HARPUT ŞEHİR KETHÜDALIĞI Prof. Dr. Mehmet Ali ÜNAL *



Benzer belgeler
Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Flash Anlatım Perşembe, 12 Kasım :53 - Son Güncelleme Çarşamba, 25 Kasım :14

OSMANLI DEVLETI NDE TAŞRA VE EYALET YÖNETIMI

EBUTAHİR KAZASI NÜFUS VE TOPLUM YAPISI 1834 M (1250 H.) Salih AKYEL 1

GÜLER YATIRIM HOLDİNG A.Ş. ESAS SÖZLEŞMESİ

DURAKLAMA DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi

ADI SOYADI: SINIFI: NUMARASI: PUANI:

MUṢṬAFĀ NŪRĪ (d. 1824; ö. 1890)

GELİRLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ NÜN TARİHİ GELİŞİMİ

İÇİNDEKİLER GİRİŞ BÖLÜM 1 OSMANLI SARAYLARI. 1. Dersin Amacı ve Önemi Kaynaklar-Tetkikler... 2

UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ Atatürk İlkeleri ve İnkilâp Tarihi 1 1.Ders

Merkezi İdarenin Taşra Teşkilatı. Doç. Dr. Aslı Yağmurlu

Osmanlı Devlet teşkilatında, gerek yönetim alanında,gerekse askeri alanda bazı değişiklikler olmuştur. Bu değişikliklerin bir kısmı merkez

Devleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi.

BÖLÜM 1 DURUM ANALİZİ 1.1. TARİHÇE * ORTA ASYA DÖNEMİ TÜRK ADALET SİSTEMİ

Sonuç. Beylikler dönemi, Anadolu'da Türk kültür ve medeniyetinin gelişmesi

Es-Seyyid Eş-Şeyh Abdülhamid El Abri Hazretleri

Murat Dursun Tosun ŞEBİNKARAHİSAR TARİHİNDEN GÜNÜMÜZE YANSIYAN BİRKAÇ OLAY

GEÇMİŞTEKİ İZLERİYLE KAYSERİ

KÖY İÇME SULARI HAKKINDA KANUN

4081 SAYILI ÇİFTÇİ MALLARININ KORUNMASI HAKKINDA KANUN UYGULAMASI

İsmail E. Erünsal, Osmanlılarda Sahaflık ve Sahaflar, Timaş Yayınları, İstanbul 2013, 581 s.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ŞİRKETİN YÖNETİMİ

VAKIFLAR İÇİN FİNANS KAYNAĞI OLARAK İCÂRETEYN. Doç. Dr. Süleyman Kaya

1-MERKEZ TEŞKİLATI. A- Hükümdar B- Saray

İhtisas komisyonları

İktisat Tarihi I. 15/16 Aralık 2016

T.C. FATİH BELEDİYE BAŞKANLIĞI EMLAK VE İSTİMLAK MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV ve ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİYÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Hukuki Dayanak

TARİH BOYUNCA ANADOLU

2-Şirket ana sözleşmesinin 8. ve 12. maddelerinin değişikliğinin onaylanması,

9. HAFTA. Ulusal sağlık politikaları: Osmanlı İmparatorluğu ve sağlık hizmetleri

ASKİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ HUKUK MÜŞAVİRLİĞİ KURULUŞ GÖREV VE YETKİ YÖNETMELİĞİ

Ermenek Mevlevihanesi/ Karamanoğlu Halil Bey Tekkesi

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik

İktisat Tarihi I

TURKIYE DE YEREL YONETIMLER: Doç.Dr. Ahmet MUTLU

ETKİNLİKLER/KONFERSANS

BURSA SU VE KANALİZASYON İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 1.NCİ HUKUK MÜŞAVİRLİĞİ KURULUŞ-GÖREV VE YETKİ YÖNETMELİĞİ

İktisat Tarihi I. 8/9 Aralık 2016

Karar Sayısı : KHK/237 Kabul Tarihi:

ÖZGEÇMİŞ Profesör Tarih/Yakınçağ Celal Bayar Üniversitesi Fen Edebiyat Fak. 2014

TEKSTİL BANKASI A.Ş. ANA SÖZLEŞME TADİL METNİ VE GEREKÇELERİ

Sultanım, müsaade buyurun, ben İstanbul'un çevresini dolaşıp, mevcut suları bir inceleyeyim!.

ÜNİTE:1. Osmanlı-Türk Anayasal Gelişmeleri ÜNİTE:2. Anayasaların Yapılması ve 1982 Anayasası ÜNİTE:3. Anayasaların Değiştirilmesi ve 1982 Anayasası

YAZI İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜNÜN TARİHİNDEN 31,12,2003 TARİHİNE AİT ÇALIŞMALARI

T.C. YÜKSEKOVA BELEDİYE BAŞKANLIĞI. BASIN YAYIN ve HALKLA İLİŞKİLER MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM

II. MAHMUT ( ) DÖNEMİ TANER ÖZDEMİR DETAY TARİHÇİ

XVII. YÜZYILIN ORTALARINDA AYINTAB (GAZİANTEP)

Osmanlı'da devşirme sistemi

Vergi incelemesinden maksat, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamaktır.

Adı Soyadı: Ertan GÖKMEN Doğum Tarihi: 1967 Öğrenim Durumu: Doktora Öğrenim Gördüğü Kurumlar: Öğrenim Durumu Bölüm/Program Üniversite Yıl

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU BAŞKANLIĞI PERSONELİNİN YER DEĞİŞTİRME SURETİYLE ATANMALARINA DAİR YÖNETMELİK

T.C. BAŞAKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI ÖZEL KALEM MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

KONYA DEFTERDARLIĞI İMZA VE YETKİ İÇ GENELGE

T.C ÇAYIROVA BELEDİYESİ HUKUK İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ

T.C. KONYA MERAM BELEDİYE BAŞKANLIĞI PLAN VE PROJE MÜDÜRLÜĞÜ KURULUŞ, GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK

KAMU KURUM VE KURULUŞLARININ YURTDIŞI TEŞKiLATI HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME

SAMSUN BAHRİYE MEKTEBİ

T.C. ÜMRANİYE BELEDİYE BAŞKANLIĞI İŞLETME ve İŞTİRAKLER MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Arşivcilik İstanbul Üniversitesi Ortadoğu Enstitüsü. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

GÖRÜŞ BİLDİRME FORMU

FATİH SULTAN MEHMET İN Sarayları

ÖZGEÇMİŞ. Kenan Erdoğan Unvanı. Adı Soyadı. Doçent Doğum Tarihi veyeri Yozgat 01 Mart 1963 Görev Yeri

DİŞHEKİMLERİ ODASI BAŞKANLIĞI NA,

Derece Alan Üniversite Yıl Lisans İlahiyat Atatürk Üniversitesi 1979 Y. Lisans Tarih Atatürk Üniversitesi 1981 Doktora Tarih Atatürk Üniversitesi 1985

269 NUMARALI İCMAL DEFTERİNE GÖRE ACLUN Ünal TAŞKIN * ACLUN ACCORDİNG TO THE İCMAL DEFTER NUMBERED 269

Başkanlık Makamı Onay Tarihi: Sayı:

(01/09/2004 TARİHLİ MERHABA GAZETESİNDE YAYINLANMIŞTIR) KONYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI HUKUK MÜŞAVİRLİĞİ GÖREV VE YETKİ YÖNETMELİĞİ

T.C. SAYIŞTAY BAŞKANLIĞI İSTANBUL ELEKTRİK, TRAMVAY VE TÜNEL İŞLETMELERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 2012 YILI DENETİM RAPORU

AKÇAABAD VAKFIKEBĠR NÜFUS KÜTÜĞÜ - ( )

SULAR HAKKINDA KANUN (1)

A. ÜYELERİMİZİN 2014 YILINDA TUTMALARI ZORUNLU OLAN TİCARÎ DEFTERLER

b) Muris veya tasarrufu yapan şahsın bu ikametgâhı yabancı bir memlekette ise Türkiye'deki son ikametgâhının bulunduğu;

T.C. GEBZE BELEDİYESİ YAZI İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV TANIMLARI. Karar Tarihi : 07 / 03 / 2008 Karar No: 84 Sayfa No: 1/11 BİRİNCİ BÖLÜM AMAÇ:

ANKARA SU VE KANALİZASYON İDARESİ GENEL MÜDÜRÜLÜĞÜ. Özel Kalem Müdürlüğü Kuruluş, Görev, Yetki, Sorumluluk ve Çalışma Esasları Yönergesi

TÜRK VERGİ SİSTEMİ DERS NOTU 3.DERS

İNSAN KAYNAKLARI VE EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ KURULUŞ-GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI YÖNETMENLİĞİ

Tercih yaparken mutlaka ÖSYM Kılavuzunu esas alınız.

Hüsn-i Hat yazı çeşitleri - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

MİLLET MECLİSİ GENEL SEKRETERLİĞİ ÇİÇEK VE DİĞER BİTKİLERİ DEĞERLENDİRME YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Genel Hükümler

İktisat Tarihi I. 18 Ekim 2017

13. ASKERLİK GÖREVİ Ordu Hayatı Savaş Yönetimi ve Siyaset Ordu Okuldur SEÇİM

YEREL YÖNETİMLERİN TARİHÇESİ

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ YAYIN LİSTESİ

T.C. Karar No : 2018/31 MERAM BELEDİYESİ MERAM. MECLİS KARARI

T.C ALANYA BELEDİYESİ KIRSAL HİZMETLER MÜDÜRLÜĞÜ YÖNETMELİK

ESKİ GÜMÜŞHANE (SÜLEYMANİYE MAHALLESİ) VE PANAYIR ALANI

KAMU GÖREVLİLERİ ETİK KURULU KURULMASI VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI. HAKKINDA KANUN ileti5176

SȖDȂN SEYAHȂTNȂMESİ: METİN VE İNCELEME

10. SINIF TARİH DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Pay sahipleri, pay sahibi olduklarını kimlik ibrazı ile ispatlayarak alacakları giriş kartıyla toplantıya katılabilirler.

BÜLTEN İSTANBUL B İ L G İ AZİZ BABUŞCU. NOTU Yeni Dünya ve Türkiye 2 de İL SİYASİ VE HUKUKİ İŞLER BAŞKANLIĞI

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI. Konya Vergi Dairesi Başkanlığı. Sayı :

İŞLETME VE İŞTİRAKLER MÜDÜRLÜĞÜ ORGANİZASYON ŞEMASI

Göç yani hicret dini bir vazifedir.insanların dinlerini daha iyi yaşamaları,hayatlarını devam ettirebilmeleri için göç bir ihtiyaçtır.

SİVEREK'TE TARİHİ ESERLER VE CAMİLER

T.C. İZMİR İLİ TORBALI BELEDİYE BAŞKANLIĞI TEMİZLİK İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Yard. Doç. Dr. Raşit GÜNDOĞDU

ELBİSTAN ALAUDDEVLE BEY CAMİİ (CAMİİ KEBİR, ULU CAMİ)

BALIKESİR SU VE KANALİZASYON İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ MEMUR DİSİPLİN YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Hukuki Dayanak, Tanımlar

Transkript:

Fırat Üniversitesi Harput Uygulama ve Araştırma Merkezi Geçmişten Geleceğe Harput Sempozyumu, Elazığ 23-25 Mayıs 2013 735 HARPUT ŞEHİR KETHÜDALIĞI Prof. Dr. Mehmet Ali ÜNAL * Şehir niteliği taşıyan her Osmanlı kazâsında, şehir halkını hükümet nezdinde temsil eden bir Şehir kethudâsı bulunuyordu. Bilhassa vergi meselelerinde ve devletin halktan talep ettiği çeşitli aynî ve nakdî yardımlar konusunda şehir halkı ile devlet arasında iletişim ve irtibatı sağlayan ve bunların halka tevzi ve tahsil işlerini gören, şehir kethüdası çoğunlukla seçimle iş başına gelirdi. Şehir kethudâsı tabiri, arşiv belgeleri ve şerʻiyye sicillerinde şehir kâhyası, kasaba kethudâsı/kâhyası, vilâyet kethudâsı ve şehir vekili olarak da geçmektedir. Konya da bir dönem şehir emini ; Urfa, Ergani gibi bazı şehirlerde melik, Mısır kıtasında şeyhü l-beled, Tunus ta medine ve varoş şeyhleri, Karaferye de varoş kethudâsı adlarıyla da zikr edilmektedir. Şehir kethüdalığı, İstanbul Şehreminliği nden, menşe, atama ve yetki açısından farklı olduğu gibi Bağdat, Budin, Denizli, Edirne, Halep, Kahire ve Konya da rastladığımız şehir eminlik/şehremînlik lerinden de ayrı kurumlardır. Bazen 1728 ve 1755-1756 yıllarında Manisa da olduğu gibi aynı kişi, iki görevi de üstlenmiştir 1. Osmanlı Nuri Ergin, Mecelle-i Umûr-ı Belediye adlı meşhur eserinde İstanbul şehreminliğinin kökenini Bizans'a dayandırmaktadır. Fetihten sonra Fatih Sultan Mehmed, şehrin imar işleri için önceleri subaşıyı görevlendirmişse de sonradan şehremâneti kurulmuş ve bu işler ona tefviz edilmiştir. Asıl vazifesi su işleri, binaların tamiratı gibi işleri görmek olan şehreminliği saraya ait bir memuriyet olduğundan padişah bir yere gittiğinde onunla beraber giderdi. Fatih Kanunnâmesine göre Şehremini protokol bakımından Defter-i hakanî Emininden aşağıda, Reisül-küttâp tan üsttedir 2. Fakat şehreminliği ile şehir kethüdalığının farklı memuriyetler olduğu görülmektedir. Evliya Çelebi, 17. yüzyıl ortalarında Bağdad hâkimlerinden bahsederken şehremenini de sayar. Evliya ya göre şehremini şehrin * Pamukkale Üniversitesi Fen-Edebiyat Fak. Tarih Bölümü Öğretim Üyesi/DENİZLİ, maunal@pau.edu.tr, 1 Şenol Çelik, Şehir Kethüdası, Diyanet İslam Ansiklopedisi, İstanbul 2010, 38, 451. 2 Osman Nuri Ergin, Mecelle-i Umûr-ı Belediye, 3, İstanbul 1995, 1257 vd.

736 Mehmet Ali ÜNAL, Harput Şehir Kethüdalığı hâkimleri arasında 41. sırada yer almaktadır. Maiyetinde askerî bir kuvveti yoktur, ancak şehrin bütün işleri ondan sorulmaktadır 3. Osmanlı devrinde şehir kethüdaların gördükleri işleri, Türkiye Selçukluları döneminde iğdişbaşılar ( emîr-i iğdişân) yerine getirmekteydi. İğdişbaşı tabiri, Anadolu da XII. ve XIII. yüzyılda özellikle büyük şehirlerdeki maliye memurları için kullanılırdı. Devlet görevlilerinin yanı sıra şehir halkını da temsil eden iğdişbaşıların, şehrin önde geleni olarak vergi yazmak ve toplamak başlıca görevleriydi. Gerektiği zaman da yaşadıkları şehirlerin müdafaasına katılırlardı. Fakat Osmanlı devri Şehir kethüdası, Selçuklu devri iğdişbaşısı kadar yetki ve itibara sahip değildir 4. Şehir kethüdalarının, Osmanlılarda ne zamandan beri var olduğu konusunda kesin bilgi yoktur. Devletin kuruluşundan beri mevcut olduğu tahmin edilmektedir. Osmanlı Devleti nin kuruluş yıllarında, ahî teşkilatının şehirlerde üretim, muhafaza ve yönetim gibi birçok alanda güçlü ve söz sahibi olduğu dikkate alınırsa; şehir kethüdalarının, 14. yüzyılda ahiliğin zayıflayıp etkinliğini kaybetmesiyle birlikte ihtiyaca binaen zamanla teşkilatlandığı ve güçlendiği söylenebilir. Anadolu da 13. yüzyıl ortalarından itibaren ahilik, bir yandan gelişip güçlenirken, öte yandan da şehir kethüdalığının Selçuklulardaki iğdişbaşılığın yerini almaya başladığı anlaşılmaktadır. Şehir kethüdalarının, her şehirde var oldukları genel kabul görmekle beraber hangi özelliklere sahip şehir ve kasabalarda şehir kethüdalığı ihdas edileceğine dair kesin kaide bilinmemektedir. Birçok şehir kethüdasının berat tevcihinde, ilgili kasaba ve şehirde kethüda ihtiyacının oluştuğuna vurgu yapılmakta birlikte bunun hangi aşamada ortaya çıktığı açık değildir. Ancak, ticarî hacmi gelişmiş, vergilendirilebilir nüfusu artmış ve buna bağlı olarak mükellefler arasında karışıklığın çıkması muhtemel kaza merkezlerinde, şehir kethüdaların var olduğu söylenebilir. Buradaki ölçü öyle anlaşılıyor ki şehir hayatının gelişmişliğidir 5. 17. yüzyıl ortalarına ait önemli bilgiler aktaran Evliya Çelebi de uğradığı şehir ve kasabalardaki dizdar, subaşı, muhtesib, voyvoda, bâcdâr, şehir nâibi ve harâc emini gibi görevlileri sayarken, birçok kez şehir kethüdasını da belirtmiştir. Bunlardan şehir nâibinin isminden başka şehir ve 3 Evliyâ Çelebi Seyahatnâmesi (EÇS), 4. kitap, (Seyit Ali Kahraman, Yücel Dağlı neşri) İstanbul 2001 Ve kırk birinci hâkim şehremînidir, askeri yokdur ammâ cümle şehrin her umûru andan sorulur.. 4 Mustafa Akdağ, Türkiye nin İktisadî ve İçtimaî Tarihi, II, İstanbul 1977, 41. 5 Ş. Çelik, Şehir Kethudası, 451.

Fırat Üniversitesi Harput Uygulama ve Araştırma Merkezi Geçmişten Geleceğe Harput Sempozyumu, Elazığ 23-25 Mayıs 2013 737 belediye ile alakası görülmemektedir. Evliya, Van daki şehir nâibinden bahisle şehir nâibi dahi her divânda paşa huzurunda mevcûd olup bu nâib yılda bir kere karyeleri dolaşarak avâ id tahsîl eder demektedir 6. Ayrıca, Malatya hâkimlerini sayarken şehir nâibini sekizinci sırada gösterir 7. Osman Nuri Ergin, şehir kethüdasını a yân ile bir tutuyor. Devletçe vilayetlere yazılan fermanlarda gâh a yân ve gâh şehir kethüdası yazılırdı diyor. Ergin e göre Kanunî Sultan Süleyman zamanından itibaren vilayetlerde a yân namıyla halk arasında bir sınıf-ı mümtâze vücuda gelmiştir. Kuyûd-ı kadîme ve kütüb-i atîkada o tarihlerden sonra her kazâda a yân ve eşrâf kelimelerine tesadüf edilmekte ve hemen her kazâda bunların haseb ve nesebinini tutmak için bir de nakibü l-eşrâf bulunmaktaydı. Ergin e göre şehir kethüdası Batılıların podesto dedikleri şehir beyine benzetilebilir 8. Şehir kethüdaları, 17. yüzyıl sonlarından itibaren a yânların hızlı bir şekilde kudret kazanmalarına paralel etkinliklerini kaybetmişlerdir. 18. yüzyıl boyunca ise bazı şehirlerde resmî a yânların nüfuzuna girmişler hatta onlar tarafından seçilir olmuşlardı. Halkı âyânların baskısından kurtarmak isteyen I. Abdulhamid, güçü iyice azalmış olan şehir kethüdalığını âyânlık yerine görevlendirmek istemiştir. 1786 yılında yayınladığı fermanla, âyânlık lafsını kaldırıp vilayet işlerinin görülmesi ile vergi tevzîʻi ve tahsilinde halk tarafından seçilecek şehir kethüdalarının görevlendirileceğini, seçilecek kethüdalarının herhangi bir belgeye ihtiyaç duymadıklarını, kendileri için halktan hiçbir ücret alınmaması gerektiğini bildirdi. Böylece a yânların yaptığı işler, şehir kethüdalarına havale edilmiş oldu. Ancak şehir kethüdaları, halk üzerinde yeterince güçlü olmayıp âyânlar da hâlâ varlıklarını sürdürdüklerinden, onlar ile anlaşmadan iş göremediler. Sonuçta hükümet işleri yerine getirilemediğinden, 1790 yılında tekrar eski düzene geçildi. Bazı kethüdalar, Gelibolu ve Petric gibi kaza merkezinde bu değişikliği kabullenmeyerek asker toplamış ve isyan etmişlerse de, hem a yânlar hem de şehir kethüdaları bu tarihten sonra eskisi gibi şehir ve kasabalarda birlikte görev yapmışlardır 9. Osman Nuri Ergin ise a yân ile şehir kethüdasının aynı kişi olduğu şekilde bir görüş ileri sürmektedir. Ona göre şehir kethüdalığı Kanunî 6 Ergin, Mecelle-i Umûr-ı Belediye, 3, 1515. 7 EÇS, 4. kitap, 12. 8 Ergin, Mecelle-i Umûr-ı Belediye, 3, 1515. 9 Ş. Çelik, Şehir Kethudası, 452-53.

738 Mehmet Ali ÜNAL, Harput Şehir Kethüdalığı zamanından Sultan II. Mahmud zamanına kadar yavaş yavaş ilerleyerek devletin başına mühim gaileler açacak derecede mevki ve nüfuz sahibi olmuşlardır. Başlangıçta bunların vazifeleri vergi tahsilâtında ahali ile hükûmet arasında bir vasıta olmaktan ibarettir. Bundan dolayı mîrî vergileri ve memleket masraflarını tevzi ve tahsil ve defterlerini tertip ve terkim eylemek için valilerle hâkimler a yân ve şehir kethüdalarıyla münasebette bulunmaya mecburdular. Şehir kethüdaları da bu işleri memleketin ileri gelenleriyle istişare ederek tesviye ederlerdi. Bu sebeple ahâlinin vekili ve hükkâm ile ahâli arasında vasıta demek olurlardı Şehir kethüdaları memleketin zenginlerinden ve nüfuz ve haysiyet sahibi kimselerden olmalarıyla sonradan valilere ve mutasarrıflara büyük menfaat temin ederek mütesellimlik ve voyvodalık etmeye başladılar. Hatta pek ziyade liyakat göstererek servet ve kudret kazanmış olanların çoğu vefatında hanedanından veya mensuplarından bir muktediri onun makamına atanırdı. Bunların daha sonra ahâliye pek çok zulm ve i tisafı olmuştur. Şehir kethüdalarının nüfuzu arttıkça ahâliye zulümleri ve hükûmet işlerine müdahaleleri de o nisbette artmıştır. Bundan dolayı hükûmet zaman zaman nizamlar yayınlayarak bunların seçim şeklini ve memuriyetlerinin tasdiki ve salahiyetlerini tayin ve tahdid etmeye çalışmıştır. İlk nizâm Muhsinzâde Mehmed Paşa sadareti sırasında 1200 tarihinde yayınlanmıştır. Ergin in aynen yayınladığı bu ferman suretine göre şehir ve kazalarında a yân olanlar halka zulm ettiğinden dolayı ay ân sıfatının kaldırılarak yerine ahâli ve reâyânın tekâlif ve tevziat işlerini ve vilayetlerinin mesâlihini görmek üzere aralarında şehir kethüdası şeklinde ihtiyarlarından birini seçmelerini; mektup almak ve Dersaadet e arz-ı mahzarlar göndermek yoluna gitmemelerini emretmekte, şehir kethudası olanlardan vali, kadı ve subaylar vs. tarafından katiyen müdahale edilmemesi ve bir akçe dahi talep edilmemesi buyrulmaktadır. Ayrıca şehir kethüdası olanlar da kendi nefisleri için fukaradan bir akçe almamaları gerekiyordu. Bu ferman meseleyi çözmemiş olmalı ki III. Selim zamanında bu konuda tekrar bir düzenleme yapılmaya çalışılmıştır 10. Şehir kethüdalarının ne zaman ortadan kalktığı konusunda kesin bir bilgi olmamakla beraber 19. yüzyıl ortalarına kadar bazı şehirlerde görevlerini sürdürdükleri anlaşılmaktadır. Esasen, 19. yüzyıl ortalarına gelindiğinde şehir kethüdalarının görevlerinin önemli bir kısmı ellerinden alınmıştı. 1826 yılından itibaren sancak merkezlerinde sandık eminliklerinin kurulmasıyla borçlanma ve önden vergi toplama yoluyla sandık eminleri, 10 Ergin, Mecelle-i Umûr-ı Belediye, 3, 1515-1525.

Fırat Üniversitesi Harput Uygulama ve Araştırma Merkezi Geçmişten Geleceğe Harput Sempozyumu, Elazığ 23-25 Mayıs 2013 739 salyâne masrafları için para temin etmekteydi. Yine 1826 yılında ihtisap nazırlıkların, 1836 yılında ise evkaf nezaretin kurulmasıyla kaza merkezlerinde birçok yeni idareci ortaya çıktı. Kaza merkezlerinde vergilerin toplanması doğrudan kaza müdürlüklerine bırakıldı. İstanbul dışındaki şehirlerde 1870 lerden itibaren Batılı anlamda belediye teşkilatının kurulmasıyla şehir kethüdaları tarihe karışmış oldular 11. Şehir kethüdaları, eşraf ve âyân denilen, devlet ile reâyâ arasında hem ahalinin temsilcisi, hem de padişah emirlerinin reâyâya ulaşmasında ve uygulanmasında resmî görevlilerin yardımcısı konumunda olan şehirlerdeki üst sınıf içerisinde yer almaktadır. Ehl-i örf zümresi içerisinde bulunan şehir kethüdalarının, ağa, çelebi, efendi, hacı, hoca, molla, beşe, seyyid, hafız, şeyh gibi lakap ve unvanlar aldıklarına bakılırsa, her meslek grubundan, toplumun her kesiminden kişilerin, şehir kethüdası oldukları söylenebilir. Fakat daha çok ağa, çelebi gibi tüccar kökenlilerinin bu görevde bulundukları görülür. Bundan dolayı, bu gibi işlerde halkın vekili ve hükümetle halk arasında aracı olarak görülmüşlerdir. Öyle ki, birçok berat kaydında, şehir halkının ilgili kişiyi kendilerine vekil kıldıkları kaydedilmiştir. Seçimle işbaşına geldiklerinden bugünkü belediye başkanlıklarına benzetildikleri gibi şehir idarelerine yerellik kattıkları da iddia edilmiştir. Şehir kethüdası, şehir ileri gelenlerinin ve halkın üzerinde ittifak sağladığı bir kişinin hükümete teklif edilmesiyle işbaşına gelmektedir. Halkın tercih ettiği kişi, sancakbeyi veya kadı tarafından merkeze arz edilmekte ve umumiyetle merkez bunu kabul ederek berât-ı hümâyûn göndermektedir. Kanunî döneminde berat resmi olarak 120 akça ödenirdi. Şehir kethüdası seçilen kişinin halk tarafından sevilen ve sayılan birisi olmasına dikkat edilmektedir. Birçok tayin beratında şehir kethüdasının Ehl-i vukûf ve müstakîm ve dindâr ve kethüdâlık uhdesinden gelür kimesne olduğuna, halkın kendisinden hoşnûd ve razı ve şükran lığına, ya da kısaca kethüdalığa lâyık olduğuna vurgu yapılmıştır 12. Aksi halde şehir halkı, kethüdadan memnun olmadıklarını ve yerinde başkasının atanmasını merkeze sancakbeyi vasıtasıyla bildirme hakkına sahiptir 13. 11 Ş. Çelik, Şehir Kethudası, 453. 12 Ş. Çelik, Şehir Kethudası, 451. 13 Mehmet Ali Ünal, XVI. Yüzyılda Harput sancağı (1518-1566), Ankara 1989, 49.

740 Mehmet Ali ÜNAL, Harput Şehir Kethüdalığı Şehir Kethüdası'nın görevlerinin başında, şehrin dirlik ve düzenliğinin korunması gelmektedir. Bunun yanında, devletle halk arasında idarî ve malî konularda aracılık etmek, şehre gelen mübaşir, ulak vb. resmî görevlilere hizmet etmek; barınma ve beslenme meselelerini halletmek, bir şehirden diğer bir şehre giden üst yöneticilerin yol boyunca masraflarını karşılamak vs. işler de Şehir Kethüdası'nın görevleri arasındadır 14. Ayrıca şehir halkının devlete ödemesi gereken vergileri toplamak görevi de şehir kethüdası'na aittir 15. Şehir kethüdaları, reâyâ kökenli olmakla beraber, padişahtan berâtı ile atandıkları için askerî sınıftan sayılmışlardır 16. Genel olarak sahip oldukları berat karşılığında raʻiyyet resmini verip avarız vergisinden muaf kabul edilmişlerdir. Görevden ayrılmaları halinde ise avarız yükümlüsü olurlardı. Ancak her bir kaza merkezinin, şehir kethüdası için vergi konusundaki öteden beri uygulamaları göz ardı edilmemiş, bazı şehir ve kasabada avarız vergisinin yarısından muafiyetleri ön görülmüştür. 15. ve 16. yüzyılda şehir kethüdası tayinlerinde, kethüdaların hizmetleri karşılığında hiçbir ücret almamaları gerektiği belirtilmiştir. Ancak daha sonraki dönemlerde, bunların aylık, altı aylık ve yıllık dilimler halinde ücret ödendiği ve bunun da tevzi defterlerine işlendiği görülür. Bu ücret, şehirlere göre değişmektedir 17. Şehir Kethüdası'nın görev süresi hususunda ise belli bir sınır yoktur. Herhangi bir yolsuzluğu görülmediği takdirde ölünceye kadar görevini sürdürebilir ve hatta evlatlarına da intikal ettirilebilir. İşte Harput ta Şehir kethüdası konusunda ilgi çekici bir örnek vardır. 20 Ocak 1554/26 Safer 962 tarihli bir Mühimme defteri kaydına göre Harput şehir kethüdası Ahmed adlı birisidir. Ahmed den halkın şikayeti üzerine Harput sancakbeyi Bahsayiş oğlu Ali adlı birinin şehir kethüdası tayin edilmesini arz etmiştir. Sancakbeyinin arzını kabul eden divân, Bahsayiş oğlu Ali nin Harput şehir kethüdası olarak atanması konusunda nişân-ı hümâyûn yazılması kararını vermiştir 18. Şehir kethüdalığı konusunda bazen iki kişinin çekiştiği olmaktadır. Böyle bir durumda eğer ortada yolsuzluk gibi bir suç yoksa, daha önceki 14 Rıfat Özdemir, XIX. Yüzyılın İlk Yarısında Ankara (1785-1840), Ankara 1986, 158. 15 Ünal, Harput Sancağı, 50. 16 Askerî sınıf için bkz. Ünal, Osmanlı Tarih Sözlüğü, İstanbul 2011. 17 Ş. Çelik, Şehir Kethudası, 451. 18 Harput Sancağı, 49.

Fırat Üniversitesi Harput Uygulama ve Araştırma Merkezi Geçmişten Geleceğe Harput Sempozyumu, Elazığ 23-25 Mayıs 2013 741 şehir kethüdasının yerinde kalması, sebepsiz yere değişikliğe gidilmemesi ön görülmüştür. Ancak bunu uygulamak her zaman kolay olmamıştır. İki kişi arasındaki çekişme, şehrin yönetici ve halkını da ikiye bölüp, sık sık yapılan şikayetler sebebiyle biri diğeri lehine görevi bırakmak zorunda kalmıştır. Fakat sakin geçen mücadelede, şehir halkının tercihi her zaman merkezce kabul edilmiştir 19. 1554 tarihli olayda halkın şikayeti üzerine kethüda Ahmed in azl edilip, yerine Bahsayiş oğlu Ali nin tayin edilmesi istenmektedir. Öte yandan 1566 tarihli Mufassal Tahrir Defterine göre de Harput Şehir Kethüdası Ahmed adlı biridir. Bu şahıs muhtemelen 1554 te azl edilen Ahmed le aynı kişidir. Kethüda Ahmed in Harput un ileri gelenlerinden yani a yândan biri olduğu muhakkaktır. İşin ilgi çekici tarafı onun bu görevi 50 yıldan fazla sürdürmüş olmasıdır. Ocak 1638 tarihli bir Harput Şer iyye Sicili kaydına göre Ahmed in ölümü üzerine kethüdalık oğlu Osman a intikal etmiştir. Onun da ölümü üzerine erkek evladı kalmadığından kethüdalık kızına geçmiştir. Ancak kethüda Osman ın kızı bizzat kethüdalık yapmayıp kocası Köse Ahmed i yerine vekil tayin etmiştir. Babasının zabt ve tasarruf ettiği şartlarla şehir kethüdalığının kocasına tevcih edilmesi için kadı vasıtasıyla merkezden berât-ı hümâyûn talep edilmiştir. Divan da bu talebi uygun görmüştür 20. Burada mahalli bazda da olsa idarî bir istikrar söz konusudur. Osmanlı devleti beylerbeyilik, sancakbeyiliği, kadılık gibi görevlerde bir kimseyi uzun süre görevde tutmamak prensibini benimsemiştir. Hâlbuki halk ile devlet arasında irtibatı sağlayan ve halkın tercihi ile işbaşına gelen Şehir Kethüdalığının belli bir ailenin elinde kalması müthiş bir istikrarı gösterir. Diğer taraftan Kethüda Ahmed in soyundan gelenlerin Harput ta adeta bir hanedan teşkil etmiş olmalarıdır. Harput şehir kethüdasının temel görevlerinden birisi maktu bir vergi olan bağat-ı şehürlüyân ı ve öşr-i gılâl(hububat öşrü) i halktan toplayıp, vakıflara ait hisse çıktıktan sonra geri kalanını kim tasarruf ediyorsa ona vermektir 21. 19 Ş. Çelik, Şehir Kethudası, 451. 20 Harput Şer iyye Sicili No: 384, 176, h.1. 21 Harput Sancağı, 50.