KUR AN DA SALÂT KAVRAMININ SEMANTĐK TAHLĐLĐ



Benzer belgeler
KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

İnsanlar, tarihin her döneminde olduğu gibi bundan sonra da varlıklarını sürdürmek, haberleşmek, paylaşmak, etkilemek, yönlendirmek, mutlu olmak gibi

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

MÂTÜRÎDÎ KELÂMINDA TEVİL

Tevrat ta Dabbe İncil de Dabbe İslam Kültüründe Dabbe Hadislerde Dabbetül-Arz Kur an da Dabbetül-Arz Kaynakça. Dabbetül-Arz دابة االرض

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

1-Anlatım 2-Soru ve Cevap 3-Sunum 4-Tartışma

Kur'an ve Anlam. Yazarlar Mürsel Ethem Yusuf Topyay Mehmet Akın. Editörler İsmet Eşmeli Mehmet Akın ISBN:

IÇERIK ÖNSÖZ. Giriş. Birinci Bölüm ALLAH A İMAN

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS DİNLER TARİHİ I İLH Yüz Yüze / Zorunlu / Seçmeli

Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri

Tevrat ta Dabbe İncil de Dabbe İslam Kültüründe Dabbe Hadislerde Dabbetü l-arz Kur an da Dabbetü l-arz Kaynakça. Dabbetü l-arz

Ck MTP61 AYRINTILAR. 5. Sınıf Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi. Konu Tarama No. 01 Allah İnancı - I. Allah inancı. 03 Allah İnancı - III

KURAN YOLU- DERS 3. (Prof.Dr. Mehmet OKUYAN ın Envarul Kuran isimli 3 no lu dersinin ilk 50 dakikasının özeti)

Dil Gelişimi. temel dil gelişimi imi bilgileri

İçindekiler. Giriş Konu ve Kaynaklar 13 I. Konu 15 II. Kaynaklar 19

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

YÖNLENDİRİLMİŞ ÇALIŞMA I DERS NOTLARI

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS ÇAĞDAŞ DİNİ AKIMLAR İLH

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KELAM VE İSLAM MEZHEPLERİ ILH

İLETİŞİM NEDİR? SINIFTA İLETİŞİM

Mantıksal Operatörlerin Semantiği (Anlambilimi)

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Ekolojik Tasarımlar ve Sanat

6. SINIF DERS: DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÜNİTE:1 KONU: DEĞERLENDİRME SORU VE CEVAPLARI

İletişim kavramı ve tanımı

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır.

İSMAİL TAŞ, MEHMET HARMANCI, TAHİR ULUÇ,

Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı Özel İlkokulu/Ortaokulu AİLE İÇİ İLETİŞİM

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN IKUMA VE TECVİD II İLH

AİLE İRŞAT VE REHBERLİK BÜROLARINDA YAPILAN DİNİ DANIŞMANLIK - ÇORUM ÖRNEĞİ -

İletişim ve İletişim Sürecinde Halkla İlişkiler. Kişilerarası İletişim. Kişisel İlişkiler ve Davranış Geliştirme Süreci

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS FIKIH I İLH

İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER

İÇİNDEKİLER. Maide Suresi 116 Ve 117. Ayetlerinin Manası Nedir? Teveffi Kelimesi Ve Arap Dili. Teveffinin Manasıyla İlgili Hodri Meydan

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS MESLEKİ İNGİLİZCE II İLH

AVCILIK. İnsanlığın tarihi kadar eski bir fenomen ve bir faaliyettir.

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN OKUM VE TECVİD VIII İLH

BAYAN DİN GÖREVLİSİNİN İMAJI VE MESLEĞİNİ TEMSİL GÜCÜ -Çorum Örneği-

MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

İletişim, hem güçlerimizin farkında olmak, hem de zayıflıklarımızın üstesinden gelmek demektir.

Temel Kavramlar Bilgi :

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS İslam Tarihi II ILH

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Avrupa İslam Üniversitesi İSLAM ARAŞTIRMALARI. Journal of Islamic Research البحوث االسالمية

MERYEM SURESİNDEKİ MUKATTAA HARFLERİ كهيعص

Ders Adı : DİN PSİKOLOJİSİ Ders No : Teorik : 3 Pratik : 0 Kredi : 3 ECTS : 4. Ders Bilgileri. Ön Koşul Dersleri

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

İLETİŞİM VE İLETİŞİM SÜRECİ PSİKOLOG PSİKOTERAPİST AİLE DANIŞMANI SİBEL CESUR AKYUNAK

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS


Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN OKUMA VE TECVİD IV ILH

HİKMET YURDU Düşünce Yorum Sosyal Bilimler Araştırma Dergisi

Nihat Uzun, Hicrî II. Asırda Siyaset-Tefsir İlişkisi, Pınar Yay., İstanbul, 2011, 302 s.

Etkin Dinleme. Yönetici tarafından yazıldı Salı, 03 Mart :38 - Son Güncelleme Çarşamba, 18 Mart :25. Etkin Dinleme

DİL VE İLETİŞİM. Prof. Dr. V. Doğan GÜNAY

T.C. Hitit Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı W. MONTGOMERY WATT IN VAHİY VE KUR AN ALGISI.

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

İmam Humeyni'nin vasiyetini okurken güzel ve ince bir noktayı gördüm ve o, Hz. Fatıma

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

6. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir;

7.SINIF SEÇMELİ KUR AN-I KERİM DERSİ ETKİNLİK (ÇALIŞMA) KÂĞITLARI (1.ÜNİTE)

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.

HAT SANATINDAN ENSTANTANELER İSMEK HÜSN-İ HAT HOCALARI KARMA SERGİSİ

KUR AN ve SAHÂBE SEMPOZYUMU

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

Kültür Nedir? Dil - Kültür İlişkisi

İslam hukukuna giriş (İLH1008)

İBN RÜŞD DE DİN-FELSEFE İLİŞKİSİ BAĞLAMINDA TE VİL

Dünyanın İşleyişi. Ana Fikir. Oyun aracılığıyla duygu ve düşüncelerimizi ifade eder, yeni anlayışlar ediniriz.

İMAMİYYE NİN İMAMET NAZARİYESİNİN TEŞEKKÜL SÜRECİ Metin BOZAN İSAM Yayınları, İstanbul 2009, 272 s. Harun TÜRKOĞLU

KUREYŞ SÛRESİ Nuzul 21 / Mushaf 106

T.C. ANKARA ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ FELSEFE-DĠN BĠLĠMLERĠ (DĠN EĞĠTĠMĠ) ANABĠLĠM DALI

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS. Tefsir II ILH

Etkili Konuşmanın Özellikleri

İDV ÖZEL BİLKENT ORTAOKULU SINIFLARINA KONTENJAN DAHİLİNDE ÖĞRENCİ ALINACAKTIR.

II.Ünite: KLASİK MANTIK (ARİSTO MANTIĞI)

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

kişinin örgütte kendini anlamlandırmasına fırsat veren ve onun inanış, düşünüş ve davranış biçimini belirleyen normlar ve değerler

Başkent Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü. Doç. Dr. S. EKER

Tel: / e-posta:

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

HADİS TARİHİ VE USULÜ (İLH1007)

KELAM DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

Metin Edebi Metin nedir?

Dilin Tanımı DİLİN TANIMI, ÖZELLİKLERİ / DİL-MİLLET İLİŞKİSİ

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

Türk Toplumunda Adlar ve Soyadları (Sosyo-Kültürel ve Dilbilimsel Bir Yaklaşım) 1

T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ GÖNEN MESLEK YÜKSEKOKULU TURİZM VE OTELCİLİK BÖLÜMÜ İNANÇ TURİZMİ

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

İletişimin Sınıflandırılması

İlmihal 1 Siyer 1 Ahlak 1 İlmihal 2 Siyer 2 Ahlak 2 İlmihal 3 Siyer 3 Ahlak 3 İlmihal 1 Siyer 1 Ahlak 1 İlmihal 2 Siyer 2 Ahlak 2 İlmihal 2 Siyer 3

Transkript:

T.C. KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ ĐMAM ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ TEMEL ĐSLAM BĐLĐMLERĐ ANABĐLĐMDALI KUR AN DA SALÂT KAVRAMININ SEMANTĐK TAHLĐLĐ YÜKSEK LĐSANS TEZĐ KAHRAMANMARAŞ EYLÜL 2008

T.C. KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ ĐMAM ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ TEMEL ĐSLAM BĐLĐMLERĐ ANABĐLĐMDALI KUR AN DA SALÂT KAVRAMININ SEMANTĐK TAHLĐLĐ Danışman: Doç. Dr. Zekeriya PAK Ahmet GENÇ YÜKSEK LĐSANS TEZĐ KAHRAMANMARAŞ EYLÜL 2008

KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ ĐMAM ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ TEMEL ĐSLAM BĐLĐMLERĐ ANABĐLĐM DALI KUR AN DA SALÂT KAVRAMININ SEMANTĐK TAHLĐLĐ Ahmet GENÇ YÜKSEK LĐSANS TEZĐ Kod no: Bu Tez 18.09.2008 Tarihinde aşağıdaki Jüri Üyeleri Tarafından Oy Birliği ile kabul edilmiştir. Doç. Dr. Zekeriya PAK Prof. Dr. M. Kemal ATĐK Doç. Dr. M. Ali KĐRMAN DANIŞMAN ÜYE ÜYE Yukarıdaki imzaların adı geçen öğretim üyelerine ait olduğunu onaylarım. Prof. Dr. A. Hamdi AYDIN Enstitü Müdürü Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge, şekil ve fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundaki hükümlere tabidir.

KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ ĐMAM ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ TEMEL ĐSLAM BĐLĐMLERĐ ANABĐLĐM DALI ÖZET YÜKSEK LĐSANS TEZĐ KUR AN DA SALÂT KAVRAMININ SEMANTĐK TAHLĐLĐ Ahmet GENÇ DANIŞMAN: Doç. Dr. Zekeriya PAK Yıl: 2008, Sayfa: 60 Jüri: Doç. Dr. Zekeriya PAK Prof. Dr. M. Kemal ATĐK Doç. Dr. M. Ali KĐRMAN Dil denen varlık canlı ve devinim özelliğine sahip bir araçtır. Đnsanlık tarihi kadar eski olduğu zannedilen dil olgusu, zamana paralel olarak kendisini iletişim aracı olarak kullanan kimseler ile sürekli bir etkileşim içerisinde olmuştur. Bu etkileşim, bazen lafızları bazen de anlamı etkileyen bir tabiata sahiptir. Dili kullanan kimsenin ontolojik seviyesinin aşkın olması bu noktada bir farklılık getirmemektedir. Çünkü sözün sadır olduğu kaynak kim olursa olsun dil gerçekte sadece insancadır. Ve yaratıcı vahiy gönderirken vahyin anlaşılmasını murat ettiğinden onu insanın konuştuğu dil üzerinden yapacaktır. Kur an-ı Kerim de indiği toplumun dili olan Arapçayı kullanmıştır. Đlahi kelamda kullanılan kelimeler reddedilen bir inanç yapısının kültürel kodlarını taşımaktadır. Vahiy dili kullandığı kelimeleri kendi inanç yapısının semantik alanı içinde yeni bir anlam ile buluşturmuştur. Yukarıdan aşağıya doğru gerçekleşen bu anlam müdahalesi Đslam dininin ilk kısa dönemine aittir. Vahyin Mekke ve Medine olmak üzere iki farklı döneminde kullanılan kelimeler, bu anlam değişiminden etkilenmişlerdir. Kur an aynı lafızlar ve farklı anlamlar ile insanda yeni bir zihinsel yapı inşa etmek istemektedir. Kur an da Mekke ve Medine dönemleri göz ardı edilmeksizin önemli kavramlardan birisi olan salât ın hangi anlamlarda kullanıldığını tespit etmek, ilahi hitabın anlaşılmasına katkıda bulunacaktır. Bu tespit, kavramın metin içi ve metin dışı bağlamını dikkate almak ile mümkün olacaktır. Kelimenin ilk anlamından başlayarak vahiy sürecinde kazanmış olduğu yeni anlamlara geçişinin seyrini bilmek sözden kastedileni anlamamızı sağlayacaktır. Anahtar Kelimeler: Kur an, semantik, salât, anlam, tefsir, odak kelime, anahtar kelime I

DEPARTMENT OF BASIC ISLAMIC SCIENCES INSTITUTE OF SOCIAL SCIENCES UNIVERSITY OF KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ ĐMAM ABSTRACT MA THESIS THE SEMANTĐC THE SEMANTIC ANALYSIS ANALYSIS OF THE OF PRAYER THE CONCEPT SALÂT CONCEPT IN THE HOLY IN THE QUR AN QUR AN Ahmet GENÇ SUPERVISOR: Assoc. Prof. Dr. Zekeriya PAK Year: 2008, Pages: 60 Jury: Assoc. Prof. Dr. Zekeriya PAK Prof. Dr. M. Kemal ATĐK Assoc. Prof. Dr M. Ali KĐRMAN Language is a living mean which has the characteristic of movement. Assumed as old as the history of humankind, language concept has always been in an interaction with the people who use it as a communication device. This interaction has a nature of influencing the words sometimes and the meanings sometimes. The ontological level of the person who use the language does not create a difference at that point. Because no matter which source create and say the word is not important, since the language belongs to human in fact. And when the creator reveal he will reveal with the language spoken by human since he wants to be understood. In Holy Qur an Arabic, the language of the society to which it sent for is used. The words used in theological language includes the cultural codes of the refused belief system. Revelation language collected the words that it use with the semantic field of their own belief system and changed them into new meanings. Performed from up to down this meaning interference belongs to the first era of Islamic religion. In two different era in Mecca and in Medina period the words are affected from this meaning variation. The Holy Qur an aims to build a new mental structure with the same words and different meanings. In Holy Qur an, without ignoring the Mekka and Medina periods to determine the different meanings of one of the most important term the salât will be helpful to in understanding the theological adres. This determination will be possible in condition of giving importance to the textual and social background of the meaning of this term. Beginning from the first usage of the word and by knowing the history of its transition to the gaining the new meanings will be helpfull for us to understand what aimed by this word. Key words: The Qur an, semantic, salât, meaning, interpretation, focus word, key word. II

ĐÇĐNDEKĐLER ÖZET... I ABSTRACT... II ĐÇĐNDEKĐLER... III KISALTMALAR LĐSTESĐ... VI ÇĐZELGELER LĐSTESĐ... VII 1. GĐRĐŞ... 1 1.1. Problem... 1 1.2. Araştırmanın Konusu, Önemi ve Amacı... 2 1.3. Varsayımlar... 3 1.4. Yöntem... 3 1.5. Araştırmanın Kapsam ve Sınırlılıkları... 4 2. ÖNCEKĐ ARAŞTIRMA VE ĐNCELEMELER... 5 3. KAVRAMSAL ÇERÇEVE... 6 4. DĐL- KÜLTÜR ĐLĐŞKĐSĐ VE ĐLETĐŞĐME GENEL BĐR BAKIŞ... 8 4.1. Dilin Tanımı, Mahiyeti ve Kültürle Đlişkisi... 8 4.2. Sözlü Đletişim... 10 5. SALÂT KAVRAMININ SÖZLÜK ANLAMI... 12 6. KUR AN'DA SALÂT KAVRAMI... 15 6.1. Mekkî Ayetlerde Salât Kavramının Đncelenmesi... 15 6.1.1. Salât Kavramının Bağlılıkta Devamlılık Anlamında Kullanımı... 18 6.1.2. Salât Kavramının Müşriklerin Đbadeti Anlamında Kullanımı... 21 6.1.3. Salât Kavramının Bağlanma-Teslim Olma Anlamında Kullanımı... 28 6.1.4 Salât Kavramının Mü minlerin Đbadeti Anlamında Kullanımı... 32 6.1.5. Salât, Đnfak ve Zekât Kavramlarının Semantik Đlişkisi... 36 6.1.6. Salât Kavramı ve Ekame Fiilinin Semantik Đlişkisi... 38 6.1.6.1. Salât Kavramı ve Ekame Fiilinin Devamlılık Anlamında Kullanımı... 39 6.1.6.2. Salât Kavramı ve Ekame Fiilinin Açığa Çıkarmak Anlamında Kullanımı... 39 6.1.6.3. Salât Kavramı ve Ekame Fiilinin Hazırlamak Anlamında Kullanımı... 40 6.1.6.4. Salât Kavramı ve Ekame Fiilinin Eda Etmek Anlamında Kullanımı... 40 6.1.6. 5. Salât Kavramı ve Ekame Fiilinin Çağırmak Anlamında Kullanımı... 41 6.2. Mekkî Ayetlerde Salât Kavramı Tahlilinin Sonucu... 41 6.3. Medenî Sûrelerde Salât Kavramının Tahlili... 42 6.3.1. Salât Kavramının Mü minlerin Đbadeti Anlamında Kullanımı... 42 6.3.2. Salât Kavramının Mağfiret Anlamında Kullanımı... 45 6.3.3. Salât Kavramının Şanını Yüceltme Anlamında Kullanımı... 46 6.3.4. Salât Kavramının Havra Anlamında Kullanımı... 49 6.3.5. Salât Kavramının Dua Anlamında Kullanımı... 50 6.4. Medenî Ayetlerde Salât Kavramı Tahlilinin Sonucu... 51 7. SONUÇ... 53 KAYNAKÇA... 55 ÖZGEÇMĐŞ... 59 III

ÖNSÖZ Sözün anlaşılma çabası, sözün varlığı kadar eskidir. Bu çaba sözün varlığı devam ettikçe de sürecektir. Çünkü sözün var olma gayesi anlaşılmaktır. Kelamın insana ait olması ile aşkın bir varlığa ait olması arasında anlaşılma problemi açısından bir fark yoktur. Çünkü iletiyi alan kimseler, akıl fonksiyonlarını icra etmek bakımından birbirinden farklıdır. Sözü doğru anlamada herkes aynı imkâna sahip değildir. Aynı akli yeterlilik içinde bulunmamaktadır. Đlahi bir söz olan Kur an-ı Kerim de ilk günden itibaren anlaşılmayı gaye edinmiştir. Aşkın olan yaratıcı, insana ait bir araç ile iletişim kurmuştur. Đlk günden itibaren ilahi kelamın insanlar nezdinde anlaşılma problemini ortadan kaldırmak için Hz. Peygamberin açıklayıcı sözleri, davranışları ve onayları devreye girmiştir. Đlk kaynağın, kelamın anlaşılmasına dair katkısı kendi dönemi içinde sorunu büyük ölçüde halletse de sonraki dönemlerde insanın yapısı ve şartların değişmesi, onun anlaşılma imkânlarını kısıtlamıştır. Kaynaktan uzaklaşma anlaşılma sorunlarını arttırırken, anlaşılma gayretlerini de hızlandırmıştır. Kur an ın anlaşılmasının önündeki engelleri bertaraf etmek için bu alanla ilgilenen müstakil bir ilim ortaya çıkmıştır. Adı tefsir olan bu ilmin gayesi Kur an ı açıklamaktır. Tarihi seyir içinde rivayet ve dirayet gibi farklı tefsir ekolleri olsa da tüm bu yaklaşımların temel amacı, ilahi kelamdan kastedileni anlamaktır. Đnsan aklının anlama faaliyeti insan dışı ve insan içi etkiler ile maluldür. Bu etkiler insanın doğru anlamı yakalama çabasını sürekli hale getirmiştir. Bu nedenle müfessirler; anlama çabalarını sadece kendilerinden öncekilerin bir görevi olarak görmemişler, kendi dönemlerinde de anlama faaliyetlerinin olması gerektiğinden hareketle tefsir kitapları yazmışlardır. Đlahi hitap açısından ne lafız ne de mana değişikliği söz konusudur. Vahiy kendine ait metin dışı bağlamı içinde vuku bulmuş artık; lafza anlam katan bu bağlamın da değişme ihtimali söz konusu olamaz. Değişen ise müfessirlerin kendi yaşadıkları döneme ait dilin mahiyetidir. Bu mahiyetin oluşumunu belirleyen insana ait iç ve onu çevreleyen dış bağlamıdır. Đnsan bildiği dilin kavramları ile düşüneceğinden farklı bağlamlara sahip olan sözleri anlama imkânı zorlaşacaktır. Đşte müfessirleri tefsir faaliyetlerine götüren asıl saik de budur. Onlar, elde ettikleri ilmi birikimle sözü kendi dönemlerinde yaşayan kimseler için daha anlaşılır kılmak isterler. Anlama çalışmalarının merkezinde duran önemli objelerden bir tanesi de kelimelerdir. Cümleler, kelimeler ile inşa edilip mesaj gönderilir. Her ne kadar kelime, içinde bulunduğu cümleden bağımsız olarak tam anlaşılamasa da önce kelimenin ne anlama geldiği tespit edilmelidir. Kavram çalışmaları Kur an ın anlaşılmasına katkısı olan bir çalışma türüdür. Tezimiz bir kavramın semantik çalışması niteliğindedir. Kur an da salât kavramının zaman içinde hangi anlamları ile kullanıldığını tespit etmek bu çalışmamızın gayesidir. Kavramın, ayetlerde geçen farklı anlamları semantik bir incelemeye tabi tutulacaktır. Konu ile ilgili müfessirlerin görüşlerinden hareketle klasik sözlüklerden de yardım alarak kavramın serencamını ortaya çıkarmak, tezimizin amacıdır. Çalışmamızın giriş bölümünde genel olarak tezin konusu, amacı, yöntemi ve önemi üzerinde durulmuştur. Daha sonra, konuyla ilgili önceki çalışmalar hakkında kısaca bilgi verilmiştir. Kavramsal çalışma ve dil-kültür ilişkisine genel bir bakış asıl konuya geçişte gerekli görülmüş bölümlerdir. Salât kavramının şiirlerde ve sözlüklerdeki kullanımlarından sonra, Mekke ve Medine ayrımına dikkat ederek IV

ayetlerde onun hangi anlamlarda kullanıldıkları tespit edilmeye çalışılmıştır. Son olarak sonuç bölümü yer almaktadır. Tez aşamasına gelinceye kadar edindiğim birikimde, tez konusunun seçiminde ve tezin hazırlanmasında bana yardımcı olan, çalışmanın her safhasında gerekli yönlendirmeyi yapan danışman hocam Doç. Dr. Zekeriya PAK Bey e teşekkürü bir borç bilirim. Ayrıca tez aşamasında verdiği derslerle teşvik ederek güven veren ve rehberlikle beni destekleyen sayın dekanımız Prof. Dr. M. Kemal ATĐK Bey e ve bu aşamaya gelmemde büyük katkıları olan bütün hocalarıma, yüksek lisans boyunca ders dışı zamanlarda karşılıklı yardımlaştığımız Dr. Ahmet ALABALIK a ve bütün arkadaşlarıma, çalışmalarım esnasında bana destek olan değerli eşime teşekkürü bir borç bilir ve saygılarımı sunarım. Ahmet GENÇ Eylül 2008 V

KISALTMALAR LĐSTESĐ A.Ü.Đ.F.D. : Ankara Üniversitesi Đlahiyat Fakültesi Dergisi A.Ü.Y. : Ankara Üniversitesi Yayınları Bk. : Bakınız Byy. : Basım Yeri Yok C. : Cilt Çev. : Çeviren D.Ü.Đ.F.D. : Dicle Üniversitesi Đlahiyat Fakültesi Dergisi F.Ü.Đ.F.D. : Fırat Üniversitesi Đlahiyat Fakültesi Dergisi G.Ü.Đ.F.D. : Gazi Üniversitesi Đlahiyat Fakültesi Dergisi Haz. : Hazırlayan Hz. : Hazreti M.Ü.Đ.F.V.Y. : Marmara Üniversitesi Đlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları S. : Sayı s. : Sayfa S.D.Ü.Đ.F.V.Y. : Süleyman Demirel Üniversitesi Đlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları ss. : Sayfalar Arası S.Ü.Đ.F. : Selçuk Üniversitesi Đlahiyat Fakültesi Dergisi Tah. : Tahric eden Tak. : Takdim eden Thk. : Tahkîk eden trs. : Tarihsiz vb. : Ve benzeri Yay. : Yayınları Y.Y.Ü.Đ.F.D. : Yüzüncü Yıl Üniversitesi Đlahiyat Fakültesi Dergisi Yyy. : Yayın Yeri Yok VI

ÇĐZELGELER LĐSTESĐ Çizelge 6.1. Salat kavramının semantik gösterimi... 52 VII

GĐRĐŞ 1. GĐRĐŞ Ahmet GENÇ 1.1. Problem Đlahi hitabın doğru anlaşılması meselesi, vahyin nüzulünden itibaren üzerinde sürekli düşünülen bir konudur. Đlk neslin anlama imkânları sözün söylendiği sosyal ortamı yaşamalarından dolayı daha fazladır. Bununla birlikte bu imkânın tamamen sorunsuz olduğunu söylemek de mümkün değildir. Anlama çabası akli yetiye sahip insana düşen bir görevdir. Đnsan aklının icrası ise çok farklı etkilerin altında şekillenmektedir. Bu etkiler metne yaklaşım biçimini öznel hale getirebilmektedir. Anlama faaliyeti, tabiatında sözün öznelleşmesini barındırdığı için mesajın buharlaşma tehlikesi her zaman vardır. Anlamın, anlatılmak istenenden öte, anlaşılan olarak alınması anlama faaliyetinin en önemli problemlerindendir. Ontolojik seviyesi aynı olan insanların öznellik olgusuna bağlı olarak tek metin üzerinde ortak anlamda buluşamamaları, üzerinde durulması gereken bir konudur. Sözün failinin ontolojik seviyesinin aşkın olması da mevzubahis problemi ortadan kaldırmamaktadır. Mesajın anlamını doğru okumak ve Kur an ı anlaşılır kılmak için müfessirler farklı metotlar takip etmişlerdir. Doğru anlamı elde etmenin Müslüman toplumun en temel çabaları arasında olması, ilahi söze dair müstakil bir ilmin teşekkül etmesine sebep olmuştur. Bu ilme, tefsir adı verilmiştir. Đslam tarihi boyunca sayısız tefsir kitapları kaleme alınmış ve sözlü yorumlar yapılmıştır. Đlahi kelamın bir alt yapı olmadan anlaşılabilmesi çoğu zaman mümkün değildir. Kavramlar, anlama ulaşma çabasının ilk basamağını oluşturmaktadır. Kavramı doğru anlamanın önünde tarihin zihnimize yığdığı engeller vardır. Đçinde yaşadığımız şartlar algılama biçimimizi etkilemektedir. Kavramlardaki anlam hareketleri bizi yanıltmaktadır. Aradan uzun yıllar geçtikten sonra farklı bir anlam kazanan kelimeyi metin içinde bu yeni anlamı ile algılamamız doğru anlamın önünde bir engel olarak durmaktadır. Problem tarihi bir sıçrayış gerçekleştirip sözün söylendiği ilk zamana dönebilmektir. Bu ilk anda kelimenin hangi anlamda kullanıldığını tespit etmektir. Kavramı bağlamı ile birlikte ele alabilmektir. Kelamın bir cüz ü olan kelimeler, onu çevreleyen metin ile anlaşılır olma imkânına sahiptir. Sözcüklerin metin içerisinde, sadece sözlük anlamlarına bakılarak anlaşılmaları son derece eksik bir yöntemdir. Sözü çevreleyen unsurlar ışığında anlama faaliyetine girişmek gerekmektedir. Bu nedenle metin, kavramı anlamaya yarayan, kavramın kendisi ile varlık bulduğu bir bağlamdır. Metin dışı sosyal bağlam ise metnin anlaşılmasına yardımcı olan diğer önemli bir husustur. Sözün varlık alanına çıktığı ortamı bilmek, anlama ışık tutacaktır. Göstergelerin zihinlerdeki kavramlara tekâbuliyetinin doğru tespiti, sosyal bağlamın net olarak bilinmesiyle de yakından ilgilidir. Nitekim Kur an nazil olduğu toplumun sosyoekonomik göstergelerini kullanmıştır. Bu göstergeler kendisini kullanan putperest bir toplumun kültürel kodlarını taşımaktadır. Anlamın buharlaşmasına sebep olan öznelliğe düşmeden, nüzul ortamının kültürel kodlarını taşıyan kelimelerin kimliklerini tespit etmek, tefsir ilmi açısından önemli bir sorundur. Çalışmamız; ele alacağımız kavramın dar anlamı ile bulunduğu bölümde, geniş anlamı ile de Kur an ın tümünde metin içi bağlamını ortaya çıkararak doğru anlama ulaşmayı hedeflemektedir. Tezimiz metin dışı sosyal bağlama dikkat ederek kavramın hangi anlama sahip olduğunu semantik bir metot ile gösterecektir. Bu şekilde ilahi hitaptan kastedilen ile anlaşılan şeyin aynı olması hedefi gözetilecektir. Sözden murat edilen ile anlaşılanın örtüşmesi iletinin amacına ulaştığının delilidir. Đlahi 1

GĐRĐŞ 2 Ahmet GENÇ kelam anlaşılmak için gönderilmiştir. O halde insanın bu kelamı anlama imkânı vardır. Çünkü insan anlama imkânına sahip olarak yaratılmıştır. 1.2. Araştırmanın Konusu, Önemi ve Amacı Kur an, kelime hazinesi bakımından oldukça zengindir ve bu kelimeleri bağlamına göre değişik anlamlarda kullanır. Kur an ın kullandığı kelimelerin bir kısmı ondaki düşünce sistemini anlamamızı sağlayacak anahtar kavramlardır. (Izutsu, trsa: 33-46). Bu kelimeleri efradını cami, ağyarını mani bir şekilde kavramak, Allah ın sözünden kastın ne olduğunu da anlamaya önemli bir katkı sağlar. Kur an ın kullandığı anahtar kelimelerden biri kabul edebileceğimiz salât kavramı araştırmamızın temel konusunu teşkil etmektedir. Ancak sadece bununla yetinmeyip salât kavramı ile birlikte, kullanılan bazı anahtar kelimelere de konuyu anlamamıza katkısı olacağı hasebiyle değinmeden geçmeyeceğiz. Salât Kur an ın çokça kullandığı kavramlardan birisidir. Kelimelerin hangi ayetlerde, ne tür anlamlarda, Đslam öncesi Arap şiirinde nasıl kullanıldığı, Mekki ve Medeni surelerde farklı anlamlarda kullanılıp kullanılmadığı araştırmamızın konusu içine girmektedir. Ele aldığımız salât kavramı, sadece kendisinin anlaşılması açısından önemli olmayıp, ilahi kelamın odak kelimelerinden birisi kabul etmekle kitabın anlaşılması açısından da önem arz etmektedir. Kelimeler birbirleri ile bir sistem içinde bulunmaktadır. Bir kelimenin anlamının çözümlenmesi sistemi anlamaya yardımcı olacaktır. Bu çerçevede bir kavram düzeyinde bile olsa Kur an ı anlamaya katkısı olacak bir çalışma içinde bulunmaktayız. Đlahi kelam; harfleri, kelimeleri, dolayısı ile cümleleri itibari ile aşkın bir kaynağın ürünüdür. Đnsanın elinde doğan, büyüyen ve ölen bir dilin ontolojik seviyesi farklı biri tarafından malzeme olarak kullanıldığı sözlü bir formattır. Sınırsız bir gücün, sınırlı varlığa ait, sınırlı bir araçla mükemmel bir sözel tasarım ortaya koyması, üzerinde kelime kelime düşünülmesi gereken bir durumdur. Đlahi kelamdan kastın ne olduğunu anlama yolunda kelime ye ait tahliller, son derece önemlidir. Vahyin nüzul ortamında Allah ın sözleri muhataplarınca sorun olmadan anlaşılabiliyordu. Çünkü onlar söze ait dilsel ve hayata ait sosyal bağlamın içinde yaşıyorlardı. Bu sebeple ilahi kelamın kastının ne olduğunu kolaylıkla anlayabiliyorlardı. Her ne kadar bazı kelimelerin anlaşılması noktasında problemler ortaya çıksa da bunlar önemsiz denecek kadar sınırlı sayıdaydı. Đlk muhatapların Kur an ı nasıl anladıkları önemlidir ve doğru anlam onların anladıklarıdır. Zira yanlış anlasalardı, Özne buna müsaade etmez ve anlaşılanı doğrulamayarak onu yeniden ifade ederdi (Cündioğlu, 1995a: 23). Dilin durağan olmayan yapısı ve nesillerin değişmesine bağlı olarak kaynak ortamdan uzaklaşılmış, vahyin indiği bağlam artık tarihin sayfalarına geçmiştir. Canlı şahitlerin olmadığı, sadece kitaplarla anlam yolculuğuna çıkmak zorunda kalınmıştır. Bu durum Kur an ın anlaşılmasında ciddi zorluklara sebep olmuştur. Bu zorlukları ortadan kaldırmak için; Đslam tarihi Kur an üzerinde devasa bir dil çalışması bırakmıştır. Anlaşılmayı engelleyecek nedenler devam ettiği için, anlaşılma çabaları da her zaman süregelmiştir. Bu günde biz, dili ve zamanı farklı kimseler olarak bu çabaya her zamankinden daha çok muhtacız. Bu çerçevede araştırmamızın amacı; küçük de olsa ilahi kelamın anlaşılmasında kavram düzeyinde bir katkı sağlamaktır. Kur an da çokça kullanılan salât kavramını birbirinden farklı olarak, değişik ayetlerde, hangi anlamlarda kullanıldığını tespit etmektir. Salât kavramının tarihi süreç içinde eğer varsa, anlam değişimini ortaya çıkarmaktır.

GĐRĐŞ 1.3. Varsayımlar Ahmet GENÇ Bilimsel çalışmalarda araştırmacıyı harekete geçiren ve araştırmasına yön veren önemli hususlardan birisi de varsayımlardır. Varsayımlar, önyargı anlamına gelmemektedir. Öngörü diyebileceğimiz varsayımlar, araştırmacının yöntem açısından tutarlılığını göstermektedir. Varsayımlar, bir yerde araştırmacının çıkış merkezini kaybetmemesinin adı sayılabilir. Araştırmanın sonunda, varsayımlar ve sonuçların karşılaştırılmasında, bir uyumun ortaya çıkması araştırmacının başarısını gösterir. Bizim bu hususları göz önünde bulundurarak oluşturduğumuz varsayımların şunlar olduğunu söyleyebiliriz: - Kur an ı anlamada insanlar birbirlerinden farklıdırlar. Onların öznel yaklaşımları anlatılanın anlaşılmasına engel olabilmektedir. - Yaşanan her dönemin kendine ait bir dil yapısı vardır. Dönemin konuşulan dilini anlamak için kelimenin varlık bulduğu ortamı doğru tanımak gerekmektedir. Doğru anlama ulaşmak için değişimin gerçekleştiği bölgede bir tarih sıçrayışı ile kelimenin söylendiği ilk zamana gitmek gerekir. - Kavramlar canlı ve değişken bir özelliğe sahip olan dilin bir üyesi olmaları sebebiyle her zaman lafız ve mana olarak farklılaşma imkânına sahiptir. - Kavramlar kendi semantik alanları içinde o alana özgü bir anlam kazanırlar. Kavramın tahlili bağlı olduğu sisteminden bağımsız olarak yapılamaz. Bir sistemin içinde farklı bölgelerde kullanılan kavram bulunduğu yere göre anlam kazanabilir. - Her kavram kendisinin anlam alanı içinde bulunan, anahtar kelimelerin bilinmesi ile en iyi bir şekilde anlaşılabilir. 1.4. Yöntem Konunun belirlenmesi aşamasında, gerekli kaynakların tespitinde, araştırmaya başlanmasında, bu kaynaklardan bilgilerin derlenmesinde ve incelenmesinde elde edilen bilgilerin bilimsel bir araştırma niteliği taşımasında gerekli metot takip edilmiştir. Çalışmamızda semantik yöntemi kullandık. Kavram tahlili sürecinde ise Đslam öncesi Arap şairlerinin şiirleri Arapça klasik sözlükler, klasik tefsirler, modern tezler ve makaleler faydalandığımız kaynaklardır. Araştırmamızda mezkûr kavramın hicret öncesi ve sonrası nazil olan ayetlerdeki kullanım biçimleri üzerinde durulacaktır. Çünkü kelimeler zaman içerisinde toplumsal şartların etkisi ile farklı anlamlar kazanabilmektedir. Daha önce genel anlamda kullanılmasına rağmen Đslam dininin teşekkülü ile birlikte inanç, hukuk gibi bazı düzenlemelerle beraber salât kavramı özel alanlarda kullanılmıştır. Mesela; namaz anlamında kullanılan salât kelimesinden aslında dua kastedilmiştir. Namaz ibadetinin içermiş olduğu dua olgusundan dolayı zamanla salât kavramı bu ibadetin özel adı olarak kullanılmıştır. Bu nedenle salât deyince sadece namaz anlaşılmaktadır. Yapacağımız çalışmada, Kur an da sıklıkla zikredilen salât kavramının anlam haritası araştırılacak, kavramın kökeni, muhtelif sure ve ayetlerdeki kullanımları semantik açıdan bir incelemeye tabi tutulacaktır. Bu bağlamda olmak üzere önce mezkûr kavramın Kur an öncesi ve sonrasında taşıdığı mana veya manalar irdelenerek gerekli tahlil ve değerlendirmeler yapılacaktır. Kavramın tahlili yapılırken, özellikle ayetin siyak ve sibakı içinde, sözlük anlamlarının dışında kazandığı manalar yakalanmaya çalışılacaktır. Bu şekilde Kur an ın kendine has üslûp çerçevesinde kavramın büründüğü yeni anlamlar varsa ortaya çıkarılmaya çalışılacaktır. 3

GĐRĐŞ Ahmet GENÇ Salât Kur an da daha çok sistematik bir ibadet olan namaz anlamında kullanılmaktadır. Bunun yanında dua ve istiğfar etmek, rahmet, bağışlamak ve havra anlamları da ayetlerde geçmektedir. Salât en çok namaz anlamında kullanılmasına rağmen konuyu ele alışımız temelde namaz ekseninde olmayacaktır ancak mezkûr kavramın bir anlamının da namaz olması dolayısıyla bu ibadete çalışmamızda yer verilecektir. Araştırmamanın yöntemi linguistik (dilbilimsel-semantik) analiz yöntemidir. Bu yöntemin kavram tahlili çalışmamızda bize daha çok yardımcı olduğunu düşünmekteyiz. Amaç Kur an ın kendisini ifade etmesini sağlamaya çalışmaktır. Kendi dilinin tüm kitaba yayılan anlam özelliğinden hareketle kavramı tahlile çalışmaktır. Çalışmanın konusu Kur an da Salât Kavramının Semantik Tahlili olarak belirlenmiştir. Çalışma, bölümlere ayrılmıştır. Gerekli görüldüğü ölçüde başlık ve alt başlıklar oluşturularak konu, detaylı bir biçimde incelenmeye çalışılmıştır. Kavram etrafında ortaya çıkan problemler, bilimsel veriler ile çözülmeye çalışılmıştır. 1.5. Araştırmanın Kapsam ve Sınırlılıkları Herhangi bir bilimsel araştırma faaliyet alanını belirlerken kapsamını ve sınırlarını da tayin etmesi gerekir. Araştırmanın amacının gerçekleşmesi için konunun kapsamında nelerin olduğu ve nelerle sınırlı olduğunu da belirlemek şarttır. Sınırları belli olmayan bir çalışmanın sona ermesi ve bu sondan sağlıklı bir çıkarım elde etmek de mümkün olmaz. Neyin ele alınacağı bilinmeden araştırmanın nasıl yapılacağı da tespit edilemez. Tezimizin benzer sorunlarla karşılaşmaması için kapsamı belirlenmiştir. Araştırmamız Kur an ın anlaşılması noktasında semantik yöntemi, önemli bir kavram olan salât üzerinde uygulamaktır. Bu şekilde bir kavramın anlam veya anlamlarını açığa çıkarmaktır. Araştırmada konunun kapsam ve sınırlarının tespit edilmesi, amaçlarının net bir şekilde belirlenmesi ve bu amaçlara bağlı olarak takip edilecek yönteme karar verilmesi önemli bir mesafe kat etmek anlamına gelir. Ancak kapsam ve sınırların belirlenmesinin tezin hazırlanma aşamasında sorunları tamamen ortadan kaldırdığını söyleyemeyiz. Konunun araştırılması esnasında odak kelime olarak kabul edebileceğimiz kavramın anlam alanına giren kelimelerin sınırlandırılması bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır. Anlam alanı içinde kabul ettiğimiz kelimelerden hangisi ile sınırlandırma yapacağımız karar vermemiz gereken bir durumdur. Bu kelimeler ile ilgili bir sınırlandırma yapmamamız halinde araştırmanın sonuca ulaşma imkânı da olmayacaktır. Konunun kapsamına giren salât kavramının geçmiş olduğu tüm ayeti kerimelerdir. Aynı anlama gelen kullanımlar üzerinde o anlam çerçevesinde ayetleri ele alacağız. Farklı kök harflerine sahip olan s-l-y ilgi alanımızın dışındadır. 4

ÖNCEKĐ ARAŞTIRMA VE ĐNCELEMELER 2. ÖNCEKĐ ARAŞTIRMA VE ĐNCELEMELER Yapılacak olan tüm bilimsel araştırmaların kendinden önceki çalışmalardan müstağni kalması mümkün değildir. Çünkü ilim insanlık tarihinin birikimidir. Söylenecek sözlerin bu birikime dayanması kaçınılmazdır. Esasen araştırma bir yerde gücünü bu birikime dayanmasından alır. Her ne kadar yerle gök arasında söylenmedik söz kalmamıştır dense de zamanın gereğine uygun olarak sözü yeni biçimleri ile tekrar bir araya getirmek bilimsel bir araştırma sanatı olsa gerek. Bizden önce yapılmış çalışmalar yol göstermeleri açısından kendilerinden faydalandığımız kaynaklardır. Semantik tahlil yönteminin modern bir tarzda, Đslami ilimlerde uygulanması, içinde yaşadığımız dönemlere rastlamasından dolayı klasik eserlerde bütünüyle benzer metotlara rastlama imkânımız yoktur. Ancak kısmen de olsa bu yöntemin uygulandığını görmekteyiz. Bununla birlikte klasik eserlerde, gerek tefsirler olsun gerekse Kur an kavramları üzerine yazılmış eserler olsun çokça istifade edebileceğimiz zengin bir kaynak vardır. Günümüzde araştırmamızın konusu ve yöntemi açısından benzerlik gösteren modern çalışmalar da vardır. Elde edebildiğimiz çalışmalar şunlardır. 1. Mehmet Soysaldı ya ait olan Kur an Semantiği Açısından Salât Kavramı isimli makalede kavramın lügat yönü, Kur an öncesi namaz, haniflerde namaz, müşrik Araplarda namaz, Yahudilikte namaz, Kur an da salât kavramı Hıristiyanlıkta namaz ve sonuç bölümlerinden oluşmaktadır (Soysaldı, 1996). 2. Mesut Okumuş un Semantik ve Analitik Açıdan Kur an da Salât Kavramı adlı makalesi ise salât kavramının kökeni ile ilgili görüşler, Kur an sonrası sözlüklerde salât kavramı, Kur an sözlüklerinde salât kavramına yüklenen anlamlar, Kur an da salât kavramının türevleri ve kullanılış biçimleri, Hz Peygambere salâtın mahiyeti, salât kavramı bağlamında Maun Suresi nin yorumu, nüzule yaklaşımın yorum farklılıklarına etkisi ve sonuç bölümlerinden oluşmaktadır (Okumuş, 2004). 3. Esra Gözeler in Sami Dini Geleneğinde Salât, Savm ve Zekât Kavramlarının Semantik Đncelemesi adlı Yüksek Lisans Tezi konumuzla yakından ilgili bir bölüme sahiptir. Gözeler, savm ve zekât bölümlerinin dışında tezimizi ilgilendiren alanda salât kavramının etimolojik yapısı, isim ve fiil şeklinde kullanılışı, Sami vahiy geleneğinde salât kavramı, kavramın dua, din, havra ve namaz kılmak anlamında ki kullanımlarını ele almıştır (Gözeler, 2005). 4. Recep Toraman a ait olan Kur an da Salât Kavramı Đsimli Yüksek Lisans Tezinde çalışma daha çok namaz ibadeti çerçevesinde ele alınmıştır (Toraman, 2005). 5. Yaşar Doğru ya ait olan Kur an da Salât Kavramı isimli Yüksek Lisans Tezi ise yine ağırlıklı olarak namaz ibadeti etrafında şekillenmiştir (Doğru, 2004). Kur an da Salât Kavramının Semantik Tahlili adlı tez çalışmamız ise salât kavramını odak kavram kabul edip onu çevreleyen olumlu veya olumsuz anahtar kelimelerin ışığında salât kavramının anlamı elde edilmeye çalışılmıştır. Salât kavramının anahtar kelimeleri olan kavramların Kur an ın başka yerlerinde hangi anlamlarda kullanıldığı tespite çalışılmıştır. Böylece salât kavramının Kur an da başka kavramlar ile oluşturduğu semantik bir alan yakalanmaya çalışılmıştır ki bu da çalışmamızı diğerlerinden ayıran bir özellik olmaktadır. Yine mezkûr kavramın anlamlarının tespiti esnasında Đslamiyet öncesi, Mekke ve Medine dönemi ayrımlarına tabi tutulması bir diğer farklılıktır. 5

KAVRAMSAL ÇERÇEVE 3. KAVRAMSAL ÇERÇEVE Konuyu ele alırken bir takım kavramları kullanacağız. Bunlar konumuzun anlaşılması açısından önem taşımaktadır. Bu nedenle salât kavramını ele alırken kullandığımız bu kavramları kısaca ele alıp açıklayacağız. Semantik: Yapacağımız çalışma aslında bir semantik alan çalışması olduğundan kısaca semantik hakkında bilgi vermek yerinde olacaktır. Grekçe sémantikésémantikos dan gelen semantik kelimesi anlam veren, anlam belirten demektir. Semiologie tabiri de anlam bilimi ne karşılık kullanılmaktadır. Arapça karşılığı Đlmu l-ma na dır. Semantiğin birçok çeşitleri vardır: Analitique (çözümlü), structurale (yapısal), synchronique (çağdaş), diachronique (tarihi) vs. Anlam ile kelimesini, kelime ile obje ilişkilerini, anlam değişikliklerini, kavram kargaşalığını, eş anlamlı, çok anlamlı kelimeleri ve onların yapısını vs. inceleyen bir bilim dalı olan semantiğin varlığı, dillerin çıkışı kadar eskidir ama bir bilim dalı olarak kuruluşu yenidir. Kısaca semantik bir bilim dalı olduğu kadar kavram kargaşasını önlemede, doğru anlamı bulmada bir metottur (Yakıt, 2003: 49 56). Diğer bir ifadeyle semantik: Bir dilin temelini oluşturan kelimeleri ayrıntılı bir şekilde tahlil ederek anlamlarını doğru bir şekilde anlama çabasıdır. Semantikte asıl olan kelimenin bozulmamış esas kök manasını, bu kök manayı tespit edebilmek için de sabırla anlam analizi yapmaya devam etmektir. Semantik esasında geniş kapsamlı bir bilimdir (Gezgin, 2002: 107). Kısacası semantik: Mana ile ilgilenen kapsamlı bir bilimdir. Manası olan her şey semantiğin konusu olabilir (Izutsu, trsa: 16). Çalışmamızda salât kavramının Kur an da geçtiği yerlerde hangi anlamlarda kullanıldığını doğru tespit etmek için semantiği bir metot olarak kabul edip kullanacağız. Semantik Alan: Çeşitli kelimelerin anlam ilişkilerinden doğan alana denir. Bu alanda kelimeler bir düzen içerisinde birbirine bağlıdır. Her semantik alan mahiyet itibariyle bağımsız bir mana alanını temsil eder (Izutsu, trsa:36). Konumuz olan salât kavramı da, anlam ilişkisi içerisinde olduğu diğer kavramlarla bir semantik alan oluşturmakta ve Kur an içindeki anlamını bu alan içinde kazanmaktadır. Anlam Daralması: Bir göstergenin gösterilen yönü eskiye göre daralır ancak bir başka deyişle sözcük eskiden anlattığı nesnenin bir bölümünü bir türünü anlatır duruma gelirse buna anlam daralması adı verilir (Aksan, 2000: III, 213). Salât kavramı zamanla Đslami bilimlerden olan fıkhın terminolojisinde sadece namaz anlamında kullanılmıştır. Bu sözlük anlamlarını saf dışı ettiği için bu alan itibariyle anlam daralması olmuştur. Esas Mana ve Đzafi Mana: Her kelimenin kendine özgü bir manası vardır ki biz o kelimeyi bulunduğu münasebet sistemi dışında da mütalaa etsek kelime yine o manayı taşır. Örneğin: Kitap kelimesi gerek Kur an da gerek Kur an dışında olsun daima aynı şeyi ifade eder. Konuşma dilinde kitap denince her zaman aynı şey anlaşılır. Đşte kelimenin bu sürekli manasına esas mana diyoruz. Fakat kelimenin manası bundan ibaret değildir. Đkinci bir mana daha var. Kur an içinde kitap dini bir kutsallıkla çevrili önemli bir mana kazanır. Çünkü kelime tanrısal vahiy fikrine yakından bağlıdır. Đşte bundan ötürü basit kitap kelimesi özel sistem içerisinde yer alınca sistemin diğer düşünce ve kanaatleri ile irtibat kurar onlardan yeni elemanlar alır. Çoğunlukla yeni elemanlar kelimeyi öyle etkiler ki onun asıl manasını kökünden değiştirir. Böylece kitap kelimesi Đslam düşünce sisteminde 6

KAVRAMSAL ÇERÇEVE Allah, vahiy, tenzil, nebi ve ehli kitap kelimeleriyle yakından ilişki kurar. Bundan dolayı Kur an da bu kelime geçince ilgili bulunduğu diğer kelimeler ile münasebet içinde anlaşılmalıdır. Bu bağlılık kitap kelimesine özel çok karışık bir semantik anlam verir. Eğer kelime bu sistemin dışında olsa katiyen bu manayı taşımaz. Şuraya da işaret edilmelidir ki kelime Kur an da olduğu sürece bu anlam kitabın manasının bir kısmıdır ve bu mana kelimenin esas manasından çok daha önemlidir. Đşte kelimenin kökünden gelmeyen fakat içinde bulunduğu münasebet sisteminden doğan bu manaya izafi mana denir. Böylece: a. Kitap kelimesi kendi başına bildiğimiz basit anlamı ifade eder b. Aynı kelime vahiy alanında Kur an demektir. Yani esas mana kelimenin her zaman taşıdığı asıl mana, izafi mana ise içinde bulunduğu özel sistemden, bu sistemdeki diğer kelimelerle olan münasebetinden kazandığı özel manadır (Izutsu, trsa: 26-27). Esas mana temel anlam olarak da isimlendirilir (Aksan, 2000: III, 180). Salât kavramının da bir temel anlamı bir de içinde bulunduğu semantik alana göre değişkenlik arz edebilen izafi anlamları söz konusu olabilecektir. Kavram: Kavram dünyadaki nesnelerin ortak niteliklerine dayanan dile özgü bir genelleme bir soyutlamadır. Ağaç, bitki, hayvan, çiçek, memeli gibi (Aksan, 2000: III, 151). Anahtar Kelime: Kur an ın dünya görüşünün teşekkülünde önemli rol oynayan kelimelere denir. Allah, Đslam, Đman, Kâfir, Nebi ve Resul kelimeleri gibi (Izutsu, trsa: 33). Salât da Kur an da yer alan önemli bir anahtar kelime olarak kabul edilebilir. Salât kelimesinin çalışmamız esnasında odak kelime kabul edilmesine bağlı olarak onu çevreleyen zekât ve ekame gibi kavramlar da anahtar kelimeler olarak ele alınacaktır. Odak Kelime: Odak kelime, bir dil sistemi içerisinde özel bir alanın temel taşı kabul edilen kelimedir. Odak kelime bize büyük bir sistem içerisinde bulunan özel bağımsız bir alanı gösterir. Odak kelime bir temel taştır ki bir alan içerisinde bulunan özel bir gurup anahtar kelime onun vasıtasıyla diğerlerinden ayrılır. Bu birçok anahtar kelimeden meydana gelen bir bölümün önemli bir kavram merkezidir. Bütün anahtar kelimeler önemlidir. Bunların hepsi de odak kelime için aday olmaya ve sistemin gerçek odak kelimesi kabul edilmeye müsaittir. Eğer kelime bir semantik alanda odak kelime kabul edilmişse bu kelimenin başka alan veya alanlarda normal bir kelime kabul edilmesine engel olmaz. Bir alanın odak kelimesi başka bir alanın normal anahtar kelimesi olabildiği gibi bir alanda normal anahtar kelime olan bir sözcükte, başka bir alanda odak kelime olarak karşımıza çıkabilir. Keza bazı kelimelerde iki veya üç alanda sadece anahtar kelime olur. Örnek Allah kelimesi bazen odak kelime olur bazen de imanın objesi olması durumunda anahtar kelime olur (Izutsu, trsa: 38). Đşte bu çalışmamızda da salât kavramı, odak kelime olarak belirlenmiştir. Gösterge: Gösterenle gösterilenin birlikte oluşturduğu birimdir. Dil bir göstergeler dizinidir (Sağır, 1993: 23). Çalışmamızın temel göstergesi salât kavramıdır. Bağlam: Bir gösterge öteki öğelerle birlikte ve onlarla bütünleşerek onların da yardımı ile bir kavramı yansıtır. Göstergelerin bağlı bulunduğu bu öğelerin oluşturduğu bütüne bağlam denir (Aksan, 2000: III, 200). Salât kavramını incelerken diğer göstergeler ile oluşturduğu bütün içinde anlamı yakalamaya çalışacağız. Metin dışı unsurları da salât kavramının bağlamı olarak dikkate almaya çalışacağız. 7

DĐL- KÜLTÜR ĐLĐŞKĐSĐ VE ĐLETĐŞĐME GENEL BĐR BAKIŞ 4. DĐL- KÜLTÜR ĐLĐŞKĐSĐ VE ĐLETĐŞĐME GENEL BĐR BAKIŞ Dil insana has bir olgudur. Dili insan üretmiştir. Dil insanın anlam yüklemesi ile hayat bulur. Đnsan, iletişimini kendi yaratılış imkânları içerisinde sağlar. Kur an, Arapça olarak insanın anlayabileceği bir dilde inmiştir (Bk. 2/13; 26/192-199; 12/1-2; 39/28; 41/44; 42/7; 42/2; 43/3; 46/13; 16/103; 13/37). Salât kavramı Arap dilinin bir öğesidir. Arap dili de Arap kültürünün yoğurduğu bir iletişim aracıdır. Dolayısıyla salât kavramı Arap kültürünün etkisi ile bir anlama kavuşmuştur. Her kavram bağlı olduğu kültürün niteliğinin bilinmesi ile doğru anlaşılabilir. Đnsan yapısı girift ilişkiler ağı ile kaplı, gizemli bir özelliğe sahiptir. Đnsan zihni belli bir dizgeyi oluşturmak, bunu ifade etmek için birçok işlemler yapma becerisini çok kısa bir zamanda gösterir. Söylenen her bir kelimenin kastının, muhatap tarafından anlaşılabilmesi için birçok farklı bağlamın bilinmesi gerekir. Dilin kullanıldığı günlük zaman dilimlerinde bile aynı sözcükler farklı anlamlar ifade edebilir. Đnsanın o gün yaşadığı sosyal hadiseler onun algılamalarını etkileyebilir ve dile her zamankinden farklı anlam yükleyebilir. Salât kavramının Kur an daki anlamlarını araştırırken vahiy döneminin kültürünü dikkate alacağız. Bu nedenle dil-kültür ilişkisine değinmeyi gerekli gördük. 4.1. Dilin Tanımı, Mahiyeti ve Kültürle Đlişkisi Dil, düşünce duygu ve isteklerin, bir toplumda ses ve anlam yönünden ortak olan öğeler ve kurallardan yararlanılarak başkalarına aktarılmasını sağlayan, çok yönlü, çok gelişmiş bir dizgedir (Aksan, 2000: III, 55). Dil, canlı bir varlıktır. Onun canlılığı işitildiği her bir anda değişik bir kavram ile zihinlerimizde şekillenir. Dil içerisinde kullanılan bir sözcük, bir bütünün parçası olarak anlam ifade eder. Ait olduğu dilin semantik alanından koparıldığı zaman doğru anlamı anlaşılamaz. Sözcükler söz ün bütünden koparılıp tek başlarına bırakıldıklarında, varlıkla ilişkileri kesilir ve anlam Đçerikleri ni kaybederler. Sözcük, anlamını (delaletini) sözün bütünlüğü içerisinde kesinleştirir, kesinliğini içine dâhil olduğu bütün den (dizge den) alır. Nasıl ki doğa da hiçbir nesne kendi başına değilse doğa nın bütünlüğünden kopuk var olmazsa, sözcüklerde söz ün bütünü dışında kendi başlarına var olamazlar (Cündioğlu, 1995a: 72). Dile gelenden doğru anlama ulaşmak ise ayrı bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun için birçok hususa dikkat etmek zorunludur. Öncelikle kullanılan dilin hangi kültürün kodlarını taşıdığını bilmek gerekir. Kelimeler kendi kültürleri içerisinde özgün anlamlara sahiptirler. (Arapçada dil ile kültür ilişkisi için bak. Izutsu, 1984b.: 20). Đslam dan önceki dönemlerde Arap şairleri memleketin âlimi tarihçisi, kâhini, sihirbazı, ırz hamisi olup iktidarları herkesten üstündü (Esad, 1983: 210). Cahiliye döneminin ünlü Arap şairlerinden Đmru l Kays (ö. 526), Tarafe (ö.564), Züheyr b. Ebî Sülmâ (ö.609), Lebîd (ö.661) ve Antere (ö.600) gibi şairlerin şiirlerinde yaşadıkları asrın kültürlerini yansıtan unsurlar görülmektedir. Mesela, cahiliye döneminde Lat, Menat, Uzza ve Yeuk gibi putların ismi ön plana çıkarken bir tek Allah a ibadete çağıran Đslam kültürünün yayılmasına paralel tevhit ile ilgili unsurlar görülmeye başlanmıştır (Gezgin, 2002: 22). Dil ile kültür arasında sıkı bir bağ vardır. Dil kültürün bir çeşit aynası hatta temel unsuru olarak görülmüştür (Kaplan, 1993: 139). 8

DĐL- KÜLTÜR ĐLĐŞKĐSĐ VE ĐLETĐŞĐME GENEL BĐR BAKIŞ 9 Bir toplumun içli dışlı olduğu bir nesne o dili konuşan bir toplumun kültüründe değişik durumlarını ifade etmek için farklı ve çok sayıda kelimeler üretilir. Örneğin kar ile çok sık karşı karşıya gelen Moğollarda bu nesne için kullanılan yüzlerce isim vardır aynı şekilde devenin hayatlarının bir parçası olduğu Araplarda bu hayvan için yüzlerce isim üretmişlerdir. Dolayısıyla bir nesnenin herhangi bir dilde birden fazla isme sahip olması o dilin zenginliğinden ziyade o nesnenin o kültürdeki kullanımı ile paralel bir durumdur (Şirin, 2005: 9-10, 126-130). Dildeki kelimelerin değişmesi zaman zaman çok hızlı bir şekilde gerçekleşmektedir. Bu konu da Türkiye ilginç bir örnek teşkil eder. Mesela 50 yıl önce gazetelerin kullandığı dil ile bu gün gazetelerin kullandığı dil arasında önemli farklar vardır. Bu sektörde bazı kelimelerin ölümüne karşılık yeni bir takım sözcükler ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu durum halkın günlük konuşma dilinde de kendini göstermektedir. Tarih aralığını yüzyıla çıkarmamız halinde mevzu bahis durumun daha keskin bir grafik çizeceğini göreceğiz. Aynı şekil de dilin değişimine paralel olarak toplumun kültür yapısında da değişiklikler olmaktadır. Kılık kıyafetten insanlar arası ilişki biçimine kadar önemli farklılıklar göze çarpmaktadır. Bu durum bize dil ile kültürün et ile kemik gibi birbirine bitişik olduğunu göstermektedir. Kur an öncesi Arap dilinin, yukarıdaki örneğe benzer biçimde değişiminin çok keskin olma imkânına sahip olduğunu zannetmiyoruz. Çünkü Arap yarımadasında yaşayan Araplar dönemin Đran, Bizans, Hint ve Yunan gibi önemli kültür merkezlerinin etkisinden uzak bir şekilde yaşıyorlardı. Her ne kadar Şam ve Yemen e doğru ticari yolculuklar yapılsa da bunun dilde devrim niteliğinde bir etkisinin olabileceğine ihtimal veremiyoruz. Bu durum onların kültürlerinin ve buna bağlı olarak dillerinin de keskin bir şekilde değişime uğramadan devam ettiğinin işareti sayılabilir. Diğer taraftan Kur an ın gelişi ile birlikte yarımadada yaşayan Arapların kullandıkları kelimelerin anlam dünyasında devrim niteliğinde değişimler olmuştur. Kur an da aynı kelimeleri kullanmasına rağmen onları yeni bir kavram sistemi içerisinde kullanmıştır (Izutsu, trsa.: 17). Bu mana değişikliği Arapların dünya ve insanlık görüşlerini temelinden etkilemiştir. Bu değişiklik bazen detaylarda bazen de kelimelerin manasında esaslı bir şekilde olur (Izutsu, trsa.: 19). Kur an kendine has semantik bir alan oluşturma yolunda Bir yandan mevcut dilin kendisine sunduğu ifade imkânının sınırları içerisinde şekillenirken, diğer yandan kullandığı birçok kelimenin anlam içeriğine farklı bir boyut kazandırarak dili şekillendirmiştir (Pak, 2005: 114). Kur an ın semantik sistemi içerisinde temel kavramlar vardır. Allah kavramı merkezi bir özelliğe sahiptir. Arap cahiliyyesinde de bir tür Allah inancı vardı. Göğü ve yeri yaratan bir tanrı inancı vardı. Bu çok tanrılı sistemde Allah tanrıların başıydı. Öteki tanrıları da bu üstün tanrı ile insanlar arasında aracı sayıyorlardı. Onların tanrılar arasındaki bu hiyerarşik inancı Kur an da şöyle ifade edilir. Biz onlara sadece bizi Allaha yaklaştırmaları için tapıyoruz (Zümer 39/2). Burada anlatılmak istenen tanrıların şefaatidir (Izutsu, trsa.: 20). Zamanın ya da kelimenin kırılma noktasında, anlam üzerinde gerçekleşen bu çift yönlü değişim, değerlerin dile, dilin değerlere olan etkisini açık şekilde göstermektedir. Ayetlerin nazil olmasından önce, toplumdaki mevcut olan ilah telakkisi Allah kavramına kendine has bir anlam yüklemişti. Ancak Arapçaya ilahi müdahalenin ardından Allah kavramı tevhit ile özdeşleşmiştir. Bu üst kavram ışığında Đslam ın diğer kavramları da Allah merkezli bir mana atmosferine girmiştir. Toplumların inanç yapıları kültürün en temel belirleyici güçlerindendir. Dolayısıyla inancın etkisinde bir kültür, kültürün etkisinde bir dil olgusu ile karşı karşıyayız. Diğer bir ifade ile toplumun dini niteliği dil yapısını etkilemektedir.

DĐL- KÜLTÜR ĐLĐŞKĐSĐ VE ĐLETĐŞĐME GENEL BĐR BAKIŞ 10 Kelimelere verilen anlamların bu temel niteliklerin ışığında anlaşılması daha uygundur. Bu çerçevede Kur an'ın dünya görüşü temelde theocentric tir; yani varlık merkezinde Allah vardır. Allah imajı kitabın tümüne nüfuz etmiştir ve hiçbir şey O nun bilgisini ve takdirini aşmaz. Semantik olarak bu, şu demektir: Genel olarak Kur an daki hiçbir ana kavram kolaylıkla Allah kavramından bağımsız olarak var olamaz (Izutsu, trsa: 20). Kur an daki salât, inancın temel kavramı olan ve yeni toplumun kültürüne en belirgin rengi veren Allah kavramı göz ardı edilerek anlaşılamaz. Yine cahiliye döneminin kültürünü ve buna bağlı olarak da dilini anlamak için inanç yapısını bilmek gerekmektedir. Cahiliyyenin dünya görüşü homocentiric (insan merkezli) idi. Buna göre Đnsan kabilesi için yaşar ve onun varlığı ile hayat bulan bir varlıktır. Her ne kadar cin, melek ve Allah gibi soyut telakkilere sahip olsalar da bu durum onların hayatlarında çok önemli bir yer işgal etmiyordu (Izutsu, trsa: 94). Tasarımlarını kendilerinin yapmış olduğu putları, sahip oldukları dünya görüşünün tecessüm etmiş şekli olarak anlayabiliriz. Kendilerine sunulan bir dinin müntesipleri değil, ihdas edenlerin kendileri olduğu bir inanç biçiminin mensuplarıdır. Bu durum onların tutarsızlıklarını ve değerlerine olan bağlılıklarını etkiliyordu. Mesela: Bir putperest babasının intikamı için çekmiş olduğu fal oklarından arzu ettiği oklar çıkmayınca putlara küfredip ondan yüz çevirebilmektedir (Çağatay,1989:111). Ölümden sonraki hayat konusu onların algılama kapasitelerinin üzerinde olduğu için insanın amellerinin değerlendirilmesi de zihinlerini meşgul etmemiştir (Đnayetullah, 1990:I,157). Salât kavramını anlamaya çalışırken müşriklerin bu inanç yapılarını dikkate alacağız. 4.2. Sözlü Đletişim Kur an ın nazil olduğu dönemde Araplarda sözlü kültür hâkimdi. Sözlü kültürün iletişim biçimi de sözlü olmaktadır. Sözlü iletişimin yapısı kendine ait bazı özellikler taşımaktadır. Kur an yazılı değil sözlü bir metin olarak gelmiştir. Salât kavramını ele alırken onun sözlü formatın bir parçası olduğunu ihmal etmemek gerekir. Bu yaklaşım biçimi doğru anlamı elde etmede daha etkili olacaktır. Bu nedenle sözlü iletişimin tabiatına kısaca değinmeyi uygun gördük. Sözlü iletişim anlamı doğru iletmede sahip olduğu özellikleri ile en etkili yöntem diyebiliriz. Mesela: Đnsanın insana ait sözlü bir iletisinde anlamı doğru iletmeye katkısı olan şu unsurlar bulunabilir. Ses tonu, mimikler, jest, beden dili, kılık kıyafet vb. Ayrıca canlı, birebir gerçekleşen bir ileti de sözün söylenmesi esnasında söze verilen önem, duygu değeri gibi bazı soyut durumlar da gerçekleşir (Bk. Pak, 2005: 11-17). Vahyin sözlü olarak elçinin kalbine yerleşmesi, bu formatın tüm detayları ile yerleştirilmesi, ilahi kelamın anlaşılması açısından oldukça önemlidir. Sözün yazıya aktarılması aşamasında sözlü iletişime ait yukarıda sayılan bazı özellikler kaybolmaktadır. Bu durum anlaşılma sorunlarını da beraberinde getirmektedir. Sözün ilk açığa çıktığı zamandan sonra gelenler onu anlamak için daha çok çalışmaları gerekir. Bunun diğer ifadesi, metnin asıl kaynağından uzaklaştıkça okumaların öznelliğinin artmasıdır. Öznelliğin fazlalığı, metnin anlatılmak istenen anlamını perdeler. Okuyucunun öznelliğini aşması önemli imkânlara sahip olmasını gerektirmektedir. Sözlü iletişim bir taraftan söz söyleme diğer taraftan söylenen sözü anlama eylemlerine dayalı bir iletişim türüdür. Diğer bir ifadeyle sözlü iletişimin olduğu yerde konuşma vardır. Konuşma ise konuşanın karşısında onunla aynı ontolojik düzlemi paylaşan bir dinleyicinin varlığını gerektirir. Allah ile insan arasında sözlü bir konuşmanın gerçekleşmesi beşeri iletişimin temel kıstasları açısından mümkün değil ise

DĐL- KÜLTÜR ĐLĐŞKĐSĐ VE ĐLETĐŞĐME GENEL BĐR BAKIŞ de vakıa olarak Allah insana hitap etmiş ve onun gönderdiği mesaj dil aracılığı ile insana ulaşmıştır. Nitekim ilahi mesaj farklı toplumlara farklı dillerde ulaştığı gibi (Đbrahim 14/4), Kur an da ilk muhatap kitlesinin dili olan Arapça ile (Yusuf 12/2; Taha 20/113; eş-şuara 26/195; ez-zümer 39/28; eş-şura 42/17; ez-zuhruf 43/3; el-ahkaf 46/12) nazil olmuş ilahi bir söz dür. Đlahi kelam peygambere lafız ve mana olarak gelmiştir (Doğru, 2004:7). O nun söz oluşu değişik ayetlerde kavl ve hadis ( Bk. 73/5; 23/68; 69/40, 81; 86/13; 18/6; 39/23; 68/44) kelimeleri ile ifade edilir (Pak, 2005: 50-52). 11

SALÂT KAVRAMININ SÖZLÜK ANLAMI 5. SALÂT KAVRAMININ SÖZLÜK ANLAMI Salât kelimesinin kök harfleri s-l-v dir. Bu kökten türeyen kelime ve fiillerin anlamları ve kullanım biçimleri salât kavramının anlamını ortaya çıkarmada bize önemli ipuçları verecektir. Sözlüklerden elde edeceğimiz anlamların yanında Arap şiirinden de örnekler vermeye çalışacağız. Đslami ilimlerde yapılan dil çalışmalarında, kelimeye ait anlamın kadim şekline ulaşmak için Đslam öncesi Arap şiirine başvurmak önemli bir metot olarak kullanılmaktadır. Bu şekilde bilinebilecek en eski mana yakalanmış olacaktır. Kelimenin, hangi anlam dünyasından hareketle bir serencam yaşadığı ortaya çıkacaktır. Kelimenin, sonradan kazandığı yeni anlamlarının, bir açıdan tespit edilen ilk anlamı ile bağlantısının olduğu görülecektir. Bu da kelimenin okunduğu tarihteki anlamını anlamaya yardımcı olacaktır. Biz de aynı yöntemi takip ederek cahiliyye dönemi diye isimlendirilen vahiy öncesi devirde Arap şairlerin kelimeyi kendi şiirlerinde nasıl kullandığına dair örnekler vermeye çalışacağız. Henüz Kur an ın semantik alanı içerisinde kavramsallaşma sürecine girmemiş salât kelimesinin, putperest kültür içerisinde, hangi anlamda kullanıldığını da görmüş olacağız. es-sala sırtın ortası demektir. Đnsanların ve dört ayaklıların sırtlarının الصلا ortasına denir (Halil b. Ahmet, trs.: VII,153). Kelimenin kök anlamlarından birisi olarak sırtın ortası anlamını kabul edebiliriz. Bir at önden giden atı takip ederse صلى sallâ denir. صلى sallâ dan türetilmiş musallî kelimesi yarışta ikinci gelen anlamında kullanılmaktadır. Đkinci gelen مصلى ata öndeki atın arkasına başı yakın olduğu için جاء مصليا cae musalliyen denir (Halil b. Ahmet, trs.: VII,153). Buna göre yarışta önde giden atı takip eden ata musalli denir. Arkadan giden demektir (Dilalî, 1985: 48). Dilalî, Divanu l-hamase den naklen konumuzla ilgili aşağıdaki beyti aktarır. Şiirde önden giden atlıya sabik, arkasından gelene ise Musalli denmektedir. Çünkü arkadan gelen önden gidenin uyluklarını takip etmektedir. ان تبتدر غاية يوما لمكرمة تلق السوابق منا والمصلينا Bir gün ödül kazanmayı gaye edinirsen, birinci ve ikincimize yetişirsin (Dilalî, 1985: 182). Kelimenin bu kök anlamı ile sonradan oluşan izafi anlamları arasında şöyle bir bağ olduğu düşünülebilir. Kavramın izafi anlamlarından birisi namazdır. Namazda imamı takip eden cemaat vardır. Cemaatin namazda imamın arkasındaki duruşlarında kök anlamına benzer bir durum söz konusu edilebilir. Burada imam musalli değil mi? diye bir soru akla gelebilir. Đmamı da izafi anlamda Hz. Peygamberin (s) arkasında onu takip eden musalli olarak kabul edebiliriz. Ezherî nin, (h.v.370) salât kavramına tercihen verdiği anlamlardan birisi bağlılıkta devamlı olmaktır (el-ezherî, 2001: VI, 166). es-sala atın kuyruk sokumunun sağ ve sol taraflarıdır. Bu الصلا isimlendirme salvan şeklinde gelir (ez-zebidî, 1994: IX,606). Salât kavramı ve Salla صلى fiili dua anlamında kullanılmıştır. es-sicistanî, Kur an daki garip kelimeleri aldığı kitabında Tevbe Sûresi 103. ayetin dua anlamında خ ذ م ن أ م و ال ه م ص د ق ة ت ط هر ه م و ت ز آيه م ب ه ا و ص ل ع ل ي ه م إ ن ص ل ات ك س ك ن ل ه م olduğunu söyler olursun. Onların mallarından sadaka al, bununla onları temizlemiş و ال له س م يع ع ل يم Onlara dua et. Doğrusu, senin duan, onlar için bir sükûnet ve huzurdur. Allah işitendir bilendir (es-sicistanî, 1995). Ahmet el-ezherî ise salât kavramının bereket ve hayır için dua anlamına geldiğini belirtir (el-ezherî, VI, 165-167). 12