5170 SAYILI YASA YLA ANAYASA NIN 90. MADDESİNDE YAPILAN DEĞİŞİKLİĞE BİR BAKIŞ

Benzer belgeler
TÜRK HUKUK DÜZENİNİN YÜRÜRLÜK KAYNAKLARI (2) Dr. Öğr. Üyesi Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

ĠÇĠN BAKANLAR KURULUNA YETKĠ VERĠLMESĠ HAKKINDA KANUN

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

I sayılı İdarî Yargılama Usûlü Kanunun başvuru konusu kuralının Anayasaya aykırılığı sorunu:

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

LAW 104: TÜRK ANAYASA HUKUKU 14 HAFTALIK AYRINTILI DERS PLANI Doç. Dr. Kemal Gözler Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi

CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESİ, KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMESİ, YÖNETMELİK ve KARARI

Bir ülkede yürürlükte olan yasa, tüzük, yönetmelik vb. bütünü.

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

EĞİTİMİN HUKUKSALTEMELLERİ. 7. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL

HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI

KARAR 1 (672 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılmaya dair) Davalı : Başbakanlık /ANKARA

Sosyal Düzen Kuralları

Anahtar Kelimeler : Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Ek 1 Nolu Protokol

İŞ HUKUKU TEMEL HUKUK Kanunların Özellikleri

TEMEL HUKUK. Hukuk ve Kaynakları

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARININ TÜRLERİ VE NİTELİKLERİ

İlgili Kanun / Madde 506.S.SSK/Ek-47

Sosyal Düzen Kuralları. Toplumsal Düzen Kuralları. Hukuk Kuralları Din Kuralları Ahlak Kuralları Görgü Kuralları Örf ve Adet Kuralları

2-) Türkiye de tek dereceli seçim ilk kez hangi seçimlerde uygulanmıştır? A) 1942 B) 1946 C) 1950 D) 1962 E) 1966

II- UYGULANACAK YASA KURALI DEĞERLENDİRMESİ:

İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine İlişkin Tarihli Yönetmeliğin 11 ve 19. Maddeleri Anayasaya Aykırıdır

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO

En İyisi İçin. I. Kanun-u Esasi gerçek anlamda anayasa bir monarşi öngörmemektedir. (x)

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

İlgili Kanun / Madde 3201 S.YHBK./3

Sirküler no: 044 İstanbul, 27 Mayıs 2010

Bölüm 6 DEVL ET ŞEKİLL ERİ I : MONARŞİ VE CUMHURİYET

ifadesi ile cihazların ve belgelerin özellikleri başlıklı 2.1 inci maddesinin (a) bendi ile TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C. DANIŞTAY SEKİZİNCİ DAİRE. Esas No : 2011/103. Davacı ve Yürütmenin Durdurulmasını isteyen : Türk Tabipleri Birliği. Vekii : Av.

Mahkeme, Anayasaya aykırılık iddiasını ciddi görmezse bu iddia temyiz merciince esas hükümle birlikte karara bağlanır.

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /5,41

OLAĞANÜSTÜ HAL KAPSAMINDA GÖREVDEN ÇIKARILAN, İHRAÇ EDİLEN, UZAKLAŞTIRILAN KAMU PERSONELİNİN HUKUKİ HAKLARI

Hukukun Dalları Hukukun Kaynakları. Pozitif Hukuk: İdeal Pozitif Hukuk. Hukukun Dalları. Maddi Hukuk- Biçimsel Hukuk

b) Kanun Hükmünde Kararname: 551 sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameyi,

30/4/2013 TARİHİNDE YAPILAN KURUM İDARİ KURULU TOPLANTISINA DAİR GÖRÜŞ RAPORU

Anahtar Kelimeler : Yargılamanın yenilenmesi, kesinleşen mahkeme kararı, özel tüketim

ONÜÇÜNCÜ DAİRE USUL KARARLARI. Anahtar Kelimeler : Dava Açma Süresi, Yazılı Bildirim, Başvuru Mercii ve Süresi, Hak Arama Hürriyeti

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü30 Mayıs 2009 CUMARTESİResmî GazeteSayı : ANAYASA MAHKEMESİ KARARI

J401 MESLEK HUKUKU TEMEL KAVRAMLAR

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI II. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2.


SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2015/088 Ref: 4/088

Anahtar Kelimeler : Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı, Kamulaştırma, Mülkiyet Hakkının Korunması, Ek Protokol - 1

MALİ MEVZUAT SİRKÜLERİ NO : 2010 / 55

İdari Yargının Geleceği

TİCARÎ SIR, BANKA SIRRI VE MÜŞTERİ SIRRI HAKKINDA KANUN TASARISI

Sirküler Rapor Mevzuat /158-1

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Hukuk Başlangıcı Dersleri

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ MERKEZ KONSEYİ BAŞKANLIĞINA

Vergi Kanunlarındaki Muafiyet, İstisna ve İndirim Sınırının Aşılması Sorunu. E-Yaklaşım Dergisinin 2017/Mart dönemi 291 inci sayısında yayımlanmıştır.

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI SONRASINDA SGK İDARİ PARA CEZALARINDA PEŞİN ÖDEME İNDİRİMİNİN UYGULANMASI

Bazı makalelerde, bu iptal kararı ile kanuni temsilcilerin geçmişe yönelik sorumluluklarının kalktığına dair yorumlar okuyoruz.

Amme Alacaklarının Takibinde Yeni Sorumluluk Esaslarının Geriye Yürümesine Anayasa Mahkemesi Engeli

T Ü R M O B TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ SİRKÜLER RAPOR MEVZUAT

Davacı ve Yürütmenin Durdurulmasını isteyen: Türk Tabipleri Birliği. Vekili : Av. Mustafa Güler Strazburg Cad. 28/28 Slhhiye/ANKARA

karar vermiş ve bu Karar, 8 Ocak 2010 tarihinde yürürlüğe girmişti.

TEK HEKİMİN SÜREKLİ İCAP NÖBETÇİSİ OLAMAYACAĞINA İLİŞKİN DANIŞTAY KARARI Cuma, 12 Ağustos :53 - Son Güncelleme Perşembe, 05 Ocak :01

4. Hafta: Hukukun Esas Kaynakları: Uluslararası Antlaşmalar, Kanun Hükmünde Kararnameler Uluslararası Antlaşmalar

ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURU YOLU AÇILDI

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI. Resmi Gazete: Anayasa Mahkemesi Başkanlığından: Esas Sayısı : 2009/59. Karar Sayısı : 2011/69

PARASAL SINIRLAR TABLOSU A. HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNA GÖRE PARASAL SINIRLAR VE TABLOSU

24 Aralık 2007 PAZARTESİ. Sayı : MAHKEMESİ KARARI. Anayasa Mahkemesi Başkanlığından: İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : İTİRAZIN KONUSU :

Esas Sayısı : 2015/88 Karar Sayısı : 2016/156

YATIRIM İNDİRİMİ İLE İLGİLİ GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ YAYIMLANDI

5. Hafta: Hukukun Esas Kaynakları: Tüzükler, Kaide kararnameler, Yönetmelikler, Genelgeler, Yönergeler

T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU RET KARARI :F.Y.

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ

31 Mayıs 2018 Perşembe Günü Saat 09:30 da Yapılacak Mahkeme Toplantısı Gündemi

TURİZM HUKUKUNUN KAYNAKLARI:

Sirküler no: 071 İstanbul, 6 Ağustos 2010

1. HAFTA KIG126. İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatı. Öğr. Gör. E. Ekmel SULAK.

T.C. SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü GENELGE NO: 2007/02....VALİLİĞİNE (Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü)

Anayasa Mahkemesi Kararlarının Devam Eden Davalara Etkisi

ÖZETLE. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

Arsa Karşılığı İnşaat İşlerinin Vergilendirilmesinde Ne Değişti?

5766 sayılı kanun ve danıştay kararları çerçevesinde limited şirketlerde kanuni temsilciler ve ortakların vergi borcundan sorumluluğu

KIDEM ZAMMI ÜCRETE UYGULANAN AYRI ZAMDIR ÖNCE KIDEM ZAMMI UYGULANIR DAHA SONRA TOPLU SÖZLEŞMEDEKİ NISBİ ZAM UYGULANIR Y A R G I T A Y İ L A M I

T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU RET KARARI : S.K

dan itibaren ücret gelirlerine farklı (düşük oranlı) gelir vergisi tarifesi uygulamasına son veren kanuni düzenlemenin,

TURİZMİ TEŞVİK KANUNU NUN CEZAİ HÜKÜMLERİ

II-15.1 SAYILI ÖZEL DURUMLAR TEBLİĞİ NDE DEĞİŞİKLİK YAPILDI

ELAZIĞ VALİLİĞİNE (Defterdarlık) tarihli ve /12154 sayılı yazınız

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

YÖNETMELİK HİZMET ALIMI İHALELERİ UYGULAMA YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK

DEVLET MEMURLARININ ŞİKAYET VE MÜRACAATLARI HAKKINDA YÖNETMELİK


ESNAF VE SANATKARLAR VE DİĞER BAĞIMSIZ ÇALIŞANLAR SOSYAL SİGORTALAR KURUMU KANUNU

KMÜ İİBF KAMU YÖNETİMİ VİZE SORULARI

İÇİNDEKİLER TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI. Madde Sayfa BAŞLANGIÇ...17 BİRİNCİ KISIM. Genel Esaslar. I. Devletin şekli

DEVLET MEMURLARININ TEDAVİ YARDIMINA İLİŞKİN ANAYASA MAHKEMESİ KARARI Cuma, 03 Nisan :58 -

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO HBYS Programı. Yargı Örgütü Dersleri

İDARİ YARGILAMA USULÜ HUKUKU 3-B K. Burak ÖZTÜRK İDARİ YARGININ GÖREV ALANI

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI. İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Danıştay Onbirinci Daire

YÖNETMELİK HİZMET ALIMI İHALELERİ UYGULAMA YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK

SAVUNMANIN ÖZETİ : Tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmuştur.

ÖĞRETİDE VE UYGULAMADA ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARININ BAĞLAYICILIĞI VE İCRASI

TÜRKİYE ELEKTRİK KURUMU DIŞINDAKİ KURULUŞLARIN ELEKTRİK ÜRETİMİ, İLETİMİ, DAĞITIMI VE TİCARETİ İLE GÖREVLENDİRİLMESİ HAKKINDA KANUN

SİRKÜLER 2009 / 39. Vergiye İlişkin Bazı Anayasa Mahkemesi Kararları Ve Sonuçları. Genel Olarak KONU

Transkript:

5170 SAYILI YASA YLA ANAYASA NIN 90. MADDESİNDE YAPILAN DEĞİŞİKLİĞE BİR BAKIŞ Dr. * I. GENEL OLARAK 7.5.2004 tarihli ve 5170 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası nın Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun un 7. maddesiyle Anayasa nın 90. maddesinin son fıkrasındaki, Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasa ya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesi ne başvurulamaz. kuralına aşağıdaki cümle eklenmiştir: Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır. 7. maddenin gerekçesinde, Uygulamada usulüne göre yürürlüğe konulmuş insan haklarına ilişkin milletlerarası andlaşmalar ile kanun hükümlerinin çelişmesi halinde ortaya çıkacak bir uyuşmazlığın hallinde hangisine öncelik verileceği konusundaki tereddütlerin giderilmesi amacıyla 90. maddenin son fıkrasına hüküm eklenmektedir denilmektedir. Çalışmamızda, henüz çok yeni ve uygulamada şekillenecek olan 5170 sayılı Yasa yla Anayasa nın 90. maddesinde yapılan değişiklikle ilgili özellikle tartışmaya neden olabilecek bazı konulara değinmek istiyoruz. II. BAZI ÜLKELERDEKİ DURUM 5170 sayılı Yasa yla Anayasa nın 90. maddesine eklenen hükme benzer düzenlemeler, farklı boyutlarda kimi ülke Anayasalarında da yer almaktadır. * Hâkim. TBB Dergisi, Sayı 54, 2004 163

makaleler Alman Anayasası nın Uluslararası hukuk ve federal hukuk başlıklı 25. maddesine göre, 1 devletler hukukunun genel kuralları, Federal Alman Hukuku nun (ayrılmaz) bir parçasıdır ve federal topraklarda oturanlar için doğrudan hak ve yükümlülük belirler ve kanunlardan önce gelirler. Avusturya Anayasası nın 9. maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre, 2 devletler hukukunun kabul gören genel kuralları, federal hukukun ayrılmaz bir parçasıdır. Fransız Anayasası nın 55. maddesine göre 3 de, usulüne uygun onaylanmış ve uygun bulunmuş antlaşma veya anlaşmalar yayımlandıklarında, diğer tarafça da uygulanmak koşuluyla, kanunlardan üstündür. Alman ve Avusturya Anayasaları nda milletlerarası andlaşmadan değil, devletler hukukunun genel ilkelerinden söz edilmiştir. Bu yönü itibarıyla, Alman ve Avusturya Anayasaları nda daha geniş bir kavram kullanılmıştır. Bununla birlikte, devletler hukukunun genel ilkeleri ibaresi, genişliğinin yanı sıra, andlaşma kavramına göre daha soyut, belirsiz ve tartışmalı bir kavramdır. Uygulanması noktasında oldukça geniş bir yorum olanağı bulunmaktadır. Böylesi durumlarda, yorum sahası ne kadar geniş ise, devletler hukukunun genel ilkelerinin uygulanabilme olanağı da o kadar dar kapsamda olabilecektir. Fransız Anayasası nda ise, anlaşma ve andlaşmadan söz edilmiştir ve bu açıdan Türk Anayasası nın 90. maddesine benzemektedir ve söz konusu andlaşma, kanunlardan üstündür. Bununla birlikte, Fransız Anayasası nda, Türk Anayasası ndaki temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşma ibaresinden farklı olarak, herhangi bir kritere bağlama yapılmadan, anlaşma ve andlaşma sözcükleri kullanılmıştır. Fransız Anayasası nda, Türk Anayasası ndan farklı olarak, diğer tarafça da uygulanmak şartına bağlı bir daraltma bulunmaktadır. Diğer tarafça da uygulanmak koşulu, andlaşmanın kanundan üstün sayılabilmesinin ön koşulu niteliğindedir ve Türk Anayasası nın 90. maddesinden daha dar kapsamlıdır. Fransız Anayasası ndaki diğer tarafça da uygulanmak koşulunun uygulaması, belirsizlikler de içerebilecektir. Örneğin, diğer tarafça uygulanmak koşulu, ikiden fazla tarafı olan andlaşmalarda, tarafların tümünün uygu- 1 m. 25: The general rules of international law shall be an integral part of federal law. They shall override laws and directly establish rights and obligations for the inhabitants of the federal territory. 2 m. 9: The generally recognized rules of international law are regarded as integral parts of Federal law. 3 m. 55: Treaties or agreements duly ratified or approved shall, upon publication, prevail over Acts of Parliament, subject, in regard to each agreement or treaty, to its application by the other party. 164 TBB Dergisi, Sayı 54, 2004

laması mı yoksa bir ya da birkaçının uygulaması olarak mı anlaşılacaktır? Söz konusu karşı tarafın uygulamasında kapsam tartışması da geniş bir yorum alanı doğurmaktadır. Acaba diğer tarafça uygulanmak koşulu, her konuda tam bir örtüşmeyi mi gerektirecektir; yoksa genel olarak uygulamanın olması yeterli midir? Fransız Anayasası ndaki söz konusu ön koşulla ilgili soru ve sorunları artırabilmek mümkündür. III. 5170 SAYILI YASA DEĞİŞİKLİĞİNİN UYGULANMA KOŞULLARI Anayasa nın 90. maddesinin son fıkrasına 5170 sayılı Yasa yla eklenen cümlenin uygulanabilmesi için, aşağıdaki koşulların gerekli olduğunu düşünmekteyiz: A. Usulüne Göre Yürürlüğe Konulmuş Milletlerarası Andlaşma Olmalıdır 1. Milletlerarası Andlaşma Kavramı Fransız Anayasası ndaki antlaşma veya andlaşma ibaresi yerine Türk Anayasası nın 90. maddesinde, milletlerarası andlaşma kavramı kullanılmakla yetinilmiştir. Esasında, hukuki mahiyeti ve dolayısıyla bağlayıcılık vasfı açısından aralarında fark olmamasına rağmen milletlerarası hukuk kuralları getiren yazılı belgeler için 14 kadar değişik terim kullanılmaktadır. 90. maddede, bu terimlerden en genel olanı seçilmiştir. 4 Bu itibarla, Anayasa nın 90. maddesindeki milletlerarası andlaşma kavramı, Fransız Anayasası ndaki antlaşma veya anlaşma kavramını da içerecek tarzda ve bilinçli olarak kullanılmıştır. 2. Usulüne Göre Yürürlüğe Konulma 31.5.1963 tarihli ve 244 sayılı Milletlerarası Andlaşmaların Yapılması, Yürürlüğü ve Yayınlanması İle Bazı Andlaşmaların Yapılması İçin Bakanlar Kuruluna Yetki Verilmesi Hakkında Kanun da, milletlerarası bir andlaşmanın yürürlüğe konulması usulü kurala bağlanmıştır. 4 Anayasa nın 90. maddesinin aynen alındığı 1961 Anayasası nın 65. maddesinin gerekçesinden. TBB Dergisi, Sayı 54, 2004 165

makaleler 244 sayılı Yasa nın 1. maddesine göre, milletlerarası andlaşmaların parafe edilmesi, imzalanması veya nota teatisine konu teşkil etmesi veyahut bu andlaşmalara katılma bildirilerinin yapılması için Türkiye Cumhuriyeti nin temsilcilerinin tâyini ve bu temsilcilerin yetkilerinin tespiti, Bakanlar Kurulu Kararnamesi yle olur; ancak bu kararnameler, Resmi Gazete de yayımlanmaz. a. Uygun Bulma Yasası Kural olarak, 244 sayılı Yasa nın 2. maddesinin birinci fıkrasına göre, milletlerarası andlaşmaları onaylama veya bu andlaşmalara katılma, onaylama veya katılmanın bir yasayla uygun bulunmasına bağlıdır. 244 sayılı Yasa nın 2. maddesine göre uygun bulma yasası çıkarılma zorunluluğu olmayan konular ise şöyledir: 1. İktisadi, ticari veya teknik münasebetleri düzenleyen ve süresi bir yılı aşmayan andlaşmaların onaylanması veya bunlara katılmak için; Türk kanunlarına değişiklik getirmemek, Devlet maliyesi bakımından yüklenme gerektirmemek, kişi hallerine ve Türk vatandaşlarının yabancı memleketlerdeki mülkiyet haklarına dokunmamak şartıyla, onaylamanın veya katılmanın uygun bulunmasına dair bir yasa yapılması zorunluluğu yoktur. Bu halde, andlaşmanın onaylanmasının veya buna katılmanın uygun bulunması hakkında bir kanun çıkmamış olup da, onaylama veya katılma işlemlerinin yerine getirilmiş olması takdirinde, bu andlaşma, Resmi Gazete de yayımlanmasından başlayarak iki ay içinde, bir Başbakanlık yazısına ekli olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı na gönderilir. TBMM Başkanlığı, bu andlaşmaları, Genel Kurul un bilgisine sunar. 2. Milletlerarası bir andlaşmaya dayanılarak Bakanlar Kurulu nca yapılan uygulama andlaşmalarından Türk yasalarına değişiklik getirmeyenleri onaylamak veya bunlara katılmak için; bunların konusu iktisadi, ticari veya teknik münasebetlerin dışında kalsa veya süresi bir yılı aşsa veya Devlet maliyesi bakımından bir yüklenmeyi gerektirse veya kişi hallerine veyahut Türk vatandaşlarının yabancı memleketlerdeki mülkiyet haklarına dokunsa dahi, onaylama veya katılmayı uygun bulmak üzere yasa yapılması zorunluluğu yoktur. 3. Yasa nın verdiği yetkiye dayanılarak Bakanlar Kurulu nca yapılan iktisadî, ticarî, teknik veya idari andlaşmalardan Türk yasalarına değişiklik getirmeyenleri onaylamak veya bunlara katılmak için; bunların süresi bir yılı aşsa veya Devlet maliyesi bakımından bir yüklenmeyi gerektirse veya kişi hallerine veyahut Türk vatandaşlarının yabancı memleketlerdeki mülkiyet haklarına dokunsa dahi, onaylama veya katılmayı uygun bulmak üzere kanun yapılması zorunluluğu yoktur. 166 TBB Dergisi, Sayı 54, 2004

Uygun bulma yasası gerektiren bir andlaşmanın usulüne uygun yürürlüğe konulduğunu söyleyebilmek için, yalnızca uygun bulma yasasının kabul edilip Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe girmesi yeterli değildir. b. Bakanlar Kurulu Kararnamesi 244 sayılı Yasa nın 3. maddesinin birinci fıkrasına göre, milletlerarası andlaşmaların onaylanması, bunlara katılma, bunların feshini ihbar etmemek suretiyle yürürlük süresini uzatma, Türkiye Cumhuriyeti ni bağlayan bir milletlerarası andlaşmanın belli hükümlerinin yürürlüğe konulması için gerekli bildirileri yapma, milletlerarası andlaşmaların uygulama alanının değiştiğini tespit etme, bunların hükümlerinin uygulanmasını durdurma ve bunları sona erdirme, Bakanlar Kurulu Kararnamesi yle olur. 3. maddenin ikinci fıkrasına göre, onaylama veya katılma konusu olan milletlerarası andlaşmanın Türkçe metni ile andlaşmada geçerli olduğu belirtilen dil veya dillerden biri ile yazılmış metni birinci fıkradaki söz konusu kararnameye ekli olarak Resmi Gazete de yayımlanır. Milletlerarası bir andlaşmanın usulüne uygun yürürlüğe girebilmesi için, öncelikle uygun bulma yasasının TBMM tarafından kabul edilmesi ve Resmi Gazete de yayımlanıp yürürlüğe girmesi gerekmektedir. Bu aşamada, söz konusu andlaşma henüz usulüne uygun yürürlüğe girmiş sayılmamaktadır. Bundan sonra, 244 sayılı Yasa nın 3. maddesi gereğince, bu andlaşmanın onaylandığına ilişkin Bakanlar Kurulu Kararnamesi nin Resmi Gazete de yayımlanması gerekmektedir. Kararnamede, farklı bir tarih yoksa, Resmi Gazete de yayım tarihinde, andlaşma usulüne uygun olarak yürürlüğe girmiş sayılır. 3. maddenin üçüncü fıkrasına göre, Bakanlar Kurulu Kararnamesi çıkarılma zorunluluğu olmayan konular ise şöyledir : Bir önceki başlıkta belirtilen, uygun bulma yasası çıkarılması zorunluluğu olmayan bir milletlerarası andlaşmanın onaylanması veya buna katılma bir Bakanlar Kurulu Kararnamesi yle olursa, bu andlaşmanın onaylanmasının veya buna katılmanın uygun bulunması hakkında yasa çıkarılamaz. Milletlerarası bir andlaşmaya dayanılarak Bakanlar Kurulu nca yapılan teknik veya idari nitelikteki uygulama andlaşmalarından ve yasanın verdiği yetkiye dayanılarak Bakanlar Kurulu nca yapılıp 2. maddenin ikinci fıkrasına göre TBMM nin bilgisine sunulanların dışında kalan teknik veya idarî andlaşmalardan iktisadî veya ticarî nitelikte olmayan, özel kişilerin haklarını ilgilendirmeyen ve Türk kanunlarına değişiklik getirmeyenlerin TBB Dergisi, Sayı 54, 2004 167

makaleler yayınlanması zorunlu değildir. Burada sözü edilen yayınlanması zorunlu olmayan andlaşmalar hakkında Bakanlar Kurulu nca çıkarılan kararnamelerin yayınlanması da zorunlu değildir. B. Milletlerarası Andlaşma Temel Hak ve Özgürlüklere İlişkin Olmalıdır 5170 sayılı Yasa yla Anayasa nın 90. maddesine eklenen cümlenin uygulanabilmesi için, söz konusu andlaşmanın temel hak ve özgürlüklere ilişkin bulunması gerekmektedir. Bu koşulun gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi konunun, en güç ve tartışma yaratacak yönlerinden birisini oluşturmaktadır. 5170 sayılı Yasa yla 90. maddeye eklenen cümlede, temel hak ve özgürlüklere ilişkin bir yollama ya da açıklama yapılmamıştır. Bu durumda, temel hak ve özgürlüklere ilişkin olma kıstasının ele alınacağı alanlardan birisinin Anayasa olduğu düşünülebilir. Anayasa nın Temel Haklar ve Ödevler başlıklı ikinci bölümünde yer alan 12. maddede temel hak ve hürriyetlerin niteliği açıklanmıştır. 12. maddenin gerekçesine göre, temel hak ve hürriyetler bir devlet lütfu değildir ve kişiliğin; dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez bir unsurudur. Temel hak ve hürriyetlerin ikinci niteliği ise, içinde yaşanılan topluma, aileye ve diğer kişilere karşı ödev ve sorumlulukları da beraberinde getiriyor olmasıdır. Kişi sahip bulunduğu hak ve hürriyetleri kendi iradesi doğrultusunda kullanırken bu ödev ve sorumlulukları da göz önünde bulundurmak zorundadır. Temel hak ve özgürlüklerin Anayasa da dayanağının aranmasının diğer nedenleri de bulunmaktadır. Türk Hukuku nda temel hak ve özgürlüklere ilişkin bir yasa, dayanağını Anayasa dan almaktadır ve Anayasa ya aykırı olamaz. Böyle bir yasa ile 90. madde kapsamındaki bir andlaşmanın aynı konuda farklı hüküm taşıması olgusu da, temel hak ve özgürlükleri ele alırken, konunun dayanaklarının başında Anayasa nın geldiğini ortaya koymaktadır. Bir başka anlatımla, temel hak ve özgürlüklere ilişkin bulunma kriterinin ilk inceleneceği alan iç hukuk kuralları olmaktadır. Acaba temel hak ve özgürlüklere ilişkin bulunma kriterinin incelenmesinde, iç hukuk kuralları yeterli midir? Söz konusu kriterin belirlenmesinde, incelenecek konulardan birisinin uluslararası bir andlaşma olduğu da göz önüne alındığında, iç hukuk kurallarıyla sınırlı bir incelemenin tek başına yeterli olması mümkün görünmemektedir. Burada uluslararası hukuk kaynaklarına da başvurulması gerekecektir. 168 TBB Dergisi, Sayı 54, 2004

Bu sonuçtan sonra bir başka sorun daha ortaya çıkmaktadır: Acaba hangi uluslararası hukuk kaynakları ölçüt alınabilecektir? İlk olarak akla, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Birleşmiş Milletler in ilgili sözleşmeleri, ilgisine göre Çocuk Hakları Sözleşmesi, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi gibi düzenlemeler gelmektedir. Diğer yandan, Anayasa nın 90. maddesindeki andlaşmanın, varsa ilgili olduğu uluslararası hukuk kaynakları da inceleme konusu içerisinde yer alabilecektir. Bir başka sıkıntılı konu ise, andlaşmanın söz konusu dayanaklarının yorumunun nasıl yapılacağıdır. C. Milletlerarası Andlaşma ile Kanunların Aynı Konuda Farklı Hükümler İçermesi Nedeniyle Uyuşmazlık Çıkmalıdır Yukarıdaki iki koşul gerçekleşmiş ise, üçüncü olarak kanun ile andlaşmanın aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle uyuşmazlık çıkması durumunda andlaşma hükmü uygulanacaktır. Burada üzerinde durulması gereken bazı soru ve sorunlar bulunduğunu düşünmekteyiz. 1. Neden Kanun kavramı kullanılmıştır? Anayasa da neden yalnızca kanun denilmiştir? Bu soruya karşılık olarak, kanun kavramı, yukarıda değindiğimiz Alman ve Fransız Anayasalarında da kullanılmıştır denilebilir. Kanun kavramını nasıl yorumlamak gerekecektir? Anayasa da, Başlangıç Bölümü nden itibaren birçok maddede kanun kavramından söz edilmiştir. Genel olarak bakıldığında çoğunlukla, Anayasa daki kanun kavramı, 88. ve 89. maddede sözü edilen, TBMM ce kanun adıyla usulüne göre kabul edilip Cumhurbaşkanı tarafından onaylandıktan sonra Resmi Gazete de yayımlanıp yürürlüğe giren normatif kuralları anlatır. Anayasa nın 88. maddesinde kanunların teklif edilmesi ve görüşülmesi, 89. maddesinde ise Kanunların Cumhurbaşkanı nca yayımlanması konuları düzenlendikten sonra, inceleme konumuz olan 90. madde gelmektedir. Bu sistematik yapı içerisinde 5170 sayılı Yasa yla 90. maddeye eklenen kanun kavramını geniş manada (örneğin kanun hükmünde kararnameyi de kapsar biçimde) yorumlamak mümkün müdür? TBB Dergisi, Sayı 54, 2004 169

makaleler Diğer yandan, Anayasa nın 90. maddesinin birinci fıkrasında TBMM nin onaylamayı bir kanunla uygun bulmasına bağlıdır ; dördüncü fıkrasında, Türk kanunlarına değişiklik getiren her türlü andlaşmaların yapılmasında birinci fıkra hükmü uygulanır ; son fıkrasında, Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir kurallarında da kanun denilmektedir. 5 90. maddeye 5170 sayılı Yasa yla eklenen cümlede, herhangi bir açıklama yapılmadan kullanılan kanun kavramının, 90. maddenin önceki fıkralarındaki kanun kavramından farklı yorumlanabilmesi Anayasa nın sistematiğine uygun olur mu? Öncelikle belirtelim ki, Anayasa nın 90. maddesinin birinci fıkrasındaki uygun bulma kanunu ibaresi, teknik anlamda kanun u kapsamaktadır ve uygun bulma işleminin kanun hükmünde kararname ile yapılabilmesi mümkün değildir. Anayasa nın 90. maddesinin, TBMM nin görev ve yetkilerinin düzenlendiği maddeler içersinde ve kanunlarla ilgili 88 ve 89. maddelerden hemen sonra yer alması, 90. maddenin 5170 sayılı Yasa dan önceki yukarıda belirtilen kimi hükümlerindeki kanun kavramının da teknik anlamda olması ve 5170 sayılı Yasa yla eklenen cümlede kanun kavramı konusunda ayrıca bir açıklamaya yer verilmemiş bulunması karşısında, 5170 sayılı Yasa yla Anayasa nın 90. maddesine eklenen cümledeki kanun kavramını da teknik anlamda değerlendirmek gerektiğini düşünmekteyiz. a. Kanun Hükmünde Kararname Andlaşma ile aynı konudaki kanun hükmünde kararname hükmü arasında farklılık olursa ne olacaktır? Anayasa nın 91. maddesinin birinci fıkrasına göre, sıkıyönetim ve olağanüstü haller saklı kalmak üzere, Anayasa nın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleri ile dördüncü bölümünde yer alan siyasî haklar ve ödevler kanun hükmünde kararnamelerle düzenlenemez. Anayasa nın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümleri ile dördüncü bölümlerindeki temel hak ve özgürlükler açısından KHK çıkarılamayacak olması, 5170 sayılı Yasa yla eklenen cümledeki temel hak ve özgürlüklere ilişkin olma kriteri karşısında, kanun sözcüğünün kullanılmasının yerinde olabileceğini düşündürmektedir. 5 1982 Anayasası nın 90. maddesinin gerekçesinde, Andlaşmaların uygun bulunması ile ilgili bu madde uygulamada iyi işlediği ve ihtiyaca cevap verdiği için aynen kabul edilmesi uygun görülmüştür denilmiştir. Gerekçeden de anlaşıldığı üzere, Anayasa nın 90. maddesi (5170 sayılı Yasa değişikliğine kadar), 1961 Anayasası ndaki 65. maddeden aynen alınmıştır. 170 TBB Dergisi, Sayı 54, 2004

Bununla birlikte, Anayasa nın sosyal ve ekonomik haklar ve ödevler e ilişkin ikinci kısmının üçüncü bölümünün KHK ile düzenlenebilecek olması, bu düşünceyi olumsuz yönde etkilemektedir. Kaldı ki, Anayasa nın 91. maddesinin beşinci fıkrasında, sıkıyönetim ve olağanüstü hallerde KHK çıkarılabilmesi (KHK ile düzenlenemeyecek bölümler bakımından) saklı tutulmuştur. Nitekim, Anayasa nın 122. maddesinin ikinci fıkrasına göre, Sıkı yönetim süresinde, Cumhurbaşkanı nın başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu sıkıyönetim halinin gerekli kıldığı konularda kanun hükmünde kararname çıkarabilir 122. maddenin ikinci fıkrasına göre, sıkıyönetim süresinde Cumhurbaşkanı nın başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılacak KHK lerde olağan dönemlerde Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılacak KHK lerdeki sınırlamalar yer almamaktadır. Sonuç olarak, Anayasa nın 90. maddesine eklenen cümle kapsamındaki bir andlaşma ile bir KHK nın aynı konuda farklı hükümler içermesi halinde, KHK hükmünün uygulanmayacağını söylemek güçtür. b. Tüzük ve Yönetmelik Andlaşma ile tüzük ve yönetmelik hükmünde uyuşmazlık söz konusu olursa ne olacaktır? Anayasa nın 115. maddesine göre, tüzükler, kanunun uygulamasını göstermek veya emrettiği işleri belirtmek üzere ve kanunlara aykırı olmamak koşuluyla çıkarılabilir. Anayasa nın 124. maddesine göre ise, yönetmelikler, kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak ve bunlara aykırı olmamak üzere çıkarılabilir. Tüzük ve yönetmeliğin dayanağı kanundur ve kanuna aykırı olamaz. Andlaşma ile tüzük ve yönetmeliğin farklı hükümler içermesi durumunda dayanak kanun kuralı göz önüne alınacak ve dolayısıyla, tüzük ve yönetmeliğin dayanağı olan kanun hükmü değil, andlaşma hükmü esas alınacağına göre, tüzük ve yönetmelik kuralı da ihmal edilecektir denilebilir. Ancak, tüzük ve yönetmeliğin dayanak kanunu ile andlaşma hükmünde farklılık olmadığı halde, tüzük ve yönetmelik hükmünde aykırılık olabilir. Tüzük ve yönetmelik, dayanağı olan kanun kuralına aykırı ise, zaten idari yargıda iptal kararı verilebilecektir. Kimi zaman, tüzük ve yönetmeliğin Anayasa ya aykırılığı bile ileri sürülebilir. Özellikle dayanak kanunun TBB Dergisi, Sayı 54, 2004 171

makaleler soyut kurallarında açık bir Anayasa ya aykırılık görülmese dahi, tüzük ve yönetmelikte Anayasa ya aykırılık gündeme gelebilecek ve bu yönden (idari yargıda) iptali yoluna gidilebilecektir. 2. Andlaşma ve Kanun Hükümlerinin Normatif Yapısındaki Sorunları Milletlerarası andlaşmalar genellikle, genel çerçeveli ve bir kanun hükmü kadar somut olmayan kurallar içermektedir. Andlaşma hükümleri, andlaşmaya imza koyan tarafların iç hukuk kurallarıyla içini doldurabilecekleri, genellikle devletten devlete farklılıklar gösterebilen ve takdir hakkı veren nitelikte olabilmektedir. Normatif çerçeve açısından andlaşma hükümlerine göre kanun hükümleri ise, kanuna dayalı çıkartılan tüzük ve hatta yönetmelik kuralı kadar ayrıntılı (somut) bir yapıda olabilmektedir. Bu yapının bir sonucu olarak, uygun bulma kanunu çıkarılıp, yukarıda açıklanan prosedürden sonra usulüne uygun yürürlüğe giren andlaşmanın (genel çerçeve içeren) kuralları, çoğunlukla uyum kanunları şeklinde ifade edilen yasa normu ile düzenlemesi yapılmakta ve iç hukuka uyumu sağlanmaktadır. Uyum kanununun kapsamı, andlaşmanın içeriğine göre değişebilmektedir. Kimi zaman, bir kanunda değişiklik yapılırken, genellikle Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun gibi bir adla birden fazla kanunda değişiklik yapıldığı görülmektedir. Bu sonuca göre, aynı konuda farklı hükümler içeren, aynı içerikte andlaşma ve kanun hükmü uyuşmazlığının fazlaca olmayacağını düşünmekteyiz. Ülkemizdeki kimi kanunların normatif yapısı itibarıyla, tüzük hatta yönetmelik ve hatta genelge kadar ayrıntılar içerdiği durumlarda, böylesi bir kanun kuralı ile oldukça soyut ve geniş çerçeveye sahip andlaşma kuralının aynı konuda farklı hükümler içerdiği sonucuna varabilmenin de güç olacağını belirtmek isteriz. Diğer yandan, usulüne uygun yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmayı nasıl incelemek gerekecektir? Bu andlaşmanın Resmi Gazete de yayımlanan Türkçe metniyle sınırlı inceleme yeterli midir? 244 sayılı Yasa nın 3. maddesine göre, Bakanlar Kurulu Kararnamesi yle Resmi Gazete de yayımlanan Türkçe ve muteber dil metninde, orijinal metni incelemek gerekli midir? Orijinal metnini esas alma yöntemini nasıl 172 TBB Dergisi, Sayı 54, 2004

belirleyebiliriz? Özellikle, orijinal metnin, hukuk terminolojisi bakımından yeterli olmayan bir çevirisi uygun olur mu? Her uygulayıcı bu çeviriyi yapabilir mi? Bu açıdan orijinal metnin incelenmesinde belirli çeviri ve inceleme standardı aramak gerekmeyecek midir? Uluslararası platformda söz konusu andlaşmanın uygulanmasında, andlaşmanın içeriğinde yazılı dil ya da dillerdeki orijinal metni esas alınmaktadır. Bu açıdan, kanun ile farklı hüküm içerme konusunda söz konusu andlaşmanın orijinal metninin de incelenmesi gerekebilecektir. Burada da, uygulamayı yapan kişi ya da merciin bu incelemeyi yapma zorlukları ortaya çıkabilecektir. 3. Aynı Konuda Farklı Hükümler İçermek Kavramı Aynı konuda farklı hükümler içermek kavramının da yoruma muhtaç olduğunu ve uygulamada sıkıntılara neden olabileceğini düşünmekteyiz. 5170 sayılı Yasa nın konuyla ilgili madde gerekçesinde uygulamada usulüne göre yürürlüğe konulmuş insan haklarına ilişkin milletlerarası andlaşmalar ile kanun hükümlerinin çelişmesi halinde ortaya çıkacak bir uyuşmazlığın hallinde hangisine öncelik verileceği konusundaki tereddütlerin giderilmesi amacıyla 90. maddenin son fıkrasına hüküm eklenmektedir denilmektedir. Gerekçede yer alan çelişme sözcüğü kısmen konuya açıklama yapmaya çalışmıştır. Farklı hüküm içermek, çelişmeyi anlatmaktadır. Çelişme sözcüğü, belli bir düzeyde, farklı sonuç doğuran bir uyuşmazlığı, bir aykırılığı çağrıştırmaktadır. Esasında, işin doğası gereği, farklı hüküm kavramı, aleyhe sonuç doğuran bir aykırılığı anlatmaktadır. Andlaşma ve kanun hükmünde, takdir hakkı tanımayan süre, sayı gibi somut veriler söz konusu ise, bunlar arasındaki çelişmeyi tespit daha kolay yapılabilir. Ancak, her çelişme de, işin esasına uygun olmayabilir. Burada, andlaşma hükmüne göre, kanun hükmünün temel hak ve özgürlükler açısından sınırlayıcı olup olmadığı konusunun da değerlendirilmesi gerekecektir. Eğer kanun hükmü, andlaşma hükmüne göre, temel hak ve özgürlükler açısından daha genişletici (lehe) hüküm taşıyorsa, temel hak ve özgürlüklerin korunması ruhu açısından bir çelişmeden söz edilemeyecektir. Diğer yandan, kanun hükmü kimi zaman uygulayıcı tarafından (örneğin yargı kararlarıyla) yoruma muhtaçtır ve uygulamaya bu yorum TBB Dergisi, Sayı 54, 2004 173

makaleler yön vermektedir. Aynı konuda farklı hüküm içeren andlaşma kuralının yorumu nasıl olacaktır? Bu konunun da güç ve tartışmalı olacağını düşünmekteyiz. D. 5170 Sayılı Yasa yla Anayasa nın 90. Maddesine Eklenen Cümlenin Anayasa Mahkemesi ne Yapılan Başvurulara Etkisi Anayasa Mahkemesi nin kimi kararlarında, usulüne uygun yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmaların da yer aldığı uluslararası belgeler, Anayasa ya uygunluk denetiminde dayanılmamakla birlikte, değerlendirmede gözetilen destekleyici nitelikte görülmüştür. 6 Anayasa nın 90. maddesinin son fıkrası gereğince, usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar hakkında Anayasa ya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesi ne başvurulmaz. Acaba temel hak ve özgürlüklere ilişkin yasalarla aynı konuda farklı hükümler içeren böyle bir andlaşma olduğunda, zaten yasa değil andlaşma esas alınacağına göre, bu sonuç Anayasa ya uygunluk denetimini etkileyebilir mi? Koşulları gerçekleştiğinde, yasa değil, andlaşma hükmü uygulanacağına göre, 5170 sayılı Yasa yla eklenen cümle, böylesi bir yasa hükmünü nasıl etkilemektedir? Bu yasa hükmü zımnen ilga edilmiştir denilebilir mi? Bir an için zımnen ilga düşüncesine sıcak bakıldığında, bu sonuç, genel kabul gören, bir yasa hükmünün nasıl ilga edileceğine ilişkin iç hukuktaki ilkelerle bağdaşabilir mi? Nitekim, Anayasa nın 87. maddesine göre, bir yasa hükmünü değiştirmek ve kaldırmak TBMM nin görevleri arasında yer almaktadır. Anayasa nın 148 ve devamı maddelerine göre ise, usulüne uygun bir başvuruda, bir yasa hükmünün Anayasa ya aykırılığı halinde Anayasa Mahkemesi tarafından iptaline karar verilmektedir. 90. maddeye eklenen cümlede, çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır denilmektedir. Bu ibarede, söz konusu yasa hükmünün ilga edildiği sonucuna gitmek güçtür. Kaldı ki, esas alınır ibaresi, kaldırılma anlamını vermemektedir. Burada, o uyuşmazlıkta, bir ilga değil, esasında bir ihmal söz konusudur. Bu nedenle, o yasa hükmü, andlaşma kapsamı dışındaki konularda uygulamasını sürdürecektir. 6 AY Mah. K., 23.9.1996, E.1996/15, K.1996/34; AMKD., Sayı 32, C.2, s.806-807; 29.11.1990, E.1990/30, K.1990/31; AMKD., Sayı 27, C.1, s.57-64 174 TBB Dergisi, Sayı 54, 2004

5170 sayılı Yasa yla 90. maddeye eklenen cümlenin, Anayasa Mahkemesi ne yapılan başvurulara etkisini, itiraz yolu ve iptal davaları açısından ele almak gerekmektedir. 1. İtiraz Yoluyla Gelen İptal Başvurularında Anayasa nın 152. maddesinin birinci fıkrası ve 2949 sayılı Anayasa Mahkemesi nin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun un 28. maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi gereğince, itiraz yoluyla bir mahkemenin Anayasa Mahkemesi ne iptal başvurusunda bulunabilmesi için iptali istenilen kuralın, o davada uygulanacak kural niteliğinde olması zorunlu koşulunun gerçekleşmesi gerekmektedir. Konuya farklı açılardan yaklaşmak mümkündür : 1. Yaklaşım: 5170 sayılı Yasa yla Anayasa nın 90. maddesine eklenen cümleyle, hak ve özgürlüklere ilişkin aynı konuda farklı hükümler içeren hem yasa hem de usulüne göre yürürlüğe konulmuş andlaşma varsa, yasa değil andlaşma kuralı uygulanacağına göre, bir bakıma söz konusu yasa kuralı, o (davada) uyuşmazlıkta Anayasa nın 90. maddesi gereğince uygulanacak kural olmaktan çıkmış olabilecektir. Kaldı ki, Anayasa nın 90. maddesinin son fıkrasına göre usulüne uygun yürürlüğe konulmuş uluslararası andlaşmalar hakkında Anayasa ya aykırılık iddiası da mümkün olamayacağına göre, itiraz yolu belli konularda işlemez hale gelebilecektir. Anayasa nın 90. maddesine eklenen cümle, henüz çok yeni bir kural olmakla birlikte, biz bu konunun çözüme muhtaç olduğunu düşünmekteyiz. Özellikle itiraz yoluyla gelen başvurular bakımından varılacak sonuç, dolayısıyla iptal davalarını da etkileyebilecektir. 2. Yaklaşım: Anayasa Mahkemesi kararlarına göre, davada uygulanacak yasa kuralı ndan maksat, bir davanın değişik evrelerinde ortaya çıkan sorunların çözümünde veya davayı sonuçlandırmada olumlu ya da olumsuz etki yapacak nitelikte bulunan ya da tarafların istek ve savunmaları çerçevesinde bir karar vermek için göz önünde tutulması gereken kurallardır. 7 Anayasa nın 90. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı konusu, yukarıda genel olarak değindiğimiz belirli bir incelemeyi gerektirmekte- 7 AY Mah., 4.9.1997, E.1997/56, K.1997/62; AMKD., Sayı 33, C.1, s.425-428; AY Mah., 4.10.2000, E.2000/55, K.2000/26, AMKD., Sayı 36, C.2, s.768-771. TBB Dergisi, Sayı 54, 2004 175

makaleler dir. Bir başka deyişle, bir yasa kuralı varken, bir andlaşma kuralı hemen değil, koşullarının varlığı tespit edildikten sonra yasa kuralına rağmen, esas alınabilecektir. Bu sonuca gitmede, yasa kuralının olumsuz da olsa yine uygulanma konusu yapıldığı söylenebilir mi? Bu soruya evet denilebilirse, o yasa kuralının itiraz başvurusu incelemesi esastan yapılabilecektir. 3. Yaklaşım: Anayasa nın 90. maddesindeki değişikliğin, yine Anayasa da düzenlenen Anayasa ya aykırılıkla ilgili kuralları daraltabileceği yorumu, Anayasa ya uygun olur mu? 5170 sayılı Yasa yla değişik Anayasa nın 90. maddesindeki çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır cümlesindeki, esas alma ibaresi, Anayasa ya uygun yorumu da gerektirir. Kaldı ki, 5170 sayılı Yasa yla, Anayasa Mahkemesi nin düzenlendiği Anayasa nın 146 ilâ 153. maddelerinde herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. Bu itibarla, andlaşma hükmüne aykırılığı nedeniyle ihmal edilen ve Anayasa ya aykırılığı söz konusu olabilen bir yasa kuralının, itiraz yoluyla iptaline karar verilebilmesinin sınırlandırılması yaklaşımının, Anayasa ya uygun bir yorum olmadığını da söylemek mümkündür. Bu tartışmaların yanında, yukarıda açıklandığı üzere, 5170 sayılı Yasa yla 90. maddeye eklenen cümlenin, uygulanmasındaki zorlukların yanı sıra, tüm koşulları taşıyan andlaşma ve kanun hükmü olgusunun da fazlaca olmayacağı göz önüne alındığında itiraz yoluyla başvurular konusundaki etkinin fazlaca olmayacağını da söylemek isteriz. 2. İptal Davalarında Anayasa nın 150. maddesine göre, Anayasa Mahkemesi ne yapılacak iptal başvurusunda, itiraz yolundan farklı olarak, davada uygulanacak kural olma koşulu yoktur. Ancak, iptali istenilen yasa kuralı, temel hak ve özgürlüklere ilişkin aynı konuda farklı hükümler içeren uluslararası andlaşma ile çelişirse, yasa kuralı uygulanamayacağına göre ve bu sonuç Anayasa nın 90. maddesine 5170 sayılı Yasa yla eklenen cümleden kaynaklandığına göre, söz konusu yasa kuralı Anayasa nın 90/son fıkrasına aykırı bir konuma gelebilecektir. Bir yasa kuralının, yalnızca 5170 sayılı Yasa yla 90. maddeye eklenen cümleye aykırı olması, Anayasa ya aykırıdır denilmesi için yeterli olabilecek midir? Üstelik böyle bir yasa kuralı 90. madde dışında Anayasa nın başka hiçbir maddesine aykırı değilse ne olacaktır? 176 TBB Dergisi, Sayı 54, 2004

Bu konunun tersini ele alırsak; o yasa kuralı Anayasa nın 90. maddesinin son fıkrasının son cümlesindeki bir andlaşma ile paralel hükümler taşıyorsa, doğal olarak yasa kuralı uygulanacaktır. Fakat, bu durumun ortaya çıkarabileceği bir başka sonuç ise, 5170 sayılı Yasa yla eklenen cümle kapsamında bir andlaşma varsa ve iptali istenilen yasa kuralı bu andlaşmaya uygun ise, iptal isteminin kabulüne karar verebilmek mümkün müdür? Böyle bir andlaşma, Anayasa ya uygunluk denetiminde destekleyici norm değil, denetimde gözetilecek ana norm haline gelebilecek midir? Varılan bu aşamada, bir başka konu ise, iptali istenilen yasa kuralının, Anayasa nın 90. maddesinin son fıkrasına göre, andlaşmaya uygun ve fakat Anayasa nın diğer herhangi bir maddesine aykırılığının olması halidir. İptali istenilen yasa kuralı, 90. madde kapsamında aynı konudaki bir andlaşma hükmü ile çelişmiyorsa ve fakat bu yasa kuralı örneğin Anayasa nın 10. maddesindeki eşitlik ilkesine aykırı ise ne olacaktır? Biz sorunun çözümünde, Anayasa nın 90. maddesindeki Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir cümlesinin belirleyici olabileceğini düşünmekteyiz. Bu cümlede, söz konusu andlaşmanın kanun hükmünde olduğu vurgulanmaktadır. Anayasa yargısında, iptal istemine konu bir yasa hükmünün, bir başka yasa hükmüne uygun (paralel) olması değil, Anayasa nın 11. maddesindeki, Kanunlar Anayasa ya aykırı olamaz kuralı gereğince, Yasa kuralının Anayasa ya uygun olması ana ilkedir. Anayasa ya aykırılık başvurusuna konu edilemese dahi, Anayasa nın 90. maddesine göre söz konusu andlaşma bir kanun hükmündedir. 5170 sayılı Yasa yla eklenen cümlede de bu sonucun bir devamı olarak, çelişen (çatışan) iki yasa kuralından hangisinin uygulanacağı konusu açıklığa kavuşturulmaktadır. Bu nedenle, andlaşmayla çelişmeyen ve fakat Anayasa ya aykırı olan bir yasa kuralının iptaline karar verilebilecektir. Diğer yandan, Anayasa nın 90. maddesine göre, bir yasa kuralı ile çelişme nedeniyle bir andlaşma kuralının doğrudan uygulandığı halde, yasa kuralının Anayasa ya aykırılığı konusu incelenecektir. Eğer yasa kuralının Anayasa ya aykırı olmadığı sonucuna varılırsa, o yasa kuralının, tek başına 5170 sayılı Yasa yla değişik Anayasa nın 90. maddesine aykırılığından iptaline karar verilebilmesinin güç olduğunu düşünmekteyiz. TBB Dergisi, Sayı 54, 2004 177