YIL : 2 (NĠSAN, MAYIS, HAZĠRAN SAYISI)

Benzer belgeler
Yrd. Doç. Dr. Münevver Cebeci Marmara Üniversitesi, Avrupa Birliği Enstitüsü

AB ĠLE MÜZAKERE SÜRECĠNDE AB MÜKTESEBATINA UYUMUN VE BU BAĞLAMDA ÇEVĠRĠNĠN ÖNEMĠ. Nilgün ARISAN ERALP TEPAV AB ENSTİTÜSÜ DİREKTÖRÜ

AVRUPA BİRLİĞİ TARİHÇESİ

1.- GÜMRÜK BİRLİĞİ: 1968 (Ticari engellerin kaldırılması + OGT) 2.- AET den AB ye GEÇİŞ :1992 (Kişilerin + Sermayenin + Hizmetlerin Serbest Dolaşımı.

Ekonomik ve Sosyal Komite - Avrupa Komisyonu Genişleme Genel Müdürlüğü AB Politikaları AB Konseyi AB Bakanlar Kurulu Schengen Alanı

ULUSAL Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ KONSEYĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç ve kapsam

ÜYE DEVLET HÜKÜMETLERİ TEMSİLCİLERİ KONFERANSI. Brüksel, 25 Ekim 2004 CIG 87/1/04 EK 2 REV 1. Konu :

AVRUPA BİRLİĞİ GELİŞİMİ, KURUMLARI ve İŞLEYİŞİ

AVRUPA BİRLİĞİ İLE KATILIM MÜZAKERELERİ

Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi. Avrupa Ekonomik ve Sosyal

AVRUPA BİRLİĞİ HUKUKUNUN KAYNAKLARI

TÜRKİYE AVRUPA BİRLİĞİ İLİŞKİLERİ KRONOLOJİSİ

AB ve sosyal politika: giri. Oturum 1: Roma dan Lizbon a

AVRUPA TOPLULUKLARININ TARİHSEL GELİŞİMİ

T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ BÖLÜMÜ

HAZİRAN AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER. AB Liderleri Jean-Claude Juncker in AB Komisyonu Başkanı Olması İçin Uzlaştı

HĠTĠT ÜNĠVERSĠTESĠ AKADEMĠK YILI ÖĞRENCĠLER ĠÇĠN ERASMUS STAJ HAREKETLĠLĠĞĠ DUYURUSU

11 Eylül: AET Bakanlar Konseyi, Ankara ve Atina nın Ortaklık başvurularını kabul etti.

AVRUPA BİRLİĞİ İLE KATILIM MÜZAKERELERİ ANA UNSURLAR TOBB AB MÜDÜRLÜĞÜ -30 ARALIK 2004

TÜRKİYE Lİ AVRUPA AVRUPALI TÜRKİYE. 1. Avrupa Birliği Tarihi. 2. Avrupa Birliği Kurumları. 3. Türkiye-AB İlişkileri. 4.

KATILIM MÜZAKERELERİ: İLKELER VE UYGULAMA

AVRUPA KONSEYİ İNSAN HAKLARININ KORUYUCUSU ÖZET

TÜRKİYE-HIRVATİSTAN-MAKEDONYA CUMHURİYETİ AVRUPA BİRLİĞİ MÜZAKERE SÜRECİ

Bu nedenle çevre ve kalkınma konuları birlikte, dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde ele alınmalıdır.

Türkiye de Sivil Toplumu Geliştirme ve Sivil Toplum-Kamu Sektörü Diyaloğunu Güçlendirme Projesi

AB nin Kurumları 26. AB kurumları 27. Birliği Yöneten Kurumlar; 02: Avrupa Birliği nin Yapısı ve Yöne6mi.

ALMANYA FRANSA SAVAŞLARI

İstanbul Bilgi Üniversitesi TEPAV 7 Aralık k 2006

ERASMUS+ ÖĞRENCĠ HAREKETLĠLĠĞĠ

Avrupa Birliği ve Türkiye Yerel Yönetimler Analizi 2014 Mali Verileri

Avrupa Birliği ve Türkiye Yerel Yönetimler Analizi

TBMM DIŞİLİŞKİLER VE PROTOKOL MÜDÜRLÜĞÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR

TÜRKĠYE-AB ĠLĠġKĠLERĠNDE SON YILLARIN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ. Nilgün ARISAN ERALP TEPAV- AB ENSTİTÜSÜ

T.C. B A ġ B A K A N L I K Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü. Sayı : B.02.0.PPG / ARALIK 2009 GENELGE 2009/18

Uluslararası Sponsorluk Politikası. 1 Nisan 2015 Amway

ANKARA ÇOCUK DOSTU ġehġr PROJESĠ UYGULAMA, GÖREV VE ÇALIġMA YÖNERGESĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, DAYANAK VE TANIMLAR

TÜRKİYE VE AVRUPA BİRLİĞİ: MÜZAKERELERİN GİDİŞATI NEREYE?

T.C. B A Ş B A K A N L I K Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü. Sayı : B.02.0.PPG / NĠSAN 2010 GENELGE 2010/11

Avrupa Birliği Maddi Hukuku

TRAFĠK GÜVENLĠĞĠ PROJESĠ Trafik Güvenliği DanıĢmanlık Hizmetleri

Göç ve Serbest Dolaşım Eğilimler ve Engeller. Ayşegül Yeşildağlar Ankara, Turkey

Erasmus+ OKUL DEĞERİNİ BİLİN!

T.C. KARTAL BELEDİYE BAŞKANLIĞI İSTANBUL

Türkiye ve AB Arasında Şehir Eşleştirme Projesi AB Müktesebatı Alanında Kapasite Geliştirme Eğitimleri 29 Kasım 2018

ĐLKÖĞRETĐMDE PROJESĐ AVRUPA BĐRLĐĞĐ NEDEN KURULMUŞ, NASIL VE NE YÖNDE GELĐŞMĐŞTĐR? Doç. Dr. Çiğdem Nas

AB MÜZAKERLERİ GİDİŞAT TABLOSU - 30 OCAK 2009

Namus adına kadınlara ve kızlara karşı işlenen suçların ortadan kaldırılmasına yönelik çalışma

AYLIK FAALĠYET RAPORU (01/12/ /12/2012)

AB NİN EKONOMİK YAPISIYLA İLGİLİ TEMEL BİLGİLER 1. Ülkelerin Yüz Ölçümü 2. Ülkelerin Nüfusu 3. Ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla 4.

ERZİNCAN ÜNİVERSİTESİ. Erasmus Öğrenci Staj Hareketliliği Başvuruları

Ambalaj Atığı Yönetiminde Sanayinin Sorumluluğu. Mete İmer 2011 Atık Yönetimi Sempozyumu Side, Antalya,

ERASMUS. ERASMUS PERSONEL EĞĠTĠM ALMA HAREKETLĠLĠĞĠ BAġVURU REHBERĠ

TAIEX PROGRAMI BÖLGESEL EĞİTİM PROGRAMI (RTP)

ERASMUS+ STAJ HAREKETLİLİĞİ. Bölüm Staj Hareketliliği Koordinatörü Araş. Gör. Dr. Yeliz Demir

TBMM DIŞİLİŞKİLER VE PROTOKOL MÜDÜRLÜĞÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR

I. BÖLÜM AVRUPA BİRLİĞİ FİNANSAL HİZMETLER TEK PAZARI. I.1 KURUCU ROMA ANTLAġMASI VE FĠNANSAL HĠZMETLER

ÖĞRETİM YILI ERASMUS ÖĞRENCİ STAJ HAREKETLİLİĞİ 3. EK HİBE DUYURUSU İLAN TARİHİ: 11 MAYIS 2012 SON BAŞVURU TARİHİ: 17 MAYIS 2012

AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI

ürünümü tüm dünyada koruyabilir miyim?

Gençlerin Katılımına ilişkin Bildirgenin tanıtımı Gençlerin Yerel ve Bölgesel Yaşama Katılımına İlişkin Gözden Geçirilmiş Avrupa Bildirgesi

TÜRKİYE CUMHURİYETİ AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM AVRUPA KÖMÜR VE ÇELİK TOPLULUĞU, AVRUPA EKONOMİK TOPLULUĞU VE AVRUPA ATOM ENERJİSİ TOPLULUĞU

Avrupa Ve Türkiye Araç Pazarı Değerlendirmesi (2013/2014 Şubat)

AVRUPA BİRLİĞİ GENİŞLEMESİ DOĞRULTUSUNDA YASAMA USULLERİNDEKİ DEĞİŞİMLER

İLAN TARİHİ 3 Mart SON BAŞVURU TARİHİ: 25 Mart 2014

Cumhuriyet Halk Partisi

ÖZ DEĞERLENDİRME EYLEM PLANI ŞABLONU- KURUM DÜZEYİNDE Öz Değerlendirme Eylem Planı

ÖĞRENCİ İŞLERİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI DIŞ İLİŞKİLER ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ

Bayrağında hem mavi, hem beyaz renkler olan Avrupa Birliği ülkelerini. Bu fotoğrafın çekildiği Avrupa ülkesini tahmin edebilir

ERASMUS+ STAJ HAREKETLİLİĞİ. Bölüm Staj Hareketliliği Koordinatörü Dr. Yeliz Demir

I T.C. AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI

TÜRKIYE-AB KATILIM SÜRECİNDE KAYDEDİLEN GELİŞMELER. Avrupa Komisyonu Tarafından Türkiye İçin Hazırlanan Müzakere Çerçevesi

Öğrenci Öğrenim Hareketliliği nden Yararlanma Süresi: En az 3 ay En fazla 12 ay

AVRUPA OTOMOTİV PAZARI 2014 YILI OCAK AYINDA %5 ARTTI.

AB eğitim raporu: ilerleme iyi fakat hedeflere ulaşmak için daha fazla çaba gerekiyor

Pazar AVRUPA TOPLAM OTOMOTİV SEKTÖR ANALİZİ. Ekim 2018

MAYIS AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER. Avrupa Parlamentosu Seçimleri nde Aşırı Sağın Yükselişi

AB de Sosyal Güvenlik Politikası Oluşturma

Madde 1 - Bu Yönetmelik, iģyerlerinde sağlık ve güvenlik Ģartlarının iyileģtirilmesi için alınacak önlemleri belirler.

ÜNĠVERSĠTE HASTANELERĠ BĠRLĠĞĠ DERNEĞĠ GENEL KURULU NĠSAN 2009 DAN BU GÜNE ÜNĠVERSĠTE HASTANELERĠ BĠRLĠĞĠ FAALĠYETLERĠ 2 EYLÜL 2010 ĠSTANBUL

ERASMUS PLUS ÖĞRENCİ HAREKETLİLİĞİ PROGRAMI (STUDENT MOBILITY) AKADEMİK DÖNEMİ 1 Haziran Eylül 2015

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... TABLOLAR LİSTESİ... BİRİNCİ BÖLÜM AVRUPA BİRLİĞİ NİN GELİŞİM SÜRECİ VE TÜRKİYE

ĠKĠNCĠ BÖLÜM KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR. BaĢvuru n o 46766/13 Yılser GÜNGÖR ve diğerleri / Türkiye

NELERDEN BAHSEDECEĞİZ? AB nin Tarihsel Gelişimi ve AB Kurumları. AB Türkiye İlişkileri Tarihi. Bakanlığımız ve Sunduğumuz Hizmetler

Öğrenci Öğrenim Hareketliliği nden Yararlanma Süresi: En az 3 ay En fazla 12 ay

T.C. AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI KATILIM MÜZAKERELERİ ÇERÇEVESİNDE 33 NO LU MALİ VE BÜTÇESEL HÜKÜMLER FASLININ MÜZAKERELERE AÇILMASI

İKV DEĞERLENDİRME NOTU

BÖLGESEL BİRLEŞMELER

EURO BÖLGESİ NDE İŞSİZLİK

AESK ve Türkiye REX. Dış İlişkiler. Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi

PERSONEL HAREKETLİLİĞİ - STAFF MOBILITY (ST) & YABANCI DİLDE YAYGIN SEÇMELİ DERS HAVUZU. Öğr. Gör. Dr. Seda ÇANKAYA Erasmus Koordinatör Yardımcısı

Yeni Sosyal Güvenlik Sistemi Üzerine Notlar

Yrd. Doç. Dr. Mustafa FİŞNE. AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi ÖĞRETİM ÜYESİ

AVRUPA BİRLİĞİ BÜTÇESİ

YÖNETMELİK. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesinden: MEHMET AKĠF ERSOY ÜNĠVERSĠTESĠ KADIN SORUNLARI UYGULAMA VE. ARAġTIRMA MERKEZĠ YÖNETMELĠĞĠ

T.C. TEKĠRDAĞ VALĠLĠĞĠ ÇEVRESEL GÜRÜLTÜ DEĞERLENDĠRĠLMESĠ YÖNETMELĠĞĠNDE BELEDĠYELERĠN YÜKÜMLÜLÜKLERĠ ĠL ÇEVRE VE ORMAN MÜDÜRLÜĞÜ

Avrupa Ve Türkiye Araç Pazarı Değerlendirmesi (2012/2013 Ağustos)

T.C. Sağlıklı Kentler Birliği Faaliyet Raporu

Petrol Ürünlerinde Vergiler

Türkiye ve Avrupa Birliği

Transkript:

YIL : 2 (NĠSAN, MAYIS, HAZĠRAN SAYISI) SAYI : 2 A B I N F O NİSAN 2009 KOCAELİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ

ĠÇĠNDEKĠLER ON TARĠHĠ ADIM 1 TÜRKĠYE NĠN KATILIM MÜZAKERELERĠ 6 100 KONUDA AVRUPA BĠRLĠĞĠ 18 AB TERĠMLER SÖZLÜĞÜ 22

A B I N F O YIL : 2 SAYI : 2 (NĠSAN, MAYIS, HAZĠRAN 2009) Genel Koordinatör Dr. Tahir BÜYÜKAKIN Yayına Hazırlık Ali YEġĠLDAL Rafet YELDEN ĠletiĢim Kocaeli BüyükĢehir Belediyesi Basın Yayın ve Halkla ĠliĢkiler Daire BaĢkanlığı AB ve DıĢ ĠliĢkiler ġube Müdürlüğü Tel : 0 262 318 16 12 Fax : 0 262 318 16 31 E-Mail abdisiliskiler@kocaeli.bel.tr

ON TARĠHĠ ADIM

ON TARĠHĠ ADIM (1) 1951: Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu, altı kurucu üye tarafından kuruldu. 1957: Roma AntlaĢması ile bir ortak pazar kuruldu. 1973: Topluluk, dokuz üye ülkeye çıktı ve ortak politikalar geliģtirildi. 1979: Avrupa Parlamentosu na ilk doğrudan seçimler yapıldı. 1981: Akdeniz i içine alan ilk geniģleme gerçekleģti. 1993: Tek Pazar sonuca ulaģtı. 1993: Maastricht AntlaĢması ile Avrupa Birliği kuruldu. 1995: AB büyüyerek 15 üyeye çıktı. 2002: Euro banknotları ve madeni paraları dolaģıma sunuldu. 2004: Birliğe on ülke daha katıldı. 1. Schuman Bildirgesi 9 Mayıs 1950 de Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu nu kurmayı önerdi ve bu öneri 18 Nisan 1951 de Paris AntlaĢması ile hayata geçti. Böylece altı kurucu ülke (Belçika, Federal Almanya Cumhuriyeti, Fransa, Ġtalya, Lüksemburg ve Hollanda) arasında ortak bir kömür ve çelik pazarı oluģtu. Amaç, Ġkinci Dünya SavaĢı sonrası Avrupa nın zafer kazanan ve yok olan ulusları arasında barıģ tesis etmek ve paylaģılan kurumlar içinde iģbirliği ile eģit bir Ģekilde bu ülkeleri bir araya getirmekti. Avrupa Komisyonu 9 Mayıs 1950 de Fransa DıĢiĢleri Bakanı Robert Schuman ilk kez Avrupa Birliği ni ortaya çıkaracak konulardaki fikirlerini ortaya attı. Dolayısıyla, 9 Mayıs AB nin Doğum Günü olarak kutlanıyor. 2 ( 1 ) Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu AB Nedir? BroĢürü Sayfa 8-11

2. Daha sonra 25 Mart 1957'de kurucu altı ülke Roma AntlaĢması ile her türlü ürün ve hizmeti kapsayan daha geniģ tabanlı bir ortak pazar olan Avrupa Ekonomik Topluluğu'nu (AET) kurmaya karar verdi. Bu altı ülke arasında 1 Temmuz 1968'de gümrük iģlemleri tamamen kalktı ve yerine, 60'lı yıllarda özellikle ticaret ve tarımda, ortak politikalar oluģturuldu. 3. Bu ortak giriģim o kadar baģarılıydı ki; Danimarka, Ġrlanda ve BirleĢik Krallık da Topluluğa katılmaya karar verdiler. Ġlk büyüme, üye sayısının altıdan dokuza çıkmasıyla 1973 yılında oldu. Aynı zamanda yeni sosyal ve çevresel politikalar uygulanmaya baģlandı ve 1975'te Avrupa Bölgesel Kalkınma Fonu kuruldu. (Kopenhag Danimarka) 4. Avrupa Topluluğu Haziran 1979'da belirgin bir adım atarak, doğrudan evrensel oy kullanma hakkıyla ilk Avrupa Parlamentosu seçimlerini gerçekleģtirdi. Bu seçimler her beģ yılda bir yapılmaktadır. 5. Yunanistan 1981'de Topluluğa katıldı ve 1986'da Ġspanya ile Portekiz onu takip ettiler. Bu katılımlar Topluluğun Güney Avrupa'daki varlığını güçlendirirken bölgesel yardım programlarının geniģletilmesi de daha acil hale geldi. 6. 1980'li yılların baģlarında tüm dünyayı saran ekonomik durgunluk bir "europesimizm" (Avrupa'ya özgü karamsarlık) dalgası baģlattı. Ancak, 1985'te Jacques Delors BaĢkanlığındaki Avrupa Komisyonu, Avrupa Tek Pazarının 1 Ocak 1993'te tamamlanmasına yönelik zaman çizelgesini içeren Beyaz Kitap'ı yayınladığında yeni umutlar yeģerdi. Bu iddialı hedef, ġubat 1986'da imzalanmıģ olup, 1 Temmuz 1987'de yürürlüğe giren Tek Avrupa Senedi içinde saygın bir yere sahip oldu. 3

1989 da Berlin Duvarı nın yıkılmasıyla Avrupa Kıtası ndaki ayrılıklar giderek yok olmaya başladı. 7. Avrupa'nın siyasi oluģumu, 1989'da Berlin Duvarı'nın yıkılmasıyla önemli ölçüde değiģti. Duvarın yıkılması iki Almanya'nın Ekim 1990'da birleģmesine ve Sovyet denetiminden kurtulan Orta ve Doğu Avrupa ülkelerine demokrasinin gelmesine yol açtı. Sovyetler Birliği de Aralık 1991 tarihinde dağıldı. Aynı zamanda üye devletler, baģkan ve baģbakanlardan oluģan Avrupa Konseyi'nin Aralık 1991'de Maastricht'te benimsediği yeni Avrupa Birliği AntlaĢması üzerinde tartıģıyorlardı. AntlaĢma, 1 Kasım 1993'te yürürlüğe girdi. Hükümetler arası iģbirliği bölgelerini var olan birleģik Topluluk yapısına ekleyen Maastricht AntlaĢması, Avrupa Birliği'ni (AB) oluģturdu. 8. Bu yeni Avrupa dinamizmi ve kıtada değiģen jeopolitik durum, üç yeni ülkenin, Avusturya, Finlandiya ve Ġsveç'in 1 Ocak 1995'te AB'ye katılmasına yol açtı. 9. Bu sırada AB, o zamana kadar ki en parlak baģarısına doğru, tek para oluģturmaya doğru ilerliyordu. Euro, 1999'da (nakit-dıģı) mali iģlemler için tanıtıldı, üç yıl sonra da banknot ve madeni paralar Euro bölgesi denilen 12 ülkede dolaģıma çıkarıldı. 4

Euro, bugün Amerikan dolarının yanı sıra tüm dünyada geçerli olan ana para birimlerinden biridir. Avrupalılar küreselleģme ile karģı karģıyalar. Yeni teknolojiler ve internet kullanımının hızla artması ekonomileri değiģtirmekte ve aynı zamanda da beraberinde sosyal ve kültürel güçlükler getirmektedir. Mart 2000'de AB, Avrupa ekonomisini modernize etmek ve ABD ya da yeni sanayileģen ülkeler gibi dünya pazarındaki güçlü oyuncularla rekabet edebilmek için 'Lizbon Stratejisi'ni benimsedi. Lizbon Stratejisi, buluģlar yapılmasını ve ticari yatırımları teģvik etmeyi ve aynı zamanda Avrupa eğitim sistemini bilgi toplumunun gereksinimlerini karģılamaya uygun hale getirmeyi amaçlıyordu. Bununla birlikte iģsizlik ve emekliliğin artan maliyeti ulusal ekonomiler üzerinde baskı yaptığından reformlar daha da gerekli hale gelmiģti. Seçmenler, bu sorunlara pratik çözümler bulmaları için hükümetlerini sürekli uyarıyordu. 10. Daha önce görülmemiģ boyuttaki yeni büyüme için hazırlıklar baģladığında, Avrupa Birliği daha yeni 15 üyeye ulaģmıģtı. 1990'ların ortalarında eski Sovyet Bloğu ndan ülkeler (Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Polonya, Romanya ve Slovakya), daha önce Sovyetler Birliği içinde bulunan üç Baltık ülkesi (Estonya, Letonya ve Litvanya) ile iki Akdeniz ülkesi (Malta ve Kıbrıs) AB kapısını çalmaya baģladılar. AB, Avrupa kıtasına istikrar getirmeye ve bu genç demokrasilerin Avrupa'nın birleģmesinden yararlanmalarını sağlamaya yol açacak bu giriģime hoģgörüyle baktı. Gelecekteki üyelikler için müzakereler Aralık 1997'de baģladı. AB'nin 25 ülkeye varan büyümesi, 1 Mayıs 2004'te 12 adaydan 10'unun katılımıyla gerçekleģti. Bulgaristan ve Romanya da Birliğe 1 Ocak 2007'de katıldı. 5

TÜRKĠYE NĠN KATILIM MÜZAKERELERĠ

( 2 )Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu Türkiye Ġçin AB Üyelik Müzakereleri Süreci BroĢürü Sayfa 8-18 Türkiye nin katılım müzakereleri: Süreç nasıl iģlemektedir? ( 2 ) 3 Ekim 2005 tarihinde baģlayan AB ile Türkiye arasındaki katılım müzakereleri uzun bir sürecin baģlangıcıdır. Bu müzakerelerin amacı tam üyeliktir, ancak sonuç garanti edilemez. AĢağıdaki bölümlerde bu sürecin ana unsurları ve güçlükleri açıklanmaktadır. Bu müzakereler ne hakkındadır? Her hangi bir aday ülke ile yapılan üyelik müzakerelerinin hepsinin amacı aynıdır ve nettir: Kulübe katılmak isteyen aday, kulübün tüm kurallarını kabul etmek ve uygulamak zorundadır. GörüĢmeler hangi kuralların uygulanacağı değil, bu kuralların ne zaman ve nasıl uygulanacağı üzerinedir. AB, demokrasi ve insan hakları gibi ortak değerlere, sınırları olmayan bir iç pazar ve kendisine koymuģ olduğu kural ve yönetmeliklere saygıya dayalı bir entegrasyon projesidir. Bu göz önüne alınarak, 1993 yılındaki Kopenhag Zirvesinde Avrupa Konseyi, yerine getirilmesi gereken temel koģulları belirleyen 4 adet temel Kopenhag Kriterleri ni belirledi. Ġlk kriter müzakereler baģlamadan önce, diğerleri ise katılım için hazırlıklar sırasında yerine getirilmek zorundadır. Siyasi Kriterler : Kurumsal istikrar Demokrasi Hukukun üstünlüğü Ġnsan hakları Azınlıklara saygı 7

Ekonomik Kriter: Ekonominin devlet tarafından kontrol edilmediği, fiyatların Pazar kuralları ile belirlendiği; mülkiyet haklarının kanunla korunduğu ve sözleģmelerin uygulanabildiği iģleyen bir pazar ekonomisi. AB içindeki rekabet baskısına ve pazar kurallarına dayanabilme kapasitesi yani ekonominin AB ye katıldıktan sonra adapte olma ve geliģme açısından yeterli derecede güçlü olması AB Kanunlarının (Topluluk Müktesebatı) Benimsenmesi: Adayın üyelik yükümlülüklerini yerine getirme kabiliyeti. Politik, ekonomik ve parasal birliğin amaçlarına bağlılık. AB nin Özümseme Kapasitesi: AB nin Avrupa Entegrasyonu canlılığını koruyarak yeni üyeleri özümseme kapasitesi. AB nin ve aday ülkelerin global menfaatleri, örneğin AB politikalarına, kurumlarına etkisi; adayın büyüklüğü, nüfusu, ekonomisi, vs. 8

Aday, ayrıca 1995 yılında Avrupa Konseyi tarafından belirlenen Madrid Kriterlerini yerine getirdiğini göstermelidir. Madrid kriterleri adayın yeterli idari kapasite göstermesini gerektirir, yani: AB kanunlarının uygun idari ve yargı yapıları aracılığıyla etkin bir Ģekilde uygulanması Yeterli ihtisas Yeterli kaynaklar Ġstikrar Topluluk Müktesebatı nedir ve neler müzakere edilebilir? Yukarıda bahsedilen kurallar bir araya getirildiğinde, 1950 lerde ilk Avrupa Topluluklarının kuruluģundan bu yana geliģtirilmiģ yaklaģık 90,000 sayfa yasal belge ortaya çıkmaktadır. Bunlar; temel prensipler ve değerler, pazar yönetmelikleri, yönergeler ve bir çok alandaki yönetmelikler, mahkeme kararları ve daha pek çok unsuru içerir. Bu yasal belgelerin hepsine AB jargonunda Topluluk Müktesebatı ( acquis communautaire ) denir. Müktesebat tüm tarafların menfaatlerinin hesaba katılmasını garanti eden, genellikle uzun ve karmaģık bir karar verme sürecinin sonucunu yansıtır. Bu nedenle tüm adaylar için de kabul edilebilir olmalıdır. Adaylarla katılım müzakereleri çerçevesinde Müktesebat müzakere edilemez. Müktesebat, AB içinde sürekli olarak gözden geçirilir ve geliģtirilir; bir aday bu çalıģmaya müzakereler sona erdikten sonra katkıda bulunabilir. Diğer uluslararası kanunlar gibi AB kanunları da tüm Üye Ülkelerdeki ulusal kanunların önündedir. Bu demektir ki, bir aday ülke ulusal mevzuatının önemli bir kısmını adapte etmek zorundadır. Pek çok ulusal kurum ve kuruluģlarını yeniden organize etmeli, gerektiğinde kurmalı ve çalıģma Ģekillerini gözden geçirmelidir. Bu, toplum için, küçük çiftçilerden büyük holding Ģirketlere kadar ekonomide yer alan çeģitli aktörler için kökten 9

değiģiklikler anlamına gelir. Aday ülkenin yargı sistemi, ifade özgürlüğünden gıda güvenliği standartlarına kadar tüm alanlarda AB kanunlarının doğru uygulanmasını kontrol edebilmeli ve yürütebilmelidir. Tüm iģlerin %95 i evde, yani aslında Türkiye de yapılmalıdır. 2004 yılında AB ye katılan aday ülkeler için BaĢ Müzakereci olan herkes bu konuda hemfikirdir. Tüm gerekli reformların halka ve ulusal kurumlara açıklanması, seferber edilmesi, koordine edilmesi ve uygulanması en büyük sorundur. Bununla karģılaģtırıldığında AB ile yapılacak görüģmeler nispeten daha kolay ve açıktır. Aslında AB ile gerçekten müzakere edilecek çok az Ģey bulunmaktadır: bazı mali hükümler, kentsel atık su tesisleri gibi özellikle zor ve maliyeti yüksek AB Ģartları için daha fazla zaman verilebilir (kapsam ve süre olarak sınırlı), fakat açık prensip Ģudur ki tüm AB Ģartları katılımın en geç birinci gününe kadar yerine getirilmelidir. Gerekli reformlar çok karmaģık olduğundan adaylar en kısa zamanda baģlamalıdır ve reformların pek çoğu çok önceden gerçekleģtirilmelidir, zira hepsini söz geliģi bir yıl içinde tamamlamak imkansızdır. Bu nedenle adayın hedefi mümkün olduğunca çok muafiyet veya geçiģ dönemi müzakeresi yapmak olamaz böyle bir strateji adayın AB üyeliğine hazır olmadığı izlenimini verebilir. Ne kadar sürecek? Müzakereler, Türkiye nin AB ye giriģi için yapılan hazırlıklar ve düzenlemeler konusunda hem AB nin hem de Türkiye nin tatmin olduğu ana kadar devam edecektir. Bu süreç gerektiği derecede uzun sürecektir. Tüm adaylar sadece kendi yeterliklerine göre değerlendirilirler. 10

Türkiye için Komisyonun görüģü katılımın 2014 den önce mümkün olmayacağı yönündedir. Bu değerlendirme, Türkiye nin AB ile mevcut uyum durumuna ve 2013 yılına kadar belirlenmiģ bulunan AB nin iç mali planlamasına dayalıdır ve Türkiye büyüklüğünde ve geliģmiģlik durumundaki bir ülke için gerekli büyük mali düzenlemeleri yapmak çok zor olacaktır. Reformların hızına ve etkinliğine göre katılım tabii ki daha uzun sürebilir. Müzakere sürecindeki aktörler kimlerdir? Müzakereler 25 AB Üye Ülkesi ve aday ülkeler arasındaki bir hükümetler arası Katılım Konferansı çerçevesinde AB kurumsal çerçevesinin dıģında gerçekleģir ve süreçteki her adımda oybirliği gereklidir. Ancak uygulama nedenlerinden dolayı ve adaylara sunmadan önce ortak tutumlar konusunda fikir birliğine varmak amacıyla AB üye ülkeleri, AB Bakanlar Konseyi çerçevesinde toplanırlar. Tüm kararlar oybirliği ile alınır (veto hakkı), çoğunluk oylaması yoktur. Bakanlar Konseyi (Üye Ülkelerden 25 bakan veya temsilcileri) AB tarafında önde gelen oyuncu ve karar vericidir. Konsey taslak ortak müzakere pozisyonlarını AB Ortak Müzakere Pozisyonu olarak benimser ve daha sonra bölümün resmen müzakereye açılabileceği Katılım Konferansına kadar gidilebilir. DönüĢümlü olarak görev yapan Konsey BaĢkanı toplantılara baģkanlık eder ve aday ülkelerle iletiģimi sağlar. 11

Avrupa Komisyonu AntlaĢmaların Koruyucusu olarak teknik destek sağlar ve kolaylaģtırıcı görevi yapar. Komisyon AB nin taslak ortak müzakere pozisyonlarını hazırlar ve adayların ilerleyiģini düzenli olarak izler ve rapor eder. Komisyon ayrıca AB kanunlarını ve diğer teknik Ģartları açıklamak ve müzakereler sırasında ortaya çıkabilecek olan problemleri çözmek için adaylarla yakın bir Ģekilde çalıģır. Komisyon, adaylar için önemli olan teknik ve mali destek programlarını planlar ve yönetir. Komisyon içinde çalıģmalar, GeniĢlemeden Sorumlu Komisyon Temsilcisi baģkanlığında, geniģleme genel müdürlüğü tarafından koordine edilir. Komisyonun Ankara Delegasyonu elbette önemli bir aktördür ve Komisyon ile Türkiye arasında aracıdır. Türkiye Katılım Konferansında BaĢ Müzakereci görevini yapan Devlet Bakanı tarafından temsil edilmektedir. Kendisine uzmanlardan oluģan Müzakere Ekibi destek vermektedir. Ulusal tutumları hazırlamadan önce hükümetin tüm bölümleri ve Türk toplumundaki tüm çıkar gruplarının temsilcileri ile danıģma halindedirler ve ulusal reform sürecinin yönlendirilmesinde önemli bir role sahiptirler. Brüksel de günlük temaslar ve temsil; Büyükelçi baģkanlığındaki Türkiye nin AB Daimi Temsilciliği tarafından sağlanır. Avrupa Parlamentosu müzakerelerdeki ilerlemeler hakkında bilgilendirilir ve ortaya çıkan Katılım AntlaĢmasına onayını vermelidir; ayrıca tüm Üye Ülkelerin de Katılım AntlaĢmasını onaylaması gerekmektedir. Çoğu durumda bunun için bir Parlamento kararı gerekmektedir. Onay konusunda yapılacak görüģmeler Üye Ülkelerdeki demokratik temsilciler için geniģleme hakkındaki görüģlerini belirtme açısından bir fırsat sağlayacaktır. Bu önemlidir, zira bazen unutulan baģka bir önemli oyuncu bulunmaktadır: kamuoyu. Bazı ülkelerde Katılım AntlaĢmasının nihai onayı bir referandum sonucuna bağlı olabilir. KarĢılıklı anlayıģı geliģtirmek ve gerçek veya algısal konuları ve problemleri tartıģmak için, Komisyon AB içindeki ve aday ülkelerdeki sivil toplum arasında diyalogu çeģitli eylemler aracılığıyla kuvvetlendirmek için tüm ilgili aktörleri davet ederek Sivil Toplum Diyalogu giriģimini baģlatmıģtır. 12

Tarama Nedir? AB Kanunları (Topluluk Müktesebatı) 35 Bölüme Ayrılmıştır. 1 Malların Serbest Dolaşımı 19 Sosyal Politika ve İstihdam 2 İşgücünün Serbest Dolaşımı 20 Girişimcilik ve Sanayi Politikası 3 Hizmet Sunumu Özgürlüğü 21 Trans-Avrupa Ağları 4 Sermayenin Serbest Dolaşımı 22 Bölgesel Politika ve Yapısal Fonlar 5 Kamu İhaleleri 23 Yargı ve Temel Haklar 6 Şirketler Hukuku 24 Adalet, Özgürlük ve Güvenlik 7 Fikri Mülkiyet 25 Bilim ve Araştırma 8 Rekabet Politikası 26 Eğitim ve Kültür 9 Mali Hizmetler 27 Çevre 10 Bilgi Toplumu ve Medya 28 Tüketici ve Sağlığın Korunması 11 Tarım ve Kırsal Kalkınma 29 Gümrük Birliği 12 Gıda Güvenliği 30 Dış İlişkiler 13 Balıkçılık 31 14 Ulaştırma 32 Mali Kontrol Dış Politika, Güvenlik ve Savunma Politikası 15 Enerji 33 Mali ve Bütçesel Hükümler 16 Vergilendirme 34 Kurumlar 17 Ekonomik ve Parasal Birlik 35 Diğer Konular 18 İstatistik Müzakereler, aday ülkenin kendisinden neler beklendiğini, neler yapması gerektiğini anlayabilmesi ve AB nin de aday ülkenin hali hazırda üyelik kriterlerinin ne kadarını karģıladığını ve nelerin yapılması gerektiğini görebilmesi için, tüm AB mevzuatının ayrıntılı, sistematik bir sunumu ve incelemesi olan tarama süreci ile baģlar. Bu süreç aday ülkeden ve Avrupa Komisyonu ndan uzman görevlileri kapsar ve yaklaģık bir yıl sürer. Her bölüm ayrı ayrı taranır. Bu süreçte pek çok bölümün paralel Ģekilde taranması mümkündür. Tarama, dört aģamalı bir süreçtir. 13

Birinci AĢama : Belli bir bölümdeki Müktesebat ın ve tüm anlamlarının, Avrupa Komisyonu tarafından detaylı bir Ģekilde açıklanması; Ġkinci AĢama : Ulusal uzmanlar Türkiye deki durumu açıklarlar ve tutumlarını sunarlar; Üçüncü AĢama : Komisyon Üye Ülkeler için bir bölümdeki müzakerelerin baģlayıp baģlayamayacağını tavsiye eden bir tarama sonuç raporu hazırlar; Dördüncü AĢama : Avrupa Konsey inde Üye Ülkeler bir bölümün açılıp açılmaması konusunda karar verir. Bölümlerin açılması ve kapatılması ne demektir? Türkiye, her bir bölüme iliģkin olarak AB ye bir müzakere pozisyonu sunacaktır. AB ise buna yanıt olarak Müktesebat ın her bölümü hakkında (örneğin Balıkçılık, UlaĢtırma veya Vergilendirme) Komisyon teklifine dayalı bir Ortak Müzakere Pozisyonu kararı alır. Daha sonra taraflar müzakere için bir bölüm açabilir. Ortak Müzakere Pozisyonu, Türkiye nin tutumuna yanıt verir ve aģağıdakileri içerebilir: Daha fazla bilgi talep edebilir; Özel müzakere koģulları belirleyebilir; KapanıĢ için referans noktaları belirleyebilir. Bunlar katılım müzakerelerindeki her bir bölüm için temel adımlardır: Aday AB kanunlarını en geç katılımın birinci gününe kadar nasıl benimseyeceği, aktaracağı, uygulayacağı ve yürüteceği konusunda AB ye bir müzakere pozisyonu sunar; Avrupa Komisyonu bu süreci doğrular ve izler; Avrupa Komisyonu adayın müzakere pozisyonuna yanıt olarak her bölüm için taslak ortak AB müzakere pozisyonlarını önerir; Bakanlar Konseyi bu ortak müzakere pozisyonlarını onaylar (oybirliği ile); Taraflar kalan konuları müzakere ederler (örneğin geçiģ talepleri); tüm konular netleģtirilinceye kadar bir kaç defa pozisyon belgelerinin değiģimi gerekebilir; Her biri üzerinde anlaģma sağlandıkça bölümler geçici olarak kapatılır Ancak her konuda anlaģmaya varıncaya kadar hiçbir konuda anlaģmaya varılmıģ sayılmaz. 14

Müzakereler nasıl ilerler? Avrupa Komisyonu Türkiye ile görüşmeler yapar, ortak tutumları hazırlar Konsey AB Ortak Tutumlarını tartışır ve kararlaştırır Türkiye Müzakere Pozisyonunu sunar Hükümetler Arası Katılım Konferansı Üye Ülkeler + Aday Ülke Bakan ve Bakan Yardımcısı Düzeyi Daimi Temsilciler + Baş Müzakereci Kamuoyu Genel süreç ve özel konular hakkında görüşmeler, her iki taraftaki hükümet pozisyonlarını etkileyebilir. AB aģağıdakiler konusunda tatmin olduğunda bir bölüm baģlığının geçici olarak kapanması konusunda anlaģmaya varabilir: Aday yüksek düzeyde hazır olduğunu gösterdiğinde; Referans noktaları karģılandığında; GeçiĢ önlemleri konusunda anlaģmaya varıldığında. Ancak, bu kapanıģ sadece geçicidir: tüm pakette anlaģma sağlanmadan önce tüm bölümler tekrar açılabilir. Prensip Ģudur: Her konuda anlaģmaya varıncaya kadar hiçbir konuda anlaģmaya varılmıģ sayılmaz. Tarama Tarama Raporu Türkiye nin Pozisyon Belgesi AB Ortak Müzakere Pozisyon Belgesi Gereken sayıda müzakere turu Anlaşma Sonrası Geçici Kapanış 15

Sürecin Sonu ; Genel bir anlaģmaya varıldığında, müzakerelerin sonuçları bir Katılım AntlaĢmasına dahil edilir; AB tarafında, onay için Katılım AntlaĢması Avrupa Devlet ve Hükümet BaĢkanları Konseyi ne ve uygunluk için Avrupa Parlamentosuna sunulur. Ġmzadan sonra, Katılım AntlaĢması onay için Üye Ülkelere ve aday ülkeye gönderilir ki bu ülkeler bir referanduma gidebilir; En az bir yıl süren bu eylemler gerçekleģtiğinde AntlaĢma yürürlüğe girer ve aday ülke kararlaģtırılan bir tarihte Üye Ülke olur. Müzakereler Ne Kadar Hızlı Ġlerler? Her adayın üyelik baģvurusu kendi yeterliklerine göre değerlendirilir, bu nedenle müzakerelerin hızı adayın hazırlık ve ilerleyiģ derecesine ve çözümlenmesi gereken konuların karmaģıklığına bağlıdır. Bir aday ülkenin tüm AB mevzuatını uygulamada hiç bir problemi olmadığını ve bunu yapmak için gerekli tüm kapasite ve yasal yapıya sahip olduklarını ortaya koyduklarını varsayarsak bu durumda ilerleme gerçekten çok hızlı olacaktır. Tabii ki, iģler her zaman bu kadar kolay olmaz. Çoğu ülke üyelik hazırlıkları sırasında hassas konularla karģılaģırlar bunlar ülkeleri için siyasal, ekonomik veya sosyal açıdan özel önem taģıdığını düģündükleri konulardır. Bu konulara özel ilgi gösterilmesi gerekir ve bazen özel çözümlere ihtiyaç duyulur. GeçmiĢ geniģlemelerde yaģanan sıcak konular arasında tarım ve veterinerlikle ilgili sorunlar, emlak problemleri (yabancıların emlak alımına sadece dereceli olarak izin verme üzerine korunmalar) ve genellikle çok hassas olan sağlık ve gıda güvenliği konuları. Üye Ülkeler için, iģgücünün serbest dolaģım konusu çok hassas olabilir ve ulusal iģgücü pazarının açılmasına kısıtlamalar gerektirebilir. 16

Türkiye nin ulusal öneme sahip konularını etkin bir Ģekilde yansıtan ve savunan bir müzakere pozisyonu sunmak için mümkün olduğunca hazır olması ve aynı zamanda farklılıkların çözümlenmesine imkan sağlamak için de yeterince gerçekçi ve esnek olması önemlidir. Bununla beraber, bütün müzakere alanlarında, Topluluğun tüm sektörlerinin süreç hakkında bilgilendirilmesi ve dahil edilmesi de büyük önem taģımaktadır. Tekrar söylemek gerekirse müzakerelere ve üyeliğe hazırlanmada yapılacak iģlerin % 95 i evde yapılmalıdır! Bu sadece Hükümet tarafından güçlü bir idari yaklaģım değil aynı zamanda özellikle sivil toplum, medya, akademik çevre, birlikler, dini topluluklar, sosyal ortaklar ve iģletmeler baģta olmak üzere tüm sosyal ve ekonomik aktörlerle kapsamlı bir diyalog gerektirir. Son olarak bu ve diğer görüģ çoğaltıcılar aracılığıyla diyalog, nüfusun mümkün olduğunca büyük bir kesimini kucaklamalıdır. Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu, Türk halkını bilgilendirmek ve iletiģimde bulunmak için hem kendi çalıģmalarında hem de Türk Hükümeti ve diğer sosyal ortaklarla olan iģbirliğinde büyük çaba göstermektedir. VatandaĢlarla diyalog AB nin temel demokrasi kavramı açısından çok önemli olduğu için, bu hedefin baģarıya ulaģması konusunda kararlı olunmalı ve diyalog her aģamada devam etmelidir. GeniĢleme süreci hakkında daha fazla bilgi için http://ec.europa.eu/comm/enlargement/ ve http://www.avrupa.info.tr adreslerini ziyaret edebilirsiniz. 17

100 KONUDA AVRUPA BĠRLĠĞĠ

( 3 )Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu ÇeĢitli Yayınlar Sayfa 13-17 KADINLAR ( 3 ) 14. Kadın, ÇalıĢmak Ġçin Kocasından Ġzin Almak Zorunda Değil AB ye uyum yasaları çerçevesinde Medeni Kanun da yapılan değiģiklikle, eģlerden her birinin meslek ve iģ seçiminde diğerinin iznini alma zorunluluğu olmadığı kabul edilmiģtir. Kadının, çalıģmak için kocasının iznini almasını gerektiren eski düzenleme, kadınların iģ hayatını ciddi ölçüde kısıtlayan, cinsiyet eģitliğine aykırı bir hükümdü. Yeni düzenlemeye göre taraflar birbirinden izin almaksızın çalıģma hayatına katılabilmektedirler. Ancak, meslek ve iģ seçiminde ve bunların yürütülmesinde evlilik birliğinin huzur ve yararı göz önünde tutulacaktır, hükmü halen kanun kapsamında yer almaktadır. 22.11.2001 tarihli, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu, Madde 192 15. Cinsel Suçların Cezalandırılmasında Artık Kız Kadın Mağdur Ayrımı Yok AB uyum yasaları doğrultusunda değiģtirilen Türk Ceza Kanunu nda evli kadına ya da kıza karģı iģlenen cinsel suçlara farklı cezai uygulamalar ortadan kalktı. DeğiĢimden önce evli kadın, bekâr kadına göre daha fazla korunmaktaydı. Bu yaklaģım, kadını birey olarak cinsel saldırıya karģı korumaktan çok, evlilik kurumunu korumakta ve ayırımcılık yaratmaktaydı. Halbuki, evli ya da bekâr olmanın suçun niteliğini ağırlaģtırmak ya da hafifletmek için bir neden olması mümkün değil. Tecavüz ya da cinsel saldırıya uğrayan kiģinin medeni durumu, yaģanan fiziksel ve ruhsal tahribatı değiģtirmiyor. Bu çağdıģı yaklaģım, yeni Türk Ceza Kanunu ile birlikte değiģti. 26.09.2004 tarihli, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, Madde 102 16. Tecavüzcü Artık Mağdurla Evlenerek Cezadan Kurtulamıyor Eski Türk Ceza Kanunu nda, cinsel saldırı ya da kız - kadın kaçırma suçlarında, etkin piģmanlık olarak adlandırılan bir düzenleme yer alıyordu. Buna göre cinsel saldırıda bulunan ya da kız kaçıranın mağdure ile evlenmesi halinde cezası 5 yıl süre ile erteleniyordu. BeĢ yıl süre ile evliliğin sürmesi halinde de suçlunun cezası ortadan kaldırılıyordu. Tecavüze uğrayan yerine suçluyu koruyan ve mağduru, kendisine tecavüz eden ile hayatını paylaģmaya zorlayarak yasa aracılığı ile bir kez daha mağdur eden bu düzenleme, AB ye uyum yasaları kapsamında 2004 yılında Türk Ceza Kanunu ndan çıkarıldı. 19

17. Evlilik DıĢı Doğan Çocuğunu Öldürene Ceza Ġndirimi Kalktı Eski Türk Ceza Kanunu nda, evlilik dıģı dünyaya gelen çocuğun annesi tarafından namusunu kurtarma gerekçesi ile öldürülmesine ceza indirimi uygulanıyordu. Yeni TCK da bu düzenleme kaldırıldı. Namus kavramını, insan yaģamından ve yeni doğuģ bir çocuğun yaģam hakkından daha önde tutan bu çağ dıģı yaklaģım, AB uyum yasaları kapsamında yasalarımızdan çıkarıldı. 22.11.2001 tarihli, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu, Madde 282 18. Evlilik Ġçi Cinsel Saldırı Artık Suç AB ye uyum amacıyla yenilenen Türk Ceza Kanunu nda evlilik içi cinsel saldırı, Ģikâyete bağlı bir suç olarak kabul edilmektedir. Bireyin her koģulda ve her ortamda Ģiddete karģı korunmasını içeren bu yaklaģım, evlilik birliği için de geçerli. Cinsel birlikteliğe zorlama, evlilik dıģında ya da içinde ayırımı yapılmaksızın aynı Ģekilde cezalandırılıyor. Cinsel tacizle bir kimsenin vücut dokunulmazlığının ihlal edilmesinin cezası, 7 yıldan 12 yıla kadar hapis. Bu fiilin eģe karģı iģlenmesi halinde soruģturma ve kovuģturmanın yapılması mağdurun Ģikâyetine bağlıdır. Suçun iģlenme yöntemine ve doğurduğu sonuca göre ceza artmaktadır. En ağır ceza ise suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü halinde verilmektedir. Bu da ağırlaģtırılmıģ müebbet hapistir. 26.09.2004 tarihli, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, Madde 102 19. Hamile, Yeni Doğum YapmıĢ, Emzikli Kadın ÇalıĢanlara Özel Koruma AB üyeliği iģverenlere, hamile, yeni doğum yapmıģ ve emzikli kadın çalıģanların iģyerinde karģılaģabilecekleri her türlü riski belirleyerek gerekli önlemleri alma yükümlülüğü getiriyor. Zihinsel ve fiziksel yorgunluğun da risk olarak algılandığı AB mevzuatına göre, 20

kadının durumunu tehlikeye sokacak tüm risklerin öngörülerek engellenmesi gerekiyor. Buna çalıģma biçimi, süresi ve yoğunluğu da dahildir. Eğer çalıģanın yaptığı iģ, bulunduğu koģullarda fiziksel ve ruhsal durumunu tehlikeye sokacak bir iģ ise, iģveren ücret farkı olmaksızın baģka bir iģ önermekle yükümlüdür. Eğer bu teknik olarak mümkün değilse geçici olarak çalıģmaya ara verme imkânı sağlanmaktadır. Hamile, yeni doğum yapmıģ veya emzikli kadınların gece iģlerinde çalıģtırılması ise kesinlikle yasaktır. Bu durumda iģveren, çalıģanı bir gündüz iģine transfer etmek ya da ücretli izin süresini uzatmakla yükümlüdür. 92/85/EEC sayılı hamile, lohusa veya emzikli kadın çalıģanların iģyerinde sağlık ve güvenliklerinin iyileģtirilmesine iliģkin asgari önlemlerin belirlenmesi konusundaki Konsey Direktifi (89/391/CEE sayılı direktifin 16.maddesi 1.paragrafı kapsamında onuncu direktif) 20. Ücretli Doğum Ġzni 16 Hafta AB de, çalıģan hamile kadınlar doğum öncesinde ve/ veya sonrasında kesintisiz en az 14 hafta ücretli izin hakkına sahiptir. Üye ülkeler 14 haftayı alt sınır olarak kabul edip, doğum izni süresini ulusal düzenlemeleri ile belirliyorlar. Ancak doğum izni, doğumdan önce ve / veya sonra verilmesi zorunlu olan en az iki haftalık izni de kapsamak zorundadır. Hamilelik döneminde, çalıģan kadınlar çalıģma saatleri içinde herhangi bir ücret kesintisine uğramaksızın tıbbi kontrol izinleri kullanabilmektedirler. Doğum sonrasında bebek bir yaģına gelene kadar günde 1.5 saat süt izni verilmektedir. AB ye uyum sürecinde 2003 yılında çıkarılan yeni ĠĢ Kanunu ile Türkiye de 12 hafta olan ücretli doğum izni, 16 haftaya çıkarıldı. Kadın iģçi bu iznin tamamlanmasının ardından isterse 6 ay ücretsiz izin de alabilmekte, bu süre 12 aya kadar uzatılabilmektedir. Sonuç olarak, çalıģan hamile kadınlar artık, bu alanda AB de uygulanan haklardan yararlanma imkânına sahiptir. 92/85/EEC sayılı hamile, lohusa veya emzikli kadın çalıģanların iģ yerinde sağlık ve güvenliklerinin iyileģtirilmesine iliģkin asgari önlemlerin belirlenmesi konusundaki Konsey Direktifi (89/391/CEE sayılı direktifin 16.maddesi 1.paragrafı kapsamında onuncu direktif) 21

AB TERĠMLERĠ SÖZLÜĞÜ

( 4 ) Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu Türkiye Ġçin AB Üyelik Müzakereleri Süreci BroĢürü Sayfa 19-23 AB Terimleri Sözlüğü - Eurojargon 4 SunuĢta belirtildiği gibi AB konuları ile ilgilenenler kendilerine ait bir dil konuģmaktadırlar ki bu zaten yeterince karmaģık olan AB nin ne olduğunun ve nasıl çalıģtığının anlaģılmasını çok daha zor hale getirmektedir. Bu bürokrat dilinin labirentlerinin aģılmasına yardımcı olmak üzere aģağıdaki kısa AB terimleri sözlüğü faydalı olabilir. Eğer bu tuhaf dili daha detaylı Ģekilde incelemek isterseniz http://europa.eu.int/scadplus/glossary/index_en.htm adresini ziyaret edebilirsiniz. Aday ülke: Avrupa Birliğine girmek için baģvurmuģ ve baģvurusu resmen kabul edilmiģ olan ülke demektir. Halen dört aday ülke bulunmaktadır: Bulgaristan, Hırvatistan, Romanya ve Türkiye. Bir aday ülkenin AB ye girmeden önce Kopenhag Kriterleri ni karģılaması gerekmektedir (bkz. Kopenhag Kriterleri). Avrupa Komisyonu: Avrupa Birliğinin çıkarlarını bir bütün olarak temsil eden ve savunan siyaseten bağımsız kurumdur. Yasaları, politikaları ve eylem programlarını önerir ve Parlamento ve Konseyin kararlarını uygulamaktan sorumludur. Avrupa Toplulukları: 1950 lerde altı Avrupa ülkesi ekonomik kaynaklarını bir araya getirme ve ekonomik konularda ortak karar alma sistemi kurma kararı verdiler. Bunu yapmak için üç organizasyon oluģturdular: Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu (ECSC), Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu (Euratom), Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET). Kısa Eurojargon Sözlüğü Avrupa Toplulukları olarak bilinen bu üç topluluk, bugünkü Avrupa Birliği nin dayanağını teģkil eder. AET kısa süre sonra en önemli topluluk haline gelmiģ ve sonra Avrupa Topluluğu (AT) ismini almıģtır. 23

EUROPA: Bu aslında bir eurojargon değildir. Avrupa kelimesinin Latincesidir ve ayrıca Avrupa Birliği nin resmi web sitesinin adıdır. AB hakkında bol miktarda faydalı bilgi içerir, Düzenli olarak güncellenir ve Avrupa Birliği nin tüm resmi dillerinde hazırlanmaktadır. Genel Müdürlük: Temel AB kurumlarının (Komisyon, Konsey ve Parlamento) personeli Genel Müdürlükler olarak bilinen çeģitli bölümlere ayrılmıģtır. Bu Genel Müdürlüklerin her biri belirli görevlerden veya politika alanlarından sorumludur. Bir genel müdürlüğün idari baģkanına Genel Müdür denir. Özümseme kapasitesi: Bu genelde bir ülke veya organizasyonu yardım alma ve bu yardımı etkin bir Ģekilde kullanma becerisi anlamına gelir. GeliĢmekte olan ülkelerde genellikle bu kapasite bulunmamaktadır. Örneğin bir ülke tüm çocuklarının ilkokula devam etmelerine imkan sağlayacak miktarda para alabilir - fakat öğretmen eksikliği, okul eksikliği veya zayıf idari sistem nedeniyle bu paranın kısa vadede harcanması imkansızdır. Ġlk önce öğretmen yetiģtirme, okul yapma ve sistemin verimliliğini geliģtirme konularında çalıģma yapılmalıdır bu Ģekilde ülkenin özümseme kapasitesi artacaktır. Hükümetlerarası: AB içinde bazı konular örneğin güvenlik ve savunma konuları sadece hükümetlerarası anlaģma ile kararlaģtırılır (yani AB ülkelerinin hükümetleri arasında anlaģma) ve Topluluk metodu kullanılmaz. Bu hükümetlerarası kararlar Avrupa Birliği Konseyi nde bakanlar toplantısında veya en yüksek düzeyde Avrupa Devlet ve Hükümet BaĢkanları Konseyi olarak toplanan AB ülkelerinin baģbakanları ve/veya cumhurbaģkanları tarafından alınır. Hükümetlerarası konferans (HAK): Avrupa Birliği antlaģmalarını değiģtirmek üzere AB Üye Ülkelerinin hükümetlerinin bir araya geldiği konferans demektir. 2003 yılında yapılan HAK toplantısı 2004 yılında AB Anayasası nın imzalanmasını sağlamıģtır. 24

Katılım ( Katılım AntlaĢması, katılan ülke, vs.): AB bağlamında katılım tam olarak bir ülkenin AB üyeliğini tanımlayan Katılım AntlaĢmasına resmen imza atması demektir; pratik açıdan birliğe girme sürecinin kısa ifadesidir. Katılan bir ülke Kopenhag kriterlerini karģılamıģ olan ve Avrupa Birliğine girmek için müzakereleri tamamlamıģ olan bir aday ülkedir. Kıyaslama: Bu kelime bir ülkenin, iģletmenin, endüstrinin vs. diğer ülkelere, iģletmelere ve endüstrilere kıyasla ne durumda olduğunun ölçülmesi demektir. Kıstas performansın değerlendirileceği standarttır. Konsey: Ġsimlerinde konsey kelimesi geçen üç farklı Avrupa organı bulunmaktadır: Avrupa Devlet ve Hükümet BaĢkanları Konseyi Tüm AB ülkelerinin devlet ve hükümet baģkanlarının (yani cumhurbaģkanları ve/veya baģbakanlar) ve Avrupa Komisyonu BaĢkanının katıldığı toplantıya verilen isimdir. Avrupa Devlet ve Hükümet BaĢkanları Konseyi prensip olarak genel AB politikalarını kararlaģtırmak ve ilerlemeyi gözden geçirmek için yılda dört kez bir araya gelir. Avrupa birliğindeki en üst düzey politika oluģturma organıdır ve bu nedenle toplantıları genellikle zirve olarak adlandırılır. Avrupa Birliği Konseyi Bakanlar Konseyi olarak da bilinen bu kurum tüm AB ülkelerinden gelen hükümet bakanlarından oluģur. Konsey ayrıntılı kararlar almak ve Avrupa kanunlarını geçirmek üzere düzenli olarak toplanır. Avrupa Konseyi Bu bir AB kurumu değildir. Strazburg da bulunan hükümetler arası bir örgüttür ve (diğer konuların yanı sıra) insan haklarını korumayı, Avrupa nın kültürel çeģitliliğini desteklemeyi ve ırkçılık ve hoģgörüsüzlük gibi sosyal problemlerle mücadele etmeyi amaçlar. 25

Avrupa konseyi 1949 yılında kurulmuģtur ve ilk baģarılarından biri Avrupa Ġnsan Hakları SözleĢmesinin hazırlanmasıdır. VatandaĢların sözleģme kapsamında haklarını kullanmalarına imkan vermek için Avrupa Ġnsan Hakları Mahkemesini kurmuģtur. Kopenhag kriterleri: Haziran 1993 de Kopenhag da bir araya gelen AB liderleri herhangi bir aday ülkenin (yukarıya bakınız) Avrupa Birliğine katılmadan önce yerine getirmesi gereken üç kriter belirledi. Birincisi aday ülke; demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve azınlıklara saygı konularını güvence altına alan istikrarlı kurumlara sahip olmalıdır. Ġkincisi çalıģan bir pazar ekonomisine sahip olunmalıdır. Üçüncüsü tüm Müktesebatı (bkz. Topluluk Müktesebatı) kabul etmeli ve Avrupa Birliği nin çeģitli hedeflerini desteklemelidir. Ayrıca pratikte AB kanunlarını uygulama ve yönetme becerisine sahip bir kamu idaresine sahip olmalıdır. AB bir aday ülkenin bu kriterleri ne zaman karģıladığına ve AB nin yeni üyeyi kabul etmeye ne zaman hazır olduğuna karar verme hakkını saklı tutar. Nitelikli çoğunluk oylaması: Pek çok konuda Avrupa Birliği Konseyi kararlarını oylama yoluyla alır. Her ülke nüfusunun büyüklüğü oranında belli sayıda oy kullanabilir. Ülke baģına oy sayısı aģağıdaki gibidir: Fransa, Almanya, İtalya ve Birleşik Krallık 29 Polonya ve İspanya 27 Hollanda 13 Belçika, Çek cumhuriyeti, Yunanistan, Macaristan ve Portekiz 12 Avusturya ve İsveç 10 Danimarka, Finlandiya, İrlanda, Litvanya ve Slovakya 7 Kıbrıs, Estonya, Letonya, Lüksemburg ve Slovenya 4 Malta 3 Bir teklifin Konsey tarafından kabul edilebilmesi için o yönde bir nitelikli çoğunluk olmak zorundadır. 26

Bu toplam 321 oyun en az 232 si anlamına gelir. Ayrıca ülkelerin de Çoğunluğu (bazı durumlarda üçte iki çoğunluk) lehte olmalıdır. Buna ek olarak bir ülke Konsey den lehte olan ülkelerin AB toplam nüfusunun en az %62 sine karģılık geldiğinin kontrol edilmesini isteyebilir. Oybirliği: Bazı konularda kararlar alırken Avrupa Birliği Konseyi oybirliği içinde olmalıdır yani tüm ülkeler aynı fikirde olmalıdır. Tek bir ülke tarafından dahi olsa herhangi bir fikir ayrılığı kararı engelleyecektir. Bu durum 25 ülkeli bir Birlikte ilerlemeyi oldukça zorlaģtırmaktadır, bu nedenle oybirliği kuralı Ģu anda sadece sığınma, vergilendirme ile ortak dıģ politika ve güvenlik politikası gibi hassas alanlarda geçerlidir. Pek çok alanda kararlar nitelikli çoğunluk oylaması ile alınmaktadır. Topluluk Müktesebatı: Fransızcası Acquis communautaire olan bu terim AB, olduğu gibi anlamına gelir baģka bir deyiģle AB ülkelerinin paylaģtığı haklar ve yükümlülükler. Müktesebat AB nin tüm antlaģmalarını ve kanunlarını, deklarasyonlarını ve kararlarını, AB konularındaki uluslararası anlaģmaları ve Adalet Mahkemesi tarafından verilmiģ olan hükümleri içerir. Ayrıca Avrupa hükümetlerinin adalet ve içiģleri alanlarında ve Ortak DıĢ Politika ve Güvenlik Politikası konusunda birlikte yürüttükleri eylemleri kapsar. Bu nedenle Müktesebat ın kabul edilmesi AB yi bulduğunuz gibi kabul etmeniz demektir. Aday ülkeler ancak Müktesebat ı kabul ettikten ve AB kanunlarını kendi ulusal mevzuatlarının bir parçası yaptıktan sonra AB ye girebilirler. Zirve: Avrupa Konseyi nin toplantılarına bazen Avrupa (veya AB) zirve toplantıları denir, zira bu toplantılar AB nin devlet veya hükümet baģkanlarını bir araya getirmektedir. Bazı ülkeler BaĢbakan tarafından, bazıları CumhurbaĢkanı tarafından, bazıları da her ikisiyle temsil edilir. Bu o ülkelerin Anayasasına bağlıdır. 27