KIZLARIMIZ KURTULMADAN TÜRKİYE KURTULMAZ! Prof. Dr. Hasan Şimşek İstanbul Kültür Üniversitesi (www.hasansimsek.net) 11 Mayıs 2014 İçinde bulunduğumuz zaman dilimi itibariyle ve biriktirdiğimiz entelektüel deneyim ve bilimsel verilerle sabit olan bir gerçek var: Toprak, para, madenler, stratejik konum, kültür ve gelenekler, sahip olunan teknoloji ve makine parkı gibi sermaye unsurlarının hepsi bir yana, kalkınma ilerleme, zenginleşme ve daha müreffeh bir gelecek için bir ulusun sahip olduğu en önemli sermaye insan sermayesidir. Bu gerçek ekonomistler tarafından 1950 lerde keşfedilmiştir ve günümüze kadar bu veriyi güçlendiren başka kanıtlar da bulunmuştur. 1950 lerde keşfedilen bu veriyi dikkate alarak insan sermayesinin geliştirilmesini stratejik bir alan olarak öncelikleri arasında alan ve bu alana yatırım yapan uluslar son 30-40 yıl içinde hızlı bir kalkınma ivmesiyle dikkatleri üzerlerine çekmiştir. Bunlar arasında Asya Kaplanları olarak bilinen Çin, Hong Kong, Tayvan, Singapur, Güney Kore en başlarda yer alır. Bu ülkeler 1950 ve 1960 larda Türkiye den çok daha kötü ekonomik göstergelere sahipken bugün ekonomik ve toplumsal gelişmişlik açısından Türkiye nin çok önündedir. 1990 larda köklü bir rejim yıkımı yaşayan ve adeta yeniden kurulan eski Sosyalist Blok ülkelerinden bazılarının son yirmi yılda gösterdikleri ekonomik performans da Türkiye den daha iyidir. 27 Nisan 2014 tarihli 23 Nisan: Avrupa nın En Yoksul Çocuklarının Bayramı başlıklı yazımda Polonya, Romanya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan gibi eski Sosyalist Blok üyesi ülkenin çocuk yoksulluğu (-ki genel ulusal ekonomik performansın bir yansımasıdır) konusunda Türkiye den daha iyi durumda olduğunu yazmıştım. Bu ülkeler bugün gösterdikleri performansı Sosyalist dönemlerinden kalan iyi eğitilmiş insan sermayesine borçludurlar. Aynı nedenlerle bugün Rusya, yirmi yıl içinde Sosyalist dönemindeki eski gücüne tekrar ulaşmış ve ABD ye meydan okuyan küresel bir güç haline gelmiştir. Kısacası, iyi eğitilmiş ve donanımlı insan sermayesi Türkiye nin de tek çıkış yoludur. Bu yola bizi götürecek yegane araç ise bu tür insanı yetiştirecek bir eğitim sistemidir. Eğitim Page 1 of 14
sistemi üzerinde bugün yapılan operasyonlar ve bazı icraatlardan kolayca fark edilen gidişat Türkiye yi bu hedefe ulaştırmaktan uzak görünmektedir. İnsan sermayesi içinde bazı alt katmanlar ulusların kalkınmasında daha kritik bir role sahiptir. Sadece Türkiye de değil dünyanın her tarafında bu alt katmanların başında kızlar ve kadınlar gelmektedir. Her ulusun toplam nüfusunun kabaca yaklaşık %50 sini oluşturan kadınların eğitimi bir ulusun geleceği açısından en kritik gruptur. Kızların ve kadınların eğitimi niçin önemli? Pek çok değişik nedenle bu katmanın eğitime erişiminde çeşitli bilinçli ve örtük mekanizmalar engel oluşturmaktadır. Bu engellerine başında din, gelenek ve töreler, erkek egemen kültürden kaynaklanan cinsiyet ayrımcılığı, yoksulluk, yaşanılan coğrafi bölge gibi unsurlar gelmektedir. Koyu dini inanç ve dinsel hurafeler bütün dinlerde kızların ve kadınların toplumsal, siyasal, kültürel hakları ve onlara sağlanabilecek fırsatlar üzerinde olumsuz bir etki yaratmaktadır. Erkek egemen ve cinsiyet ayrımcılığına dayalı bir kültür kızların ve kadınların ikinci sınıf olduğunu örtük bir şekilde insanların bilincine yerleştiren bir kültürdür. Bu kültürde yetişmiş kadınlar bile kendileri ile ilgili haklarının elde edilmesine karşı çıkabilmektedirler. Yoksulluk kızların ve kadınların eğitime erişiminin önündeki en önemli engellerin başında gelmektedir. Yoksulluk genellikle anne babanın eğitimsizliği ile koşut gitmektedir. Eğitimsiz insanların yoksul olması, yoksul insanların eğitimsiz olması neredeyse kuraldır. Son olarak, bireylerin kır ve kentte yaşaması da eğitime erişim açısından önemli bir etken olarak karşımıza çıkmaktadır. Hem yoksulluk, hem anne-baba eğitimi, hem de kır ve kent olarak yaşanılan yer erkeklere de dezavantaj getirmektedir, ancak bu olumsuzluk kızlar ve kadınlar üzerinde daha da katlanarak ortaya çıkmaktadır. Sonuçta, mutaassıp ve yoksul bir ailede, eğitim düzeyi düşük anne-babaya sahip olmak ve kırsal kesimde yaşıyor olmak kız çocuklarının eğitimlerine ilişkin en olumsuz koşuldur. Bu koşullar bir araya geldiğinde kızların eğitimi açısından kırılması zor bir tuzak oluşmaktadır. Türkiye gerçeği göz önüne alındığında pek çok kız çocuğu için bu tuzağın ne kadar yaygın olduğunu da hepimiz biliyoruz. Türkiye de nüfusun önemli bir kısmı bu özelliklere sahiptir. 23 Nisan: Avrupa nın En Yoksul Çocuklarının Bayramı başlıklı yazımda da bu koşulların 0-15 yaş arasındaki çocukların %63 ünü etkilediğini, bu oranın Page 2 of 14
da 16 milyon çocuğa denk geldiğini yazmıştım. Bu 16 milyon çocuk içinde kabaca 8 milyon kız çocuğunun bu tuzağı kırma şansı erkek çocuklardan çok daha düşüktür. Kızların eğitimi bir açıdan daha oldukça kritik. Dünya Bankası, UNICEF ve OECD raporlarında da bu tespit sık sık yapılır. İleride anne olacak kızların eğitimi ileride sahip olacakları çocuklarının geleceği üzerinde babalarından daha önemli bir etkiye sahip. Bu nedenle, kız çocuklarımız kurtulmadan Türkiye nin kurtulması mümkün değildir! Bir adım daha ileri gidelim: Kız çocukları kurtulmadan dünyanın kurtulması mümkün değil! Her kız çocuğu ülkesinin geleceği üzerinde bir ipotek etkisine sahip. Her kız çocuğu ileride doğuracağı çocuk sayısı kadar toplumu ve ülkesinin geleceği üzerinde çarpan etkisi yaratır. Türkiye nin Kurtarılması Gereken Deniz Yıldızlarını Gördük! Çocuk yoksulluğu ve kızların eğitimi üzerine yukarıda dile getirilenler bizi bir yatılı bölge ortaokuluna götürdü. 6 Mayıs 2014 tarihinde İstanbul Kültür Üniversitesi Eğitim Fakültesi olarak bütün öğrencilerimiz ve öğretim elemanlarımızla bir yatılı bölge ortaokuluna uygulama gezisi düzenledik. Bu gezinin arka planında İstanbul Kültür Üniversitesi Eğitim Fakültesi nde yaratmayı hedeflediğimiz eğitim ve öğretmen yetiştirme felsefemiz vardı. Ülkesinin ve dünyanın farkında olan öğretmenler yetiştirmeyi amaçlıyoruz. Kitap okuyan, müzik, tiyatro, sinema, sanat kültürü gelişmiş, düzgün konuşan, düşüncelerini derli toplu bir şekilde ifade edebilen öğretmenler yetiştirmek istiyoruz. Buna karakter eğitimi diyoruz ve bu konu eğitim fakültesi programımızın önemli bir boyutunu oluşturuyor. Dönem içinde öğrencilerimize ücretsiz sinema, tiyatro, konser biletleri sağlıyoruz ve biz de fakülte yönetimi olarak bu etkinliklere öğrencilerimizle birlikte katılıyoruz. Aday öğretmenlerimizin ülkelerinde ve dünyada olup bitenleri izlemeleri bizim için önemli. Günün ilk dersinde öğretim elemanlarımız dersin ilk 15 dakikasında sınıfa bir günlük gazete getirerek öne çıkan konular üzerinde tartışma yapıyorlar. Page 3 of 14
Bize göre öğretmenlik her biri 45 dakikalık bir performans sanatı. Bunun için aday öğretmenlerimizin teatral beceriler, beden dili konularında donanımlı olmalarını istiyoruz. Bu amaçla programlarımıza tiyatro, beden dili ve diksiyon dersi koyduk. Uygulama ve saha deneyimi bizim için olmazsa olmaz eğitim boyutu. Birinci sınıfın ilk döneminde itibaren öğrencilerimizin bir dersini Kültür Ataköy Koleji İlkokulu binasında bir sınıfta düzenledik. Öğretmen adayları birinci sınıfın birinci döneminden itibaren okul binalarına girmeye ve sınıf/koridor gürültüsüne alışık olmaya başladılar. Sigara içme yasağı, kıyafet kuralları, hal ve tavırlarla ilgili kısıtlamalar, cep telefonuyla konuşma yasağı gibi okul iklimine özgü kuralları birinci sınıfta öğrenmeye başladılar. Bütün öğretim elemanlarımız haftanın bir yarım gününün Kültür Ataköy Koleji yerleşkesinde Eğitim Fakültesi ne tahsis edilen Çalışma Ofisinde geçiriyor ve yönetici ve öğretmenlerle klinik çalışmalar yapıyorlar. Kısacası, İKÜ Eğitim Fakültesi nde öğretim elemanları için de okul deneyimi var. Doğantepe Yatılı Bölge Okulu Ziyareti ve Kütüphane Armağanı Öğrencilerimizin daha eğitimlerinin başında sorumluluk bilinçlerinin yüksek olmasını istiyoruz. Bu amaçla öğrencilerimiz 6 Mayıs Yatılı Bölge Okulu ziyaretinden önce ortaokul çocuklarının düzeyine uygun öykü, roman ve bilimsel kitap bağış kampanyası düzenlediler ve bu kapsamda 550 kitap bağışına ulaştılar. İstanbul Kültür Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanlığı ve Rektörlüğü nün onay ve maddi desteğiyle, Ataköy Kültür Koleji yönetici ve öğretmenlerinin kitap bağış desteğiyle (Kolej veli ve öğrencilerince 350 kitap bağışlandı) ulaşılan yaklaşık 900 kitap ve çeşitli oyun setleri 6 Mayıs 2014 Salı günü Sakarya ili Geyve ilçesi Doğantepe Yatılı Bölge Ortaokulu nda bir kütüphane oldu. 110 öğrencimiz, 10 öğretim elemanımızın katıldığı Uygulama Gezisi bir küçük çalıştayla başladı. Önce Geyve İlçe Milli Eğitim Müdürü bir hoş geldiniz konuşması yaptı. Okul müdürü okul hakkında bilgiler verdi. Okulda çalışan öğretmenlerden 8 i önce kendilerini tanıttılar, daha sonra öğrencilerimizin sordukları soruları yanıtladılar. Soruların çoğunluğu kırsal kesimde öğretmen olmak, yatılı bir okulda öğretmen olmak, öğretmenlerin günlük rutinleri, yatılı okul nöbetleri, çalışma koşulları, maaş ve özlük hakları, ilk deneyimler, Page 4 of 14
öğrencilerle ilişkiler üzerineydi. Daha sonra okul bahçesinde okulun öğrencileriyle tanıştık. Yaklaşık yarım saat fakülte öğrencilerimiz ortaokul öğrencileriyle konuştular, fotoğraflar ve videolar çekildi. Bu tanışma ve sohbet faslından sonra hep birlikte okul yönetiminin bizim için hazırladığı odaya kütüphaneyi kurduk. Öğrencilerimiz yatılı öğrencilerin yatakhanelerini ve okulun sınıflarını gezdiler. Akşam üzeri 17:00 gibi İstanbul a dönmek üzere okuldan ayrıldık. Öğrencilerimizle küçük kardeşlerinin ayrılmaları sırasında bir hayli duygusal anlar yaşandı. Amaç büyük ölçüde gerçekleşti. Ülkemizin eğitim gerçeği, farkındalık, Türkiye de eğitim sisteminin çeşitliliği, kırsa kesimde eğitim gören çocukların duygu dünyası, hele de yatılı bir okulda okuyan öğrencilerin psikolojik ve eğitim ihtiyaçları ve bu konularda öğretmenlik mesleğinin zengin karakterini öğrencilerimize göstermek ve yaşatmak bu gezinin temel amacıydı. Dönüş yolunda ve döndükten sonra öğrencilerimizden gelen geri bildirim bu Uygulama Gezisi nin onlar açısından tam bir uyanış olduğu. Bunu her yıl tekrar etmemiz konusunda ısrarcı olmalarından da gezinin amacına ulaştığı anlaşılıyordu. Bir tümcemizi tekrar ederek yazıyı bitirelim: Kızlarımız kurtulmadan Türkiye kurtulmaz! Dünyanın kızları kurtulmadan dünya kurtulmaz! Page 5 of 14
Page 6 of 14
Page 7 of 14
Page 8 of 14
Page 9 of 14
Page 10 of 14
Page 11 of 14
Page 12 of 14
Page 13 of 14
Page 14 of 14