ULUSAL SOSYAL HİZMET MEVZUATINA ULAŞMAK

Benzer belgeler
İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ 5 KISALTMALAR 15 GİRİŞ SAYILI AİLENİN KORUNMASI VE KADINA KARŞI ŞİDDETİN ÖNLENMESİNE DAİR KANUN UN AMACI, KAPSAMI,

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELE

6284 SAYILI AİLEN LENİN KORUNMASI VE KADINA KARŞI ŞİDDET KANUNUN UYGULANMASI

AİLE MAHKEMELERİNİN KURULUŞ, GÖREV VE YARGILAMA USULLERİNE DAİR KANUN

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM GENEL OLARAK EVLİLİK BİRLİĞİNİN KORUNMASI VE EVLİLİK BİRLİĞİNDE EŞLERİN YÜKÜMLÜLÜKLERİ

T.C. AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI Trabzon Koza Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi PINAR ÖŞME PSİKOLOG

KADIN VE AİLE BİREYLERİNİN ŞİDDETTEN KORUNMASINA DAİR KANUN TASARISI. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Tanımlar

ÇORUM BAROSU KADIN VE ÇOCUK HUKUKU KOMİSYONU AV. ELİF CANBOLAT

Çocuk Hukuku. Çocuk Hukukunun Özellikleri. Çocuk Hukukunun Özellikleri Yrd. Doç. Dr. Çetin ERDOĞAN. 16 Mayıs

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI

ŞİDDETE UĞRAYAN KADINLARIN HAKLARI

C E D A W KADINLARA KARŞI HER TÜRLÜ AYRIMCILIĞIN ÖNLENMESİ SÖZLEŞMESİ. Prof. Dr. Feride ACAR

SEVGİ USTA VELAYET HUKUKU

MEVZUAT Unıte 1 DEVLET YÖNETİMİNDE ÜÇ ERK KURAMI Hukuk yazılı kurallardan oluşur. Bir irade tarafından yazılı olarak deklare edilir.

gelişmesini sağlaması için gerekli birçok maddeye yer verilmiştir. Sözleşmede yer alan

KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ

Kadına YÖNELİK ŞİDDET ve Ev İçİ Şİddetİn Mücadeleye İlİşkİn. Sözleşmesi. İstanbul. Sözleşmesİ. Korkudan uzak Şİddetten uzak

KADIN VE AİLE BİREYLERİNİN ŞİDDETTEN KORUNMASINA DAİR KANUN TASARISI. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Tanımlar

Aile içi şiddete ağır cezalar geliyor

Cinsel haklar / üreme hakları insan haklarıdır.

Bulunduğunuz şehirde belediyelerin konukevleri var ise buralara doğrudan başvuruda bulunabilirsiniz.

T.C. ESKİŞEHİR TEPEBAŞI BELEDİYESİ KADIN SIĞINMA EVİ ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ YÖNETMELİĞİ BÖLÜM I GENEL HÜKÜMLERİ

ÇOCUK HAKLARINA DAİR SÖZLEŞME

AİLENİN KORUNMASI VE KADINA KARŞI ŞİDDETİN ÖNLENMESİNE DAİR KANUN

T.C ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Tapu Dairesi Başkanlığı

Türkiye de Cinsiyet Çeşitliliğinin Hukuki Altyapısı. Etik ve İtibar Derneği TEİD. 28 Eylül 2018 Av. Okan Demirkan

Yasal Çerçeve (Bilgi Edinme Kanunu ve Diğer Gelişmeler) KAY 465 Ders 1(2) 22 Haziran 2007

KADIN ERKEK FIRSAT EŞİTLİĞİ VE 8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ HAZIRLAYAN MELEK YAĞCI EĞİTİM HEMŞİRESİ

- Anne ve çocuk ölüm oranının %50 oranında azaltılması 5

İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine İlişkin Tarihli Yönetmeliğin 11 ve 19. Maddeleri Anayasaya Aykırıdır

TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ VE KADIN HAKLARI BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?

DİN VEYA İNANCA DAYANAN HER TÜRLÜ HOŞGÖRÜSÜZLÜĞÜN VE AYRIMCILIĞIN TASFİYE EDİLMESİNE DAİR BİLDİRİ

Sevgi USTA. ÇOCUK HAKLARI ve VELAYET

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ

TÜRKİYEDE OTURAN YABANCILARIN NÜFUS KAYITLARININ TUTULMASI HAKKINDA YÖNETMELİK. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

GÖÇ İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TAŞRA TEŞKİLATI KURULUŞ, GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ. Resmi Gazete Tarihi: , Sayısı: 28821

Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Kuzey Kıbrıs Kampusu Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini Destekleme ve Cinsel Tacizi Önleme Birimi Yönergesi

CEZA VE GÜVENLİK TEDBİRLERİNİN İNFAZI HAKKINDA KANUN DA BELİRLENEN İLKELER

ÜLKEMİZDE KADIN SAĞLIĞI KADINLA İLGİLİ YAPILAN ULUSLAR ARASI TOPLANTILAR

-Türkiye ve Avrupa Sosyal Şartı-

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Sayılı Belediye Kanunu na Ek Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi ve gerekçesi ekte sunulmuştur.

9.Sınıf Sağlık Hizmetlerinde İletişim. 3.Ünte Toplumsal İletişim HUKUK KURALLARI / İNSAN HAKLARI 21.Hafta ( / 02 / 2014 )

Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI SAĞLIK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Hasta Hakları ve Tıbbi Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği PERSONEL MÜDÜRLÜĞÜ

Kabul Tarihi: 08 Mart 2012 Resmî Gazete: 20 Mart 2012 BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Temel İlkeler ve Tanımlar

ÇOCUK HAKLARI VE YOKSULLUK Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Bilim ve Eylem Merkezi Vakfı Faks

İNSAN HAKLARI CEVAP ANAHTARI GÜZ DÖNEMİ YILSONU SINAVI Ocak 2019 saat 11.00

Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesinin Uygulanması

TÜRK HUKUK DÜZENİNİN YÜRÜRLÜK KAYNAKLARI (2) Dr. Öğr. Üyesi Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

Mal Rejimleri ve Tasfiyesi

TÜRK HUKUKUNDA ZİNA SEBEBİYLE BOŞANMA

Türkiye'nin İnsan Ticaretiyle Mücadelesi

5237 TCK DEĞĠġĠKLĠK TASARISI Cinsel Suçlarla Ġlgili Bölüm. Önerilen DeğiĢiklik Cinsel saldırı (Tasarı Madde 42)

TOPLUMSAL CİNSİYET TOPLUMDA KADINA BİÇİLEN ROLLER VE ÇÖZÜMLERİ

İNSAN HAKLARI. Sosyal ve Ekonomik Haklar Kültürel haklar (10. Hafta)

KADINLARIN ÇALIŞMA YAŞAMINDA KORUNMALARI Kadınların toplumsal yaşam ile iş ilişkileri ve çalışma yaşamında korunması arasında yakın bir ilişki

Amaç MADDE 1 Kapsam MADDE 2

25 KASIM KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI DAYANIŞMA GÜNÜ

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

FETHİYE. Tübakkom 10. Dönem Sözcüsü. Hatay Barosu.

6284 Sayılı Yasanın Aile Mahkemeleri Uygulamaları, Aksayan Yönleri ve Çözüm Önerileri. Hazırlayan: İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi

İÇİNDEKİLER GİRİŞ...VII İÇİNDEKİLER...IX

CİNSEL SALDIRILAR ACİL HEKİMİNİN SORUMLULUKLARI. Dr. Serhat KOYUNCU Gaziosmanpaşa Üniversitesi Acil tıp A.D

KADINLARA KARŞI ŞIDDETIN TASFIYE EDILMESINE DAIR BILDIRI. Genel Kurulunun 20 Aralık 1993 tarihli ve 44/104 sayılı Kararıyla ilan edilmiştir.

ADLİ TIBBİ AÇIDAN ADLİ PSİKİYATRİ

Tanzimat tan Günümüze Anayasal Gelişmelerde Temel Hakları Sınırlayan Ceza Muhakemesine İlişkin Düzenlemeler

CİNSİYET EŞİTLİĞİ MEVZUAT ÇERÇEVESİ: AB/TÜRKİYE

TÜRKİYE YAZMA ESERLER KURUMU BAŞKANLIĞI KURULUŞ VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN

T Ü R M O B TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ SİRKÜLER RAPOR MEVZUAT

İÇİNDEKİLER TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI. Madde Sayfa BAŞLANGIÇ...17 BİRİNCİ KISIM. Genel Esaslar. I. Devletin şekli

AĠLE VE SOSYAL POLĠTĠKALAR BAKANLIĞININ TEġKĠLAT VE GÖREVLERĠ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME (1)

KADINA YÖNELİK ŞİDDETİ ÖNLEYİCİ VE KORUYUCU TEDBİRLER

VARDİYALI ÇALIŞMA GECE ÇALIŞMASI

KAMU YÖNETİMİ. 9.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER

FASIL 23 YARGI VE TEMEL HAKLAR

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

İLTİCA HAKKI NEDİR? 13 Ağustos 1993 tarihli Fransız Ana yasa mahkemesinin kararı uyarınca iltica hakkinin anayasal değeri su şekilde açıklanmıştır:

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

(Türkiye Sözleşmeyi 18 Ekim 1961 tarihinde imzalamış ve 16 Haziran 1989 tarihinde onaylamıştır.)

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

TİCARÎ SIR, BANKA SIRRI VE MÜŞTERİ SIRRI HAKKINDA KANUN TASARISI

İLK TÜRK DEVLETLERİNDE HUKUK

ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U)

İÇİNDEKİLER SUNUŞ 7 ÖNSÖZ BİRİNCİ BÖLÜM EŞİTLİK KAVRAMI

Sosyal Düzen Kuralları. Toplumsal Düzen Kuralları. Hukuk Kuralları Din Kuralları Ahlak Kuralları Görgü Kuralları Örf ve Adet Kuralları

AİLENİN KORUNMASI VE KADINA KARŞI ŞİDDETİN ÖNLENMESİNE DAİR KANUN TASARISI HAKKINDA TÜSİAD GÖRÜŞÜ

Hazırlayan: TACETTİN ÇALIK. Tacettin Hoca İle KPSS Vatandaşlık

KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ

Kadın ve aile bireylerinin şiddetten korunmasına dair kanun tasarı taslağı

7536 İKİNCİ BÖLÜM Görev, Yetki ve Sorumluluklar

4 Ocak 2004 Tarihli Resmi Gazete Sayı: Başbakanlık Genelgesi 2004/12 Dilekçe ve Bilgi Edinme Hakkının Kullanılması

Türkiye de Kadının İnsan Hakları Women s Human Rights in Turkey

Kadına Yönelik Şiddet ŞEYDA YILDIRIM SOSYAL HİZMET UZMANI İZMİR AİLE DANIŞMA MERKEZİ

AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI

TÜRKİYE DE CEZA VE ADALET SİSTEMİ

Bu amaç çerçevesinde Yükseköğretim Kurumları aşağıda belirtilen faaliyetlerde bulunmayı taahhüt ederler:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM TOPLUMSAL DÜZEN KURALLARI

Transkript:

Mevzuat coğrafik deyişle bir ülkede, toplum bilimsel deyişle bir toplumda, siyaset bilimi yaklaşımıyla bir devletin sınırları için, o ülke yurttaşlarını ve toplumu oluşturan kamu ve özel tüm kurum, kuruluş, şirket ve bireyleri kapsar. Bir ülkenin mevzuatı o ülkenin sınırlarıyla sınırlıdır. MEVZUATIN DERLENMESİ Mevzuatta; istenilen yasaya, yönetmeliğe, yönergeye vb. ulaşılmasını kolaylaştırmak için derleme çalışmaları yapılır. Gerek basılı, gerek elektronik kaynaklarda istenilen tüzel düzenlemeye ulaşmak için çeşitli yollar geliştirilmiştir. Farklı derleme düzenleri vardır. Sosyal Mevzuat Birinci Cilt Genel Bölümler: Bu ciltte çalışma alanındaki yasalar toplanmıştır. Kaçak işçi çalıştırma ve buna bağlı vergi kaçırma konuları ile ilgili mevzuat. Sosyal Mevzuat İkinci Cilt - İş Arayanlar İçin Temel Güvence: Bu cildin içeriği birinci cilt ile aynıdır. Sosyal Mevzuat Üçüncü Cilt İş Bulma Desteği: Çalışma mevzuatı bu ciltte tamamlanmıştır. Sosyal Mevzuat Dördüncü Cilt Sosyal Sigorta İçin Ortak Kurallar: Sosyal Sigorta Mevzuatını içermektedir. Sosyal Mevzuat Beşinci Cilt Yasal Hastalık Sigortası: Yasal Emeklilik Sigortasının Mali Temellerinin Güvence Altına Alınması mevzuatını içermektedir. Sosyal Mevzuat Altıncı Cilt Yasal Emeklilik Sigortası mevzuatı Sosyal Mevzuat Yedinci Cilt Yasal Kaza Sigortası mevzuatı Sosyal Mevzuat Sekizinci Cilt Çocuklar ve Gençlere Yardım mevzuatı Sosyal Mevzuat Dokuzuncu Cilt Engelli İnsanların Rehabilitasyonu ve Katılımı ile ilgili mevzuat Sosyal Mevzuat Onuncu Cilt Sosyal Yönetim Yöntemleri ve Sosyal Veri Koruma mevzuatı Sosyal Mevzuat Onbirinci Cilt Sosyal Bakım Sigortası mevzuatı Sosyal Mevzuat Onikinci Cilt Sosyal Yardım mevzuatı ULUSLARARASI MEVZUAT Kimi devletler üstü kuruluşlar tarafından toplum düzenlerinde evrensellik yaratmak, insan haklarını her toplumda olabildiğince geçerli kılmak, adaletli ve vicdana uygun ortak değerler yaratmak ve bunları tüm dünyada geçerli kılmak amaçlarıyla uluslararası sözleşmeler çıkarılır. Eski tarihli benzer mevzuatta beyanname, yeni çevirilerde bildirge; zaman zaman sözleşme, zaman zaman protokol sözcükleriyle de karşılaşılmaktadır. Protokol sözleşmenin İngilizce karşılığıdır. İkisi de kullanılmaktadır. Türkçe mevzuatta bu farklılıklar gibi antlaşma yerine anlaşma, antlaşma yazıldığı da görülmektedir. Uluslararası antlaşmalar ve sözleşmeler iki farklı çeşitte hazılanabilir ve kabul edilebilir. Bunlardan biri devletler üstü bir örgütün hazırladığı evrensel boyutta bir düzenlemenin çeşitli devletler tarafından kabulü şeklindedir. Diğeri de iki taraflı antlaşmalar olarak iki ülkenin biraraya gelerek imzalaması yoluyla yapılır. Buna ikili antlaşma adı verilir. Bunun gibi çok taraflı antlaşmalar da yapılabilir. ULUSAL SOSYAL HİZMET MEVZUATINA ULAŞMAK Türkiye de Türk Anayasa Hukukunun Bilgi Kaynakları, yani Türk Anayasa hukuku belgelerinin tümüne ulaşabilmek için bakılması gereken belirli kaynaklar bulunmaktadır. 1. Resmî Gazete (1920 yılından beri.) 2. Düstur (1851 yılından beri.) 3. Külliyatlar (Yürürlükteki Kanunlar Külliyatı, Yürürlükteki Bazı Kanunları Mülga (Kaldırılmış) Hükümleri Külliyatı, Kanun Hükmünde Kararnameler Külliyatı, Yürürlükteki Tüzükler Külliyatı, Bakanlar Kurulu Kararıyla Yürürlüğe Konulan Yönetmelikler Külliyatı olarak beş farklı külliyat vardır.) 4. TBMM Tutanak Dergisi (1920 yılından beri.) Bu kaynaklardan en kapsamlısı Düstur dur. Düstur TBMM tarafından çıkarılan tüm yazılı hukuk düzenlemelerini içeren kitaplar dizinidir. Sosyal çalışma mevzuatı meslek mevzuatı ile sınırlıdır. O mesleğin ya da o meslek çerçevesinde çalışanların mesleki çalışma çerçevesini çizer, çalışma kurallarını koyar. Ancak sosyal hizmet mevzuatı, yani mesleğin ilgili tüm etkinlik alanlarındaki mevzuat meslek mevzuatına göre doğaldır ki çok daha yaygındır. ANAYASA DA SOSYAL HİZMETLERLE İLGİLİ TEMEL DÜZENLEMELER Türkiye nin kabul ettiği ya da taraf olduğu uluslararası hukuk düzenlemelerini doğru yere oturtabilmek için önce T.C. Anayasasında yer alan sosyal hizmetlerle ilgili maddeleri tanımakta yarar vardır. İnsan haklarında söz eden maddeleri ve herkesin, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşit olduğunu belirten maddesi ile bu maddeye daha sonra eklenen Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. XIII numaralı Hakların Korunması ile İlgili Hükümler başlığı altında yer alan hak arama hürriyeti sosyal hizmetin hak olduğu bir ülkede bu hakka sahip olmak isteyen insanlar açısından önemli bir güvence olsa gerektir. Sosyal çalışma ve sosyal hizmet müdahalelerine konu olan çalışanlar hakkında da Anayasa da IV. Çalışma ve sözleşme hürriyeti düzenlenmiştir. 48 Maddede Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir. dendikten sonra özel girişim kurmak güvencesi verilmekte; ama Devlet, özel teşebbüslerin sosyal amaçlara uygun yürümesini sağlayacak tedbirleri alır. denmektedir.1982 Anayasasında sosyal hizmetlere konu olan hemen her nüfus grubu ve kişi sosyal devlet anlamında korunmuş, bir değer altına alınmıştır. Anayasa da çizilen bu çerçeve Türkiye de sosyal hizmetlerin çalışma temellerini yeterince oluşturmaktadır.

ULUSLARARASI SOSYAL HİZMET MEVZUATI. Uluslararası mevzuat, uluslararası yazılı hukuk kurallarının bütünüdür. Karşılıklı rızaya dayalı olarak imza altına alındığı zaman taraflar arasında bağlayıcıdır. Sosyal hizmetlerle ilgili uluslararası mevzuat dendiğinde akla sosyal hizmet alanlarını kapsayan konularda yapılmış uluslararası antlaşmalar, sözleşmeler, bildirgeler ya da bildiriler (beyanname) ve kararlar gelir. Sosyal hizmet alanlarında uluslararası sözleşmeler, antlaşmalar dendiği zaman akla önce Birleşmiş Milletler ve bağlısı devletler üstü kuruluşlar gelir. UNICEF, UNESCO, DSÖ, UÇÖ gibi 1995 yılında Kopenhag da düzenlenen Dünya Toplumsal Kalkınma Zirvesinde, Kopenhag Toplumsal Kalkınma Bildirgesi ve Toplumsal Kalkınma Eylem Planı hazırlanarak ilan edilmiştir Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan en yaygın sosyal mevzuat 1948 yılında yayınlanan İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi dir. Dünyanın her tarafında cezaevlerinde tutulanların ve cezaevlerinin koşullarının iyileştirilmesi için BM tatafından çıkarılmış uluslararası düzenlemeler bulunmaktadır. Kadınların tüm dünya toplumlarında daha istenir bir yere gelmesi için onlarla ilgili uluslararası belgeler de vardır: Örneğin; Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Tasfiye Edilmesine Dair Sözleşme Çocukların daha iyi bir dünyada yaşamaları için ortak düzenlemeler: Özgürlüğünden Yoksun Bırakılmış Küçüklerin Korunması İçin Birleşmiş Milletler Kuralları İşkenceye karşı düzenlemeler: Herkesin İşkenceye ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı veya Onur Kırıcı Muamele veya Cezaya Karşı Korunmasına Dair Bildiri Sosyal çalışmacıların insan hakkı olarak görüp savunması gereken kimi konular da UÇÖ den gelir. Örgütlenme Özgürlüğü ve Teşkilatlanma Hakkının Korunmasına Dair Sözleşme Çocuklar ve Gençler İçin Eğitimde Ayrımcılığa Karşı Sözleşme (22.05.1962), eğitim alanında; Roma da Toplanan Dünya Gıda Konferansı Tarafından Hazırlanan Açlık ve Sefaletin Ortadan Kaldırılmasına Dair Evrensel Bildiri. Engellilerle ilgili uluslararası normların yaygınlaşması için yapılan çalışmalar da vardır: Akıl Zayıflığı Bulunan Kişilerin Haklarına Dair Bildiri (1971), Akıl Hastası Olan Kişilerin Korunması ve Akıl Sağlığı Bakımının Geliştirilmesine İçin Prensipler Kültür alanında, Uluslararası Kültürel İşbirliğinin Prensipleri hakkında Bildiri (4.11.1966), Uluslararası Anlayış, İşbirliği ve Barış İçin Eğitim ile İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerle İlgili Eğitim Hakkında Tavsiye Kararı BM gibi bir devletler üstü kuruluştan farklı olarak Avrupa Birliği ve organları tarafından da Avrupa boyutunda insan hakları, çocuk, kadın, genç, yaşlı, engelli vb. hakları için uluslararası düzenlemeler yapılmaktadır. Avrupa birlik halinde evrensel mevzuata sürekli katkılar yaparken Amerika kıtasında bulunan Amerika Devletleri Örgütü tarafında da Amerika kıtasında ortak mevzuat ve tavır geliştirilmesi yönünde çeşitli bildiriler, sözleşmeler, ek protokoller çıkarılmaktadır. Uluslararası bu örneklerden sonra Türkiye nin doğrudan taraf olduğu ve imzaladığı birkaç uluslararası mevzuat örneği de verilmelidir. Bunların en başında 1960 lı yıllarda Avrupa ya işçi olarak giden binlerce, milyonlarca insanımızın yabancı ülkelerde yeni bir hukuksal düzen kazanmaları için işçi yollanan tüm ülkelerle yapılan ikili antlaşmalar verimli örnekler olarak karşımızda durmaktadır. BM tarafından 1950 yılında İtalya nın Cenova kentinde düzenlenen konferansta özürlülerin sosyal rehabilitasyonu gündeme alınmış ve bununla ilgili bir komisyon kurularak eğitim, tedavi, mesleki rehabilitasyon ve istihdam konularında uluslararası standartlar belirlenmesi için çalışmalara başlanmıştır SONUÇ Çalışanlarla ve çalışma yaşında olup da çalışamayanlarla ilgili uluslararası sözleşmelerde evrensel çalışma normları belirtilir ve genel kabulü istenir. Bunlar daha çok Uluslararası Çalışma Örgütü (UÇÖ) tarafından hazırlanır. Bunun gibi sığınmacılar ve göçmenlerle ilgili sözleşmelerde de hem onların sağlık ve eğitim sorunlarının çözümü hem adli yargı karışsındaki durumları belirlenir. Sadece Türkiye de değil tüm dünyada sosyal hizmet çalışanları için en temel ve en yönlendirici uluslararası belge İnsan Hakları Evrensel Bildirgesidir. Bunun önemi, her ülkede farklı boyutlarda tanınan temel ekonomik, toplumsal, kültürel, medeni ve siyasal haklar ortak kabul edilir değerler durumuna gelmiştir.

GİRİŞ Ailenin farklı türleri ve sınıflandırmaları vardır: Çekirdek aile, ebeveyn ve çocuklardan oluşur. Geniş aile ise anneanneler, dedeler, ebeveynler ve çocuklar gibi birkaç kuşağın bir arada yaşadığı aile anlamına gelir. Aile aynı zamanda bir toplumsal kurumdur; nitekim modern toplumlarda ailenin oluşması ve sonlanması yazılı akitle düzenlenir. Devlet, vatandaşı olan bireylerin hak ve ödevlerini yasalar ile düzenler. Bu bağlamda, aileyi ve aile içinde ortaya çıkan durum ve sorunları da bireylerin haklarını korumak amacıyla yasal çerçevede ve kurumsal olarak düzenler. Türkiye de aile mevzuatı yönünden 1926 medeni yasasından başlayarak birtakım düzenlemeler geliştirilmiştir. 1982 anayasasında ailenin düzenlenmesi devletin anayasal bir yükümlülüğü olarak belirlenmiş, 1998 yılından itibaren ailenin korunması ve düzenlenmesine yönelik mevzuat giderek gelişmiştir. 1926 Türk Medeni Kanunu Ülkemizde ilk medeni kanun 1926 tarihinde yapılmıştır. Bu kanun ilk olarak aşağıdaki unsurları hükme bağlamıştır: Evlilik ve boşanmayı yazılı akite bağlamak Erkeğin çok eşliliği ve tek taraflı boşanabilmesi durumunu ortadan kaldırmak Kadınlara boşanma hakkı vermek Velayet hakkını düzenlemek ve anneye velayet hakkı vermek Kadınlara malları üzerinde tasarruf hakkı tanımak Kısaca kanun, aile içindeki bireylerin haklarını ve hukuki durumlarını düzenlemiştir. 1926 medeni yasası, dönemine göre ileri olmakla beraber günümüz koşulları açısından yetersiz kaldığı için, 2001 yılında mecliste kabul edilen 1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren Yeni Türk Medeni Kanunu ile değiştirilmiştir. Ülkemizde aile ile ilgili konular ilk defa 1926 tarihli Türk Medeni Kanunu ile düzenlenmiştir. T.C. Anayasası Özellikle bireylerin haklarının ve çocuğun korunması odağında aileye ilişkin yasal düzenlemeler yapmak devletin anayasal görevlerinden biridir. MADDE 41. Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır. Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar. Anayasanın 41. Maddesinde 2010 yılında çocuk hakları sözleşmesi gereği çocuğun haklarını koruyan iki yeni fıkra eklenmiştir: Her çocuk, korunma ve bakımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça, ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahiptir. Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır. Anayasa, ailenin önemini vurgularken aşağıdaki noktaları vurgulamaktadır: Eşler arasındaki eşitlik Anne ve çocuğun korunması Aile planlamasının öğretimi Çocuğun en yüksek yararı diyerek Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesine atıfla aile ile ilgili yasal düzenlemede ve uygulamalarda bu sözleşme bağlamında çocukların haklarının öncelikli olarak korunması Anayasal düzenleme aileye ilişkin diğer yasal düzenlemelerin de temelini oluşturur. 1998 Ailenin Korunmasına Dair Kanun Ailenin korunmasına dair kanunun odak noktası aile içi şiddettir. Aile içi şiddet, toplumumuzda sıkça karşılaşılan bir sorundur. Bu sorun 1980 lerden başlayarak giderek daha çok konuşulmaya başlanmış ve daha görünür hale gelmiştir. Aile içi şiddeti önlemek, aile içindeki bireylerin yaşam haklarını güvence altına almak, çocukların ve kadınların haklarını korumak açısından giderek devletin daha aktif rol almaya başladığı bir sorun alanı ve aile mevzuatının önemli bir parçası haline gelmektedir. Bu çerçevede 1998 yılında 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun kabul edilmiştir. Kanun ile aile içinde şiddete uğrayan kişilerin korunmasına, şiddet uygulayanın evden uzaklaştırılmasına ve kararda belirtilen uzaklaştırma süresi için tedbir nafakası ödemesine ilişkin tedbirler hükme bağlanmıştır. İleride göreceğimiz gibi bu yasa 2007 yılında bazı değişikliklere uğrayıp son halini almıştır. 2001 Türk Medeni Kanunu Yeni Türk Medeni Kanunu 2001 yılında mecliste kabul edilip ve 1 Ocak 2002 tarihinde yürüklüğe girmiştir. Yeni medeni kanunla gelen, aileye yönelik değişiklikler: Evlenme yaşı: Evlenme yaşı yeniden düzenlenerek yükseltilmiştir. 1926 medeni kanununda evlenme yaşı kadınlar için on dört erkekler için on yedi idi, yeni yasa ile kadın ve erkek farkı olmadan herkesin on yedi yaşını bitirince evlenebilmesi hükmedilmiştir. Boşanma koşulları: Bu yasada boşanma koşulları yeniden düzenlenmiştir. Boşanma nedeni olan cana kast ve pek fena muamele ye ilaveten onur kırıcı davranış boşanma nedeni sayılmıştır. Ayrıca terk nedeninin koşulları değişmiştir. Boşanma davasının açılabileceği yer: Eskiden sadece ikametgah yerinde açılabilirken yeni yasadan sonra tarafların son altı ayda oturdukları yerin mahkemesinde açılabilmektedir. Nafaka: Eskiden sadece kadınlara verilen ya da ancak kadının refah içinde olması halinde erkek tarafından talep edilebilen bir hak iken, artık her iki taraf da nafaka konusunda eşit addedilmektedir. Yeni yasa uyarınca erkekler de eğer boşanmada kendileri daha çok kusurlu değillerse nafaka talebinde bulunabilmekteler. Boşanma davası devam ederken ölüm halinde miras: 181/2 madde ile de bir yenilik gelmiştir. Boşanma davası devam ederken davacı ölür ve sağ kalan davalının mirasçıları davaya devam ederek davalının kusurunu ispat ederlerse davalı davacının mirasçısı olamaz. Eskiden boşanma davası sırasında davacı ölürse dava kendiliğinden düşüyor ve sağ kalan eş evlilik henüz resmen ve kesin olarak sona ermediği için ölenin mirascısı olabiliyordu. Riyaset: Riyaset başkanlık demektir. Eski yasada ailenin başkanı yani reisinin baba olduğu yazılı idi, ancak bu ibare kadın erkek eşitliğine aykırı olduğu için yeni yasada kaldırılmıştır. Artık evlilik birliklerinde reis bulunmamaktadır. Bunun sonucu olarak oturulacak evin seçiminde, evlilik birliğinin yönetiminde eşlerin beraberce hak sahibi oldukları yasa ile sabittir. Ayrıca eşler birliğin giderlerine güçleri

oranında emek ve malvarlıkları ile katılırlar. Çalışma ve meslek seçimi: Eski medeni yasada kadınların çalışması kocalarının iznine tabii idi, 1990 yılında bu madde kadın erkek eşitliğine aykırı olduğu için anayasa mahkemesine açılan bir dava ile iptal edilmiştir. Yeni yasa ise 192.i madde ile eşlerin çalışma ve meslek seçimini tamamen kendilerine bırakmıştır. Aile konutu: Aile konutu ile ailenin ikamet ettiği yer hakkındaki tasarruflarda her iki eşin de söz sahibi olması sağlanmıştır. Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Rızayı sağlayamayan veya haklı bir sebep olmadan kendisine rıza verilmeyen eş, h kimin müdahalesini isteyebilir. Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini isteyebilir. Mal rejimi: Yeni yasa ile boşanma durumunda oluşacak refah paylaşımı da evlenirken düzenlenmekte ve bu düzenlemeye mal rejimi denmektedir. Yeni yasada dört çeşit mal rejimi mevcuttur: Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi Mal Ayrılığı Rejimi (eskide de var olan rejim) Paylaşmalı Mal Ayrılığı Rejimi Mal Ortaklığı Rejimi Mal rejimi sözleşmesini üç şekilde yapmak mümkündür: Noterde düzenleme şeklinde Tarafların kendi aralarında yapmaları, noterde onaylatması şeklinde Evlenme başvurusu ile birlikte yazılı istemde bulunmaları şeklinde Babalık soy bağı: Madde 287 Evlilik içinde doğan çocuğun babası kocadır, ama evlilik içinde ana rahmine düşen çocuğun babasının koca olmadığını davacı ispat etmek zorundadır. Eskiden, evlilik içinde doğan her çocuk doğrudan babadan sayılıyordu. Yeni yasada açıktır ki evlilik dışında doğan çocuğun annesi onu doğuran kadındır. Baba ile soy bağı ise dört şekilde kurulabilir: Ana ile evlilik Tanıma Yargıcın hükmü Evlat edinme Çocuklu insanlara evlat edinme hakkı: 307 inci madde ile çocuklu insanlara da evlat edinme hakkı verilmiştir. Bekar kişilere evlat edinme hakkı: Aynı madde ile 30 yaşını doldurmuş bekar kişilere de söz konusu çocuğa bir yıl süreyle bakmış olması koşulu ile evlat edinme hakkı verilmektedir. Boşanma durumunda velayet: Velayet de yeniden düzenlenmiştir, eski yasa velayet konusunda boşanan taraflar anlaşamadığında babanın oyu üstün sayılıyordu, md.337 ile artık taraflar eşittir. Ana/baba evli değilse çocuğun velisi annesidir. Miras: Miras konusu da mal rejimlerine göre yeniden düzenlenmiştir. 2003 Aile Mahkemeleri Yeni medeni kanunu takiben gelen en önemli gelişme bu yeni yasayı uygulayacak aile mahkemelerinin 2003 yılında 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunla kurulmasıdır. Aile mahkemeleri, Adalet Bakanlığınca, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü alınarak her ilde ve nüfusu yüz binin üzerindeki her ilçede, tek hakimli ve asliye mahkemesi derecesinde olmak üzere kurulmuştur. Aile mahkemesi görev alanına giren konular, ilgili yasanın altıncı maddesinde aşağıdaki gibi düzenlenmiştir: 1. Yetişkinler hakkında; a) Evlilik birliğinden doğan yükümlülükleri konusunda eşleri uyararak, gerektiğinde uzlaştırmaya b) Ailenin ekonomik varlığının korunması veya evlilik birliğinden doğan mali yükümlülüklerin yerine getirilmesine ilişkin gerekli önlemleri almaya c) Resm veya özel sağlık veya sosyal hizmet kurumlarına, huzur evlerine veya benzeri yerlere yerleştirmeye d) Bir meslek edinme kursuna veya uygun görülecek bir eğitim kurumuna vermeye 2. Küçükler hakkında; a) Bakım ve gözetime yönelik nafaka yükümlülüğü konusunda gerekli önlemleri almaya b) Bedensel ve zihinsel gelişmesi tehlikede bulunan veya manen terk edilmiş halde kalan küçüğü, ana ve babadan alarak bir aile yanına veya resim ya da özel sağlık kurumuna veya eğitimi güç çocuklara mahsus kuruma yerleştirmeye c) Çocuk mallarının yönetimi ve korunmasına ilişkin önlemleri almaya d) Genel ve katma bütçeli daireler, mahalli idareler, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bankalar tarafından kurulmuş teşekkül, müessese veya işletmelere veya benzeri iş yerlerine yahut meslek sahibi birinin yanına yerleştirmeye, karar verebilir. 2007 Ailenin Korunmasına Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Aile mahkemeleri kurulmadan önce, aileye ilişkin davalar sulh ve asliye hukuk mahkemelerinde görülüyordu, yani 1998 tarihli Ailenin Korunmasına Dair Kanunun uygulandığı yerler sulh ve asliye hukuk mahkemeleri idi. 2003 yılında aile mahkemelerinin kurulması ve yetkilendirilmesiyle ailenin korunmasına ilişkin yasada bazı değişiklikler gerekmiştir. Kanunda öngörülen tedbirler şöyledir: Kusurlu eşin veya diğer aile bireyinin; a) Aile bireylerine karşı şiddete veya korkuya yönelik söz ve davranışlarda bulunmaması b) Müşterek evden uzaklaştırılarak bu evin diğer aile bireylerine tahsisi ile bu bireylerin birlikte ya da ayrı oturmakta olduğu eve veya işyerlerine yaklaşmaması c) Aile bireylerinin eşyalarına zarar vermemesi d) Aile bireylerini iletişim araçları ile rahatsız etmemesi e) Varsa silah veya benzeri araçlarını genel kolluk kuvvetlerine teslim etmesi f)alkol veya uyuşturucu herhangi bir madde

kullanılmış olarak şiddet mağdurunun yaşamakta olduğu konuta veya işyerine gelmemesi veya bu yerlerde bu maddeleri kullanmaması g) Bir sağlık kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurması Yasanın ikinci maddesi uygulamada kolluk kuvvetlerine de sorumluluk yüklemektedir. Koruma kararına uyulmaması halinde genel kolluk kuvvetleri, mağdurların şik yet dilekçesi vermesine gerek kalmadan re'sen soruşturma yaparak evrakı en kısa zamanda Cumhuriyet Başsavcılığına intikal ettirir. Cumhuriyet Başsavcılığı koruma kararına uymayan eş veya diğer aile bireyleri hakkında Sulh Ceza Mahkemesinde kamu davası açar. Fiil başka bir suç oluştursa bile, koruma kararına aykırı davranan eş veya diğer aile bireyleri hakkında ayrıca üç aydan altı aya kadar hapis cezasına hükmolunur 2008 Ailenin Korunmasına Dair Kanunun Uygulanması Hakkında Yönetmelik Yönetmeliğin amacı aile içi şiddete maruz kalan aile bireylerinin korunması amacıyla şiddet uygulayan aile bireyleri hakkında alınacak tedbirleri ve bu tedbirlerin uygulanmasına ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir. Yönetmelikte altı çizilen bir husus aile kavramının içeriğidir. Yönetmelikte aile Aynı veya ayrı çatı altında yaşayan eş ve çocuk ile aynı çatı altında yaşayan diğer aile bireylerini kapsayan biçimde tanımlanmıştır. böylece aile içi şiddetle mücadele sadece çekirdek aile bağlamında değil, geniş aile bağlamında mücadele edilen bir olgu olarak tanımlanmıştır. Yönetmelik, aile içi şiddete maruz kalan bireylerin şikayet ve ihbar yoluyla tedbir talebinde bulunabileceklerini belirtmektedir. Şikayet ve ihbar hakkı sadece evlilik birliği içinde birlikte oturan bireyle ve onlara bağlı yaşayan diğer aile fertleri tarafından değil, boşanma aşamasında ya da evli olup ancak ayrı yaşayan ya da hali hazırda boşanmış bulunan ailelerin bireyleri tarafından da yapılabilir. aile mahkemelerinin yetkisinde bulunan aile bireylerine karşı şiddete veya korkuya yönelik söz ve davranışlarda bulunmaması tedbiri Müşterek evin tahsisi ve eve veya iş yerlerine yaklaşmama tedbiri Eve veya iş yerlerine yaklaşmama tedbiri İletişim araçları ile rahatsız etmeme tedbiri Alkollü veya uyuşturucu madde kullanarak konuta veya işyerine gelmeme veya bu maddeleri kullanmama tedbiri Muayene ve tedavi tedbiri Yönetmelik uyarınca hükmedilecek tedbirlerin yerine getirilmesi amacıyla öngörülen süre altı ayı geçemez. Kolluğun izleme görevi, koruma kararının verilmesiyle başlar ve uygun görülen karar süresince devam eder.. Bu kontrol aile içi şiddete maruz kaldığı için hakkında koruma kararı verilen kişi açısından aşağıdaki unsurları içerir: a) Bulunduğu konutun haftada bir kez ziyaret edilmesi b) Birinci derece yakınları ile iletişim kurulması c) Komşularının bilgisine başvurulması d) Oturulan yerin muhtarından bilgi alınması e) Bulunduğu konutun çevresinde araştırma yapılması SONUÇ Aileye dair düzenlemeler Cumhuriyet in kurulmasından bu yana devam etmektedir. Üniteden anlaşılacağı gibi aile mevzuatı, evliliğin, doğan çocukların ve boşanmanın nüfusa kaydından başlayarak, mülkiyet ve miras haklarının düzenlenmesi gibi birçok konuyu içine alan geniş bir alandır. Son yirmi yılda aile içi şiddetle mücadele, aile mevzuatının en belirgin konusu haline gelmiştir. Bunun nedeni toplumumuzda aile içi şiddetin hem giderek daha cok konuşulan hem de giderek artan bir sorun h line gelmesidir. Görüldügü gibi yasal mevzuat gelişmektedir; ancak uygulamada daha etkin ve etkili olmaya ihtiyaç vardır.

TOPLUMSAL CİNSİYET Cinsiyet bedenin biyolojik bir özelliğidir, anne karnında oluşur. Toplumsal cinsiyet, toplumun kadınlığa ve erkekliğe atfettiği anlamlardır. Toplumsal cinsiyet kavramı, kadın ve erkeklerin biyolojik farklılıkları yüzünden değil, bu farklara atfedilen toplumsal anlamlardan kaynaklanır. Çocuklukta başlayan sosyalleşme sürecinde kadınlık, annelik ve eşlik ile özdeşleştirilirken, yumuşak başlılık, koruyucu olma, bakım sağlama, fedakar olma gibi özelliklerin birleştiği bir rol olarak kurgulanır. Öte yandan erkeklik, sertlik ve iktidar gibi kavramlarla birlikte düşünülür ve güçlü olan, eve ekmek getiren ve etrafındakileri yöneten bir rol olarak kurgulanır. Toplumsal cinsiyette eşitlik (gender equality): Fırsatları kullanma, kaynakların ayrılması ve kullanımında, hizmetleri elde etmede bireyin cinsiyeti nedeniyle herhangi bir ayrımcılığa uğramaması demektir. Toplumsal cinsiyette hakkaniyet (gender equity) ise; kadın ve erkeğin farklı gereksinimi ve güçlerinin olduğu, bu farklılıkların belirlenerek iki cinsiyet arasındaki dengeyi düzeltecek şekilde gerekenlerin yapılması anlamına gelmektedir. Yani önemli olan cinsler arasında sadece fırsat eşitliğinin yaratılması değil, sonuçlar bakımından bir eşitlik durumunun yaratılmasıdır. Eşitliğe ulaşmak ve açık veya gizli ayrımcılığı ortadan kaldırmanın en etkin aracı özel önlem ya da olumlu ayrımcılık uygulamalarıdır. Örneğin kadın kotası uygulaması bir olumlu ayrımcılık uygulamasıdır. KADINLARIN İNSAN HAKLARI Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi gereğince, dünyada tüm insanlar din, dil, ırk ve cinsiyetten bağımsız olarak temel haklara sahiptir; tüm insanların insan haklarından yararlandırılması tüm ülkelerin sorumluluğudur. Kadınların insan hakları, insan hakları bütünün bir parçası, insan haklarının kadınlar için de eksiksiz olarak uygulanması demektir. İnsan hakları evrenseldir, dolayısıyla kadınların insan hakları da evrenseldir. Bu demektir ki kadınlar, hangi toplumun ya da topluluğun parçası olursa olsunlar, hangi kültür içinde yaşarlarsa yaşasınlar, hangi ekonomik, siyasi, doğal koşul altında olurlarsa olsunlar bu haklar ayni şekilde geçerlidir. Kadının insan haklarının geliştirip uygulanması devletlerin yükümlülüğüdür ve ayrıca yerel yönetimler, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları gibi tüm tüzel kişilerin ve tüm gerçek kişilerin sorumluluğu olmalıdır. ÜLKEMİZDE KADIN HAKLARININ GELİŞİMİ Eşit eğitim hakkı: Kadın haklarının gelişiminde ilk önemli asama Tevhid-i Tedrisat Kanunu (3 mart 1924) ile tüm eğitim kurumları Milli Eğitim Bakanlığına bağlanarak kızlar ve erkeklerle eşit eğitim hakkı verilmesidir. Medeni yasa: Eğitim alanındaki gelişmeyi özellikle aile, velayet, mülkiyet gibi konuları düzenleyen 1926 da yürürlüğe giren ilk medeni yasa takip etmiştir. İlk medeni kanun ile erkeğin çok eşliliği ve tek taraflı boşanabilmesi durumu ortadan kaldırılmış, kadınlara boşanma hakkı, velayet hakkı ve malları üzerinde tasarruf hakkı tanınmıştır. Seçme ve seçilme hakkı: 20 Mart 1930 tarihli Belediye Kanunu ile kadınlar ilk kez belediye seçimlerine katılma hakkı elde ederken kadınlara köylerde muhtar olma ve ihtiyar meclisine seçilme hakları ise 1933 yılında Köy Kanunu'nda değişiklik yapılarak verilmiştir. Çalışma hayatında kadınlara ilişkin düzenlemeler: Erkek, kadın ve çocukların çalışma koşullarını 1936 Is Kanunu ile düzenlemiştir. Bu kanun ile doğum izni yasalaşmış ve kadınları yer altında veya su altında ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılması yasaklanmıştır. İş kazaları, meslek hastalıkları ve analık sigortası 27.06.1945 tarihli ve 4772 sayılı İş Kazaları, Meslek Hastalıkları ve Analık Sigortaları Kanunu ile uygulanmaya başlamış; 1950 yılında 5417 sayılı İhtiyarlık Sigortası Kanunu (SGK, 2012) ile yaşlılık sigortası kadın ve erkekler için eşit bir hak olarak düzenlenmiştir. 1967 yılında eşit değerde iş için kadın ve erkek işçiler arasında ücret eşitliğini sağlayan 100 sayılı ILO sözleşmesi onaylanmıştır. Aile planlaması ve kadın sağlığı: 1965 yılında Nüfus planlaması hakkında Kanun ile Gebeliği önleyici araçların satış ve dağıtımı ve tıbbi zorunluluk halinde kürtaj yasallaşmıştır. Uluslararası standartlar: 1985 yılında Türkiye, Birleşmiş Milletlerin temel insan hakları belgelerinden biri olan Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesini (CEDAW) imzalamıştır. Aşağıda da inceleyeceğimiz CEDAW Kadınların insan haklarının uluslararası standartlarını oluşturmaktadır. CEDAW: BİRLESMIS MİLLETLER KADINA KARŞI HER TÜRLÜ AYIRIMCILIĞIN ORTADAN KALDIRILMASI SÖZLEŞMESİ Kadına Karşı Her Türlü Ayırımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi 1979 yılında Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilmiş 1981 yılında yürürlüğe girmiştir. BM nin altı temel insan hakları sözleşmesinden biridir. Kadınların insan haklarının en temel uluslararası belgesi deyim yerindeyse anayasasıdır. Sözleşmenin üç temel amacı vardır: 1. Kadınlara yönelik cinsiyet ayırımcılığını ortadan kaldırmak 2. Kadınların insan haklarını korumak 3. Sadece yasalarda değil, uygulamada da eşitlik sağlamak CEDAW ın ilkeleri aşağıda maddeler bazında özetlenmiştir: MD 1: Kadınlara karşı ayırım kavramının açıklaması: Sözleşme kadına karşı ayrımcılığın dünya çapında kabul gören bir tanımını getirmektedir. Kadınlara karşı ayırım: Kadınların, siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel, kişisel yada başka bir alanda kadın-erkek eşitliğine dayalı insan haklarının ve temel özgürlüklerinin tanınmaması Bu haklar tanınsa bile, kadınların bunlardan yararlanmalarının engellenmesi yada imkansız kılınması Ya da kadınların bu haklarını kullanmalarını engellemek veya ortadan kaldırmak için yapılan Ya da Kadınların kadın oldukları için yaşadıkları; her türlü ayırım, dışlama, sınırlama ve kısıtlamasıdır. MD 2: Ayrımı önleyici yasal düzenlemelerin yapılması (yönetmelik, adet ve uygulamalar, cezai hükümler vb.) MD 3: Politik, sosyo-ekonomik, kültürel alanlarda eşit insan hakları ve özgürlüklerden yararlanma için tüm önlemlerin

alınması MD 4: Fırsat ve uygulama eşitliği hedeflerine ulaşana kadar olumlu ayrımcılık, anneliğin korunması MD 5: Geleneksel kadın erkek davranış kalıplarını değiştirmek, çocuk eğitiminde ortak sorumluluk MD 6: Kadın ticareti ve fahişeliğin önlenmesi MD 7: Kamusal ve politik alanda eşitlik sağlayacak düzenlemeler: Kamusal ve siyasi yaşamda ayrımcılığı önlemek, kamu görevlerine atanmalarda, siyasetten meslek odalarına kadar her türlü seçilmede ve sivil topluma katılmada eşitlik MD 8: Uluslararası temsilde eşitlik MD 9: Vatandaşlık kazanma, değiştirme ve korunmasında ve bunların çocuklara aktarılmasında eşitlik MD 10: Meslek kazanmada kırsal ve kentsel alanda eşitlik, rollerle ilgili kalıplaşmış kavramları ders kitaplarından kaldırılması, kadınların aleyhine olan eğitim açığının kapatılması, sağlık ve refah artırıcı bilgi verilmesi MD 11a: Çalışma hayatında eşitlik (Sosyal güvenlik ve çalışmada, işe seçmeden yükselmeye, hizmet içi eğitimden ücret ve sosyal haklara iş sağlığından sigorta haklarına kadar eşitliğin sağlanması) MD 11b: Hamilelik ve annelik durumlarında çalışma hayatındaki engellerin kaldırılması, çocuk bakımevleri gibi kolaylıklar sağlanması MD 12: Sağlık hizmetlerinden yararlanmada eşitlik, aile planlaması konularında ve sağlık hizmetlerinde destek sağlanması (örneğin; gebelik, doğum ve emzirme döneminde kadınlara ücretsiz hizmet ve yeterli beslenme sağlanması) MD 13: Ekonomik ve sosyal hayata ilişkin olarak aile zammı, banka kredisi, vb. ile sosyo-kültürel hayatın tüm alanlarına katılma hakkı MD 14: Kırsal kalkınma katılım amacıyla kırsal kesim kadınlarının tüm haklardan yararlandırılmalarını sağlamak(eğitim, sağlık, konut, altyapı ulaşım, haberleşme sosyal güvenlik vb.) MD 15: Kanun önünde eşit haklar sağlayacak yasal düzenlemeler yapılması (Kanun önünde, yasal yetkilerde, dolaşımda, ev ve yer seçiminde eşitlik) MD 16: Evlilik ve aile ilişkileri ve çocuk konularında eşitlik (Evlilikte soyadı, iş ve meslek seçimi, mülkiyet haklarında eşitlik, hakların kullanımında bilgiye ve araçlara erişimde eşitlik) Sözleşmeye taraf devletler aşağıdaki sorumlulukları yerine getirmeyi taahhüt etmişlerdir: Sözleşmeyi hayata geçirmek Kadına karşı her türlü ayrımcılığı kınamak Anayasasına kadın-erkek eşitliği ilkesini koymak, yasalarında bu ilkeye uymak Kadınları ayrımcılıktan koruyan yasalar yapmak ve uygulamak Sözleşme nin yap dediklerini yapmak, yapma dediklerini yapmamak Kadının gelişebilmesi, ilerleyebilmesi için, geçici özel önlemler dâhil her türlü önlemi almak Sözleşmeyi ve içeriğini tanıtmak Sözleşmeye dair bilgilere isteyenin ulaşabilmesini sağlamak Bir ulusal mekanizma kurmak (Türkiye de KSGM kurulmuştu. Şimdi aile ve sosyal politikalar bakanlığına bağlandı) Her dört yılda bir ülke raporu verip denetimden geçmek Sözleşme imzalayan devletlerin, önce kanun önünde eşitliği sağlaması gerekmektedir; ancak bu yeterli değildir. Sözleşmeye göre; yasalarda ayrımcılık kaldırılsa bile hayatın her alanındaki ayrımcı kalıp ve davranışlardan kurtulmak için, devletlerin gerekli önlemleri almaları, düzenleme yapmaları şarttır. Hükümetler CEDAW ilkeleri (ana konuları) çerçevesinde yaptıkları çalışmaları CEDAW Komitesine 4 yılda bir rapor etmekte yükümlüdür. Böylece sözleşmenin uygulanması CEDAW Komitesi tarafından takip edilir. Bu komite Birleşmiş Milletler içinde 23 uzmandan oluşan uluslararası bir komitedir. Görevi CEDAW sözleşmesini imzalayan ülkelerdeki kadına yönelik ayrımcılığı önlemek için yapılan işleri denetlemektir. İhtiyarı protokol, CEDAW sözleşmesinin taraf devletlerce daha etkin uygulanmasını sağlamak için yapılmış bir antlaşmadır. Sözleşmede bahsedilen hakların ihlali durumunda kişisel başvuru hakkı vermektedir. Yukarıdaki taahhütlere ek olarak ülkemiz gibi ihtiyari protokolü imzalayan ülkeler aşağıdaki yükümlülükleri de taahhüt ederler: CEDAW Komitesi ne başvuran kişi ve kuruluşların güvenliğini sağlamak CEDAW Komitesi nin rahat inceleme yapabilmesine imkân yaratmak Gerekli bilgi ve belgeleri CEDAW Komitesi ne vermek Ülke raporlarında şikayet konusuyla ilgili gelişmeleri rapor etmek 1990 Yılından İtibaren Toplumsal Cinsiyet Eşitliğine Doğru İlerleyen Yasal Düzenlemeler 1990 yılında kadının çalışmasını kocanın iznine bağlayan Medeni Kanun'un 159. maddesi Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiş ve madde resmen 1992 de kaldırılmıştır. Yine 1990 yılında mağdurun hayat kadını olması halinde tecavüz cezasının indirilmesini öngören Türk Ceza Kanunu 438. maddesi yürürlükten kaldırılmıştır. 1998 de gelir vergisinde aile reisinin beyanname vermesi uygulaması kaldırıldı. Kadınlar kocalarından ayrı olarak beyanname verme hakkına sahip oldular; aynı yıl Aile Hukuku bölümünde, köklü değişiklikler yapılan Medeni Kanun Tasarısı tartışmaya açıldı. Devlete ait sığınma evleri olan kadın konuk evleri 12 temmuz 1998 tarih ve 23400 sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe girmiş bulunan Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna bağlı kadın konukevleri yönetmeliği uyarınca hizmet vermeye başlamışlardır (SHCEK, 2012). Yeni Türk Medeni Kanunu 2001 Çalışma ve meslek seçimi: 1926 medeni yasasında kadının çalışması kocasının izinine tabii kılınmıştı, bu madde 1990 da anayasa mahkemesince iptal edilmişti, yeni medeni yasanın 192. maddesi eşlerin çalışma ve meslek seçimini tamamen kendilerine bırakmıştır. Cinsiyet seçimi: Sadece kadın haklarıyla değil, gay, lezbiyen, transseksüel bireylerin haklarıyla da ilgili bir madde yeni medeni yasaya

eklenmiştir; bu madde cinsiyet seçimidir. Yeni medeni yasanın 39. maddesi ile mahkeme kararı koşulu ile nüfus kaydındaki cinsiyet değişikliği mümkün kılınmıştır. Velayet: 337. Madde ile velayet de yeniden düzenlenmiştir. Eski medeni yasada velayet konusunda boşanan taraflar anlaşamadığında babanın oyu üstün sayılıyordu, yeni yasa ile bu durum değiştirmiştir. Madde 337 ile artık taraflar eşittir. Velayet: Evlilik dışı durumlar da açıklığa kavuşmuştur. Madde 337 ana-baba evli değilse çocuğun velisinin annesi olduğunu belirtmektedir. Mal rejimleri: aile mevzuatı ünitesinde işlediğimiz mal rejimleri kadın hakları açısından oldukça önemlidir. Aile konutu: Tapuya konan aile konutu şerhi, ailenin oturduğu konut üzerindeki tasarrufların eşlerin her ikisinin birlikte tasarrufuna bırakmaktadır. Bu uygulama kadınlara karşı ekonomik şiddetin azaltılması açısından önemlidir. 2004 Yeni Türk Ceza Kanunu (TCK) Kadını bir birey olarak ele alma: Yürürlükten kalkmış olan TCK; kadının vücut bütünlüğüne yönelik tecavüz ve taciz gibi cinsel şiddet içeren suçları, birey ve insan olarak kadına yöneltilmiş eylemler olarak değerlendirmiyordu. Cinsel şiddet içeren suçların, öncelikle toplumun genel ahlak ve adabını rencide ettiğini kabul ediyordu. Bu nedenle de bu tür suçları, Topluma Karşı Suçlar başlığı altında ele alıyordu. Yeni TCK, bu yaklaşımı reddederek cinsel suçlarda korunması gereken değerin, toplumsal ahlak, gelenek ve göreneklerden önce, öncelikle bir insan olarak kadının kendisi ve onun vücut bütünlüğü olduğunu kabul etmiştir. Bu nedenle anılan suçlar, Yeni TCK de Kişilere Karşı Suçlar ana başlığı altına alınmış bulunuyor. Bu suç grubu yasada, Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar alt başlığı ile yer alıyor. Cinsel dokunulmazlık: Yeni TCK, Cinsel Dokunulmazlığı kişilerin vücudu üzerinde, rızaları dışında cinsel davranışlarda bulunularak beden bütünlüklerinin ihlali olarak tanımlamakta ve Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar, 102,103,104 ve 105. maddelerinde düzenlemektedir. 102. Maddeye cinsel saldırıyı söyle tanımlıyor: Cinsel arzuları tatmin amacına yönelik fakat cinsel ilişkiye varmayan davranışlarla, bir kişinin vücut dokunulmazlığını ihlal etme olarak tanımlamaktadır. Bu eylemin, şehevi arzularla yapılmış olması yeterlidir. Bu suçun oluşması için şehevi arzuların fiilen tatmini aranmaz. Bu tür eylemleri yapanlar, mağdurların şikayeti üzerine hapis cezası alırlar. Cinsel saldırı: Ayrıca, Cinsel saldırı fiilleri; beden ve ruh bakımından kendisini savunamayacak kişiye karşı, kamu görevi ya da hizmet ilişkisinin sağladığı gücü kötüye kullanarak, 3. derece dâhil kan ve kayın hısımlığı ilişkisi olan kişiye karşı, silahla veya birden çok kişi tarafından birlikte işlenirse, eylemciye verilecek ceza yarı oranında artırılır 102. Madde hukukumuzda ilk defa evlilik içi cinsel saldırıyı da şikâyete bağlı bir suç olarak nitelemektedir. Cinsel taciz: 105. Madde cinsel tacizi düzenlemektedir. Cinsel taciz, bir kimsenin, vücut dokunulmazlığının ihlali niteliği taşımayan cinsel davranışlarla gerçekleştirilir. Yeni yasamıza göre, bir kimseyi, cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikayeti üzerine ceza verilmektedir. Yeni yasa, iş yerinde cinsel taciz eylemini, bu eylemin, nitelikli hali olarak tanımlamıştır. Yasamız, çalışma yaşamı içinde bulunan bir kişinin, işyerinde, hiyerarşi ve hizmet ilişkisinin yarattığı güçten ya da aynı iş yerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan yararlanarak, diğer çalışana cinsel tacizde bulunması halinde verilecek cezanın yarı oranında artırılmasını emretmektedir. Cinsel İstismar: Yeni Türk Ceza kanunu yetişkinlere karşı yapılan rızası dışındaki cinsel eylemleri cinsel saldırı suçu olarak tanımlıyor cinsel saldırı suçu çocuklara karşı işlendiğinde ise bunu Md. 103 ile cinsel istismar olarak tanımlıyor. 2012 Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun Yasanın amacı şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenlemektir. Kanun odağı, kadınlara yönelik cinsiyete dayalı şiddeti önleyen ve kadınları cinsiyete dayalı şiddetten korumaktır. Kanunda şiddet Kişinin, fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik açıdan zarar görmesiyle veya acı çekmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel hareketleri, buna yönelik tehdit ve baskıyı ya da özgürlüğün keyfî engellenmesini de içeren, toplumsal, kamusal veya özel alanda meydana gelen fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü veya ekonomik her türlü tutum ve davranışı olarak tanımlanmaktadır. Kadına yönelik şiddet ise Kadınlara, yalnızca kadın oldukları için uygulanan veya kadınları etkileyen cinsiyete dayalı bir ayrımcılık ile kadının insan hakları ihlaline yol açan ve bu kanunda şiddet olarak tanımlanan her türlü tutum ve davranış olarak açıklanmaktadır. Kanunun getirdiği önemli bir değişiklik, aile içi şiddete karşı sadece aile mahkemesinin değil, mülki amirin doğrudan tedbir kararı verebilmesidir. Mülki amirin verebileceği tedbir kararları şöyledir: a) Kendisine ve gerekiyorsa beraberindeki çocuklara, bulunduğu yerde veya başka bir yerde uygun barınma yeri sağlanması b) Diğer kanunlar kapsamında yapılacak yardımlar saklı kalmak üzere, geçici maddi yardım yapılması c) Psikolojik, mesleki, hukuki ve sosyal bakımdan rehberlik ve danışmanlık hizmeti verilmesi d) Hayati tehlikesinin bulunması hâlinde, ilgilinin talebi üzerine veya resen geçici koruma altına alınması e) Gerekli olması hâlinde, korunan kişinin çocukları varsa çalışma yaşamına katılımını desteklemek üzere dört ay, kişinin çalışması hâlinde ise iki aylık süre ile sınırlı olmak kaydıyla, on altı yaşından büyükler için her yıl belirlenen aylık net asgari ücret tutarının yarısını geçmemek ve belgelendirilmek kaydıyla bakanlık bütçesinin ilgili tertibinden karşılanmak suretiyle kreş imkânının sağlanması Ancak mülki amirin tedbir kararı aile mahkemesinin işlevini görmemektedir, zaten engel de olmamaktadır. Yasada hâkimlerin verebilecekleri tedbir kararları ve hükümler vardır. Bular üçe ayrılır: 1. Önleyici tedbir kararları: İşyerinin değiştirilmesi, kişinin evli olması hâlinde müşterek yerleşim yerinden ayrı yerleşim yeri belirlenmesi, 2001 medeni kanundaki gereği koşulların olması hâlinde ve korunan kişinin talebi üzerine tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulması, ciddi hayati tehlikenin bulunması halinde 5726 sayılı Tanık Koruma Kanunu hükümlerine göre kimlik ve ilgili diğer bilgi ve belgelerinin değiştirilmesi 2. Koruyucu tedbir kararları aşağıdakiler gibi olabilir (Bu anlamda kanun bu tür tedbirleri örnekliyor ancak sınırlandırmıyor ve hâkimin takdir yetkisine bırakıyor): a) Şiddet uygulayan kişiye hâkimin ihtarı

b) Şiddet uygulayanın müşterek konuttan uzaklaştırılması ve korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve işyerine yaklaşmaması c) Çocuklarla kişisel ilişki kurmanın refakatçi ile yapılması, kişisel ilişkinin sınırlanması ya da tümüyle kaldırılması d) Korunan kişinin şahsi eşyalarına ve ev eşyalarına zarar vermemesi. İletişim araçlarıyla veya sair surette rahatsız etmemesi e) Bulundurulması veya taşınmasına kanunen izin verilen silahları kolluğa teslim etmesi. Silah taşıması zorunlu olan bir kamu görevi ifa etse bile bu görevi nedeniyle zimmetinde bulunan silahı kurumuna teslim etmesi. f) Korunan kişilerin bulundukları yerlerde alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmaması ya da bu maddelerin etkisinde iken korunan kişilere ve bunların bulundukları yerlere yaklaşmaması, bağımlılığının olması hâlinde, hastaneye yatmak dâhil muayene ve tedavisinin sağlanması g) Bir sağlık kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurması ve tedavisinin sağlanması 3. Suçlara ilişkin saklı tutulan hükümler: Aile içi şiddet dolayısıyla resmî makamlarla ilişkilenmiş olsa da kişinin izinsiz silah bulundurması ya da uyuşturucu kullanması gibi bizatihi suç olan durumların kavuşturulması ayrıca yasa gereği olarak yapılır. Böyle durumlarda hâkim gereği haline denetimli serbestlik tedbirlerine ya da mahkumiyete karar verebilir. Bu yasa ile gelen önemli bir değişiklik de şudur: Aileyi koruma yasasında sadece aile içi şiddette maruz kalan ya da şiddetin olduğu ailenin içinde yaşayan bireyler ihbarda bulunabilirken, yeni yasanın yedinci maddesi ile şiddet veya şiddet uygulanma tehlikesinin varlığı hâlinde herkes bu durumu resmi makam veya mercilere ihbar edebilir. Şiddet önleme ve izleme merkezleri Yasa yedi gün yirmi dört saat çalışan, esasen şiddetin önlenmesi ve izlenmesi için destek hizmeti vermekle yükümlü, uzman personelin çalışacağı şiddet önleme ve izleme merkezlerinin kurulmasını öngörmektedir. Bu merkezlerde sunulacak destek hizmetleri aşağıdaki gibi açıklamaktadır: 1. Kurumsal destek hizmetleri a) Koruyucu ve önleyici tedbir kararları ile zorlama hapsinin verilmesine ve uygulanmasına ilişkin veri toplayarak bilgi bankası oluşturmak, tedbir kararlarının sicilini tutmak b) Korunan kişiye verilen barınma, geçici maddi yardım, sağlık, adli yardım hizmetleri ve diğer hizmetleri koordine etmek c) Gerekli hâllerde tedbir kararlarının alınmasına ve uygulanmasına yönelik başvurularda bulunmak d) Bu Kanun kapsamındaki şiddetin sonlandırılmasına yönelik bireysel ve toplumsal ölçekte programlar hazırlamak ve uygulamak e) Bakanlık bünyesinde kurulan çağrı merkezinin bu kanunun amacına uygun olarak yaygınlaştırılması ve yapılan müracaatların izlenmesini sağlamak f) Bu Kanun kapsamındaki şiddetin sonlandırılması için çalışan ilgili sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği yapmak 2. Korunan kişilere yönelik destek hizmetleri a) Kişiye hakları, destek alabilecekleri kurumlar, iş bulma ve benzeri konularda rehberlik etmek ve meslek edindirme kurslarına katılmasına yönelik faaliyetlerde bulunmak b) Verilen tedbir kararıyla ulaşılmak istenen amacın gerçekleşmesine yönelik önerilerde bulunmak ve yardımlar yapmak c) Tedbir kararlarının uygulanmasının sonuçlarını ve kişiler üzerindeki etkilerini izlemek d) Psiko-sosyal ve ekonomik sorunların çözümünde yardım ve danışmanlık yapmak e) Hâkimin isteği üzerine; kişinin geçmişi, ailesi, çevresi, eğitimi, kişisel, sosyal, ekonomik ve psikolojik durumu hakkında ayrıntılı sosyal araştırma raporu hazırlayıp sunmak f) İlgili merci tarafından istenilmesi hâlinde, tedbirlerin uygulanmasının sonuçları ve ilgililer üzerindeki etkilerine dair rapor hazırlamak g) 29.5.1986 tarihli ve 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu hükümleri uyarınca maddi destek sağlanması konusunda gerekli rehberliği yapmak 3. Şiddeti uygulayan kişiye verilecek destek hizmeti a) Hâkimin isteği üzerine; kişinin geçmişi, ailesi, çevresi, eğitimi, kişisel, sosyal, ekonomik ve psikolojik durumu ile diğer kişiler ve toplum açısından taşıdığı risk hakkında ayrıntılı sosyal araştırma raporu hazırlayıp sunmak b) İlgili makam veya merci tarafından istenilmesi hâlinde, tedbirlerin uygulanmasının sonuçları ve ilgililer üzerindeki etkilerine dair rapor hazırlamak c) Teşvik edici, aydınlatıcı ve yol gösterici mahiyette olmak üzere kişinin: 1. Öfke kontrolü, stresle başa çıkma, şiddeti önlemeye yönelik farkındalık sağlayarak tutum ve davranış değiştirmeyi hedefleyen eğitim ve rehabilitasyon programlarına katılmasına, 2. Alkol, uyuşturucu, uçucu veya uyarıcı madde bağımlılığının ya da ruhsal bozukluğunun olması hâlinde, bir sağlık kuruluşunda muayene veya tedavi edilmesi, 3. Meslek edindirme kurslarına katılmasına, yönelik faaliyetlerde bulunmak

T.C. ANAYASASI ANAYASA DA ÇOCUK HAKKINDA YER ALAN MADDELER I- Ailenin korunması: Madde 41 Aile Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır. Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilâtı kurar. II- Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi: Madde 42 Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz.öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir.eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılâpları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır.bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz. Eğitim ve öğretim hürriyeti, Anayasaya sadakat borcunu ortadan kaldırmaz. İlköğretim kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve Devlet okullarında parasızdır. Çalışma şartları ve dinlenme hakkı: Madde 50 Kimse, yaşına, cinsiyetine ve gücüne uymayan işlerde çalıştırılamaz. Küçükler ve kadınlar ile bedeni ve ruhi yetersizliği olanlar çalışma şartları bakımından özel olarak korunurlar. Dinlenmek, çalışanların hakkıdır. Ücretli hafta ve bayram tatili ile ücretli yıllık izin hakları ve şartları kanunla düzenlenir. 12.09.2010 Anayasa Referandumunda Eklenen Madde: Madde 4- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 41 inci maddesinin kenar başlığı I. Ailenin korunması ve çocuk hakları şeklinde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir: Her çocuk, korunma ve bakımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça, ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahiptir. Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır. ÇOCUK HAKLARI Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi Çocuk Hakları Sözleşmesi, çocuk haklarını düzenleyen, çocukların Magna Carta sı olarak tanımlanabilecek en önemli uluslararası belgedir. Sözleşme, tüm dünya çocuklarının çağdaş ve kaliteli bir yaşam sürmesini amaçlayan önemli bir uluslararası belgedir. Sözleşme, şu an 193 ülke tarafından imzalanmış durumdadır. Türkiye, sözleşmeyi 29-30 Eylül 1990 tarihleri arasında Birleşmiş Milletler Genel Merkezi nde toplanan Çocuklar İçin Dünya Zirvesi nde imzalamıştır. Daha sonra 9 Aralık 1994 tarihinde TBMM de onaylanmıştır. Sözleşmenin Türkiye de resmi olarak uygulamaya girmesi; 27 Ocak 1995 tarihinde 22184 sayılı Resmi Gazete de yayımlanması ile gerçekleşmiştir. Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi, 25.1.1996 da Strazburg da düzenlenmiş olup Türkiye, sözleşmeyi Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun ile onaylamıştır. Bu Sözleşmenin amacı, çocukların yüksek çıkarları için haklarını geliştirmek, onlara usule ilişkin haklar tanımak ve bu hakların, çocukların doğrudan ve diğer kişiler veya organlar tarafından bir adli merci önündeki, kendilerini ilgilendiren davalardan bilgilendirilmelerini ve bu davalara katılmalarına izin verilmesini teminen kullanılmasını kolaylaştırmaktır. Çocuk Haklarına Dair Sözleşmeye Ek Çocuk Satışı, Çocuk Fahişeliği ve Çocuk Pornografisi İle İlgili İhtiyari Protokol Çocuk Hakları Sözleşmesi ne ek ihtiyari protokol olan çocuk fahişeliği pornografisi ve satışı ile ilgili ek ihtiyari protokol taraf devletlerin çocuk satışı, pornografisi ve fuhuşun önlenmesini garanti altına almak amacıyla hazırlanmıştır. Çocuk Hakları Sözleşmesi nin çocuk haklarını; çocuğun ekonomik istismardan, tehlikeli işlerde çalıştırılmasından, her türlü cinsel sömürüye ve suistimale karşı korunması veya çocuğun eğitiminin, çocuğun sağlığı, fiziksel, ruhsal, moral ve sosyal gelişiminin zarar görmesinden korunması olarak tanımlamaktadır. Çocuk Haklarına Dair Sözleşmeye Ek Çocukların Silahlı Çatışmalara Katılmaları İle İlgili İhtiyari Protokol Bu protokol, taraf devletlerden; Silahlı kuvvetlerinin 18 yaşına erişmemiş mensuplarının hasmane davranışlara doğrudan doğruya katılmalarının önlenmesi için mümkün olan tüm önlemleri almasını, 18 yaşına erişmemiş kişilerin silahlı kuvvetlerine zorunlu olarak alınmamasını sağlamasını istemektedir. ÇOCUK CEZA ADALET SİSTEMİ Özgürlüğünden Yoksun Bırakılan Küçüklerin Korunması İçin Birleşmiş Milletler (Havana) Kuralları 1. Bir çocuğun belirli bir kuruma yerleştirilmesinin her durumda en son ve en kısa süre için başvurulacak bir yöntem olması gerektiğini teyit eder. 2. Özgürlüğünden yoksun bırakılan çocukların, güçsüz ve savunmasız durumları nedeniyle özel bakıma ve korumaya gereksinimleri olduğunu, haklarının ve esenliklerinin özgürlüklerinden yoksun bırakıldıkları süre içinde ve sonrasında güvence altına alınması gerektiğini kabul eder. 3. Gözaltında olan veya muhakeme devam ederken tutuklu bulunan (yargılanmamış) çocuklar masum sayılır ve buna göre muamele görürler. Çocukları tutuklamaktan mümkün olduğu kadar kaçınılır ve istisnaî hallerle sınırlı olarak tutuklama kararı verilir. Bu suretle alternatif tedbirlerin uygulanması için her türlü çaba gösterilir. Çocuk Mahkemelerinin Yönetimi Hakkında Birleşmiş Milletler Asgari Standart (Beijing) Kuralları Çocuk ceza adaleti sisteminde daima çocuğun iyileştirilmesi ön plana alınmalıdır ve çocuk suçlulara gösterilecek tepki hem suçun hem de suçlunun içinde bulunduğu koşullarla orantılı olmalıdır.