Tarih Felsefesi Üzerine Dersler

Benzer belgeler
10. hafta GÜZELLİK FELSEFESİ (ESTETİK)

FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ

ESTETİK (SANAT FELSEFESİ)

Tragedyacılara ve diğer taklitçi şairlere anlatmayacağını bildiğim için bunu sana anlatabilirim. Bence bu tür şiirlerin hepsi, dinleyenlerin akıl

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2

Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma

7.Ünite: ESTETİK ve SANAT FELSEFESİ

Dişi Güç Shakti. Hana Nahas ve Jedami Wulf Dietzel tarafından düzenlenmiştir.

12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017)

BİZ, MELEKLER - DRUNVALO

Hegel, Tüze Felsefesi, 1821 HAK KAVRAMI Giriş

İYİ VE KÖTÜ NÜN KÖKENLERİ

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi

SCA Davranış Kuralları

Felsefe Nedir OKG 1201 EĞİTİM FELSEFESİ. Felsefe: Bilgelik sevgisi Filozof: Bilgelik, hikmet yolunu arayan kişi

Prof.Dr.Muhittin TAYFUR Başkent Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü

10-11 YAŞ GRUBUNUN ANNE BABASI OLMAK

ÖDEV ETİĞİ VE İMMANUEL KANT

TOPLUMSAL DAVRANIŞ KURALLARI ve HUKUK. Dr.Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

EĞİTİM PSİKOLOJİSİ KISA ÖZET KOLAYAOF

HUKUK VE HUKUK BİLİMİ ÜZERİNE

İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni

DİNİ GELİŞİM. Bilişsel Yaklaşım Çerçevesinde Tanrı Tasavvuru ve Dinî Yargı Gelişimi

AŞKIN BULMACA BAROK KENT

E.G.O. Grubu Kurumsal İlkeleri

SPORDA STRATEJİK YÖNETİM

AHLAK FELSEFESİNİN TEMEL KAVRAMLARI

1.4.Etik Sistemleri Etik ilkelerin geliştirilmesinde temel alınan yaklaşımlar hakkaniyet ilkesi, insan hakları, faydacılık ve bireysellik

6 Sofistlerin O rtaya Ç ıkışın d a Etkili O lan Felsefe-D ışı N edenler ıo Felsefi N ed enler

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

ÖZEL EGEBERK ANAOKULU Sorgulama Programı. Kendimizi ifade etme yollarımız

PATOLOJİ UZMANININ ETİK SORUMLULUKLARI ve YÜKÜMLÜLÜKLERİ

ESTETİK; Estetiğin konusu olarak güzel;

MAREŞAL FEVZİ ÇAKMAK İLKOKULU ETİK KOMİSYONU FAALİYET PROGRAMI

TOPLUMSAL DAVRANIŞ KURALLARI VE HUKUK. Dr.Öğr. Üyesi Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

kaza, hükmetmek, Terim anlamı ise kaza, yaratılması demektir.

Cümle bağlamından gerçek ve mecaz anlamlı sözcükleri ayırt eder.

DOÇ. DR. DOĞAN GÖÇMEN DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ FELSEFE BÖLÜMÜ

BİLİMSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ (1) Y R D. D O Ç. D R. C. D E H A D O Ğ A N

ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS

Engellilere Yönelik Tutumların Değiştirilmesi ZEÖ-II 2015

İnsanların kurduğu bireysel ve toplumsal ilişkilerin temelini oluşturan değerleri, normları, kuralları, doğru-yanlış ya da iyi-kötü gibi ahlaksal

Eğitimin Psikolojik Temelleri

Kelimenin en dar anlamıyla,neyin doğru veya yanlış sayıldığı (sayılması gerektiği) ile ilgilenir.

Temel Kavramlar Bilgi :

Bilimsel Yasa Kavramı. Yrd.Doç.Dr. Hasan Said TORTOP Kdz.Ereğli-2014

ESKİŞEHİR ATATÜRK MESLEK LİSESİ 2. DÖNEM 1. YAZILI YOKLAMA SORULAR.

KANT FELSEFESİNDE PRATİK AKLIN ÖZGÜRLÜK POSTULATI

T.C. İSTANBUL RUMELİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU AMELİYATHANE HİZMETLERİ PROGRAMI 2. SINIF 1. DÖNEM DERS İZLENCESİ

Sinema ve Televizyon da Etik. Meslek Etiği, İletişim (Medya) Etiği

FELSEFE BÖLÜMÜ SOFİSTLER DERSİ DERS NOTLARI (3)

Günümüz Sorunları Karşısında Kant Etiği. Dr. Harun TEPE

BILGI FELSEFESI. Bilginin Doğruluk Ölçütleri

11/26/2010 BİLİM TARİHİ. Giriş. Giriş. Giriş. Giriş. Bilim Tarihi Dersinin Bileşenleri. Bilim nedir? Ve Bilim tarihini öğrenmek neden önemlidir?

İSMAİL VATANSEVER ETİK VE BİYOETİK KAVRAMLARININ KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK PROJELERİ İLE İLİŞKİSİ

FELSEFİ YAPIDA EĞİTİM MODELLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ / SİİRT ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ

10. HALKLA İLİŞKİLERDE ETİK. Page 1

İletişim Yayınları SERTİFİKA NO Κρατύλος

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ. Liderlik ve Liderlik Teorileri - 2 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

Ana fikir: Oyun ile duygularımızı ve düşüncelerimizi farklı şekilde ifade edebiliriz.

DİN VEYA İNANCA DAYANAN HER TÜRLÜ HOŞGÖRÜSÜZLÜĞÜN VE AYRIMCILIĞIN TASFİYE EDİLMESİNE DAİR BİLDİRİ

SAYILARA GİRİŞ. Her şeyden önce temel kavramları bilmeliyiz. Nedir temel kavramlar? Matematik dilinin abc'si olarak tanımlayabiliriz.

ONKOLOJİ HEMŞİRELİĞİ VE ETİK. Prof. Dr. Nermin Ersoy Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı

ÜNİTE:1 Sorumluluk Kavramları ve İşletmelerin Sosyal Sorumlulukları. ÜNİTE:2 İş Ahlakı ve Önemi. ÜNİTE:3 İş Ahlakı ve Etik Yaklaşımlar

KARTVİZİT. Ceren ANADOL tour. tour

İnsanların, sadece insan olması nedeniyle sahip oldukları devredilemez ve vazgeçilemez haklardır.

Hukuk Sosyolojisi Açısından Hukuk

EĞİTİMİN FELSEFİ TEMELLERİ. 3. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL

Bilmek Bizler uzmanız. Müşterilerimizi, şirketlerini, adaylarımızı ve işimizi biliriz. Bizim işimizde detaylar çoğu zaman çok önemlidir.

TÜRKİYE DE VE DÜNYADA İNSAN HAKLARI HABERCİLİĞİNİN OLANAĞI

ETKILI BIR FEN ÖĞRETMENI

Kuantum Bilgisayarı ve Qbit

İÇİNDEKİLER. Yedinci Baskıya Önsöz 15 İkinci Baskıya Önsöz 16 Önsöz 17 GİRİŞ 19 I. BÖLÜM FELSEFE ÖĞRETİMİ 23

ÜNİTE:1 Psikolojinin Tanımı ve Kapsamı. ÜNİTE:2 Psikolojide Araştırma Yöntemleri. ÜNİTE:3 Sinir Sisteminin Yapısı ve İşlevleri

ÜNİTE 1: Pazarlamanın Konusu, Kapsamı, Gelişimi ve. Değer Kavramı. ÜNİTE 2: Pazarlama Çevresi ve Bilgi Sistem ÜNİTE 3: Pazarlar ve Davranışlar

Doç. Dr. Tülin ŞENER

ilgi ve dikkati zorunlu kılmaktadır. Tarihte felsefî bütünlüğü kurulmamış, epistemolojik, etik, estetik ve metafizik boyutları düşünülmemiş hiçbir

PROBLEM ÇÖZMEDE ZİHİNSEL SÜREÇLER

ANKARA ÜNİVERSİTESİ SENATO KARAR ÖRNEĞİ

Economic Policy. Opening Lecture

İNSANLARIN NİYETLERİ VE DAVRANIŞLARI SÖZ KONUSU OLDUĞUNDA DAİMA

İş Yeri Hakları Politikası

PROBLEM ÇÖZME BASAMAKLARI ve YARATICI DÜŞÜNME

YAZILI SINAV SORU ÖRNEKLERİ FELSEFE

İSLAM KURUMLARI VE MEDENİYETİ

KURAMSALLAŞMANIN YÖNÜ İNCELEME DÜZEYİ

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞTA GRUP SÜRECİ: TAKIM ÇALIŞMASI Doç. Dr. Cevat ELMA

1. Belli bir toplumun belli bir döneminde, bireysel ve toplumsal davranış kurallarını belirleyen ve inceleyen bilim tanımı aşağıdakilerden hangisine

Farkındalık sadece içerden açılan bir kapıdır

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI. İLKOKULU 3. SINIF GÖRSEL SANATLAR DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI

V. Descartes ve Kartezyen Felsefe

On Yedinci Yüzyılda Felsefe Descartes. Prof. Dr. Doğan Göçmen Dokuz Eylül Üniversitesi Felsefe Bölümü Ders: 03/10/2016

Not. Aşağıdaki Kant la ilgili notlar Taylan Altuğ un Kant Estetiği (Payel Yayınları, 1989) başlıklı çalışması kullanılarak oluşturulmuştur.

Müşteri gözüyle firma performansının izlenmesi Gizli Müşteri Araştırmaları

DBY Ajans. This book has been supported by the Office of Scientific Research Projects of Istanbul Medeniyet University Istanbul, Turkey - March 2014.

ETİK VE MÜHENDİSLİK ETİĞİ

TYYÇ-SİY. BİL. & ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAM YETERLİKLERİNİN İLİŞKİLENDİRİLMESİ

Transkript:

Tarih Felsefesi Üzerine Dersler Tarih felsefesi için aşılması gereken en önemli engel Hegel dir. 07.04.2016 / 07:26 Tıpkı ruhun kılavuzu Merkür gibi, İdea, gerçekliğin içindedir, insanların ve dünyanın lideridir. Bu kılavuzun mantıklı ve gerekli iradesi olan Tin, dünya tarihindeki olayları yönlendirmiş olup hâlâ da yönlendirmektedir. Şimdi amacımız, Ruh un bahsi geçen rehberlik göreviyle tanışmaktır. ( ) Felsefenin tarih tefekkürüne kattığı tek düşünce, yalın bir Mantık kavramı; Mantık ın Dünyanın Hâkimi olduğu ve dolayısıyla, dünya tarihinin mantıklı bir süreç olduğudur. Bu inanç ve sezgi, bu haliyle tarih alanında bir hipotezden ibarettir. Felsefede ise hipotez değildir. Felsefede, spekülatif bilişin kanıtladığı şekliyle Mantık -ki burada bu terimi kullanmak bize Evrenle ilahi bir varlık arasında kurulan bağı araştırmaksızın yeterli olacaktır- Sonsuz Güç olmakla birlikte; kendi Sonsuz Madde siyle, aynı zamanda Sonsuz Biçim olarak, hayat verdiği tüm doğal ve ruhsal yaşamın altında yatan ve bu Madde yi harekete geçiren bir Öz dür. Bir bakımdan, Mantık tüm gerçekliğe ait varoluşun ve yaşam buluşun içinde yer aldığı ve kendini yarattığı Evren in özüdür. Diğer bakımdan, Evren in Sonsuz Enerjisi dir; zira Mantık gerçekliğin

dışında -nerede olduğunu da kimsenin bilmediği- yer alan salt bir niyet, insanoğlunun zihninde yer alan ayrı ve soyut bir şey olmayıp, salt İdeal den öte bir şey yaratamayacak kadar da kudretsiz değildir. Eğer Evrensel Tarih çalışmasına başlamak üzereyken Mantık fikri zihinlerimizde hâlâ netlik kazanmamışsa, en azından kesin ve sarsılmaz bir şekilde, Mantık ın var olduğu, us ve bilinçli istem Dünyası nın şansa terk edilmediği ve özfarkındalığa sahip İdea nın ışığında kendini göstermek zorunda olduğu inancına sahip olmamız gerekir. ( ) Ruh un doğası, onun tam zıddı olan Madde ye bakılarak anlaşılabilir. Diğer yandan, Madde nin özü Çekim olduğu için, Ruh un özünün Özgürlük olduğunu iddia edebiliriz. ( ) Madde kendi dışında bir öze sahiptir fakat ruh kendi içinde bir varoluş barındırır. İşte bu, tam olarak Özgürlük tür. Çünkü eğer bir şeye bağlıysam ve varlığım benim dışımda bir şeye atfediliyorsa, dışsal şeylerden bağımsız olarak var olamam. Aksine, varlığım kendime bağlı olunca özgür olurum. Ruhun varlığının bu kendi kendine yetme durumu, kişinin kendi varlığına dair özbilinçliliğinden başka bir şey değildir. Bilinçlilik konusunda iki şey ayırt edilmelidir: Bunlardan birincisi, biliyor olmam gerçeği; ikincisi ise ne bildiğimdir. Özbilinçlilikte Ruh kendini bildiği için bu ikisi birleşir. Bu, kendi doğasının değerini bilmesine yol açar. Bunu bilmesi ise kendisini gerçekleştirmesini sağlayan bir enerji olur ve potansiyel olarak ne ise, fiilen o olmasına yol açar. Bu soyut tanımlamadan hareketle, Evrensel Tarih in, Ruh un kendisinin potansiyel olarak ne olduğunu çözme sürecindeki dışavurumu olduğu söylenebilir. Nasıl tohum ağacın tüm doğasını, meyvelerinin şeklini ve tadını içinde taşıyorsa, Ruh un ilk zerreleri de aslında Tarih in tümünü bünyesinde taşır. ( ) Dünya Tarihi, Özgürlük bilincinin gelişiminden başka bir şey değildir. Bu gelişim doğasının gerektirdiği bir durumdur ve bizim görevimiz de bunu incelemektir. Özgürlük bilinçliliğinin çeşitli aşamalarına dair yukarda verilen açıklama -ki en başta biz her insanın (insan olan insanların) mutlak olarak özgür olduğunu biliyorken, Doğulu ulusların sadece bir kişinin, Yunan ve Roma Dünyası nın ise sadece bazılarının özgür olduğunu düşünmeleri gerçeğinde bunu görebiliriz- bizi Evrensel Tarih in doğal bölünmesi hakkında bilgilendirir ve bize nasıl tartışılması gerektiğine dair fikir verir. *** [Tarihteki önemli insanların belli amaçları] Dünya Ruhu nun (Weltgeist) istekleri olan önemli konuları da kapsar. Bu kişiler, uğraş ve amaçlarını mevcut düzenin onayladığı, sakin ve düzenli bir gidişattan değil, duyularla algılanabilen bir varlığa sahip olmayan gizli bir kaynaktan aldıkları ölçüde Kahraman olarak adlandırılabilir. Bu kaynaktan gelen ve yüzeyin altında saklanmış olan iç Ruh, dış dünyayı bir kabuğu kırar gibi parçalara ayırır. Çünkü söz konusu kabuğa ait olandan başka bir öz vardır. Dolayısıyla bu kişiler, yaşamlarının itici gücünü kendilerinden alan ve eylemleri ile bir durum ve -

sadece onların ilgi alanları ve işleri gibi gözüken- bir tarihsel ilişkiler kompleksi üreten insanlardır. Bu bireyler kendi amaçlarını gerçekleştirmeye çalışırken açığa çıkardıkları genel İdea nın hiç bilincinde değildi. Aksine, pratik ve politik insanlardı. Ama aynı zamanda, düşünen, zamanın gerekliliklerine vâkıf insanlardı. Gelişimi olgunlaştıran da buydu. Şu da anlaşılmalıdır ki, insan sahip olduğu bütün değere, yani bütün ruhsal gerçekliğe, sadece Devlet sayesinde sahip olabilir. Ruhsal gerçekliği buna bağlı olduğu içindir ki, kendi özü, Mantık, onun için nesnel bir şekilde mevcut ve ona göre doğrudan nesnel bir varlığa sahiptir. Bu yüzden insan tamamen bilinçlidir; bu sebeple adil ve ahlaklı, sosyal ve siyasi bir hayatın ahlaki yapısında yer alır. Çünkü Hakikat, evrensel ve öznel İrade nin birleşimidir ve Evrensel olan, Devlet te, kanunlarında, evrensel ve mantıklı düzenlemelerinde bulunabilir. Devlet, Dünya da var olan Tanrısal İdea dır. Dolayısıyla Devlet te, Tarih in amacını öncekinden daha belirli bir şekilde bulabiliriz; ki onda Özgürlük nesnellik elde eder ve bu nesnelliğin zevkine vararak yaşar. Çünkü Kanun Ruh un nesnelliğidir; iradenin gerçek biçimidir. Sadece Kanu na itaat eden irade özgürdür; çünkü kendine itaat etmiş olur, bağımsız ve bundan dolayı özgür olur. Devletimiz yada ülkemiz bir varlık topluluğu oluşturduğunda ve insanın öznel iradesi kanunlara uyduğunda, Özgürlük ve Gereklilik arasındaki karşıtlık ortadan kalkar. Nesnelerin özü ve gerçekliği olduğundan, Rasyonel olanın zorunlu bir varoluşu vardır ve bizler bunu kanun olarak kabul etmekte ve -varlığımızın özü olarak- takip etmekte özgürüzdür. Böylelikle nesnel ve öznel irade uzlaşır, özdeş ve homojen bir bütün oluşturur. Devlet in ahlakı (Sittlichkeit), kişinin kendi kanaatinde hüküm süren etik (moralische) ve düşünce mahsulü türden olmadığı için, etik modern zamana özgüyken, gerçek antik ahlaklılık kişinin (genellikle devlete karşı olan) görevine sadık olması ilkesine dayanmaktadır. ( ) Devlet Fikri nin tam anlamıyla gelişmesi Hukuk Felsefesi ile olmuştur; ancak zamanımızdaki teorilerde, yerleşmiş doğrular olarak kabul edilen ve değişmez önyargı haline gelmiş çeşitli hataların mevcut olduğu gözlemlenmelidir. Bunlardan tarih anlayışımızın hedefiyle ilişkili olanlara öncelik vererek sadece birkaçından bahsedeceğiz. Karşılaştığımız ilk hata, Devlet özgürlüğün gerçekleşmesidir ilkesiyle, insanın doğası gereği özgür olduğu, fakat -karşı koyulamaz bir şekilde içinde yer almaya itildiğitoplumda ya da Devlet te bu doğal özgürlüğü kısıtlaması gerektiği düşüncesinin çatışmasıdır. ( )

Bireysel iradeye saygı duyulması ilkesinin siyasi özgürlüğün temeli olarak kabul edilmesi, yani Devlet tarafından veya Devlet için siyasi yapının bütün üyelerinin onay vermediği hiçbir şeyin yapılmaması, açık olarak söylemek gerekirse Anayasasız olmamız anlamına gelir. Devlet hakkında şimdiye kadar ne söylendiğini özetleyecek olursak, onu oluşturan bireyleri harekete geçiren temel ilkeyi Ahlak olarak adlandırabiliriz. Devlet, kanunları, düzenlemeleri üyelerinin haklarını oluşturur; doğal özellikleri, dağları, havası, suları orada yaşayanların ülkesi, anavatanı, ve onların görünürdeki mülkleridir. Bu Devlet in tarihi, yaptıkları, atalarının ürettiklerinin hepsi bu kişilere aittir ve onların hafızalarında yaşar. Bunların hepsi o kişilerin malı olduğu gibi, o kişilere de bunlar tarafından sahip olunur, çünkü varlıkları ve varoluşları bunlardan oluşmaktadır. Bu kanunların ve böyle belirlenmiş bir anavatanın benimsenmesi kişilerin iradesinin bir ifadesi iken, kişilerin hayal güçleri bu şekilde sunulan fikirlerle meşguldür. Tek Oluş u ve tek Halk ruhunu meydana getiren şey bu olgunlaşmış bütünlüktür. Her bir üye bu bütünlüğe aittir; her birim Ulus unun Oğlu dur ve aynı zamanda ait olduğu Devlet gelişme geçirdiği derecede Çağ ının Oğlu dur. Kimse geride kalmaz, ancak çok azı bunun ötesine geçebilir. Bu ruhani Varlık (yaşanılan Dönemin Ruhu) insanındır; insan onun temsilcisi, Ruh da insanın kökeni ve yaşadığı yerdir. Atinalılar arasında Atina kelimesinin iki tane anlamı vardı: İlk anlamı, bir siyasi kurumlar kompleksi; ikincisi ise Halkın Ruhu nu ve birliğini yansıtan Tanrıça. ( ) Sıradaki diğer nokta, her bir Ulusal dehanın Evrensel Tarih sürecinde Tek Birey olarak algılanmasıdır. Çünkü tarih tanrısalın sergilenmesidir, Ruh un en yüce biçimleriyle mutlak gelişimidir, aşamalandırmayla kendi bilincine ve gerçekliğine ulaşır. Bu ilerleme aşamalarının varsaydığı şekiller Tarih in Ulusal Ruhlarının bir özelliği; bu Ruhların ahlaki yaşamlarının, Yönetim, Sanat, Din ve Bilimlerinin kendine has nüshasıdır. Bu aşamaları gerçekleştirmek Dünya-Ruhu nun sınırsız dürtüsü ve karşı koyulmaz isteğinin hedefidir. Organik elemanlara bölünmesi ve her bir elemanın tam olarak gelişimi onun İdeası dır. (...) Tarihte meydana gelen dönüşümler uzun zamandır daha iyiye ve mükemmele doğru bir ilerleme olarak nitelendirilmiştir. Doğa da gerçekleşen değişimler -ne kadar çeşitli olursa olsun- daima kendini tekrar eden bir döngüden ibarettir. Doğada güneşin altında yeni bir şey yoktur ve fenomenlerin şimdiye kadar oynadığı çok biçimli oyunu can sıkıntısı hissi uyandırır. Sadece Ruh alanında gerçekleşen değişimlerde yeni bir şey ortaya çıkar. Akıl dünyasındaki bu hususiyet, insanın durumunda, tüm değişimin tekrardan intikal ettiği her zaman tek ve aynı sabit karakteri -yani daha iyiye yönelik değişim için gerçek kapasiteyi- bulduğumuz doğal nesnelerinkinden tamamen farklı bir kadere, mükemmellik dürtüsüne işaret etmiştir. ( )

Gelişim ilkesi, kendini gerçekleştirmek için çabalayan bir kapasite veya olasılık olan gizli bir tohumun varlığını da gerektirir. Bu biçimsel kavram asıl varlığını tiyatrosu, mülkiyeti ve uygulama alanı olarak Dünya Tarihi ne sahip olan Ruh ta bulur. Ruhun doğası rastlantıların gelişigüzel oyunu ortasında ileri geri atılacak türden değildir, aksine, beklenmedik olaylardan kesinlikle etkilenmeyen ve hatta onları kendi amaçları için uygulayan ve yöneten, nesnelerin mutlak bir belirleyicidir. ( ) Gelişim (doğal organizmaların) doğrudan, karşı konulmaz ve engellenemez bir şekilde gerçekleşir. İdea ve onun gerçekleşmesi -orijinal tohumun oluşumu ve ondan kaynaklanan varlığın ona uyum sağlaması- arasında hiçbir rahatsız edici etki müdahale edemez. Fakat Ruh söz konusu olunca durum tamamen başkadır. Onun İdeası nın gerçekleşmesi bilinçlilik ve irade aracılığıyla sağlanır ve bu beceriler ilk önce temel doğal yaşamlarının içine gömülüdür; çabalarının ilk amacı ve hedefi, sadece doğal kaderlerini gerçekleştirmektir. Ancak buna (doğal kaderin gerçekleşmesine) hayat veren Ruh olduğu için, pek çok çekimden etkilenir ve büyük güç ve ahlaki zenginlik sergiler. Bu yüzden Ruh kendi kendisiyle savaş halindedir ve en güçlü engeli olan kendisini altetmek zorundadır. Doğa nın alanında gerçekleşen gelişim sakin bir büyümedir; Ruh un alanındaki ise kendisiyle şiddetli ve güçlü bir çatışma içerisindedir. Ruh un uğraştığı şey aslında kendi İdeal oluşunu gerçekleştirmektir; ancak böyle yaparak bu hedefi kendi görüşünden saklar ve bu kendine yabancılaşmadan memnuniyet ve gurur duyar. Bu nedenle, genişlemesi, organik yaşamda olduğu gibi sade bir büyümenin zararsız sakinliğini arz etmemektedir, aksine, kendine karşı olmada isteksiz bir geminin kıçı gibidir. Dahası, sade biçimsel bir gelişim kavramı yerine belli bir sonuca ulaşılmasını ortaya koyar. Başta belirlediğimiz gibi, ulaşılması hedeflenen, bütünlüğüyle ve asıl doğasıyla Ruh tur, yani Özgürlük.

Daha önce de açıklandığı gibi, Evrensel Tarih, Özgürlüğün bilincinin Ruh tarafından geliştirilmesini ve sonuçta bu Özgürlüğün gerçekleşmesini göstermektedir. Bu gelişim bir derecelendirme -Özgürlüğün İdeası ndan kaynaklanan, gittikçe artan yeterlilikte bir ifade veya tezahürler dizisi- gerektirir. İdea nın mantıksal ve -daha belirgin bir şekildediyalektik doğası, yani hür iradesi olması, sırayla aştığı ardışık formlarının olması ve bu önceki aşamaları aşma süreciyle olumlu -ve aslında- daha zengin ve daha somut bir şekil kazanması, doğasının bu gerekliliği ve İdea nın art arda üstlendiği gerekli, saf ve soyut formlar dizisi, Mantık şubesinde sergilenir. Biz burada bu sonuçların sadece birini benimsemeliyiz, yani süreçteki her adımın bir diğerinden farklılık arz ettiğini, kendine has belirli bir ilkesi olduğunu. Tarihte bu ilke, Ruh un ayrıksılığıdır, kendine özgü Ulusal Deha dır. Somut bir şekilde görünen ulus ruhunun bilincinin ve iradesinin her yönünü, gerçekleşmesinin tüm devirlerini ifade edişi bu ayrıksılığın sınırlandırmaları dahilindedir. * Georg Wilhelm Friedrich Hegel, Tarih Felsefesi Üzerine Dersler, çev. J. Sibree, Londra, H. G. Bohn, 1857, s. 8-11, 18-20, 31, 40-2, 45, 54-8, 66. 2015 Mepa News Tüm Hakları Saklıdır! Kaynak Gösterilmeden Alıntı Yapılamaz! Tasarım ve Yazılım: Mepanews