Küreselleşmenin Gizil Gücü

Benzer belgeler
ÇALIŞMA EKONOMİSİ KISA ÖZET

ULUSAL İSTİHDAM STRATEJİSİ EYLEM PLANI ( ) İSTİHDAM-SOSYAL KORUMA İLİŞKİSİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ

Kadınların Eğitim Düzeyi Arttıkça, İşgücüne Katılım İmkanları da Artmaktadır

SAĞLIK ORTAMINDA ÇALIġANLARDA GÜVENLĠĞĠ TEHDĠT EDEN STRES ETKENLERĠ VE BAġ ETME YÖNTEMLERĠ. MANĠSA ĠL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ HEMġĠRE AYLĠN AY

EV EKSENLĠ ÇALIġMA; Kadınlar Neden Ev Eksenli ÇalıĢıyor?

TEKNOLOJİ VE TASARIM DERSİ


KIRSAL ALANDA. KADIN GĠRĠġĠMCĠLĠĞĠNĠN ARKA YÜZÜ

MESLEKİ EMEKLİLİK PROGRAMLARININ TÜRKİYE DE UYGULANABİLİRLİĞİ

SAĞLIKTA DÖNÜġÜMÜN TIP EĞĠTĠMĠNE ETKĠSĠ

TÜĠK -- Tüketici Güven Endeksi TASARRUFA BAKIŞ Ortalama. Egilim 1 Egilim 2. Yıl.Ay

HĠTĠT ÜNĠVERSĠTESĠ. SÜREKLĠ EĞĠTĠM UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ FAALĠYET RAPORU

ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME FAALİYETLERİNİN DESTEKLENMESİ HAKKINDA KANUN

SAĞLIKLI ŞEHİRLER EN İYİ UYGULAMA ÖDÜLÜ / 2010

Türkiye de İşsizlik Sorunu Çıkmaz Sokakta

TÜRKİYE DE KOBİ UYGULAMALARI YMM. NAİL SANLI TÜRMOB GENEL BAŞKANI IFAC SMP (KOBİ UYGULAMARI) FORUMU İSTANBUL

2. TÜRKĠYE'DE GENÇ ĠġSĠZLĠĞĠ SORUNUNA YÖNELĠK STRATEJĠK BĠR BAKIġ

BĠRĠNCĠ BASAMAK SAĞLIK ÇALIġANLARINDA YAġAM DOYUMU, Ġġ DOYUMU VE TÜKENMĠġLĠK DURUMU

ġġrket TANITIMI VĠZYON 10 yıl içinde 10 önemli ülkede markalaģarak gerçek bir dünya markası olmak.

Sosyal Politikayı Yeniden Düşünmek! NEDEN?

NEDEN KADIN SAĞLIĞI ve SORUNLARI?? KADIN SAĞLIĞI VE SORUNLARI: TÜRKĠYE DE KADINLARIN DURUMUNA GENEL BAKIġ. Tıp Bilimi;

ERKEKLER ve Demografik Büyüklükler Hedef Kitle Tanımlamaları Yaşam Trendleri

T.C. BĠNGÖL ÜNĠVERSĠTESĠ REKTÖRLÜĞÜ Strateji GeliĢtirme Dairesi BaĢkanlığı. ÇALIġANLARIN MEMNUNĠYETĠNĠ ÖLÇÜM ANKET FORMU (KAPSAM ĠÇĠ ÇALIġANLAR ĠÇĠN)

HACETTEPE ÜNĠVERSĠTESĠ 4.ANTRENMAN BĠLĠMĠ KONGRESĠ Aykut Çelik ALTERNATĠF ANTRENMAN TAKVĠMĠ

KADINLAR ve Demografik Büyüklükler Hedef Kitle Tanımlamaları Yaşam Trendleri

ELEKTRONİK TİCARET ÖDEME ARAÇLARI

Teori (saat/hafta) Laboratuar (saat/hafta) Beslenme ve Diyetetiğe GiriĢ BES113 1.Güz ÖnkoĢullar

ÖZEL SPOR MERKEZLERİNDEKİ İŞLETME SORUNLARININ İNCELENMESİ (Ankara İli Örneği) Doç. Dr. Hakan SUNAY Ankara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi

HAVZA PROJELERĠNDE SOSYO-EKONOMĠK GĠRDĠLERĠN BELĠRLENMESĠ. Prof.Dr.Özden GÖRÜCÜ KahramanmaraĢ Sütçü Ġmam Üniversitesi Orman Fakültesi

TOBB VE MESLEKĠ EĞĠTĠM

ÖĞRENCİ TANIMA FORMU KİMLİK BİLGİLERİ I. ÇOCUĞUN ADI-SOYADI : DOĞUM YERĠ VE TARĠHĠ : CĠNSĠYETĠ : UYRUĞU : KAÇINCI ÇOCUK OLDUĞU : KAN GRUBU :

Kadınların Ġstihdama Katılımı ve YaĢanan Sorunlar

Mirbad Kent Toplum Bilim Ve Tarih Araştırmaları Enstitüsü. Kadına Şiddet Raporu

ĠZMĠR KENT KONSEYĠ GENÇLĠK MECLĠSĠ BĠLĠġĠM ÇALIġMA GRUBU ETKĠNLĠK VE EĞĠTĠMLERĠ. Simge SavaĢan & Baran Güntan

BESLENME DOSTU OKUL PROJESİ YILLIK ÇALIŞMA VE EYLEM PLANI

Toplumsal Cinsiyet Kalıp Yargıları ve Cinsiyet Ayrımcılığı. Ġlknur M. Gönenç

TARİH BİLİNCİ MESLEK KÜLTÜRÜ VE HARİTACILIK ÜZERİNE. Prof. Dr. Erol KÖKTÜRK Kocaeli Üniversitesi Karamürsel Meslek Yüksekokulu

2010 YILI HAZIR GĠYĠM SEKTÖRÜNDE GELĠġMELER VE SEKTÖRÜN 2023 YILI HEDEFLERĠ

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

İletişim Programlarına Özgü Öğretim Çıktıları

DOĞAL GAZ SEKTÖRÜNDE PERSONEL BELGELENDĠRMESĠ

SOSYAL BİLGİLER DERSİ ( SINIFLAR) ÖĞRETİM PROGRAMI ÖMER MURAT PAMUK REHBER ÖĞRETMEN REHBER ÖĞRETMEN

Özgörkey Otomotiv Yetkili Satıcı ve Yetkili Servisi

GÜNEġĠN EN GÜZEL DOĞDUĞU ġehġrden, ADIYAMAN DAN MERHABALAR

Türkiye nin Gizli Yoksulları 1

KİŞİSEL GELİŞİM ASİSTANI

TÜRKİYE BÜLTENİ MART, 2013 KAMPANYA

WORLD FOOD DAY 2010 UNITED AGAINST HUNGER

İŞSİZLİK VE İSTİHDAM RAPORU- EYLÜL 2018 İŞSİZLİK TIRMANIYOR. Gerçek İşsiz Sayısı 6 Milyon. İşsiz Sayısı Bir Yılda 192 Bin Arttı

MUSTAFA KEMAL ÜNĠVERSĠTESĠ BĠLGĠSAYAR BĠLĠMLERĠ UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ YÖNETMELĠĞĠ

ЄfG Araştırma. Geleceği şimdiden planlayın

S. NO İŞBİRLİĞİ YAPILACAK KİŞİ VE KURULUŞLAR

R KARLILIK VE SÜRDÜRÜLEB

G Ü Ç L E N İ N! Technical Assistance for Supporting Social Inclusion through Sports Education

ÜZERĠNE BĠR DEĞERLENDĠRME

TÜRKĠYE TEKNOLOJĠ GELĠġTĠRME VAKFI (TTGV) DESTEKLERĠ

Muhasebe ve Denetim Mesleğinde Kurumsallaşmanın Getireceği Faydalar

Küresel Kriz Sonrası Dünya Ekonomisinin Geleceği

Türkiye nin esas gündemi orta gelir tuzağından çıkmak olmalıdır

Biyosistem Mühendisliğine Giriş

Yaşam Boyu Öğrenim de MTÖ Öğretmen Sendikalarının Rolü. ETUI-ETUCE Semineri Vilnius Litvanya Mart 2011

EKONOMİK GELİŞMELER Temmuz

ULUSAL İSTİHDAM STRATEJİSİ EYLEM PLANI ( )

Türkiye'nin ulusal gelirinden eğitim iģlerine ayırabildiği para, geliģmiģ ülkelere bakarak çok azdır. Bu yüzden eğitimde para kıttır.

MUTLU ÇOCUKLAR DERNEĞĠ ÇOCUKLARDA İLETİŞİM ARAÇLARI BAĞIMLILIĞI (ANKET ÇALIŞMASI TEKNİK RAPORU) Dr. Salih AKYÜREK

SINIF ÖĞRETMENLĠĞĠ SOSYAL BĠLGĠLER ÖĞRETĠM PROGRAMI ÖMER MURAT PAMUK REHBER ÖĞRETMEN REHBER ÖĞRETMEN

ORGANİK OYUNCAK ÜRETİMİ PROJESİ: Yeni Bir Meslek Tanımı, Çalışmayan Kadınların İstihdamı ve Kendi İşlerini Kurabilme Altyapısının Oluşturulması

ANKARA ÇOCUK DOSTU ġehġr PROJESĠ UYGULAMA, GÖREV VE ÇALIġMA YÖNERGESĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, DAYANAK VE TANIMLAR

Litvanya'da Eğitimin Avantajları Litvanya'da Eğitim

İLEDAK İletişim Programlarına Özgü Öğretim Çıktıları

YAŞAM ÖYKÜSÜ. Doğum yeri: Doğum Tarihi: 1. Aile Bilgileri Baba: Adı: YaĢı:

Türkiye de Kadın İstihdam Sorununa Arz-Talep açısından bir Yaklaşım

EĞĠTĠM VE BĠLĠM. Ġġ GÖRENLERĠ SENDĠKASI

Türk Hazır Giyim ve Tekstil Sektörünün 2008 Yılı Rekabet Durumu (II)

Eğitimin Uygulanacağı Yer Başlangıç Tarihi Bitiş Tarihi Süresi (Saat) EskiĢehir EskiĢehir

PROSTAT KANSERİ HASTALARA BİYOPSİKOSOSYAL YAKLAŞIM GAZĠANTEP ÜNĠVERSĠTESĠ SAĞLIK HĠZMETLERĠ M.Y.O. ÖĞR. GÖR. ADĠLE NEġE (ÇAPARUġAĞI)

FİSKOBİRLİK Hazırlayanlar: Buket Zeybek. Cemile Gökce. Doğucan Altındağ

Medya ve Toplumsal Cinsiyet

İKİ AYDA 500 BİN YENİ İŞSİZ Krizin Tahribatı

SAĞLIK BAKANLIĞI Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü. 0-6 YAġ ÇOCUĞUN PSĠKOSOSYAL GELĠġĠMĠNĠ DESTEKLEME PROGRAMI (ÇPGD)

BÖLGE VE NÜFUSUN GENEL DURUMU. Doç.Dr.Tufan BAL

BUNLARI BĠLĠYOR MUYDUNUZ? Aygen Tezcan IAB Türkiye

Değerli İhracatçılar, Değerli Basın Mensupları,

6111 SAYILI YASADA SGK TEŞVİKİ

ĠġYERĠ EĞĠTĠMĠ PROTOKOLÜ. Taraflar Madde 1 Bu protokol, ile Fırat Üniversitesi, Teknoloji Fakültesi arasında. /. /20 tarihinde imzalanmıģtır.

EKONOMİK GELİŞMELER Haziran

Yerel veya Bölgesel Kalkınma? Mevcut kaynakların en etkin ve verimli şekilde kullanımı/paylaşımı Koordinasyon ve güç birliği (daha az enerji ile daha

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 4 Ekim 2016

Örnekleme Süreci ve Örnekleme Yöntemleri

1 OCAK- 30 HAZĠRAN 2009 DÖNEMĠNE AĠT KONSOLĠDE OLMAYAN FAALĠYET RAPORU

ULUSAL ĠSTĠHDAM STRATEJĠSĠ EYLEM PLANI ( ) EĞĠTĠM ĠSTĠHDAM ĠLĠġKĠSĠNĠN GÜÇLENDĠRĠLMESĠ

TOPLUMSAL CĠNSĠYETLE ĠLGĠLĠ KURAMLAR. İlknur M. Gönenç

1.1. Sosyal Yapı Nüfus. Harita 1: İBBS Düzey 2 Bölgeleri. Harita 2: TRB1 Bölgesi Ġlçeleri

ZORLUKLAR, FIRSATLAR VE STRATEJĐLER

EVDE ÇOCUK BAKIM PROJESİNİN TANITIMI İZMİR DE GERÇELEŞTİRİLDİ.

İş yerinde anne ve babalık: Dünya da hukuk ve uygulamadaki yansımaları 1

EKONOMİK GELİŞMELER Kasım

ÖĞRETMENLİK MESLEK BİLGİSİ DERSLERİ ÖĞRETMENİ

Türkiye de Kadın İşgücünün Durumu: Kocaeli Örneği

Transkript:

Küreselleşmenin Gizil Gücü Prof.Dr. Türkel MİNİBAŞ Ġ.Ü. Kadın Sorunları AraĢtırma ve Uygulama Merkezi Müdür Yardımcısı ÇYDD Genel BaĢkan Yardımcısı Ġçimizde düģ kurmayı sevmeyen herhalde yok gibidir. Pembe-beyaz, bazense koyu renklerden oluģan düģlerimiz aslında yaģamın ta kendisidir. Televizyonlar, buzdolaplar, kot pantolonlar, parfümler, deterjanlar, güzellik salonları, renk-renk giysiler hep bu düģler ülkesinin ürünleridir. Salt tüketime yönelik olan bu mal ve hizmetlerin sayısı arttıkça bunları satın alarak tüketecek kitleler, yani tüketim toplumu da oluģmaya baģlar. Nasıl mı? Tabi ki, kitleleri bu mallara gereksinim duyduklarına ve mutluluklarının bu mallara sahip olmaya bağlı olduğuna inandırarak. Bizim gibi nüfusunun yarısı kadınlardan oluģan toplumlarda, iģe öncelikle kadınlardan baģlanması da zaten bu nedenledir. Erkekler en baģarılı, en çok para kazanan, en ünlü olmanın rekabetini yaģarken kadınlar da en iyi yemek piģiren, en temiz çamaģır yıkayan, en güzel giyinen, en cazibeli kadın olmanın yollarını aramaya baģlarlar. Tam bu sırada kapitalist dünyanın rekabetle ilgili altın kuralı devreye girer : SĠZ FARKLISINIZ ve FARKLI OLMALISINIZ. Bu kuralın geniģ kitlelere iletilerek kabul görmesinin sağlanması için de gazetelerden dergilere, televizyondan radyoya, sinema salonlarından sokaktaki reklam panolarına kadar tüm kitle iletiģim araçları devreye sokulur. Böylelikle toplumun beğenilerinden davranıģ biçimlerine kadar tüm değer yargıları biçimlendirilip kontrol altına alınırken... Kimin, hangi malı ve ne kadar tüketmesi gerektiği de belirlenmiģ olur. Gelin görün ki, kadınları tüketim ekonomisinin merkezine oturtan sistem, üretimde de kadınlardan medet ummakta. Kadın ve çocukların madenlerde, dokuma tezgahlarında boğaz tokluğuna çalıģtırıldığı günler çok geride kalsa da..! Düne göre daha çok sayıda kadın teknolojinin nimetlerinden yararlansa da...! KüreselleĢmenin dünyasında kadının üretim sürecindeki yeri geçmiģ dönemlerden daha çetin!. Çünkü kapitalizm, tarihinin en uzun süren ve en derin krizi yaģamakta ve... Karlarını korumak isteyen firmalar sanayi devriminde olduğu gibi kadın emeğini ucuz olduğu sürece kullanmaya kararlı. Yüzyıllar öncesinden bu yana ne mi değiģti? Ġster mühendis, ister doktor ister iģçi olsun bu kez kadınların sadece ücretlerinin düģük olması yetmiyor. Aynı zamanda sundukları emeğin nitelikli de olması gerekmekte. Oysa kadınlar, cep telefonları, internet hatları, ev robotlarıyla süslü dünyanın içine girdikçe eğitim ve teknolojinin nimetlerinden eģit koģullarda yararlanacaklarını ve emeklerinin tam karģılığını alacaklarını zannediyorlardı. Ne var ki, küreselleģmenin merkezinde oturan ulusötesi firmalar, içinde yaģadığımız uluslararası krizin etkisinden korunmak için emeğin ucuz olduğu ülkelere yatırım yapmayı

tercih etmekteler. Özellikle de kadın emeğinin örgütsüz; yani pazarlık gücünün bulunmadığı ülkeleri seçmekteler. Gördüğünüz gibi, belki kadınlar geçmiģ yüzyıllara göre daha eğitimliler, sofradaki yerleri de öküzden sonra gelmemekte ama : Kadınlar, sosyal güvenlik koģullarını önemsemeden çalıģma yaģamında yeralmayı erkeklere nazaran daha kolay kabullendikleri; Krizle birlikte iģsizliğin yaygınlaģması karģısında kadınların her ücret seviyesinde çalıģmayı kabullenmek zorunda kalmaları; Türkiye gibi azgeliģmiģ ülkelerde ihracatın motor sektörlerinde ağırlıklı olarak kadın emeği istihdam edilmesi; Kadın emeğinin yoğun olduğu sektörlerde üretimin giderek kayıt dıģı nitelik kazanması nedeniyle kadın bu yüzyılda da ekonominin ucuz iģgücü deposu! Öte yandan, uluslararası anlaģmalar yabancı sermayeye gittiği ülkelerde yerli sermaye ile eģit koģullarda rekabet olanağı sağlamaktadır ki... Bu da kısa süre içinde yerli sermayenin rekabet gücünün azalarak iflaslara ve beraberinde iģsizliğe neden olmaktadır. Kadınlar da tüm kriz dönemlerinde olduğu gibi iģsizliğin öncelikli kurbanı olmaktadırlar. ġimdi içinizden Kriz erkekleri de iģsiz bırakıyor, dahası onlar bir de aile geçindirmek zorunda! diye geçirdiğinizden eminim. Gelin görün ki kadınlar, bu süreçten erkeklere göre daha farklı etkilenmekte: ÇalıĢarak kazandıkları tüm statülerini yitirerek ya ev kadını olmaya yöneltmekte! Ya düģük ücret ve sosyal güvencesiz bir iģyerinde çalıģmayı kazandığı statüleri kaybetmemek için kabullenmekte!ya da eve iģ alarak çalıģma yaģamıyla bağlantısını devam ettirmektedir. Oysa, kadın denince çoğumuzun aklına kirpiklerini kırpıģtırdığında ya da saçını Ģöyle bir savurduğunda yürekler yakan ve aģkın yolunu midede yakalatan yaratıklar gelir. Ekonomik olarak kadının ülke ekonomisine yaptığı katkının büyüklüğü gelmez. Derler ki, dünyanın neresinde olursanız olun bir toplumun geliģmiģlik düzeyini anlamak için: Üretimin niteliğini anlamak için çöp tenekelerine... Toplumun görgü ve kültür seviyesini anlamak için kaldırımlarının yüksekliğine... Demokrasinin yaygınlığını anlamak için de kadının konumuna bakın! Çünkü kadınlar, doğurup yetiģtirdikleri çocuklarla toplumun aynasıdır. Gelin görün ki, aynadaki görüntü hiç de iç açıcı değil!. Bir yanda medyanın pembe-beyaz diziler, yarıģma programları, eğlence sektörünün yaldızlı görüntüleriyle sınırlı kültüre sahip, ülke gerçeklerine ilgisiz, politik tercihleri olmayan bir nesne haline dönüģtürülen kadınlar ve onların yetiģtirdiği çocukların oluģturdurduğu lümpen bir toplum...! Diğer yanda, sayıları az da olsa, varlığını temizlik-ütü-yemek piģirmek, çocuk doğurup bakmaktan öteye taģıyan kadınlar ve onların yetiģtirdiği düģünen ve sorgulayan çocukların oluģturduğu bir toplum.. Bir diğer yanda ise, Urfa daki yerel bir radyodaki isteklerde adı geçtiği için dom dom kurģunuyla katledilen 16 yaģındaki Hacer Felhan ın... Yalnız baģına sokağa çıktığı için ġanlıurfa nın göbeğinde öldürülen 17 yaģındaki Sevda Gök ün... Evlenmeden önce hamile kaldığı iddiasıyla kardeģleri

tarafından traktörün altında ezilerek imha edilen 19 yaģındaki ġemse Kaynak ın ve benzerlerinin tutunmaya çalıģtığı bir toplum.... ve aylardan Mart. Bu ay kadınlar, senede bir gün de olsa kendilerine ait bir güne sahip olmanın keyfini çıkaracaklar. Gazeteler, dergiler, televizyon ekranları her 100 kiģiden 51 inin kadın olduğu Türkiye de kadınların 83 yıl öncesine göre nedenli geliģtiğinden söz edecekler. Ama hiç biri:... nüfusun % 20 sinin yoksulluk sınırında yaģadığını; bu kesimdeki hanelerin % 13 ünün hane reisi erkek iken % 30 unun kadın olduğunu;... her 10 bin kadından 180 inin gebelikle iliģkili nedenlerden öldüğünü;... kadın istihdamının % 74.8 ini oluģturan tarım sektöründe, kadınların hala gizli iģsiz statüsünde çalıģtığını yazmayacak!. Ve... Bizim ellerin kadınları, Kurban olayım sana diyerek yine yüklenecek krizin iģsiz bıraktığı kocasının, babasının yükünü! Bu öykü böyle gitmez ve gitmemeli. Öykünün kuģaklar ve kuģaklar boyunca bu gidiģinin kırmanın tek bir yolu var: EĞĠTĠM. Eğitim yaygınlaģtıkça cinsler arası eģitsizlik de azalmakta, iģgücü verimliliğini arttırmakta; dolayısıyla ekonomik büyüme üzerinde doğrudan etkili olmaktadır. Kız çocuklarının ve kadınların eğitim ve sağlıklarına yönelik yatırımlar üretkenliği arttırmaktadır. Eğitimli ve sağlıklı kadınlar; kayıtlı sektörde iģ bulmak suretiyle daha yüksek gelir sağlayabilmektedir. Eğitimli kadınların kendi çocuklarını da okula gönderme eğiliminde olması bir sonraki kuģağın da daha üretken olması sonucunu getirmektedir. (Örneğin Hindistan daki okur-yazar annelerin çocuklarının diğerlerine göre günde iki saat fazla ders çalıģtıkları saptanmıģtır.) (World Bank 2003) Üretim olanaklarına eriģebilirliğin toplum geneline yayılması da üretkenliği arttırmada etkili olacaktır. Birçok az geliģmiģ ülkede kadınların üretim araçlarına ve olanaklarına ulaģmada ve iģ sahibi olmalarında, önlerinde kurumsal ve pratik engeller bulunmaktadır. Altyapının yetersiz olması zaman kısıtını pekiģtirmekte ve üretkenliği azaltmaktadır. Uzun saatler çalıģan kadınların, gelir getirici faaliyetler ile bunun dıģındaki iģ ve toplumsal sorumluluklarını gerçekleģtirmeye çalıģırken yaģadıkları zaman sorunu, çoğu kez evdeki kız çocuklarının okula gönderilmeyerek ev iģlerine yardımcı kılınması sonucunu beraberinde getirmektedir. Bu durum ise tekrar eğitimsizlik, ve verimsizlik iliģkilerinin iģlemesine neden olmaktadır. Annenin eğitimi ile çocuk ölümleri arasında ters iliģki vardır. Annenin eğitim seviyesinin düģtükçe çocuklar kötü beslenmekte; dolayısıyla yaģam kaliteleri de düģmektedir. Kırk az geliģmiģ ülkede yapılan çalıģmalar annenin ilkokul mezunu olduğu hanelerde beģ yaģın altında çocuk ölümü oranı hiç annenin hiç okula gitmediği hanelere göre çok daha düģük olduğunu göstermektedir. Eğitim düzeyi ile hamilelik ve doğum sırasındaki anne ölümleri ve çocuk ölümlerinin azalması arasında da doğrusal bir iliģki söz konusudur. Yirmi beģ az geliģmiģ ülkede yapılan araģtırma üç yıllık bir annelik eğitiminin, çocuk ölümlerini azaltma üzerinde %15 etkili olduğu, öte yandan

babalık eğitimini etkisinin%6 dolaylarında kaldığı gözlenmiģtir. Ayrıca ailede gelirin kadın tarafından kontrol edilen bir gelirin bulunmasının da bu gelirin çocuklara yönlendirilmesi nedeniyle çocuk sağlığı üzerinde etkili olduğu saptanmıģtır. 21.Yüzyıla Girerken Türkiye de Kadın İşgücü 2000 Toplam ĠĢgücü ĠĢgücüne Katılım Oranı ĠĢsizlik Oranı Toplam 28.544.359 55.2 8.9 Kadın 10.164.540 39.6 7.2 Erkek 18.379.819 70.6 9.9 Kaynak : www.die.gov.tr/tkba/t153.xls Geçen yüzyılın kazanımlarına rağmen kadın iģgücünün erkek iģgücünün neredeyse yarısını oluģturması ĢaĢırtıcı gelebilir. Ama töre, gelenek, görenek gibi yazılı olmayan yasaların geçerliliğini koruması nedeniyle kadınların kendilerini geliģtirecek olanaklardan yoksun olduklarını unutmamak gerekir. Tüm azgeliģmiģ ülkelerde rastlanan eğitim seviyesinin düģüklüğü kriteri Türkiye de de kadının iģ yaģamındaki eģitsiz konumunu belirlemektedir. Kadın nüfusunun hala % 20 ye yakınının okuryazar olmadığını hatırlarsak bu eģitsizliğin kolay kolay aģılamayacağı düģünülebilir, ama 2000 in baģından beri süren kız çocukların okutulmasına yönelik kampanyalarla birlikte bu engel aģılmaya baģlanmıģtır. Kadının eğitime ulaģabilmesi : kır-kent ayırımının derinliğine geleneksel aile yapısına yoksulluk derecesine fiziki olanakların yeterliliğine ulaģım olanaklarına göre değiģmektedir. Kadın, eğitim olanaklarından yararlandıkça : kendini tanımlamaya baģlamakta aile içi rol dağılımında farklılaģma talep etmekte evde geçirdiği zamanı ev iģlerinden kendini geliģtirmeye yönelik değiģtirmekte okuma ve televizyon izleme alıģkanlıklarında seçicilik baģlamakta evlilik ve cinsel iliģkide tercihlerini yapar hale gelmekte aile içi Ģiddet karģısında kendini tanımlamaları değiģmekte; karģı durma haklarını kullanmakta ekonomik bağımsızlık isteğini dürtüleyerek çalıģma yaģamında yeralma isteğini pekiģtirmekte aile içindeki örtülü yöneticilik yeteneği dıģarı çıkararak kamusal alanda kullanmaya yöneltmektedir. Hali hazırda, devlet ve sivil toplum örgütlerinin eğitime yönelik kampanyalarıyla yoksul bölgelerdeki kadınların göreli de olsa sağlık, beslenme de daha eģitlikçi bir yaģama Ģansını yakaladığı söylenebilir. STK ların istihdama katkı sağlayan projeleri sonucunda : Kadınların potansiyel güç birikimlerinin rasyonel kullanılmasını sağlanmakta GiriĢimcilik bilincini yerleģtirmekte,

Mesleki kurslarla tüketici konumundan üretici konumuna geçmeleri El sanatlarının geliģtirilebileceği atölyelerin kurulmasına öncülük etmek Kooperatifçilik bilincinin geliģtirilmesi ve uygun olan kooperatiflerin kurulması sağlanabilmiģtir. Ne var ki, kadınlara istihdam yaratılması sivil toplum örgütlerinin değil, devletin öncelikli görevidir. Sivil toplum örgütleri ise yürüttükleri projelerle sorunlara kolaylaģtırıcı iģlevini üstlenebilirler. Ama, bu asla üretilmiģ çözümlerin uygulayıcıları olmaları Ģeklinde algılanmamalıdır. Aksine, çözüm üretme sürecinin asli aktörü olarak yer almaları gerekir. Zira, küresel politikalar kadını bir yandan sosyal güvencesiz, yani emeklilik ve iģ güvenliği kendisinin üstlenmesi yolundaki önermeleriyle yalnızlaģtırırken; diğer yandan da daha az emek gerektiren teknolojilerle üretimde kadına yönelik ayırımcılığı daha da desteklemektedir. Kadının doğurganlık özelliğini de kullanarak hangi eğitim düzeyinde olursa olsun evden çalıģmasını özendirmektedir. Ġstanbul gibi sanayinin yaygın olduğu kentlerde evlere verilen ilik, düğme dikimi, ovorlog gibi konfeksiyona yönelik atölye iģlerinin yanısıra home ofis adı altında evden yürütülen mühendislik, mimarlık, muhasebe iģleri bunun en somut örnekleridir. Kısacası, kadın örgütleri sorunun bir parçası olmaktan kurtulup, kararlı bir Ģekilde çözüm üretme sürecinin vazgeçilmez bir parçası olduklarını göstermek durumundadırlar. Aksi takdirde Güldünya, ġemsa, Sevda Gök öykülerinin modernize edilmiģleriyle karģılaģma. Kadınlar da tüm kriz dönemlerinde olduğu gibi iģsizliğin öncelikli kurbanı olmaktadırlar. kadınlar, doğurup yetiģtirdikleri çocuklarla toplumun aynasıdır. Gelin görün ki, aynadaki görüntü hiç de iç açıcı değil!.

Eğitim yaygınlaģtıkça cinsler arası eģitsizlik de azalmakta, iģgücü verimliliğini arttırmakta; dolayısıyla ekonomik büyüme üzerinde doğrudan etkili olmaktadır. Geçen yüzyılın kazanımlarına rağmen kadın iģgücünün erkek iģgücünün neredeyse yarısını oluģturması ĢaĢırtıcı gelebilir. Ama töre, gelenek, görenek gibi yazılı olmayan yasaların geçerliliğini koruması nedeniyle kadınların kendilerini geliģtirecek olanaklardan yoksun olduklarını unutmamak gerekir. Tüm azgeliģmiģ ülkelerde rastlanan eğitim seviyesinin düģüklüğü kriteri Türkiye de de kadının iģ yaģamındaki eģitsiz konumunu belirlemektedir. Kadın nüfusunun hala % 20 ye yakınının okuryazar olmadığını hatırlarsak bu eģitsizliğin kolay kolay aģılamayacağı düģünülebilir, ama 2000 in baģından beri süren kız çocukların okutulmasına yönelik kampanyalarla birlikte bu engel aģılmaya baģlanmıģtır. Kadınlara istihdam yaratılması sivil toplum örgütlerinin değil, devletin öncelikli görevidir. Sivil toplum örgütleri ise yürüttükleri projelerle sorunlara kolaylaģtırıcı iģlevini üstlenebilirler. Ama, bu asla üretilmiģ çözümlerin uygulayıcıları olmaları Ģeklinde algılanmamalıdır. Aksine, çözüm üretme sürecinin asli aktörü olarak yer almaları gerekir. Küresel politikalar kadını bir yandan sosyal güvencesiz, yani emeklilik ve iģ güvenliği kendisinin üstlenmesi yolundaki önermeleriyle yalnızlaģtırırken; diğer yandan da daha az emek gerektiren teknolojilerle üretimde kadına yönelik ayırımcılığı daha da desteklemektedir.