Okmeydanı Tıp Dergisi 32(1):28-35, 2016 doi:10.5222/otd.2016.1030 Araştırma Klinik ve Dermatoskopik Özellikleriyle Kutanöz Sarkoidoz: On Dört Hastanın Retrospektif Analizi Şule Güngör, Bachar Memet, Ralfi Singer, Emek Kocatürk Göncü, İlteriş Oğuz Topal Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Dermatoloji Kliniği ÖZ Amaç: Sarkoidoz, nedeni bilinmeyen, nonkazeifiye granülomlarla karakterize multisistemik bir hastalıktır. Bu çalışmanın amacı sarkoidoz tanısı alan hastalarımızın klinik ve dermatoskopik özelliklerini analiz etmektir. Gereç ve Yöntem: Kliniğimizde 2010-2015 yılları arasında sarkoidoz tanısı alan hastaların dosyaları retrospektif olarak tarandı. Bulgular: Hastaların 13 ü kadın biri erkekti. En sık gözlenen dermatolojik lezyon makülopapüler lezyonlar ve en sık lezyon yerleşim yeri yüz idi. Yedi hastada pulmoner tutulum saptandı. Pulmoner tutulum birlikteliği ile görülen en sık lezyon eritema nodozumdu. Dermatoskopik incelemede en sık gözlenen özellik translusen sarı-turuncu yapısız alanlardı. Sarı globüller, beyaz çizgiler, translusen alanları örten beyaz yapısız alanlar, kısa damarlar ve santral skar benzeri alanlar azalan oranlarda dermatoskopik inceleme ile gözlendi. Sonuç: Kutanöz sarkoidoz çoğunlukla yüzde yerleşen dermoskopik incelemede translusen sarı-turuncu alanların gözlendiği makülopapüler lezyonlar olarak ortaya çıkar. ABSTRACT Retrospective Analysis of 14 Cutaneous Sarcoidosis Patients with Clinical and Dermoscopic Features Objective: Sarcoidosis is a multisystemic disease of unknown etiology that is characterized by noncaseating granulomas. The aim of this study is to review our sarcoidosis patients retrospectively with clinical and dermoscopic features. Material and Method: The medical reports of 14 patients diagnosed as cutaneous sarcoidosis between 2010 and 2015 were retrospectively reviewed. Results: 13 patients were women and one patient was man. The most common dermatological lesion was maculopapular lesion and the most common site was face. Pulmonary involvement was seen in 7 patients. The most common lesion seen with pulmonary involvement was erythema nodosum. The most common dermoscopic feature was translucent yellow-orange structureless areas. Yellow globules, white lines, white structureless areas covering yellow areas, short vessels and central scar-like areas were observed with decreasing rate. Conclusion: Cutaneous sarcoidosis mostly present with facial maculopapular lesions with translucent yellow areas seen in dermoscopic examination. Anahtar kelimeler: dermatoskop, sarkoidoz, translusen alan Keywords: dermoscopy, sarcoidosis, translucent area GİRİŞ Sarkoidoz nonkazeifiye granülomlarla karakterize, nedeni bilinmeyen, en sık akciğer tutulumu yapan, multisistemik bir hastalıktır. Deri lezyonları sarkoidoz olan hastaların %15-20 sinde izlenirken yaklaşık 1/3 inde ilk hastalık belirtisi olarak ortaya çıkar, sistemik tutulum olmaksızın yalnızca deri sarkoidozu olarak da ortaya çıkabilir. Sarkoidoza bağlı cilt lezyonları özgül ve özgül olmayan olarak sınıflandırılır. Eritema nodozum sarkoidozun en sık görülen deri Alındığı Tarih: 23.02.2015 Kabul Tarihi: 28.09.2015 Yazışma adresi: Uzm. Dr. Şule Güngör, Şişli Middle İst Sitesi A Blok, İstanbul e-posta: drsulegungor@hotmail.com 28 lezyonu olsa da özgül olmadığından ancak klinik tanıyı destekler. Sarkoidozun özgül lezyonları ise makopapüler, plak, nodül, lupus perniyo (LP) ve çok çeşitli morfolojilerde ortaya çıkabilir ve histopatolojik olarak nonkazeifiye granülomların görülmesiyle histopatolojik olarak tanıya yardımcı olur (1-3). Dermatoskop deri lezyonlarının görüntülenmesini sağlayan invaziv olmayan bir yöntemdir. Önceleri pigmente lezyonlarının ayrımında kullanılırken, son yıllarda çok sayıda deri hastalığında tanısal doğrulu-
Ş. Güngör ve ark., Klinik ve Dermatoskopik Özellikleriyle Kutanöz Sarkoidoz: On dört Hastanın Retrospektif Analizi ğun artırılması amacıyla kullanılmaktadır (4). Kutanöz sarkoidozun dermatoskopik bakısıyla ilgili literatürde az sayıda çalışma ve olgu bildirileri vardır. Çalışmamızda kliniğimizde sarkoidoz tanısı ile takip edilen hastaların klinik ve dermatoskopik özellikleri değerlendirilmiştir. Gereç ve Yöntem Kliniğimizde 2010-2015 yılları arasında kutanöz sarkoidoz tanısı ile takip edilen 14 hastanın dosyaları retrospektif olarak tarandı. Sarkoidoz tanısı özgün lezyonlarda nonkazeifiye granülamatöz yapıların görülmesi, granüloma yapan diğer hastalıkların ekarte edilmesi ile özgün bulgusu olmayan hastalarda akciğer grafisi, tuberkülin deri testi negatifliği ile klinik olarak konuldu. Özgün lezyonların dermatoskopik incelemesi lezyonları on kat büyüten Fotofinder cihazı ile yapıldı. Bulgular Hastalarımızın 13 ü kadın biri erkekti. Yaş ortalaması 50.8, yaş aralığı 35-74 tü. Yedi hastada akciğer sarkoidozu vardı. Dört hastada eritema nodozum ve akciğer sarkoidozu birlikte seyrediyordu. Bir hastada ek deri hastalığı olarak psoriazis eşlik ediyordu. Bir hastada Tablo 1. Hastaların klinik özellikleri. Lezyon morfolojisi Sarkoidoz hasta sayısı Özgün lezyonlar Makülopapüler Plak Noduler Lupus perniyo Skar sarkoidozu Özgün olmayan deri lezyonu Eritema nodozum Özgün lezyonların yerleşimi Kol Bacak Yüz Palmar bölge Oral mukoza Saçlı deri Gövde Hasta sayısı (%) 14 11 (78,6) 6 (42,8) 2 (14,3) 3 (21,4) 1 (7,1) 2 (14,3) 4 (28,6) 11 özgün lezyonu olan hasta 5 (%45,5) 3 (%27,2) 9 (%81,8) 1 (%9) 1 (%9) 2 (% 18) 1 (%9) göz tutulumu tespit edildi. Göz tutulumu tespit edilen tek hastada akciğer tutulumu, lupus perniyo, skar sarkoidozu, kollarında skar bırakan viyolese infiltre plakları mevcuttu. Parotis bezi, kemik grafileri, kardiyak değerlendirmeleri, gastrointestinal incelemelerde sarkoidoz tutulumu saptanmadı. Yüzünde papüler lezyonları olan ve sistemik tedaviyi kabul etmeyen bir hastanın 3 yıl içinde lezyonları palmar bölge, oral mukoza ve saçlı deriye ilerlerken yapılan yineleyen sistemik taramalarda deri dışı sarkoidoz bulgularına rastlanmadı. Hastalarımızın ayrıntılı klinik özellikleri Tablo 1 ve 2 de gösterilmiştir. Hastalarımızın spesifik deri lezyonları Resim 1-7 arasında gösterilmiştir. Tablo 2. Hastaların deri lezyonlarına göre akciğer tutulum oranları. Deri lezyonu Eritema nodozum Makülopapüler lezyon Plak Noduler Lupus perniyo Skar sarkoidozu *aynı hasta, +aynı hasta Akciğer tutulumu olan hasta sayısı/toplam hasta sayısı (%) 4+/4 (%100) 1+/6 (%16,6) 1*/2 (%50) 2/3 (%66,6) 1*/1 (%100) 1*/2 (%50) Tablo 3. Kutane sarkoidoz lezyonlarında gözlenen dermoskobik bulgular ve görülme sıklığı. Dermoskobik bulgular Sarı-turuncu translusen yapısız alanlar Sarı globuller Çizgisel beyaz alanlar Sarı alanları maskeleyen yapısız beyaz alanlar Kısa damarlar Noktasal damarlar Globuler damarlar Santral skar benzeri beyaz alanlar Lezyon sayısı (toplam 32 lezyon) 32 lezyon (%100) 20 lezyon (%62,5) 12 lezyon (%37,5) 10 lezyon (%31,2) 10 lezyon (%31,2) 3 lezyon (%9,3) 1 lezyon (%3,1) 3 lezyon (%9,3) On hastanın değerlendirilen 32 spesifik deri lezyonunun dermoskobik incelemesinde tüm lezyonlarda sarı-turuncu translusen yapısız alanlar; 20 lezyonda sarı globuller; 12 lezyonda çizgisel beyaz alanlar, 10 lezyonda sarı alanları maskeleyen yapısız beyaz alanlar, 10 lezyonda kısa damarlar, 3 lezyonda noktasal damarlar, 1 lezyonda globuler damar yapıları, 3 lezyonda santral skar benzeri beyaz alanlar izlendi (Tablo 3) (Resim 8). Anerjik tüberkülin deri testi Tanı anında ACE düzeyi yüksekliği Hiler dolgunluk Akciğer parankim tutulumu 8 (57,1) 7 (%50) 8 (%57,1) 7 (%50) Takiplerde bir hastaya hidroksiklorokin ve doksisiklin; bir hastaya hidroksiklorokin ve takrolimus pomad; bir hastaya hidroksiklorokin ve sistemik kor- 29
Okmeydanı Tıp Dergisi 32(1):28-35, 2016 Resim 2. a) Dudak, dil, burun kanatları ve nazolabial bölgede viyolese papüler lezyonlar b) Aynı hastanın dudaktaki lezyonunun dermatoskopik bakısında sarı translusen globüller ve noktasal damarlar izleniyor. Resim 1. a) Kolda skar bırakan viyolese infiltre plaklar b) Aynı lezyonun dermatoskopik bakısında homojen translusen sarı yapısız alanlar, kısa-kırık damar yapıları, skar benzeri beyaz lineer alanlar izleniyor. 30
Ş. Güngör ve ark., Klinik ve Dermatoskopik Özellikleriyle Kutanöz Sarkoidoz: On dört Hastanın Retrospektif Analizi Resim 3. a) Palmar bölgede viyolese makulopapüler lezyonlar b) Aynı lezyonların dermatoskopik bakısında sarı translusen yapısız alan izleniyor. Resim 4. a) Tırnak kenarında deri renginde papül b) Aynı lezyonun dermatoskopik bakısında sarı translusen yapısız izleniyor. 31
Okmeydanı Tıp Dergisi 32(1):28-35, 2016 Resim 5. a) Yüzde belirsiz sınırlı infiltre plaklar b) Aynı hastanın kollarında belirsiz sınırlı infiltre plaklar c) Koldaki lezyonların dermatoskopik incelemesinde translusen sarı alanları perdeleyen beyaz alan ve çevrese kısa damar yapıları izleniyor. 32
Ş. Güngör ve ark., Klinik ve Dermatoskopik Özellikleriyle Kutanöz Sarkoidoz: On dört Hastanın Retrospektif Analizi Resim 6. a) Kolda pembe papüler lezyonlar b) Aynı lezyonların dermatoskopik incelemesinde sarı-turuncu translusen alanlar ve beyaz çizgiler izleniyor. Resim 7. a) Kolda subkutan nodüller b) Yüzde pembe-sarı papüller c) Yüzdeki papüler lezyonun dermatoskopik bakısında sarı translusen alanlar, beyaz yapısız alanlar ve globuler damar yapıları izleniyor. 33
Okmeydanı Tıp Dergisi 32(1):28-35, 2016 Resim 8. Spesifik sarkoidoz lezyonlarının farklı dermatoskopik görünümleri. tikosteroid; bir hastaya hidroksiklorokin, sistemik kortikosteroid ve intralezyonel steroid; bir hastaya doksisiklin ve intralezyonel steroid; bir hastaya sistemik kortikosteroid ve metotreksat; bir hastaya intralezyonel steroid verildi. Sistemik tedavi almayan iki hastanın toplam üç lezyonuna Fotona 1064 nm uzun vuru süreli NdYAG lazer tedavisi (60 Joule/cm 2, 50 msn, 6 mm spot genişliği) 3 seans uygulandı fakat klinik düzelme gözlenmedi. Makülopapüler lezyonu olan bir hastanın lezyonları tedavisiz spontan geriledi. Üç hasta tanı sonrası takiplere gelmedi. TARTIŞMA Sarkoidozda kutanöz lezyonlar histopatolojik incelemede nonkazeifiye granülomların görüldüğü özgül lezyonlar ve reaktif olarak gelişen histopatolojik olarak granülomların izlenmediği özgül olmayan deri lezyonları olmak üzere ikiye ayrılır. Eritema nodozum sarkoidozun en sık görülen kutanöz lezyonudur ve sarkoidoz vakalarının %25 inde görülür fakat sarkoidoza özgül lezyon değildir. Sarkoidozun en sık görülen özgül lezyonu ise papüllerdir (1-3). Çalışmamızda ise en sık görülen kutanöz lezyonlar literatürün aksine eritema nodozum değil papüller özgün lezyonlardır. Bunun nedeninin bu çalışmanın genel sarkoidoz hasta grubunda değil dermatoloji kliniğine başvuran hasta grubunda değerlendirilmesi olduğunu düşünmekteyiz. Bu durumda her ne kadar eritema nodozum sistemik sarkoidozun en sık görülen kutanöz lezyonu olarak bilinse de, dermatoloji kliniğine başvuran hastalar arasında özgül lezyon görülme oranı daha fazladır. Papüler sarkoidoz sıklıkla yüzde genellikle de göz çevresi ve nasolabialde izlenir (5). Çalışmamızda da literatürle uyumlu olarak en sık özgül sarkoidoz lezyon yerleşim yeri yüz olarak saptanmıştır. LP özgül bir sarkoidoz lezyonudur ve organ tutulumlarıyla birlikte seyreder (5-6). Bizim hasta serimizde de LP si olan tek hastamızın kollarında infiltratif plaklar, skar sarkoidozu, ACE yüksekliği, akciğer parankim tutulumu ve göz tutulumu mevcuttu. Yanardağ ve ark. nın (7) çalışması ve Özşeker ve ark. nın (3) çalışması gibi sistemik sarkoidozlu hastaların deri tutulumunun araştırıldığı çalışmalarda LP ve skar sarkoidozu en az oranda görülen kutanöz lezyonlar olarak tespit edilse de yalnızca kutanöz sarkoidoz hastalarının incelendiği çalışmalarda LP ve skar sarkoidozu sistemik tutulum ile en sık ortaya çıkan özgül lezyonlardandır (2). Çalışmamızda LP ve skar sarkoidozlu hasta sayısı az olduğu için istatistik değerlendirme yapamasak da; LP, skar sarkoidozu, oküler tutulum ve akciğer tutulumunun aynı hastada görüldüğünden yola çıkarak LP ve skar sarkoidozunun sistemik tutulum için ipucu olabileceğini yorumlayabiliriz. Subkutan nodüler sarkoidoz genellikle üst ekstremitede 0.5-2 cm nodüller şeklinde görülür. Pek çok çalışmada subkutan noduler sarkoidozla sistemik hastalıklar arasında ilişki gösterilmiştir. Bizim hasta serimizde de subkutan nodülleri olan üç hastanın ikisinde akciğer parankim tutulumu tespit edilmiştir. Özşeker ve ark. (3) 148 sistemik sarkoidoz hastasında yaptıkları taramada özgül lezyon olarak en çok subkutan nodül tespit etmişlerdir. Bunun nedeninin Özşeker ve ark nın (3) çalışmasındaki tüm hastaların sistemik tutulumu olan hastalar olduğunu düşünmekteyiz. Sonuç olarak, bizim hasta serimizde makülopapüler lezyonlar en çok görülen lezyon olsa da sistemik tutulum yapan lezyonlar değerlendirildiğinde en sık EN, özgül lezyonlar arasında ise en sık nodüler lezyonların olduğu saptanmıştır. Kutanöz sarkoidozun dermatoskopik muayenesini araştıran en geniş serili çalışma Pellicano ve ark. (8) tarafından yapılmıştır. Pellicano ve ark. (8) altı kutanöz sarkoidoz hastanın yedi adet lezyonunu incelemiş, tüm lezyonlarda sarı translusen globuller ve damarların mevcudiyetini, beş lezyonda ise ek olarak santral skar benzeri alanların mevcudiyetini bildirmiştir. Çalışmamızda özgün sarkoidoz lezyonu olan 10 hastanın birden çok sayıda ve farklı lokalizasyonlarda lezyonları dermatoskopik olarak incelenmiştir. Çalışmamızda Pellicano nun çalışmasıyla uyumlu olarak sarı translusen alanlar tüm lezyonlar da görülmekle birlikte damarlanma, sarı globuller, santral 34
Ş. Güngör ve ark., Klinik ve Dermatoskopik Özellikleriyle Kutanöz Sarkoidoz: On dört Hastanın Retrospektif Analizi skar benzeri alanlar daha az oranda görülmüştür. Bu uyumsuzluğun lezyon sayısının farklılığıyla ve çalışmamızda farklı vücut lokalizasyonlarında lezyonların çeşitliliğiyle ilgili olduğunu düşünmekteyiz. Sarkoidoz tedavisinde kortikosteroidler, tetrasiklinler, antimalaryal ilaçlar, metotreksat, talidomid, mikofenolat mofetil, anti TNF ajanlar, lazer tedavisi kullanılabilir (5). Hasta serimizde lokal, intralezyonel, sistemik kortikosteroidler, topikal kalsinorin inhibitörleri, antimalaryaller, metotreksat, doksisiklin gibi tedaviler kullanılmış ve bu tedavilere hastalarımız değişen oranlarda yanıt vermişlerdir. Sistemik tedavi almayan iki hastanın toplam üç lezyonuna 1064 nm NdYAG lazer tedavisi uygulanmış fakat lezyonlarda klinik düzelme izlenememiştir. Literatürde yoğun ışık kaynağı ve dye lazer gibi ablatif olmayan lazerler ile tedavi olmuş kutanöz sarkoidoz olguları bildirilmiş olsa da (10,11), NdYAG lazer ile sarkoidoz lezyonları gerilememiştir. 1064 nm NdYAG lazerin bu iki lazere göre derinin daha derin katmanlarına ulaşmasına rağmen, etkisiz kalması ya daha önce bildirilen olguların tesadüfi olduğunu göstermekte ya da verdiğimiz dozun yetersiz kaldığını göstermektedir. Sonuç olarak, kutanöz sarkoidoz lezyonlarının lazer ile tedavisi deneysel aşamada olduğundan kullanılan lazer parametreleri de standart değildir. Yüzde yaygın makulopapüler lezyonları olan fakat sistemik tedaviyi kabul etmeyen bir hastamızda ilerleyen yıllar içinde yaygın kutanöz tutulum ortaya çıkmış buna rağmen, yapılan tüm sistemik taramalarda hastamızda başka organ tutulumları saptanmamıştır. Bu durum yaygın ve şiddetli deri lezyonlarının sistemik tutulumla paralel gitmeyeceğinin göstergesi olarak yorumlanabileceği gibi hastanın ilerleyen yıllarda da organ tutulumu açısından takip edilmesi gerektiğini düşünmekteyiz. Bu çalışma sarkoidozun klinik ve dermatoskopik özelliklerinin birlikte tartışıldığı; dermatoskopik incelemenin farklı lokalizasyonlarda ve farklı kutanöz sarkoidoz lezyonlarında incelendiği tek çalışmadır. Kutanöz sarkoidoz lezyonlarının tanısında ve takibinde dermatoskopik incelemenin önemini anlamak için daha geniş serili ve diğer kutanöz granülamatöz hastalıkların dermatoskopik bakılarıyla karşılaştırmalı çalışmalar yapmak bu konuyu aydınlatacaktır. KAYNAKLAR 1. Judson MA. Sarcoidosis: clinical presentation, diagnosis, and approach to treatment. Am J Med Sci 2008;335(1):26-33. http://dx.doi.org/10.1097/maj.0b013e31815d8276 2. Haimovic A, Sanchez M, Judson MA, et al. Sarcoidosis: a comprehensive reviewand update for the dermatologist: part I. Cutaneous disease. J Am Acad Dermatol 2012;66:699. http://dx.doi.org/10.1016/j.jaad.2011.11.965 3. Özşeker F, Bilgin S, Bayram Ü, ve ark. Sarkoidozda cilt tutulumu: 42 olgunun analizi. Solunum Hastalıkları 2007;18:1-6. 4. Balestri R, La Placa M, Bardazzi F, Rech G. Dermoscopic subpatterns of granulomatous skin diseases. J Am Acad Dermatol 2013;69(5):e217-218. http://dx.doi.org/10.1016/j.jaad.2013.03.030 5. Tekin NS. Sarkoidoz. Turk J Dermatol 2012;6:80-6. 6. Güler E, Demirel BG, Kontaş O. Kutanöz sarkoidozlu 15 hastanın geriye dönük analizi. Turk J Dermatol 2011;5:66-70. 7. Yanardağ H, Pamuk ON, Karayel T. Cutaneous involvement in sarcoidosis: analysis of feautures in 170 patients. Respir Med 2003;97:978-82. http://dx.doi.org/10.1016/s0954-6111(03)00127-6 8. Pellicano R, Zivkovic D, Gourhant JY, et al. Dermoscopy of cutaneous sarcoidosis. Dermatology 2010;221(1):51-4. http://dx.doi.org/10.1159/000284584 9. Hadj I, Mernissi FZ. Dermoscopic features of sarcoidosis. Pan Afr Med J 2014;4(18):111. http://dx.doi.org/10.11604/pamj.2014.18.111.4613 10. Piccolo D, Marcantonio D, Crisman G, et al. Unconventional use of intense pulsed light. Biomed Res Int 2014:618206. http://dx.doi.org/10.1155/2014/618206 11. Emer J, Uslu U, Waldorf H. Improvement in lupus pernio with the successive use of pulsed dye laser and nonablative fractional resurfacing. Dermatol Surg 2014;40(2):201-2. http://dx.doi.org/10.1111/dsu.12376 35