JEOFİZİK YÖNTEMLERLE URANYUM VE TORYUM ARAMALAR] Fethi Ahmet YÜKSEL ve Ali İsmet KANLI



Benzer belgeler
Giriş. Radyoaktivite bir atomun, ve ışınları yayarak başka bir elementin atomuna dönüşmesi olayıdır.

Gama Işın Spektrometrelerinin Kalibrasyonu

MTA ve ÜLKEMİZDE URANYUM ARAMACILIĞI

RADYASYON ÖLÇÜM YÖNTEMLERİ DERS. Prof. Dr. Haluk YÜCEL RADYASYON DEDEKSİYON VERİMİ, ÖLÜ ZAMAN, PULS YIĞILMASI ÖZELLİKLERİ

BAKIR ATOMUNDA K,L,M ZARFLARI

Radyasyon birimleri ve tanımları

UBT Foton Algılayıcıları Ara Sınav Cevap Anahtarı Tarih: 22 Nisan 2015 Süre: 90 dk. İsim:

DOĞAL TAŞLARIN TÜRKİYE MADENCİLİĞİNDEKİ ÖNEMİ VE MTA DOĞAL TAŞ LABORATUVARLARI

MADEN ARAMALARINDA DES VE IP YÖNTEMLERİ TANITIM DES UYGULAMA EĞİTİM VERİ İŞLEM VE SERTİFİKA PROGRAMI

Kaynak: Forum Media Yayıncılık; İş Sağlığı ve Güvenliği için Eğitim Seti

RADYOMETRİK ALAN ÖLÇÜMLERİ VE DİFERANSİYEL COĞRAFİK KONUM BELİRLEME (DGPS) SİSTEMİ İLE U VE Th YATAKLARININ BELİRLENMESİ

Potansiyel. Alan Verileri İle. Hammadde Arama. Endüstriyel. Makale

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ OTOMOTİV MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ

RETROSPEKTİF DOZİMETRE UYGULAMA LABORATUARI OSL (OPTİK UYARMALI LÜMİNESANS) TARİHLENDİRME DENEY FÖYÜ

3- KİMYASAL ELEMENTLER VE FONKSİYONLARI

KİM-117 TEMEL KİMYA Prof. Dr. Zeliha HAYVALI Ankara Üniversitesi Kimya Bölümü

Radyoaktif elementin tek başına bulunması, bileşik içinde bulunması, katı, sıvı, gaz, iyon halinde bulunması radyoaktif özelliğini etkilemez.

RADYONÜKLİTLERİN KİMYASI VE ANALİZİ

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

T. C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ GAZİ EĞİTİM FAKÜLTESİ FİZİK EĞİTİMİ A. B. D. PROJE ÖDEVİ

Kömür ve Doğalgaz. Öğr. Gör. Onur BATTAL

ATMOSFERDEKİ YAĞIŞA GEÇERİLİR SURUHARI MİKTARININ HESAPLANMASI

GRAVİTE ve MANYETİK PROSPEKSİYON

Nötronlar kinetik enerjilerine göre aşağıdaki gibi sınıflandırılırlar

Kazdağları/Edremit Ormanlık Alanlarında 137 Cs Kaynaklı Gama Doz Hızı Tahmini

Prof.Dr.rer.nat. D. Ali ERCAN

RADYASYON DEDEKTÖR ÇEŞİTLERİ

Radyasyon Gözlem Raporu

JEOFİZİK MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜM LABORATUVARLARINDA DÖNER SERMAYE KAPSAMINDA YAPILAN İŞLERİN GÜNCEL FİYAT LİSTESİ

DEMOCRİTUS. Atom hakkında ilk görüş M.Ö. 400 lü yıllarda Yunanlı filozof Democritus tarafından ortaya konmuştur.

Fotovoltaik Teknoloji

ATOMİK YAPI. Elektron Yükü=-1,60x10-19 C Proton Yükü=+1,60x10-19 C Nötron Yükü=0

Uzaktan Algõlama Ve Yerbilimlerinde Uygulamalarõ

İÇİNDEKİLER -BÖLÜM / 1- -BÖLÜM / 2- -BÖLÜM / 3- GİRİŞ... 1 ÖZEL GÖRELİLİK KUANTUM FİZİĞİ ÖNSÖZ... iii ŞEKİLLERİN LİSTESİ...

İşletmesinde Toz Problemi TKİ. OAL. TKİ Maden Müh.

BİTLİS İLİ MADEN VE ENERJİ KAYNAKLARI

X-ISINI FLÜOBESANS METODU İLE FİLİZ NUMUNE İÇİNDE URANYUM TAYİNİ

12. SINIF KONU ANLATIMLI

ATOMİK YAPI. Elektron Yükü=-1,60x10-19 C Proton Yükü=+1,60x10-19 C Nötron Yükü=0

6- RADYASYON KAYNAKLARI VE DOZU

RÖNTGEN FİZİĞİ 5 X-ışınlarının özellikleri, kalitesi ve kantitesi. Doç. Dr. Zafer KOÇ Başkent Üniversitesi Tıp Fak

RADYASYON FİZİĞİ 1. Prof. Dr. Kıvanç Kamburoğlu

1. Hafta. İzotop : Proton sayısı aynı nötron sayısı farklı olan çekirdeklere izotop denir. ÖRNEK = oksijenin izotoplarıdır.

İYON ODALARI VE DOZİMETRE KALİBRASYONLARI

GENİŞ BANT İKİ HALKA ELEKTROMANYETİK YÖNTEM

Theory Tajik (Tajikistan)

RÖNTGEN FİZİĞİ 6. X-Işınlarının madde ile etkileşimi. Doç. Dr. Zafer KOÇ Başkent Üniversitesi Tıp Fak

Çok kanallı analizör deneylerinin ilk aşaması olan enerji kalibrasyonu incelenecektir.

Büyük Patlama ve Evrenin Oluşumu. Test 1 in Çözümleri

Ekonomik Metalurji. Yrd. Doç. Dr. Rıdvan YAMANOĞLU 2012

İNTERNET SİTESİ İÇİN GERÇEK RAPORDAN EKSİLTMELER YAPILARAK YAYINLANMIŞTIR

X IŞINLARININ ELDE EDİLİŞİ

Nükleer Tekniklerin Endüstriyel Uygulamalarında Radyasyondan Korunma. Prof.Dr.Ali Nezihi BİLGE İstanbul Bilgi Üniversitesi

Türkiye de Nükleer Fizik Eğitimi. Ege Üniversitesi Nükleer Bilimler Enstitüsü, 35100, Bornova, İzmir, TÜRKİYE

8. TOPRAK ZEMİNLERİN TAŞIMA GÜCÜ (BEARING CAPACITY OF SOILS)

ISSN : iskender@fef.sdu.edu.tr Isparta-Turkey BAZI MERMER ÖRNEKLERİNDE DOĞAL RADYOAKTİVİTE

KÖMÜRLERDE KÜL ORANININ 2-µ ve DEMİR DÜZELTME YÖNTEMİ İLE ÖLÇÜLMESİ. (MEASUREMENT OF ASH CONTENT OF COALS BY USING 2-µ AND IRON COMPENSATION METHOD)

Doz Birimleri. SI birim sisteminde doz birimi Gray dir.

Batman Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Güz

ORM 7420 USING SATELLITE IMAGES IN FOREST RESOURCE PLANNING

Radyasyon Uygulamalarının Fizik Mühendisliği ve Eğitiminden Beklentileri. Dr. Abdullah ZARARSIZ Fizik Mühendisleri Odası

RADYASYON ÖLÇÜM YÖNTEMLERİ

HİDROLOJİ. Buharlaşma. Yr. Doç. Dr. Mehmet B. Ercan. İnönü Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü

Elde edilen jeolojik bilgilerin sahada gözlenmesi ve doğrulanması, yeni bulgularla zenginleştirilmesi çalışmalarını kapsamaktadır.

ATOMUN YAPISI ATOMUN ÖZELLİKLERİ

MADDENİN YAPISI VE ÖZELLİKLERİ ATOM

RÖNTGEN FİZİĞİ X-Işını oluşumu. Doç. Dr. Zafer KOÇ Başkent Üniversitesi Tıp Fak

HARİTA, TOPOGRAFİK HARİTA, JEOLOJİK HARİTA. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

Farklı malzemelerin dielektrik sabiti LEP _00

HURDALARDA RADYOAKTİVİTE MODÜL 15

Bölüm 5. Tıbbi Görüntüleme Yöntemlerinin Temel İlkeleri. Prof. Dr. Bahadır BOYACIOĞLU

Zaman Ortamı Yapay Uçlaşma (Time Domain Induced Polarization) Yöntemi

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ ENERJİ SİSTEMLERİ MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ ENERJİ SİSTEMLERİ MÜHENDİSLİĞİ LABORATUARI

12. SINIF KONU ANLATIMLI

ATOM BİLGİSİ Atom Modelleri

Bölüm 7 Radyasyon Güvenliği. Prof. Dr. Bahadır BOYACIOĞLU

BAZI İLLER İÇİN GÜNEŞ IŞINIM ŞİDDETİ, GÜNEŞLENME SÜRESİ VE BERRAKLIK İNDEKSİNİN YENİ ÖLÇÜMLER IŞIĞINDA ANALİZİ

ÖĞRENME ALANI: Kuvvet ve Hareket 2.ÜNİTE: Kaldırma Kuvveti ve Basınç. Kaldırma Kuvveti

Jeofizik Mühendisliği Eğitimi Sertifika Programı

Kasetin arka yüzeyi filmin yerleştirildiği kapaktır. Bu kapakların farklı farklı kapanma mekanizmaları vardır. Bu taraf ön yüzeyin tersine atom

Maden Aramalarında İş Güvenliği Çalışmaları: MTA Örneği

ALETLİ ANALİZ YÖNTEMLERİ. X-Işını Spektroskopisi Yrd. Doç. Dr. Gökçe MEREY

Nanomalzemelerin Karakterizasyonu. Yapısal Karakterizasyon Kimyasal Karakterizasyon

İÇİNDEKİLER ANA BÖLÜM I: RADYASYON, RADYOAKTİVİTE,VÜCUDA ETKİLER VE RİSK KAVRAMI...1. Bölüm 1: Radyasyonla İlgili Kısa Açıklamalar...

X-IŞINLARI FLORESAN ve OPTİK EMİSYON SPEKTROSKOPİSİ

AKARSULARDA DEBİ ÖLÇÜM YÖNTEMLERİ

İzmir İlinde Buca, Bornova, Karşıyaka ve Bayraklı İlçelerinin Radon Dağılım Haritalarının Oluşturulması

RADYASYON VE RADYASYONDAN KORUNMA

8.04 Kuantum Fiziği Ders IV. Kırınım olayı olarak Heisenberg belirsizlik ilkesi. ise, parçacığın dalga fonksiyonu,

Potansiyel. Alan Verileri ile. Maden aramacılığı; bölgesel ön arama ile başlayan, Metalik Maden Arama. Makale

ALFA BOZUNUMU MEHMET YÜKSEL ÇÜ FBE FİZİK ABD ADANA-2010

Geçen Süre/Yarı ömür. İlk madde miktarı. Kalan madde miktarı

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MAK MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ LABORATUVARI DENEY 4

Radyasyon, Radyoaktivite, Doz, Birimler ve Tanımlar. Dr. Halil DEMİREL

Nükleer Enerji Üretim Teknolojilerinin Dünyadaki Gelecegi vetürkiye. Mehmet Tombakoglu Ph.D Nükleer Mühendislik Hacettepe Üniversitesi

Nükleer Spektroskopi Arş. Gör. Muhammed Fatih KULUÖZTÜRK

EGE ÜNİVERSİTESİ EGE MYO MEKATRONİK PROGRAMI

X-IŞINI FLORESANS SPEKTROSKOPİSİ. X-ışınları spektrometresi ile numunelerin yarı kantitatif olarak içeriğinin belirlenmesi.

BİGA YARIMADASINDA TARİHİ TRUVA HARABELERİNİN GÜNEYİNDEKİ RADYOAKTİF SAHİL KUMLARININ MİNERALOJİSİ VE BUNLARIN ANA KAYAÇLARININ PETROLOJİSİ

Transkript:

/. Ulusal Nükleer Yakıt Teknolojisi Sempozyumu, 3-i TR0000005 JEOFİZİK YÖNTEMLERLE URANYUM VE TORYUM ARAMALAR] Fethi Ahmet YÜKSEL ve Ali İsmet KANLI İ. Ü. Mühendislik Fak. Jeofizik Müh. Böl. 34850, Avcılar-İSTANBUL ÖZET Ülkemizin enerji açığını kapatma çalışmalarında değişik enerji kaynaklarının kullanılması tartışılmaktadır. 2000 li yıllarda su ve linyit kaynaklarımızı tam olarak kuuansak dahi enerji açığımızın kapanamıyacağt ve bu açığın başka bir kaynaktan kapatılması önerilmektedir. Petrol ve doğal gaz rezervlerimizin yeterli olmayışı ve dünya petrol ve doğal gaz üreticilerinin bu enerji kaynağını stratejik bir unsur olarak kullanması ve dışa bağımlı bir enerji politikasının da ülke kalkınması ve verimli bir üretim için sakıncalar oluşturması nükleer enerjiden yararlanmayı kaçınılmaz kılmaktadır. Nükleer santrallerin yakıt gereksiniminin tümünün yurt içinden karşılanabilmesi için ülkemizin uranyum ve toryum rezervlerinin tam olarak çok kısa zamanda bilinmesi gerekmektedir. Eğer nükleer enerji üretimine geçilecekse, mevcut ülke rezervlerine ilaveten yeni rezervlere gereksinim duyulacaktır. MTA tarafından gerçekleştirilen cevher arama ve rezerv tespit çalışmaları henüz bitmemiştir. Havadan ve karadan uranyum ve toryum aramaları jeofizik yöntemlerle yapılmaktadır. Potansiyel uranyum ve toryum alanları ve rezervleri radyoaktif jeofizik prospeksiyon yöntemleri ile hızlı bir şekilde belirienebilmektedir. Çağımızın teknolojik gelişmelerine paralel olarak radyoaktif jeofizik arama, haritalama ve değerlendirme yöntemleri çok hızlı bir şekilde gelişmektedir. Türkiye'nin uranyum potansiyelinin belirlenmesi için diğer arama yöntemlerine paralel olarak jeofizik yöntemlerle arama çalışmalarına önem verilmeli ve çeşitli nedenlerden dolayı yanm kalmış veya yeterli duyarlılıkla sürdürülememiş arama çalışmaları bitirilmelidir. ABSTRACT Radioctivity is often measured from the ground in mineral exploration. If large areas have to be investigated, it is often unsuitable to carry out the measuraments with ground-bound expeditions. A geophysical method of gamma-ray spectometry is generally applied for uranium exploration. Exploration of uranium surveys were stopped after the year of 1990 in Turkey. Therefore the real potential of uranium in Turkey have to be investigated by using the geophysical techniques. 49

GİRİŞ Uranyum aramalarına, MTA tarafından, ülkemizde 1953 yılında ilk olarak kısa süreli genel etüdler şeklinde başlanmıştır[l],[2]. 1956 yılından itibaren sistemli çalışmalara geçilerek Menderes, lstranca, Bitlis masiflerine ait metamorfiklerde ve Şebinkarahisar, Kırşehir granitlerinin damar tipi yataklarında başlanmıştır. Çalışmalar 1960 yılından itibaren sedimenter tip uranyum yataklanmn aranmasına yönelik olmuştur. Daha sonra 1970'li yıllarda örtülü yatakların bulunması doğrultusunda sürdürülmüştür [1],[2],[3]. 1990 yılından sonra aramalar durdurulmuşturf 1],[2]. Havadan uranyum aramaları, jeofizik radyoaktif yöntemler kullanılarak, 1958 yılında ilk defa Kara Küvetlerinin keşif uçaklarından yararlanılarak başlamıştır. Daha sonra 1962 yılında Dornier 27 tipi tek motorlu uçakla çalışmalar sürdürülmüştür. 1986 yılından sonra daha büyük kristalli bir spektrometre ile havadan prospeksiyon çalışmaları yapılmıştır,[2] 1990 yılına kadar Türkiye'de radyoaktif maden aramaları için havadan prospeksiyomm yıllara göre ve alan olarak gösterimi Tablo 1. de verilmiştir[2]. Tablo!. Türkiye'de radyoaktif maden aramaları için havadan prospek^yon için yi! ve uçuş alam[2]. YILLAR 1956-1960 1961-1965 1966-1970 1971-1974 1975-1979 1980-1984 UÇüŞ(Kr>r) 324.000 187.580 216.000 10.600 7.200 3.000 Türkiye'de MTA tarafından bulunan yataklar Tablo 2. de gösterildiği gibidir, [ 1 ],[2],[4]. Tablo 2. Türkiye'de MTA tarafindan bulunan uranyum yataklarının Yaş, Tenor (%) ve Rezervi (Ton U,O 8 ). YER Köprübaşı bölgesi (Salihli-Manisa) Fakılı (Uşak-Eşme) Küçükçavdar (Aydın-Söke) Demirtepe (Aydın-Söke) Ayvacık (Küçükkuyu-Çanakkale) Şebinkarahisar-Giresun Sorgun-Yozgat TOPLAM YAŞ Neojen Neojen Neojen Paleozoyik Miosen Eosen Eosen TENOR % 0.05 0.045 0.05 0.08 0.08 0.04 0.1 REZERV Ton U 3 O 8 2.852 490 208 1.729 250 300 3.850 9.629 Aynca, Türkiye'de ikinci! uranyum kaynaklarından da (fosfatlar, yakıt külleri, Van Gölü ve Karadeniz dip çökeileri) uranyum arama çalışmaları yapılmıştır. Ancak bu çalışmalar ekonomik olarak uranyum üretileceğini göstermemiştir. 50

Türkiye'de günümüze kadar yapılan uranyum aramalarının büyük bir çoğunluğu sedimanter tip yataklarda sürdürülmüştür. Yalnız Demirtepe yatağı damar tipi uranyum yataktan grubuna girmektedir. Türkiye'de aramalar sonucu 9.629 Ton uranyum bulunmuştur. Bu uranyum yataklarının ortalama tenor ve rezervleri (Tablo 2.), aranıp bulundukları yıllarda dünyaca kabul edilen ekonomik sınırlarda olmasına rağmen, günümüzde bu sınırların (min. 2000 ppm) oldukça altında kalmıştır. Ayrıca Türkiye'de bugüne kadar bulunan rezervlerin oldukça küçük miktarlarda olması sebebiyle, gerekli olan küçük kapasiteli tesislerin ekonomik olarak çalıştırılması güçtür. Çünkü dünya uranyum fiyatlarının, özellikle son yıllardaki düşüklüğü ve bu düşüşün devam etmesi (17-20 $/Kg U), gibi nedenlerle ekonomik olarak değerlendirilmelerinin olanaklı olmadığı belirlenmiştir. Örneğin, 1974-1982 yıllan arasında Manisa- Köprübaşı'nda san pasta üretimi için kurulan plot tesislerde 1200 Kg kadar san pasta üretilmiştir. Fakat Türkiye'de henüz ticari anlamda üretim olmadığından, konu hakkında başka bilgi elimizde yoktur Türkiye'de uranyum aramalan için yıllara göre yapılan harcamalan ise Tablo 3. te verilmiştir Tablo 3. Türkiye'de uranyum aramalan için yıllara göre yapılan harcamalar (1990 fiatlanna göre US $)[!]. Yıllar 1987'den önce 1987 1988 1989 1990 Harcama (1.000 US $) 18.940 1.000 403 161 78 Ülkemizin jeolojik yapısının incelenmesi ve günümüze kadar elde edilen bilgilere göre, tespit edilen uranyum rezervlerinin Türkiye'nin nihai potansiyelini ifade etmediği, uranyum aramalarına gereken teknik, yasal ve ekonomik önemin verilmesi durumunda daha büyük yatakların bulunmasının olanaklı olduğu söylenebilir [1],[2], Toryum, uranyum gibi nükleer bir yakıt hammaddesidir. Toryum da uranyum gibi tabiatta serbest halde bulunmaz. Yaklaşık 60 kadar mineralin içinde rastlanır. Bunlardan sadece monazit ve thorite, toryum üretiminde kullanılır. Bu mineraller de genellikle nadir toprak elementleri ile birlikte bulunmaktadır. Toryuma dayalı nükleer santrallann henüz ticari olmayıp, deneme safhasında olması ve bu sektörün dışındaki kullanımının sınırlılığı sebebiyle, dünyada bugüne kadar doğrudan toryum aramalarına fazla önem verilmemiştir. Türkiye, IAEA'ya, nadir toprak elementleri içeren monazit yataklanndan Kg'ı 80 US $ kadar mal edilebilen toryum rezervi olduğunu bildirmiştir. Türkiye'de MTA tarafindan yapılan aramalar sonucunda, Eskişehir-Sivrihisar-Kızılcaören yöresindeki nadir toprak elementleri ve toryum kompleks cevher yatağında, 380.000 ton görünür ThCb rezervi belirlenmiş olup, tenor %0.21 TI1O2 dir. Aynca, Malatya-Hekimhan-Kuluncak'taki benzer nitelikli oluşum da gerekli çalışmalan beklemektedir[l]. 51

Yurdumuzda yeni radyoaktif hammadde rezervlerinin bulunması ve bilinen kaynakların potansiyellerinin geliştirilmesi çabasının yeni jeolojik kavramlarla yönlendirilmesi ve modern arama yöntemleriyle elde edilen temel jeolojik verilerin çok iyi bir şekilde analizi ülke ekonomisi ve gelişmesine büyük katkı sağlıyacaktır [1]. ARAMA JEOFİZİĞİNDE RADYOAKTİF YÖNTEMLER Radyoaktif minerallerin aranmasında en önemli özellik bu minerallerin radyoaktivite yaymalarıdır. Elementlerin, dolayısıyla mineral ve kayaçlann bir fiziksel özelliği olan radyoaktivite, bir başka tanımla, bir elementin atom yapısının değişimidir. Bu amaçla etüd alanında radyoaktivitenin bulunması ve sayılması radyoaktif mineral aramalarında ana gayedir [3],[7],[8],[9],[1O],[11],[12]. Radyoaktivitenin ölçülmesi ve saptanması amacıyla kullanılan radyoaktif sayaçlar İyonizasyon ve Sintilasyon sürecine dayanarak genellikle iki tipte tasarlanmıştır [3]. Doğada bulunan radyoaktif elementler kendiliğinden parçalanarak durağan veya durağan olmayan izotoplarına dönüşür. Bu dönüşüm aşamasinda alfa ve beta parçacıkları ile gamma ışınlan yayarlar. Bu parçacıklar ve ışınların bazı fiziksel özellikleri vardır. Buniar: a) Normal ışık veya X ışınlan gibi fotoğraf filminin hassas yüzeyini etkiler, b) Gazlan iyonize edip iletken hale getirebilirler, c) Bazı kristalen madde ve kimyasal bileşiklerde ışıma olayı (Fosforesans- Sintilasyon) meydana getirirler [13]. Alfa parçacıkları kütleleri ve pozitif yükleri olan helyum çekirdekleridir. Yayınım güçleri çok zayıftır. Beta parçacıklarının da kütleleri ve negatif yükleri vardır. Yayınım uzaklıkları 1-2 m. kadardır. Gamma ışınlarının ise yükleri ve kütleleri yoktur. Bu yüzden havada 500 m. kadar yayınabilirler. Yüksüz oluşları nedeniyle manyetik alanlardan etkilenmezler. Gamma ışınlan, elektromanyetik radyasyonun yüksek enerjili bir çeşidirler ve elektromanyetik tayfda, sınırlar kesin olmamakla beraber, X ışınlan ile kozmik ışınlan arasındaki bir frekans bandında yer alırlar. Gamma ışınlarının enerjileri 0.0-3.0 MeV arasında değişmektedir [13]. Gamma ışınlan yayınırken karşılaştıkları maddelerle bire bir etkileşime girerler [8]. Bu etkileşim sonucu bazı fiziksel olaylar ortaya çıkar. Bunlann en önemlileri Fotoelektrik olay ve Compton saçılma olayıdır. Gamma ışını spektrometresinde önemli olay fotoelektrik olaydır. Compton olayı ise belli bir enerjiye sahip gamma ışınının yayınırken yolu üzerindeki bir madde ile çarpışması ve enerjisinin bir kısmını kaybederek daha düşük enerji pencerelerinde kendini göstermesi olayıdır [8],[13]. Yerkabuğundaki kayaçlar çeşitli minerallerden oluşur. Mineraller de çeşitli elementlerden meydana gelir. Yerkabuğunda bulunan ve doğal olarak radyoaktivite özelliği gösteren elementlerden potasyum (K-40), uranyum (U-238 ve U-235) ve toryum (Th-232) değişik elementlerle birleşerek radyoaktif mineralleri oluştururlar. Doğal radyoelementlerden K-40, bütün potasyumun %0.0118 i kadardır. K-40 in %89 u beta parçacıkları yayarken ancak %11 i gamma ışını yayar. K-40 orijinli gamma ışınlan 1.4608 MeV enerji seviyesinde doruk verirler. Spektrometrelerin potasyum pencereleri K-40 dan gelen gamma ışınlarını yakalamak için 1.36 MeV ile 1.56 MeV enerji seviyeli olarak düzenlenirler. 52

Uranyum iki doğai izotopa sahiptir. Bunlardan U-238 doğada daha çok (%99.73) bulunur. U-235 İzotopunun doruk verdiği enerji seviyesi çok düşüktür (0.89 MeV), ve standart bir çok spektrometrenin ölçüm aralığı dışındadır. U-238 in sadece iki izotopu Pb-214 ve Bi-214 gamma ışını yayar. Bunlardan Bi-214 ün pik verdiği 1.76 MeV enerji seviyesi diğer radyoelementlerin pik vermediği bir seviye olduğu için gamma spektrometrelerin uranyum penceresinin aralığı 1.66-1.86 MeV olarak düzenlenir. Toryumun doğal izotopu Th-232 dir. Gamma ışını yayan Tl-208 izotopunun belirgin pik yaptığı enerji seviyesi 2.62 MeV dir. Spektrometrelerin Tl-208 orijinli gamma ışınlarını algılamak için 2.42-2.82 MeV enerji aralığındadır. Gamma ışınlan spektrometrelerin algılayıcılarına çarpar ve bir ışıma oluşturur. Işımanın şiddeti gamma ışınının enerji seviyesine yani kaynağın hangi radyoizotopun olduğuna bağlıdır. Işımanın sıklığı ise o radyoizotopun konsantrasyonuna bağlıdır [7],[8],[13]. Bir spektrometre algılayıcısı talyum (Nal) katkılı Nal kristali ile bir yüksek voltajlı tüpten oluşur. Kristale çarpan gamma ışını kristalde bir ışıma oluştururken kristale bitişik olan tüp ise ışımayı elektrik sinyaline dönüştürür. Daha sonra sinyallerin şiddetlerine göre sayısallaştırarak ilgili olduğu pencerelerde toplanırlar. Her pencereye birim zamanda gelen gamma ışını dijital veya analog olarak kaydedilir. Standart dört pencereli bir spektrometredeki pencere isimleri ve enerji seviyeleri Tablo4.de verilmiştir[7],[8],[13]. Her penceredeki ışıma sayımlan ilişkili olduğu radyoaktif elementin konsantrasyonuna dönüştürülür. K, U ve Th pencereleri olan bir spektrometre ile ölçü alman yerlerin K(%), U(ppm) ve Th(ppm) konsantrasyonları bulunur. Bunun yanında ölçüm yapılan lokasyonda yerin radyasyon şiddeti mikrorem/saat cinsinden verilir. Dört kanallı spektrometreler yanında özel amaçlı ya da havadan etüdlerde kullanılan çok pencereli spektrometreler de mevcuttur. Bunlar 0.0-3.0 MeV enerji aralığı 128 e, 256 ya hatta 512 ve daha fazla pencerelere bölünerek düzenlenirler. Tabiatıyla pencere genişlikleri de daha küçüktür. Gamma ışını yayınım olayı bir rasgele süreçtir. Bu nedenle, gamma ışını ölçmelerinde bu konu dikkate alınarak ölçüm ya yinelenir ya da gözlem zamanı aralığı geniş tutulur. Normal şartlarda, yerin herhangi bir noktasında ve spektrometrenin herhangibir penceresinde ölçülen gamma ışını sayısı yerden ve yerdışı kaynaklardan gelen ışınlann toplamıdır. Bu toplam değer dedektörün yerden olan yüksekliği ile exponansiyel olarak azalır. Yerdışı gamma ışını kaynaklan; kozmik ışınlar, spektrometreyi oluşturan malzeme veya taşıyıcı araçtan gelen ışınlar ve Radon gazıdır.bunun yanı sıra, yüksek enerjili ışınlann havadaki partiküllerle çarpışması ve daha düşük (nadir olarak daha yüksek) enerjili pencerelere girmesi (copton olayı) ölçümleri etkileyen bir diğer unsurdur. Gamma ışını ölçümlerine de, diğer jeofizik yöntemlerle elde edilen gözlem değerlerine uygulanan düzeltmeler gibi, bazı düzeltmeler uygulanır [13]. 53

Tablo 4. Standart 4 pencereli bir spektrometrenin pencere enerji düzeyleri. PENCERE Toplam Sayım Penceresi Potasyum Penceresi Uranyum Penceresi Toryum Penceresi ENERJI SEVIYELI 0 40-J.OO 1.36-1.56 1,66-1.86 2.42-2 82 Çok büyük sahalarda uranyum aramaları sözkonusu olduğunda havadan etüd kaçınılmazdır [3],[11],[13]. Havadan belirlenen potansiyel alanlar yer gözlemleriyle daha detaylı etüd edilir. Havadan etüdde sintilometre (toplam sayım) ve gamma ışını spektrometreletinden yararlanılır. Gamma ışını spektrometresi kullanılması durumunda iki yöntem uygulanır: a) Cihazın enküçük spektral kapasitesi kullanılarak toplam radyoaktivite (toplam sayım) belirlenir, b) Gamma ışını spektrometresinin yüksek spektral kapasitesinden yararlanarak U, Th ve K un ayn ayn ölçülmesi olanaklıdır. Bu sistemle çok parametreli, jeokimyasal istatistik değerlendirmelere olanak sağlayacak veriier elde edilir. Gamma jşını spekrometresiyle havadan yapılacak etüdlerde dikkat edilmesi gereken hususlar aşağıdaki gibidir: a) Cihazların radyasyon kaynaklarının yakınına konması gerekir. Aksi takdirde büyük background değerleri ortaya çıkabilir. b) Uçağın yakıt depolarının dolu olduğu anlar, yakıtın dedektörleri kalkanlaması aletin duyarlılığını azaltır. c) Elektronik gürültüler gerçek olmayan anomaliler oluşturabilir. d) Yüksek akım kaynağının, pencere aralıklarının ve enerji eşiklerinin yanlış ayarlanması hatalı ölçümlerin yapılmasına sebep olur. e) Radar altimetre doğru çalışmalıdır. f) Atmosferik backgroundun daima dikkate alınması gerekir. Uçuşun başında ve sonunda deneme uçuş hattının kaydı gereklidir. Gamma Işın Spektrometresi farklı tipteki kaynaklardan gelen radyasyonu ayırmak ve herbir tipteki radyasyonu ayn ayn ölçmek için kullanılır. Spektrometrik saha araştırmalan ile karakteristik radyometrik özelliklere sahip olan kayaç birimleri tasfir edilerek jeolojik haritalama yapılır. Aynca, Gamma Işın Spektrometresi ya kendi'eri radyoaktif (örneğin, uranyum cevherleri) ya da radyoaktif minerallerle ilişkili (örneğin, karbonatlar) olan mineral depozitlerinin belirlenmesinde kullanılır [9], Havadan etüdde kullanılan gamma ışını spektrometresi aşağıdaki gibi bazı özelliklere sahiptir: a) Cihaz dedektör, recorder, spektral analiz aygıtı ve güç kaynağından oluşur. Dedektörde talyum [Nal (Tl)] kristali ile bir fototüp bulunur. Cihazdaki fotomültiplikatör ve amplifikatör sistemleri ısı değişikliklerinden çok etkilenmektedirler. Bu nedenle bütün dedektör sistemini belirli ısıda tutmak için bir düzenek geliştirilmiştir. Bazı cihazlarda, yüksek voltajdaki düzensizliklerin ve ısı değişiminin ortaya çıkardığı spektral dengesizliklerin ve ısı değişiminin ortaya çıkardığı spektral dengesizliklerin minimize edilmesi için Z41 Ara, '' 7 Cs ve Co 57 gibi enerjisi bilinen izotoplar kullanılarak otomatik düzelticiler konmuştur. 54

Havadan uranyum aramalarında uçuş standartları da önemlidir. Uçuş yükseldiğinin azaltılması gamma ışm spektrometresinin duyarlılığını arttırır. Buna karşılık uçuş hattı boyunca incelenen şeridin eninin azalması sebebiyle, ekonomik olmayan, daha sık aralıklı uçuş hatları belirlemek zorunluluğu ortaya çıkar. Uçuş yüksekliği arttıkça, güvenilebilir ölçümlerin yapılabilmesi için kristal hacminin artırılması gerekir. 1500 cm"' hacimli Nal kristalli bir cihaz ile 150 m yükseklikten uçulursa, uçuş hatları arasında 1000 m olduğu takdirde, elverişli şartlarda, 50 m 2 lik bir alan içindeki % 0.2 e UsOg tenörlü bir yığışım belirlenebilir [14]. Eğer U, Th ve K ölçümlerinin istatistik bir önem taşıması isteniyorsa, 150 m yükseldikten yapılan uçuşlarda, detektör kristalinin hacminin 50.000 cm 3 e ulaşan mertebede olması gerekir. Son teknolojik ilerlemeler önceden kullanılan silindirik kristallerden daha üstün olan prizmatik kareden farklı (ex-square) kristallerin üretimi olanaklı olmuştur. Her bir prizmatik kristal 10.2 x 10.2 x 40.6 cm boyutlarında (toplam hacmi 4200 cm 3 ) ve tek fotomaltipler tüpte birleştirilmiştir. Prizmatik kristallerin hacmi daha düşük ağırlığa sahip olduğundan hacim daha düşük bir aralıkta yerleştirilebilir ve slindirik kristallerin üzerinde radyasyon bulma etkisini artırır. Prizmatik kristallerin genel olarak toplam kristal hacmi 49.200 cnť ten fazladır. 32.600 cm 3 ten fazla olanlar başarıyla helikopterde, hafif çift kanatlı ve sabit kanatlı uçaklarda kullanılmıştır [9]. Havadan prospeksiyonda uçuş hızı ile alet duyarlılığı arasında bir ilişki mevcuttur. V (cm') olarak kullanılan dedektörün kristal hacmi, v (km/saat) olarak uçağın hızı olsun. 1.64-2.00 MaV enerji aralığında, V/v>205 olması gerekir [15]. Havadan gamma ışın spektrometresiyle yapılan prospeksiyondan elde edilen veriler klasik izorad haritaları çizilir. Aynca yapılan düzeltmelerden sonra, ölçümlerin hangi radyoaktif mineral tenörlerine eşdeğer olduğunu belirlemek olanaklıdır, ppm mertebesinde olan bu tenörler, anomali değerlerinin c/s ile belirlenen bir katsayısının çarpımından elde edilir. Sözkonusu katsayı gamma ışın spektrometresinin özelliklerine (dedektör kristalinin hacmi, pencere genişliği, ölçü alma süresi vb.) ve uçuş yüksekliğine bağlı olarak değişir. Son zamanlarda havadan yapılan gamma ışın spektrometreleri tarafından yapılan çalışmalar gözlenen materyallerin hacminin kestirimine olanak sağlamaktadır. Bu hesaplamalarda sonsuz boyutlardaki düz bir homojen kaynağın varlığı kabul edilmiştir. Yükseklik, hava yoğunluğu ve gamma ışını sönüm katsayıları gibi farklı parametrelerin etkileri araştırılmıştır. Bunun yanı sıra havadan gamma ışın spektrometresinden elde edilen verileri hem dairesel hem de doğrusal kaynaklar gözönünde bulundurularak simule eden bir bilgisayar modeli üretilmiştir [17]. Radyoaktif bir alandan elde edilmiş olan eğri yanhzca radyasyon alanının şiddet ve şekline bağlı kalmayıp büyük bir oranda dedektörün konumu ve muhafazasına bağlıdır. Bu yüzden, yatay bir konumdaki muhafazalı bir Nal-dedektörü tarafından elde edilen sonlu bir homojen alan için, aşağıdaki bağıntıyla, eğriler elde edilir. Bu yorumla, yatay konumdaki muhafazalı dedektör algılayıcının ön yüzü tarafından görülemeyen sahanın etkisini ortadan kaldırılır. Böylece eğrinin yorumlanması ile sahanın genel dağılımı hakkında bilgilere ulaşılır [11]. Yerden H kadar yukarda yatay bir konumda uçan Muhafazalı bir Nal-dedektörünü gözönünde tutalım. Muhafazanın konumu gamma ışınlarının yalnızca dedektörün ön yüzüne doğru ulaşabileceği bir şekilde 55

ayarlanır. Daha sonra, yerde çizgisel şiddeti T olan düşey bir çizgisel kaynak dikkate alınır. Bu çizgisel kaynağın konumu uçuş doğrultusundaki dedektörün arkasında ve D uzaklığındadır. B uzaklığı ise uçuş doğrultusuna dik bir konumdadır. Bu konumda dedektör kaynaktan gelen gamma ışını sinyallerini kaydedecektir, (Şekil 1.), [i i], Idh kaynak elementinden gelen sinyallerin sayısı aşağıdaki bağıntıyla ifade edilebilir, [11]. d =e Acos 4n.R burada; r s = h / cos <j> A = Dedektörün ön yüz alanı I = Kaynağın çizgisel şiddeti E = Dedektörün etkinliği ji, = Toprakta çalışılan gamma-ray in lineer absorbsion katsayısı u a = Havada çalışılan gamma-ray in lineer absorbsion katsayısı r s = Topraktaki gamma-ray in traversal yolu r a = Havadaki gamma-ray in traversal yolu R = Kaynaktan dedektöre olan toplam yoi h = Kaynağın derinliği Topraktaki gamma-ray in absorbsiyonu oldukça yüksek olduğu için yalnızca h derinliğinin çok ufak değerleri göz önüne alınır; R, H» h, r s Bu yapılabilinir, çünkü H ve R > 30-50 m dir. R «R r a «R <j> x ( > ve buradan dedektörden kaydedilen bir çizgisel kaynağın toplam şiddeti şu şekilde verilebilir; buradan, y A I s AI Ť cos^.sinö.e^ p 0 v ' R } Je'" e ' cos.dh 47T.R- 0» = sabit kabul edilir; Aynı zamanda çizgisel kaynağın şiddettinin derinlikle değişmediği ve dedektörün etkinliği de sabit kabul edildiğinde; Yalnızca Y-eğrisinin profili ile ilgili eşitlik şu şekilde elde edilir; 56

Y oc --^-cos^.sin <9.cos6>.<T«' R R.PATH OF FLIGHT «.RP R-.r,T. Şekil 1. Tek kaynak elementi durumunda kullanılan simgelerin şematik gösterimi Bu hesaplamalarla düzenli bir şekilde düşey olarak yerleştirilmiş çizgisel kaynağın, homojen radyasyon alan etkisi simule edilir, daha sonrada muhafazalı dedektörle araştırılmış tüm çizgisel kaynaklan hesaba katarak integrasyon işlemi yapılmıştır. Havadan yapılan gamma ışın spektrometresi kullanılması bazı olumsuzbklann ortaya çıkmasına neden olabilir. Havadan etütde anomali noktalanran belirlenmesi olanaksızdır. Bu yöntemde ancak anomali gösteren alanlar konu olabilir. Bu sebepten sonuçlar ancak bölgesel bir değerlendirme için anlam taşır. Ölçülerin sağlığı atmosferik radon tenoründeki değişiklikler ve gamma ışınımı yayabilen diğer izotopların varlığı gibi yalancı anomalilerle bozulabilir. Havadan prospeksiyonda kullanılan uçağın hızı ve yüksekliği büyük önem taşır. SONUÇ Uranyum aramalarında jeofizik yöntemler başarıyla kullanılmaktadır. Radyoaktif yöntemler çok geniş alanların haritalanmasında havadan gamma ışın spektrometresi kullanılarak potansiyel uranyum ve toryum alanlan çok ekonomik ve kısa bir sürede tesbit edilebilir. Türkiye'de 1990 yılında durdurulan uranyum aramalarına yemden başlanılması için modern teknik ve donanım kamu ve özel kuruluşlarca sağlanmalıdır. 2000 li yıllarda Türkiye'nin nükleer enerjiye gereksinimi kaçınılmaz olacaktır. 57

KAYNAKLAR [I] Uranyum-Toryum. Madencilik Özel İhtisas Komisyonu, Enerji Hammaddeleri Alt Komisyonu Jeotermal Enerji Çabşma Grubu Raporu, Nükleer Enerji Hammaddeleri. VII. Beş Yıllık Kalkınma Planı, Özel İhtisas Komisyonu Raporu. T. C. Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı Yay. No. 2429-ÖİK: 487,27s., 1996 Ankara. [2] Yüksel, M. A., 1987; MTA Tarafından Yapılan Uranyum Etüd ve Aramaları. 50. Yıl Simpozyumu Bildirileri, 11-15 Kasım 1985, s. 327-332, Ankara. [3] Nakomaıı, E., 1979; Radyoaktif Hammaddeler Jeolojisi. MTA Enst. Yay. Eğitim Serisi No. 20, 573s., Ankara. [4] Erseçen, N., 1989; Türkiyenin Bilinen Maden ve Mineral Kaynaklan. MTA Enst. Araş., Plan. ve Koord. Dairesi Maden Envanterleri ve Maden İstatistikleri Değer. Birimi No. 185, 108s., Ankara. [5] Yılmaz, H., 1982; Köprübaşı Uranyum Yataklanndaki Doğal Radyoaktif Dengesizlik Hakkında, TJK Bülteni Cilt 25, Sayı 2, gayfa 91-94, Ankara. [6] Çağatay, N., 1983; Karadeniz'in Güncel Çökellerinde Değişik Uranyum Analiz ve Çözümleme Yöntemlerinin Karşılaştırılması. TJK Bülteni Cilt 26, Sayı 2, Sayfa 187-196, Ankara. [7] Sheriff, R. E., 1989; Geophysical Methods, pp. 147-159 Prentice Hall, New Jersey. [8] Telford, W. M., Geldart, L. P. Sheriff, R. E. and Keys, D. A, 1976; Applied Geophysics, pp. 737-770, Cambridge University Press, Cambridge, England. [9] Mining Equipment International, 1978; Airborne Exploration.Technical Publishing Company, USA [10] Bates, R. G., 1966; Airborne Radioactivity Surveys, an Aid to Geologic Mapping. Mining Geophysics, vol. 1, Soc. Exploration Geophysicists, pp. 67-76, Tulsa. II1] Holmberg, P., Blomster, K. and Rieppo, R, 1974; Calculation of Yield Curves for Air-borne Gamma-ray Spectrometers. Geoexploration, 12, pp. 1-10. Elsevier Scientific Publishing Company, Amsterdam. [12] Scintrex, 1997; Product Catalog. Canada [13] Aydın, İ, 1993; Bir Jeofizik Yöntem: Gamma-ışını Spektrometresi. Jeofizik, TMMOB Jeofizik Müh. Odası, c.7, s. 2, sayfa 109-122, Ankara. [14] Bowie, S. H. U., 1955; Methods, trends and requirements in uranium exploration. Uranium Explorats, Methods, Proc. IAEA, pp. 57-63, Vienna. [15] Foote, R. S and Humphrey, N. B., 1976; Airborne radyometrik techniques and Aplications to Uranium Exploration. Explorat. for Yranium Ore Deposits. Proc. IAEA, pp. 17-34, Vienna. [16] Duval, Jr., J. S., Çook, B. and Adams, J. A. S., 1971; Circle of Investigation of an Air-bome gamma-ray spectrometer. J. Geophys. Res., 76,8466-8470. [17] Clark, R. B., Duval, Jr., J. S. and Adams, J. A. S., 1972; Computer Simulation of an Air-borne 58