1 Alan Kullanım Değişimlerinin Doğal Karakterli Kıyı Alanları Üzerindeki Etkilerinin Uzaktan Algılama ve CBS Yardımıyla İncelenmesi: Çiğli/İzmir Örneği Hakan Doygun1*, Hakan Oğuz1, Birsen Kesgin Atak2, Engin Nurlu3 1 KSÜ Üniversitesi Orman Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü, Kahramanmaraş Adnan Menderes Üniversitesi Ziraat Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü, Aydın 3 Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü, İzmir 2 ÖZET: Bu çalışma, Çiğli İlçesi nde 1984 ve 2009 yılları arasında meydana gelen alan kullanım değişimlerinin kıyı alanları üzerindeki etkilerinin belirlenmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir. 30 m çözünürlüklü Landsat TM ve ETM görüntüleri kullanılarak gerçekleştirilen çalışmada, değişim analizi Kent, Tarım, Orman, Maki ve otsu, Tuzla, Tuzlu bataklık, Su kütlesi ve Diğer olmak üzere 8 sınıf göz önüne alınarak yapılmıştır. Değişim analizi çalışması, kentsel ve endüstriyel kaynaklı yapılaşma alanlarının 25 yıl içerisinde 10 kat büyüdüğünü göstermiştir. Bununla birlikte, bataklık alanları kurutmak amacıyla yapılan ağaçlandırma çalışmaları nedeniyle ormanlık alanlar da yaklaşık 7 kat genişlemiştir. Yapılaşma, tarım ve ağaçlandırma faaliyetleri ise tuzlu bataklıkların %50 oranında azalmasına neden olmuştur. Elde edilen sonuçlar, araştırma alanında hakim bulunan hassas kıyı ekosistemi özelliklerinin alan kullanım değişimleri nedeniyle bozulma eğiliminde olduğunu göstermektedir. Söz konusu bozulmanın durdurulması ve kıyı ekosisteminin rehabilite edilebilmesi için yapılaşma, ağaçlandırma ve tarımsal faaliyetlerin sınırlandırılması, konut ve endüstri alanlarından kaynaklanan kirlenmenin de durdurulması gerektiği anlaşılmaktadır. Gediz Deltası için yapılan sulak alan yönetim planının takip edilmesi, biyoçeşitlilik envanteri ve izleme çalışmalarının düzenli aralıklarla yapılması, alandaki doğa koruma faaliyetlerinin sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi için yapılması gereken zorunlu çalışmalardır. Anahtar Sözcükler: Kıyı ekosistemleri, Alan kullanım değişimi, Coğrafi bilgi sistemleri, Gediz Deltası, Çiğli Analysing Effects of Land Use Changes on Natural Coastal Areas by Using Remote Sensing and GIS: A Case Study of Çiğli/İzmir ABSTRACT: This study was realized for determining effects of land use changes occured between 1984 and 2009 on the coastal areas of Çiğli district. Change detection analysis was performed considering 8 land use types; Urban, Agriculture, Forest, Maquis and shrubs, Salines, Salt marshes, Wtare bodies and Others, by using 30 m resolution Landsat TM ve ETM images. Change detection analysis studies showed that urban and industrial areas grown up by 10 times during 25 years. At the same time, forest areas increased by 7 times due to afforestation studies performed for draining marshes. Urban infrastructure, agriculture and afforestation studies led to decrease of salt marshes by 50%. The results showed that sensible coastal ecosystem features are tend to be destroyed due to land use changes. It is concluded that urban infrastructure, agriculture and afforestation studies should be curbed, and urban and industrial pollutions should be stopped to prevent the destroying process, and to rehabilitate the ecosystem. Finally, to put into practice the Gediz Delta management plan, and to make the biodiversity inventory and change detection studies periodically are obligatory studies to conduct the nature conservation studies successfully in the study area. Keywords: Coastal ecosystems, Land use change, Geographical information systems, Gediz Delta, Çiğli 1.GİRİŞ Çevresel izleme sonucu elde edilen arazi örtüsü/alan kullanımı özelliklerinin nitelik ve niceliğindeki değişimlere ait veriler, sürdürülebilir alan kullanım hedeflerine ulaşılmasında değerlendirilen önemli araçlardan birisidir. İzleme çalışmaları sayesinde tür çeşitliliği, bu çeşitliliği etkileyen doğal faktörler, insan etkileri sonucunda oluşan habitat parçalanması ya da *Sorumlu Yazar: Hakan DOYGUN, doygun@ksu.edu.tr tahripler ortaya konmaktadır. Bu durum, çevresel kaynakların geçmiş ve güncel durumlarının karşılaştırılmasını sağlamanın yanı sıra, kaynaklar üzerindeki kullanım ve değişim eğilimlerinin belirlenmesine yardımcı olmaktadır (Doygun ve Berberoğlu 2001, Drummond ve ark. 2012). Dünya nüfusunun %60 tan fazlasının kıyı bölgelerinde yaşadığı göz önüne alındığında, yerleşim ve tarım alanlarındaki artışların neden olduğu hidrolojik
2 yapının değişimi sonrasında yüzey akışı hızlanmakta ve kontrol edilmesi zorlaşmakta; bu durum kıyı alanlarında erozyon ve sedimentasyonu artırarak arazi tahribatına neden olmaktadır. Söz konusu tahribatın kıyı habitatlarının kalitatif ve kantitatif özelliklerinde gerilemeye neden olduğu günümüzde yaygın olarak kabul edilmektedir (Alphan 2002, Hadley 2009). Bu süreç, hem insan faaliyetleri hem de fiziksel çevrenin dinamik özellikleri nedeni ile sürekli değişim içinde olan Akdeniz peyzajında, dünyanın diğer bölgelerine göre daha yoğun görülmektedir (Doygun ve ark. 2003). Tarım, endüstri ve turizme bağlı ekonomik faaliyetler ile birlikte nüfusun ve sonrasında da kentsel yerleşimlerin giderek yoğunlaştığı ülkemiz kıyı alanları, özellikle son 50 yılda hızlı bir alan kullanım değişimine sahne olmuştur. Ege bölgesi de, söz konusu faaliyetler ve nüfusun yoğunlaşmasına bağlı olarak alan kullanım değişimlerinden kaynaklanan çevre sorunlarının önemli artış sergilediği kıyı alanlarını bünyesinde barındırmaktadır. Ülkemizde en uzun kıyılara sahip olan bölgede, özellikle İzmir İli ve yakın çevresinde, tarım ve turizm sektörüne bağlı ticari faaliyetlerin yoğunluğu nüfus artışı ve kentleşmeyi de beraberinde getirerek kıyı ekosistemlerindeki tahribatın hızlı bir şekilde artması sonucunu ortaya koymuştur (Bolca 2007, Kesgin ve Nurlu 2009). Bu çalışmada, İzmir İli genelinde alan kullanım yapısının hızlı bir şekilde değiştiği ilçelerden olan Çiğli İlçesi nde, doğal yapının alan kullanım değişimlerden etkilenme düzeyi araştırılmıştır. Uzaktan algılama ve coğrafi bilgi sistemleri yardımıyla gerçekleştirilen çalışma ile, Çiğli İlçesi örneğinde alan kullanım değişimlerinin hassas kıyı ekosistemleri üzerindeki baskılarının ortaya konulması ve elde edilen sonuçlara dayanılarak bölgeyi kapsayan bir alan kullanım ve çevre yönetimi önerisi sunulmaya çalışılmıştır. 2.MATERYAL ve YÖNTEM 2.1.Materyal Araştırma İzmir İli Çiğli İlçesi nde yürütülmüştür. İzmir Körfezi nin kuzeyinde bulunan ilçe toplam 133 km2 yüzölçümüne sahiptir (Şekil 1). Akdeniz bölgesi iklimi karakteristiklerini taşıyan ilçede yıllık ortalama sıcaklık 18oC dir. Ortalama en düşük sıcaklık 5,9oC ile Ocak-Şubat ve en yüksek sıcaklık ise 33 oc ile Şekil 1. Araştırma alanı coğrafi konumu Temmuz ayında görülmektedir. Toplam yıllık yağış değeri 695 mm dir. İlçede 7 arazi tipi bulunmaktadır. Bunlar arasında VI. sınıf araziler en geniş yüzölçümü ile bütün alanın %24 ünü meydana getirmektedir. %11 ile VII. sınıf arazilerin ikinci en büyük arazi tipini oluşturduğu araştırma alanında, IV. sınıf arazilerin oranı %8 ve tarıma elverişli olan I, II ve III. sınıf arazilerin toplam oranı ise %15 tir (KHGM 2001). Gediz Deltası nı bünyesinde barındıran araştırma alanı, bu yönü ile zengin kıyı ekosistemi özelliklerini yansıtmaktadır. Alanın güney kıyılarında yoğunlaşan tuzlu düzlükler, sazlıkbataklık alanlar, batıda tuzlalar, makilik ve ormanlar ile tarım alanları, kıyı bölgesini karakterize eden başlıca peyzaj tipleridir. Söz konusu çeşitlilik, bitki örtüsü ve yaban hayatı bakımından da zengin bir yapı ortaya koymaktadır. Bitki coğrafyası açısından "Doğu Akdeniz Fitocoğrafya Bölgesi"nde yer alan araştırma alanında ormanlar Kızılçam dan (Pinus brutia) meydana gelmiştir. Yer yer makilikler, tarım alanları ve çıplak alanlar ile birlikte parçalı bir yapı sergileyen ormanlar bu yapıları ile genel olarak antropojenik baskı altında olduğu izlenimini güçlendirmektedir. Bozuk orman ve maki formasyonları içerisinde hakim türler Quercus coccifera, Pistacia lentiscus, Olea europaea, Spartium junceum, Phillyrea latifolia, Erica arborea, Sarcopoterium spinosum vb dir. Bununla birlikte, bölgedeki en yaygın çalı vejetasyonu tipi friganadır. Baskın türü genel olarak Sarcopoterium spinosum dur. Diğer başlıca çalı ve yarı çalılar arasında Cistus creticus, Coridathymus capitatus, Tymbra spicata, Lavandula stoechas sayılabilir. Alanda kuru çayırları oluşturan başlıca türler Silybum marianum toplulukları ve
bunlar arasında Hordeum bulbosum, Inula graveolens, Datura stramonium, Carduus nutans ile Notobazis syriaca gibi türler oldukça sık görülmektedir. Islak çayırlarda kuraklığa da dirençli türlerden Juncus heldreichianus, Phalaris aquatica, Rorippa abphibia yer almakta, kıyı alanı gerisinde ve tuzlalar civarında yer alan bataklıklarda ise Phragmites communis topluluğu yaygın olarak bulunmaktadır. Bu alanlarda Typha latifolia, Schoenoplectus lacustris ssp. lacustris, Eleocharis palustris, Rorippa amphibia sık rastlanılan otsu türlerdir. Çalılardan ise Tamarix tetrandra ve Vitex agnus castus bulunmaktadır (Anonim 2007). Araştırma alanında tipik sulak alan özelliği taşıyan özellikte yüzey şekilleri ve hidrolojik yapının 3 bulunuyor olması yaban hayatı bakımından da önemli bir çeşitlilik ortaya koymaktadır. Sucul, amfibi ve karasal yaban hayatı elemanları yanı sıra oldukça zengin bir kuş tür çeşitliliğine rastlanmaktadır. Türkiye de bulunan 426 kuş türünden 240 tanesi deltada gözlenmiştir ve bunlar içerisinde nesli dünya ölçeğinde tehlike altında bulunan Mahmuzlu kızkuşu, Tepeli pelikan, Küçük kerkenez, Kocagöz ve Angıt gibi yaklaşık 25 kuş türü yer almaktadır (Uzun 2007). Araştırma alanının hassas kıyı ekosistemlerini barındırması ve dolayısıyla bitki örtüsü ile yaban hayatı bakımından zengin biyoçeşitliliğe sahip olması, Ramsar da dahil olmak üzere ulusal ve uluslararası düzeyde koruma statülerine kavuşmasını sağlamıştır (Şekil 2). Şekil 2. Gediz Deltası ve yakın çevresi koruma statüleri (Uzun 2007) Araştırma alanında 1984 ve 2009 yıllları arasında meydana gelen alan kulanım değişimlerinin belirlenmesinde 30 m çözünürlüklü Landsat TM ve ETM uydu görüntüleri kullanılmıştır. Uydu görüntüleri coğrafi doğrulama işlemlerinin gerçekleştirilmesinde 1:25.000 ölçekli topografik haritalardan yararlanılmış, sınıflama ve sayısal değerlendirme çalışmaları Erdas Imagine ve ArcGIS yardımıyla gerçekleştirilmiştir. 2.2.Metot Araştırma başlıca üç aşamada gerçekleştirilmiştir. Birinci aşamada, 1:25.000 ölçekli topografik haritalar yardımıyla coğrafi doğrulaması yapılan uydu görüntüleri piksel tabanlı sınıflandırma işlemlerinden Kontrollü Sınıflandırma yöntemi ile sınıflandırılmıştır. Kontrollü sınıflandırma işleminde Maksimum Olabilirlik kullanılarak arazi kullanım bilgilerinin elde edilmesi hedeflenmiştir. Uydu görüntülerinin sınıflandırma sürecinde Kent, Tarım, Orman, Maki ve otsu, Tuzla, Tuzlu bataklık, Su kütlesi ve Diğer olmak üzere 8 sınıf göz önüne alınmıştır. Öncelikle, yüksek çözünürlüklü uydu görüntüleri ile hava fotoğraflarının incelenmesi ve arazi çalışmaları sonucunda farklı alan kullanım tiplerine ait noktalar belirlenmiş, bu çalışmalar süresince GPS ile elde edilecek
olan yer kontrol noktaları alan kullanım sınıflarına ait örnekleme bölgelerinin belirlenmesinde kullanılmıştır. Kontrol noktaları ile çalışma alanı üzerinde oluşturulacak her bir arazi sınıfı için, örnek piksel verileri toplanmış ve piksel değerleri kullanılarak grafiksel ve istatistiksel analizlerle tüm görüntü istenilen sınıflara ayrılmıştır. Alan kullanımlarının belirlenmesinde CORINE arazi örtüsü tiplerine uyum gözetilmiştir. İkinci aşamada, araştırma alanına ait 1984 ve 2009 tarihli uydu görüntülerinin sınıflandırılması ile elde edilen değerler hektar (ha) ve yüzde (%) bazında tablo haline getirilmiş ve Çiğli İlçesi arazilerinde 25 yıl içerisinde meydana gelen alan kullanım değişimleri ortaya konulmuştur. Son aşamada ise hassas kıyı ekosistemi özelikleri taşıyan araştırma alanında, alan kulanım değişimlerinden kaynaklanan mevcut ve olası sorunlara yönelik çözümler tartışılmış, bölgeyi kapsayan bir çevre yönetim planı önerisi geliştirilmiştir (Şekil 3). 4 3.ARAŞTIRMA BULGULARI Çiğli İlçesi arazilerinde 1984-2009 yılları arası alan kullanım değişimlerini belirlemek için yapılan çalışma, 1984 yılında araştırma alanının yaklaşık %80 oranında doğal karakter yansıttığını göstermiştir. Verilere göre araştırma alanının %42 si, üzerinde belirgin bir örtü olmayan çıplak karakterli alanlardan meydana gelmektedir. İlçenin körfez kıyısında yer alan tuzlu bataklıkların / tuzlu düzlüklerin gerisinde, kuzey kesimin hemen hemen tamını kaplayan çıplak alanlar parçalı biçimdeki tarım alanları ve yerleşimler ile iç içe geçmiş bir görünüm sergilemektedir. Alanda diğer en geniş sınıflar %19 oranı ile tuzlalar ve %18 oranı ile de tuzlu düzlüklerdir. 1984 yılında ilçenin batısında tuzlalar ve güneyinde de tuzlu düzlükler geniş bir bant şeklinde kıyıları tamamen kaplamaktadır. Araştırma alanının %11 ini kaplayan tarım alanları, Gediz Nehri eski yatağının çevresinde VI. ve VII. sınıf araziler üzerinde yer almaktadır. Alanda bulunan en gelişmiş durumdaki bitki örtüsü, ilçe arazilerinin %2 sini meydana getiren yerleşimlerin kuzeydoğusunda, %6 oranına sahip makilikler ve %1 in altındaki oranı ile ormanlık alanlardır (Çizelge 1). 2009 yılına ait uydu görüntüsü sınıflandırma sonuçları, araştırma alanında kentsel yerleşimlerin çıplak alanlar ve tuzlu düzlükler üzerinde hızlı bir şekilde büyüyerek 227 ha olan yüzölçümünün 10 kat artış ile 2556 ha ya ulaştığını göstermektedir. Bu oran, bütün sınıflar içerisinde en büyük değişimi ortaya koymaktadır. Kentsel yapılaşmanın artmasındaki en önemli etken Çiğli İlçesi nin İzmir kent merkezine olan yakınlığıdır. İzmir metropolünün gerek konut ve gerekse endüstri sektörlerindeki büyüme eğilimi, yakın konumda olması nedeniyle Çiğli İlçesi üzerinde etkili bir baskı unsuru oluşturmuş ve bu alanların hızlı bir şekilde yapılaşmasına neden olmuştur (Sönmez ve Onmuş 2006) (Şekil 4) Şekil 3. Araştırma yöntemi akış diyagramı Çizelge 1. Çiğli İlçesi nde 1984-2009 yılları arasında alan kullanımlarında meydana gelen değişimler Alan Sınıflar 1984 2009 Değişim ha % ha % ha % Kent 227,88 1,71 2556,09 19,20 2328,21 1021,68 Tarım 1426,68 10,72 590,76 4,44-835,92-58,59 Orman 35,64 0,27 234,81 1,76 199,17 558,84 Maki/Otsu 742,50 5,58 2167,20 16,28 1424,70 191,88 Tuzla 2514,69 18,89 2656,44 19,95 141,75 5,64 Tuzlu Bataklık 2419,74 18,17 1243,80 9,34-1175,94-48,60 Su Kütlesi 309,15 2,32 369,27 2,77 60,12 19,45 Diğer 5638,41 42,35 3496,32 26,26-2142,09-37,99
5 1984 2009 Şekil 4. Çiğli İlçesi 1984 ve 2009 yılları alan kullanımları Araştırma alanında ortaya çıkan ikinci en önemli değişim yaklaşık 7 kat artış ile ormanlık alanlarda görülmüştür. Ormanlık alanların yüzölçümü, son 25 yıl içerisinde 35 ha dan 235 ha ya yükselmiştir. Kuzeydoğuda mevcut ormanlık alanlarda görülen nispi artışın yanı sıra tarım alanları üzerinde - tuzlu düzlüklerin kuzeyinde - gerçekleştirilen ağaçlandırma çalışmaları orman miktarının artmasına neden olmuştur. Söz konusu ağaçlandırma çalışmaları, teorik olarak olumlu görünse dahi, Gediz Deltası doğal yapısı üzerine olan etkileri bakımından alana yönelik tartışmalı müdahaleler arasında yer almaktadır. Özellikle tuzlu düzlüklerin kuzeyindeki ağaçlandırma çalışmalarının, tür olarak Okaliptüs seçilmesinden dolayı kurutma amacıyla yapıldığı ve bunun da doğal habitatların bozulması sonucunu doğuracağı görüşü kuvvet kazanmaktadır (Kaplan ve ark. 2005, Uzun 2007). Tarım alanlarının 2009 yılında yüzölçümü azalmış biçimde kuzeydeki eğimli alanlara doğru çekilmesi ve yerini makilik alanlara bırakması araştırma alanında görülen önemli değişimler arasında yer almaktadır. Söz konusu durumun, VI. ve VII. sınıf araziler üzerinde sürdürülmeye çalışılan tarımsal faaliyetlerin verim düşüklüğü nedeniyle terkedilmesi ve bu alanlarda zaman içerisinde maki formasyonunun hakim konuma geçmesinden kaynaklandığı düşünülmektedir.
Araştırma alanının güney kıyılarını 1984 yılında geniş bir bant biçiminde çevreleyen tuzlu düzlüklerin, 2009 yılında tarım alanları, ağaçlandırma faaliyetleri ve kentsel-endüstriyel yapılaşma nedeniyle iç kesimlerde önemli alan kayıpları yaşadığı belirlenmiştir. Bununla birlikte tuzla alanlarında %5 oranında bir artış olduğu görülmektedir; bu durumun tuzlalar içerisindeki su kütlelerinin azalmasından veya tuz işletmeciliği nedeniyle yapılan müdahalelerden kaynaklanmış olma ihtimali yüksektir. Su kütlelerinde görülen %20 oranındaki artışın ise tuzlu düzlüklerde yaşanması muhtemel çökmeler sonucunda veya taban suyu seviyesinin yükselmesi nedeniyle bu alanların su ile dolmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. Çıplak karakterli diğer alanlarda ortaya çıkan %38 düzeyindeki azalma, önemli ölçüde kentsel yapılaşma ve yer yer de maki karakterli formasyonların gelişmesinden kaynaklanmıştır. 4.SONUÇLAR Doğal yaşam bakımından önemli başlıca ekosistemler arasında yer alan sulak alanlar, dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de alan kullanım değişimleri ve çevre kirleticiler nedeniyle nitelik ve niceliklerinde önemli kayıplar yaşamaktadırlar. Sulak alanların sunduğu ekosistem mal ve hizmet kapasitelerinin de düşmesi anlamına gelen bu durum, sürdürülebilir olmayan çevresel gelişmelerin ve dolayısıyla sürdürülebilir olmayan yaşam koşullarının da habercisi niteliği taşımaktadır. Çalışmaya konu olan Çiğli İlçesi, zengin nitelikli sulak alan ve kıyı ekosistemlerini bünyesinde barındırmasının yanı sıra, İzmir metropolünün etkilerini güçlü bir şekilde hissetmekte ve buna bağlı olarak hızlı bir alan kullanım değişim süreci yaşamaktadır. Bu sürecin analiz edilebilmesi amacıyla uzaktan algılama ve coğrafi bilgi sistemleri yardımıyla gerçekleştirilen çalışma, alan kullanım değişimlerinin doğal yapı aleyhine sonuçlar ortaya koyduğunu göstermiştir. Özellikle yapılaşma alanlarındaki artış ile kendisini gösteren söz konusu değişim, tarım ve ağaçlandırma gibi yanlış uygulamaların da etkisiyle Çiğli İlçesi kıyılarının giderek tahrip olmasına ve doğal özelliklerini kaybetmesine neden olmuştur. İzmir metropolünün etkisi altında gelişen Çiğli İlçesi nde son 25 yıl içerisinde ortaya çıkan alan kullanım değişimlerinin gelecekte kısa ve orta vadede benzer biçimde devam edeceğini söylemek mümkündür. Bu durum, doğal yapının da giderek daha fazla bozulacağı sonucunu işaret etmesi bakımından önem taşıyan ve önlem alınması gereken bir nitelik taşımaktadır. Araştırma alanı arazi varlığının sürdürülebilir bir şekilde, koruyarak kullanma ilkesi doğrultusunda değerlendirilebilmesi için öncelikli hedef, ekolojik yapı ve ilkelerin göz önüne alınarak gerçekleştirildiği bir alan kullanım planının yürürlüğe konulmasıdır. Çiğli 6 İlçesi nin İzmir metropolünden etkilenme biçim ve düzeylerinin de çok boyutlu olarak dahil edilmesi gereken bu plan, ilçe bütününü kapsayacak biçimde kullanma beklentilerini ve koruma ihtiyaçlarını bir arada / birbirine entegre edilmiş biçimde sunmalıdır. Plan, bu kapsamının yanı sıra alanda hakim bulunan yönetim, yükümlülük ve yönergeler arasındaki mevcut veya olası çatışma sorunlarına da çözüm getirebilmelidir. Planın hazırlanmasında kurumlar arası işbirliğinin sağlanması, bu alandaki olası çatışmaların plan aşamasında çözülebilmesi için önemli avantajlar sağlayacaktır. Çiğli İlçesi arazilerini de kapsayan Gediz Deltası Sulak Alan Yönetim Planı nın [9] mevcudiyeti, alanda yürütülecek doğa koruma faaliyetleri bakımından önemli bir avantaj sağlamaktadır. Diğer taraftan söz konusu yönetim planının, bir Doğa Koruma Master Planı biçiminde ilçenin bütününü kapsayacak şekilde geliştirilmesi ve alan kullanım planına entegre edilmesi, gerek alan kullanım ve gerekse doğa koruma kararlarının daha verimli ve tutarlı bir şekilde alınabilmesine olanak sağlayacaktır. Bahsi edilen planların arazideki işleyiş biçimlerinin teorik içeriğe uygunluğunun kontrol edilmesi ve elde edilen sonuçların izlenmesi, planların başarılarının test edilmesi ve olası eksiklerin düzeltilebilmesi bakımından önem taşımaktadır. Bu nedenle, alan kullanım değişimlerinin yüksek çözünürlüklü uydu görüntüleriyle izlenmesi ve biyolojik çeşitliliğe yönelik envanter çalışmalarının periyodik olarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Su ve toprak kirliliği, taban suyu yüksekliği, kıyı çizgisi değişimi vb değerler de düzenli periyotlarla izlenmesi gereken konular arasında yer almaktadır. Kamuoyu bilincinin geliştirilmesi bu tür planlama ve doğa koruma çalışmalarının uzun vadede olumlu sonuç verebilmesi için mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. Planların hazırlanması aşamasında kamuoyunun katılımı ve temsil edilmesi sağlanmalı, arazinin doğal potansiyeline uygun olmayan biçimde kullanılması ve sulak alan kayıplarının, özellikle küresel iklim değişikliği bağlamında, sürdürülebilir yaşam koşulları oluşturmak bakımından taşıdıkları önem bölge ve ülke düzeyinde kamuoyuna anlatılmalıdır. TEŞEKKÜR Bu çalışma, TÜBİTAK tarafından desteklenen 109Y210 nolu proje kapsamında gerçekleştirilmiştir. KAYNAKLAR Doygun, H., Berberoğlu, S. 2001. Kıyı Alanlarında Sürdürülebilir Yönetim Modeli Önerisi. In: Türkiye Kıyıları '01- Türkiye'nin Kıyı ve Deniz Alanları III. Ulusal Konferansı Bildirileri, Kıyı Alanları Yönetimi Türkiye Milli Komitesi, 26-29 Haziran, İstanbul, s.1120.
Drummond, M.A., Auch, R.F., Karstensen, K. A., Sayler, K.L., Taylor, J.L., Loveland, T.R. 2012. Land change variability and human-environment dynamics in the United States Great Plains, Land Use Policy, 29(3): 710-723. Alphan, H., Berberoğlu, S., Yılmaz, K.T. 2002. Kıyı Bölgelerinde Sürdürülebilir Alan Kullanımı için Arazi Örtüsünün Uzaktan Algılama ile İzlenmesi, In: GAP VI. Mühendislik Kongresi Bildirileri, 6-8 Haziran 2002, Harran Üniversitesi, Şanlıurfa, 2: 685-691. Hadley, D. 2009. Land use and the coastal zone, Land Use Policy, 26(1): 198-203. Doygun, H., Berberoğlu, S., Alphan, H. 2003. Hatay, Burnaz Kıyı Kumulları Alan Kullanım Değişimlerinin Uzaktan Algılama Yöntemi ile Belirlenmesi, Ekoloji, 12(48): 4-9. Bolca, M., Türkyılmaz, B., Kurucu, Y., Altınbaş, U., Esetlili, M.T., Gülgün, B. 2007. Determination of impact of urbanization on agricultural land and wetland land use in Balçovas Delta by remote sensing and GIS technique, Environtal Monitoring and Assessment, 131: 409 419. Kesgin, B. and Nurlu, E. 2009. Land cover changes on the coastal zone of Candarli Bay, Turkey using remotely sensed data, Environmental Monitoring and Assessment, 157: 89-96. KHGM 2001. Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, İzmir İli Arazi Varlığı, Ankara, 2001. Anonim, 2007. Gediz Deltası Sulakalan Yönetim Planı, TC Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Sulakalanlar Şubesi Müdürlüğü, Ankara, 451 s. Uzun, A. 2007. Gediz Deltası nda yaşanan korumakullanma çatışması, Üniversite Öğrencileri 2. Çevre Sorunları Kongresi, 16 18 Mayıs, Fatih Üniversitesi, s. 39-47. Sönmez, Ö. İ., Onmuş, O. 2006. Sulak alan yönetim planı süreci Gediz Deltası örneğinde sosyo- ekonomik analiz çalışmaları, Planlama, 3: 17-26. Kaplan, A., Hepcan, Ş., Güler, G., G., Küçükerbaş, E. V., Kurucu, Y., Ölgen, M. K., Türkyılmaz, B., Sıkı, M., Akgün, A., Öner, E. 2005. Kıyı sulak alan sistemi bağlamında gediz deltasının işlevleri ve üzerindeki baskılar yönüyle değerlendirilmesi, Ege Coğrafya Dergisi, 14:1-16. 7