Devlet Borçları 87 355, 3738, 47, 488, 5359, 558, 5676, 585 ve 5977 sayılı kanunlar gereğince temin olunan kredi ve istikrazlar 505 000 REİS Kabul edenler... Etmiyenler... Maarif Vekâleti 0 Maaşlar 0 000 REİS Kabul edenler... Etmiyenler...

F. î : 47 â3..95ö Tenzil Zam! F. Ö : İ Tenzil Zam 06 478 ve 4598 sayılı kanunlar gereğince yapılacak zam ve yardımlar 0 000 REİS Kabul edenler... Etmiyenler... 30 Merkez daireleri büro masrafları 7 000 REÎS Kabul edenler... Etmiyenler... 304 Posta, Telgraf ve Telefon ücret ve masrafları 8 000 REİS Kabul edenler... Etmiyenler... 305 Kira bedeli 50 000 REÎS Kabul edenler... Etmiyenler... Nafıa Vekâleti 304 Posta, Telgraf ve Telefon ücret ve masrafları 000 REİS Kabul edenler... Etmiyenler... Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekâleti 0 Maaşlar 65 000 REİS Kabul edenler... Etmiyenler... 0 Ücretler 00 000 REİS Kabul edenler... Etmiyenler... 06 478 ve 4598 sayılı kanunlar gereğince yapılacak zam ve yardımlar 75 000 REÎS Kabul edenler... Etmiyenler... 308 4598 sayılı Kanun gereğince ödenecek tedavi masrafları ve yolluk- -M0- lan 5 000 REİS Kabul edenler... Etmiyenler... Kabul edilmiştir. 309 Taşıt masrafları 5 000 REÎS Kabul edenler... Etmiyenler... Kabul edilmiştir. Gümrük ve İnhisarlar Vekâleti 30 Vilâyetler büro masrafları 5 000 REİS Kabul edenler... Etmiyenler... Kabul edilmiştir. 304 Posta, telgraf ve telefon ücret ve masrafları 9 500 REİS Kabul edenler... Etmiyenler... Kabul edilmiştir. 44 Taşıma masrafları 59 000 REİS Kabul edenler... Etmiyenler... Kabul edilmiştir. 4 İşçi Sigortaları Kurumuna ödenecek prim 000 REİS Kabul edenler... Etmiyenler... Kabul edilmiştir. Ziraat Vekâleti 06 478 ve 4598 sayılı kanunlar gereğince yapılacak zam ve yardımlar 0 000 REÎS Kabul edenler... Etmiyenler... Kabul edilmiştir. 07 Ecnebi dil bilenlere 3656 sayılı Kanunun 5 nci maddesi gereğince ödenecek para mükâfatı 500 REİS Kabul edenler... Etmiyenler... Kabul edilmiştir. 307 Yolluklar 35 000 REİS Kabul edenler... Etmiyenler... Kabul edilmiştir.

F. t : 4? 3..955 Tenzil Zam F. Tenzil Zam 48 Tarla ziraati tohum ıslah, deneme, üretme, çayır ve mera, kauçuk işleri umumi masrafları REÎS Kabul edenler... Etmiyenler... Kabul edilmiştir. 40 îpekböcekçilik, tavukçuluk ve arıcılık işleri umumi masrafları REÎS Kabul edenler... Etmiyenler... Kabul edilmiştir. 48 Sulama, toprak, etüd ve tahlil ve kimyevi gübre, küçük su ve arteziyen işleri umumi masrafları 70 000 REÎS Kabul edenler... Etmiyenler... Kabul edilmiştir. 49 Kimyevi madde, ecza ve ilâçlar 45 000 RElS Kabul edenler... Etmiyenler... Kabul edilmiştir. Münakalât Vekâleti 304 Posta, telgraf ve telefon ücret ve masrafları REÎS Kabul edenler... Etmiyenler... Kabul edilmiştir. 309 Taşıt masrafları REÎS Kabul edenler... Etmiyenler... Kabul edilmiştir. 60 000 30 000 Basın - Yayın ve Turizm Umum Müdürlüğü 74 Radyo istasyonları yapımı her türlü masrafrafları 4 5 000 REÎS Kabul edenler... Etmiyenler... Kabul edilmiştir. Maarif Vekâleti 6 500 000 647 ler... Etmiyenler. bul edilmiştir. 76 Yeni tesisler 75 000 REÎS Kabul eden- Ka- Nafıa Vekâleti 74 Yapı işleri ve esaslı onarımlar 00 000 REÎS Kabul edenler... Etmiyenler... Kabul edilmiştir. 784 5775 sayılı Kanun gereğince yapılacak liman ve sair deniz tesisleri 4 000 000 REÎS Kabul edenler... Etmiyenler... Kabul edilmiştir. Gümrük ve İnhisarlar Vekâleti 75 Satmalmacak makine, alet ve gereçler 74 500 REÎS Kabul edenler... Etmiyenler... Kabul edilmiştir. Ziraat Vekâleti 7 Makine, alet ve gereçler onarımı 500 REÎS Kabul edenler... Etmiyenler... Kabul edilmiştir. Münakalât Vekâleti 74 Limanları temizleme, tarama ve mendirek masrafları 7 500 REÎS Kabul edenler... Etmiyenler... Kabul edilmiştir. (Madde tekrar okundu.) REÎS Cetveli ile birlikte maddeyi reyinize arz ediyorum. Kabul edenler... Etmiyenler... Kabul edilmiştir. MADDE. Bu kanun itibaren mer'idir. neşri tarihinden REÎS Maddeyi kabul edenler... Etmiyenler... Madde kabul edilmiştir. MADDE 3. Bu kanun hükümlerini icraya Maliye Vekili memurdur.

î : 47 3. i KEÎS Maddeyi kabul edenler... Etmiyenler... Madde kabul edilmiştir. Lâyihanın tamamını açık reylerinize arz ediyorum.. 955 malî yılı muvazenei umumiye kanunu lâyihası ve Bütçe Encümeni mazbatası (İ/6) A Dahiliye Vekâleti bütçesi EEÎS Dahiliye Vekâleti bütçesinin müzakeresine devam ediyoruz. Söz Ekrem Anıt (Samsun) undur. EKREM ANIT (Samsun) Çok muhterem arkadaşlarım, evvelâ memleketin emniyet ve asayişini bugün müstakar bir unsur haline getirmiş bulunan hükümete, bu mesut ve hayırlı neticenin istihsali için gecelli, gündüzlü sarsılmaz bir aşk ve iman ile çalışmakta bulunan devlet zabıtasına minnet ve şükranlarımı arz ederim. Sayın arkadaşlarım; 955 Dahiliye Vekâleti bütçesinin müzakeresi dolayısiyle benim de Sayın Dahiliye Vekilinden bâzı ricalarım olacaktır. Bunların başında Yüksek Heyetinizin devlet zabıtasına, meslekî bilgilerini artırmak, zabıtayı telsiz ve radyo, telefon cihazları gibi modern tesislerle bezemek, nihayet devlet zabıtasını motorlu nakil vasıtalariyle takviye etmek gibi hakikaten zabıtamızın kendisine mevdu bütün ödevleri aksaksız bir surette ifa edebilmesini temin bakımından her zaman ibzal buyurmakta olduğu lütuf ve teveccüh, zabıtamızı Büyük Heyetinize karşı daima medyunu şükran bir vaziyette bırakmış ve zabıta bu, teveccüh ve takdirlerinize mazhar oltaıak için çırpınmakta bulunmuştur. Saym arkadaşlarım polis memurundan emniyet âmirine kadar olanlar hakkında geçmiş iktidarın yapamadığını hükümetimiz ve Yüksek Heyetiniz yaparak, onları taltif etmek ve kadro maaşlarını yükseltmek suretiyle kendilerini hakikaten memnun ve minnettar bırakmıştır. Ancak bu teşkilâtta bugün cidden müşkül durumda olan muamelât memurları ile emniyet müdürlerinin de terfihlerine cidden lüzum ve zaruret vardır. Sevk ve idare vazifesiyle mükellef, maaşları 35, 40, 50 lira olan bu müdürlerin emrinde 70 liralık bir emniyet âmiri bulunuyor.. 955 C : Bendenizin Sayın Dahiliye Vekilinden ricam;! muamelât memurlariyle emniyet müdürlerinin i durumlarının giderilmesini temin bakımından I Yüksek Heyetinize yeni bir tekmfi kanuni ge- [ tirmesidir. Sayın arkadaşlar; Yüksek Heyetinizin ma- lûmudur ki, polis mesai müddetiyle mukayyet I değildir. Bu teşkilât içinde senelerce kalmış I bir arkadaşınız olmak haysiyeti ile şu ciheti kemali fahri'le söyliyeyim ki, polisin cumartesi, pazarı, bayramı, seyranı yoktur. Emniyet teşkilâtı mensupları asgari saatten aşağı olmamak üzere vazife görmektedirler. i Çok partili sisteme girdikten sonra bilhassa artan iş hacmi dolayısiyle geceyi gündüze katmak mecburiyetinde kalan bu teşkilât mensubu arkadaşlarım haftalarca evlerine uğramıyacak bir durumdadırlar. Kadro kifayetsizliği yüzünden rasyonel çalışma imkânlarına da sahip değildirler. Kanun ve nizamlar dâhilinde bu teşkilât mensupları kendilerine tevdi edilen vazifeleri lâyıkı ile ve zamanında aksaksız bir şekilde ifa etmek için feragatle çalışmaktadırlar. Bu meslek mensuplarına yüksek heyetinizin malûmu olduğu üzere iktisadi Devlet Teşekküllerinde fazla mesai sarf edenlere prim, tazminat namı altında verilmekte olan para misillû. Gönül ister ki bu teşkilât mensuplarına da fazla mesai bedeli olarak tazminat verilmesi lüzum ve zaruretine kaani bulunmaktayım. Bu dileğimin yüksek heyetinizce de i tasvip buyurulacağma inanıyorum. Dahiliye Vekilinden ikinci ricam; 5 Ağustos 953 tarihinden itibaren yürürlükte bulunan bir Kanun vardır. 636 sayılı Ateşli Silâhlarla bıçaklar hakkındaki bu Kanunun geçici ikinci maddesi hükmüne dayanılarak (Kanunen imali, taşınması yasak edilmiş olmasından dolayı) bıçak imal eden ve satanlardan alınan ve miktarı 50 bini mütecaviz olan sivri uçlu ve oluklu bıçakların bedeli bulunan I 75 675 lira 76 kuruş bugüne kadar 35 000 j lira kadar para ödenmiştir. Fakat imalcilere ve satıcılara daha ödenmesi lâzımgelen 40 675,76 kuruş vardır. Bugüne kadar bu meblâğın. verilememesi dolayısiyle imalciler ve satıcılar haklı olarak sızlanmakta ve şikâyet etmektedirler. Bendeniz vicdani bir borç telâkki ederek yine Sayın Dahiliye Vekilinden, bugün için karşılıksız borçlar tertibin- 548

t : 47 3. den ödenmesi lâzımgelen, bu paranın bir an evvel istihkak sahiplerine ödenmesini temin bakımından Yüksek Heyetinize süratle bir kanun teklifinde bulunmasını rica ederim. Sayın arkadaşlarım, idari, adlı, siyasi sahalarda görev almış bulunan polis memurları ve emniyet teşkilâtı mensupları hakkında ibzal buyurulmakta olan teveccühü şükranla karşılar, hepinizi hürmetle selâmlarım. (Alkışlar) * REİS Süleyman Çağlar SÜLEYMAN ÇAĞLAR (Kastamonu) Efendim, bendeniz Dahiliye Vekâleti bütçesinin * tenkidine geçmezden evvel, dün muhalefet partisi adına konuşan sözcü sayın Mehmet Hazer arkadaşımın bir tenkidine cevap vereceğim. Şöyle buyurdular; son milletvekilleri seçiminde adaylığını koymuş bulunan dahiliye memurlarının yerlerini değiştiriyorlar. Halbuki ben 950 den bir misal vereceğim. 950 de hiçbir siyasi partiye dâhil olmadan halk tarafından aday gösterilen bir memura, onların yaptığı muameleyi arz etmek istiyorum. O aday ki, hiçbir yerde kürsüye çıkmamış, hiçbir zaman halk topluluğuna hitap etmemiş, ancak ve ancak kendisini aday gösterenlerle hasbühal etmiş bir zatın bu hareketi memuriyetten ihracını müstelzim diye hakkında Memureyn Kanununun 3 ncü maddesinin tatbiki istenmiş. Me MEHMET HAZER (Kars) Evvelâ murin dir, Memureyn değil, dilini düzelt. SÜLEYMAN ÇAĞLAR (Devamla) 0, telâffuza bağlıdır. Evvelâ siz kendi lisanınızı, hattâ harekâtınızı düzeltin. SEBATI ATAMAN (Zonguldak) Ayıp ayıp. SÜLEYMAN ÇAĞLAR (Devamla) Her halde senin kadar münevver ve senin kadar ve daha iyi bu memleketi sevenlerdenim. (Sağdan, belli olmaz sesleri) Bu emir sözle değil Ankara Valiliğinden Sinob müddeiumumiliğine yazılmıştır. Bunun cezası; 0 sene bu memlekete aşkla, şevkle vazife gören bir memurun bir kalemde ihracını düşünen eski iktidar ve onun sözcüleri, dünkü kurt bugün kuzu postuna bürünüp * sizlerden merhamet dileniyor. Hattâ şunu da arz edeyim ki, kendi gözündeki merteği görmez, başkasının gözündeki çöpü seyrederler. İşte eski iktidar bugünkü muhalefetin gözleri kararmış, ne yaptığını bilmiyor. 549.955 C : SEBATI ATAMAN (Zonguldak) Sinirlenme, sinirlenme.. SÜLEYMAN ÇAĞLAR (Devamla ) Arkadaşlar; Kastamonu umumiyet itibariyle ormanlık mmtakadır. Bu mmt akada sık sık köylerde yangın vuku bulur. Ben şöyle bir şey düşünüyorum. Köylerin ekserisi toplu bir haldedir. Buralarda gruplar teşkil ederek küçük bir itfaiye ekibi teşkil edilirse zannediyorum, yangınlar önlenmiş olur. Gerçi şimdi şükranla arz ederim ki bu gibi yerlerde vukubulan yangınlar sırasında daha iyi daha modern vasıtalar kullanılıyor. Fakat daha evvelki iktidar zamanında Boyabad'm bir köyünden bahsedeceğim. Bu köy yandı, ancak kendilerine 50 şer lira para verildi. 953 te benim köyüm de yanmıştı, yanan köyün yerine gayet güzel ve modern bir köy kurdu Demokrat Parti Hükümeti. Arkadaşlar; bir de emniyet teşkilâtından bahsetmek istiyorum, gerçi benden evvel konuşan Agâh Erozan, Mehmet Ali Sebük ve Ekrem Anıt arkadaşlarımız gayet güzel ve etraflıca izah ettiler, onun için ben teferruatına girmiyeceğim. Emniyet teşkilâtı ve Türk zabıtası kendisine tevdi edilen vazifeyi bihakkın yapmaktadır ve yapmıya da mecburdur. Ancak, şunu arz edeyim, gördüğü vazife ile aldığı para kabili kıyas değildir. Çok yakm bir zamanda bir vakıaya şahit oldum. 5 Şubat Cumartesi günıi idi, o gün Yugoslavya - Hacettepe maçı varmış. Zabıta memuru oradan dönmüş, Ulus'taki noktadan Bahçelievler karakoluna telefon etti, ben de dinledim. Vazifesini sordu, saat beş buçukta maç münasebetiyle vazifesi bitmiş fakat altıda tekrar vazife almak mecburiyetinde imiş. Kendisi de Keçiören'de oturayormuş. Altıda vazifeye başlıyacağma göre evine yemeğe gidemedi ve bu münasebetle akşam yemeğini de lokantada yemek mecburiyetinde kaldı. İktisadi devlet teşekküllerinde olduğu gibi bunlara bir fazla mesai ücretinin verilmesini rica edeceğim. Her halde Dahiliye Vekilimiz bunlar için bir kanun getirecektir. Hepinizi saygiyle selâmlarım. REİS Kemal Eren, KEMAL EREN (Amasya) Muhterem arkadaşlar, Dahiliye hizmetlerinde yakinen alâkası olması dolayısiyle bendeniz evvelâ taksimatı mülkiye üzerinde durmak istiyorum. Biraz da

İ : 47 3..955 Ö : İ günün mevzuu olması bakımından işin ehemmi- I yetle ele alındığı da muhakkaktır. Muhterem arkadaşlar, takdir buyurursunuz ki, bugünkü taksimatı mülkiyemiz günün icaplarına, iktisadi şartlara ve bilhassa münakale imkânlarına göre gözden geçirilmesi lâzımgelen bir mevzudur. Nitekim Sayın Reisicumhurumuz Meclisin 9 ncu devresinde açılış nutuklarından birisinde, Taksimatı mülkiyenin yeniden gözden geçirilmesine işaret buyurmuşlardır. Hükümetimiz de son senelerde buna muvazi olarak bâzı tedbirlere başvurmuştur. Bu meyanda bâzı kazalarımızın vilâyet haline getirilmesi suretiyle taksimatı mülkiyeyi ele aldığı görülmektedir Ancak bendenizin burada işaret etmek istediğim nokta, Hükümetin bu işi bugün ele aldığı gibi münferiden ve mahallî ihtiyaçlara göre değil, kül.halinde memleketin ihtiyaçlarını, münakale şartlarını ve iktisadi şartları nazarı itibara a>a rak memleketimizde umumiyetle mülki teşkilâtımızda bir değişiklik yapılması icabediyorsa, bunu memleket ölçüsünde derpiş etmek ve zamanla tatbik etmek üzere hattâ bunu bir programla tesbit edip ilân etmek ve bütçenin imkânları derecesinde tahakkuk ettirme yoluna gitmek lâzım gelmektedir. Bu arada üzerinde durulması icabeden bir cihet te Hükümetimizin bâzı vilâyetleri ikiye bölmek suretiyle, vilâyet adedini çoğaltmak suretiyle küçük vilâyet sistemine gittiği görülmektedir. Eğer prensip olarak bu kabul edilmişse, ki bendeniz de buna taraftarım, bugünnkü hizmet ölçüsüne göre, memleketimizde köylerde başlıyan hizmetleri teşvik yolunda küçük vilâyetlerin teşkil edilmesi, hakikaten bu hizmetleri kolaylaştıracaktır. Maamafih bunun aksi de ileri - sürülebilir, büyük vilâyet sistemi de aynı kuvvetle ileri sürülebilir. Binaenaleyh her şeyden evvel bunun prensibini halletmek, yani vilâyetleri küçülterek mi, umumi valilikler ihdası suretiyle mi taksimatı mülkiyede değişiklik yapılması arzu edilmektedir? Kanaatimce evvelâ bunun prensibinin halli bundan sonra da taksimatı mülkiyenin kül halinde ele alınması ve bu işin bir program dâhilinde tatbik edilmesi lâzımiır. Böyle almaz da bu iş bugünkü gibi münferiden ele alınırsa bu hal birtakım kazalar hattâ vüâ yetler arasında rekabetlere, geçimsizliklere yol açar. Bendeniz bilhassa bu noktaya işaret etmek istiyorum. Yine bu mevzu ile ilgili olarak hükümetimizin âmme hizmetlerini halkın ayağına götürme faaliyetleri arasında birtakım nahiyeleri kaza haline getirdiği görülmektedir. Geçen senelerde elliye yakın kaza teşkü edilmiştir. Fakat öyle zannediyorum ki bunlardan bir çoğuna kaymakam bulunamamıştır. Bunda eleman kıtlığı mevzuubahis olabilir. Buna muvazi olarak nahiyelerimizin tam teşkilâtlı bir hale getirilmek suretiyle küçük çapta kaza teşkilinin bu maksadı temin edeceği de muhakkaktır. Tam teşkilâtlı nahiyeler de küçük çapta birer kaza demektir. ve tahakkuk ve tatbik kabiliyeti kaza teşkilâtına nazaran hem maddi bakımdan, hem de eleman bulunması bakımından daha kolaydır. Bu noktanın da derpiş edilmesine bilhassa işaret etmek isterim. Muhterem arkadaşlarım; mahallî idarelerimizden, özel idareler üzerinde durmak muhakkak yerindedir. Bugün özel idareleri tanzim eden kanun çok eski bir kanundur ve günün şartlarına uymaktadır. Teşkilâtı Esasiye Kanunumuzda vilâyetlerin idaresi malûmunuz veçhile tevsii mesuliyet ve tefriki vezaif esasına dayanmaktadır. Binaenaleh eldeki kanun bu maksattan uzaktır ve daha evvel hazırlanan özel İdareler Kanunu da gene bu maksadı temin edecek mahiyette değildir. Bilhassa bu lâyihada özel idarelerin muhtariyeti de tanınmamıştır. Ayrıca hizmetlerin hangisi mahallîdir, hangileri merkezî hizmet karakterini arz etmektedir, bunlar tefrik edilmiş değildir. Yüksek malûmunuz, mahallî idarelerin sebebi vücudu hizmetleri mahallî olarak ayırmak ve bu hizmetleri mahallî varidatla temin etmek suretiyle görülmesini mahalline bırakmaktır. Geçen devre gelen özel İdare Kanununda da hizmetler bir tefrike tâbi tutulmamıştır. Hükümetin ziraat programı dışında kalan, hükümetin sağlık programı dışında kalan işleri mahallî hizmettir denmiştir. Halbuki hangilerinin mahallî hizmetler olduğunu tefrik etmek ve bunu kanunun bünyesinde derpiş etmek hususu nazara alınmamıştır. Bugünkü sistemimiz devamiyet arz öden bir sistem değildir. Bugün yapılan yardım yarın yapılamaz. Halbuki aynı hizmeti aynı tempoda idame edecek şekilde özel idarelere gelir kaynakları temin edildiği takdirde, merkezî bir yük olmadan bu hizmetleri bugünkü tempoda yürütmek ve müstakar bir yolda mevcudiyetini l idame ettirmek mümkün olacaktır. 550

Yeni kanunun bu esasları ihtiva etmesi derpiş edilirse Meclisten daha kolay çıkacaktır. REÎS Müddet tamam Kemal Bey. KEMAL EREN (Devamla) Hepinizi hürmetle selâmlarım. REÎS Tahir Akman. TAHÎR AKMAN (Çankırı) Muhterem arkadaşlar; Demokrat Parti iktidarından sonra memleketin iktisadi sahasında ve iktisadin bir şubesi olan ziraat sahasında büyük inkişaflar husule gelmiş ve hükümetimiz ve hükümetimizin hususi teşebbüsü" de ele alarak büyük smai teşebbüslere girişmiş, yol, köprü, meydan, baraj işlerini ele almış ve bunların bir an evvel faaliyete geçirilmesi hususunda gayretler sarf etmiştir. Bu suretle düne nazaran âmme hizmetleri daha ziyade genişlemiş ve gelişmiş bulunmaktadır. Âmme hizmetlerinin ifası bakımından âmme hizmetlerinin başında bulunan ve bu işleri ifa ile mükellef bulunan elemanların da vazife ve mesuliyetleri düne nazaran daha çok genişlemiş ve devlet teşkilâtının bütün kademelerinde ve bilhassa faal vazife alan kısımlarında müşahede ettiğimiz gibi, köyden itibaren nahiye, kaza ve vilâyetlerde de bu âmme hizmetlerinin çok genişlemiş ve başında bulunan elemanların da bu vazifeleri dolayısiyle fazla mahmul bir hale gelmiş oldukları da büyük bir hakikattir. Bu itibarla arz etmek istediğim nokta şudur; vilâyetlerde bütün idare âmirleri, düne nazaran daha çok çalışmak mecburiyetindedirler. Yol yapıyorlar, su getiriyorlar, köprü yapıyorlar, memleketin bütün hizmetleriyle meşgul oluyorlar. Bu arada, bilhassa valilerimizin merkez kaymakamlığı hizmetini de ifa etmeleri, bu vazifelerini daha ziyade aksatmaktadır. Onun için bir merkez kaymakamlığı teşkilâtının kurulmasının artık bir zaruret haline geldiği kanaatini taşıyorum. Bu vaziyette bütçeye her hangi bir külfet tahmil edilecek değildir. Bugün bütün vilâyetlerimizde hukuk işleri müdürlüğü vardır. Çoğunun vazifesi azdır. Bu kadroların üçte ikisinin lâğvedilmesi suretiyle merkez kaymakamlığının ihdası pekâlâ mümkün olabilir. Diğer teşkilât ise esas itibariyle vilâyetlerde mevcuttur. Derhal merkez kaymakamlığına bağlanmak suretiyle bu müessese faaliyete geçebilir. t : 47 3.â.956 Ö : İ 55-. Diğer taraftan bir hareket halinde bulunan, bugünkü mmeleketimizin bu harekete ayak uydurması için idare adamlarının - Valilerimizin esasen vardır - kaymakamlarımızın motorlu vasıtalarla teçhiz edilmesi zaruret haline gelmiştir. îdare adamlarımız bunları keyifleri için kullanmazlar. Şark'da, Garp'ta at sırtında senelerce feragatle hizmet etmişlerdir. Esasen kanunu da çıkmış bulunmaktadır; bir an evvel tahakkukunu Sayın Vekilden rica ederim. Bir noktayı daha belirtmek mecburiyetindeyim, fakat bu mevzua temas etmek istemiyordum. Bütçe, müzakerelerinde temas edildi. Bir meslek arkadaşımın işi hiç bilmiyormuş gibi burada konuşmasına temas edeceğim. Mesele şudur; dün memurların parti münasebetlerini, parti işlerine nasıl karıştırıldığını ve parti içinde nasıl haşır neşir olduğunu bilmez gibi aynı zamanda bu işleri kendisi tatbik ederek, işin içine politika katarak eski iktidarın mûtat metotlariyle harekete geçtiği halde, memurlar politikaya karıştırılıyor, memurlar politika oyunlariyle mağdur ediliyor, gibi sözlerde bulunması dolayısiyle bu mesele hakkında ben de biraz konuşmak istiyorum. Efendim, benim kanaatime göre hizmet ve siyasi bakımdan memurları iki kısma ayırmak lâzımdır. Birisi 950 den evvelki memurlar diğeri de 950 den sonraki memurlar. 950 den evvelki memurun birinci vazifesi Halk Partisi organı olarak, Halk Partisi amaline hizmet demek, ondan sonra âmme hizmetleri gelir. Bütün memurları memuriyet hayatımızda gördük, bunların acılarını da çektik. 950 den sonra politika içine karıştırılmış olan memuru politikadan nasıl kurtaralım, diye uğraşmışızdır. Âmme hizmetleri ve halk işleri bir tarafa bırakılarak politikaya karışan memurlar affedilmiş hattâ daha iyi yerlere gönderilmiştir. öteden beri alışılmış olan bu usul birdenbire önlenemez. Bu eski iktidarın hatasıdır. Bendeniz 94 yılında kaymakam oldum. 43 yılında seçim var. Bu seçimde Halk Partisi müntehibisani adayı kazanamamış. Kıyametler koptu ve bana derhal Halk Partisi namzedini kazandıracaksın diye emir verdiler. Ben ne yapabilirdim. Nihayet bir müntehibisani seçimde kaybetmiş. Olmaz dediler, ve ısrar ettiler. Seçimi bozun, yenileyin, dediler. Ne yaparsınız, rica, minnet durdurduk. Bir müntehibisani kaybetmiş, bi-

I : 47 3.! zimle ne alâkası vardı. Fakat bir kayaya çarpmıştık. 946 seçimleri malûm. O zaman Ürgüb'de bulunuyorum, illâ bizi kazandıracaksın, diye emir verdiler. Parti müfettişleri telefon açıyor ve eğer bizi kazandırmazsan seni şöyle asarız, böyle keseriz, diye tehditler savuruyordu. Ne yapalım, mukadderatımıza razıyız, müdahale etmemize imkân yok, dedim. 947 de Gercüş'e gittim. Yine bir emir, burada Demokrat Parti teşkilâtını kurdurmıyacaksm. Bunların bu.kadar mümanaatına rağmen Allah'a şükür yine de kuruldu. Nazimiye'ye gittim. Demokrat Parti teşkilâtı kuruldu. Hep bize raslıyor. Salih Keçeci de vardı, illâ siz de bir söz söyleyin dediler. Ben de bitaraf olduğumuzu söyledim. Bunu ertesi günkü gazeteler yazdı. Memur tabiî Halk Partisinin tabiî üyeleri idi. Ondan sonra demokratsınız, dediler. Oradan da Kadirli'ye tâyin edildim. Buranın iki belediye reisi var, birisi Demokrat Partili, diğeri ise Halk Partili. Belediye meclisinin ekserisi Demokrat Partiden. Belediye reisine işten el çektiriliyor. Buna da sebep hesabı katî cetvellerini tam vaktinde gönderilmemiş. Bunun için işten el çektirilmez. Bir sual açmak suretiyle meselenin halli cihetine pekâlâ gidilebilir. Bu işten el çektirme keyfiyeti öyle bir zamanda yapılacak ki, tam Halk Partisinin ekseriyette bulunduğu bir zamanda meclisten el çektirilmek keyfiyeti tebliği yapılacak. Bu meyanda Mehmet Hazer'- in Kurşunlu'da ne yaptığını pekâlâ biliyoruz. Vatandaşların üzerinde kırbaç şaklatıldığmı, telgraf direklerinin kırıldığını.. (Bravo sesleri, alkışlar). RElS Vaktiniz tamamdır. Münakale Kanunu için rey vermiyen arkadaşlar lütfen reylerini istimal buyursunlar. ŞEVKİ ECEVlT (Sivas) Muhterem arkadaşlar; bendeniz Dahiliye Vekâletinin vazifesi cümlesinden olan bir mevzu hakkında vekil arkadaşımdan izahat lûtfunda bulunmasını rica edeceğim. Ba mevzu, memleketimizde bir nüfus tahriri yapılması mevzuudur. Raporu tetkik ettim, maalesef buna ait hiçbir kayıt göremedim. Arkadaşlar, yüksek malûmunuz olduğu üzere 30 yılından beri bu memlekette nüfus tahriri.955 C : j yapılmamıştır. 50 senesinden beri eski kayıt- I larla muamele yapılmaktadır. Bu yüzden bil- I hassa Türk köylüsünün mâruz kaldığı müşküj lâtın ne kadar girift, ne kadar büyük olduğunu I hepimiz gayet iyi bilmekteyiz. Kayda esas ola- I cak hukuki mahiyeti haiz bir tahrir yapmak ha- { kikaten kolay bir şey değildir. Bunun maddî! portesi belki 0-5 milyona baliğ olacak ve birj çok külfete badi bulunacağını tahmin etmekte- yim. Ama yapılmıyacak iş de değildir. Çünkü * j bugün köylünün bu yüzden ne kadar çok sıkm- ; tılara duçar olduğu ve miras işlerinin ne kadar karma karışık bir halde bulunduğunu hepimiz * i yakînen bilmekteyiz. Bu itibarla acaba bu mesej le ne zaman ele alınacaktır? 953 bütçesinin mü- ] zakeresi sırasında bendeniz bu mevzua işaret etmiştim. Vekil arkadaşımız ele alındığını, kanunun hazırlanmakta olduğunu söylemişlerdi. Bugüne kadar bir netice alınmadı. Bu mevzu acaba önümüzdeki senelerde ele alınacak ıradır? Bu meselenin önümüzdeki sene içinde ele alınması ve hal yoluna sokulması zamanının geldij ğini tahmin etmekteyim. Vekil arkadaşımın şahsiyetine ve icraatına fazlaca itimadım vardır. Bu meselenin de artık hal zamanı geldiğini kendilerine hatırlatmak istedim. Mâruzâtım bundan ibarettir. (Alkışlar). ASIM EMREM (Çankırı) Muhterem arkadaşlar; bendeniz emniyet camiası içinde, Emniyet Umum Müdürlüğüne bağlı ve Polis Enstitüsü adını taşıyan bir öğretim ve ilim müessesesi hakkında kısaca maruzatta bulunacağım. Bu müessesenin öğretim üyeleri ve talebeleri bakımından son derece haklı olduğuna ve is'- afı zamanının çoktan gelip geçtiğine kani bulunduğum iki mühim ihtiyacı vardır. Polis Enstitüsü 938 yılında ihdas edilmiş I ve teşkilâtı gayet geniş olan emniyet meslekinin orta kademelerine, ilk ve yüksek kademelerine değil, bilhassa orta kademelerine eleman yetiş- L tirmek gayesiyle kurulmuştur. Enstitünün ilk, orta ve yüksek olmak üzere üç kısmı vardır. Yüksek kısmına lise mezunu alınır, kıymetli bir müessesemiz olan Gazi. Terbiye Enstitüsü. gibi, lise mezunlarını iki yıl okuttuktan sonra j mezun eder. ilk ve orta kısımlarına da, daha evvel mesleke intisabetmiş veya intisabedeeek olan daha aşağı tahsil kademesindeki elemanlar alm- I maktadır. Bu durumda olan Polis Enstitüsü I 938 de kadroları yapılırken öğretmenlerin âza- 55

î : 47 3..955 0: mi kadroları 55 lira olarak tesbit edilmiş, bilâ- i hara 3656 sayılı Kanun, Barem Kanunu çıktıktan sonra 55 lira asli maaş olan ibu kadrolar 60 liraya ibl;ğ edilmiştir. Bugün lise mezunlarına iki yıl ders okutan ve 30 sayılı Emniyet Teşkilâtı Kanununa göre meslekî sahada yüksek tahsil veren bu müessesedeki öğretmenler 60 ii- ı ra asli maaşta sıkışıp kalmışlardır. Şahsan ta- ı nıdığım birçok kıymetli arkadaşlarımız bu 60 ı liralık kadroda 4598 sayılı Kanunun verdiği hakkı, iki üst dereceyi, 80 lira asli maaşı 7-8 yıldan beri almakta ve birçokları da terfi müddetlerini çoktan ikmal ettikleri halde kadrosuz- luk yüzünden terfi edememektedirler. Enstitü hakkındaki ikinci mâruzâtım da, enstitünün yüksek kısmında okuyan gençler hakkındadır muhterem arkadaşlarım. Enstitü öğretmenlerinin diğer öğretim müesseslerinden farkı vardır. Enstitünün fonksiyonu icabı ekseri yıllarda, yaz aylarında, tatil aylarında, ilk kısım, orta kısım adı ile kısımlar açılır ve öğretmenler tatil yapmak imkânından seve seve mahrum kalırlar. Yaptıkları vazifelerin çok ulvi olduğuna kani bulunduğum ilk mektep muallimleri için dahi 60, 70, 80 lira maaşa çıkamaz diye bir kayıt mevcut değilken polis enstitüsü gibi yüksek kısmı olan bir öğretim müessesesi öğretmenini bu kadar az bir maaşla dondurmak ve sıkıştırmak ümidederim ki, Yüksek. Meclisçe de-tasvibedilmez. Sayın Dahiliye Vekilimizden öğretmenler hakkında birinci istirhamım; bu kadro darlığının halledilmesidir. Bunun halli malî bir külfet yükle- ı nıeden dahi mümkündür. Çünkü küçük kadrolar var. 5-30 lira gibi.. Bunlar bütçenin (L) cetvelindedir. Bu kadroları hamur yapmak suretiyle bütçeye bir yük tahmil etmeden enstitü muallimlerinin kadro işini halletmek mümkündür. Bu gençler, demin de arz ettiğim gibi lise mezunudurlar. Enstitüye mümasil olan, müşabih olan başka öğretim müessesesine intisabeden lise mezunları orada iki sene tahsilden sonra 30 lira maaşla işe başlarlar. Fakat maalesef bu enstitüyü bitirenler bu maaşı alamamaktadırlar, Barem Kanununun tanıdığı bu haktan istifade edememektedirler. Eğer komiser muavinliği kadrosu varsa 5 lira asli maaşla işe başlarlar. Bu da pek aşikâr olan bir adaletsizliktir. Bunun da 553 izalesini keza Muhterem Hükümetimizden ve kıymetli Dahiliye Vekilimizden istirham ederim. Bendenizin maruzatım bu kadardır. (Alkışlar.) REÎS Pertev Saııaç. PERTEV SANAÇ (Trabzon) Muhterem arkadaşlar; bendeniz fazla vaktinizi yemiyeceğim. Bendeniz 30 sayılı Kanunun bir maddesine temas edeceğim. Bu madde demokratik prensiplere aykırıdır. Madde öyle bir salâhiyet vermiştir ki Vekiller Heyetinde bile bu salâhiyet yoktur. îcra Vekilleri 80,90 liraya bir adam tâyin edebilir mi? Bu madde bu salâhiyeti emniyet teşkilât kanununun bünyesi içinde fakat emniyeti umumiye tarafından tatbik edilmiyen, bir teşkilâta verilmiştir. Millî Emniyete verilmiştir. Madde der ki; hulâsa olarak; emniyet müfettişliklerine, muavinliklerine hariçten her hangi bir insan alınabilir. Bir sene kullandıktan sonra bu kimse bütün hukukiyle ve vecaibiyle memur oluyor. Şart yok. Türk vatandaşı olmak, okur yazar olması kâfi. Bu kadrolar içinde yüksek kadrolar ida vardır. Yüz lira, seksen, doksan liralık böyle aledderecat aşağı yukarı kadrolar vardır. 30 lira asli maaşlı bir memuru, 80-90 lira asli maaşla tâyin etmek nasıl olur? Bu iş Vekilin bile salâhiyeti dâhilinde değildir. Vekili, ancak bir memuru 40 lira asli maaşla tâyin edebildiği halde bundan yukarı kademeleri de müşterek kararname ile terfi ve tâyin edebilir. Tatbikatta da böyle. 47 nci madde için Emniyet Genel Müdürlüğü şöyle bir formül bulmuştur, Millî Emniyet Başkanının teklifi üzerine arz olunur şeklinde onay yaptırıyor. Bu gibi onayların mevcut olduğu dosyaların tetkikiyle kolayca anlaşılır. Hattâ Vekilin bulunmadığı zamanlarda bu onayları Müsteşar imza ediyor. Bir Müsteşar 80,90 lira ya bir memuru nasıl tâyin edebilir? Bu madde böyle işliyor, bu çok fecidir. Ne bizim Memurin Kanunlarımızda, ne de Vekâletler Teşkilât Kanunlarında ve hattâ Dünya Hukuk rejimlerinde böyle bir maddenin mevcut olmıyacağını tahmin ediyorum. Sayın Vekilden bu maddenin bir an evvel kaldırılmasını rica ediyorum. Bu bir realitedir, hilafı hakikat değildir, tetkik etsinler. Mâruzâtım bundan ibarettir.

î 47 3. REÎS Halil Turgut. (Yok sesleri) Müfit Erkuyumcu. MÜFİT ERKUYUMCU (Bursa) Muhterem arkadaşlar, bir tek temenni için söz almış bulunuyorum; bu temennim de Memurin Muhakemat Kanunu hakkında olacaktır. Yüksek Meclisin malûmudur şimdi mer'i bulunan Memurin Muhakemat Kanunu hükümleri, memurlar için ayrı bir tahkik ve muhakeme usulü kabul etmektedir. Bu kanundan vatandaş şikâyetçidir; kanunun imtiyaz tesis eden hükümlerinin kaldırılması icabeder. Geçen devre içerisinde Hükümet Memurin Muhakemat Kanununun tadili hakkında bir tasarıyı Meclise getirmişti. Bu tasarı Adalet ve İçişleri Komisyonlarından geçti Meclis gündemine girdi; fakat görüşülemediği için hükümsüz kaldı. Tahkik ettim, şimdiye kadar bu tasarı tekrar ele alınmamıştır.. Sayın Vekilden rica ediyorum, esasen Hükümetten gelen bu tasarıyı tekrar ele alsınlar, Mecliste görüşülsün. Ve öteden beri bir şikâyet ve ıstırap mevzuu olan bu iş de bu devre içerisinde halledilsin. Mâruzâtım bundan ibarettir. REİS İsmet Uslu. İSMET USLU (Seyhan) Muhterem arkadaşlar, benim mâruzâtım, gayet kısa olacaktır. Yalnız bizler de içinde yaşamış insanlar olarak şuiıu arz edebilirim ki dünün Dâhiliye Vekâleti anlayışı ile bugünün anlayışı arasında büyük fark vardır. Eğer muhterem arkadaşlarını dünün işlerini arıyorlarsa çok hata ediyorlar. Bugün insanların hayatı sigortalıdır. Bizimki de sigortalıdır, onlarınki de sigortalıdır. Yalnız şimdi söyliyeceğim ve arz edeceğim mevzu birer ihtiyaç olmakla beraber bugün cemiyete gayet zararlı bir hal almakta olan bir mevzudur. İnsan ahlâkını, cemiyet ahlâkını gayet kötü bir yola sevkeden barlar ve kulüpler mevzuu vardır. Muhterem arkadaşlarım, barlar, bilhassa bizim o tarafta insan mezbahası denecek derecede insan saadetini, evleri yıkmktadır. Bâzı insanlara da apartmanlar yaptırtmaktadır. Bugünkü emniyetin elindeki mevzuat da bunun ıslahını mümkün kılmıyacak derecede sistemsiz bir şekilde yazılmıştır. Bu barların bir ihtiyaç olduğunu kabul ediyorum. Fakat bunların, ailelerin de gidebileceği bir hale getirmek üzere ıslah 664 955 0: edilmesini istiyorum. Barlar bugünkü haliyle bir mezbahadır. Dahiliye Vekilinden bunlara son verilmesini temenni ediyorum. Bir de kulüpler mevzuu vardır. Kabul ediyorum ; oyun bir ihtiyaçtır. Ama, bâzı vekil arkadaşlarımızın da gördükleri bir hakikat vardır ki; bu kulüplerde bakara masaları, rulet masaları vardır. Bu masalarda yüzbinlerce lira batıran birçok aile babaları mevcuttur. Bu haller bizim taraflarda çok olmktadır. Bir gün Sayın Devlet Vekili Osman Kapani ile Karataş'ta birlikte bir yemek yemiştik. Kulüpte bize bakara masasını gösterdiler. Muhterem arkadaşlar; kahvelerde on kuruşluk kahvesine, çayına oyun oynıyanlar kumar oynadı diye mahkemelere sevkedilir, kulüplerde yüzbinlerce lira bakara, rulet masasında döner, buna kimse müdahale etmez. (Alkışlar) Muhterem arkadaşlar; Sayın Vekilimizin ve tiler Bankası Umum Müdürünün gayet dürüst ve namuslu olduklarına yüzde yüz emin olmakla beraber, bir hakikati ortaya atmakta fayda mülâhaza ediyorum..dirayetine güvendiğim vekilimizin, samimiyetine ve çok dürüst olduğundan emin bulunduğum İller Bankası Genel Müdürünün dikkatlerini celbedeceğim : Geçenlerde Yenice kazasının 50 bin liraya su ihalesi yapıldı. İhaleye iştirak edenler % 5 kırarak 37 bin küsur lira eksiğine işi aldılar. Mütaahhitlerin aralarında konuşmalarına şahit oldum. Anlaşarak birkaç bin lira indirmediklerine üzülüyorlardı. Buna rağmen bu ihaleden 40 bin lira kazanmakta idiler. Benim yanımda çekinmeden konuşurlar. Ben onların yanında mebus değil çiftçiyim. 50 bin liralık ihalede 75 bin lira kâr olur mü? Bâzı ihalelerde mütaahhitler anlaşıyorlar, pek az kırıyorlar. Bâzıları anlaşmıyorlar az kırıyorlar. İller Bankası Umum Müdürü Nafiz Beyin şahsına ve dürüstlüğüne büyük inanım vardır. Bu gibi kötü mevzuların hallini hassaten rica ederim. Hepinizi hürmetle selâmlarım. (Alkışlar) REİS Muzaffer M Mühto. Bir arkadaş kaldı, onun için kifayet takririni okutmıyacağım, izin verirseniz, o arkadaş konuşsun. MUZAFFER ÂLİ MÜHTO (Kastamonu) Muhterem arkadaşlar, 953 yılı idari taksima-

: 47 3. tından aldığım notları burada arz edeceğim. Bu arzımla bir tenkid değil Sayın Dahiliye Vekilinden bir ricada bulunacağım. 953 yılı idari taksimatına göre 64 vilâyet, 460 kaza, 490 nahiye ve 34 000 de köy vardır. Kastamonu vilâyetinin kaza, 8 nahiye ve 054 köyü vardır. 64 vilâyete göre Kastamonu'ya 4, nahiye düşer, kaza adedine göre de nahiye düşer. Köy sayımıza göre de 8 nahiye düşer. Bundan maksadım, Dahiliye Vekili arkadaşımızdan ricam, bu vaziyetleri göze alarak nahiye teşkilâtının Kastamonu'da biraz daha artırılmasını rica olacaktır. ikinci ricam; seçmen kütüklerinin, yani seçmen ehliyetinin bir yaş üzerinde tevhidi lüzumudur. Muhtar seçimi için ayrı bir yaş, mebus seçimi, için ayrı bir yaş, meclisi umumi âzalığı seçimi için ayrı bir yaş. Bunlar için ayrı ayrı kütükler tanzim edilmekte ve bu ise belediyeyi ve vilâyeti fazlasiyle işgal etmektedir. Her halde bunlara bir yaş tevhidi yaparsak faydalı bir iş yapmış olacağız ve bu suretle hem teşkilâtın emeğinden ve hem de masraftan tasarruf etmiş bulunacağız. Arkadaşlar, her nimet bir külfet mukabilidir diye bir söz vardır. Emniyette çalışan arkadaşlarımızdan kalifiye memur istiyoruz. Fakat kalifiye memur isterken de bunlara lâyık oldukları ücreti veremiyoruz. Bu yüzden de emniyette çalışan arkadaşlar yavaş yavaş meslekilerinden çekilmektedir. Bu sebeple emniyet teşkilâtına biraz daha ehemmiyet ve terfih imkânları vererek bunları vazifelerinde tutmak mecburiyetindeyiz. Bütçe Encümenine, fazla çalışanlara tahsisat verilmesi için bir teklif gelmişti, bu teklif, Maliye Vekilinin itirazı üzerine geri alınmıştır. Bu teklifin malî portesi 9 milyon lira imiş. 3 milyarlık bir bütçede 9 milyonun fazla olduğu düşünülerek geri bırakılmasını ben doğru bulmuyorum. Hem iş bekliyoruz, hem de mukabilinde parayı vermiyoruz. Onun için tatmin etmek cihetine gitmekliğimiz lâzımdır. Aksi takdirde dışarda hususi müesseseler daha fazla para veriyorlar, herkes oraya kaçar. Bundan dolayı vebal de bizim üzerimizde kalır. Onun için bu kanun teklifinin Yüksek Heyetinize getirmesini ben Dahilye Vekilinden bilhassa rica edeceğim. Dahiliye bütçesi münasebetiyle biraz da jandarma erlerimizin durumuna temas edeceğim. -655-965 O : Bendeniz memleketin asayiş ve emniyeti ile vazifeli olan bu erler için geçen devre bütçe konuşmalarında jandarma erlerine de rayice göre takdir olunan bedelin verilmesini temenni etmiştim. Eski bir kanuna göre jandarma erlerine maktu bir tahsisat veriliyordu. Benim teklifimde bunun rayice göre verilmesi vardı. Bir miktar artırıldı ise de bu miktar rayice göre hesabedilnıiyor. Bir kazada şube erlerine rayice göre tahsisat veriliyor. Jandarma erlerimiz ise maktuan kendilerine verilen bir parayı almaktadırlar. Bugünkü iktisadi şartlara göre hayat standartları daima değişmektedir. Jandarmalarımız bu pahalılık karşısında çok mağdur durumda kalmaktadırlar. Bunların telâfisini Sayın Vekilimizden rica ederek huzurunuzdan ayrılıyorum. SINAN TEKELÎOĞLU (Seyhan) Arkadaşlar, Dahiliye Vekâleti bütçesi müzakere edilirken benim en çok vekilden istiyeceğim maruzatımı izah etmek üzere söz almış bulunuyorum. Bunlardan en evvel zikir edeceğim merkez valileri işidir. Bunlar vaktiyle Halk Partisi zamanında vilâyetlerin idaresini ellerinde tuttukları zaman Halk Partisine temayül etiklerinden dolayı merkeze alınmış valilerdir. Artık bizim idare âmirlerimiz arasında Halk Partisi, Demokrat Parti lehinde çalışan insanlar kalmamıştır. Hepsi devletin memurudurlar. Onun için arasında çok kıymetli arkadaşlar bulunduğunu ben yakinen biliyorum, artık Dahiliye Vekili bu merkez valileri işine bir son versin, bunlara lâyık olduğu değeri versin, tecrübeli ve hakikaten elyak bu insanları vazifede kullansın. Halk Partisi zamanında bunlar geri çekilmiş kuvvetler gibi idi. O zaman merkez valisi nerede sıkışık bir durum olursa oraya Halk Partisinin amalini temin için gönderilirdi. Dahiliye Vekilimizden tekrar rica ediyorum, bu merkez valilerine lâyık oldukları derecelerde iş başına getirsin onlardan istifade etsin; Sonra; demin arkadaşım bahsetti, barlardan, kulüplerden. Ufak kazalarda da artık - idare âmirlerinin hataları olsa gerek - rasgele barlar açılmaya başladı. Bilhassa bizim Adananın Osmaniye kazasında her gün iki üç adamı barda boğuyorlar. (Zengin sesleri) Zengin değil, fukara, hattâ bir pekmezci bara düşmüş, parasını yedikten sonra barda pantolonunu da soymuşlar. Ora halkı tarafından yapılmış olan maz-

î : 47 3.. 955 C : batayı Dahiliye Vekili Beyefendiye takdim ettim. Çok rica ederim, Adalet Vekili burada yok,! ne kadar Türkler gelmişse o kadar Rumun Yu Bunları geri göndermek doğru değildir. E tabii idare amirleriyle mahkemeler karşı karşıya geliyorlar, idare âmiri inzibati mecburiyet nanistan'a gönderilmesini teklif ediyorum. Bir var diye kapatıyor, hâkim tekrar açılmasına karar ve- İ riyor. Yani idare âmiri ile adlî makam çarpışı- i yor. Bu memleket bizimdir, bunun idaresi, ad- j liyesi ayrı ayrı şeyler değildir, memleketin be- j kasını temin etmek için elele vererek memleketin ıslahına doğru gitmek mecburiyetindeyiz, j Sonra trafik memurları : j t Trafik memurları bilhassa Ankara'da şö- j förlere çok çirkin muamelede bulunuyorlar. Arkadaşlar; şoförler de bu memleketin ev- lâtlarıdır, diğerleri de bu memlektin evlâtları- ' dır. Bu iki kardeşin birbirlerine kötü muamele ı yapması her halde iyi netice vermez. Vekil Bey- J den bilhassa bu hususu rica ediyorum, lâzımge- j lenlere muktazi emri lütfetsinler.! Sonra jandarmalar : ; Jandarma Teşkilâtında bilhassa bölük ku- j mandanları fazla zabit mevcudu, mevcut kâfi j olmadığı için birçok kazalarda ve diğer teşki- j lâtında bu vazifeyi jandarma onbaşıları yapmaktadır. Bunlardan bâzıları halka fena mua- j mele yapmaktadır. Jandarma Umum Kumandanından bilhassa rica ediyorum, ötede beride ne kadar zabiti var- ] sa bunları kazalara göndersinler, ve jandarmalar halka iyi muamele yapsın halk bir çoklarından bizardır. Demokrat Parti iktidara geldikten sonra artık bunların olmaması lâzımdır, ben de Demokrat Parti milletvekili olduğuma göre (Yağa paşa sesleri) Demokrat Parti idarecile- j rinden halka iyi muamele yapmaları için jan- ] darmalara emir vermelerini rica edeceğim. Sonra, asıl mühim olan mesele, öteden beri i bu işin üzerinde duruyorum. Bizim müttefiki- i miz olan Yunanistan aleyhinde konuşmuyorum. Yunanlıları çok sevdiğim için onlar hakkında j hiçbir söz sarf etmemeye ahdü peyman ettim, j Ama Garbi Trakya'da ve adalardaki ırkdaş- I larımıza çok fena muamele edenlere göz yummamalıdır. Bu ırkdaslarımız bu fena muameleler karşısında Türkiye'ye hicret etmektedirler. Fakat elimizdeki kanuna göre bunlar iade ediliyor. Halbuki bu ırkdaslarımız zulüm gördükleri için kaçmış gelmişlerdir. Ben Fethiye'de kaymakam iken Rodos Türkleri ile tanışırdım. Vaziyetleri- } ni söylediler, ben de icabeden yerlere söyledim. I 556 sulh muahedesiyle biz onları Trakya'da istanbul Rumlarına karşı bıraktık. Eğer onlar bu muamelede devam ederlerse biz de mukabelebilmisile müracaat etmek mecburiyetindeyiz. Eğer Yunan Plükümeti bizim müttefikimizse o da bizim oradaki ırkdaşlarımıza, dindaşlarımıza şimdi yapmakta oldukları zulümleri reva görmemelidirler. Arkadaşlar; ben yakinen biliyorum, Garbi Trakya'da, Dimetoka'da hiçbir Türk kalmamıştır, hepsinin malı mülkü gasbedilmiştir, orada kalanlar da perişan bir haldedirler. (Doğru, doğru sesleri) Arz ettiğim gibi Yunanlılar eğer bizim müttefikimiz ise neden müttefikimiz olan bu devlet bizim oradaki ırkdaşlarımıza iyi muamele yapmıyorlar, bizim onlara gösterdiğimiz iyi muameleyi göstermiyorlar. Biz Yunanlıların bize bıraktığı etabli ramlarına o kadar iyi muamele ediyoruz ki, onlar vaktiyle istanbul'dan dışarı bile çıkmazken bugün istanbul'da, her yerde ticaret yapabiliyorlar. Acaba Garbi Trakya'daki bir Türk bunu yapabilir mi? Arkadaşlarım; Hükümetimizden çok rica ediyorum, bunun üzerinde şiddetle ve hassasiyetle dursunlar ve bizim etabli rumlarma yaptığımız muameleyi nazarı itibara alarak Yunan Hükümetini ikaz etsinler, bizim oradaki Türk ırkdaşlarımıza bu kötü muameleleri yapmakta devam ederlerse mukabelebilmisilde bulunmak mecburiyetinde kalacağımızı ihtar etsinler, oradan bize kaç ırkdaşımız gelirse o etabli ramlarından o kadar göndermek zarureti hâsıl olacağını da söylesinler. Zannediyorum ki, Büyük Millet Meclisi de benim sözlerime iştirak eder ve benim bu mâruzâtımı hüsnütelâkki ederler. (Bravo sesleri, alkışlar) Bir noktaya daha temas edeceğim, acaba nüfus sayımı bu yaz içinde yapılacak mıdır, onu da Dahiliye Vekili Beyden rica ediyorum. REİS Dahiliye Vekili. DAHİLİYE VEKtLl NAMIK GEDlK (Aydın) Çok muhterem arkadaşlarım; Dahiliye Vekâleti bütçesi münasebetiyle görüşen arkadaşlarıma gerek tenkidleri gerek temenni ve ikazları bakımından sıra ile arzı cevap ediyorum:

î : 47 3. Hak sahibi olarak ve mutad veçhile ilk cevabım Sayın Halk Partisi sözcüsü arkadaşıma olacaktır. Memleketteki iç politika meselelerine bilhassa konuşmalarında büyük ehemmiyet verdiler, bu mevzuda vekâletimiz görüşünün ne olduğunu, gerek kendileri gerek umumi efkârın dikkatle takibetmekte bulunmasına rağmen üç gün evvel Demokrat Parti ve Hükümet adına geniş beyanda bulunan Başvekilimizin bu mevzua mütaallik izahatından sonra yeniden aksi istikamette kürsüye getirilmesine hiç de lüzum yoktu. Bendeniz bilhassa, iç politika mevzuunda gerek Büyük Millet Meclisinde gerek umumi efkâr karşısında lüzumsuz beyanlardan, sakınmanın zaruri olduğuna kaaniim. Ancak zaruret hasıl olduğu takdirde bu beyanları yapmak bir vazife telâkki edilir. Bu itibarla kendilerine arzı cevap edeceğim: Arkadaşım burada yüksek huzurunuzda üzerinde durmadan geçemiyeceğimiz bâzı iddia ve kendilerince bâzı müşahhas deliller bildirdiği için müsaadenizle ve bu münasebetle bizzat şahıslarından misal vermek suretiyle arzı cevap edeceğim. Arkadaşım iç politika işlerini 954 mebus seçimlerine kadar götürdüler ve oradan ele almak suretiyle şu üç günden beri, ferahlık verici bir havanın mevcut olmasına ve şu Mecliste gerek muhalefete ve gerek iktidara mensup arkadaşların konuşmalarını tetviceden, çok iyi sözleri, konuşmaları başka bir istikamete doğru tevcih ettiler. 954 mebus seçimleri münasebetiyle ve onu takibeden günlerde hükümetçe yapılmış bâzı tasarrufları ileri sürdüler. Muhalif partiden mebusluk için adaylığını koyup kaybeden memurlara kendilerince reva görülmüş olan bâzı hâdiselerden bahsetmek istediler. Muhterem arkadaşım gayet iyi bilirler, kendileri 954 seçimlerine takaddüm eden günlerde Manisa'nın Akhisar kazasının kaymakamı bulunuyorlardı. Bu meseleleri bütçenin komisyondaki müzakereleri sırasında bir az kapalı olmak üzere arz etmiştim, ama zannediyorum, tavzihine lüzum hâsıl oldu, yeniden buraya gatirildi. Vekâlete bir müracaat yapıyorlar, seçime tekaddüm eden günlerde mezuniyet talebediyorlar. Dahiliye Vekâleti seçim hazırlıklarının yapıldığı bir sırada bir idare âmirinin vekâletten yapmış olduğu bir izin talebini, elbette haklı olarak, is'af etmiyor, Bu defa emsali mi-.vkjo u : ı sillû bir vesika ibraz ediliyor ve zannederim Akhisar Verem Hastanesi tabiplerinden birisi tarafından verilmiş olan rapor vekâlete ibraz edilmek suretiyle hastalık münasebetiyle izin talebediliyor. Vekâlet bu talebi is'saf ediyor. Mmtakalarma gidiyorlar, oradan vekâlete bir müracaatları vâki oluyor. Buraya geldim, vatandaşlarım beni 954 seçimlerinde Halk Partisinden namzet göstermek için teşvik ediyorlar, binaenaleyh ben de politikaya gireceğim; kanunların bana verdiği imkânlardan istifade etmek istiyorum, senelik mezuniyetimi talebetmekteyirrı diyor. Dâhiliye Vekâleti geniş bir anlayışla arkadaşımızın bu talebini yerinde buluyor ve kendisini mezun addediyor. Bir aylık müddet kâfi gelmiyor, on gün daha mezuniyet, neticenin istihsali için zaruri oluyor, müracaat ediyorlar, aynı Dahiliye Vekâleti muhterem arkadaşımıza on gün daha mezuniyet veriyor, siyasi teşebbüsünü resmen beyan etmiş olan bu arkadaşımıza. Ve netice malûm. Burada Grup sözcüsü olarak hakikatler karşısında nasıl konuştuğu cümlenizin malûmu olduğuna göre seçime takaddüm eden günlerde ne pahasına olursa olsun seçimi kazanmak havası içinde ve hayal edilen bir iktidar haleti ruhiyesi içinde elbette o günkü iktidar çok ağır ithamlarla ve üzerinde halen memuriyet sıfatını taşıyan bir namzet tarafından zedeleniyor. Arkadaşımız bugün, seçim neticesinde, muhterem bölge vatandaşlarının temsilcisi olarak aramızdadır. Kendileriyle burada memleket meselelerini müspet bir görüşle beraber mütalâa etmek bizim için de hakikaten zevkli bir iştir. Kanunların bugünkü tatbikatından şikâyet ederek, gelenin gideni aratacağını göstermekte olduğuna işaret ettiler. Arkadaşlar; hakikâtlâr apaçık meydanda iken, hazır bir mektup halinde burada Yüksek Huzurunuzda ifade edilen bu beyanlar ne dereceye kadar insaflıdır, bunun takdirini bizzat kendilerine ve muhterem Türk umumi efkârına bırakıyorum. O günlerin tekrar gelmemesi yalnız bizim tarafımızdan değil bütün milletçe temenni ve niyaz edilmektedir. (Alkışlar.) Nakil ve tâyin işlerinde şahsi ölçüler hâkimdir, buyurdular. Fakat misal vermediler. Kendilerince bu iş böyle telâkki edilir, mütemadiyen müspet delil ve konuşmalar karşısın- 557

da aynı şey üzerinde ısrar edilirse bu kanaatlerinden kendilerini vazgeçirmeye imkân olamaz. Ancak misal göstermek şartiyle haklı olabilirler. Sonra arkadaşım bir meseleye daha temas ettiler ve dediler ki, «Vatandaşa eşit muamele mevzuunda Dahiliye Vekâletinin ilk adımı atmasını bekliyoruz. Arkadaşlarım, katettiğimiz merhaleleri görmemek ve takdir etmemek imkânı yoktur. Vatandaşlara eşit muamele yapılmadığı iddiasında bulunan arkadaş, bunun Dahiliye Vekâletince ele alınması temennisinde bulunmaktadır. «îlk adımı siz atın.. Diyor; I : 47 3.. 955 0: Dört seneden beri sathı vatanda cereyan eden hâdiselerden bigâne oldukları anlaşılıyor. Hattâ o kadar bigânedirler ki, şimdi elimde C. H. Partili bir vatandaş tarafından şahsıma yazılmış olan mektupta bir küçük istika ki bütün vekâletim sırasında, elime gelen tek şikâyettir. Muhterem Cumhuriyet Halk Partisi bendenizi bu mevzuda kendisine muhatap telâkki ettiği için bu işe teşebbüs eden arkadaşıma müteşekkirim. Bir kazamızda bir nüfus memuruna nüfus işlerini takibetmek üzere müracaat eden şahsın yakasındaki Cumhuriyet Halk Partili rozetini görerek bir Halk Partili kalmadığını zannediyorduk, telmihi bu vatandaşı fevkalâde rencide ediyor, hâdise Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreterliğine aksettiriliyor. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreterliği bu hâdiseyi benim şahsıma intikal ettiriyor; diyor ki, bir memurun âmme hizmetinin ifası sırasında kanuni olarak kurulmuş bir partiye mensup olmasından dolayı üzerinde hassasiyet gösterdiğinizden emin olduğumuz idare âmirlerinin tarafsızlığı ile ne dereceye kadar kabili teliftir. Şimdi grup adına konuşma yapan arkadaşım vatandaşlara eşit muamele yapılması hususunda ilk adımın Dahiliye Vekâleti tarafından atılmasını burada talebetmektedir. Sayın Turgut Göle arkadaşımın imzasiyle bendenize gelen bu yazı.bu mevzuda, hükümet olarak, ne derece hassas olduğumuzu peşinen ifade etmektedir. Şu halde arkadaşım, bu mektuptan da evvel hazırlamış bulunduğu (Soldan : Gülüşmeler) bir müdafaayı, bir grup konuşmasını şu kürsüye getirmiş bulunmaktadır*. Arkadaşlar, bizim, bir vatandaşa karşı bir me- İTO murun şu küçük telmihini dahi hiçbir zaman tecviz etmemekte olduğumuzu burada açıkça ifade ederim. (Soldan : Bravo sesleri, alkışlar). Muhterem arkadaşım seçimlerden sonra, Halk Partisi saflarında seçime katılmış bâzı memurların yerlerinin değiştirildiğini, işlerinden, güçlerinden olduklarını ifade ettiler. Gaibin avukatlığını yaptıklarını zannetmekteyim. Ve zannederim ki, müvekkilleriyle, yakın zamanlarda, konuşmuş değillerdir. îdari tasarruflarımızda, geniş müsamaha (Doğru sesleri) anlayışı içinde, hareketleri af ile neticelenmiş olan bu arkadaşlarımız bugün vazifelerindedir. Onlara bu muameleyi yaparken sahte bir fazilet örneği vermiş olmak karariyle değil, bu memlekette sadece okumuş hak sahibi insanlardan bile, bu memleketin yapı taşında âzami şekilde istifade etmek kararında olduğumuzun delilini vermekteyiz. (Bravo sesleri). Emniyet mevzuunda konuşurlarken, bugüne kadar ifade etmediğimiz ve etmeye de lüzum görmediğimiz iki hâdise üzerinde durdular. Birisi; aylar evvel Üsküdar C. H. P. îlce binasında Hüseyin Cahit Yalçın'm 80 nci yıl dönümü münasebetiyle yapılması istenen bir toplantının zabıta kuvvetleri ve silâhlı kuvvetler vasıtasiyle men edilmiş olduğu keyfiyetidir. Bunun bir silâhlı nümayiş mahiyetinde olduğunu ifade ettiler. Sonra daha ileriye gittiler, dediler ki, bu nümayişde, devşirme insanlar olarak İstanbul halkına resmî beyanlarda hakaret edildi. Hangi İstanbul lıalkı arkadaşlar? Bu hâdise adlî mercilerden geçmiş, infaz safhasında bulunan bir adlî karara karşı yapılmak istenen bir harekettir. (Kıyam sesleri) Böyle hâdiseler karşısında Dahiliye Vekâletinin ve zabıtanın eli kolu bağlı sokak mitingleri ve kaldırım gürültüleri karşısında hareketsiz kalacağını zannediyorlarsa onu burada açıkça ve katî olarak reddederiz. (Soldan, bravo sesleri). Arkadaşlar, büyük bir kalkınmanın hızı içinde bulunan bu memlekette ideallerimizin tahakkuku ancak mânevi huzurumuza ve mânevi bütünlüğümüze bağlıdır. Bu gibi siyasi kararlar veya muhtelif istikametlerden tevcih edilmesi muhtemel ve bu birliği za'fa uğratacak mahiyette parçalıyacak, memlekette mânevi kuvvetimizi teşebbüsler karşısında daima uyanık Türk zabıtası ayakta duracaktır. (Bravo sesleri).

î : 47 3.: Hüseyin Cahit mevzuunda İstanbul'da yapılmak istenen toplantı için Üsküdar tercih edildi. Çünkü Hüseyin Cahit Yalçın Üsküdar ceza evindedir. Bütün istanbul'da bunun hazırlığı propagandası yapıldı. Hükümet olarak bekledik. Müracaat ettiler. Müracaatta; 80 ncı yıl dolayısiyle Üsküdar Halk Partisinde partililer ve vatandaşların iştirakiyle oir toplantı yapılacaktı. Yani bu orada başlıyacak ama nerede bitecek?. İstanbul'dan birçok vatandaşın türlü vesilelerle Üsküdar toplanması mümkün olursa, toplantıdan çıkan soluğu yukarda Adliye binasında ceza evi önünde alacak, büyük bir manifestasyon arkadaşlar. Büyük dâva, vilâyetçe bu talebe izin verilmedi. Vali burada yetkisini kullandı. Bana, hakkında muamele yaptınız mı diye soruyorlar. Bendeniz emrettim, hakkımda yapılacak muameleyi Yüksek Meclis takdir etsin. (Alkışlar). Üsküdar'da hazırlığımızı yaptık, tertibatımızı aldık. Bundan sonra ve bundan böyle yapılması muhtemel bu tarz manifestasyona mâni olmak için kararlı idik. Bunu kendileri de biliyorlardı. Oraya birçok Halk partililer geldiler, yüz kişi kadar zabıta kendilerine ihtar etti, toplanamıyacaklarını anladılar. Bu defa adliye binası önüne doğru aynı heyet gitti. Orada da emir almış olan zabıta kuvvetlerimiz bu teşebbüse mâni oldu? Hâdisenin cereyan tarzı budur. Bir trafik polisinin, komiser muavininin meselesini buraya getirdiler. Bunun uzun boylu münakaşaları, hattâ gazetelerdeki karşılıklı münakaşaları yapıldı. Trafik polisi bizim nazarımızda Bakanlığın görüşüne göre halkla en sıkı teması bulunan bir emniyet unsurudur. Kendisinden beklediğimiz hizmet çok büyüktür. Kanunun vatandaşlara tanıdığı hudutlar içinde serbestçe işlerini görürken yaptığımız teşebbüslerle bize kolaylık göstermesini rica etmek hakkımızdır. Daha ileri giderek haklı ve kanuni hudut içinde plâkasını değiştirme hakkına sahip bir vatandaşımız sokak ortasında plâkasını bu vaziyette değiştiremez ve trafik memuru yaptığı müdahale, ile kendi mmtakasmda 8-0 dakika durdurulamaz. Biz tasarrufumuzu bu maksatla yaptık ve hakikaten mesleğinde çok iyi olan bu memuru halkla daha az teması olan bir hizmete naklettik. Bunun hesabını mı bizden istiyorlar? 559.955 0: Muhterem arkadaşım dediler ki; bâzı kararnameler çıkıyor, bu kararnameler kısa zamanlarda politik sebeplerle tadil ediliyor. Ben kendilerine cevabımı Bütçe Komisyonundaki görüşmeler sırasında arz etmiştim. Ve kendilerine çok güzel bir de misal vermiştim. O mmtakada olan arkadaş, Şark hizmetini bitirmiş olduğu için otomatik olarak Garp'ta vazifelendirmek üzere kararnameye ithal edilmiştir. Fakat o arkadaş vekâlete müracaat yapıyor, diyor ki; Şark'ta 3 senemi ikmal ettim ama bulunduğum kazada bitirmediğim hizmetler var, müsaade ederseniz ben bu hizmetleri bitirmek için vazifeme devam edeyim. Kaymakamın bu haklı isteği karşısında vekâlet olarak biz ne yaparız? Kendileri vekil olsaydı en yapardı? Ben sadece bu arkadaşı takdir ettim ve bunun başkalarına güzel bir örnek olmasını buradan temenni etmekteyim. (Soldan alkışlar) Onun dışında ufak tefek tasarruf elbette olur. Arkadaşım bâzı noktalara temas ettiler, belediye reislikleri vekillerle idare ediliyor, dediler. Zannederim ki, bu, kanuni bir tasarruftur. Kanunsuz bir hareketimiz mevcut ise tenkide değer. Onun dışında âmme menfaati ve belde menfaatini esas almak üzere aldığımız karar, kanuni olduğu takdirde mucibitenkid olmamak icabeder, Bu tenkidlere cevaplarımı arz ettikten sonra, temennilerinin de yerine getirilmsi hususunda arkadaşıma samimî kalble, elimden geldiği kadar gayret sarf edeceğimi arz ederim. MEHMET HAZER (Kars) Teşekkür ederim. DAHİLİYE VEKİLİ NAMIK GEDİK (Devamla) Agâh E rozan arkadaşım bâzı esaslı noktalara temas buyurdular. Bunlardan bir tanesi, Dahiliye Vekâletinin merkez teşkilât kadrolarının ele alınması, mülkiye müfettişleri kadroları, Köy, Belediye ve özel İdareler kanunları. Şunu arkadaşıma arz edeyim ki; biz vekâletimizde gerek merkez gerek taşra teşkilât kanunlarımızı ıslah edici mahiyette bir çalışma içinde bulunuyoruz. Bilhassa vekâletimizde masa mesuliyeti ihdas etmek suretiyle işi yakinen kontrol edecek şekilde formüle etmekteyiz. Teftiş kadromuzu aded bakımından daha kifayetli hale getirmek hususunda teşebbüslerimiz vardır. Yetiştirilmeleri ve kabulleri hususundaki

î : 47 3.5 temennileri Bütçe Komisyonunda da lütfetmişlerdi. Biz çalışmalarımızda bunlardan istifade etmeye gayret edeceğiz. Köy Kanunu, geçen devrede ele alınmış ve üzerinde çalışmalar yapılmış bir mevzudur. Vekâletimiz bu kanun üzerinde çalışmalarını bitirmiş bulunmaktadır. Heyeti Vekileye sevkı hazırdır. Bundan sonra da Belediye ve özel İdareler Kanunu ile meşgul olacağız. AGÂH EROZAN (Bursa) maddedir Köy Kanunu? Efendim, kaç DAHİLÎYE VEKİLİ NAMIK GEDİK (Devamla) Geçen devre hazırlanmış ve 6 madde halinde olan Köy Kanununu şimdilik yarı yarıya indirmiş vaziyetteyiz. Mecit Bumin arkadaşımız, tam teşkilâtlı nahiyelerin kazalara tereihan kurulması hususunda bir temennide bulundular. Biz; idari hizmet kademesi olarak en kifayetli kademeyi kaza teşkilâtı şeklinde kabul ediyoruz. Ve memleket realiteleriyle bu mutabakat halindedir. Bu itibarla tam teşkilâtlı nahiyelerimizi müstakbel kazalarımızın çekirdeği olarak kabul ediyoruz. Bugün, sadece bir nahiye müdürü, bir jandarma kumandanı ve bir baj^raktan ibaret olan, bir emniyet kademesi halinde olan kifayetsiz nahiyelerimizi bugünün realitelerine uygun bulmuyoruz. O itibarla, Vekâletimiz; Yüksek Heyetinizden bu şekildeki nahiyelerimiz için kadro talebinde bulunmıyacaktır. Tam teşkilâtlı nahiyelerimizden, kaza haline getirdiklerimizden bakiye kadroları diğer köylerimize tevzi etmek suretiyle yeni ihdaslar yapacağız. Bunun için de 955 senesi içinde yani şu sıralarda bize geçen yıldan bakiye 36 kadroyu bir kararname mevzuu olarak Başvekâlete intikal ettirmiş bulunmaktayız. Mehmet Ali Sebük arkadaşım emniyet mevzuundaki kıymetli fikirlerini bundan evvelki bir kadro kanunu münasebetiyle burada lütfetmişlerdi. Yeniden bu mevzu üzerinde durdular. Haklı olarak üzerinde görüşülmesi icabeden bir mevzudur. Emniyet teşkilâtımızın şu son yıllar içinde Yüksek Meclisin takdiri ile kazanmakta olduğu imkânlar hiç şüphe yok ki, eskisi ile mukayese edilemiyecek kadar müsaittir ve minnete ve şükrana lâyıktır. Elbette bu teşkilâtı daha modern mânada kurmak, geliştirmek hususundaki gayretlerimiz ve Yüksek Meclisin arzuları devam etmektedir. Bugün kemali fahir ile söyliye-. 955 0: bilirim ki üzerlerine çok ağır hizmet mesuliyeti almış olan bu teşkilât mensupları, bâzı memleketlerdeki emsaline nazaran yıpratıcı bir mesai içinde bulunmaktadırlar; fakat bunalmamaktadırlar. Bu hizmeti seve seve yapıyorlar. Yüksek Meclis bunu zaman zaman takdir etmektedir ve bu arada geçen Devre getirmiş olduğumuz tasarı yüksek tasvibinize mazhar olmuş ve bir kısım emniyet mensuplarının terfihleri bu münasebetle sağlanmıştır. Bu defa da, hazırlamış olduğumuz bir tasarıyı, emniyet müdürleri ve muamele memurlarının terfihleri hakkındaki bir tasarıyı yakında Yüksek Meclise arz etmek üzereyiz. Zabıtamızın tevhidi işi üzerinde görüşen arkadaşlarım eski bir meseleyi haklı olarak burada yeniden dikkatimize sundular ve bu mevzuda biz de vekâlet olarak ilk günden itibaren çalışmaktayız. Biz yurdun emniyetini huduttan başlıyan bir sisteme bağlamak ve imkân nispetinde peyderpey polis teşkilâtımızı kazalara ve nahiyelere kadar götürmek kararındayız. Hudut emniyeti deyince akla hiç şüphe yok gümrük muhafaza teşkilâtı ve hudut taburları gelir. Millî Müdafaa Vekâleti, Gümrük ve İnhisarlar Vekâleti, Dahiliye Vekâleti temsilcileri tarafından bu mesele etüd edilmiş ve bir rapor hazırlanmıştır. ; Bu rapor tetkik edildiği zaman görülür ki biz I noktai nazarımızda, o zaman da ısrar etmişiz. Bugünkü şartlara ve zaruretlere göre bu işi tetkik mevzuu olarak yeniden ele aldık. Yapacağı - i mız inceleme sonunda gümrük muhafaza teşkilâtı ve Millî Müdafaa Vekâleti iştirak ederse, emniî yet organlarının sevk ve idaresinin bir elde, I kontrol ve idaresi ve vekâletimizde toplanack j şekilde tedbirlenmesi mümkün olacaktır. Dai hiliye Vekâleti bu mevzuu kendi bünyesinde \ toplamak temayülündedir. (Alkışlar). Nüfus işlerimizden bahseden arkadaşlarımıı za kısaca arzı cevap edeyim. Bu mevzuda vekâletimizin 95 senesinden itibaren çalışmaları mevcuttur. Geçen seneki bütçe müzakereleri sırasında da ifade edildiği veçhile - ki arkadaşımız buna temas ettiler - muhterem selefim tarafından Yüksek Meclise arz edilmişti. Nüfus yazımı işi, bizim de mensup olduğumuz ve altı milletin dâhil bulunduğu Beynelmilel Ahvali Şahsiye Komisyonunda ittihaz edilmiş bâzı esaslara göre ayarlanacaktır. Bu husustaki çalışmalara vekâletimizce bir 560