Yıl: 4, Sayı: 15, Ekim 2017, s

Benzer belgeler
Polisiye romanın başlangıcına baktığımızda, Edgar Allen Poe'nun polisiye roman türünün

İBRAHİM ŞİNASİ

MEHMET RAUF - Genç Gelişim Kişisel Gelişim ( )

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

Takvim-i Vekayi Gazetesi (1831)

İnci Hoca TANZİMAT EDEBİYATI I. DÖNEM

11.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

TLL Uygulama. Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde Hüseyin Rahmi Gürpınar a ilişkin bilgi doğru değildir?

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 11. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Metin Edebi Metin nedir?

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 12. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EDEBİYAT SOSYOLOJİSİ AÇISINDAN 12 EYLÜL ŞİİRİ Nesîme CEYHAN AKÇA, Kurgan Edebiyat, Ankara 2013, 334 s.,isbn Sabahattin GÜLTEKİN 1

Çoğuldizge Kuramı. Ünal Yoldaş* Giriş

GÜNLÜK (GÜNCE)

JORGE LUIS BORGES PIERRE MENARD A GÖRE DON QUIXOTE & HOMER İN BAZI UYARLAMALARI. Hazırlayan: Rabia ARIKAN

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

YAZI TÜRLERİ ŞENDA SOLMAZ KONUSUNU YAŞAMDAN ALAN YAZI TÜRLERİ OLAY YAZILARI

ÖZGEÇMİŞ Yaşar Kemal in Romanlarında Toplumcu Gerçekçilik (devam ediyor)

HABER YAZISI ALP AKIS VE ARI BARAHYA

6. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ

Öğrenme, Örgütsel Öğrenme

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

EKİM ÜNİTE II ÖĞRETİCİ METİNLER

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

ÖZEL ATACAN EĞİTİM KURUMLARI

Siyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir.

ÖZEL ÖĞRETİM KURSU TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI-I ÇERÇEVE PROGRAMI. :Tercih Özel Öğretim Kursu :Kesikkapı Mah. Atatürk Cad. No.

İÇİNDEKİLER. 1. BÖLÜM İSLÂMCILIK VE YENİ İSLÂMCI AKIM Yeni İslamcı Akımın Entelektüel Zemini Olarak İslâmcılık...17 Yeni İslâmcı Akım...

MÜTERCİM (ÇEVİRMEN) Bir dilde yazılı bir metni başka bir dile çeviren kişidir. Mütercim bir dilden, bir başka dile veya dillere çeviri yaparken;

Romancı Kimliğiyle Suat Derviş

Günümüzdeki ilke ve kuralları belirlenmiş evlilik temeline dayanan aile kurumu yaklaşık 4000 yıllık bir geçmişe sahiptir. (Özgüven, 2009, s.25).

TANZİMAT I. DÖNEM: ŞAİR VE YAZARLAR. * Şinasi *Ziya Paşa *Namık Kemal. * Ahmet Mithat Efendi *Şemsettin Sami

Medya ve Toplumsal Cinsiyet

İLLÜSTRASYON KİTAP KAPAĞI RESİMLEME KİTAP KAPAĞI İLLÜSTRASYONU. 15 Kız Orta düzey

SINIF YÖNETİMİNİN TEMELLERİ

HALKLA İLİŞKİLERE GİRİŞ

SEVAL ŞAHİN Cinai Meseleler

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI KDZ.EREĞLİ ANADOLU LİSESİ 11. SINIF DİL VE ANLATIM DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI

Türk Dili ve Edebiyatı Kaynak Sitesi

Okuyucu Mektupları / Reader Letters

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI MUSTAFAKEMALPAŞA MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ I. DÖNEM 11

Teori (saat/hafta) Yerel Kredi Türkçe Dil Becerileri I TRK Yarıyıl 2/14 2/14 3 3

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

Tanzimat Edebiyatı. (Şiir-Roman) YAZARLAR Dr. Özcan BAYRAK Dr. Muhammed Hüküm Dr. Taner NAMLI Dr. Celal ASLAN

METİNLERİ SINIFLANDIRILMASI

HİKÂYE ETME BİLİMİ 1 :

Haftalık ders sayısı 2, yıllık toplam 74 ders saati Kategoriler Alt kategoriler Ders içerikleri Kazanımlar Dersler arası ilişki IV.

Patrick Raynal: Senarist, sinemanın araçlarından sadece biri

bilgilerle feminizm hakkında kesin yargılara varıp, yanlış fikirler üretmişlerdir. Feminizm ya da

Taliban Esaretinden İslam a

BACIM - Ağırlıklı olarak Türkiye kökenli göçmen kadınlar için buluşma ve danışmanlık merkezi

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ Gönderen admin - 31/01/ :14

Kübra YILMAZ, Yudum HACIOĞLU, Kadri ŞAHİN, Abdülkadir Arslan

Uygarlık Tarihi (HIST 201) Ders Detayları

KAYNAK: Çınar, İkram "Çocuk Edebiyatı ve Yayıncılığı" Eğitişim Dergisi. Sayı: 22 (Mart 2009).

Leyla Coşan (2009): Frauenliteratur der 70er Jahre in Deutschland und in der Türkei, Frankfurt a.m., Peter Lang Verlag, 185 sayfa

TANZİMAT DÖNEMİNDE ÖĞRETİCİ METİNLER. Ufuk KÜSDÜL Arhavi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni

Jale Baysal ( )

İSLAM KURUMLARI VE MEDENİYETİ

BEP Plan Hazırla T.C Ceyhan Kaymakamlığı ALTI OCAK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ Müdürlüğü Edebiyat Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı

8-9 YAŞ ÇCUKLARININ YAŞ DÖNEMİ ÖZELLİKLERİ VE OKUL-ÖDEV ÇALIŞMALARI ÖZEL ANTALYA ENVAR İLKOKULU 8-9 YAŞ ÇOCUKLARININ GELİŞİM DÖNEMLERİ ÖZELLİKLERİ

T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Cezayir'den yükselen bir ses: Yalnızca İslam hükmedecek!

İletişim Yayınları SERTİFİKA NO

HABERCİLİĞİN TEMEL KAVRAMLARI

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm ÖABT Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Konu Anlatımlı Soru Bankası ESKİ TÜRK DİLİ VE LEHÇELERİ...

CUMHURIYET DÖNEMINDE COŞKU VE HEYECANI DILE GETIREN METINLER (ŞIIR) Cumhuriyet Edebiyatında Şiir ve Soru Çözümü

2016 EYLÜL MUSTAFAKEMALPAŞA / BURSA T.C. MUSTAFAKEMALPAŞA İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ DİL VE ANLATIM DERSLERİ UYGULAMA SINAVI YÖNERGESİ

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ YAYIN LİSTESİ

T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük ATATÜRK Ü ETKİLEYEN OLAYLAR VE FİKİRLER

ÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I

8. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ

Hazırlayan: «Benim ayrı odam olduğu gibi, yazı masam, kitap dolabım bile var idi.» Fatma ALİYE. Enes PALA

Brighton Ekolü. Film d'art (yapımevi)

Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Odabaş

İÇİNDEKİLER. Sorular... 9 Ödev... 10

İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI ABDULLAH YEGİN

NECİP FAZIL KISAKÜREK

Uygarlık Tarihi (HIST 201) Ders Detayları

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

T.C. KÜTAHYA BELEDİYESİ BASIN YAYIN VE HALKLA İLİŞKİLER MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV YETKİ SORUMLULUK VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM

ÖZEL EGEBERK ANAOKULU Sorgulama Programı. Kendimizi ifade etme yollarımız

1.Bireyden Kitleye. 2.Habere İlk Adım: Gazete. 3.Her Yerdeki Ses: Radyo. 4.Düş mü, Gerçek mi?: Sinema. 5.Evdeki Dünya Televizyon

T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI TÜRKİYE KÜLTÜR PORTALI PROJESİ SANAT TARİHİ TÜRK HEYKEL SANATI HEYKEL SANATINDA GERÇEKÇİ YORUMLAR

Bilim,Sevgi,Hoşgörü.

Yaşam Temelli Öğrenme. Yazar Figen Çam ve Esra Özay Köse

4B SINIFI MART AYI BÜLTENİ

İş Yerinde Ruh Sağlığı

Senin bir yaşlı piri fani mi yoksa pırıl pırıl istikbal vadeden bir delikanlı yada erkek mi kadın mı olduğunu bilmiyorum.

7. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ

4 -Ortak normlar paylasan ve ortak amaçlar doğrultusunda birbirleriyle iletişim içinde büyüyen bireyler topluluğu? Cevap: Grup

11. HAFTA 2.ARAŞTIRMA İNCELEME YAZILARI

HALKLA İLİŞKİLER (HİT102U)

MEDYA EKONOMİSİ VE İŞLETMECİLİĞİ

DERS BİLGİLERİ Ders Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Dersin Koordinatörü Dersi Verenler Dersin Yardımcıları Dersin Amacı

Transkript:

Yıl: 4, Sayı: 15, Ekim 2017, s. 326-340 Mustafa SOLMAZ 1 GAZETE VE POLİSİYE ROMANIN BİRBİRİNİN GELİŞİMİNE ETKİSİ Özet Özel gazete ve polisiye romanın ülkemize yeni girdiği dönmede, her birinin diğerini destekleme ihtiyacını beraberinde getirmiş ve karşılıklı bir yarar ortaya çıkmıştır. Polisiye romanlar gazetenin önemine değinerek onun toplumu bilgilendiren ve yeni haberleri aktaran bir araç olduğunu vurgularken, gazeteler, okuyucunun ilgisini çekmek için polisiye romanları bölümler halinde yayımlamışlardır. Polisiye romanlar da gazetenin toplum için ne kadar önemli olduğunu kurguları içerisinde göstermeye çalışmışlar, halkın gazetelere güven duymasında önemli bir görev üstlenmişlerdir. Günümüzde gazeteler baskı sayılarını artırmak amacıyla polisiye diziler yayımlama kaygısı gütmeden, asli görevleri olan edebiyat, fikir, kültür, sanat, siyasal, politik ve güncel olaylardan halkı haberdar etmek olan asli görevlerine dönmüşlerdir. Polisiye romanların da toplumun her katmanına ulaşmak için gazetelere ihtiyacı kalmamış, her biri kendi yolunda yürümeye devam etmektedir. Anahtar Kelimeler: Yazı, Gazete, Polisiye roman, Gelişim, Etkileşim. THE IMPACT OF NEWSPAPER AND DETECTIVE NOVEL ON THE DEVELOPMENT OF ONE ANOTHER Abstract When the private newspapers and the detective novel emerged in our country, it brought the necessity of supporting each other and a mutual benefit emerged. While the detective novels emphasized the importance of journalism and emphasized that it was a vehicle that informed society and conveyed new news, newspapers published detective novels in chapters to attract readers' attention. 1 Yrd.Doç.Dr. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Yabancı diller Yüksekokulu, mustafasolmaz@yyu.edu.tr

Mustafa Solmaz Detective novels have tried to show how important journalism is for the society in their fiction, and they have undertaken an important role in making the people trust journalism. Nowadays, without publishing new detective series newspapers have returned to their primary duty which is to inform the public about their main tasks: literary, intellectual, cultural, artistic, political, political and current events, without worrying about increasing the number of their prints. Detective novels also do not need newspapers to reach every layer of society; each one continues to walk in its own way. Key words: Writing, Newspaper, Detective novel, Development, Interaction. GİRİŞ İnsanlar; tarihin her döneminde yeniliklerden haberdar olmak istemiş, çevresinde ya da uzağında olanları merak etmiş, olan biteni öğrenmek için çaba içerisine girmiştir. Bir kısım olayları kendi başına öğrenirken bazılarını yakınında bulunanlardan öğrenmiş, uzakta olanları öğrenmek için aracı kullanmıştır. Elde ettiği bilgiler; kimi zaman merak duygusunu giderirken, kimi zaman yaşamına yön vermiş, bazen de dost ve düşmanlarını ayırt edebilme fırsatı sunmuştur. Kulaktan kulağa öğrenilen bilgiler, yazının ortaya çıkışı ile birlikte, yanlış aktarıma fırsat vermeden, uzaklardaki insanlara kadar doğru bir şekilde ulaşmaya başlamıştır. Yazının insan hafızasından güçlü ve kalıcı olması bilginin korunmasının yanında, uzaklarda ya da yakınlarda olanlardan haberdar olma isteğinin karşılanmasını da sağlamıştır. İlk olarak Sümerler tarafından kullanılan yazı; daha sonra Babil, Çin, Mısır, Etrüsk gibi eski medeniyetlerde de, yönetim merkezinden uzakta olan yöneticilere hükümdarın emirlerinin iletilmesi ya da halkın bazı emir ve yasaklar hakkında bilgilendirilmesi için kullanılmıştır. Bu eski medeniyetlerde, önemli olayları günü gününe kaydeden devlet kâtipleri, yaşadıkları dönemle ilgili bilgileri sonraki nesillere aktarmışlardır. 327 Yazının kullanılmaya başlanması, insanların her şeyi öğrenme isteğini karşılamış, gidilemeyen yerlerdeki haberleri öğrenme fırsatını da beraberinde getirmiştir. Seyyahların gezdikleri yerleri anlatan yazıları ile tüccarların gittikleri ülkeler hakkında yazdıkları ya da haçlı seferlerine katılanların geride bıraktıklarına yazdıkları mektuplar, haber özelliği taşıdığı için gazete görevi görmüş, ilginin fazla olmasından dolayı, gelen bu mektuplar çoğaltılarak satılmaya başlanmıştır. (Abadan 1961: 119) Düzensiz aralıklarla, yorum yapılmadan basit haberler vermelerine rağmen bu mektuplar, gazete olmasa da, ona giden yolu açan önemli birer araç olmuşlardır. (İnuğur 2002: 41-44) Elde edilen haberin yeni ve güncel olması değerinin artmasına, eskiyen haberin ise kıymetinin düşmesine neden olduğu için, yeni ve taze haberler maddi değeri olan birer meta haline dönüşmüştür. Merak duygusu ya da yeni habere duyulan açlık, gazete ve gazeteciliğin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Her bilgi haber özelliği taşımadığından, haberler toplumun merak ettiği konulara göre öncelik sırası kazanmıştır. Böylece gazeteler; ortaya çıktıkları dönemden itibaren, bazen iktidarları desteklemiş bazen de karşısında olan bir güç olarak varlıklarını sürdürmüşlerdir. Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 4, Sayı:15, Ekim 2017, s. 326-340

Gazete ve Polisiye Romanın Birbirinin Gelişimine Etkisi Gazetenin Ortaya Çıkışı Matbaanın; ağaç oyma tekniği kullanılarak 593 yılında Çin de, dokuzuncu yüzyılda Uygurlarda kullanılması, 1447 yılında ise Almanya da Johannes Gutenberg tarafından hareketli parçalar ile yazı baskılı modern matbaa şekline getirilmesiyle birlikte bilgilerin çoğaltılması kolaylaşmıştır. Okuryazar oranının artması basılı yayınlara ilginin çoğalmasını sağlamış, daha düzenli olan süreli yayınlara ihtiyaç ortaya çıkmıştır. Günümüzden 3400 yıl önce tablet şeklinde Mısır da, Sezar döneminde Roma da ve on ikinci yüzyıldan itibaren Çin de var olan gazete, aradan geçen uzun bir süreden sonra, Avrupa da modern matbaanın bulunmasıyla birlikte, ilk olarak Belçika nın Anvers şehrinde 1605 Mayıs ayında Nieuwe Tydinghen adıyla basılmıştır. On sekizinci yüzyıldan itibaren birçok ülkede basılan ve her konuya değinen günlük gazeteler, zaman içerisinde farklı konulara yoğunlaşmaya başlamıştır. Bazıları kültür, sanat ve eğlence konularına eğilirken, bazıları ekonomik konulara eğilmiş, bazıları da toplumsal ve siyasal olaylara ağırlık vermiştir. İngiltere ve Fransa başta olmak üzere Avrupa da sayıları hızla artan gazeteler, özellikle on sekizinci yüzyıldan sonra, hayatın vazgeçilmezleri arasına girmiştir. Osmanlıda on yedinci yüzyıldan itibaren toplumsal yapının bozulması ve on sekizinci yüzyıldan başlayarak toprak kaybedilmesi, yöneticileri Batı da neler olduğu konusunda araştırma yapmaya sevk etmiştir. Avrupa daki birçok yeniliğin getirilmesinin yanı sıra matbaa da, İbrahim Müteferrika ve Mehmet Sait Efendi tarafından padişah III. Ahmet in fermanı ile 1727 yılında resmi olarak kurulmuştur. Ancak, bu tarihten çok daha önce ülkedeki azınlıklardan Yahudiler 1493, Ermeniler 1567, Rumlar 1627 yılında matbaayı kullanmaya başlamıştır. (Adıvar 1982: 167) Dini yayınların basılmasının yasak olduğu bu matbaada askerlik, coğrafya, dil, tarih gibi diğer alanlarda kitaplar basılmıştır. (Carleson 1979) İnsanların farklı olaylardan haberdar olmak istemelerinin yanında yazının kolaylıkla çoğaltılabilir hale gelmesi, gazete basımının önünü açan en önemli nedenlerden birisidir. Osmanlı devletinde ilk gazetenin çıkması, hem Avrupa dan çok sonra olmuş hem de öncülüğü yabancılar ya da azınlıklar tarafından yapılmıştır. Fransız büyükelçiliği, Fransız devrimini ülkeleri dışında tanıtmak amacıyla 1795-1797 yılları arasında Le Bulletin de Nouvelles Haber Bülteni, La Gazette Française de Constantinople İstanbul Fransız Gazetesi, Mercure Oriental Doğunun Merkür ü adlarında üç gazete çıkarmıştır. (Lewis 2004: 95). Bunlardan ayrı olarak, Fransız topluluğu tarafından ticaretle ilgili yayın yapmak için 1821 yılında Le Spectateur Oriental Doğunun İzleyicisi (İnuğur 2002) adıyla Fransızca bir gazete daha çıkarılmış, ancak, kuruluş amacından saparak Batı Anadolu daki Rum isyanlarına destek veren yayınlar yaptığı için 1824 yılında yayınları durdurulmuştur. Yayınlarına tekrar başladığında bu kez, Rum korsanların verdiği zararlardan söz ederek yayın politikasını Osmanlı lehine değiştirince büyük devletlerin tepkisini üzerine çekmiş, Avusturya, Fransız, İngiliz, Rus büyükelçileri bu gazetenin kapatılması için Osmanlıya baskı yapmaya başlamıştır. (Koloğlu 2006: 22) Bütün bu olaylardan sonra gazetenin etkisini ve gücünü fark eden II. Mahmut, topluma istediği mesajı vermek için gazete kurulması gerektiğine inanır. Onun emriyle iç ve dış olaylar ile hükümetin yaptığı işleri halka duyurmak amacıyla, 11 Kasım 1831 yılında ilk Türkçe gazete Takvim-i Vekayi kurulur. Daha sonra çıkan gazeteler, diğer ülkelerde olduğu gibi, sosyal olaylar karşısında halkı aydınlatma, kamuoyunu etkileme, toplum içinde ortaya çıkan istekleri duyurma gibi özellikler kazanırlar. 328 Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 4, Sayı: 15, Ekim 2017, s. 326-340

Mustafa Solmaz Gazetecilik, ortaya çıktığı dönemlerde usta-çırak ilişkisi şeklinde öğrenilir. Lise düzeyinde ilk özel gazetecilik okulu 1948 yılında açılır, 1950 yılında İstanbul Üniversitesi bünyesinde kurulan Gazetecilik Enstitüsü ile profesyonel şekle bürünür. XIX. yüzyılda günlük yayınlanan ilk Türk gazeteleri; yazarların, edebiyatçıların, devlet adamlarının denetiminde iken, günümüzde, çok yüksek bir oranında büyük sermaye gruplarının elinde bulunmaktadır. Bunun en büyük nedenlerinden birisi, kamuoyunu yönlendirerek, gazetelerin bir baskı unsuru olarak kullanılmaya elverişli olmasıdır. Polisiye Roman Avrupa da sanayileşmenin etkisi altında büyük şehirlerin oluşması; XVIII. yüzyılın günlük hayatı ile ekonomik, sosyal, kültürel, politik yaşamı üzerinde büyük değişimlerin meydana gelmesine ve bütün bileşenleri 1850 ile Birinci Dünya Savaşı yılları arasında kurulan polisiye romanın ortaya çıkışına zemin hazırlamıştır. (Reuter 1997: 18) Temalarıyla yenilikçi bir dönemde ortaya çıkan polisiye, geleneksel roman anlayışı üzerinde olumlu bir etki ortaya koymuş onun yenilenmesini sağlamıştır. XIX. yüzyılda ortaya çıkışından günümüze kadar, toplumsal değişimlere esnek yapısıyla uyum sağlayarak kendini yenileyen polisiye roman, İngiltere de doğup önce Fransa ve Amerika ya, İkinci Dünya Savaşından sonra da tüm dünyaya yayılmıştır. XIX. yüzyıldaki ilk polisiyeler seri halinde iken, sonraki dönemlerde yavaş yavaş gerçek şeklini bulmaya başlamıştır. Başlangıçta konuşma diliyle yazılmış ve bireysel sorunlarla değil, toplumsal sorunlarla ilgilenmiştir. Yükselişi ölçüsünde değişimler başlamış ve günümüzdeki yapısına kavuşmuştur. Erol Üyepazarcı ya göre; baskı anlamında, İncil ve Mao nun Kızıl Kitap ından sonra dünyada üçüncü sıradadır. (Üyepazarcı 1997: 8) Polisiye romanın ortaya çıkışı, burjuva hukuk devletinin gelişmesiyle sıkı sıkıya bağlıdır. Gelişmesi ise; ceza kanunlarının değişmesi, polis kurumunun kurulması, devlet ve özel sektör aracılığıyla dedektiflik mesleğinin kullanılması, adaletteki sorunların dergilerde yayımlanması sayesinde olmuştur. Hukuk devletinin gelişmeye başlamasıyla birlikte 1837-1850 yılları arasında, insanların günlük sorunlarını ve güncel hayatlarındaki zorlukları unutturmak amacıyla, ilk polisiye dizi romanlar yayımlanmaya başlar. Bunlar; Ponson de Terrail in Rocambole, Eugène Sue nün Les Mystères de Paris Paris in Sırları, Paul Féval ın Les Mystères de Londres - Londra nın Sırları, Frédéric Soulié nin Les Mémoires du Diable Şeytanın Anıları, Alexandre Dumas nın Les Trois Mousquetaires Üç Silahşörler ve Le Conte de Monte-Cristo Monte Kristo Kontu dur. Dönemin yeni modasına uyan tanınmış bazı büyük yazarlar da polisiye yazmışlardır. Victor Hugo nun Jean Valjean, Balzac ın Vautrin tiplemeleri ünlüdür. 1832 de Fransa da, 1848 de İngiltere de ilk dedektiflik büroları kurulur. Allan Pinkerton ise, 1850 yılında Amerika nın Chicago kentinde ilk dedektiflik bürosunu açar. Amerika daki Kuzey-Güney savaşı sırasında Kuzey in casusluk biriminin başına getirilir ve 1909 yılında, onun yetkisi altında Amerika nın her bölgesinde FBI büroları açılır. Dedektifler, adaletin emrinde çalışan ve toplumda saygı gören bir konuma gelir. Bu; polisiye roman kahramanlarının kimlik tanımlamasına ve mesleklerinin uygulanmasına rol modellik yapar. Bundan sonra, polisiye romanlarda sık sık dedektif ve dedektif büroları yer alır. 329 Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 4, Sayı:15, Ekim 2017, s. 326-340

Gazete ve Polisiye Romanın Birbirinin Gelişimine Etkisi Polisiye romanlar, kurgusu; ölüm, araştırma ve aydınlatma üçgeni üzerine kurulmasına rağmen, ortaya çıkışından günümüze kadar, yazarlarının farklı eğilimlerini ve düşüncelerini yansıtan birer araç gibi kullanılmıştır. Edgar Allan Poe; deha ve özgünlüğünü burjuvaziyi yıkmak için kullanırken, Gilbert Keith Chesterton Katolikliğin, Arthur Conan Doyle savaşın, Chester Himes ırkçılığa karşı politik bir propagandanın malzemesi olarak kullanmıştır. (Roloff ve Seesslen 1997: 17-18) Stendhal, Balzac, Hugo, Flaubert ve Zola ise eserlerinde adaletsizliği ve eşitsizliği yargılamışlardır. (Vanoncini 1993: 7) Polisiye romanların kurgularında; yazıldıkları dönemlerdeki sosyal, siyasal ve bilimsel değişimlerinden etkilendikleri görülür. Bilimsel gelişmelerin artmasıyla birlikte, insanların teknolojiye bağımlılığı artmış, toplumsal yapı giderek karmaşık bir hale gelmiş, romanlar da bu bölümlenmiş karmaşık yapıdan etkilenmiştir. XIX. yüzyıl polisiye romanlarında cinayetler tehlikeli ya da kenar mahallelerde olurken, modern romanlarda bunun tersine, yaşam standartları yüksek veya orta kesim insanlar arasında gerçekleşmiştir. Zamana ve olay yerine bağlı olarak kurguda konu çeşitliliği artmış, ayrıntılar daha fazla görülmeye başlanmıştır. İlk çıktığı dönemlerde pek görülmeyen cinayetlerdeki cinsellik bilimi, adli psikiyatri, psikanaliz gibi yeni disiplinlere de yer verilmeye başlanmıştır. Sanayileşme ile başlayan toplumsal yapıdaki değişim, kadının çalışma hayatında yer edinmesi ile birlikte yeni bir kimlik edinmesi, erkek ve kadın arasındaki sosyal teması da etkilemiş, böylece karşı cins algısının değişimi polisiye romanlarda da kendini hissettirmiştir. 1841 yılında Edgar Allan Poe tarafından yazılan Morg Sokağında Çifte Cinayet adlı roman ilk polisiye olarak kabul edilir. Fransa daki ilk polisiye roman Gaston Leroux nun yazdığı Sarı Odanın Esrarı, Türkiye de ise Ahmet Mithat Efendi nin yazdığı Esrâr-ı Cinâyât tır. 330 Fransız polisiye romanının kurucusu ve önde gelen yazarlarından Emile Gaboriau; Edgar Allan Poe nun, cinayet, araştırma, çözüm kuralına göre 1866 yılında yazdığı, evinde ölü olarak bulunan Claudine Lerouge ile ilgili soruşturma yapan dedektif Lecoq un, kont Commarin in birisi karısından diğeri metresinden olan iki çocuğunun bebek iken değiştirilme hikayesini aydınlattığı L'Affaire Lerouge adlı polisiye romanı ile ünlü olmuştur. (Baudou ve Schléret 2001) Daha sonra, 1867 yılında, Dosya 113, Paris Köleleri, Orcival Cinayeti ile 1869 da Bay Lecoq ve 1873 yılında Boyundaki İp adlı romanları yazmıştır. İskoç asıllı Arthur Conan Doyle, akıllı ve iyi bir gözlemci olan dedektif Sherlock Holmes ve yardımcısı Doktor Watson tiplemeleri ile ünlü olmuş, çok sayıda polisiye roman ve hikaye yazmıştır. Dedektif Holmes, çok ünlü olmasına rağmen mükemmel birisi değildir. Uyuşturucu bağımlısıdır ve ruhunda duyduğu sıkıntılardan dolayı acı çeker, ancak araştırmalarını gerçeği bulmaya yönelik tutkusu ile yapar. Fransız yazar Maurice Leblanc ın; ünlü Fransız anarşist ve akıllı bir hırsız olan Marius Jacob dan esinlenerek yazdığı Arsen Lupin in maceraları 1905 yılından itibaren seri olarak yayımlanmaya başlar. Kandan nefret eden, gerekmedikçe silah kullanmayan, esprili ve kibar birisi olan Lupin, hırsızların piri, her zaman istediğini elde eden, kadınları kendisine âşık etmekte usta olan birisidir. Okul yıllarında Alexandre Dumas ve Victor Hugo nun eserlerinden esinlenerek romanlar yazan Gaston Leroux, 1907 yılında yazdığı Sarı Odanın Esrarı adlı romanı ile ünlenmiştir. Bu romandaki dedektif Rouletabille ile birlikte polisiyelerde kilitli oda cinayeti Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 4, Sayı: 15, Ekim 2017, s. 326-340

Mustafa Solmaz tarzı başlar. İçeriye girip çıkması mümkün olmayan bir odada işlenen cinayeti, dedektif, zekâsı ile çözmektedir. Gaston Leroux nun bu romanından esinlenen İngiliz yazar Agatha Christie; 1920-1940 yılları arasında; zekâsı, gözlemciliği, nezaketi ile ön plana çıkan Belçikalı dedektifi Hercule Poirot tiplemesi ile polisiye romana yeni bir soluk getirmiştir. Daha sonra bir başka tiplemesi olan Miss Marple ile yazarın ünü pekişir. 1928 yılından sonra birçok ülke gezen Christie nin romanlarının konuları 1930 lardan sonra uluslararası mekânlarda geçmeye başlar. Agatha Christie den farklı olarak Dashiell Hammett; personel, dekor, bakış açısı ve metinde geçen diyaloglara yansıyan ifadeleri yorumlayıp, kısa diyalogları azaltarak yerine hareket ve jestleri artırmış, polisiye romana yenilik getirmiştir. (Lacassin 1974: 199-200) Karakterleri, ilk ortaya çıkışlarından itibaren psikolojilerine göre değil fiziksel görünümlerine göre tanımlar. Roman bazen hareketli, gerçekçi, gerilimli, alaycı ve acı vericidir. İkincil karakterdeki kişilerin ölümcül cazibelerine dikkat çeker. Yeni kara mizah içerisine cinsiyeti dâhil eder. Gerilim romanının kahramanı dedektif, beyefendi gibi görünmez, aksine, anti kahramanın bütün özelliklerine sahiptir. Dashiell Hammett ve Raymond Chandler tarafından, ters giden dünya kınanır, sıra dışı bir sarhoş gibi tasvir edilir. Polisiye romanın tarihi gelişimi farklı dönemlere ayrılır. İlk dönemde; Conan Doyle ve Agatha Christie de olduğu gibi gizem, ipuçları, soruşturma ve olumlu kahramanlar önemlidir. İkinci dönemde, daha çok psikososyal romanın özellikleri yansıtılır. Üçüncü dönemde; dedektif, soruşturma ve sosyal ortam yansıtılır. Üçüncü dönemin bir kısmı ile dördüncü dönemde; kaygı, gerilim ve şiddet hâkimdir. Günümüzdeki polisiye romanlarda ise; farklı yeni temalar, sosyal ortam, şiddet, dedektif kahraman ile cinsiyet, belirsizlik veya olumsuzluk, soğukkanlı katiller ele alınır. Polisiye romanlardaki kodlar, okuyucunun beklentilerini karşılar. 331 Polisiye roman, 1920-1930 yılları arasında özellikle İngiltere ve Amerika da, altın çağını yaşar. Bu dönemdeki ünlü polisiye roman yazarları Agatha Christie, Dorothy Sayers, Alfred Crofts gibi isimlerdir. 1920 li yıllardaki klasik dedektif hikâyeleri, kapalı bir evren içerisinde suç, soruşturma ve gizemi çözmeye odaklı bir yapıdadır. Hikâyeler; zaman ve mekâna bağlı kalmadan anlatıma dayalı olarak metne yoğunlaşır. Orada gerçeklere yer yoktur, çünkü okuyucuya daha cazip gelen hayali bir kurgu vardır. Bu yüzden yazarlar, küçük ve orta burjuva sınıfının ufkunu açmak, idealize olmuş iyi bir toplum sunmak için kurgular içinde sıkışıp kalırlar. Agatha Christie, İngiltere de liberal burjuvazinin saygı duyduğu bütün değerleri atarak romanlarına hâkim olan bir atmosfer ile bütün düşünce bozukluklarını, sosyal felaketi ya da kavgaları siler. Yolsuzluklar; burjuvazinin bir üyesini kınanan zararlı işleri yapmak için ittiğinde, Hercul Poirot, her zaman asil, ahlaki, mükemmel bir biçimde çözümler sunar. Bu hayalî çerçeve ve dünyanın saf anlayışı, kaçınılmaz olarak, 1930 lardaki sosyal değişimlerden etkilenir. 1930 lu yıllardaki Amerikan sosyal gerçeği olan toplumsal çürümüşlük ve mafya, İngiltere de acı dolu efsaneleştirilmiş polisiye romanın sonunu getirmiştir. Polisiye roman, artık suçun görünen kısmını değil arka planını işlemeye başlar ve Amerikan polisiyesi bundan böyle yazarlar ve gazeteciler tarafından ele alınır. Daha sonra Avrupa da da polisiye roman zayıf hayallerle değil, güncel olaylardan beslenerek güçlenir. Bu güncel olaylar; yolsuzluk ve mafyadır. Kurbanı kimin öldürdüğü değil onun nasıl ve ne amaçla öldürüldüğü incelenir. Klasik polisiyeden gerilime geçiş döneminde, çete olayları sıklıkla işlenir. Organize suçlar, ekonomik Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 4, Sayı:15, Ekim 2017, s. 326-340

Gazete ve Polisiye Romanın Birbirinin Gelişimine Etkisi sorunlara bağlı olarak gösterilir. Gerçek suçlunun her zaman kesinlikle tetiği çeken kişinin olmadığı vurgulanır, ceza ve dedektifin rolleri değişir. Polisiye roman gerçeklik kazanmak için sokaklara iner. Artık, dedektif eskisi kadar güvende değildir, sokakların ölüm riskini üzerine alır. Yaşadığı kentteki yap-boz oyunu şeklindeki suçun parçalarını arar. Şehrin belirsizlikleri içinde soruşturmasını tamamlamaya çalışır. Böylece, gerilim romanı, dekora bağlı olmadan, kişilerin gerçekleri ile sosyal bağlamda bir yapıya oturmaya başlamıştır. 1939 yılında cep romanları ortaya çıkar ve polisiye romandaki soruşturma yöntemleri ve biçimleri değişir. Zira polis memuru dedektife dönüşmüş, gelişen teknolojiyle birlikte, adli tıp doktorları laboratuarlarda ölüm nedeni olarak toz parçacıkları, kan lekeleri saç dokuları gibi nesneler üzerinde şüphelerini araştırmaya başlamışlardır. Böylece, sanıkları belirlemeleri kolaylaşmış, bu da kurgunun daha ilginç hale gelmesini sağlamıştır. Ancak okuyucu için önemli olan ve onu kendisine çeken, kurgudaki gizemin romandaki uygulanışındaki ustalıktır. İkinci Dünya Savaşı ndan sonra Amerikan dedektif ve gerilim romanları yaygın bir biçimde okunmaya başlar. Polisiye roman, 1968 yılında Fransa da başlayıp dünyaya yayılan öğrenci ve işçi olaylarından çok etkilenir. Alışılmış toplum düzenindeki gelenekler reddedilir, bireye önem verilerek kişisel gelişimin önü açılır, ahlaki kurallar tartışmaya açılır, buna bağlı olarak cinsel özgürlük ve feminizm gelişir, eğitimde ifade özgürlüğüne ve tartışmaya daha çok yer verilir. Bütün bunlar polisiye romanlarda genişçe işlenmeye başlanır. Biraz argonun, biraz da değişmeyen kuralların olduğu, ticari bir alanda çok sayıda kişinin bildiği ve okuduğu polisiye roman, okuyucu tarafından kolayca yargılanabilecek yapıdadır. Kendine özgü çekiciliği, yazardan ayrı okurun da gizemi çözmek için kafasında senaryolar oluşturduğu, insanların boş zamanlarını değerlendirdiği ve heyecanlı dakikalar geçirdiği bir tür olan polisiye, suçun aydınlatılması ile okuyucuyu mutlu sona ulaştırır. 332 XIX. yüzyılda sanayileşmenin ortaya çıkardığı kentsel uygarlık polisiye romanın ortaya çıkmasının nedenlerinden birisidir. Sanayi ve ticaretin gelişmesi, bireylerin servetlerinin artmasına, çıkar çatışmalarının ortaya çıkmasına neden olurken, cinayet ve intiharlara da kapı aralamış, yıkıcı kavgalara zemin hazırlamıştır. Şehir büyüdükçe suç oranı da artmış, yüksek binalar, karanlık sokaklar, terk edilmiş depolar, sis, gürültü, mali sorunlar, siyasi hesaplar gibi farklı unsurların bir araya gelmesiyle suç kendisini sürekli yenilemiştir. İlginç olan, bütün bunlara aşina olan toplumun artık suçu çok fazla yadırgamamasıdır. Suç; sanayi şehirlerinin ortaya çıkmasıyla birlikte en sevdiği yeri bulmuş, romanlara esin kaynağı olacak çeşitleri artmıştır. Sokaklardan alınan konular, metinlerdeki geleneksel romantik dilin değişip argo sözcüklerin artmasına neden olmuş, suç romanı gerilim romanına dönüşmüştür. (Blanc 1991: 15) Böylece, gerilim romanı sayesinde bir şehri okumak kolaylaşmış olur. Gerilimin amacı, kentin dolu ve hareketli yaşamı içinde gerçeği gizlemek, gece-gündüz demeden mücadeleyi amansızca sürdürmektir. Şehir; zayıf olan kişileri çeşitli tuzaklar içinde eritir, şiddet ve güvensizlik içinde bir yaşam sürmesine neden olur. Polisiye roman moderniteye uyum sağlayarak sürekli kendisini yeniler. Polisiyenin, zaman içerisinde iz sürme, gerilim, mutlu son, kaçırma, entrika gibi farklı türevlerinin ortaya çıkmasının yanında, toplumun karanlık yönünü göstermek için de canlı, argo ve kaba hareketler ortaya konur. Diğer taraftan; vatanseverlik ve kahramanlık değerleri gibi akılda kalıcı unsurları ortaya koyup devlet sırlarından söz eden casusluk romanı, bazen okuyucu Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 4, Sayı: 15, Ekim 2017, s. 326-340

Mustafa Solmaz ya da seyirci tarafından aranan türler haline gelir. Bununla birlikte, genel olarak, dünya çapındaki polisiyelerde en çok aranan, merak uyandırıcı ve akıcı olma özelliğidir. Polisiye roman, modern toplumun tüketici yapısına uygun olarak çabuk tüketilen, çabuk unutulan tek kullanımlık ürün gibidir (Dubois 1992: 26) ve teknolojik yeniliklere kolayca uyum sağlar. Günümüzde, okuyucular çok aktiftir ve okudukları polisiye ile ilgili bilgileri internetten hemen paylaşırlar. Klasik polisiyede romanı basitleştiren kötü üzerine yoğunlaşma, iyiyi yüceltme çabası vardır. Suç ya da gerilim romanındaki toplumda iyi ile kötüyü ayırt etmek güçtür. Bununla birlikte, polis memurunun mizahi durumu, çok kötümser olan kurguyu yatıştıracak şekildedir. Diğer taraftan, şehrin görünüşte şiddet içeren ve güvensizlik duygusu veren yapısı, dedektifin hareketli ortamdaki tavırları okuyucuyu çekmekte ona heyecan vermektedir. Metnin okuyucunun zihninde oluşturduğu heyecan, filmlere ya da televizyon dizilerine taşınarak farklı bir bakış açısıyla onun beğenisine sunulmaktadır. Okuyucuya merak ve gerilim içerisinde farklı duygular yaşatan polisiye, ticari anlamda da büyük bir pazar özelliği taşır. (Boileau ve Narcejac 1964: 117) Dedektif kurgunun amacı, okuyucunun dikkatini çekip ilgisini diri tutmak ve mümkün olduğunca onun gizemi çözmeye çalışmasını sağlamaktır. Anlatılan hikâye gerçekçi, gizemin ilgi çekici olması gerekir. Anlatımın başarısı, okuyucunun ipuçları arasında gidip gelmesine bağlıdır. Araştırma mekanizması, polisiyenin temelini oluşturur. Romanın başarısını sağlamak için soruşturmanın mantıklı olması ve bir bilim adamı ciddiyetinde tüm güncel yöntemlerin kullanılması, kahramanının ya da dedektifin ayırt edici özelliklerinin olması gerekir. Basit ve inandırıcı olmayan yöntemler kullanılması romanın başarısını engeller. Tamamen hayali olan hikâye, romancının başarılı kurgusu sayesinde, okuyucuda gerçek bir olaymış algısı yapar. Sherlock Holmes un; fiziksel, ahlaki ve zihinsel yeteneklerine rağmen onu diğerlerinden ayıran kasketi, piposu, büyüteci, gözlemlerinin açıklıkla anlatılması, keman tutkusudur. (Giddey 1990: 80) Hercul Poirot nun düzeltilmiş bıyıkları, şık takım elbisesi, piposu, günlüğünün 25 dolar olması, küstah mizah anlayışı ayırt edici özellikleri iken; haksız kazanç sağlayan zenginleri soyması, soyacağı kimseye önceden haber uçurması, kılık değiştirmedeki ustalığı, dedektif Rıza ile alay eden davranışları Cingöz Recai ye özgü davranışlardır. 333 Polisiye roman içerisinde; cinayet ile suç araştırmasının amacı; ölüme yaklaşım, inceleme, kesinti, cinayetin nasıl gerçekleştiğini canlandırma, cinayetin çözümünün edebi bir anlatımla verilmesi ve romanın kesin başarısı içindir. Polisiyede ölüm, hayatın bitişi değil hikâyenin başlangıcı, korkunç görünen cinayet ise soruşturmanın ana maddesidir. Dedektif araştırma yaparken yazarın görevi, işlenen suçun gizemini artırmak, suçluyu ortaya çıkarırken okuyucuyu şaşırtmak, aynı zamanda masum olan zanlıların aklanmasını sağlamaktır. Bütün bu süreç içerisinde, cinayetin veya iyinin kötü üzerindeki zaferinin, toplumsal yıpranmışlıkları onarma amacı taşıdığı da görülebilir. Polisiye romanın hedefi sosyal sistemi değiştirmek değildir. Ancak, belli bir ahlaki saflıktaki insanların yaşamını sürdürebilmesine izin vermek için kötülükle savaşıldığını göstermektir. Roman; radyo, sinema, televizyon gibi çoklu iletişim organlarının olduğu postmodern dönemde etkisini ve çekiciliğini kaybetmeye başlamışken polisiye roman toplumsal değişime Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 4, Sayı:15, Ekim 2017, s. 326-340

Gazete ve Polisiye Romanın Birbirinin Gelişimine Etkisi uyum sağlamasıyla, geniş bir okuyucu kitlesiyle buluşmuş, zaman içerisinde farklı çeşitlerini ortaya çıkarmış ve varlığını günümüze kadar sürdürebilmiştir. Polisiye romanın gelişimi; sosyal, siyasal ve ideolojik arka plana bağlı olarak, döneminin suç tarihini yansıtır. (Mandel 1996: 449) XX. yüzyılın başlarına denk gelen polisiye roman tarihi üzerine yapılan çalışmalar; türün tarihi, polis kavramı ve dedektif kurgusunun değerinden de söz eder. Bu çalışmalar edebi sosyoloji ile ilgilidir ve çoğu türün açıklanmasıyla ilgilidir. (Metzler ve Nusser 2003: 12) Bu tip çalışmalardaki ikinci dönem, Avrupa ve Amerika da, 1930 ve 1940 lı yıllarda başlar. Üçüncü dönem 1960 lardan sonra başlar. Türkiye de ise bu anlamda ilk çalışma, 1997 yılında Erol Üyepazarcı nın, 1881 ile 1928 yılları arasındaki çeviri ve telif polisiye romanlar üzerinde genel bilgiler içeren denemesidir. Yazar aynı çalışmayı 2008 yılında genişleterek 1881-2006 yılları arasını kapsayan iki ciltlik bir eser ortaya koymuştur. Ancak, bu konuda akademik olarak yapılan ilk doktora tezi, tarafımdan hazırlanan, L İnfluence du Roman Policier Occidental Sur le Roman Policier Turc Batı Polisiye Romanının Türk Polisiye Romanı Üzerine Etkisi adlı çalışmadır. Türk Polisiye Romanının Doğuşunda Çevirinin Önemi 1832'de kurulan Tercüme Odası ile Tanzimat tan sonra kurulan Encümen-i Daniş, hem tercümelerin yapıldığı yer, hem de dönemin iyi yazarlarının bilgi alışverişi yaptıkları yer konumundadır. Bu dönemdeki çevrilen eserler genellikle, siyasetçi, yönetici, yazar gibi aydın kesim tarafından yapıldığı için, çevirmenler düşüncelerini Osmanlı yazarlarında bulunmayan bir açıklıkla dile getirme fırsatı bulmuşlardır. Çeviriler esnasında, Türkçedeki konuşma dili ve yazı dili arasındaki farklılıklar sorunu her zamankinden daha fazla belli olur. Osmanlı Türk edebiyatı, Arap ve Fars kültürünün etkisiyle oluşan Divan Edebiyatı ağırlıklı olduğu için yapılan çeviri eserler hemen kendisini göstermekte, farklılıkları dikkat çekmektedir. 334 Roman, tiyatro, deneme gibi türler, Batı dillerinden, özellikle de Fransızcadan, yapılan çeviriler yoluyla edebiyatımıza girmişlerdir. Yusuf Kamil Paşa'nın Fenelon'dan çevirdiği ve 1862 yılında basılan Tercüme-i Telemak adlı ilk eserden sonra, Victor Hugo dan Alexandre Dumas ya kadar Batı edebiyatından birçok yazarın eserleri Türkçeye çevrilir. Böylece Türk okuru, çoğunluğu Fransızcadan çevrilen roman türünün farklı örneklerini tanımış olur. Çeviri çalışmaları sonraki yıllarda olduğu gibi Cumhuriyet kurulduktan sonra da artarak devam etmiştir. Cumhuriyet dönemindeki tercüme bürolarının etkinlikleri sayısal olarak şöyle özetlenebilir: 1941 yılında 13, 1942'de 27, 1943'de 69 yapıt Türkçeye çevrilmiştir. İkinci Dünya Savaşının tüm olumsuzluklarına rağmen, tercüme bürosu etkinliklerinde hiçbir gerileme olmaz ve çeviri yapıtların sayısı 1944'de 104, 1945'de 129 ve 1946'da 154'ye ulaşır. Hasan Ali Yücel ekibi altı yıl içinde 496 yapıt çevirtmiştir. Bu sayı 1950'de 750'ye ulaşır. (Özgü 1987: 228) Çeviri ve kültür arasında şöyle bir bağlantı kurulabilir: Bir toplum kabuk değiştirirken, daha doğrusu bir üretim tarzından başka ve görece daha ileri bir üretim tarzına geçiş süreci yaşarken, üstyapıda özellikle de kültür alanında, çeviri etkinliği yoğunlaşır. Yeni üretim tarzına uygun bir kültürün geliştirilmesi için gerekli koşullar, başlangıçta çeviri yoluyla oluşturulabilir. Çeviri etkinliği bir yandan geçmişin kültür kalıtını değerlendirip aktarırken, öte yandan bu Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 4, Sayı: 15, Ekim 2017, s. 326-340

Mustafa Solmaz kalıtın özümlenmesinde, değişik bir anlayışla ele alınıp yeniden üretilmesinde başlıca rolü oynar. (Gürsel 1978: 23) Böylece çeviri; farklı kültürler içerisindeki yaşam biçimlerinin ya da alışkanlıkların toplum tarafından tanınmasına, bir kısmının da yerleşmesine aracılık eder. Türk Polisiye Romanının Doğuşu 1839 yılında Tanzimat'ın ilanıyla birlikte Osmanlı İmparatorluğundaki değişim hızlanır, temeli İslam inancına dayalı kültürün üstünlüğü sarsılır. Türk kültür yaşamı; İslam kültürü ve Batı kültürü arasında geçiş dönemi yaşamaya başlar. Batılı değerler, değişen sosyo-politik ortamda ve halk arasında kendisine yer bulur. Değişim hızlanarak artar ve tüm kurumlarda Batı etkisi görülür. 1844 yılında ilk polis teşkilatı, devletin yapısı genişleyince de 1846 yılında gizli polis teşkilatı kurulur. Yaşamın diğer alanlarında olduğu gibi, Batının kültürel yönleri de, özellikle Fransa dan, Türk seçkinleri aracılığıyla girer. Türk edebiyatı içerisinde; Batı kökenli roman, tiyatro gibi türler kendisine yer bulur. Klasik ve polisiye roman, bu kültürel özellikleri yansıtır. 1862 yılında, Fenelon un eseri Tercüme-i Telemak adıyla Yusuf Kamil Paşa tarafından ilk klasik roman olarak çevrilir. Aynı yıl, Victor Hugo nun Les Misérable adlı eseri çevirmeni belli olmayan birisi tarafından Mağdurin adıyla edebiyatımıza kazandırılır. Öncelikle aydınlar ve arkasından halk arasında beğeniyle karşılanınca; on yıl sonra, Taaşşuk-i Tal at ve Fitnat adlı ilk klasik Türk romanı, Şemseddin Sami tarafından yazılır. Daha sonra başka yazarlar tarafından da yeni romanlar yazılır. 1881 yılında, Ponson du Terrail in Les Tragédies (ou drames) de Paris adlı polisiye romanı Ahmet Münif tarafından çevrilen ilk polisiye roman olur. Bundan sadece üç yıl sonra Ahmet Mithat Efendi ilk Türk polisiye romanı olan Esrâr-ı Cinâyât ı yazar. II. Abdülhamit in polisiye roman merakının olması, okuyucu kitlesini etkileyen bir başka unsur olarak düşünülebilir. Zira padişahın kütüphanesinde 2 bulunan on bin kitaptan altı yüzü polisiye romandır. (Nuri Osman 1911: 479-519) O dönem kültür dilinin Fransızca olması ve Türk seçkinlerinin büyük çoğunluğunun yabancı dil olarak sadece bu dili bilmeleri, 1881-1908 yılları arasındaki çeviri romanların çoğunluğunun Fransızcadan yapılmasının en büyük nedenidir. 1889-1902 yılları arasında 54 polisiye roman çevrilmiştir. 1908 yılından sonra batılı büyük yazarların hemen bütün polisiye romanları çevrilmiş, dime novels (on paralık öykü) denilen yüzden fazla Amerikan romanı düzenli dönemler halinde dizi şeklinde yayımlanmıştır. Cumhuriyet kurulduktan sonra da varlığını sürdüren telif polisiye romanın ülkemizdeki asıl gelişimi 1980 li yıllardan sonra olmuştur. Polisiye Romanın Gazete Üzerindeki Olumlu Etkisi Özel gazete ve polisiye romanın ülkede yeni olması, her birinin diğerini destekleme ihtiyacını beraberinde getirmiş ve karşılıklı bir yarar ortaya çıkmıştır. Polisiye romanlar gazetenin önemine değinerek onun toplumu bilgilendiren ve yeni haberleri aktaran bir araç olduğunu vurgularken, gazeteler, okuyucunun ilgisini çekmek için polisiye romanları bölümler halinde yayımlamışlardır. 335 2 II. Abdülhamit 1909 yılında tahttan indirildikten sonra bu kütüphane çalınmıştır. Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 4, Sayı:15, Ekim 2017, s. 326-340

Gazete ve Polisiye Romanın Birbirinin Gelişimine Etkisi İlk yerli polisiye roman olan Esrâr-ı Cinâyât tan günümüze kadar, özellikle polisiye romanların birçoğunda, gazetenin kurgunun ayrılmaz parçalarından biri haline gelerek önemli bir yer edinmesinin temel nedeni, toplum üzerindeki etkisinden kaynaklanmaktadır. Roman, halkın gazetelere tam güveni olduğu dönemlerde yazılmış ve Ahmet Mithat Efendi eserinin neredeyse tamamında gazeteyi anlatıcı ile eşdeğer olarak kullanmıştır. Farklı polisiye romanlardan birkaç örnek vermek bunu daha iyi gösterme açısından yeterlidir. Ahmet Mithat Efendi nin Esrâr-ı Cinâyât romanında muhabirin: Fakat biz dahi sanatımız hasebiyle devlet adamı sayılırız (A. Mithat 2000: 15) ifadesi gazeteye verilen önemi ve aynı zamanda gazetecilerin işlerini yaparken kendilerini sanki devletin çalışanıymış gibi gördüklerini gösterir. Yazar; romanın bir başka yerinde gazeteciliğin hem zor hem de çok önemli bir meslek olduğunu: Vakıa memlekette yalnız bir gazete bulunmayıp daha başkaları var ise de re sen haber ve malûmat almak öyle her gazeteciye muyesser olmayıp, bir takımları yekdiğerinden havadis istirâk etmek âdetinde olmalarıyla, başka gazetelerin verdikleri malûmat şu ilk fıkradan ziyade değildi sözleriyle belirtir. (A. Mithat 2000: 6) Yazar, romanda hem gazeteyi kullanır hem de onun çalışma biçimi, haber kaynakları konusunda bilgiler verir. Gazetehanelerin ahval ve umuruna vakıf olanlar için tatvîl ve tafsile hacet yoksa da, karilerimizin çoğu bu sanatı bilmediklerinden onların ıttılâı için arz edelim ki, gazeteciler bazı kere gazetelerine ne yazacaklarını bulamayarak gelen misafirlere varıncaya kadar herkesten havadis sordukları halde, bazı kere dahi işte böyle havadisleri taşarak yeniden yazacakları şey için gazetelerinde yer aramaya mecbur olurlar (A. Mithat 2000: 91-92). Halkın gazetelerdeki haberlere ne kadar değer verip takip ettiğini Bugün gazete sair günlerden iki kat ziyade basılmış olduğu halde hiçbir nüshası kalmamak derecesinde satılmıştır (A. Mithat 2000: 115) şeklinde göstermeye çalışır. Ancak bazen de onları eleştirmeyi ihmal etmez: Bugün bir adamın methüsenasını göklere çıkardıkları halde, yarın o adamın zemmini yerin dibine kadar indirirler (A. Mithat 2000: 73). 336 Peyami Safa nın, Server Bedii takma adıyla yazdığı Cingöz Recai adlı polisiye dizi romanında, gazetenin geriye dönük bilgileri saklamak için arşiv görevi yaptığı gösterilmeye çalışılır. Cingöz ün ününün dünyaya yayılmış olduğunu göstermek için metnin içine: Mehmet Rıza İngilizce bildiği halde, Amerika gazetelerini ihtimamla takip edemediği için, çok bir şey öğrenemiyordu. Yalnız, bundan yedi ay evvel, bütün Nevyork gazeteleri, ismini vermedikleri şarklı bir serseriden hararetle bahsetmişler, bu adamın muhayyerulukul pilanlarla, Amerika zabıtasını tamamile şaşırttığını yazmışlardı (Bedii 1935: 273) şeklinde bir ifade koyar. Yazar; romanın kahramanları Cingöz Recai ve Mehmet Rıza ya, gazeteyi bir iletişim aracı gibi kullandırır. Hırsızlık olayını herkesin duymasını sağlamak ve dedektifi küçük düşürmek isteyen ünlü hırsız: her vakıt âdeti olduğu gibi, işi efkârı umumiyeye anlatmak için gazetelerde bir mektup neşretmişti (Bedii 1935: 345). Haberi okuyan dedektif, Cingöz ile aynı yolu takip ederek, olayın doğruluğunu itiraf etmek için gazeteye bir mektup gönderir. Ancak mektubun sonunda onu mutlaka yakalayacağını: Günün birinde bu adamı tevkif edeceğime emin olduğum için bu zararı kendisinden faizile beraber çıkaracağıma kaniyim ve şimdilik hiç telaş etmiyorum (Bedii 1935: 346) sözleriyle tamamlar. Hüseyin Rahmi Gürpınar da 1942 yılında yazdığı Kesik Baş romanında gazeteyi romanında kullanan ünlü yazarlarımızdan birisidir. Romana akıcılık kazandırmak amacıyla, halkın ve gazetecilerin cinayetle ilgili aşırı merakını gösterebilmek için gazeteyi devreye sokar. Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 4, Sayı: 15, Ekim 2017, s. 326-340

Mustafa Solmaz Cinayete dair yeni tafsilât almak için her lâhza muddeiumumilik (savcılık) ve polis müdüriyetine baş vuran gazete muhbirlerinden tahkikat gizleniyor, ( ) Halk herhangi bir vak aya merak sardırırsa... (Gürpınar 1942: 104). Gazete, burada da toplumun vazgeçilmezlerinden biri olarak kullanılır. 1984 yılında Nazım Mirkelam ın yazdığı Satılık Mezar adlı polisiyede ilk dönemlerdeki kadar olmasa da, gazete yine polisiye romanların malzemelerinden birisi olmaya devam etmektedir. Bu romanda, gazete ilk üç romandaki kadar sıklıkla değil, yalnızca iki yerde kullanılır. İlki, Şahap ın ifadesi alınırken -Binayı ne şekilde buldunuz? İlanı gazetede gördüm. Eşimin ablası gazeteye ilan vermişti (Mirkelam 1984: 63) şeklinde karşımıza çıkar. Diğeri ise, mahkemeden sonra haberin duyurulması için kullanılan Ertesi gün çıkan sabah gazeteleri Beyaz köşk cinayetinin faillerinin bulunduğunu yazdılar (Mirkelam 1984: 90) biçimindeki satırlardır. Bu, gazetenin artık eskisi kadar romanlarda önemli bir yer işgal etmediğini gösterir. 90 lı yıllardan itibaren yazılan polisiye romanlarda, gazeteden yararlanma, kurguyu yönlendirici boyutta, ya da romanın olmazsa olmazlarından biri değil, sadece öğrenilen bilgiyi veren bir araç olarak kullanım şeklindedir. Türkiye nin adını da Pravda nın satırlarında okur olmuştu (Ümit 2007: 63). Daha sonra gazete, asli görevi olan güncel olayların takibi, yorumların okunduğu haber kaynağı, olarak kullanılmıştır. Geniş masanın başında gazete okurken yakalamışlardı Andrey Alegoviç i bu koşuşturma, bu telaş arasında amirlerinin gazete okuyacak zaman bulmasına şaşırmıştı Viktor (Ümit 2007: 133) sözüyle de sadece boş zamanlarda okunan bir araç gibi gösterilmiştir. Gazetenin Polisiye Roman Üzerindeki Olumlu Etkisi Gazete, farklı toplumlarda fikirlerin geniş toplum kesimlerine yayılması için birer araçtır. Bizde ise bütün işaretler ondan gelir. Kalabalık onun etrafında kurulur. Okumayı o yayar. Mekteplerin uzak bir gelecek için hazırladığı ocağı o tutuşturur (Tanpınar 1988: 225). Gazetelerin kamu tekelinden çıkarılıp özel sektörün işin içine katılmasıyla birlikte, birçok alanda yapılan yeniliklerin halka tanıtılıp kabul ettirilmesi kolaylaşmış, gazete hemen hemen tek başına yenliği idare eder (Tanpınar 1988: 249) duruma gelmiştir. 1860 yılında çıkan ilk özel gazete Tercüman-ı Ahval den itibaren Şinasi nin Tasvir-i Efkâr, Ali Süavi nin Muhbir gazeteleri başta olmak üzere basılan gazete sayısı o kadar artar ki, 1908 yılına gelindiğinde günlük gazete sayısı iki yüzü aşar. Siyasi eleştiri yazılarının da yer aldığı bu gazeteler sayesinde, edebiyat ve kültür alanında köklü değişimler meydana gelir. Ünlü edebiyatçılar ile hükümet karşıtı fikir adamlarının makalelerinin yer aldığı gazete hayatın her alanına girer. Ancak, bunlardan bir kısmı kısa bir süre sonra kapanmış, kalanlar ise ayakta durabilmek ve varlıklarını sürdürebilmek için yeni arayışlar içerisine girmişlerdir. Başlangıçta fikir ve edebiyatın geniş kitlelere yayılmasında aracılık eden gazeteler, tercüme ve telif eserleri yayımlayarak okuyucu kitlesinin oluşmasına önemli katkılar sağlamıştır. Batılı kökenli olan deneme, eleştiri, tiyatro roman, polisiye roman da gazete aracılığıyla edebiyatımıza girmiştir. (Solmaz 2016: 252) 1839 yılında Tanzimat ın ilanından sonra toplumun bütün kesimlerinde Batı medeniyetine karşı ilgi artmış ve her alanda değişim hızlanmıştır. Bazı gazeteler, toplumun polisiye romanlara olan ilgisini görmüş baskı sayılarını artırmak için onları bölümler halinde yayımlamaya başlamıştır. Bu aynı zamanda polisiye romanın geniş kitleler tarafından tanınmasını ve yaygın olarak okunmasını sağlamıştır. 337 Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 4, Sayı:15, Ekim 2017, s. 326-340

Gazete ve Polisiye Romanın Birbirinin Gelişimine Etkisi Emile Gaboriau nun Le Crime d Orcival - Orcival Cinayeti adlı eseri Ahmet Mithat Efendi tarafından çevrilir ve "Tercüman-ı Hakikat" gazetesinde 1883 yayımlanır, daha sonra kitap bütün olarak yayımlanır. Conan Doyle un ünlü dedektifi Sherlock Holmes un maceraları 1909 yılından itibaren farklı yazarlar tarafından çevrilir. Aynı yıl, Tercüman-ı Hakikat gazetesinde Dilenci, Baskerville in Köpeği, Mağaza Sârikleri adlı bölümler yayımlanır. 1912 yılında "Sherlock Holmes un Sergüzeştleri adıyla on bölümden oluşan bir kitap yayımlanır. Daha sonraki dönemlerde farklı bölümler çevrilmeye, yayımlanmaya devam eder. Ancak, konumuz kitap çevirileri değil, gazetelerin polisiye roman yayımlaması olduğu için bu konu üzerinde durulmayacaktır. Ama çevirilerin ne derece sağlıklı olduğunu göstermek açısından bazı çevirmenlerin, metinleri olduğu gibi çevirmek yerine kendilerinden bazı ilave yorumlar kattıklarını belirtmekte yarar vardır. Metnin bir bölümünde; Şömineye bakan Holmes, düşmanı Fred i düşünür ve kendi kendine ateş o kadar yakıcı ki, Fred in ateşte böyle yandığını görebilecek miyim, ama korkarım ki o ateşi de kirletir der. Yazar burada devreye girer ve Korkmayın Bay Holmes! Ateş bu dünyadaki en iyi temizleyicidir ancak, koruyucu olan yüce Allah, kötünün cezasını öbür dünyada verir. Cehennem bu yüzden vardır (Üyepazarcı 1997: 102) diyerek okuyucunun duygularına hitap edecek şekilde metne ilave yapar. Çevirilerin sayfa sayısı, çevirmenlerin ilavelerinden dolayı kitapların orijinal sayfa sayısından çok daha fazladır. Maurice Leblanc ın ünlü hikâyesi Arsène Lupin in ilk çevirisi Fazlı Necip tarafından yapılır ve 1909 yılında Asır gazetesinde yayımlanır. Aynı yıl Osman Vefik, Hırsız Arsen Lupin adı altında bir seri çevirir ve bu kez Tercüman-ı Hakikat gazetesinde okuyucuyla buluşturulur. Sherlock Holmes ve Arsène Lupin den sonra, 1911 yılından itibaren bu kez Nat Pinkerton serileri çevrilmeye başlar. 31 kitaptan oluşan ilk seri, bir grup çevirmen tarafından, Nat Pinkerton Cinayât Koleksiyonu adıyla Türkçeye kazandırılır ve aynı yıl Sabah gazetesinde yayımlanır. Bölümler halinde yayımlanan bu serinin gazete satışlarını artırdığını gören Tercüman-ı Hakikat gazetesi, bir grup çevirmene Nat Pinkerton Caniler Tuzağı Serisi adıyla bu seriden kitaplar çevirtir ve 1912 yılında bölümler halinde yayımlar. Polisiye romanların halk tarafından ilgiyle karşılandığının görülmesi, farklı ve yeni polisiyelerin de çevrilmelerini beraberinde getirir. Bunlardan bazıları; Nick Carter, Nat Pinkerton, Pick Vick, Nick Vinter, Ethel King, Gik Tam, Arsène Lupin et Sherlock Holmes gibi seri polisiye romanlardır. Hem seri olarak gazetelerde hem de ayrı kitap olarak kitapçılarda okuyucunun ilgisini çekmesi, artık polisiye romanın düzenli aralıklarla piyasaya sürülmesinin zamanının geldiğini gösterir. Hasan Bedrettin Arsène Lupin in Sergüzeştleri ni çevirir ve 1926 yılında Haftalık Mecmua da yayımlanır. Orhan Mithat, 42 kitaptan oluşan uzun bir Nat Pinkerton serisi çevirir ve Cemiyet Kütüphanesi tarafından haftalık olarak düzenli bir şekilde yayımlanır. Sonraki dönemlerde, her ne kadar kitap olarak basılsa da polisiye romanlar, daha uzun bir süre gazetelerin ayrılmaz parçaları olamaya devam ederler. 338 SONUÇ Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 4, Sayı: 15, Ekim 2017, s. 326-340

Mustafa Solmaz İlk kurulduğu günden zamanımıza kadar haber kaynağı olarak kullanılan gazeteler, halkın ilgisini daha çok çekebilmek için, diziler halinde hikâye ve romanlar yayınlamışlardır. Toplum içerisinde ilgiyle karşılanan haberleri doğru olarak kabul edildiği için gazeteler, romanların olmazsa olmaz denecek kadar önemli bir unsuru haline gelmiştir. Ortaya çıkışlarından itibaren edebiyat, kültür, sanat, siyasal, politik ve güncel olaylardan haberler aktarıp polisiye diziler yayımlayan gazeteler, günümüzde polisiye diziler yayımlamadan, asli görevlerini sürdürmeye devam etmektedirler. İlk yerli polisiye roman 1884 yılında yazılmasına rağmen 1980 li yıllara gelinceye kadar yeterince gelişemeyip aynı kısır döngü içerisinde kalmasının temel nedenlerinden birisi, toplumun değer yargılarının ve düşünce yapısının çok fazla değişmemesindendir. Ancak 1980 li yıllardan itibaren sosyal yapıda yoğun bir değişme görülmeye başlanmıştır. Önceleri toplumda bilinmeyen; miras için babasını ya da annesini öldürüp evin içine gömen evlatlar, seri katiller, uyuşturucu ticaretinden dolayı karanlık ölümler, mafya türü hesaplaşmalar şeklindeki cinayet biçimleri toplumda görülmeye ve kanıksanmaya başlanmıştır. (Solmaz 2015: 159) Böylece, polisiye romancıların kaynak ve ufuk sıkıntısını çözerek, gazeteleri metinde kullanma ihtiyacının ortadan kalkması, gazetelerin de kendi sistemlerini oturtmuş olmaları, hem gazeteler hem de polisiye romanların yollarını ayırmalarına neden olmuştur. Jean-Christophe Grangé gibi dünyaca ünlü birçok polisiye romancı, kafalarındaki kurguyu daha gerçekçi bir şekilde okuyucuya aktarmak için olayın geçeceği yerleri gidip görerek oradaki yaşam şeklini araştırdıktan sonra yazmaya başlarlar. Ancak bizde, Ahmet Ümit in Kar Kokusu romanında olduğu gibi, daha önce yurtdışında gördüklerini, yer adlarıyla ya da yerel alışkanlıklar ile romana aktarıp yazan pek nadirdir. Gelişen teknoloji ve tıp alanlarındaki yenilikler batılı polisiyelerde ayrıntılı bir şekilde, ancak ansiklopedik bilgi şeklinde olmadan, kurgu içerisine yedirilerek verildiği için okuyucu olayların bizzat içindeymiş gibi gerilim ve heyecanı yaşarken bizdeki polisiyelerde bunlara pek rastlanmaz. Belki, 1980 li yıllardan sonra dışa açıldığımız için bunlar olağan görülebilir. 339 Yerli polisiye romanın doğuşundan yaklaşık 130 yıl geçmesine rağmen, başta Fransa olmak üzere Avrupa ve ABD gibi farklı ülkelerdeki örnekleriyle karşılaştırıldığında, daha alacağı çok yol olduğu görülür. Ancak yine de, dünyanın birçok ülkesinde Türk polisiye romanı artık özgün örnekleriyle kendisini göstermektedir. Teknoloji sayesinde dünyanın köy haline dönüştüğü bu ortamda yeniliklere açılıp, yetersiz ve güçsüz olsa bile, yeni türleri denemenin zamanı gelip geçmektedir. Buna rağmen dünyadaki polisiyelere benzer örnekleri görmek zaman alacak gibi görünmektedir. KAYNAKLAR Abadan, Nermin (1961). Gazeteciliğin Gelişim Safhaları, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, C. 16, Sayı. 1. Adıvar, A. Adnan (1982). Osmanlı Türklerinde İlim, İstanbul: Remzi Kitabevi. Ahmet Mithat Efendi (2000). Esrâr-ı Cinâyât, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları:758. Baudou J.-Schleret J-J., (2001). Le Polar, Paris: Larousse, Collection «Guide Totem». Bedii, Server (1935). Cingöz Recai nin Harikulâde Sergüzeştleri Serisi, İstanbul: Bozkurt Matbaası. Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 4, Sayı:15, Ekim 2017, s. 326-340

Gazete ve Polisiye Romanın Birbirinin Gelişimine Etkisi Blanc J-N., (1991). Polarville: İmages de la Ville dans le Roman Policier, Lyon: Presses Universitaires. Boileau, P.-NARCEJAC, T. (1964). Le Roman Policier, Paris: PUF, Payot. Carleson, Edward (1979). İbrahim Müteferrika ve Bastığı İlk Eserler, Haz. Mustafa Akbulut, Ankara: Türk Kütüphaneciler Derneği Yayınları. Dubois, J. (1992). Le Roman Policier ou la Modernité, Paris: Nathan. Giddey, E. (1990). Crime et détection, Essai sur les Structures du Roman Policier de Langue Anglaise, Berne: Editions Peter Lang S.A. Gürpınar, Hüseyin Rahmi (1942). Kesik Baş, İstanbul: Hilmi Kitabevi. Gürsel Nedim (1978). Çeviri Etkinliği ve Kültür, Türk Dili sayı 322, Ankara. İnuğur, M. Nuri (2002). Basın ve Yayın Tarihi, İstanbul: Der Yayınevi. Koloğlu, Orhan (2006). Osmanlı dan 21. Yüzyıla Basın Tarihi, İstanbul: Pozitif Yayınları. Lacassin Francis (1974). Mythologie du roman policier, (nouvelle édition augmentée et mise à jour), coll. «10/18», UGE. Lewis, B. (2004). Modern Türkiye nin Doğuşu, Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi. Mandeel Ernest (1996). Hoş Cinayet (Meurtres Exquis), Polisiye Romanın Toplumsal Tarihi, çev. N.Saraçoğlu, N. 2. Basım, İstanbul: Yazın Yayıncılık,. Metzler J.B.-NUSSER Peter (2003). Der Kriminalroman, Stuttgart. Mirkelam, Nazım (1984). Satılık Mezar, İstanbul: Mir Yayınları. Nuri Osman (1911). Abdülhamit in Devr-i Saltanatı, Cilt: II, İstanbul. Reuter Yves, (1997). Le Roman Policier, Paris: Edition Nathan. Roloff Bernhard SEESSLEN Georg, (1997). Cinayet Sineması, İstanbul: Alan Yayıncılık. Özgü, Melahat. (1987). Klasikler Çevirisinin Kültür Niteliği, İkinci Türk Yayın Kongresi, Bildiriler, Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı. Solmaz, Mustafa (2015). L Histoire Du Roman Policier Turc, Saarbrücken, Deutschland: Editions universitaires européennes. Solmaz, Mustafa. (2016). Esrâr-ı Cinâyât ın Günümüze Kadar Olan Polisiye Romanlar Üzerindeki Etkisi, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, cilt 9, sayı 44, Haziran. Tanpınar, Ahmet Hamdi (1988). 19. Asır Türk Edebiyatı Tarihi, İstanbul: Çağlayan Kitabevi. 340 Ümit, Ahmet (2007). Kar Kokusu, 14. Baskı, İstanbul: Doğan Kitap. Üyepazarcı Erol (1997). Korkmayınız Mr Sherlock Holmes, Türkiye de Polisiye Romanın 125 Yıllık Öyküsü (1881-1928), İstanbul: Göçebe Yayınları. Vanoncını André, (1993). Le Roman Policier, coll. «Que sais-je?», Paris: PUF. Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 4, Sayı: 15, Ekim 2017, s. 326-340