SÖYLEfi. AVRUPA B RL UYUM SÜREC NDE TÜRK YE DE ENERJ ve ÇEVRE POL T KALARI



Benzer belgeler
Dikkat! ABD Enerji de Yeni Oyun Kuruyor!

3. SALON PARALEL OTURUM XII SORULAR VE CEVAPLAR

YENİLENEBİLİR ENERJİDE EĞİTİM

Mehmet TOMBAKO LU* * Hacettepe Üniversitesi, Nükleer Enerji Mühendisli i Bölümü

KÖMÜRÜN GÖRÜNÜMÜ, Mehmet GÜLER Maden Mühendisleri Odas Yönetim Kurulu Üyesi

ÇEVRE ve ORMAN BAKANLIĞI ĞİŞİKLİĞİ

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz?

EVOK Güvenlik in hedefi daima bu kalite ve standartlarda hizmet sunmakt r. Hasan ERDEM R. Mustafa AL KOÇ. Yönetim Kurulu Baflkan.

ç kar lmas için çal flt klar n ifade eden Türk, Her geliflinizde Baflkent OSB nin sürekli de iflti ini göreceksiniz dedi.

Jeotermal Enerjiden Elektrik Enerjisi Üretimi

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ

MESLEK MENSUBU KURUMLAfiMA PROJES YOL HAR TASI

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası

Gürcan Banger Enerji Forumu 10 Mart 2007

ÜN TE V SOSYAL TUR ZM

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL

Türkiye Odalar ve Borsalar Birli i. 3. Ödemeler Dengesi

H. Atilla ÖZGENER* Afla daki ikinci tabloda ise Türkiye elektrik üretiminde yerli kaynakl ve ithal kaynakl üretim yüzdeleri sunulmufltur.

CO RAFYA SICAKLIK. Kavram Dersaneleri 6. ÖRNEK 1 : Afla daki haritada, Türkiye de y ll k günefllenme sürelerinin da l fl gösterilmifltir.

Bodrum da hafriyat atıkları geri kazanım tesisi hizmete başladı

ÖZEL BÖLÜM I KOJENERASYON. TÜRKOTED İltekno Topkapı Endüstri ST ELEKTRİK-ENERJİ I NİSAN 2016

Yerli kaynak aramalarına ayrılan pay 12 kat arttı

2007 YILI VE ÖNCES TAR H BASKILI HAYVANCILIK B LG S DERS K TABINA L fik N DO RU YANLIfi CETVEL

Mercedes-Benz Orijinal Ya lar

KÜRESEL ISINMA, MEDYA ve ENERJİ POLİTİKALARI. Özgür Gürbüz İklim Değişikliği İçin Sivil Toplum Kuruluşları Adana Buluşması 20 Aralık 2006

İÇİNDEKİLER. Çevre Eğitiminin Günümüzde Değişen Yüzü: Sürdürülebilir Yaşam Eğitimi

önce çocuklar Türkiye için Önce Çocuklar önemlidir

KULLANILMIfi B NEK OTOMOB L TESL MLER N N KDV KANUNU KARfiISINDAK DURUMU

SERA GAZI EMİSYONLARI Ahmet Cangüzel Taner Fizik Yüksek Mühendisi Türkiye Atom Enerjisi Kurumu ( acant@taek.gov.tr )

ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

BYazan: SEMA ERDO AN. ABD ve Avrupa Standartlar nda Fact-Jacie Akreditasyon Belgesi. Baflkent Üniversitesi nden Bir lk Daha

Kap y açt m. Karfl daireye tafl nan güleç yüzlü Selma Teyze yi gördüm.

C. MADDEN N ÖLÇÜLEB L R ÖZELL KLER

DR. NA L YILMAZ. Kastamonulular Örne i

Ders 3: SORUN ANAL Z. Sorun analizi nedir? Sorun analizinin yöntemi. Sorun analizinin ana ad mlar. Sorun A ac

1 Ekim 2008 sabah tüm sabah kamuoyunda ad na Sosyal Güvenlik Reformu

Yay n No : 1610 Hukuk Dizisi : Bas - Ekim 2005

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

MALAT SANAY N N TEMEL GÖSTERGELER AÇISINDAN YAPISAL ANAL Z

Aile flirketleri, kararlar nda daha subjektif

Çeviren: Dr. Almagül sina

Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar

Çeyrek Finansal Sonuçlar. Konsolide Olmayan Veriler

İKİNCİ BÖLÜM EKONOMİYE GÜVEN VE BEKLENTİLER ANKETİ

T.C. ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI. TÜRKİYE NİN EN TEMİZ KENTİ PROJESİ İLE İLGİLİ USUL ve ESASLAR

Yrd. Doç. Dr. Olcay Bige AŞKUN. İşletme Yönetimi Öğretim ve Eğitiminde Örnek Olaylar ile Yazınsal Kurguları

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.

Dünyaya barış ve refah taşıyor, zorlukları azimle aşıyoruz

Esneklik Düzenekleri

dan flman teslim ald evraklar inceledikten sonra nsan Kaynaklar Müdürlü ü/birimine gönderir.

Matematikte sonsuz bir s fatt r, bir ad de ildir. Nas l sonlu bir s fatsa, matematikte kullan lan sonsuz da bir s fatt r. Sonsuz, sonlunun karfl t d

TÜRK YE B L MSEL VE TEKNOLOJ K ARAfiTIRMA KURUMU DESTEK PROGRAMLARI BAfiKANLIKLARI KURULUfi, GÖREV, YETK VE ÇALIfiMA ESASLARINA L fik N YÖNETMEL K (*)

Uluslararas De erleme K lavuz Notu No. 13 Mülklerin Vergilendirilmesi için Toplu De erleme

Hiçbir zaman Ara s ra Her zaman

Cumhuriyet Halk Partisi

YATIRIM ND R M HAKKINDAK ANAYASA MAHKEMES KARARININ DE ERLEND R LMES

2007 Finansal Sonuçlar. Konsolide Olmayan Veriler (BDDK)

T ürk Gelir Vergisi Sisteminde, menkul sermaye iratlar n n ve özellikle de

KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK VE ÖNEMİ ÇEVRE VE İŞ SAĞLIĞI GÜVENLİĞİ İLE İLİŞKİSİ. Gürbüz YILMAZ Makina Mühendisi A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı

Bilge Özgener* stanbul Teknik Üniversitesi, Enerji Enstitüsü, Nükleer Araflt rmalar Anabilim Dal

BODRUM'A LELEG YOLU YAPILIYOR

A N A L Z. Seçim Öncesinde Verilerle Türkiye Ekonomisi 2:

Beynimizi Nas l De ifltiriyor? Çeviri: DEN Z BENER

Yerli otomobil hedefi

Umman Tarihinin Dönüm Noktalar

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır.

Ekonomi Alan ndaki Uygulamalar ve Geliflmeler 2

İşte Eşitlik Platformu tanıtıldı

performansi_olcmek 8/25/10 4:36 PM Page 1 Performans Ölçmek

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.11 De erlemelerin Gözden Geçirilmesi

6 MADDE VE ÖZELL KLER

TÜRKİYE DE HASTANEDE YATAN HASTALARIN AKILCI İLAÇ KULLANIMINA YÖNELİK BİLGİ VE DAVRANIŞLARINI DEĞERLENDİRME ÇALIŞMASI

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

SÜRES NASIL HESAP ED MEL D R?

DEVLET KATKI SİSTEMİ Devlet katkısı nedir? Devlet katkısı başlangıç tarihi nedir? Devlet katkısından kimler faydalanabilir?

ANKARA ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ

Mesle imizin ve hukuk devletinin teminat olan genç avukatlara arma and r. stanbul Barosu SEM Yürütme Kurulu

MESLEK ÖRGÜTLÜLÜ ÜMÜZDE 20 YILI GER DE BIRAKIRKEN

Zihinden fllem Yapal m, Yuvarlayal m, Tahmin Edelim

Uygulama Önerisi : ç Denetim Yöneticisi- Hiyerarflik liflkiler

BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu

Akreditasyon Çal malar nda Temel Problemler ve Organizasyonel Bazda Çözüm Önerileri

ın Kısa süre içinde çıkacak mesajını verdiği karar Bakanlar Kurulu ndan geçti ve Resmi Gazete

MURAT YÜKSEL. FEM N ST HUKUK KURAMI VE FEM N ST DÜfiÜNCE TEOR LER

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü :18

Basit Elektrik Devresi FEN VE TEKNOLOJ

TMMOB NfiAAT MÜHEND SLER ODASI ANKARA fiubes. KURULTAY SEKRETERYAS N N AÇ L fl KONUflMAS LKER GÜNDEZ

Kocaeli Üniversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakültesi Ö retim Üyesi. 4. Bas

Sermaye Piyasas nda Uluslararas De erleme Standartlar Hakk nda Tebli (Seri :VIII, No:45)

YARGITAY 2. HUKUK DA RES

Bir Müflterinin Yaflam Boyu De erini Hesaplamak çin Form

United Technologies Corporation. Tedarikçilerden fl Hediyeleri

stanbul Kültür Üniversitesi, Türkiye

Türk İşaret Dili sistemi oluşturuluyor

ENST TÜ SAVAfi VE GREV KLOZLARI (Yard mc tercüme metin) YAT 1/11/85. Bu sigorta ngiliz Yasa ve Uygulamas na ba l d r.

1.500 Ö renciye E itim mkan Sunuyor

Lima Bildirgesi AKADEM K ÖZGÜRLÜK VE YÜKSEK Ö RET M KURUMLARININ ÖZERKL

NİSAN 2013 SAYI:16 ŞEHİRLER ÇOCUKLARIMIZA GÖRE OLSUN

YENİLENEBİLİR ENERJİ VE ENERJİ VERİMLİLİĞİ

KOOPERAT F GENEL KURUL TOPLANTISINA KATILMA VE OY HAKKI BULUNAN K MSELER

Transkript:

TMMOB HAR TA VE KADASTRO MÜHEND SLER ODASI STANBUL fiubes SÖYLEfi AVRUPA B RL UYUM SÜREC NDE TÜRK YE DE ENERJ ve ÇEVRE POL T KALARI Doç. Dr. TANAY SIDKI UYAR Marmara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Ö retim Üyesi Mart / 2007 stanbul

Yay n Ad : Avrupa Birli i Uyum Sürecinde Türkiye de Enerji ve Çevre Politikalar Editörler : Tanay S dk Uyar,.Timur Akçal Yay na Haz rlayan :.Timur Akçal Kapak Tasar m : Rahmi Yücel Yaflayan ISBN : 978-9944-89-240-7 Genel Bask : Mart 2007, 1000 Adet Yay mlayan : TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odas stanbul fiubesi letiflim : TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odas stanbul fiubesi Büyükdere Caddesi Emek flhan No: 68 Kat:3 Mecidiyeköy-fiiflli/ stanbul Tel: 0212.347 12 45 (3 hat), Faks:0212.347 12 43 www.hkmo.org.tr; e-posta: istanbul@hkmo.org.tr Bask : Yap m Tan t m Bas m Yay n Ltd. fiti., stanbul Kaynak gösterilerek yap lacak k sa al nt lar d fl nda, yay mc n n yaz l izni olmadan hiçbir yolla ço alt lamaz.

Önsöz Bu kitab n özünü teflkil eden konferans izlerken ve kitab yay ma haz rlarken sab rs zd k. Bunun nedeni ülkemizde ve dünyada enerji tercihlerinin küresel felaketler ve savafllarla olan iliflkisi, fazla muhalefet görmeden geçirilen nükleer ve termik güç santrallerinden enerji al m garantisi kanunlar ve konunun yeterince toplumda taraflarca tart fl lmam fl olmas yd. Odam z n yap lmayan ama yap lmas n n zorunlu oldu unu düflündü ü tart flman n yararlanabilece i konu ile ilgili temel bilgileri hem üyelerimize hem de topluma sunmay hedefledik. Kitab n yazar Marmara Üniversitesi nden Tanay S dk Uyar yüksek lisans e itimini nükleer mühendislik alan nda ve doktoras n makine mühendisli i alan nda Türkiye linyitlerinin yeni teknolojilerde de erlendirmesi konusunda yapm fl bir ö retim üyesi olarak bize fosil ve nükleer enerji kullan m n n yeryüzünde neden terk edilmek zorunda oldu unu kan tlar yla birlikte aç kl yor. Tanay S dk Uyar, konferansta bu sorunlar s ralamakla kalm yor ve ülkemiz vatandafllar n n gelecek nesillere ipotek koymamas için enerjinin etkin kullan m n ve do al cevrede enerji üretim teknolojilerinin çözüm oldu unu bir yenilenebilir enerji ve enerji planlama uzman olarak aç kl yor. Enerjinin etkin kullan m ile desteklenen günefl, rüzgar, jeotermal, biokütle ve nehir tipi hidrolik güç santralleri ile Türkiye nin tüm elektrik ve s l enerji gereksinimini karfl layabilece ini ve Türkiye nin petrol ve nükleer savafllarda taraf olmas na gerek olmad n ortaya koyuyor. Yönetim kurulumuz ülkemizin enerji gelece i konusunda yap lan tart flmalara farkl bir çözüm sistemi öneren bu söyleflinin okunmas, toplumda enerji sorunlar ile ilgilenen di er birey ve kurulufl temsilci ve üyeleriyle tart fl lmas umuduyla yay nlamay kararlaflt rm flt r. HKMO stanbul fiubesi Yönetim Kurulu 3

AVRUPA B RL UYUM SÜREC NDE TÜRK YE DE ENERJ ve ÇEVRE POL T KALARI Doç. Dr. TANAY SIDKI UYAR Marmara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Ö retim Üyesi 5 Temmuz 2006 tarihinde TMMOB Harita Ve Kadastro Mühendisleri Odas stanbul fiubesinde gerçeklefltirilen konferans n metnidir. TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odas stanbul fiubesi Büyükdere Caddesi Emek flhan No: 68 Kat:3 Mecidiyeköy-fiiflli/ stanbul Tel: 0212.347 12 45 (3 hat), Faks:0212.347 12 43 www.hkmo.org.tr; e-posta: istanbul@hkmo.org.tr

AVRUPA B RL UYUM SÜREC NDE TÜRK YE DE ENERJ ve ÇEVRE POL T KALARI Doç. Dr. TANAY SIDKI UYAR Elektrik mühendisi olarak mezun olduktan sonra Bo aziçi Üniversitesi'nde Nükleer Mühendislikte yüksek lisans tezimi Türkiye'nin 1976 1996 Döneminde Nükleer Enerji Stratejisi Ne Olsun? konusunda tamamlad m ve tez yöneticim Endüstri Mühendisli i bölüm baflkan idi. O tarihlerde EMO stanbul fiubesinde Oda Müdürü olarak çal flt mdan ülke için neyin iyi oldu unu belirleme kayg s yla bu tez konusu daha cazip gelmiflti. 1980 de nükleer yüksek mühendisi olarak mezun oldum. Ancak 1978 y l ndan bafllayarak Amerika'da nükleer santral ihaleleri iptal edilmeye baflland. Dolay s yla, benim mezun oldu um gün mesle im eskimiflti. O tarihlerde, petrol kriziyle karfl laflan endüstrileflmifl ülkeler gibi, enerjinin etkin kullan m ve yenilenebilir enerji teknolojilerine önem veren TÜB TAK Marmara Bilimsel ve Endüstriyel Araflt rma Enstitüsünde (MBEAE) çal flmaya bafllad m. Enerji planlamas üzerine tezini tamamlam fl bir elektrik mühendisi ve nükleer yüksek mühendisi olarak Türkiye Atom Enerjisi Kurumu bünyesinde çal flmam önerisini kabul etmedim. O tarihlerde MBEAE de dünya ülkelerinin, endüstrileflmifl ülkelerin petrol krizinden sonra yöneldi i öncelikle enerjinin etkin kullan m ve yenilenebilir enerji teknolojileri konusunda Prof. Dr. Eralp Özil in yönetiminde bir proje bafllat lm flt. Bu proje kapsam nda ülkemizin tüm önemli sanayi kentlerinde yaklafl k 300 fabrikada enerjinin etkin kullan m konusunda anketler yapt k. Sanayi tesislerimizde enerjinin gereksiz yere sarf edildi ini gördük. Sanayi kurulufllar nda kullan m gerekli olan düflük s cakl ktaki proses s s n n önemli bir k sm n günefl enerjisinden do rudan sa lamak mümkün. Örne in bir ka t fabrikas nda, ka t hamurunu silindirin üstünde kurutmak için gereken 130 derece s cakl ktaki buhar her sabah do an, her yere eflit olarak ulaflan günefl enerjisinden üretip verebilecek teknoloji dünyada mevcut. MBEAE de bu çal flmalara kat l rken bir yandan Türkiye de rüzgârdan elektrik üretimi projesi çal flmas n bafllatt m, bir yandan da linyit kömüründen kömür-su kar fl mlar elde edip, onlar yeni kömür teknolojisi dedi imiz bas nçl kaplara besleyecek bir doktora çal flmas na bafllad m. Doktoram Y ld z Teknik Üniversitesi Makine Mühendisli i bölümünde 1990 y l nda tamamlad m. O tarihlerde ise Birleflmifl Milletler Çevre Program ve Dünya Meteoroloji Örgütü kararlar ve iflbirli i ile atmosferde iklim de iflikli ine yol açan sera gazlar ve buna neden olan baflta kömür olmak üzere fosil yak tlar n kullan m na s n rlama getirilmesi konuflulmaya baflland. Birleflmifl Milletler Rio Konferans 'nda ise klim De iflikli i Çerçeve Sözleflmesi imzaya aç ld. Böylece ben bir kez daha mesle i gelecek için ümit vermeyen biri konumuna geldim. Anlatt m e itim sürecim nedeniyle kömür ve nükleer enerji konusunda söylediklerim, kendi mesle imle ilgili genel do rular kapsamaktad r. Kendi mesle imle ilgili do rular saklarsam, bu ülkenin yurttafllar n n vergileriyle okumufl, kamuda çal flan bir insan olarak, kendi insanlar m kand r p, savunmas z b rak yorum anlam na gelir. 5

Asl nda her farkl enerji türü için mevcut do rular o enerji türü ile geçimini temin edenlerin öncelikle ulaflmas gereken bilgilerdir. Kömür ile ilgili gerçeklere en çok Maden Mühendisleri Odas 'n n; do algaz ile ilgili ya sat n al ya öde esasl 500 milyar dolarl k do algaz anlaflmalar n n yol açaca zararlar n bilinmesine en çok Makine Mühendisleri Odas 'n n gereksinimi bulunmaktad r. Enerjinin Etkin Kullan m Yasas daha az do algaz ve elektrik kullan m na yol açsa da ilgili meslek odalar taraf ndan savunulmal ve TBMM'den ifllevine uygun olarak ç kar lmas için çal fl lmal d r. Bu yaklafl m ö retim üyelerinin, meslek odalar n n kamu sorumlulu unun bir gere i olarak gerçeklefltirilmelidir. Yap lmas gereken farkl meslek odalar yöneticilerinin veya uzmanlar n n bir araya gelerek ikna ve mutabakat baz nda TMMOB nin ortak görüfllerini oluflturmas ve hayata geçirmesidir. Atmosferin içindeki yaflam hacminin tek enerji kayna olarak günefl Atmosfer içinde yaflam n sürekli olmas n sa layan tek kaynak, her sabah do an günefltir. Günefl fl nlar n n atmosferin içine tafl d s n n bir k sm, bir battaniye halinde dünyay saran sera gazlar n n etkisiyle, atmosferin içinde tutuluyor. Henüz kömür, do algaz ve petrolün atmosfer içinde yak lmas n n oluflturdu u karbondioksit ve di er sera gazlar ndan söz etmiyorum. Örne in, do al yang nlardan ve canl lar n yaflam boyu atmosfere verdi i karbondioksit, pirinç tarlalar ndan ç kan metan benzeri do al süreçler bu battaniyeyi oluflturuyor. Binlerce y ld r bu denge kurulmufl. Ayni denge içinde güneflin verdi i enerjinin yard m ve karbondioksitin kullan m fotosentezle bitkilere, organik canl lara hayat 6

vermektedir. Bunlar n yeralt nda hapsolmas yla fosil yak tlar oluflmaktad r. Fosil yak tlar n da ana kayna, günefl enerjisi ve fotosentez yoluyla hayat bulan ormanlar ve di er canl lard r. Yanarda lar n alt nda kal yor, depremde yerin alt na hapsoluyor, milyonlarca y lda fosillefliyor. Kömür, do algaz ve petrol ortak olarak karbon ve hidrojen içermektedir. Ancak karbon/hidrojen oranlar farkl oldu u için kat, s v veya gaz olarak bulunmaktad r. Seralarda, atmosfer s cakl -5 C iken sera uygun tasar mlanm fl ise, seran n içinde yüksek s cakl klara ulafl labilir. Ayn etki atmosferin içinde görülür. Günefl fl nlar atmosferin içine k sa dalga boyunda girer, yeryüzünden yans d ktan sonra enerjilerinin bir k smi atmosferin içinde tutulur. Hepimizin, 6 milyar kiflinin yaflad, 12 kilometre kal nl nda bir atmosferin d fl nda - 60 C olan s cakl k atmosferin içinde, ortalama 16 C'ye yükselir, Bunu sadece günefl sa lar; bunda ne petrol, ne nükleer, ne de kömürün katk s yoktur. nsanlar n vücut s cakl olan 36,5 C nedeniyle ortam s cakl n n 16 C'nin üstüne ç kar lma ihtiyac vard r. Günümüzde bu teferruat k sm için, kömür, petrol, do algaz, nükleer kullan lmaktad r. Günefl yeryüzünü sürekli s tmaktad r. Ekvatora dikey gelen radyasyon ile s nan ve yükselen havan n yerini, kutuplardan ekvator bölgelerine do ru akan so uk hava almaktad r. Hareket halindeki hava kütlelerinin kinetik enerjisine rüzgâr enerjisi diyoruz. Hava kütlelerinin hareketlenmesi ekvatorla kutuplar aras nda, k talarla okyanuslar aras nda veya sahillerde karayla deniz aras nda gerçekleflir. Daha h zl s nan karalar n üzerindeki havan n yükselmesi sonucu oluflan bofllu a daha so uk bölgeden akan hava rüzgar oluflturmaktad r. Kal nl 12 kilometre olan atmosferin içinde insanlar dahil tüm canl lar hep beraber topra n üstünde atmosferin iki metrelik k sm nda yafl yoruz. Do arken kimseye Nereye do mak istersiniz? diye sorulmuyor. Bir yere do uyoruz; yani birisi Diyarbak r a do uyor, öbürü Gaziantep e do uyor, öbürü Samsun a do uyor, öbürü Londra ya do uyor. Di er canl lardan farkl olarak, bizlerin, insanlar n, farkl yerlere do an, farkl görünümleri olanlara, düflmanca davranmamam z gerekir. Do ada durum biraz daha farkl. Do ada yaflayan her canl, ne zaman yutulacak veya avlanacak diye sürekli tedirgin veya kimi avlay p yutaca n planl yor, do an n dengesi itibar yla, biri gelip, di er canl y yok ediyor; daha çevik olan neslini sürdürüyor, öbürü yok olup gidiyor. Do an n içinde böyle bir yaflam var. Hayvanlar seviyoruz; ama ortada bir de böyle bir gerçek var. nsanlar n biraz daha farkl olmas laz m. Yani farkl yere do mufl insanlar n bir arada yaflamay bilmesi laz m. Bu tür bir arada yaflama kültürünü gelifltirememifl insanlar n hayvanlardan fark yok. Hayvanlar kötülük olsun diye de il do al koflullar nedeniyle aç kal nca yakalad klar n öldürüp yiyorlar. Günümüzde rekabetçi felsefeler ve neo-liberal politikalarla kaba kuvvet ve paran n egemen oldu u bir düzen ve iflleyifl, insanlararas iliflkilere tafl nmaya çal fl l yor. Oysa insanlar birlikte oturup, beraber de erlendirip bu atmosferin içinde, çok k r lgan olan atmosferin içinde bir arada insanca bir yaflam planlamay becerebilmelidir. Oksijeni ve do al kaynaklar belli olan ve giderek nüfusun artt bir atmosferin içinde beraber yaflama kültürü gelifltirilmez ise sonuçta çat flmadan 7

ç kar olan ve geçimini bundan temin eden bir zümre ortaya ç kmaktad r. stanbul'da özel otolara dayal ulafl m k flk rtt n z zaman, bak yorsunuz, 10 milyon araba sat l yor, o kadar lastik sat l yor, yak t tüketiliyor, kanser hastal klar yay l yor ve kanser tedavisi için hastane gerekiyor, ilaç ve tahlil cihaz ithal ediliyor. Bunun yerine Taksim den fiiflli'ye metroyla üç dakikada gelmek mümkün. Aksi takdirde oturup çözümler üretmek derken, çözümsüzlükten medet umanlar ço al yor. nad na oturup, birlikte konuflup, insani özelliklerimizi kullan p, ormanda zaten var olan özellikleri insan yaflam na tafl mamam z laz m. Atmosferin k s tlar nedeniyle do aya uyumlu olmayan insan etkinlikleri bir yere kadar sürdürülebilmekte, do an n kendisini yenilemesine izin verilmedi i zaman do aya uyumlu olmayan etkinliklerin bedelini insanlar, canlar ndan olarak ödemektedir. nsan etkinliklerinin do aya uyumlu olarak sürdürülmesi bir lütuf de il; bizim, insanlar n, atmosferin içinde varl n sürdürebilmesi için bir zorunluluk olarak de erlendirilmelidir. Fosil yak tlar n yeralt nda bulundu u binlerce y ld r kurulmufl dengeye ve atmosferin içindeki yaflam hacmine insan etkinlikleri müdahale etmeye bafllam flt r. Atmosfer içinde yaflam dengesi petrol, do algaz ve kömür, yeralt nda rezerv olarak dururken kurulmufltur. Artan dünya nüfusunun gerek duydu u enerjiyi sa lamak amac yla atmosfer içinde fosil yak tlar kullan larak elektrik üretildi inde, her kilovat saat elektrik bafl na atmosfere kömür için bir kilogram, petrol için 650 gram ve do algaz için 450 gram karbondioksit sal nmaktad r. Atmosferi saran battaniye fosil yak tlar n kullan m sonucu giderek kal nlaflmakta ve atmosferde tutulan s miktar artmakta ve atmosfer d fl na transfer olmas gereken bir miktar s atmosferin içinde tutulmaktad r. E er a açlar kesiyorsan z, atmosferden karbondioksiti alan bir canl y yok ediyorsunuz. Dolay s yla, battaniye kal nlafl yor. Halbuki a açlar, bizlerin verdi i karbondioksiti geri alacak bir mekanizma. Onlar da yafl yor. Bitkilerin yapraklar n n büyüyor olmas, karbondioksit dengesine olumlu etki ediyor. Son yüzy lda bu nedenle atmosferin ortalama s cakl 0.5 0.8 C artm flt r. Bunun do al sonucu olarak da deniz seviyeleri 25 cm yükselmifl ve sel felaketleri artm flt r. Bunlar n hepsi atmosferin içinde yaflamam z için elveriflli koflullar oluflturan bir mekanizman n, battaniye kal nlaflt kça, bizi tehdit eder hale gelmesi sonucudur. Neden tehdit ediyor? Hemen adapte olabilsek, adapte olam yoruz. Salg n hastal klar bafll yor, flok s dalgalar geliyor ve flok s dalgalar na al flk n olmayanlar m z telef olup gidiyor. Kas rga vb olaylar daha s k olarak yaflanmaya baflland. Daha fazla miktarda su atmosferde dolafl ma girdi. Bu battaniyenin kal nlaflmas, atmosferin içindeki buzul kütlelerini çözmeye bafll yor. Kutuplardaki buzullar kopmaya bafll yor. Son bin y lda, 1850 ye gelene kadar sabit olan karbondioksit miktar, son 150 y lda 280 ppmv den 380 e ç k yor. Bu h zla giderse, bu de erin en az 500 e, en fazla da 1000 e ulaflmas bekleniyor. Birleflmifl Milletlerin çabalar ile bu oran 350-400 ppmv da tutulmaya çal fl l yor. 1992 BM klim De iflikli i Çerçeve Sözleflmesi ve 1997 Kyoto Protokolü benzeri anlaflmalar bu yönde at lmaya çal fl lan ad mlard r. 8

Son 150 y lda 0.5-0.8 C artan atmosferin ortalama s cakl n n; e er kömür, do algaz, petrol kullan m ayni h zda sürerse, önümüzdeki yüzy lda 1-5 C artmas, deniz seviyelerinin de 1 metre yükselmesi bekleniyor. Buzlar eriyince daha fazla su dolafl ma giriyor, ya mur ya d nda daha fazla ya mur ya yor, s nd zaman daha fazla su buharlafl yor. Da larda akan su, etraf nda ne varsa götürebiliyor. Bu, salg n hastal klara da neden oluyor. Göç yapan kufllar, varmalar gereken yerden önce dönmeye bafll yorlar. Zamans z dönüfl, telef olmalar na neden oluyor. Bir önceki y lda haf zas nda olan bilgiye göre davran yorlar. Kufl gribi de bunlardan kaynaklanm fl olabilir. Montreal deki son klim De iflikli i Taraflar Toplant s 'nda, iklim de iflikli inin bafllad ifade edildi. Yeni duruma uyum için Dünya Sa l k Örgütü bir aç klama yapt ve belli bir para ay rd. Durum bu ve bu durumun tespit edilmesi için ada devletleri 1979 y l ndan itibaren Birleflmifl Milletlere baflvurdular. 1988 de IPCC (Hükümetler aras klim De iflikli i Paneli) Dünya Meteoroloji Örgütü ve Birleflmifl Milletler Çevre Program taraf ndan bir bilim adamlar ekibi olarak kuruluyor. Yaklafl k iki bin bilim adam bir araya geliyor. IPCC den beklenen iklim de iflikli inin gerçek olup olmad na aç kl k getirilmesi; Nedir bu iklim de iflikli i? Do ru mu, de il mi, bir bak n. diyorlar. 1991 y l nda ilk de erlendirme raporlar n haz rl yorlar. Onun üzerine, Birleflmifl Milletler, 1992 de klim De iflikli i Çerçeve Sözleflmesi'ni imzaya açt. klim De iflikli i Çerçeve Sözleflmesi, dünya ülkelerine böyle bir tehlike var; gelin, birlikte oturup bir de erlendirme yapal m ça r s. Yani size baflta söyledi im ortak insanî özellikleri kullanmaya ça r ; Rio Konferans n n bunu nas l elbirli iyle önleyebiliriz in ça r s. 1992 de imzaya aç lan sözleflmeyi 1994 e gelene kadar yeterli say da ülke imzalad. Türkiye imzalamad tabii. Biz, kalk nmas gereken ülkeyiz, milli kaynaklar m z kullanaca z. Biz fakiriz; onlar çok kirlettiler, biz kirletmedik, bizim daha kirletme hakk m z var gerekçeleri ile ortak de erlendirme toplant lar na kat lmad. Zaman n çevre bakan da Kyoto ya gitti, dönüflte, Biz fakiriz, zenginleflene kadar, Rio ymufl, Kyoto ymufl, onlarla ilgilenmeyece iz diye aç klamalar yapt. IPCC, 1995 te ikinci raporunu haz rlad. 1997 de Kyoto Protokolü imzaya aç ld. Bir araya gelen ülkeler de erlendirmeler yapt lar ve bir dizi karar aç klad lar. O tart flmalara kat lmayan ülkelerin ç karlar n gözetmeyen kararlar ald lar. Bizim yapmam z gereken, bu toplant lara kat l p, terk edilmesi önerilen kömür, do algaz, petrol santrallerinin Kyoto Protokolü'nün yapt r mlar ndan habersiz olan bizim gibi ülkelere transferinin önlenmesini talep etmekti. Endüstrileflmifl ülkeler kendileri emisyonlar n azalt rken, daha yüksek emisyonlu olan teknolojilerini, onu tehdit görmeyen ülkelere aktar yorlar. Bu ise, küreselleflmenin sald r s için elveriflli koflullar oluflturmaktad r. Enerjinin etkin kullan m ve yenilenebilir enerji kaynaklar n n kullan m n parlamento kararlar ile zorunlu hale getiren endüstrileflmifl ülkeler, kendi pazarlar nda standart d fl olan ürünleri ihracat kredileriyle, tahkimle ve hazine garantisiyle, bizim gibi ülkelere aktarmaktad r. hracat kredileri aynen dükkanlarda sat lamayan mallar pazarlamak için aç lan krediler ve kredi kartlar gibidir. Taksitlere bölünerek paras al nan ve 9

sanki ucuzmufl gibi gösterilen ve de ihtiyac m z oldu una ikna edildi imiz, kendi çöplerini pazarlamak için tasar mlanm fl ve uygulamaya konmufltur. Örne in, 1970 lerde sveç te yurttafllar referandumda nükleer santrale hay r dediler, onun üzerine bize nükleer santral kredisi aç ld. Daha sonra sveç'te yurttafllar evet deyince krediyi iptal ettiler. Kredi olmay nca pahal oldu u için endüstrileflmifl ülkelerin müflteri olmad bir çöp teknolojinin ülkemize pazarlanmas önlenmifl oldu. 1994 y l ndan itibaren tüm dünya ülkeleri oturup, Atmosferin yaflam dengesinin bozulmas na karfl nas l önlemler alaca z? diye konuflurken biz, 70 milyon insan olarak bu tart flmalarda temsil edilmedik ve d flar da kald k. Amerika dahil tüm dünya ülke temsilcilerinin bulundu u birlikte de erlendirme toplant lar na biz kat lmad k. Biz, birlikte de erlendirmek istemiyoruz, bizi ilgilendiren bu konuda bildi iniz gibi karar al n dedik. Ülkelerin sera gaz indirim taahhütlerini içeren Kyoto Protokolü, 1997 y l nda Üçüncü Taraflar Konferans 'nda (COP3) imzaya aç ld. IPCC, 2001 de üçüncü raporunu haz rlad. 2002 de yap lan Johannesburg Zirvesi (COP8), Kyoto Protokolü'nün hayata geçmesi için yo un çabalar n harcand bir toplant oldu. Kyoto Protokolü, taraf ülkelerden 2012 y l na kadar kömür, do algaz, petrolden kaynaklanan sera gaz emisyonlar n 1990 seviyelerine göre yüzde 8, yüzde 7, yüzde 6 azaltaca taahhüdünü al yor. Norveç gibi a rl kla hidrolik kullananlara da yüzde 10 artt rma hakk veriliyor. Taraflar Konferanslar 'nda (COP) kararlaflt r l p, mutabakata var lan nokta bu. Buna göre adil, uzmanlar n tamam diyebilece i bir çerçeve oluflturuldu. Bugüne kadar oluflan emisyondan en çok Avrupa Birli i ülkeleri ve ABD sorumlu oldu undan, en yüksek indirim onlar için öngörüldü. Kyoto Protokolü, Rusya n n onaylamas yla 55 ülke ve emisyonlar n yüzde 55 inden sorumlu ülkelerin onaylamas flart sa lanarak yürürlü e girdi. Avustralya, Amerika henüz imzalamasa da, tüm önlemlerini alarak ülkelerini karbonsuzlaflt rmak için çaba sarf etmektedirler. Amerika, 1980 den itibaren 15 bin tane rüzgâr santrali kurdu. Çözümü öncelikle enerjinin etkin kullan m nda gördü.. Petrol krizinden sonra endüstrileflmifl ülkeler hemen enerjinin etkin kullan m na geçtiler; yani buzdolaplar, televizyonlar, ekmek k zartma makineleri ve benzeri 4-10 misli daha az enerji tüketen ürünleri gelifltirdiler. lk tepkileri bu oldu. Daha az enerji tüketip, petrol ve di er fosil yak tlara daha az ba ml olmay zaten planl yorlar ve yürütüyorlar. Bu arada, ABD 1 milyon tane çat y günefl piliyle kaplamaya karar verdi ve biyodizelin yüzde 8 ini bitkilerden üretiyor. Fotosentez ile üretilen tüm bitki art klar ve biyokütleyi de erlendiriyorlar. Amerika, Avustralya, Kanada, bu önlemleri al p, zaten teknolojilerini gelifltirdiler; ama gelifltirdikleri her yeni teknolojiyle, daha az enerji tüketen her ampulle beraber, kendi ülkelerinde standart d fl olan, art k pazar de eri bulunmayan ürünleri baflka ülkelere aktarmaya bafllad lar. Bunlar için ihracat kredileri verip, verirken de tahkim anlaflmas n zorunlu k l p, sorun ç kt nda tüm yurttafllara bedeli paylaflt rmak için hazine garantisini de flart 10

kofltular. Küreselleflmenin böylesine planl bir sald r s kars s nda, küreselleflmeye karfl mücadele, esas itibariyla hepimizin kendi uzmanl k alanlar nda, mahallemize, soka m za, kentimize gelen sald r y alg lay p, onu geri püskürtmemizle baflar ya ulaflacakt r. Aradabir biraraya gelip küreselleflmeye karfl oldu unu söylemek ve toplant ya kat lanlar n say s n n ne kadar çok oldu u ile övünmek yeterli olamamaktad r. Aksine küreselleflmeye karfl mücadele ediyormufl gibi görünmeye yard mc olmaktad r. Bu da küreselleflmenin sald r s n planlayanlar n ve bundan geçimini temin edenlerin ekme ine ya sürmektedir. E er bir ülkenin dükkanlar nda akkor flamanl ampuller sat l yorsa ve hâlâ insanlar 10 misli fazla elektrik enerjisi tüketen 30 y l öncenin ampulünü kullan yorsa, sizin kentinizde bu yap l yorsa, o zaman, siz, küreselleflmeye karfl mücadele etmiyorsunuz demektir. Ülkemiz Avrupa ya en verimli buzdolaplar n üretip ihraç ederken; ülkemizde küreselleflme karfl tlar, ekolojistler, demokratik kitle örgütü yöneticileri Gümrük Birli i Anlaflmas 'yla, Avrupa'n n ve di er endüstrileflmifl ülkelerin standart d fl, art k kullanmad buzdolaplar n n ülkemize ithaline dur demelidir. Enerji Bakanl, bas ndan ö rendi imize göre, 28 tane kömür santralinin lisans n verip ihalesini yap yor. Sugözü termik santralinde Kolombiya dan gelen kömür kullan l yor. Bugün baz meslek odalar ve Enerji Bakanl sözleflmifl gibi büyük hidrolik santralleri ve linyit yakan termik santralleri kural m diyorlar. Bence yanl fl yap yorlar. Bu konuda yeterli bilgiye sahip olmad klar ve küresel geliflmelerden habersiz olduklar kan s nday m. ABD ve Avustralya n n Kyoto Protokolü'nü imzalamamas n n temel nedeni çöp teknolojilerini aktard klar mevcut pazarlar n kaybetmek istememeleridir. Geçti imiz 30 y l boyunca kulland klar kömürün, nükleerin, petrolün ortaya ç kmaya bafllayan toplumsal maliyetlerini kendi yurttafllar na ödettirmek istemediklerinden, bu yükler bizim gibi ülkelere transfer edilene kadar, protokolün uygulanmas n geciktirmek istiyorlar. Ama kendileri, Kyoto Protokolü'nün er geç imzalanaca n bildikleri için, atmosferin içinde baflka türlü bir yaflam olamayaca için, gelecek y llarda karbon vergisi ödememek için tüm önlemlerini al yorlar. Bir milyon çat y günefl piliyle kapl yorlar. Ülkemizde baz kesimler Amerika da imzalam yor, biz de imzalamayal m, flu kömür santrallerini AB'ye girmeden hemen kural m deyip, ihalelerini yap yorlar, ihracat kredileri uluslararas tahkim kapsam nda al nd ndan santral çal flt r lmasa da paras ödeniyor. Mobil fuel oil santralleri gibi zorunlu olarak veya AB müzakere sürecinde temel kirleticiler olarak termik santrallerin kapat lmas gündeme gelince, bu santrallerin yat r m maliyeti karfl lanacak ve üretilmesine izin verilmeyen elektrik enerjisinin bedeli sa lanan al m garantisi nedeniyle sanki üretilmifl gibi yat r mc lara ödenecek. Benzer durumun yafland do algaz sektöründe yap lan uzun vadeli ya sat n al ya öde anlaflmalar nedeniyle 500 milyar dolarl k almad m z do algaz n paras n ödemek zorunda kal yoruz. Rusya 2004 y l nda Kyoto Protokolü'nü onaylad için, ihraç etti i tüm do algaz kaynaktan vergilendirebilecek. Kyoto Protokolü'nü 11

imzalad m, karbon vergisini almak zorunday m diyecek. fiu anda do algaz n birim fiyat 260 dolar olmufl, biz ödeyemiyoruz. Karbon vergisi nedeniyle birim tüketim bafl na 40 dolar daha eklenecek; çünkü devralm fl z. Bu güne kadar gelmifl geçmifl hükümetlerin hepsi, toplam 67 milyar metreküplük do algaz anlaflmas yapm fllar. Bununla hep övündüler; Ziya Aktafl ndan Recai Kutan na kadar, Cumhur Ersümer inden Zeki Ça an na kadar, hepsi daha çok do algaz anlaflmas yapmakla övündüler. Birleflmifl Milletler ve Avrupa Birli i ülkeleri,fosil yak tlara olan ba ml l azaltmak için önlemler al rken, ülkemiz 1990 dan 2003 y l na gelene kadar do algaz al m anlaflmalar, kömür devir anlaflmalar ve petrol boru hatt anlaflmalar gerçeklefltirdi. 1992 den itibaren tüm dünya karbonsuzlaflmaya bafllarken, biz karbonlulaflmaya bafllad k. 1991 2003 aras, ne kadar kömür, do algaz, petrol anlaflmas varsa yapt k, onlar n kendilerinden uzaklaflt rmaya çal flt klar karbon vergisi yükünü, Türkiye Cumhuriyeti vatandafllar n n üzerine ald k. Endüstrileflmifl ülkeler karbonsuzlafl p enerjinin etkin kullan m na geçerken biz, enerjinin etkin kullan m n bir tarafa b rak p, Nas l olsa baflka ülkelerden ucuza al yoruz deyip, araflt rma-gelifltirmeyi de b rakt k. Amerikan Enerji Bakanl, y ll k çal flma program na, baflka ülkelere serbest ticaretin önündeki engellerin temizlenmesi diye madde koymufltur. Nedir bu serbest ticaretin önündeki engellerin temizlenmesi; Tahkim anlaflmas n n geçirilmesi, Dan fltay' n yetkili olmas n n önlenmesi. Bu nedenlerle Enerji Bakanl 'nda avukatlar görevlendirildi ve sonunda uluslararas tahkim kabul edildi. Biz, onlara karfl ç kmaktan öte bir fley yapmad k. Meslek odalar m z yerinde müracaatlar ile yasalar iptal ettiriyor; ama konu yurttafllara yeterince anlat lamad. Bir ülkeye bu kadar kötülük yap lamamal ve yapanlar seçimlerde oy alamamal. Bugün 10 sene öncesinden farkl olarak, Anadolu'nun her yerinde e er birileri ç k p, Niye rüzgar kullanm yoruz? diyorsa, bu, hem meslek odalar m z n, hem çevre kurulufllar m z n, hem ö retim üyesi olarak bizlerin baflar s, bunu topluma anlat r hale geldik, anlatt k. fiu anda, yurttafllar, Niye enerjiyi etkin kullanm yoruz? diye soruyor. Bunun sürdürülmesi ve bilginin yayg nlaflt r lmas gerekiyor. Bizim sadece karfl ç kt m z söylememiz hiçbir fley ifade etmiyor. Karar verici veya konuflturdu u yapay uzmanlar, Kardeflim, ben karfl ç km yorum ve do ru buluyorum diyor. Ben, enerji uzman y m diyor; bilgileri alm fl bir yerden, okuyor orada. Kardeflim, mesle in ne? diyorlar, Gazeteciyim diyor. Öbürü, Ben, bu iflin uzman y m, bunlar anlam yor, bunlar fanatik insanlard r diyor. Baflka bir durum var; bilmedi iniz bir konuyu biliyormufl gibi yapmak. Kâ ttan okudu unuz zaman, bu iflin savunusunu yapam yorsunuz; aksine, yapt n z iflle, kötü iflin yap lmas na yard mc oluyorsunuz. Nükleere karfl y m, kömürü savunuyorum dedi iniz zaman, yurttafl birazc k biliyor kömürün ne oldu unu, sizin nükleer konusunda söylediklerinize de inanm yor. E itim-sen Sinop fiubesi nin öncülü ünde daha önce Ankara'da, stanbul'da, neada da yapt m z gibi enerji konusunda bilgilendirme ve beraber de erlendirme 12

toplant s n yak nda Sinop ta yapaca z. Bir sa l k uzman arkadafl m z, Prof. Dr. Ali Osman Karababa zmir'den, Türkiye Çevre Platformu dönem sekreteri Oktay Demirkan skenderun dan kat lacak. Yaklafl k dört saat, yurttafllarla bilgilendirme ve beraber de erlendirme toplant s yapaca z. Bunu yapt n z zaman, yurttaflla beraber konuflup do ru bilgileri paylaflt n z zaman, yurttafl konuyu içsellefltirdi i zaman, zaten bir daha kimse giremiyor oraya; ama yanl fl bilgilendirme yapt n z zaman da herkes rahatl kla girebiliyor. Do ru bilgilerle donat lm fl yurttafllar, e er bir de birbirleriyle etkileflim içinde iseler onlar yanl fl yönlendirmek mümkün olamamaktad r. Do ru bilgileri yayg nlaflt rd m zda, yurttafl oy verece i siyasi partiyi seçerken de, belediye baflkan n seçerken de bu bilgileri kullanabilmeli. Sadece karfl oldu umuzu söyleyerek ifllevimizi yerine getirmifl, görevimizi yapm fl olam yoruz. Bir defa onu bilmemiz laz m. Yurttafllar n birbiriyle etkileflim içinde olmas da gerekiyor. Birleflmifl Milletler klim De iflikli i Çerçeve Sözleflmesi'ni Türkiye, 2003 e kadar imzalamad. Konu 2003 te TBMM nin ilgili komisyonlar nda konuflulurken, Hocam, bir anlat n, nedir? diye beni ça rd lar. Muhalefet milletvekillerinin, Böyle bir fley imzalarsak, kömürlerimizi kullanamay z benzeri tereddütleri varm fl. Onlara anlatt m: Bununla alakas yoktur; bu, birlikte konuflma anlaflmas d r. E er kat lmazsan z, bizim hakk m zdaki kararlar biz olmadan al rlar. Ayr ca da, bu olsa da, olmasa da, karbonsuzlaflma, ülke ekonomisinin bir ihtiyac d r. Avrupa Birli ine girsek de, girmesek de, bizim rüzgâr m z, güneflimiz, jeotermalimiz, biyokütlemiz, Avrupa'ya göre iki misli fazla. Çok daha az bir bedelle yenilenebilir enerji kullan m na geçebilecekken, yanl fl olan yapmaya ve do ru olan önlemeye çal fl yoruz. Enerjinin Etkin Kullan m Yasas bir y ld r ç km yor. Enerjinin Etkin Kullan m Yasas kimin ifli; bizim iflimiz, yani meslek odalar n n ifli. Do algazda da elektrikte de daha az enerji kullanmak gerekir yasas n kimin savunmas laz m? Akkor filamanl ampulleri de ifltirmek için, tasarruf ampulü üreten bir tesis kurdu unuzda, bu tesis 7,5 milyon YTL. ye mal oluyor. Bu tesiste üretti iniz ampulleri yurttafllara ücretsiz da tt n zda, 4.5 milyar YTL lik bir kömür santralinin yap m ndan kurtuluyorsunuz. Bu kadar net bir çözüm. Halen dükkanlarda verimsiz ampuller her yerde sat l yor. Bunlar pazardan kim toplayacak? Her kullan lan ampul, her yurttafla dört kere daha fazla elektrik faturas getiriyor. Yurttafllar ne kadar çok elektrik tüketirse, santral pazarlay c lar o kadar çok santral yapmaktan söz ediyorlar. Her y l 3 milyar dolarl k santral yat r m laz m diyorlar. Halbuki en az 2 milyar dolarl k tasarruf imkân var. Kabul ettirilmeye çal fl lan senaryo, daha çok enerji tüketimi olacak, daha çok santral anlaflmas yapacaklar, daha çok kömür kullanaca z, daha çok kanser olaca z, daha çok kanser ilac alaca z, daha çok tedavi gerekecek; yani tasar m bunun üzerine kurulmufl. Bizim bir yerden müdahale etmemiz gerekiyorsa, nereden müdahale edece iz? Kendimiz için iyi olan planlayaca z ve kendimiz için iyi olan planlad m z zaman da kötülüklerin ülkemizde dolaflmas n engelleyece iz. 13

Atmosfer içinde fosil yak tlar n yak lmas sonucu sal nan sera gazlar küresel s nma ve iklim de iflikli ine yol aç yor, kutuplardaki buzlar eriyor ve ek su kitleleri serbest dolafl ma girdikçe daha çok sel felaketleri oluyor. Daha önce güvenli olan nehir k y s ndaki evleri su al p götürüyor. Ekolojik denge bozuluyor, New Orleans benzeri felaketler yaflan yor ve bir milyon kifli etkileniyor. Avrupa'da buzul ça na geçilmesinden bahsediliyor. Bütün bu sonuçlar enerji ihtiyac n n yanl fl öngörülmesinden yanl fl enerji ve cevre politikalar ndan kaynaklan yor. Enerjide karar vermeyi enerji-çevre politikalar ba lam nda yeniden tart flmak durumunday z. Enerji ihtiyac n n öngörümü, geçmifl y llardaki enerji tüketimleri üzerinden yap l yor. Geçmifl y llarda kulland m z teknolojiler, Avrupa'da art k kullan lmayan çöp teknolojiler, on misli daha fazla elektrik tüketen tekstil makineleri Avrupa'dan 1986 da bize geldi, tekstil sanayicimiz a r bedeller ödedi. Kurtuluflu, bu ürünleri Türkî cumhuriyetlere göndermekte bulduk. Günümüzde endüstrileflmifl ülkelerde gelifltirilmifl, dünyada mevcut en yeni teknolojiler birim ürün veya hizmet bafl na 4 10 kez daha az enerji tüketmektedir. Kirlili in önlenmesi ve emisyonlar n azalt lmas yönünde tüm dünyada gelifltirilen yeni teknolojiyi dikkate almayan bir enerji ihtiyac belirlemesi yan lt c olmaktad r. Karar vericiler gerçek gereksinimimizin on misli fazlas kadar enerji üretilmesi gerekti ini savunmaktad rlar. Mevcut enerji ve çevre politikalar, Türkiye'nin fosil yak tlara olan mevcut ba ml l n sürdürmeyi esas al yor. Karar verme mekanizmas na gelenlerin, bakanl klarda çal flanlar n kamu için çal flmas laz m. Maafl n vergilerimizden alanlar n yurttafllar için çal flmas gerekir. Kamu üniversitesi hocas olarak buraday m ve sizlerin vergilerinizden ald m maafl n gere i olarak bilgilerimi sizinle paylafl yorum. Bugün kamuda görevli atanm fllar n ço u kömür, do algaz, petrolün ülkemizde daha çok kullan lmas n gerçeklefltirmeye çal fl yorlar. Bakanlar n görevlendirdi i müsteflarlar kendi kadrolar n oluflturuyorlar. Bakan olmadan verilen sözler gere i kamunun gücü ve dokunulmazl kullan larak kararlar al n p uygulan yor. Kamuda çal flan ve ülkesi için en do ru olan yapmak isteyen ama pasif görevlere atanm fl k y da duran kamu personelinden söz etmiyorum. Kamu kurulufllar n n yetkili ve uzmanlar baflka ülkelerin çöplerinin bu ülkeye davet edilmesi ve bu ülkede bu çöplerin ticaretini yapan ifladamlar yla, yurtd fl nda onlar terk edip buraya atmak isteyenlerin köprüsünü kurmamal lar. fiu anda ülkemizde enerji ve cevre alanlar nda yap lan ve yap lamayanlardan Enerji Bakanl 'ndaki ve Çevre Bakanl 'ndaki tüm çal flanlar sorumludur. Çevre Bakan, ülkemizin topraklar na gömülen çöpleri görünce flafl rmak ve cezalar az oldu u için bu çöpler gömülüyor demek yerine bu çöpleri yasalara ayk r olarak gömülmesini önlemeyen ve hatta izin veren yetkilileri sorgulamal d r. Çevre yasas n n öngördü ü cezalar n hemen uygulanmamas bu çöplerin müsait olan yerlere gömülmesine verilen izin ve süre olarak alg lanm fl ve uygulanm flt r. Çöpleri yasa d fl yollarla bertaraf etmek isteyenler, gömme ifllemini bile ucuza getirmek istediklerinden bir k s m çöpler topra n üstünde kalm fl, yeterince gömmemifller. yi saklanm fl olanlar n hemen bulunmas gerekir. 14

Ülkemizde var oldu unu yetkililerin dile getirdi i nükleer yak t hammaddeleri rezervlerini tespit amac yla yap lan taramalarda Çernobil den gelen radyoaktif kirlenmeler tespit edildi. Kazadan hemen sonra yap lmas gereken incelemeler yap lmad ve hatta kirlenmenin oldu u inkar edildi. Çernobil'deki nükleer reaktör patlamas sonras yükselen radyoaktif bulut, rüzgar yönüne göre önce sveç e gidiyor, orada tespit ediliyor, sonra bulut yükselip Anadolu'nun tümünün üzerine çöküyor. Bugün sadece Karadeniz Bölgesi de il sparta dahil tüm Anadolu'da kanser ölümleri yayg nlaflt. Halbuki 200 metreden yap lacak taramalarla tüm radyoaktif serpintilerin tespit edilmesi mümkün iken Anadolu da bu yap lmad. Yap ld ysa da sonuçlar aç klanmad. Bir fley olmad n kan tlamak için kamu görevlisi yetkililer televizyonda çay içtiler. Bu kiflilere güvenilip, bu ülkede nükleer santral nas l çal flt r l r ve güvenli çal flmas denetlenir bu da bir baflka sorun. Fransa Cumhurbaflkan ülkesinde, Türkiye ye Avrupa standartlar na göre daha kirletici yat r mlar yapan ifl adamlar na; Merak etmeyin, Türkiye imtiyazl ortak olacak, Türkiye deki çimento fabrikalar ve demir-çelik tesisleri uzun süre kapat lamayacak diyor. Gümrük Birli i Anlaflmas 'na imza atmakla imtiyazl ortakl kabul etmifl durumday z. Yani flu anda ülkemiz Avrupa Birli i nin içinde bir imtiyazl ortak durumunda. Avrupa Birli i'nin içine girsek mi, girmesek mi? diyenler, d fl nda oldu umuzu varsay yor ve mevcut durumdan memnunlar. Ne derlerse yapal m diyenlerle, Onlar n standartlar na uymayal m; biz, ona karfl y z diyenler asl nda Fransa ve Almanya n n ç karlar na hizmet ediyorlar, onlar n çöplerinin bu ülkeye aktar lmas için altyap oluflturuyorlar. Türkiye ne zaman Avrupa ile uyumlu bir etkileflime girse, standartlar n yükseltmeye bafllasa bu bar fl ortam n ortadan kald racak konular (Ermeni, Kürt, K br s ve di er konular) gündeme getirilmektedir. Türkiye ve Avrupa n n yurttafllar n birbirinden uzak tutacak, insanî özelliklerini kullanacak kadar yak nlaflmalar na izin vermeyecek müdahalelerde bulunuluyor. Avrupa dan Enerjinin Etkin Kullan m Yasas n niye ç kartm yorsunuz? diye bir bask gelmiyor; çünkü enerjinin etkin kullan m yasas ç kt anda, Avrupa'n n standart d fl çöplerini buraya getiremeyecekler. mtiyazl ortakl, Türkiye de hurda demir-çelik tesislerini kuranlar, Kolombiya dan ithal edilen kömürle çal flan termik santralleri Türkiye de kurup çal flt ranlar tercih ediyorlar. Sugözü nde yap lan santral Kolombiya dan 20 30 y l kömür almay taahhüt etmifl ve santralde üretilen elektrik devletin al m garantisi kapsam nda ve sat n al nmak zorunda, elektrik sat n al nmasa da, paras ödeniyor. Rusya ya da kullanmad n z do algaz n paras n ödüyoruz. Enerji politikam z bu esaslarda oluflturulmufl durumda. Gümrük Birli i kapsam nda da, Avrupa'n n her türlü çöpü ülkemize giriyor. Ülkemizde Avrupa standard nda ürün üretip ihraç ederken Avrupa'n n çöplerini almay z diyemiyoruz. Gümrük Birli i izin vermiyor; serbest ticaret olacakm fl. Yani Avrupa'yla iliflkimizin flu anki mevcut durumunun sakatl burada. Dikkat ederseniz, Avrupa Birli ine hay r veya evet gibi bir görüfl belirtmiyorum. Avrupa'n n iki yüzü var. Avrupa Birli i üyesi olan ve olmak isteyenlere belli ortak standartlara ulaflmalar talep ediliyor. Enerjinin etkin kullan m, yenilenebilir enerjiye geçilmesi talep ediliyor. Bizim de üye olup karar verme mekanizmas na girebilmemiz için uymam z gereken standartlar bunlar. Ortak dilek bu. Ama tek tek ülkeler bu ortak dile in gere ini 15

yaparken, yani kendi standartlar n yükseltirken, arta kalan çöplerini, Yunanistan, spanya, Portekiz gibi yeni ülkelere; dahas, Türkiye gibi, standartlar düflük olan ülkelere pazarlay p aktarmaya çal fl yorlar. Avrupa Birli i'nin Gümrük Birli i Anlaflmas 'n n zamans z imzalanm fl olmas bizi bu konuda hedef haline getiriyor. Avrupa Birli i'ne karfl tavr m z, AB ye girmek veya girmemek olarak tan mlanamaz. Gerekirse Gümrük Birli i Anlaflmas iptal edilebilir. Türkiye de bugün tüm sistemi etkileyen iki önemli eksik siyasi partiler kanunu ve seçim kanunudur. Avrupa n n Türkiye den talep etmesi ve kendisini de yeniden gözden geçirmesi gereken öncelikli alan seçim barajlar d r. Türkiye de bugün bu konferans s ras nda dile getirdi im görüflleri TBMM'de ifade edebilecek bir milletvekili yoktur. Bu görüfllere sahip bir yurttafl n görüfllerinin TBMM'de temsil edilmesi için üye oldu u siyasi partinin Türkiye Cumhuriyeti seçmenlerinin %10'unun oyunu almas gerekmektedir. E er seçim barajlar kald r l r ve Türkiye için kal c çözümün enerjinin etkin kullan m ve yenilenebilir enerjiye geçifl oldu u dile getirilirse ve TBMM bunu kabul ederse Avrupa Birli i'ne üye ülkelerden ülkemize yap lan fosil ve nükleer enerji yat r mlar duracakt r. Bu nedenle Avrupa Birli i ni oluflturan ülkelerin yöneticileri Türkiye de seçim sisteminin de iflmesini ve yeni fikirlerin parlamentoda temsil edilerek Türkiye ye çöp teknolojilerin Avrupa Birli i üyesi ülkelerden transferinin durdurulmas n istememektedirler. Baraj n indirilmesi konusunda Türkiye ye srar edilmemesinin bir nedeni de uluslararas iliflki ve ihalelerde muhatap olarak bir koalisyon hükümeti yerine, tek bir kifli ve onun sözünden ç kmamaya söz vermifl dan flman ve milletvekillerini görmek istemeleridir. Avrupa Komisyonu Çevre standartlar n yükseltin, yenilenebilir enerjiye geçin, Siyasi Partiler ve Seçim Yasalar n demokratiklefltirin. gibi taleplere öncelik vermiyor. Siyasi Partiler Kanunu, yurttafllar n üye olup karar verme mekanizmalar na kat labilmesine izin vermiyorsa insanlar gelifltirdikleri düflünceleri TBMM kürsüsüne ulaflt ram yorsa sorunlar n tan mlanmas ve çözümler üretilmesi için çaba sarf etmez. Ülkemizin bugün karfl karfl ya oldu u tüm sorunlar n çözümünü bulacak kapasite Türkiye Cumhuriyeti vatandafllar aras nda mevcuttur. Sorun üretilen çözümlerin TBMM kararlar na yans t lmas n n mümkün olmamas d r. SiyasÎ parti ve seçim kanunu ifllevsiz olunca yurttafllar insanî özelliklerini kullan p, di er yurttafllarla etkileflip vard ortak noktalar üzerine gelece ini belirleyememektedir. Aksine birbiriyle rakip olup, kaba kuvvetin ve paran n egemen oldu u orman kanunlar na göre s naca çarda seçmekte ve kendi taraf n n di er taraflar yenmesini beklemektedir. Böylesi iliflkiler yurttafllar n eflit, özgür ve demokratik bir ülkede bar fl içinde bir arada yaflamas n sa layacak koflullar ortadan kald rmaktad r. Mevcut enerji ve çevre politikalar, fosil ve nükleer yak tlara dayal olarak yürütülmektedir. Gümrük Birli i kapsam nda, Avrupa n n ortak standartlar na uyum sa lamayan tesis ve ürünler, Türkiye ye pazarlanmakta ve iktidarla el ele olan insanlar taraf ndan çimento fabrikalar, hurda demir-çelik tesisleri ve kirli termik santraller Türkiye de kurulmaktad r. 16

Yap lan uzun vadeli al ya da öde esasl do algaz al m anlaflmalar nedeniyle Türkiye kullanmad veya ihtiyac olmayan do algaz n paras n ödüyor. Do algazla elektrik üreten flirketlerden elektrik al nmasa da üretilen elektri in paras ödeniyor. Ancak bu cezan n bütçede görünmemesi için do algaz kullan yoruz gibi yap yoruz. Öncelikle kamunun su santrallerinde elektrik üretimi durduruldu. Sugözü termik santralinin elektri ini alabilmek için Hamitabat Do algaz Santrali zaman zaman durduruluyor. Bu yetmiyormufl gibi, pazarda, olabildi ince daha çok elektrik tüketen buzdolaplar n n sat lmas na ses ç kar lm yor. Daha az elektrik tüketen buzdolab kullan ld nda, ihtiyaç duyulan enerji azal yor ve tahkim anlaflmas gere i, ceza maddesi, yani aç ktan ödedi imiz ceza görünür hâle geliyor. Bunu önlemek için yetkililer, Kifli bafl na ne kadar fazla enerji kullan rsan z, o kadar iyidir. Bu da ülke kalk nmas n n bir ölçüsüdür." diyorlar ve enerjinin daha verimli tüketilmesi gerekti inden hiç söz etmiyorlar. Yap lan anlaflmalarla do algaz n al fl fiyat n petrol fiyat na ba lam fllar. Uzun vadeli anlaflma yapm fl olmam za ra men bugünün piyasa fiyat ndan almak zorunday z. Do algaza sürekli zam yapma zorunlulu u var. Abonelerin yar s do algaz kullanm yorsa; kullananlar n iki misli para ödemesi gerekiyor. Fiyat sabit tutulursa aradaki fark hazineden, bütün yurttafllar n paras ndan ödeniyor. Sonunda sanayici, Bu do algaz çok pahal oldu, ben art k onu kullanmayaca m diyor. Ama onun paras hazineden ödeniyor. Kim veriyor; devlet veriyor. Kimin paras ndan; yurttafllar n paras ndan. Sanayici Ben, bunu kullanmayaca m; bana ucuz bir seçenek getirin diyor. Yap lan yanl fllar n bedelini tüm yurttafllar n ödemesi gerekirken, ifladamlar ödemek istemiyormufl art k. Rekabet yapam yorlarm fl! Kim ödeyecek; hazineden ödenecek. Sanayiciler kendi bafl n n çaresine bak p, daha ucuz bir alternatif olup olmad n araflt r yorlar. Bunlardan biri rüzgâr santralleri; çünkü rüzgâr çok ucuz. fiu anda Band rma da kurulan rüzgâr santralleri, hiçbir destek almadan kuruldu, serbest piyasada elektrik üretece im diye kuruldu. Rüzgara veya ucuz kömüre kaç fl bafllad. Ona kaçacak veya baflka bir fleye kaçacak; ama öbür yük hazinenin üstünde, yurttafl n üstünde, ülkenin üstünde kalacak. Biz, kömür istiyoruz, ucuz enerji istiyoruz diyorlar. Türkiye de henüz toplumsal maliyetler hesaplanmad için kömür ucuz gibi görünüyor. Avrupa'da toplumsal maliyetler hesapland için, çimento üretimi, hurda demir çelik iflleme tesisleri 1993 ten itibaren cevre standartlar düflük tutulan ülkemize tafl nd. nsan sa l na ve do aya verilen tahribat toplumsal maliyet olarak hesaplanmad için, o bedeli do a ödedi i için, insanlar ödedi i için, buradan ucuza çimento yollan yor, çelik yollan yor. Bu üretimlerin neden oldu u toplumsal maliyetler hesaplan p her torba çimentonun veya her ton çeli in fiyat na eklenmesi gerekir. Avrupa dan bu nedenle kaçm flsa, o zaman, o bedeli burada ödemek zorunda. Zaten o bedeli koydu unuz zaman, maliyet artaca ndan yurtd fl ndan yabanc yat r m olarak o çöpler ülkemize gelmez. Türkiye ye Avrupa Birli i nden sa lanan mali destek ve proje yard mlar, Türkiye nin de katk da bulundu u bir havuzdan sa lan yor. Bu kapsamda verilen desteklerin ne için verildi i önem kazan yor. Hollanda dan Türkiye ye asbest yüklü geminin gelmesine izin verip ondan sonra asbestli geminin Türkiye nin standartlar na uygun 17

sökülmesi e itimi için proje verilmesi bir çifte standard sergilemektedir. Biz Türkiye Çevre Platformu bileflenleri olarak Türkiye de hiçbir koflulda asbest sökülmesini istemiyoruz. Bize kimsenin asbestin nas l sökülece ine iliflkin proje deste i vermesini de istemiyoruz. Avrupa fonlar n n Türkiye ye nükleer santrallerin gönderilmesini önlemek için kullan lmas n ve Avrupa daki çevre kurulufllar n n bizimle iflbirli ini ülkelerinin çöplerinin bize aktar lmas n önlemek konusunda yapmalar n bekliyoruz. Bizim nükleer santrale karfl nas l mücadele verilir konusunda bilgi ve deste e ihtiyac m z yok. Biz Türkiye de nükleer santrallerin kurulmamas n istiyoruz. Nükleer santraller kurulduktan sonra, onun etraf nda nas l protesto kampanyas yürütülece i konusunda verilen destek bir yarar sa lam yor. Türkiye Çevre Platformu olarak biz kendi üyelerimizin imkânlar yla Türkiye de nükleer santrallerin kurulmamas için tüm gücümüzle çaba sarf ediyoruz. Bunun için birlikte de erlendirme, karar verme, a halinde çal flma kapasitemizi gelifltiriyoruz. Tek tek muhatap alarak bizi kendilerine ba lamaya dönük proje desteklerine s cak bakm yoruz. Önemli olan yurttafllar m z ve ülkemiz için do ru olan n belirlenmesidir. Baz ifladamlar, AB standard alt ndaki verimsiz teknolojileri ülkemize ithal ediyor. Bu ticareti yapanlar görünüflte Avrupa'ya en karfl olanlar. hraç eden taraf, Siz, Avrupa'ya girmeyin, imtiyazl ortakl k olun diyor, Türkiye den ithal eden de Biz, Avrupa'ya girmeyelim, imtiyazl ortakl k olal m, sizin çöplerinizi ülkemizde satmaya devam edelim diyor. Yaratt klar bir karfl tl kla bir araya gelmek istemediklerini ifade ederek, ama bir araya gelmeden geçimlerini ortak ticaret ile sürdürüyorlar. Böylece küreselleflmenin sald r s n n zeminini oluflturuyorlar. Endüstrileflmifl ülkeler, petrol krizinden hemen sonra, enerjinin etkin kullan m na önem vermek zorunda kald lar ve bu daha az enerji tüketerek daha çok ifl yapan teknolojileri gelifltirdiler. Ülkemizin gümrük mevzuat 10 yafl n alt ndaki ürünlerin ülkemize ithalat na izin veriyor. Üniversiteler ürünlerin 10 yafl n alt nda olup olmad konusunda bilirkiflilik yap yorlar. Bunlar genelde ithal edildi i ülkede tasfiye edilmesi çok masrafl olan çöp niteli inde cihaz ve teknolojiler veya çevre ve sa l k standartlar na uymad için yasaklanan, çok enerji tüketen ürünler olmaktad r. Bazen içinde asbest ve benzeri zehirli malzeme, hurda dolu olan gemiler veya konteynerler gerekirse hediye edilmektedir. Bizim standard m za uygundur gerekçesiyle mesane kanserine neden oldu u belirlenen saç boyalar da ithal edilmifl ülkemize. skenderun Körfezi nde spanya dan gelen ve bat r lan zehirli atik yüklü bir gemi var. Aman, yaklaflmay n yan na; yan na yaklafl rsan z, bu kötülü ü Türkiye'ye kim yapm flsa, ortaya ç kar diye etraf n da sarm fllar; ama gemi orada duruyor ve geriye gitmesin diye bat r lm fl orada. Gemiyi skenderun da bat r yorlar; çünkü onu spanya da bertaraf etmesi 4-5 milyon dolar. Bu konularda Çevre Bakanl olsun, hükümet olsun, muhalefet partileri olsun, sanki anlaflm fllar ve bu gerçekleri görmezden gelip sözbirli i etmiflçesine hiçbir fley yapm yorlar. Onlar anlaflm fllar. Yüzde 10 baraj n oldu u gibi tutaca z diyorlar. stikrardan yanalar. Zannediyorlar ki, insanlar yine gidip kendilerine oy verecekler! Sosyal demokratlar 10 dan fazla parçaya ayr ld, her biri kendi solundakileri arkalar na dizmeye çal fl yor. fiu andaki 18

durum bu. Ben bir sosyal demokrat de ilim. Sosyal demokratlar otursunlar, kendi aralar nda ne yapacaklarsa yaps nlar, birleflsinler ama sosyalistleri serbest b raks nlar. Birbiriyle anlaflamayan sosyal demokratlar n her biri bir parti kuruyor ve sosyalistleri kendisini desteklemeye davet ediyor. Bence sosyalistler de sosyal demokrat partilerin peflini b raks nlar, sosyal demokratlar birleflsin ve daha güçlü olsun. Sosyalistler de birleflsin, bunca y ld r biriktirdikleri devrimci enerjiyi ise koflup eflit, özgür ve demokratik bir ülkede bir arada yaflama mücadelelerini etkin olarak sürdürsünler. Seçim baraj n n kald r lmas n istemeyen iktidar ve muhalefet partilerinin en büyük korkusu bu gidiflata, bu çürümeye karfl yurttafllar n bir araya gelip, kendi iradelerini ortaya koyup, bugüne kadar ödedikleri bedelleri ödemekten vazgeçmesi ve kendi temsilcilerini TBMM ne göndermesidir. Bu sefer yüzde 10 baraj n n da yetmeyece ini biliyorlar. Baraj ellerinden gelse yüzde 20 ye ç karacaklar; fakat yüzde 20 yi biz tutturamazsak ne yapar z? diye düflünüyorlar. Muhalefet partisi kendi içinde aday olacaklara yüzde 20 baraj n uyguluyor. Bas ndan duydu umuza göre mevcut iktidar ve muhalefet anlaflm fl en az iki dönem daha baraj kald rmayacaklarm fl. Siyasi Partiler Yasas 'n da de ifltirmeyeceklerine eminim. Bu arada endüstrileflmifl ülkeler kendi ülkelerindeki çöp teknolojileri bizim ülkemize aktarmak için ihracat kredisi veriyor, tahkimi flart kofluyor. Bir sorun mutlaka ç kacak. Nükleerin çöp oldu unu bilen bir mahkeme yetkili oldu u zaman, nükleer santrali sat n alan suçlu ç kart yor. E er bu ülkenin elektrik flirketi ise, elektrik flirketi do acak bedelleri ödeyemeyece i için, bütün yurttafllara ödettirmek üzere hazine garantisi istiyorlar. Neoliberal politikalar uygulama mekanizmas böyle çal fl yor ve sermayenin küresel sald r s n n dayanaklar oluflturuluyor. Uzun vadeli kömür, do algaz, petrol gibi fosil yak tlara ba ml l k anlaflmalar m z var. Sadece do algaz al m için 500 milyar dolar karfl l 67 milyar metreküp do algaz alma taahhüdü vermifliz. Bu anlaflmalar nedeniyle Avrupa Birli i uyum sürecinin uzamas ve uyum maliyetinin artmas söz konusu. Azerbaycan l bir profesör bize, Azerbaycan da al m öngörülen kadar do algaz bulunmad n söylemiflti. Enerjinin etkin kullan m ve yenilenebilir enerji, as l olarak Avrupa'n n petrol krizinden sonra hemen yöneldi i, teknolojilerini gelifltirdi i bir alan. Türkiye deki konutlarda y lda metrekare bafl na ortalama 300 kwh enerji kullan l yor. Avusturya n n ortalamas, metrekare bafl na 150 kwh. Almanya da yeni yap lan binalarda bu de er 40 kwh e kadar düflürülmüfl, yeni yap lan bir binada, metrekaresi bafl na 40 kwh enerji tüketen binalara ruhsat veriyorlar. Sonuç olarak biz Almanya daki en verimli binalara göre 10 misli daha fazla enerji tüketiyoruz. Refah seviyesinde bir de ifliklik yapmadan, ayn konforla daha az enerji kullanarak ayn iflleri yapmaktan söz ediyoruz; yani lambay söndürmekten filan söz etmiyoruz. Sanayide enerji tüketiminin yüzde 80 oran nda azalt ld uygulamalar var. Daha az elektrik kullanan motorlar gelifltirildi. Avrupa Komisyonu'nun, enerjinin etkin kullan m ve yenilenebilir enerji uzmanlar gruplar her sene toplan yor ve yenilenebilir enerjinin yayg nlaflmas n n önündeki engelleri Avrupa'da nas l ortadan 19