T.C. Resmi Gazete. Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğünce Yayımlanır. 6 Mayıs 1995 CUMARTESİ. Kanun



Benzer belgeler
2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ...

Türkiye Ekonomisinde Dönüşüm

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002.

Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

KANUN NO: 5746 ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME FAALİYETLERİNİN DESTEKLENMESİ HAKKINDA KANUN (*) Kabul Tarihi: 28 Şubat 2008

YENİ HÜKÜMET PROGRAMI EKONOMİ VE HAZIR GİYİM SEKTÖRÜ İÇİN DEĞERLENDİRME EKONOMİ VE STRATEJİ DANIŞMANLIK HİZMETLERİ 30 KASIM 2015

DEVLET BAKANI SAYIN MEHMET ŞİMŞEK İN YAPISAL REFORMALARIN MAKROEKONOMİK ETKİLERİ KONFERANSI AÇILIŞ KONUŞMASI (26 EKİM 2007 ANKARA)

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

Dünya ve Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler ve Orta Vadeli Program. 22 Kasım 2013

PAZAR BÜYÜKLÜĞÜ YATIRIM MALĐYETLERĐ AÇIKLIK EKO OMĐK VE POLĐTĐK ĐSTĐKRAR FĐ A SAL ĐSTĐKRAR

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( )

İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ

5746 SAYILI ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME FAALİYETLERİNİN DESTEKLENMESİ HAKKINDA KANUN

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

Türkiye Ekonomisi 2000 li yıllar

KAMU FİNANSMANI VE BORÇ GÖSTERGELERİ

/ 77 TÜRK PARASI KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARARDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

RUS TÜRK İŞADAMLARI BİRLİĞİ (RTİB) AYLIK EKONOMİ RAPORU. Rusya ekonomisindeki gelişmeler: Aralık Rusya Ekonomisi Temel Göstergeler Tablosu

Tarımın Anayasası Çıktı

İktisadi Planlamayı Gerektiren Unsurlar İKTİSADİ PLANLAMA GEREĞİ 2

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ

GENEL DEĞERLENDİRME TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

BİRİNCİ BÖLÜM... 1 KAYIT DIŞI İSTİHDAM... 1 I. KAYIT DIŞI EKONOMİ...

inşaat SEKTÖRÜ 2015 YILI ÖNGÖRÜLERİ

İlk satış ve ikinci el satış ayrıntısında konut satış sayıları, ortalama

2002 HANEHALKI BÜTÇE ANKETİ: GELİR DAĞILIMI VE TÜKETİM HARCAMALARINA İLİŞKİN SONUÇLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

Merkez Bankası 1998 Yılı İlk Üç Aylık Para Programı Gerçekleşmesi ve İkinci Üç Aylık Para Programı Uygulaması

YEDİNCİ BEŞ YILLIK KALKINMA PLANI

Artış. Ocak-Haziran Oranı (Yüzde) Ocak-Haziran 2014

Erkan ERDİL Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi ODTÜ-TEKPOL

Türkiye de Yabancı Bankalar *

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

TÜRKİYE DE FİKRİ MÜLKİYET HAKLARININ KORUNMASI : ULUSLARARASI DOĞRUDAN YATIRIMLARA ETKİLER RAPORU

EKONOMİ DEKİ SON GELİŞMELER Y M M O D A S I P R O F. D R. M U S T A F A A. A Y S A N

Kıvanç Duru 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Programı Değerlendirmesi

Bankacılık sektörü değerlendirmesi ve 2012 yılı beklentileri

T.C. KALKINMA BAKANLIĞI 2014 YILI PROGRAMI GENEL EKONOMİK HEDEFLER VE YATIRIMLAR

YATIRIMLAR Yatırımların Sektörel Dağılımı a) Mevcut Durum

FİNANS VE MAKROEKONOMİ. Finansal Sistem ve Ekonomik Büyüme. Finansal Krizler ve Ekonomi

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: Mart Toplantı Tarihi: 24 Şubat 2015

TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ SON GELİŞMELER

AB Ülkelerinin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Aday Ülkeler

BÖLGE VE NÜFUSUN GENEL DURUMU. Doç.Dr.Tufan BAL

Bireysel Emeklilik Sisteminin Geliştirilmesi: Sonuçlar, Fırsatlar ve Beklentiler

MAKROEKONOMİK GELİŞMELER 2011

Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanunu, Yasası

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

T.C. Kalkınma Bakanlığı

Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı

G20 BİLGİLENDİRME NOTU

KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ DEVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ

T.C. KALKINMA BAKANLIĞI 2015 YILI PROGRAMI GENEL EKONOMİK HEDEFLER VE YATIRIMLAR

SPOR HUKUKU. 3.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER

Yatırım Ortamı Değerlendirme Raporu: Türkiye nin ikinci nesil reform gündeminin tasarımı

8. BÖLÜM STAGFLASYONLA MÜCADELEDE MALİYE POLİTİKASI. Dr. Süleyman BOLAT

Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı Bütçesinin Gelir, Gider ve Muhasebesine İlişkin Yönetmelik

YENİ EKONOMİ PROGRAMI YAPISAL DÖNÜŞÜM ADIMLARI 2019

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 4 Ekim 2016

TÜRKİYE SINAİ KALKINMA BANKASI A.Ş. TÜRKİYE KALKINMA BANKASI A.Ş.

Ekonomik Göstergeler Neyi Gösteriyor? 2013 e Bakış ve 2014 Beklentileri

BASIN DUYURUSU ŞUBAT AYI ENFLASYONU, İLERİYE YÖNELİK BEKLEYİŞLER VE FAİZ ORANLARI

Tarımsal Gelir Politikası/Amaç

ÜÇ AYLIK EKONOMİK RAPOR

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğünce Yayımlanır. 15 Aralık 2004 Çarşamba. Kanunlar

Lojistik. Lojistik Sektörü

TÜRKİYE DE MAHALLİ İDARELERİN MALİ YAPISI

Kamu Finansmanı ve Borç Göstergeleri

KURUL KARARI ORTA VADELİ MALİ PLAN ( )

izlenmiştir. Çin Halk Cumhuriyeti 1949 yılında kurulmuştur. IMF'ye bağlıbirimler: Guvernörler Konseyi, İcra Kurulu, Geçici Kurul, Kalkınma Kurulu

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Nisan 2015

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Çıkış Stratejisi Genel Çerçevesi

TARIM POLİTİKASI. Prof. Dr. Emine Olhan. A.Ü.Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü

FİYAT İSTİKRARI ACI KAHVE

GELİR POLİTİKALARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Toplam Erkek Kadin Ermenistan Azerbaycan Gürcistan Kazakistan Kırgızistan Moldova Cumhuriyeti. Rusya Federasyonu

FİNAL ÖNCESİ ÇÖZÜMLÜ DENEME MALİYE POLİTİKASI 1 SORULAR

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

YURTDIŞI MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ

T.C. KALKINMA BAKANLIĞI 2016 YILI PROGRAMI GENEL EKONOMİK HEDEFLER VE YATIRIMLAR

EKONOMİ BAKANLIĞI YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI PROJE BAZLI DESTEK SİSTEMİ YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ

TÜRK İŞGÜCÜ PİYASASI MESLEKİ EĞİTİM İSTİHDAM İLİŞKİSİ VE ORTAKLIK YAKLAŞIMI

MAKROEKONOMİ BÜLTENİ TEMMUZ 2018

MAKRO İKTİSAT KONUYA İLİŞKİN SORU ÖRNEKLERİ(KARMA)

SERBEST BÖLGELER KANUNU İLE GÜMRÜK KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI (TASLAĞI)

GSYH

FASIL 5 KAMU ALIMLARI

T.C. KALKINMA BAKANLIĞI GENEL EKONOMİK HEDEFLER VE YATIRIMLAR 2012

A Y L I K EKONOMİ BÜLTENİ

Türkiye de Stratejik Çevresel Değerlendirme: İhtiyaçlar, Zorluklar ve Fırsatlar

Program Koordinatörü Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı

ULUSOY UN SANAYİ VE TİCARET A.Ş. DEĞERLENDİRME RAPORU-2 ŞEKER YATIRIM MENKUL DEĞERLER A.Ş. 29 EYLÜL 2015

Ocak 2019 Dönemi Bütçe Gerçekleşmeleri

Dış Ticaret Politikası. Temel İki Politika. Dış Ticaret Politikası Araçları Korumacılık / İthal İkameciliği

Haziran 2017 Dönemi Bütçe Gerçekleşmeleri. Ocak-Haziran 2017 Dönemi Bütçe Gerçekleşmeleri

Transkript:

T.C. Resmi Gazete Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğünce Yayımlanır Kuruluşu : 7 Ekim 1920 6 Mayıs 1995 CUMARTESİ Sayı : 22279 YASAMA BÖLÜMÜ Kanun Telgraf ve Telefon Kanununa Bazı Ek Maddeler Eklenmesine, Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Kanun No. 4107 Kabul Tarihi : 3.5.1995 MADDE 1. 4.2.1924 tarihli ve 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanununun Ek 17 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Ek Madde 17. Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketi hisselerinin en çok % 49'u devredilebilir. Bu hisselerden % 10'u T.C. Posta İşletmesi Genel Müdürlüğüne bedelsiz olarak verilir. Hisse satışında T.C. Posta İşletmesi Genel Müdürlüğü ile Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketi çalışanları ve küçük tasarruf sahiplerine % 5, gerçek ve tüzel kişilere % 34 pay ayrılır. Özelleştirme Yüksek Kurulu, bu Kanun hükümlerine göre Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketi hisselerinin en çok % 49'unun devir ve satış esaslarını, bunlara ilişkin usul ve esasları tespite, nihaî devir işlemlerini onaylamaya yetkilidir. Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketinin hisselerinin değerinin tespiti ve satış işlemleri 24.11.1994 tarihli ve 4046 sayılı Kanun hükümleri dahilinde, Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca yürütülür ve sonuçlandırılır. Yasama Bölümü Sayfa : 1 Resmi Gazete Kodu : 060595 İçindekiler 96. Sayfadadır.

Sayfa : 2 RESMİ GAZETE 6 Mayıs 1995 Sayı : 22279 MADDE 2. 406 sayılı Kanunun Ek 18 inci maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir. Sadece işletme lisans ve ruhsatına ilişkin hizmet vermek üzere kurulmuş sermaye şirketlerine hizmetin tanımı ve yeri belirlenmek suretiyle tesis ve işletme izni verilir. Süresi en çok 49 yıl olarak düzenlenir. Verilmiş izinler, süre sonunda uzatılması talep edilmediği takdirde sürenin bitimi ile kendiliğinden sona erer. Sermaye şirketleri haberleşmenin gizliliğine, millî güvenlik ve kamu düzenine aykırı davranışta bulunamazlar. Ulaştırma Bakanlığı sermaye şirketlerinin görev alanlarıyla ilgili faaliyetlerini bütün aşamalarda denetler veya denetletebilir. İşletme lisans ve ruhsatına ilişkin değer tespit ve ihale işlemleri 24.11.1994 tarihli ve 4046 sayılı Kanun hükümleri dahilinde Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca yürütülür ve sonuçlandırılır. Lisans hizmetlerine ilişkin uygulama usul ve esasları Ulaştırma Bakanlığınca yürürlüğe konulacak yönetmelikle tespit edilir. Lisans ve ruhsat alan sermaye şirketlerinin yapacağı telekomünikasyon tesislerinin onaylanmış tatbikat projelerine göre, kamulaştırma ihtiyacı ortaya çıktığında, kamulaştırma bedeli sermaye şirketi tarafından ödenmek kaydı ile genel hükümlere göre kamulaştırma yapılır. MADDE 3. 406 sayılı Kanuna aşağıdaki ek maddeler eklenmiştir. EK MADDE 19. Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketi hisselerinin satışından elde edilen gelirlerin % 20 kadarı posta hizmetleri, 20 kadarı telekomünikasyon hizmetleri, lisans ücretlerinin % 20 kadarı telekomünikasyon hizmetlerinin geliştirilmesinde kullanılır. Bu miktarlar ve kullanım alanları Ulaştırma Bakanlığının önerisi ve Bakanlar Kurulu kararıyla belirlenir. Kalan kısım öncelikle borç ödemelerinde kullanılmak üzere Hazineye devredilir. EK MADDE 20. Bu Kanun gereğince yapılacak her türlü işlemler (sözleşmeler dahil) katma değer vergisi hariç, her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır. MADDE 4. 406 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir. GEÇİCİ MADDE 5. Geçiş döneminde hizmet aksamasına yol açmamak üzere T.C. Posta İşletmesi Genel Müdürlüğü ve Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketi, aralarında yapacakları protokollerle, personeli birbirlerinin hizmetlerinde çalıştırabilirler. MADDE 5. 9.4.1987 tarihli ve 3348 sayılı Ulaştırma Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 8 inci maddesinin (e) bendindeki, 13 üncü maddesinin başlığı ile birinci fıkrasındaki ve aynı Kanuna ekli (1) sayılı cetvelin "Ana Hizmet Birimleri" bölümünün 5 inci sırasındaki "Haberleşme Dairesi Başkanlığı" ibareleri "Haberleşme Genel Müdürlüğü" şeklinde, 13 üncü maddesinin (g) bendi (h) bendi olarak değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki (g) bendi eklenmiştir. g) Telekomünikasyon İşletmeciliği yapacak sermaye şirketlerinin yeterlik şartlarını düzenlemek, lisans belgesi vermek, denetlemek ve denetletmek, telekomünikasyon terminal cihazlarına tip ve uygunluk onayı vermek ya da verdirmek, MADDE 6. Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketi Genel Kurulu ile yönetim ve denetim kurulunun görev yetkileri, yönetim ve denetim kurulu üyelerinin sayısı ve seçimi, genel müdür ve yardımcılarının atanması usulü ve nitelikleri şirket ana sözleşmesinde gösterilir. Şirketin 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 3 üncü maddesinin (c) bendi kapsamına giren personelin ücretleri, ünvanı, iş gerekleri, iş yeri ve çalışma şartları dikkate alınmak suretiyle şirket yönetim kurulunca belirlenir. Yasama Bölümü Sayfa : 2

6 Mayıs 1995 Sayı : 22279 RESMİ GAZETE Sayfa : 3 Ekli (II) sayılı listede yer alan kadrolar iptal edilerek 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki cetvellerin Ulaştırma Bakanlığı bölümünden çıkarılmış ve Ekli (I) sayılı listede yer alan kadrolar ihdas edilerek 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki cetvellerin Ulaştırma Bakanlığı bölümüne eklenmiştir. MADDE 7. Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 8. Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. Kurumu : Ulaştırma Bakanlığı Teşkilatı : Merkez 5/5/1995 (I) SAYILI LİSTE İhdas Edilmesi Uygun Görülen Kadrolar Serbest Kadro Sınıfı Unvanı Derecesi Adedi Toplam GİH Genel Müdür 1 1 1 )* Genel Müdür Yard. 1 2 2»! Daire Başkam 1 4 4 f t Şube Müdürü 1 4 4»t Şube Müdürü 2 4 4 II Şef 3 4 4 tt Şef 4 4 4 II Bilgisayar İşletmeni 8 3 3 II Bilgisayar İşletmeni 5 2 2 II Memur 6 4 4 II Memur 5 4 4 THS Mühendis 1 3 3 II Mühendis 2 3 3 I* Mühendis 3 3 3 II Mühendis 4 3 3 Kurumu : Ulaştırma Bakanlığı Teşkilatı : Merkez (II) SAYILI LİSTE İPTAL EDİLEN KADROLARIN Serbest Kadro Sınıfı Unvanı Derecesi Adedi Toplam GİH Haberleşme Dai. Bşk. 1 1 1 48 Yasama Bölümü Sayfa : 3

6 Mayıs 1995 Sayı : 22279 RESMÎ GAZETE Sayfa : 5 YÜRÜTME VE İDARE BÖLÜMÜ Bakanlar Kurulu Kararlan Karar Sayısı : 95/6782 Yüksek Planlama Kurulu'nun, VII. Beş Yıllık Kalkınma Planı Stratejisi'ne ilişkin 25/4/1995 tarihli ve 95/13 sayılı Kararı'nın kabulü; 540 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 25 inci maddesine göre, Bakanlar Kurulu'nca 27/4/1995 tarihinde kararlaştırılmıştır. Prof. Dr. Tansu ÇİLLER Başbakan Süleyman DEMİREL CUMHURBAŞKANI H. ÇETİN N. CEVHERİ Y. AKTUNA A. Ş. EREK Devlet Bak. ve Başb.Yrd. Devlet Bakanı Devlet Bakanı Devlet Bakanı 0. KUMBARACIBAŞI B. S. DAÇE A. BAYKAL A. E. KIRATLIOĞLU Devlet Bakanı Devlet Bakanı Devlet Bakanı Devlet Bakanı N. KURT A. HACALOĞLU 1. ATTİLA A. ATAÇ Devlet Bakanı Devlet Bakanı Devlet Bakanı V. Devlet Bakanı Z. HALİS A. GÖKDEMİR Ş. ERDEM M. MOĞULTAY Devlet Bakanı Devlet Bakanı Devlet Bakanı Adalet Bakanı M. GÖLHAN N. MENTEŞE O. KUMBARACIBAŞI 1. ATTILA Milli Savunma Bakanı İçişleri Bakanı Dışişleri Bakanı V. Maliye Bakanı N. AYAZ Milli Eğitim Bakam E. ŞAHİN Bayındırlık ve İskan Bakanı D. BARAN Sağlık Bakanı M. KÖSTEPEN R. ŞAHİN A. G. GÜRKAN Ulaştırma Bakanı Tarım ve Köyişleri Bakanı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı H. AKYOL Sanayi ve Ticaret Bakam R. ŞAHİN Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı V. M. E. KARAKAŞ Kültür Bakanı 1. GÜRPINAR Turizm Bakam H. EKİNCİ Orman Bakam H. EKİNCİ Çevre Bakanı V. Yürütme ve İdare Bölümü Sayfa : 1

Sayfa : 6 RESMÎ GAZETE 6 Mayıs 1995 Sayı : 22279 VII. BEŞ YILLIK KALKINMA PLANI STRATEJİSİ (1996-2000) VII. BEŞ YILLIK KALKINMA PLANI ÖNCESİNDE DURUM I. DÜNYADA KÜRESELLEŞME SÜRECİ VE TÜRKİYE Demokratikleşme, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve liberalizm gibi kavramların ortak değerler olarak önem kazandığı; mal ve finans piyasalarının, bilgi ve teknolojinin ülke sınırlarını aştığı günümüzde ekonomik ve bir anlamda da siyasal ve kültürel bir küreselleşmeye doğru gidilmektedir. Bu bağlamda, ülkelerin diğer ülkelerdeki gelişmelerden soyutlanmış olarak etkin ve sağlıklı politikalar oluşturmaları mümkün değildir. Siyasi ve askeri alanda önemli belirsizliklere rağmen 1980'lerin ikinci yarısında soğuk savaşın sona ermesiyle tek kutuplu bir yapıya doğru gidildiği görülmektedir. Ekonomik alanda ise küreselleşme süreci yanında bolgesel bütünleşme hareketlerı de hızla gelişmektedir. Bu çerçevede ağırlıklı olarak Avrupa Birliği, NAFTA ve Pasifik Bölgesi önem kazanmakta ve üç kutuplu bir yapı ortaya çıkmaktadır. Bu gelişmelere paralel olarak uluslararası normların ve kuralların, artan yaptırım gücü ile de desteklenerek giderek ağırlık kazandığı görülmektedir. 1993 yılında tamamlanan Uruguay Turu, küreselleşme sürecinin dünya ticaretinin çok yönlü olarak serbestleştirilmesi konusunda katettiği önemli bir aşamadır. Uruguay Turu sonunda varılan Anlaşma ile uygulamayı yönetmek ve gözetmek için Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kurulmakta, mevcut imalat sanayii ürünlerine ilave olarak tarım, hizmetler ve fikri mülkiyet hakları da kapsama dahil edilmektedir Anlaşma ile dünyada büyümenin, ticaret hacminin, liberalleşmenin ve şeffaflaşmanın artacağı kabul edilmektedir Anlaşmanın, tarım ürünlerine yönelik desteğin ve ihracat sübvansiyonlarının azaltılması, sanayide tarife indirimine gidilmesi, tekstilde ihracat kısıtlamaları ve kotaların 2005 yılında kaldırılması, antı-damping koduna taraf olunması, fikri mülkiyet hakları ve ticaret ile ilgili yatırım tedbirlerinde oluşturulan kurallara uyulması konularında getirdiği yeni düzenlemeler, bu konulardaki politikaların tespit edilmesi ve uygulanmasında dikkate alınması gerekli uluslararası normları oluşturacaktır Yürütme ve İdare Bölümü Sayfa : 2

6 Mayıs 1995 Sayı : 22279 RESMİ GAZETE Sayfa : 7 Yeni teknolojiler, özellikle enformasyon ve haberleşme teknolojilerindeki hızlı gelişme, ekonomik ve sosyal yaşamdaki değişimin nesnel tabanını oluşturmaktadır. Mal-hizmet, finans piyasaları ve şirket yapılarındaki küreselleşme aslında bu gelişmenin bir sonucu olarak hızlanmaktadır. Dünyada, üretim sistemlerindeki ve bunun dayandığı teknoloji tabanındaki köklü değişimlerle bilgi toplumuna geçiş süreci yaşanmaktadır. Özellikle enformasyon teknolojisindeki gelişmelerin bir sonucu olan ileri otomasyon teknolojisi, yalnızca basit işgücünü değil, belirli ölçüye kadar beyin gücünü de ikame edebilme olanağını vermiştir Bu çerçevede kaliteli insangücüne dayanan bilgi yoğun sanayiler ve ileri üretim metodları hızlı gelişmenin belirleyicisi olmuştur, Yeni dönemin belirleyicisi olan bilim ve teknolojiden tam olarak yararlanabilmek için, kurumsal yapıda ve her seviyedeki organizasyon yapılarında önemli değişikliklerin yapılması gerekmektedir. Bu gelişmeyle birlikte küreselleşmenin dinamiğini belirleyen faktörler de hızla değişmektedir. Uluslararası sermayenin akış yönü ve üretim faaliyetindeki gelişmede, geleneksel olarak belirleyici olan niteliksiz ucuz işgücü ve hammaddenin bolluğu gibi unsurların önemi giderek azalırken, iyi yetişmiş işgücünün, gelişmiş bir teknolojik ve ticari altyapının varlığı ile etkin işleyen bir piyasa mekanizması ve nihai pazarın değişen ve gelişen tercihlerini yakından izleyebilme ve kolay ulaşabilme gibi unsurların önemi artmaktadır. Böyle bir ortamda, çağdaş ekonomilerde arzulanan iktisadi ve sosyal hedeflere ulaşmada piyasalar ile devlete birbirlerini destekleyici ve tamamlayıcı önemli görevler düşmektedir. Yeni sanayileşme politikaları, yerli firmaları geliştirici ortamı hazırlamanın yanında, bir yandan uluslararası firmaların yerli üretimdeki payını artırmayı kolaylaştırırken diğer yandan yerli firmaların da uluslararası firmalarla dışarıda bağlantılar kurmasını desteklemektedir Araştırma ve teknoloji politikaları bir yandan ulusal araştırma ve teknoloji gücünü artırmayı hedeflerken diğer taraftan uluslararası firmaların AR-GE faaliyetlerini dikkate almakta, bunlarla bilgi ağları oluşturmaya çalışmakta ve fırmalararası stratejik ittifakları özendirmektedir. Ticaret politikaları yabancı sermaye yatırımlarının artan önemini dikkate alarak firma-içi ticaret ve üretim sürecini uluslararası işbölümünün asgari maliyetle işlemesine uyum sağlamaya yönlendirmektedir Rekabet politikaları sadece iç piyasayı dikkate alan bir yaklaşım yerine uluslararası üretim faaliyetlerini ve uluslararası rekabet gücü kazanmada stratejik ittifakları içeren bir yaklaşımı esas almaktadır. İstihdam ve insan kaynakları ile ilgili politikalarda ise işgücünün niteliklerinin talebe uygun olarak yükseltilmesi ve uyumlu bir işgücü piyasası organizasyonu giderek önem kazanmaktadır Türkiye dünya ekonomileriyle bütünleşme bakımından, bir yandan küreselleşme hareketlerinin içinde yer almış, diğer taraftan da ekonomik güç odaklarından NAFTA ve Pasifik Bölgesi ile ticari ilişkilerini sürdürmüş ve Avrupa entegrasyonu hareketine tam katılma iradesini açıklamış bulunmaktadır. Yürütme ve İdare Bölümü Sayfa : 3

Sayfa : 8 RESMİ GAZETE 6 Mayıs 1995 Sayı : 22279 AT ile tam üyelik hedefi doğrultusunda Gümrük Birliği sürecine giren ülkemiz, küreselleşmenin avantajlarından en üst düzeyde yararlanabilme fırsatını yakalamış bulunmaktadır. Bu fırsattan yararlanabilmek için, Vll'nci Plan döneminde eğitim ve haberleşme altyapısı ile işgücü piyasası başta olmak üzere ekonomik ve sosyal altyapıda, devletin ekonomideki rolü ve organizasyon yapısında köklü değişikliklerin yapılması gerekmektedir. Bu kapsamda eğitim, bilim ve teknoloji, sanayileşme, ticaret, rekabet ve işgücü piyasalarıyla ilgili politikaların yeniden düzenlenmesi önem taşımaktadır Ayrıca, uygulanacak iktisat politikalarının da uygun bir makroekonomık ortamı oluşturması gerekmektedir. Sonuç olarak; Vll'nci Beş Yıllık Kalkınma Planı, dünyadaki hızlı yapısal değişimler ve bunların ortaya çıkardığı rekabet ve uluslararası bağımlılık sürecinde Turkiye'nin çağı yakalamak için koklu yapısal değişim ve toplumsal dönüşümlere zorlandığı bir ortamda hazırlanmaktadır II. GENEL DEĞERLENDİRME 1. Giriş Türkiye'de 1980 sonrasında ekonominin serbestleştirilmesi ve dışa açılmasında önemli mesafeler kaydedilmiştir Uygulanan ekonomik politikalarla dış ticaretin serbestleştirilmesinde, malı piyasaların geliştirilmesinde önemli adımlar atılmış ve uluslararası sermaye hareketleri serbest bırakılmıştır Bunların yanısıra, kamu kesiminde yeniden yapılanma çalışmaları da sürdürülmüştür. 1980 sonrasında GSMH büyümesinde, imalat sanayii kapasite kullanımında, ihracat hacminde, imalat sanayiinin ihracat içindeki payında ve dış ticaret hacminin GSMH'ya oranında önemli artışlar sağlanmıştır 1990-1994 döneminde, 1994 fiyatlarıyla GSMH ortalama yuzde 3,5 oranında artmış, kişi başına GSMH ise 1989 yılında 59,9 milyon Türk Lirası iken, 1994 yılında 64,4 milyon Türk Lirası düzeyine çıkmıştır. 1989 sonrasında kamu harcamalarıyla desteklenen ıç talebe dayalı istikrarsız bir büyüme yapısı. gözlenirken, kamu açıklarındaki artışın da etkisiyle yükselmiş olan fiyat artışları kronik hale gelmiştir Kamu gelirlerinde sağlanan belirli iyileşmelere rağmen, faiz ve personel harcamalarındaki hızlı artışın etkisiyle kamu açıkları yükselmiş ve bunların finansmanının yarattığı sorunlar giderek ağırlaşmıştır Konsolide Bütçe açıkları ile rekabet ortamındaki değişmeye ayak uyduramayan ve yapısal problemlerini çözemeyen KİT'lerin açıkları, kamu kesimi açıklarının en önemli belirleyicileri olmuşlardır. Yürütme ve İdare Bölümü Sayfa : 4

6 Mayıs 1995 Sayı : 22279 RESMİ GAZETE Sayfa : 9 Kamu açıklarının malı piyasalar üzerindeki artan baskısı, özel kesimin kullanabileceği fonların miktarını azaltmış, ancak 1989 yılında 32 sayılı Kararla sermaye hareketlerinin serbest bırakılması özel kesimin finansman imkanlarını olumlu yönde etkilemiştir Vl'ncı Plan döneminde, artan dış kaynak girişinin yanısıra, ithalatta koruma oranlarında gerçekleştirilen hızlı düşüşler, reel ücret ve maaşlardaki hızlı artışlar ve yeni mali araçların getirdiği imkanlar ıç talebin önemli ölçüde canlanmasına yol açmıştır Sıkı para politikasının izlendiği bir ortamda yükselen kamu açıklarına bağlı olarak artan iç faiz oranları sıcak para girişini hızlandırmış ve Türk Lirasının reel olarak aşırı değer kazanmasına neden olmuştur. Bu gelişme işgücü malıyetındeki reel artışlar, doğrudan ve dolaylı ihracat teşviklerindeki azalma ile birleşerek Türk ekonomisinin hızla rekabet gücünü kaybetmesine yol açmıştır. Sonuçta, ekonomideki mevcut iç dengesizlikler dış dengede de hızlı bır bozulmaya neden olmuş, ithalat hızla artmış, ihracat yavaşlamış ve dış ticaret açıkları önemli boyutlara ulaşmıştır. Son yıllarda ortaya çıkan gelişmeler kamu açıkları ve sıcak para girişi ile desteklenen tüketime dayalı büyüme ortamının sürdürülebilir olmadığını, ekonomik dengelerin sağlanmasında para ve maliye politikalarının uyum içinde uygulanması gereğini, ekonomi politikaları ile ilgili kararların zamanlamasındaki önemi ve sürekli büyümenin temel şartı olan verimlilik artışını sağlayacak ortamı yaratmak için yapısal sorunlara süratle çözüm getirilmesi ihtiyacını açıkça ortaya koymuştur Hızla bozulan iç ve dış dengeler, 1994 yılı başında finansal krize yol açmıştır. Ekonomiyi istikrara kavuşturmak, kamu açıklarını daraltmak, dış talebe dayalı bır büyüme yapısı oluşturmak ve ekonomik istıkrarı sürekli kılacak yapısal reformları başlatmak amacıyla 5 Nisan 1994 tarihinde Ekonomik Önlemler Uygulama Planı yürürluğe konulmuştur. Uygulanan istikrar önlemleri ve yapısal düzenlemelerin etkisiyle, kamu açıkları ve dış ticaret açıkları önemli ölçüde daraltılmış, Türk Lirası gerçek değerine kavuşturulmuş ve mali piyasalarda istıkrar sağlanmıştır 2. Kamu Gelir ve Harcamaları, Kamu Açıklarının Finansmanı Kamu harcamaları, 1989 yılından itibaren personel ve faiz giderlerinin yükselmesi sonucunda hızla artmıştır. Bu gelişmede, 1984 yılı sonrasında kamu açıklarının yüksek reel faizli iç borçlanma ile finanse edilmesinin getirdiği faız yükü, borçlanma vadelerinin giderek kısalması ve 1989-1993 döneminde maaş ve ücretlerde sağlanan yüksek reel artışlar etkili olmuştur. Konsolide Bütçe harcamaları personel ve faız ödemelerinin yükselmesi sonucunda hızla artarken, bütçe gelirlerindeki artış sınırlı kalmış, Konsolide Bütçe, açığının GSMH'ya oranı 1989 yılında yuzde 3,3 ıken, 1993 yılında, yüzde 6,7'ye yükselmiştir. 1988-1992 döneminde Bütçe finansmanında net dış borçlanmanın önemini yitirmesi sonucunda iç borçlanmadaki artış, iç borçlanma faizlerinin yükselmesine ve borçlanmada vade yapısının kısalmasına yol açmıştır. Yürütme ve İdare Bölümü Sayfa : 5

Sayfa : 10 RESMİ GAZETE 6 Mayıs 1995 Sayı : 22279 Koruma oranlarının yüksek olduğu, Türk Lirasının yabancı paralar karşısındaki değerinin düşük tutulduğu ve ücretlerin kontrol altında olduğu bir ortamda karlı gözüken KİT'ler, artan dış rekabet ortamında ve hızlı ücret artışı sonucunda süratle zarar etmeye başlamıştır. Konsolide Bütçeden yapılan transferler hariç tutulduğunda işletmeci KİT açıklarının GSMH'ya oranı 1989 yılında yüzde 2,5 iken, 1993 yılında yuzde 3,8'e yükselmiştir Sosyal güvenlik kurumlarının aktüeryal dengelerindeki bozulma, mahalli idarelerin özellikle personel harcamalarındaki artış ve fonların da açık vermeye başlamaları kamu kesimi borçlanma gereğindeki yükselmeye katkıda bulunmuştur Kamu kesimi borçlanma gereğinin GSMH içindeki payı 1989 yılında yüzde 5,3'den 1991'de yüzde 10,2'ye, 1993 yılında da yüzde 11,7'ye çıkmıştır. Kamu açıklarının finansmanında 1991 yılına kadar iç borçlanmaya ağırlık verilirken, 1991 yılından itibaren Merkez Bankası kaynaklan da artan ölçüde kullanılmaya başlanmıştır. Nitekim, Hazine Kısa Vadeli Avans kullanımının GSMH içindekı payı 1990 yılında yüzde 0,1 iken, 1991 yılında yüzde 1,7'ye, 1993 yılında ise yüzde 2,7'ye yükselmiştir 3. Enflasyon 1988 sonrası dönemde yüksek kamu açıkları, mali piyasalar ve Merkez Bankası kaynakları üzerinde baskı yaratarak enflasyonist bekleyişlere süreklilik kazandırmıştır. 1990-1993 döneminde ortalama fiyat artışı yüzde 60 seviyesinde gerçekleşmiştir. Bu dönemde, geriye doğru endeksleme alışkanlığı yaygınlaşmış, geçmiş dönem fiyat artışları mal ve faktör fiyatlarının oluşumunda en belirleyici unsur haline gelmiştir. 1990-1993 döneminde, kamu açıklarının surekli artmasına rağmen fiyat artış hızlarında önemli dalgalanmalar kaydedilmemiştir Bu gelişmede, Türk Lirasının reel değer kazanması, OECD ülkelerindeki ekonomik durgunluk nedeniyle dış ticaret hadlerinin lehte gelişmesi ve koruma oranlarının düşürülmesi ile birlikte ithalattaki yüksek artışların, ticarete konu olan sektörlerde fiyat artış hızlarını sınırlaması etkili olmuştur Bununla birlikte, fiyat artışlarının yüksek seviyesi ekonomide belirsizliği artırarak kaynak kullanımında etkinliği azaltmıştır Ekonomik birimler kambiyo rejiminin serbestleştirildiği bir ortamda enflasyondan korunmak amacıyla tasarruflarını dövize yöneltmişlerdir. Döviz cinsinden mevduatın toplam mevduat içindekı payının hızla artması ile kendini gösteren dolarlaşma eğilimi, tüm piyasaları döviz hareketlerine daha duyarlı hale getirmiştir. Yürütme ve İdare Bölümü Sayfa : 6

6 Mayıs 1995 Sayı : 22279 RESMİ GAZETE Sayfa : 11 4. Yatırımlar ve Tasarruflarda Gelişmeler Vl'ncı Plan döneminde sabit sermaye yatırımlarının GSMH içindeki payı ortalama yüzde 23,7 iken, yurtiçi tasarrufların GSMH içindeki payı kamu tasarruflarındaki önemli düşüşün de etkisiyle yüzde 21,8 olmuştur. Ortaya çıkan tasarruf açığı dış kaynak girişi ile karşılanmış, dış kaynak kullanımının GSMH'ya oranı 1993 yılında yüzde 4,9'a yükselmiştir. Vl'ncı Plan döneminde 1994 fiyatlarıyla 1.176 trilyon liralık hedefe karşılık, 1 348 trilyon liralık kamu sabit sermaye yatırımı gerçekleştirilmiştir. Bu dönemde, kamu yatırımlarında fiziki ve sosyal altyapının geliştirilmesine, eğitim ve sağlık yatırımlarına ağırlık verilmiştir. Kamu açıklarının özel kesimin yatırım amacıyla kullanacağı fonların miktar ve fiyatı üzerindeki baskısı Vl'ncı Plan döneminde de önemini korumuştur. Bununla birlikte, sermaye hareketlerinin serbestleştirilmesi ve OECD ülkelerinde yaşanan ekonomik durgunluk özel kesimin uygun koşullarda dış finansman imkanlarına kavuşmasını sağlamıştır. Özel kesim sabit sermaye yatırımları 1990-1993 döneminde 1994 fiyatlarıyla yıllık ortalama yüzde 13,5 oranında artmıştır. Ancak, 1994 yılında istikrar tedbirlerinin etkisiyle, özel kesim sabit sermaye yatırımlarında yüzde 9 civarında gerileme beklenmektedir. 1989 sonrasında reel ücretlerde kaydedilen yüksek artışlar sermaye yoğun yatırımlara hız kazandırmış, özel imalat sanayii yatırımlarında 1990 ve 1993 yıllarında yüksek oranlı artışlar kaydedilmiştir. Diğer taraftan, izlenen gelir politikalarının bir sonucu olarak konut yatırımları da söz konusu dönemde canlılığını korumuştur. Ayrıca, havayolu ulaştırmasının rekabete açılmasının da etkisiyle, ulaştırma sektörü yatırımlarının özel kesim yatırımları içindeki payında artış kaydedilmiştir. Makroekonomik istikrarın yeterince sağlanamamış olması ve belirsizliğin sürmesinin de etkisiyle özel kesim yatırımlarında ticarete konu mal ve hizmet üreten sektörlerin payında Vl'ncı Planda amaçlanan artış gerçekleştirilememiştir. 5. Gelirler Politikası ve Gelir Dağılımı 1989-1993 döneminde maaş ve ücretlerde reel olarak yüksek oranlı artışlar sağlanmıştır. Bu dönemde, işçi ücretleri kamu kesiminde 3 kat, özel kesimde 2,5 kat artarken, memur maaşlarındaki artış 1,8 kat olmuştur. Böylece, maaş ve ücretlerin GSYİH içinde 1988'de yüzde 20,9 olan payı 1993'te yüzde 33,6'ya yükselmiştir. Reel ücret ve maaşlarda 1980-1988 dönemindeki kayıpların kısa sürede giderilmesi yönündeki uygulamalar, Yürütme ve İdare Bölümü Sayfa : 7

Sayfa : 12 RESMİ GAZETE 6 Mayıs 1995 Sayı : 22279 verimlilik artışı ile tutarlı olmayan maaş ve ücret ayarlamaları, ekonomik dengeleri ve ekonominin uluslararası piyasalardaki rekabet gücünü olumsuz yönde etkilemiştir. Vl'ncı Plan döneminde, işgücü maliyeti ve ele geçen ücret geliri arasındaki farkı artıran vergi, sosyal güvenlik primi ve benzeri kesintilerin yüksekliği de yüksek ücret taleplerine gerekçe oluşturmuş, kayıtdışı istihdamı teşvik ederek haksız rekabete yol açmış ve işgücü piyasasının işleyişini olumsuz yönde etkilemiştir Ayrıca, işsizlik donem boyunca oneminı korumuştur Tarım kesiminin GSYİH içindeki payı 1990-1993 döneminde yüzde 17,9'dan yüzde 14,9'a düşerken, tarım kesiminde çalışan nüfusun toplam nüfus içindekı payında önemli bir değişme olmamıştır V'ınci Plan doneminde daraltılan tarımsal destekleme kapsamı 1991 yılından itibaren yeniden genişletilmiştir Kamu açıklarının yukselmesine bağlı olarak faız oranlarında oluşan artış sonucunda, 1990-1993 donemınde faız gelirlerinin GSYIH içindeki payı yuzde 8,4'den yüzde 9,9'a çıkmıştır. Dış ticarette serbestleşme ve koruma oranlarının düşürülmesi ile birlikte dış ticarete açık sektörlerde oluşan rekabet ortamı, bu sektörlerdeki fiyat artışlarını sınırlamış ve Vl'ncı Plan döneminde, iç ticaret hadleri önemli ölçüde hizmet sektörleri lehine gelişmiştir. 6. Dış Ticaret ve Ödemeler Dengesi 1989 yılında sermaye hareketlerinin serbest bırakılmasıyla birlikte kısa vadeli sermaye girişinde kaydedilen önemli artış, Türk Lirasının reel değer kazanma sürecine girmesine neden olmuştur. Bunun yanında, 1989-1992 döneminde verimliliğin üstündeki reel ücret artışları da ekonominin rekabet gucünü azaltmıştır Bu gelişmeler, Vl'ncı Plan döneminde, ihracat artışını önemli ölçüde sınırlarken, ithalatta yüksek oranlı artışlara yol açmıştır. İç talepteki hızlı artış, koruma oranlarındaki düşüş, Körfez Krizi ve OECD ülkelerindeki ekonomik durgunluk dış ticaret dengesini olumsuz yönde etkilemiştir. 1989'da yüzde 73,6 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı 1993 yılında yüzde 52,1'e gerilemiş, dış ticaret açığı da 4,2 milyar dolardan 14,2 milyar dolara yukselmiştir Turizm gelirlerinde ve diğer görünmeyen gelirlerde son yıllarda olumlu gelişmeler kaydedilmiştir. 1989'da 2,6 milyar dolar olan turizm gelirleri 1993 yılında 4 milyar dolara yükselmiş, diğer görünmeyen gelirler ise aynı dönemde 3,9 milyar dolardan 6,7 milyar dolara çıkmıştır Yürütme ve İdare Bölümü Sayfa : 8

6 Mayıs 1995 Sayı : 22279 RESMİ GAZETE Sayfa : 13 Cari işlemler dengesinde ithalata bağlı olarak dalgalanmalar gözlenmiş, 1989 yılında 961 milyon dolar fazla veren cari işlemler hesabı, 1993 yılında 6,4 milyar dolar açık vermiştir. VI'ncı Plan döneminde sermaye transferleri üzerindeki kısıtlamaların kaldırılması ve Türk Lirasının konvertibl hale gelmesi ıle birlikte, sermaye hareketlerinin ekonomik dengeler üzerindeki etkisi önemli ölçüde artmıştır. Yüksek kamu açıklarının yurtiçi faizler üzerindeki baskısının sürdüğü bir ortamda sermaye hareketlerindeki serbestleşme yurt dışından kısa vadeli sermaye girişini hızlandırmıştır Boylece kamu ve özel kesimin finansman imkanları genişlemiş ve uluslararası rezervler artmıştır Bu gelişme VI'ncı Plan döneminde dış ticaret dengesindeki olumsuz gelişmelerin gözardı edilmesine yol açmıştır 1989 yılı sonunda 41,8 milyar dolar olan dış borç stoku, 1993 sonunda 67,4 milyar dolara çıkmıştır. Toplam dış borç stoku içinde kısa vadelilerin payı 1990-1993 döneminde sürekli bir artış eğilimi göstererek 1989 yılındaki yüzde 13,8 seviyesinden 1993 yılında yuzde 27,5'e yükselmiştir 7. 5 Nisan Ekonomik Önlemler Uygulama Planı Ekonomide kısa vadeli sermaye girişi ile desteklenen iç talebe dayalı bir büyüme performansı sağlanabilmiş olmasına karşılık, kamu kesimi finansman dengesi ve cari işlemler dengesinin giderek bozulması orta dönemde sürekli bir büyümenin gerçekleştirilebilmesini güçleştirmiştir. Iç ve dış dengelerdeki hızlı bozulma, bır yandan ekonominin hızla istikrara kavuşturulmasını, diğer yandan da istikrarı sürekli kılacak yapısal reformların gerçekleştirilmesini zorunlu kılmıştır. Bu çerçevede 5 Nisan 1994 tarihinde Ekonomik Önlemler Uygulama Planı yürürlüğe konmuştur. Planın temel amacı, ekonomik kalkınmayı, sosyal dengeyi de gözeten sürdürülebilir bir temele oturtmaktır. Ekonomik Önlemler Uygulama Planı bir taraftan kısa dönemde ekonomik istikrarı sağlayacak tedbirleri içerirken, diğer taraftan orta vadede kamu kesiminin ekonomideki ağırlığını azaltıcı, gelir ve giderlerini daha sağlıklı bir yapıya kavuşturucu ve piyasa koşullarının egemen olduğu bir ekonomik altyapıyı gerçekleştirici unsurlar taşımaktadır. Uygulama Planı ile öncelikle kamu harcamalarının kontrol altına alınmasına ve kamu gelirlerinin artırılmasına yönelik tedbirler uygulamaya konulmuştur. Bu kapsamda, KİT fiyat ayarlamaları yapılmış ve ekonomik denge için ek vergiler ihdas edilmiştir..kamu giderlerinde, cari harcamalar başta olmak üzere yatırım harcamalarında da kısıntılar yapılmıştır. Yürütme ve İdare Bölümü Sayfa : 9

Sayfa : 14 RESMİ GAZETE 6 Mayıs 1995 Sayı : 22279 Kamuda yeni personel istihdamı durdurulmuş, geçici ve mevsimlik işçi istıhdamında işin gereğini dikkate alan yaklaşımla istihdam sürelerine sınır getirilmiştir. Ayrıca, kamu kesiminde mevcut istihdam gözden geçirilerek aşırı istihdam yükü altında bulunan kuruluşlardaki fazla personelin azaltılması yönündeki uygulamalar başlatılmıştır. Bu tedbirlere ilave olarak, mali piyasalarda istikrarı sağlayacak ve mali sisteme güveni tesis edecek kurumsal ve yasal düzenlemeler de gerçekleştirilmiştir. İstikrar önlemleri ve yapısal düzenlemelerin etkisiyle, Uygulama Planının temel hedefi olan bütçe açıklarının süratle azaltılması konusunda olumlu gelişmeler sağlanmıştır. 1994 yılında toplam kamu kesimi borçlanma gereğinde de önemli bir iyileşme sağlanmıştır. 1993 yılında yuzde 11,7 seviyesine yükselen toplam kamu kesimi borçlanma gereğinin GSMH'ya oranı 1994 yılında 3,5 puan düşürülerek yüzde 8,2 düzeyine gerilemiştir. Kamu açıklarının finansmanında Merkez Bankası kaynaklarının payı önemli ölçüde gerilemiştir. 1993 yılında yüzde 2,7 olan Hazine Kısa Vadeli Avans kullanımının GSMH içindeki payı, 1994 yılında yüzde 1,3'e düşürülmüştür. 1994 yılında dış dengenin yeniden kurulması yönünde de önemli gelişmeler sağlanmıştır. Türk Lirasının reel değer kaybı ve döviz kurlarının istikrar, kazanmasının yanısıra; ihracatın kısa vadeli finansman ihtiyacının karşılanmasına yönelik uygulamalar ve dünya ekonomisindeki canlanmanın etkisiyle ihracatta hızlı bır artış donemıne girilmiştir. Diğer yandan, iç talepteki daralma, Türk Lirasının reel değer kaybı ile ithalatın pahalılaşması ve yurt dışı kredi imkanlarının azalması sonucunda ithalatta hızlı bir düşüş kaydedilmiştir. Böylece, 1993 yılında 6,4 milyar dolar açık veren cari işlemler dengesi, 1994 yılında 2,6 milyar dolar fazla vermiştir. Dış dengede sağlanan bu gelişmeler sonucunda 1994 yılı Mart ayında 3,3 milyar dolara gerileyen Merkez Bankası rezervleri yıl sonunda 7,1 milyar dolara yükselmiştir. 1993 yılında 67,4 milyar dolara yükselen dış borç stoku, 1994 yılı sonu itibariyle 65,6 milyar dolara gerilemiş, kısa vadeli borçların toplam borç stoku içindeki payı yüzde 27,5'den yüzde 17,2'ye düşmüştür. Kamu kesimi finansman dengesi ve dış dengede Uygulama Planı hedeflerine önemli ölçüde ulaşılmakla birlikte, fiyat artışları ve üretim alanlarında beklentiler gerçekleştirilememiştir. Yürütme ve İdare Bölümü Sayfa : 10

6 Mayıs 1995 Sayı : 22279 RESMİ GAZETE Sayfa : 15 Uygulama Planında öngörülen yapısal sorunlara yönelik düzenlemelere devam edilmektedir. Ekonomide etkinliği ve verimliliği artırmak amacıyla geniş kapsamlı uzlaşma zeminine dayanan Özelleştirme Kanunu çıkarılarak gerekli kurumsal duzenlemeler oluşturulmuştur. İlerı teknoloji ve yüksek kaynak gerektiren bazı altyapı yatırım ve hizmetlerinin Yap-İşlet-Devret modeli çerçevesinde özel kesime veya yabancı sermayeli şirketlere yaptırılabılmesıne imkan tanıyan yasal düzenleme de gerçekleştirilmiştir. Hazinenin ve diğer kamu kuruluşlarının Merkez Bankası kaynaklarına başvurmasını kademeli şekilde azaltan yasal düzenleme yapılarak, Merkez Bankasının özerkliğini artırma yönünde önemli bır gelişme sağlanmıştır. Sosyal güvenlik kurumlarının kaynak yaratmalarının sağlanması, bütçe üzerindeki yüklerinin azaltılması ve emeklilikte fayda-maliyet dengesinin kurulması hedefi doğrultusunda mevzuat çalışmaları sürdürülürken, bu kuruluşların alacaklarının tahsilinin hızlandırılmasına yönelik düzenlemeler gerçekleştirilmiştir. Tarımsal destekleme alanında, desteklemeye tabi ürün sayısı sınırlandırılmış, arz fazlası olan ürünlerde ekim alanlarının sınırlandırılması uygulamasına başlanmış, Ürün Borsalarının geliştirilmesi teşvik edilmiştir. Bu çerçevede, 5 Nisan Uygulama Planı orta ve uzun dönemde büyüme potansiyelini sürekli artırabilmek amacının önemli bir parçasını oluşturmuştur. III. YAPISAL SORUNLAR 1. Eğitim İNSAN KAYNAKLARININ GELİŞTİRİLMESİ İHTİYACI Okullaşma oranları 1994-1995 öğretim yılında okul öncesi eğitimde yüzde 5,1, beş yıllık ilköğretimde yüzde 100, ortaokullarda yüzde 65,6, ortaöğretimde yüzde 53, yükseköğretimde, yüzde 12,5'i örgün öğretimde olmak üzere, yüzde 26,7 seviyesine ulaşmıştır. Nüfusun eğitim düzeyinin yetersizliği devam etmektedir. 1990 yılı itibariyle 6 ve daha yukarı yaştaki nüfus içerisinde erkeklerin yüzde 11,2'si, kadınların ise yüzde 28'i okuma-yazma bilmemektedir. Okur-yazar erkek nüfusun yüzde 73,6'sı ilkokul mezunudur veya herhangi bir eğitim kurumunu bitirmemiştir. Okur-yazar kadınlarda ise bu oran yüzde 81,6'dır. Ortaokul ve dengi okul mezunu olanların oranı erkeklerde yüzde 10,8, kadınlarda yüzde 7,6 düzeyindedir. Yürütme ve İdare Bölümü Sayfa : 11

Sayfa : 16 RESMİ GAZETE 6 Mayıs 1995 Sayı : 22279 Eğitimde sağlanan sayısal gelişmelere ve son yıllarda Bütçeden eğitime ayrılan payın artmasına rağmen, nüfus artışı, ıç göçler ve kaynak yetersizliği nedeniyle başta büyük kentlerde olmak üzere ikili öğretim ve kalabalık sınıflarda öğretim yaygınlaşmıştır. Öğretim programlarının bilimsel esaslara göre geliştirilmesinde yeterli gelişme sağlanamamıştır. Öğretmen ve öğretim üyesi sayısındaki yetersizlikler ve dağılımdaki dengesizlikler, imkan ve fırsat eşitliği yanında eğitimin kalitesini de olumsuz şekilde etkilemektedir Meslekı-teknik örgün ve yaygın eğitimin ekonominin insangücü ihtiyaçlarına uygun hale getirilmesi çalışmalarında amaçlanan düzeye ulaşılamamıştır. Eğitim sisteminin yapılanmasından ve işleyişinden kaynaklanan sorunların çozumu ihtiyacı önemini korumaktadır. Herkese öğrenim ve eğitim imkanı sunulabilecek ortamı yaratıcı, her eğitim kademesinde ve özellikle yükseköğrenime girişteki yığılmaları önleyici, fırsat eşitliğini olumsuz şekilde etkileyen sistem dışı ozel kurslara duyulan gereksinimi ortadan kaldırıcı, zorunlu eğitim dışında her kademede hizmetten yararlananların eğitimin finansmanına katılımını sağlayıcı ve her eğitim kademesinde ozel öğretim kurumlarının artırılmasına yönelik yeni duzenlemelere ihtiyaç bulunmaktadır 2. Hızlı Nüfus Artışı ve Aile Planlaması Vl'ncı Plan döneminde nüfus artış hızının yavaşladığı ve 1990-1995 döneminde yıllık ortalama olarak yüzde 1,85 düzeyinde gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. Hızlı nüfus artışı, bireylerin refah artışından daha fazla pay alabilmesini ve ekonominin değişim sürecinin daha hızlı gerçekleşmesini engellemekte, sürdürulebilır kalkınma çabalarını guçleştirmekte, konut, sağlık, eğitim ve altyapıya olan ihtiyacı artırmaktadır 1990-1994 yılları arasında, nüfusun üç ana yaş grubu itibariyle dağılımında, 0-14 yaş grubu oranının yüzde 35,5'den yüzde 33'e düştüğü, 15-64 yaş grubu oranının yüzde 60,5'den yüzde 62,5'e, 65 ve üstü yaş grubu oranının ise yüzde 4'den yüzde 4,5'e yükseldiği tahmin edilmektedir. Aıle planlaması hizmetlerinin yaygınlaştırılması ve hizmet sunumunda etkinliğin artırılması ihtiyacı önemini korumaktadır. 3. Sağlık Sağlık hizmet birimlerini ve hizmet sunumunu yeniden yapılandıracak ve mevcut kapasitenin verimli şekilde kullanılmasını sağlayacak bir sağlık reformunun gerçekleştirilmesi ihtiyacı devam etmektedir. Yürütme ve İdare Bölümü Sayfa : 12

6 Mayıs 1995 Sayı : 22279 RESMİ GAZETE Sayfa : 17 Toplumun genel sağlık düzeyinde iyileşme sağlanmış, 1994 yılında doğuşta hayatta kalma ümidi 67,7 yıla yükselmiş ve 0-1 yaş arası bebek ölüm oranı binde 46,8'e düşmüştür. Sağlık insangücü sayısındaki önemli gelişmelere rağmen, istihdam ve yurt düzeyinde dağılımı ile ilgili sorunlar devam etmektedir. 1994 yılında hekim başına düşen nüfus 954 kişiye inmiş, hasta yatağı toplam sayısı 150.565'e yükselmiştir. Hasta yatağı başına düşen nüfus 406 olmuş, mevcut yatakların kullanım oranı yüzde 58 ıle düşük bir seviyede kalmıştır. 1993'de sağlık hizmetleri açısından sigorta kapsamındaki nüfusun oranı yuzde 60,1'e yükselmiştir. Yeşil Kart uygulamasıyla 1994 sonunda 3,7 milyon kışi yataklı tedavi hizmetleri açısından güvenceye kavuşturulmuştur. Sağlık alanına yeterli kaynak ayrılamamakta, tahsis edilen kaynaklar da rasyonel şekilde kullanılamamaktadır Sağlık hizmeti veren kamu kuruluşları arasında koordinasyon eksikliği ve sağlık sistemindeki organizasyon bozukluğu devam etmektedir Bu durum, atıl kapasite oluşmasına ve israfa yol açmakta, sonuçta bireyler de sağlık hizmetlerinden yeterince yararlanamamaktadır. Sağlık altyapısının yurt düzeyine dengesiz dağılımı da sorun olmaya devam etmektedir. Etkili işleyen bir hasta sevk sisteminin kurulamamış olması ve koruyucu ve birinci basamak sağlık hizmetlerinin yetersizliği, yataklı tedavi hizmetleri uzerınde aşırı ve gereksiz bir talep baskısına neden olmaktadır Ozel sağlık sigortacılığı yaygınlaştırılamamıştır. 4. İşgücü Piyasası ve İşsizlik 1994 yılında toplam işgücü 20,4 milyona, toplam istihdam ise 18,3 milyona ulaşmış ve Vl'ncı Plan donemınde toplam olarak düşük oranda gerçekleşen istihdam artışı da hizmetler sektöründe yoğunlaşmıştır Kırsal kesimden kentlere göçün ve bu göçün yarattığı sorunların devam etmesine rağmen, düşük verimli tarım sektörü çalışanlarının toplam istihdama oranı yuzde 45'in üzerinde seyretmiştir. Tarım dışı sektörlerde ve genel olarak kamu kesimindeki işgucü verimliliği ortalaması da uluslararası standartlara göre düşüktür. Yavaşlamış olmakla birlikte yine de yüksek bir düzeyde bulunan nüfus artış hızının işgücü arzı üzerindeki etkisi, okullaşma oranlarındaki artış ve benzeri nedenlerle sınırlı kalmıştır. İşsizlık de yapısal nitelikli birikmiş Yürütme ve İdare Bölümü Sayfa : 13

Sayfa : 18 RESMİ GAZETE 6 Mayıs 1995 Sayı : 22279 ekonomik sorunların daralmaya yol açtığı 1994 yılına kadar göreli olarak düşük düzeyde seyretmiştir. 1994 yılında açık işsizlik oranı yüzde 10,5'e, açık işsizlik kadar önem taşıyan eksik istihdam oranı da yüzde 9,3'e ulaşmıştır. Kentlerdeki eğitimli gençlerde işsizlik oranı yüzde 30'u aşmıştır. İşgücü arzının hızlanacak olması ve kırsal kesimden kentlere göç nedenleriyle daha da kritik bir nitelik kazanacak olan üretken istihdam yaratma kapasitesi, sanayi yatırımlarının düşük bir düzeyde seyretmesinin de etkisiyle sınırlı kalmaktadır. İşgücünün ortalama niteliğinin düşüklüğü istihdamın geliştirilmesine kısıtlayıcı bır etki yapmaktadır. İstihdam ile bağlantılı kesintiler işgücü maliyetini artırmakta ve istihdamı olumsuz şekilde etkilemeye devam etmektedir Ücretlerle verimlilik arasında yeterince bağlantı kurulamaması, kurumsallaşma eksikliği, bazı alanlarda guvence belirsizliği gibi nedenlerin etkisiyle işgücü piyasasının ışleyışındekı aksaklıklar surmektedir. VI'ncı Plan doneminde kayıtlı işçilerde sendika üyeliği oranı yüzde 55'ten yüzde 69'a çıkmıştır. Grev ve lokavtlarda kaybedilen gün sayıları 1992, 1993 ve 1994 yıllarında büyük ölçüde azalmıştır. Işgücü piyasasında esnekliğin artırılmasını dikkate alacak, yaygınlaşmaya başlayan yenı çalışma biçimlerini düzenleyecek, ulke şartları ve uluslararası standartlara uygun bir mevzuatı oluşturma çabaları henüz sonuçlandırılamamıştır. Ücretliler içinde kayıtdışı kesimde çalışmanın yaygınlığı çalışma ilişkilerini olumsuz yönde etkilemektedir TARIM, SANAYİLEŞME VE DÜNYA İLE BÜTÜNLEŞME 5. Tarımsal Politikalar Tarım sektörünün başlıca sorunları, işletmelerin küçük ve parçalı yapıda oluşu, istihdam fazlalığı ve çalışanların gelirlerinin diğer sektörlere göre daha duşuk oluşu, sektör içerisinde gelir dağılımının bozuk olması, toprak erozyonu, toprak ve su kaynaklarında planlama ve yonetım eksikliği, uretim, verim, teknik bılgı, orgutlenme ve ıstatıstıkı bilgi toplama yetersizlikleridir Ayrıca, toplumda beslenme yetersizliği ve dengesizliği sorun olmaya devam etmektedir Uygulanan tarımsal destekleme politikaları sonucu dünya fiyatlarının ustünde seyreden destekleme fiyatları, bazı ürünlerde ekım alanlarının aşırı genişlemesine ve üretim fazlası oluşmasına, dolayısıyla devletin aşırı alımlar yaparak yüksek stok maliyetine katlanmasına neden olmuştur. Ayrıca, Tarım Yürütme ve İdare Bölümü Sayfa : 14

6 Mayıs 1995 Sayı : 22279 RESMİ GAZETE Sayfa : 19 Satış Kooperatifleri Birliklerinin özkaynak yapısındaki yetersizlik nedeniyle kamu kaynaklarından sağlanan fonlar doğrudan üreticiye aktarılmayıp işletme faaliyetlerinin finansmanında kullanılmıştır 6. Sanayileşme 1989-1993 döneminde imalat sanayiinde üretim artış hızı yıllık ortalama yüzde 6,9 olarak gerçekleşmiştir. 1994 yılı başlarına kadar gözlenen talep ve üretim artışları 1994'de 5 Nisan Uygulama Planı ile birlikte gerilemeye dönüşmüştür. Ülkemizin doğal kaynakları ve coğrafi konumu itibariyle AB pazarına yakınlığı, altyapı ve telekomünikasyon sisteminde sağlanan gelişmeler, büyük bır iç pazarın varlığı ve uygulanmakta olan liberal ekonomi politikaları sanayiye rekabet gücü sağlayan unsurlardır. Rekabet gücünü olumsuz etkileyen temel faktörler ise; kronikleşen yüksek enflasyon, sermaye maliyetinin yüksekliği, sanayiin temel girdi fiyatlarının yüksek olması, kurumsal yapıdaki istikrarsızlık, teknolojideki gelişmelerin yeterince izlenememesi, sanayide teknoloji ureten bır düzeye ulaşılamaması ve sermaye birikiminin yetersizliği, ölçek sorunları, uluslararası standartlarda urün kalitesi ve satış sonrası hizmet anlayışına ulaşılamamasıdır. AT ile Gümrük Birliğine giriş sürecinde, rekabet güçlüğü çekilen sektörler başta olmak üzere sanayide yapısal sorunların hızla çözümlenmesi ve KİT'lerin özelleştirilmesi önem taşımaktadır Uluslararası pazarlarda rekabet gücünün fiyat dışı unsurların da dikkate alınarak artırılması, sürdürülebilir bir ihracat performansı sağlayabilmek açısından önem arzetmektedir. Bu itibarla gelişmiş ülkelerle teknoloji açığının kapatılarak ürün kalitesinin yükseltilmesi, uluslararası pazarlarda kabul gören markaların geliştirilmesi, çevre dostu ürünlere yönelmek, ürün ve pazar çeşitlemesine gidilmesi onemini korumaktadır Vl'ncı Plan döneminde teknoloji geliştirme konusunda önemli bir gelişme sağlanamamış ve imalat sanayii teknoloji üreten bir yapıya kavuşturulamamıştır. Sanayiin ihtiyaç duyduğu insangücünün yetiştirilmesi amacına yönelik eğitim politikasının oluşturulması ve uygulanmasında karşılaşılan eksiklikler Vl'ncı Plan döneminde de devam etmiştir. Teknoloji üretme ve uygulama kapasitesi sanayiin rekabet gücünü belirleyen temel unsur haline gelmiştir. Dolayısıyla toplumsal refahın sürekli olarak yükseltilmesinde bilim ve teknoloji alanındaki üstünlük belirleyici olmaktadır Ayrıca, sanayi organizasyonunda sağlanacak gelişmelerin de onemı artmaktadır. Bu kapsamda, gelişmiş teknoloji kullanımı ve üretimde esnekliğin artırılması önemlidir Yürütme ve İdare Bölümü Sayfa : 15

Sayfa : 20 RESMİ GAZETE 6 Mayıs 1995 Sayı : 22279 Vl'ncı Plan döneminde tamamlanan 25 adet organize sanayi bölgesi 5,6 bin hektarlık alanı ve 3.370 sanayi parselini kapsamıştır. Böylece, 1994 sonu itibariyle 8,8 bın hektarlık alanda 5 320 sanayi parseli ile toplam 37 adet organize sanayi bölgesi kurulmuştur Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB), küçuk ve orta ölçekli işletmelere yönelik mali, teknik ve idari danışmanlık hizmetlerini 38 merkezde sürdürmektedir Küçük sanayi işletmelerinin yatırım ve işletme safhalarında finansman başta olmak üzere, teknik bilgi, kalite, pazarlama ve araştırma önemli sorunlar olmaya devam etmektedir. Esnaf-sanatkar siciline kayıtlı esnaf-sanatkar ve küçük sanayici sayısı 1993 sonu itibariyle 2,9 milyona, küçük sanayi sitelerinde tamamlanan işyeri sayısı 1994 yılı sonunda 65 bıne ulaşmıştır. 7. Bilim ve Teknoloji Bılım ve teknoloji politikaları, diğer sektor politikalarıyla uyumlu olarak belirlenememiş, mal ve hizmet uretımını geliştirmeye yonelık ulusal stratejilerin, politikaların ve kalkınma planlarının ana ekseni olarak ele alınamamıştır Boylece bilimsel gelişme, teknoloji yeteneğinin artırılması ve eğıtim-öğretim sistemi ile teknolojinin entegrasyonu mümkün olamamıştır. Bunun sonucu olarak, Araştırma-Geliştirmede kritik noktayı oluşturan AR-GE faaliyetlerine GSYIH'dan ayrılan payın yüzde 1'e ve iktısaden faal 10 bın kişiye düşen tam zaman eşdeğeri araştırmacı personel sayısının 15 kişiye çıkarılmasında başarılı olunamamıştır Mal ve hizmet üretimine yönelik faaliyette bulunan kamu ve özel kuruluşlarda AR-GE faaliyetleri yeterince kurumsallaştırılamamış, teknoloji alt yapısı genel bır politika çerçevesinde ve ekonomik bır yarar sağlayacak şekilde geliştirilememiştir. Ülkemizi 21'ınci yüzyıla taşıyacak ve enformasyon toplumuna sıçrayabilmenın aracı olacak olan telekomünikasyon altyapısında belirli gelişmeler kaydedilmiş, ancak gelişmiş ülkelerin öncelikle ele aldığı ekonomik sistemlerle jenerik teknolojileri bütünleştirme faaliyetine geçilememiştir. Bu sebeple, yenı teknolojileri edinme, özümseme, ekonominin tüm alanlarında kullanma, tasarım ve ürün geliştirme yeteneği kazanmayı sağlayacak, eğitim ve öğretim sistemini geliştirecek ulusal AR-GE altyapısı yeterince oluşturulamamıştır. Kamu ve özel sektör kuruluşlarının, teknolojik ihtiyaçlarını karşılamaya dönük üretici firmaların oluşmasına olanak sağlayacak, onları yeni teknolojiler ve ürünler geliştirmeye yönlendirecek yaklaşımları ve politikaları yetersiz kalmaktadır Yürütme ve İdare Bölümü Sayfa : 16

6 Mayıs 1995 Sayı : 22279 RESMÎ. GAZETE Sayfa : 21 Ülkemizde Vl'ncı Plan döneminde AR-GE yatırımlarına desteğin sürdürülmesi ve üniversitelerin araştırma kapasitelerinin artırılması sonucu bilim ve teknoloji alanında gelişmeler kaydedilmiş olmasına karşılık, sanayiin ihtiyaç duyduğu teknolojinin önemli kısmının transferle karşılanmasına devam edilmiştir. Bilimsel ve teknolojik faaliyetlerin etkinliğinin artırılmasında kamu ve özel kesim arasında işbirliğini geliştirici çalışmalara başlanmış olup, üniversıte-sanayi işbirliği çerçevesinde 5 adet teknopark oluşturulmuş ve 2 adet yüksek teknoloji enstitüsü kurulmuştur. 8. Dışa Açılma ve Dünyaya Entegrasyon (Avrupa Birliğine Uyum) 1990-1993 döneminde dış ticarette serbestleştirme politikaları ağırlık kazanmıştır Bu çerçevede, özellikle Avrupa Topluluğu ülkelerinden yapılan ithalatla koruma oranları önemli ölçüde düşürülmuş, doğrudan ve dolaylı ihracat teşvikleri azaltılarak ihracatın üretim ve yatırım aşamasında teşviki esası benimsenmiştir. 1995 yılı başından itibaren Uruguay Turu sonuçlarının yürürlüğe girmesi ıle dünya ticaretinde cıddı bir liberalizasyon ve genişleme sağlanmakta, subvansıyonlar, anti-damping, gumruk kıymeti, ticarette teknik engeller ve korunma tedbirleri alanlarında çok taraflı ılke ve kurallar geliştirilmekte, anlaşmazlıkların halli mekanizması iyıleştırilmekte, tekstil, tarım ve hizmet sektörlerindeki ticarî faaliyetler anlaşma kapsamına alınmakta, bunlara ilaveten ticaretle bağlantılı fikri mülkiyet hakları ve ticaret ile ilgili yatırım tedbirleri içın yeni kurallar oluşturulmaktadır. Ayrıca, Tur sonunda sonuçların uygulanmasını yönetmek ve gözetmek için Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kurulmuştur 1951 yılında GATT'a katılan Türkiye, uzun süre dış ticarette GATT anlaşmasının bazı kurallarına uyamamıştır. Ancak, son senelerde DTÖ'nün kurulması yönündeki gelişmeler, Gelişme Yolundaki Ülkelerin (GYÜ) de dış ticaret rejimlerinde liberalizasyon öngörmektedir. Ayrıca, bu ülkelerin anlaşmanın 18.B maddesine dayanarak GATT kurallarına uymamaları uygulamasına da son verilmek istenmektedir. Türkiye de bu çerçevede GATT'a yapmış olduğu bütün taahhütlerde GYÜ'lere sağlanan kolaylıklardan faydalanmıştır. Ancak, AT ile Gümrük Birliğinin gerçekleştirilmesi halinde, Türkiye'nin statüsü değişebilecek ve Türkiye, AT'nin GATT'a, dolayısıyla DTÖ'yü kuran Anlaşmaya katılmasından kaynaklanan yükümlülüklerini aşamalı bir biçimde üstlenecektir. Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki ortaklık ilişkisi, Türkiye'nin 14 Nisan 1987'de Roma Antlaşmasının 237'nci maddesine göre Avrupa Topluluklarına üyelik başvurusunda bulunmasından sonra canlılık kazanmıştır. Yürütme ve İdare Bölümü Sayfa : 17

Sayfa : 22 RESMİ GAZETE 6 Mayıs 1995 Sayı : 22279 Üyelik başvurusuyla ilgili olarak AT Komisyonu tarafından hazırlanan ve Bakanlar Konseyi tarafından da benimsenen raporda, Türkiye'nin üyeliğe ehil olduğu teyit edilmiş ve ilişkilerin güçlendirilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Ancak, Türkiye-AT ortaklık ilişkisinin olağan gelişme sürecine girdiğine dair taraflar arasında bir mutabakatın sağlanabilmesi 1993 yılının son aylarında mümkün olabilmiştir. Türkiye tarafından Gümrük Birliğinin tamamlanması konusunda önemli adımlar atılmış, AT'ye karşı gümrük indirimine, Topluluk dışı ülkelere karşı ise Ortak Gümrük Tarifesi uyumuna gidilmiştir. Ayrıca, Türk hukuk düzeninin AT hukuk düzenine uyumlaştırılması çalışmalarına devam edilmektedir. AB ile ilişkilerde tam üyelik hedefi doğrultusunda önemli bir adım oluşturan Gümrük Birliği tamamlanma aşamasındadır. Türkiye ile EFTA ülkeleri arasında imzalanan Serbest Ticaret ve İşbirliği Anlaşması ve İkili Tarım Anlaşmaları 1992 yılında yürürlüğe girmiştir. Ancak, EFTA-Türkiye Serbest Ticaret Anlaşması ve İkili Tarım Anlaşmaları AB'ye katılan Avusturya, İsveç ve Finlandiya bakımından geçerliliğini yitirmiş ve ilişkiler AT ortaklığı çerçevesinde yürütülmeye başlanmıştır. Ülkemiz, bölgesel yakınlık içerisinde bulunduğu diğer ülke gruplarıyla çok taraflı ilişkilerini de Karadeniz Ekonomik İşbirliği (KEİ), Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EKİT), 1992 yılında Türk Cumhuriyetleri arasında gerçekleştirilen Ankara Deklarasyonu ve İslam Konferansı Teşkilatı (İKT) çerçevesinde geliştirme çabasını göstermiştir. 9. Düzenleyici ve Gözetici Devlet Fonksiyonları Devletin düzenleyici ve gözetici fonksiyonlarının ön plana çıktığı günümuzde, rekabet ortamının sağlıklı bır yapıya kavuşturulması ve tüketici haklarının korunması, ekonominin dışa açılma sürecinde geldiği noktada buyük önem kazanmıştır Bu amaçla önemli hukuki düzenlemeler yapılmıştır. Ayrıca, devletin ekonomik birimleri hızlı ve sağlıklı bir biçimde bilgilendirme gereği bulunmaktadır. Rekabeti koruyucu ve rekabet ortamını geliştirici düzenlemelerin yapılarak piyasa mekanizmasının kurumsallaştırılmasına imkan hazırlamak üzere Rekabetin Korunması Hakkında Kanun yürürlüğe konulmuştur Rekabet hukukunun uygulanmasından sorumlu olacak ve bilgi toplama, araştırma yapma, karar verme, rekabetin korunmasına ilışkin gerekli tedbirleri alma, yetkili makamlara görüş bildirme fonksiyonları olan Rekabet Kurulu ve Rekabet Kurumunu oluşturma çalışmaları sürmektedir. Yürütme ve İdare Bölümü Sayfa : 18