POSTMODERN BİR TARİH KURGULAMASI: BOĞAZKESEN 1



Benzer belgeler
Ecevit, Yıldız, Türk Romanında Postmodernist Açılımlar, İstanbul 2001, İletişim Yay.

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

HİKÂYE ETME BİLİMİ 1 :

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

JORGE LUIS BORGES PIERRE MENARD A GÖRE DON QUIXOTE & HOMER İN BAZI UYARLAMALARI. Hazırlayan: Rabia ARIKAN

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

Edebi metin, dilin estetik amaçla kullanıldığı metindir. Bir Metnin Edebi Oluşunu Şu Şekilde özetleyebiliriz:

EDEBÎ ESERLERDE ZAMAN 1

EYÜBOĞLU EĞİTİM KURUMLARI BURÇAK EYÜBOĞLU ORTAOKULU 28. EDEBİYAT VE KİTAP GÜNLERİ ETKİNLİK İÇERİKLERİ 8-9 0CAK 2019

Hazırlayan: Tuğba Can Resimleyen: Pınar Büyükgüral Grafik Tasarım: Ayşegül Doğan Bircan

METİNLERİ SINIFLANDIRILMASI

Metin Edebi Metin nedir?

II) Hikâye Dışı düzlemi

-Anadolu Türkleri arasında efsane; menkabe, esatir ve mitoloji terimleri yaygınlık kazanmıştır.

Türk Dili ve Edebiyatı Kaynak Sitesi

GÜNLÜK (GÜNCE)

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

YAZ DEMEDEN ÖNCE. Gülsemin ERGÜN KUCBA Türkçe Öğretmeni. Terakki Vakfı Okulları 2. Yazma Becerileri Sempozyumu

ÖZ GEÇMİŞ. 1. Adı Soyadı: Oğuzhan KARABURGU 2. Doğum Tarihi: Unvanı: Yrd.Doç.Dr. 4. Öğrenim Durumu:

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Elektrik, Plastik Cerrahi ve Prometheus: İlk BK Romanı Frankenstein 18 Ocak2014. Ütopyadan Distopyaya, Totalitarizm ve Anksiyete 25 Ocak 2014

KADIKÖY ANADOLU LİSESİ

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

200 Modern Türklük Araştırmaları Dergisi Cilt 4. Sayı: 2. Haziran 2007

Kübra YILMAZ, Yudum HACIOĞLU, Kadri ŞAHİN, Abdülkadir Arslan

DR. MUHAMMED HÜKÜM ÜN ŞAİR - SOSYOLOG: KEMAL TAHİR ADLI ESERİ ÜZERİNE

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10.SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

ESTETİK (SANAT FELSEFESİ)

KOLEJ - FEN LİSESİ - ÇAMLICA ORTAOKULU XXVI. EDEBİYAT ve KİTAP GÜNLERİ ETKİNLİK İÇERİĞİ Okuyan insan, yaşayan insan

E-KİTAP SATIŞLARINIZLA, SÜREKLİ BİR GELİRE NE DERSİNİZ? By Alia RİOR. Alia RİOR

Cesaretin Var Mı Adalete? Çocuklar günümüz haberleriyle, gündemle ne kadar iç içe?

2016 EYLÜL MUSTAFAKEMALPAŞA / BURSA T.C. MUSTAFAKEMALPAŞA İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ DİL VE ANLATIM DERSLERİ UYGULAMA SINAVI YÖNERGESİ

Yeni Türk Edebiyatında Kadıköy. 1. Adı Soyadı: Haluk ÖNER. 2. Doğum Tarihi: Unvanı: Yrd. Doç. Dr.

T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi

ÖZGEÇMİŞ Yaşar Kemal in Romanlarında Toplumcu Gerçekçilik (devam ediyor)

Latife Tekin in Romancılığı, Macit Balık ın Prof. Dr. Ramazan Kaplan danışmanlığında

EYÜBOĞLU EĞİTİM KURUMLARI KOLEJ - FEN LİSESİ - ÇAMLICA ORTAOKULU 27. EDEBİYAT VE KİTAP GÜNLERİ EDEBİYATTA GENÇ OLMAK CAK 2018

Hatıraların Masumiyeti Hatıraların Masumiyeti Hatıraların Masumiyeti

6. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ

Türkçe. Cümlede Anlam Cümlenin Yorumu. Metinde Kazandıkları Anlamlara Göre Cümleler

11. HAFTA 2.ARAŞTIRMA İNCELEME YAZILARI

Yaş Doğrulama Metotları

İÇİNDEKİLER GİRİŞ...III

SEN SURAT OKUMAYI BİLİR MİSİN?

Mitosta, arkaik anaerkil yapı Ay tanrıçalığı ile Selene figürüyle sürerken, söylencenin logosu bunun tersini savunur. Yunan monarşi-oligarşi ve tiran

FOLKLOR (ÖRNEK: 2000: 15)

Ne içindeyiz zamanın ne de büsbütün dışında

EDEBİYATIN İZİ 86. İZMİR ENTERNESYONAL FUARI NA DÜŞTÜ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF DİL VE ANLATIM DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

3. Yazma Becerileri Sempozyumu

Leyla Coşan (2009): Frauenliteratur der 70er Jahre in Deutschland und in der Türkei, Frankfurt a.m., Peter Lang Verlag, 185 sayfa

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

3. SINIF II. SORGULAMA ÜNİTESİ BÜLTENİ

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 BÖLÜM 2

EDEBİYAT SOSYOLOJİSİ AÇISINDAN 12 EYLÜL ŞİİRİ Nesîme CEYHAN AKÇA, Kurgan Edebiyat, Ankara 2013, 334 s.,isbn Sabahattin GÜLTEKİN 1

7. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

Öğretim Teknolojileri ve Materyal Tasarımı

Gürkan Genç, 1979 yılının Ocak ayında dünyaya geldi. Hemen hemen her çocuk gibi en büyük tutkusu bisikletiydi. Radyo-Televizyon-Sinema bölümünden

7.Ünite: ESTETİK ve SANAT FELSEFESİ

WOOLF VE CEBİNDEKİ TAŞLAR

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİL VE ANLATIM DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

belleğin TOPOĞRAFYASI

MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

Aşk Her Yerde mi? - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Sanatta Doğa ve İnsan İlişkisi

DEVİNİMİN GÖRSEL DİLİ SERGİSİ VE KİTABI (VISUAL LANGUAGE EXHIBITION OF MOTION AND ITS BOOK)

3. Genelde kendimi başarısız bir kişi olarak görme eğilimindeyim. 4. Ben de diğer insanların birçoğunun yapabildiği kadar bir şeyler yapabilirim.

ÖZEL ÖĞRETİM KURSU TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI-I ÇERÇEVE PROGRAMI. :Tercih Özel Öğretim Kursu :Kesikkapı Mah. Atatürk Cad. No.

Makalede Giriş Bölümü Nasıl Olmalıdır? Dr. Füsun Yarış OMÜTF Aile Hekimliği AD OMÜTF ve STO Akademik Gelişim Kursu

Uluslararası Türk Dili ve Edebiyatı Araştırmaları Dergisi Cilt 6/ Sayı 12 (Nisan 2017), ss ISSN: , Samsun- Türkiye

ÖZ GEÇMİŞ. Yüksek Lisans Tezi: Ahmet Vefik Paşa nın Çevirilerinde Osmanlılaşan Molière, Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı Bölümü, Haziran 2004.

LEVENT METE NİN AŞK ROMANLARI YAZAN ADAM ADLI ROMANINDA POSTMODERNİZM * Elif Kaya **

Russell ın Belirli Betimlemeler Kuramı

LYS. Lisans Yerleştirme Sınavı. Öğretmenin defteri

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

TURK101 ÇALIŞMA 6 ZEYNEP OLGUN MAKİNENİN ARKASI

Çoğuldizge Kuramı. Ünal Yoldaş* Giriş

Mantıksal Operatörlerin Semantiği (Anlambilimi)

METİN BİLGİSİ. Prof. Dr. V. Doğan GÜNAY

3. HAFTA YAZI DİLİ VE ÖZELLİKLERİ

Amat Ihsan Oktay Anar

Sosyal psikoloji bakış açısıyla İş Sağlığı ve Güvenliği İle İlgili Kurallara Uyma Durumunun İncelenmesi. Prof. Dr. Selahiddin Öğülmüş

Literatür Değerlendirmesi ARAŞTIRMALARDA LİTERATÜR TARAMASI VE ETİK. Literatür kaynakları neler olabilir?

1. Soru. Aşağıdakilerden hangisi bu paragrafın sonuç cümlesi olabilir? olaylara farklı bakış açılarıyla bakalım. insanlarla iyi ilişkiler kuralım.

BURDURLU HOCA DAN YURT SÖYLENCELERÝ

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim

BÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. MUTLULUK HİKAYESİ

Kerime Nadir, 1953 yılında Yusuf Ziya Ortaç ın isteği üzerine Aydabir

GÜZ YARIYILI YÜKSEK LİSANS DERSLERİ

Sözcüklerin ve harflerin yazılışıyla ilgili belli kurallar da vardır. Bunları şimdi ayrı ayrı göreceğiz.

Ferit Edgü nün Eserlerinde Kafkaesk Dünya

EKİM ÜNİTE II ÖĞRETİCİ METİNLER


Transkript:

Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Journal of the Institute of Social Sciences Sayı Number 2, Sonbahar Autumn 2008, 189-201 POSTMODERN BİR TARİH KURGULAMASI: BOĞAZKESEN 1 A Postmodernist Historical Fiction: Boğazkesen Mümtaz SARIÇİÇEK Yrd.Doç.Dr.; Erciyes Ün. Fen Edebiyat Fakültesi T. D. E. Bölümü Öğretim Üyesi/Kayseri mumtazs@erciyes.edu.tr Özet Günümüz yazarlarından Nedim Gürsel, Boğazkesen romanında, Fatih i ve İstanbul un fethini, postmodern bir kurgulamayla anlatır. Eser aynı zamanda, romanın yazıcısı Fatih Haznedar ın aktüel zamandaki yaşantılarını işler. Postmodernist roman, biçimsel ve izleksel bakımdan klasik gerçekçi/geleneksel romandan ayrı bir yol tutmuştur. 19. yüzyılın sonlarından itibaren dünya romanında geleneksel romanın sınırlarını zorlayan modernist romancılar, postmodernist romanın yolunu açmıştır. Bu bakımdan onları öncü postmodernist olarak adlandırabiliriz. Bizim edebiyatımız modernist/postmodernist eğilimleri 1950 li yıllardan itibaren tanımış, 1980 li yıllardan sonra da edebiyatımızda bu yönde güçlü bir gelenek oluşmuştur. Nedim Gürsel, roman ve öyküleriyle bu geleneğin yazarlarındandır. Nedim Gürsel in Boğazkesen i postmodernist yönelişleri temsil eden bir romandır. Eser, kültür çevrelerince daha çok içeriği yönünden tartışılmış; tarihsel gerçeklere uymadığı gerekçesiyle olumsuz eleştirilere maruz kalmıştır. Ancak, postmodernist romanla birçok yönden örtüşen yeni tarihselcilik anlayışı, tarihin gerçekliğinin tartışılabileceğini savunur. Nedim Gürsel, bu romanında tarihin gerçeğinden çok yazarın gerçeğini anlatma yoluna gitmiştir. Bu makalede Boğazkesen romanının postmodernist eğilimleri tahlil edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Modernizm, Postmodernizm, Yeni Tarihselcilik, Nedim Gürsel, Boğazkesen. Abstract Nedim Gürsel, who is modern Turkish writer, describes Fatih and Conquer of İstanbul by way a postmodern fiction in Boğazkesen novel. At the same time, this novel contains experiences of Fatih Haznedar, who is fictive figure, is composer the novel. Postmodernist novel has been flourished with a new aesthetical manner oppesite to traditional novel Today, Postmodernist novel is widespread in Europe and America. In Turkish literature, Postmodernist tendencies have been seen since 1950 s, and also took place a strong traditon after 1980. Nedim Gürsel, who is novelist and short story writer, writes by way this tradition. His novel, Boğazkesen, exactly represents the postmodernist novel. In this article, this novel is analysed in point of postmodernist tendencies. Keywords: Nedim Gürsel, Boğazkesen, Modernizm, Postmodernizm, New Historicism

190 Mümtaz SARIÇİÇEK/ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi 2-2008, 189-201 GİRİŞ: Bir çağ algılaması/öngörüsü olarak felsefi modernizmin eğilimlerini estetik modernizmle farklı çerçevelere oturtmak gerekir. Felsefi modernizm aydınlanmaya, rasyonalizme/mutlak akılcılığa, kapitalizme, tekelciliğe, siyah beyaz çelişkisine, ötekileştirmeye ve ötekileştirdiğini yok etmeye dayalı bir dünya görüşüdür. Felsefi temelleri Aristo ya kadar gider. Kapitalizm gibi faşizm ve komünizm de modernizmin ürünüdür. Estetik modernizmin bu düşünsel yapıyla hiçbir bağı yoktur 2. Bilakis, modernist olarak bilinen pek çok ünlü yazar felsefi modernizme başkaldıran şahsiyetlerdir. Nietzshce ve Sartre gibi düşünürler, Kafka, Joyce, Proust, Faulkner, Woolf gibi modernist romanın öncüleri felsefi modernizmin yukarıda zikredilen hiçbir değerine inanmamış bilakis bu dayatmacılığa, tekleştirmeciliğe karşı direnmişlerdir. Modernizmin eleştirilere ve farklılığa karşı direnci yüzünden dışlanan ve bu yüzden, yazdığı kitapları arkadaşlarına gönderirken onlara okumaları için adeta yalvaran 3 Nietzshce, Önümüzdeki Avrupa savaşından sonra beni anlayacaklar 4 demiş fakat Avrupa iki büyük savaşa rağmen onu kısmen anlayabilmiştir. Postmodernizmin İkinci Dünya Savaşı sonrasında gelişmesi onun anlaşılmaya başlandığının göstergesidir. Kabuk değiştirmeyen yılan ölür 5 diyen Nietzsche nin, sürekli değişimden yana olan ilk büyük postmodernist 6 olduğunu söylemek yanlış olmaz. Bu bağlamda düşünüldüğünde postmodernizm, modernizmin bu tekleştirici, dayatmacı, siyah beyaz çelişkisine dayalı, ötekileştirici ve ötekileştirdiğini yok edici tavrına karşı, çoğulculuğa, hoşgörüye, griye/kırçıllığa, özneye değer veren bir gelişme yolu olup aydınlanmacı modernizmin mutlak doğrularının üstüne sünger çekmeyi 7 amaçlar. Bu açıdan bakınca, modernist estetik in postmodernist estetik le birleştiğini, hatta ona öncülük ettiğini, buna bağlı olarak da kavram kargaşasına da yol açmamak için modernist estetik yerine öncü postmodernist estetik demenin doğru olacağını düşünüyoruz. Postmodernist roman, öncülerinin açtığı yolda yürürken geleneksel romanın biçimsel ve izleksel dayanaklarını ortadan kaldırır. Üstkurmaca, metinlerarasılık, söylem çoğulluğu, okur merkezlilik, ironi, parodi/pastiş, bilimsellik/belgesellik, imgesel anlatım, metafor, simgesellik, montaj/kolaj, çok katmanlılık ve tanrı yazar ın ölümü gibi ögelerle roman olduğu tartışılan yeni bir anlatı oluşturulur. Sayılan bu eğilimlerin kesin bir yol

Mümtaz SARIÇİÇEK/ Journal of the Institute of Social Sciences 2-2008, 189-201 191 olmadığını, zira, kesinlik olgusunun her şey geçici dir diyen postmodernizme aykırı olduğunu da unutmamak gerekir. POSTMODERN, TARİHTEN NE İSTER: Tarih, postmodernist romancılar tarafından zengin bir malzeme deposu olarak görülmektedir. Ancak, onlar geleneksel gerçekçi tarih romancısı ndan farklı olarak tarihin altın sayfalarından hareketle ideal devlet ve toplum düzeni yaratma çabası göstermezler. Bunun yerine, çoğu zaman, Nedim Gürsel in de Boğazkesen de yaptığı gibi, anlatıcı/yazar kendini bugüne konumlandırarak, tarihi bugünün gözüyle yeniden yorumlama yoluna gider. Böylece tarih bilimcinin öngördüğü, her devri kendi tarihî şartları içinde değerlendirme kuralının dışına çıkarlar. Tarih, gerçeğin kendisi değildir; o da diğer metinler gibi, bir metin dir; bir yazıcısı vardır ve tarih bu yazıcının gerçeğidir, tezini ileri sürerler. Bu tez, postmodernist romancıya, tarihe keyfî tasarruf imkanı da vermektedir. Postmodernist romanın eğlendirme amacı da gütmesi, tarihî malzemenin fantastik bir oyun aracı olarak kullanılmasına yol açmış; tarih kendi gerçekliği olan bir zaman kesiti olmaktan çıkıp oyunlaştırılmış, poptarihe dönüşmüştür. Bunlara ilaveten, romanın tarihe en yakın tür olduğu, insanların tarihe daima ilgi duyduğu; tarihin daima bir kaçış, sığınış olduğu, bir nostalji hissi verdiği, dünü bugüne taşıyarak ona yeni bir gözle bakmayı sağladığı, resmî tarihlerin yanında/yerine bireysel tarih lerin konulabileceği gibi hususlar da postmodernin tarihten beklentileri arasında sayılabilir. BOĞAZKESEN DE TARİHSEL DURUM: Boğazkesen, alt başlığında da belirtildiği gibi Fatih in Romanı dır. Eser, tarih kitaplarının yazdığına göre, Osmanlıyı, beylikten devlete dönüştüren, İslam Peygamberi nin fetihle müjdelediği, devletin selameti için kardeş katlini mübah kılan, İtalyan ressam Bellini ye portresini çizdiren II. Mehmed in romanıdır. Nedim Gürsel, tarih kitaplarının yazdığı bu gerçekleri romanında aynen kullanmıştır. Ne var ki, Boğazkesen bu tarihin aktarılmasından ibaret değildir. Hatta bu tarihsel gerçeklik hem hacim itibariyle, hem de söylemsellik bakımından geri planda bırakılmıştır. Yazar, yüzyıllardır anlatıla gelen bu tarihsel gerçekliğin üzerinden giderken sürekli farklı açılımlar yapmıştır. Tarihçilerin tespit etmesi mümkün olmayan kurgusal bir gerçeklik yaratmış, Fatih in, Çandarlı nın, Akşemseddin in, Antonio Rizzo nun,

192 Mümtaz SARIÇİÇEK/ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi 2-2008, 189-201 Nicolo nun gözlerden uzak yaşantılarını ve iç dünyalarını asıl problem hâline getirmiştir. Böylece, tarihçilere karşı yazar, bu benim tarihim deme hakkını saklı tutmuştur. Bu hak ona, tarihçilerin nüfuz edemeyeceği alanlara girme; kahramanlarının iç hesaplaşmalarını yansıtma imkanı vermiştir. Eserin 6. bölümünde kendi külliyesini yapan Yusuf Sinan ın ellerini kestiren Fatih in iç hesaplaşmasını aşağıdaki alıntıda görürüz. Aslında yalnızca tarihsel gerçekleri değil efsaneleri, o dönemde yaşamış insanların üzerine anlatılanları da kimi zaman Boğazkesen e eklediğim oluyor. Ne var ki bu konuda Mehmed i suçluluk duygusuyla baş başa bırakmak daha iyi olacak. Peki gerçekten suçluluk duymuş mudur Mehmed? Elbette duymuştur, ben duyduğunu yazdım çünkü 8. Alıntıda görüleceği gibi, yazar tarihsel gerçeklerin yanında söylencelere, efsanelere ve kendi kurmacasına da yer verdiğini açıkça söylemektedir. Üçüncü bölümde Fatih tarafından kazığa çekilerek öldürülen Venedikli Kaptan Antonio Rizzo nun kişisel öyküsünün tamamen uydurma olduğu da aşağıdaki satırlarda anlatılır. Bizanslı tarihçi Dukas ın kazıkta can çekişirken gördüğü Venedikli kaptan hakkında hemen hiçbir şey bilmediğim için ona bir yaşamöyküsü uydurmak gerektiğini düşünmüştüm. ( ) Yine de Venedikli kaptanın anısını sürdürmek, sonunun nasıl geleceğini bilmediğim bu anlatı boyunca ona kaderin yaptığı haksızlığı bir ölçüde de olsa dengelemek istedim 9. Nedim Gürsel, henüz Boğazkesen üzerinde çalışırken, 1994 te kendisiyle yapılan bir mülakatta Çandarlı Halil ve Fatih ilişkisi çerçevesinde çeşitli araştırmalar yaptığını, Çandarlı hakkında bir bölüm yazdığını, ancak bir Fransız tarihçinin kendi bildiklerine aykırı bazı bilgiler verdiğini, buna rağmen yazdığı bölümde herhangi bir değişiklik yapmayı düşünmediğini söylemektedir: Tarihsel gerçeğe uymamasına karşın ben bu bölümden vazgeçmeli miyim? Elbette geçmemek gerekir 10, diyen yazar, tarihin yazamadığı alanlara nüfuz etmenin ötesinde tarihsel

Mümtaz SARIÇİÇEK/ Journal of the Institute of Social Sciences 2-2008, 189-201 193 gerçekliğin hilafına bir tasarrufta bulunma hakkını da kendinde görmektedir. Klasik gerçekçi romanın tarih anlatısı bu tutumla tamamen çelişir. BOĞAZKESEN DE POSTMODERNİST EĞİLİMLER: Ecevit postmodernist romanları genel eğilimleri bakımından dört gruba ayırır: 1. Avangardist biçim denemelerine ağırlık veren eğilim (A.R. Grillet, M. Butor, O. Pamuk (Kara Kitap), H. Ali Toptaş). 2. Tüketime yönelik popülist eğilimlerle avangardist biçimin buluştuğu metinler (O. Pamuk (Benim Adım Kırmızı), U. Eco). 3. İdeolojilerle bütünleşmiş metinler. (Feminist, çevreci, New Age, kozmik/mistik eğilimler. P. Coelho, Tamaro, Erendiz Atasü). 4. Tümüyle tüketime yönelmiş, alışılmamış mekanlardan ve tarih kesitlerinde geçen bilim kurgu/polisiye/serüven romanları (Ayşe Kulin). 11 Boğazkesen, bu dört eğilimden en çok ikincisine yatkın görünmektedir. Eserde, cinsel/pornografik ögeler popülist eğilimi beslerken, eserin biçimsel özellikleri tamamen avangardist bir nitelik gösterir. Burada avangardist kavramı ile geleneksel romanının biçim özelliklerinin dışına taşan postmodernist biçim özelliklerini kastediyoruz. Şimdi, Boğazkesen deki bu eğilimlere bakalım: 1. Tanrısal anlatıcının ölümü: Klasik gerçekçi/geleneksel romanın (Balzac romanının) temel özelliklerinden biri hakim/tanrısal anlatıcının belirleyici tutumudur. Her şeyi gören/bilen bu anlatıcı okuyucuya gerçeği ama sadece gerçeği anlatıyormuş izlenimi verir. Romandaki her şeyi, biz, anlatıcılık konumunu elden bırakmayan bu varlığın bakış açısından görürüz. Yazınsal bir dil ve üslup kullanması kaçınılmaz olup bunun aksine tutumlar, kusur olarak algılanmıştır. Onun ağzından çıkacak küfür, argo, porno, jargon ve yerel ifadeler yazınsallıktan sapma olarak görülmüştür. Bu anlatıcı, aynı zamanda, kendisini, olaylara ve kişilere aynı uzaklıkta konumlandırmalı; mesafe yi

194 Mümtaz SARIÇİÇEK/ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi 2-2008, 189-201 korumalı, objektif bir tutum sergilemeli, okuyucusuyla iletişim kurmamalıdır. Onun, kahramanlarına acıması veya sevgi göstermesi esere müdahele olarak algılanmıştır. Son tahlilde, bu anlatıcı, yazar olsa da yazar değilmiş gibi davranmak zorundadır. Postmodernist romanda bu tanrısal anlatıcı tutumu tamamen ortadan kaldırılmış, anlatıcı, tanrı lık konumundan insan lık konumuna geçmiştir. O insan romancıdır; ürettiği şeyin roman olduğunu söylemekten kaçınmaz. Onun asıl problemi sosyal hayatı yol boyunca gezdirilen bir ayna dan yansıtması değil, kendi yazma serüvenidir. Bu serüveni anlatırken okuyucuyla sohbet etmekten, ona hitap etmekten, onunla arasında olduğu varsayılan mesafeyi ortadan kaldırmaktan çekinmez. Boğazkesen de bu tutum belirgin bir biçimde karşımıza çıkar. Boğazkesen geleneksel romancının iddia ettiği gibi bir gerçek değil, bir kurgusal gerçek; bir romandır. Bu romanın bir yazıcısı vardır: Fatih Haznedar. Bu yazıcı, 1980 yılının Eylül ayı başlarında Boğaz kıyısındaki eski bir yalıda roman yazmak için yalnız kalır. Sanatsal yaratmanın bütün sancılarını duyarak romanını yazmaya başladığını okuyucuya şöyle anlatır: Böylece koskoca yalıda tek başıma kaldım. Yaz boyu tasarladığım, kafamda defalarca kurup bozduğum, rıhtımda güneşlenirken düşünüp iş yazmaya gelince bir türlü kotaramadığım anlatıya başlayabilirdim artık.( ) Sultan Mehmed -o vakit Fatih değildi henüz- ona Boğazkesen adını verirken yıllar; yüzyıllar sonra birinin bu sözcükten yola çıkarak bir anlatı yazmaya kalkışacağını bilemezdi elbet. 12 Bu alıntıda da görüldüğü gibi yazar/anlatıcı kendini gizleme gereği duymaz; bilakis kurgusal bir metin oluşturacağını ifade eder. Böylece daha romanın başında biz tanrı olmayan bir insan yazar/anlatıcı ile karşı karşıya geliriz. Bu anlatıcı tutumu roman boyunca sürer. Gerek, aktüel zamanı, 1980 yılının Eylül ayının ilk iki haftası olan romancı Fatih Haznedar ın hikâyesinin, gerekse, İstanbul un kuşatması, fethi ve sonrası süreci içeren Fatih merkezli hikâyenin anlatımında yazar kendisini ve kurgusallığı hiç unutturmaz. Şimdi bunlarla ilgili birkaç alıntı yapalım: Hisarın yapılış öyküsünü bitirdiğimde sabah olmak üzereydi 13. ( ) ikinci bölümde bir savaş tutsağının acıklı sonunu anlatmaya karar verdim 14.

Mümtaz SARIÇİÇEK/ Journal of the Institute of Social Sciences 2-2008, 189-201 195 Boğazkesen i yazmaya başladığımdan bu yana ilk kez yalıdan dışarıya çıkma ihtiyacını duyuyordum 15. Boğazkesen de bitmeli bir gün, beni iyice bitirmeden, yalıdaki mahkumiyetimi müebbete dönüştürmeden. Demek ki seyir katibine bir son bulmalıyım. Yoksa anlatının eksenine oturup gözlemleriyle, iki de bir Kaptan Antonio Rizzo yu ya da Venedik i anımsamalarıyla bıktıracak herkesi 16. Görüldüğü gibi yazar bir roman yazmakta olduğunu sürekli vurgular. Olaylara ve insanlara istediği gibi yön verip istediği gibi kurguladığını söyleyen yazar zaman zaman okuyucuya hitap eder. Böylece, klasik gerçekçi romanın ölçütlerine uymayan avangardist ; yenilikçi bir tutum ortaya çıkar. 2. Metinlerarasılık (Intertextualité): Postmodernist romanın en çok yararlandığı anlatım özelliklerinden biri metinlerarası ilişkiler kurmadır 17. Orijinal metin yoktur. ilkesinden hareket eden bu yöntem daha önceden oluşturulmuş/oluşturulduğu varsayılan metinlerden yararlanmadır (Aytaç 1999: 135 vd.). Bu yararlanma açıkça veya gizlice olabilir. Metinlerarası ilişkiler, montaj/kolaj, anıştırma, gönderme, bilinçli/kasıtlı zıtlık ilişkisi kurma, üslup benzeştirmesi gibi teknikler kullanılarak yapılabilmektedir. Boğazkesen de pek çok eski metinle ilişkiler kurulmuştur. Bu yapılırken yöntem olarak en çok montaj tekniğine başvurulmuştur. Romanın başında, Marcel Proust un Geçmiş Zamanın Peşinde (Swann ların Semtinden) romanından alınan aşağıdaki pasaj epigraf olarak kullanılmıştır: Ve Swann, Bellini nin yaptığı portreden tanıdığı II. Mehmed i kendine çok yakın hissediyordu. İstanbul fatihi, Venedikli biyografının anlattıklarına bakılırsa, tutkuyla sevdiği bir cariyenin saplantısından kurtulmak için onu kendi elleriyle hançerlemiş, böylece kafa esenliğine kavuşabilmişti. Marcel Proust, Geçmiş Zamanın Peşinde 18 Boğazkesen in özeti olan bu iki cümlelik epigraftaki iki anahtar tem tutku ve ölümdür. Yazıcı, Swann ın kendisini Fatih le özdeşleştirdiği cümleyi alıntılayarak, o da kendisini hem Swann la hem de Fatih le özdeşleştirecektir. Yazıcı da, Proust gibi, kayıp zamanların izine düşecektir. Kayıp zaman hem tarihtir, hem de yalıda kendisini zamandan soyutlayarak

196 Mümtaz SARIÇİÇEK/ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi 2-2008, 189-201 hapsetmiş olan yazıcının aktüel zamanıdır. Bir sonraki epigraf Aşıkpaşazade nin Tevarihi Ali Osman ından alınmış bir parçadır. Bu Bölüm Sultan Mehmed Han Gazi nin Boğazkesen i nasıl yaptırdığını işte onu anlatır. başlığının altında yer alan bu tarihsel metinden alınan pasajda Rumeli Hisarı nın yapılışı altı satırda özetlenir. Boğazkesen in yazıcısı ise, bu pasajdan hareket ederek, Hisar ın yapılışını kendi kurgulamasıyla anlatır. Aşıkpaşazade nin anlatımında, Halil Paşa ya eyidür: Lala! Bunda bana bir hisar gerekdür. Elhâsıl ol arada heman buyurub hisarı yapdurdı. 19 cümleleri yeterli görülmüştür. Oysa, geçmiş zamanın peşinde iz süren yazıcı bu işin bu kadar basit olmadığını düşünmektedir. Ona göre, kesilen boğazlar, dökülen kanlar ve alın terleri, harcanan emekler, gösterilen hünerler vardır. Bir sonraki kısımda yer alan epigraf Nicolo Barbaro nun Kostantiniyye Muhasarası Ruznamesi nden alınan iki cümlelik bir pasajdır. 20 Bu kısacık tarihsel metin Venedikli Kaptan Antonio Rizzo nun esir düşmesi ve kazıklatılarak öldürülmesinin hikâyesidir. Yazıcı bu tarihsel metnin etrafında modern bir anlatı kurar. Zira, geleneksel anlatılar olay merkezli olmasına karşılık modern anlatılar insan merkezlidir. Geleneksel tarih yazımı da olay merkezlidir. Oysa, yazıcıya göre, asıl olan insandır. Bu yüzden, o, Rizzo nun öldürülüşü etrafında içinde acı, terkedilmişlik, aşk, tutku, özlem, zalimlik hisleri olan koca bir hayat hikâyesi kurgular. Bir sonraki epigraf Çandarlı Halil Paşa nın öldürülüşünü anlatan Tevarihi Ali Osman dan alınmış bir pasajdır. 21 Tarihsel metinde yine çok kısa olarak anlatılmış altı satırlık bir parçadır bu olay. Oysa, yazıcı burada on sekiz sayfalık bir hikâye kurgulayarak anlatır, Çandarlı nın hikâyesini. Yine, insan merkezli bir anlatım vardır. Kişisel ikbal ve ihtirasla ülke sevgisinin, sadakatle ihanetin iç içe geçtiği trajik bir hikâyedir bu. Romanda bu tür epigraflar ilerleyen kısımlarda da devam eder; çeşitli tarihsel metinlerden yapılan bu alıntıların fonksiyonu da yukarıdakilerle aynıdır. Boğazkesen de, metinlerarasılıkla ilgili en orijinal kullanım ise 6 ncı bölümün bir kısmını oluşturan Seyir Katibi Nicolo nun günlüğünden başlığıyla verilen kısımda görülür. Esere göre, Nicolo, Antonio Rizzo nun gemisinin seyir katibi 17 yaşında bir gençken Rizzo nun gemisi batırılınca o da diğerleriyle birlikte esir düşmüş, ancak öldürülmemiş, Fatih in gözdesi; içoğlanı olmuş ve bir günlük tutmuştur. Burada verilen metin o günlüktür. 22 Bu tamamen kurgusal bir gerçektir. Yazıcı, bu kurgusal gerçeği,

Mümtaz SARIÇİÇEK/ Journal of the Institute of Social Sciences 2-2008, 189-201 197 bir günlük le tarihsel gerçeklik hüviyetine büründürür. Aslında, böyle bir günlük yoktur ancak yazar varmış gibi yaparak güya tarihsel bir metinle kurgusal metin arasında bir bağ kurar. Bu günlüğün fonksiyonu da önceki montajlarda olduğu gibi insanı anlatmaktır. Nicolo da diğer tarihsel kişilikler gibi kurgulanmış, tarih biliminin olay merkezli anlatımının insanı gözden kaçırdığı düşünülerek bir insanın bütün bir iç dünyasını en iyi verebilecek yazı türlerinden biri olan günlüğe başvurulmuştur. Yukarıda sözünü ettiğimiz montaj parçaları metnin sadece anlam dünyasıyla ilişkili değildir. Aynı zamanda, bu parçalar belirli bir biçimsel estetik düzeni kurmak için de kullanılmıştır. İlk altı bölümde yer verilen bu parçalardan ilki; Proust tan alıntılanan pasaj, romanın en başına yerleştirilmiştir. Diğer altı parça ise şöyle bir düzenle alıntılanmıştır. Rakamlarla ayrılmış ilk altı bölümde, her bölümün başında yazıcı Fatih Haznedar ın aktüel zamandaki hikâyesi anlatılıyor. İçerik bakımından yazma eylemi problematiği etrafında odaklanan hikâyeye Deniz dahil edilerek aşk, tutku, cinsellik temleri işleniyor. Yazıcı, yazma tutkusu ile Deniz tutkusu arasında nasıl boğulduğunu anlatıyor. Bölüm başlarında parça parça ve birkaç sayfalık bu kısa hikâyelerden sonra, önce yukarıda bahsettiğimiz epigraflarla giriş yapılıyor, sonra Fatih ve fetih hikâyesi anlatılıyor. Böylece, belirli yapısal düzenler belirli aralıklarla tekrar edilerek bir ritim oluşturuluyor ve bu ritimden de biçimsel bir estetik yaratılıyor. Klasik gerçekçi romanın öngörmediği böyle bir yapısal estetik düzeni postmodernist, avangardist bir eğilimi yansıtmaktadır. 3. Üstkurmaca/Metafiction: Postmodernist romanın temel eğilimlerinden biri olan üstkurmaca, klasik gerçekçi roman öncesi çağın anlatılarında karşımıza çıkan bir kurmaca biçimidir. Binbir Gece Masalları ndan Decameron Hikâyeleri ne kadar bir çok metinde kullanılmıştır. Postmodern romanının bu geleneksel tutumdan ayrılan yanı, çerçeve hikâyenin kahramanının yazar/yazıcı olması ve bu yazıcının yazma eyleminin bir problematiğe dönüştürülmesidir. Boğazkesen de bu problematik metnin eksenine oturtulmuştur. Fethin tarihi ile romanın yazım serüveni üstkurmaca anlayışı doğrultusunda birleştirilmiştir. Bu, aynı zamanda Fatih in serüveni ile yazıcı Fatih Haznedar ın serüveninin birleştirilmesidir. Yazıcısıyla özdeşleşmiş olan Nedim Gürsel, II. Mehmed ile de kendi arasında bağ kurar. Bu hususla ilgili yukarıda bahsedilen mülakatında şu açıklamayı yapar:

198 Mümtaz SARIÇİÇEK/ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi 2-2008, 189-201 Anadoluhisarı nda, yalıda, tek başına bir yazar, bir tarihçi, Fâtih dönemiyle ilgili bir roman yazmak istiyor. Bu romanı yazarken de başına birtakım olaylar geliyor. Dolayısıyla anlatı iki eksende yürüyor, diyebilirim. Hem okuyucunun okuyacağı gibi 15. yüzyıl, hem de 20. yüzyıl. Çünkü romanın gerçek kahramanı, aslında yazarı 23. Burada metni daha ilgi çekici hale getiren bir durum da şudur: Çerçeve hikâye ile iç hikâyenin birbirini etkilemesi. Çerçeve hikâyenin kahramanı Fatih Haznedar/yazar/yazıcı her iki hikâyenin de asıl anlatıcısıdır. Bu anlatıcı her iki metne de istediği gibi tasarruf eder. Yukarıda tarihsellik problemini ele alırken de ifade ettiğimiz gibi, iç hikâyede anlatılan tarihsel vaka, gerçek tarih değil yazıcının zihin süzgecinden geçerek kendi ruh hâline göre yeniden şekillendirilmiş bir tarihtir. Kendisinin hâlde yaşadığı bir takım olaylar iç hikâyenin kurgusuna etki eder. Sözgelimi, yazıcıya, Antonio Rizzo nun hikâyesini anlatma ilhamını veren kendisinin yaşadığı bir olaydır. Olay şöyle gelişir: Yazıcı, birinci bölümde Rumeli (Boğazkesen) Hisarı nın yapılış öyküsünü anlatmış, bunun için sabaha kadar çalışmış ve gün ışırken uykuya dalmıştır. Onu uyandıran yolunu şaşırıp yalının kayıkhanesine sıkışmış bir yunus balığı olmuştur. Balığın sıkıştığı kayıkhaneden kurtulmak için kendini duvardan duvara vuruşu onda bir esir imgesi uyandırmış, bu imgeden yola çıkarak Fatih e esir düşen Venedikli Kaptan Antonio Rizzo nun hikâyesini kurgulamıştır. Seyir Katibi Nicolo nun hikâyesi de yine yazıcının içinde bulunduğu ruh hâliyle ilişkili bir kurmacadır. Tarihsel gerçeklik bakımından Nicolo nun özel hayatı ile ilgili herhangi bir bilgisi olmayan yazıcı Deniz le yaşadığı ilişkiyle ortaya çıkmış olan cinsel açlığını Nicolo ya mal etmiş, onu, varolduğunu düşündüğü cinsel açlığı yüzünden trajik bir sona sürüklemiştir. Diğer yandan, Fatih in kişiliğinin ve fetih vakasının Nedim Gürsel i büyük bir etki altına aldığı da bir olgudur. Yazar, 24 Şubat 2000 tarihli Hürriyet gazetesinde yayımlanan bir söyleşisinde Fatih le arasında fiziki ve ruhsal benzerlik bulduğunu şöyle itiraf eder: Aslında, fiziksel olarak Fatih'e benzememin gerçek nedeni, yıllardır onunla düşüp kalkmam da olabilir. Yazar, kahramanına benzer elbette, kendini hiç bir zaman onunla tam olarak özleştiremese de. ( ) Fatih'e benzemem çok doğal, çünkü onun yerine geçmeyi, haz ve bilgi düşkünü kişiliğini paylaşmayı hayal ettim hep.

Mümtaz SARIÇİÇEK/ Journal of the Institute of Social Sciences 2-2008, 189-201 199 Boğazkesen de de yazıcı, yazdıklarının kendisini etki altına aldığını sık sık vurgular. Kente gittiğimde bile Boğazkesen le birlikteydim. İçimde onu taşıyor, eylül güneşinin vurduğu sokaklar boyunca onu sürüklüyordum peşimden. ( ) Hep onun açısından bakıyordum kentin karmaşasına 24. Yazıcı, pek çok boğaz kesme hikâyesi anlatır. Kimi tarihsel gerçeklerden alınmış, kimi yazıcının muhayyilesinin ürünü olan bu olaylar eser ilerledikçe yazıcıyı esir almaya başlar. Yazıcının anlattıklarına bakılırsa Süleyman Peygamber, sevgilisi Şemsiye yi; Fatih, Bizanslı cariyesini aşırı sevgiden öldürtmüştür. Bunları bize kendisi anlatan/uyduran yazıcının içinde de öldürme hissi gittikçe kabaran bir hâl alır. Bir keresinde, yalıya sık sık uğrayan bir topal martının boğazını sıkıp öldürmeyi düşünür. Romanın sonunda ise sevgilisi Deniz i boğmayı aklından geçirir. (Bazı araştırmacılar Deniz in yazıcı tarafından öldürüldüğünü söylemektedir. Bir araştırmacıya göre de boğazı kesilip denize atılmıştır.) 4. Bilimsel/belgesel tutum: Postmodernist romanların temel eğilimlerinden biri de romanda, bilimsel/belgesel bir esermiş gibi bir biçim düzenlemesi yapmaktır. Karşı/anti-roman tutumunun da bir görünüşü olan bu durum Boğazkesen de tarihsel metin parçalarından yapılan alıntılar, yazıcının çeşitli kütüphanelerde araştırmalar yaparak malzeme toplaması, esere bir içindekiler kısmı ilave edilmesi biçiminde kendini göstermektedir. Boğazkesen de yukarıdakilere ilaveten postmodernist romanın diğer eğilimlerinden parodi ögesine de rastlanmaktadır. Yazar, en çarpıcı olanı Nicolo nun günlüğü olmak üzere bazı tarih metinlerinin parodisini yapmaktadır. Yine, eserde, pornografik ve cinsellik ögelerine çokça yer verilmesi de postmodernist romanın eğilimlerinden biridir. SONUÇ: Nedim Gürsel, Boğazkesen romanında postmodernist romanın genel eğilimlerinin birçoğunu kullanmıştır. Konusunu tarihimizin övünçle andığımız bir şahsiyeti olan Fatih Sultan Mehmet in etrafında kurgulamıştır. Ancak, bu romanda ele alınan tarihi şahsiyet, bütünüyle, ne resmi tarihimizin yazdığı ne de toplumsal kültürümüzün kabul ettiği bir Fatih tir. Bir yönüyle belki öyledir; özellikle de kamusal alandaki tutumuyla. Ancak, bireysel alana

200 Mümtaz SARIÇİÇEK/ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi 2-2008, 189-201 geçildiğinde iş değişir. O, kişisel ihtiraslarının ve cinsel tutkularının da yönlendirdiği, olumsuz bir takım ilişkileri de yaşayan bir kişilik olarak kurgulanmıştır. Tarihe böyle bir perspektiften bakmak, normatif ölçülerden baktığımızda hoşumuza gitmeyebilir. Ancak, sanat normatif ölçütler koyan bir alan değildir. Nedim Gürsel in sanat alanı ile tarih alanı arasında olması gereken çizgiyi koruduğunu söylemek gerekir. O, Fatih in İstanbul u fethetmediğini söylememiş, Çandarlı başta olmak üzere diğer devlet adamlarıyla Fatih arasındaki ilişkileri tarihi bilgiyi çarpıtarak vermemiştir. Tarihin ötesine geçmiş, tarihçinin tespit etmesi mümkün olmayan alanlarda rahat davranmıştır. Yazar, ayrıca bu tarihi vakayı romanın merkezine yerleştirmek yerine roman yazıcısı olarak kurguladığı bir kişiyi; Fatih Haznedar ı ve onun aktüel zamanda yaşadığı ilişkileri ve olayları koymuştur. Bu yönüyle de klasik gerçekçi romanın dışında bir anlayışı temsil eden postmodernist/avangardist bir roman oluşturmuştur. DİPNOTLAR VE KAYNAKLAR 1 Bu yazı, Erciyes Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü tarafından 10-12.04. 2006 tarihinde düzenlenen Tarihi Roman Sempozyumu nda sunulmuş, yayımlanmamış bildirinin gözden geçirilmiş biçimidir. 2 Modernite versus Postmodernite (Tarihsiz). Vadi Y., s.47 vd. Der. Mehmet Küçük. 3 ZWEIG, Stefan (1998). Kendileri İle Savaşanlar. Ankara: İş Bankası Y., s. 122-123. Çev. Gürsel Aytaç. 4 ZWEIG 1998: 133. 5 ZWEIG 1998: 99. 6 ROBINSON, Dave, (2000). Nietzsche ve Postmodernizm. Çev. Kaan H. Ökten. İstanbul: Everest Y., s. 2. 7 ECEVİT Yıldız (2001). Türk Romanında Postmodernist Açılımlar. İstanbul, İletişim Y., s. 58. 8 GÜRSEL, Nedim (2003). Boğazkesen Fatih in Romanı. İstanbul, Doğan Kitap, s. 131. 9 GÜRSEL 2003: 39 10 ÇERİ, Bahriye (2001). Tarih ve Roman. İstanbul: Can Y., 23 11 ECEVİT 2001: 69-70 12 GÜRSEL 2003: 12 13 GÜRSEL 2003: 23 14 GÜRSEL 2003: 25 15 GÜRSEL 2003: 66 16 GÜRSEL 2003: 193 17 AKTULUM, Kubilay (1999). Metinlerarası İlişkiler. Ankara: Öteki Y.

Mümtaz SARIÇİÇEK/ Journal of the Institute of Social Sciences 2-2008, 189-201 201 18 GÜRSEL 2003: 9 19 GÜRSEL 2003: 15 20 GÜRSEL 2003: 27 21 GÜRSEL 2003: 45 22 GÜRSEL 2003: 153-191 23 ÇERİ 2001: 22 24 GÜRSEL 2003: 131