Metabolizma ATP ATP 19/11/2015. BESLENME, METABOLİZMA ve TERMOREGULASYON. Enerji için Protein Kullanımı. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire



Benzer belgeler
VÜCUT SIVILARI. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN. Copyright 2004 Pearson Education, Inc., publishing as Benjamin Cummings

Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler

Fizyoloji. Vücut Sıvı Bölmeleri ve Özellikleri. Dr. Deniz Balcı.

ASİT- BAZ DENGESİ VE DENGESİZLİKLERİ. Prof. Dr. Tülin BEDÜK 2016

GENEL SORU ÇÖZÜMÜ ENDOKRİN SİSTEM

Ayxmaz/biyoloji Homeostasi

CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER

YGS ANAHTAR SORULAR #3

Başlıca organizma sıvılarının ve salgılarının ortalama ph değerleri.

BESLENME METABOLİZMA VE TERMOREGÜLASYON. Doç.Dr. Mitat KOZ

HÜCRE MEMBRANINDAN MADDELERİN TAŞINMASI. Dr. Vedat Evren

ADIM ADIM YGS LYS Adım BOŞALTIM SİSTEMİ 3

FİZYOLOJİ Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

Canlıların yapısına en fazla oranda katılan organik molekül çeşididir. Deri, saç, tırnak, boynuz gibi oluşumların temel maddesi proteinlerdir.

CANLILARIN TEMEL BİLEŞENLERİ

9. SINIF KONU ANLATIMI 5 CANLININ TEMEL BİLEŞENLERİ -İNORGANİK MADDELER 1- SU

EGZERSİZE ENDOKRİN ve METABOLİK YANIT

ADIM ADIM YGS-LYS 5. ADIM CANLININ TEMEL BİLEŞENLERİ -İNORGANİK MADDELER 1- SU

Suda çözünebilen nişasta molekülleri pityalin (amilaz) enzimiyle küçük moleküllere parçalanır.

11. SINIF KONU ANLATIMI 29 ENDOKRİN SİSTEM 4 BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ (ADRENAL BEZLER)

ph = 6,1 + log [CO 2 ]

Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI İKBÜ Sağlık Hizmetleri M.Y.O.

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ...

BESLENME, METABOLİZMA Ve TERMOREGULASYON

[embeddoc url= /10/VÜCUT-SIVILARI.docx download= all viewer= microsoft ]

EGZERSİZ SONRASI TOPARLAMA

ENDOKRİN SİSTEM #4 SELİN HOCA

Kan Gazı. Dr.Kenan Ahmet TÜRKDOĞAN Isparta Devlet Hastanesi. II. Isparta Acil Günleri Solunum Acilleri, 19 Ocak 2013 Isparta

SOLUNUM SİSTEMİ VE EGZERSİZ

Hücre. 1 µm = 0,001 mm (1000 µm = 1 mm)!

11. SINIF KONU ANLATIMI 48 DOLAŞIM SİSTEMİ 1 KALP KALBİN ÇALIŞMASI

Doku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem. Prof.Dr.Mitat KOZ

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ

Solunum Sistemi Fizyolojisi

CANLILIK NEDİR? Fizyolojide Temel Kavramlar

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

SOLUNUM SİSTEMİ VE EGZERSİZ

Tüm yaşayan organizmalar suya ihtiyaç duyarlar Çoğu hücre suyla çevrilidir ve hücrelerin yaklaşık %70 95 kadarı sudan oluşur. Yerküre içerdiği su ile

METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS

11. SINIF KONU ANLATIMI 42 SİNDİRİM SİSTEMİ 1 SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI

11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU

VÜCUDUMUZDAKİ SİSTEMLER. Boşaltım Sistemi

ENDÜSTRIDE VE CANLILARDA ENERJI. Canlılarda Enerji

EGZERSİZ VE TERMAL STRES. Prof.Dr.Fadıl ÖZYENER

İLERİ KARDİYAK YAŞAM DESTEĞİ KURSU ASİT-BAZ DENGESİ VE KAN GAZI ANALİZİ

Suyun Organizmadaki Yaşamsal Fonksiyonları. Doğumdan ölüme kadar yaşam tümüyle, yeryüzünde en fazla bulunan sıvı olan suya bağlıdır.

solunum >solunum gazlarının vücut sıvısı ile hücreler arasındaki değişimidir.

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI BİYOLOJİ

Fizyoloji Nedir? 19/11/2015. FİZYOLOJİ KAVRAMI ve HÜCRE. Yaşayan organizmaların karakteristik özellikleri nelerdir?

ADIM ADIM YGS-LYS 27. ADIM HÜCRE 4- HÜCRE ZARINDAN MADDE GEÇİŞLERİ

Böbreklerin İşlevi. D Si C Dr. Sinan Canan Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji A.D.

Su / Hasta Değil Susuzsunuz adlı kitapta suyun önemi anlatılıyor ve yazara göre vücudumuz tam 46 nedenle suya ihtiyaç duyuyor.

YGS ANAHTAR SORULAR #4

FİZYOLOJİ LABORATUVAR BİLGİSİ VEYSEL TAHİROĞLU

ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI:

Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ

Yrd.Doç.Dr. Erdal Balcan 1

Sıvı-Elektrolit ve Asit Baz Denge Farmakolojisi

Hücrelerde gerçekleşen yapım, yıkım ve dönüşüm olaylarının bütününe metabolizma denir.

8 Boşaltım Sistemi Fizyolojisi

Fen ve Teknoloji 7. BOŞALTIM SİSTEMİ. Hazırlayan: NİHAT BAHÇE HAYAL BİLİMDEN DAHA ÖNEMLİDİR. ÇÜNKÜ BİLİM SINIRLIDIR.

ENERJİ METABOLİZMASI

Normalde kan potasyum seviyesi 3,6-5,0 mmol/l arasındadır.

LİPOPROTEİNLER. Lipoproteinler; Lipidler plazmanın sulu yapısından dolayı sınırlı. stabilize edilmeleri gerekir. kanda lipidleri taşıyan özel

FİZYOLOJİ BİLİMİNE GİRİŞ

Kloroform, eter ve benzen gibi organik çözücülerde çözünen bunun yanı sıra suda çözünmeyen veya çok az çözünen organik molekül grubudur.

BÖBREK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Böbrekler ne işe yarar?

HÜCRE. Dicle Aras. Hücre bölünmesi, madde alışverişi ve metabolizması

Solunum, genel anlamda canlı organizmada gaz değişimini ifade etmek için kullanılır.

MİNERALLER. Dr. Diyetisyen Hülya YARDIMCI

SOLUNUM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ 19/11/2015 SOLUNUM SİSTEMİ MEKANİZMASI SOLUNUM SİSTEMİ MEKANİZMASI SOLUNUM SİSTEMİ MEKANİZMASI

EGZERSİZ FİZYOLOJİSİNE GİRİŞ

SIVI-ELEKTROLİT VE ASİT BAZ DENGESİ. Dr. Nazan ÇALBAYRAM

ADIM ADIM YGS-LYS 29. ADIM HÜCRE 6- HÜCRE ZARINDAN MADDE GEÇİŞLERİ 3

YÜKSEK İRTİFA VE AKCİĞERLER

BOŞALTIM SİSTEMİ ORGANLARI

Gaz Alışverişi, İnsanda Solunum Sistemi

TAMPONLAR-pH ve pk HESAPLAMALARI

gereksinimi kadar sağlamasıdır.

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 2 DAMARLAR

İlaçların Etkilerini Değiştiren Faktörler, ve İlaç Etkileşimleri

Bireyin bedensel, ruhsal, zihinsel ve sosyal yönden tam bir iyilik ve uyum halidir. Sağlık nedir?

Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur..

Görevi: Bütün vücut hücrelerinin içindeki ve dışlarındaki suyun düzenlenmesi, kalp ritmi, sinir uyarılarının ve kaskasılmalarının

Normalde kan potasyum seviyesi 3,6-5,0 mmol/l arasındadır.

Boşaltım Sistemi Fizyolojisi

2006 ÖSS BİYOLOJİ SORULARI VE CEVAPLARI

YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI. 9. Sınıf

Kilo verme niyetiyle diyet tedavisinin uygulanamayacağı durumlar nelerdir? -Hamilelik. -Emziklik. -Zeka geriliği. -Ağır psikolojik bozukluklar

TEST 1. Hücre Solunumu. 4. Aşağıda verilen moleküllerden hangisi oksijenli solunumda substrat olarak kullanılamaz? A) Glikoz B) Mineral C) Yağ asidi

HISTOLOJIDE BOYAMA YÖNTEMLERI. Dr. Yasemin Sezgin. yasemin sezgin

ASİD BAZ DENGESİ. Prof Dr Salim Çalışkan

Aynı zamanda eski ve yersiz bir takım inançlar da çocukların yemek alışkanlıklarını etkiler. Örneğin çocuklar çok fazla et ve yumurta yememelidir,

SAĞLIKLI BESLENME BİRECİK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ ZEYNEP ŞAHAN KARADERE

Yrd. Doç. Dr. Murat Sarıtemur Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp AD 2014

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

Beslenme Dersi sunusu

EGZERSİZ FİZYOLOJİSİNDE TEMEL KAVRAMLAR

DEHİDRE KÖPEKLERDE BİKARBONATLI SODYUM KLORÜR SOLÜSYONUNUN HEMATOLOJİK VE BİYOKİMYASAL PARAMETRELERE ETKİSİ

BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI

Transkript:

Metabolizma BESLENME, METABOLİZMA ve TERMOREGULASYON Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire Metabolizma : Hücrelerin yaşamını sürdürebilmeleri için gerekli kimyasal süreçlerin tümüne metabolizma denir. Metabolik reaksiyonların büyük bir bölümü hücredeki fizyolojik sistemler için gerekli enerjinin besinlerden sağlanması ile ilgilidir. Enerji veren besinler protein, yağ ve karbonhidrattır. Bunlar hücrelerde okside olurlar ve bu esnada büyük miktarlarda enerji açığa çıkarırlar. ATP Enerji Kaynağı, ATP: Canlı sistemlerinde kimyasal tepkimelerin başlaması için enzimler gereklidir. Ancak tek başına yeterli değildir. Bir tepkimenin başlaması için enerjiye gerek vardır. Herhangi bir hücrede geçen bir olayda kullanılan enerji doğrudan ATP den sağlanır. ATP ATP molekülü sadece hücre içinde bulunur. Dışarıdan besin maddeleriyle doğrudan ATP almak mümkün değildir. Diğer yandan ATP hücre içinde çok kısa süreli depolanabilme özelliği, bu molekülün sürekli yenilenmesini zorunlu kılar. Enerji için Protein Kullanımı Enerji için Protein Kullanımı: Proteinler uzamış ve şiddetli egzersizlerde enerji kaynağı olarak kullanılırlar. Proteinlerin enerji elde etmek için enerji yollarına girebilecek hale getirilmeleri gerekir. Bunun için aminoasit molekülünden nitrojen ayrılmalıdır. Bunun yapıldığı başlıca organ karaciğerdir ve bu işlemin adı da deaminasyondur. Fakat kasta da bu iş yapılabilir, buna da transaminasyon denir. Aminoasitler enerji için kullanıldığında nitrojen içeren amino grubunun vücuttan uzaklaştırılması gerekir. Bu, ancak suda eriyerek idrar yoluyla mümkün olur ve bu nedenle proteinlerin kullanılması vücut su kaybını artırır. 1

Lipitlerden Enerji Elde Edilmesi Lipitlerden Enerji Elde Edilmesi Lipitler vücudun en büyük enerji deposudurlar. Lipit kaynakları şunlardır: 1-Hücrede depolanan trigliseritler, 2-Lipoprotein kompleksleri olarak dolaşımda bulunan lipoproteinler, 3-Yağ dokusundaki trigliseritlerden serbestleyerek dolaşıma geçen serbest yağ asitleri BESİN ALIMININ DÜZENLENMESİ Acıkma: Besini arzulama olayıdır. Açlık kasılmaları, açlık krampları, kazınma hissi ile birlikte oluşur. Mide çıkartılsa bile açlık duyusu oluşur. İştah : Belirli bir besine karsı istek. Doyma: Açlığın tersi durumdur. Besin alımı hipotalamusta bulunan açlık ve doyma merkezleri tarafından düzenlenir. Hiperfaji: Oburca yemek yeme Afaji: Yemek yememe, her türlü yemeği reddetme durumudur. ŞİŞMANLIK Enerji tüketim hızının üretim hızından düşük olması durumudur. Patolojik olarak ta oluşabilir. Beslenme düzenlemesindeki bozukluklardan kaynaklanabilir. Nedenleri; Psikojenik, Nörolojik anomalilikleri, Genetik faktörler, Çocuklukta aşırı beslenme. Tedavisi enerji alımının azaltılması-tüketiminin artırılması ve acıkma derecesinin azaltılması yoluyla yapılır Zayıflık :Şişmanlığın tersidir. Nedenleri: Beslenme yetersizliği, Psikojenik ve hipotalamik anomalilikler, Anoreksia Nervosa:Kişinin besinlere karsı tüm isteğinin kaybolması hatta yediklerini kusmasına bağlı oluşan şiddetli zayıflık ile karakterize durum. VÜCUT ISI DENGESİ Açlık :Açlıkta vücut dokularındaki besin depoları boşalır. Açlığın ilk birkaç saatinde karbonhidrat depoları boşalır (bu depolar vücut için gerekli enerjiyi yarım gün kadar karşılayabilir). Daha sonra protein ve yağlar dokuda gittikçe azalır. Yağlar en önemli enerji kaynağını oluştururlar ve boşalma hızları kesintisiz olarak devam eder. Vücut ısısı (iç ısı) sabittir (37) OC. Deri ve ekstremitelerde değişken olabilir. Normal vücut ısısı 36-38 OC. Rektal 37 OC Oral 36,5-37 OC. Vücut ısısı egzersiz ile geçici olarak 39,3-40 ye OC yükselebilir. Soğukta 35,6 OC nin altına düşebilir. 2

Isı Üretimi:Isı Kaynakları Isı metabolik olaylarda ortaya çıkan bir yan üründür. Besinlerin metabolik olaylarda kullanımı ile oluşur. Kas kasılmasında da kimyasal enerjinin tamamı mekanik enerjiye dönüşmez, bir kısmı ısıya dönüşür. İstirahatta ısı üretiminin hemen hemen yarısı iç organlarca, diğer yarısı da kaslar ve deri tarafından üretilir. Egzersizde ise ısı üretimi artar ve oluşan ısının % 90 nını kaslar oluşturur Vücut Isısının Düzenlenmesindeki Anormallikler Ates: Vücut ısısının normal sınırların üstüne çıkması durumudur. Beyindeki anormalliklere ya da ısı düzenleme merkezlerini etkileyen toksik maddelere bağlı ortaya çıkar. Bu durumlar şunlardır: Bakteriyel hastalıklar, Beyin tümörleri, Sıcak çarpması yaratacak ortam koşulları Ağır egzersiz Hayat kaynağımız su VÜCUT SIVILARI, ELEKTROLİTLER Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire İnsan organizmasının 2/3 ü vücut sıvılarından oluşur. Vücut sıvılarının esas maddesi sudur. Vücut suyunda çözelti olarak, madensel tuz iyonları(atomları)ve besin maddesi molekülleri bulunur. Vücut Sıvıları Ayrıca vücut sıvılarında eriyik halinde oksijen, nitrojen karbondioksit gibi gazlar yer alır. Böylece vücut sıvısı denilen solüsyon meydana gelir. Vücut sıvıları içeriğinde çözeltiler halinde bulunan maddeler vücutta kimyasal reaksiyonları ve organizasyonları düzenler. Bu tür organizasyon sonucunda vücudun genel yapısı ve işlevleri ortaya çıkar. Vücut Sıvıları İnsan vücudunun yapısal ve işlevsel organizasyonunda görev yapan vücut sıvılarının içerdiği suyun, iyonların ve besin moleküllerinin yoğunluğu bir denge içindedir. Bu nedenle maddelerin yoğunluğu, vücudu oluşturan hücrelere, dokulara, organlara ve sistemlere göre değişir. Ancak vücut sıvıları genel olarak hücre içi sıvı ve hücre dışı sıvı şeklinde incelenir. Vücut sıvılarının2/3 ü hücre içi, 1/3 ü hücre dışı özelliktedir. Hücre dışı sıvı, hücreler arası sıvı ve plazma sıvısı olarak iki gruptan oluşur. 3

SU SU Vücuda alınan besin maddelerinin moleküllere, atomlara dönüşümü, hücrelere taşınması, hücreden atılması, vücut dışına çıkarılması gibi faaliyetler için organizma suya sürekli ihtiyaç duyar. Bu nedenle günlük yaşamın her anında organizmanın su ihtiyacı hipotalamus tarafından sürekli kontrol edilir. Susuzluk hissiyle güdüsel olarak ortaya çıkan su ihtiyacı suyun içilmesiyle karşılanır. Diğer taraftan organizmada işlev yapan su dolaşım sistemiyle boşaltım organlarına (böbrek, deri) taşınarak vücut dışına idrar olarak çıkarılır. Yetişkin bir insanın vücut ağırlığının % 60-70 i (3/2 si) sudur. Bu oran yaşa cinsiyete, kiloya bağlı olarak farklılık gösterir. Örneğin yeni doğan bebeklerin vücudundaki su oranı %75 dir. Yaşamın ilk 5 gününde % 70 e inen su oranı, sonradan yavaş yavaş azalarak bir yaşın sonunda yetişkindeki orana yaklaşır. Erkeklerdeki su oranı kadınlara, şişman kişilerdeki su oranı zayıflara oranla daha fazladır. Yaş ilerledikçe de vücut suyunda azalma görülür. SU Bu sistemler sinir ve endokrin sistemin denetiminde vücudun su metabolizmasını kontrol eder ve dengede tutar. Böylece vücuda alınan su ile vücuttan atılan su miktarları eşitlenerek kan yoğunluğunun ve vücut doku sıvılarının sabitliği bir döngü şeklinde korunur. SU Yetişkin bir insanın günlük su ihtiyacı 2500-2600 ml kadardır. Suyun vücuda alımı ve atılımı bir denge içinde oluşur. Vücutta normal sıvı hacminin korunması için günlük sıvı alımının günlük sıvı kaybına eşit olması gerekir. Bu denge bozulduğunda hastalıklar ortaya çıkar. Yemek yemeden aylarca yaşanabilir ama susuz birkaç günden fazla yaşanamaz. Hidrasyon ve Dehidratasyon İnsan vücudunda su dengesini düzenleyen (regüle eden) merkezler ve sistemler mevcuttur. Vücuda su alımı (Hidrasyon): Vücuda besinlerle (1000 ml) ve içeceklerle (1200 ml) dışarıdan su alımına ekzojen su kazanımı denir. Bir de vücudumuzda hücre metabolizması esnasında meydana gelen kimyasal reaksiyonlar sonucu oksidasyon ürünü olarak 300 ml kadar su açığa çıkar. Vücutta bu şekilde su açığa çıkmasına da endojen su kazanımı denir. Vücuttan su kaybı (Dehidratasyon): Vücuda alınan su, idrarla böbreklerden (1500 ml), solunum havasıyla akciğerlerden (500 ml), terleme yolu ile deriden (500 ml) ve gaitayla bağırsaklardan (100 ml) vücut dışına atılır. Vücudun su dengesini kontrol eden merkez hipotamusdur. Hipotalamusun denetiminde hipofiz merkezinden salgılanan ADH nun böbrekleri etkilemesiyle vücudun su dengesi (regülasyonu) düzenlenir. 4

Suyun vücuttaki görevleri Hücrelerin ihtiyacı olan maddeleri hücreye taşımak Hücrelerin fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için gerekli olan katı maddelerin çözünmesini sağlamak Hücrelerde metabolik faaliyetler sonucu oluşan atık maddeleri boşaltım organlarına (böbrek, akciğer, deri, sindirim kanalı) taşıyarak vücut dışına atılımını sağlamak Vücut ısısını dengede tutmak (vücut ısısını dağıtmak suretiyle) Kanın hacmini dengelemek Besinlerin sindirimine yardımcı olmak Beyin, omurilik gibi bazı organları dış etkenlerden korumak Dokularda bulunan lenf damarları, damarlardan sızan küçük protein moleküllerini ve sıvı fazlasını emerek tekrar dolaşıma veren yapılardır. Bu sayede dokularda sıvı birikimi önlenir. Eğer lenf sistemi doğru çalışmazsa dokularda sıvı birikimi meydana gelir ki buna ödem adı verilir. Ödem Vücudun Sıvı Dengesi ELEKTROLİTLER Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire Vücutta, su miktarında gerçekleşen en ufak değişiklikleri hemen algılayan sistemler vardır. Bunların başında hipotalamus gelir. Hipotalamus, kanda su oranı azaldığında bunu hemen algılar ve buna yönelik bir önlem olarak hipofiz bezini uyarır. Hipofiz bezi, Anti Diüretik Hormon (ADH) isimli hormonu salgılar. Bu hormon, kan dolaşımı yolu ile böbreklere ulaşır. Böbreklerden idrarla su atılımı en az düzeye indirilerek su vücutta tutulur ve böylece sıvı dengesinin korunması sağlanır. Vücudun Sıvı Dengesi Kaybedilen sıvı, alınan sıvıdan fazla olduğunda susuzluk görülür. Susuzluk yeterince su içmemek, çok terlemek, kusmak ya da diyare (ishal) sonucu olabilir. Susuzluk kanın osmotik basıncında değişikliklere neden olur. Yani kanın sıvı miktarı azalarak yoğunluğu artar. Artan osmotik basınç hipotalamustaki susama merkezini uyarır. Vücut su içmeye yönlendirilir. Vücut Sıvılarındaki Elektrolitler Vücut sıvıları içinde erimiş hâlde bulunan ve elektrik iletebilme özelliğine sahip olan madensel tuz çözeltilerine elektrolit denir. Pozitif yüklü iyonlara katyon, negatif yüklü iyonlara ise anyon adı verilir. 5

Vücut Sıvılarındaki Elektrolitler Elektrolitlerin görevleri Sıvı ve elektrolitler hücre zarından ozmos ve aktif taşınma yoluyla geçerler. Hücre zarından sıvı geçişini hücre içi ve dışındaki elektrolit yoğunluğu (ozmolarite) belirler. Ozmolarite; bir litre suda çözünmüş partikül sayısıdır. Suyun geçişi ozmolaritesi fazla olan yöne doğru olur. Elektrolitlerin görevleri: Vücut sıvılarına gerekli olan yoğunluğu kazandırarak osmotik basıncı ayarlar. Vücut sıvılarının hücre içine ve hücre dışına dağılımını sağlar. Hidrojen (H+) iyonunun dengesini ve böylece asit baz dengesini (ph) sağlar. Nöromusküler faaliyetleri sağlar. Örneğin; elektrolitler sinir uyarılarının iletilmesinde rol oynarlar. Asit Baz Dengesi Homeostasisin (vücudun iç dengesi) sağlanması için sıvı ve elektrolit dengesinin sağlanması yanında asit baz dengesinin sağlanması da oldukça önemlidir. Vücut sıvılarındaki hidrojen iyonu (H+) konsantrasyonunun düzenlenmesine asit baz dengesi denir. Vücut sıvılarında çok az miktarda H+ iyonu bulunmasına rağmen H+ iyonu konsantrasyonundaki çok küçük değişiklikler bile enzimatik reaksiyonları ve fizyolojik olayları etkiler. Sağlıklı bir yaşam için organizmanın asit miktarının yani H+ iyonlarının dengede tutulması gerekir. Asit Baz Dengesi Herhangi bir sıvıdaki hidrojen yoğunluğu aynı zamanda sıvıdaki asitin yoğunluğunu gösterir. Buna karşın sıvıdaki hidrojensiz iyonlarının yoğunluğu baz yoğunluğunu gösterir. Bu nedenle sıvılardaki hidrojenli iyonlar asit, hidrojensiz iyonlar ise baz özelliğindedir. Sıvılardaki asit ve baz iyonlar birbirini sayısal olarak dengeleyerek etkisizleştirir, yani nötr olur. Sıvılardaki asit ve bazın birbirini nötrleştirdiği sınır değere ph denir. Asit Baz Dengesi Asit Baz Dengesi Bir eriyiğin asitlik derecesi o eriyiğin içindeki H+ iyonu miktarı ile ölçülür. Solüsyonların H+ iyonu yoğunlukları ph ile ifade edilir. Buradaki p (power) güç anlamına gelir. H ise hidrojen iyonudur. Bu nedenle ph sıvıdaki hidrojen iyonlarını nötrleştiren dengeleme gücüdür. 6

Suda çözündüklerinde H+ iyonu veren maddelere asit denir. Suda çözündüklerinde OH- (hidroksil) taşıyarak H+ iyonu alan maddelere ise baz adı verilir. Total ph ölçeği 0 ile 14 arasında değişir. Asit ve baz değerlerinin toplamı 14 tür. ph ölçeği Suyun ph ı 7 yani nötrdür. ph ı 7 den küçük alan eriyikler asit, ph ı 7 den büyük olan eriyikler ise baz yani alkalendir. Vücut sıvılarının ph ı hafif alkalidir. Kanın ph ı ortalama olarak 7,40 olarak kabul edilir. Arteriyel kanın (atardamarlardaki temiz kan) ph ı 7,45 venöz kanın (toplardamarlardaki kirli kan) ise 7,35 tir. ph ölçeği Asidoz ve Alkaloz Kan ph ın; 6,9 (asidoz) veya 7,8 (alkaloz) olması ağır hastalık tablolarını gösterir. Asidoz : hücre dışı sıvıda H+ iyonu konsantrasyonunun artması yani ph değerinin düşmesi hâlinde ortaya çıkan tablodur. Alkaloz: hücre dışı sıvıda H+ iyonu konsantrasyonunun azalması yani ph değerinin yükselmesi hâlinde ortaya çıkan tablodur. Kan ph ı Asit Baz Dengesini Sağlayan Sistemler Hücre metabolizması sonucunda vücutta bazı atık maddeler ve asitler açığa çıkarak kan ph değerinde değişikliklere neden olur. Vücutta bu asitlerin nötralize edilerek ve atılarak ph değerinin dengede tutulması birtakım kimyasal tampon sistemleri, akciğerler ve böbrekler tarafından sağlanır. Vücut Sıvılarının Kimyasal Asit Baz Tampon Sistemleri Vücut sıvılarında bulunan kimyasal tampon sistemleri, H+ iyonu konsantrasyonunda bir değişiklik meydana geldiğinde kısa sürede reaksiyona girer. Bu tampon sistemler, H+ iyonlarının vücuttan atılmasını engelleyerek vücut sıvılarında fazla bulunan asit ve alkali maddelerle birleşir. Böylece bu maddeleri kendilerine bağlı tutarak meydana gelen dengesizliği düzeltmeye çalışır. Bu tampon sistemler: Bikarbonat tampon sistemi Fosfat tampon sistemi Protein tampon sistemi Hemoglobin tampon sistemi Asit Baz Dengesizliklerinde Ortaya Çıkan Durumlar Organizmada vücut sıvılarının asit baz dengesinin devamında rol oynayan böbrekler, akciğerler ve diğer tampon sistemleri çeşitli nedenlerle işlevlerini yapamadıkları zaman H+ iyonu konsantrasyonunda dengesizlikler ortaya çıkar. Bunlar : Solunumsal asidoz Solunumsal alkaloz Metabolik asidoz Metabolik alkaloz 7

Asit baz dengesizliklerinde meydana gelen değişiklikler Solunumsal asidoz :Solunum merkezinin duyarlılığının azalması ile ortaya çıkan yavaş solunuma (hipoventilasyon) bağlı olarak kandaki CO2 in artması sonucu gelişir. Solunumsal alkaloz :Solunum merkezinin uyarılması ile ortaya çıkan solunum sayısı ve derinliğinin artmasına (hiperventilasyon) bağlı olarak kandaki CO2 in azalması sonucu gelişir. Metabolik asidoz :Plazma bikarbonat düzeyindeki azalmayla birlikte H+ iyonu artışına bağlı olarak ph düşüklüğüyle belirlenen asit baz dengesi bozukluğudur. Metabolik asidoz, tedavi edilmemiş şeker hastalığında olduğu gibi metabolizma olayları sırasında kuvvetli asitlerin oluştuğu durumlarda plazma bikarbonat (HCO3-) miktarının düşmesi sonucu gelişebilir. Metabolik alkaloz :Kanda bikarbonat (HCO-3) miktarının artması ya da H+ iyonlarının kaybına bağlı olarak ortaya çıkar (peptik ülserli hastaların aşırı alkali madde (karbonat gibi) alması, kusma ile aşırı asit kaybı vb.). 8