Adet Öncesi Disforik Bozuklukta Trombosit Serotonin Düzeyi



Benzer belgeler
YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA TEMEL İNANÇLAR VE KAYGI İLE İLİŞKİSİ: ÖNÇALIŞMA

Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi

Premenstrüel disforik bozuklukta semptomatolojinin adet döngüsüyle ilişkisi

Gebelikte Ayrılma Anksiyetesi ve Belirsizliğe Tahammülsüzlükle İlişkisi

Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor?

İnfertilite ile depresyon ve anksiyete ilişkisi

Suç işlemiş bipolar bozukluklu olgularda klinik ve suç özellikleri: BRSHH den bir örnek. Dr. Tuba Hale CAMCIOĞLU

Bir Üniversite Kliniğinde Yatan Hastalarda MetabolikSendrom Sıklığı GŞ CAN, B BAĞCI, A TOPUZOĞLU, S ÖZTEKİN, BB AKDEDE

KANSER HASTALARINDA ANKSİYETE VE DEPRESYON BELİRTİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ UZMANLIK TEZİ. Dr. Levent ŞAHİN

Bariatrik cerrahi amacıyla başvuran hastaların depresyon, benlik saygısı ve yeme bozuklukları açısından değerlendirilmesi

Şebnem Pırıldar Ege Psikiyatri AD.

Psoriazis vulgarisli hastalarda kişilik özellikleri ve yaygın psikiyatrik tablolar

Tedaviye Başvuran İnfertil Çiftlerde Kaygı, Öfke, Başa Çıkma, Yeti Yitimi Ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi

DSM-5 Düzey 2 Somatik Belirtiler Ölçeği Türkçe Formunun güvenilirliği ve geçerliliği (11-17 yaş çocuk ve 6-17 yaş anne-baba formları)

İnfertil çiftlerde bağlanma ve mizaç özellikleri tedavi başarısını etkiler mi? Stresin aracı rolü

HEMġEHRĠ ĠLETĠġĠM MERKEZĠ ÇALIġANLARIYLA STRES VE KAYGI DURUMLARI ÜZERĠNE BĠR DEĞERLENDĠRME

Açıklama Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

ACOG Diyor ki! HER GEBE TAKİP SÜRECİNDE EN AZ BİR KEZ PERİNATAL DEPRESYON AÇISINDAN TARANMALIDIR. Özeti Yapan: Dr. Semir Köse

OBEZİTE VE DEPRESYON. Prof. Dr. Aylin Ertekin Yazıcı Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD.

TIP FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNDE GÜNDÜZ AŞIRI UYKULULUK HALİ VE DEPRESYON ŞÜPHESİ İLİŞKİSİ

BASKETBOL OYUNCULARININ DURUMLUK VE SÜREKLİ KAYGI DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ

Depresyon ve Kaygı Belirtilerinde Örtüşen ve Ayrışan Özelliklerin Endişe Olgusu Açısından İncelenmesi. Danışman: Prof. Dr.

AKUT LENFOBLASTİK LÖSEMİ TANILI ÇOCUKLARIN İDAME TEDAVİSİNDE VE SONRASINDA YAŞAM KALİTELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Emine Zengin 4 mayıs 2018

Majör Depresyon Hastalarında Klinik Değişkenlerin Oküler Koherans Tomografi ile İlişkisi

yılları İlişki Bildirimi

Mizofoni: Psikiyatride yeni bir bozukluk? Yaygınlığı, sosyodemografik özellikler ve ruhsal belirtilerle ilişkisi

KULLANILAN MADDE TÜRÜNE GÖRE BAĞIMLILIK PROFİLİ DEĞİŞİKLİK GÖSTERİYOR MU? Kültegin Ögel, Figen Karadağ, Cüneyt Evren, Defne Tamar Gürol

Bilge Togay* Handan Noyan** Sercan Karabulut* Rümeysa Durak Taşdelen* Batuhan Ayık* Alp Üçok*

Serhat Tunç 1, Yelda Yenilmez Bilgin 2, Kürşat Altınbaş 3, Hamit Serdar Başbuğ 4 1

Clayton P, Desmarais L, Winokur G. A study of normal bereavement. Am J Psychiatry 1968;125: Clayton PJ, Halikes JA, Maurice WL.

Ağrı ve psikiyatrik yaklaşım. Prof.Dr.Aslı Sarandöl Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD

Kronik Migrende Botulinum Toksin (BOTOX) Deneyimi

HEMŞİRE TARAFINDAN VERİLEN EĞİTİMİN BESLENME YÖNETİMİNE ETKİSİ

ADET ÖNCESİ DİSFORİK BOZUKLUKTA MİZAÇ VE KARAKTER ÖZELLİKLERİ

T.C. İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ İÇ HASTALIKLARI KLİNİĞİ

ki Uçlu Duygudurum Bozuklu u Olan Kad nlarda Premenstrüel Sendromun De erlendirilmesi

Psikiyatri Acil Servise Başvuran Perinatal Dönemdeki Hastaların Sosyodemografik ve Klinik Özellikleri

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD

Dr.ERHAN AKINCI 46.ULUSAL PSİKİYATRİ KONGRESİ

Bilişsel Kaynaşma ve Yaşantısal Kaçınmayla Aleksitimi İlişkisi: Kabullenme ve Kararlılık Penceresinden Bakış

Tükürük kreatinin ve üre değerleri kullanılarak çocuklarda kronik böbrek hastalığı tanısı konulabilir mi? Dr. Rahime Renda

Adolesanlarda premenstruel sendrom yaygınlığı ve depresyon riski arasındaki ilişki

Anksiyete Bozukluklarının Tedavisinde Antidepresanlar. Doç Dr Selim Tümkaya

EGZERSiziN DEPRESYON TEDAVisiNDEKi YERi VE ETKiLERi

Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği En İyi Genç Araştırıcı Ödülü-2011

Klinik Psikofarmakoloji Bülteni ve 1. Ulusal Psikofarmakoloji Kongresi ARAŞTIRMA TEŞVİK ÖDÜLLERİ

Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır.

Son 10 yıldır ilaç endüstrisi ile bir ilişkim (araştırmacı, danışman ve konuşmacı) yoktur.

HEMODİYALİZ HASTALARININ HİPERTANSİYON YÖNETİMİNE İLİŞKİN EVDE YAPTIKLARI UYGULAMALAR

Premenstrüel Sendromu Olan Kadınlarda Yüzden Duygu İfadesi Tanıma Becerilerinin Premenstrüel Sendromu Olmayan Kadınlarla Karşılaştırılması 2

Anksiyöz depresyonun klinik özellikleri

ÖZET Amaç: Yöntem: Bulgular: Sonuç: Anahtar Kelimeler: ABSTRACT The Evaluation of Mental Workload in Nurses Objective: Method: Findings: Conclusion:

Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl. Tıpta Doktora Farmakoloji Marmara Üniversitesi 1989

HEMODİYALİZ HASTALARININ GÜNLÜK YAŞAM AKTİVİTELERİ, YETİ YİTİMİ, DEPRESYON VE KOMORBİDİTE YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ

ÖZET Amaç: Yöntem: Bulgular: Sonuçlar: Anahtar Kelimeler: ABSTRACT Rational Drug Usage Behavior of University Students Objective: Method: Results:

Yrd.Doç.Dr. AYLA TUZCU

Yardımcı Doçent Psikoloji Haliç Üniversitesi 2000 Yardımcı Doçent Psikoloji FSM Vakıf Üniversitesi 2011

HASTANE ÇALIŞANLARINDA PREMENSTRÜEL SENDROM VE DEPRESYON İLE İLİŞKİSİ i

EĞİTİM VEREN BİR DEVLET HASTANESİ PSİKİYATRİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HASTALARIN TANI GRUPLARINA GÖRE SOSYODEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ

SoCAT. Dr Mustafa Melih Bilgi İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Manisa İlinde Premenstrüel Sendrom Belir Örüntüsü ve Belir Yaygınlığının Araş rılması

Açıklama Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

Adet Yokluğu; Adet Kesilmesi; Menstruasyon un Kesilmesi; Adetlerin Durması;

Kadın Major Depresif Bozukluk ve Panik Bozukluk Hastalarında Cinsel İşlev Bozukluğunun Karşılaştırılması

GÖRÜfiLER. Uzm. Dr. Özlem Erman

Malnutrisyon ve İnflamasyonun. Hasta Ötiroid Sendromu Gelişimine imine Etkisi

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ve Doğum Mevsimi İlişkisi. Dr. Özlem HEKİM BOZKURT Dr. Koray KARA Dr. Genco Usta

Şizofreni ve Bipolar Duygudurum Bozukluğu Olan Hastalara Bakım Verenin Yükünün Karşılaştırılması

Hastane çalışanlarında hasta bina sendromu ile iç ortam hava kalitesinin ilişkisi

Erişkin Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite Bozukluğu nda Prematür Ejakülasyon Sıklığı: 2D:4D Oranı İle İlişkisi

1993- Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uygulamalı Psikoloji (Klinik Psikoloji) Anabilim Dalı Bilim Uzmanlığı (Yüksek Lisans)

ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN PREMENSTRUAL SENDROM YAŞAMA VE BAŞETME DURUMLARI

Kronik Böbrek Hastalarında Eğitim Durumu ve Yaşam Kalitesi. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi

ŞİZOFRENİ HASTALARINDA TIBBİ(FİZİKSEL) HASTALIK EŞ TANILARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Adet Yokluğu; Adet Kesilmesi; Menstruasyon un Kesilmesi; Adetlerin Durması;

TÜRKiYE'DEKi ÖZEL SAGLIK VE SPOR MERKEZLERiNDE ÇALIŞAN PERSONELiN

Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar

Dr. rer. nat. Serkan Het Psikolojik Psikoterapist Diplom Psikolog Özgeçmiş Doğum tarihi ve yeri , Essen

HEMODİYALİZ VE PERİTON DİYALİZİ UYGULANAN HASTALARIN BEDEN İMAJI VE BENLİK SAYGISI ALGILARININ KARŞILAŞTIRILMASI

Elazığ İli Karakoçan İlçesinden Elde Edilen Sütlerde Yağ ve Protein Oranlarının AB ve Türk Standartlarına Uygunluklarının Belirlenmesi

Manisa İlinde Premenstrüel Sendrom Belir Örüntüsü ve Belir Yaygınlığının Araş rılması

Fetus - Amru.os sıvısı - Anne organizması arasındaki ilişki ve denge önemlidir. Amnios sıvısı total protein düzeyi çeşitli araştırmalara konu

DSM V madde kullanım bozuklukları için neler getiriyor? Prof. Dr. Yıldız Akvardar


ABSTRACT $WWLWXGHV 7RZDUGV )DPLO\ 3ODQQLQJ RI :RPHQ $QG $IIHFWLQJ )DFWRUV

Paroksetin ve Depresyon

Özel Bir Hastanede Diyabet Polikliniğine Başvuran Hastalarda İnsülin Direncini Etkileyen Faktörlerin Araştırılması

Dr. Semih Demir. Tez Danışmanı. Doç.Dr.Barış Önder Pamuk

Naciye Sinem Gezer 1, Atalay Ekin 2

DEPRESYONU OLAN VE OLMAYAN GENÇ KIZLAR VE ANNELER NDEK ADET ÖNCES YAKINMALARIN KARfiILAfiTIRILMASI*

HOŞGELDİNİZ. Diaverum

14 Aralık 2012, Antalya

Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar

BİPOLAR YAŞAM DERNEĞİ Bipolar II Bozukluk

Konu: Davranışın Nörokimyası. Amaç: Bu dersin sonunda öğrenciler davranışın biyokimyasal mekanizmalarını öğreneceklerdir. Öğrenim hedefleri:

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

HS-003. Nuray ŞAHİN ORAK (Marmara Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Hemşirelik Bölümü, Hemşirelik Esasları Anabilim Dalı.

HEMŞİRELİK VE SAĞLIK MEMURLUĞU ÖĞRENCİLERİNİN ATILGANLIK DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ*

Transkript:

Araflt rmalar / Original Papers Adet Öncesi Disforik Bozuklukta Trombosit Serotonin Düzeyi Murat Erdem 1, Ali Doruk 2, Fuat Özgen 3 ÖZET: Adet öncesi disforik bozuklukta trombosit serotonin düzeyi Girifl: Adet Öncesi Disforik Bozukluk (AÖDB) reprodüktif dönemdeki kad nlarda s k görülmektedir. Semptomlar n n do as nedeni ile etiyolojisinde serotonerjik anormalli in ön planda oldu u düflünülmektedir. Bu çal flmada Adet Öncesi Disforik Bozukluk hastalar nda trombosit serotonin düzeylerinin sa l kl kontrol grubuna göre farkl olup olmad n n tespit edilmesi amaçlanm flt r. Yöntem: Iki ayl k takip sonras AÖDB tan s alan 20 hasta ve 20 sa l kl kontrol grubu çal flmaya al nd. Olgular n foliküler ve luteal dönemde depresyon ve anksiyete düzeyleri tespit edildi ve trombosit serotonin düzeyinin ölçümü için venöz kan örnekleri al nd. Trombosit serotonin düzeyi Yüksek Bas nçl S v Kromotografisi- Elektrokimyasal Detektör (HPLC-ECD) yöntemi ile ölçüldü. Bulgular: AÖDB grubundaki depresyon ve anksiyete düzeyleri kontrol grubuna göre her iki dönemde de yüksek bulundu. Her iki dönemde trombosit serotonin düzeyi yönünden olgu ve kontrol gruplar aras nda fark saptanmad. Bunun yan nda foliküler dönemdeki trombosit serotonin düzeyinin her iki grupta da luteal döneme göre daha yüksek oldu u tespit edilmifltir. Sonuç: Bu bulgular fl nda AÖDB etiyolojisinde etkin oldu u öne sürülen serotonerjik anormalli in Merkezi Sinir Sistemindeki serotonin düzeyini yans tt de erlendirilen trombosit serotonin düzeyinde olmad, serotonerjik postsinaptik reseptör yan tlar ile iliflkili olabilece i düflünülmektedir. Anahtar sözcükler: Adet öncesi disforik bozukluk, trombosit, serotonin Klinik Psikofarmakoloji Bülteni 2009;19:396-401 ABSTRACT: Thrombocyte serotonin level in premenstrual dysphoric disorder Objective: Premenstrual dysphoric disorder (PMDD) occurs frequently in women during the reproductive period. The serotonergic abnormality is thought to be in foreground etiologically, because of the characteristics of its symptoms. We aimed to study, whether thrombocyte serotonin levels are different between PMDD and healthy control groups. Methods: Twenty patients who were daignosed with PMDD after two months follow up and 20 healthy controls were included the study. Depression and anxiety levels of the subjects were determined in follicular and luteal phases. Venous blood samples were obtained during both phases. Thrombocyte serotonin levels were measured by High Pressure Liquid Cromotography-Electrochemical Detector method. Results: Depression and anxiety levels of PMDD group were higher than control group in both phases. Thrombocyte serotonin levels were not different between PMDD and control groups in both phases. Thrombocyte serotonin levels were higher during follicular phase than luteal phase in both groups. Conclusion: According to our results the serotonergic abnormality, that was claimed to be important in PMDD etiology, was not in thrombocyte serotonin levels which reflect the serotonin levels in central nervous system. This abnormality may be associated with serotonergic postsynaptic receptor response. Key words: Premenstrual dysphoric disorder, thrombocyte, serotonin Bulletin of Clinical Psychopharmacology 2009;19:396-401 1 An ttepe Dispanseri 2 GATA Psikiyatri AD Yaz flma Adresi / Address reprint requests to: Dr. Murat Erdem, An ttepe Dispanseri Ankara-Turkey Elektronik posta adresi / E-mail address: drmerdem@yahoo.com Kabul tarihi / Date of acceptance: 9 Eylül 2009 / September 9, 2009 Ba nt beyan : M.E., A.D., F.Ö.: yok. Declaration of interest: M.E., A.D., F.Ö.: none. GİRİŞ Adet öncesi sendrom (AÖS), adet döngüsünün geç luteal döneminde, bu döneme özgü olarak oluşan, çoğu döngüde tekrarlayan, adetin başlamasıyla kısa sürede hafifleyip kaybolan, fiziksel, psişik ve davranışsal değişikliklerin bulunduğu bir tablodur (1). Adet öncesi disforik bozukluk (AÖDB) ise AÖS nin duygudurum semptomlarının egemen olduğu, günlük işlevselliğin ve kişiler arası ilişkilerin belirgin biçimde bozulduğu ağır formu olarak tanımlanabilir. AÖS ve AÖDB olgularında; luteal dönemde; serum serotonin düzeylerinde düşüklük (2), trombositlere serotonin alımında azalma (3,4), azalmış trombosit serotonin düzeyi (3), trombositlerde imipramin reseptör bağlanmasında düşüklük (5) saptanırken, hem luteal hem de foliküler dönemde fenfluramin, meta kloro fenil piperazin gibi serotonin agonistlerine ve triptofana kortizol ve prolaktin yanıtında körleşme tespit edilmiştir (6,7,8). Bu bulguların yanı sıra AÖS nedeni ile fluoksetin tedavisi alan ve tedaviden fayda gören hastalarda seçici serotonin antagonisti olan metergolin uygulanması sonrası semptomların yenilemesi (9) ve Seçici Serotonin Gerialım İn- 396 Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, Cilt: 19, Say : 4, 2009 / Bulletin of Clinical Psychopharmacology, Vol: 19, N.: 4, 2009 - www.psikofarmakoloji.org

M. Erdem, A. Doruk, F. Özgen hibitörlerinin hastalığın tedavisinde etkili olduğunun gösterilmesi (10) serotoninin AÖS ve AÖDB fizyopatolojisinde önemli rol oynadığını düşündürmektedir. Trombosit ve Merkezi Sinir Sistemi (MSS) nde serotonin taşıyıcı proteinler aynı gen tarafından kodlanmaktadır ve her iki proteinin de aminoasit dizilimleri aynıdır. Aynı zamanda trombositlerdeki ve insan beynindeki 5- HT2A reseptörlerinin benzer yapıda olduğu belirtilmektedir (11). Serotoninin trombositlere alımı, depolanması ve salınımı MSS deki süreçlere benzediğinden dolayı trombositlerin santral serotonerjik sinapslar için kullanılabilir periferal bir model olduğu belirtilmektedir (11-14). Bu çalışmada AÖDB olguları ile sağlıklı kontrol grubu arasında foliküler ve luteal dönemde trombosit serotonin düzeyleri açısından farklılık olup olmadığının tespit edilmesi amaçlanmıştır. GEREÇ VE YÖNTEM Olgu grubunu, Gülhane Askeri Tıp Fakültesi Psikiyatri Polikliniği ne kurulan işbirliği çerçevesinde diğer kliniklerden gönderilen ve Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hemşirelik Okulu nda yapılan bilgilendirme sonrası çalışmaya katılmayı kabul eden, adet öncesi dönemde çeşitli yakınmaları olan kadınlar oluşturdu. Adet öncesi yakınmaları olduğunu ifade ederek başvuran; 18-35 yaş arası, son altı aydır düzenli adet döngüleri olan, son altı aylık dönemde önemli tıbbi bir hastalık geçirmemiş olan, sigara kullanmayan, son altı aydır psikotrop ilaç ve oral kontraseptif kullanmayan kadınlar görüşmeye alındı. Olgulardan iki ay boyunca AÖDB için Sorun Şiddeti Günlük Kayıt Çizelgesi doldurmaları istendi. Ölçek değerlendirmesi ve yapılan klinik görüşme sonrası Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı Dördüncü Baskı (DSM-IV-TR) tanı ölçütlerine göre AÖDB tanısı alan ve DSM-IV Eksen I Bozuklukları için Yapılandırılmış Klinik Görüşme Formu (SCID-I) ile binişik psikiyatrik hastalık saptanmayan olgular çalışmaya alındı. 31 olgudan 2 si döngü içi kanama, 1 i çalışma döneminde gebelik ortaya çıkması, kalan 8 i de yeterli işbirliği kuramama, kan örneği alma tarihini kaçırma gibi nedenlerden dolayı çalışma dışı bırakıldı. Kontrol grubunu ise adet öncesi dönemde hiçbir yakınması olmayan, yapılan klinik görüşme ve SCID-I ile psikiyatrik hastalık saptanmayan, düzenli adet döngüleri olan, oral kontraseptif kullanmayan sağlıklı kadınlar oluşturdu. Her iki gruba foliküler (7-9 ncu günler arası) ve geç luteal (21-25 nci günler arası) dönemde olmak üzere iki klinik görüşme uygulandı. Bu görüşmeler sırasında anksiyete ve depresyon düzeyleri Beck depresyon ölçeği, Beck anksiyete ölçeği, Hamilton depresyon ölçeği ve Hamilton anksiyete ölçeği ile tespit edildi. Olgu ve kontrol gruplarından adet döngüsünün foliküler ve geç luteal dönemlerinde trombosit serotonin düzeyinin ölçümü için periferik venöz kan örnekleri alındı. Trombosit serotonin düzeyleri Yüksek Basınçlı Sıvı Kromotografisi- Elektrokimyasal Detektör (HPLC-ECD) yöntemi ile tespit edildi. Çalışmaya katılan bireylere çalışmanın kapsamı açıklandı. Deneklerin yazılı izinleri ve etik kurul onayı alındı. Adet Öncesi Disforik Bozuklukta Sorun Şiddeti Günlük Kayıt Çizelgesi Bu ölçek AÖDB için DSM-IV-TR tanı ölçütlerini içeren 11 madde ile bu maddelerde belirtilen yakınmaların mesleki ve sosyal işlevsellik ile kişiler arası ilişkiler üzerine etkisini değerlendirmeye yönelik 3 maddeden oluşmaktadır. Semptomların ileriye dönük değerlendirilmesini sağlar. Her bir belirti için 0-6 arası puanlama kullanılmaktadır. Ardışık iki döngüde, adet öncesi bir haftalık (geç luteal) dönemde en az 2 ya da daha fazla gün, en az 4 puan olarak belirtilmiş depresyon, anksiyete, affektif labilite, öfke/ irritabilitenin bulunması, 11 maddenin en az beşinin en az iki gün boyunca ve en az 4 olarak puanlanması, en az 2 gün süre ile işlevselliği değerlendiren 3 maddeden birinin en az 4 olarak puanlanmış olması ile AÖDB tanısı konulmuştur. Ölçek Endicott ve arkadaşları tarafından geliştirilmiştir (15). Beck Depresyon Ölçeği (BDÖ) Ölçekte 21 belirtiyi kapsayan ifadeler bulunmakta ve her belirti için 0 ile 3 arasında puanlama kullanılmaktadır. Geçerlik ve güvenirlik çalışması Hisli tarafından yapılmıştır (16). Beck Anksiyete Ölçeği (BAÖ) Anksiyete belirtilerinin düzeyini ve şiddetini ölçmek için kullanılan bir ölçektir. Türkçe uyarlaması, geçerlik ve güvenirlik çalışması Ulusoy ve arkadaşları tarafından yapılmıştır (17). Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, Cilt: 19, Say : 4, 2009 / Bulletin of Clinical Psychopharmacology, Vol: 19, N.: 4, 2009 - www.psikofarmakoloji.org 397

Adet öncesi disforik bozuklukta trombosit serotonin düzeyi Hamilton Depresyon Ölçeği (HDÖ) Hastaların depresyon düzeyini ve şiddet değişimini ölçmek için kullanılır. Geçerlik ve güvenirlik çalışması Akdemir ve arkadaşları tarafından yapılmıştır (18). Hamilton Anksiyete Ölçeği (HAÖ) BULGULAR AÖDB ve kontrol grubu arasında yaş (sırasıyla 25.6±5.16 ve 25.1±4.82, Z = 0.18, p > 0.05 ) ve eğitim düzeyi (X 2 = 3.24, p > 0.05) yönünden anlamlı farklılık saptanmamıştır. AÖDB ve kontrol grubunun foliküler ve luteal dönemdeki depresyon ve anksiyete düzeyleri Tablo 1 de verilmiştir. Tablo 1: Adet Öncesi Disforik Bozukluk (AÖDB) ve Kontrol Grubunun Foliküler ve Luteal Dönem Depresyon ve Anksiyete Düzeylerinin Karfl laflt r lmas AÖDB Kontrol Z* p (Ort ± Ss) (Ort ± Ss) Foliküler HAM-D 4.10 ± 2.12 1.75 ± 1.33 3.48 < 0.001 HAM-A 6.25 ± 4.21 3.50 ± 1.82 2.32 0.02 Beck-D 9.40 ± 4.53 3.75 ± 2.73 3.75 < 0.001 Beck-A 9.30 ± 6.12 5.25 ± 3.50 2.33 0.02 Luteal HAM-D 12.50 ± 2.85 2.50 ±1.96 5.42 < 0.001 HAM-A 17.70 ± 5.31 3.45 ± 2.28 5.42 < 0.001 Beck-D 19.40 ± 6.78 4.90 ± 3.56 5.29 < 0.001 Beck-A 21.85 ± 9.77 4.05 ± 3.03 5.27 < 0.001 *: Mann-Whitney U testi. Tablo 2: AÖDB ve Kontrol Grubunda Foliküler ve Luteal Dönemde Trombosit Serotonin Düzeylerinin Karfl laflt r lmas ve De iflimi. Trombosit Serotonin statistik Trombosit Serotonin statistik Düzeyleri Düzeylerinin De iflimi Foliküler Luteal Z** Foliküler Luteal Z*** (Ort ± Ss)* (Ort ± Ss) (Ort ± Ss)* (Ort ± Ss) AÖDB (n= 20) 8.54 ± 2.92 6.42 ± 1.62 0.38 a 8.54 ± 2.92 6.42 ± 1.62 3.66 b Kontrol (n= 20) 8.08 ± 2.87 6.33 ± 1.93 0.16 a 8.08 ± 2.87 6.33 ± 1.93 3.92 b *: nmol/ 109 trombosit, **: Mann-Whitney U testi, a: p > 0.05, ***: Wilcoxon iflaretli s ralar testi, b: p< 0.001. Hastaların anksiyete düzeyini ve belirti dağılımını belirlemek ve şiddet değişimini ölçmek için kullanılmaktadır. Geçerlik ve güvenirlik çalışması Yazıcı ve arkadaşları tarafından yapılmıştır (19). İstatistiksel Analiz İki grubun eğitim düzeyleri X 2 testi ile, yaş, eğitim düzeyi, foliküler ve luteal dönemdeki depresyon ve anksiyete düzeyleri ile trombosit serotonin düzeyi ise parametrik koşulların sağlanmamasından dolayı Mann Whitney U testi ile karşılaştırılmıştır. İki grubun kendi içinde foliküler ve luteal dönem trombosit serotonin düzeyinin karşılaştırılmasında ise Wilcoxon işaretli sıralar testi kullanılmıştır. AÖDB grubunun foliküler ve luteal dönemdeki depresyon ve anksiyete düzeylerinin sağlıklı kontrol grubunun depresyon ve anksiyete düzeylerinden yüksek olduğu saptanmıştır. AÖDB ve kontrol grubunun foliküler ve luteal dönemdeki trombosit serotonin düzeyi ile her iki grupta trombosit serotonin düzeyinin foliküler ve luteal dönemdeki değişimi Tablo 2 de verilmiştir. AÖDB ve kontrol grubunun foliküler ve luteal dönem trombosit serotonin düzeyi arasında farklılık olmadığı, fakat her iki grupta luteal dönemdeki trombosit serotonin düzeyinin foliküler dönemdeki trombosit serotonin düzeyinden düşük olduğu saptanmıştır. 398 Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, Cilt: 19, Say : 4, 2009 / Bulletin of Clinical Psychopharmacology, Vol: 19, N.: 4, 2009 - www.psikofarmakoloji.org

M. Erdem, A. Doruk, F. Özgen TARTIŞMA Depresyon ve Anksiyete Düzeyleri AÖDB hastalarının foliküler dönem depresyon ve anksiyete düzeylerinin kontrol grubundan yüksek olduğu, luteal dönemde iki grup arasındaki bu farklılığın daha da belirginleştiği tespit edilmiştir. Bunun yanı sıra AÖDB grubunun luteal dönem depresyon ve anksiyete düzeylerinin foliküler döneme göre yüksek olduğu, bununla birlikte kontrol grubunda adet döngüsünün her iki döneminde depresyon ve anksiyete düzeylerinin farklılık göstermediği tespit edilmiştir. AÖDB olgularının luteal dönem depresyon düzeylerinin kontrol grubundan yüksek olduğu bulgusu literatürdeki çalışmalar ile uyumludur (7,20,21,22). PMS semptomlarının günlük olarak izlendiği bir çalışmada PMS hastalarının luteal dönemdeki çökkünlük düzeylerinin sağlıklı kontrol grubundan yüksek olduğu saptanmıştır (7). Engin-Üstün ve ark.nın 31 PMS hastasında gerçekleştirdikleri bir çalışmada, MSS deki serotonerjik aktiviteyi yansıtan trombosit imipramin bağlama kapasitesinin luteal dönemde sağlıklı kontrol grubundan düşük olduğu, BDÖ puanlarının ise sağlıklı kontrol grubundan yüksek olduğu saptanmıştır. Fakat bu çalışmada trombosit imipramin bağlama kapasitesi ile BDÖ puanları arasında bağıntı olmadığı saptanmıştır (20). Bizim çalışmamızda da benzer şekilde BDÖ puanları ile trombosit serotonin düzeyi arasında bağıntı olmadığı tespit edilmiştir (r = 0.27, p > 0.05). Bu durum AÖDB olgularının depresif semptom düzeylerinin sadece serotonerjik aktiviteye bağlı olmadığını, diğer nörokimyasal mekanizmaların da depresif semptom düzeyi üzerine etkili olabileceğini düşündürmektedir. Bu çalışmada AÖDB hastalarının foliküler dönem BAÖ ve HAÖ puanlarının kontrol grubuna göre anlamlı düzeyde yüksek olduğu, luteal dönemde anksiyete düzeylerinin AÖDB grubunda arttığı, kontrol grubunda ise bu tür bir artma olmadığı tespit edilmiştir. AÖS olgularının anksiyete düzeylerinin Durumluk ve Sürekli Anksiyete Ölçeği ile değerlendirildiği bazı çalışmalarda, luteal dönemdeki durumluk anksiyete düzeylerinin foliküler döneme göre yüksek olduğu ve ölçeğin kesme puanını aştığı, kontrol grubunda ise böyle bir değişim bulunmadığı, sürekli anksiyete düzeylerinin ise AÖS grubunda her iki dönemde kontrol grubundan yüksek olmakla birlikte ölçeğin kesme puanı altında kaldığı tespit edilmiştir (21,22). Trombosit Serotonin Düzeyi Çalışmada AÖDB ve kontrol grubunun trombosit serotonin düzeyi arasında her iki dönemde de farklılık bulunmadığı, fakat her iki grubun trombosit serotonin düzeyinin luteal dönemde foliküler döneme göre düşük olduğu tespit edilmiştir. AÖS ve AÖDB olgularında trombosit serotonin düzeyinin araştırıldığı çalışmalarda kontrol grubunun kullanılmadığı ya da örneklemlerin küçük olduğu dikkati çekmektedir. Taylor un 16 AÖS hastası ile yaptığı, sağlıklı kontrol grubunun yer almadığı çalışmada trombosit serotonin düzeyinin luteal dönemde foliküler dönemden düşük olduğu bulunmuştur (4). Sekiz AÖS hastasının değerlendirildiği bir başka çalışmada ise AÖS grubunun geç luteal dönem trombosit serotonin düzeyinin kontrol grubundan düşük olduğu tespit edilmiştir (3). Bu hastalarda binişik eksen-i bozukluklarının dışlanmaması ve örneklemin küçük olması çalışmanın sınırlılığı olarak göze çarpmaktadır. Çünkü binişik eksen-i bozukluğunun varlığı trombosit serotonin düzeyine etki edebilir. Örneğin depresif bozukluk tanısı alan hastalarda trombosit serotonin düzeyi sağlıklı kontrol grubundan düşük bulunmuştur (23,24). Bizim çalışmamızda ise binişik eksen-i bozukluğu bulunmayan AÖDB olguları değerlendirilmiştir. Bu çalışmada AÖDB grubunun SCID-I de geçirilmiş major depresyon tanısı alan alt grubunda (n = 5) trombosit serotonin düzeyi foliküler dönem için 7.05±1.76, luteal dönem için 5.64±1.50 olarak tespit edilmiştir. Bu değerler AÖDB grubunda SCID-I de psikiyatrik tanı almamış olguların ortalamasından (foliküler dönem için 9.14±3.30, luteal dönem için 6.59±1.70) düşük olmakla birlikte aradaki fark istatistiksel olarak anlamlı değildir (p > 0.05). Major depresyon olgularında trombosit serotonin düzeyinin kontrol grubundan anlamlı düzeyde düşük olduğu ve antidepresan tedavi ile trombosit serotonin düzeyinin daha da azaldığı (24,25) göz önüne alındığında bu durumun major depresif bozukluk için karakteristik özellik olabileceği, yani depresif epizod geçirmeye yatkınlığı yansıtabileceği değerlendirilebilir. Bununla birlikte major depresif epizod geçiren AÖDB olgularının pür AÖDB olgularından trombosit serotonin düzeyi yönünden farklılık gösterip göstermediğinin tespit edilmesi amacı ile daha büyük örneklemde gerçekleştirilen çalışmalara gereksinim bulunduğu düşünülmektedir. Trombosit serotonin düzeyinin yaş, cinsiyet, sigara kullanımı ve binişik tanılardan etkilenebileceği, plazma Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, Cilt: 19, Say : 4, 2009 / Bulletin of Clinical Psychopharmacology, Vol: 19, N.: 4, 2009 - www.psikofarmakoloji.org 399

Adet öncesi disforik bozuklukta trombosit serotonin düzeyi östrojen düzeyi ile doğru orantılı olduğu belirtilmektedir (23,26). Bu çalışmada AÖDB olguları yaş yönünden kontrol grubuna benzer özelliktedir. Olgu ve kontrol grupları sigara kullanmayan bireylerden oluşmuştur. Bununla birlikte çalışmaya katılan bireylerin plazma östrojen düzeyleri tespit edilmemiştir. Yani trombosit serotonin düzeyinin adet dönemleri arasında farklılık göstermesinin plazma östrojen düzeyleri ile ilişkili olup olmadığı değerlendirilmemiştir. Bu durumun çalışmanın bir kısıtlılığı olduğu düşünülmektedir. Adet döngüsünün farklı dönemleri trombosit serotonin düzeyini etkileyebilir, fakat bu etki değişkendir ve tespiti güçtür (23). Bununla uyumlu olarak trombosit serotonin düzeyi ile adet döngüsü arasındaki ilişkinin araştırıldığı çalışmaların sonuçları çelişkilidir. Menstruel migrenli 7 hasta ile 8 sağlıklı bireyin karşılaştırıldığı bir çalışmada trombosit serotonin düzeyinin hasta grubunda foliküler dönemde luteal dönemden yüksek olduğu, kontrol grubunda ise her iki dönemde farklılık göstermediği saptanmıştır (27). Mück-Seler ve ark. ise depresyon ve şizofreni hastaları ile sağlıklı 70 olgunun yer aldığı çalışmada trombosit serotonin düzeyinin adet döngüsü ile ilişkili olmadığını saptamışlardır (23). Bu çalışmada ise AÖDB ve kontrol grubunun trombosit serotonin düzeyinin foliküler dönemde luteal dönemden yüksek olduğu saptanmıştır. Çalışmanın bulgularına göre AÖDB etiyopatogenezinde etkin olduğu öne sürülen serotonerjik anormalliğin trombosit serotonin düzeyinde olmadığı, yani durumsal bir anormallik sergilemediği, muhtemelen yapısal bir özelliği yansıtan serotonerjik postsinaptik reseptör yanıtları ile ilişkili olabileceği düşünülmektedir. Ayrıca SSGİ leri AÖS ve AÖDB tedavisinde ilk seçenek olmakla birlikte olguların yaklaşık %60 ında yararlı olabilmektedir. Yani AÖDB olgularının yaklaşık %40 ını oluşturan alt grubunda serotonerjik sistem dışındaki nörokimyasal anormalliklerin etkin olduğu belirtilmektedir (10). Bu çalışmadaki örneklem serotonerjik anormalliğin bulunduğu alt grubu yansıtmıyor olabilir. Sonuç olarak AÖDB olgularının trombosit serotonin düzeyleri yönünden kontrol grubundan farklılık göstermediği, fakat bunun AÖDB etiyolojisinde serotonerjik anormallik olduğunu dışlayamayacağı; ayrıca AÖDB de major depresif epizod geçiren alt grubun trombosit serotonin düzeyi yönünden farklılık gösterebileceği, bu farklılığın ortaya konulabilmesi için yeterli sayıda olgu içeren çalışmalara gereksinim olduğu düşünülmektedir. Kaynaklar: 1. Freeman EW. Premenstrual syndrome and premenstrual dysphoric disorder: definitions and diagnosis. Psychoneuroendocrinology 2003; 28: 25-37. 2. Rapkin AJ, Edelmuth E, Chang LC, Reading AE, McGuire MT, Su TP. Whole-blood serotonin in premenstrual syndrome. Obstet Gynecol 1987; 70: 533-537. 3. Ashby CR, Carr LA, Cook CL. Alteration of platelet serotonergic mechanisms and monoamine oxidase activity in premenstrual syndrome. Biol Psychiatry 1988; 24: 225-233. 4. Taylor DL, Mathew RJ, Ho BT, Weinman ML. Serotonin Levels and Platelet Uptake During Premenstrual Tension. Neuropsychobiology, 1984; 12:16-18. 5. Rojansky N, Halbreich U, Zander K, Barkai A, Goldstein S. Imipramine receptor binding and serotonin uptake in platelets of women with premenstrual changes. Gynecol Obstet Invest 1991; 31: 146-152. 6. Fitzgerald M, Malone KM, Li S, Harrison WM, McBride PA, Endicott J, Cooper T, Mann JJ. Blunted serotonin response to fenfluramine challenge in premenstrual dysphoric disorder. Am J Psychiatry 1997; 154: 556-558. 7. Rasgon N, McGuire M, Tanavoli S, Fairbanks L, Rapkin A. Neuroendocrine response to an intravenous L-tryptophan challenge in women with premenstrual syndrome. Fertil Steril 2000; 73: 144-153. 8. Su TP, Schmidt PJ, Danaceau M, Murphy DL, Rubinow DR. Effect of menstrual cycle phase on neuroendocrine and behavioral responses to the serotonin agonist m-chlorophenylpiperazine in women with premenstrual syndrome and controls. J Clin Endocrinol Metab 1997; 82: 1220-1228. 9. Roca CA, Schmidt PJ, Smith MJ, Danaceau MA, Murphy DL, Rubinow DR. Effects of metergoline on symptoms in women with premenstrual dysphoric disorder. Am J Psychiatry 2002; 159: 1876-1881. 10. Rapkin AA. review of treatment of premenstrual syndrome & premenstrual dysphoric disorder. Psychoneuroendocrinology 2003; 28: 39-53. 11. Wihlback AC, Sundstrom Poromaa I, Bixo M, Allard P, Mjorndal T, Spiqset O. Influence of menstrual cylce on platelet serotonin uptake site and serotonin2a receptor binding. Psychoneuroendocrinology 2004; 29: 757-766. 12. Spiqset O, Allard P, Mjörndal T. Circannual variations in the binding of (H) lysergic acid diethylamide to serotonin 2A receptors and of (H) paroxetine to serotonin uptake sites in platelets from healthy volunteers. Biol Psychiatry 1998; 43: 774-780. 13. Andres AH, Rao MA, Ostrowitzki S, Enzian W. Human brain cortex and platelet serotonin2 receptor binding properties and their regulation by endogenous serotonin. Life Sciences 1993; 52: 313-321. 400 Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, Cilt: 19, Say : 4, 2009 / Bulletin of Clinical Psychopharmacology, Vol: 19, N.: 4, 2009 - www.psikofarmakoloji.org

M. Erdem, A. Doruk, F. Özgen 14. Mendelson SC. The current status of the platelet 5-HT2A receptor in depression. Journal of Affective Disorders 2000; 57: 13-24. 15. Endicott J, Harrison W, Neel J. Daily record of severity of problems (DRSP): reliability and validity. Arch Womens Ment Health 2006; 9: 41-49. 16. Hisli N. Beck Depresyon Envanteri nin Geçerliği Üzerine Bir Çalışma. Psikoloji Dergisi 1988; 22: 118-126. 17. Ulusoy M, Erkmen H, Şahin, N. Turkish Version of the Beck Anxiety Inventory: Psychometric Properties. J Cog Psychother 1998; 12: 163-172. 18. Akdemir A, Örsel S, Dağ İ. Hamilton Depresyon Derecelendirme Ölçeğinin Geçerliliği, Güvenilirliği ve Klinikte Kullanımı. 3P Dergisi 1996; 4: 251-259. 19. Yazıcı, M. K., Demir, B., Tanrıverdi, N. ve ark., Hamilton Anksiyete Değerlendirme Ölçeği: Değerlendiriciler Arası Güvenirlik ve Geçerlik Çalışması. Türk Psikiyatri Dergisi, 1998; 9:114-117. 20. Engin-Üstün Y, Üstün Y, Gürdal H. Serotonergic activity and the Beck depression inventory in the premenstrual syndrome. J Reprod Med 2005; 50: 327-331. 21. Yücel B. Premenstruel sendromda anksiyete, depresyon, benlik saygısı ve hormon ölçümlerinin karşılaştırmalı değerlendirmesi. Uzmanlık Tezi. 1993. İstanbul. 22. Bayraktar E. Geç luteal faz disforik bozukluğu (PMS) tanılı olgularda sosyodemografik ve kişilik özellikleri ile IV klonidin stimülasyonuna GH yanıtları. Uzmanlık tezi. 1990. İzmir. 23. Mück-Seler D, Pivac N, Mustapic M, Crncevic Z, Jakovljevic M, Sagud M. Platelet serotonin and plasma prolactin and cortisol in healthy, depressed and schizophrenic women. Psychiatry Research 2004; 127: 217-226. 24. Pivac N, Mück-Seler D, Sagud M, Jakovljevic M, Mustapic M, Mihaljevic-Peles A. Long-term sertraline treatment and peripheral biochemical markers in female depressed patients. Progress in Neuro-Psychopharmacology & Biological Psychiatry 2003; 27: 759-765. 25. Figueras G, Perez V, San Martino O, Alvarez E, Artigas A. Pretreatment platelet 5-HT concentration predicts the short-term response to paroxetine in major depression. Grupo de Transtornos Afectivos. Biol Psychiatry 1999; 46: 518-524. 26. Guicheney P. Human platelet serotonin content: methodological aspects and physiological variations. Meth and Find Clin Pharmacol 1988; 10: 253-258. 27. Fioroni L, Andrea GD, Alecci M, Cananzi A, Facchinetti F. Platelet serotonin pathway in menstrual migraine. Cephalalgia 1996; 16: 427-430. Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, Cilt: 19, Say : 4, 2009 / Bulletin of Clinical Psychopharmacology, Vol: 19, N.: 4, 2009 - www.psikofarmakoloji.org 401