Flaman Bölgesi ndeki Türkçe Tercümanlığı Üzerine Bir İnceleme



Benzer belgeler
Proje: COMPASS LLP-1-AT-LEONARDO-LMP. Proje hakkında açıklayıcı bilgiler

TÜRKİYE İŞ KURUMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İŞKUR UN ENGELLİLERE SUNDUĞU HİZMETLER

eğitim ücretsiz yönlendirme dil bütünleşme rota Yeni gelenleri karşılama

Yazar Hakkında Dilek Turan Hacettepe Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü nden lisans (1995), yüksek lisans (1998) ve doktora (2002)

EUROSTUDENT ULUSAL ARAŞTIRMASI: TÜRKİYE SONUÇLARI

TRAKYA BÖLGESİ KADIN İŞGÜCÜ ANALİZİ

Siirt İli İşgücü Piyasasında Nitelikli İşgücü İhtiyacı ve Mesleki Eğitim by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ / SİİRT ÜNİVERSİTESİ

ANADİL AYRIMINDA İŞGÜCÜ PİYASASI KONUMLARI. Yönetici Özeti

Orta Doğu Teknik Üniversitesi İnsan Araştırmaları Etik Kurulu Başvuru Formu

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

Çokkültürlü bir Avustralya için Erişim ve Eşitlik. İdari Özet Türkçe

Araştırma Notu 18/229

FARKLI AB ÜLKELERİNDE GÖÇMEN POLİTİKALARINDAKİ GENEL YAKLAŞIMLAR

İMALAT SANAYİ EĞİLİM ANKETLERİ VE GELECEĞİN TAHMİNİ

MÜTERCİM (ÇEVİRMEN) Bir dilde yazılı bir metni başka bir dile çeviren kişidir. Mütercim bir dilden, bir başka dile veya dillere çeviri yaparken;

ÇALIŞMA EKONOMİSİ II

ULUSLARARASI HASTA DESTEK BİRİMİ

Yeni Göç Yasas Tecrübeleri

Sentez Araştırma Verileri

Göçmenler için hangi Danca dil kurslarının 1 mevcut olduğunu inceleyin

Diyarbakır da Anayasa Değişiklik Paketi ve Referandum Algısı. 10 Ağustos 2010 Diyarbakır

DENİZLİ İLİ ÇALIŞAN NÜFUSUN İÇME SUYU TERCİHLERİ VE ETKİLEYEN FAKTÖRLER. PAÜ Tıp Fak. Halk Sağlığı A.D Araş. Gör. Dr. Ayşen Til

Fransızcaöğren.com F Ö

RAKAMLARLA KONYA İSTİHDAMI FEYZULLAH ALTAY

Seçim süreci hakkında sorular ve cevaplar

ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİ UZMANLIK EĞİTİMİ PROGRAMLARINI DEĞERLENDİRME ANKETİ

Aday Meslek Memurluğu Sınavı için aranan genel koşullara ek olarak adayların bilmeleri gereken hususlar:

KRİMİNOLOJİ -I- 11 Aralık 2014 Suçun Ölçümü 2. Yar.Doç.Dr. Tuba TOPÇUOĞLU İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ 2006 NÜFUS VE KONUT SAYIM SONUÇLARINA GÖRE REVİZE EDİLMİŞ EKİM 2004 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI.

BURDUR İLİNDE SPORA KATILIMIN SOSYO EKONOMİK BOYUTUNUN ARAŞTIRILMASI

Öğretim araç ve gereçlerinin reformu

Araştırma Notu 17/212

GELİR VE YAŞAM KOŞULLARI ARAŞTIRMASI. Son Güncelleme

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2011 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

IFLA/UNESCO Çok Kültürlü Kütüphane Bildirisi

M-CARE. Anket Sonuçları Raporu - Yönetici Özeti

YUNANİSTAN İSTANBUL BAŞKONSOLOSLUĞU SΙSMANOGLIO MEGARO DAKİ YUNANCA ÖĞRENİM PROGRAMINA KATILIM İÇİN BURS BAŞVURU FORMU

Hangi statü altında çalışıyorsunuz?

Doğu ATEŞ ADRESE DAYALI NÜFUS KAYIT SİSTEMİ 2007 NÜFUS SAYIMI SONUÇLARI HAKKINDA İLK YORUMLAR

Bilimsel Araştırma Yöntemleri I

Tercüme çeviri hizmeti verdiğimiz konular

T.C. İstanbul Medipol Üniversitesi Eğitim-Öğretim Yılı Önlisans ve Lisans Programlarına Yurt Dışından Öğrenci Kabulü Koşulları

WorkSh p professional solutions

İŞ VE MESLEK DANIŞMANLIĞI HİZMETLERİ

tepav Nisan2011 N DEĞERLENDİRMENOTU 2008 Krizinin Kadın ve Erkek İşgücüne Etkileri Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

İSVEÇ ÇALIŞMA ZİYARETİ RAPORU

Çalışma Hayatının İki Büyük Korkusu: İşsizlik ve İş Güvencesizliği Two Big Fear of Working Life: Unemployment and Job Insecurity

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2006 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

İş Yeri Hakları Politikası

BİZDEN NE KADAR MEMNUNSUNUZ?

ALMANYA DA 2012 EYLÜL AYI İTİBARİYLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK ALANINDA MEYDANA GELEN ÖNEMLİ GELİŞMELER

2. ÇEYREK RAPORU. Türkİye nin Tasarruf Eğİlİmlerİ Araştırması

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2016 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

TEMEL EĞİTİMDEN ORTAÖĞRETİME GEÇİŞ ORTAK SINAV BAŞARISININ ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

Strasbourg'ta küçük çocukların bakımı

DÜŞÜKLER VE ÖLÜ DOĞUMLAR 6

Beykoz İlçesi Üniversiteye Giriş Analiz Çalışması (2012, 2013 ve 2014 Yılları)

3. Emek Piyasası. Grafik-3.1: İşsizlik Oranları (yüzde)

Bu sayıda: 2017 Yılına ait İşgücü ve İstihdam verileri değerlendirilmiştir.

BİLGİ NOTU 2011 NÜFUS VE KONUT ARAŞTIRMASI

TÜRKİYE DE ETNİK, DİNİ VE SİYASİ KUTUPLAŞMA. Dr. Salih Akyürek Fatma Serap Koydemir

NASIL BİR BELEDİYE BAŞKANI?

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2017 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2015 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

KAMU VE ÖZEL HASTANELERDE YÖNETİM LABİRENTİ ANKETİ

KADIN EMEKÇ LER N TALEPLER...

GENEL SOSYOEKONOMİK GÖRÜNÜM

DİYARBAKIR GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİNDE GENÇLİĞİN SİYASAL, SOSYAL VE GELECEK BEKLENTİLERİNİN TESPİTİNE YÖNELİK SAHA ARAŞTIRMASI.

uzman yaklaşımı program geliştirme Branş Analizi Uzm. İrfan UYGAR

EIPA LÜKSEMBURG İLE İŞBİRLİĞİ KAPSAMINDA GERÇEKLEŞTİRİLEN FAALİYETLER

LİSANSÜSTÜ FİZYOLOJİ EĞİTİMİNDE GÜNCEL DURUM SAPTAMASI 1

TÜRKİYE BİLİMSEL VE TEKNOLOJİK ARAŞTIRMA KURUMU BİLİM İNSANI DESTEKLEME DAİRE BAŞKANLIĞI HİZMET STANDARTLARI

A N A L İ Z. Yaşam Memnuniyeti Araştırması (2013): Doğu Marmara İlleri Analizi. Furkan BEŞEL

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2008 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

Nedensellik. BBY606 Araştırma Yöntemleri Güleda Doğan

İletişim 1 2 Anketör Denek Soruyu Kodlama Kodu Çözme 4 3 Anketör Denek Kodu Çözme Cevabı Kodlama

5. sınıf 6. sınıf Toplam Sayı % Sayı % Sayı % Kız 17 56, , ,7 Erkek 13 43, , ,3 Toplam , , ,0

Anadilde Eğitim ve Başarı Üzerine Etkileri: Almanya Örneği

Integration e.v. Fragebogen Untersuchung über die Rechte und Pflichten der in Deutschland lebenden Migranten

ABÜ KAMU HUKUKU (TEZLİ-TÜRKÇE)

DUA ETTİĞİNİZDE. J. Robert Ashcroft. ICI Elemanlarıyla İşbirliği İçinde Hazırlanmıştır Resimler: David Cahill Çeviren: Hande Taylan ICI

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2010 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

AYLIK İSTİHDAM DEĞERLENDİRMELERİ

Araştırma Notu 14/163

SOSYAL HİZMET UZMANI (SOSYAL ÇALIŞMACI)

Yurtdışı Vatandaşlar Burslarının takvimi nasıldır? Değerlendirme ve Mülakat Tarihleri: Aralık 2014 Ocak 2015

Suriyeli Mülteciler Anketinin Sonuçları

ENERJİ PİAYASASI DÜZENLEME KURUMU AVUKATLIK SINAV DUYURUSU

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2014 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

hamilelik ayrılma Aile arabuluculuk evlilik boşanma yasal birlikte yaşam eş çocukların karşılanması doğum

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2012 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

Sayın Konuklar; Saygıdeğer konuklar,

ÇEVRENİN GENÇ SÖZCÜLERİ

T.C. AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI Trabzon Koza Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi PINAR ÖŞME PSİKOLOG

1. SOSYAL SERMAYE 1. (1) (2) 2. (3). (4) 3. (5) (6) 4.

Türkiye de Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Algısı Araştırması

Kayıtdışı İstihdama Dair Yanıtlanmayı Bekleyen Bazı Sorular

Diplomatik temsilciliklerimizin hiçbir birimi staj faaliyeti için uygun değildir.

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2013 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

Transkript:

Faculteit Letteren & Wijsbegeerte Liesbeth Keyngnaert Flaman Bölgesi ndeki Türkçe Tercümanlığı Üzerine Bir İnceleme Het Turkse Tolklandschap van Vlaanderen in kaart gebracht Masterproef voorgedragen tot het behalen van de graad van Master in het Tolken 2014 Promotor Dr. Johan Vandewalle Vakgroep Vertalen Tolken Communicatie

Faculteit Letteren & Wijsbegeerte Liesbeth Keyngnaert Flaman Bölgesi ndeki Türkçe Tercümanlığı Üzerine Bir İnceleme Het Turkse Tolklandschap van Vlaanderen in kaart gebracht Masterproef voorgedragen tot het behalen van de graad van Master in het Tolken 2014 Promotor Dr. Johan Vandewalle Vakgroep Vertalen Tolken Communicatie

5 Teşekkür Öncelikle tez çalışmam süresince emeği geçen herkese sırasıyla teşekkür etmek istiyorum. Araştırmam boyunca beni her zaman destekleyen hocam ve tez danışmanım Dr. Johan Vandewalle'ye, bu araştırmaya katılan bütün Sosyal Mütercimlik ve Tercümanlık Kurumlarına, hastanelere, Aile ve Çocuk bürolarına teşekkürü bir borç bilirim. Ayrıca, anketlerimi doldurarak veri toplamam konusunda bana destek veren Türkçe tercümanlarına teşekkür ederim. Bu yüksek lisans araştırmasının ortaya çıkması onların tecrübelerini ve bilgilerini benimle paylaşmaları sayesinde olmuştur. Akademik Türkçe konusunda bana yardımcı olan sayın hocam Dr. Feyza Altınkamış'a da minnet duymaktayım. Son olarak beni destekleyen ve dil kullanımı konusunda tavsiyeler veren arkadaşlarım Akay Akbıyık, Johanna Deleu ve Laurens Hoedaert'a, manevi desteklerinden dolayı annem ve babama teşekkürlerimi sunmak isterim.

6 İÇİNDEKİLER GİRİŞ VE AMAÇ 1 GENEL BİLGİLER 10 1.1 Belçikalı Türkler 10 1.1.1 Belçika ya Türk göçü 10 1.1.2 Belçikalı Türklere ilişkin toplumsal istatistikler 14 1.2 Tercümanlık nedir? 15 1.2.1 Genel tanım 15 1.2.2 Alt bölümler 16 1.2.3 Konferans tercümanlığı 17 1.2.4 Sosyal ve hukuki tercümanlık 17 2 GEREÇ VE YÖNTEMLER 22 2.1 Araştırma sorusu 22 2.2 Varsayım 22 2.3 Yöntem ve katılımcılar 23 2.4 İşlem 24 3 BULGULAR 25 3.1 Türkçe tercümanının profili 25 3.1.1 Türkçe tercümanının genel profili hakkında bulgular 25 3.1.1.1 Cinsiyet 26 3.1.1.2 Vatandaşlık ve köken 26 3.1.1.3 Ana dili ve tercüme görevinde kullanılan diller 27 3.1.1.4 Türkçe tercümanının kıdemi ve istihdam şekli 28 3.1.2 Türkçe tercümanının genel profili hakkında vargılar ve tartışma 29 3.2 Türkçe tercümanının eğitimi 30 3.2.1 Türkçe tercümanının eğitimi hakkında bulgular 30 3.2.2 Türkçe tercümanının eğitimi hakkında vargılar ve tartışma 33 3.3 Flaman Bölgesi nde Türkçe tercümanlarına en çok ihtiyaç duyulan sektör 34 3.3.1 Türkçe tercümanlarına en çok ihtiyaç duyulan sektör hakkında bulgular 34 3.3.2 Türkçe tercümanlarına en çok ihtiyac duyulan sektör hakkında vargılar ve tartışma 37 3.4 Flaman Bölgesi nde Türkçe tercümanlarına en çok ihtiyac duyulan il 38 3.4.1 Türkçe tercümanlarına en yüksek ihtiyaç duyulan il hakkında bulgular 38 3.4.2 Türkçe tercümanlarına en çok ihtiyaç duyulan il hakkında vargılar ve tartışma 40 3.5 Flaman Bölgesi nde yeteri kadar Türkçe tercümanı var mıdır? 41 3.5.1 Bulgular 41 3.5.2 Vargılar ve tartışma 44 3.6 Türkçe tercümanlığıyla ilgili üç taraf tarafından önerilen değişiklikler 45 4 SONUÇ 47 5 KAYNAKÇA 50 6 EKLER 55 8

TABLOLAR VE ŞEKİLLER 7 Tablolar Tablo 1: Anket sorularının gruplandırılması Tablo 2: Cinsiyet Tablo 3: Ana dili Tablo 4: Ortaöğretimde öğrenilen diller Tablo 5: Vatandaşlık ve yükseköğretim düzeyi karşılaştırılması Tablo 6: Etik kurallarına her zaman uyuyor musunuz? Tablo 7: Tercümanların en sık çalıştığı sektörler Tablo 8: Sosyal Mütercimlik ve Tercümanlık Hizmeti Kurumlarının Türkçe tercümanı olmak için yapılan bașvurunun yüzde oranı Tablo 9: Hastanelerin rakamları Tablo 10: Türkçe tercümanları hangi Flaman ilinde daha çok tercüme yapıyorlar? Tablo 11: Türkçe tercümanları için yapılan talep Tablo 12: Bir Türkçe tercümanı mevcut olmadığından dolayı karşılanamayan talep oranı Şekiller Şekil 1: Türk kökenlilerin göçmenlik geçmesi Şekil 2: Belçika da yaşayan Türklerin geldikleri iller Şekil 3: Tercümanlığın kavramsal sprektrumu Şekil 4: Türkçe tercümanının vatandaşlığı ve kökeni Şekil 5: Türkçe tercümanının kıdemi ve istihdam şekli Şekil 6: Tercümanların en sık çalıştığı sektörler Şekil 7: 2010-2013 yılları arasında Türkçe tercümanı konusunda yapılan talep

8 GİRİŞ VE AMAÇ 1964'teki Türk göçünden beri Türk nüfusu Belçika nın en büyük göçmen topluluklarının birisini oluşturmaktadır. Schoonvaere'ye (2013) göre 2010 yılında Belçika'daki Türk kökenlilerin sayısı 152.000'e kadar çıkmıştır. Bu göçmenler genellikle Gent ve Anvers etraflarına veya Doğu Flaman İli, Anvers İli ve Brüksel Başkent Bölgesi'ne yerleşmiştir. Bu insanların çoğunluğunun Hollandacayı iyi öğrenmesine rağmen Kaya ve Kentel'e (2007) göre Türk-Belçikalı nüfusun yaklaşık yüzde 20'si resmi dillerin birini iyi bilmemektedir. Dolayısıyla Türkçe tercümanlarına her zaman ihtiyaç duyulmaktadır. Bu araştırma, tercümanlık bilimine katkıda bulunmaktadır ve özellikle Flaman Bölgesi'ndeki Türkçe tercümanlığının durumunu incelemektedir. Bu amaç doğrultusunda ilk adım olarak şu teorik konular incelenmektedir: Belçika'da oturan Türklerin göç geçmişi ve 'tercümanlık' kavramının teorisi. İlk konuda Reniers (1999), Goossens (2004) ve Schoonvaere'ye (2013) dayalı olarak Belçika'ya Türk göçünün nedeni ve gelişimi incelenmektedir. İkinci konuda ardıl - andaş çeviri ve sosyal-hukuki-konferanstaki tercümanlık gibi tercümanlık türleri ve farklı sektörleri açıklanmaktadır. Çalışmanın ikinci bölümünde araştırmanın metodolojisi açıklanmaktadır: Flaman Bölgesi'nde çalışan Türkçe tercümanları, Sosyal Mütercimlik ve Tercümanlık Hizmeti Kurumları ve tercümanlara başvuran sosyal hizmetler ve kamu hizmetlerine farklı anketler sunulmaktadır. Amaçlandığı üzere Flaman Bölgesi'nde çalışan Türkçe tercümanlarının durumu incelenmektedir. Bu amaç doğrultusunda aşağıdaki alt soruların yanıtları aranacaktır: - Türkçe tercümanlarının genel profili nedir? - Türkçe tercümanları tercümanlık eğitimi almışlar mıdır? - Türkçe tercümanlarına duyulan ihtiyaç Flaman Bölgesi nde hangi sektörde en yüksektir? - Türkçe tercümanlarına duyulan ihtiyaç Flaman Bölgesi nin hangi ilinde en yüksektir? - Flaman Bölgesi nde yeteri kadar Türkçe tercümanı var mıdır? - Türkçe tercümanlığıyla ilgili ne gibi değişiklikler yapılmalı?

9 Öncelikle Türkçe tercümanlarına verilen anketin cevapları incelenmektedir ve sonra bu cevaplar Sosyal Mütercimlik ve Tercümanlık Hizmeti Kurumlarının yıllık raporları ve sosyal hizmetler ve kamu hizmetlerinin anket sonuçları ile karşılaştırılmaktadır. Bütün anketler Ek 1, 2 ve 3'te bulunmaktadır. Çalışmanın üçüncü bölümünde bütün anketler çözümlendikten sonra araştırma sorularına yanıt aranmaktadır. Bu araştırmada hem sosyal hem de hukuk sektörünün Türkçe tercümanlarına olan ihtiyacını incelemek amaçlanmıştır. Ancak hukuk sektöründen istenilen oranda veri elde edilememiştir. Bu nedenle; çalışmada sadece sosyal sektör hakkında sonuçlara varılmış ve onlar paylaşılmıştır. Çalışmanın son bölümünde ise araştırma soruları, varsayımlar ve sonuçları karşılaştırılıp tartışılacaktır.

1 GENEL BİLGİLER 1.1 Belçikalı Türkler Günümüzde Belçika daki bütün büyük ve küçük şehirlerde, toplu taşımada, sokakta, her yerde Türkçe duyabilirsiniz. Centrum voor Gelijkheid van Kansen en voor Racismebestrijding e (Belçika Fırsat Eşitliği ve Irkçılığa karşı Mücadele Merkezi) göre 2010 yılının sonunda Belçika da yaşayan ve Türk vatandaşlığı ile doğan nüfusun sayısı 152.000 e çıkmıştır. Bu, Belçika nın nüfusunun yüzde 1,4 ünün Türk uyruklulardan oluştuğu anlamına gelmektedir. Bu oran ile Türk nüfusu Belçika nın beşinci en büyük göçmen topluluğunu oluşturmaktadır (Schoonvaere, 2013: 70). Ancak Belçika daki Türk nüfusunun çeşitli alt gruplara ayrıldığını dikkate almamız gerekmektedir. Belçika daki bazı Türkler Türkiye de doğmuş, Belçika ya göç etmiş ve Belçika vatandaşlığı almaksızın buradaki hayatlarına devam etmişlerdir. Bir başka grup ise Belçika vatandaşlığı almıştır. Ayrıca Belçika da doğmuş ve Belçika vatandaşlığı almış olan bir Türk nüfusu da sözkonusudur. Bir diğer grup ise, Belçika da doğup Türk vatandaşlığı alanlardır ki bunlar en yoğun grubu oluşturmaktadır. Bu Türklerin çoğunluğunun çifte vatandaşlığı vardır. Bu yüksek lisans tezinde yukarıda sözedilen gruplamalar arasındaki farklar dikkate alınmamaktadır. Genel bir yaklaşımla, Belçika da yaşayan Türkler Belçikalı Türkler olarak tanımlanacaktır. Elbette bu insanların birçoğu Belçika nın resmî dilleri olan Hollandaca/Fransızcayı bilmediklerinden dolayı, Türkçe bilen tercümanlara ihtiyaç hızlı bir şekilde artmıştır. Flaman Bölgesi nde çalışan Türkçe tercümanlarının iş ortamını inceleyebilmek için ilk adım olarak iki unsura yakından bakılması gerekmektedir: - Türkiye den Belçika ya göç nasıl meydana gelmiştir? Sebepleri nelerdir? - Tercümanlık nedir? Hangi türleri vardır? Tercümanlar hangi durumlarda çalışmaktadır? 1.1.1 Belçika ya Türk göçü Schoonvaere ye (2013) göre İkinci Dünya Savaşı ndan sonra Türkiye deki sosyoekonomik değişikliklerden ötürü Türk göçü başlamıştır: 1940 lı yılların sonunda Türk hükümetinin yeni ekonomik politikası çerçevesinde tarımda kullanılan teknoloji çağdaşlaştırılmaya başlanmıştır. Türkiye nin çalışan nüfusunun dörtte üçü tarım endüstrisinde istihdam edildiği ve o anda işsiz kaldığı gerçeğinden hareketle 1950 li yılların sonunda Türkiye nin en büyük ekonomik sorunu işsizlik olmuştur (Goossens, 2004). Bu işsizlik başka iktisadi, siyasal ve sosyal krizler ile birlikte

11 ülkenin kamuoyunda huzursuzluk yaratmıştır. Aynı zamanda Belçika da trente glorieuses yaşanmıştır. Bu otuz yıl süresinde (1945-1975) ülkenin ekonomik ve sosyal şartları hızla gelişip iyileşmiştir (Schoonvaere, 2013: 30). Maden ve endüstri sektörü çok hızlı büyüdüğünden ve Belçikalı işçiler bu branşta çalışmak istemediğinden dolayı bu alanlarda bir işgücü kıtlığı doğmuştur. Bu sektörlerde başarıya ulaşmak için başka ülkelerden Belçika ya işçi çekilmesi gerekmiştir. Belçika 1964 yılında Türkiye (ve başka Avrupa dışı ülkeler) ile iki taraflı bir anlaşma imzalayarak ilk işe alım prosedürünü başlatmıştır. Bu, işçi göçünün ilk adımıdır: Schoonvaere nin (2013: 32) Belçika Nüfus Kütüğü nün sayılarına dayanan aşağıdaki çiziminin gösterdiği gibi Türk işçilerinin göç süreci üç ana evreden oluşmaktadır. a. b. c. Şekil 1: Türk kökenlilerin göçmenlik geçmesi (Schoonvaere, 2013: 32) 1 a) 1963-1974 yılları arasındaki işçi göçü 1964 yılında gerçekleştirilen iki taraflı anlaşma ile Belçika ya işçi göçü resmîleştirilmiştir. Schoonvaere nin (2013) araştırmasına göre 1963 ve 1965 yılları arasında 13.217 Türk işçi resmî yolla Belçika ya göç etmiştir. Goossens in (2004) dediği gibi 1973 yılına kadar Türkiye İş Kurumu nun yardımıyla ile Belçika ya gelen işçilerin sayısı 15.309 a çıkmıştır. Ancak her iki yazar bu sayıların eksik olduğunun altını çizmektedir. Resmî yolla göç edenlerden başka birçok Türk turist olarak Belçika ya gelmiştir. Goossens in (2004) vurguladığı gibi turist olarak göç edenlerin kesin sayısı yoktur ancak Martin den (1999) aktaran Goossens e (2004) göre bu sayı 150.000 Türk göçmene kadar çıkabilmiştir. Belçika ya nasıl göç edildiği dikkate alınmazsa bu büyük göç hareketi iki dalga şeklinde gelişmiştir: ilk gelenler esasen Liege, Henegouwen ve Limburg Bölgesi ndeki kömür madenlerinde çalıştırılmış, ikinci göçmen grubu Gent, Brüksel ve Anvers şehirlerine gönderilmiştir. Şekil 1 de 1974 ile 1975 arasında ikinci bir zirve göze çarpmaktadır. O dönemlerde Avrupa da yaşanan ekonomik gerileme ve akaryakıt krizinden dolayı Belçika hükümeti iş 1 Dikkat ediniz: Schoonvaere (2013) bu Türk göçmenlik geçmesini üç evreye ayırmakta ancak Şekil 1 de dönemleri ayıran tarihler bu evrelerin tarihlerine uygun değildir.

12 göçmenliğini kısıtlamak istemiş ve göçmenlerin Belçika ya gelişini durdurmaya çalışmıştır. Ancak çelişkili bir biçimde, bu karar alındıktan sonra, Türk göçmenlerinin sayısı yükselmeye devam etmiştir ve bunun iki sebebi vardır: Turist olarak göç edenlerin sayısının artması ve Belçika ile Türkiye arasındaki iki taraflı anlaşmaya göre Belçika hükümetinin aile yönelimli politikayı seçmesi. Bundan ötürü Belçika da yaşayan ve çalışan erkekler, Türkiye de yaşayan eşlerinin ve ailelerinin Belçika ya taşınmasını resmî bir şekilde sağlayabilmiştir. (Schoonvaere, 2013: 31-32). b) 1975-1983 yılları arasında aile birleşimi ve aile oluşumu Schoonvaere nin (2013) dediği ve 1. şeklin gösterdiği gibi iş göçü sınırlamasının sonucu olarak 1975 ve 1980 yılları arasında Belçika ya yönelik Türk işçi göçü giderek azalmıştır. Ancak Türkiye den gelen göç dalgaları tamamen sona erdirilmemiştir. Reniers e (1999) göre bunun sebebi, Belçika ya taşınan Türk erkeklerin yüzde yetmiş beşinin göç ettiğinde evli olmasıdır. Belçika hükümeti işçiler için göç şartlarını sınırladıktan sonra Belçika ya giden erkek göçmen sayısı hızla düşmüştür, ancak aynı zamanda aile birleşimi çerçevesinde göç eden Türk kadın sayısı hiç azalmamıştır. 1980 li yıllarda da yeni göç grupları ortaya çıkmıştır: evlilik göçü ve iltica göçü. c) 1984 den itibaren oluşan evlilik ve iltica göçü 1980 li yıllarda iş göçünün bitirilmesine ve göçmenliğin sınırlandırılmasına karar verilmesine rağmen Belçika ya yönelik göç edenlerin sayısı artmaya devam etmiştir (Schoonvaere, 2013: 34). Belçika da oturan ve bazı durumlarda bu ülkede doğan bir kişi ile evlenmek için göç eden kişiler Belçika ya yasal olarak gelebilmiştir. Bu zamana kadar evlilik göçü bütün göç türleri arasında en sık öne sürülen gerekçe olmuştur. Bundan başka 1980 li yıllarda yeni bir resmî göç türü oluşmuştur. Schoonvaere nin (2013) dediği gibi 1980 İhtilali nden itibaren Kürtler ve Ermeniler gibi çeşitli etnik ve dinî azınlıklar Türkiye den kaçıp diğer ülkelere iltica etmişlerdir. 1980 yılından 2002 yılına kadar Belçika ya göç edenlerin tümünün yaklaşık olarak yüzde 40 ı iltica gerekçesiyle Belçika ya gelmiştir. Reniers (1999), Goossens (2004) ve Schoonvaere nin (2013) çeşitli araştırmalarına göre Türk göçü iki genel özellik göstermektedir. İlk özellik, Belçika ya göç edenlerin Türkiye nin hangi illerinden geldiğine bağlıdır. Reniers (1999) ve Schoonvaere den (2013) alınan Şekil 2, Belçika daki Türkiye kökenlilerin çoğunluğunun hangi illerden geldiğini göstermektedir. Bu yoğunluk göstergesi şöyle hesaplanmaktadır:

I = (X i /T i ) / (X/T) I = Yoğunluk göstergesi X i = Belirli bir il kökenli olan, Belçika'daki Türkiye kökenlilerin sayısı T i = Bu ilin toplam nüfusu X = Belçika daki Türkiye kökenlilerin toplam sayısı T = Türkiye nin toplam nüfusu Kaynak: Schoonvaere (2013: 22) 13 İlk adım olarak Belçika'daki Türkiye kökenlilerin toplam sayısı X, Türkiye nin toplam nüfus sayısı T' ye bölünerek bir ortalama hesaplanmaktadır (X/T). Bundan sonra Belçika'daki Türkiye kökenlilerin hangi il kökenli olduğu incelenmektedir. Türkiye'nin her ili için elde edilen X i sayısı bu ilin toplam nüfus sayısı T i 'ye bölünmektedir (X i /T i ). Bu sonuç daha önce hesaplanan genel ortalamaya bölünerek Türkiye'nin her ili için bir yoğunluk göstergesi I (concentratie-index) hesaplanmaktadır. Bu yoğunluk göstergesi, Türkiye'nin belirli bir ilinin Belçika'daki Türkiye kökenli toplulukta ne derece temsil edildiğini gösteren göreceli bir sayıdır: Gösterge 1'den büyük ise söz konusu il Belçika'da beklenilenden daha çok temsil edilmektedir, 1'den küçük ise söz konusu il Belçika'da beklenilenden daha az temsil edilmektedir. Şekil 2'de illere yoğunluk göstergelerine göre bir renk kodu verilmiştir. Schoonvaere ye (2013: 49) göre daha koyu renk olan iller Belçika da göreceli olarak daha çok temsil edilmektedir. Harita incelendiğinde Belçika ya göç eden Türklerin göreceli olarak en çok Afyon, Eskişehir ve Kayseri gibi İç Anadolu Bölgesi illerinden geldiği görülmektedir. Reniers e (1999) göre bunun sebebi, işçi göçü için işe alım bürolarının ülkenin neresinde bulunduğuna bağlıdır (s. 686). Bu bürolar ilk göç dalgası sırasında işçilerin yasalara uygun bir şekilde Belçika ya göç etmesine yardımcı olmaya çalışmıştır. Bu hizmet büroları genellikle Türkiye nin batı yarısında kurulduğundan ve doğusunda nerdeyse hiçbir şube olmadığından dolayı özellikle ülkenin batısında oturanlar Belçika ya göç edebilmiştir. Şekil 2: Belçika da yaşayan Türklerin geldikleri iller (Reniers, 1999, s. 701)

14 Türk göçünün ikinci özelliği, yukarıda açıklanan birinci özelliğinden kaynaklanmaktadır. Belçika ya işçi göçü durdurulduğundan ve belirli Türk illerinden göç edenler geldikleri yer ile her zaman yakın ilişkide olduklarından dolayı iki ülke arasında oluşan göç ağları çok önem kazanmıştır. Goossens e (2004) göre bu göç ağları göç etmeye karar verme işlemini etkileyebilmektedir. Belçika da oturan vatandaşlar yurt dışındaki yaşamlarından söz ettiklerinde Türkiye dekilerin göç arzusu canlanmaktadır. Türkiye de oturan biri, yabancı bir devlette oturan bir yurttaşı tanımakta ise göç etme adımını daha kolaylıkla atacaktır. Genellikle de bu tanıdığa yakın bir yerde yaşamayı tercih edecektir. Böylece Türk göçünün ikinci özelliği oluşmuştur: göç edilen ülkede nakledilmiş toplulukların (transplanted communities) oluşması (Reniers, 1999: 687). Görüldüğü gibi Türkiye'de, Belçika ya oldukça fazla göçmen sağlayan belli bölgeler vardır; aynı şekilde Belçika'da da yüksek yoğunlukta Türk (asıllı) göçmen alan bölgeler ve şehirler bulunmaktadır. Bu bölge ve şehirlerde nakledilmiş topluluklar diye adlandırılan özel bir yerleşim şekli oluşmaktadır (Reniers, 1999: 687). Türkiye de bulunan bir topluluğun üyeleri, göç ettikten sonra kendi Türk topluluğunu yabancı ülkede yeniden kurmaktadır. Demek ki, aynı Türk bölgesinden gelenler Belçika da bir şehirde birbirlerine yakın oturma eğiliminde olmaktadır. Böylece Gent ve Brüksel şehirlerindeki Türk toplumu Afyon ve Eskişehir ilinden gelenlerden oluşmaktadır. İç ve Doğu Anadolu nun diğer şehrinden gelenler genelde Anvers ve Limburg bölgesine taşınmaktadır. Diğer Türk bölgelerinden göç edenler Belçika toprağının bütününe yayılmıştır (Schoonvaere, 2013: 49). Reniers (1999) ve Schoonvaere nin (2013) gösterdiği gibi şu anda gelen Türkler özellikle Gent, Brüksel ve Anvers şehirlerinin etraflarına yerleşmektedir. 1.1.2 Belçikalı Türklere ilişkin toplumsal istatistikler Kaya & Kentel (2007) 400 kişilik bir örneklem aracılığıyla Belçikalı Türklerin demografik bilgilerini toplamaya çalışmıştır. Kaya & Kentel (2007) ve Schoonvaere ye (2013) dayanarak Belçikalı Türklerin genel profili şöyledir: - Tüm Türkiye kökenli etnik azınlıklar 2 da dikkate alınırsa 200.000 Belçikalı Türk ün yarısından fazlasının Türkiye de doğduğu anlaşılmaktadır (s. 25); - Bu nüfus grubunun yüzde 75 ine Belçika vatandaşlığı verilmiştir 3 ; - Menşe ülkesi ile güçlü duygusal bağları olduğundan ötürü Türkiye kökenliler dil ve kültürlerini koruyabilmiştir (s. 21) ve Türk nüfusun üçte ikisi Hollandaca ya da Fransızcayı iyi bilmektedir; - Resmî dillerin birini ve ülkeyi bilmelerine rağmen Belçikalı Türkler kendilerine karşı ayrımcılık yapıldığını düşünmektedir (s. 53). 2 Etnik azınlık burada Sünnileri, Alevileri, Kürtleri, Ermenileri ve Asurları kapsamaktadır (Kaya & Kentel, 2007: 25). 3 Kaynak: http://www.interculturaliseren.be/index.php?id=233&tx_ttnews%5btt_news%5d=79&tx_ttnews%5bbackpid%5d=1 &chash=5626d13d47 (Koning Boudewijn Kuruluşu nun araştırması)

1.2 Tercümanlık nedir? 15 Bu bölümde tercümanlığın ne olduğu ve hangi alt kategorilere ayrılabildiği açıklanacaktır. İlk olarak tercümanlığın genel tanımı yapılacak sonra yöntem ve koşullara bağlı olan farklı alt bölümler tanımlanacaktır. 1.2.1 Genel tanım Tercümanlık yüzyıllarca farklı insanlar ve kültürler arasında iletişim kurulmasına yardımcı olmuştur. Defrancq ın (2012: 6) dediği gibi tercümanlar Roma imparatorluğu döneminden itibaren bütün uluslararası anlaşmalar ve iletişimler için önemli bir rol oynamaktadır. Ancak çeviri bilimi çok yeni bir araştırma alanıdır (Buyle, 2007: 10) ve araştırmacıların tercümanlığa yaptığı tanımlar birbirlerinden farklılıklar göstermektedir. Buna karşın bütün bilimsel çalışmalar tercümanlığın temel prensipleri konusunda hemfikirdir. Aşağıdaki bölümde bu prensipler açıklanacaktır. Wadensjö (1998), Pöchhacker (2004) ve Hale (2007) gibi çeşitli araştırmacılar tercümanlığın çevirisel bir etkinlik olduğu üzerinde anlaşmaktadır. Kapsamlı bir terim olarak çeviri, sözlü ve yazılı çeviri olarak iki temel altbölümden ibarettir. Birbirlerinden belirli bir şekilde farklı olduklarından dolayı bu iki tür birbiri ile karıştırılmamalıdır. De Keyser (2006) ve Pöchhacker (2004) tarafından desteklenen Hale (2007), bu konuda belirgin bir ayrım yapmıştır. Aralarındaki fark çeviri işlemleridir: yazılı çeviri yapan çevirmen, işi başlamadan önce tüm metni derinlemesine irdeleyip dikkatlice okuyabilmektedir. Sözlükler ve ek bilgiler sağlayan çeşitli kaynaklara başvurabilmektedir (s. 8). Sözlü çeviride ise asıl metin sadece bir defa duyulduğu ve anında tercüme edilmesi gerektiğinden dolayı tercüman kaynakları kullanamamaktadır ve hata yaptıktan sonra bunu kolaylıkla düzeltememektedir. Tercümanın bir göreve hazırlanmaya çok vakti yoktur. Böylece çevirmenlik ve tercümanlık belirli bir şekilde ayrılabilmektedir. Tercümanlığı tarif ederken bütün bilimsel yazarlar aynı genel esasları listelemektedir. De Keyser e (2006) göre tercüman, birbirlerini anlayamayan insanlar arasındaki iletişimi kurmak için bir kişinin söylediğini diğer kişinin anlayabileceği dile sözlü olarak çevirmektedir. Başka bir deyişle tercüman, normalde anlaşamayan kişilerin sohbet etmesini mümkün kılmaktadır. Tercümanın, yaptığı işi kısa zamanda tamamlaması gerektiğinden dolayı geniş bir kelime dağarcığına sahip olması gerekmektedir. Pöchhacker ın (2004) dediği gibi tercümenin hemen yapılması lazımdır. Bir kelimeyi sözlükte araştırmak için vakit yoktur ve zaman baskısından dolayı yazılı çevirinin tersine, tercümanın yaptığı hatayı düzeltme fırsatı kısıtlıdır (Kade, 1968 dan aktaran Pöchhacker, 2004).

1.2.2 Alt bölümler 16 Doğan (2003: 47), Pöchhacker (2004: 294), Hale (2007: 28) ve Defrancq a (2012: 3) dayanarak tercümanlık, tercümenin yapılış yöntemi ve görev şartlarına göre alt bölümlere ayrılabilmektedir. Tercümenin yapılış yöntemi kriterine göre yapılan sınıflamaya göre ardıl ve andaş çeviri olarak adlandırılan iki çeviri türü bulunmaktadır: - Andaş çeviride konuşmacı konuşurken tercüman aynı zamanda söylediklerini kaynak dil olan A dilinden amaç dil olan B diline çevirmektedir. Dolayısıyla not almak için zaman yoktur ve anında çeviri yapan tercüman ve konuşmacı neredeyse aynı zamanda konuşmaktadırlar (Van Gucht et al., 2005). Bu çeviri türü çoğunlukla toplantı ve konferanslarda kullanılmaktadır. Tercümanlar tercüme kabinlerinde oturmakta ve mikrofon, kulaklık gibi tercüme cihazı onların emrinde olmaktadır. - Ardıl çeviride tercüman konuşmacıyı dinlemekte ve gerekirse not almaktadır. Konuşmacı konuşmasını bitirdikten sonra söyledikleri A dilinden B diline aktarılmaktadır. Ardıl çeviri türü genellikle kültürlerarası ve kültürleriçi diyaloglar için kullanılmaktadır (Doğan, 2003: 48-50). Genelde sosyal ve yasal koşullarda tercih edilmektedir. Görev şartlarına göre yapılan gruplandırmaya gelince Pöchhacker (2004: 15-16) ve Defrancq ın (2012) aynı dilbilimsel spektrumu kullanmakta olduğu görülmekte ancak birkaç ayrım dikkat çekmektedir: Şekil 3: Tercümanlığın kavramsal sprektrumu (Pöchhacker, 2004: 17) Pöchhacker ın (2004) şemasının gösterdiği gibi ilk önemli ayrılık, tercüme görevinin gerçekleştiği şartlardır. Özel bir amaç için birbirleri ile ilişki kuran ve birbirlerinin dilini bilmeyen farklı dil ve kültür topluluklarının üyelerine tercüme yapıldığında uluslararası şartlardan bahsedilmektedir. Tercüman, mesela seminer, toplantı, zirve ve müzakereler gibi durumlardaki ve bilim adamları, şirket ortakları veya politikacılar arasındaki iletişimi mümkün kılmaktadır (Pöchhacker, 2007: s.37). Pöchhacker a (2004) göre burada en sık kullanılan tercüme türü

17 konferans tercümanlığıdır. Bu takdirde tercüman, aynı anda birçok insana bir monoloğun tercümesini yapmakta, yani sadece A dilinden B diline çevirmektedir. Diyalog yoktur. Diğer yandan toplum içi veya toplumsal durumlarda tercümeye ihtiyaç duyulmaktadır. Bir topluluk veya ülke içinde resmî dili bilmeyenlerin topluma uyum sağlamalarını kolaylaştırmak için burada da tercümanın yardımı rica edilebilmektedir. Muhataplar yüzyüze konuşmaktalar ve tercüman A dilinden B diline ve ters yönde çeviri yapmaktadır. Bu yüzden bir diyalog söz konusudur. Bu tercümanlık türü de toplumsal/sosyal tercümanlık adını almaktadır. Kısacası ilk ayrılık, uluslararası ve toplum içi durumlarında olmasına bağlı olarak sırayla konferans tercümanlığı ve sosyal tercümanlık terimleri kullanılacaktır. Birinci adım olarak tercümanlık toplumsal bağlama göre alt bölümlere ayrılabilmektedir. Cools (2012) ve Pöchhacker in (1996 ve 2007) kullandığı iki ana grup burada da kullanılacaktır: Konferans tercümanlığı (1.2.3); Hukuki tercümanlık ve Sosyal tercümanlık (1.2.4). 1.2.3 Konferans tercümanlığı Yukarıda açıklandığı gibi toplantı, müzakere ve seminerler gibi resmî durumlarda konferans tercümanlarına ihtiyaç duyulmaktadır. Doğan a (2003) göre genellikle bir kabinde mikrofon ve kulaklık ile bir kişinin her söylediği tercüme edilmektedir. Hem ardıl hem de andaş çeviri tekniği kullanılabilmekte ancak çoğu zaman konuşmayı dinlerken tercüman aynı anda diğer dile çevirmektedir (Doğan, 2003: 52). Sadece bir veya iki kişiye yönelik olarak çeviri yapılması gerektiğinde veya mikrofon, kulaklık gibi çeviri cihazı olmadığında fısıldayarak çeviri tekniği kullanılabilmektedir. Konferans tercümanlığı, bu araştırmanın kapsamına girmediği için ve bu sektörde çalışan tercümanların sayısı bizce yüksek olmadığı için bu çalışmada ele alınmayacaktır. 1.2.4 Sosyal ve hukuki tercümanlık Hukuki tercümanlığın sosyal tercümanlıktan farklı olarak görülmesi gerekip gerekmediği çokça tartışılmaktadır. Doğan (2003) ve Defrancq (2012) iki tercüme türü arasında belirgin bir ayrım yapmamaktadır. Roberts (1997: 8), Wadensjö (1998: 51) ve Hale (2007: 30), Community Interpreting kavramını toplum ile ilgili olan bütün olaylar için kullandığından dolayı mahkemede meydana gelen olaylar için de bu terimi kapsayıcı terim olarak kullanmaktadır. Pöchhacker ın (2007) dediği gibi Avustralya, Büyük Britanya ve İsveç te de hukuki tercümanlık sosyal tercümanlığın bir alt ulamı olarak görülmektedir.

18 Fakat Buyle (2007), Pöchhacker (1996, 2004, 2007) ve Vandeweghe (2008), iki tür arasındaki farkın belirtilmesi gerektiği düşüncesini savunmaktadır çünkü hukuki tercümanlığın etik kuralları ile sosyal tercümanlığın (...) etik kuralları bazen birbirine zıttır (Roberts, 1993 den aktaran Pöchhacker, 2007: 38). Kruispunt Migratie-Integratie (2014b) ve SERV (2008: 9) de sosyal tercümanlığın hukuki tercümanlık veya konferans tercümanlığı ile karıştırılmaması gerektiğinin altını çizmektedir. Sosyal ve hukuki tercümanlık türleri arasında bir çizgi çekmek çok zordur. Hangi sektörde Türkçe tercümanlarına olan talebin daha çok olduğunu belirlemek için bu çalışmada hukuki tercümanlık ile diğer sosyal tercümanlık türleri arasında ayrım olduğu kabul edilmektedir. Bu ayrımı iyi belirtmek için iki tercüme türü konusuna kısaca değineceğiz. a) Sosyal tercümanlık De Keyser (2006), sosyal tercümanlığı çok kısa ve isabetli bir şekilde betimlemiştir: Sosyal tercümanlık sosyal hizmet sektöründeki tercümanlıktır. Sosyal tercüman, ülkenin resmî dilini bilmeyenler ile kamu hizmetleri veya sosyal sektörde çalışanlar arasında iletişim kurmaktadır (s. 3). Sosyal hizmet sektörü genel olarak bütün sosyal hizmetler ve kamu veya devlet hizmetlerini kapsamaktadır. Hem Pöchhacker (1996), hem Hale (2007) hem de Bowen (2000) tercümanın iş ortamının ne olabileceğiyle ilgili uzun bir liste vermektedir. Örneğin: hastane, doktor muayenehanesi, okul, mülteci bürosu, ikamet ve sosyal sigorta, sosyal sektörün alanları olarak sayılmaktadır. Flaman Sosyal Sektörü Eğitim ve Öğretim Enstitüsü ne (2014) 4 göre sosyal sektör altı alt bölüme ayrılabilmektedir: Aile ve Yaşlılara Yardım Servisleri, Çocuk Yetiştirme ve Yerleştirme Servisi, Korumalı İşyerleri, Sosyo-kültürel Sektör, Sağlık Kurumları ve Flaman İkamet ve Sağlık Sektörü. Vermeiren (2012b) bu sınıflandırmayı onaylayıp iltica tercümesinin sosyal tercümanlığın bir alt parçası olarak görülemediğini vurgulamaktadır. Deleu nün (2012) dediği gibi Belçika da Hollandaca (veya Fransızca) bilmeyen ve sosyal hizmetler ve kamu hizmetlerinde yardıma ihtiyaç duyanlar tercümana güvenmektelerdir. Garber in (2000: 16) de vurguladığı gibi bu kurumlara başvuranlar sağlık, yasal sistem, ( ) ikamet veya yoksulluk ile ilgili problemler yaşamaktadır. Bunun üzerine çoğu zaman kurum ile hizmet talep eden taraf arasındaki görüşmenin konusu çok hassas olabilmektedir ve tercümanın bu durumlarda talep edenin özel hayatı ile ilgili konuları ele alması da gerekmektedir. Hale (2007) de bunu göstermektedir: 4 Flaman Sosyal Sektörü için Eğitim ve Öğretim Enstitüsü, VİVO vzw dir (Vlaams Instituut voor Vorming en Opleiding in de Social Profit).

19 [...] it takes place in settings where the most intimate and significant issues of everyday individuals are discussed: a doctor s surgery, a social worker s or a lawyer s office, a gaol, a police station or courtroom (Hale, 2007: 26). Bu konuşmalar çok hassas olduğundan ve tercüman için risk içerdiğinden dolayı sosyal tercümanlar için özel uluslararası etik kuralları oluşturulmuştur. De Keyser in (2006: 47) dediği gibi bu kurallar, tercümanın mümkün olduğu kadar uyması gereken bir kurallar dizisidir. Etik kuralları, ne yapabileceğini ve ne yapamayacağını belirterek tercümanı [görevi yaparken] desteklemektedir. Haliyle hem tercümanın uyması gereken kurallardır, hem de tercüman ve diğer muhatapları keyfi hareketler ve diğer tehlikelere karşı koruyan bir çerçevedir (De Keyser, 2006: 47). Vermeiren de (2012a) tercüman tarafından bir göreve başlamadan önce söylenmesi gereken ve bütün etik kurallarını kapsayan bir açıklama verilmektedir: [...] Duyduklarımı, hiç bir ekleme ya da çıkarma yapmadan, tam ve doğru bir şekilde çevireceğim. Çevirim sırasında edindiğim her bilgi bende saklı kalacaktır. Çevirimi yaparken birinci tekil şahıs zamirini ( ben kelimesini) kullanacağım. [...] (Vermeiren, 2012a). Bu açıklamada sosyal tercümanlığın en önemli kuralları ortaya atılmaktadır: Tercümanın meslek sırrına bağlı olduğu, tarafsız olması gerektiği ve ekleme veya çıkarma yapmaksızın her şeyi tercüme etmesi gerektiği belirtilmektedir. Tercüman tarafsız bir arabulucudur ve düşüncelerini kendine saklaması gerekmektedir. De Keyser in (2006) bildirdiği gibi bu etik kuralları, tercümanı, tercümanlığı ve konuşma taraflarını korumak amacıyla oluşturulmuş ve bütün tarafların hak ve görevlerini belirlemektedir. Sosyal Mütercimlik ve Tercümanlık Hizmeti Kurumları 5 Bu yüksek lisans çalışmasını yalnızca Flaman Bölgesi nin sosyal ve hukuki tercümanlık sektöründe Türk dilinin ne kadar çok kullanıldığının incelenmesi amacı ile sınırlamaktayız. Bundan ötürü aşağıdaki araştırmada yalnızca Flaman Bölgesi mütercimlik ve tercümanlık hizmeti kurumlarının istatistikleri kullanılacaktır. Centrale OndersteuningsCel voor Sociale Tolken en Vertalers (COC) olan Kruispunt Migratie-Integratie nin Taal & Diversiteit dairesi, Flaman hükümetinin projesinin bir parçası ve tercümanlık mesleğinin çatı kuruluşudur (Buyle, 2010: 14). Web sayfasına göre bu kuruluşun amacı mütercimlik ve tercümanlık hizmeti kurumlarını desteklemek, onlara tavsiyede bulunmak ve sosyal tercüman ve çevirmenler için eğitim ve nitelik sınavlarını düzenleyerek mesleğin niteliğini sağlamlaştırmaktır (Kruispunt Migratie-İntegratie, 2014a). Taal & Diversiteit dairesi, Babel (telefonda tercümanlık hizmeti) ile birlikte Flaman Bölgesi ndeki tercümanlık durumunu 5 Bu terim Ekizkuyu dan (2013: 12) kopya çekilmiştir.

20 şekillendirmektedir. Flaman sosyal mütercimlik ve tercümanlık hizmeti kurumları bölgesel, ile ait ve kentsel seviyelerde bulunmaktadır. Babel, Flaman Bölgesi nin bütününe telefonla tercümanlık hizmeti sunmaktadır. İle ait düzeyde beş kurum vardır: - Sociaal Tolken- en Vertaaldienst desom vzw (Batı Flaman İli nin Mütercimlik ve Tercümanlık Hizmeti Kurumu); - Provincie Oost-Vlaanderen Tolk- en Vertaalservice (Doğu Flaman İli nin Mütercimlik ve Tercümanlık Hizmeti Kurumu); - Tolk- en vertaaldienst Provincie Antwerpen - TOPA (Anvers İli nin Mütercimlik ve Tercümanlık Hizmeti Kurumu); - Provinciaal Aanbod Sociaal Tolken voor Anderstaligen in Vlaams-Brabant - PASTA (Flaman Brabantı İli nin Mütercimlik ve Tercümanlık Hizmeti Kurumu); - Sociale Tolk- en Vertaaldienst Limburg (Limburg İli nin Mütercimlik ve Tercümanlık Hizmeti Kurumu). Bu ile ait kurumlar, iki şehir hariç kendi ilinin tamamına sosyal çeviri hizmeti sağlamaktadır. Gent şehrinin Tolk- & Vertaalservice Gent - TVGent kurumu ve Anvers şehrinin Stedelijke Tolk- en Vertaaldienst Antwerpen - STA kurumu sadece kendi içlerinden gelen tercüman isteklerine cevap vermektedir (Kruispunt Migratie-İntegratie, 2014c). b) Hukuki tercümanlık Vermeiren in (2012) dediği gibi hukuki tercümanlık, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, 2010/64/EU kodlu Avrupa ilkesi, Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi ve Belçika da 15 Haziran 1935 tarihinden beri uygulanan kanun gibi çeşitli uluslararası ve ulusal yasa ve anlaşmalarda açıkça belirtilen tercümanlık türüdür. Hukuk hizmeti alma ihtiyacı duyan herkes sorgu veya davada kullanılan dili iyi anlayamadığından dolayı bir tercümanın yardımına hakkı olduğu bütün bu anlaşma ve kanunlarda yazmaktadır (Vermeiren, 2012: 11). Bu yardım aslen bir insan hakkı olduğundan ötürü kişi tarafından değil, devlet tarafından ödenmektedir. Vanden Bosch un (2008) dediği gibi hukuk hizmetine başvuranların Avrupa Birliği nin her devletinde ve Avrupa dışındaki her adalet sisteminde ana dili ne olursa olsun kendi seçtiği dilde adli davalara katılma hakkı vardır. Bundan önceki bölümlerde hukuki tercümanlığın sosyal tercümanlık kavramına girip girmediğinin çok tartışıldığını gördük. Bundan başka hukuki tercümanların iş yerleri hakkında da anlaşmazlık vardır. SERV e (2008) göre hukuki tercümanlar sadece karakol veya adalet ile ilgili durumlarda çalışmaktadır. Vermeiren (2012) de anlaşmazlığı vurgulamaktadır. Kruispunt