Rize-Çayeli Bölgesinde Bakır-Çinko-Kurşun İmkânları ve Bu Sahanın Gelişen Doğu Karadeniz Maden Aramalarındaki Yeri

Benzer belgeler
GELİŞEN YENİ GÖRÜŞLERİN IŞIĞI ALTINDA KARADENİZ BÖLGESİ BAKIR - KURŞUN - ÇİNKO YATAKLARI. Alaeddin HAMAMCIOGLU (x) Dr. T.

FAALİYETTE BULUNDUĞU İŞLETMELER

ÇAYELİ - MADENKÖY BAKIR-ÇİNKO (Cu - Zn) YATAĞININ JEOLOJİSİ VE CEVHERLEŞMEYE İLİŞKİN SORUNLAR

ESKİKÖY (TORUL, GÜMÜŞHANE) DAMAR TİP Cu-Pb-Zn YATAĞI

MENDERES GRABENİNDE JEOFİZİK REZİSTİVİTE YÖNTEMİYLE JEOTERMAL ENERJİ ARAMALARI

SİRYA İLE ARDANUÇ ARASINDAKİ BÖLGENİN JEOLOJİSİ HAKKINDA

DOĞU KARADENİZ BÖLGESİNDE Cu-Pb-Zn CEVHERLEŞMELERİNİN UZAY GÖRÜNTÜLERİNDEN SAPTANAN ÇEŞİTLİ YAPILAR İLE İLİŞKİSİ

PİZA JEOTERMİK ENERJİ SİMPOZYUMU NETİCELERİ VE KIZILDERE SAHASININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Potansiyel. Alan Verileri İle. Hammadde Arama. Endüstriyel. Makale

KARBONATLI KAYAÇLAR İÇERİSİNDEKİ Pb-Zn YATAKLARI

Potansiyel. Alan Verileri ile. Maden aramacılığı; bölgesel ön arama ile başlayan, Metalik Maden Arama. Makale

KAYSERİ İLİNİN KUZEY KESİMİNDE ÇUKURKÖY'DE NEFELİN İHTİVA EDEN İNDİFAİ KAYAÇLAR

ABANT GÖLÜ CİVARININ TEKTONİK VE YAPISAL JEOLOJİSİNİN HAVA FOTOĞRAFLARI İLE KIYMETLENDİRİLMESİ GİRİŞ

Doğu Anadolu'da Subvolkanik ve Porfirik Bakır İmkanları

Midi Fayınının Kuzeyinde Westfalien-A Yaşlı Kılıç Serisinin Araştırılması

Temel Kayaçları ESKİŞEHİR-ALPU KÖMÜR HAVZASININ JEOLOJİSİ VE STRATİGRAFİSİ GİRİŞ ÇALIŞMA ALANININ JEOLOJİSİ VE STRATİGRAFİSİ

MTA Genel Müdürlüğü nün Ortaya Çıkardığı Yeni Bir Kara Elmas Yöresi KONYA KARAPINAR Kömür Sahası

Ek Form 9 DETAY ARAMA FAALİYET RAPORU. RAPORUN BAŞLIĞI: Başlık raporun konusunu ve içeriğini kısaca, açık ve yeterli bir biçimde ifade edecektir.

CBAE-05 numaralı sondaj 51.60mile 53.50m arasında 1.90m kalınlığında %1.45 Sb ve 48.10m ile m arasında 3.50m kalınlığında 0.

JEOLOJİK HARİTALAR Jeolojik Haritalar Ör:

SIVAŞ CİVARINDAKİ JİPS SERİSİNİN STRATİGRAFİK DURUMU

GİRİŞ. Faylar ve Kıvrımlar. Volkanlar

MADENCİLİK ve JEOLOJİ MÜHENDİSİ

JEOTERMİK ENERJİ. Hamit N. PAMİR. Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü, Ankara

... NO'LU RUHSATA İLİŞKİN (... DÖNEM) ARAMA FAALİYET RAPORU

Yapılma Yöntemleri: » Arazi ölçmeleri (Takeometri)» Hava fotoğrafları (Fotoğrametri) TOPOĞRAFİK KONTURLAR

1961 ÇALIŞMA YILI ELMAS KURON RANDIMANLARI

KUTLULAR (SÜRMENE, TRABZON) BAKIR MADEN ÇUKURU: REHABİLİTASYON ÖRNEĞİ

TABAKALI YAPILAR, KIVRIMLAR, FAYLAR. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

UYUMSUZLUKLAR VE GÖRECELİ YAŞ KAVRAMI

Jeofizik Mühendisliği Eğitimi Sertifika Programı

Dünyada ve Türkiye'de Bakır Rezervi

JEOTERMAL KAYNAKLAR İÇİN İŞLETME/REVİZE İŞLETME PROJESİ FORMATI İLÇE (İL). NUMARALI ARAMA RUHSATINA İLİŞKİN İŞLETME PROJESİ

KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 1177 KAHRAMANMARAŞ DOLAYINDAKİ OFİYOLİTİK KAYAÇLARIN JEOLOJİK AÇIDAN ÖNEMİ VE KROM İÇERİKLERİ

TAŞKÖMÜRÜ ARAMALARINDA KULLANILAN GRAVİTE METODUNUN KUZEY - BATI ANADOLU TAŞKÖMÜRÜ HAVZASINA TATBİKİ. Aydok ÇALIM (*)

TOKAT İLİ MADEN VE ENERJİ KAYNAKLARI

MAHMUTÇAVUŞ (OLTU/ERZURUM) DAMAR TİPİ Cu- Pb-Zn CEVHERLEŞMESİNİN PETROGRAFİK VE JEOKİMYASAL İNCELEMESİ

MADEN YATAKLARI 1. HAFTA İÇERİĞİ GİRİŞ: Terimler. Genel Terimler Kökensel Terimler Mineralojik Terimler

Yeraltısuları. nedenleri ile tercih edilmektedir.

MALI BOĞAZI (KALECİK-ÇANDIR) BÖLGESİNDE BAZI PİROKLASTİK OLUŞUMLARDAKİ PALAGONİTLEŞME

TAVŞANLI-DAĞARDI ARASINDAKİ BÖLGENİN JEOLOJİSİ VE SERPANTİN ÎLE KALKERLERİN YAŞI HAKKINDA NOT

AR KUVARS KUMU KUMTARLA - ZONGULDAK SAHASININ MADEN JEOLOJİSİ RAPORU

MADEN YATAKLARI 2. HAFTA İÇERİĞİ. a) CEVHER YAPI VE DOKULARI. b) CEVHER OLUŞTURUCU ERGİYİKLER

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ AUZEF

KÖMÜR ARAMA. Arama yapılacak alanın ruhsat durumunu yürürlükteki maden yasasına göre kontrol edilmelidir.

İMAR PLANINA ESAS JEOLOJİK-JEOTEKNİK ETÜT RAPORU

KUZEYBATI ANADOLU KURŞUN-ÇİNKO ZUHURLARINDA YAPILAN ARAŞTIRMALAR

ÇATLAKLAR VE FAYLAR sistematik çatlaklar (a) sistematik olmayan çatlaklar (b)

2015 YILI SU SONDAJLARI

HASANÇELEBI DEMİR PROJESİ

Demirli çört. Py- cpy

NOHA İNŞAAT TURİZM MADENCİLİK SAN. TİC. LTD. ŞTİ. KEMALPAŞA (RUHSAT NO ve ) SAHALARININ ONİKS REZERV TESPİT RAPORU

ÇAYELİ BAKIR-ÇİNKO CEVHERLERİNİN FLOTASYON YOLU İLE ZENGİNLEŞTİRİLMESİ

ZONGULDAK - BOLU BÖLGESİNİN MAGNETO VE GRAVİ-TEKTONİGİ, BUNUN MUHTEMEL KÖMÜR VE METALOJENİK ZONLARLA İLİŞKİSİ

MAĞMATİK-HİDROTERMAL MADEN YATAKLARI

Yozgat-Akdağmadeni Pb-Zn Madeni Arazi Gezisi

HARŞİT-KÖPRÜBAŞI POLİMETALİK MADEN YATAĞINDAKİ CEVHER DAĞILIMI BÖLGENİN COĞRAFİ DURUMU

EK- 15 1/ ÖLÇEKLİ MESCERE HARİTASI

MADEN YATAKLARI 1. HAFTA ĠÇERĠĞĠ. GĠRĠġ: Terimler. Genel Terimler Kökensel Terimler Mineralojik Terimler. Slayt - 1

ARTVİN-MURGUL ANAYATAK'TA İZLENEN SELENYUM-TELLÜR MİNERALLERİ ÜZERİNDE BİR ÇALIŞMA

KAYAÇLARDA GÖRÜLEN YAPILAR

JEOTERMAL KAYNAKLAR İÇİN ARAMA FAALİYET RAPOR FORMATI İLÇE (İL)... NUMARALI RUHSATA İLİŞKİN... DÖNEM(*) ARAMA FAALİYET RAPORU

Karasu Nehri Vadisinin Morfotektonik Gelişiminde Tiltlenme Etkisi

V. KORELASYON. Tarif ve genel bilgiler

5. Aşağıdakilerden hangisi, Dünya nın iç kısmının sıcak. 6. Yer kabuğu mantoyu çevreleyen bir zar gibi olup kıtalar.

AYAŞ İLÇESİ BAŞAYAŞ KÖYÜ ARAZİ İNCELEME GEZİSİ GÖREV RAPORU

A1 ENERJİ İNŞ. OTO SAN. TİC. LTD. ŞTİ ne ait NOLU RUHSATLI DEMIR-BAKIR MADEN SAHASININ POTANSİYELİNİN ARAŞTIRILMASI 2017

MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ MTA DOĞAL KAYNAKLAR VE EKONOMİ BÜLTENİ YIL : 2012 SAYI : 14

Trabzan - Gümüşhane arasındaki Pontidlerin bir kesidi

BİLLURİK DERE (ELAZIĞ) CEVHERLEŞMELERİNİN ÖZELLİKLERİ VE KÖKENİ GİRİŞ

Yapısal Jeoloji: Tektonik

JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI

JEOTERMAL KAYNAKLAR İÇİN ARAMA/REVİZE ARAMA PROJE FORMATI İLÇE (İL) ARAMA/REVİZE ARAMA PROJESİ

YAPRAKLANMALI METAMORFİK KAYAÇALAR. YAPRAKLANMASIZ Metamorfik Kayaçlar

BOLU İLİ MADEN VE ENERJİ KAYNAKLARI

SAHA BİLGİLİ-II DERS NOTLARI Hafta ( ) -

BAKIR ATIKLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ ÇİĞDEM CANTEKİN

4. FAYLAR ve KIVRIMLAR

DOĞU PONTİDLER'DEKİ DEMİRSİZ METALLERİN ZONAL DAĞILIMI İLE YAPISAL VE JENETİK ÖZELLİKLERİ

JEOTERMAL SONDAJ TEKNİĞİNİN ESASLARI

DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı

DOĞAL MİNERALLİ SULAR İÇİN İŞLETME / REVİZE İŞLETME PROJESİ FORMATI İLÇE (İL). NUMARALI ARAMA RUHSATINA İLİŞKİN İŞLETME PROJESİ

REZİSTİVİTE / IP TOMOGRAFİ GÖRÜNTÜLEME TEKNİĞİ İLE PORFİRİ BAKIR-ALTIN-MOLİBDEN YATAĞI CEVHER TESPİTİ

Zaman Ortamı Yapay Uçlaşma (Time Domain Induced Polarization) Yöntemi

AY KAYAÇLARI VE PETROGRAFİK

MAGMATİK KAYAÇLAR. Magmanın Oluşumu

TÜRKİYE'DE BİR SONDAJ ARŞİVİNİN KURULMASI KONUSUNA TOPLU BİR BAKIŞ. Hazırlıyan : Gültekin GÜNGÖR (x)

ELAZIĞ İLİ MADEN VE ENERJİ KAYNAKLARI

DOĞAL MİNERALLİ SULAR İÇİN ARAMA FAALİYET RAPOR FORMATI İLÇE (İL)... NUMARALI RUHSATA İLİŞKİN... DÖNEM (*) ARAMA FAALİYET RAPORU

MADEN KANUNU ve BU KAPSAMDA VERİLEN RAPORLAMA SİSTEMLERİ

KAZ DAĞI KRİSTALlNİNÎN ARZETTİĞİ BİR PRE-HERSİNİEN İLTİVA SAFHASI HAKKINDA

MADEN ETÜT VE ARAMA DAİRESİ BAŞKANLIĞI

ÜNÝTE - 1 TOPOÐRAFYA ve KAYAÇLAR

Prof. Dr. İ. Sedat BÜYÜKSAĞİŞ AKÜ Maden Müh. Böl. Maden İşletme Ana Bilim Dalı Başkanı

MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

VOLKANOKLASTİKLER (PİROKLASTİKLER)

TOPOÐRAFYA ve KAYAÇLAR

DOĞU KARADENİZ-KÜÇÜK KAFKASYA BÖLGESİNDEKİ METALOJENİK ZONLAR VE BUNLARIN METALOJENİK ÖZELLİKLERİ

TOPRAK ANA MADDESİ Top T rak Bilgisi Ders Bilgisi i Peyzaj Mimarlığı aj Prof. Dr Prof.. Dr Günay Erpul kar.edu.

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Transkript:

Rize-Çayeli Bölgesinde Bakır-Çinko-Kurşun İmkânları ve Bu Sahanın Gelişen Doğu Karadeniz Maden Aramalarındaki Yeri Kâmil TURHAN* GİRİŞ: Bu yazı 1967 ekim ayından 1970 ekim ayına kadar, yapmış olduğum çalışmaların bir sonucudur. Burada bahsettiğim hususlar, daha önce ön raporlar ve raporlar halinde M.T.A. Enstitüsüne intikal eden yazılarımın bir özetinden ibarettir. Doğu Karadeniz bölgesinde Rize/Çayeli- Madenköy, eski ismi ile Latum maden yatağı tipinde; daha birçok yataklar bulunabileceğinden, burasının bütün derinliklerine kadar bilinmesi lâzımdır. Bu yazıda; Çayeli bölgesinde ve Doğu Karadeniz sahil şeridinde daha önce ve yakın zamanda, çalışmış olan araştırmacılarla mutabık olduğum ^konulardan ziyade, mutabık olmadığım hususlar ve yeni görüşler yer alacaktır. JEOLOJİK DURUM: Çayeli bölgesinde: Alt bazik seriler, Dasitik üniteler (dasit, riodasit ve bunların tüfleri), Bazalt-Andezit-Spilit (Pillov Lâv), Dasîtik tüfler, Bireşik tüf. Kızıl Kalker, Marn- Tüf-Bazik akıntılar (pillov Lâv), Dasit II, Diorît, Bazalt-Andezit ve Pliosen- çakıllarından ibaret ünitelere rastlanmaktadır. Bu litolojik üniteler orijin ve oluşumları itibariyle: Alt Bazik seriler Dasitik Üniteler, Volkano-Sedimenter seri, Dasit II, Dîorit, Ba- * Jeoloji Y. Müh., M.T.A. Enstitüsü, Ankara. zalt-andezit ve Pliosen çakılları olarak ifade edilebilir. ALT BAZİKLER : Bazalt-Andezit-Aglomera ve bunların tüflerinden ibarettir. Geniş çapta epidotlaşmalar gösterirler. DASİTİK ÜNİTELER: Bunlar Dasitler, Riodasitler ve üst kısımlarına doğru, ünitenin tüfleri halindedirler. Geniş çapta alterasyona maruz kalmış; yer yer kloritleşmiş, propilitleşmiş, kaolinleşmiş ve silisleşmişlerdir. Bu alterasyon tamamen birbirine girift durumdadır. VOLKANO - SEDİMENTER SERİ : Bu ünite; üst bazik seri, (Bazalt-Andezit- Sipilit), Bireşik tüf. Kızıl Kalker, Marn-Kumtaşı-Tüf-Bazik Bantlardan (Pillov Lâv) ibarettir. Bu serilerin teşekkülü; bir denizel sedimantasyon havzasında; Üst Kretase yaşlı dasitik ünitelerin, deniz altına yayılışının son safhalarına doğru vuku bulmuştur. Büyük çapta bir tektoniği takiben gelen; farklı bir volkanizmaya ait bazik akıntılar, deniz altında yayılmaya başlamıştır. Bu bazik gelişim; fasılalı bir çıkış ile muhtelif bacalardan yayılmıştır. Yani volkanizma zaman zaman sükûnet bulduğu zamanlarda sedimantasyon gelişmiştir. Bu suretle Bazalt-Andezit-Sipilitlerle, Dasitlerin üst seviyelerinde (Dasitik Tüfler) gi- CUt : X Sayı : 4 45

rift bir durumdan söz edilebilir. Bu durum sedimenter ünitelerle de görülmektedir. Diğer taraftan üst Bazik seri Sedimenter üniteleri (Kızıl Kalker vs.) yer yer içerisine almıştır. Aynı zamanda üst Bazik seri, tektonik ve volkanizmanın tabii bir sonucu olarak; kendinden önceki litolojik ünitelerde dayklar ve siller meydana getirmiştir. Bu durum volkanizma merkezine olan mesafe ve tektonik ile yakınen ilgilidir. Buna rağmen Doğu Karadeniz sahil şeridindeki Volkano-Sedimenter seri içerisinde; diğer bir deyim ile dasitik üntelere sınır olarak görülen Üst Bazik seriyi dayk olarak kabul etmek doğru olmayacaktır. Volkano-Sedimenter seri, Dasitik seri ü- zerinde örtü durumundadır. Bu hal satıh jeolojisi ve sondaj determinasyonları ile Çayeli'nde isbat edilmiştir. Ayrıca diğer bölgelerdeki etüdlerimizde de bu durumun mevcut olduğu görülmüştür. (J. de Geoffroy üst bazik seriyi dayk olarak kabul ettiğinden bu noktada ayrılmaktayız). Mühim olan bir husus Üst Bazik serinin kalınlığının homojen olmamasıdır. Bu durumda sedimantasyon havzasının tabanında vuku bulan çökmelerin tabii bir sonucudur. Bu nedenle kalınlıklar çok kısa yatay mesafelerde dahi büyük değişiklikler göstermektedir. Satıh etüdleri ile kalınlık tesbiti bu nedenle bir hayli güçleşmektediı. Diğer taraftan Üst Bazik serinin tek bir magma haznesinden geldiğini düşünmemek lâzımdır. DASİT II: Dasit II, Volkano-Sedimenter seri üzerine gelen; çok miktarda kuarslı, genellikle mor renklidir. Bazı kısmları yeşil-gri renkler göstermektedir. Bütün bu litolojik üniteler yer yer Bazalt- Andezit daykları ve Granodiorit apofizleri ile katedilmiştir. Görülüyorki bu birliğin oluşumu; Pontitlerde vuku bulan, her tektoniği takiben gelen mağmatik faaliyetlerin bir neticesidir. Bir sonraki tektonik mağmatik faaliyet ve mağmatik faaliyeti takiben gelen hidrotermal solisyonlar; önceki litolojik ortamda geniş çapta değişiklikler meydana getirmiştir. CEVHERLEŞME : İşte her büyük tektoniği takiben gelen ve muhtelif magmalara ait diferansiyasyon mahsulü olan bu hidrotermal solüsyonlar; yerleşme ortamı bulabildikleri litolojik ünitelere yerleşmişlerdir. Pontitler'de Üst Kretase yaşlı Dasitik zon bu yerleşme ortamıdır. Çayeli-Madenköy (Latum) sahasında, Dasitik ünitelere yeşleşmiş olan sülfürlü mineraller kompleksi; tamamen hidrotermal nazariye izlerini göstermektedir. Bölgede dört ayrı periyotta gelmiş olan Hidrotermal solisyonlardan ve bunların bırakmış olduğu Bakır-Çinko-Kurşun, Pirit, Barit ve Mangan oluşumlarından bahsetmek mümkündür. Dasitik ortamlara yerleşmiş olan sülfürlü mineraller ve sürfürlü mineraller kompleksi; Emprenye, Damarcık, bazen Stokwerk ve ramplasman tipindedirler. Bu hidrotermal minerallerin parajenez ve kompleks sülfür durumları yaşlıdan gence doğru şu şekilde sıralanabilir : I Pirit-Kalkopirit ve az Çinko (siyah renkli), II Siyah Çinko-Kalkopirit-Pirit ve Galen, III Kalkopirit-Bornit-Pirit-Çok Çinko (bal renkli). IV Pirit-Barit ve mangan. Bunlardan birinci ve ikinci periyota ait mineralleşmeler ramplasman tipinde teeşkkül etmiş masif yataklardır. Daha ziyade dasitik tüfler içerisinde yerleşmişlerdir. Yerleştikleri litolojik ünitelerin tamamen yapı ve konumlarını (doğrultu ve eğimlerini) göstermektedirler. Masif ortamda, solüsyon geliş merkezinden yan kenar ve tabana doğru çatlak dolgulu ve emprenye halde cevherleşme- az 46 Madencilik

1er görülür. Bu geçiş yan taş içinde; silisleşmiş, kloritleşme, propilitleşme, kaolinleşme ve piritleşme halinde müşahade edilir. Masif yatağın yan kenarlarında, cevherleşmenin bir sonucu olarak sögonder Jips teşekkülleri mevcuttur. Bu oluşum masif ve çatlak dolgusu durumundadır. Cevher yerleşmesi; yatak taşın litolojik durumuna, porozitesine, permeabilitesine, kimyevi bileşimine, üzerine gelen formasyonun permeabl ve empermeabl durumuna, o zamanın fiziko-kimyasal şartlarına ve ortamı hazırlayan tektoniğe bağlıdır. Madenköy sahasında birinci periyot cevheri yer yer bireşik durum almıştır. Bu bireşik cevher, çoğunluğu siyah çinko olan bir sülfür kompleksi ile (İkinci periyot cevheri) çimentolaşmış ve katedilmiştir. Şu halde bir ve ikinci periyot cevherleşmesi arasında bir tektonikten bahsetmek mümkündür. İkinci periyot cevherleşmesinden sonra büyük bir tektonik mevcuttur. Bu tektonik sonunda hasıl olan erozyon neticesinde, masif teşekkülde aşınıp gitmeler vuku bulmuştur. Bu nedenle erozyon derecesine bağlı olarak, açık dasitik ortamlarda; küçük çapta bir ve ikinci periyota ait cevherleşme ile üç ve dördüncü perîyota ait emprenye ve damarcık tipi cevherlere rastlamak mümkün olacaktır. Diğer taraftan üç ve dördüncü periyotlarında masif tip cevherinin mevcut olabileceğini kabul etmek lâzımdır. Dasitik ortamlara, bu cevherlerin bırakılması ile birlikte geniş çapta hidrotermal alterasyon vuku bulmuştur. Alterasyon neticesinde (Kloritleşme, Kaolinleşme, silisleşme vs.) hasıl olan zonlar, tekrardan tektonikle hazırlanarak; bir sonraki periyota ait solisyonlara yerleşme ortamı halini almıştır. (Bir periyotun silisleşmiş ve kloritjeşmîş zonu; bir sonraki periyot için iyi yerleşme ortamı olabilmiştir). Nitekim Madenköyde kloritleşmiş ortamlarda % 1-4 Cu ihtiva eden önemli kalınlıkta, son periyotların cevherleşmesi mevcuttur. Madenköy cevher yatağı normal stratigırafinin muhafaza edildiği yerlerde, yukardan aşağıya doğru : Masif cevher (I ve 11 nci periyot cevheri) emprenye-damarcık tipinde cevher (I - II ve son iki periyot cevheri) halinde devam etmektedir. Masif cevhere giriş; bazen birinci periyot cevheri, bazen ikinci periyot cevheri ile başlar. Bu cevher yatağı, siyah cevher, sarı cevher, silika cevher gibi ayrımlara tabi tutulamıyacağı gibi, bir sedimenter litolojik ünite gibi; yukardan aşağıya doğru; siyah, sarı, pirit ve silikatlt cevher olarakta sıralanamaz. Dr. Jeolog T. Sawa tarafından yapılan bu sınıflamalarda; silisleşmiş dasitik ünite içerisindeki damarcık ve emprenye (dissémine) kalkopirit ve pirit silikatlı cevher olarak ifade edilmektedir. Yani cevherin içinde bulunduğu litolojiye bağlı olarak sınıflandırılmasıdır. Bu noktayı nazardan hareket edilirse, yukarda bahsettiğimiz kloritleşmiş zondaki, damarcık ve emprenye cevheri Kloritli cevher olarak ifade etmek gerekecektir. Bu tip sınıflandırmalar; mineral tanımı bakımından tekrarizaha muhtaçtır. Normal olarak yapılabilecek ayrımların, mineral isimlerini zikrederek yapılması daha uygun ve ilmidir. Madenköy Yatağında, cevher kitlesi ve yatak taş içerisinde; bazalt-andezit veya diyabaz dayk ve silleri mevcuttur. Bunların yaşları Üst Kretaseden Miosene kadar değişmektedir. Bu muhtelif yaşlardaki dayk ve siller; katetmiş olduğu cevherde değişiklikler (hematitleşmeler vs.) meydana getirmiş; kendinden sonraki cevherleşmeler için çökeltici etkilerde bulunarak cevher dağılımında artışlar hasıl etmişlerdir. Sahada bulunan dayk ve şiflerin; silikattı cevherden sarı cevhere (Kalkopirit ve pirit) kadar kestiklerini, siyah cevheri (Sfalarit/barit ve galen) kesmedikleri ileri sürülemez. Buna istinadende sarı ve siyah cevher arasındaki tektoniğin isbatına gidilemez. Bu noktadan hareket edildiği takdirde; siyah çinkonun, mineral parajenezi bakımından, en genç olduğu ileri sürülmüş olur ki, bu da mevcut müşahadelerimize uygun düşmemektedir. CUt : X Sayı : 4 47

Bölgede cevher gelişleri, Üst Kretaseden itibaren, Miosen sonuna kadar ki zaman zarfında tekerrür etmiştir. Tek bir asitik aktiviteye bağlı değildir. Madenköy sahasında birinci periyota ait cevher; Üst Kretase yaşlı ve Üstbazik serinin aktivite yapmasından önce gelmiştir. (Üst Bazik seri bu cevherde hematitleşmeler yapmıştır). Öteki periyotlara ait cevherleşmeler için bu durum düşünülemez. Diğer taraftan Murgul Sahasında; üst bazik serinin alt seviyelerinde, volkanik konglomeralar içinde, cevher çakıllarında rastlanılması, bu yataktaki cevherleşmenin Üst Kretase yaşlı olmasına delil sayılmaz ve bu durum tüm Karadeniz yataklarına teşmil edilemez. Her periyotun cevheri farklı aktivite ve tektoniklere bağlıdır. Bir tip cevherin, hangi tektonik ve aktiviteye bağlı olduğunun kesin olarak ispatı yapılıncaya kadar, cevherleşmenin; Pontitlerdeki Dasit ve graniti (veya granodioriti) veren magmaların nihayi mahsûlü olan, hidrotermal solisyonlara bağlanması ve oluşumun Üst Kretaseden miosene kadar geçen zaman zarfında gerçekleştiğinin kabul edilmesi lâzımdır. Hopa'dan Espiye'ye kadar Karadeniz sahil şeridinde yaptığımız çalışmalarda; Madenköy stratgrafisine çok yerde rastlanmıştır. Bunlardan Sürmene'de Mart 1970 de Jeolog Şerif Yılmaz ile yapmış olduğumuz prospeksiyonda; Maden derede (Kutlular ve Baştimar'da) çok önemli bir zon görülmüştür. Çayeli/Madenköy tipinde olan bu sahada, cevher satıhta ve saha çok yakın durumdadır. Diğer bir saha; 6 Haziran 1970 tarihinde Jeolog Rasih Kormalı, Jeoloji Y. Mühendisi Fevzi Aydınöz ile birlikte gördüğümüz ve ısrarla Çayeli tipi olduğunu savunduğum Arhavi Yukarı Kutinit sahasıdır. Bunlara benzer diğer bir saha ise Ardeşen Yukarı Zigam bölgesidir. Senelerden beri bilinen Espiye/Lahanos sahası hemen hemen aynı karekterdedir. Bütün bu sahaların; yantaşları, Jeolojik horizonları ve sülfürlü mineral kompleksleri birbirinin aynıdır. Doğu Karadeniz bölgesinin diğer önemli sahası olan Murgul Yatakları bunlardan ayrı bir özellik göstermektedir. Bu yatağın yantaş. Jeolojik horizon ve sülfürlü mineraller kompleksi tamamen farklıdır. Bu durum ilk defa Çayelinde Murgul tipi, Murgul'da da Çayeli tip cevher bulunabileceğinin savunulması ile ortaya atılmıştır. Çayeli/Madenköy sahasındaki masif cevher ile Murgul sahasındaki masif cevher; tamamen birbirinden farklı olan mineral konsantrasyonu ve sülfür mineralleri kompleksine sahiptir. Bu yatakların birbirine benzer görülen tarafları ise; yatak kayaçlannın mineral kimyaları aynı ve yaşı ne olursa olsun, hemen hemen hepsi, aynı kimyasal bileşimde hidrotermal solisyonların etkisine maruz kalmasından ileri gelmektedir. Diğer taraftan, her tip yatağın ana tektonikler haricinde, kendine öz tektoniği mevcuttur. Dom veya antiklinal görüşünü bu çerçeveden mütalâa etmek gerekir. Böyle bir oluşum; cevherli solisyon gelişlerinden önce vuku bulmuş ve ortam tamamen hidrotermal cevherleşme ortamı özelliklerine sahip ise iyi bir cevherleşme hasıl olabilir. Bu durumda dom veya antiklinallerin, eksen kısımları ile kanat kısımlarındaki cevherlerin mineral kimyasının tamamen birbirinin aynı olması lâzımdır. Murgul yatağında durum böyledir. Domun kanatlarındaki masif cevherleşme bir ortam ve solisyonun zoraki tesiri sonucudur. Bu nedenle masif cevherleşmenin bulunabilmesi için mutlaka dom veya antiklinal kanadı aramamak gerekmektedir. Ayrıca dom veya antiklinallerin, sedimenter orijinli yatakların oluşumunda müsbet katkıda bulunabileceğinden de söz edilemez. Pontitler'de muhtelif devirlerde tekerrür eden; NW, SE ve NE, SW istikametli yan basınçların etkisi ile meydana gelen antiklinal ve senklinaller mevcuttur. 48 Madencilik

Bu kuvvetlerin etkisi ile.antiklinal eksenine yakın kısımlarda, düşey hareketler neticesi olarak horst teşekkülleri meydana gelmiştir. Teşekkül eden horstlar sayesinde dasitik üniteler satha itilmiştir. Cevherli dasitler; maruz kalmış olduğu erozyonun derecesine bağlı olarak bazen tamamen açık, bazen satha yakın durumlar almışlardır. Genellikle horstlar üzerine isabet eden masif cevheriizonlar eroze olmuştur. Büyük çapta düşünülecek olursa, bu yapılar antiklinal görünüşü verebilir. Aslında bunlar horstlar bölgesindeki TİLTİNG (aldatıcı antiklinal) durumundan başka bir şey değildir. Biz bu horstlar bölgesinin kanatlarında masif tip cevhere rastlamaktayız. Kanatların derininde ve horst halindeki dasitik ünitelerde ise horstlaşma sonrası cevherleri bulabilmekteyiz. Kanatlar ve horstlar bölgesindeki bu cevherler; mineral kimyaları bakımından tamamen birbirinden farklı özellikler göstermektedir. Görülüyorki Çayeli tip bir masif cevher; horstlaşma olayından (veya kıvrılma olayından) önce teşekkül etmiş (yatay veya meyilli olarak), bilahare bu olaylara maruz kal mıştır. Şu halde bu tip cevherlere erozyon olmamış yerlerde; dom veya antiklinallerin her yerinde (eksenlerinde, kanatlarında vs.) rastlamak mümkün olacaktır. İşte Doğu Pontitlerde; Üst Kretase zonundaki cevheıli dasitik üniteler, tektonik cevher pencereleri halinde satha itilmiştir. Bu günkü duruma göre Yukarı Kutinit, Yukarı Zigam, Çayeli ve Sürmene bu pencerelerdendir. Bu havzalar arasında yine aynı tipte açıkta ve kapalı durumda cevherleşme ortamlarının mevcudiyeti muhakkaktır. NETİCE VE TAVSİYELER : Yukarıda izahına çalıştığımız gibi; Çayeli/ Madenköy yatağında Kalkopirit-Pitrit-Çinko, az kurşun ve yer yer baritten ibaret masif bir zon ile Kalkopirit - Bornit - Piritten ibaret damarcık ve emprenye (dissémine) şeklinde; Epijenetik bir cevherleşme mevcuttur. Masif tip cevherde yer yer sülfür mineralleri yüzdesi değişmektedir. Cevherleşme dasitik tüflerde masif, dasitlerde ise damarcık ve emprenye tipde görülmektedir. Genel olarak NE istikametli, NW ya ve bazende SE yedalımlı olan dasitik ünitelerin Üst seviyelerinde mevcut olan bu cevherleşme; yatak taşın konumuna tâbi olarak, volkano-sedimenter serinin altına doğru uzanmaktadır. Bu nedenle Üst Kretase yaşlı empermeabl volkano-sedimenter serinin altında önemli cevherleşmiş zonların mevcudiyeti muhakkaktır. Bahis mevzuu üst Kretase zonu; Çayelinde S ve N sınırının tesbiti ile belirlenmiştir. Bu önemli ortam Espiye'den Hopa'ya kadar devam etmekte olup; cevherli, dasitik üniteler bu alanda horstlar halinde satha itilmişlerdir. Sürmene, Çayeli, Yukarı Zigam, Yukarı Kutinit bu horstlar bölgesidir. Genel olarak Doğu Karadeniz'in N yamacında bu cevherlerşme zonu tipik bir morfoloji göstermektedir. Bunun geniş çapta ve süratli tesbiti hava fotoğrafları ile mümkün olabilecektir. Bu ortamda bizim için birnci kademede önemli bölgeler; horstlar civarı, ve cevher üzerindeki örtünün ileri derecede erozyona maruz kalmış olduğu; dere tabanları ile yamaçlarıdır. Detay etüdlerin ilk önce bu kısımlardan başlaması ve kenarlara doğru genişletilmesi lâzımdır. Madenköy sahasında da olduğu gibi; satıhta hiç bir aflörman vermiyen bu yatakları, görünür hale getirebilmek için normal maden arama işletmelerinin, sırasıyle tatbiki gerekir. (Bunlarda 1/25000 lik jeolojik haritalar, jeoşimik étudier, tektonik étudier, detay jeolojik étudier, jeofizik étudier, sondajlı istikşaflar). Cevherleşme muhtelif tektonik periyotlara bağlı olduğundan, yapılacak tektonik çalışmalara çok önem verilmelidir. 1/25000 lik CUt : X Sayı : 4 49

jeolojik çalışmalar mutlaka tek elden yerinde görülerek koordine edilmeli ve etüdü yapan elemanların uzun zamanda kazandığı tecrübelerden istifade yoluna gidilmelidir. Jeofizik çalışmalara önem verilmelidir. Çayeli tip yataklarda; üst kısımda bululan masif sülfür kompleksinin normal bir eğim ve doğrultusunun mevcudiyeti ve bir kitle oluşu; bu tip yataklara mise â la masse metodu tatbikine imkân vermektedir. Bu suretle cevherli kitlenin şeklinin çıkarılması mümkün olabilecektir. Metodun tatbikinde aflörmandan başka sondaj kuyularındaki cevherli seviyedende istifade yoluna gidilmelidir. Diğer taraftan Madenköy yatağında bulunan litolojik ünitelerin fiziki değerleri ölçülerek (kuyu loglan ve örselenmemiş karot numuneleri üzerinde labaratuvar deneyleri ile); bu verilerden, Üst Kretase zonundaki diğer benzertip yatakların aranmasında baz değeri olarak istifade edilmelidir. Jeolojik, jeofizik ve sondajlı aramalar, hersafhada bir iş birliği halinde olmalıdır. Bu noktalardan hareket edildiği taktirde; Doğu Karadeniz Üst Kretase Zonunda, Çayeli/Madenköy sahası gibi çok önemli yataklar bulunacak ve kısa zamanda bu bölgede sülfürlü cevher yatakları bulmak enteresan olmaktan çıkacaktır. BİBLİYOGRAFYA ; 1 KETİN, I. (1961) : Türkiye de Mağmatik Faaliyetler. 2 M.T.A. Enstitüsü Yayınlarii : Türkiye Jeolojik Haritası Trabzon Paftası. 3 J.de Geoffroy. (1960): Çayeli - Pazar - Ardeşen Bölgelerinin Jeolojisi ve maden yatakları. ISO Madencilik