Önsöz. Hazırlayan Vedat Casim



Benzer belgeler
İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK DESTANLARININ BİLİM VE KÜLTÜR HAYATINA ETKİSİ ÜZERİNE BAZI DÜŞÜNCELER

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ

İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı

Türklerin Anayurdu ve Göçler Video Ders Anlatımı

-Anadolu Türkleri arasında efsane; menkabe, esatir ve mitoloji terimleri yaygınlık kazanmıştır.

DERS YILI MEV KOLEJİ ÖZEL ANKARA ANADOLU LİSESİ VE FEN LİSESİ 10. SINIFLAR TÜRK EDEBİYATI DERSİ YARIYIL ÖDEVİ

YARATILIŞ MİTLERİ DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

Hazırlayan Muhammed ARTUNÇ 6.SINIF SOSYAL BİLGİER

TÜRK MİTOLOJİSİ DR.SÜHEYLA SARITAŞ 1

Prof.Dr. Naciye Yildiz Gazi Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Völümü

ŞAMANİZM DR. SÜHEYLA SARITAŞ 2

Mitoloji ve Animizm, Fetişizm. Dr. Süheyla SARITAŞ 1

TÜRK EDEBİYAT TARİHİ

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Orta Asya Tarihine Giriş

TÜRK DESTANLARINDA MİLLÎ UNSURLAR

BİR BAYRAK RÜZGÂR BEKLİYOR

Mitlerin Sınıflandırılması DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

Nihat Sami Banar!ı, Resimli Türk Edebiyatı Tarihi, s 'ten özetlenmiştir.

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm ÖABT Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Konu Anlatımlı Soru Bankası ESKİ TÜRK DİLİ VE LEHÇELERİ...

UYGUR TÜREYİŞ EFSANESİ NDEN HAREKETLE KIZ KUMU EFSANESİNDE MİT-RİTÜEL İLİŞKİSİ *

İnci. Hoca GEÇİŞ DÖNEMİ ESERLERİ (İLK İSLAMİ ESERLER)

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 12. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

TEMEİ, ESER II II II

İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK TARİHİ TEST

İÇİNDEKİLER GİRİŞ...III

Asya Hun Devleti (Büyük Hun Devleti) Orta Asya da bilinen ilk teşkilatlı Türk devleti Hunlar tarafından kurulmuştur. Hunların ilk oturdukları yer

Türk Mitolojisi ve Türklerde Totemizm DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

NER TERİMİNDEN HAREKETLE TÜRK MİTOLOJİK DEĞERLERİNİN SÜNNET TÖRENLERİNE ETKİSİ THE EFFECT OF TURKISH MYTHOLOGICAL VALUES TO

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

İnci Hoca YEDİ MEŞALECİLER

HAT SANATINDAN ENSTANTANELER İSMEK HÜSN-İ HAT HOCALARI KARMA SERGİSİ

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ PDF

türk mitolojisi kaynakçası

Yrd. Doç. Dr. Ali GURBETOĞLU İstanbul Ticaret Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi

TARİH KPSS İSLAMİYETTEN ÖNCE TÜRK DEVLETLERİNDE KÜLTÜR VE MEDENİYET ARİF ÖZBEYLİ

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

KIRGIZ MİLLETİNE AİT <KIRKKIZ> EFSANESİ

IX. HAFTA HİN 412 KLASİK SANSKRİT EDEBİYATINDAN SEÇMELER

Türk Eğitim Tarihi. 1. Türklerin İslam Öncesi Eğitimlerinin Temel Özellikleri. Yrd. Doç. Dr.

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 10. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Türk Eğitim Tarihi. 2. Türklerin İslam Öncesi Eğitimlerinin Temel Özellikleri. Dr.

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ YILLIK PLANI

CEVAPLAR 1 C 2 D 3 E 4 A 5 D 6 C 7 E

/uzmankariyer /uzmankariyer /uzmankariyer

Kafiristan nasıl Nuristan oldu?

Tarih İçinde Türk Edebiyatı

BULUNDUĞUMUZ MEKÂN VE ZAMAN

TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DOKTORA PROGRAMI DERSLER VE KUR TANIMLARI

III. ÜNİTE: İLK TÜRK DEVLETLERİ 2. KONU: ORTA ASYA DA KURULAN İLK TÜRK DEVLETLERİ

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!..

Aruzla şiire başlayan sanatçılar, Ziya Gökalp in etkisiyle sonradan hece ölçüsüyle yazmaya başlamışlardır.

kaza, hükmetmek, Terim anlamı ise kaza, yaratılması demektir.

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - I

İSLÂMİYET ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI İSLÂMİ İLK ESERLER SORU PROĞRAMI AHMET ARSLAN

Ziya Gökalp. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Türk Dili Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans (Sak.Üni.Ort) Programı Ders İçerikleri

Türk tefekkür dünyasında kadın: oğuz kağan dan günümüze. M.Еkici, Prof. Dr. İzmir, Türkiye

Paragraftaki açıklamaya uygun düşen atasözü aşağıdakilerden hangisidir?

9. SINIF ÜNİTE DEĞERLENDİRME SINAVLARI LİSTESİ / DİL VE ANLATIM

URARTU UYGARLIĞI. Gülsevilcansel YILDIRIM

CUMHURIYET DÖNEMINDE COŞKU VE HEYECANI DILE GETIREN METINLER (ŞIIR) Cumhuriyet Edebiyatında Şiir ve Soru Çözümü

DESTAN DÖNEMI TÜRK EDEBIYATI. Destan Dönemi

Atatürk ün Kişisel Özellikleri. Elif Naz Fidancı

Doğru cevaplarla açıklama Puanlar Ödevler Kontrol eden görevlinin notları. yetenek amaçlarından. I. EDEBİYET ( test 1)

ORTA DOĞU VE KAFKASYA UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

ÜNİTE TÜRK DİLİ - I İÇİNDEKİLER HEDEFLER TÜRKÇENİN KİMLİK BİLGİLERİ

ÖZGEÇMİŞ. 4. Öğrenim Durumu :Üniversite Derece Alan Üniversite Yıl Türk Lisans. Halk Atatürk Üniversitesi Türk Halk Hacettepe Üniversitesi 1971

Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular

Bilim,Sevgi,Hoşgörü.

Mitosta, arkaik anaerkil yapı Ay tanrıçalığı ile Selene figürüyle sürerken, söylencenin logosu bunun tersini savunur. Yunan monarşi-oligarşi ve tiran

TÜRK DESTANLARI. 1.Altay - Yakut

DALGALANDIM DA DURULDUM. ÖMER FARUK DERE, YASEMİN ACAR KARA ve KURSİYERLERİ EBRU SERGİSİ

ESKİ İRAN DA DİN VE TOPLUM (MS ) Yrd. Doç. Dr. Ahmet ALTUNGÖK

İLK TÜRK DEVLETLERİNDE HUKUK

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

YILDIRIM BEYAZIT ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH BÖLÜMÜ LİSANSÜSTÜ PROGRAMLARI

MehMet Kaan Çalen, tarihinde Edirne nin Keşan ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Keşan da tamamladı yılında Trakya

Kütahya Gazeteciler Cemiyeti Ziyareti:

Cennet, Tanrı nın Harika Evi

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Cennet, Tanrı nın Harika Evi

Bozkır hayatının başlıca ekonomik faaliyetleri neler olabilir

İÇİNDEKİLER. Tarihteki Önemli Buluşlar Bilim, Türk ve İslam Devletlerinde yaşayan bilginler ile yükseliyor Coğrafi Keşifler...

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

temlerini işlediği şiirlerinden bazıları: Yol Düşüncesi, Sessiz Gemi, Rintlerin Akşamı, Ufuklar, Mehlika Sultan.

İSLAM KURUMLARI VE MEDENİYETİ

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 BÖLÜM 2

İÇİNDEKİLER GİRİŞ BİRİNCİ KİTAP

OĞUZ KAĞAN DESTANI METİN-AKTARMA-NOTLAR-DİZİN-TIPKIBASIM

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Kral Davut (Bölüm 2)

TÜRKİYEDE EĞİTİMİN TARİHİ GEÇMİŞİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ

MİT VE DİN İLİŞKİSİ. (Kutsal Metinlerle İlişkisi) DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

T.C. SİNOP ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLGİLER ENSTİTÜSÜ TARİH TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Transkript:

İslamiyet Öncesi Türk Destanlarının Bilim ve Kültür Hayatına Etkisi Üzerine Bazı Düşünceler بعض االفكار بشأن تاثير األساطير التركيت قبل األسالم على الحياة العلميت والثقافيت Hazırlayan Vedat Casim Önsöz İlk çağlarda yaşayan insanların hayal dünyasını tanıtan masallar görünümünde olan destanlar aslında milleylerin tarih öncesi devirlerde başlayan kuruluşlarını inanışlarını erdemlerini fikir ve sanatlarını anlatır. Destanlar kökü tarihe dayanan olayların, halk gözüyle görülen halk ruhuyla duyulan masallaşmış görüntüleridir. Destanlarda milletlerin dinleri, türlü inanışları Tanrı karşısındaki davranışları, yaşadıkları coğrafyanın özellikleri ile birleşmiş duyguları vardır. Su köpüğünden yaratılmış bir ağacın karnından doğmuş, ışık kümelerinin içinden çıkmış fil kadar kuvvetli, güneş kadar güzel insanların maceralarını anlatan bu destanlar aslında uzun manzum hikayelerdir. Dünyaca ünlü destan metinlerini araştırarak hangi milletlere ait olduklarını tesbit edilmektedir. Türk destanları, Türk edebiyatının önemli bir bölümünü oluşturmaktadır.türk destanlarının ilk dönemine, İslamiyet Öncesi Türk destanları denilmektedır. Bu destanlar Türklerin İslam dinine ve yerleşik hayata geçmeden önce, uzun süre içinde yaşadıkları atlı-göçebe medeniyetinin özelliklerini yanıstır. 9

Yaratılış, Saka (Alp Er Tunga, Şu) Hun-Oğuz (Oğuz Kağan, Attila) Göktürk (Bozkurt, Ergenekon) Uygur (Türeyiş, Göç) destanlarından oluşan İslamiyet Öncesi Türk Destanların Türk bilim ve kültür hayatına önemli bir etkisi olmuştur. Bu çalışmamızda bu konuyla ilgili bazı düşüncelere yer vereceğiz. Destan Tanımı Türkçe sözlükte: 1-tarih öncesi tanrı, tanrıca, yarı tanrı ve kahramanlarla ilgili olağanüstü olayları konu olan şiir, epope... 2- bir kahramanlık hikayesini veya bir olayı anlatan koşma biçiminde, ölçüsü 11 hece olan halk şiiri. 3- Çağdaş Türk edebiyatında biçim ve içerik yönünden geleneksel destanlardan ayrılık gösteren uzun kahramanlık şiiri 1... Olarak tanımlanan destanın, edebiyatın üç ayrı şubesinde yer aldığı görülmektedir. Türk dili ve edebiyatı tarihinde destani türdeki eserleri ifade etmek için, çeşitli zamanlarda birbirinden farklı kelimeler kullanıldığını belirten Yıldırım bunların içinde yabancı kaynaklı bir kelime olmasına rağmen en çok kullanılan ve bir terim olarak işletilen destan* olduğu görüşüne yer vermektedir ayrıca Edebiyatımızda destan sözü, bugün, daha çok kahramanlık temalarının ağır 1 -Türkçe Sözlük I,1988,Ankara,Türk Dil Kurumu yayınları,s.363. * Destan kelimesinin aslı datandır.türk söyleyişi bu kelimeyi destan sesiyle türkleştirmiş ve çeşitli manalarda kullanmıştır.(nihad Sami Banarlı).Resimli Türk Edebiyatı Tarihi C.1.Milli Eğitim Basımevi İstanbul.1998.S.1 10

bastığı manzum, manzum_mensur veya mensur eserler için kullanılan edebi bir terimdir demektedir. 2 Bizim burada ele alacağımız destan, ''Sözlük''te verilen ilk tanım olan ve Batı literatüründe epope olarak gördüğümüz ve Türk dünyasının büyük bir çoğunluğunun epos olarak kabulleri arasında yer verdiği destandır. Konumuzun başlığını oluşturan bu destanı Elçin, şöyle tarif etmektedir: Destan bir boy, ulus veya millet hayatında tam estetik hüviyet kazanmamış eser sayılan efsanelerden sonra nazım şeklinde ortaya çıkan en eski halk edebiyatı mahsullerinden biridir.sözlü geleneğe bağlı olan bu anonim mahsuller, zaman ve mekan içinde cemiyetin iradesini ellerinde tutan Kahraman-Bilge şahsiyetlerin menkebevi ve hakiki hayatları etrafında teşekkül etmiş uzun, didaktik hikayelerdir. 3 Köprülü, bu destan dairesi için Milli Destan ifadesini kullanmaktadır.çünkü Milli destanlar, ''tarihi vakaları tsavirden ziyade milletin yüksek milli duygularını in'ikas ettiren tamamıyle veyahut az çok tarihe müstenit bir ideal alemi gösteren halk edebiyatı eserlerinden ibarettir. 4 Banarlı da bu tanımı benimsemektedir. Ona göre destan kökü tarihe dayanan ilhamını tarihten alan bir halk edebiyatı verimidir. Ayrıca Banarlı destanlar halk gözüyle görülen halk ruhuyle duyulan ve halk hayalinde masallaştırılan tarihlerdir 5 demektedir. Karasoy ise Destan kavram ını muhtevalı bir biçimde kaleme alıp yerli ve 2 Yıldırm,Dursun.Türk Bittiği,Akçağ Yayınları,Ankra,1998.S.149 3 -Elçin,Şükrü.Halk Edebiyatına Giriş. 2Baskı,Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları.Ankara.1986.S.72 4 -Köprülü,M.Fuad.Türk Edebiyatı Tarihi.M.E.Yayınları.İstanbul.1998. S.2 5 -Banarlı, N.S.Resimli Türk Edebiyatı Tarihi.Milli Eğitim yayınları.istanbul,1998,s.2 11

yabancı kaynaklardaki tariflerin yanı sıra, destan tariflerindeki ortak ve farklı unsurları da belirterek genel bir değerlendirmek yapmıştır. 6 Kurnaz, bütün bu tanıtlar destanların genel özelliklerinde toplanır ve şöyle sıralabır : 1- Anonimdirler. 2- Genellikle manzumdurlar. 3- Olağan ve olağanüstü olaylar iç içedir. 4- Destan kahramanları olağanüstü özelliklere sahiptir. 5- Destan tarihi ve sosyal olaylardan doğarlar. 6- Bu eserlerde genellikle yiğitler aşk dostluk ölüm ve yurt sevgisi gibi temaler işlenir. 7 Türk Destanları Orta Asya da yapılan arkeolojik araştırmalar sonunda elde edilen bilgilere göre, Türk destan devrinin M.Ö. X11. Asra kadar uzandığı kanaatine varılmıştır. Bu bakımından edebiyat tarihçileri, Türk edebiyatını ''destan''la başlatmaktadır. Türk edebiyatının hem ilk, hem de önemli bir bölümünü oluşturan destanların, doğup yaşadığı coğrafyanın büyüklüğü ve doğuşundan günümüze oluşturduğu tarihi çizginin uzunluğu göz önünde bulundurularak, ilk, orta ve son dönem biçiminde üç ayrı safhada ele alınması, belki bu alandaki çalışmaları kolaylaştırıcı bir tasnif denemesi olarak kabul edilebilir. Bu tasniftan hareketle adlandırılabilecek İlk Dönem Türk Destanları ise; başlangıcından 9. Yüzyıla kadar olan tarihi süreçte yaşanan olayları ele alan ürünler olarak düşünülmüştür ki, bu dönem 6 -Karasoy,yakup.''Destan Kavramı''.Milli Folklor,1991.S.37-42 7 -Kurnaz, cemal. Eski Türk Edebiyatı,Ankara,2001.S.127 12

İslam'ın Türkler tarafından kabulünün öncesini oluşturduğu için, bu dönem destanları Türk edebiyatında İslamiyet Öncesi Türk Destanı 8 olarak yerini almıştır. Bu destanlar destanları meydana getiren hadiselerin tarihi seyri esas alınarak şu şekilde sınıflandırılmaktadır: 1- Yaratılış Destanı. 2- Saka Türklerinin Destanları. A-Alp Er Tunga Destanı. B- Şu Destanı. 3- Hun Türklerinin Destanları: Oğuz-Kağan Destnı. 4- Göktürk Destanları. A-Bozkurt Destanı. B- Ergenekon destnı. 5- Uygur Türklerinin Destanları. A-Türeyiş Destanı. B-Göç Destanı 9. Adı geçen bu destanlarda bilim üzerine, sosyal, siyasal, dini, kültür vb. Hayatlar üzerine ele alınabilecek çok sayıda motif ve unsur bulunmaktadır. Birçoğu tez konusu olabilecek bütün konulara değinmenin güçlüğü bilincinden hareketle bu tezde, ilk dönem türk destanlarında yani İslamiyet öncesi Türk destanlarında bilim ve kültürel hayata tesir etmiş ya da edebilecek durumda olan bazı anekdotlar üzerine hatırlatmada bulunulacaktır. 8 Sakaoğlu Saim-Duymaz Ali.İslamiyet Öncesi Türk Destanları İstanbul 2002 Ötüken Neşriyat.S.90 9 -Kurnaz,cemal., a.g.e.,.s.127 13

Yaratılış Destanında Kadın Yeri Bu destan, xıx.yüzyılda türkoloj prof. Wilhelm Randloff tarafından, Altay Türkleri arasında derlenmiştir. 10 Yaratılış destanında yaratılışla ilgili en eski Türk inançları rastlanmaktadır. Altay destanındaki inanmaların yaşandığı dönem Türk dilinin oluşum önemi kadar eskidir denilebilir. Cünkü insan, önce düşünür, sonra bu düşüncesini ifade yollarını arar. Yaratılış destanı Türkçenin de içinde bulunduğu Altay dil grubunun bir ürünü olarak kabul edilmektedir. Yaratılış destanlarından birinin girişinde şu sözlere yer verilmektedir: Daha hiçbir şey yokken, Tanrı Kara Han la uçsuz bucaksız su vardı. Kara Han dan başka gören, sudan başka görünen yoktu. Bütün tanrıların en büyüğü, varlıkların başlangıcı, insan oğullarının da ilk atası, Tanrı Kara Han ın bu sade sudan alemde canı sıkılıyordu. O, yalnızlık içinde düşünürken suda bir dalga belirdi. Ak Ana çıktı, Tanrı Kara Han a yarat diyip yine suya daldı. 11 Görüldüğü gibi, bu destanda kadının önemli bir yeri vardır.burada Tanrı Kara Han'a ''yarat'' emir ya da ilhamını veren, bir kadın olan Ak Ana'dır. Birçok dünya milletinin destanında ikinci sınıf bile olmayan,aşk ve şehvet unsuru olarak kabul edilen hatta bazılarında tanrıların oyuncağı olan kadın, Türk yaratılış destanlarında Ak Ana, Ülgen, Umay, Güneş vb. olarak görülebilmektedir. Ayrıca, daha sonraki 10 -Karaalioğlu,Seyit kemal.türk Edebiyatı Tarihi.Başlangıçtan Tanzimata.Cilt.I.inkilap ve Aka Basımevi.İstanbul.1980.S.47. 11 -Banarlı,Nihad sami.resimli Türk Edebiyatı Tarihi.Milli Eğitğm Yayınları.İstanbul.1998.S.12. 14

ortaya çıkan destan ve diğer edebi mahsullerde görülen Kutsal varlıkların sudan çıkma olayına da ilk olarak Yaratılış destanları kaynaklık etmektedir. Bilgi Alp Er Tunga gibi, ölümü üzerine sagu lar söylenmiş, Alpliği ile yücelmiş bir kahramandan söz edilirken, dünyaya hakim olma sındaki asıl yolun bilgi den geçtiği vurgulanmaktadır: O yüksek bilgiye ve çok faziletlere sahip idi, bilgili, anlayışlı ve halkın seçkini idi. Ne seçkin, ne yüksek, ne yiğit adam idi, zaten alemde ferasetli insan bu dünyaya hakim olur 12. Dünyada hakim olmak ve onu idare etmek için, pek çok fazilet, akıl ve bilgi lazımdır. 13 Batı kültürüyle Türk kültürünün İlk Teması Şu destanında, Makedonya kralı İskender ile Turan hükümdarı Şu'nun ordularının Fergana vadisinde karşılaşmış olmaları, Türk kültürüyle Batı kültürünün M.Ö. dördüncü yüzyılda tanışmış ve birbirleriyle bilgi alış verişinde bulunmuş olduklarını göstermesi bakımından önemlidir. Ayrıca Türklerde ad verme geleneğinden 24 Oğuz boyunun oluşumuna, Oğuzların ilk atası Oğuz 12 -Sakaoğlu,saim-Duymaz,ali.İslamiyet Öncesi Türk Destanları,Ötüken Neşriyat,İstanbul,2002,S197 13 -Arat,reşit rahmeti.kutadgu Bilig 1,metin.2.baskı.Ankara,1979,Türk Dil kurumu yayınları.s.43 15

Han'ın mevcudiyetinin M.Ö. yedinci yüzyılda görülebileceğine kadar birçok önemli bilgiyle şu destanında buluşmak mümkündür. 14 Oğuz Kağan Destanı hakkında İslamiyet öncesi Türk destanları içinde hem muhteva bakımından, hem sosyal, siyasal, kültür vb. alanlarda vermiş olduğu bilgi bakımından, hem de toplumun geleceğe yönelik hedef ve ülkülerini belirleyici olması bakımından Oğuz kağan Destanı çok önemlidir. Oğuz Kağan'ın doğuşu, çocukluğu, gençliği, bir gergedan öldürmesi, göğün ve yerin kızlarıyla evlenmesi, yer ve gök varlıklarının Oğuz'un oğlu olmaları, Oğuz'un aile düzeni, toplum düzeni vb. konular elbette birçok dini, sosyal, siyasal, kültürel olay ve bilgiye bünyesinde yer vermektedir. Fakat, bizce bunlardan daha önemlisi, birçok ulus ya da milletin dünya üzerinde varlığından söz edilmediği milattan önceki yıllarda yaşanan olayların meydana getirdiği bu destanda, bilim için önemli kabul edilebilecek keşif ve icatlara yer verilmiş olmasıdır. Bunlardan ilki ''arabanın icadı''dır. Göktürklerin türeyişleriyle ilgili efsanelerde, ateş gibi insanlığa faydalı olan şeyleri icat eden atalardan söz açılıyor ve bunlara büyük bir önem veriliyordu. Zaten ateş, araba vb. gibi insanlığı gelişmesine yardım etmiş unsurlarla aletlerin icatları, bütün dünya mitolojiklerinde en eski ve öz kalıntılar olarak kabul edilmişlerdir. Türklerin ''Kanglı'' boyu, tarih boyunca büyük bir şöhret yapmış ve Türk kavimleri arasında önemli bir yer tutmuştur. Diğer mitolojilerde olduğu gibi Türk mitolojisinde de kelimelerle kavramlar arasında bazı benzeştirmeler yapılmıştır. ''Kanglı'', ilk bakışta ''kağnı'', 14 -Ercilasun,ahmrt bican.''şu Destanı Hakkında'',1991,Milli folklor,12.s 6-10 16

yani ''kağnı arabası''nı andırmaktadır. Bu bakımdan Oğuz Kağan destanında ''kağnı'' arabasının icadından söz edilirken Kanglı boyu ile bir ilgi kurulmuştur. Tekerlekli araba (kağnı)nın bulunuşu destanda şu sözlerle ifade edilmekte: Oğuzun askerleri, beyleri bütün halkı Düşmanda ne bulursa toplayıp hep aldı Atlar ile öküzler, katırlar az gelmişti Yığılmış yükler ise ta dağları geçmişti Oğuz'un bir eri vardı, akıllı, tecrübeli, Barmaklığı-Cosun-Billig, yatkındı işe eli Bir kağnı arabası yapıp koydu içine Oğuz'un bu ustası devam etti işine, Kağnıyı çekmek için canlı öne koşuldu Cansız alıntılarda üzerine konuldu. Oğuz'un beyleriyle halkı şaştılar buna, Onlar da kağnı yaptı özenmişlerdi ona. Kağnılar yürür iken derlerdi: ''Kanga!Kanga!'' Bunun için de dendi bu halka ''Kanga'' Oğuz bunu görünce güldü kahkaha ile Dedi:''Cansızı çeksin canlılar Kanga ile Adınız Kangalug olsun, belgeniz de araba'' Bıraktı onları gitti başka tarafa 15. 15 Ögel,bahaeddin.Türk Mitolojik 1,İstanbul,Milli Eğitim Bakanlığı yayınları,1993.s.60-61 17

Oğuz Kağan destanında bilim adına verilen ikinci önemli motif, geminin icadı, yani suyun kaldırma gücünün bulunuşudur. Çünkü Oğuz Han'ın bir bilgini İtil (Volga) nehrini geçmek için asırlık ağaçların içini oyarak '' Kıpçak'', yani kayık yapmış, yaptığı bu su vasıtalarıyla Oğuz Han'ın orduları nehrin karşı tarafına geçerek düşmanı mağlup etmiş ve ganimetleri rahatlıkla nehirden taşıyabilmişlerdi. Bunun üzerine Oğuz, bu buluşu gerçekleştiren kişiye ''içi oyulmuş ağaç'' anlamına gelen Kıpçak adını vermiş, Mucit Kıpçak Bey'in nesli de o günden itibaren Kıpçak boyu olarak anılmaya başlamıştır. Bu bölüm destanda şöyle anlatılmaktadır: "Sonra Oğuz Kağan askerleriyle İtil adındaki ırmağa geldi. İtil büyük bir ırmaktır. Oğuz Kağan onu gördü ve: ''İtil'in suyunu nasıl geçeriz?'' dedi. Asker arasında iyi bir bey vardı. Onun adı Uluğ Ordu Bey idi. O akıllı bir erdi, gördü ki bu yerde pek çok dal ve pek çok ağaç. O, ağaçları kesti ve bu ağaçlara yattı, geçti. Oğuz Kağan sevindi, güldü ve : '' Sen burada bey ol, senin adın Kıpçak bey olsun '' dedi 16. Yine Oğuz Kağan destanında görülen ''Karluk'', ''Kalaç'' vb. Adlarda da bilim adına başka özellikler yer almaktadır. Bu destanda görülen başka bir husus ise, Oğuz Kağan'ın gördüğü rüya ile Türklerin ''Kızılelma''sını belirlemiş olmasıdır. ''Batı hedef'' anlamına gelen bu ülkü sebebiyledir ki Attila, Karadeniz'in kuzeyinden Avrupa içlerine kadar ilerlemiş, beraberinda götürdüğü birçok ulus, boy ve oymakla birlikte merkezi Karpatlar olan coğrafyada yurt tutmuş, İtalya'dan Almanya ortalarına kadar uzanan büyük bir coğrafyayı vatan haline getirmeye çalışmış, Avrupa'nın sosyal, siyasal, kültürel ve 16 Sakaoğlu (saim)-duymaz(ali),islamiyet Öncesi Türk Destanları,İstanbul,Ötüken Neşriyat, 2002. s:233 18

bilim hayatını önemli ölçüde etkilemiştir. Aynı ülkü sebebiyledir ki Karadeniz'in güneyinden ilerleyen Oğuzlar, Viyana kapılarına kadar gelmiş. Kurt İslamiyet öncesi Türk destanlarında iki ayrı Türeyiş destanı vardır. Bu iki destandan biri Göktürk, diğeri Uygurlara aittir. Her iki destanda da ''kurt'' ana motiftir. Bu iki destanı birbirinden ayrıan özelliklerin başında: birinde dişi kurt (Aşina-Asena), diğerinde erkek kurt (Börteçi-Börteçine)'un önemli rol üstlenmiş olmasıdır. Göktürklerin Türeyiş destanında dişi kurtla evlenerek Göktürk neslini devam ettiren bir ''erkek ''tir: ''(Tamamen öldürülen Göktürkler içinde), yalnızca on yaşında bir çocuk kalmıştı. (Lin memleketinin) askerleri, çocuğun çok küçük olduğunu görünce (ona acımışlar) ve onu öldürmemişlerdi. Yalnızca çocuğun ayaklarını kesmişler ve bir bataklık içindeki otlar arasına bırakarak gitmişlerdi. Bu sırada çocuğun etrafında dişi bir kurk peyda oldu...'' 17. Bu destan Göktürklerin ''ataerkil'' bir yapıya sahip olduklarını göstermektedir. Uygur Türeyiş Destanında ise, Uygur neslinin türemesini sağlayan bir ''kadın'', yani Uygur hakanının güzel ve kahraman kızıdır. Bu sebepten dolayı Uygurların ''anaerkil'' bir yapı içine girdikleri görülmektedir. Uygur Türeyiş destanlarından birinde hakanın bir kızı, diğerinde iki kızı 18, bir başkasında ise üç kızı 19 bulunmaktadır. Kızı (ya da kızlar)nın Tanrıyla evlenebileceğini düşünen hakan, yüce bir tepeye saray yaptırarak kızını oraya 17 -Sakaoğlu-Duymaz, a.g.e.s.205 18- Atsız (Hüseyin Nihal ), Türk Edebiyatı Tarihi, Baysan Yayınları İstanbul, 1992..s.75 19 Ögel,bahaeddin.Türk Mitolojik 1,İstanbul,Milli Eğitim Bakanlığı yayınları,1993.s:32 19

yerleştirir. Çünkü bir gün Tanrının gelip burada kızıyla evleneceğine inanmaktadır. Günlerden bir gün, gök tüylü, gök yeleli bir erkek kurt kızın bulunduğu mekana ulaşır, bunun Tanrı olduğuna kanaat getiren kız bu erkek kurtla evlenir, bu kurttan çocukları olur ve bundan dolayı Uygur nesli kurt gibi ince belli, keskin bakışlı, hızlı, çevik ve güçlüdür. Göktürklerin Türeyiş destanında ataerkil bir yapının oluşmasındaki temel sebebin ''atlı-göçebe'' kültürü olduğu düşünülebilir. Uygurların Türeyiş destanında ''anaerkil'' bir yapının kabullenmiş olmalarıdır. görülmesindeki temel etken ise ''yerleşik hayatı'' Sosyal ve kültürel olaylar Ergenekon destanının Türklerin bilim ve kültür hayatında çok önemli bir yeri vardır. Günümüze kadar yaşayışını sürdüren ''Nevruz'' gibi bir sosyal olgunun temel doğuş efsanesini oluşturan bu destanda, Moğollar vb. kavimlerin, sihirbazların bir sihri olarak kabul ettikleri ateş içinde oynayarak demire istenilen şeklin verilebilmesi hadisesini 20 Türkler, Şamanların dini tesirinden soyutlamış, somut bir sanat dalına dönüştürmüştür. Diğer önemli sosyal ve kültürel olaylarla birlikte, ''göğü bakır, yeri demir''leştiren Türklerin maden bilimine hizmetleri bu destanda açıkça görülmektedir. İslamiyet'ten önceki döneme ait Türk destanlarından biri ''göç'' destanıdır. Göç, mitolojik ve dini olduğu kadar, sosyal, siyasal, kültürel, zaman zaman da din ve medeniyet değişmelerinde önemli derecede etkili olmuş bir olgundır. Türklerin bugün ''atayurt''tan çok uzaklarda ''anayurt''lar oluşturmasının Göç destanıyla yakın bir ilgisinin bulunduğunu kabul etmek gerekir. ''...Çin'de T'ang sülalesinin elçileri, bilgi edinmek için müşavirleri birlikte Uygur ülkesine gitmişlerdi.bunlar aralarında konuşup şöyle dediler: ''Kara- 20 -Ögel, bahaeddin.a.g.e.s:37 ile 20

korum'un kudret ve zenginliği, ancak bu dağ sayesinde olmuştur. Biz bu dağı niçin yok etmeyip de (Uygur) devletini zayıflatmayalım ''. Elçiler aralarında böyle konuşup anlaştıktan sonra, (Uygur Kağanı) Tiğin'e geldiler ve ona şöyle söylediler: ''Siz Çinli bir prensesimizle evlendiniz. (Bizim de) sizden bazı yardımlarınızı istemek için ricalarımız olacak. ''İyi talih'' dağının taşları sizin muhterem memleketinizce kullanılmamaktadır. (Sizin yerinize biz bu taşları değerlendirelim), dediler ve Tigin ile anlaştılar. Bu taşları alıp Çin'e götürmek istediler. Fakat taşlar çok büyüktü. ve (Çin'e) Götürmenin imkanı yoktu. Bunun üzerine taşlara ateş verip yaktılar, geriye kalan parçalara da asit döküp hepsini küçük parçalara ayırdılar. Ondan sonra da bu parçaları alarak (Çin'e) gittiler. Bu taşların götürülmesinden az zaman sonra, kuşlarla hayvanlar bağırmağa başladılar. Yü-lun Tigin ise,on beş gün içinde öldü. Memleketin başına türlü türlü felaketler geldi. Halk ise rahat bir gün görmedi. (Yü-lun Tigin'den sonra) onun yerine geçen kağanlar da arka arkaya öldüler. Bunun üzerine Uygurlar, Turfan'a göç etmek zorunda kaldılar.'' 21 Bu destanda, hakanların ölümü, arka arkaya gelen felaketler, ülkenin yoksullaşması ve göç, ülkedeki bir kaya parçasının yabancılara verilmesi sonucunda meydana gelmiştir.bu kayanın verilmesini sağlayan ise Uygur hakanının Çinli bir kızla evlenmiş olmasıdır. Göç hadisesine bilimsel açıdan bakıldığında, belki mitolojik ama günümüzde de etkisini sürdüren şu düşüncelere yer verilebilir: Ülke yöneticileri, bir taş parçasını bile kendi çıkarları için başkalarına vermemelidir. Verdiği zaman ülkede sosyal, siyasal ve ekonomik kriz başlar, ülke felakete sürüklenir. 21 Sakaoğlu(saim)-Duymaz(Ali),İslamiyet Öncesi Türk estanları,istanbul,ötüken Neşriyat, 2002. s:217 21

Özellikle ülke yönetiminde yer alanların yabancı kızlarla (ya da erkeklerle) evlenmelerinde dikkatli olunmalıdır. Bu kültürel değişim çeşitli vesilelerle ülke insanını yoksulluklara, bölünmelere ve sonucunda felaketlere götürebilir. Sonuç Bütün dünya edebiyatlarında olduğu gibi Türk Edebiyatının da ilk örnekleri destanlardır.türklerin ruh hayatını, duyuş, düşünüş, inanış ve hayal kuruşlarını, varlıkların faydasız maddelerini faydalı hale getiren yaratışlarını, güzel sanatlarını, aşk, aile, yurt ve devlet anlayışlarını, onların destan motiflerinde aramak ve bulmakta büuük faydalar vardır. Gerçekte, İslamiyet Öncesi Türk Destanları, sosyal, siyasal, dini, kültürel, teknolojik vb. bakımlardan kıymetli bilgilere sahiptir. Bunların en önemlileri: Kadın,eski Türklerde ilahi bir varlık, bir dişi tanrı gibidir. Nitekim,Yaratılış Destanlarda, Tanrıya insanları ve dünyayı yaratması için fikir ve ilham veren AkAna bir kadındır. Bozkurt ise, destanlarda Türk ün hayat ve savaş gücünü temsil eder. Bu düşünce, eski Türklerin, annayurtlarının bu varlığına önce Tanrı diye tapmışler sonra kendilerinin bozkurt soyundan geldiklerine böylelikle, birer bozkurt olduklarına inanmalarından gelmektedir. Bilgi, sosyal ve kültürel ilişkiler, aletlerin icatları vb. unsurlar, destanlarda yeri de büyüktür. Kaynaklar 1. Arat (Reşit Rahmeti),Kutadgu Bilig 1, Metin, 2.baskı, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara 1979. 2. Atsız (Hüseyin Nihal ), Türk Edebiyatı Tarihi, Baysan Yayınları İstanbul, 1992. 22

3. Banarlı (Niha Sami) Resimli Türk Edebiyatı Tarihi 1, Milli Eğitim Bsımevi, İstanbul,1998. 4. Elçin (Şükrü), Halk Edebiyatı Araştırmaları, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1977. 5. Elçin (Şükrü), Halk Edebiyatına Giriş, 2. Baskı, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1986. 6. Kurnaz (Cemal), Eski Türk Edebiyatı, Bizim Büro Basımevi, Ankara, 2001. 7. Ercilasun (Ahmet Bican), ''Şu Destanı Hakkında'', Milli Folklor, 12, 6-10. 8. Karasoy (Yakup), ''Destan Kavramı'', Milli Folklor, 10, 37-42. 9. Köprülü (M.Fuad),Türk edebiyatı Tarihi, 2. Basım, Ötüken Yayınları, İstanbul, 1980. 10. Ögel (Bahaeddin), Türk Mitolojisi 1,Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, İstanbul, 1993. 11. Sakaoğlu (Saim)-Duymaz (Ali), İslamiyet Öncesi Türk Destanları, Ötüken Neşriyatı, İstanbul, 2002. 12. Togan(Zeki Velidi), ''Türk Destanının Tasnifi 1'', Atsız mecmua, 1, 4, 1931. 13. Türkçe Sözlük 1, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara, 1988. 14. Yıldırım(Dursun ) Türk Bittiği, Akçağ Yayınları, Ankara, 1998. 23