İÇİNDEKİLER. 3 ŞUBAT 2002 ÇAY (AFYON) DEPREMİNİN KAYNAĞI VE AĞIR HASARIN NEDENLERİ: Akşehir Fay Zonu...3. Giriş...3



Benzer belgeler
Kütahya Simav da. Makale

25 OCAK 2005 HAKKARİ DEPREMİ HAKKINDA ÖN DEĞERLENDİRME

17 EKİM 2005 SIĞACIK (İZMİR) DEPREMLERİ ÖN DEĞERLENDİRME RAPORU

B.Ü. KANDİLLİ RASATHANESİ ve DAE. BÖLGESEL DEPREM-TSUNAMİ İZLEME ve DEĞERLENDİRME MERKEZİ 25 MART 2019 YAĞCA-HEKİMHAN MALATYA DEPREMİ BASIN BÜLTENİ

FAYLARDA YIRTILMA MODELİ - DEPREM DAVRANIŞI MARMARA DENİZİ NDEKİ DEPREM TEHLİKESİNE ve RİSKİNE FARKLI BİR YAKLAŞIM

EGE DENİZİ DEPREMİ

B.Ü. KANDİLLİ RASATHANESİ ve DAE.

B.Ü. KANDİLLİ RASATHANESİ ve DAE. BÖLGESEL DEPREM-TSUNAMİ İZLEME ve DEĞERLENDİRME MERKEZİ 20 ŞUBAT 2019 TARTIŞIK-AYVACIK-ÇANAKKALE DEPREMİ

MADEN TETKĐK VE ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

NEOTEKTONİK ORTA ANADOLU OVA REJİMİ. Doç.Dr. Yaşar EREN

:51 Depremi:

:51 Depremi:

T.C. BAŞBAKANLIK AFET VE ACİL DURUM YÖNETİMİ BAŞKANLIĞI DEPREM DAİRESİ BAŞKANLIĞI. BASINA VE KAMUOYUNA (Ön Bilgi Formu)

Boğaziçi Üniversitesi. Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü. Ulusal Deprem İzleme Merkezi

B.Ü. KANDİLLİ RASATHANESİ ve DAE. BÖLGESEL DEPREM-TSUNAMİ İZLEME ve DEĞERLENDİRME MERKEZİ

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

21 NİSAN 2017, 17h12, Mw=4.9 MANİSA-ŞEHZADELER DEPREMİ SİSMOLOJİK ÖN DEĞERLENDİRME RAPORU

16 NİSAN 2015 GİRİT (YUNANİSTAN) DEPREMİ

Şekil :51 Depremi Kaynak Spektral Parametreleri

NEOTEKTONİK EGE GRABEN SİSTEMİ. Doç.Dr. Yaşar EREN

25 NİSAN 2015 NEPAL-KATMANDU DEPREMİ (M=7.8)

Seismicity of Afyonkarahisar and the Surrounding Area

İNM Ders 1.2 Türkiye nin Depremselliği

B.Ü. KANDİLLİ RASATHANESİ ve DAE. BÖLGESEL DEPREM-TSUNAMİ İZLEME ve DEĞERLENDİRME MERKEZİ 21 TEMMUZ 2017 GÖKOVA KÖRFEZİ- AKDENİZ DEPREMİ

T.C. BAŞBAKANLIK AFET VE ACİL DURUM YÖNETİMİ BAŞKANLIĞI DEPREM DAİRESİ BAŞKANLIĞI AYLIK DEPREM RAPORU

24 MAYIS 2014 GÖKÇEADA AÇIKLARI - EGE DENİZİ DEPREMİ BASIN BÜLTENİ

11 MART 2011 BÜYÜK TOHOKU (KUZEYDOĞU HONSHU, JAPONYA) DEPREMİ (Mw: 9,0) BİLGİ NOTU

GÜNEY MARMARA BÖLGESİ NDE TARİHSEL VE ALETSEL DÖNEMLERDE OLUŞAN DEPREMLERİN SİSMOLOJİK VE JEOLOJİK İNCELEMESİ GİRİŞ

GİRİŞ. Faylar ve Kıvrımlar. Volkanlar

B.Ü. KANDİLLİ RASATHANESİ ve DAE. BÖLGESEL DEPREM-TSUNAMİ İZLEME ve DEĞERLENDİRME MERKEZİ 21 TEMMUZ 2017 GÖKOVA KÖRFEZİ - AKDENİZ DEPREMİ

19 MAYIS 2011 SİMAV DEPREMİNİN UZAK-ALAN KAYITLARIYLA İNCELENMESİ

SİMAV VE EMET FAY ZONLARINDAKİ DEPREMLERİN OPTIMUM KAYNAK PARAMETRELERINİN ANALİZİ

19 Mayıs 2011 M w 6.0 Simav-Kütahya Depreminin Kaynak Parametreleri ve Coulomb Gerilim Değişimleri

AKŞEHİR SİMAV FAY SİSTEMİNDEKİ GÜNCEL TEKTONİK HAREKETLERİNİN İZLENMESİ: BOLVADİN DE MEYDANA GELEN GÜNCEL YÜZEY DEFORMASYONLARININ HARİTALANMASI

08 Mart 2010 Elazığ-Kovancılar Deprem Raporu

12 HAZİRAN 2017 (15:28 TSİ), Mw=6.2 İZMİR KARABURUN (EGE DENİZİ) DEPREMİ SİSMOLOJİK ÖN DEĞERLENDİRME RAPORU

KONYA DA DEPREM RİSKİ

02 MART 2017 ADIYAMAN SAMSAT DEPREMİ ÖN DEĞERLENDİRME RAPORU

DEPREMLER - 2 İNM 102: İNŞAAT MÜHENDİSLERİ İÇİN JEOLOJİ. Deprem Nedir?

B.Ü. KANDİLLİ RASATHANESİ ve DAE. BÖLGESEL DEPREM-TSUNAMİ İZLEME ve DEĞERLENDİRME MERKEZİ 21 TEMMUZ 2017 GÖKOVA KÖRFEZİ- AKDENİZ DEPREMİ

BASIN DUYURUSU. 10 Haziran 2012 FETHİYE KÖRFEZİ Depremi

23 Ekim 2011 Van ve 09 Kasım 2011 Edremit (Van) Depremleri

DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ DEPREM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ (DAUM) 25 NİSAN 2015 NEPAL-KATMANDU DEPREMİ (M=7.8)

B.Ü. KANDİLLİ RASATHANESİ ve DAE. BÖLGESEL DEPREM-TSUNAMİ İZLEME ve DEĞERLENDİRME MERKEZİ 12 HAZİRAN 2017 KARABURUN AÇIKLARI- EGE DENİZİ DEPREMİ

Bursa İl Sınırları İçerisinde Kalan Alanların Zemin Sınıflaması ve Sismik Değerlendirme Projesi

B.Ü. KANDİLLİ RASATHANESİ ve DAE.

DOĞRULTU ATIMLI FAYLAR KIRIKLAR VE FAYLAR. Yaşar ar EREN-2003

Normal Faylar. Genişlemeli tektonik rejimlerde (extensional tectonic regime) oluşan önemli yapılar olup bu rejimlerin genel bir göstergesi sayılırlar.

JEO156 JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ

23 EKİM 2011 VAN DEPREMİ SAHA GÖZLEMLERİ VE KAYNAK FAYA İLİŞKİN ÖN DEĞERLENDİRMELER

Şekil 6. Kuzeydoğu Doğrultulu SON-B4 Sondaj Kuyusu Litolojisi

2010 DARFIELD VE 2011 CHRISTCHURCH DEPREMLERİ VE SONUÇLARI

T.C. BAŞBAKANLIK AFET VE ACİL DURUM YÖNETİMİ BAŞKANLIĞI DEPREM DAİRESİ BAŞKANLIĞI. BASINA VE KAMUOYUNA (Ön Bilgi Formu)

Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü

1 MAYIS 2003 BİNGÖL DEPREMİ ÖN RAPORU

DOĞU KARADENİZ BÖLGESİ VE CİVARININ DEPREMSELLİĞİ

23 EKİM 2011 VAN DEPREMİ HAKKINDA ÖN RAPOR

EN BÜYÜK OLASILIK YÖNTEMİ KULLANILARAK BATI ANADOLU NUN FARKLI BÖLGELERİNDE ALETSEL DÖNEM İÇİN DEPREM TEHLİKE ANALİZİ

28 ARALIK 2013 ANTALYA KÖRFEZİ - AKDENİZ DEPREMİ

DOĞRULTU-ATIMLI FAYLAR

23 EKİM 2011 VAN DEPREMİ (M W =7.2) HAKKINDA ÖN RAPOR

GEOTEKNİK DEPREM MÜHENDİSLİĞİ KAYNAKLAR 1. Steven L. Kramer, Geotechnical Earthquake Engineering (Çeviri; Doç. Dr. Kamil Kayabalı) 2. Yılmaz, I.

FAYLAR FAY ÇEŞİTLERİ:

05 AĞUSTOS 2012 ORTABAĞ-ULUDERE (ŞIRNAK) DEPREMİ BİLGİ NOTU

İNM Ders 2.2 YER HAREKETİ PARAMETRELERİNİN HESAPLANMASI. Yrd. Doç. Dr. Pelin ÖZENER İnşaat Mühendisliği Bölümü Geoteknik Anabilim Dalı

Deprem bir doğa olayıdır. Deprem Bilimi ise bilinen ve bilinmeyen parametreleriyle, karmaşık ve karışık teoriler konseptidir

7. Türkiye nin Sismotektoniği SİSMOTEKTONİK DERSİ (JFM 439)

KIRŞEHİR AFET DURUMU RAPORU

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

BURDUR-YASSIGÜME KÖYÜNÜN, FİZİKİ COĞRAFYA AÇISINDAN, ÇEVRE SORUNLARI

DOĞU ANADOLU BÖLGESİ VE CİVARININ POISSON YÖNTEMİ İLE DEPREM TEHLİKE TAHMİNİ

Neotektonik incelemelerde kullanılabilir. Deformasyon stili ve bölgesel fay davranışlarına ait. verileri tamamlayan jeolojik dataları sağlayabilir.

İMAR PLANINA ESAS JEOLOJİK-JEOTEKNİK ETÜT RAPORU

Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü 3.Sınıf BAHAR Yarıyılı. 13 Nisan 2015

KAFZ genellikle geniş, çok sayıda bazen paralel bazen de saç örgüsü şeklindeki kollardan oluşan bir sağ yönlü doğrultu atımlı faydır.

2007 EĞİRDİR DEPREMLERİNİN SİSMOLOJİK YÖNTEMLERLE ARAŞTIRILMASI

17 20 EKİM 2005, URLA SIĞACIK KÖRFEZİ DEPREMLERİ KUVVETLİ YER HAREKETİ İVME KAYITLARI ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ

PLAN AÇIKLAMA RAPORU

'Marmara Depremi'nin 10.Yılında...

27 KASIM 2013 MARMARA DENİZİ DEPREMİ

Depremler ve Türkiye

Kastamonu İlinin depremselliği ve deprem tehlikesi The seismicity and earthquake hazard of Kastamonu Province

DEPREMLER - 1 İNM 102: İNŞAAT MÜHENDİSLERİ İÇİN JEOLOJİ. Deprem Nedir? Oluşum Şekillerine Göre Depremler

AYLIK DEPREM RAPORU Mart

PLAN AÇIKLAMA RAPORU

Ramazan DEMİRTAŞ, Cenk ERKMEN, Müjdat YAMAN

17-21 EKIM 2005 SIGACIK KÖRFEZI-SEFERIHISAR (IZMIR) DEPREMLERI

SİSMOTEKTONİK (JFM ***)

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Sınırlarında Deprem Tehlike ve Riskinin Belirlenmesi

MENDERES GRABENİNDE JEOFİZİK REZİSTİVİTE YÖNTEMİYLE JEOTERMAL ENERJİ ARAMALARI

İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ

YENİŞEHİR/BURSA İLÇESİ YERLEŞİM ALANI DEPREM ÇEKİNCESİ

BALIKESİR BÖLGESİNİN DEPREM RİSKİ VE DEPREMSELLİK AÇISINDAN İNCELENMESİ

MÜREFTE-ŞARKÖY DEPREMİ: GANOS FAYI'NIN 9 AĞUSTOS 1912 DEPREMİNDE ATIMI, KIRIK UZUNLUĞU, BÜYÜKLÜĞÜ, KARAKTERİ VE AYNI YÖREDE OLAN TARİHSEL DEPREMLER

2 TEMMUZ 2004 DOĞUBAYAZIT DEPREMİ YER YAPI İLİŞKİSİ ve YAŞANAN KAYIPLAR

Urla-Balıkesir arası depremlerin nedeni fosil bir fay

BURSA ĠLĠ ĠÇĠN ZEMĠN SINIFLAMASI VE SĠSMĠK TEHLĠKE DEĞERLENDĠRMESĠ PROJESĠ

KONYA NIN JEOLOJĐSĐ, NEO-TEKTONĐK YAPISI VE DEPREMSELLĐĞĐ

ŞİLİ DE 8.8 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM

JEOLOJİK-JEOTEKNİK BİLGİ SİSTEMİNE BİR ÖRNEK: AKSARAY İL MERKEZİ

Transkript:

3 ÞUBAT 2002 ÇAY (AFYON) DEPREMÝNÝN KAYNAÐI VE AÐIR HASARIN NEDENLERÝ: Akþehir Fay Zonu (Jeolojik ön Rapor) 2002.02.03 Mw=6.2 TAÞKIN OVASI ÇAY DERESÝ Orta Doðu Teknik Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliði Bölümü Tektonik Araþtýrma Birimi Prof. Dr. Ali Koçyiðit Doç.Dr. Erdin Bozkurt Yar.Doç. Nuretdin Kaymakcý (KOÜ, Jeoloji Mü. Böl.) Dr. Fuat Þaroðlu (TPAO) 18.02.2002

TEŞEKKÜR 3 Şubat 2002 tarihinde ve yerel saatle 9.11 de Afyon iline bağlı Çay ilçesinde Mw=6.2 büyüklüğünde yıkıcı bir deprem olmuştur. Depremin yol açtığı ağır hasarı, hasarın nedenlerini ve depremin kaynağını araştırmak üzere, bölümümüz Tektonik Araştırma Biriminden Prof.Dr. Ali Koçyiğit, Doç.Dr. Erdin Bozkurt, TPAO dan Dr. Fuat Şaroğlu ve Kocaeli Üniversitesinden Yar.Doç. Nuretdin Kaymakcı dan oluşan araştırma ekibimiz 4 Şubat 2002 (Pazartesi) günü saat 14 de Ankaradan hareket ederek aynı gün saat 17.30 da deprem bölgesine varmıştır. 5,6 ve 7 Şubat günleri, bir taraftan tüm deprem bölgesi ve yakın çevresinde deprem ile ilgili araştırmalarda bulunan ekibimiz, diğer taraftan da depremden etkilenen ilçe ve beldelerin yöneticileri ile görüşmüş, gerekli öneri ve bilgi alış-verişinde bulunmuştur. 7 Şubat (2002) akşamı, saat 21.00 sıralarında Ankara ya dönen araştırma ekibimiz topladıkları tüm bilgileri ve daha önceden var olan bilgi birikimlerini, toplumun tüm kesimleri ile paylaşmak için, bu bilgileri içeren bir ön jeolojik rapor hazırlamışlardır. Araştırma ekibimize her türlü desteği sağlayan, başta üniveristemiz rektörü sayın Prof.Dr. Ural Akbulut olmak üzere, Mühendislik Fakültesi dekanı Prof.Dr. Yıldırım Üçtuğ a ve Jeoloji Mühendisliği Bölümü başkanı sayın Prof.Dr. Nurkan Karahanoğlu na teşekkür ederiz. Ayrıca, deprem bölgesindeki çalışmalarımız sırasında ekibimize konaklama yeri sağlayan Afyon İli sayın valisine ve sayın Özel Kalem Müdürüne de teşekkürlerimizi sunarız.

İÇİNDEKİLER 3 ŞUBAT 2002 ÇAY (AFYON) DEPREMİNİN KAYNAĞI VE AĞIR HASARIN NEDENLERİ: Akşehir Fay Zonu...3 Giriş...3 Çay (Afyon) Depreminin Kaynağı: Akşehir Fay Zonu...6 Yüzey Kırıkları ve Faylanmanın Geometrisi...7 Akşehir Fay Zonu nda Gelecekte Deprem Bekleniyor mu?...11 Ağır Hasar ve Can Kaybının Nedenleri...12 Sonuç ve Öneriler...14 Değinilen Belgeler...17 2

3 ŞUBAT 2002 ÇAY (AFYON) DEPREMİNİN KAYNAĞI VE AĞIR HASARIN NEDENLERİ: Akşehir Fay Zonu Giriş 3 Şubat 2002 tarihinde ve yerel saatle 9.11 de Afyon ili sınırları içinde yıkıcı bir deprem olmuştur. İlk aletsel verilere göre (BÜ. Kandilli Rasathanes ve Deprem Araştırma Enstitüsü) depremin merkezüstü Eber gölünün güney kıyısı (Şekil 1 de 1), büyüklüğü ise Md = 6.0 dır. 15 Aralık 2000 yılında, yaklaşık aynı yerde ve Mw = 6.0 büyüklüğünde bir deprem (Şekil 1 de 2) daha olmuştu (Taymaz ve Tan, 2001). Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü nün aletsel verilerine göre 2002 depreminin merkezüstü, 15 Aralık 2000 Sultandağı depreminin merkezüstüne göre daha doğuda yer almakta, diğer uluslararası kayıt istasyonlarının verilerine göre ise (Birleşik Devletler Jeolojik Araştırmalar, Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü ) durum tersidir. Ana şokun ardından, aynı gün ve yerel saatle 11.26, 13.39 ve 13.45 de, büyüklükleri sırayla Md = 5.3, 5.2 ve 5.0 olan üç artçıl deprem daha olmuştur (Şekil 1 de 3, 4 ve 5). Deprem, komşu illerden Konya, Niğde, Aksaray, Ankara, Eskişehir, Kütahya ve Antalya da da hissedilmiş ve yaklaşık çapı 60 km olan bir daire içinde önemli hasar ve can kaybına yol açmıştır Gerek arazide yerinde yapılan incelemeler, gerekse diğer kaynaklardan elde edilen ve resmi olmayan ilk verilere göre Çay da 25, Sultandağı nda 15, Çobanlar da 2, Bolvadin de 1 ve Sincanlı da 1 olmak üzere toplam can kaybı 44, yaralı sayısı 320, tümüyle yıkılmış, ağır-orta ve hafif olmak üzere değişik derecede hasar görmüş olan her türden toplam yapı sayısı ise 5000 nin üzerindedir. Gerek can kaybı gerekse ağır hasar sırayla Çay, Sultandağı, Çobanlar, Bolvadin ve Sincanlı ilçelerinde ve Eber Kasabası nda yoğunlaşmıştır (Şekil 2). Sincanlı dışındaki diğer beş yerleşim biriminin coğrafik ve jeolojik konumlarına bakıldığında, bu ana yerleşim birimleri ve onlara bağlı belde ve köylerin hemen hemen tümünün, 4-20 km genişlikte ve 90 km uzunluktaki Akşehir-Afyon Grabeni (kenarları normal faylarla sınırlı çöküntü alanı) içinde ve grabeni sınırlayan ve denetleyen aktif faylar (Akşehir ve Karagöztepe Fay Zonları) üzerinde yer aldığı görülür (Şekil 1) (Koçyiğit ve diğ. 2000). Depremi can kaybı olmadan hafif hasarla atlatan diğer yerleşim birimleri ise, grabenin dışında yer alır. Gerek can kaybı ve hasarın daha yüksek oluşu, gerekse depreme yol açan fayın yüzeyde oluşturduğu yüzey kırıklarının en iyi geliştiği yerlerden birisinin Çay ilçesi oluşu nedeniyle, 3 Şubat 2002 tarihinde ve saat 9.11 de oluşan depreme Çay (Afyon) depremi adı verilmiştir. 3

BALIKESÝR Savaþtepe 39 19 AKHÝSAR FAY ZONU Akhisar 28 28 30 Kepsut Bigadiç Sýndýrgý 18 Demirci AÇIKLAMALAR Akþehir Fay Zonu nun 2000 ve 2002 de hareket eden kesimi Aktif faylar (kutucuk düþen blok üzerindedir.) KÜTAHYA FAY ZONU AKÞEHÝR Simav FAY ZONU DEPREMLER Emet 14 6 UÞAK Gediz 2309 Murat Daðý KÜTAHYA Sincanlý Tarihsel depremler 20. yüzyýl depremleri 21. yüzyýl depremleri 1. Çay depremi 2. Sultandaðý depremi 3,4,5. Büyüklüðü 5-5.3 olan artçýl depremler 6. Gediz depremi 7,9,10,12,13. Tarihsel Afyon depremleri 8. Afyon-Þuhut depremi 11. Þuhut depremi 30 K Ýhsaniye 13 7,9 Þuhut 14. Emet ve çevresi depremi 15. Bolvadin depremi 16. Argýthaný-Akþehir depremi 17. Ilgýn-Argýthaný depremi 18. Demirci depremi 19. Savaþtepe depremi 20. Ilgýn-Konya depremi 10 EGE DENÝZÝ Balýkesir KARA Afyon AKÞEHÝR FAY ZONU AKTÝF GENÝÞLEME BÖLGESÝ Þekil 2 AFYON Bolvadýn Çobanlar 12 8,11 Iþýklar 3 4 5 Çay 15 1 Sultandaðý Yalvaç 2 Eber Gölü 0 20 km AKÞEHÝR KUZEY ANADOLU FAY SÝSTEMÝ AKDENÝZ Akþehir Gölü Akþehir ANKARA Konya 17 16 FAY ZONU 32 DENÝZ DOÐU ANADOLU FAY SÝSTEMÝ Çavuþ Gölü 20 Ilgýn Doðanhisar ÖLÜDENÝZ FAY SÝSTEMÝ Kadýnhaný 0 200 km KONYA FAY ZONU KONYA A 39 38 B Þekil 1. A) Türkiye ve yakýn çevresini etkileyen önemli fay sistemleri. B) Akþehir Fay Zonu ve bu zon içinde geliþmiþ önemli depremleri gösteren yalýnlaþtýrýlmýþ harita. 4

39.00 30.20 30.40 31.00 Gazlýgöl K 03.02.2002 15.12.2000 MURATDAÐI HORSTU Akarçay Bayramgazi Köprülü Saraydibi Susuz KARAGÖZTEPE FAY ZONU (KFZ) 0 3 6 9 kilometre USGS EMSC 2881 EMÝR DAÐLARI HORSTU USGS SÝNCANLI SÝNCANLI GRABENÝ KAYADÝBÝ AFYON Gebeciler AKÞEHÝR FAY ZONU (AFZ) Sülümenli Akarçay ÇOBANLAR KFZ BOLVADÝN KFZ 38.40 C S 1-4 Kuvaterner graben dolgusu 03.02.2002 Çay depremi merkezüstü Çay depremi artçýl þoklarý merkezüstü 15.12.2000 Sultandaðý depremi merkezüstü Sultandaðý depremi artçýl þoklarý merkezüstü Çay depremi yüzey kýrýðý Verev atýmlý normal fay (kutucuk üst bloktadýr) Sývýlaþma ve aðýr hasarýn görüldüðü yerler ÞUHUT ÞUHUT GRABENÝ ÝÞÝKLAR DEÐÝRMENDERE AFZ Maltepe KARAMIK GRABENÝ AKÞEHÝR-AFYON GRABENÝ Çaypýnar 4 2 Uyanýk D 3 1 Eber ÇAY Pýnarkaya AFZ SULTANDAÐI HORSTU Deresenek C Yakasenek EBER GÖLÜ S AKÞEHÝR GÖLÜ Y.çiftlik SULTANDAÐI Þekil 2. Afyon ve yakýn çevresinin sismotektonik haritasý. 5

Çay (Afyon) Depreminin Kaynağı: Akşehir Fay Zonu Çay depremi, Akşehir Fay Zonu nun doğuda Sultandağı ile batıda Işıklar köyü yakın kuzeyi arasında uzanan ve ana fayı oluşturan yaklaşık 48 km uzunluğundaki segmentinin aktif hale gelmesi sonucu oluşmuştur (Şekil 1). Gerek artçıl deprem episantırlarının dağılımı, gerekse fay üzerinde oluşan harekete bağlı olarak gelişmiş olan yüzey çatlaklarının boyutu, gidişi ve dağılımı bu sonucu kuşkuya yer bırakmayacak biçimde kanıtlamaktadır. Ayrıca, yüzey kırıkları üzerinde yer yer 20 cm ye varan düşey atımlar da gelişmiştir. Akşehir Fay Zonu ilkin Koçyiğit (1984) tarafından adlanmış olup, doğuda Konya ili güneyi ile batıda Savaştepe (Balıkesir) ilçesi arasında uzanır (Şekil 1). Fay zonunun genel gidişi BKB-DGD olup toplam uzunluğu 420 km dir. Akşehir Fay Zonu 1-50 km uzunluğunda, sık aralıklı, birbirine paralel-yarı paralel uzanımlı ve çoğunlukla verev atımlı çok sayıda normal faydan oluşur (Şekil 2) ve eğim miktarı derinlikle azalan listrik (kürek biçimli) fay niteliğindedir. Fay zonu içinde yaklaşık K-G, KD-GB ve KB-GD gidişli ve daha kısa boyutlu çok sayıda ikincil faylar da vardır (Koçyiğit ve diğ. 2000). Akşehir Fay Zonu, özellikle Ms=7.1 büyüklüğündeki 28 Mart 1970 Gediz depremi (Şekil 1 de 6) ve onu izleyen zamanda oluşan artçıl deprem episantırlarının batıda Savaştepe ile doğuda Afyon ili yakın batısında yoğunlaşması ve çizgisel bir dizilim göstermesiyle çok sayıda yerli ve yabancı araştırıcının ilgisini çekmiştir (Ambraseys ve Tchalenko, 1972). İlkin Atalay (1975), fay zonunun Sultandağı kesiminin jeomorfolojisini ayrıntılı biçimde incelemiş fakat fayı adlamamıştır. Güneydoğuda Konya ile batıda Sındırgı arasında uzanan zonu, bu zondaki fayların geometrisini ve fayların aktif olup olmadıklarını inceleyen Koçyiğit (1984) ise, bu sismik zonu, fayların en iyi gözlendiği yerlerden birinin adıyla önce Akşehir Fayı, daha sonra da Akşehir Fay Zonu olarak adlamış ve fayın özellikle Afyon-Doğanhisar arasında kalan kesiminin gelecekteki yıkıcı depremler için bir potansiyel alan (sismik boşluk) olduğunu vurgulamıştır (Koçyiğit ve diğ. 2000). Nitekim belirtilen bu alan içinde, makalenin yayımlanmasından yaklaşık altı ay sonra (15 Aralık 2000) Mw = 6.0 büyüklüğündeki Sultandağı depremi, bir yıl yedi ay sonra da (3 Şubat 2002) Mw = 6.5 büyüklüğündeki Çay depremi oluşmuştur. Fay zonunun Afyon ile Akşehir arasında kalan kesimini incelemiş olan Boray ve diğ.(1985) ve Şaroğlu ve diğ. (1987) ise, bu kesimi Sultandağ Fayı olarak yeniden adlamışlar ve aktif bir bindirme (sıkışma) yapısı olarak yorumlamışlardır. Benzer şekilde Barka ve diğ. (1995) de, Çay deprem bölgesini de içine alan 6

tüm Isparta Açısının sıkışma türü bir neotektonik rejimin denetiminde bulunduğunu vurgulamışlar ve Akşehir-Afyon Grabeni nin güney kenarını sınırlayan fayı bir bindirme yapısı (sıkışma yapısı) olarak yorumlamışlardır. Ancak, gerek saha gözlemleri, gerekse son iki depremin odak mekanizması çözümleri (Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü 2000, Birleşik Devletler Jeoloji Araştırmaları 2002, Taymaz ve Tan, 2001, Avrupa-Akdeniz Sismoloji Merkezi, 2002), Akşehir Fay Zonu ve onu oluşturan ana fayın, çok küçük doğrultu atım bileşeni olan verev atımlı normal bir fay olduğunu bir kez daha kanıtlamış ve böylece, ilkin Koçyiğit (1984) tarafından saptanıp yayımlanan yorumu doğrulamışlardır. V SÝNCANLI AFYON VI Gebeciler Sülümenli VII VIII ÇOBANLAR BOLVADÝN K ÞUHUT Maltepe IX Çaypýnar Eber ÇAY Pýnarkaya Yeþilçiftlik Yakasenek Deresenek SULTANDAÐI AKÞEHÝR 0 25 kilometre Şekil 3. Eşhasar haritası. Yüzey Kırıkları ve Faylanmanın Geometrisi Akşehir-Afyon grabeni içinde 15 Aralık 2000 tarihinde ve yerel saatle 16.44 de Mw = 6.0 büyüklüğünde bir deprem olmuş, bu depremin merkezüstü Eber gölünün güneydoğu ucu, odak derinliği ise 5-10 km olarak belirlenmişti (Şekil 2 de S) (USGS, 2000). Bu deprem sırasında herhangi bir yüzey kırığı oluşmamış, bununla birlikte, Akşehir ilçesi kuzeyinde yer alan Adsız beldesi ve Yaşarlar köyünde önemli yapı hasarları olmuştur. Ancak, Bolvadin, Sultandağı ve Çay ilçeleri ve bunlara bağlı köy ve beldelerde hasar olmamakla birlikte, deprem çok kuvvetli biçimde hissedilmiş ve aşırı sarsıntı nedeniyle yapı elemanlarında, yıkılmasa bile, önemli zayıflamanın olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Depremi izleyen iki haftalık süre içinde, bölgede büyüklüğü 2.5-4.6 arasında değişen 30 civarında artçıl 7

deprem olmuştur (BÜ. Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırması Enstitüsü, Afet İşleri Genel Müdürlüğü Deprem Araştırma Enstitüsü kayıtları). Artçıl deprem episantırlarının dağılım ve yoğunlaşma biçimi, 15 Aralık 2000 Sultandağı depreminin, Akşehir Fay Zonu nun Sultandağı ile Akşehir arasında kalan yaklaşık 25 km uzunluğundaki bir kesiminin hareket etmiş olduğunu ve depremi oluşturduğunu kanıtlamıştır (Şekil 1 ve 2). Sultandağı depreminden yaklaşık bir yıl 19 gün sonra (3 Şubat 2002) ve yerel saatle 9.11 de yine Akşehir-Afyon grabeni içinde ikinci bir deprem daha olmuştur. Çay Depremi olarak adlanan bu ikinci sismik etkinliğin merkezüstü yine Eber gölü güney sahili (Şekil 2), büyüklüğü Mw = 6.0-6.5, odak derinliği ise 14-22 km arasında değişmektedir (USGS, 2002; EMSC, 2002; Taymaz ve Tan, 2002), süresi,se yaklaşık 13 saniyedir. Deprem sırasında başta Çay ilçesi olmak üzere Sultandağ, Çobanlar, Bolvadin ilçeleri ile Eber, Çaypınar, Pınarkaya, Yakasenek, Deresenek, Cumhuriyet, Yeşilçiftlik, Sülümenli ve Gebeciler belde ve köylerinde ağır hasar ve can kaybı olmuştur (Şekil 3). Dört ayrı yerde, deprem sırasnda oluşmuş, uzunluğu 100 m ile 3 km arasında değişen yüzey kırıkları gözlenmiştir. Bu yerler doğudan batıya doğru Sultandağı ilçe merkezi, Eber gölü güney sahilindeki Oğuzhüyüğü tepe, Çay ilçesi ve daha batıda yer alan Maltepe köyüdür (Şekil 2). Yüzey kırıklarının dağılımı ve geometrisi, Akşehir-Afyon Grabeni güney kenar fayının yüzey izinin sunduğu geometri ile hemen hemen aynıdır. Kırıklar yer yer 15 km genişliğinde ve 100-150 m uzunluğunda yeni graben yapıları da oluşturmuştur. Yüzey kırıkları üzerindeki düşey atım miktarı 1-22 cm arasında, yatay yer değiştirme miktarı ise 1-5 cm olup, çatlak duvarları arasındaki açıklık mm ile 12 cm arasında değişir (Şekil 4 ve 5). Kırıkların genelde kuzey blokları aşağı düşmüştür. Diğer taraftan kırıkların genel gidişi, Akşehir-Afyon grabenini güneyden sınırlayan ana faya hemen hemen paralel olup D-B, KB ve BGB arasında değişmektedir. Yüzey kırıkları sürekli olmayıp kesikli şekilde izlenmektedir. Kırıkların gözlendiği en doğu nokta ile en batı nokta arasındaki uzaklık yaklaşık 30 km dir. Diğer taraftan, Çay depremi ana şoku ardından geçen 12 günlük süre içinde büyüklükleri Md = 2.1-5.3 arasında değişen 103 adet artçıl deprem kayıt edilmiştir (BÜ. Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, Afet İşleri Genel Müdürlüğü Deprem Araştırma Dairesi). Artçıl depremler doğuda Sultandağı ilçesi yakın doğusu ile batıda Çobanlar ilçesi arasında ve çoğunlukla graben içinde yoğunlaşmış bulunmaktadır (Şekil 2). Ayrıca depremden ağır hasar gören ve can kaybı olan yerleşlerim birimleri de yine 60 km uzunluğundaki bir zon içinde (doğusunda Sultandağı ilçesi, batıda ise Sülümenli-Gebeciler arası) yer almaktadır. Sonuç olarak, oluşan yüzey kırıklarının dağılım biçimi, toplam uzunluğu ile artçıl deprem merkezüstlerinin ve hasarın yoğunlaştığı alanın uzunluğu, Akşehir Fay Zonunun Sultandağı ile Işıklar-Çobanlar arasında kalan kesimin 8

K Yalvaç Caddesi Fay sarplýðý Y D Şekil 4. Çay ilçe merkezinde yaklaşık G-K gidişli Yalvaç Caddesini enine kesen yüzey kırığının yakından görünümü. Y: Yükselen blok, D: Düşen (22 cm) blok. hareket ettiğini ve Çay depreminin oluşumuna yol açtığını kanıtlamıştır. Böylece 15 Aralık 2000 Sultandağı ile 03 Şubat 2002 Çay depremleri sonucu, Akşehir-Afyon Grabeninin güney kenarını sınırlıyan AFZ nun ana fayının toplam 65km lik bir kesimi hareket etmiş ve bölgede önemli enerji serbestlenmesi olmuştur. Her iki depremin merkezüstünün Eber Gölü güney kıyısında ve bir birine çok yakın oluşu ve artçıl depremlerin sırayla doğuya ve batıya doğru yoğunlaşması, deprem sırasında, hareketin neden olduğu yüzey kırığı gelişimininde yine sırayla doğuya ve batıya doğru olduğu, ancak 15 Aralık 2000 depreminde kırılma yüzeye kadar gelişememiş olmasına karşın, 03 Şubat 2002 depreminde kırılma yer yer yüzeye kadar gelişmiş ve 22 cm ye varan düşey atımlar oluşmuştur. Her iki depremin odak mekanizması çözümleri, depremin çok az sağ yanal doğrultu atım bileşeni olan verev atımlı normal bir faylanmadan kaynaklandığını ortaya koymuştur (CALTECH, 2000; USGS, 2000,2002; EMSC, 2002, Taymaz ve Tan 2001, 2002) (Şekil 2). Böylece, daha önce iddia edildiğinin aksine bölgesel ölçekte Isparta Açısının, daha küçük ölçekte ise Akşehir-Afyon Grabeninin güney kenarını sınırlıyan fayın bindirme (sıkışma) değil, verev atımlı normal bir fay olduğu bir kez daha kanıtlanmıştır (Atalay, 1975; Koçyiğit, 1984; Koçyiğit ve diğ., 2000). Ayrıca artçıl şok, deprem yüzey kırığı ve ağır hasar dağılımı hep birlikte değerlendirildiğinde, AFZ ana fayı üzerindeki hareketin Afyon ilinin yaklaşık 20 km doğusuna kadar devam ettiğini, daha batıda ise herhangi bir enerji serbestlemesinin olmadığı sonucuna varılır (Şekil 2). 9

Bununla birlikte, artçıl depremepisantrlarının, Akşehir-Afyon Grabeni ile dike yakın açıda kesişen Karamık Grabeni içinde de yöğunlaştığı gözlenmektedir. Nitekim, Eber Gölü kıyısında gözlenen yüzey kırıkları (muhtemelen göl içinde de devam etmekte, çünkü gölü kaplayan buzlar KKD gidişli bir zon halinde kırılmıştır) KKD doğrultuludur. Bu gözlemler, hem Eber gölü çevresindeki Kızılboğaz Grabeni, hem de Çay batısındaki Karamık Grabeni kenar faylarının da az da olsa hareket ettiklerini göstermektedir (Şekil 2) (Koçyiğit ve diğ., 2000). Şekil 5. Maltepe köyü yakın kuzeyinde gelişmiş olan, yaklaşık D-B gidişli yüzey kırıklarının kar içindeki görünümü. 10

Akşehir Fay Zonu nda Gelecekte Deprem Bekleniyor mu? Akşehir Fay Zonu nda gerek tarihi dönemlerde, gerekse 1900 lü yıllarda, şiddeti X a, büyüklüğü ise Ms = 7.1 e erişen, çok sayıda can kaybı ve ağır hasara yol açan yıkıcı deprem olmuştur (Ergin ve diğ. 1967, Soysal ve diğ. 1981). Tarihsel depremler arasında 94(vııı), 1767 (vıı), 1795 (vııı), 1862 (vııı), 1863 (X), 1873 (vı), 1876 (IX) ve 1896 (vııı) gibi depremler sayılabilir (Şekil 1 de 7, 8,9,10,11,12,13 ve 14 nolu depremler). Bunlardan özellikle 7, 9, 10, 12 ve 13 nolu depremler Afyon ili yakın çevresinde yoğunlaşmış olup, 10, 11 ve 13 nolu depremler yıkıcı niteliktedir. Akşehir Fay Zonu içinde 1900 lü yıllarda da yıkıcı depremler oluşmuştur (Grabert 1971, Eyidoğan ve Jackson 1985, Eyidoğan ve diğ. 1991). Bunlar 1914 Bolvadin, 1921 Argıthanı-Akşehir, 1946 Ilgın-Argıthanı, 1969 Demirci ve 1970 Gediz depremleridir (Şekil 1 de 6, 15, 16, 17 ve 18 nolu depremler). Özetle Akşehir Fay Zonu, gerek tarihsel gerekse güncel depremlerin de kanıtlamış olduğu gibi, gerek jeolojik gerekse sismik bakımdan aktif, 7 büyüklüğüne kadar deprem üretebilen normal bir fay zonudur. Şekil 1B deki yalınlaştırılmış fay haritasına bakıldığında, fayların, güneydoğudan kuzeybatıya doğru, beş ayrı bölgede, fay üzerindeki hareketi güçleştirip fayların kilitlenmesine ve bu nedenle de enerji birikimine yol açan geometri oluşturdukları görülür. Bu kilitlenme bölgeleri Doğanhisar-Ilgın arası, Eber gölü çevresi, Afyon ili yakın batısı, Gediz ilçesi çevresi (Muratdağı yükseliminin batı kesimi) ve Sındırgı batısında Akhisar Fay Zonu ile Akşehir Fay Zonu nun kesiştiği alan ve çevresidir. Yukarıda da kısaca açıklanmış olduğu gibi, tarihsel depremlerin önemli bir kesimi ile 1900 lü depremler ve son güncel depremler (2000, 2001 ve 2002 depremleri) genelde bu tür kilitlenme yerlerinde oluşmuştur. Bunlardan Sındırgı- Savaştape çevresinde küçük büyüklükte de olsa 1998 yılından beri sismik etkinlik sürmektedir. Ms = 5 büyüklüğündeki 22 Haziran 2001 depremi (Şekil 1 de 19 nolu deprem) bu etkinliğin en belirgin olanıdır ve bu kesimde deprem tehlikesi henüz tam olarak sona ermemiştir. Gediz çevresi Ms = 7.1 büyüklüğündeki 28 Mart 1970 depremiyle deprem tehlikesini belirli bir süre için atlatmıştır. Afyon ili ve yakın çevresine gelince, bu bölge sismik boşluk özelliğini korumaktadır. Daha doğuda yer alan Doğanhisar-Argıthanı-Ilgın çevresinde sırayla Ms = 5.4 ve 5.5 büyüklüğündeki 1921 ve 1946 depremleriyle önemli miktarda enerji boşalımı (serbestlemesi) olmuştur. Ancak tam bir serbestlemenin olduğunu söylemek zordur. Eber Gölü ve yakın çevresinde ise, 15 Aralık 2000 Sultandağı ve 3 Şubat 2002 Çay depremleri ve onların artçıl şokları ile önemli miktarda enerji boşalımı gerçekleşmiş olup, bu bölge deprem tehlikesini büyük ölçüde atlatmış gözükmektedir. Özetle Afyon ili yakın çevresi, Şuhut ve Sındırgı-Bigadiç-Savaştepe üçgeninde yeni depremler beklenebilir. 11

Ağır Hasar ve Can Kaybının Nedenleri Tüm Türkiye genelinde olduğu gibi, Afyon ili ve çevresinde de ağır hasar ve can kaybının ana iki nedeni Yanlış yere yerleşim ve Çarpık yapılaşmadır. Yanlış yere yerleşim ve çarpık yapılaşma şu dört unsuru içermektedir: (1) yıkıcı deprem üreten aktif fay üzerine ya da ona çok yakın yerleşim (normal faylar da hasarın en çok olduğu aşağı düşen blok üzerine yerleşim), (2) deprem parametrelerini etkileyen (olumsuz yönde değiştiren) kalın ve gevşek zemin üzerinde yerleşim, (3) suya doygun ince taneli gevşek zemin üzerinde yerleşim (Sıvılaşma) ve (4) bitişik düzende ve sık aralıklı, plansız-projesiz (denetimsiz) yapılaşma (örneğin: birbirine bitişik kerpiç ya da taş yığma, tek ya da iki katlı binalar ile sıvılaşma potansiyeli yüksek zemin üzerine yapılmış çok katlı betonarme binalar). Şekil 1A ve 1B den açıkça görüldüğü gibi Afyon ili ve ona bağlı değişik büyüklükteki yerleşim birimleri, normal faylanma ile karakterize edilen ve aktif yer kabuğu genişlemesinin devam ettiği güneybatı Türkiye de yer alır. Hemen hemen tüm Güneybatı Türkiye de olduğu gibi, Afyon çevresinde de, Afyon ili ve ona bağlı yerleşkelerin %80 ni, kenarları aktif normal faylar ile sınırlı çöküntü alanı içinde yer alır (Şekil 2). Akşehir-Afyon Grabeni olarak adlanmış olan bu çoküntü alanı 400 m ye erişen pekişmemiş havza dolgusuna (alüvyal malzeme) sahiptir. Havza dolgusu, grabenin özellikle güney kenarındaki dikçe eğimli dağlık alandan graben içine akan derelerin taşıyıp getirdiği ve graben kenarında biriktirdiği iri taneli alüvyon yelpazelerinden ve ince taneli taşkın ovası ile bataklık sedimanlarından (ince taneli kum, silt, kil ve çamur) oluşmaktadır (Şekil 6). Diğer taraftan, özellikle eriyen karlar nedeniyle yeraltı su tablası da yüzeye çok yakın ve yer yer yüzeyde olup, henüz pekişmemiş havza dolgusunu su ile doygun hale getirmiştir. Suya doygun ince taneli gevşek sediman (zemin) bir taraftan deprem parametrelerinde (özellikle genlik, periyod, yer ivmesi ve sismik dalgaların hızında) olumsuz yönde önemli miktarda değişimlere yol açmakta, diğer taraftan ise sıvılaşmaya neden olmaktadır. Çay ilçesi güneyi, Çobanlar, Eber beldesi ve çevresinde sıvılaşmanın geliştiği gözlenmiştir (Şekil 7,8). Bu yüzden, suya doygun gevşek zemin üzerindeki yapıların çoğu deprem sırasında ya tümüyle yıkılmış ya da ağır hasar görmüştür. Nitekim Çay ilçesi nde en çok hasar ve yıkımın olduğu yer Sanayi Sitesi ile Çay Belediyesi Yeşilçay Yapı Kooperatifi ne ait çok katlı betonarme binalardır (Şekil 9,10). Çünkü her ikisi de Çay Irmağı nın yer yer sıvılaşmış gevşek sedimanları (zemini) üzerinde kuruludur. Depremin yıkıcı etkisini artıran gevşek zemin üzerine yerleşim özel yapılaşmayı gerektirir ve ekonomik değildir. Başka bir deyişle Türkiye deki toplum bireylerinin gelir düzeyleri özel yapılaşma için yetersizdir. Bu nedenle, zorunlu kalınmadıkça, yıkılan yapılar yine aynı yere yapılmamalı ve yukarıda belirtilen ilk üç olumsuz koşulu taşımayan sağlam 12

zeminler üzerine projeli ve denetimli yerleşim ve yapılaşmaya gidilmelidir. Bu tür yerlerin saptanması ve yapı denetimi için yapılacak harcamalar, depremin yol açtığı maddi kayıplar yanında önemsenmeyecek derecede azdır. Yanlışın neresinden dönülürse kazançtır öz deyişinden hareket edilirse, ortalama 150-300 yıllık bir zaman dilimi içinde doğru yere yerleşim gerçekleşir. Böylece en azından gelecek nesillerin yaşamı garantiye alınmış olur. Şekil 6. Ak şehir-afyon Grabeni dolgusunu ve yerleşim birimlerinin zeminini olu şturan pekişmemiş sedimanlar. (Yer Çobanlar ilçesi kuzey-batıs ı) 13

Şekil 7. Çay deresinin taşkın ovasında gelişmiş sıvılaşma yapısı. Şekil 8. Çay deresinin yatağında gelişmiş sıvılaşma yapısı. Sonuç ve Öneriler Akşehir Fay Zonu doğuda Konya ili güneyi ile batıda Savaştepe arasında uzunan yaklaşık 420 km uzunlukta BKB gidişli verev atımlı bir normal fay topluluğudur. Bu fay zonu içersinde hareketin kilitlendiği beş ayrı yer bulunmaktadır. Bunlar; Doğanhisar-Ilgın arası, 14

Çay-Eber Gölü çevresi, Afyon batısı, Gediz çevresi, ve Sındırgı-Savaştepe arasıdır. Bu bölgeler enerji birikim alanıdır. Tarihsel ve güncel depremlerin çoğunun bu alanlarda oluşması bu gözlemi doğrulamıştır.. Şekil 9. Çay Sanayi Sitesindeki, tümüyle yıkılmış tek katlı betonarme yapılardan birisinin yakın görünümü. Şekil 10. Çay ilçesi güneyindeki sıvılaşma kapasitesi yüksek zemin üzerinde kurulu tümüyle yıkılmış 9 katlı betonarme binanın yakın görünümü. 15

3 Şubat 2002 tarihinde oluşan Çay depremi, 15 Aralık 2000 Sultandağı depremi gibi, Akşehir-Afyon Grabenini güneyden sınırlıyan Akşehir Fay Zonu ana fayının doğu da Sultandağı ile batıda Işıklar-Çobanlar arasındaki yaklaşık 40 (±8) km uzunluğundaki kesiminin hareket etmesinden kaynaklanmıştır. Gerek saha gözlemleri, gerekse deprem odak mekanizması çözümleri, depreme kaynaklık eden fayın, daha önce iddia edildiği gibi, bir bindirme fayı ( Sultandağı Fayı ) olmayıp, tam aksine az miktarda sağ yanal doğrultu atım bileşeni olan verev atımlı normal bir fay olduğunu kanıtlamıştır. Ayrıca, deprem sırasında, sürekli olmayan, uzunlukları 100 m - 3 km arasında değişen, toplam uzunlukları yaklaşık 30 km olan yüzey kırıkları da oluşmuştur. Yüzey kırıklarının geometrik özellikleri, depreme kaynaklık eden AFZ ana fayının yüzey geometrisi ile aynıdır. Deprem sırasında yalnızca ana fay değil, onunla yaklaşık dik açıda kesişen KKD gidişli Karamık ve Kızılboğaz grabenlerini sınırlayan fayların ana faya yakın kesimleri de hareket etmiştir. Artçıl deprem episantr dağılımı ve bazı yüzey kırığı geometrisi bu gözlemi doğrulamıştır. Deprem sırasında başta Çay olmak üzere Sultandağı, Çobanlar ve Bolvadin ilçeleri ile onlara bağlı Eber, Deresenek, Yakasenek, Pınarkaya, Uyanık, Yeşilçiftlik, Sülümenli ve Gebeciler gibi belde ve köylerde de ağır hasar olmuştur. Toplam can kaybı 44, yaralı sayısı 320, henüz sonuçlanmamış olan çalışmaların ilk verilerine göre, tümüyle yıkılmış, ağır, orta ve hafif hasarlı her türden toplam yapı sayısı 5000 in üzerindedir: Ağır hasarın ana nedeni yanlış yere yerleşim ve çarpık yapılaşmadır. Bunlar şöyle sıralanabilir: (1) Can kaybı ve ağır hasarın olduğu yerleşim birimlerinin tümü yaklaşık 400m kalınlığındaki gevşek zemin üzerinde kuruludur, (2) Zeminin büyük kesimi, yeraltı suyunun yüzeyde ve yer yer de yüzeye yakın olduğu, sıvılaşma kapasitesi yüksek ince taneli sedimanlardan oluşmaktadır, (3) çok katlı betonarme yapılar ile özellikle tek ve iki katlı kerpiç ve taş yığma yapılar bir birlerine bitişik düzende, deprem parametrelerini olumsuz yönde değiştiren zayıf zeminler üzerinde kuruludur ve (4) yapı elemanlarının ağır hasar göremese bile 15 Aralık 2000 Sultandağı depreminde, önemli derecede zayıflamış olmalarıdır. Gelecekde benzer acı ve kayıpların yaşanmaması için: zorunlu kalınmadıkça, yeni yerleşim ve yapılaşma, bugünkü yerinde değil, sağlam zeminler üzerinde olmalı, ki bu en ekonomik yoldur; eğer zorunlu ise, aralıklı ve az katlı özel yerleşim ve yapılaşmaya gidilmelidir, ancak bu tür yerleşim Türkiye koşullarında ekonomik değildir. 16

Değinilen Belgeler Ambraseys, N.N., Tchalenko, J.S., 1972. Seismotectonic aspects of the Gediz, Turkey, Earthquake of March 1970. Geophys. J.R. Astr. Soc. 30, 229-252, Atalay, İ., 1975. Tektonik hareketlerin Sultandağları nın jeomorfolojisine olan etkileri. Türkiye Jeoloji Kurumu Bülteni 18/1, 21-26. Boray, A., Şaroğlu, F., Emre, Ö., 1985. Isparta Büklümü nün kuzey kesiminde Doğu-Batı daralma için bazı veriler. Jeoloji Mühendisliği 23, 9-20. Ergin, K., Güçlü, U, Uz, Z., 1967. Türkiye ve civarının deprem kataloğu (Milattan sonra 11 yılından 1964 sonuna kadar). İTÜ., Maden Fakültesi, Arz Fiziği Enstitüsü Yayınları 24, 169 s. Eyidoğan, H., Jackson, J., 1985. A seismological study of normal faulting in the Demirci, Alaşehir and Gediz earthquakes of 1969-1970 in western Turkey: implications for the nature and geometry of deformation in the continental crust. Geophys. J.R Astr. Soc. 81, 569-607. Eyidoğan, H., Güçlü, U., Utku, Z., Değirmenci, E., 1991. Türkiye büyük depremleri makro sismik rehberi (1900-1988). İTÜ. Maden Fak., Jeofizik Müh. Bölümü yayınları, 198 s. Grabert, H., 1972. 28 Mart 1970 tarihinde Batı Anadolu da meydana gelen depremin nedenini teşkil eden iki önemli arıza elamanının kesişmesi. MTA Dergisi 77, 22-29. Koçyiğit, A., 1984. Güneybatı Türkiye ve yakın dolayında levha içi yeni tektonik gelişim. Türkiye Jeoloji Kurumu Bülteni 27/1, 1-16. Koçyiğit, A., Ünay, E., Saraç, G., 2000. Episodic graben formation and extensional neotectonic regime in West Central Anatolia and the Isparta Angle: a case study in the Akşehir-Afyon Graben, Turkey. Geological Society, London, Special Publications 173, 405-421. Soysal, H., Sipahioğlu, S., Koçak, D., Altınok, Y., 1981. Türkiye ve çevresinin Tarihsel deprem kataloğu (MÖ 2100-MS 1900). TÜBİTAK, Proje No. TBAG 314, 87 s. Şaroğlu, F., Emre, Ö., Boray, A., 1987. Türkiye nin diri fayları ve depremsellikleri. MTA Rapor No. 8174, 394 s. Taymaz, T., Tan, O., 2001. Source parameters of June 6, 2000 Orta-Çankırı (Mw = 6.0) and December 15, 2000 Sultandağ-Akşehir (Mw = 6.0) earthquakes obtained from inversion of teleseismic P- and SH-body-waveforms. Symposia on Seismotectonics of the North-western Anatolia-Aegean and recent Turkish earthquakes. May 8, 2001- Turkey, Atlas, 96-107. 17