NEDİR? Tüm maddeler zehirdir, zehir olmayan hiçbir madde yoktur. Zehir ile devayı ayıran onun dozudur - Paracelsus (Toksikoloji nin babası )

Benzer belgeler
Genetik Polimorfizmler ve İlişkili Hastalıklar. Yard. Doç. Dr. Özlem KURT ŞİRİN Biokimya Anabilim Dalı

Toksisiteye Etki Eden Faktörler

FAZ II Enzimlerine bağlı genetik polimorfizmler - 1

ETKİN İLAÇ KULLANIMINDA GENETİK FAKTÖRLER. İlaç Kullanımında Bireyler Arasındaki Genetik Farklılığın Mekanizması

ETKİN İLAÇ KULLANIMINDA GENETİK FAKTÖRLER. İlaç Kullanımında Bireyler Arasındaki Genetik Farklılığın Önemi

Hücrelerde gerçekleşen yapım, yıkım ve dönüşüm olaylarının bütününe metabolizma denir.

G6PD B: En sık görülen normal varyanttır. Beyaz ırk, Asya ve siyah ırkın büyük bir kısmında görülür (sınıf-iv).

İLAÇ ETKİLEŞİMLERİ. Amaç. Hastalık, yaralanma ya da cerrahi girişim sonrası ortaya çıkan ağrı ve diğer belirtileri ortadan kaldırmak

Dağılımı belirleyen primer parametre plazma proteinlerine bağlanma oranıdır.

IV. BÖLÜM GLUKOZ 6 FOSFAT DEHİDROGENAZ ENZİM EKSİKLİĞİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

FARMAKOKİNETİK KİŞİSEL VARYASYONLAR NEDENLERİ VE KLİNİK SONUÇLARI

Farmasötik Toksikoloji

Farmasötik Toksikoloji

İlaç Allerjisi İle Oluşan Klinik Sendromlar

ADIM ADIM YGS LYS. 91. Adım KALITIM -17 GENETİK VARYASYON MUTASYON MODİFİKASYON ADAPTASYON - REKOMBİNASYON

FARMAKOGENETİK ve KLİNİK ÖNEMİ

İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji ABD Prof. Dr. Filiz Aydın

Propiverin HCL Etki Mekanizması. Bedreddin Seçkin

15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ

δ-aminolevulinik ASİT

SNP TEK NÜKLEOTİD POLİMORFİZMLERİ (SINGLE NUCLEOTIDE POLYMORPHISMS)

Farmakogenetik Dr. Pınar Saip İ.Ü.Onkoloji Enstitüsü

2. Kanun- Enerji dönüşümü sırasında bir miktar kullanılabilir kullanılamayan enerji ısı olarak kaybolur.

Klinik Araştırmalarda Farmakogenetik Bilginin Kullanılmasına Giriş ve Örnekler

MİTOKONDRİ Doç. Dr. Mehmet GÜVEN

PROSPEKTÜS BECOVİTAL YUMUŞAK KAPSÜL

Hamilelik Döneminde İlaçların Farmakokinetiği ve Farmakodinamiği

Enjeksiyonluk Çözelti Veteriner Vitamin

TEST 1. Hücre Solunumu. 4. Aşağıda verilen moleküllerden hangisi oksijenli solunumda substrat olarak kullanılamaz? A) Glikoz B) Mineral C) Yağ asidi

11. SINIF KONU ANLATIMI 2 ATP-2

Hücre Solunumu: Kimyasal Enerji Eldesi

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #21

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 4. KLİNİK ÖZELLİKLER 4.1 Terapötik endikasyonlar NIZORAL Ovül, akut ve kronik vulvovajinal kandidozun lokal tedavisinde kullanılır.

FARMAKOKİNETİK. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

PROSPEKTÜS BECOVİTAL ŞURUP

Canlıların yapısına en fazla oranda katılan organik molekül çeşididir. Deri, saç, tırnak, boynuz gibi oluşumların temel maddesi proteinlerdir.

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 4. KLİNİK ÖZELLİKLER 4.1. Terapötik endikasyonlar Hafif ve orta dereceli ağrı ve ateşin semptomatik tedavisinde endikedir.

13 HÜCRESEL SOLUNUM LAKTİK ASİT FERMANTASYONU

YAZILIYA HAZIRLIK TEST SORULARI. 11. Sınıf

2x2=4 her koşulda doğru mudur? doğru yanıt hayır olabilir mi?

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #22

Akıllı Defter. 9.Sınıf Biyoloji. vitaminler,hormonlar,nükleik asitler. sembole tıklayınca etkinlik açılır. sembole tıklayınca ppt sunumu açılır

Yrd. Doç.Dr. Mehmet AK GATA Psikiyatri AD

İLAÇ METABOLİZMASI (BİYOTRANSFORMASYON)

ANALJEZİKLERDE ETKİLEŞİM. Dr. Sevil Bavbek İ.T.F. İçhastalıkları ABD, Tıbbi Onkoloji BD İ.Ü. Onkoloji Enstitüsü

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI


BİYOLOJİK AJANLARIN DİĞER İLAÇLARLA ETKİLEŞİMLERİ. Mustafa ÖZGÜROĞLU Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #16

KAFKAS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM I DERS YILI 4. KOMİTE: HÜCRE BİLİMLERİ DERS KURULU IV

Çizelge 2.6. Farklı ph ve su sıcaklığı değerlerinde amonyak düzeyi (toplam amonyağın yüzdesi olarak) (Boyd 2008a)

DNA ve Özellikleri. Şeker;

BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI

6. glikolizde enerji kazanım hesaplamalarında; Substrat düzeyinde -ATP üretimi yaklaşık yüzde kaç hesaplanır? a. % 0 b. % 2 c. % 10 d. % 38 e.

Bitkide Fosfor. Aktif alım açısından bitki tür ve çeşitleri arasında farklılıklar vardır

İal-biyoloji METABOLİZMA/SOLUNUM. 1.Metabolizma ölçümünde dikkate edilecek koşullar nelerdir?

BAKTERİLERDE EKSTRAKROMOZAL GENETİK ELEMENTLER

KISA ÜRÜN BİLGİSİ 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI. DEBRİDAT FORT tablet 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM

Sitoplazmik membran periferal integral

12 HÜCRESEL SOLUNUM GLİKOLİZ VE ETİL ALKOL FERMANTASYONU

PROSPEKTÜS DECAVİT YUMUŞAK KAPSÜL

BİYOİNORGANİK KİMYA 5. HAFTA

Kloroform, eter ve benzen gibi organik çözücülerde çözünen bunun yanı sıra suda çözünmeyen veya çok az çözünen organik molekül grubudur.

6. glikolizde enerji kazanım hesaplamalarında; Substrat düzeyinde -ATP üretimi yaklaşık yüzde kaç hesaplanır? a. % 0 b. % 2 c. % 10 d. % 38 e.

HEREDİTER SFEROSİTOZ. Mayıs 14

TIBBİ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI

Solunumda organik bileşikler karbondioksite yükseltgenir ve absorbe edilen oksijen ise suya indirgenir.

2003 ÖSS BİYOLOJİ SORULARI VE CEVAPLARI

Yeni doğan ve çocukta ilaç metabolizması ve dikkat edilmesi gereken hususlar

Işık şiddetindeki Sıcaklıktaki değişme yönü değişme yönü

ASETOMİNOFEN ZEHİRLENMELERİ UZ. DR. MEHMET YİĞİT SAĞLIK BİLİMLERİ ÜNİVERSİTESİ HASEKİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ «

Mycobacterium tuberculosis te Dışa Atım Pompaları

Biochemistry Chapter 4: Biomolecules. Hikmet Geçkil, Professor Department of Molecular Biology and Genetics Inonu University

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI

TEK GEN KALITIM ŞEKİLLERİ

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. Uygulama şekli: Az miktarda su ile seyreltilerek ya da seyreltilmeden yutulmaksızın gargara yapılır.

CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ

ADIM ADIM YGS-LYS 44. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-4 BAKTERİLER ALEMİ-2

Mutasyon: DNA dizisinde meydana gelen kalıcı değişiklik. Polimorfizm: iki veya daha fazla farklı fenotipin aynı tür popülasyonunda bulunmasıdır.

EXELDERM KREM KISA ÜRÜN BİLGİLERİ. : % 1 Sulkonazol nitrat

2007 ÖSS BİYOLOJİ SORULARI VE CEVAPLARI

Tabletler çiğnenmeden yeterli miktarda sıvı, örneğin bir bardak su ile yutulmalıdır.

8. KONU: VİRAL KOMPONENTLERİN BİYOLOJİK FONKSİYONU Kodlama: Her virüs kendine özgü proteini oluşturmakla birlikte, proteinde nükleik asidi için

ĐÇERĐK. Vitamin B6 Formları. LOGO Tarihsel Bakış. Yapısal Formüller. 4 Piridoksin Piridoksal Piridoksamin Piridoksal-fosfat

İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİ MEKANİZMALARI. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL

2006 ÖSS BİYOLOJİ SORULARI VE CEVAPLARI

ERİTROSİTLER ANEMİ, POLİSİTEMİ

Kısa Ürün Bilgisi. 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI NİMELİD 100 mg TABLET

Kolesterol Metabolizması. Prof. Dr. Fidancı

1-GİRİ 1.1- BİYOKİMYANIN TANIMI VE KONUSU.-

Yağ Asitlerinin Metabolizması- I Yağ Asitlerinin Yıkılması (Oksidasyonu)

6. BÖLÜM MİKROBİYAL METABOLİZMA

T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI MÜFREDATI

III-Hayatın Oluşturan Kimyasal Birimler

TIBBİ BİTKİLERDEN FAYDALANMA YOLLARI

ADIM ADIM YGS- LYS 92. ADIM KALITIM 18 GENETİK MÜHENDİSLİĞİ VE BİYOTEKNOLOJİ ÇALIŞMA ALANLARI

PESTİSİTLERE KARŞI DAYANIKLILIK GELİŞİMİ VE DAYANIKLILIĞIN YÖNETİMİ. Dr. İlhan KURAL

ADIM ADIM YGS-LYS 55. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-15 VİRÜSLER

KISA ÜRÜN BİLGİSİ 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI FİTO INTERTULLE

1. Farmakokinetik faz: İlaç alındığı andan sonra vücudun ilaç üzerinde oluşturduğu etkileri inceler.

Transkript:

GENETİK NEDENLERE BAĞLI İLAÇ TOKSİSİTESİ İLAÇ TOKSİSİTESİ NEDİR? Tüm maddeler zehirdir, zehir olmayan hiçbir madde yoktur. Zehir ile devayı ayıran onun dozudur - Paracelsus (Toksikoloji nin babası 1493-1541) İDİOSENKRAZİ Kalıtsal (herediter) nedenlerle ilaç ve kimyasal maddelere karşı anormal cevap verilmesidir. İdiosenkrazik Toksisite İdiosenkrazik ilaç reaksiyonları mekanizmaları aydınlatılamamış nadir advers etkilerdir. Bireyin ilaca karşı verdiği anormal cevap bireysel genetik farklılıklardan ileri gelmektedir. İdiosenkrazik Toksisite İdiosenkrazik reaksiyonlar, düşük dozlarda bile ortaya çıkarak ölümcül olabilecek etkiler oluşturur. Öngörülmeyen ve üstesinden gelinmesi zor reaksiyonlardır. GENETİK ETKİLER SORUN En az 30,000 gen İnsan genomunda yaklaşık 3 milyar baz-çifti. Gen-çevre etkileşimleri Gen-gen etkileşimleri Çevresel etkilerin hastalıklara neden olması Şans faktörü Bireylerin genetik yapılarındaki değişikliklere bağlı olarak, özellikle metabolizmada görevli belirli enzimlerin yapısının bozulduğu ve bunun sonucunda bu bireylerde bazı hastalıkların geliştiği gözlenmiştir. Özellikle 1- İlaçların eliminasyonu, enzimler aracılığı ile oluşan metabolik değişmelere bağlı olduğundan, genetik değişiklikler, bireylerde ilaçların farmakokinetiğinde değişmelere neden olup o

ilaçların toksisitesini etkilemektedir. 2- Ayrıca, genetik bozukluğa bağlı olarak reseptör proteinler de kalitatif ve kantitatif farklılıklar oluşabilir. Böylece, kişiler, kimyasala veya ilaca karşı farklı cevaplar verir. Anormal olarak kabul edilen bu cevaplar iki grupta toplanır: 1) Genetik değişiklik sonucu ilacın farmakokinetiğindeki değişimler 2) Genetik faktörlere bağlı ilacın farmakodinamiğindeki değişimler DOZ-ETKİ ARASINDAKİ İLİŞKİ Genlerin regülatör ve promoter bölge dizilimlerinde meydana gelebilecek baz değişimleri polimorfizmlere neden olur ve bireysel farklılıkların yada varyasyonların başlıca sebebidir Varyabilite Canlıların varyasyon gösterme yeteneğine denir. Genetik Mutasyon, Genetik Polimorfizm Genetik Mutasyon: DNA molekülünün nükleotid dizilimlerinde meydana gelen değişimlerdir. Genetik yapıda değişim ve bozulmalar meydana gelir. Genetik mutasyonlar bir tür genetik polimorfizmlerdir. Genetik Polimorfizm: Bireyler, gruplar veya popülasyonlar arasındaki DNA dizilim değişimidir. GENETİK VARYASYONLAR MUTASYON Bir populasyonda,%1 den daha az sıklıkta görülen nadir varyantlardır. POLİMORFİZM Bir populasyonda görülme sıklığı en az %1 dir. Polimorfizm Aynı türün farklı bireyleri arasında iki veya daha fazla farklı dizinin varlığıdır. DNA replikasyonu sırasında oluşan hatalar sonucu meydana geldikleri düşünülür. İnsan DNA sında gen diziliminin %99.9 u birbirine benzemektedir.

İnsanlar arasındaki genetik çeşitlilik %0.1 lik farklılıktan ileri gelmektedir. GENETİK VARYASYONLAR Tek nükleotid polimorfizmleri (SNPs) Her 300 1000 baz çiftinde 1 SNP. Eklemeler/çıkarmalar ( INDELS ) SNPlere göre daha az sıklıkla görülür, genlerin özellikle kodlama bölgelerinde gözlenir Tekrarlayan sayıda varyasyonlar (CNVs) büyük DNA segmentleri (gen kopyalamaları, gen silinmeleri, gen ters dizilimleri) TEK NÜKLEOTİD POLİMORFİZMLERİ (SNP) Belirli bir baz pozisyonunda meydana gelen tek nükleotid değişiklikleridir. Tüm genetik varyasyonların %90 ını oluşturur. İki farklı birey arasında 1250 bp de bir farklılık olduğu tahmin edilir. Belirli bir populasyonda sıklığı genellikle %1 den fazladır. GENETİK DEĞİŞİKLİK SONUCU İLACIN FARMAKOKİNETİĞİNDEOLUŞAN DEĞİŞİMLER FARMAKOKİNETİK (ADME) İLAÇ METABOLİZMASINDA FAZ I VE FAZ II REAKSİYONLARI İLAÇ BİYOTRANSFORMASYONUNA ETKİ EDEN FAKTÖRLER İlaç ve diğer ksenobiyotiklerin metabolizmasında görev alan en önemli enzim grubu CYP450 enzimleridir Faz I biyotransformasyon reaksiyonlarından sorumlu olan CYP450 enzimlerindeki yapısal değişimler bu enzimlerle metabolize olan ilaç ve diğer ksenobiyotiklerin etkilerini değiştirir. Sitokrom P450 (CYP450) enzimleri 57 CYP450 geni

CYP1, CYP2, CYP3 aileleri ilaçların metabolizmasına girerler Bu CYP enzimleri oksidatif ilaç metabolzimasının %80ında ve genel olarak sıklıkla kullanılan ilaçların %50sinin genel eliminasyonunda rol oynarlar İnsan Sitokrom P450leri ve hepatik ilaç metabolizmasına katkıları İlaç metabolizmasında sorumlu olan enzimlerin sentezinin veya yapısının bozulmuş olduğu fenotip yavaş metabolizör, normal olduğu fenotip ise hızlı metabolizör olarak adlandırılır. İlaç metabolizmasının değişmesi, toksikasyona veya detoksifikasyona neden olur. İnsan Polimorfik CYP örnekleri ÖRNEK: İzoniazid ve benzeri bazı ilaçların yavaş inaktivasyonu İzoniazid, Hidralazin, Sulfonamidler, karaciğerde N-asetiltransferaz enzimi tarafından asetillenmek suretiyle inaktive edilirler. Genetik değişiklik ile karaciğer hücrelerinde enzimin miktarı, bazı kişilerde azalır, bu kişilere yavaş asetilleyiciler denir. Bu grup ilaçlar alındığında, ilacın plazma düzeyi, normal hızlı asetilleyici kimselerde olduğundan daha yüksektir; çünkü, eliminasyon yarı ömrü uzamıştır. Yavaş asetilleyicilerde, periferal nöropati görülürken, hızlı asetilleyicilerde ise, hepatotoksik etkiler görülmektedir. ÖRNEK: Alkole bağlı reaksiyonlar Alkolün metabolizma hızının genetik farklılıklara bağlı olarak bireyler arasında değişkenlik gösterdiği, yapılan çalışmalarla belirlenmiştir. Japonlar da, Doğu Asya ırklarında ve Kızılderililerde, alkol alındığı zaman yüzde kızarıklıklar oluşur. Bu reaksiyonun, alkolü asetaldehite hızlı bir şekilde dönüştüren atipik alkol dehidrogenaz enziminin varlığına bağlı olduğu ileri sürülmüştür. Alkol alındığında, söz konusu kişilerde, kanda fazla asetaldehit oluşmasına bağlı olarak cilt kızarır. Daha sonra, NADP + /NADPH oranında değişme olması sonucu, alkolün asetaldehite dönüşümü yavaşlar ve kızarıklık geçer. ABD de yapılan araştırmalar, beyaz ırkın %90 ının alkolü yavaş metabolize eden şekilde olduğu, oysa sarı ırka mensup kişilerin %90 ının alkolü hızlı metabolize eden forma sahip olduğu gösterilmiştir.

ÖRNEK: Alkolle ilgili, genetik nedene bağlı bir diğer reaksiyon ise klorpropamid ve tolbutamid gibi oral antidiabetikleri alan kişilerin bazılarında, alkol aldıklarında yüzde kızarma ve diğer belirtilere sahip, hafif seyreden bir reaksiyon görülmesidir. Bu etkileşme, otozomal dominant kalıtım gösterir. Bu bireylerde aldehit dehidrogenaz enziminin yavaş formu saptanmıştır. Klorpropamid ve tolbutamid, bu enzimi inhibe ederler ve bu olgu ortaya çıkar. ÖRNEK: Akatalazia Eritrositlerde ve dokularda bulunan katalaz enziminin ileri derecede azalmasıdır (normalin %1). Japonya da ve İsviçre de %1 oranında görülmüştür. Yaraya oksijenli su uygulandığında, içinde H 2 O 2 den oksijen çıkmayacağı için köpürme olmaz. Genetik nedenlere bağlı olarak bazı bireylerde bazı enzimler yoktur veya anormal yapıdadır. Dolayısıyla, bu enzimlerin katıldığı biyotransformasyon reaksiyonlarının hızı azalır ve substratın biyolojik yarılanma ömrü uzar. Eliminasyon hızı azalır ve kimyasal birikimi ile etki şiddetlenir ve toksik belirtiler ortaya çıkar. ÖRNEK: Süksinilkolin hidrolizi. Süksinilkolin, plazmadaki psödokolinesteraz enzimi tarafından süksinil monokoline hidroliz edilmek suretiyle inaktive edilen çizgili kaslarda felç oluşturan bir ilaçtır. Yıkımı çabuk olduğundan, i.v. dozunun yaptığı kas felci 5 dakika kadar sürer. Bazı kişilerde ise plazmadaki psödokolin esteraz, atipik şekildedir ve süksinilkolinin etki süresi uzamıştır. Atipik enzimin bileşimi, mutad enzimden farklıdır ve süksinilkoline affinitesi düşüktür. İngiltere de yapılan çalışmalarda nüfusun %95 inin homozigot olduğu saptanmıştır. Atipik gen bakımından homozigotlarda, enzim etkinliği %50 ye düşmüştür ve bu bireylerde, süksinilkolinin etkisi uzayarak adale felci saatlerce sürmektedir. GENETİK DEĞİŞİKLİK SONUCU İLACIN FARMAKODİNAMİĞİNDE OLUŞAN DEĞİŞİMLER Bazı ilaç ve kimyasal maddeler, genetik bozukluğu olan kişilerde değişik etki ve toksisite meydana getirirler. ÖRNEK: Herediter Methemoglobinemi Alyuvarlarında methemoglobin redüktaz enzimi bulunmayan kişiler, nitritler, fenasetin,

diğer anilin grubu analjezikler, nitrobenzen türevleri gibi hemoglobini methemoglobine çeviren ilaçları aldıklarında, siyanoz gelişir. Bu genetik bozukluğun adı, Herediter Methemoglobinemi dir. Normal kimselerde, alyuvarlardaki hemoglobinin yaklaşık %1 i methemoglobin (Fe +3 içerir) şeklindedir. Ferrik demir, alyuvar içinde bulunan dört farklı enzim sistemi tarafından devamlı olarak Fe +2 ye indirgenir ve bu nedenle, hemoglobinden spontan olarak oluşan methemoglobin birikmez. Bu indirgen sistemler: 1- Askorbik asit 2- Glutation 3- NADPH (Nikotinamid adenin dinüklotid fosfat) 4- NADPH a bağımlı methemoglobin redüktaz Herediter methemoglobinemide, alyuvarlarda bu enzim mevcut değildir. Bu gibi kimseler, siyanozlu olarak doğmuş olmaları ile tanınırlar. Methemoglobinemi yapan ilaçların bazıları, DİREKT OKSİTLEYİCİ ETKİ gösterir. Nitritler Nitratlar Klorat yüksek dozda metilen mavisi vb maddeler, bu tip etki gösterirler. Bazı kimyasal maddeler veya ilaçlar vücutta oksitleyici metabolitlere dönüşür; yani, İNDİREKT OKSİTLEYİCİ ETKİ gösterir. Anilin Nitrobenzen Nitrotoluen Aril-amino, aril-nitro bileşikleri Asetanilid Sülfonamidler

İlaca Duyarlı Hemoglobin Alyuvarlarında anormal hemoglobin (Hemoglobin H, M, S gibi) bulunan kişiler, oksidasyon ile methemoglobinemi yapan ilaçlara karşı duyarlıdırlar (özellikle hemoglobin H). Oksidan kimyasala veya ilaca maruz kalındığında methemoglobinemi tablosu gelişebilir. Bunun yanında, hemolitik anemi oluşabilir. ÖRNEK: Primakin duyarlılığı. Alyuvarlarında glukoz-6-fosfat dehidrogenaz (G6PD) enzim eksikliği olan kimselerde, kendi veya oluşan metaboliti oksidan özellik gösteren ilaçların, akut hemolitik anemi oluşturduğu görülmüştür. Bu sendrom, ilk olarak primakin alan olgularda incelendiğinden, bu genetik defekte Primakin Duyarlılığı adı verilmiştir. Primakin, 8-aminokinolin türevi antimalaryal bir ilaçtır. Normal kimselerde, dozunda verildiğinde, herhangi bir yan etki göstermez. Ancak, genetik nedenle G6PD enziminin yokluğunda, normal primakin dozunda bile akut hemolitik anemi gelişir. Primakine duyarlı eritrositlerde, redükte (indirgenmiş) glutation (GSH) düzeyinin düşük olduğu gözlenmiştir. Bu durumun ise, G6PD enzim eksikliği nedeni ile meydana geldiği gösterilmiştir. Sıtma ilaçlarından Kinin, Primakin, Pentakin Analjezik antipiretik ilaçlardan Aspirin, Aminopirin, Fenasetin, Profenazon, Dipiron Sülfonamidler Sülfonlar Nitrofurantoin, Nitrofurazon, Furazolidon Dimerkaprol, K vitamini, Naftalin,Probenesid, Nalidiksik asit gibi ilaçlar, G6PD enzim eksikliği olan duyarlı kişilerde, hemoliz oluşturur. Hemoglobin miktarı düşer; idrar, hemoglobinemi nedeniyle siyahlaşır ve Hemolitik anemiye bağlı olarak sarılık görülür. G6PD eksikliği, esas olarak, Afrika ve Akdeniz bölgesi halklarında görülmektedir İlk olarak Primakin alanlarda inceleme yapıldığı için, bu genetik defekte Primakin Duyarlılığı adı verilir. Fava (bakla) yenildiğinde de, bu genetik defekti olan kişilerde hemolitik anemi tablosu geliştiğinden diğer bir adı da Favizm dir. ÖRNEK: Hepatik porfiria. Hepatik porfiria, herediter bir hastalıktır. Bu hastalıkta, porfirin ve hem sentez zincirinde hız kısıtlayıcı kademeyi oluşturan delta-aminolevulinik asit sentetaz enzimi (δ-ala), bazı ilaçlar tarafından indüklenmeye aşırı eğilim gösterir ve karaciğerde aşırı miktarda oluşur. Bu hastalıkta δ-ala sentetaz enzimini indükleyen bazı ilaç ve kimyasal maddeler şunlardır: Barbitüratlar, Etil alkol, Sülfonamidler, Klorokin, Griseofulvin, Kontraseptif steroidler, Benzodiazepinler, İzoniazid v.b. Bu ilaçlar alındığında, enzim aşırı indüklendiği için porfirin sentezi artar; hastalık belirtileri belirginleşir ve şiddetlenir.

KİMYASAL MADDELERE DİRENÇ KAZANILMASI Kimyasal madde ve ilaçlara karşı bazı türler veya aynı tür içindeki bireylerde, genetik olarak metabolik proseslerin indüklenmesi ile dayanıklılık (rezistans) kazanılmıştır. Bu durum, bu türleri kimyasal madde ve ilaçların zararlı etkilerinden korur. ÖRNEK: Bazı tavşanlarda atropinaz enzim düzeyinin çok yüksek olması, bu hayvanları atropine karşı korur. ÖRNEK: Bakteri türlerinin bazı suşları bakteriostatik etkenlere karşı; Bazı ev sinekleri klorlu hidrokarbonlu insektisitlere (DDT) karşı rezistans kazanmışlardır. KİMYASAL MADDELERİN DEVAMLI ALINMALARI İLE OLUŞAN KOMPLEKS TOKSİK ETKİLER Kümülasyon : Kimyasallar ve ilaçlar, metabolizma hızına bağlı olarak, organizmada birikir. Eğer bir kimyasal maddenin organizmaya alınış hızı fazla, atılım hızı yavaş ise; o madde, organizmada birikerek kümülatif zehir etkisi gösterir. Yağda çözünen kimyasal maddeler, devamlı alınmaları ile birikime uğrarlar. Normal zamanda inertken yağ dokusunun erimesi halinde, serbest hale geçerek toksik etki gösterebilirler. ÖRNEK: DDT, insan ve hayvanlarda yağ dokusunda birikir. Kronik toksisite oluşturabilir. Bu sebepten kullanılması yasaklanmıştır. TOLERANS Bazı ilaçlar uzun süre devamlı kullanıldıklarında, başlangıçtaki dozun etki şiddetinin giderek azaldığı görülür. Aynı etkiyi devam ettirmek için dozu gittikçe artırmak gerekir. Bu duruma Tolerans denir. Sonradan kazanılmış bir rezistans durumudur. Aynı farmakolojik gruptan olan ilaçlardan birine tolerans kazanan bir kimse, diğerine de tolerans kazanmıştır. Buna Çapraz Tolerans denir. ÖRNEK: Morfine karşı tolerans kazanmış bir kimse, meperidin ve metadona da tolerans gösterir. Tolerans iki şekilde oluşur: 1. Biyokimyasal Tolerans: İlaç, yinelenen dozlarda sürekli verildiğinde, vücutta kendini inaktive eden enzim sistemini indükler. Böylece, ilacın eliminasyon hızı artar; plazmadaki ilaç konsantrasyonu ve dolayısıyla etkinliği giderek azalır. ÖRNEK: Kronik alkoliklerde, alkolün organizmadan atılışı hızlanır. TAŞİFLAKSİ Toleransın çok çabuk oluşan bir şekli vardır ki buna Taşiflaksi veya Akut Tolerans adı verilir. Bir ilacın bir dozunun tesiri geçtikten sonra peşpeşe diğer dozları uygulamak suretiyle ilaca karşı dakika veya saatle ifade edilebilecek kadar az bir sürede tolerans oluşması söz konusudur.