ekil 1: Burun ve yüzün embriyolojik geli imi



Benzer belgeler
4- Solunum Sisteminin Çalışması : Solunum sistemi soluk (nefes) alıp verme olayları sayesinde çalışır.

BURUN VE PARANAZAL SİNÜSLER

Ödem, hiperemi, konjesyon. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015

Doç. Dr. Orhan YILMAZ

NAZAL OBSTRÜKSİYON DR H HAKAN COŞKUN

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir.

Hücre zedelenmesi etkenleri. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015

D- BU AMELİYATIN RİSKLERİ Bu ameliyatın taşıdığı bazı riskler/ komplikasyonlar vardır. Ameliyattaki riskler:

HEPATİT C SIK SORULAN SORULAR

ekil 1: Burun ve yüzün embriyolojik geli imi

Elma ve armutta ateş yanıklığı (Erwinia amylovora)

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit

İLKYARDIM TEMEL EĞİTİMİ TEORİ SINAV SORULARI-4

TİROGLOSSAL DUKTUS KİSTİ EKSTİRPASYONU AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU

Emilebilir, Mikro gözenekli Doğal Epitelyum Eşdeğeri Sentetik Yanık ve Yara Tedavi Ürünü GEÇİCİ DERİ EŞDEĞERİ

BALIK YAĞI MI BALIK MI?

ÖĞRENME ALANI : CANLILAR VE HAYAT ÜNĐTE 1 : VÜCUDUMUZDA SĐSTEMLER (MEB)

KALÇA VE ALT EKSTREMİTE KIRIK ÇIKIK VE BURKULMALARI Hazırlayan NESLİHAN GÖÇMEN

İLKYARDIM TEMEL EĞİTİMİ TEORİ SINAV SORULARI-3

AĞIZ İÇİNDEN KİTLE ÇIKARILMASI AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU

Çocuğum Krup Oldu! Türkischer Elternratgeber Krupp. Doktorunuzla birlikte çocuğunuza nasıl yardımcı olabilirsiniz.

Oksijen Tedavisi. 10.Sınıf Meslek Esasları ve Tekniği. 21.Hafta ( / 02 / 2015 ) OKSİJEN TEDAVİSİ SlaytNo: 32.

3- Kayan Filament Teorisi

EDİRNE BELEDİYE BAŞKANLIĞI ÇEVRE KORUMA VE KONTROL BİRİMİ

EOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ANTALYA 2016 DR YÜKSEL ATEŞ BAYINDIR HASTANESİ ANKARA

AMELİYATHANELERDE HİJYENİK KLİMA TESİSATI

ÇÖKELME SERTLEŞTİRMESİ (YAŞLANDIRMA) DENEYİ

Sağlık Bakanlığından Muaf Hekimin Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Kurumu

Üriner sistemde yer alan organların görüntülenmesi

Diyabet te Sağlık Önerileri. Diyabet

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TIPTA UZMANLIK KURULU. Endodonti Uzmanlık Eğitimi Müfredat Oluşturma ve Standart Belirleme Komisyonu

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

ENDOSKOPİK DSR (KAMERA YARDIMIYLA BURUN İÇİNDEN GÖZYAŞI KESESİ AMELİYATI) HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU

Şeker Hastalığı Nedir? Neden Önemlidir?

ÖZEL LABORATUAR DENEY FÖYÜ

- Gözyaşı kanal tıkanıklığı her yaşta görülür mü?

Bitkilerde Çiçeğin Yapısı, Tozlaşma, Döllenme, Tohum ve Meyve Oluşumu

STAPEDEKTOMİ/STAPEDOTOMİ AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU

Solunum Sistemine Ait Tıbbi Terimler. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

Kolonoskopi. Kalın bağırsak iç yüzey incelemesi. Kolonoskopi için randevu

İLK YARDIM KURSUNUN KONULARI ZEH RLENMELER

Azospermi Nedir, Belirtileri Nedir, Nas l Tedavi Edilir?

Şeker Hastaları için Genel Sağlık Önerileri

Bitkisel Dokular, Bitkinin Kısımları, Meristem Doku

Döküm. Prof. Dr. Akgün ALSARAN

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI MEDOTİLİN 1000 mg/4ml İ.M./İ.V. enjeksiyonluk çözelti içeren ampul

BUĞDAY RUŞEYMİ (WHEAT GERM)

Burun, anatomik olarak, yüz üzerinde alınla üst dudak arasında bulunan, dışa çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organı. Koku alma organıdır.

MASTOİDEKTOMİ-TİMPANOPLASTİ AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU

İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ BİLGİSAYAR SİSTEMLERİ LABORATUARI YÜZEY DOLDURMA TEKNİKLERİ

EGZERSİZ TEST SONUÇLARININ YORUMLANMASI. Doç.Dr.Mitat KOZ

MAKİNE VE MOTOR DERS NOTLARI 9.HAFTA

EPİSTAKSİS DR.NERMİN ERDAŞ KARAKAYA 1. KBB KLİNİĞİ DR.NERMİN ERDAŞ KARAKAYA ACİL TIP KLİNİĞİ ROTASYON SUNUMU

Tarifname BÖBREKÜSTÜ BEZĠ YETMEZLĠĞĠNĠN TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK BĠR FORMÜLASYON

GÜVENLİK BİLGİ FORMU (DAP DİAMONYUM FOSFAT)

EPİSTAKSİS. Dr. Selçuk SEVİNÇ

HAVA KİRLİLİĞİ VE ÇOCUKLARDA SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI. Dr. Fazilet Karakoç Marmara Üniversitesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı

Doğada yaşayan canlıların tamamı hücrelerden oluşmuştur. Canlılardan bazıları tek bir

Fizik ve Ölçme. Fizik deneysel gözlemler ve nicel ölçümlere dayanır

MALZEMELERİN FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ

Et tipi hayvanların özel muayenesi ve seçimi

İNTRAVEZİKAL (MESANE İÇİNE) BACİLLUS CALMETTE GUERİN (BCG) İMMÜNOTERAPİSİ. Soyadı:... Doğum tarihi: Protokol No:... Baba adı: Ana adı:..

Meme Radyoterapisi sonrası komplikasyonlar. Dr. Görkem Aksu Kocaeli Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi AD

SİNÜS - AĞRI, BASINÇ, AKINTI

CPAP TEDAVİSİ. Prof. Dr. Mehmet KARADAĞ Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi.

Araştırma Notu 15/177

MEVCUT OTOMATĐK KONTROL SĐSTEMLERĐNĐN BĐNA OTOMASYON SĐSTEMĐ ĐLE REVĐZYONU VE ENERJĐ TASARRUFU

YILDIZLAR NASIL OLUŞUR?

TONSİLLEKTOMİ (Bademcik Ameliyatı) / ADENOTONSİLLEKTOMİ (Bademcik ve Geniz eti Ameliyatı) AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU

Elektro Kaplamada Optimum Ko ullar

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

İNTRA MÜSKÜLER ENJEKSİYON ( IM)

KAPLAMA TEKNİKLERİ DERS NOTLARI

Türk Toraks Derneği. Akut Bronşiyolit Tanı, Tedavi ve Korunma Uzlaşı Raporu Cep Kitabı. Cep Kitapları Serisi.

YAPILARDA DERZLER VE SIZDIRMAZLIK MALZEMELERİ

MAK 4026 SES ve GÜRÜLTÜ KONTROLÜ. 6. Hafta Oda Akustiği

TRAKEOTOMİ (SOLUK BORUSUNA DELİK AÇILMASI) AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU

designed by Nurus D Lab teknik doküman

PLASTİK VAKUM TEKNOLOJİSİ DERSİ ÇALIŞMA SORULARI. b. Fanlar. c. Şartlandırıcı. d. Alt tabla. a. Rotasyon makinesi. b. Enjeksiyon makinesi

KALİTE HER ZAMAN PAHALI DEĞİLDİR. Dünyanın 4. Büyük fabrikası teknolojinin önünde

Sınav Süresi 85 Dakikadır

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

FINDIĞIN HASAT,HARMAN VE DEPOLANMASI

Deri, vücudun sa lam ve koruyucu dı örtüsüdür. Salgı bezleri, tırnaklar,tüyler ile deri bir organ ve sistemdir. En geni organdır (Yakla ık 1.

Hipofiz adenomu; Prolaktin salgılayan hipofiz adenomu;

II. Bölüm HİDROLİK SİSTEMLERİN TANITIMI

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır.

Boyun Ağrılarında Tanı ve Tedavi. Prof. Dr. Reyhan Çeliker Acıbadem Üniversitesi

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR

BURUN (NASUS) Prof. Dr. Mürvet Tuncel. Burun solunum ve koku organıdır. Kemik ve kıkırdaktan yapılmış olup üzeri kas ve deri ile örtülüdür.

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının

Sığırlardan Alınan Ölçüler ve Ölçme. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

AFRİKA HASTALIĞI -SIĞIRLARIN NODÜLER EKZANTEMİ -LUMPY SKIN DISEASE (LSD)

KULLANMA TALİMATI HEKSA DERİ MERHEMİ. Deriye lokal olarak uygulanır. Etkin madde:

Yenilenmiş ve geliştirilmiş anti-aging favori serisi CHRONOLONG.

Bu konuda cevap verilecek sorular?


NORMAL TUĞLA VE PRES TUĞLA İLE DUVAR

Transkript:

BURUN VE PARANAZAL S NÜSLER BURUN VE PARANAZAL S NÜSLER N EMBR YOLOJ S : Embriyonun sefalik ucunda meydana gelen çukurluk, 5 tomurcuk ile çevrilmi tir. Bunlardan birincisi tek olup al n tomurcu u ad n al r. Di erinin ilk iki çifti üst çeneyi, son iki çifti de alt çeneyi meydana getirir. Al n tomurcu unun alt yüzünde ektodermik de i im sonucu olfaktif plakodlar belirir. Bu burun bo lu u duyu mukozas n n orta hatt n n her iki yan nda bir iç birde d olmak üzere iki burun tomurcu u te ekkül eder. Burunun bütün yap lar, bu çift ikincil tomurcuktan meydana gelir ( ekil 1). ekil 1: Burun ve yüzün embriyolojik geli imi BURUN VE PARANAZAL S NÜSLER N H STOLOJ S : Burun bo lu u ve paranazal sinüslerin histolojisi birbirine benzemesine ra men aralar nda belirgin farkl l klar vard r. Burun bo lu u ve sinüsler silendirik titrek tüylü epitel (psödostratifiye kolumnar epitel) ile örtülüdür. Burun ve paranazal sinüslerin mukozas, geniz (rinofarinks, epifarinks) denen k sm da örter. Östaki borusunun orta kula a giri a z na kadar ilerler. Orta kulakta kübik epitele dönü ür. Orofarinks de yass epitele de i ir. Larinks, silindirik tüylü epitel ile örtülüdür. Yaln z ses tellerinde (kord vokallerde) yass epitel görülür. 1

Epitel: Bazal membran üzerine oturmu tur. Bazal, kolumnar ve goblet hücrelerinden olu ur. Bazal hücreler mukoza yüzeyine kadar uzanmazlar. Kolumnar hücreler in yüzeyinde, mikrovilluslar ve siliyumlar bulunur. Goblet hücreleri nin yüzeyinde, hücrenin salg yap p yapmamas na göre mikrovillus lar bulunur. stirahat halinde goblet hücrelerinin yüzeyi mikrovilluslar ile kapl d r. Mukus granülleri bir araya topland kça ve yava yava hücre yüzeyine yakla t kça, mikrovilluslar kaybolur, mukus kitlesi hücre yüzeyinde kabar kl k yapar, hücre yüzeyi aç l r, mukus granülü d ar ya at l r, hücre yüzeyi tekrar çökerek eski haline gelir ve yeni bir evre yeniden ba lar ( ekil 2). ekil 2: Burun mukozas n n histolojik görüntüsü BURUN ANATOM VE F ZYOLOJ S : Burun S rt : Burun taban a a da, tepesi yukar da piramit eklinde kemik ve k k rdaktan yap l bir organd r. ( ekil 3) ki nazal kemik (Os Nasale) ve maksillan n iki frontal ç k nt s (Processus Frontalis Maksilla) kemik iskeleti te kil eder. Üst Lateral Kartilaj, Alar Kartilaj ve Aksesuar Kartilajlar da k k rdak yap y olu turur. Bu yap lar n üzerinde periost, perikondrium, ba dokusu ve cilt yer al r. 2 ekil 3: Burun eksternal anatomisi

Burun çi: Burun içi, burun bölmesi (Septum Nasi) ile, iki bölüme ayr l r. Burun bölmesi önde, burun vestibulumu (Vestibulum Nasi) ad n al r. Burun vestibülünü normal cilt epiteli kaplar ve bu bölgedeki k l kökü hastal klar, erizipel (yüzde i me, a r l nodüller, burun mukozas nda ödem ve t kanma ile karakterli bakteriyel bir hastal kt r) ( ekil 5), furonkül, egzema ve cilt tümörleri v.s. gibi baz hastal klar görülür. ekil 5: Erizipel hastal görünümü Septum burun içini e it olarak, iki pasaja ay rmazsa burun içi fizyolojisi bozulur ve baz burun içi hastal klar ortaya ç kar. Genel bir kural olmamakla beraber, her burun içi patolojisine, o taraftaki kulak patolojisi e lik eder. Burun Bölmesi nin; Arka alt k sm n : Vomer (Kemik) Arka üst k sm n : Ethmoid kemi in lamina perpendicularisi Ön K sm n : Alt k sm : Kuadrangüler kartilaj (Septum k k rda ), Alar kartilajlar n kolumellay yapan iç ön kruslar yapar. Sert damak üzerinde, Maksillan n Spina Nasalis i üzerine oturur. Yukar arkada: Kafa kaidesine uzan r ( ekil 6). 3

ekil 6: Burun bölmesini olu turan yap lar Burun bo lu unu: Ortada D -yanda : Burun bölmesi (Septum Nasi) : Maksiller sinüs iç duvar Alt-arkada : Yumu ak damak Alt-ön Üst-önde alt konkalar orta konkalar üst konkalar ( ekil 7) : Maksiller kemik (Os Palatinum) : Burun kemikleri (Os Nasale), Üst Lateral (Upper lateral) kartilaj Üst-arkada : Lamina cribrosa (Ethmoid) Üst-yanda : Burunu Orbitadan ay ran Lamina Papiracea vard r. 4

ekil 7: Burun lateral duvar n olu turan kemik yap lar Burun bo luklar n n lateral (yan) k s mlar nda konkalar bulunur. Konkalar her iki burun bo lu u lateralinde a a dan yukar ya alt, orta ve üst konka olmak üzere üç çifttir ( ekil 8): Alt konka (Os Turbinatum), müstakil bir kemiktir ve maksiller sinüs iç duvar ile beraber burunun d yan duvar n yapar. Orta ve üst konka, Etmoid kemi in birer ç k nt s d r. Konkalar bol damarl bir ba dokusu ve üzerini örten burun mukozas ndan ibarettir. Bu özellikleri ile siklik büyüme ve küçülme periyodlar gösterirler. Bu fonksiyonun bozuklu u halinde burun t kanmas na sebep olabilirler. ekil 8: Burun bo lu u d duvar ndaki konka yap lar 5

Orta konka, burun içi ve paranazal sinüs ameliyatlar nda önemli bir anatomik landmark'd r: Orta konka, ön ucu orta mea antrostomisinin ön s n r n olu turur. Orta konkan n, lateral nazal duvardaki ön-üst yap ma yeri Maksillan n crista etmoidalisine kom udur. Orta konka üst yap ma yeri, arkaya do ru ilerlerken laterale k vr l r ve lamina papiraseaya yap r. Orta konkan n posterior 1/3'ünü olu turan ve Lamina Papriseaya yap an yer Bazal Lamellad r. o Bazal Lamella ön ve arka etmoid hücreleri birbirinden ay r r. Orta konka medialinde Processus Unsinatus ve Bulla Ethmoidalis mevcuttur. Processus Unsinatusun alt nda Etmoid nfundibulum yer al r. Konkalar n aras nda, sinüs ostiumlar n n aç ld üç mea (girinti, kanalc k) vard r. Bunlar a a dan yukar ya : Alt Mea: Nazolakrimal kanal (alt konkan n alt anterioruna) aç l r. Orta Mea: Maksiller sinüs, Frontal sinus (Nazofrontal kanal yolu ile), ön ethmoid hücreleri Üst Mea: Sfenoid sinüs ile arka ethmoid hücreleri ( ekil 9) ekil 9: Mealar ve Sinüslerin ostiumlar Burun giri inden itibaren önemli yap lar n anterior nazal spine uzakl klar : Frontal Reces 6 cm Kafa taban ve Anterior Etmoid Arter 7 cm Sfenoid Sinüs ön duvar 7 cm Bazal Lamella 6 cm uzakl ktad r. 6

Paranazal Sinüsler: Maksiller Sinüs (Highmore Boslu u) Etmoid Sinüs (Kalburumsu Kemik) Frontal Sinüs (Al n Sinüsü) Sfenoid Sinüs (Kafa taban Sinüsü) olarak dört tanedir Maksiller Sinüs: Maksiller sinüsler do umda s v ile doludur. Sinüs taban 8 ya nda burun taban seviyesine iner. Adolesan dönemde eri kin boyuta ula r. 25mm geni lik, 34mm derinlik ve 33mm yüksekliktedir Do al ostium orta meada hiatus semilunarisin posteriorundad r. %15-40 oran nda 1-2 aksesuar ostiumu vard r ( ekil10). ekil10: Maksiler sinüsün geli im a amalar Etmoid Sinüs: 8-12 ya lar nda eri kin boyutlara ula r. 3-15 aras nda hücre vard r. Anteriorda 5mm ve posteriorda 15mm geni liktedir, yüksekli i 25mm, önarka duvar uzunlu u 40-50mm'dir. Lateral duvar n lamina papirasea olu turur. Sfenoid Sinüs ile beraber olu turdu u bölge kom uluklar önemlidir. 7

Frontal Sinüs: Do umda mevcut de ildir. 12 ya nda pnömatizasyonu belirginle ir. 20 ya nda eri kin boyuta ula rlar. 28mm yükseklik, 24 mm geni lik ve 20 mm derinli indedir. Frontal Reses ön etmoid hücreler aras nda yer al r. Orta Mea da etmoid infundibuluma aç l r ( ekil11). ekil 11: Frontal sinüs geli im a amalar Sfenoid Sinüs: 3 ya nda büyümeye ba lar ve eri kin boyutlara adolesan dönemde ula r. 20mm yükseklik, 23mm derinlik, 17mm geni li indedir. Sfenoid sinüs lateral duvar kom ulu unda, yukar dan a a do ru Optik sinir, nternal karotis arter, Maksiller sinüs vard r. Sfenoid sinüs üst duvar 1mm incelikteki kemik ile duradan ayr lm t r. Sfenoetmoid resese aç l r (Ostiumu yakla k 2-3 mm çap nda olup, sinüs taban ndan 10 15 mm yukar da nazal septumun 4-5 mm lateraline yerle ir). Yan duvar kom uluklar ; Ön üstte Foramen Opticum, Fissura orbitalis superior, Ön altta maksiller ve vidian sinirler, Arka üstte kavernöz sinüslerledir. Ön duvar nazal septum ve arka burun bo lu uyla kom udur Yanlarda ise etmoid hücrelerle kom udur ( ekil12). 8

ekil 12: Sfenoid sinüs geli im a amalar Paranazal Sinüslerin Görevleri: Rezonasyon, Çift cidarl olmalar nedeniyle,beyin dokusunu, d ortam n so uk ve s cak etkisinden korur, Yine çift cidarl olmalar nedeni ile travmalarda ön kemik lamina k r ld nda, arka lamina ve dolay s ile beyin dokusu hasar na engel olur, Yüz kemiklerinin a rl n hafifletir. Koana s n rlar : çte : Vomer Altta : Sert-yumu ak damak birle imi D ta : Maksiller sinüs d yan duvar Üstte : Sfenoid sinus alt duvar ile kom udur ( ekil 13). ekil 13: Nazofarenksten bak da koanal atrezi 9

BURUN F ZYOLOJ S Burun solunum yollar n n ilk organ d r. Burundan giren hava akci er alveollerine kadar ula r. Burun soluk havas n akci erlere ileten bir boru de ildir. Tam aksine, yar valv mekaniklerle havan n geçi i s ras nda fizik ve imik bir denetim sa lar. Bütün bu görevlere, Burun un solunum görevleri ad verilir. Son y llardaki çal malar, burunun solunum ile ili kili görevini ön plana ç kart r niteliktedir. Burunun i levleri lokal kalmay p baz refleksler arac l ile di er sistemlerle de entegre çal maktad r. Burun içerisini kaplayan mukoza akci erlere kadar uzan r, ayn zamanda sinüsleri ve orta kula da kaplar. Üst ve alt solunum yollar ndaki mukozalar n üzeri müköz örtü ile kapl d r. Mukoza üzerindeki tüylü hücreler bu örtü ile korunurlar. Burun bo lu u iki tip mukoza ile örtülüdür: a- Solunum mukozas : Septum nazinin alt 2/3 k sm n, burun lateral duvar n, üst konka alt k sm n ve burun bo lu u taban n kaplar. Siliyalar ihtiva eden kolumnar epiteldir. Siliyal hücreler aras nda müküs salg layan goblet hücreleri bulunur. b- Koku mukozas : Septum nazinin 1/3 üst-arka k sm nda (Vomero-Nazal Organ), burun tavan nda, lateral duvar üst k sm nda ve üst konkan n üst k sm ndad r. Seröz Bowman bezleri ihtiva eder. Koku epiteli, Bipolar koku hücreleri, destek hücreleri ve sar pigment ihtiva eden bezler içerir. Burun un görevlerini yapmas nda, mukozan n varl ve sa l artt r. Mukosiliyer aktive dedi imiz bu olayla burun bo luklar n n görevleri gerçekle tirilir. Mukoza üzerindeki siliyalar n gidip gelme hareketine darbe (Mitokondrik hareket ) ad verilir ki bu darbe, mukoz örtünün nazofarenkse do ru olan hareketinin motorudur. Mukoz örtünün hareketi, üst solunum yollar nda graviter etki ile koanalara do rudur. Alt solunum yollar nda ise graviteye terstir. Burun içinde silyalar n ve mukoz örtünün hareketi bu nedenle geriye, nazoferankse do rudur. Bunun aksine akci erler ve bron larda ise,a a dan yukar ya, nazofarenkse do rudur. Burun k llar ile tutulamayan partiküller, müköz örtü ile tutulur ve silyalar n müköz örtüye verdikleri hareketle nazofarenkse do ru at l rlar. Mukoza, üzeri müküs ile kapl, nemli, nazal s 30-36 o C, PH: 7 ise fizyolojik aktiftir. Burun bu görevlerini yaparken, kapiller damarlardan çok zengin konkalardan yararlan r. Konkalar n görevsel kontrolü ise otonom sistem ile gerçekle tirilir. Sempatik ve parasempatik sistem çevre havas n n fizik ve imik yap s na duyarl d rlar. Parasempatik liflerin stimülasyonu, burunda dola an kan volümünü artt rarak ve vazodilatasyon yaparak burun mukozas n n i mesine neden olurlar. Bu suretle nazal geçisi zorla t r rlar. Ayn zamanda burun sekresyonlar nda artma olur. Sempatik liflerin stimülasyonu, vazokonstrüksiyon ve nazal mukozadaki dola an kan miktar n azalt c etki gösterirler. 10

Burun içindeki yüzeyel kapillerler, derin ven sinüslerinden ayr olarak çal rlar ve yüzeyel s y düzenlerler, Derin ven sinüsleri ise mukozan n inceli ini kontrol ederler. Görüldü ü gibi burun, alt solunum yollar na hava geçmesini sa layan pasif bir boru de ildir. Burundan geçen hava farenkse ula madan önce aktif bir denetimden geçerek alveollere ula r. Buna ilaveten az miktar havada olfaktor epitele kadar gelerek, koku alma duyusunu uyar r. Bu nedenle biz burun fonksiyonlar n a a daki s raya göre izleyecek ve fizyolojisinide bu fonksiyonlar içinde aç klayaca z. BURUN FONKS YONLARI: 1- SOLUNUM a- Solunum havas n artland rmak - Is tma - Nemlendirme - Filtrasyon b- Solunum havas yoludur 2- Koku fonksiyonu 3- Rezonatör organ 4- Orta kula n ventilasyonu 5- Paranazal sinüslerin bo al m 6- Refleksler - Hap r k refleksi - Is regülasyon refleksi - Nazo pulmoner refleks - Nazal siklus 7- Tad alma ile beraber olan etkisi 8- Bakterisit Bakteriostatik etki yapmak 9- Estetik 10- Seks 11

BURUN FONKS YONLARI: 1- SOLUNUM A - SOLUNUM HAVASININ ARTLANDIRILMASI Solunum un fizyolojik artlar içinde ve sa l kl yap labilmesi için, burunun üç ana görevi vard r: Solunum havas n ISITMA, Solunum havas n NEMLEND RME ve Solunum havas n yabanc cisimlerden süzerek F LTRE ETMEK. Solunum havas n s tma, konka ad n alan ve burun bo luklar n n lateralinde üst,orta ve alt olarak yukar dan a a ya s ralanan üç çift, hipererektil yap lar n i erek, bazen de küçülerek, solunum havas n n yüzeylerine temas etmesi ile yüzeylerine sürtünen havan n s nmas n temin eden yap larca olur. Konkalara sürtünen hava ayn zamanda nemlenir ve içindeki kaba partiküllerde filtre edilir. Nemlenme müköz bezlerin salg s ve müköz örtü ile olur. Tozlar n ve kaba partiküllerin tutulmas ise burun delikleri çevresindeki k llar ve nemli müköz örtü olur. Bu fonksiyonlar gözden geçirecek olursak; Is tma: Nazal kavitedeki kan damarlar n n kar k sistemi ve hele konkalar n erektil yap özellikleri (ki bir radyotöre benzetilir) inspire edilen havay s tmada çok önemli rol oynar. Konkadaki kavernöz bo luklar n geni leme ve daralma kabiliyeti vard r. Günde inspire edilen 500 kübik feet havay s tmak için 700 kalori gerekir. Bu vücutta yap lan total s n n %2.5 u kadard r. Ekspiratuvar hava ak m nazal mukoza s s n n küçük bir miktar n sa lar veya respirasyonun bu faz nda olu acak s kayb n durdurabilir. Nemlendirme: Müküs, epitel tabakas ndaki Kadeh (Goblet) hücreleri ve lamina propriadaki müköz ve seröz bezler taraf ndan salg lan r. Klinik olarak normal yeti kinlerin nazal pasaj nda ph 5.5-6.5 dur. Çocuklarda ph 5.5-6.7 dir. S cak uygulamas nazal pasaj asit, so uk uygulamas alkali yapar. Uzun süre istirahat ve uyku nazal ph asit yöne çevirir. Nazal sekresyonda mevcut lizozim asit ortamda daha etkilidir. Müküsün % 95 i su olup müsin, glikoprotein ve karbonhidrat içerir, ayr ca müküste lizozim ve immunoglobulin A da bulunabilir. Müküs vestibülümden koanaya ve nazofarenkse kadar bütün mukozay örter. Müköz örtü, burnun de i ik bölgelerinde, de i ik oranlarda olmak üzere, siliyalar taraf ndan geriye nazofarenkse do ru ta n r. Bu hareketin oran de i ik bölgelerde de i ik miktarda müküs salg lanmas na ba l d r. 12

Burnun ön taraf nda müküs sekresyonu az miktarda olup geriye do ru at lma h z saatte 1-2 mm dir. Koana yak n nda her 10 dakikada bir müküs yeniden yap l r ve 10 mm/saat h zla hareket eder. Her hücrede 12-20 silya vard r ve bunlar hareketlerini senkron olarak de il daha ziyade metakron olarak yaparlar. Siliyer aktiviteyi kontrol eden mekanizma henüz tam olarak anla lmam t r. Ancak nöral bir mekanizma da pek sorunlu tutulmaz. Siliyalar her dakika 100 lerce defa çabuk ve kuvvetli bir ekilde hareket eder ve her hareketi yava bir geriye dönü takip eder. Is, ozmotik bas nç ve ph siliyalar n fonksiyonlar n etkiler: En iyi gaz de i imi % 85 nemlilikte olur. Nazofarenks havas 33 C ise siliyalar aktiftir. 18 C dan dü ük, 40 C dan yüksek s larda siliyer hareket yava lar. 7 C dan dü ük, 45 C dan yüksek s larda siliyer hareket durur. ph 7-8 siliyalar için uygun. ph 6.5 dan az ortamda siliyer aktivite yava lar. Oksijen miktar n n azalmas siliyer hareketi yava lat r. Kan oksijeni normal olsa bile oksijen miktar n n artmas siliyer vurum h z n % 30-50 oran nda artt r r. Nemin sa lanmas mekanizmas tart mal d r. Baz lar nemin nazal sekresyonla salg land n iddia ederken, baz ara t r c lar mukoz membran damar ve kapillerlerinden ç kan seröz transüda ile sa land n iddia ederler. Günlük nazal sekresyon 1-1.5 lt dir. Ekspirasyon da neme çok yard m eder. Ekspirasyon esnas nda, s ve nem mukozay terk eder. Bu solunum havas ndan nem kaybolmas na engel olur. Nemlendirme ve s tma mekani inde de i meler sadece nazofarengeal mukoz membran n irritasyon ve kurulu unu etkilemez. Üst solunum yolunun di er k s mlar n da etkiler. Kuruluk birçok akut nazal enfeksiyonun ba lang c d r. Filtrasyon: Hava burun k llar n n filtre edici etkileri ve müköz örtüsünün yabanc cisimleri tutucu etkisi sonucu temizlenir. Mikroskopik partiküller burun k llar taraf ndan tutulurken,15 mikronun alt ndaki daha küçük parçac klar ise burun mukozas taraf ndan havadan toplan rlar. 4.5 mikrona kadar olan partiküllerin %85 i temizlenir, ancak 1 mikron büyüklü ündeki partiküllerin ancak %5 i burun taraf ndan tutulabilir. B - BURUN SOLUNUM HAVASI YOLU Hava geçi hareketleri nazal kavitenin yap s na ba l d r. Naresler küçüktür ve konumlar yere horizontal durumdad r. Bu havan n, yukar -a a ve konkalar n medialine do ru yönelmesine sebep olur. Koanalar daha geni ve vertikal pozisyonda olduklar için havaya kar dirençleri daha azd r. Ön ve arka burun deliklerinin farkl olmas ve burun bo luklar n n yap s, inspiryum ve ekspiryumda, burun içinden geçen, soluk 13

havas nda sirkülasyonlar daireler meydana getirir. Bu sirkülasyonlar, inspirasyon ve ekspirasyonda de i iktir ( ekil 14). ekil 14: Nazal hava ak m ki intranazal hava ak m vard r, biri inspirasyon di eri ekpirasyon esnas ndad r. Genel olarak inspire edilen hava burun deliklerinden koanalara düz bir yol izlemez. Burun deliklerinden inhale edilen hava, aç kl a a bakan, yukar a a ve yüksek, kubbe eklinde bir yol izler. Olfaktör fissürden ve sfenoidin ön yüzünden geçerek posterior koanalar na var r. Sfenoidin yüzü ve konkalar üzerinde, hipertrofik konka, adenoid vejetasyonlar, deviye septumlar, polipler, nazal kavitede ve olfaktor bölgede havan n da l m n de i tirirler. Ekspire edilen hava inferior meatuslar yolu ile direkt olarak posterior koanadan nostrillere (burun deliklerine) gelmez, bu gerçek de ildir. Çünkü birkaç küçük sirkülasyonun eklenmesi ile ekspire edilen hava, inspire edilen havan n izledi i yolu izler. Aralar ndaki fark, inspiryumda solunum havas nazal kaviteye giri te orta meadan geçmez. Ekspirasyonda ise bir k s m hava orta konkan n arka ucu ile orta meaya do ru yönelir. Sonuç olarak orta meadaki ostiumlar sadece s cak, nemli havaya maruz kal rlar, fakat inspire edilen so uk ve kuru hava buraya u ramaz. 2-OLFAKS YON Çe itli kokular n burun üst k sm na ula mas ile koku end organ stimüle edilir ve koku duyulur. Koku mukozas 2-4 cm 2 kadard r. Burada olfaktor sinir hücreleri say s 100 milyon kadard r. Koku mukozas nda, koku hücreleri, destek hücreleri ve bazal hücreler olmak üzere üç tip hücre vard r. Koku hücreleri destek hücrelerinin aras na yerle mi lerdir. Periferik uzant lar epitelin yüzeyine, santral uzant lar sfenoidin lamina kribrozas na uzan r. Aralar nda çok say da seröz bowman bezleri vard r. Koku partiküllerinin koku sinirlerini nas l stimüle etti i tam olarak aç klanamamakla birlikte, baz teorilerle aç klanmaya çal lm t r: 14 1. Korpüsküler teori: Koku maddelerinin partikülleri, difüzyonla havaya yay l r ve olfaktuar hücrelerin üzerine var nca kimyasal bir reaksiyon meydana gelir.

2. Dalga teorisi: Enerji dalgalar, k gibi, sinüs dalgalar gibi gelir. 3. Stereo-Kemikal teori: Kimyasal teorinin bir ba ka aç klamas d r. Burada kimyasal maddenin fizik ekli önemlidir. Reseptörleri muayyen ekildeki moleküller uyarabilir. Antijen, antikor gibi adapte olan molekül ba land reseptörü uyar r. 4. Modern Vibrasyonel teori: Bu teoriye göre her maddenin molekülleri vibrasyonlar olu turur. Yani bu teoride dalga uzaktan gelmemekte, reseptörle temas eden imik madde dalgalar yaparak potansiyel olu turmaktad r. 5. Penetrasyon ve Puncturing teori: Kokusu al nabilecek maddelerin büyük rijit ve karma k ekilli moleküller olmas gerekiyor. Ancak böyle bir madde olfaktor membran delebilmektedir. Delinme iyon de i mesine neden olarak k sa devre ile eksitasyonu ba latmaktad r. Kokunun kalitesi difüzyonun h z na ve aç lan deli in iyile me zaman na ba l d r. Olfaktuar sinir uçlar n n periferde stimüle edilmesinden sonra impulslar, olfaktor sinirler yoluyla bulbus olfaktoryusa iletilirler. Buradan stimulus hipokampus ve unkusa yerle mi olfaksiyonun santral organlar na iletilir. Buradan da serebral korteksle ilgili olan liflerle sinaps yapar. Koku teorilerinin geçerlili i saptanamad için, henüz geçerli genel bir akseptansla uygulanabilen bir olfaktör testte yoktur. Baz objektif gibi görünen testler güvensizdir (Pupiller, kardiovasküler, respiratuvar, psiko galvanik ve elektroansefalografik). Subjektif metodlar dezavantaja ra men yine de kullan labilir. Uygulanan testlerin genel prensipleri hastaya tan d kokular birer birer sa ve sol burun deli inden koklat larak kokunun iddeti ve ne kokusu oldu u sorulur. Koku almayla ili kili patolojik durumlar: Anosmia: Koku alma duyusunun tam kayb, havan n burnun üst arka k sm na, area kribriformise ula amamas veya bu bölgenin tahrip olmas Parosmia: Kokuyu yanl alg lama Hiposmia: Az koku duyma Kakosmia: Mevcut olmayan kokular duyma (Özellikle kötü kokular). 3- REZONATÖR ORGAN: Bilindi i gibi ses üretimi g rtlakta yap l r. Bu sesin büyütülme ve artikülasyon gibi birtak m i lemlerden geçmesi gerekir. Bu (artikülasyon) rezonans olay na burun ve paranazal sinüsler e lik ederler. öyle ki: Akci erlerden yükselen primitif hava sütunu, ses tellerinden geçerken ki inin, o andaki emosyonel durumuna göre (a,e,i,o,u gibi) sesler olu ur. Bu primitif hava 15

sütunu ses tellerinden yükselirken epiglot, dil kökü, tonsiller, a z içi, di ler, yumu ak damak, nazofarenks, koanalar, burun içi ve sinüslere çarpar, sürtünür ve artiküle olur. Rezonasyon meydana gelir. Bizde ortaya ç kan ses üretiminden o sesin kimin sesi oldu unu anlar z. Ki iye özel ses karakterini burundaki patolojiler bozabilir: Hiponazalite; Burun, gere inden az rezonasyona kat l yorsa olu ur, burun içinde obstrüksiyon yapan patolojilere ba l olu ur. Hipernazalite; Burun, gere inden fazla rezonasyona kat l yorsa olu ur, damak yar klar ve velofarengeal yetmezliklerde görülür. 4- ORTA KULA IN HAVALANMASI: Ön ve arka burun deliklerinin farkl olmas ve burun kavitesinin yap s, solunum havas nda ak mlar ve girdaplar meydana getirir. Bu ak mlar inspirasyon ve ekspirasyonda de i iktir. nspirasyonda bir patoloji varsa, bu orta kulak ventilasyonunu olumsuz yönde etkiler. Bu nedenle, obstrüktif nazal patolojilere, orta kulak bozukluklar e lik eder. 5- PARANAZAL S NÜSLER N BO ALIMI: çerisi mukoza ile kapl her bo lu un ostiumu olmas artt r. Çünkü mukoza sekresyonlar n n devaml olarak ta nmas ve bo alt lmas gerekir. Burada bas nç de i meleri, gravite ve siliyer hareket, bo alt mda önemli rol oynar. Bu ancak sinüs içinde havan n bulunmas ile mümkün olabilir. Sonuç olarak nazal bo luk havas ile sinüs havas aras nda geçi artt r. Sinüs pasajlar n t kay c patolojiler, sinüzitlerin geli imine neden olur. Nazal sinüslerde hava ak m n n önemsiz oldu una inan l r ve sinüslerle nazal bo luklar aras nda, hava de i imi son derece azd r; nspirasyonda, hava akci erlere girer, fakat sinüslerden ç kar. Ekspirasyonda, hava akci erlerden ç kar, fakat sinüslere girer. Sinüs ostiumlar aç ksa ve solunum normalse, sinüs içindeki ve burundaki bas nç aras nda çok küçük bir fark vard r. Muhtemelen her respirasyonda, sinüs içindeki hava burundaki gibi de i mektedir. Asl nda sinüslerin tümü ile havalanmas oldukça zaman al r. Ço u vakada bu 1 saate yak nd r. 6- REFLEKSLER a- Hap r k Refleksi: Glandlar n sekresyonu, burun damarlar n n i mesi, imik, fizik, mekanik uyar lar bu refleksi ba latabilir. Refleksin amac, burun pasaj n aç k tutmaya yöneliktir. 16

Hap r kta cevap, ya bir tek derin nefes alma veya birbirini izleyen kuvvetli derin nefes almalar takiben, çok güçlü olarak, solununum havas n n burun yoluyla d ar at lmas hareketidir. Yumu ak damak aç k ve gergindir. Hava iddetle, a z, daha çok burun taraf ndan d ar ya at l m sa lan r. Böylece nazofarenks ve burun bo luklar, endojen ve eksojen maddelerden temizlenir. Bu nedenle, hiperprodüksiyonlu üst solunum yollar enfeksiyonlar ve allerjilerde hastal a hap r k e lik eder. b- Is Regülasyon Refleksi: nspire edilen havan n nareslerden koanaya gelmesi ¼ sn al r. Hava farenkse geldi inde rölatif nemlili i %75 veya daha fazlad r. Konkalar radyotör gibi havay s t r ve inspire edilen hava nazal kaviteler taraf ndan 36-37 C ye s t l r ( ekil 15). Is y ayarlama görevi önemli bir nazal görevdir. Burnun s de i ikliklerinden, vücudun di er bölümlerinde oldu u gibi, talamus ve hipotalamus sorumludur. ekil 15: Nazal kavitede havan n s t lma mekanizmas D ortamda s dü tü ünde, burun potensi azalarak s n n korunmas n sa lar. D ortamda s artt nda, burun geçirgenli i artacak, s cak kan vücut yüzeyine getirerek, s kaybolmas na neden olacakt r. nspiryum havas n n nem oran da, s kayb na neden olur. Çünkü buharla ma meydana gelmektedir. 24 saatte 1000 cc su inspiryum havas na verilebilir. Philips ve Raghavan n 1970 y l nda, yapt klar çal mada, nazobukkal bölgenin termoregülasyon üzerine etkisini ara t rd lar. Çevre s cakl sabit tutuldu unda, solunum havas s cakl nda meydana gelen artma, solunum h z n n artmas ile sonuçlanm t r. Bu h zl solunum, üst solunum yollar ndaki s ca a duyarl 17

reseptörlerin uyar lmas na ba lanm t r. Ayn ekilde, üst solunum yollar nda bulunan, so u a duyarl reseptörlerin uyar lmas da, solunum h z nda dü meye sebep olur. c- Nazo Pulmoner Refleks: Burun bo luklar n n primer fonksiyonlar ndan biri de, inspire edilen havan n s cakl k ve nemini art rarak, akci erlere ula madan, respiratuvar pasajlar için haz rlanmaktad r. Pulmoner alveoller nem olmad kça havadan oksijen al p karbondioksit veremezler. Nazal kavite epiteli, ekspire edilen hava ile artland r lm t r. Epitel, inspire edilen havadan daha çok nem içerir. Hava yüzeyden geçerken, nazomüköz membran üzerinde, nem depo edilir. Nazal membran, inspire edilen havay tamamen satüre etme kabiliyetinde de ildir. Ek nemlenme, hava trakeadan geçerken olur. nspire edilen hava, negatif bas nç alt nda iken, ekspire edilen hava, pozitif bas nç alt ndad r. Burundan, inspirasyon esnas nda, bas nç hafif azal r, ekspirasyon esnas nda hafif artar. Nazo-pulmoner refleks hakk nda gittikçe artan, iyi dökümante edilmi kaynaklar n bulunmas, nazal problemleri medikal veya cerrahi olarak tedavi eden kulak burun bo az hekimleri için önem ta maktad r. Epistaksis için, anterior ve posterior tamponman uygulanm hastalarda, parsiyel karbondioksit bas nc nda de i iklik olmaks z n, parsiyel oksijen bas nc nda belirgin bir azalma oldu u gösterilmi tir. Bu bulgu sedasyonla ilgili de ildir. Pulmoner hipertansiyonlu ve waldeyer halkas lenfoid dokusunda belirgin hipertrofi olan çocuklarda, waldeyer halkas ç kar ld zaman, pulmoner hipertansiyon düzelmektedir. d- Nazal Siklüs: Burnun, solunumla olan ili kisinde görevi, havay zor geçirme mekaniklerine göre düzenlenmi tir. Buna nazal direnç ad verilir. Nazal direnç, burunun fonksiyonlar n yapabilmesi için fizyolojik bir gereksinimdir. Nazal mukoza, otonom sinir sistemi etkisi alt nda, aktif dinamik bir organd r ve de i ik eksternal ve internal stimuluslarla reaksiyon gösterme yetene indedir. 1895 de Kayser nazal mukozas n n sabit bir konjesyon ve dekonjesyonunu gözlemi, buna nazal siklüs ad n vermi tir. Siklus esnas nda konkalara ne oldu u henüz fazla ara t r lmam t r. Mukozan n i mesi, arteryel hiperemiye, venöz dolgunlu a, ödeme ve bunlar n kombinasyonuna ba l olabilir. 18

Burunun spontan konjesyon ve dekonjesyonu, 3 saatlik sikluslar halinde meydana gelir. Bu fizyolojik bir fenomendir ( ekil 16). ekil 16: Fizyolojik nazal siklus ve etkileri Bir siklus periferik refleks ve mekanizmalardan çok santral sinir sistemi taraf ndan kontrol edilir. Yer çekimi venöz dolgunlu u artt r r ve ki i a a do ru e ildi i zaman nazal rezistans % 15 artar. Tek tarafl burun t kan kl olan hastalar o taraf üzerine yatarak uyumaktan kaç n rlar. Egzersiz, baz emosyonel durumlar ve seks hormonlar, nazal rezistans etkiler. 7- TAT DUYUSUNA OLAN ETK S Tat duyusunun iyi alg lanabilmesi için koku fonksiyonlar n n iyi olmas gerekir. Örne in; grip ve nezle oldu umuz zaman, yediklerimizden bir tat alamay z. Ayn ekilde nazal pasaj kapatan nedenlerde de ayn duygu vard r. Bu nedenle, çok eskiden beri mutfak sanat nda g da maddelerine tad n yan nda koku verilmesinin nedeni de budur. 8- BAKTER S D BAKTER OSTAT K ETK S Burun sekresyonlar n n içerdi i immunglobulinler ve enzimler sayesinde mikroorganizmalara kar koruyucudur. Ayr ca siliyer fonksiyon bu mikroorganizmalar bu bölgeden uzakla t r r. 19 Ancak baz hallerde enfeksiyon ile: Burun sekresyonu azal r Siliyal epitelin fonksiyonu bozulur Siliyal epitelin fonksiyonunun bozulmas ve burun sekresyonunun azalmas ile Bakteriler ve kaba partiküller nazofarenkse sevkedilemez Burun içinde enfeksiyonlar geli ir Nazofarenks, Hipofarinks, Larenks ve bron lara ajan patojenler yerle ir.

9- ESTET K Burun, co rafi bölgelere ve rklara ba l olarak çe itli ekiller gösterir. Siyahi rkta, bas k ve yayvan, kuzey rklar nda ise küçük burun tipi vard r. Memleketimizde, Karadeniz bölgesine has, iri burun tipini, bölgesel burun ekillerine bir örnek olarak verebiliriz. Burun yap s ndaki ekil bozukluklar, psikozlara ve bunal mlara yol açarak, ki ileri, cerrahi tedavilere zorunlu k lmaktad r. Ancak, bu çe it operasyonlara girmeden önce, ki inin estetik probleminin, gerçekten bir sorun te kil edip etmedi i, kendi ki isel karakterini veren normal fonksiyone bir burun olup olmad, ileride kar la lacak problemler yönünden ara t r lmas gerekir. 10- SEKS Burun koku fonksiyonu, bilhassa a a omurgal larda, e ini bulma ve neslini devam ettirme için geli ilmi organd r. Baz canl lar, ç kard klar kokular vas tas ile, kar cins taraf ndan kolayca bulunur veya kar cinsin ilgisini çekerler. nsanda bu fonksiyon geli memi tir. Ancak, yüzy llard r devam eden parfüm ve koku tüketimi do adaki gereksinmenin bir taklidi gibidir. BURUN C LD HASTALIKLARI Nazal Vestibül Foliküliti (Sycosis) ve Nazal Fronkül: Folikülit, burun k l foliküllerinin yüzeyel bir iltihab d r. Akut ve kronik rinitler sonras burun sekresyonunun içerdi i bakteriler, özellikle Stafilokokkus Aereuslar n (Rinitis Staphilacocsica) k l foliküllerini inoküle etmesiyle olu abildi i gibi, ayn bakterilerin ka ma veya burun k llar n n c mb zla veya elle çekilmesi sonucu, k l foliküllerini enfekte etmesi ile ba lar. Semptomlar: Burun ucunda a r, hassasiyet, gerilme hissi, k zar kl k Burun ucu, burun kanad ve dudakta i likle kendini gösterir Burun ucu bölgesi i ve ödemli bir hal al r ikayetler kendi kendine geçebildi i gibi Apse ve nekroz sonucu, fronkül olu ur A r s z oldu u gibi, a r l olarak da seyredebilir. Fronkül: Burun vestibülünde, stafilokoklar n etken oldu u, burun cildinin k l ve ya foliküllerinin nekrotik ve iltihapl bir hastal d r ( ekil 17). 20