Akut mezenter iskemide plazma D-dimer düzeyleri ve biyokimyasal parametrelerin zamana bağlı değişimi: deneysel çalışma



Benzer belgeler
Akut Mezenter İskemi. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK

Akut Mezenterik İskemi Tanısında ve Akut Pankreatit ile Akut Kolesistitten Ayırıcı Tanısında D-Dimerin Önemi

İSKEMİK BARSAĞIN RADYOLOJİK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Ercan Kocakoç Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul

hs-troponin T ve hs-troponin I Değerlerinin Farklı egfr Düzeylerinde Karşılaştırılması

Mezenter İskemiyi Anlamak. Dr Ali Kemal Erenler

Kardiyopulmoner bypass uygulanacak olgularda insülin infüzyonunun inflamatuvar mediatörler üzerine etkisi


RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı

Mesenterik Vasküler Hastalıklar. Yrd. Doç. Dr. Abdullah OĞUZ

İzmir Atatürk Lisesi Dokuz Eylül Üniversitesi Denizli Tıp Fakültesi İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Genel cerrahi A.B.

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

KOLON VE İNCE BAĞIRSAĞIN NONTÜMÖRAL REZEKSİYON MATERYALLERİNDE TANIYA YAKLAŞIM. Dr. Armağan GÜNAL GATA Tıbbi Patoloji AD - Ankara

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR

Membranoproliferatif Glomerülonefriti Taklit Eden Trombotik Mikroanjiopatili Bir Olgu

İatrojenik Bilateral İliak Arter Komplikasyonunda Başarılı Hibrit Tedavi

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi

Nesrullah AYŞİN 1, Handan MERT 2, Nihat MERT 2, Kıvanç İRAK 3. Hakkari Üniversitesi, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu, HAKKARİ

DÖNEM IV 3. GRUP DERS PROGRAMI

27/04/16. Sunu Planı YANIKLI NON-SEPTİK HASTADA VOLÜM REPLASMANI. Patofizyoloji. Patofizyoloji. Yanık tipleri Patofizyoloji Volüm Replasmanı

Göğüs Ağrısı Olan Hasta. Dr. Ö.Faruk AYDIN /

Amikasin toksisitesine bağlı deneysel akut böbrek hasarı modelinde parikalsitol oksidatif DNA hasarını engelleyebilir

¹GÜTF İç Hastalıkları ABD, ²GÜTF Endokrinoloji Bilim Dalı, ³HÜTF Geriatri Bilim Dalı ⁴GÜTF Biyokimya Bilim Dalı

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler

Periferik arter hastalıklarının tanısını ve yaklaşım stratejilerini öğrenecek.

Çocukluk çağı özofajitleri: Eozinofilik Özofajit...? Reflü Özofajit...?

Toraks Travmalarında Hasar Kontrol Cerrahisi Teknikleri

TAURİNİN İSKEMİ REPERFÜZYON HASARINDA MMP-2, MMP-9 VE İLİŞKİLİ SİNYAL İLETİ YOLAĞI ÜZERİNE ETKİLERİ

Kırım Kongo Kanamalı Ateş hastalarında ağırlık ve ölüm riskinin tahmininde plazma cell-free DNA düzeyinin önemi

VIII. FAKTÖR XII EKSİKLİĞİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU BÖLÜM ULUSAL TANI VE TEDAVİ KILAVUZU 2013

Miyokard. Miyokard infarküsünde (Mİ) EKG değişim süreçlerini öğrenmek. Ayırıcı tanıları yapmak. Spesififik patolojilerde EKG ile Mİ yi tanımak

PERİFERİK ARTER HASTALIKLARINDA SEMPTOMLAR. Dr. İhsan Alur Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD, Denizli

Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi / Patoloji A:B:D

Behçet Hastalığı Son II Yıl Damar Tutulumu ve Tedavisi

Kimyasal Sistit Modelinde Human Chorionic Gonadotropinin Etkisi

Plasenta ilişkili gebelik komplikasyonları ve trombofili. Dr. Kadir Acar Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Erişkin Hematoloji BD.

Arteriyel Switch Ameliyatı Yapılan Yenidoğanlarda Serum C-Reaktif Proteinin cut-off Değerleri

Dev Karaciğer Metastazlı Gastrointestinal Stromal Tümör Olgusu ve Cerrahi Tedavi Serüveni

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr.

Periferik Vasküler Hastalıklarda Kanıta Dayalı Yaklaşım

Takiplerde hastalarda hangi özelliklere dikkat edilmesi gerektiğini

4. SINIF GENEL CERRAHİ STAJ PROGRAMI

PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA AKIM ARACILI DİLATASYON VE ASİMETRİK DİMETİLARGİNİN MORTALİTEYİ BELİRLEMEZ

Acil Serviste Bilgisayarlı Tomografi Kullanımı. Doç. Dr. M. Ruhi Onur Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji ABD

Yenidoğan Sepsisi Tanı ve Tedavisinde Son Gelişmeler

Sepsis Hastalarının Yoğun Bakımdan Servise Taburculukta ph, LDH ve Kalp Hızının Sistematik Değerlendirilmesi

ACİL CERRAHİ GİRİŞİM GEREKTİREN ENDOKRİN PATOLOJİLER: ERKEN TANI & HIZLI TEDAVİ

Kalp ve Damar Cerrahisi. Anabilim Dalı

Akut Koroner Sendromlar ve Güncel Yaklaşım. Yrd.Doç.Dr. Hasan Büyükaslan Harran üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp A.D.

KPR SIRASINDA TROMBOLİTİK TEDAVİ. Dr ERTAN SÖNMEZ ACİL TIP A.B.D

06 Şubat Nisan SAAT P a z a r t e s i S a l ı Ç a r ş a m b a P e r ş e m b e C u m a

Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi

Mustafa Kemal YILDIRIM*, Tülay TUNÇER PEKER*, Dilek KARAASLAN*, Betül MERMİ CEYHAN**, Oktay PEKER***

BİRİNCİ BASAMAKTA AKILCI LABORATUVAR KULLANIMI

SAAT P a z a r t e s i S a l ı Ç a r ş a m b a P e r ş e m b e C u m a. Pre-Operatif Hastaların Genel Değerlendirilmesi Yrd.Doç.Dr.

Fibrinolytics

Kronik Pankreatit. Prof. Dr.Ömer ŞENTÜRK KOÜ Gastroenteroloji, KOCAELİ

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

Kronik Hipotansif Diyabetik Hemodiyaliz Hastalarında Midodrin Tedavisinin Etkinliği

Akış: Organ İskemilerinin Erken Tanısında Yeni Bir Uygulama: Laser Speckle Görüntüleme

17 Nisan Haziran SAAT P a z a r t e s i S a l ı Ç a r ş a m b a P e r ş e m b e C u m a

GIS Perforasyonları. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK-2012

CİDDİ KOMORBİDİTESİ OLAN SEMPTOMATİK PRİMER HİPERPARATİROİDİLİ HASTALARDA RADYOFREKANS ABLASYON SONUÇLARI

GENEL CERRAHİ MORTALİTE-MORBİDİTE Ş. ÖZER (MODERATÖR) Şok A. TEKİN Şok A. TEKİN

Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi

Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi

Tiroidektomi Sonrası Hipokalsemi Gelişiminde İnsidental Paratiroidektominin, Hastaya Ait Özelliklerin ve Cerrahi Yöntemin Etkilerinin İncelenmesi

AKUT MEZENTERİK İSKEMİNİN ERKEN TANISINDA D-DİMER VE L-LAKTAT DÜZEYLERİNİN YERİ: DENEYSEL ÇALIŞMA

Diyaliz hastalarında morbidite ve mortalite oranı genel populasyondan kat daha yüksektir.*

PANKREAS ANATOMİ VE FİZYOLOJİSİ

Akut Apandisit Tanısal Yaklaşımlar

IX. BÖLÜM KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

DÖNEM IV DERS PROGRAMI

Farklı deneysel septik şok modellerinde bulgularımız. Prof. Dr. Alper B. İskit Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı

Radyasyon Koliti Oluşturulmuş Sıçanlarda Ghrelinin Barsak Anastomozu Üzerine Etkisi Dr. Ebubekir Gündeş

Epstein-Barr virüs enfeksiyonlarında trombosit parametrelerinin değerlendirilmesi

Malnutrisyon ve İnflamasyonun. Hasta Ötiroid Sendromu Gelişimine imine Etkisi

Acil Serviste Hipertansif Hastaya Yaklaşım

SAĞ VE SOL KOLON YERLEŞİMLİ TÜMÖRLER: AYNI ORGANDA FARKLI PATOLOJİK BULGULAR VE MİKROSATELLİT İNSTABİLİTE DURUMU

Y.Ü. DENEY HAYVANLARI ETİK KURULU BAŞVURU FORMU

Acil Serviste NSTEMI Yönetimi. Dr. Özer Badak

YAŞLILARDA KARIN AĞRISI

Kalp cerrahisi sonrası yüksek laktat nedenleri HEPATORENAL SENDROM MU?

Tiroid Cerrahisinde Nöromonitorizasyonun Rekürren Laringeal Sinir Hasarı Oranına Etkisi

Tedavi. Tedavi hedefleri;

ÖĞRETĠM YILI KALP DAMAR CERRAHĠ ANABĠLĠM DALI SEMĠNER PROGRAMI

Hemodiyaliz Hastalarında Serum Visfatin Düzeyi İle Kardiyovasküler Hastalık Ve Serum Biyokimyasal Parametreleri Arasındaki İlişki

Kolorektal Adenokarsinomlarda Tümör Tomurcuklanmasının Kolonoskopik Biyopsi ve Rezeksiyon Materyalleri Arasındaki Uyumu

ACS de yeni biyolojik markırlar MEHMET KOŞARGELİR HNH 2014-DEDEMAN

Naciye Sinem Gezer 1, Atalay Ekin 2

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır.

Eser Elementler ve Vitaminler

D VİTAMİNİ EKSİKLİĞİNİN TOTAL TİROİDEKTOMİ SONRASI HİPOKALSEMİ RİSKİ ÜZERİNE ETKİSİ

Postoperatif Noninfeksiyoz Ateş. Dr.Dilek ARMAN GÜTF Enfeksiyon Hastalıkları AD

2016 YILI GÖSTERGE YÖNETİMİ SORUMLULARI

İçerik AKUT APANDİSİT TANISINDA TESTLERİN DEĞERİ VE KULLANIMI. Testler. Öykü ve fizik muayene. Öykü

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Nefroloji BD Olgu Sunumu 24 Ekim 2017 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

HEMODİYALİZ HASTALARINDA PROKALSİTONİN VE C-REAKTİF PROTEİN DÜZEYLERİ NASIL YORUMLANMALIDIR?

AKUT BATIN da ANALJEZİ. Dr Mustafa ÇALIK GOP Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Transkript:

ARAŞTIRMA Gülhane Tıp Derg 2012; 54: 29-34 Gülhane Askeri Tıp Akademisi 2012 Akut mezenter iskemide plazma D-dimer düzeyleri ve biyokimyasal parametrelerin zamana bağlı değişimi: deneysel çalışma Yılmaz Yiğit (*), İbrahim Yetim (*), Akın Aydoğan (*), Orhan Veli Özkan (*), Ahmet Koç (**), Zafer Yönden (***) ÖZET Akut mezenter iskemi akut karına yol açan, tanıdaki gecikmeye bağlı prognozu oldukça kötü bir patolojidir. Bu çalışmada, D-dimer ve biyokimyasal parametrelerin akut mezenter iskemide zamana bağlı değişimlerini inceleyerek erken tanıda önemini araştırmayı amaçladık. Çalışmada Wistar-Albino cinsi kırk adet erkek rat dört gruba ayrıldı. Kontrol grubuna sadece laparatomi ve mezenter arter diseksiyonu yapıldı. Diğer gruplarda ise laparotomi ve süperiyor mezenter arter bağlanarak 2, 4 ve 6 saat süreyle iskemi oluşturuldu. Ratlardan D-dimer ve biyokimyasal parametrelerin serum düzeylerine bakmak için kan örnekleri alındı. Histopatolojik incelemede iskemi düzeylerini belirlemek için ileumdan örnek alındı. Kontrol grubu ile iki, dört ve altı saatlik iskemi grupları arasında D-dimer ve biyokimyasal parametrelerden alanin aminotransferaz, aspartat aminotransferaz, laktat dehidrogenaz, kreatin fosfokinaz ve fosfat açısından anlamlı farklılıklar bulundu (p<0.05). Alkalen fosfataz değerleri açısından anlamlı farklılık saptanmadı (p>0.05). İskemi süresi arttıkça D-dimer ve biyokimyasal parametre değerlerinin arttığı ve gruplar arasında anlamlı farklılık olduğu gözlendi (p<0.05). Histopatolojik incelemede, iskemi süresinin artışıyla paralel olarak, oluşan iskemik hasarın anlamlı düzeyde artıp derinleştiği saptandı. Daha ileri klinik ve deneysel çalışmalarla desteklendiği takdirde D-dimer ve biyokimyasal parametreler, akut mezenter iskeminin erken tanısında belirteç olarak faydalı olabilir. Anahtar kelimeler: Akut mezenterik iskemi, biyokimyasal parametreler, D-dimer, erken tanı SUMMARY Time-dependent variations in plasma D-dimer levels and biochemical parameters in acute mesenteric ischemia: an experimental study Acute mesenteric ischemia is a pathology leading to acute abdomen with a very poor prognosis when there is a delay in diagnosis. In this study we aimed to investigate the importance of D-dimer levels and biochemical parameters in early diagnosis of acute mesentheric ischemia by assessing time-dependent variations of these parameters. Forty Wistar-Albino male rats were divided into four groups. Only laparotomy and mesenteric arterial dissection were made in the control group. In the other groups laparotomy was performed, and ischemia was constituted for 2, 4 and 6 hours by ligating mesenteric artery. Blood samples were taken for measuring serum levels of D-dimer and biochemical parameters in rats. Intestinal tissue samples were obtained from ileum to assess the level of ischemia in histopathological examination. There were significant differences between the control and 2-, 4- and 6-hour ischemia groups regarding D-dimer levels and biochemical parameters such as alanine aminotransferase, aspartate aminotransferase, lactic dehydrogenase, creatine phosphokinase and phosphate (p<0.05). There was no statistically signifant difference with respect to alkaline phosphatase levels (p>0.05). D-dimer levels and biochemical parameters increased in correlation with the duration of ischemia, and there were significant differences between the groups (p<0.05). A significantly deeper ichemic injury was observed in correlation with the duration of ischemia in histopathologic examination. Measurement of D-dimer levels and some biochemical parameters studied in this study may be useful in the early diagnosis of acute mesenteric ischemia provided that our findings are supported with further clinical and experimental studies. Key words: Acute mesenteric ischemia, biochemical parameters, D-dimer, early diagnosis * Mustafa Kemal Üniversitesi Tayfur Ata Sökmen Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı ** Mustafa Kemal Üniversitesi Veteriner Fakültesi Histoloji Embriyoloji Anabilim Dalı *** Mustafa Kemal Üniversitesi Tayfur Ata Sökmen Tıp Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı Bu çalışma, XIII. Ulusal Kolon ve Rektum Cerrahisi Kongresi nde (Antalya, 18-22 Nisan 2011) sözlü bildiri olarak sunulmuştur Ayrı basım isteği: Dr. Akın Aydoğan, Mustafa Kemal Üniversitesi Tayfur Ata Sökmen Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı, 31100 Hatay E-mail: drakinay@yahoo.com Makalenin geliş tarihi: 14.04.2011 Kabul tarihi: 23.09.2011 Giriş Akut mezenterik iskemi (AMİ), cerrahi ve radyolojik tekniklerdeki ilerlemelere rağmen tanıda gecikmeye bağlı, mortalite oranları hala %70-90 gibi yüksek oranlarda devam eden bir patolojidir. AMİ, popülasyonda yaşlı, hikayesinde serobrovasküler ve kalp hastalığı, periferik arter hastalığı gibi eşlik eden hastalığı olan ve karın ağrısı, bulantı, kusma, kanlı dışkılama gibi özgün olmayan şikayetlerle başvuran kişilerde görülmektedir ve bu erken tanı ve tedavide güçüklere sebep olmaktadır. Prognozu oldukça kötü, tanı ve tedavisi acil olarak yapılması gereken bir patolojidir (1-3). AMİ de, mezenter arter tıkanmasının seviyesi, kollateral akımın oranı ve iskeminin süresi, bağırsak hasarını etkileyen en önemli faktörlerdir. İskeminin başlangıcından itibaren ilk 5-6 saatte bağırsak kan akımının yeniden sağlanması özellikle emboliye bağlı iskemilerde prognozu olumlu yönde etkilemektedir (3). Fizyolojik koşullarda vücutta koagülan ve antikoagülan sistem denge halindedir. Herhangi bir nedenle bu denge bozulduğunda fibrinolitik sistem aktive olur. (4) Pıhtılaşmada oluşan fibrin, plazminojen tarafından parçalanarak fibrin yıkım ürünlerine dönüştürülür. D-dimer, fibrin yıkım ürünlerinin, faktör 13 tarafından stabilize edilmesiyle oluşan son ürünlerden birisidir. D-dimer normal yara iyileşme sürecinde veya kan pıhtı oluşumunda üretilmektedir. Ancak D-dimer, pıhtılaşma patolojik olarak oluştuğunda da üretilerek trombotik olayların varlığını gösteren değerli bir belirteç haline gelir. Dissemine intravasküler koagülasyon, derin ven trombozu, pulmoner emboli, koroner kalp hastalığı ve venöz trombotik durumlarda D-dimer testi kullanılır (5). AMİ de mezenter damarlarında kan akımının yetersiz olmasının sonucunda oluşan hipoksi ve tam açıklanamayan mekanizmalarla bağırsak dışındaki hayati organlarda da hasar oluşmaktadır (6). Bu nedenle erken tanı koyduracak çeşitli parametreler araştırılmasına rağmen, özel bir belirleyici bulunamamıştır. 29

Bu çalışmada ratlarda süperiyor mezenterik arter (SMA) tıkanması oluşturularak plazma D-dimer düzeyleri ve ince bağırsaklarda iskeminin tetiklediği değişikliklerle alanin aminotransferaz (ALT), aspartat aminotransferaz (AST), alkelen fosfataz (ALP), laktat dehidrogenaz (LDH), kreatin fosfokinaz (CK) ve fosfor (P) düzeylerinin zamana bağlı değişimi araştırılmıştır. Gereç ve Yöntem Mustafa Kemal Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Histoloji Embriyoloji Anabilim Dalı ve Mustafa Kemal Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Biyokimya Laboratuvarlarında etik kurul onayı alınarak yapılan bu çalışmada, ağırlıkları 220-240 gr arasında değişen, Wistar-Albino cinsi 40 adet erkek rat kullanıldı. Ratlar deney gününe kadar 5 erli gruplar halinde rat kafeslerinde bekletilip aynı standart rat yemi ve su ile beslendi. Ratlar 18 saat açlık sonrası rastgele, her grupta on rat olacak şekilde dört gruba ayrıldı. Grup 1 (Kontrol grubu; n=10): Ameliyatın ve anestezik madde riskinin diğer gruplarla karşılaştırılması ve çalışmanın standardize edilmesi amacıyla oluşturuldu. Grup 2 (n=10): İki saatlik iskemik grup, Grup 3: (n=10): Dört saatlik iskemik grup, Grup 4 (n=10): Altı saatlik iskemik grup. Ketamin hidroklorid (50 mg/kg) ve ksilazin (5 mg/ kg) intramüsküler yolla uygulanarak genel anestezi oluşturuldu. Ratlara 4 cm lik orta hat kesisiyle laparotomi yapıldı. Grup 1 deki ratlarda sadece SMA diseke edildi. Diğer iskemi gruplarında her ratta SMA diseke edildi ve 3/0 ipek ile bağlanarak mezenter iskemi oluşturuldu. Mezenter iskeminin oluştuğu bağırsak renk değişikliği ve nabız alınamaması ile doğrulandı. İşlem sonrası sıvı ve ısı kaybını önlemek amacıyla iskemi gruplarındaki ratların batınları kapatıldı. Grup 1 de SMA diseke edildikten sonra, diğer iskemi gruplarındaki ratlarda ise iki, dört ve altı saatlik iskemi sonrası batınları tekrar açılarak intrakardiyak 3 cc kan alındı. Devamında ileoçekal valvin 5 cm proksimalinden 1.5 cm lik ileum segmenti histopatolojik inceleme için rezeke edildi. Ratlar deney sonunda intrakardiyak kan alınarak hipovolemik şok oluşturulup sakrifiye edildi. Biyokimyasal inceleme: Bütün ratlardan alınan kan örnekleri dakikada 2500 rpm ile on dakika santrifüje (Eppendorf centrifuge 5702 R, Germany) edildikten sonra, plazma D-dimer (MDA II, BioMerieux, Durham, NC), ALT, AST, ALP, LDH, CK ve P düzeylerine (Beckman Coulter Synchron LX20, Germany) bakıldı. Histopatolojik inceleme: Alınan patoloji materyalleri, %10 formaldehid tespitinden sonra doku takibine alındı. Parafin bloklarından hazırlanan kesitler piyeslerin hangi gruplardan alındığını bilmeyen aynı patolog tarafından hemotoksilen-eozin ile boyandı. Boyama sonrası ışık mikroskobu ile incelendi. İskemi düzeyi, 0 dan 4 e kadar derecelendirildi: Grade 0: Normal mukoza. Grade 1: Mukozada fokal deskuamasyon ve konjesyonun olduğu hafif iskemi. Grade 2: Mukozada yaygın deskuamasyon ve konjesyon. Grade 3: Müskülaris mukozayı geçen iskemi ve submukozada konjesyon. Grade 4: Submukozada ağır iskemi, konjesyon ve belirgin nekroz olarak belirlendi. İstatistiksel değerlendirmeler, SPSS 13.0 (SPSS, Chicago, Illinois, USA) bilgisayar paket programı kullanılarak yapıldı. Normal dağılım göstermeyen parametrelerin gruplar arası karşılaştırmalarında Kruskal Wallis testi ve farklılığa neden olan grubun tespitinde Mann Whitney U test kullanıldı. Sonuçların sunumunda mediyan ve minimum-maksimum değerler kullanıldı. %95 lik güven aralığında, anlamlılık p<0.05 düzeyinde değerlendirildi. Bulgular Serum D-dimer düzeyinin mediyan değerleri kontrol grubunda 0.53 (0.33-1.02) µg/ml, 2 saatlik iskemi grubunda 0.61 (0.47-1.9) µg/ml, 4 saatlik iskemi grubunda 0.87 (0.43-1.59) µg/ml, 6 saatlik iskemi grubunda ise 0.91 (0.68-1.16) µg/ml idi. Dört grup D-dimer değerleri açısından farklı bulundu (p=0.008). İki ile dört saatlik iskemi grupları ve dört ile altı saatlik iskemi grupları karşılaştırıldığında, D-dimer değerleri açısından birbirine benzer bulundu. İki ile altı saatlik iskemi grupları karşılaştırıldığında, altı saatlik iskemi grubunda D-dimer değerlerinin arttığı gözlendi (p=0.004). Serum ALT, AST, LDH, P, CK düzeylerinin tüm iskemi gruplarında kontrol grubuna göre anlamlı olarak arttığı görüldü (p=0.001). Serum AST, LDH, CK zamana bağlı anlamlı olarak artmasına rağmen (p<0.05), serum ALT, P değerlerinin zamana bağımlı anlamlı artış göstermediği saptanmıştır (p>0.05). İki ile altı saatlik iskemi grupları karşılaştırıldığında altı saatlik iskemi grubunda AST değerlerinin daha 30 Mart 2012 Gülhane Tıp Derg Yiğit ve ark.

yüksek olduğu görüldü (p=0.008). İki ile altı ve dört ile altı saatlik iskemi grupları karşılaştırıldığında altı saatlik iskemi grubunda LDH ve CK değerlerinin arttığı gözlendi (p=0.001). İki, dört ve altı saatlik iskemi grupları karşılaştırıldığında, gruplar ALT ve P değerleri açısından birbirine benzerdi (p>0.05) (Tablo I). Histopatolojik olarak yapılan değerlendirmede iskemi süresinin artışıyla paralel olarak, oluşan patolojik hasarın gözlemle anlamlı düzeyde arttığı saptanmıştır (Şekil 1, Tablo II). Tartışma AMİ mezenterik damarların kan akımındaki ani yetersizlik sonucu ortaya çıkan, hayatı tehdit eden, akut karına yol açan bir hastalıktır (7). AMİ nin en sık nedeni SMA in veya dallarının embolisi olup, en fazla görülen klinik şeklidir (8). Bağırsak hasarını belirleyen en önemli etkenler mezenterik arter tıkanmasının düzeyi, kollateral akımın oranı ve iskemiye maruz kalınan süredir. İntestinal iskemi, geri dönebilen hafif değişikliklerden, total nekroz ve gangrene kadar ilerleyebilen geniş bir klinik ve patolojik aralıkta görülebilir. Yapılan deneysel çalışmalarda, SMA oklüze edildikten sonra bağırsak tabakaları içerisinde iskemiye en duyarlı tabaka olan mukozada, yapısal değişikliklerin on dakika içinde başladığı bildirilmektedir (4). Submukozadaki nekroz ve ödem gibi lezyonlar rejenerasyon ile düzelebilmesine rağmen, nekrozun müsküler ve serozal tabakalara ulaşması durumunda tam kat nekrozu takiben perforasyon veya peritonit meydana gelebilir (4). Bu yüzden erken tanı konulmasıyla vasküler görüntüleme yöntemleri, vasküler cerrahi ve yoğun bakım desteğiyle iskemik bağırsak hastalıklarının prognozunda belirgin düzelmeler sağlanabilir. AMİ nin tanısı, ayırıcı tanıda yer alan peptik ülser, bağırsak tıkanması, kolelitiyazis komplikasyonları, akut pankreatit, akut apandisit, inflamatuvar bağırsak hastalığı gibi durumların ekarte edilmesinden sonra konur. Prognozunda en önemli faktörler, erken tanı ve bağırsak duvarında geri dönüşümsüz hasar olmadan uygun tedavidir (9,10). Ayırıcı tanıda yer alan hastalıkların çokluğu erken tanınmada zaman kaybına ve kesin tanının gecikmesine neden olmaktadır (9). AMİ nin tanısında kullanılan en eski belirteç serum P düzeyidir (11). Jamieson ve ark.nın bu çalışmasında serum P düzeylerinin iskemi gruplarında anlamlı olarak yüksek olduğu, ancak zamana bağımlı olarak artış göstermediği saptanmıştır (11). Bu sebeple AMİ de tanı ve prognozu tespit etmek için yeni belirteç arayışları devam etmektedir. Bu amaçla yapılan çalışmalarda koagülasyon sisteminin aktivasyonuyla değeri yükselen D-dimer araştırılmaktadır. Pulmoner embolizm ve derin ven trombozunda uzun süreden beri tanıda faydalı bir belirteç olduğu kabul edilmiştir (12,13). Fakat arteriyel trombotik durumlarda daha ileri çalışmalara ihtiyaç vardır. Acosta ve ark.nın yaptığı çalışmada AMİ şüphesiyle başvuran hastalarda D-dimerin ayırıcı tanıda faydalı bir belirteç olduğu gösterilmiştir (14). Özefagus varislerinin tedavisinde Tablo I. Plazma D-dimer ve biyokimyasal parametrelerin mediyan sonuçları (minimum-maksimum değerler) Parametreler Kontrol grubu 2 saatlik iskemi grubu 4 saatlik iskemi grubu 6 saatlik iskemi grubu p değeri D-dimer (µg/ml) 0.53 (0.33-1.02) 0.61 (0.47-1.9) 0.87 (0.43-1.59) 0.91 (0.68-1.16) 0.008 AST (U/l) 243.45 (20-1025) 420.43 (322.9-501) 519. 34 (262.7-939.4) 703.48 (247-984.72) 0.001 ALT (U/l) 41 (32-163) 180 (97-302) 206 (99-327) 261 (158-475) 0.001 ALP (U/l) 103.5 (63-199) 136 (107-193) 120 (82-228) 150 (82-209) 0.38 LDH (U/l) 4002.5 (823.1-4050) 4007.5 (2734-4150) 4075 (2566-4300) 7075 (6500-7450) 0.001 P (mg/dl) 7.05 (4-10.1) 8.6 (5.4-13) 12.15 (7.96-13) 12.5 (7.7-14) 0.001 CK (U/l) 3084 (1018-6020) 6050 (3681-6150) 6125 (6000-6400) 7150 (6800-8100) 0.001 Tablo II. Histopatolojik değerlendirme Kontrol 2. saat 4. saat 6. saat Histopatolojik inceleme Normal mukoza Mukozada fokal deskuamasyon ve konjesyonun olduğu hafif iskemi Mukozada yaygın deskuamasyon ve konjesyon Müskülaris mukozayı geçen iskemi ve submukozada konjesyon. Submukozada ağır iskemi, konjesyon ve belirgin nekroz olarak belirlendi Cilt 54 Sayı 1 Akut mezenter iskemi 31

A B C D Şekil 1. Histopatolojik inceleme (hemotoksilen eozin). A. Kontrol grubu: normal mukoza (Grade 0). B. İki saat iskemi sonrası: villus apeksinde çok az subepitelyal konjesyon (Grade 1). C. Dört saat iskemi sonrası: villus apeksinde ve villus tabanına yayılan subepitelyal konjesyon, villusta ülserasyon, lamina propriada dilate kapillerler (Grade 2-3). D. Altı saat iskemi sonrası: lamina propriada belirgin hemoraji ve ülserasyon (Grade 4) trombin embolizasyonunun yapıldığı klinik çalışmada ve SMA in bağlanmasıyla yapılan deneysel çalışmada D-dimerin erken dönemde yükseldiği saptanmıştır (15,16). Bunun aksine D-dimer düzeylerinin arter oklüzyonu ile artmadığını, ancak özellikle deneysel çalışmalarda yapılan işlemler sonucu, cerrahi, travma ve intramüsküler enjeksiyonla arttığını bildiren çalışmalar da mevcuttur (17,18). Ayrıca Chiu ve ark.nın AMİ şüphesi ile takibe aldıkları 67 hastanın 23 ünde bu tanı doğrulanmış, 44 ünde ise tablonun farklı sebeplere bağlı olduğu görülmüştür (19). Hastaların D-dimer değerleri karşılaştırıldığında AMİ li ve diğer hastalar arasında anlamlı sonuca ulaşılamamıştır. Bununla birlikte yapılan başka bir klinik çalışmada AMİ nin akut pankreatit ve akut kolesistitten ayırıcı tanısında plazma D-dimer konsantrasyonunun ölçümünün yararlı olabileceği belirtilmiştir. Deneysel çalışmaların bire bir klinik çalışmaları yansıtamamasından ve AMİ nin ayırıcı tanısında yer alan hastalıkların çeşitliliğine bağlı olarak, D-dimerin eşik değerinin kantitatif olarak belirlendiği ve diğer ayırıcı tanıda yer alan hastalıkların kontrol grubuna katıldığı daha geniş serili çalışmalara ihtiyaç olduğu görülmektedir. Ancak Acosta ve ark. ile (5,14), Kurt ve ark.nın (1) çalışmalarında D-dimer ın AMİ deki düzeyleri anlamlı bulunmuştur. Bizim çalışmamızda da D-dimer dü- 32 Mart 2012 Gülhane Tıp Derg Yiğit ve ark.

zeyleri iskemi grubunda, kontrol grubuna göre daha yüksek bulunmuş ve zamana bağlı olarak artmıştır. Histopatolojik olarak yapılan değerlendirmelerde de iskemiye bağlı hasarın zamanla arttığı gözlenmiştir. Kontrol grubundaki D-dimer düzeyi cerrahi uygulama ve buna bağlı doku hasarına bağlandı. Bu yüzden daha ileri çalışmalarla AMİ düşünülen hastalarda D-dimer için normal kabul edilebilecek değerler ortaya konmalı ve iskemik hasar düzeyine göre eşik değerler hesaplanmalıdır. İskemi devam ettiği sürece fibrinolitik sistemin aktive olmasıyla D-dimer düzeylerinde yükseklik devam etmektedir. Mezenter iskemide oluşan hepatosellüler hasara bağlı, karaciğer enzimlerinde normal değerlerine göre artış olmaktadır. İskemiden sonra, AST ve ALT nin yükseldiği, fakat bu artışların iskemiyi erken dönemde tanımakta yeterli duyarlılıkta olmadığı gösterilmiştir. İnfarktüs oluşunca LDH değerlerinin seçiciliği daha fazla olarak kullanılabilir. ALP nin hem ince bağırsak, hem de kolonda iskemi oluştuğunda yükseldiği, ancak özgün olmayan bu yüksekliğin tanı için yeterli bir bulgu olmadığı bildirilmektedir. İskemide en fazla yükselen enzim CK olup, infarktüs oluşumundan önceki erken dönemde de tanıya yardımcı olacak faydalı bir laboratuvar incelemesidir. CK düzeyleri mezenter iskemide 24 saat sonra artış göstermektedir. Mezenter iskemide 3 saat geçtikten sonra öncelikle düz kas hasarını gösteren CK nın alt türü olan CK- BB de yükselme olmaktadır. AMİ de deneysel olarak yapılan çalışmada ALT, AST, ALP, LDH, CK ve fosfor düzeyleri değerlendirilmiş ve antioksidan olan E vitamininin hücre hasarını önlemedeki etkinliği araştırılmıştır (6). Bu çalışmaya göre, intestinal iskemide ALT, AST, ALP, LDH, CK ve fosfor düzeylerinin arttığı, ancak bu parametrelerin hiçbirisinin AMİ ye özel parametreler olmamasına rağmen tanıda kullanılabilecek belirteçler olduğu gösterilmiştir (6). Bizim yaptığımız çalışmada da serum ALT, AST, LDH, P ve CK düzeylerinin tüm iskemi gruplarında kontrol grubuna göre anlamlı olarak arttığı görüldü. Serum AST, LDH, CK zamana bağlı anlamlı olarak artarken, serum ALT, P değerlerinin zamana bağımlı anlamlı artış göstermediği saptanmıştır. Bu durumda, ALT, AST, CK nın serum düzeylerinin erken dönemde tanıyı destekleyici belirteçler olabileceği düşünüldü. AMİ nin erken tanısına yönelik olarak yapılan en eski çalışmalarda serum inorganik fosforunda yükselmeler saptanmıştır. İntestinal iskemide, hücre içi Cilt 54 Sayı 1 fosfatın dolaşıma karışması, böbreklerden atılımının azalması ve karaciğerden temizlenmesinin azalması sonucu kan fosfat düzeyleri yükselir. Ayrıca bağırsakta bulunan fosfor bağırsak villuslarındaki serbest kenar hücrelerinde en yüksek orandadır ve mezenterik iskemi sonucu oluşan hasardan ilk etkilenen bu hücrelerdir. Hücre hasarı sonucu ekstrasellüler mesafeye geçen fosfor, serumda artmış olarak görülmektedir, Serum fosfat düzeyleri iskemi sonrası 4-12 saatler arası belirgin olarak yükselmektedir. Bizim çalışmamızda da fosfat düzeyi 6. saatte anlamlı olarak artış göstermiştir. Ancak, bu artış saptandığında genellikle iskemi hasarı ilerlemiş olup, mortaliteyi azaltmak için geç kalınmaktadır. Lores ve ark. da AMİ de serum fosforundaki yükselmenin kötü prognozu gösterdiğini vurgulamışlardır (21). Sonuç olarak daha ileri klinik ve deneysel çalışmalarla desteklendiği takdirde D-dimer ve bu çalışmada araştırılan biyokimyasal parametrelerin, AMİ nin erken tanısını destekleyici belirteçler olarak faydalı olacağı kanaatindeyiz. Kaynaklar 1. Kurt Y, Akin ML, Demirbas S, et al. D-dimer in the early diagnosis of acute mesenteric ischemia secondary to arterial occlusion in rats. Eur Surg Res 2005; 37: 216-219. 2. Gunduz A, Turkmen S, Turedi S, et al. Time-dependent variations in ischemia-modified albumin levels in mesenteric ischemia. Acad Emerg Med 2009; 16: 539-543. 3. Chang RW, Chang JB, Longo WE. Update in management of mesenteric ischemia. World J Gastroenterol 2006; 28: 243-247. 4. Altinyollar H, Boyabatli M, Berberoğlu U. D-dimer as a marker for early diagnosis of acute mesenteric ischemia. Thromb Res 2006; 117: 463-467. 5. Acosta S, Nilsson TK, Björck M. Preliminary study of D- dimer as a possible marker of acute bowel ischaemia. Br J Surg 2001; 88: 385-388. 6. Uncu H, Uncu G, İlçöl Y, Aker Y. Diagnosis of intestinal ischemia by measurement of serum phosphate and enzyme changes and the effectiveness of vitamin E treatment. Turk J Gastroenterol 1999; 10: 272-275. 7. Acosta-Mérida MA, Marchena-Gomez J, Cruz-Benavides F, et al. Predictive factors of massive intestinal necrosis in acute mesenteric ischemia. Cir Esp 2007; 81: 144-149. 8. Cameron JL. Güncel Cerrahi Tedavi. In: Ergüney S, Çiçek Y (Çeviri eds). İstanbul: Avrupa Tıp Kitapçılık, 2001: 151-154. 9. Akyildiz H, Akcan A, Oztürk A, Sozuer E, Kucuk C, Karahan I. The correlation of the D-dimer test and biphasic computed tomography with mesenteric computed tomography angiography in the diagnosis of acute mesenteric ischemia. Am J Surg 2009; 197: 429-433. Akut mezenter iskemi 33

10. Herbert GS, Steele SR. Acute and chronic mesenteric ischemia. Surg Clin North Am 2007; 12: 1115-1134. 11. Jamieson WG, Taylor BM, Troster M, Durand D. The significance of urine phosphate measurements in the early diagnosis of intestinal infarction. Surg Gynecol Obstet 1979; 148: 334-338. 12. Kulacoglu H, Kocaerkek Z, Moran M, et al. Diagnostic value of blood D-dimer level in acute mesenteric ischaemia in the rat: an experimental study. Asian J Surg 2005; 28: 131-135. 13. Bruinstroop E, Van de Ree MA, Huisman MV. The use of D-dimer in specific clinical conditions: a narrative review. Eur J Intern Med 2009; 20: 441-446. 14. Acosta S, Nilsson TK, Björk M. D-dimer testing in patients with suspected acute thromboembolic occlusion of the superior mesenteric artery. Br J Surg 2004; 9: 991-994. 15. Schoots IG, Levi M, Roossink EH, Bijlsma PB, Van Gulik TM. Local intravascular coagulation and fibrin deposition on intestinal ischemia-reperfusion in rats. Surgery 2003; 133: 411-419. 16. Suehiro A, Koyama T. Clinical usefulness of the measurement of plasma D-dimer levels. Rinsho Byori 1991; 39: 694-700. 17. Acosta S, Nilsson TK, Berqqvist D, Bjork M. Activation of fibrinolysis and coagulation in non-occlusive intestinal ischaemia in a pig model. Blood Coagul Fibrinolysis 2004; 15: 69-76. 18. Polat C, Dervişoğlu A, Amanvermez R ve ark. Progresif intestinal iskemide D-dimer düzeyleri: ratlarda deneysel bir çalışma. Turkiye Klinikleri J Cardiovac Sci 2010; 22: 7-11. 19. Chiu YH, Huang MK, How CK, et al. D-dimer in patients with suspected acute mesenteric ischemia. Am J Emerg Med 2009; 27: 975-979. 20. Hot S. Akut mezenterik iskeminin tanısında D-dimerin önemi. İstanbul: Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Uzmanlık Tezi. 2006. 21. Lores ME, Cañizares O, Rosselló PJ. The significance of elevation of serum phosphate levels in experimental intestinal ischemia. Surg Gynecol Obstet 1981; 152: 593-596. 34 Mart 2012 Gülhane Tıp Derg Yiğit ve ark.