Şeker Raporu. Nişasta bazlı früktozdan zengin şekerin diyabet ve pankreas kanserine neden olduğuna ilişkin bilimsel verilerin analizi



Benzer belgeler
KARBONHİDRATLAR. Glukoz İNSAN BİYOLOJİSİ VE BESLENMESİ AÇISINDAN ÖNEMLİ OLAN

(İnt. Dr. Doğukan Danışman)

OBEZİTE ÇOCUK SAHİBİ OLMA ORANINI AZALTIYOR! AKŞAM GAZETESİ

KAN ŞEKERİNİ ETKİLEYEN BESİNLER

ENDOKRİN SİSTEM #4 SELİN HOCA

KARACIGERINI KORU SIGORTAYI ATTIRMA!

Gıdaların İn Vitro Glisemik İndekslerinin Belirlenmesi

SINCAN İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ

Bariatrik Metabolik Cerrahi Derneği nden BASIN AÇIKLAMASI

BARİATRİK AMELİYATLARIN KİLO VERMENİN ÖTESİNDE 7 ÖNEMLİ YARARI

GENEL SORU ÇÖZÜMÜ ENDOKRİN SİSTEM

MERVE SAYIŞ TUĞBA ÇINAR SEVİM KORKUT MERVE ALTUN

DİYABET NEDİR? Özel Klinik ve Merkezler

Suda çözünebilen nişasta molekülleri pityalin (amilaz) enzimiyle küçük moleküllere parçalanır.

Gazlı İçecekler Sağlığımızı Nasıl Etkiliyor?

YENİ DİYABET CHECK UP

EKMEKSİZ DİYET OLUR MU? ŞİŞMANLIĞIN TEK SUÇLUSU EKMEK Mİ? Dilara Koçak Beslenme ve Diyet Uzmanı 8 Mart

Bilindiği üzere beslenme; anne karnında başlayarak yaşamın sonlandığı ana kadar devam eden yaşamın vazgeçilmez bir ihtiyacıdır

VERİLERLE TÜRKİYE ve DÜNYADA DİYABET. YARD.DOÇ.DR. GÜLHAN COŞANSU İstanbul Üniversitesi Diyabet Hemşireliği Derneği

Çocukluk Çağı Obezitesi

Chapter 10. Summary (Turkish)-Özet

SAĞLIKLI BESLENME BİRECİK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ ZEYNEP ŞAHAN KARADERE

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER

Özel Bir Hastanede Diyabet Polikliniğine Başvuran Hastalarda İnsülin Direncini Etkileyen Faktörlerin Araştırılması

TÜRKİYE DE EN FAZLA GÖRÜLEN BESLENME HATALARI

Tatlandırıcılar iki gruba ayrılır

ORAL TATLANDIRICI KULLANIMINDA SORU İŞARETLERİ. Ecz. Esra Yegin Prof. Dr. İclal Hatipoğlu

Zeytin ve Zeytinyağının Besin Değerleri

Bileşik karbonhidratlar. Mukopolisakkaritler -Hiyaluronik asit -Heparin -Kondroitin sülfatlar Kan grubu polisakkaritleri

Kazanım Merkezli Çalışma Kağıdı 1. Ünite Vücudumuzda Sistemler Sindirim Sistemi

Organik Bileşikler. Karbonhidratlar. Organik Bileşikler YGS Biyoloji 1

Canlının yapısında bulunan organik molekül grupları; o Karbonhidratlar o Yağlar o Proteinler o Enzimler o Vitaminler o Nükleik asitler ve o ATP

GSM 1009 Gastronomiye Giriş

T.C. ŞEKER KURUMU Mart 2015

Şeker düşürücü ilaçlar

Tarifname OBEZİTEYİ ÖNLEYİCİ VE TEDAVİ EDİCİ BİR KOMPOZİSYON

«DM Patogenezinde unutulan riskler» Endokrin Bozucular & Çevresel Etkenler

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ Dönem III - 5. Ders Kurulu. Gastrointestinal Sistem. Eğitim Programı

1. İnsan vücudunun ölçülerini konu edinen bilim dalı aşağıdakilerden hangisidir?

Günde bir elma doktoru evden uzak tutar.

GOÜ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM II IV. KURUL

DONDURMA MİKSİNDE KULLANILAN HAMMADDELER TATLANDIRICILAR

Glisemik kontrolün ölçütleri ve prognozla ilişkisi. Dr. Gülay Aşcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı İzmir

TİP 2 DİYABETİN TEDAVİSİNDE MİNİMAL İNVAZİV CERRAHİ

SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ

11. SINIF KONU ANLATIMI 43 SİNDİRİM SİSTEMİ 2 SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI

Obezite Nedir? Harun AKTAŞ - Trabzon

BESİN GRUPLARININ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ

Bakır (Cu) Bakır anemi de kritik bir rol oynar.

Şişmanlık (obezite); sağlığı bozacak düzeyde vücutta yağ miktarının artmasıdır.

YGS ANAHTAR SORULAR #3

Dyt. Saliha Merve Andiç Avcılar Baypark Hastanesi GLİSEMİK İNDEKS GLİSEMİK YÜK

1 gr yağ: 9 kilokalori, 1 gr protein ve karbonhidrat: 4 kilokalori, 1 gr alkol 7 kilokalori verir.

15. Ulusal Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Kongresi Nisan 2013, Antalya. Obezite: Gerçekten iyi bir gösterge mi? Dr.

YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI. 9. Sınıf 2 KARBONHİDRAT LİPİT (YAĞ)

DİYABETTEN KORUNMADA CİNSİYET İLİŞKİLİ FARKLILIKLAR. Dr. İlhan TARKUN Kocaeli Üniversitesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı

4. SINIF GENEL CERRAHİ STAJ PROGRAMI

gereksinimi kadar sağlamasıdır.

Metabolik Cerrahinin Diyabet Tedavisinde Yeri

Sunum planı. Hipofiz Epifiz Tiroid Paratiroid ve Pankreas hormonları

F. İpek Marangoz Belgin Rodoplu Neslihan Kaya Jale Albayrak

Organik bileşikler; karbonhidratlar, lipidler, proteinler, vitaminler ve nükleik asitler olmak üzere beş gruba ayrılır.

İKÇÜSBFD. Yüksek Fruktoz Tüketimi ve Kanser High-Fructose Consumption and Cancer DERLEME / REVIEW

Besin Glikoz Zeytin Yağ. Parçalanma Yağ Ceviz Karbonhidrat. Mide Enerji Gliserol Yapıcı Onarıcı. Yemek Ekmek Deri Et, Süt, Yumurta

Prof.Dr. Muhittin Tayfur Başkent Üniversitesi SBF, Beslenme ve Diyetetik Bölümü

Diyabetik Hasta Takibi. Dr. Hasan Onat PHD Diyabet Çalışma Grubu İnece ASM, Kırklareli

Kilomdan ben mi memnun değilim çevremde ki kişiler mi?psikolojik olarak yaşam şeklimi değiştirmeye hazır mıyım?

DİYABETTE BESLENME PRENSİPLERİ

Diyabet nedir? Ensülin nedir?

HAZIRLAYANLAR. Kübra BOZKURT. Şerife KORKMAZ

ENDÜSTRIDE VE CANLILARDA ENERJI. Canlılarda Enerji

Spor alanında beslenme ile ilgili bilgileri bu ünite kapsamında sizlere vereceğiz. Ünite içeriğinde yer alan teorik bilgi ve sizlerin

SAĞLIKLI OBEZLERDE FİZYOTERAPİ VE REFLEKSOLOJİ UYGULAMALARININ ZAYIFLAMAYA ETKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ İBN-İ SİNA HASTANESİ ENDOKRİNOLOJİ VE METABOLİZMA HASTALIKLARI BİLİM DALI DİYET UZMANI NÜKET YUMUK

DIABETES MELLITUS NEDİR? NEDENLERİ VE SONUÇLARI. Mümkün olduğunca normal bir yaşam. Lilly Deutschland GmbH Werner-Reimers-Straße Bad Homburg

Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da

TÜRKİYE DE EKMEK TÜKETİMİ VE SAĞLIK İLİŞKİSİ Dyt. Elvan Odabaşı Kanar

raşitizm okul çağı çocuk ve gençlerde diş çürükleri büyüme ve gelişme geriliği zayıflık ve şişmanlık demir yetersizliği anemisi

Saat 25 Eylül 2017 Pazartesi 26 Eylül 2017 Salı 27 Eylül 2017 Çarşamba 28 Eylül 2017 Perşembe 29 Eylül 2017 Cuma. Seminer

İNSÜLİN UYGULAMALARI

DÖNEM II DERS YILI SİNDİRİM VE METABOLİZMA DERS KURULU ( 24 ARALIK MART 2019)

TÜMÖR BELİRTEÇLERİNİN KLİNİK TANIDA ÖNEMİ. Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2006

ENERJİ KULLANIMI VE BESİN MADDELERİ

Besin Gidaların Yararı ve Zararı

DERS KURULU 5 TIP 322- SİNDİRİM SİSTEMİ VE ENDOKRİN ÇOCUK SAĞ VE HAS+ÇOCUK CER+İMMÜONOLOJİ

BALIKLARDA SİNDİRİM VE SİNDİRİM ENZİMLERİ. İlyas KUTLU Kimyager Su Ürünleri Sağlığı Bölümü. vücudun biyokimyasal süreçlerinin etkin bir şekilde

BİY 471 Lipid Metabolizması-I. Yrd. Doç. Dr. Ebru SAATÇİ Güz Yarı Dönemi

DOSYA: Endüstriyel Silah "ŞEKER"

Beslenmeden hemen sonra, artan kan glikoz seviyesi ile birlikte insülin hormon seviyesi de artar. Buna zıt olarak glukagon hormon düzeyi azalır.

BESİNLERİN ENERJİYE DÖNÜŞÜMÜ

Kilo verme niyetiyle diyet tedavisinin uygulanamayacağı durumlar nelerdir? -Hamilelik. -Emziklik. -Zeka geriliği. -Ağır psikolojik bozukluklar

EGZERSİZE ENDOKRİN ve METABOLİK YANIT

¹GÜTF İç Hastalıkları ABD, ²GÜTF Endokrinoloji Bilim Dalı, ³HÜTF Geriatri Bilim Dalı ⁴GÜTF Biyokimya Bilim Dalı

Diyabet Önleme ve Kontrol Programı. Tanıtım ve Teşvik Çalışmaları. Doç.Dr. A.Çınar YASTI Ankara Numune EA Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği

Nedenleri tablo halinde sıralayacak olursak: 1. Eksojen şişmanlık (mutad şişmanlık) (Bütün şişmanların %90'ı) - Kalıtsal faktörler:

20-23 Mayıs 2009 da 45. Ulusal Diyabet Kongresi nde Poster olarak sunuldu.

VÜCUT KOMPOSİZYONU 1

İltihabi barsak hastalıkları M. ÇAKIR İltihabi barsak hastalıkları M. ÇAKIR

Transkript:

Şeker Raporu Nişasta bazlı früktozdan zengin şekerin diyabet ve pankreas kanserine neden olduğuna ilişkin bilimsel verilerin analizi Dr. Yavuz Dizdar İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü DÜNYA Gazetesi sağlık ve ekonomi yazarı yavuz.dizdar@gmail.com ÖZET Son yıllarda gerçekleştirilen ve sonuçları yayınlanan toplum bazlı çalışmalar ve temel bilim araştırmaları früktozdan zengin nişasta bazlı şekerin insan metabolizmasıyla uyumlu olmadığını ortaya koymuştur. Früktoz şeker metabolizmasını düzenleyen en önemli hormon olan insülinin salınımını uyarmamakta, hızla bir yağ olan trigliseride dönüştürüldüğünden karın içi organların yağlanmalarına neden olmaktadır. Bu durum diyabet başta olmak üzere, metabolik sendrom olarak adlandırılan hastalık tablosunun artışına neden olmaktadır. Bununla birlikte çok miktarda früktoz alımı ülkemizde de aşikar olduğu gibi pankreas kanseri başta olmak üzere pek çok organ kanseri gelişmesini tetiklemektedir. Yapılan temel bilim çalışmaları früktozun kanser hücrelerinin çoğalmasını hızlandırdığını göstermiştir. Bu değerlendirmede nişasta bazlı şeker ve hastalıklar arasındaki son veriler analiz edilmektedir. Bu veriler ışığında Ülkemizdeki yüzde 15 lik nişasta bazlı şeker kotası ivedilikle en az yüzde 1 seviyesine indirilmeli, toplumun şeker gereksinimi sükrozdan (pancar şekeri) karşılanmalıdır.

Arka plan Günümüzde yaşamımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelen şeker, tadı ve etkileri çoğumuzu cezp etse de insanlık tarihinde bu ölçüde yaygın kullanımı nispeten yeni bir üründür. Sanayi bazlı üretimi ve tüketimi daha çok İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde artmıştır. Ülkemizdeki tarım olanakları sayesinde şeker pancarından elde edilen şeker kullanılır. Bu durum aslında bir şanstır. Zira şeker pancarından elde edilen bildiğimiz toz şeker bir molekül glikoz ve bir molekül früktoz (meyve şekeri) içermektedir. Bu bize bildiğimiz tat tatminini sağlamanın ötesinde insülin salgısını da uyarır. İnsülin salgısının uyarılması doyma hissini yaratır, şekerin kanda uzun süre yüksek miktarlarda kalmasını önler. Buna karşılık mısırdan elde edilen şurupta früktoz glikozun dört mislidir. İnsülin salgısı früktozdan etkilenmez. Mısır şerbetinden yapılmış ürünlerde doyum oluşmaz, kan şeker (früktoz) düzeyi düşmez, bu durum bir yönden tüketimin artışına neden olurken, diğer yönden de sağlık açısından ciddi riskleri beraberinde getirmektedir. Früktoz fazlası hızla bir yağ olan trigliseride çevrilir ve yağ dokusunda depolanır. Bu nedenle mısırdan elde edilen şeker tercih edilen bir şeker değildir, özellikle ABD de doruğa ulaşan obezitenin önde gelen sorumlularından biri olarak kabul edilmektedir. Öte yandan, mesele endüstriyel şeker kullanıma gelince, mısır şurubunun tatlandırma özelliği çok daha yüksektir, fiyatı şeker pancarından elde edilen çay şekerine göre daha düşüktür ve bu nedenle yaygın bir kullanım alanı bulmaktadır. Früktoz pancar (çay) şekeri olan sükroza göre daha tatlıdır, ülkemizde bütün meşrubatlar ve gazlı içeceklerde bol miktarda kullanılır. Mısır şurubundan elde edilen nişasta bazlı şeker kotasında dünyanın en yüksek değeri yüzde 2 ile ABD dedir. Avrupa Ülkerlerinde ise kota en tüksek yüzde 0.5 düzeyinde olmak üzere ülkeden ülkeye değişkendir. Bütün bu verilere karşılık ülkemizde nişasta bazlı şeker kotası 2001 den bu yana yüzde 15 e çıkarılmıştır. Bugün şekerli ürün olarak piyasada bulunan başta meşrubatlar olmak üzere hemen bütün tatlı ürünler mısır şurubundan yapılmaktadır. Yol kenarlarına park etmiş arabalarda, kilosu beş-altı liraya satılan tatlıların bu kadar ucuz olmasının en önemli nedenlerinden biri nişasta bazlı şeker ve tatlandırıcıların kullanılıyor olmasıdır. Daha çok mısırdan elde edilen nişasta bazlı şekeri ayırt etmenin en kolay yollarından biri (genzinizde bıraktığı yanma tadını ve mide ekşimesini bir tarafa bırakırsanız) akışkan olması ve soğukta şekerlenmeye neden olmamasıdır. Buna karşılık kalite unsurunu ön planda tutan tatlı üreticileri baklava gibi ürünlerinin buzdolabına konmamasını önermektedr, çünkü şeker pancarı kaynaklı gerçek şerbetle yapılan tatlılar şekerlenir. Dahası mısır şurubunun elde edildiği mısırın GDO lu mısır olması olasılığı yüksektir. İthal mısırın en fazla kullanıldığı düşünülen beyaz et endüstrisi mensupların, besleyici olmadığı nedeniyle iç piyasadan gerçek fiyatına yerli mısır aldıklarını söylemektedirler (İkinci Akdeniz Ülkeleri Tavukçuluk Zirvesi, Antalya, Ekim 2009). İthal edilen GDO mısırın başlıca kullanım alanı nişasta bazlı şeker elde edilmesi ve buna bağlı olarak meşrubat endüstrisidir. Özellikle endüstrileşmiş ülkelerde olmak üzere, diyabet ve kanser hastalıklarında ciddi bir artış olduğu bütün sağlık otoriteleri ve bilimsel camia tarafından açıkça ifade edilmektedir. Früktozdan zengin nişasta bazlı şekerin neden olduğu kanser dışındaki hastalıkların en önemlileri artık bir salgın olarak nitelendirilen obezite ve diyabettir. Obezite ve diyabet bütün dünyada ciddi bir artış göstermektedir, ülkemizdeki araştırmalar da bu durumun Türkiye için de önemli bir sorun haline geldiğini ortaya koymaktadır. Diyabet alanında ülkemizde bugüne kadar yapılan en kapsamlı araştırma 2000 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Diyabet Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İlhan Satman başkanlığındaki ekip tarafından, 24.788 katılımcıyla gerçekleştirilen Türkiye Diyabet Epidemiyolojisi Çalışması (TURDEP) araştırmasıdır. Bu çalışmayla Türkiye de ilk kez diyabetin görülme sıklığı ve bölgesel farklar

incelenmiş, Türkiye'de diyabet hastası sayısının nüfusun yüzde 7.2 si oranında olduğunu, glukoz tolerans bozukluğu' yani gizli şeker hastası oranının ise yüzde 6.9 olduğu ortaya konmuştur. Araştırmanın sonuçlarına göre obezite ve hipertansiyon hastaları ile ailelerinde diyabet hastalığı görülen kişilerin diyabet için risk altında oldukları belirlenmiştir. Nişasta bazlı şeker (früktoz) ve metabolik sendrom ilişkisi Pankreas şeker metabolizmasını düzenleyen hormonları (insülin, glukagon) salgılayan bir bez olmanın ötesinde sindirimde önemli rol oynayan ve sindirim kanalına salgılanan enzimleri de salgılamaktadır. Bu salgı bağırsaktan salgılanan kolesistokinin ve sekretinle kontrol edilmektedir. Pankreasın bu görevlerini yerine getirememesi pankreas yetersizliği olarak adlandırılır. Diyabetik hastaların önemli bir bölümünde sindirim enzimlerinin salgılanmasında da sorun bulunmaktadır. Şeker metabolizmasının baskılanması diyabete neden olmakta, ancak diyabet hastalığı sadece şeker metabolizmasını etkilememekte, aynı zamanda pankreasın sindirim salgılarının üretmesinde de olumsuzluklara neden olduğunu ortaya koymuştur (1). Mısır şurubunda elde edilen yüksek früktoz içerikli şeker iç organlarda ve karın içinde yağlanmanın en önemli nedenlerinden birisidir. Yağ dokusu başlı başına bir endokrin organ gibi davranmaktadır ve yağlanma da özellikle karın içerisinde ve iç organlarda meydana gelmektedir. Bu yağlanmanın metabolik sendrom olarak bilinen tablonun oluşmasına ciddi katkısının bulunduğu kabul edilmektedir (2). Buna bağlı olarak siroz, karaciğer kanseri, karaciğer rezeksiyonu (karaciğerin bir kısmının ameliyatla alınması) ve transplantasyonu gereken hasta sayısı da artmaktadır. Steatozis olarak adlandırılan yağlanma özellikle son 10 yıl içerisinde artış göstermiştir. Vatandaşlarımızın karaciğer, pankreas ve safra yollarında hepatosteatoz, pankreatosteatoz ve biliyer steatoz (steatosistitis) saptanması bütün radyologlar tarafından iyi bilinen ortak bir bulgudur. Alkolik olmayan yağlanma olarak da adlandırılan bu tablo sonucunda hem diyabet hem de kanser gelişmesi olasılığı artmaktadır. Taşsız safra kesesi iltihabı, akut pankreatit tablolarındaki artış yüzlerce cerrahi ve dahili tedavi girişimi ile sonuçlanmaktadır. Bu hastalık tablolarının meydana getirdiği maddi ve manevi kayıplar tahmin edilenin çok üzerindedir. Mısır şurubu şekeri (früktoz) ve kanser ilişkisi: Çok açık ve güçlü bilimsel deliller Doğal bir molekülün kanserle ilişkilendirildiği en güncel örnek mısırdan elde edilen nişasta bazlı şekerde bol miktarda bulunan früktozdur. Bugüne dek yapılan pek çok araştırma, doğalın dışına taşmış şeker metabolizmasının pankreas kanserine neden olduğunu göstermiştir. ABD de 88.802 kadının katılımıyla gerçekleştirilen Nurses Health Study de 18 yıllık takip süresinde 180 pankreas kanseri saptanmıştır. Bireysel beslenme anketleri kullanılarak yürütülen bu çalışmaya göre çay şekeri (sükroz) pankreas kanseriyle ilişkili bulunmamıştır. Buna karşılık özellikle vücut kitle indeksi yüksek olan ve artmış insülin direnci bulunan bireylerde, yüksek glisemik yük ve früktozdan (mısır şurubu şekeri) zengin diyet, pankreas kanseri olasılığını istatistiksel anlamlı bir biçimde artırmaktadır (3). Çok geniş bir diğer araştırma olan Multiethnic Cohort çalışmasında ise diyetteki glisemik yük, eklenen şekerler ve karbohidratların pankreas kanseri oluşturma riski araştırılmıştır. Hawai-Los Angeles bölgesinde yaşayanlardan 162.150 kişinin katıldığı bu araştırma, glisemik yük, diyetle alınan karbohidratlar, sükroz (çay şekeri), früktoz (meyve şekeri), toplam şeker ve eklenmiş şekerlerin pankreas kanseri ile ilişkilendirilip ilişkilendirilemeyeceği savını sınamıştır. Sekiz yıl süre ile izleme sonucunda 162.150 kişinin 434 ünde pankreas kanseri ortaya çıkmıştır. Yapılan analiz sonucunda nişasta bazlı şekerde bol miktarda bulunan

früktozun pankreas kanseri ile istatistiksel anlamlı derecede ilişkili olduğu gösterilmiştir. Bu çalışamaya göre kilo fazlası olanlarda şeker alımın özellikle daha fazla risk oluşturmaktadır (4). Mısır şurubu şekerinin pankreas kanserine neden olduğunu gösteren en büyük çalışmalardan biri de geçen yıl yayınlanmıştır (5). Toplam 482.362 kişinin kaydedildiği bu çalışmanın sonucuna göre ülkemizde yüzde 15 kota verdiğimiz nişasta bazlı şeker (früktoz) pankreas kanseriyle doğrudan ilişkili bulunmuştur. Araştırmada ABD Ulusal Sağlık Enstitüsü nün NIH-AARP Diet and Health Study araştırmasına katılanlar 1995/1996 dan 2003 e dek izlenmişlerdir. Bu grubun içerisinde 1151 kişide pankreas kanseri saptanmıştır. Çalışma verilerinin çok değişkenli analizinde glisemik indeks, toplam karbohidrat, glisemik yük ve pankreas kanseri arasında ilişki gösterilememekle birlikte, yüksek miktarda serbest früktoz ve glikoz alanlarda pankreas kanseri riskinin çok yükseldiği gösterilmiştir. Bu geniş kapsamlı araştırmanın sonuçları früktoz ve pankreas kanseri arasında çok anlamlı (P=0.005) bir ilişki olduğuna işaret etmektedir. Bu veriler daha önceki Nurses Health Study ve Multiethnic Study adlı iki klinik çalışmayı destekler nitelikte olduğundan ABD Ulusal Sağlık Enstitüsü (National Institute of Health, NIH) ne olur ne olmaz deyip, makaleyi halkın erişimine de açmıştır. Her üç araştırmanın da bilimsel gücü, bu konuda bir bulgu rastlanamadığını söyleyen küçük kapsamlı vaka-kontrol çalışmalarına (6) göre çok çok yüksektir. Bunun en önemli gerekçesi her üç araştırmanın da ileriye dönük yapılmış olmaları ve yüz binlerce kişiyi kapsamlarıdır. Bu verilerin kalitesi, küçük çaplı vaka-kontrol çalışmalarının çok üstündedir. Fruktozun kanser hücrelerinin büyümesini hızlandırdığı konusunda çok sayıda güvenilir temel bilim araştırması da bulunmaktadır. Kanser hücreleri hızlı çoğaldıklarından ortamda bulunan oksijen yeterli olamamaktadır. O durumda kanser hücrelerinin yapısında bir takım değişiklikler gelişmektedir (Wahrburg etkisi). Buna bağlı olarak ortaya çıkan değişiklikler nişasta bazlı şekerde bol bulunan früktozun enerji kaynağı olarak kullanılmasını kolaylaştırmaktadır. Halbuki früktoz aslında insan metabolizması için uygun bir şeker türü değildir. Kanser dokusunda meydana gelen değişiklikler sonucunda 6-fosfofrükto-2-kinaz ve früktoz-2,6-bifosfofosfataz-4 miktarlarında artış olmaktadır. Gerçekten de insan meme ve kalın bağırsak kanserlerinde bu iki enzimin artış olduğu pek çok çalışma ile ortaya konmuştur. Buna karşılık normal dokularda her iki enzim de çok az miktarlarda bulunmaktadır (7). Dahası Kaliforniya Los Angeles Üniversitesi (Jonsson Comrehensive Cancer Center) araştırmacıları geçtiğimiz Ağustos ayında yayınladıkları çalışmalarında früktozun pankreas kanseri hücrelerinin çoğalmasını hızlandırdığını ortaya koymuşlardır. Pankreas hücre soylarında yapılan bu araştırmaya göre, früktoz kanser hücreleri tarafından enerji kaynağı olarak kullanılabilmektedir (8). Söz konusu araştırma Amerika Birleşik Devletleri nde (ABD) Ağustos 2010 da ciddi tartışmalara neden olmuştur ki, ABD nin nişasta bazlı şeker için kendi ülkesinde koyduğu kota yüzde 2 dir. Yapay tatlandırıcılara özellikle dikkat: Sağlık açısından çok büyük risk Ülkemizde giderek fazla pazar elde etmeye başlayan diğer ürünler ise yapay tatlandırıcılardır. Kimyasal yöntemlerle elde edilen ve diyet olarak adlandırılan bütün ürünlerde başta aspartam olmak üzere yapay tatlandırıcılar kullanılmaktadır. Diyabet hastalığı gibi özel durumlar (o da sadece yeterince) dışında bu tür kimyasal tatlandırıcıların çok miktarda kullanılması da sağlıklı değildir. Zira diyet tatlılar hatalı bir şekilde, kalori almadan tatlı tüketmenin bir yolu olarak algılandığından, hele hele aşırı meşrubat tüketme alışkanlığı

olanlar için ciddi miktarlarda kimyasal yüklenilmesine neden olmaktadır. Bu tür tatlandırıcıların ilk örneklerinden olan sakarin mesane kanserine neden olabileceği konusunda uyarıları da beraberinde getirmiştir. Bugün özellikle meşrubatlarda yaygın kullanılan aspartam ise, vücuda alındığında sinir sistemi için uyarıcı etkileri olan aspartik asit, fenil alanin ve sinir sistemi için toksik olan metil alkole (metanol) dönüşür. Aşırı miktarda tüketilmesi çok sakıncalıdır. Tatlandırıcı amacıyla yaygın kullanılan aspartamın pek çok kansere neden olabileceği de beş yıldır bilinmektedir ve dişi olmak daha fazla risk faktörüdür (9). Ne var ki kimyasal tatlandırıcılar tat duyusunu uyarmak açısından çok güçlü, fiyat olarak da çok ucuzdur. Bu nedenle maliyeti azaltmak adına karıştırılarak kullanılmaktadır. Sonuç 1. Nişasta bazlı şeker diyabet ve metabolik sendrom açısından çok ciddi risk faktörüdür. 2. Nişasta bazlı şekerde bol miktarda bulunan früktozun pankreas kanserine yol açtığını gösteren çok sayıda temel bilim araştırması ve çok geniş, iyi planlanmış, prospektif klinik çalışma bulunmaktadır. Bu çalışmalardan ortaya çıkan veriler früktozun pankreas kanseri yapabileceğini bilimsel mantık çerçevesinde doğrulamaktadır. 3. Yapay (kimyasal) tatlandırıcıların sağlık açısından etkileri iyi araştırılmadan kullanıma sunulmuştur. Bu konuda yapılan temel bilim çalışmaları (klinik çalışma hiç yapılmamıştır) kanser başta olmak üzere pek çok hastalığa neden olabileceklerini göstermektedir. 4. Ülkemizdeki yüzde 15 lik nişasta bazlı şeker kotası ivedilikle en az yüzde 1 seviyesine indirilmeli, şeker gereksinimi sükrozdan (pancar şekeri) karşılanmalıdır. Kaynaklar 1. Han J, Liu YQ. Suppressed glucose metabolism in acinar cells might contribute to the development of exocrine pancreatic insufficiency in streptozotocin-induced diabetic mice. Metabolism Clinical and Expreimental 2010; 59: 1257-1267. 2. Pitt HA. Presidential adres. Hepato-pankreato-biliary fat: The good, the bad and the ugly. HPB 2007; 9: 92-97. 3. Michaud DS, Liu S, Giovannucci E, Willett WC, Colditz GA, Fuchs CS. Dietary sugar, glycemic load, and pancreatic cancer risk in a prospective study. J Natl Cancer Inst 2002; 94: 1293-1300. 4. Nöthlings U, Murphy SP, Wilkens LR, Henderson BE, Kolonel LN. Dietary glycemic load, added sugars, and carbohydrates as risk factors for pancreatic cancer: The Multiethnic Cohort Study. Am J Clin Nutr 2007; 86: 1495-1501. 5. Jiao L, Flood A, Subar AF, Hollenbeck AR, Schatzkin A, Stolzenberg-Solomon R. Glycemic index, carbohydrates, glycemic load, and the risk of pancreatic cancer in a prospective cohort study. Cancer Epidemiol Biomarkers Prev. 2009; 18: 1144-51.

6. Chan JM, Wang F, Holly EA. Sweets, sweetened beverages, and risk of pancreatic cancer in a large population-based case-control study. Cancer Causes Control 2009; 20: 835-846. 7. Minchenko OH, Ochiai A, Opentanova IL, Ogura T, Michenko DO, Caro J, Komisarenko SV, Esumi H. Overexpression of 6-phosphofructose-2-kinase/fructose-2,6-biphosphatase-4 in the human breast and colon malignant tumors. Biochimie 2005; 87:1005-1010. 8. Liu H, Huang D, McArthur DL, Boros LG, Nissen N, Heaney AP. Fructose induces transketolase flux to promote pancreatic cancer growth. Cancer Res 2010; 70: 6368-76. 9. Soffritti M, Belpoggi F, Esposti DD, Lambertini L, Tibaldi E, Rigano A.Firts experimental demostration of the multipotential carcinogenic effects of aspartame administered in the feed to Sprague-Dawley rats. Environ Health Perspect 2005; 114: 379-85.