Ulusal İnovasyon Girişimi Bilgi Pınarı The Economist Intelligence Unit E-Dünyaya Hazırlık (e-readiness) 2009 Raporu Hakkında Özet Değerlendirme Güncelleme: 29 Kasım 2010 1
The Economist Intelligence Unit, uyguladığı teknik ile 2000 yılından bu yana dünyanın büyük ekonomilerinin bilişim teknolojilerini benimseme ve bu teknolojileri sosyal ve ekonomik yarara dönüştürebilme kapasitelerini ölçümlemekte. Ölçümleme ve değerlendirme sonucunda ülkeleri belirlenen 100 den fazla kriter temelinde sıralamakta, bu sıralamayı da elektronik dünyaya hazırlık anlamına gelecek biçimde e-readiness ismiyle ortaya koymaktadır. e-readiness ismini biz bu yazı için Türkçe de e-hazırlık olarak kullanacağız. 100 den fazla kriter 6 adet kategori çerçevesinde belirlenmiştir. Bu kategoriler ve kategorilerin ağırlıkları aşağıdaki tablodan izlenebilir. Kategori Kategorinin Ağırlığı Bağlanabilirlik ve teknoloji altyapısı %20 İş dünyasının içinde bulunduğu çevre koşulları %15 Sosyal ve kültürel ortam %15 Hukuki ortam Devlet politikaları ve devletin vizyonu %15 Tüketicilerin ve iş dünyasının oyuncularının benimseme düzeyi e-hazırlık 2009 raporunun hazırlanmasında elde edilen gözlemlere gelince, en temel gelişmelerden birinin dünyayı etkisi altına alan ekonomik krizdir; ve bu sürecin e-hazırlık endeksi üzerindeki etkileri dikkat çekici boyuttadır. Ekonomik kriz ortamının varlığına rağmen rapor bilişim teknolojilerine ve dijital gelişmeye dair olan güvenin değişmediğini belirtmektedir. Ekonomik kriz ve kısmen de olsa iş dünyasını çevreleyen koşullar bütünü üzerindeki olumsuz yansımaları sonucunda, 9 ülke dışında toplam 70 ülkenin e-hazırlık karne notunda 2009 yılında düşüşlerin kaydedildiği belirtilmektedir. Özetle diğer gelişmeler şu şekilde belirlenmiştir: 1. Gelişmekte olan ülkelerde bireylerin birbirleriyle elektronik ortamda bağlanmaları (connectivity) daha büyük ölçekli ilerlemeleri kaydetmektedir. Bağlanabilirlik ve teknoloji altyapısı konusunda özellikle Orta Doğu ve Afrika da, Doğu Avrupa ve Latin Amerika da dikkate değer gelişmeler izlenmektedir. Ancak bu sınıfa giren ülkelerle gelişmiş ülkeler arasındaki farklılık hala büyük boyutlardadır. 2. Gelişmekte olan ülkelerin uyguladıkları bilişim teknolojileri stratejileri meyvelerini vermektedir. Çok sayıda ülkede e-devlet programlarında ilerlemeler olduğu, hatta bazı gelişmekte olan ülkelerin bu alanda gelişmiş ülkelerle başa baş gittikleri, bazı koşullarda ise daha iyi performans sergilediği ortaya konmaktadır. 2
3. Bilişim teknolojilerindeki gelişmelerin durgunluk döneminden yarar sağlama olasılığı sözkonusu olabilir. Çok sayıda ülke ekonomik krizin etkilerini tedavi etmek için uygulamaya koydukları programları içinde bilişim teknolojileri altyapı yatırımlarını dikkate almakta. Demiryolu, enerji ve diğer çok sayıda altyapı yatırımlarının bilişim teknolojilerine dair yatırımları da kapsadığı görülmektedir. 4. Kısa ve uzun vadede çeşitli politika kararlarına ihtiyaç dikkat çekmekte. Korumacılığa dair politikaların varlığı izlenmekte; örneğin e-hazırlık karnesinde 70 ülke arasında 56. sırada bulunan Çin in bilişim teknolojileri alanında çalışan sanayisini koruma altına aldığı görülmekte. Politika yapıcılar ise, müşterilere ait verilerin bütünlüğü ve gizliliği konusunda bilişim sanayinin yeteri kadar özen göstermediğine dair görüşlere sahip olduğu ortaya konmakta. Dijital aletler ve şebekeler-ağyapılar ve çevreye ilişkin kaygıların da varolduğu vurgulanmakta. E-hazırlık konusunda gelişmelerin mutlaka ilerleme kaydedeceği, ancak dijital gelişmelere dair ilerlemelerin mutlaka sosyal, ekonomik ve politik hedeflerle bir uyum içinde olması gerektiği; stratejik bir role sahip olan bilişim teknolojilerinin ilerleyebilmesi için ise bu gereksinime özel bir yaklaşım sergilenmesi ihtiyacı ön plana çıkarılmakta. Raporda altı çizilen diğer önemli gelişmelerden örnekler verecek olursak; bilişim teknolojilerinin sıklıkla çevre sorunlarının çözümüne ilişkin yenilikçi teknikler geliştirdiği, bunlara örnek olarak da uzaktan görüntüleme cihazlarının verilebileceği belirtilmekte. Diğer taraftan bilişim sanayinin tükettiği enerjiye de dikkat çekilmesi gerektiğine dair politika yapıcıların görüşlerinin önemli olduğunun altı çizilmekte. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) tarafından hazırlanan bir rapora göre, tüm devletlerden bilgisayarların ve mobil telefonların enerji-etkin olabilmelerine dair önlemlerin alınması gerektiği aktarılmakta. Uluslararası Enerji Ajansının tahminlerine göre 2030 yılında bilişim teknolojilerinin ve elektronik aygıtların 1700 terra watt (tw) enerji tüketeceği, bu miktarın bugünkü düzeyden üç kat daha yukarıda olduğu; hatta yaklaşık ABD ve Japon ekonomilerinin toplam enerji tüketimi ile eşdeğer düzeyde olacağı tahmin edilmektedir. Dijital dünyada izlenen hızlı gelişmelerin toplumlar üzerinde olumlu ve olumsuz yönde yansımaları olacağının altı çizilmekte. Endekse göre, ekonomik durgunluğa rağmen üzerinde çalışma yapılan ülkelerin büyük bir bölümünde bağlanma düzeylerinde (connectivity level) artışlar kaydedildiği raporlanmakta. Mobil telefon ve geniş bant İnternet bağlantısı özümsenme oranlarında (penetration), aynı zamanda geniş bant İnternete ulaşılabilirlik için önemli bir kıstas olan satın alma gücünde neredeyse her yerde artışların olduğu raporlanmakta. Çoğu OECD üyesi ülkede nüfusun yüzde 20 sinden 3
fazlasının geniş banta ulaşabildiği, Danimarka ve Hollanda gibi bazı Avrupa ülkelerinde bu oranın yüzde 40 lara yaklaştığı belirtilmekte. Bu gelişmelere rağmen İnternete hızlı bir biçimde ulaşabilmenin çok sayıda ülke için üzerinde çaba sarfedilen bir alan olarak sınıflandırılabileceği de aktarılmakta. Bu yılın e-hazırlık sıralaması sonuçlarının, dünya ekonomisindeki gelişmelerle bir paralellik ortaya koyduğu belirtilmekte; ancak bu etkiye rağmen dijital gelişmenin de devam ettiğinin altı çizilmekte. Bireylerin ve kurumların birbirine bağlanabilirliği (connectivity) konusunun e-hazırlık alanında en önemli kolaylaştırıcı unsur olduğu, bu konuda ilerlemelerin görüldüğü rapor edilmekte. Çalışma sonuçlarına göre kullanılabilirlik (usage) bağlanabilirlikten sonra gelmekte, bir başka ifadeyle doğal olarak bağlanabilirlik kullanılabilirliği etkilemektedir. Her ne kadar bağlanabilirliğe dair yatırımlarla birlikte, hatta bu yatırımlara rağmen kullanım düzeyleri emekleme aşamasında olsa da, cesaret verici göstergelerin olduğu belirtilmekte; e-katılım (e-participation) çalışmalarından çevrim-içi (on-line) kamu hizmetlerine kadar bu alanlarda ilerlemelerin olduğu gözlenmekte. Çok genel olarak Türkiye nin bulunduğu konumu aşağıdaki tabloda değerlendirmek mümkün. Raporun sözel bölümünde 70 ülkeden sözedilse de, raporda bulunan sıralama tablosunda toplam 69 ülke bulunmaktadır. E-hazırlık konusunda en iyi performans Danimarka tarafından sergilenmekte, en kötü performansın ise Azerbaycan a ait olduğu görülmekte. 69 ülke içerisinde Türkiye 43. sırada bulunmaktadır. Çin (56) ve Hindistan (54)gibi ekonomik büyüme şampiyonları e-hazırlık endeksi sonuçlarına göre Türkiye den daha kötü performans sergilemektedir. 2009 sonuçlarına göre Türkiye nin puanı 10 üzerinden 5.34 iken, 2008 raporu sonuçlarına göre gerileme kaydettiği görülmekte (2008 yılında puanı 5.64). Aşağıdaki tablo ise endeksi oluşturan kategoriler ve Türkiye beraberinde birkaç ülke hakkında daha detaylı fikir vermektedir. 4
Ülke Genel puan Bağlanabilirlik %20 İş dünyasının içinde bulunduğu çevre koşulları Sosyal ve kültürel ortam %15 Hukuki ortam Devlet politikası ve vizyonu %15 Tüketicilerin ve iş dünyasının oyuncularının benimseme düzeyi % 10 Danimarka 8.87 9.50 8.03 8.53 8.10 9.65 8.90 Türkiye 5.34 4.85 5.94 5.93 5.45 5.35 3.98 Yunanistan 6.33 5.70 5.90 7.13 7.40 5.89 6.50 İspanya 7.24 6.90 7.07 7.77 8 7.05 7.13 Endonezya 3.51 2.55 5.63 3.73 4.10 3.65 2.55 İran 3.43 3.50 4.22 5.23 3.00 2.65 2.48 Kaynak: The Economist Intelligence Unit, E-Readiness Rankings 2009, The Usage Imperative, June 2009 5