NORM HUKUK BÜROSU Camişerif Mh. İstiklal Cd İsmail Çatal Borsa Sarayı B/Blok Kat: 7 No:13 - Mersin A v u k a t tel: (0.324)238 49 08 fax: 238 49 07 avismailcatal@hotmail.com Danıştay Başkanlığı na Gönderilmek Üzere geciken adalet, adeletin inkarıdır amerikan atasözü Nöbetçi İdare Mahkemesi ne M e r s i n 27/10/2008 Yürütmenin durdurulması taleplidir Davacı : 25. Bölge Mersin Eczacı Odası Liman V.D. 8760074597 Vekili : Av. İsmail çatal Davalı : Sosyal Güvenlik Kurumu Ankara Konu : 1. 28/08/2008 tarih ve 26981 sayılı resmi gazetede yayınlanan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 8. maddesinin 2. fıkrasının, 2. aynı tarih ve sayılı resim gazetede yayınlanan Genel Sağlık Sigortası İşlemleri Yönetmeliğinin geçici 2. maddesinin iptali istemi hk. İPTALİ İSTENEN YÖNETMELİK HÜKÜMLERİ 28/08/2008 tarih ve 26981 sayılı resmi gazetede yayınlanan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 8. maddesinin 2. maddesi : (2) Kurum, internet ve her türlü elektronik ortam ile benzeri elektronik iletişim araçları üzerinden bilgi alışverişinin yapılmasına ilişkin koşulları belirlemek, Kurum ve işveren ile diğer ilgili kişi ve kuruluşlar arasındaki ilişkiler ile tarafların birbirlerine karşı olan hak ve yükümlülüklerini düzenlemek için protokol veya sözleşmeler yapabilir. hükmünü taşımakta, Aynı tarih ve sayılı resmi gazetede yayınlanan Genel Sağlık Sigortası İşlemleri Yönetmeliğinin - Sağlık hizmeti sunucuları ile yapılmış olan sözleşmelerin ve protokollerin geçerliliği ile diğer hükümler - başlıklı geçici 2. maddesi ise : (1) Kurumca finansmanı sağlanacak sağlık hizmetleri ile gündelik, yol, yatak ve yemek giderlerinin Kurumca ödenecek bedelleri tespit edilip yayımlanıncaya, sağlık hizmeti sunucuları ile sözleşmeler yapılıncaya kadar, Kurum tarafından belirlenmiş olan usul ve esaslar, sağlık hizmeti bedelleri ile protokol ve sözleşmeler geçerlidir. hükmünü taşımaktadır. BELİRTİLEN YÖNETMELİK HÜKÜMLERİNİN DAVALI KURUMA SAĞLADIĞI YETKİLER VE SAKINCALAR Bilineceği üzere davalı kurumu ile TEB (Türk Eczacıları Birliği) arasında kurum kapsamındaki hastaların ilaçlarının karşılanmasına yönelik olarak her yıl ilaç alım protokolü (tip sözleşme) imzalanmaktadır. Davalı kuruma ve TEB ne protokol imzalama yetkisini veren çeşitli kanunlarda hükümler bulunmaktadır. Örneğin 2008 yılı ilaç teminine ilişkin protokolün yasal dayanakları protokolde de belirtildiği üzere; 5510 sayılı Kanunun 63. maddesi (Değişik:17/4/2008-5754/45 md.), 506 sayılı Kanunun 123 üncü maddesi (Değişik: 7/2/1972-1517/1 Md.), 1479 sayılı Kanunun Ek-11 inci maddesinin son fıkrası, 5434 sayılı T.C Emekli Sandığı Kanununun Geçici 139 uncu maddesi, 5502 sayılı Kanun, NORM HUKUK BÜROSU 1
5565 sayılı 2007 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununun 30 uncu maddesinin 10 uncu fıkrası ile 6643 sayılı Türk Eczacıları Birliği Kanununun 39-j maddesi dir. Her yıl mütemadiyen protokol görüşmeleri sırasında davalı kurum adeta, mahallenin yaramaz çocuğu gibi, TEB den eczacıların aleyhine olacak biçimde pek çok istekte bulunmakta ve bu istekleri yerine getirilmediği taktirde protokolü imzalamayacağını ve kendisinin tek yanlı olarak hazırlayacağı protokolü imzalayan her eczacı ile bireysel olarak anlaşmaya varmış olacağını belirtmekte, görüşmeler kurumun bu tutumları nedeniyle zaman zaman tıkanmakta ve netice olarak TEB in, üyelerinin ve hastaların mağdur olmaması bakımından verdiği bir kısım tavizlerle protokoller oldukça uzun ve sancılı bir süreçten geçilerek imzalanmaktadır. Hemen belirtelim ki Türkiye deki tüm eczacılar, TEB ve Eczacı Odaları, hatta hastalar, davalı kurumun bu tutumu nedeniyle her yıl oldukça sıkıntılı günler yaşamakta ve mesele, eczacıların zorunlu olarak çeşitli eylemlerde bulunmasına kadar gitmektedir. 1262 sayılı İspençiyari ve tıbbi Müstahzarları Kanunu nun 6. ve 7. maddelerine göre ülkemizde ilacın toptan ve perakende fiyatı ilaç üreticisi tarafından Sağlık Bakanlığı na teklif edilmekte ve Bakanlığın teklifi uygun bulmasıyla fiyat belirlenmektedir. Eczacı bakanlıkça belirlenen fiyatı nazara alarak ilacı satmaktadır ve satmak ta zorundadır. Mesleki yasalarda bunu emretmektedir. Yani bir anlamda ilacın alış ve satış fiyatı bakanlıkça belirlendiği için eczacının daha işin başında ilaçtan elde edeceği kar ve kazançta belli olmaktadır. Davalı kurum protokol görüşmelerinde bakanlıkça belirlenen fiyat üzerinden kendisine ilave ISKONTOLAR yapılmasını (ya da ilaç üreticisinden alacağı iskontoda eczacıyı aracı kılmak istemekte) istemekte ve protokol görüşmelerinde sorunlar büyük oranda bu noktalarda yaşanmaktadır. Bu noktada davalı kurum ıskonto talebinin kabul edilmemesi halinde, protokolde yer almasını istediği ıskonto oranlarını taşıyan protokolü hazırlayıp dileyen eczacı ile imzalayacağını TEB ile TİP SÖZLEŞME İmzalamayacağı belirtmektedir. Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 8. maddesinin 2. maddesi davalı kuruma yaklaşık 15 yılı aşkın bir süredir her yıl TEB ile karşılıklı görüşme ve mutabakatla imzalanan ilaç alım protokollerini, dilediği biçimde ve tek yanlı olarak hazırlayıp eczacıların önüne koyma (eczacıyı imzaya mecbur kılma) imkanı vermektedir. Kurumca hedeflenen budur. Düzenleme ile Kurum, kuşkusuz ki eczacılar açısından pek çok sakıncayı içerecek ilaç alımına dair protokolü kendisi hazırlayacak WEB sitesinde yayınlayacak ve dileyen eczacı ile internet ve elektronik iletişim ve imza ortamı yoluyla imzalayabilecektir. Amiyane deyimiyle kurum bundan böyle TEK TUŞLA/TIKLA İŞİ BİTİRECEK ve TEB i devre dışı bırakacaktır. Öte yandan Genel Sağlık Sigortası İşlemleri Yönetmeliğinin geçici 2. maddesi kuruma, 1 yıl geçerli olmak üzere imzalanan ilaç alım protokollerinin sürenin bitiminde yeniden imzalanması için görüşmelerin uzaması halinde eczacının zararına olacak biçimde hazırlayacağı protokolü veya yenisi imzalanıncaya kadar eski protokole kendi arzusuna uygun hükümler monte etme ve devreye sokma ve yeni protokol görüşmelerini kasıtlı olarak akamete uğratma yolunu açmaktadır. Meseleyi somut bir örnekle izah etmek gerekirse; 2008 yılı tip sözleşmelerinin görüşmeleri yaklaşık 3 ayı bulmuş, 2007 sözleşmesinin bitimiyle birlikte yeni sözleşme imzalanmadığı için pek çok belirsizlik, sıkıntı ve hatta eczacının zararına olacak hadiseler yaşanmıştır. Aradaki boşluğu fırsat bilen kurum tebliğ genelge genel yazı değişiklik adı altında protokolde oynamalar yapma yoluna gitmiş ve eczacılar ve meslek örgütleri kurumun yarattığı sonu gelmez muarazalarla uğraşmak zorunda kalmıştır. Sonuç olarak kurum devlet olmanın vakar ve tarafsızlılığından uzak bir biçimde ve tümüyle özel şirket mantığıyla hareket etmiş ve protokol meselesine bu güne kadar böyle yaklaşmıştır. Yönetmeliğin bu maddesi davalı NORM HUKUK BÜROSU 2
Kuruma bugüne kadar hukuku dolanarak yapmaya kalkıştığı ve alışkanlık haline getirdiği şeyleri bu defa yönetmeliği ileri sürerek yapma olanağı tanıyacaktır. KURUMUN SAĞLIK HİZMETİ SUNUCUSU OLAN ECZACILAR İLE YAPACAĞI İLAÇ ALIM PROTOKOLLERİNİN YASAL DAYANAK VE YÖNTEMLERİ Yukarıda belirtildiği üzere ilaç alım protokollerinin tarafı olan SGK (Sosyal Güvenlik Kurumu) ve eczacıları temsilen TEB bu yetkilerini geçmişte dağınık bir yapıya sahip olan ve sosyal güvenlik sistemi içerisinde yer alan kurumların yasalarından almakta idiler. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu nun aşamalı da olsa yürürlüğe girmesiyle bu dağınıklık büyük ölçüde giderilmiştir. Şu an itibariyle SGK nın sağlık hizmeti sunucularından (dışarıdan) edineceği hizmetlerle ilgili yol ve yöntemler anılan yasanın 73. maddesinde kurala bağlanmıştır. Buna göre davalı kurum ilaç açısından düşünüldüğünde bu hizmeti, 73. maddenin 1. fıkrasında belirtildiği üzere ; sağlık hizmetleri sunucuları ile yapacağı sözleşmeler yoluyla almak durumundadır. Bir başka söyleyişle kurum kendisine tabi hastaların ilaçlarını eczaneler ile yapacağı sözleşmeler yoluyla alabilecektir. Aynı maddenin son fıkrası ise kuruma bu hususlarda yönetmelik yapma yetki ve görevini yüklemektedir. Öte yandan Türk Eczacıları Birliği Kanunu nun TEB nin görev ve yetkilerini düzenleyen 39. maddesi; j) Eczanelerden sağlık hizmeti satın alacak bütün kamu ve özel kurum ve kuruluşlarla anlaşmalar yapmak, imzalanan protokole uygun tip sözleşmeleri bastırmak ve belirleyeceği bedel karşılığı eczanelere dağıtmak, hükmünü içermektedir. Yukarıda değinilen 73. maddenin 1. ve son fıkrasının bu maddeden bağımsız düşünülmesi mümkün değildir. Sonuç olarak söylenebilir ki davalı kurum dışarıdan sağlayacağı fayda ve hizmetlerden olan ilacı TEB ile yapacağı sözleşme ile karşılamak durumundadır. Ancak iptali istenen yönetmeliğin 8. maddesinin 2. fıkrası ilaç temini hususunda kuruma 39. maddenin j.fıkrasını atlamak suretiyle tek yanlı olarak sözleşme hazırlama ve bunu tek tek ezacılarla imzalama yolunu açmaktadır. İptali istenen düzenleme bu haliyle 6643 sayılı yasanın 39. maddesinin j.fıkrasına aykırıdır. Yönetmeliğin bu maddesi hazırlanırken ya TEB ile karşılıklı olarak sözleşme hazırlanacağı kuralına yer verilmeli veya TEB ile imzalanacak ilaç alım protokollerinin bu maddenin kapsamı dışında olduğu belirtilmeli idi. 2008 YILI PROTOKOL GÖRÜŞMELERİ VE KURUMUN YARATTAĞI MUARAZALAR (yönetmeliğin doğuracağı sakıncalara somut bir örnek) 2007 yılı ilaç alım protokolünün süresi (tip sözleşme) 01.07.2008 tarihinde sona ermesine ve yeni protokolün hastalar açısından da bir sorunla karşılaşmamak bakımından en geç bu tarihte imzalanmasının gerekmesine karşın kurum TEB in haklı ve ısrarlı çabalarına karşın görüşme masasına 23.06.2008 tarihinde, yani sözleşmenin bitimine 7 gün kala oturmuştur. Davalı kurumun görüşmelere geç başlaması kendi alt yapısındaki eksikliklerden kaynaklanmıştır. 30.06.2008 tarihinde, ilaç sunumunun kesintiye uğramaması için, tip sözleşme sonradan imzalanmak üzere prensipte kabul edilmiş ve bu tarihte tip sözleşmede yer almak üzere protokol görüşme tutanağı üç bakanlık ve TEB in ortak muvafakatıyla imzalanmıştır. Kısa bir süre sonra protokolün nihai olarak imzalanması için taraflar yeniden görüşmelere başlamış, bu görüşmelerde kamunun ilaç firmalarından aldığı ve eczacıların aracılık ettiği ıskonto (kamu kurum ıskontosu) ve bu iskontonun kuruma aktarımı sırasında eczacıların yaşadığı hak kayıpları görüşmelerde sıkıntılar yaratmıştır. 09.07.2008 tarihinde bu sorunda aşılarak davalı kurum ile protokol imzalanmış ve kurumla protokol yapmak isteyen eczacıların en geç 31.07.2008 tarihine kadar TEB den edineceği TİP sözleşmeleri NORM HUKUK BÜROSU 3
kuruma teslim etmesi aksi halde bir yıl boyunca eczacının kurumla sözleşme yapamayacağı kararlaştırılmıştır. (6643 sayılı yasa md.39/j.) Ancak ilginçtir ki; TEB in muhatabı olarak Sağlık Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı üçlüsünün taraf olduğu ve imza altına aldığı görüşmeler ve devamında davalı SGK nun bu paralelde imzaladığı protokol akıl almaz ve hukuki izahı olamayacak bir biçimde fiilen uygulanmamış, SGK, kuruma zarar verdiğini bahane ederek provizyon sistemini protokole uygun şekilde çalıştırmamış, anlaşılmaz ve protokole aykırı bir fiili muaraza yaratmıştır. Bu arada eczacılar kurumca kasten yaratılan muarazaya karşın hastaların ilaç ihtiyacını karşılamak için ilaç vermeye devam etmiş ancak sonuçta satışlardan %3 oranında zarar etmiştir. Bu arada protokollerin son teslim tarihi 31.07.2008 tarihinin hemen öncesinde kurum ve ilgili bakanlıklar kendi imzaladıkları protokolü aslında hataen imzaladıklarını ileri sürerek, (devlet organlarınca ortaya atılan böylesi bir bahanenin ülkemiz tarihinde eşine rastlandığını zannetmiyorum) protokolde değişiklikler yapılması gerektiğini belirtmişlerdir. Bu eşsiz! bahane ve oyalamalar nedeniyle 31.07.2008 in sabahında protokolleri halen kuruma teslim edemeyen Türkiye deki tüm eczacılar 2008 protokolünü kuruma teslim etmemeleri nedeniyle, kurumla protokol yapmamış olmak gibi acı ve trajik bin sonuçla bir anda yüz yüze kalmışlardır. Zira anlaşmaya göre protokolün en geç 31.07.2008 itibariyle kuruma teslim edilmesi gerekmektedir. Davalı kurumun yönlendirmesi ve bakanlıkların da bu yönlendirmeye susarak ortak olmaları nedeniyle son güne ve hat ta son saatlere kalan protokolün kuruma teslimi zorunluluğu yine ülkemiz tarihinde eşine benzerine rastlanamayacak bir trajediyle kuruma teslim edilmiştir. 31/07/2008 tarihinde kendisine bağlı eczacıların protokollerini teslim etmek üzere kurumun bulunduğu Adana ya gelen davacı oda, aynı amaçla oraya gelmiş bulunan Adana, Antakya ve Osmaniye eczacılar odası ile karşılaşmış ve 4 oda yetkilileri ve eczacılar hep birlikte protokollerin teslimi için kurum binasına girmişlerdir. Ancak davalı kurum amirleri, SGK nın emri gereği protokolleri teslim almayacaklarını belirtmişlerdir. Davalı kurum adım adım sahneye koyduğu oyunun son perdesi olan sözleşmeleri fiilen teslim almamak yoluyla ortadan kaldırmak formülünü devreye sokmuş ve Türkiye deki tüm eczacılar bir anda inanılmaz bir şok yaşamıştır. Bir an düşündüğümüzde anlatılanların gerçek olmayabileceği akıllara gelse de içtenlikle ifade edelim ki bunlar yaşanmıştır! İçeride sözleşmelerin teslim alınmaması üzerine davacı oda ve diğer odalar ellerinde sözleşme kolileri olduğu halde kurum birasını terk etmiş ve o gün saat 16:00 sularında kapıdan kapıya teslim-posta yoluyla sözleşmeler kuruma fiilen teslim edilebilmiştir. Aynı gün SGK nın talimatıyla sözleşmeleri teslim almayarak suç işleyen görevliler hakkında Adana Cumhuriyet Başsavcılığı na suç duyurusunda bulunulmuştur. Hemen belirtelim ki 31.07.2008 tarihinde kurumun Ankara İl Müdürlüğü sözleşmeleri teslim almamak için eczacıların önüne çevik kuvveti (polis) kalkan yapmış, İzmir Eczacı Odası davalının fiilini mahkeme yoluyla tespit ettirmiş, yine bazı odalar sözleşmeleri güçlükle teslim ederken pek çok oda ise teslim edememiştir. O gün SGK dan başka seçme şansı olmayan 24.000. eczacı yollarda, sokaklarda ve davalı kurumun İl Müdürlükleri önünde oradan oraya savrulmuştur. Sorun sözleşmelerin teslimi ile de bitmemiş ilerleyen günlerde davalı kurum gerek tek yanlı olarak gerek tebliğler, genelgeler ve tanımsız yazılar yoluyla ve gerekse TEB i sıkıştırarak protokolde eczacının zararına sebebiyet verecek değişiklikler ve fiili uygulamalar yoluna gitmiştir ve halende gitmektedir. Kurumca sahnelenen oyun ve hadisenin özü budur. İptali istenen yönetmelikler TEB i devre dışı bırakarak davalı kuruma dilediğince protokol hazırlama ve bunu 24.000 NORM HUKUK BÜROSU 4
parçaya bölünecek eczacıya ayrı ayrı imzalatma yolunu açmıştır. Yönetmelikler bu planın ilk adımıdır. SÖZLEŞME YAPMA MECBURİYETİ Bilineceği üzere eczacıların ve eczanelerin varlığı ve ekonomik devamlılığı şimdi tek elde toplanmış olan SGK ile yapacakları tip sözleşme ve ilaç alım protokollerine bağlıdır. Zira eczaneler satışlarının yaklaşık %90 ını kuruma tabi hastalara yani bir anlamda kuruma yapmaktadır. Eczanenin kurum ile sözleşmesi yoksa veya iptal edilmişse o eczaneyi artık fiilen kapanmış sayabiliriz. Eczacının kuruma olan bağımlılığı aslında insanların elektrik ihtiyacı nedeniyle TEDAŞ a ve su ihtiyacı nedeniyle MESKİ ye olan bağımlılıkları ile aynı manadadır. Ülkemizde elektrik ve su satış ve dağıtımı yapan kuruluşların abonelik talep eden insanlarla sözleşme yapmama, yani onlara su veya elektrik vermeme/bağlamama gibi bir keyfiyetleri yoktur. Bu yönüyle abonelik sözleşmeleri sui jeneris ( kendine özgü, kural dışı, kaide ötesi ) sözleşmelerdir. Zira borçlar hukukunda esas itibariyle sözleşme yapma serbestisi vardır ve tarafları sözleşme yapmaya zorlayamayız. Ancak bir tarafın tekel konumunda olduğu ve diğer tarafın tekel konumunda olan tarafa muhtaç olduğu durumlarda artık tekel olan tarafın sözleşme yapma serbestisinden bahsedilemez. İşte bu ayrıksı durum karşısında hukuk düzenimiz genel kuralın dışına çıkmakta tekel olan tarafa bir mecburiyet yüklemekte muhtaç olan tarafa ise bir keyfiyet bahşetmektedir. Nitekim Yargıtay 13 HD. 2002/ 2584 Esas, 2002/ 4338 Karar, 18.04.2002 tarihli kararında özetle; Devlet veya kamu kurumlarının tekelinde bulunan bazı kamu hizmetleri ve zaruri ihtiyaç maddelerini dağıtan kuruluşlarla, bunları talep eden kişiler arasında, sözleşme yapma mecburiyeti vardır. Bu sebeple davalı kurum, elektrik enerji dağıtım tekelini elinde bulunduran bir kurum olarak sözleşme yapmak zorunda olup kararını vermiş ve bu karar artık ilkesel ve yerleşik bir uygulama halini almıştır. Her yıl TEB ile kurumlar arasında imzalanan ilaç alım protokolleri bakımından da durum farklı değildir. İlaç alım protokolleri sui jeneris yani, kuruma sözleşme yapma mecburiyeti yükleyen, eczacıya ise serbesti tanıyan özel hukuk sözleşmeleridir. Unutulmamalıdır ki burada eczacı kuruma tabi değildir, taraflar arasında eşitlik vardır, tek farkla ki; kurum dileyen eczacı ile sözleşme yapmak mecburiyetindedir. Kurum kendisine tabi kişiler için dışarıdan özel bir hizmet satın almaktadır ve bu ilişkinin ilk çıkış noktası Borçlar Kanunu dur. Bu düşünüşten hareketle kurumun tek yanlı, tekelci ve vesayet organıymışçasına hareket etmesi, bu hususta yönetmelikler çıkarması, yönetmeliklere dayanarak salt kendisini kollayan ve diğer tarafın mahfına sebep olacak protokoller hazırlaması ve bunu seçme şansı olmayan eczacıyı imza mecburiyetinde bırakması düşünülemez. Bunu hukuk korumaz. SONUÇ OLARAK İptalini istemiş bulunduğumuz Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 8. maddesinin 2. fıkrası ile Genel Sağlık Sigortası İşlemleri Yönetmeliğinin geçici 2. maddesi, 6643 sayılı Kanunun 39. maddesinin j.fıkrasına açıkça aykırıdır. Öte yandan 5510 sayılı yasanın 73. maddesinin 1. fıkrası kuruma dışardan sağlanacak hizmet ve alımlarla ilgili olarak özel sağlık hizmeti sunucuları ile sözleşme yapma hak ve yetkisi vermekle birlikte, eczacılar açısından bakıldığında, ilaç alımına yönelik ve tek yanlı olarak 6643 sayılı yasanın 39. maddesinin j.fıkrasını göz ardı ederek protokol hazırlama, bunu internet, NORM HUKUK BÜROSU 5
elektronik ortam ve elektronik iletişim vasıtalı yoluyla eczacılar ile imzalama yetkisi vermemektedir. Bir hususu daha hemen belirtelim ki, yönetmeliklerin iptali istenen kısımlarının ilaç alımı dışındaki sözleşme veya protokoller bakımından hukuka ve yasaya aykırılık teşkil etmeyebileceği akla gelse de, anılan yönetmeliklerin iptali istenen kısımlarında TEB nin 6643 sayılı yasanın 39. maddesinin j.fıkrasındaki yetki ve görevinin istisna tutulmamış olmasının veya bu hususta TEB ile karşılıklı görüşmelerle sözleşme veya protokollerin hazırlanacağı hususunun metne dercedilmemiş olmasının yarattığı hukuka aykırılık tümden iptali zorunlu kılmaktadır. Bir başka söyleyişle hukuksal düzenlemeler (yönetmelikler) bazı kişiler için hukuka aykırılık, bazı kişiler için hukuka uygunluk içererek hayat bulamazlar. Düzenleme bir kişi için bile hukuka aykırılık içeriyorsa orada bir hukuksal sakatlık vardır ve somut meselede olduğu üzere tartışmakta olduğumuz düzenlemeler salt eczacılar ve ilaç alımı bakımından yasaya ve hukuka aykırılık taşıyorsa ve bu kesim düzenlemeden istisna edilmemişse, diğer kişi veya kuruluşlar bakımından düzenlemenin yasaya uygunluğunu savunarak onu ayakta tutamayız. Evrensel hukukta çoğun içinde azı eritmek (göz ardı etmek) değil, azın hakkı için çoğu feda etmek kuralı vardır. Öte yandan yukarıda kısmen değindiğimiz üzere iptali istenen düzenlemeler, sözleşme ilişkisi alanında sui jeneris bir özelliğe sahip olan ilaç alım-satım ilişkisinde, davalı kuruma, tekelci, tek yanlı kural koyucu ve aleyhe de olsa tek yanlı olarak konulan kural ve hazırlanan protokollerin, muhtaç ve zayıf konumda olan eczacıca imzaya mecbur kılınmasının yolunu açması karşısında iptal edilmek gerekmektedir. İçtenlikli ifade edelim ki; bıkmadan-usanmadan yinelediğimiz bu husus ve sakıncalar, iptali istenen düzenlemelerin hayat bulmasıyla 2008 yılı sözleşmesinin bitimi ve 2009 yılı sözleşmesinin imzası anında ete kemiğe bürünecek ve işte o zaman her şey daha da iyi anlaşılacaktır. Bunu sayın mahkemenin dikkatine önemle arz etmekte yarar görüyoruz. Keza iptalini istemiş bulunduğumuz aynı tarih ve sayılı resim gazetede yayınlanan Genel Sağlık Sigortası İşlemleri Yönetmeliğinin geçici 2. maddesi ilaç alım protokollerinin sürekli yaşandığı üzere zamanında imzalanamaması/yenilenmemesi ve görüşmelerinin uzaması halinde davalı kuruma, ezacıların zararına sebebiyet verecek ptorokolleri devreye sokma imkanı vermekte ve müteaddit kereler belirttiğimiz gibi davalı kurum bu yetkisini hiçbir zaman devlet olmanın tarafsızlığı ve ciddiyeti ile kullanma yolunu tercih etmemektedir. YÜRÜTMEYİ DURDURMA TALEBİMİZ İYUK nun 27/2. maddesi; Danıştay veya idari mahkemeler, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilirler. hükmüne amirdir. Somut meselede idari düzenlemenin hukuka açıkça aykırılığı hususu duraksamasızdır. Öte yandan getirilen düzenleme ile ilaç alım protokollerinin tek yanlı olarak kurumun tekelinde hazırlanmasının yolunun açılmasının eczacılar açısından yaratacağı sakıncalar izahtan varestedir. ( Eczacıların hak ve menfatlerini savunmak üzere yasal statü kazanmış bulunan TEB e karşın davalı kurumun mütemadiyen yarattığı hak ihlalleri ortadadır) Bu sebeple davalı kurumca getirilen düzenlemelerin olumsuzluklarından ilk nasibini alacak olan kesim eczacılardır. Kurumun bu hususa ilişkin olarak bitaraf olmadığı, son derece keyfi hareket ettiği bu güne kadar yaşanan hadiselerden anlaşılmıştır. Kurum niyetini açık etmiştir. Mesele davalının inisiyatifine terk edilemeyecek kadar hassastır. Eczacı açısından bir günlük yanlış uygulamanın sonucu zarardır. Yanlış ve haksız uygulamanın neticesi NORM HUKUK BÜROSU 6
olarak pek çok kez uğrananılan zarar bu güne kadar davalıca giderilmemiş ve eczacı bu zararları hep sineye çekmiştir. Belirtilen ve re sen nazara alınacak nedenlerle öncelikle YÖNETMELİĞİN İPTALİ İSTENEN KISIMLARININ YÜRÜTMESİNİN DURDURULMASINA karar verilmesini dilemekteyiz. Hukuki Nedenler : 6643 sayılı yasa md. 39/j. 5510 sayılı yasa, 1262 sayılı yasa, ve sair başkaca tüm mevzuat hükümleri Deliller 28/08/2008 tarih ve 26981 sayılı resmi gazetede yayınlanan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği, aynı tarih ve sayılı resim gazetede yayınlanan Genel Sağlık Sigortası İşlemleri Yönetmeliği, ilaç alımına ilişkin tip sözleşmeler ve sair başkaca tüm deliller Sonuç Ve İstem : Sunulan ve resen nazara alınacak nedenlerle; 28/08/2008 tarih ve 26981 sayılı resmi gazetede yayınlanan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 8. maddesinin 2. maddesinin, Aynı tarih ve sayılı resmi gazetede yayınlanan Genel Sağlık Sigortası İşlemleri Yönetmeliğinin geçici 2. maddesinin YÜRÜTMESİNİN DURDURULMASINA ve belirtilen yönetmelik maddelerinin İPTALİNE, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini vekaleten talep ederim. 27/10/2008 Ekler: Vekaletname, 2008 yılı tip sözleşmesi, 2008 tip sözleşmesi öncesi imzalanan görüşme tutanağı, TEB in yaşanan sorunlara ilişkin basın açıklaması, Davacı odanın sözleşme teslimine ilişkin başvuru yazısı, PTT kabul ve teslim formları Şikayet dilekçesi, Basında çıkan haberlerden özetler Saygılarımla, Av. İsmail Çatal Davacı 25. Bölge Mersin Eczacı Odası Vekili NORM HUKUK BÜROSU 7