Cümle içinde kelimenin son harekesini belirleyen

Benzer belgeler
İsimleri okumaya başlarken- و ب س ي د ن ا - eklenmesi ve sonunda ع ن ه ر ض ي okunması en doğrusu.

5. Ünite 1, sayfa 17, son satır

Damla Yayın Nu: Editör Mehmet DO RU. Dil Uzman lyas DİRİN. Görsel Tasar m Uzman Cem ÇERİ. Program Gelifltirme Uzman Yusuf SARIGÜNEY

(Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. (Fâtiha, 1/5)

Değerli Kardeşim, Kur an ve Sünnet İslam dininin iki temel kaynağıdır. Rabbimiz in buyruklarını ve Efendimiz (s.a.v.) in mübarek sünnetini bilmek tüm

İman; Allah a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine ve âhiret gününe iman etmendir. Keza hayrı ve şerriyle kadere inanmandır.

Allah, ancak samimiyetle ve kendi rızası gözetilerek yapılan ameli kabul eder. (Nesâî, Cihâd, 24)

İsmi Tafdil. Alimde olan hilimden (yumuşaklıktan) daha güzel bir hilm hiçbir kimsede olmamıştır. Bu misalde ل الك ح lafzı, ismi tafdil olan

Öğretim İlke ve Yöntemleri 1

KUR AN HARFLERİNİN MAHREÇLERİ (ÇIKIŞ YERLERİ)

40 HADİS YARIŞMASI DİKKAT 47'DEN 55'E KADAR Kİ HADİSLERİN ARAPÇA METİNLERİ DÜZELTİLMİŞTİR. SINIFI 5-6,7-8 1-) 9-10,11-12 SINIFI 5-6,7-8 2-) 9-10

İmam Tirmizi nin. Sıfatlar Hususundaki Mezhebi

KURAN DA TEKRARLANAN AYETLER

Bir kişinin kalbinde iman ile küfür, doğruluk ile yalancılık, hıyanet ile emanet bir arada bulunmaz. (İbn Hanbel, II, 349)

Bayram hutbesi nasıl okunur? - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi

KUR AN-I KERİM II Yrd. Doç. Dr. Remzi ATEŞYÜREK

(Dersini sabah namazından sonra yapmanı tavsiye etmekle birlikte, sana uygun olan en münasip bir vakitte de yapmanda bir sakınca yoktur.

HADİS II DERSİ EZBER HADİSLER

DUALAR DUANIN ÖNEMİ Dua

Onlardan bazıları. İhtilaf ettiler. Diri-yaşayan. Yüce. Sen görüyorsun ت ر dostlar. ..e uğradı

CENAB-I HAKK IN O NA İTAATİ KENDİNE İTAAT KABUL ETTİĞİ ZAT A SALÂT VE SELAM

(40 Hadis-7) SEÇME KIRK HADİS

tyayin.com fb.com/tkitap

رويدا تراك. Ma nel Fiil. 1-İsim Fiiller. Günah işleyen Allahu Subhanehu ve Tela dan uzak oldu. Günahı terk et! Dünyada rahatlık hasıl olmadı.

األصل الجامع لعبادة هللا وحده

( ] Elazığ

ARAPÇADA İSİMLER. Sonu ref ile biten sözcüğe ref edilmiş anlamında merfû adı verilir. Ref alametleri:

KUR AN-I KERİM II Yrd. Doç. Dr. Remzi ATEŞYÜREK

Kolay Yolla Kur an ı Anlama

İSİMLER VE EL TAKISI

Seyyid Yahyâ-yı Şirvânî nin Vird-i Settâr ı *

Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuk Usulü II

REHBERLİK VE İLETİŞİM 1

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

Tedbir, Tevekkül Ve Kader Anlayışımız Gönderen Kadir Hatipoglu - Ağustos :14:51

Cihad Gönderen Kadir Hatipoglu - Şubat :23:10. Cihad İNDİR

İşaret zamiri. İşaret isimleri. Bu ikisi. Bunlar. Şu ikisi. Şunlar. Onlar. Yakın mesafe için*bu* uzak mesafe için *şu-o* Çoğul İkil Tekil.

ب Namaz. İbadet ederiz Sen-senin Yol göster

DUA KAVRAMININ ANLAMI*

ی س ر و لا ت ع س ر ر ب ت م م ب ال خ ی ر

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

2 İSLAM BARIŞ VE EMAN DİNİDİR 1

Ders 1-5 Tekrar. Rab, efendi. Alem, dünya ه ذا

Melek BOZDOĞAN Murat BOZDOĞAN

SURE VE AYET SIRASIYLA KUR AN SÖZLÜĞÜ KİTABINDAN ÖRNEK SAYFALAR OTUZUNCU CÜZ سورة النبا (78)

SALÂT I NÛR VE TERCÜMESİ

Kur an-ı Kerim de Geçen Ticaret, Alım-Satım, Satın Alma Ayetleri ve Mealleri

Peygamberlerin Kur an da Geçen Duaları

İnsanda bir organ vardır. Eğer o sağlıklı ise bütün vücut sağlıklı olur; eğer o bozulursa bütün vücut bozulur. Dikkat edin! O, kalptir.

Question. Neden Hz İsa Ruhullah (Allah ın ruhu) olarak adlandırılmıştır? Yüce Allah ın kendi ruhundan. Peygamberi Âdem e üflemesinin manası nedir?

ALLAH IN RAZI OLDUĞU KULLAR

Yarışıyorlarkoşuyorlar

BAZI AYETLER ÜZERİNE KÜÇÜK Bİ R TEFEKKÜR ( IV)

تلقني أصول العقيدة العامة

Kur an-ı Kerim den Seçme Metinler

SAHABE NİN ÖNDERİ HZ. EBU BEKİR

BİRKAÇ AYETİN TEFSİRİ

EV SOHBETLERİ SOHBET Merhamet

Kur an-ı Kerim den Seçme Metinler

İBN SİNA NIN RUH İLE İLGİLİ KASİDESİ İbn Sînâ, el Kasidetü l Ayniyye isimli kasidede insanî nefsin bedenle birleşmesi ve ondan ayrılışını konu

ي ا ا ي ه ا ال ذ ين ا م ن وا ك ت ب ع ل ي ك م الص ي ام ك م ا ك ت ب ع ل ى ال ذ ين م ن ق ب ل ك م ل ع ل ك م ت ت ق ون

Avamil ve İzhar Kitaplarının konusu üç şeydir.

Hesap Verme Bilinci Gönderen Kadir Hatipoglu - Ocak :00:00

Kolay Yolla Kur an ı Anlama

Kur'an'da Kadının Örtüsü Meselesi - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi

124. SOHBET Sözü Güzel Söylemek

İbadet Hayatımızda Şaban Ayı Gönderen Kadir Hatipoglu - Mayıs :46:24

EV SOHBETLERİ AT. Ders : 6 Konu : Kitaplara İman. a) Kitaplara Topyekün İman

İHSAN SOHBETLERİ İHSAN SOHBETİ

Erdemli Bir Toplum için Müslüman Sıfatlarına Sahip Olabilmek

Kur an ın, şerî meseleleri ders verirken aynı anda tevhid dersi vermesi hakkında izahta bulunabilir misiniz?

İşte bu peygamberler. (ki) biz bazısını bazısına üstün kıldık. Onlardan bazısı Allah ile konuştu. Ve bazısını derecelerle yükseltti

Bazı Âyetlerin Anlamları ile İlgili Mülahazalar

ÖRNEK VAAZLAR LÜTFİ ŞENTÜRK 299 CENNET VE NİMETLERİ

KİTAP-SÜNNET İLİŞKİSİ (Nebi ve Resul Kavramları)

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

55. Sizi ondan (arzdan) yarattık, ve ona iâde ederiz ve bir kere daha ondan çıkarırız.

1 Bahattin Akbaş, Din işleri Yüksek Kurulu Uzmanı 2 İbn Manzur, Lisanu'l- Arab, Xlll/115 3 Kasas, 28/77. 4 İbrahim, 14/34. 5 İsrâ, 17/70.

1- EBEVEYNLERİN ÇOCUKLAR ÜZERINDEKİ HAKLARI

YEMEN AHALİSİNE MEKTUP YEMEN AHALİSİNE MEKTUP. Şeyh Muhammed bin Abdilvehhab (rh.a)

Kur an-ı Kerim I. Hafta 10 SAKARYA ÜNİVERSİTESİ. Yrd.Doç.Dr. Alican DAĞDEVİREN

yoksa ziyana uğrayanlardan olursun." 7

148. Sohbet ÖNDEN GİDENLER

113. SOHBET Peygamberlerin Ortak Özellikleri

و ال ت ق ول وا ل م ن ي ق ت ل ف ي س بيل الل ه أ م و ات ب ل أ ح ي اء و ل ك ن ال ت ش ع ر ون

DÖRT KAİDE القواعد األربعة DÖRT KAİDE. Şeyhulislam Muhammed bin Abdilvehhab (rh.a)

Acılar Paylaştıkça Azalır Gönderen Kadir Hatipoglu - Mayıs :07:29

Kendi kendine kolay Arapça

ICERIK. Din kelimesinin sözlük anlami Din kelimesinin Kur an daki anlamlari Din anlayislari Dinin cesitleri Ayetlerle din

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

الصيام برؤية واحدة اسم املؤلف حممد بن صالح العثيمني

9. CÜZ KURAN OKULU KURAN-DER HASAN TEMUR

150. Sohbet TEVHÎDİN TARÎFİ VE MAHİYETİ (2/2)

12. CÜZ KURAN OKULU KURAN-DER HASAN TEMUR

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

Hor görme, aşağılama, hakir kabul etme günahını ilk işleyen şeytandır.

AVÂMİL RİSÂLESİ. İMÂM BİRGİVÎ Takıyyüddin Mehmed b. Pîr Ali el-birgivî (929/ /1573)

Transkript:

AVAMİL ŞERHİ ا ل ع و ام ل ) 100 ( م ع الش ر ح ا ل ع ام ل ) 60 ( + ا ل م ع مول ) 30 ( + ا ل ع ر اب ) 10 ( [ ] - I ا ل ع ام ل 60( ) = ا لل ف ظ ي ) 58 ( + ا ل م ع ن و ي ) 2 ) Cümle içinde kelimenin son harekesini belirleyen

) 58 ( = ا لس م اع ي ) 49 ( + ا ل ق ي اس ي ) 9 (ا ل ع ام ل الل ف ظ ي Dille söylenen âmil ا لس م اع ي ) 49 ) İşitmeye dayanan/kaidesi olmayıp Araplardan duyulan I حروف الجر وحروف ا لضافة ) 20 ( )تجر اإلسم فقط(: Açıklama: Bir ismi cer edenler. Cer harfleri ve manevi izafet harfleri cer görevi yaparlar. Bu anlamda izafet harfleri = cer harfleri denilebilir. Normal izafet ise, fî, li ve min cer harfinden غ ال م ل ز ي د = غ ال م ز ي د olmuştur: birisi anlamındadır ve onda hazif ve îsâl vaki (1 ب : آم ن ت ب ا للا / inandım Allah a Açıklama: cerب harfinin başlıca kullanıldığı manalar: Alet, sebep, yer zarfı, zaman zarfı, değer ve karşılık, hal, geçişlilik, and, olumsuzluğu kuvvetlendirme, fazla olarak, ك ت ب ت ب ال ق ل م / Kalemleyazdım ف أ ه ل ك ن اه م ب ذن وب ه م Onları günahları sebebiyle yok ettik (Enam 6/6) / Gazetelerin çoğu İstanbul da basılır/ Borç, geceleyin gam, gündüz züldür / Çiftçi tarlasını 1000 dinara sattı / Öğrenci hocasının sözlerini dikkatle dinledi / Hoca yeni çıkmış kitapları getirdi / ول ت ط ب ع أ ك ث ر ال ج ر ائ د ب إ س ت ان ب ا لد ي ن ه م ب الل ي ل و ذ ل ب الن ه ار ب اع الف ال ح ح ق ل ه ب أ ل ف د ين ار أ س ت اذ ه ب ان ت ب اه إ س ت م ع الط ال ب إ ل ى أ ق و ال Allah aşkına fakirlere yardım et! / أ ت ى ا ل س ت اذ ب ال كت ب ال ح د يث ة ب ا لل أ غ ث الف ق ر اء

Allah kullarına asla zulmedici değildir (Enfal 8/51) / Vekil olarak Allah yeter (Nisa 4/81, ) / Bütün günahlardan tövbe ettim / و أ ن للا ل ي س ب ظ ل م ل ل ع ب يد و ك ف ى ب ا لل و ك يال 2) م ن : ت ب ت م ن ك ل ذ ن ب Açıklama: Sözlükte den, dan anlamına gelen cerم ن harfinin başlıca kullanıldığı manalar: Başlama yeri, başlama zamanı, sebep, kaynak-kök, çeşit, belirtme, açıklama, parça, ayrıntı-tafsil, iki şeyi ayrıt etmek, yeğleme-karşılaştırma, olumsuzluğu kuvvetlendirme, geçişlilik: Çocuk mektepten eve kadar koştu / Hafta başında kitabı okumaya başladım / Çocuk karnındaki bir ağrı yüzünden ağladı / O çiçek, yeryüzünün çeşitli ülkelerinde yetişir / O subay asil bir ailedendir / Müdür yünden bir elbise giydi / Hasta sütten bir yudum içti / Satın aldığımız hurmayı yedik / ج ر ى الط ف ل م ن ال م د ر س ة إ ل ى ال ب ي ت ج ع ل ت أ ق ر أ ال ك ت اب م ن أ و ل ا ل س ب وع ب ك ى الط ف ل م ن و ج ع ف ي ب ط ن ه ر ة أ ص ل ي ة أ س ذ ل ك الض اب ط م ن ل ب س ال ك د ير ث و ب ا م ن الص وف ش ر ب الم ر يض ج ر ع ة م ن ال ل ب ن أ ك ل ن ا م ا ا ش ت ر ي ن اه م ن الت م ر ت ن ب ت ت ل ك الز ه ر ة ف ي ا ل ق ط ار ال م خ ت ل ف ة م ن ال ع ال م Fabrika 5 katlıdır / Hoca, çalışkanı tembelden ayırt eder / ي ت ر ك ب ال م ص ن ع م ن خ م س ة ط و اب ق ي ع ر ف ا ل س ت اذ ال م ج ت ه د ال ك س ال ن م ن ا لت اج ر أ غ ن ى م ن ال م و ظ ف / zengindir Tacir memurdan daha و م ا ل لظ ال م ين م ن ن ص ير / 22/71) Zalimlerin hiçbir yardımcısı yoktur (Hac ا ق ت ر ب ت ال ق اف ل ة م ن ال م د ين ة Kervan şehre yaklaştı (tek başına lâzım olan ikterabe fiili, min harf-i ceri ile müteaddî oluyor yani meful alıyor)

Açıklama: İsmin e halini gösteren (3 إ يل : ت ب ت ا ل ى للا ت ع ال ى / ettim Allah Teala ya tövbe bitiş, cerإ harfinin başlıca kullanıldığı manalar: Yer hakkında ى ل zaman hakkında bitiş, yönelme, yakınlık, kat-nezd-yan, tafsil, al manasında: Mektebe ulaştık / Yatsıya kadar seni bekledik / Deniz kıyısına gitmeye karar verdik / Dostumun yanına oturdum / Düşünme ona, konuşmaktan daha sevimlidir / Kitapta bab, fasıllara ayrılır / Haramdan men edildim / و ص ل ن ا إ ل ى ال م د ر س ة ا ن ت ظ ر ن ا إ ل ى ال ع ش اء ق ر ر ن ا الذ ه اب إ ل ى ش اط ئ ال ب ح ر ج ل س ت ص د يق ي إ ل ى ا لت ف ك ر أ ح ب إ ل ي ه م ن الت ك ل م ف ص ول ف ي ال ك ت اب ي ن ق س م ال ب اب إ ل ى إ ل ي ك ه ذ ا الس ي ف / al Bu kılıcı 4) ع ن : ك ف ف ت ع ن ا لح ر ام Açıklama: Sözlükte den, dan anlamına gelen cerع ن harfinin başlıca kullanıldığı manalar: Uzaklık ve ayrılış, kaynak-çıkış, yerine manasına, hal, geçişlilik: Tren istasyondan uzaklaştı / Haberi Halit ten işittim / ا ب ت ع د ال ق ط ار ع ن ال م ح ط ة س م ع ت ال خ ب ر ع ن خ ال د ال ق س م الث ان ي ف ي اج ت م اع الر ؤ س اء ن اب ال م س اع د ع ن ر ئ يس Başkanlar toplantısında ikinci dairenin başkanı yerine, yardımcısı bulundu ق ص د / öldürdü Onun kasten ق ت ل ه ع ن ي ر ض للا ع ن الص اد ق ين Allah doğrulardan razı olsun (tek başına lâzım olan radıye fiili, an harf-i ceri ile müteaddî oluyor yani meful alıyor)

(5 ع ى ل : ت ج ب الت و ب ة ع ل ى ك ل م ذ ن ب / vaciptir Her günahkar üzerine tövbe etmek Açıklama: Sözlükte üzere, üzerine, üstüne, üstünde, beraber, den, için, de, ile, rağmen anlamlarına gelen ى ل cerع harfinin başlıca kullanıldığı manalar: Üst-üzerinde, yakınlık, uzaklık, rağmen manasına, öğüt-teşvik, hal, şart, zan, aleyhine olma-yük, geçişlilik için: Kitap masanın üzerindedir / Aile sofraya oturdu / Orman, 500 m. uzaktadır / Müminler, sayılarının azlığına rağmen galip geldiler / İstanbul, Sultan II. Mehmet devrinde fethedildi / Zengin, fakir oldu ama vakarı üzere devam etti / Bir defa olsun okuman şartıyla sana bu kitabı satın aldım ا ل ك ت اب ع ل ى ال م ن ض د ة ج ل س ت ا ل س ر ة ع ل ى ال م ائ د ة ت ق ع ال غ اب ة ع ل ى خ م س م ائ ة م ت ر ا ن ت ص ر ال م ؤ م ن ون ع ل ى ق ل ة ع د د ه م Allah ın kitabını okumalısınız / Cahil, sabunu, peynir zannederek ısırdı / ع ل ي ك م ب ق ر اء ة ك ت اب للا ال ق س ط ن ط ن ي ة ع ل ى ع ه د الس ل ط ان م ح م د ف ت ح ت الث ان ي أ ص ب ح ال غ ن ي ف ق ير ا و ل ك ن ه ب ق ي ع ل ى و ق ار ه ا ش ت ر ي ت ل ك ه ذ ا ال ك ت اب ع ل ى أ ن ت ق ر أ و ل و م ر ة ع ض ال ج اه ل الص اب ون ع ل ى أ ن ه ج ب ن ع ل ي ه ع ش ر ون د ين ار ا / var 20 dinar borcu Allah ın laneti ikiyüzlülere olsun / Ben Allah Teala nın/teala içinkulcağızıyım ل ع ن ة للا ع ل ى ال م ن اف ق ين 6) ل : ا ن ا ع ب ي د لل ت ع ال ى Açıklama: Sözlükte için, mahsus, ait, var, e, a, üzerine, de, hakkında, yemin, tekit anlamlarına gelen cerل harfinin başlıca kullanıldığı manalar: Sahiplik, lehte olma-fayda, sebep-gaye, izin, tahsis, taalluk: لل م ا ف ي الس م و ات و م ا ف ي ا ل ر ض / 2/284) Göklerde ve yerde ne varsa Allah ındır (Bakara

Hâkim, suçsuzun lehine karar verdi / Arkadaşımızı ziyaret için hastaneye gittik / Öğrenciler Milli Kütüphanede okuyabilirler / Açıklama: Sözlükte de, nerede anlamlarına gelen ح ك م ال ق اض ي ل ل ب ر يئ ذ ه ب ن ا إ ل ى ال م س ت ش ف ى ص اح ب ن ا ل ن ع ود ل لط ل ب أ ن ت ق ر أ وا ف ي ال م ك ت ب ة ال و ط ن ي ة İyi netice muttakilerindir / (Araf 7/128) Dersianlayışını beğeniyorum / İtaat eden cennettedir / و ال ع اق ب ة ل ل مت ق ين ي ع ج ب ن ي ف ه م ك ل لد ر س 7) في : ا ل م ط يع ف ي ا لج ن ة cerفي harfinin başlıca kullanıldığı manalar: Yer zarfı, zaman zarfı, hal, giyinmişlik, beraberlik, sebep-gaye, söz veya görüş konusu, geçişlilik (özellikle başlama fiilleriyle), var, mevcut manasında: Balık suda yaşar / Ordu aslanlar gibi savaştı / Geceleyin kar yağdı / İmam, cübbesini giymiş olarak göründü / Sultan, beyleriyle birlikte çıktı / Mücahitler, Allah adını yüceltme uğruna savaşır / İstanbul a gitmeye ne dersin? / Subay hitaba başladı / ي ع يش الس م ك ف ي ال م اء ن ز ل الث ل ج ف ي ال ي ل ق ت ل ال ج ي ش ف ي ش ج اع ة ا ل س د ظ ه ر اإل م ام ف ي ج ب ت ه خ ر ج الس ل ط ان ف ي أ و ام ر ه ي ج اه د ال م ج اه د ون ف ي إ ع ال ء ك ل م ة للا إ ل ى إ س ت ان ب ول م اذ ا ت ق ول ف ي الذ ه اب ش ر ع الض اب ط ف ي ال خ ط اب Odada bir adam var / في ال غ ر ف ة ر ج ل ك : ل ي س ك م ث ل ه ي ء / 42/11) O nun benzeri gibi hiçbir şey yoktur (Şura ش (8 Açıklama: Sözlükte gibi, kadar anlamlarına gelen cerك harfi, benzetme ve tafsil için kullanılır:

Türkiye de elma, portakal, incir gibi birçok meyve vardır Ölüme kadar Allah Teala ya ibadet ederim / ا لد ن ي ا ك ال ك ر ة / gibidir Dünya top ف ي ت ر ك ي ا ف و اك ه ك ث ير ة ا ل ن و اع ك الت ف اح وال ب ر ت ق ال والت ين ا لم و ت 9) ح ى ت : ا ع ب د للا ت ع ال ى ح ت ى Açıklama: Sözlükte ye kadar, bile, hatta, ta ki anlamlarına gelen mekanda bitişi, sona erişi ifade eder: cerح harfi, zaman ve ى ت (Kadir gecesi) fecir vaktine kadar selamettir (Kadir 97/5) / Yolcu limana kadar koştu / Nice okuyucular vardır ki Kur an onlara lanet eder / س ال م ه ي ح ت ى م ط ل ع ال ف ج ر ج ر ى ال م س اف ر ح ت ى ال م ين اء 10) ر ب : ر ب ت ال ي ل ع ن ه ال ق ر آن Açıklama: Sözlükte olur ki, bazı, nice anlamlarına gelen cerر ب harfi, anlaşılmamış bir işin olabileceği manasına ve çokluk için kullanılır: Olur ki aydın, ülkesinin gerçeklerini bilmez / Allah yolunda nice mücahitler şehit olmuştur / Allah a yemin ederim ki asla büyük günahları yapmayacağım ر ب م ث ق ف ل ع ل م ل ه ب و اق ائ ع ب ال د ه م ج اه د أ س ت ش ه د ف ي س ب يل للا ر ب 11) و او ال ق س م : و للا ل ا ف ع ل ن ا لك بائ ر Açıklama: Yemin için başlıca üç harf kullanılır: ب, ت, و. Vallâhi, yemin ederim, and olsun, hakkı için anlamlarına gelirler: Allah a yemin ederim ki elbette farzları yapacağım / Te: Tallahi, kasem olsun ki. Kasem içindir. ب لل ه / olsun Allah a and ب ال ق ر آن / için Kur an hakkı 12) ت اء ال ق س م : ت ا لل ل ف ع ل ن ا لف ر ائ ض ي و م ا لب ل وغ 13) مذ : ت ب ت م ن ك ل ذ ن ب ف ع ل ت ه مذ

Buluğ günden beri yaptığım tüm günahlara tövbe ettim Açıklama: م ذ - م ن ذ cer harfleri den, den beri anlamlarına gelir, geçmiş zamanda iptida içindir: Üç gündür yağmur yağmadı / Buluğ gününden itibaren namaz farz olur / Münzü: Den, den beri. Geçmiş zamanda iptida içindir Alim hariç, insanlar helak oldu / ل م ي ن ز ل ال م ط ر مذ ث ال ث ة أ ي ام ي و م ا لب ل وغ 14) من ذ : ت ج ب الص ال ة من ذ 15) ح اش ا: ه ل ك الن اس ح اش ا ا لع ال م Hâşâ: İstisna içindir. (16 خ ل : ه ل ك ا لع ال م ون خ ل ا لع ام ل ب ع ل م ه / oldu İlmiyle amel edenler hariç, alimler helak Halâ: İstisna içindir. Adâ: İstisna içindir. İhlaslılar hariç, amel edenler helak oldu / Ey Allah ın rahmeti, sen olmasaydın elbette insanlar helak olurdu 17) ع د ا: ه ل ك ا لع ام ل ون ع د ا ا لم خ ل ص 18) ل و ل : ل و ل ك ي ا ر ح م ة للا ل ه ل ك الن اس Levlâ: Olmasaydı. Zamir bitiştiği zaman başkasının mevcudiyetiyle bir şeyi imtina etmektir. Niçin/neden isyan ettin? (Keymihe = keymâ (elif ten bedel he gelmiş) / Keyme: Niçin. Key (talil içindir) + mâ (soru edatıdır). Lime (niçin) anlamındadır) Umulur ki Allah Teala günahımı bağışlar / Lealle: Umulur ki, ta ki, belki. Tereci içindir. ع ص ي ت 19) ك ي م : ك ي م ه 20) ل ع ل )في لغة ع ق ي ل(: ل ع ل للا ت ع ال ى ي غ ف ر ذ ن ب ي حروف تنصب ا لسم وترفع الخبر ) 8 (: II İnne: Şüphesiz, şüphe yok ki. إ ن : ا ن ي ء / bilir/bilendir Şüphesiz Allah Teala her şeyi 1) للا ت ع ال ى ع ال م ك ل ش

Ben inanıyorum ki, şüphesiz Allah Teala her şeye gücü yetendir Keenne: Sanki, güya Cahil kurtulamadı fakat alim kurtuldu/kurtulur / Lâkinne: Ancak, fakat, lakin. أ ن : ا ع ت ق د ت أ ن ي ء 2) للا ت ع ال ى ق اد ر ع ل ى ك ل ش Sanki haram (tıpkı) ateştir / Keşke ilim, her kişi için verilmiş rızık olsaydı/herkes ilimle rızıklanmış olsaydı Leyte: Keşke Umulur ki Allah Teala günahımı bağışlayıcıdır/bağışlar / Lealle: Belki, umulur ki Açıklama: Bu altı harfe, fiile benzeyen harfler denilir. : كأ ن ا لح ر ام ن ار 3) ك أ ن ا لج اه ل ل ك ن ا لع ال م ف ائ ز 4) ل ك ن : م ا ف از 5) ل ي ت : ل ي ت ا لع ل م م ر ز وق ل ك ل أ ح د 6) ل ع ل : ل ع ل للا ت ع ال ى غ اف ر ذ ن ب ي ا 7 ( إل )في اإلستثناء المنقطع(: ا ل م ع ص ي ة م ب ع د ة ع ن ا لج ن ة ا ل الط اع ة م ق ر ب ة م ن ه Günah cennetten uzaklaştırıcıdır, ancak itaat/taat ona yaklaştırıcıdır İllâ: Ancak, başka. İstisna edatıdır. Açıklama: Bitişik olmayan,kesik olan istisnalarda kullanılır. Müstesna-i munkatı: ا ل ve ما جائني القوم ا ل gelendir: kardeşleriyle topluluktan çıkartılmadığı halde bunlardan sonra ما جائني القوم لكن olur: manası vardır. O zaman örnek şöyle لكن müstesna i munkatı da حمار ا 8) ل )نفي الجنس(: ل ف اع ل ش ر ف ائ ز.حما ار جاء Şer (günah) işleyen kurtulucu olmadı/hiçbir şer işleyen kurtulamaz Lâ: Değil, olmadı, hayır. Açıklama: Cinsinden olan bütün fertlerden hükmü kaldıran.

حرفان ترفعان ا لسم وتنصبان الخبر ) 2 (: III Açıklama: Bu ikisi leyse manasında oldukları için bunlara leyse ye benzeyen denilmiştir. Bu ikisileyse ye olumsuzlukta benzemektedirler.ancak mutlak mânada ve geleceği de nefyetmek anlamında olmayıp; hâl-i nefyederler. 1 ( م ا )ا لم ش ب ه ة ب ل ي س (: م ا للا ت ع ال ى م ت م ك ن ا ب م ك ان Allah Teala, her hangi bir mekanda yerleşik (mekana bağlı) değildir/olmadı ش ب ه ة ب ل ي س (: و ل ي ء م ش اب ه ا لل ت ع ال ى 2 ( ل )ا لم ش Allah Teala ya benzeyen bir şey olmadı / Hiçbir şey Allah Teala ya benzeyici değildir ل, م ا, إ ن, ل ت vardır: Açıklama: Arapçada leyse ye benzeyen 4 harf ل, م ا, إ ن yaparlar. Bu harfler isim cümlesinin önüne gelerek manayı menfi merfudur. gerekir: Harfinin de amel edebilmesi için, isim ve haberinin nekra olması :ل Hiçbir gazete faydalı değildir / harflerinin isimleri ل ج ر يد ة م ف يد ة ال م ط ر ن از ل ما / yağmamaktadır Yağmur : gelebilirب ninل ي س haberinin başında olduğu gibi da, Harfinin haberinin başına :ما ما / değildir Yemek masası geniş ال خ و ان ب و اس ع إ ن ال ق ل م ط و يال / değildir Kalem uzun bulunmaz): İsim ve haberinin zaman ismi olması gerekir ve isim hazfedilir (cümlede :ل ت Zaman dinlenme zamandır - Dinlenme zamanı değildir ا ل و ق ت و ق ت ر اح ة - ل ت و ق ت ر اح ة )= ل ت ا ل و ق ت و ق ت ر اح ة ) حروف تنصب الفعل المضارع ) 4 (: IV 1 ( أ ن : ا ح ب ا ن ا ط يع للا ت ع ال ى / seviyorum Allah Teala ya itaat etmemi severim/itaat etmeyi

En: Mek, mak eki ile mastar manası verir. 2) ل ن : ل ن ي غ ف ر للا ت ع ال ى ل ل ك اف ر ين Allah Teala, asla kafirleri bağışlamayacaktır / Elbette Allah Teala kafirleri bağışlamaz Len: Tekid-i nefy-i istikbal (gelecek zamanın kuvvetli olumsuzluğu) içindir. İlim tahsil edebilmem için ömrün uzun olmasını severim/seviyorum Key: Sebep bildirir. ا ح ص ل ال ع ل م 3) ك ى: ا ح ب ط ول ا لع م ر ك ى : ق و ل ك " إ ذ ن ت د خ ل ال ج ن ة " ل م ن ق ال : "أ ط يع 4 ( إ ذ ن Allah Teala ya itaat ediyorum diyen kimseye (cevaben) O halde/öyleyse cennete girersin sözün İzen: O halde. كلمات تجزم الفعل المضار ع ) 15 (: V A ( تجزم فع ل واحدا ) 4 (: 1 ( ل م : ل م ي ل د ول م ي ول د / doğrulmadı (O Allah) doğurmadı ve 2 ( ل م ا: ل م ا ي ن ف ع ع م ر ي / vermedi Henüz ömrüm fayda 3 ( ل م ا ل م ر : ل ي ع م ل ع م ال ص ا / yapsın Salih amel ال ح 4 ( ل ف ي الن ه ي : ل ت ذ ن ب / işleme Günah ازء ) 11 (: ( B تجزم فعلين مس م ي ين شرط ا وج Açıklama: Bunlar iki fiil-i muzariyi cezm ederler. Birincisine şart, ikincisine ceza denir. İn: Eğer Mehmâ: Her ne ki, her ne zaman 1 ( إ ن : إ ن ت ت ب ي غ ف ر ذ ن وب ك / bağışlanır Eğer tövbe edersen günahların 2 ( م ه م ا: م ه ما ت ف ع ل ت س / sorulursun Her ne yaparsan ondan ئ ل م ن ه

Hayır olarak ne yaparsan, Allah Teala yanında onu bulursun ما ت ف ع ل م ن خ ي ر ت ج د ه ع ن د للا ت ع ال ى 3 ( م ا: Mâ: Değildir, olmaz. Olumsuzluk edatıdır. Şunlar için de kullanılır: Müddet ifade etme ( müddetçe), cümleye mastar manası verme, akıllı olmayanlar için soru edatı (ne?), şart edatı, ism-i mevsul (o ki, o şey ki). Men: Kim? Eyne: Nerede. Metâ: Ne zaman. 4 ( م ن : م ن ي ع م ل ع م ال ص ا / olur Kim salih amel yaparsa o kurtulan ال ح ا ي ك ن ن اج ي 5 ( أ ي ن : ا ي ن ت ك ن ي د ر ك ك ا لم و / yetişir Nerede olursan ol ölüm sana 6 ( م ت ى: م ى ت ت ح س د ت ه ل ك / olursun Ne zaman haset edersen helak 7 ( أ ن ى: ا ن ى ت ذ ن ب ي ع ل م ك للا ت ع ال ى / bilir Nerede günah işlersen işle Allah Teala seni Ennâ: Nerede olursa, nereden, ne zaman, nasıl. 8 ( أي : ا ى ع ال م ي ت ك ب ر ي ب غ ض ه للا ت ع ال ى / gazaplanır Hangi alim kibirlenirse Allah Teala ona Eyyü: Hangi, herhangi. [Eyyâne :(أ ي ان ) Olduğu zaman, ne zaman] Haysümâ: Her nerede. 9 ( ح ي ث م ا: ح ي ث م ا ت ف ع ل ي ك ت ب ف ع ل ك yazılır/ Her nerede yaparsan, amelin (fiilin) 10 ( إ ذ م ا: ا ذ م ا ت ت ب ت ق ب ل / olur Ne zaman tövbe edersen/tövbe ettiğin zaman tövben kabul İzmâ: Olursa, olunca. ت ت و ب ت ك 11 ( إ ذ ام ا: ا ذ اما ت ع م ل ب ع ل م ك ت ك ن خ ي ر الن اس İlminle amel ettiğin zaman/ne zaman ilminle amel edersen, insanların en hayırlısı olursun İzâmâ: Olursa, olunca.

ا ل ق ي اس ي ) 9 ) Kaidesi olan/amelinde külli kaideyi zikretmek mümkün olan الفعل المطلق I خ ل ق ي ء - ن ز ل ا لق ر آن ن ز و ل / indi Allah Teala her şeyi yarattı - Kur an inmekle للا ك ل ش Açıklama: Başkası kendisine tabi olup, kendisi ise âmilde asıl olan fiil-i mutlaktır/genel anlamda fiildir. Her fiil, ref eder ve nasb eder. Tâm, nâkıs, lâzım ve müteaddi gibi her fiil için bir merfu (fail) gerekir. Allah Teala bildi/bilir / 1 ( الفعل التام ع ل م للا ت ع ال ى Açıklama: Her fiil için ötreli (fail, naibi fail, isim) bir kelime lazımdır. Eğer bu ötreli kelimeyle kelam tamamlanıyorsa böyle fiile tam fiil denir. Tam fiiller, fail ve meful alırlar. ص ار م ا ز ا ل )ما + ز ال( م ا د ام ل ي س -... 2 ( الفعل الناقص )= كان وأخواتها(: Not: = م ا + ز ال.م ا ز ال Bu tür fiiller (mâ dâme, mâ beriha, mâ fenie, mâ infekke), mâ +... olduğu için mâ ayrı yazılır ve hepsi de süreklilik ifade ederler. Eğer bunların başına mâ gelmezse o zaman nakıs fiil olmazlar tam fiil olurlar. ا / hakimdir Allah Teala, alimdir, ك ان للا ت ع ال ى ع ل يم ا ح ك يم ى م س ت ح ق ا لل ع ذ اب / oldu Asi azabı hak eden ص ار ا لع اص Günah işleyen Allah Teala dan uzak olmaya devam etti / Ruh bedenin içinde olduğu sürece tövbe kabul edilir / م از ال ا لم ذ ن ب ب ع يد ا م ن للا ت ع ال ى م اد ام الر وح د اخ ال ف ى ا لب د ن Allah Teala cisim değildir/olmadı / و ي ق ب ل الت و ب ت ا للا ت ع ال ى ج سم ل ي س Açıklama: Bunlara genel olarak kâne ve benzerleri (kardeşleri/soyundan gelenler) denir. Ötreli kelimeyle kelam tamamlanmıyorsa bilakis mansub bir habere ihtiyaç duyuyorsa böyle fiillere nakıs fiil denir (Nakıs fiil olan kâne var kardeşleri, oldu manasındadırlar ve isim cümlesinin başına gelirler. Bu fiiller aynı zamanda oldu manasının dışında tam fiil olarak da kullanılabilirler). Bunlara, anlamlarının

tam ortaya çıkması için tek başına isimleri yeterli olmayıp habere ihtiyaç gösterdikleri için nakıs fiiller denilmiştir. Nakıs fiiller, isim cümlesinin başına gelerek isim ve haber alırlar. İsmini ref, haberini nasb ederler (Mübtedayı merfu, haberi mansub okuturlar): gelir. idi, oldu, olmak, ol anlamlarına :ك ان ك ان أ ح م د غ ن ي ا - أ ح م د غ ن ي / zengindir Ahmet zengin idi - Ahmet gösterir. Nitelediği ismin belirtilen sıfata sabah vaktinde sahip olduğunu :أ ص ب ح Adam (sabah vakti) hasta oldu/sabahladı -Adam hastadır أ ص ب ح الر ج ل م ر يض ا ا لر ج ل م ر يض belirtir. oldu, dönüştü anlamını ifade eder. Bir durumdan başka bir duruma dönüşmeyi : ص ار Un ekmek oldu / gösterir. : Nitelediği ismin belirtilen sıfata kuşluk vaktinde sahip olduğunu أ ض ح ى İşçi (kuşluk vakti) yoruldu / ص ار الد ق يق خ ب ز ا أ ض ح ى ال ع ام ل م ت ع ب ا Nitelediği ismin belirtilen sıfata sahip olarak devam ettiğini belirtir. Nitelediği ismin belirtilen :ظ ل sıfata gündüz vaktinde sahip olduğunu gösterir. ا / kalabalıklaştı Cadde ظ ل الش ار ع م ز د ح م و ا ذ ا ب ش ر أ ح د ه م ب ا ل ن ث ى ظ ل و ج ه ه م س و د ا و ه و ك ظ يم Onlardan biri, kız ile müjdelendiği zaman içi öfke ile dolarak yüzü simsiyah kesilir! (Nahl 16/58) ا / oturdu Çocuk gündüz ظ ل الو ل د ج ال س belirtir. Nitelediği ismin belirtilen sıfata gece sahip olduğunu, o şekilde gecelediğini :ب ات ب ات ا لم ر يض م ت أ ل م ا / geçirdi Hasta geceyi kıvranarak ب ات الن ور ض ئ يال / zayıftı Işık geceleyin

belirtir. : Nitelediği ismin belirtilen sıfata akşam vakti sahip olduğunu أ م س ى Tüccar (akşam vakti) iflas etti / Hoca yorgun olarak akşamladı / ا أ م س ى الت اج ر م ف ل س أ م س ى ا ل س ت اذ م ت ع ب ا Bu beş fil genel olarak oldu diye tercüme edilir. Ancak bu olmanın zamanı fiile göre değişir. Bu fiiller, mazi, muzari ve emir siygasında gelebilirler: أ ص ب ح أ ض ح ى ظ ل أ م س ى - ب ات ص ار ك ان Bekçi uyanık olur / Musibetlere karşı sabırlı ol / ي كو ن ال ح ار س م س ت ي ق ظ ا اب ر ا ع ل ى الم ص ائ ب ص ك ن bildirir. Süreklilik :م ا ز ال م ا ز ال ال م ر يض ح ي ا / halahayattadır Hasta bildirir. Süreklilik :م ا ب ر ح bildirir. : Süreklilik م ا ف ن ئ م ا ب ر ح ال و ل د م ر يض ا / halahastadır Çocuk bildirir. Süreklilik :م ا ا ن ف ك م ا ز ال م ا ب ر ح م ا ف ن ئ م ا ا ن ف ك gelirler: Bu dördü yalnız mazi ve muzari siygalarında Cahil, inadında direnmektedir / ل ي ز ل ون م خ ت ل ف ين / ihtilaftadırlar Daima ل ي ف ن ئ ال ج اه ل م ص ر ا ع ل ى ع ن اد ه Kendinden önce gelen cümlenin müddetini kendinden sonraki cümleye bağlar. Yalnızca mazi :م اد ام siygası bulunur. Hayatta olduğum müddetçe Allah a kulluk ederim / Aç olduğun müddetçe ye / ا ع ب د للا م د م ت ح ي ا ك ل م اد م ت ح ي ا

bulunur. : Olumsuzluk bildirir, değildir, hayır anlamındadır. Yalnızca mazi siygası ل ي س ا / değildir Mümin zalim ل ي س ال م ؤ م ن ظ ال م Bu dördü, ismin haberiyle nitelendirilmesindeki sürekliliği anlatmaktadır. اسم الفعل II Her hasetçinin hasedi amelini yakar/yakıcıdır / Açıklama: İsm-i fail, malum fiilinin ameli gibi amel yapar. ك ل ح س ود مح ر ق ح س د ه ع م ل ه اسم المفعول III Her tövbe eden ki tövbesi kabul edilmiştir / Açıklama: İsm-i meful, meçhul fiili gibi amel eder. ت و ب ت ه ك ل ت ائ ب م ق ب ول الصفة المش ب ه ة IV ا ا ل ع ب اد ة ح س ن ث و اب ه ا و ا لم ع ص ي ة ق ب يح ع ذ اب ه İbadet, sevabı güzel olandır/ibadetin sevabı güzeldir ve günah, azabı çirkin olandır/günahın azabı çirkindir Açıklama: Sıfat-ı müşebbehe, kendi fiili gibi amel eder, kendi malum fiili gibi amel eder denmez. Çünkü sıfat-ı müşebbehe lazım fiillerden gelir, lazım fiillerden ise meçhul gelmez. Sülasi lazım fiilden türer, ifade ettiği mana ile devamlı olarak sıfatlanan kişi veya varlığı gösterir. İsm-i failde bir vasfı bildirir ancak bildirdiği vasıf devamlı değildir: Bu komutan yüreklidir/cesurdur / Bu adam cömerttir / ه ذ ا ال ق ائ د ش ج اع ه ذ ا الر ج ل ك ر يم ك ت اب أ س و د م م ح اة س و د اء Siyah bir kitap Siyah bir silgi (renk ve sakatlık bildiren أف ع ل - ف ع ال ء vezni ism-i tafdil değil) م س ت ق يم - م ظ ل م ص ل ب ب ط ل ط اه ر ف ر ح ض ج ر ش ب ع ان / ش ب ع ى ب خ يل س ه ل Sevinçli gamlı/gönü dar - tok (erkek-dişi) cimri kolay katı kahraman temiz doğru

karanlık Not: Sıfat-ı müşebbehe sıygasaldır (fiilden türüyor, genelde de lazım fiilden)/sarfa aittir, sıfat ise nahve aittir. Bu ikisi birbirinin alternatifi değildir. Bazen aynı kelime, sarf açısından sıfat-i müşebbehe, nahiv açısından ise sıfat olur: ج اء ر ج ل ح س ن / geldi Güzel bir adam Sıfat-ı müşebbehe nin 18 kalıbı vardır. Sıfat bu kalıplardan gelmişse ona sıfat-ı müşebbehe diyeceğiz. Bu kalıpların en çok kullanılanlarından bazıları: ف ع ل ن = ر ح م ن, ف ع يل = ر ح يم, ف ع ول = ش ك ور اسم التفضيل V م ا م ن ر ج ل ا ح س ن ف يه ا لح ل م م ن ه ف ي ا لع ال م Alimde olan hilimden (yumuşaklıktan) daha güzel bir yumuşaklık hiçbir kimsede olmamıştır/alimde olan hilim güzelliğinden hiçbir kişide yoktur Açıklama: İsm-i tafdil, kendi fiilinin ameli gibi amel yapar. İsm-i tafdil, renk ve sakatlık dışında bir vasfın, bir niteliğin, bir varlıkta başka bir varlıktan daha çok olduğunu gösterir. Bu isim sülasi fiillerden erkek için أ ف ع ل vezninde, dişi için ise ف ع ل ى vezninde türer: Büyüdü büyük daha büyük / en büyük Güneş Aydan daha büyüktür İyi أ ك ب ر م ن ال ق م ر ك ب ر ك ب ير - أ ك ب ر / ك ب ر ى kullanılır: sıfatları, ism-i tafdil olarak ح ب ve en sevgili ش ر, kötü خ ي ر Namaz uykudan daha iyidir / Yalancılık, hırsızlıktan daha kötüdür / İnsana en sevgili gelen şey, elde edemediğidir / - ا لش م س ا لص ال ة خ ي ر م ن الن و م ا ل ك ذ ب ش ر م ن الس ر ق ة ح ب ش ي ئ إ ل ى اإل ن س ان م ا م ن ع المصدر VI Allah Teala, kulunun kendisi için/rızası için bir fakire para vermesini sever Açıklama: Kendi fiilinin ameli gibi amel yapar ا ا ع ط اء ل ه ع ب د ه ف ق ير ا د ر ه م ي ح ب للا ت ع ال ى

ا لسم المضاف VII ع ب اد ة للا ت ع ال ى خ ي ر / hayırdır/hayırlıdır Allah Teala ya ibadet etmek Açıklama: Muzaf, muzaf-ı ileyhin son harekesini esre yapar. Mektebin öğretmeni - Mektebin iki öğretmeni - Mektebin öğretmenleri مع ل م ال م د ر س ة - مع ل م ا ال م د ر س ة - مع ل موا ال م د ر س ة Mektebin iki öğretmenini gördüm / Mektebin iki öğretmenini selamladım / Mektebin öğretmenlerini gördüm / Mektebin öğretmenlerini selamladım / ر أ ي ت مع ل م ي ال م د ر س ة س ل م ت ع ل ى مع ل م ي ال م د ر س ة ر أ ي ت مع ل م ي ال م د ر س ة س ل م ت ع ل ى مع ل م ي ال م د ر س ة ك ت اب ي, ع صا ع ص اى, م ح ام ي مح م ي - ك ت اب ان ك ت اب اي ك ت اب Kitap-kitabım, değnek-değneğim, avukat-avukatım, iki kitap-iki kitabım Öğretmenler-öğretmenlerim, oğullar-oğullarım Kalemi, iki kitabımın üzerine koydum / İki kitabımı aldım / Rabbimiz! Beni, ana-babamı bağışla / أخ ذ ت ك ت اب ى و ض ع ت ال ق ل م ع ل ى ك ت اب ي ر ب ن ا اغ ف ر ل ي و ل و ال د ي م ع ل م ون م ع ل م وي = مع ل م ي, ب ن ون ب ن وي = ب ن ي ا لسم ال مب ه م الت ام VIII Teravih rekat olarak 20 dir/teravih 20 rekattır ( rekaten kelimesi, işrûne nin temyizidir) Açıklama: Kelimenin sonunu üstün yapar. ا لت ر او يح ع ش ر ون ر ك ع ة

م ع ن ى ال ف ع ل )إسم الفعل ) IX Günah işleyen Allah Tela dan uzak oldu (uzak oldu, fiili mazi manasında) Günahı terk et (terk et, emr-i hazır manasında) / Dünyada rahatlık yoktur/hasıl olmamıştır (zarf-ı mustakardır) Alimin ahlakının Muhammedî olması gerekir / (ism-i mensub da manay-ı fiildendir) ه ي ه ات ا لم ذ ن ب م ن للا ت ع ال ى )ا ى ب ع د ) ذ ن ب ا )ا ى ا ت ر ك ) ت ر اك ) م ا ح صل )ا ى ما ف ى الد ن ي ا ر اح ة ) م ح م د ي ا خ ل ق ه )ا ى ي ل ز م ي ن ب غ ل ل ع ال م ا ن ي ك ون Açıklama: Kendisinden fiil manası anlaşılan kelimelerdir fakat fiil gibi çekilmezler. Mazi, muzari ve emir olmak üzere üç çeşittir: ه اؤ م ه ي ت / ه ي ا ه ل م - أ ف أ م ام ك د ون ك و ر ائ ك م ك ان ك ص ه ح ي ه ي ه ات - و ي إ ل ي ك ع ن ي ر و ي د ك Ne uzak! (mazi manasında) şaşarım/vay (muzari manasında) sus! haydi, gel! alın! haydi, çabuk! gel, getir! canım sıkılıyor, bıkarım ilerle! al! geri al! olduğun yerde dur! benden uzak ol! yavaş ol, ağır ol Sülasi fiilden ف ع ال vezninde yapılanlar: İndi-in!, bıraktı-bırak!, oturdu-otur!, sustu-sus! ن ز ل ن ز ال, ت ر ك ت ر اك, ج ل س ج ل س, س ك ت - س ك ات Anne-babana öf bile deme (İsra 17/23) / Namaza gel! / ف ال ت ق ل ل ه م ا أ ف ع لى ح ي الص ال ة ك ت اب ه ب ي م ين ه ف ي ق ول ه اؤ م اق ر ء وا ك ت اب ي ه ف أ م ا م ن أ وت ي O zaman kitabı sağ eline verilmiş olan der ki: Gelin, kitabımı okuyun (Hâkka 69/19)]

ا ل ع ام ل ال م ع ن و ي ) 2 ) Dille söylenmeyen I ارفع المبتدأ والخبر Muhammed (sav), Allah ın elçisidir / Açıklama: Mübteda ve haberi ref eden âmil gözükmüyor/telaffuz edilmiyor. مح م د ر س ول للا II ارفع الفعل المضارع ي ر ح م للا ت ع ال ى الت ائ ب / eder Allah Teala tövbe edene merhamet - II ا ل م ع م ول ) 30 ) = م ع م ول ا ل ص ال ة ) 25 ( + م ع م ول ب الت ب ع ي ة )/ ا لت و اب ع ( ) 5 ) Amillerin amel ettikleri kelimeler / Kendisinde amilin etkisi bulunanlar م ع مول ا ل ص ال ة ) 25 ( = ا ل م ر ف وع ) 9 ( + ا ل م ن ص وب ) 13 ( + ا ل م ج ر ور )2( + ا ل م ج ز وم ) 1 ( Âmilin, vasıta gerekmeksizin müessir olmasıdır ا ل م ر ف وع ) 9 ) الفاعل I

Allah Teala tövbe edene merhamet etti/etsin / Camı kırdım / ر ح م للا ت ع ال ى الت ائ ب ك س ر ت الز ج اج ل ع ب ا ل ط ف ال ف ت ع ب و ا Çocuklar oynayıp yoruldular (fiil başta gelince, fail ikil veya çoğul olsa da, fiil tekil geliyor, fiil sonra gelirse, bu hususlarda faile uyuyor) II نائب الفاعل ر ح م الت ائ ب / olunsun Tövbe edene merhamet edildi/tövbe eden merhamet Açıklama: Meçhul fiilli cümlede fail olmaz, meful-i bih onun yerine geçer ve failin irabını alır. Bu kelimeye naib-i fail denir. ف ت ح الر ج ل ال ب اب - ف ت ح ال ب اب / Kapıaçıldı Adam kapıyı açtı ل م الت ل م يذ ال ق ر اء ة ع ل م ال م ع ل م الت ل م يذ ال ق ر اء ة ع Öğretmem öğrenciye okumayı öğretti Öğrenciye okuma öğretildi (Etken fiilli cümlelerde birden fazla meful varsa sadece ilk meful-i bih, naib-i fail olur) ج ل س الط ال ب ف ي الص ف ج ل س ف ي الص ف / oturuldu Öğrenciler sınıfta oturdu Sınıfta Muhammed (sav) peygamberlerin sonuncusudur / ) المبتدأ والخبر مح م د خ ات م ا ل ن ب ي اء )ع ل ي ه م الص ال ة و الس الم III- IV Açıklama: Mübteda asıl olan marife olmasıdır ancak bunun istisnaları vardır: Değerli bir dost bizi ziyaret etti (Mübteda tavsif edilmiş) / Hapiste hiç kimse yok (Nefiy den sonra gelmiş) / Müdürü arayan/soran bir ziyaretçi oldu mu? (Soru edatından sonra gelmiş) ص د يق ع ز يز ز ار ن ا م ا أ ح د ف ي الس ج ن أ ز ائ ر س أ ل ع ن الم د ير

Odada bir güvercin vardır (câr ve mecrûrdan ibaret olan haber mübtedan önce gelmiş) ف ي الغ ر ف ة ح م ام ة اسم باب ك ان V ا / hakimdir Allah Teala, alimdir, ك ان للا ت ع ال ى ع ل يم ا ح ك يم خبر باب إ ن VI إ ن ا لب ع ث ح ق / gerçektir Muhakkak ki (ölümden sonra) diriliş Açıklama: İnne ve kardeşleri 6 dır: Muhakkak ki muhakkak ki gibi fakat keşke belki, umulur ki Gerçek, muhakkak ki cehaletin ar olduğudur / ا ن أ ن ك أ ن ل ك ن ل ي ت ل ع ل ا ل ح ق أ ن ال ج ه ل ع ار خبر ل لنفي الجنس VII ل ع م ل م ر اء م ق ب ول / edilmez Hiçbir riyakarın ameli makbul değildir/kabul Açıklama: Bazıları bunu, onun gördüğü işi gördüğü için inne nin kardeşleri içinde zikreder. اسم ما و ل المش ت ه ب ي ن ب ل ي س VIII م ا الت ك ب ر ل ئ ق ا ل ل ع ال م و ل ح س د ح ال ل / değildi Kibirlenmek alime yakışmaz ve haset helal IX الفعل المضارع خالي عن النواصب والجواز م Açıklama: Muzari fiili nasb edenler: Allah Teala tevazuu/alçak gönüllülüğü sever / gösterir. Muzariye mastar manası verir ve gelecek zamanı :أ ن Genç bir kitap okumak istedi / ي ح ب للا ت ع ال ى الت و اض ع أ ر اد الش اب أ ن ي ق ر أ ك ت اب ا

yapar. Manayı gelecek zamana çevirir ve menfi :ل ن ل ن ن ك ت ب ل ه ش ي ئ ا / yazmayacağız Ona bir şey :إ ذ ا, إ ذ ن إ ذ ن ي ذ ه ب ت ع ب ك / gider ( Dinleneceğim diyene) Öyleyse yorgunluğun anlatır. Sebep :ك ي Öğrenci, öğrenmek için okuyor / ي ق ر أ الط ال ب ك ي ي ت ع ل م :ل :ل م الت ع ل يل Hasta arkadaşımızı ziyaret etmek için hastaneye gidiyoruz ص د يق ن ا ال م ر يض ن ذ ه ب إ ل ى ال م س ت ش ف ى ل ن ع ود :ل م الن ف ي م ا ك ن ا ل ن ص اح ب ال م ن اف ق ين / değiliz İkiyüzlülerle arkadaşlık edecek Ta ki, -ceye kadar :ح ى ت د و ر ك / kadarkonuşma Sıra gelinceye ل ي أ ت ي ت ت ك ل م ح ت ى nasbeder. manasındaإ ل kullanıldığı zaman muzarii veإ ى ل Yahut manasına gelen bu edat :أ و ي ع اق ب ال م خ ط ي أ و ي ع ت ذ ر / diler Hata işleyen cezalandırılır veya özür nasbeder. Nefiy veya talepten sonra gelerek muzarii :ف İyilik et sevap kazan / Okumadı ki bilsin / ل م ي ق ر أ ف ي ع ل م ف ت ن ال الث و اب ا ع م ل ال خ ي ر

nasbeder. Nefiy veya talepten sonra gelirse, muzarii :و او ال م ع ي ة Gıybetin günahından söz edip de (kendin) halkı çekiştirme Muzari fiili cezm edenler: a) Bir muzariyi cezm edenler çevirir. Muzari fiili menfi yapar, fiilin manasını maziye :ل م ل ت غ ت ب الن اس و ت ت ح د ث ع ن إ ث م الغ ي ب ة ل م ي ق ر أ الط ال ب ك ت اب ا / okumadı Öğrenci bir kitap : Muzari fiili menfi yapar, fiilin manasını maziye çevirir, işin henüz olmadığını (menfi durumun ل م ا süregeldiğini) anlatır. ا ش ت ر ى ع ل ي ك ت اب ا و ل م ا ي ق ر أ ه / okumadı Ali bir kitap satın aldı, henüz kullanılır. Emir için :ل ل ي ت ق ن ك ل ط ال ب د ر س ه / yapsın Her öğrenci dersini iyice kullanılır. Bir işin olmamasını, yapılmamasını istemek (nehiy) için :ل b) İki muzariyi cezm edenler ل ت ف ت ح الن اف ذ ة / açma Pencereyi :م ن :ما م ن ي ق ر أ ك ث ير ا ت ز د د م ع ر ف ت ه / artar Kim çok okursa bilgisi Ne iyilik yaparsanız Allah onu bilir (Bakara 2/197) / ما ت ف ع ل وا م ن خ ي ر ي ع ل م ه للا :إ ن إ ن ت ق ر أ ت ف ه م / anlarsın Okursan

ا : إ ذ م إ ذ م ا ت ج ر ت ت ع ب / yorulursun Koşarsan ا : م ه م م ه م ا ت ف ع ل أ ف ع ل / yaparım Ne yaparsan onu :م ى ت م ت ى ت ك ذ ب ت ح ق ر / görülürsün Ne zaman yalan söylersen hor :أ ي ان أ ي ان ت س ت ج د ب ه ي ن ج د ك / eder Ondan ne zaman yardım istersen sana yardım : أ يا أ ي ا ت ح ت ر م أ ح ت ر م / sayarım Kimi sayarsan (hürmet edersen) :أ ي ن أ ي ن م ا ت كون وا ي أ ت ب ك م للا ج م يع ا Nerde olursanız olun Allah sizi bir araya toplar (Bakara 2/148) ا : أ ي ن م ال م و ت / 4/78) Nerede olursanız olun ölüm size erişir (Nisa أ ي ن م ا ت كون وا ي د ر ك ك م :أ ى ن أ ن ى ت ذ ه ب أ ذ ه ب / giderim Nereye gidersen ح ي ث م ا : ح ي ث م ا ي ن ز ل الث ل ج ي ب ر د ال ج و / olur Nereye kar yağarsa (orada) hava soğuk

ا : ك ي ف م ك ي ف م ا ت ض ر ب ي ض ر ب / vurur Nasıl vurursan öyle ا ل م ن ص وب ) 13 ) المفعول المطلق I ن ص وح ا ت ب ت ت و ب ة Tövbe-i nasûh (kesin tövbe etmek) ile tövbe ettim (tevbeten: meful-i mutlak nev î, nasûhan: sıfat) Açıklama: Meful-i mutlak, fiilden sonra fiilin manasını kuvvetlendirmek, çeşidini bildirmek ve sayısını bildirmek için, o fiille aynı kökten gelen mastardır. Onu, zalimin dövdüğü gibi (zalim dövüşüyle) dövdü / - Meful-i mutlak olarak eş anlamlı bir mastar kullanılabilir: أ ك ل ال ج ائ ع أ ك ال / ki! Aç öyleyedi Hasta bir defa yemek yedi / Müslüman iki secde yaptı / Hastayı üç defa ziyaret ettim / ض ر ب ه ض ر ب الظ ال م أ ك ل ال م ر يض أ ك ل ة س ج د ال م س ل م س ج د ت ي ن ز ر ت ال م ر يض ث ل ث ز ي ار ات س ر ر ت ف ر ح ا / sevindim Bir sevinç - Meful-i mutlak olarak kullanılan mastar bazen hazf olur, niteliği bildiren sıfat, onun yerine kullanılır: ف ل ي ض ح ك وا ق ل ي ل و ل ي ب ك وا ك ث ير ا Az gülsünler, çok ağlasınlar (Tevbe 9/82, قليال ve كثيرا sıfatları, hazf olunmuş mutlak meful ض ك ك ا ve ب ك اء kelimelerinin naibidirler)

kullanılır: kelimeleri mastara muzaf olarak ب ع ض ve ك ل - Tamamen meyletmeyin (Nisa 4/129) / Nasihat ona biraz yaradı / ف ال ت م يل وا ك ل ال م ي ل ن ف ع ه الن صح ب ع ض الن ف ع II المفعول ب ه Açıklama: Meful-i bih, failin işlediği işten etkilenen isimdir. Allah Teala ya ibadet ediyorum (Teala: Sıfat) / Bir kalem satın aldım / Kütüphaneye uğradık / ا ع ب د للا ت ع ال ى ا ا ش ت ر ي ت ق ل م م ر ر ن ا ب ال ك ع ب ة المفعول ف يه III Ramazan ayında oruç tut (Ramazan: Muzafun ileyh) / Açıklama: Meful-i fih, fiilin işlendiği yeri ve zamanı gösterir. Hırsız evin arkasına saklandı / Babalarına akşamleyin geldiler (Yusuf 12/16) / Şehirde yeni bir mektep yapıldı / ص م ش ه ر ر م ض ان ا خ ت ف ى الل ص و ر ء الب ي ت و ج اء وا أ ب اهم ع ش اء أ ن ش ئ ت م د ر س ة ج د يد ة ب ال م د ين ة ج ل س ت ف ي الد ار / oturdum Evde المفعول ل ه )المفعول ل ج ل ه / المفعول م ن أ ج ل ه ) IV ا ع م ل ط ل ب ا ل م ر ض اة للا / et Allah ın rızasının talep için amel Açıklama: Meful-i leh, bir fiilin niye olduğunu, sebebini bildirir, niçin? sorusunun cevabıdır. Korktuğum için kaçtım / Allah a itaat için oruç tutarız / ه ر ب ت خ و ف ا ن ص وم ل ط اع ة للا

المفعول م عه V Mal tükenir, sen amelinle beraber baki kalırsın (Vav: Vav-ı maiyye) / Açıklama: Meful-i maah, beraberlik bildirir, vav-i maiyye den sonra gelir. Çocuk kıyı boyunca koştu / Halil le birlikte kahvede oturdum / ي ف ن ى ا لم ال و ت ب ق ى و ع م ل ك ج ر ى ال و ل د و الش اط ئ ج ل س ت ف ي ال م ق ه ى و خ ل ي ل الحال VI ا ع ب د للا ت ع ال ى خ ائ ف ا ر اج ي ا (Allah ın rahmetini) ümit edici, (azabından) korkucu olduğum halde Allah a ibadet ederim Açıklama: Hal, fiil olurken, failin, mefulun veya her ikisinin durumunu gösteren sözdür. Nasıl? sorusuna cevap teşkil eder. Korkarak (korka korka) konuştu / Mahmut u uyur halde gördüm / Çocuk, ağlayarak, bağırarak oturdu / ت ح د ث خ ائ ف ا ا ر أ ي ت م ح م ود ا ن ائ م ج ل س الط ف ل ب اك ي ا ص ائ ح ا التمييز VII İbadet yönünden alim güzel (hoş) oldu / ط اب ا لع ال م ع ب اد ة Açıklama: Temyiz, kendinden önce gelen bir isimle ne kastedildiğini açıklayan veya işin ne bakımdan olduğunu beyan eden yalın, nekra bir isimdir, mansubtur. Temyizin manasını açıkladığı isme mümeyyez denir. Çocuk bir bardak süt içti / Bir kantar ( 444.930 kg ) odun sattım / ا ش ت ر ي ت ص ن د ق ا ب ر ت ق ال / aldım Bir sandık portakal satın ب ع تث ق ن ط ار ا ح ط ب ا / ب ع تث ق ن ط ار ا م ن ح ط ب ش ر ب ال و ل د ك أ س ا ل ب ن ا / ش ر ب ال و ل د ك أ س ا م ن ل ب ن / ش ر ب ال و ل د ك أ س ل ب ن ا ش ت ر ت ز ي ن ب م ت ر ا ق م اش ا / aldı Zeynep bir metre kumaş satın - Sayılardan sonra gelen isimler temyizdir, sayılar ise mumeyyezdir. Sayının temyizi, hareke ve

çokluk bakımından şöyledir: 3-10: Cemi, mecrûr; 11-99: Mufret, mansûb; 100-1000: Mufret, mecrûr / ve ك م - temyizdir: soru edatlarından sonra gelen isimler de ك أ ي ك أ ي ن ا ش ت ر ي ت ث ل ث ة كت ب / aldım 3 kitap satın ا ش ت ر ي ت ت س ع ة و ت س ع ين ك ت اب / aldım 99 kitap satın ا ش ت ر ي ت ت س ع ة و ت س ع ين و ت س ع م ائ ة ك ت اب ا / aldım 999 kitap satın Bunu kaç dirheme satın aldın? / ك م ك ت ا ع ن د ك / var? Kaç kitabın ب ك م د ر ه م )د ر ه م ا( ا ش ت ر ي ت ه ذ ا Nice adamlar gördüm! / ك أ ي ن ر ج ل ر أ ي ت! المست ثن ى VIII ي د خ ل ا لج ن ة الن اس ا ل ال ك اف ر Kafirden başka, insanlar cennete girer (en-nâs: Müstesnâ minh, İllâ: İstisna edatı, Kâfir: Müstesnâ/Müstesnâ bih) ح اش ا, ع د ا, خ ال, س و ى, غ ي ر, إ ل edatları: Açıklama: Başlıca istisna Halid den başka bütün öğrenciler geldi / Başkandan başka bütün hırsızlar yaralandı / ج اء الط ال ب إ ل خ ال د ا ج ر ح الل ص وص إ ل الر ئ يس kullanılır: kelimesi, nekira bir ismin sıfatı olarak da غ ي ر - ق ر أ ت ك ت اب ا غ ي ر ه ذ ا / okudum Bundan başka bir kitap خبر باب كان IX ك ان ا لم ال ئ ك ة ع ب اد للا ت ع ال ى / kullarıdır Melekler Allah Teala nın إسم باب إن X

ا ن الس ؤ ال ح ق / haktır Şüphesiz sual إسم ل نفي الجنس XI ل ط اع ة م غ ت اب م ق ب ول ة / değildir Gıybet edenin taatı makbul خبر ما و ل المشتبهين بليس XII Gıybet helal değildir ve koğuculuk caiz değildir / م ا ا لغ ي ب ة ح ل ل و ل الن م يم ة ج ائ ز ة الفعل المضارع الذي دخله إحدى النواصب XIII ا ح ب ا ن ي غ ف ر ذ ن وب ي / istiyorum/seviyorum Günahlarımın bağışlanmasını ا ل م ج ر ور ) 2 ) المجرور بحرف الجر I ا ع م ل بإ خ ل ص / et İhlas ile amel المجرور با لضافة II ذ ن ب ا لع ب د ي س و د ق ل ب ه / karartır Kulun günahı kalbini ا ل م ج ز وم ) 1 ) 1 ( الفعل المضارع الذي دخله إحدى الجواز م I ا ن ت خ ل ص ي ق ب ل ع م ل ك / edilir Eğer ihlaslı olursan amelin kabul

م ع مول ب الت ب ع ي ة )/ ا لت و اب ع ( ) 5 ) Tabi/Tebeî mamuller: İrapta müstakil olmayıp daha önce gelen kelimenin irabına uyan kelimelerdir. ا لص ف ة )ا لن ع ت ) I Büyük (olan) Allah a ibadet ediyorum / ا ع ب د للا ا لع ظ يم Açıklama: Sıfat (Nat) tabi olduğu ismi niteler. Daima nitelediği isimden (mevsûf/men ût) önce gelir ve erlik, dişilik, teklik, ikilik, çokluk, belirlilik ve belirsizlik açısından mevsufa uyar: غ ير ان - ص غ ير ت ان, أ ط ف ال ص غ ار ص غ ير ة, ا لط ف ل الص غ ير, ط ف ال ن ص ط ف ل ة ط ف لت ان ص غ ير - ط ف ل ص غ ير ات ط ف ال ت Küçük bir çocuk-küçük bir kız çocuğu, küçük çocuk, iki küçük çocuk-iki küçük kız çocuğu, küçük çocuklarküçük kızlar ا ل ع ط ف )/ ع ط ف الن س ق (: II Açıklama: Atıf, atf-ı neseq ve atf-ı beyan olmak üzere iki çeşittir. Atıf harflerinden sonra gelen kelimeye matuf,(ا ل م ع ط وف ) önce gelen kelimeye ise matuf-i aleyh ع ل ي ه ) (ا ل م ع ط وف denir. Uyarı: Matuf mecrur ise matuf-i aleyhteki cer harfinin veya muzafın tekrarı gerekir. Ali yi ve Abdullah ıselamladık / Halid in ve senin kardeşinigördük / Allah a ve Resulüne itaat ediyorum (Allah: Matuf aleyh, Vav: Atıf harfi, er-rasûl: Matuf) س ل م ن ا ع ل ى ع ل ي و ع ل ى ع ب د لل خ ال د وأ خ ا ك ر أ ي ن ا أ خ ا 1 ( و : أ ط يع للا و الر س ول Açıklama: Matuf ve matuf-i aleyh arasında ortak bir ciheti anlatır, sıra bildirmez yani matuf-i aleyhten sonra gelebileceği gibi önce de gelebilir. İftitah tekbiri vacip olur, kıyam da (hemen peşinden vacip olur) ج اء ا ل ب وا ل ب ن / geldi Baba ve oğul 2 ( ف : ت ج ب ت ك ب ير ة اإل ف ت ت اح ف الق ي ام

Açıklama: Atıf harfi olarak kullanıldığında matuf ve matuf-i aleyh arasında ortak bir cihetle birlikte sıra da bildirir. Yani matuf-i aleyh fe den önce, matuf ise fe den sonra gelir. Matuf-i aleyh ve matuf arasında ardadalık varsa araya uzun bir zaman girmemişse fe kullanılır. ق ع د ال م د ير ف ال مع ل مون / oturdu Müdür ve öğretmenler 3 ( ثم : ت ج ب الع ل م ث م الع م ل / olur (Önce) ilim, sonra amel vacip Açıklama: Sonra anlamına gelir ve sıra bildirir. Fe den farkı, matuf-i aleyh ile matuf arasına zaman girmiş olduğunu ifade etmesidir. Baba kızıp oğlunu dövdü sonra pişman oldu / غ ض ب ا ل ب ف ض ر ب اب ن ه ث م ن د م 4 ( ح ت ى: م ات الن اس ح ت ى ا ل ن ب ي اء / (öldüler) İnsanlar öldü, hatta peygamberler de Açıklama: Bile manasına atıf harfi olarak kullanılır. ا / yedi Balığı, başı da dahil olmak üzere أ ك ل الس م ك ة ح ت ى ر أ س ه ا و ث م ان ي ة / kıl Kuşluk (namazını) dört veyahut sekiz (rekat) 5 ( ا و Açıklama: Yahut demektir, tereddüt veya seçme bildirir. Bir gün yahut bir günün bir kısmı kadar kaldık / : ص ل الض ح ى أ رب ع ا ل ب ث ن ا ي و م ا أ و ب ع ض ي و م 6 ( ا م ا: ا ع م ل ا م ا و اج ب ا و ا م ا مس ت ح ب ا / et Ya vacip veya müstehap (olarak) amel Açıklama: Tekrarlanarak kullanılır, ya ya manasına gelir. Allah Teala nın rızasını mı istiyorsun, yoksa gazabını mı? ص ال ح / yazdı Size ya Hasan, ya Salih و إ م ا ك ت ب إ ل ي ك م إ م ا ح س ن 7 ( ا م : ا ر ض اء للا ت ع ال ى ت ط ل ب ا م س خ ط ه Açıklama: Yoksa manasına gelir, bir işin, bir şeyin açıklanmasını istemek için kullanılır. Ayrıca bir işin yapılıp-yapılmamasının tesirinin müsavi olduğunu anlatmak için de kullanılır. Uykuda mısın, yoksa uyanık mısın? / Onlar korkutsan da korkutmasan da müsavidir inanmazlar (Bakara 2/6) م س ت ي ق ظ أ ن ائ م أ ن ت أ م و اء ع ل ي ه م ء أ ن ذ ر ت ه م أ م ل م ت ن ذ ر ه م ل ي ؤ م ن ون س

8 ( ل : ا ع م ل ص ل س ي ئ ا / değil İyiyi amel et, kötüyü ال ح ا Açıklama: Nefiy (olumsuzluk, menfilik) anlatır, matufun, matuf-i aleyhin işine katılmadığını ifade eder. Elma yedik armut değil / أ ك ل ن ا الت ف اح ل ا ل ن ج اص 9 ( ب ل : ا ط ل ب ح ال ل ب ل ط ي ب ا / et Helali belki iyisini talep Açıklama: Bilakis, Öyle değil, böyle,fakat, hiç olmazsa gibi manalar verir, olumsuzluk anlatır, vazgeçme bildirir. Kendinden önce bir emir veya olumlu bir hüküm gelmişse, onu kaldırır, gelmemiş gibi yapar. Açıklama: Fakat, ancak manasına gelir. ر أ ي ت س ل يم ا ب ل ح س ن ا / Hasan ı Selim i gördüm, hayır 10 ( ل ك ن : ل ي ح ل ر ئ اء ل ك ن ا خ ل ص / olur) Gösteriş helal olmaz, fakat ihlas (helal م ا ذ ه ب ح س ن ل ك ن مس اع د ه / gitti Hasan gitmedi, fakat yardımcısı ع ط ف ال ب ي ان III Nebimiz Muhammed e (asv) iman ettik / ) آم ن ا ب ن ب ي ن ا مح م د )ع ل ي ه الص ال ة والس ال م Açıklama: Bir ismi beyan ve izah etmek için ona ilave edilen diğer isme, atf-ı beyan denir. ذ ه ب أ خ ي ز ي د / gitti Kardeşim Zeyd ا لت أ ك يد IV ا ط ل ب ا إل خ ال ص ا ل خ ل ص - أ ت ر ك الذ ن وب ك ل ه ا / et İhlası talep et, ihlası - Günahların tümünü terk Açıklama: Tabi olduğu kelimenin manasını kuvvetlendiren, pekiştiren, manadaki kapalılığı gideren sözdür ve iki çeşittir: 1) Lafzi tekit ال ف ظ ي ) :(ا لت أ ك يد İsmin, fiilin, harfin, hatta cümlenin tekrarı ile olur: Aslan geliyor aslan / Kardeşin başardı, başardı / ي أ ت ي ا ل س د ا ل س د ن ج ح ن ج ح أ خ وك

Yalan söyleme! / Katil odur o! / ل ل ت ك ذ ب! ه و ال ق ات ل ه و ال ق ات ل! 2) Manevî ال م ع ن و ي ) tekit Bazı :(ا لت أ ك يد kelimeler kullanılarak yapılır. Bu kelimelerin başlıcaları ج م يع, ك ل, ك ال, ك ل ت ا, ا لن ف س, ا ل ع ي ن şunlardır: س ل م ت ع ل ى ا ل ص ح اب ج م يع ه م / selamladım Arkadaşların hepsini Kitabın hepsini okudum / Erkek hastaların ikisi de geldi / Kadın hastaların ikisi de geldi / Erkek hastaların ikisini de ziyaret ettik / Kadın hastaların ikisini de ziyaret ettik / ق ر أ ت ال ك ت اب ك ل ه ا ج اء ال م ر يض ان ك ل ه م ا ج اء ت ال م ر يض ت ان ك ل ت اه م ا ع د ن ا ال م ر يض ي ن ك ل ي ه م ا ع د ن ا ال م ر يض ت ي ن ك ل ت ي ه م Müfret bir kelimeyi tekit için kullanıldıklarında müfret olarak, birden fazla varlığı :ا لن ف س, ا ل ع ي ن gösteren kelimeyi tekit için kullanılınca ise أ ف ع ل vezninde cemi olarak gelirler. Ayrıca بbaşlarına getirilerek de kullanılırlar: Onunla Sultan kendisi konuştu / İki vezirin kendileri geldi / Vezirlerin kendileri geldi/bizzat vezirler geldi / ح اد ث ه الس ل ط ان ن ف س ه / ع ي ن ه ا ق د م ال و ز ير ان أ ن ف سه م ا / أ ع ي ن ه م ق د م ال و ز ر اء أ ن ف سه م / أ ع ي ن ه م ش ه د ت ه ب ع ي ن ه / gördüm Bizzat kendisini ا ل ب د ل V أ ع ب د ر ب ك ا ل ه ا لع ال م ين / et Rabbine, alemlerin ilahına ibadet ا ب غ ض الن اس م ن ع ص ى للا ت ع ال ى م ن ه م

İnsanlara (insanlardan bedel) onlardan Allah a isyan edenlere buğz et ا ح ف ظ للا ت ع ال ى ح ق ه / et Allah Teala yı (Allah tan bedel) onun hakkını muhafaza Açıklama: Bedel, kendisinden sonra gelen isme irap bakımından uyan isimdir ve dört çeşittir. Bedelin önüne gelen isme mübdelün minh denir: 1) Mutâbık bedel مط اب ق / ب د ل ال ك ل م ن ال ك ل ) :(ب د ل Bedelin, mübdel-i minhun hepsi olmasıdır. Arkadaşın Halit seni sordu (Arkadaşın: Mübdel-i minh, Halit: Bedel) / Kâtip Hasan a uğradık / Kardeşin Mahmut u selamladık / Zeyd in cesdedini/bedenini gördüm / س أ ل ع ن ك ص اح ب ك خ ال د ص اد ف ن ا ال ك ات ب ح س ن ا س ل م ن ا ع ل ى أ خ يك م ح مود ر أ ي ت ز ي د ا ج س د ه / ب د ن ه 2) Bedel-i baz min kul م ن ال ك ل ) :(ب د ل ال ب ع ض Bedelin, mübdel-i minhun hepsi değil bir parçası/kısmı olmasıdır. Kitabın yarısını okudum / Ekmeğin üçte birini yedim / Gecenin çoğu geçti / Zeyd in elini gördüm / ق ر أ ت ال ك ت اب ن ص ف ه أ ك ل ت الر غ يف ثل ث ه م ض ى ال ي ل أ ك ث ر ه ر أ ي ت ز ي د ا ي د ه 3) Bedel-i iştimâl ا ل ش ت م ال ) :(ب د ل Bedelin, mübdel-i minhun hepsi veya bir parçası olmaması ancak onun şümulüne (kapsamına) girmesidir. Zeyd in ilmi hoşuma gitti / Zeyd in elbisesini gördüm / أ ع ج ب ن ي ز ي د ع ل مه ر أ ي ت ز ي د ا ث ي اب ه 4) Bedel-i mübâyin li l-mübdeli minh ال مب اي ن ل ل مب د ل م ن ه ) :(ا ل ب د ل Bedelin, mübdel-i minhuntan tamamen farklı olmasıdır ve iki çeşittir: :(ب د ل ا ل ض ر اب ) (a Bedel-i idrâb

أ ك ل ت خ ب ز ا Ekmek yedim (Ekmek ve et yiyen birisi böyle deyince, sonra et yemiş olduğunu da ifade etmek istemişse, et kelimesini de ilave eder: ا أ ك ل ت خ ب ز ا ل ح م Ekmek, et yedim. Bu çeşit bedelde, et kadar ekmek kelimesi de kastedilmiş olur. Birinci zikredilen ekmek e metbû, ikinci zikredilen et e tâbi denir) b) Bedel-i galat ve nisyân ال غ ل ط و الن س ي ان ) :(ب د ل Metbû yanlışlıkla söylenmiş olur, tabi hemen onun yerine konur. Bir köpeğin, atın demek istedim yanından geçtim / Zeyd in eşeğini gördüm / م ر ر ت ب ك ل ب ف ر س ر أ ي ت ز ي د ا ح م ار ه - III ا إل ع ر اب )أ ن و اع اإل ع ر اب و ع ال م ت ه ( ) 10 ) İ râb: Amil sebebiyle murabın sonunun değişmesi Mu rab: Sükunu ve harekesi amille olan Mebnî: Sükunu ve harekesi amille olmayan, devamlı aynı minval üzere olan ا ل ح ر ك ة ) 3 (: I 1 ( ا لض م ة : Açıklama: Ref alametleri şunlardır: a) Damme: ج اء ال و ل د / geldi Çocuk b) Müsennâda elif

ا / geldiler İki çocuk ا ل و ل د ان ج اء c) Erkek çoğulunda ve beş isimde vâv ي ف ع ال ن - ت ف ع ال ن - ي ف ع ل ون - ت ف ع ل ون - ت ف ع ل ين ( fiilde d) Beş Açıklama: Nasb alametleri şunlardır: a) Fetha b) Müsennâda ve erkek çoğulunda ye c) Dişi çoğulunda kesre d) Beş fiilde nun un hazfi e) Beş isimde elif Açıklama: Cer alametleri şunlardır: a) Kesre Çocuklar geldiler Baban geldi / ) nun İki çocuğu gördüm Öğretmenleri gördüm / ل د ا ل و ج اء أ ب وك ج اءوا - İki çocuk geldiler / Çocuğu gördüm / ا ل و ل د ان ي ج يئ ان 2 ( ا ل ف ت ح ة : ر أ ي ت ال و ل د ر أ ي ت ال و ل د ي ن ر أ ي ت ال مع ل م ين Bayan öğretmenleri gördüm / İki çocuk asla gelmeyecekler / Babanı gördüm / Adama selam verdim / ر أ ي ت ال مع ل م ات ا ل و ل د ان ل ن ي أ ت ي ا ر أ ي ت أ ب اك 3 ( ا ل ك س ر ة : س ل م ت ع ل ى الر ج ل b) Gayr-i munsarifte fetha

و ز ر ت ال م س اج د / ettim Mescitleri ziyaret c) Müsennâda, erkek çoğulunda ve beş isimde ye س ل م ت ع ل ى ر ج ل ي ن - س ل م ت ع ل ى ال مع ل م ين - س ل م ت ع ل ى أ ب يك İki adama selam verdim Öğretmenlere selam verdim Babana selam verdim ========================================================== Açıklama: Cezm alametleri şunlardır: a) Sukûn b) Son harfi illetli muzâride illet harfinin hazfi c) Beş fiilde nun un hazfi O görmedi / ل م ي ع ل م / bilmedi O ل م ي ر )أصله: ي ر ى ) ل م ي ع ل مو ا / bilmediler Onlar ا ل ح ر ف ) 4 (: II : )1 - Erkek çoğulunda ve beş isimde vâv, ref alametidir: Çocuklar geldiler Baban geldi / ل د ا ل و ج اء أ ب وك ج اءوا - )2 ي : a) Müsennâda ve erkek çoğulunda ye, nasb alametidir: İki çocuğu gördüm Öğretmenleri gördüm / b) Müsennâda, erkek çoğulunda ve beş isimde ye, cer alametidir: ر أ ي ت ال و ل د ي ن ر أ ي ت ال مع ل م ين س ل م ت ع ل ى ر ج ل ي ن - س ل م ت ع ل ى ال مع ل م ين - س ل م ت ع ل ى أ ب يك İki adama selam verdim Öğretmenlere selam verdim Babana selam verdim

ن )3 ا : a) Müsennâda elif, ref alametidir: ا / geldiler İki çocuk ا ل و ل د ان ج اء b) Beş isimde elif, nasb alametidir: ر أ ي ت أ ب اك / gördüm Babanı : )4 - Beş fiilde nun, ref alametidir: ا ل و ل د ان ي ج يئ ان / geldiler İki çocuk ا ل ح ز ف ) 3 (: III Sen vurmadın / O savaşa gitmedi / O ikisi vurmadılar - Onlar vurmadılar / ل م ت ض ر ب 1 ( حزف الحركة : ل م ي غ ز 2 ( حزف اآلخ ر / الحرف : ل م ي ض ر ب و ا 3 ( حزف النون : ل م ي ض ر ب ا IV -ا ل م ل ح ق ا ل ع ر اب ب ح س ب الم ح ل ) 4 ) Mahallen irap mebnilerde, takdiren irap ise muraplarda olur ب ال ح ر ك ة ا لم ح ض ة ت ام ا ل ع ر اب )مختص باإلسم(: I Tâm irab: Harekenin kelimenin sonunda tam olarak gözükmesidir:

Nâkıs irab: Harekenin kelimenin sonunda ya hiç ya da tam olarak gözükmemesidir: Resul bize geldi / Resulü tasdik ettik / Resule iman ettik / Gökten kitaplar nazil oldu / Zeyd geldi / Kadı geldi / ج اء ز ي د ج اء ال ق اض ي ج اء ا ح م د / geldi Ahmet ( 1 ا س م مف ر د من ص ر ف ) ر ف ع ه ب الض م ة : ج ائ ن ا الر س ول )ع ل ي ه الس ال م ) ول )ع ل ي ه الس ال م ب ه ب ال ف ت ح ة : ص د ق ن ا الر س ن ص ج ر ه ب ال ك س ر ة : آم ن ا ( 2 ج م ع ال مك س ر ال من ص ر ف ) ب الر س ول )ع ل ي ه الس ال م Biz kitapları tasdik ettik / Biz kitaplara iman ettik / ر ف ع ه ب الض م ة : ن ز ل م ن الس م اء كت ب Zeyd geldi ( Zeydün kelimesinde failin harekesi olan damme tam olarak görünüyor) ب ه ب ال ف ت ح ة : ص د ق ن ا ا لكت ب ن ص ج ر ه ب ال ك س ر ة : آم ن ا ب ال كت ب 3 ( ا ل ع ر اب ب ح س ب الص ف ة ج اء ز ي د ل ف ظ ي : ت ق د ير ي : ا ن ا ال ع اص ي Ben asiyim/günahkarım (el-âsî: Failin harekesi olan damme, yazıda görünmediği için/el-âsiyyu demek zor olduğu için takdiren merfudur) (Mebnî olanlarda mahallî irap oluyor) Hayır ancak onun yüzünden gelen (Allah a) tevekkül ettik م ح ل ي : ت و ك ل ن ا ع ل ى م ن ل ي أ ت ى ا لخ ي ر ا ل م ن ج ه ت ه

Bu adam geldi (Hâzâ: Mebni, fâil takdiren merfu; er-racül: Sıfat/Bedel) ج اء ه ذ ا الر ج ل 4 ( ب ال ح ر ك ة ا لم ح ض ة ن اق ص ا ل ع ر اب )مختص با لسم(: Bize Ahmet (as) geldi Biz Ahmet i (as) tasdik ettik / Biz Ahmet e (as) inandık / ( a غ ي ر من ص ر ف ) ر ف ع ه ب الض م ة : ج ائ ن ا ا ح م د )ع ل ي ه الس ال م ) ب ه ب ال ف ت ح ة : ص د ق ن ا ا ح م د )ع ل ي ه الس ال م ن ص ) ج ر ه ب ال ف ت ح ة : آم ن ا ب ا ح م د )ع ل ي ه الس ال م Bize mucizeler geldi / Biz mucizeleri tasdik ettik / Biz mucizelere inandık / b ( ج م ع ال مؤ ن ث الس ال م ر ف ع ه ب الض م ة : ج ائ ن ا مع ج ز ات ر ة : ص د ق ن ا مع ج ز ات ب ه ب ال ك س ص ن ج ر ه ب ال ك س ر ة : آم ن ا ب مع ج ز ات II ب ال ح ر وف ا لم ح ض ة ت ام ا ل ع ر اب )مختص باإلسم(: 1 ( ا لسماء الستة )ا لسماء الخمسة( المع ت ل ة المضافة في غير ياء المتكلم : Bize Ebülkâsım (Muhamed aleyhisselam) geldi Biz Ebülkâsım ı tasdik ettik / Biz Ebülkâsım a inandık / ) ر ف ع ه ب ال و او : ج ائ ن ا ا ب وا لق اس م )ع ل ي ه الس ال م ) : ص د ق ن ا ا ب ا ا لق اس م )ع ل ي ه الس ال م ن ص ب ه ب ا ل ل ف ) ج ر ه ب ال ي اء : آم ن ا ب أ ب ى ا لق اس م )ع ل ي ه الس ال م Açıklama: Bazıları, Arapların onu kullandığının kendilerin ulaşmadığını söyleyerek kelimesiniه ن وه düşürüp sayıyı beşe indirmişlerdir. أ ب - أ خ - ح م ه ن ف و ذو Baba kardeş - kayın peder - söylenmesi çirkin olandan kinaye (kadın veya erkeğin avret yeri) - ağız - sahip ا ب وه ا خ وه ح م وه ا ه ن وه ف وه ذ و )م ال )