ORMANCILIKTA YABAN HAYATI



Benzer belgeler
YGS Yönetimine Ormancılık Perspektifinden Bakmak. (Ormancılıkta Yaban Hayatına Yer Vermek) I. Bölüm

YGS Yönetimine Ormancılık Perspektifinden Bakmak. (Ormancılıkta Yaban Hayatına Yer Vermek) II. Bölüm TÜBİTAK 107 G 029

SİLVİKÜLTÜRÜN TEMEL İLKELERİ. Doç. Dr. Zafer YÜCESAN



SİLVİKÜLTÜREL PLANLAMA-1. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER

SİLVİKÜLTÜREL PLANLAMA-2. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER

2. Karışımın Ağaç Türleri Meşcere karışımında çok değişik ağaç türleri bulunur. Önemli olan, ağaçların o yetişme ortamı özelliklerine uyum gösterip

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI


KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

SİLVİKÜLTÜREL PLANLAMA AMAÇLARI VE ANA İLKELERİ

3. ORMAN YOLLARININ ÖNEMİ

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞ NÜN

TÜBİTAK 107 G Proje Sonuçları

BİYOMLAR KARASAL BİYOMLAR SELİN HOCA

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3

ORMAN KORUMA ORMAN KORUMA YA GİRİŞ

ENDÜSTRİYEL AĞAÇLANDIRMALARDA BAKIM. Prof.Dr. Ali Ömer Üçler 1

Aksi durumda yabacı bir bölgeden getirilen ırk/ırklar o yöreye uyum sağlamış yerel ırklarla polen alışverişine giriştiklerinde genetik tabanda

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

TÜBİTAK Kamu Kurumları Araştırma Projesi MEVCUT VE POTANSİYEL YABAN HAYATI GELİŞTİRME SAHALARI İÇİN YÖNETİM PLAN MODELİ GELİŞTİRME

SİLVİKÜLTÜREL PLANLAMA-3. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER

10. SINIF KONU ANLATIMI. 46 EKOLOJİ 8 BİYOMLAR Karasal Biyomlar

Bu sorunun doğru cevabını verebilmek için öncelikli olarak bazı kavramların iyi bilinmesi gerekir. Zira bu kavramların anlaşılabilmesi neticesinde

TOHUM. Pof. Dr. İbrahim TURNA

TRA1 FLORA. Erzurum Erzincan Bayburt FAUNA

ORMAN AMENAJMANI ( BAHAR YARIYILI)

Tohum ve Fidanlık Tekniği. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER

Fonksiyonlar. Fonksiyon tanımı. Fonksiyon belirlemede kullanılan ÖLÇÜTLER. Fonksiyon belirlemede kullanılan GÖSTERGELER

Projenin İşD a ğ ı l ı m A ğ a c ı ve İş Paketleri TÜBİTAK 107 G 029

Bu işletme şekli karışık meşcerelerin gençleştirilmesinde kullanılan silvikültürel teknikleri içermektedir.

Tohum Bahçeleri. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER

6. Meşcerede Yaş. İstatistiksel olarak, meşceredeki tüm ağaçların yaşlarının ortalaması o meşcerenin ortalama yaşı ya da yaşı olarak kabul edilir.

SİLVİKÜLTÜRÜN TEMEL ESASLARI, METOTLARI, TEDBİRLERİ, SİLVİKÜLTÜR PLANLARININ YAPIMI VE SİLVİKÜLTÜR TEKNİKLERİNİN UYGULANMASI

Faydalanmanın düzenlenmesi

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

ORMAN AMENAJMANI ( BAHAR YARIYILI)

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

Normal (%) Bozuk (%) Toplam (Ha) Normal (%)

YÖNETMELİK. ç) Araştırma ormanı mühendisliği: Araştırma ormanı ile ilgili faaliyetleri yürütmekle görevli mühendisliği,

KIRSAL YERLEŞİM TEKNİĞİ DOÇ.DR. HAVVA EYLEM POLAT 8. HAFTA

T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü KORUNAN ALAN İSTATİSTİKLERİ METAVERİLERİ

KORUNAN ALANLAR ULUSAL SINIFLANDIRMASI

DOĞU KAYINI MEŞCERELERİNDE GENÇLİK BAKIMI

ORMAN AMENAJMANI SEÇME ORMANLARINDA ANLAMA -XI hafta

Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER 1

Ormancılıkta Planlama kavramı, Planlama sistemleri ve Yaklaşımları

ORMAN AMENAJMANI ( BAHAR YARIYILI)

Tarım Alanları,Otlak Alanları, Koruma Alanları Öğrt. Gör.Dr. Rüya Bayar

II. AĞAÇ TÜRÜ SEÇİMİ YETİŞME ORTAMI VE AMAÇ İLİŞKİSİ. Prof. Dr. İbrahim TURNA

SİLVİKÜLTÜREL PLANLAMA-4. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER

Eco new farmers. Modül 1- Organik Tarıma Giriş. Bölüm 4- Organik Tarım ve Koruma

Silvikült Temel Esasları

23-25 Ekim 2013 tarihinde SAMSUN da düzenlenen III. ULUSAL SULAK ALANLAR KONGRESİ ne

Alanın Gelişimi ile İlgili Kriterler

ORMAN ENDÜSTRİ POLİTİKASI DERS 3 DÜNYA VE AVRUPA ORMANLARI

POPÜLASYON EKOLOJİSİ

Hidroloji: u Üretim/Koruma Fonksiyonu

Ekoloji, ekosistemler ile Türkiye deki bitki örtüsü bölgeleri (fitocoğrafik bölgeler)

ÜNİTE 3 YAŞAM KAYNAĞI TOPRAK

Tohum ve Fidanlık Tekniği

ORMAN AMENAJMANI Uluslararası Ormancılık 2. Hafta

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. Ankara

Tanımlar. Bölüm Çayırlar

T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI DOĞA KORUMA VE MİLLİ PARKLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Eğitim Tanıtım Ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü

Orman Koruma Dersi YANGIN EKOLOJİSİ

ORMANCILIK UYGULAMALARI I Dersi Orman Amenajmanı Uzungöl Uygulaması (2016-Güz) ( )

GÖL EKOSİSTEMİNDE EKOLOJİK KUŞAKLAR

ORMANCILIK UYGULAMALARI I Dersi Orman Amenajmanı Uzungöl Uygulaması (2016-Güz)

Arazi verimliliği artırılacak, Proje alanında yaşayan yöre halkının geçim şartları iyileştirilecek, Hane halkının geliri artırılacak, Tarımsal

AMENAJMAN YÖNTEMLERİ

Bitkilerle Alan Oluşturma -1

8. Meşceredeki yapısal değişim Meşcere geliştikçe onu oluşturan ağaçların büyümesi, gelişmesi, türlerin varlığı, bulunma oranı vb özellikler de

ÖSYM. Diğer sayfaya geçiniz KPSS / GYGK-CS


Doğal Su Ekosistemleri. Yapay Su Ekosistemleri

SİLVİKÜLTÜREL PLANLAMA-7. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER

YEDİGÖLLER MİLLİ PARKI

ORMAN MÜHENDİSLİĞİ, ORMAN ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ VE AĞAÇ İŞLERİ ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ BİLİRKİŞİLİK ALT UZMANLIK ALANLARI DÜZENLENMESİ USUL VE ESASLARI

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

YABANİ BİTKİLERİN KORUNMASI, SÜRDÜRÜLEBİLİR HASADI ve KULLANIMI

TRAKYA ORMAN ALANLARİ İLE ORMANLARIN AĞAÇ SERVETİ DEĞİŞİMİ ÜZERİNE BİR İNCELENME

MESLEKİ DENEYİM KAZANMA ÇALIŞMASI YAPACAK OLAN ORMAN MÜHENDİSLERİ İÇİN UYGULAMA TEZ KONULARI

ORMAN AMENAJMANI ( BAHAR YARIYILI)

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ:

Derleyip Hazırlayan: Yrd. Doç. Dr. Aysel ULUS

Bölüm 8 Çayır-Mer alarda Sulama ve Gübreleme

b) Tabiat parkları; bitki örtüsü ve yaban hayatı özelliğine sahip, manzara bütünüğü içinde halkın dinlenme ve eğlenmesine uygun tabiat parçalarını,

T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Orman İdaresi ve Planlama Dairesi Başkanlığı TÜRKİYE ORMAN VARLIĞI

Sürdürülebilir Tarım Yöntemleri Prof.Dr.Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi

AB Bütçesi ve Ortak Tarım Politikası

Çevre ve Orman Bakanlığından: Yaban Hayatı Koruma ve Yaban Hayatı Geliştirme Sahaları ile İlgili Yönetmelik BİRİNCİ BÖLÜM Amaç ve Kapsam, Hukuki

Biyosistem Mühendisliğine Giriş

BÖLGE VE NÜFUSUN GENEL DURUMU. Doç.Dr.Tufan BAL

Ekosistem Ekolojisi Yapısı

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

Ağaç Nedir? Bir ağacın yaşayıp gelişebilmesi için; ışık, sıcaklık, CO 2, O 2, su ve mineral madde gereklidir.

Transkript:

ORMANCILIKTA YABAN HAYATI DERS NOTU PROF.DR. İDRİS OĞURLU ISPARTA-2004

ÖNSÖZ Fakültemizde verilmekte olan Ormancılıkta Yaban Hayatı ve Yaban Hayatı Amenajmanı derslerinde öğrencilerimize yardımcı olmak amacıyla hazırlanan bu ders notunda, Ormancılıkta yaban hayatının yeri nedir; ne olmalıdır sorusuna verilen cevabın açılımı yer almaktadır. Zira, orman mühendisi açısından yaban hayvanlarını tanımak kadar önemli bir husus da, ormancılık çalışmalarının bu hayvanları nasıl etkilediğini bilmektir. Ders notunda, yaban hayatı ana hatlarıyla kısaca tanıtıldıktan sonra, yaban hayvanlarının yaşama alanları ile orman işletme faaliyetlerinin yaban hayatına etkileri ve yaban hayvanı popülasyonlarının envanteri konuları ele alınmıştır. Bu konuların bazılarını daha detaylı ele alan Yaban Hayatı Ekolojisi ve Yaban Hayatı Envanteri kitaplarımız bulunmakla birlikte, bu ders notunda özellikle ormancılık-yaban hayatı ilişkileri üzerinde durulmuştur. Öğrencilerimize ve ilgilenen herkese faydalı olmasını temenni ederim. Prof. Dr. İdris OĞURLU Isparta -2004 ii

İÇİNDEKİLER GİRİŞ /1 GENEL BİLGİLER /2 Tarif ve Terimler /2 Amaç ve Önem /2 YABAN HAYATI BİYOTOPLARI /5 Ormanlar /5 Bozkırlar /6 Sulak Alanlar /6 Yüksek Dağlar /7 Diğer Biyotoplar /6 YABAN HAYATINA GÖRE ORMAN İŞLETME ESASLARI /8 Genel Esaslar /8 Yaban Hayatı-Ormancılık İlişkisi /9 Ormancılık Politikası /10 Orman Amenajmanı /12 Orman Bakımı /18 Ayıklama (Sıklık Bakımı) /21 Bakım Kesimler-Aralama /21 Budama /22 Sağlık Kesimleri ve Enkaz Kaldırma /22 Gençleştirme-Meşcere Kurma /23 Ağaç Türü Karışımı /24 Meşcere Tekstürü ve Strüktürü (Kapalılık) /24 Diri Örtüyle Mücadele /26 Orman Koruma /26 Orman Yangınları /27 Yangının Yaban Hayatı Bakımından Doğurduğu Sonuçlar /28 Kontrolü ve Amaçlı Yakmalar /29 Kontrollü Yakma /30 Orman Yolları /31 Yol Yapımı ve Yolların Habitat Kullanma Etkisi /31 Yolun Olumsuz Etkileri /31 Yolun Olumlu Etkileri /33 Yol Yapımında Yaban Hayatını Koruyucu Tedbirler /34 Hasat ve Bölmeden Çıkarma /34 Kesim Artıklarının Düzenlenmesi /38 Sahanın Ekim Dikime Hazırlanması /39 Dikim /40 Rekreasyon /40 Havza Amenajmanı /44 YABAN HAYATINDA ENVANTER /46 Araziyi Araştırma Teknikleri /47 İşaret-Belirti Okuma /47 iii

İzler ve İz sürme /47 Bulunan Ölü Hayvanla İlgili Belirtiler /48 Beslenmeye Ait Bulgular /49 Arazide Gözlem ve Denemeler /49 Arazide Kayıt Tutma /49 Arazi Kayıtları /50 Haritalar /50 Popülasyon yoğunluğunu tahmin metotları /50 Mutlak Bolluk ve Nisbi Bolluk /53 Doğrudan Sayım Teknikleri /54 Toptan sayımlar (Tam Alanda Sayım) /54 Yerden Sayım /55 Sürek-Tarama Sayımı /55 Havadan Sayım /55 Örnekleme Metotları /56 Transekt (Hat) Boyunca Sayım /58 Spot Işığıyla-Işık Tutup-Sayma /58 Belirli Noktalarda Bekleyerek Sayım /59 Markalama /59 Dolaylı Gözlem Teknikleri /60 Belirtilerden Hareketle Tahmin /60 Dışkı Sayımları /61 Oran Değişiminin İzlenmesi /62 KAYNAKLAR iv

GİRİŞ Günümüzde dünyada ve ülkemizde nesli tehlikeye düşen ve korumaya muhtaç durumda olan bir çok yabani hayvan türünün bulunduğu bilinmektedir. Mesela sadece Avrupa kıtasında, kuşlardan 72, memelilerden de 36 türün nesli yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Halbuki, bütün insanlığın, bütün teknolojik imkanları ile bir araya gelmesinin bile nesli tükenen bir türü geri getiremeyeceği düşünülecek olursa, yeryüzündeki her bir türün ne kadar kıymetli olduğu ve dolayısıyla yaban hayatını koruma çabalarının neden ve ne derece önemli olduğu anlaşılır. Yaban hayatının korumasını gerektiren diğer bir sebep de yabani türlerin bizâtihî önemli bir ekonomik kaynak olmasıdır. Kaldı ki yaban hayvanlarının, birçok ülkenin ekonomisinde özel bir yeri ve millî gelirinde önemli payı bulunmaktadır. Özellikle bu konuya gereken önemi veren ve avyaban hayatını düzenleyen ülkeler, yaban hayvanlarından hatırı sayılır gelir elde etmektedir. Diğer taraftan, her canlı türünün vazgeçilmez bir bilgi kaynağı olduğu da unutulmamalıdır. Ayrıca ; yaban hayatı başlı başına bilimsel bir kaynak olarak gözler önünde durmakta ve ekolojik sistemlerin analizinde paha biçilemez bir obje olarak ilme hizmet etmektedir. Bu bile, yaban hayatının korunması için başlı başına yeterli bir sebep oluşturmaktadır. Yaban hayvanlarını yaşadıkları alanlarda muhafaza etmek ve hatta yaşama ortamlarını yabani türlerin biyolojik ve ekolojik ihtiyaçları istikameti geliştirmek gerekmektedir. Ancak bunu yapabilmek için hem bu türlerin biyolojilerini ve ekolojik isteklerini hem de yaşadıkları ortamın şartlarını ve özelliklerini gayet iyi bilmek lâzımdır. Korunacak ve kendisinden yararlanılacak yabani hayvanların, her yönüyle iyi tanınması yani; morfolojilerinin, biyolojilerinin, yetişme ortamı isteklerinin v.s. hem yaban hayatı yöneticisi tarafından hem de çeşitli faaliyetleri ile orman ekosistemleri üzerinde etkiler meydana getiren orman işletmecisi tarafından iyi bilinmesi gerekmektedir. Çünkü, yaban hayvanlarının hayat tarzları ve ihtiyaçları iyi bilinmeden, etkin bir koruma sağlamak mümkün değildir. Diğer taraftan, ormanda yürütülen her çeşit ormancılık faaliyeti, yaban hayvanlarını olumlu veya olumsuz yönde olmak üzere mutlaka etkilemektedir. Yani, orman mühendisi yaptığı hangi çalışmanın ormandaki hangi hayvan türünü ne şekilde etkileyeceğini de bilmelidir. Orman yaban hayatını planlayabilmek için bilinmesi gereken önemli bir husus da ormanda yaşayan yabani hayvanların popülasyon yoğunluğu ve bunun zaman içindeki seyridir. Bunlara ait bilgiler elde edilmeden; ne etkili bir koruma, ne planlama, ne de faydalanma konusunda başarı kaydetmek mümkün değildir. Çünkü, koruma çalışmalarındaki başarı, ancak popülasyonun sağlığı ve yoğunluğundaki değişme ile ölçülebileceği gibi, faydalanma planının dayandığı verilerin en önemlisi de yine popülasyon yoğunluğuna ait bilgilerdir. Şu halde orman mühendisinin, popülasyon etüd ve envanteri hakkında da bilgi sahibi olması ve ormandaki hiç olmasa belli başlı bazı türlerin stok tespitini yapabilmesi gerekmektedir. 1

1 GENEL BİLGİLER Tarif ve Terimler Yaban Hayatı, geniş mânâda; bir yaşama muhitinde insan müdahalesi olmaksızın yaşayan bitki ve hayvan topluluklarının meydana getirdikleri bir hayat birliği olarak tarif edilebilir. Yaban hayatı denince, bugün, Dünyada ve ülkemizde, daha ziyade tabii yaşama ortamlarında yaşayan balık, sürüngen, kuş ve memeli hayvanlar anlaşılmaktadır. Yani, yaban hayvanları denilen türler, tabii yaşama ortamlarında serbest olarak yaşayan ve evcil olmayan bütün hayvan topluluklarını içine almaktadır. Amaç ve Önem Yaban hayatındaki canlılık, çevre sağlığının mükemmel bir göstergesidir. Zira, yaban hayatı, dengesi bozulmamış ve kirlilikten uzak kalmış ortamlarda varlığını sürdürebilmekte ve iyi gelişme göstermektedir. Yaban hayatının en iyi gelişme gösterdiği yerler, kirlilikten korunabilmiş ve ekolojik dengesi bozulmamış muhitlerdir. Bu sebeple, bir ortamda bulunan yabani türlerin bolluğu ve çeşitliliği, bu ortamın sağlıklı yaşama ve şartlarına sahip olduğunu, yani, çevre sağlığı açısından iyi durumda olduğunu gösterir. Çevrenin sağlığı ise insan da üzerinde yaşayıp bu çevreye bağımlı olduğu için, insanı doğrudan ilgilendirmektedir. Halkın yaban hayatını barındıran ortamlara ilgisi, yaban hayatının toplum hayatındaki yerini ve önemini göstermektedir. Zira, her yıl yurdumuzun dört bir tarafına yayılmış milli park, tabiat parkı, tabiatı koruma alanı, yaban hayatı koruma sahası, av üretme istasyonları, sulak alan ve göller, ormaniçi dinlenme yeri gibi alanları ziyaret eden yüzbinlerce vatandaş, yaban hayatını barındıran tabii ortamlara duyulan ilgi ve ihtiyaca işaret etmektedir. Ayrıca sayısı milyonlara varan avcıyı, dağcıyı ve benzeri faaliyetlere girişen kimseleri doğaya cezbeden şeyin de yaban hayatı olduğu aşikardır. Yaban hayatı, orman sağlığı bakımından önemlidir. Orman sağlığı biyolojik denge ile yakından ilişkilidir. Yangın, pollusyon gibi tahripkar ve kirletici-zehirleyici bir olay vukua gelmedikçe bu denge tabiat ormanlarında sürüp gider. İşletme ormanlarında ise durum farklıdır. Çünkü bu ormanlara, teknik ve ekonomik sebeplerle müdahale edilmekte ve işletme amacı istikametinde çeşitli silvikültürel metotları uygulanmaktadır. Mesela, bazı ağaçlara üstünlük tanınmakta, yaşlı, kovuk, çürük ağaçların çıkarılması cihetine gidilmekte ve geniş alanlarda suni gençleştirmeye yer verilmektedir. Keza, aynı sebeplerle karışık ormanların tek türe, yani monokültüre dönüştürülmesi için yapraklı türlerin uzaklaştırılması 2

öngörülmekte ve geniş alanlarda suni gençleştirme yaparak, yapraklı ormanlar iğne yapraklıya çevrilmektedir. Böylece, meşcere kuruluşu temelinden değiştirilerek doğal kuruluşlardan uzaklaşılmakta, uzun yıllar boyunca oluşmuş biyolojik denge insan müdahalesi yüzünden bozulmaktadır. Ormanlara yapılan teknik müdahaleler sırasında, sözgelimi kovuk, çürük ve yaşlı ağaçların çıkarılması, kuşların yuvalanma imkanını azaltmakta veya tamamen ortadan kaldırmakta, bu da bazı türlerin ormandan uzaklaşmaları sonucunu doğurmakta ve nihayet kuşların biyolojik baskı ve kontrollerinden kurtulan böcekler çoğalarak orman sağlığını tehdit eder hale gelebilmektedir Yaban hayatı, milli ekonomi bakımından önemlidir. Dünyanın değişik yerlerinde, av hayvanı olarak, doğal avcılık alanlarının zenginleştirilmesi, çevrenin korunması amacıyla yarı entansif koşullarda yetiştirilen keklik ve sülün gibi türler büyüme dönemi sonunda av alanlarına bırakılmaktadır. Avrupa da ve Amerika da çoğunluğu turistik amaçlı şirketler tarafından işletilen av alanları, önemli bir ekonomik gelir kaynağıdır. Mesela, sülün ve kekliklerin Fransa, İspanya, Macaristan ve Çek Cumhuriyeti gibi birçok ülkede üretimleri yapılmakta ve üretilen bu hayvanlar özel avlaklarda avlandırılmaktadır. Bu ülkeler, bu sayede, önemli miktarda döviz geliri elde etmektedirler. Ülkemizde yeterli popülasyon yoğunluğuna erişen av hayvanlarının bulunduğu avlaklar, av turizmine açılmakta ve bazı türlerde avlatılan her bir av için 3 500 US $ na varan avlanma bedeli tahsil edilebilmektedir. Yabankeçisi, ayı gibi memeli av hayvanlarından sağlanan bu kazanca, sülün ve keklik gibi av kuşlarını da dahil etmenin yol ve imkanları araştırılmaktadır. Almanya nın 1997 yılı av geliri 1.5 milyar DM, avlanan bu hayvanların sadece et değeri 303 milyon DM dir. Almanya, bu sektörde 100.000 kişiyi istihdam edebilmektedir. Fransa nın avcılık sektöründen elde ettiği yıllık gelir 1.2 milyar Frank olup, vurulan av hayvanlarının 2 milyon adet koyuna denk olduğu tespit edilmiştir. Bulgaristan ın av geliri ise 2 milyon dolar civarındadır. Bulgaristan da her yıl tabiata 550.000 sülün ve 3500 keklik salınmaktadır. Yaban hayatı ve yaban hayatının barındığı yaşama ortamları genetik çeşitliliğin korunması ve bilim açısından önemlidir. Dolayısıyla yaban hayvanları ve bunların habitatları, canlılarla meşgul olan bir çok bilim dalına çalışma imkanı sunmak suretiyle ilme hizmet ederler. Yaban hayatı tarım ve ormancılık açısından önemlidir. Zira, tarım, ormancılık, balıkçılık, arıcılık gibi birçok faaliyet kolları, stokların muhafaza edilmesi esasına dayanır ve ondan sonra sağlıklı ve iyi ürün alınması hedefine yönelirler. Sağlıklı ürün elde edilmesi ise, öncelikle lokal şartlara uyum gösterebilen ve ayrıca haşere, hastalık, predatör, pollutan gibi tehlikelere dayanabilen stoklara sahip olunmasını gerektirir. Stok ve ürünlerin sağlığı açısından, tabiatta yaban hayatı türlerinin kilit rol oynadığı çeşitli biyolojik süreçler cereyan etmektedir. Mesela yaban hayvanları; Tozlaşma, çimlenme, tohumların yayılması, toprak oluşumu, besin devri, predasyon yoluyla, zararlı türlerin kontrol altında tutulması, habitatın yenilenmesi, bakım ve devamı, artıkların ayrışması konularında rol oynarlar. 3

Bu sebeple bunların mevcudiyeti, tabii süreç bakımından önemlidir. Mesela, tarım ve orman zararlısı birçok böceğin ölçüsüz artmasını önleyen kuşların ve keza predatör böceklerin ortamda bulunması, ürün emniyeti açısından büyük avantajlar sağlar. Keza böceklerle veya böcek larva ve pupalarıyla beslenen memeli türlerin de böcek afetlerinin engellenmesinde rolü olduğu bilinmektedir. Kimi faydalı böceklerin gelişmek için ara konakçı olarak ihtiyaç duydukları yabani bitkiler de hesaba katılırsa, yabani türlerin stok ve ürün sağlığı bakımından ne kadar önemli olduğu anlaşılır. Bu da yaban hayatının milli ekonomi bakımından önemiyle ilgili ayrı bir husustur. Yaban hayatı kültür ve sanat bakımından önemlidir. Yaban hayatı, hayata renk ve güzellik katmaktadır. Yabani çiçek ve kuşların renk ve desenleri, ses ve ötüşleri şair, ressam edebiyatçı ve musiki severlerin ilham kaynağı olagelmiştir. Mesela edebiyatımızda yaban gülü, suna, turna ve ceylanın adının geçtiği yüzlerce şiir, şarkı ve türküye rastlamaktayız Yaban hayvanları besin kaynağıdır. Tamamen yağsız, besleyici ve lezzetli olduğundan, av eti, dünyanın her yerinde makbul ve aranan bir gıda olagelmiştir. Yapılan araştırmalar, av etinin, protein bakımından tavuk ve sığır eti ile aynı değerde veya biraz daha değerli, domuz etinden ise oldukça kaliteli olduğunu göstermiştir. 4

2 YABAN HAYATI BİYOTOPLARI Yaban hayvanları tabiatta serbest olarak yaşarlar. Bunlardan bir kısmı, yaşama ortamı olarak seçtikleri belirli bir alanın dışına hiç çıkmayıp yıl boyu o alana bağlı kalırlar. Diğer bir kısmı ise hayatlarının belli bir döneminde veya belli mevsimlerde uzun yahut kısa mesafeler dahilindeki başka alanlara göç ederler. Bununla beraber, gerek tek bir alandan ayrılmayan gerekse göç eden türler, yaşamaları için muhtaç oldukları, belirli karakteristiklere sahip, yani hayati ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri ortamlara bağımlıdırlar. Diğer bir ifadeyle, ister ömür boyu aynı yerde yaşasın, isterse zaman zaman başka bir yere göç etsin, yabani bir türün bulunduğu yerde onun isteklerine cevap veren bir ortamın bulunması gerekmektedir. Türün biyolojik isteklerine göre değişen bu ortam; bazen bir orman, bazen tarım alanı, bazen mera veya çalılık, bazen bir göl veya bataklık vs. olmaktadır. Orman, fundalık, çayırlık veya sulak alan gibi biyotopların yeknesak bir yapıda olmayıp içinde farklı karakterde habitatlar bulundurması sayesinde yabani hayvanların değişik ihtiyaçlarına cevap verebilirler. Mesela bir ormanın sık ağaçlı yerlerinde gizlenen, yuva yapan bir tür, otlamak veya avlanmak için de daha açık yerlere çıkar. Böylece aynı biyotopun farklı kesimleri yabani türlere beslenme, gizlenme ve üreme imkanı veren çeşitli habitatlar oluştururlar. Bu bakımdan göç eden türlerin dışındakilerin de bulundukları biyotop içerisinde devamlı hareket halinde oldukları görülür. Türkiye de muhtelif yaban hayvanı türünün yaşayabilmesine uygun olan alanların toplam büyüklüğü 70 milyon hektar kadardır. Bunun 20 milyon hektarını ormanlar oluşturmaktadır. Geriye kalan 50 milyon hektarlık saha ya tarım alanı, ya sulak alan, ya da bozkır-yayla gibi bakir alanlardır. Bunun dışında yabani türlere daha küçük çapta da olsa kara ve demiryolları güzergahları boyunca, ev ve okul bahçeleri, şehirlerdeki parklar gibi diğer yerlerde de rastlanmaktadır. Ormanlar Türkiye arazisinin ¼ ü ormanlarla kaplıdır. Ülkemizdeki ormanlar diğer biyotoplara göre insan etkisine daha az maruz kalmakta ve nispeten daha stabil oldukları için yabani türlerin birçoğuna güvenli ortamlar oluşturmaktadır. Bunda, ormanlık alanlardaki nüfusun nispeten az oluşu, özellikle dağlık yörelerde orman dahilinde ulaşılması güç noktaların bulunabilmesi ve nihayet ülkemizde ormanlarda aktif korumayı amaçlayan köklü bir organizasyonun bulunması büyük ölçüde etkili olmaktadır. Bu sebeple, ülkemizdeki ormanlar, çok çeşitli hayvan gruplarının barındığı önemli birer yaban hayatı sahası oluşturmaktadır. 5

Türkiye ormanları, biyolojik çeşitlilik açısından önemli bir potansiyele sahiptir. Farklı yörelerdeki ormanlarda, hatta bazen her bir orman parçasında kendine has bir canlı kompozisyonuna rastlamak mümkündür. Bunun temel sebebi, Türkiye nin, farklı bitki coğrafi bölgeleri arasında kalması ve bunların etkisi altında bulunmasıdır. Bunlarda yayılış gösteren bitki örtüsüne bağlı olarak hayvan türleri de yöreden yöreye değişmektedir. Mesela Avrupa-Sibirya bölgesinde, yani Karadeniz ve Kuzey Trakya da, yapraklı ağaçların bol bulunduğu orman kuşağı ve bu kuşağa uygun Karaca Capreolus capreolus, Sülün Phasianus colchicus veya Kara ağaçkakakan Dryocapus martius gibi türler, ancak bu bölgedeki orman dokusuyla sıkı ilişki içerisinde bulunmak suretiyle varlıklarını sürdürebilirler. Doğu Anadolu da ise çoğunlukla meşenin hakim olduğu İran-Turan bitki coğrafyasının uzantısı olarak, kökeni kuru orman dokusu uzanmaktadır. Özellikle, bu bölgenin kuzeyindeki orman-bozkır geçiş kuşağında yer alan ormanlar Kara akbaba Aegypius monachus gibi büyük yırtıcı kuşlar başta olmak üzere pek çok nadir türe ev sahipliği yapmaktadır. Akdeniz ve Ege ormanlarında ise Anadolu nun otokton türlerinden olduğu halde bugün sayıca çok azalmış olan Alageyik Dama dama veya dünya ölçeğindeki yayılışının büyük bölümünü bu bölgelerdeki yaşlı iğneyapraklı ormanlarda yapan Küçük sıvacıkuşu Sitta kurueperi gibi türler vardır. Bozkırlar Dışarıdan bakıldığında bomboş gibi görünen bozkırlar, olağanüstü bir canlı çeşitliliğine ev sahipliği yapar. Pek ender görülen veya soyu tükenme tehlikesiyle karşı karşıya bulunan pek çok canlıya bozkırlarda rastlamak mümkündür. Toy Otis tarda, Mezgeldek Otix tetrax, Çilkeklek Perdix perdix, Avurtlak Cricetus migratorius, Araptavşanı Allactaga spp. ve Yaban koyunu Ovis orientalis bunlardan yalnızca birkaçıdır Doğal bozkırlar Türkiye nin biyolojik çeşitliliğine katkıları ve değişik türlere ait yaşama ortamlarını temsil etmeleri yönüyle oldukça önemlidir. Özellikle Orta Anadolu da dünyanın başka hiçbir yerinde bulunmayan nadir bitkiler yaşadığı gibi, sadece Konya-Bozdağ da kalmış olan Anadolu yabankoyunu Ovis orientalis anatolica gibi bir tür de bulunmaktadır. Keza, Güneydoğu Anadolu da ise neredeyse yok olma noktasına gelmiş olan Ceylan Gazella subgutturosa, Çizgili sırtlan Hyaena hyaena ve dev bir kentenkele türü olan Çöl varanı Varanus griseus yaşamaktadır. Sulak Alanlar Ülkemizde sulak alan adı verilen sahalar, genellikle göller, bataklıklar ve buna ilaveten baraj gölleri ile akarsu kenarlarıdır. Bunlardan tabii göller ile baraj gölleri, yaklaşık 906 bin hektarlık bir alanı kaplamaktadır. Ancak bunları, kendilerinin çevreleyen, bataklık, sazlık, çayırlık, otlak gibi arazilerden kesin olarak ayırmak mümkün değildir (II). Sulak alanlarda yaşayan balık, kurbağa, salyangoz gibi canlılar ve yetişen çeşitli türden bitkiler dolayısıyla bu alanlar birçok yaban hayvanı için cazip besinler ihtiva eden ve barınak imkanı sunan habitatlar oluşturmaktadır(ii). 6

Sulak alanlar, ülkemizde, ördek, kaz, suna, kuğu, pelikan, balıkçıl, yağmurcun, martı, balıkkartalı gibi çok sayıda sukuşu ve bu arada susamuru, sazkedisi, porsuk, yabandomuzu, tilki gibi bazı memeliler için beslenme ve üreme yerleridir (II). Türkiye genelinde özellikle sukuşlarını barındıran ve yaklaşık 1.2 milyon hektarı kaplayan 76 önemli sulak alan bulunmaktadır. Sultan sazlığı, Seyfe gölü, Manyas gölü, Burdur gölü, Beyşehir gölü bunlardan bazılarıdır. Ülkemizde sulak alanları ve dolayısıyla barındırdıkları yaban hayatını tehdit eden faktörler arasında kurutma, ıslah, sulama ve baraj inşaası gibi su düzenine müdahale eden projeler ve tarım, saz kesimi, kaçak / usulsüz avlanma / balıkçılık gibi kullanımlar ve hepsinden önemlisi endüstriyel kirlenme gelmektedir (LVI). Yüksek Dağlar Dağlar; derin nehir vadileri ile birlikte endemik bitkilerin ve relikt canlıların en sık görüldüğü biyotoplardır. Anadolu daki dağların yükseklerini kaplayan alpin doku, pek çok hayvan türünü barındırmaktadır. Yalnız Türkiye deki yüksek dağlarda yaşayan yüzlerce canlı türü bulunmaktadır. Toros kurbağası Rana holtzi, ve Kaya uyuru Dryomis laniger, bunlardan ikisidir. Çengelboynuzlu dağkeçisi Rupicapra rupicapra, Urkeklik Tetraogallus caspius ve Dağ horozu Lyrurus mlokosiewiczi ise dağılışları Ülkemiz sınırlarını aşan yüksek dağ türlerindendir. Diğer Biyotoplar Yaban hayatına ev sahipliği yapan yukarıda anlatılanlardan başka; makilik, fundalık, bataklık, mağara, tarla, bahçe, park, yol kenarı gibi çok çeşitli yaşama alanı bulunmaktadır. Bunları bazen müstakil birer biyotop, bazen de belirli bir biyotop içerisinde yer alan farklı karakterde habitatlar olarak mütalaa edilebilir. Mesela bir mağara yalnız başına düşünüldüğünde, tamamen farklı türlere ev sahipliği yapabilen başlı başına bir biyotop olarak görülür. Fakat diğer yandan da bu mağaraya bir dağda veya bir bozkırda yer almakta olduğundan, sözgelimi bir bozkırın veya alpin biyotop içerisinde - genelden farklı olarak- biyotopun mağara/mağaralar ihtiva eden bir habitat tipi olarak da düşünülebilir. Yine aynı şekilde, tarla-bahçe gibi tarım alanları, bulundukları bölge ne olursa olsun ortak özellikleri dolayısıyla, sözgelimi Tarımsal Yabanhayatı Alanları şeklinde ayrı bir biyotop mütalaa edilebileceği gibi, bulundukları -bozkır, fundalık, ormanlık alan gibibiyotopların sınırları içerisindeki habitat mozaikleri olarak da değerlendirilebilir. 7

3 YABAN HAYATINA GÖRE ORMAN İŞLETME ESASLARI Orman ekosistemini bir bütün olarak kabul eden ve bu ekosistemdeki yaban hayatı potansiyelini bir tabii kaynak olarak değerlendirme düşüncesiyle hareket eden işletmecilik anlayışı, ormanların kurulması ve işletilmesinde yaban hayatı türlerinin de dikkate alınmasını ve bu potansiyelin yeterince faydalanma yolunda bir takım esas ve prensiplerin belirlenmesini gerekli kılmaktadır. Yaban hayatını gözeten orman işletmeciliğinde temel yaklaşım, meşcere kuruluşundan hasada varıncaya kadar ormanın gelişme çağları ve zaman içinde gelişen farklı strüktürlerin yabani hayvan türleri üzerindeki etkilerinin bilinmesi ve buna göre tedbirlerin alınmasıdır. Bu tedbirlerin önünde, yaban hayatı habitatlarının korunması ve geliştirilmesi bulunmaktadır. Bu sebeple, işletmeci, silvikültürel müdahale veya yol inşaatı gibi her türlü ormancılık faaliyetinin yaban hayatı üzerindeki olumlu veya olumsuz etkilerini gözönüne alarak hareket etmekte ve söz konusu faaliyetleri yaban hayatı ile ilgili birtakım kriterlere uygun tarzda planlamaya çalışmaktadır. Genel Esaslar Orman sağlığı biyolojik denge ile yakından ilişkilidir. Yangın, pollusyon gibi tahripkar ve kirletici-zehirleyici bir olay vukua gelmedikçe bu denge tabiat ormanlarında sürüp gider. İşletme ormanlarında ise durum farklıdır. Çünkü,bu ormanlara teknik ve ekonomik sebeplerle müdahale edilmekte ve işletme amacı istikametinde çeşitli silvikültürel metotları uygulanmaktadır. Mesela, bazı ağaçlara üstünlük tanınmakta, yaşlı, kovuk, çürük ağaçların çıkarılması cihetine gidilmekte ve geniş alanlarda suni gençleştirmeye yer verilmektedir. Keza,aynı sebeplerle karışık ormanların tek türe yani monokültüre dönüştürülmesi için yapraklı türlerin uzaklaştırılması öngörülmekte ve geniş alanlarda suni gençleştirme yaparak yapraklı ormanlar iğne yapraklıya çevrilmektedir. Böylece, meşcere kuruluşu temelinden değiştirilerek doğal kuruluşlardan uzaklaşılmakta, uzun yıllar boyunca oluşmuş biyolojik denge insan müdahalesi yüzünden bozulmaktadır. Ormanda yaban hayatı habitatlarının muhafaza edilmesinde bütün türler için geçerli olacak genel bir kural belirlemek zor olmakla beraber uygulamada şu iki prensiple hareket edilir. 8

Hayvanların barınması ve üremesi-çoğalmasına elverişli olmayan alanları elverişli hale getirmek, En dar alanda en fazla sayıda türün ihtiyacını karşılamaya çalışmak. Bu iki hususun gerçekleştirilmesi habitatlarda modifikasyon ve düzenleme yapılarak sağlanır. Mevcut farklı vejetasyon tiplerinin karacaya sağlayacağı potansiyel örtü ve besin miktarları ve değerleri tahmin edilir. Bunu tahmin edebilmek için ise mesela, karacanın bu bu tip vejetasyon ihtiva eden bir alanda yılın belli dönemlerinde hangi bitki ve ağaç türleriyle beslendiğine, yani karacanın diyetine ve keza karacanın ihtiyaç duyduğu örtü tipleri ve bunların oranlarına dair ön bilgiye sahip olmak gerekmektedir. Gelecek dönemlerde yapılacak kesimlerin ormandaki çeşitli vejetasyon tiplerinde gıda ve örtü miktarı bakımından ne gibi değişiklikler meydana getireceği tahmin edilir. Kesimi takiben zaman içerisinde vejetasyonun gelişme seyri, bunun besin ve örtünün miktar ve kalitesini nasıl etkileyeceği tahmin edilir. Hasat kesimleri ve uygulanacak gençleştirme metodunun karacanın davranış ve yaşayışına ne gibi etkiler yapacağı tahmin edilir. Yukarıdaki tahminleri yapabilmek için ormandaki farklı vejetasyon ve yetişme muhitlerinde zaman zaman yapılacak gözlemlere ihtiyaç vardır. Ormanda yaban hayatı habitatlarının korunması için her ormanın ekolojik ve ekonomik şartlarına ve ayrıca hayvan türüne göre değişen farklı tedbirler gerekmekle beraber aşağıdaki genel kurallara uyulması tavsiye edilmektedir: Karışık meşcereler kurmak. Ayıklama ve aralama sırasında tali ağaç türlerini, ağaççık ve çalıları muhafaza etmek. Kesim bloklarını küçük tutmak, bir habitatın tamamını yok edecek ortadan kaldıracak tıraşlama kesimlerinden kaçınmak. Diri örtüyle mücadeleyi mutlaka gerekliyse yapmak ve bunu yaparken de selektif herbisit kullanmak. Orman yolları için habitatları tahrip etmeyecek güzergahları tercih etmek. Toprak hazırlığı yaparken organik madde kaybına yol açmamak. Dikim aralıklarını geniş tutmak; Gerekirse bazı başarısız dikim boşluklarını ağaçlandırmamak Yaban Hayatı-Ormancılık İlişkisi Ormanlarda birçok av hayvanı ve yaban hayatının faunistik elemanları olan çok sayıda hayvan türü yaşamaktadır. Gelişmiş ülkeler ve kültür seviyesi yüksek toplumlarda orman vejetasyonuna ve floraya gösterilen ilgi ve özen hayvan türlerine de aynen gösterilmektedir. Mesela ormandaki ağaç servetinin nasıl envanteri yapılıyor ve orman ağaçlarıyla ilgili her türlü bilgi kaydediliyorsa ormanda yaşayan hayvanlar için de aynı işlem 9

yapılmakta, yani bunlar gözlenmekte, sayılmakta ve gelişmeleri takip edilmektedir. Bunun sonucu, orman mühendisi kendi işletme sınırları içerisinde bulunan yaban hayvanlarının cinsini, sayılarını, barındığı yerleri, biyolojilerini detaylarıyla bilmekte ve bunlarla ilgili çalışmaları yönetmekte veya en azından katkıda bulunabilmektedir. Orman mühendisinin ormandaki hayvanlarla ilgilenmesi; dolayısıyla, yönettiği ormanı da daha iyi tanımasına yardımcı olmaktadır. Bugünkü modern orman işletmeciliğinde ana prensip, ormanın devamlılığını sağlamak ve optimal faydalanmayı temin edecek üretim metotları uygulamaktır: Buna göre ormanların odun istihsali yapma yanında, su kaynağı, rekreasyon alanı ve yaban hayvanlarının yaşama ortamı olarak da değerlendirilmesi ve bunlardan azami faydalanacak şekilde planlanması ve işletilmesi hedef alınır. Bu ise, ormanlar kurulur ve işletilirken, orman ekosisteminde yaşayan yaban hayatı türlerinin de düşünülmesi ve dikkate alınmasını gerektirmektedir. Bunun için, meşcerenin kuruluşundan hasada kadar, ormanın gelişme çağları ve strüktürlerin hayvan türleri üzerindeki olumlu ve olumsuz etkileri bilinmeli ve habitat ona göre düzenlenmelidir.burada mesele; ormanda yapılacak her türlü faaliyet ve silvikültürel müdahalenin yaban hayatını ne şekilde etkileyeceğini bilmek ve ona göre hareket etmek gerekmektedir. Çünkü insanın ormandaki faaliyeti yaban hayvanların yaşama ortamı ve üreme şartlarında az ya da çok değişiklik meydana getirir. Bu değişmeler hayvanlar için faydalı olabileceği gibi zararlı da olabilir. Bu itibarla yapılan hangi ormancılık faaliyetinin ve işlemin yaban hayatını ne yönde ve ne derecede etkileyeceğini bilmek veya kestirebilmek ve dolayısıyla bu için uygun yaşama ortamları ve şartlarını temin etmek de orman işletmecisinin görevleri arasında sayılmaktadır. Mesela, geyik hem sıklık hem de yer yer açıklıklar ihtiva eden ormanlarda barınabilmektedir. Keza, karışık orman ve farklı yaştaki meşcereler geyiğe daha uygun beslenme imkanı vermektedir. Bu durumda kesim planlarında bu hususun dikkate alınarak geyiğe uygun ortamları sağlamak mümkündür. Ormancılık Politikası Bir ülkede yaban hayatı varlığı ve geleceği en başta arazi kullanım politikalarına bağlıdır. Zira, yaban hayatı arazinin bir ürünü olup, bu arazide ve bu araziyi kaplayan bitki örtüsünde meydana gelen değişmelerden fazlasıyla etkilenir. Arazi kullanım tarzına dair verilen bir karar, bu sahadaki yaban hayvanlarının çeşidi ve sayısı üzerinde,çoğu kez, avcılığın düzenlenmesiyle ilgili bir kanun ya da yönetmelikten daha büyük etkide bulunur. Mesela bir çiftçi, toprağındaki ağaçlık bir otlağı ağaçlardan temizleyip mısır tarlası yapmaya karar verdi ve bunu uyguladıysa artık hiçbir mevzuat buradan ayrılan sülünü geri getirmez. Keza bir meşe ormanını, ibreliye dönüştürme kararı, sadece meşe meşcerelerinde yaşayan onlarca kuş türü ve memelinin o sahadan çekilmesiyle eş anlamlıdır. Ekonomisi büyük ölçüde arazi ürünlerine bağlı olan ülkelerde, hükümetlerin ekonomik kararlarında bu kararların yaban hayatı üzerindeki etkileri genellikle gözardı edilebilmektedir. Bunu bir dereceye kadar normal karşılamak mümkündür. Sözgelimi temel gıda ihtiyaçlarını karşılayan ürünlerin yetiştirildiği topraklarda yaban hayatına öncelik verilmesi beklenemez. Bu durumda yaban hayatına ancak, getirdiği fayda, arazinin 10

diğer kullanım potansiyelinden elde edilecek yarardan fazla olduğu zaman yer verilir. Aksi halde yaban hayatı daima tali ürün olarak kalır. Buna mukabil şayet, ülkenin tabii kaynak ve arazi kullanım politikasıyla ilgili bir makro plan çerçevesinde yaban hayatına yer verilmekteyse ve planın uygulanması için alt yapı da mevcutsa, farklı ortam ve şartlardaki yaban hayatını böyle bir plana dayanarak koruyabilmek mümkündür. O taktirde ormancılık politikası da buna uygun bir rota izlemek, yani çeşitli tipte ormanlar için yaban hayatının da dahil edildiği yararlanma politikaları üretmek ve işletme amaçları göstermek durumundadır. Yakın zamanlara kadar orman alanlarından beklenen faydalar odun üretimi etrafında yoğunlaşmış en kısa zamanda en fazla odun ürünü almanın yolları aranmıştır. Bu sebeple, mesela tıraşlama kesimleriyle hızla boşaltılan sahalarda derhal dikimler yapılmış, bu arada çalı türleri uzaklaştırılmıştır. Yani birim alandan en yüksek odunu en kısa sürede alabilmek için ormanlarda yaban hayatı bakımından radikal sayılabilecek değişiklikler yapılmıştır. Bu durum kamu oyunun ormandan odun ürünü yanında rekreasyon ve yaban hayatı gibi diğer ürünlere olan taleplerini dile getirmeye başlamasına kadar devam etmiştir. Toplumun ormancılıktan beklediği faydalar arasında; sağlıklı bir çevre, yeterli rekreasyon imkanları ve av kaynaklarının korunup geliştirilmesi gibi hususlarda yer almakta ve bu talepler, kültür seviyesinin, çevre bilincinin yükselmesine paralel olarak artmaktadır. Hatta, ilk yaban hayatı çalışmalarının başlaması da böyle olmuş ve av kaynaklarının azaldığını gören ve geleceğiyle ilgili endişeler taşıyan sosyal grupların politik baskıları, otoriteleri tedbir almaya ve vahşi hayat unsurlarına yönelik planlama yapmaya zorlamıştır. Ormancılık politikasına göre, orman; Uygun yetişme muhiti şartları altında gelişen ağaç-ağaççıklar ile bunlara katılan bitki ve hayvan menşeli unsurların bir mekan üstünde ve tabii bir ahenkle bir arada yaşaması şeklinde tezahür eden ve toplumun ihtiyaç duyduğu ürün ve hizmetlerin kaynağı olan bir varlıktır. Toplum, orman kaynaklarından taleplerini ormancılık politikasına yansıtır; ormancılık politikası da milli politika çerçevesinde kalmak kaydıyla orman idaresine hedefler dikte eder. Buna göre, ormancılık politikası evvela ormandan ne türlü yararlar sağlanacağını belirlemek durumundadır. Zira toplumun farklı talepleri arasında çelişkiler olabilir veya ormanın tek bir yararlanma için yoğun olarak kullanılması halinde bir başka yararlanma biçimine yer bırakmayabilir. Bu durumda, politikanın rolü, bu sorunu tatminkar bir çözüme kavuşturmaktadır. Mesela, ormanda odundan yararlanma ile rekreasyon amacı arasında fiziken uyumsuzluk ortaya çıkması mümkündür. Bunlardan birini bırakıp diğerini seçmek yerine, her iki yararlanma şeklini sağlayacak uygun bir kombinasyon bulma yoluna gidebilir. Diğer taraftan, farklı amaçlar fiziken birbirlerini engellemeseler bile ekonomik bakımdan tezat gösterebilirler. Çünkü her bir amaç, gerçekleşmesi için sermaye işgücü gibi ekonomik kaynağa ihtiyaç gösterir. Halbuki bu kaynakların sınırlı olması ve bunların ormancılık dışındaki sektörler tarafından da ihtiyaç duyulması, sözkonusu amaçlardan ancak birinin seçilmesi veya hangi amaç için ne ölçüde kaynak tahsis edileceğinin kararlaştırılmasını gerektirir. Bütün bu noktalarda çözüm yolları bulmaya 11

çalışan politika disiplininde çeşitli amaçlar arasındaki fiziki ve iktisadi zıtlıkları giderme arayışları sonucu Çok Yönlü Faydalanma kavramı ve anlayışı doğmuştur. Çok yönlü faydalanma, ormanın potansiyel faydalarının her birini maksimuma çıkarmak değil, farklı potansiyellerinin her birinden belli bir miktar yararlanmak anlamına gelmektedir. Bu durumda bunların ölçüsü ve öncelik sırasını belirlemek de politikacıya düşmektedir. Mesela. ABD de kamu ormanlarından elde edilecek faydalar: 1. Odun Üretimi 2. Su Üretimi, 3. Otlatma, 4. Yaban Hayatı ve Avcılık, 5. Rekreasyon biçiminde sıralanmıştır. Türkiye de ormanların tamamına yakın kısmı devlet mülkiyetinde bulunduğu için devlet ormanlarının hangi amaçla işletileceğinin tespit edilmesi yetkisi de 3234 sayılı kanun ve 6831 sayılı Orman Kanunu gereğince, devlet adına Orman Genel Müdürlüğüne verilmiştir. Yürürlükteki 6831 sayılı Orman Kanunu, ormanları, işletme bakımından; Muhafaza ormanları, Milli parklar, İstihsal ormanları, olarak üç kategoride toplanmıştır. İstihsal ormanları, odun ve tomruk üretme amacına, diğerleri ise ormanın çeşitli hizmetlerinin üretilmesi amacına tahsis edilmiş olup bu amaçlara göre işletilmeleri öngörülmektedir. Halbuki, ayrılan bu ormanların birinden amaçlanan ürün veya hizmet diğer birinde de belli bir ölçüde üretilebildiğinden, uygulamada durum farklı olabilmektedir. Mesela İstanbul-Bahçeköy Devlet Orman İşletmesi tarafından işletilen Belgrat ormanının işletilmesinde gözetilen ana amaç, bu ormanın içinde yer alan su kaynaklarının korunmasıdır. Bu özelliği ile burası Muhafaza Ormanı statüsündedir. Fakat, bu ormanda muhafaza ormanı karakterini bozmadan, bir yandan odun üretimi yapılmakta, öte yandan da rekreasyon hizmeti verilmekte ve ayrıca Geyik, Karaca gibi yabani türlerin üretim ve teşhiri amacıyla kurulan tesisler faaliyet göstermektedir. Şu halde ülkemizde orman işletmecileri için tekdüze statüler belirlemek yerine ormanlarımızdan çok yönlü faydalanma prensiplerine uygun bir işletme düzeninin kurulması, yani her bir işletme ayrı ayrı ele alınarak ana amaç ve öncelik sırasına göre tali amaçların belirlenmesi ve buna paralel olarak uygulanacak işletme tekniklerinin kararlaştırılmasına ihtiyaç vardır. Bu noktada faydalanmanın planlanması aşamasına gelinmekte ve ormancılık politikası, görevi, orman amenajmanına devretmektedir. Orman Amenajmanı Hemen hemen her tip orman, bazı yaban hayvan türlerini barındırdığına göre yaban hayatını dikkate alan bir orman işletmeciliğinde hangi amaçlar bununla ilgili hangi kriterler tespit edilebilir sorusu orman 12

amenajmanını ilgilendirmektedir. Bu hedefler sözgelimi tabii kuruluştaki bir koru ormanında şunlar olabilir. Ormanı, bütün olarak nadir tür veya komünitelerin korunmasını sağlayacak biçimde planlamak. Ormanı, içerisindeki hayvan tür sayısını ve bunların popülasyonlarını arttıracak tarzda işletmek. İşletme faaliyetini, önemli bitki ve hayvan komünitelerinin bulunduğu yetişme muhitleri ve alanların korunmasını esas alan bir plan dahilinde yürütmek. Bu durumda yukarıdaki hedeflerden ilkinde nadirlik, ikincisinde çeşitlilik, üçüncüsünde de habitat koruma kriterleri esas alınmış olmaktadır. İşletme pratiğinde bunlardan sadece biri esas alınabileceği gibi üçüne birden de yer verilebilir. Keza, belirli bir dönem, özel alanlarda veya özel şartlarda bunlardan birine öncelik verilmesi de mümkündür. Orman amenajmanının görevi, ormanı devamlılık, verimlilik, iktisadilik ve çok yönlü faydalanma prensipleri doğrultusunda ormancılık amaçlarına ulaştıracak tarzda planlamaktır. Bu planlama için evvela idare veya işletme amacının tespit edilmesi, birden fazla işletme amacı belirlenmişse bu amaçların birleştirilmesi ve öncelikli amacın kararlaştırılması gerekmektedir. Her orman, bir taraftan ekonomik değeri olan ürünleriyle para hasılatı sağlar ve diğer taraftan da sosyal, kollektif, kültürel, hidrolojik, estetik, turistik, rekreatif, antierozyonal, biyolojik ifade eder. İşletilen bir ormanda ormanın farklı karakterdeki bu fonksiyonlarından birisi veya birkaçı işletme amacı olarak belirlenebilir. Bunların hangilerinin olacağı, ülkenin milli ormancılık politikası hedefleri, seçilecek işletme tekniğinin devamlılık, prodüktivite ve rasyonolite kriterleri açısından fizibilitesi ve yetişme muhiti şartları gözönüne alınarak belirlenir. Ön planda ürün ve para hasılatı sağlamaya yönelen bir işletmede, amaçlardan birisi odun yetiştirmek, diğeri de sözgelimi memeli, kuş ve balık gibi hayvansal menşeini yan ürünler elde etmek olabilir. Bu durumda, bunların birbiriyle çelişmeyecek, bilakis birbirlerini destekleyecek biçimde birleştirilmesi yolları ve imkanları aranmalıdır. Çoğu zaman, farklı amaçların birleştirilmesi ve işletme tekniğinin maksimum ürün alınacak tarzda optimize edilmesi mümkün olmaktadır. Bazen de amaçların önem dereceleri ve birbirleriyle ilişkilerine göre sıraya konması, mesela bunlardan birinin esas alınarak, ana amaç, diğerlerinin de yan amaç olarak belirlenmesi gerekebilir. Bütün bunlar, bu Orman Amenajman Planları nın, bunları gerçekleştirecek şekilde düzenlenmesiyle mümkündür. Birden fazla amacın belirlenmesi ormancılığın çok yönlü faydalanma prensibine dayanmaktadır. Bu prensip, ormancılığın doğuşundan beri uygulanmakla bereler farklı şekillerde tarif edilmektedir. Mesela İngiliz Milletler Topluluğu Ormancılık Terminolojisi ne göre Bir ormandan aynı zaman zarfında iki veya daha fazla maksatla faydalanmak şeklinde tarif edilen çok yönlü faydalanma, ABD ormancılık terminolojisinde odun veya diğer orman ürünlerinin üretimi ile evcil hayvanlar için yem, ince dal ve yaprak üretimi, yaban hayvanlarına uygun yaşama şartları meydana getirme, güzel manzaralar elde etme, su üretimi ve su ekonomisinin 13

korunması, rekreasyon vs. gibi iki veya daha fazla amacı birleştiren ormancılık uygulaması şeklinde tarif edilmiştir. Buna göre çok yönlü faydalanma; Bir orman alanını iki veya daha fazla maksatla kullanmaktadır. Ancak bir orman için ikiden fazla amacın kararlaştırılması halinde, bunlardan birinin veya birkaçının ana amaç teşkil etmesi diğerlerinin bunu yanında yan amaçlar olarak yer alması gerekmektedir. Bu şart, önem ve önceliklerin bilinmesi ve buna göre amaçlar arasında, sözgelimi odun üretimiyle yaban hayvanı varlığının korunması veya otlatma arasında bir çelişme ortaya çıkarsa, ana amaç etrafında en verimli kombinasyonu oluşturacak işletme faaliyetlerinde ahenkle sağlanması için gereklidir. Ormanın işletme amaçları arasında yaban hayvanlarını koruma ve üretme amacına da yer verebilmek için evvela orman vejetasyonu ile yaban hayatı arasındaki ilişkilerinin bilinmesi lâzımdır. Ormancılığın yaban hayatını nasıl etkilediğini bilmeksizin odun ve yaban hayvanı üretimini birlikte amaçlayan bir işletme modelinin uygulanma şansı yoktur. Buna göre, bir ormanda işletme amacı tespiti ve buna göre mevcut potansiyelin envanter ve planlanmasına geçmeden önce, elde edilecek öncelikli ürünün hangisi olduğuna karar vermek gerekmektedir. Ayrıca, sözgelimi ana amacı odun yetiştirmek olan bir eşletmede ikinci amacın da yaban hayatı için yapılacak harcamaların, yaban hayvanlarından mı, yoksa odundan mı karşılanacağının tespit edilmesi lâzımdır. Nihayet, yaban hayvanı yetiştirilen her üniteden elde edilecek gelirin esasını; rekreasyon, et, balık vb. gibi ürünlerden hangisinin oluşturacağı belirlenmiş olmalıdır. Orman amenajmanını yaban hayatı üretimiyle bağdaştırma konusunda ihtiyaç duyulan ve planlama için gerekli olan temel bilgilerden bazıları şunlardır. Planlamada esas amacın odun veya yaban hayvanı üretiminden hangisi olduğu ve buna uygun işletme tekniğinin ne olacağı, Maksimum üretim için, tür bazında gerekli optimal ortam şartlarının neler olduğu mesela su, gıda, örtü miktarı ve bunların optimal dağılımının nasıl olması gerektiği, Optimal habitat şartlarını sağlayan orman tipleri ve meşcere kuruluşunun hangileri olduğu, Üretimde geniş saha ve ekstansif tekniklerin mi yoksa küçük alanlarda entansif tekniklerin mi uygulanacağı, Üretim için entansif çalışmalar yerine sadece ormancılık uygulamasında modifikasyonlar yapmanın yaban hayvanı üretmeye yeterli olup olmayacağı, Sahadaki yabani popülasyonların yoğunluk ve dağılımıyla ilgili envanter verilirinin bulunup bulunmadığı, mevcut bilgilerin sıhhati ve planlama açısından yeterlilik derecesinin ne olduğu. Yukarıdaki hususlar tür bazında cevaplandırılabiliyorsa Orman Amenajman planında yaban hayatı isteklerini karşılayacak düzenleme veya revizyon yapma yolunda adımlar atılabilir. 14

Amenajman planlarının, yaban hayatı habitatlarının çeşitliliği ve tehlikeye maruz türler üzerindeki etkilerin değerlendirilmesiyle ilgili olarak şunlar söylenebilir: Şayet amenajman planında bu hususa yer verilmişse yani habitat tipleri bakımından çeşitliliğin korunması amacı da varsa bu taktirde çeşitliği zarar vermeyecek hasat ve gençleştirme metotları takip edilecek tarzda amenajman yatırımları yoğunlaştırılır. Meselâ kesimler sıklaştırılır, fakat kesim blokları daraltılır. Keza, alt tabakanın korunması, dere boylarında ağaçlık şeritlerin bırakılması ve özel habitatların bakımı için gereken masrafları karşılayacak şekilde yatırımlar genişletilir. Düşük seviyedeki yatırımla gerçekleştirilebilecek olan hızlandırılmış kesimlerle çok sayıda habitat tipleri ve kenar etkisi meydana getirilebilir. Fakat bu arada yol yapımları da hızlanacağından yabani popülasyonların tedirginliği de artar. Kenar Etkisi Yaban hayvanları bir alandaki çeşitli vejetasyon tiplerinin orta kısımlarında değil, genellikle kenarları boyunca yaşarlar. Bu nedenle de çoğu kez kenar hayvanları olarak tanımlanırlar. İki defa daha fazla vejetasyon tipi arasında toplanan yaban hayvanlarının bu eğilimi kenar etkisi olarak adlandırılır. Yaban hayatı, farklı türlerin ihtiyaç duyduğu değişik gıda ve örtü imkanlarının bulunduğu yerlerde gelişir. Bu imkanı en fazla sağlayan yerler ise kenarlardır. Kenar, bitki komünitelerinin karşılaştıkları veya komünitelerdeki farklı strüktürlerin bir araya geldikleri yerdir (Şekil 1). İki komşu bitki toplumu veya strüktürel şartlar arasında kalarak etkilenen sınır bölgesi geçiş zonuna ekoton denir (Şekil 2,3,4). Bir sahadaki kenar habitatının veya ekotonunun miktarı, kenar genişliğinin, kenar uzunluğunun ve bunun konfigürasyonlarının bir fonksiyonudur. Genişlik ve uzunluk ölçüleri ekoton alanını tespit etmek için kullanılabilir. Ani geçişli keskin ve dar kenar (Şekil 5) geniş kenardan daha az ekoton habitat sağlar. Konfigürasyon, basit ile mozayik (Şekil 6) arasında değişen modelleri örnek alarak, kenarlara şekil verilmesi, yani bitki 0topluluklarında gruplaştırma yapılmasıdır. 15

Şekil 1: Bitki komünitelerinin karşılaştıkları yer Şekil 2: A komünitesinin B içlerine etkisiyle kenar boyunca C ekotonu oluşur. Şekil 3: B: komünitesinin A içlerine doğru uzanan etkisiyle, D ekotonu oluşur. Şekil 4: A ve B komünitelerinin etkileri, birbirlerine girişirse E ekotonu oluşur. Şekil 5: Keskin Kenar Şekil 14: Mozaik Kenar 16