8. TEKİRDAĞ İLİ ET VE ET ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜNÜN REKABETÇİLİK ANALİZİ



Benzer belgeler
Türkiye de hayvancılık sektörünün önündeki sorunları iki ana başlık altında toplamak mümkündür. Bunlar;

Bölüm 2. Tarımın Türkiye Ekonomisine Katkısı

TÜRKİYE DE TARIMIN GELECEĞİ ve AVANTAJLAR

BÜYÜKBAŞ-KÜÇÜKBAŞ HAYVAN VARLIĞI VE SÜT ÜRETİMİ MEVCUT DURUMU TÜRKİYE İZMİR KARŞILAŞTIRMASI

Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı

Dünyada ve Türkiye de Endüstriyel Süt İşleme

TEMEL ZOOTEKNİ KISA ÖZET KOLAY AÖF

KONYA-EREĞLİ TİCARET BORSASI TÜRKİYE DE VE İLÇEMİZDE HAYVANCILIK SEKTÖRÜ SORUNLARI

TORBALI TİCARET ODASI MOBİLYA SEKTÖR ANALİZİ

Dünya Seramik Sektörü Dış Ticareti a) Seramik Kaplama Malzemeleri

TÜRKİYE ET ÜRETİMİNDE BÖLGELER ARASI YAPISAL DEĞİŞİM ÜZERİNE BİR ANALİZ

DİYARAKIR DIŞ TİCARETİ 2014

T. C. KARACADAĞ KALKINMA AJANSI Diyarbakır Yatırım Destek Ofisi

AVUSTURYA VE MACARİSTAN DA TAHIL VE UN PAZARI

SEKTÖRÜN TANIMI TÜRKİYE TEMİZLİK MADDELERİ SEKTÖRÜ

İZMİR DE SÜT SEKTÖRÜNE BAKIŞ

TARIM - AGRICULTURE. İlkay Dellal. 6 th March 2018, Bilkent Hotel, Bilkent- Ankara 6 Mart 2018, Bilkent Otel, Bilkent Ankara

TÜRKİYE VE DÜNYADA KANATLI SEKTÖRÜNÜN GENEL DURUMU

KAMU KURUMLARI VE BELEDİYELER İLE YÜRÜTÜLEBİLECEK ÇALIŞMA VE PROJELER

DÜNYADA VE TÜRKİYE DE YAŞ SEBZE MEYVE ÜRETİMİ

Ayakkabı Sektör Profili

T.C. Kalkınma Bakanlığı

ET VE ET ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜ

Dünya Bakliyat Pazarı ve Son Gelişmeler

Tablo 1. Seçilen Ülkeler için Yıllar İtibariyle Hizmetler Sektörü İthalat ve İhracatı (cari fiyatlarla Toplam Hizmetler, cari döviz kuru milyon $)

ORGANİK MANDA YETİŞTİRİCİLİĞİ. Vet. Hek. Ümit Özçınar

TEMİZLİK MADDELERİ SEKTÖRÜ

TARSUS TİCARET BORSASI

TC. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI GAP ULUSLARARASI TARIMSAL ARAŞTIRMA VE EĞİTİM MERKEZİ. Diyarbakır Tarımsal Ticaret / Nüsha 4

EKONOMİK GÖRÜNÜM MEHMET ÖZÇELİK

KIRMIZI ET SEKTÖRÜNÜN SORUNLARI ve ÇÖZÜM ÖNERİLERİ. Dr. Ahmet YÜCESAN Ulusal Kırmızı Et Konseyi Bşk. İSTANBUL 2014

İçindekiler İçindekiler... 2 Şekil Listesi Bağ Ve Bağ Ürünleri Sektörü Dünya da Bağ ve Bağ Ürünleri Sektörü Bağ Alanı...

ÖNSÖZ. Dr. Ahmet ALTIPARMAK Antalya Valisi BAKA Yönetim Kurulu Başkanı. Tuncay ENGİN BAKA Genel Sekreteri

GAMBİYA ÜLKE RAPORU. Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu Afrika Koordinatörlüğü

Dünya Mısır Pazarı ve Türkiye

KANATLI ET SEKTÖRÜ RAPORU

HOLLANDA ÜLKE RAPORU

2016 YILI İPLİK İHRACAT İTHALAT RAPORU

AR&GE BÜLTEN 2016 OCAK-ŞUBAT SEKTÖREL SÜT SEKTÖRÜNE BAKIŞ

Cam Sektörü 2013 Yılı Değerlendirmesi

T.C. Ekonomi Bakanlığı İthalat Genel Müdürlüğü Ankara

Tire İzmir % Tire İzmir % % % % %

DÜNYA PLASTİK SEKTÖR RAPORU PAGEV

Sürdürülebilir Tarım Yöntemleri Prof.Dr.Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi

FINDIK VE FINDIK MAMULLERİ SEKTÖRÜ

TEB KOBİ AKADEMİ İLLER GELECEKLERİNİŞEKİLLENDİRİYOR: ADANA GELECEK STRATEJİSİ KONFERANSI 5 ARALIK 2007

2023 E DOĞRU BARTIN TARIMI

TMMOB ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI YAŞ MEYVE VE SEBZE SEKTÖR RAPORU

Tarım & gıda alanlarında küreselleşme düzeyi. Hareket planları / çözüm önerileri. Uluslararası yatırımlar ve Türkiye

DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ SEKTÖR RAPORU

TÜRKĠYE DÜNYANIN BOYA ÜRETĠM ÜSSÜ OLMA YOLUNDA

TEKSTİL MAKİNALARI. Hazırlayan Hasan KÖSE T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi

ZEYTİNYAĞI SEKTÖR RAPORU-2013

Ürün Raporu. Kümes Hayvancılığı T.C. GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI TARIMSAL EKONOMİ VE POLİTİKA GELİŞTİRME ENSTİTÜSÜ

YUMURTA ÜRETİMİ VE İHRACAT Yeni Hedefler ve Potansiyel Problemler DERYA PALA YUM-BİR HAZİRAN 2010 ANKARA

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2016 Temmuz Ayı İhracat Bilgi Notu

ÜLKELERİN 2015 YILI BÜYÜME ORANLARI (%)

ORGANİK TARIMDA ÖNCÜ KENT: İZMİR

KÜRESEL OTOMOTİV OEM BOYALARI PAZARI. Bosad Genel Sekreterliği

30 Mayıs Ebru AKDAG MEYED Genel Sekreteri IFU Dünya Meyve Suyu Günü Elçisi

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2018 Şubat Ayı İhracat Bilgi Notu

BULDAN HAYVAN YETİŞTİRİCİLİĞİ

2014 YILI SEKTÖR RAPORU

1. DÜNYADA DURUM... 3

CAM SANAYİİ. Hazırlayan Birsen YILMAZ T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI

KUZEY DOĞU ANADOLU BÖLGESİ TARIM SEKTÖRÜ GZFT (SWOT) ANALİZİ(2012)

Çukurova Bölgesi Sığır Yetiştiriciliğinin Yapısı. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ

PAMUK RAPORU Şekil-1 Pamuk ve Kullanım Alanları (Kaynak;

KÜRESELLEŞME STRATEJİLERİ İÇERİSİNDE TÜRKİYE SÜT SEKTÖRÜ NE YAPACAK? 11 HAZİRAN 2015 / İZMİR

AR&GE BÜLTEN 2012 EYLÜL SEKTÖREL TARIM KENTİ İZMİR

Prof. Dr. Zafer ULUTAŞ. Gaziosmanpaşa Üniversitesi

ABD Tarım Bakanlığının 12/07/2018 Tarihli Ürün Raporları

plastik sanayi Plastik Sanayicileri Derneği Barbaros aros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri

KİMYEVİ MADDELER, PLASTİKLER VE MAMULLERİ

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2018 Ocak Ayı İhracat Bilgi Notu

İHRACATTA VE İTHALATTA TL KULLANIMI

GIDA İŞLEME MAKİNALARI SANAYİİ RAPORU

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2017 Temmuz Ayı İhracat Bilgi Notu

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 MAYIS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi

BİTKİSEL YAĞ SEKTÖRÜNDE İTHALATA BAĞIMLILIK SÜRÜYOR

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2017 Mart Ayı İhracat Bilgi Notu

TEB KOBİ AKADEMİ Tarım Buluşmaları. 13 Aralık 2012 İZMİR

SÜT SEKTÖRÜNDE MEVCUT DURUM. Yusuf GÜÇER Ziraat Mühendisi İzmir İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü

Tekstil-Hazır Giyim Gülay Dincel TSKB Ekonomik Araştırmalar Kasım 2014

HİDROLİK PNÖMATİK SEKTÖRÜ NOTU

İspanya ve Portekiz de Tahıl ve Un Pazarı

TARIM RAPORU. Serdar TAŞYÜREK

2010 OCAK MART DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2017 Kasım Ayı İhracat Bilgi Notu

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2017 Aralık Ayı İhracat Bilgi Notu

KUZEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ TARIM SEKTÖRÜ GZFT ANALİZİ

Hüsamettin GÜLHAN T.C. Ziraat Bankası A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı

ANTEP FISTIĞI DÜNYA ÜRETİMİ

Patatesin Dünyadaki Açlığın ve Yoksulluğun Azaltılmasındaki Yeri ve Önemi

* Ticaret verileri Nace Revize 2 sınıflandırmasına göre 45 ve 46 kodlu sektörleri içermektedir. Kaynak: (Türkiye İstatistik Kurumu, u)

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2017 Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu

MANİSA TİCARET BORSASI

HAZİRAN 2016 Gebze Ticaret Odası Ticaret Bölümü

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2018 Mayıs Ayı İhracat Bilgi Notu

Transkript:

8. TEKİRDAĞ İLİ ET VE ET ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜNÜN REKABETÇİLİK ANALİZİ 8.1. Giriş Beslenmede temel bir işleve sahip olan hayvancılık sektörü, ekonomide çeşitli sektörlere hammadde temini ile de günümüzde halen önemini korumaya devam etmektedir. Hayvancılığın yiyecek, tekstil, deri, kozmetik ve ilaç sanayilerinde hammadde olarak kullanılması, milli gelire ve sosyal refaha katkısının önemini göstermeye yetmektedir. Ayrıca hayvancılık sürekli istihdam olanakları yaratarak özellikle de kırsal nüfusun yerinde kalmasına ve kentlere olan göçleri azaltmak gibi bir sosyal katkısı da bulunmaktadır (Şelli ve Eraslan 2007). Et ve et ürünleri vücuda dışarıdan alınması gereken organizmaların yapı taşlarını oluşturan amino asitlerin temel kaynağıdır. Nüfusun hızla büyüdüğü ve kalkınma çabalarının yoğunlaştığı günümüzde, et ve et ürünlerine dayalı üretim, yeterli ve dengeli bir beslenmenin yanı sıra, istihdam sağlanması yönünde de ekonomiye de olumlu katkıları olan bir sektördür. Birçok ülkede olduğu gibi ülkemizin de kırsal alanlarında yaşayan nüfusun bitkisel üretimle birlikte temel istihdam kaynağı olan hayvancılık, bitkisel üretime ve kırda yaşayan insanların ekonomik gönencine katkı yapar. Büyükbaş, küçükbaş, kümes hayvancılığı ve arıcılıkta amaç, et, süt, yumurta, bal, balmumu, deri, kıl, yün, yapağı ve gübre gibi doğrudan tüketilen veya gıda ve giyim sanayilerinde hammadde olarak kullanılan ürünleri elde etmektir. Diğer taraftan son dönemlerde giderek önem kazanan organik tarımın uygulanabilmesi için bitkisel ve hayvansal üretimlerin girdi-çıktı ilişkisi şeklinde ilişkilendirilerek birlikte yapılmasını zorunlu kılmaktadır. 8.2. Et Ürünleri Sektörünün Dünya daki Durumu FAO verilerine göre günümüzde elde edilen toplam gelir açısından hayvancılığın dünya tarımındaki payı %40 dolaylarındadır. Gelişmiş ülkelerde bu pay %20 nin üzerindedir. Dünyadaki hayvan varlığı incelendiğinde, genelde gelişmiş ülkelerdeki tüm büyükbaş, küçükbaş ve kanatlı hayvan türlerinin sayılarında 1990 dan itibaren bir azalma olduğu, buna karşılık gelişmekte olan ülkelerde tersi yönde bir gelişmenin olduğu gözlemlenmektedir (Şelli ve Eraslan 2006). Örneğin FAO verilerine göre Almanya daki toplam sığır ve manda gibi büyükbaş hayvanlar ile koyun ve keçi gibi 1

küçükbaş hayvanların sayısı 1979 da sırasıyla 20.672.000 ve 3.290.000 iken, 2004 yılında 13.386.000 ve 2.285.000 e düşmüştür. Buna karşılık Hindistan gibi gelişmekte olan bir ülkede aynı dönemdeki büyükbaş ve küçükbaş hayvan sayılarına (252.583.000 sığır ve manda, 131.953.000 keçi ve koyun) kıyasla 2004 yılında bir artış dikkat çekmektedir (283.200.000 sığır ve manda, 182.500.000 keçi ve koyun). Şekil 8.1: Gelişmiş ve Gelişmekte Olan Ülkelerde Et Üretimi Kaynak: Speedy, 2003. 2

Şekil 8.2: Gelişmiş ve Gelişmekte Olan Ülkelerde Et Üretimi Kaynak: FAO, 2007. Yukarıdaki harita dünya genelinde yıllık ortalama toplam ve kişi başına et üretimlerini milyon metrik küp ve kg olarak göstermektedir. Amerika kıtası yılda üretilen ortalama toplam 202,3 milyon metrik ton etin %32,2 sini tek başına gerçekleştirirken, Asya %36,8 ve Avrupa %22,9 nu üretmektedir. Diğer taraftan kişi başına yıllık et tüketiminde Okyanusya ülkeleri 491 kg ile ilk sırada yer alırken, onu 224 kg.la Avrupa ve her biri 113 kg üreten Amerika ve Rusya izlemektedir. Afrika 37 kg. ile en geride takip etmektedir. Şekil 8.3, dünya toplam et üretiminde 1950 den 2003 yılına kadarki gelişmeleri göstermektedir. 1950 de 44 milyon ton olan toplam et üretimi, hızla yükselmiş 2003 yılında 255 milyon tona ulaşmıştır. 3

Şekil 8.3: Dünya Et Üretimindeki Değişmeler (1950 2003) 300 250 200 150 100 50 0 1950 1954 1958 1962 1966 1970 1974 1978 1982 1986 1990 1994 Dünya Et Üretimi (milyon ton) 1998 2002 Kaynak: FAO, 2007. Şekil 8.4 te ise farklı hayvanların dünya et üretim miktarlarını gösterilmektedir. Şekilde kümes hayvanları ve domuz eti üretimlerinde yıllar itibarı ile daha hızlı bir büyümenin gerçekleştiği dikkat çekmektedir. Buna karşılık küçükbaş hayvanların et üretiminde en düşük büyüme kaydedilmiştir. Son olarak büyükbaş hayvanların et üretiminde 1980 lere kadar yüksek oranda bir büyüme gerçekleşmiş olsa da, bu dönemden itibaren daha küçük bir büyüme göstermiştir. Şekil 8.4: Dünya Toplam Et Üretiminin Yıllara Göre Değişimi 120.00 Et Üretimi (milyon ton) 100.00 80.00 60.00 40.00 20.00 0.00 Kaynak: FAO, 2007. 1950 1956 1962 1968 1974 1980 1986 1992 1998 Domuz Kümes Hay. Sığır Eti Koyun-Keçi 4

Aşağıdaki Tabloda ise dünya et üretiminin lideri konumundaki ülkelerin toplam et üretimlerinde meydana gelen değişmeler ile Türkiye nin bu ülkeler arasındaki yerini göstermektedir. 1979 yılında dünya et üretiminin %17,86 sını elinde bulunduran ABD, et üretimindeki büyümesini sürdürememiş, 1989 1991 döneminden itibaren bu üstünlüğünü Çin e kaptırmıştır. Çin, 2004 yılında dünya et üretiminin %28,57 lik bölümünü tek başına elinde bulundurmuştur. Tablo 8.1: Dünya Et Üretiminin Ülkelere Göre Dağılımında Meydan Gelen Değişmeler Üretim (1000 ton) Dünya Payı (%) Ülkeler 1979 1989 1999 1979 1989 1999 2003 2004 1981 1991 2001 1981 1991 2001 2003 2004 Çin 14526 30644 62833 71155 74306 10,66 17,06 26,77 28,05 28,57 ABD 24325 28827 37567 38911 38891 17,86 16,05 16,01 15,34 14,95 Brezilya 5224 8228 15332 18388 19919 3,83 4,58 6,53 7,25 7,66 Almanya 6925 6987 6377 6602 6798 5,08 3,89 2,72 2,60 2,61 Fransa 5423 5767 6538 6408 6255 3,98 3,21 2,79 2,53 2,40 Hindistan 2620 3881 5272 5941 6032 1,92 2,16 2,25 2,34 2,32 İspanya 2601 3459 4955 5479 5531 1,91 1,93 2,11 2,16 2,13 Meksika 2535 2839 4468 4870 5040 1,86 1,58 1,90 1,92 1,94 Rusya 4399 4945 4981 1,87 1,95 1,91 İtalya 3514 3924 4127 4020 4079 2,58 2,18 1,76 1,58 1,57 Türkiye 714 1148 1352 1494 1583 0,52 0,64 0,58 0,59 0,61 Kaynak: FAO, 2007. Ülkemizin dünya et üretimindeki payı ise 1981 1991 döneminde en yükseğe çıkarak %0,64 e yükselmiştir. Ancak 2004 yılında gelindiğinde payımız %0,61 e kadar gerilemiştir. Son yıllarda hayvancılık alanında yaşanan sıkıntılarla birlikte, ülkemizin dünya et üretimindeki payının daha çok düşmüş olmalıdır. 2004 yılı verilerine göre, Çin, ABD, Brezilya, Almanya ve Fransa et üretimi bakımından dünya genelinde ilk beş ülke konumundaydı. Diğer taraftan Şelli ve Eraslan (2006) ında işaret ettiği gibi, hayvancılık sektörünü sadece hayvan sayısıyla değil aynı zamanda verimliliklerinde meydana gelen değişmelerle birlikte değerlendirmek daha doğru olmaktadır. Hayvancılıktaki verimliliği bir yılda hayvan başına üretilen et veya süt miktarı olarak tanımlayabiliriz. Bu anlamda, domuz ve kümes hayvanlarında 1989 1999 dönemindeki verimliliğin diğer türlere göre daha fazla artığı gözlemlenmiştir. Nitekim domuz ve kümes hayvanları et üretimindeki artış, sığır, koyun ve keçiden elde edilen kırmızı eti ikiye katlamıştır. Bu alanda %11,7 ve 7,2 lik büyüme oranlarıyla özellikle uzak doğu ve 5

Güney Asya ülkelerindeki beyaz et verimliliği dikkat çekmektedir. Bu artışın sebebi olarak kanatlı et hayvancılık sektörünün bu ülkelerdeki hızlı gelişmesi gösterilmektedir. 1980 de gelişmekte olan ülkelerdeki toplam et üretimindeki kırmızı etin oranı %37 idi. 1999 larda bu oran %31 e düşmüştür. Bazı kestirimler, bu ülkelerdeki kırmızı et üretimi gelecekte daha da düşecektir. Yumurta üretiminde de Uzak doğu ve Güney Asya ülkeleri %10,7 ve 4,7 lik büyüme hızlarıyla dikkati çekmektedirler. Sahara Afrika sı ve Latin Amerika nın bu alandaki büyüme hızları %2,6 civarında kalmıştır. Yumurta üretimindeki gelişmiş ülkelerin yıllık büyüme oranları ise sadece %0,9 seviyesinde kalmıştır. Süt üretimindeki verimlilik artışlarında da, yine uzak doğu ve Güney Asya ülkeleri önde gitmektedir. Bu alanda Güney Asya ülkeleri yıllık %4,1 lik büyüme oranlarıyla ilk sırada yer alırken, gelişmiş ve gelişme aşamasındaki ülkelerde bu oran yumurta üretimindeki büyüme oranlarına yakın seyretmiştir (FAO 2003). Dünya et tüketiminde de genelde yıllara göre bir artışın olduğu dikkat çekmektedir. Artan gelire paralel olarak normal mal niteliklerine sahip ete olan talebi de artırmalıdır. Bunun sonucunda günlük kalorideki etin payı zamanla büyüme kaydetmektedir. Etin gelişmiş ülkelerdeki günlük kalorideki payı %10,6 ya ulaşarak günlük kalori ihtiyacında ikinci önemli kaynak konumuna gelmiştir. Tahıl, sebze ve meyvelerde de benzer bir artış söz konusu olmakla birlikte, günlük beslenmedeki kalori oranları açısından daha yavaş büyüme göstermektedirler. FAO (2003) nun tahminlerine göre, gelişmekte olan ülkelerin dünya et üretimlerindeki payları sürekli büyüyecektir. 1999 da dünya et üretiminin %53 ve süt üretiminin de %39 nu elinde tutan gelişmiş ülkelerin, et üretimindeki yıllık %2,4 ve süt üretimindeki %2,5 lik büyüme hızlarıyla 2030 yılına gelindiğinde dünya et üretiminin %66 (247 milyon ton) ve süt üretiminin de %55 (484 milyon ton) ini karşılayacakları tahmin edilmektedir. 8.3. Et Ürünleri Sektörünün AB deki Durumu Günümüzde AB nüfusunun (EU 25) sadece %4,9 oranındaki bir bölümü (24,5 milyon) tarım ve hayvancılıkla uğraşmaktadır. Sadece Lituanya, Letonya, Avusturya ve Polonya da nüfusun %10 nundan fazlası tarımsal faaliyetlerde istihdam edilmektedir. Genel olarak, AB de tarımla uğraşan işgücünün toplam nüfustaki payı 6

giderek azalma eğilimindedir. Tarım, avcılık, ormancılık ve balıkçılığın AB ekonomisine toplam katma değer katkısı, 1995 yılında %2,8 iken, 2005 yılına geldiğinde %1,9 a düşmüştür. Fransa 56 milyarlık Euro ile topluluk tarımına en büyük katkıyı sağlayan devlettir. Bu ülkeyi sırasıyla İtalya, Almanya ve İspanya izlemektedir. Genel olarak tarımın AB nin ekonomisindeki oranı, sanayi ve hizmetlerdeki hızlı büyüme karşısında giderek küçülmektedir. Yine birliğin toplam ihracat ve ithalatındaki tarımın payları sırasıyla %4,9 ve 6,6 dır (Eurostat, 2007). Buna karşılık hayvansal ürünler, AB nin önemli bir gelir kaynağıdır. 2005 yılı verilerine göre, elde edilen 292 milyar Euro luk gelirin %8 i sığır, %10 domuz ve %4 ü kümes hayvanları etinden sağlanmıştır. Süt ve yumurtanın payları ise sırasıyla %4 ve 2 idi. Bu veriler baz alındığında AB nin hayvancılıktan elde ettiği gelirin tarımsal üretimdeki payının %28 (82 milyar Euro) olduğu anlaşılmaktadır. Tablo 8.2: AB Üyesi Ülkelerde Et Üretimi ve Dünya Piyasalarındaki Payı Üretim (1000 ton) Dünya Payı (%) Ülkeler 1979 1989 1999 1979 1989 1999 2003 2004 1981 1991 2001 1981 1991 2001 2003 2004 Almanya 6925 6987 6377 6602 6798 5.08 3.89 2.72 2.60 2.61 Fransa 5423 5767 6538 6408 6255 3.98 3.21 2.79 2.53 2.40 İspanya 2601 3459 4955 5479 5531 1.91 1.93 2.11 2.16 2.13 İtalya 3514 3924 4127 4020 4079 2.58 2.18 1.76 1.58 1.57 İngiltere 3009 3340 3476 3271 3270 2.21 1.86 1.48 1.29 1.26 Hollanda 1926 2685 2823 2223 2350 1.41 1.49 1.20 0.88 0.90 Danimarka 1303 1559 2027 2114 2158 0.96 0.87 0.86 0.83 0.83 Belçika 0 0 1754 1740 1821 0.00 0.00 0.75 0.69 0.70 Türkiye 714 1148 1352 1494 1583 0.52 0.64 0.58 0.59 0.61 Kaynak: FAO, 2007. Yukarıdaki Tablo, Türkiye ile AB üyelerinden et üretiminde ilk sıralarda yer alan ülkelerin durumunu yıllar itibarı ile karşılaştırmaktadır. Türkiye et üretiminde, Almanya, Fransa, İtalya ve İngiltere gibi ülkeleri geriden takip ederek 9. sırada yer almaktadır. AB üyesi ülkelerin et üretimlerinde 1979 2004 döneminde genelde bir artış olmuş, ancak buna karşılık gelen dünya piyasalarındaki paylarında zaman içinde bir azalma olduğu dikkat çekmektedir. Türkiye nin dünya et piyasasındaki payını 7

genelde arttırması, potansiyel kapasitesinin etkin kullanılmadığının da bir göstergesi olarak değerlendirilebilir. 8.4. Et Ürünleri Sektörünün Türkiye deki Durumu Türkiye nin ekonomik yapısı tarım ağırlıklıdır ve bu özellik sanayileşmeye rağmen halen devam etmektedir. 2004 yılı verilerine göre ülke nüfusunun %34 ü tarımda çalışıyordu. Aynı dönemde tarımın GSYİH içindeki payı ise %11,6 idi. Tarımın ihracatımızdaki ağırlığı da, ülkenin gelişmesine paralel olarak gerilemektedir. Tarımın toplam ihracatımızda payı, 1996 yılında %20,1 den 2004 yılında %9,4 e kadar düşmüştür (Çakmak ve Akder, 2005). 2001 verilerine göre ise Türkiye deki toplam tarımsal üretim değeri 29.015.250.244 milyon TL olup, bunun %30,01 i hayvansal ürünlerden elde edilmekteydi. Hayvansal ürün değerinin %17,03 ü koyun ve keçi gibi küçükbaş hayvancılıktan gelirken, %59,49 u sığırın payı oluşturmaktaydı (Kaymakçı vd., 2007). Et üretiminin toplam tarımsal üretim değeri içindeki payı ise aynı dönemde %5.02 olarak gerçekleşmiştir. Sığır 1.110.676.770 ve koyun 296.468.135 milyonluk değerleriyle toplam et üretim değerinin %96.49 nu meydana getirmiştir. 1980 lerde ihracatımızda önemli bir paya sahip olan hayvancılık sektörü, uluslar arası alanda yaşanan BSE krizi gibi nedenlerle 2000 li yıllarda ciddi düşüşler yaşamıştır. Yine uluslararası ticaretin işlenmemiş tarımsal ürünlerden tarıma dayalı sanayi ürünleri lehine değişmesi, Türkiye deki geleneksel hayvancılığı olumsuz etkilemiştir. Nitekim 1980 de %75 dolaylarında olan gıdanın dünya dış ticaretindeki payı 2001 yılında % 85 e çıkmıştır. Buna karşılık 1980 de %25 olan hayvancılığın payı, 2001 de %15 e inmiştir (Dölekoğlu, 2003). Türkiye deki et ve et ürünleri sektörü gıda sanayimizin sayısal olarak %1 ini oluşturan et mamulleri bakımında da önem taşımaktadır (İstanbul Ticaret Odası, 2006). 2004 yılı verilerine göre 324 milyon dolaylarındaki değeri ile canlı hayvan ve ilgili ürünler, ihracatımızın %9,6 sını meydana getirmekteydi. Diğer taraftan aynı ürünler 165 milyon dolarlık değeri ile de ithalatımızın da %3,3 ne karşılık geliyordu. Türkiye de bireyler gelirlerinin en büyük bölümünü konut ve kiradan sonra gıda ve alkolsüz içeceklere harcamaktadır. Buna göre, 2004 yılında gelirden en az pay alan 8

kesim bütçesinin %26,5 ni, en yüksek pay alan son iki yüzde yirmilik kesimler ise bütçelerinin ortalama olarak %23 e yakınını gıda ve alkolsüz içeceklere ayırmaktadır (TÜİK, 2007). Nüfus ve kişi başına düşen gelirdeki artışlar tüm gıdada olduğu gibi, et ve ürünlerine olan talebi de artırmaktadır. Türkiye de et ve et ürünleri sektörü, 1998 yılı itibariyle 570.125 milyar TL lik gıda iç talebimizin %10,03 nu oluşturmaktadır. Sektörde üretim ve talepte büyükbaş hayvan eti, ihracatta küçükbaş ham deri, ithalatta ise hayvansal katı ve sıvı yağlar ve küçükbaş ham deri miktar olarak ön plandadır (DPT, 2001). FAO verilerine göre, Türkiye nin ihracatında önemli rol oynayan ve üretimde dünya sıralamasına giren koyun eti ve sütü açısından 2004 yılında dünya genelinde 6. ve 3. sırada yer alıyordu. Bu dönemde 268 bin ton koyun eti ve 750 bin ton da koyun sütü üretilmiştir. Ülkemizde özellikle küçükbaş hayvan yetiştiriciliği, en önemli sektörler arasında yer almaktadır. Nitekim toplam et üretimimizin %25 i, süt üretiminin %11-12 si ve deri üretiminin de %63 ü koyun ve keçiden sağlanmaktadır (TKİB, 2007). Diğer taraftan Türkiye ye özgü doğal koşullar ve işletme yapısı, hayvansal ürünlerin üretiminde verimliliği artırmaya bir engel oluşturmaktadır. Ülkemizde genelde küçükbaş hayvan yetiştiriciliği, et, süt, yapağı, kıl ve deri gibi ürünlerin üretilmesi amacıyla zayıf meralar, anız ve üretime uygun olmayan bitkisel alanların değerlendirilmesiyle yürütülmektedir. Küçükbaş hayvan yetiştiriciliği ağırlıklı olarak küçük ölçekli aile işletmelerinden meydana gelmektedir. Bu olumsuz koşulların yanı sıra, et üretimi ve tüketimiyle ilgili geleneksel alışkanlıklar, daha çok koyun ve keçi türlerinin yetiştiriciliğini teşvik etmektedir (TKİB, 2007). Aşağıdaki şekilde ülkemizdeki kümes hayvanları et üretim miktarının 1995 2005 dönemindeki değişmelerini göstermektedir. 1995 yılında 240 bin ton civarında olan et üretimimiz, genelde artma eğiliminde olmuş, 2005 yılında 1 milyon tona yaklaşmıştır. 9

Şekil 8.5: Toplam Kümes Hayvanı Et Üretimindeki Değişmeler Kaynak: TÜİK, 2007. Aşağıdaki şekil ise ülkemizdeki koyun ve keçi sayılarında 1990 2005 döneminde meydana gelen değişmeleri göstermektedir. Son yıllarda iki türün sayısındaki ciddi azalmalar hemen dikkat çekmektedir. Ancak koyun sayısındaki azalma, daha hızlı bir şekilde gerçekleşmiştir. Bir tahmine göre, koyun sayısındaki yıllık azalma bu dönemde %0,04 e tekabül etmektedir. Şekil 8.6: Toplam Koyun ve Keçi Sayısındaki Değişmeler Kaynak: TÜİK, 2007. 10

Aşağıdaki Tablo, 1990 dan 2005 yılına kadar sığır ve manda sayısındaki değişmeleri vermektedir. Bu dönem içinde daha üretken olan kültür ve melez ırkların sayısında bir artış göze çarpmaktadır. Buna paralel olarak yerli sığır sayısında da bir azalma gerçekleşmiştir. Genel olarak Türkiye de toplam sığır ve manda sayısında ciddi bir azalmanın yaşandığı görülmektedir. 1990 yılında toplam sığır ve manda sayıları sırasıyla 11,4 milyon ve 371 bin civarındayken, hızla azalmış ve 2005 yılına gelindiğinde 10, 53 milyon ve 104 bine kadar düşmüşlerdir. Tablo 8.3: Sığır Türleri ve Manda Sayılarındaki Değişmeler (1990 2005) Yıllar Sığır Sayısı Kültür Melez Yerli Toplam Manda Sayısı 1990 1 013 000 3 670 000 6 694 000 11 377 000 371 000 1993 1 442 000 4 342 000 6 126 000 11 910 000 316 000 1996 1 795 000 4 909 000 5 182 000 11 886 000 235 000 1999 1 782 000 4 826 000 4 446 000 11 054 000 165 000 2002 1 859 786 4 357 549 3 586 163 9 803 498 121 077 2003 1 940 506 4 284 890 3 562 706 9 788 102 113 356 2004 2 109 393 4 395 090 3 564 863 10 069 346 103 900 2005 2 354 957 4 537 998 3 633 485 10 526 440 104 965 Kaynak: TÜİK, 2007. Şekil 8.7: Koyun ve Keçi Sayısındaki Değişmeler 14000000 12000000 Toplam Sığır Sayısı Kesilen Sığır Sayısı 10000000 8000000 6000000 4000000 2000000 0 1986 1988 1990 1992 1994 1996 1998 2000 2002 2004 Kaynak: TÜİK, 2007. Hayvan sayısı bakımından Türkiye hayvancılık sektörünün gelişmiş olduğu pek çok ülkeden daha ilerdedir. Ancak birim hayvan başına elde edilen ortalama verim bu 11

ülkelere oranla daha düşük düzeyde kalmaktadır. Bu ülkelerde ortalama sığır karkas ağırlığı 250 kg dolaylarında iken, ülkemizde ise 160 170 kg arasında değişmektedir (DPT, 2001). 8.5. Tekirdağ İli Et ve Et Ürünleri Sektörünün Durumu Tekirdağ da et ve et ürünleri üretiminde hayvancılığın daha çok geleneksel anlamda yapıldığı sanayileşmemiş ilçeler ön plana çıkmaktadır. Bu bağlamda bölgede Malkara ilçesi önemli bir konuma sahiptir. Ancak bölgede daha çok süt ineğine yönelik bir yetiştirme faaliyeti bulunduğundan dolayı et üretimi geri planda kalmaktadır. Tekirdağ Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği (TDSYB) yetkililerinden elde edilen verilere göre, 1 Haziran 2008 itibariyle il genelinde kayıtlı işletmelerin %34 ü Malkara da, %17 si Hayrabolu da %14 ü Merkez ilçede ve %10 u ise Saray da faaliyette bulunmaktadırlar. Tekirdağ da kayıtlı işletmelerin diğer ilçelere dağılımı ise şu şekildedir: Çorlu da %9, Şarköy de %6, Muratlı da %4 ve Marmara Ereğlisi nde ise %2 oranında işletme faal durumdadır. 8.6. Tekirdağ İli nin Et ve Et Ürünleri Sektörünün Rekabetçilik Analizi Sektörün tanımı AB nin Avrupa Topluluğunda Ekonomik Faaliyetlerin İstatistikî Sınıflaması (NACE Rev.2) na göre yapılmıştır. Bu kapsamda NACE kodu 01.42 olan Eti İçin Sığır ve Manda Yetiştiriciliği ve Üretilmesi, 01.45 kodlu Koyun ve Keçi Yetiştiriciliği ve Üretimi, 01.50 kodlu bitkisel ve hayvansal üretimi birlikte yapan işletmeler ile NACE kodu 10.11 olan etin işlenmesi ve saklanmasını yapan kesimhane ve et entegre tesislerini kapsamaktadır. Et ve et ürünleri sektörü konusundaki çalışmalardan yola çıkarak, öncelikle sektörün rekabet üstünlüklerini yakından etkileyebilen Elmas Modelinin başlıca alt değişkenleri belirlenmiştir. Daha sonra bu değişkenler, Elmas modeli çerçevesinde tek tek incelenerek söz konusu sektörün rekabetçi gücünün değerlendirilmesinde kullanılmıştır. Tekirdağ ilinin et ve et ürünleri sektörünün nicel ve nitel rekabetçilik gücünün analizinin sonuçları aşağıdaki şekilde özetlenmektedir. 12

Şekil 8.8: Tekirdağ İli Et ve Et Ürünleri Sektörü Rekabetçilik Analizi (Düşük/0) DEVLET DEVLET Devlet (Düşük) (-1) Hayvancılıkla İlgili U lusal Politika ve Düzenleyici Kurumlar Firma Stratejisi ve Rekabet Yapısı(Düşük) (-1) İşletmeler in Yapıs ı Girdi Koşulları (Orta) FİRMA STRATEJİSİ FİRMA VE REKABET STRATEJİSİ YA PISI VE REKABET YA PISI Talep Koşulları(Düşük) (-1) Dış Talep (0) İçTalep (-1) Mera ve O tlakların Durumu (0) Kaba Yem Durumu ve Besicilik (0) Hammaddeye ve Pazar a Yakınlık GİRDİ KOŞ ULLARI Gİ RDİ KOŞ ULLARI TALEP KOŞTALEP ULLARI KOŞ ULLARI İLGİLİ VE DESTEKLEYİCİ İLGİLİ VE KURULU DESTEKLEYİCİ ŞLAR KURULU ŞLAR İlgili ve D estekleyici Ku ruluş lar (Orta) (-1) Diğer Sektörlerle İlişkiler (0) Çiftçi Örgütlenmeleri ve Kooperatifleşme Düzeyi

8.6.1. Girdi Koşulları (Düşük/-1) İlin et ve et ürünleri sektörünün rekabet gücünü etkileyen girdi koşullarının alt değişkenleri aşağıda detaylı olarak incelenmektedir. Mera ve Otlakların Durumu (Düşük/-1) Tekirdağ il genelinde meraların mevcut durumu kaliteli ve verimli süt üretiminin önünde engel olarak görülmekte olup meraların bir an önce ıslah edilmesi gerekmektedir. İlin özellikle Malkara bölgesi süt ve süt ürünleri sektörü için önemli bir merkez konumundadır. Ancak bölgede mevcut tarım arazilerinin çok parçalı olması nedeniyle süt üreticiliği daha çok kapalı ahırlarda ve genellikle hayvan sağlığını olumsuz etkileyecek şartlarda yapılmaktadır. Mera ve otlakların hem tohum hem de organik gübre bakımından ciddi eksiklikleri bulunmaktadır. İyi ülke örneklerine bakıldığında, ineklerin belli büyüklüklerdeki otlaklarda serbest dolaştığı ve hayvan sağlığı bakımından iyi konumda oldukları görülmektedir. İlde süt üretimi ve hayvancılıkla uğraşan üreticilerin ve meslek örgütü yetkililerinin mera ve otlakların hem nitelik hem de nicelik olarak yetersiz kaldığına sürekli vurgu yapmaları da bu sıkıntının bir yansıması olarak değerlendirilmektedir. Kaba Yem Durumu ve Besicilik (Orta/0) Tekirdağ da kaba yemin hem arzı hem de fiyatı problem oluşturmaktadır. Arz tarafındaki sıkıntı kaba yem çeşit sayısının az ve arz edilen miktarın düşük olmasıdır. Diğer problem ise dünyada ve Türkiye de son yıllarda artan hububat fiyatlarına paralel seyreden yüksek kaba yem fiyatlarıdır. Et üretiminin gelişmesini engelleyen bir diğer önemli faktör de yeterli ve kaliteli kaba yem temininde karşılaşılan zorluklardır. İlde yem fabrikaları bulunmakla birlikte, hayvan yetiştiriciliğinde yem önemli bir sıkıntı olmaya devam etmektedir. Sütün renk ve yağ oranı gibi kalitesini etkileyen faktörler kullanılan yem ile doğrudan ilgilidir. Üretilen yemlerin bir kısmında standartların üzerinde katkı maddesinin bulunması sütün kalitesinin ve dayanıklılığını olumsuz etkilemektedir. İldeki yem açığının çeşitli ot ve samanla kapatılmaya çalışılması, hem sütün verimini hem de kalitesini olumsuz yönde etkilemektedir. İldeki hayvancılığın maliyetlerini de artıran hayvan yeminin genel durumu et ürünleri sektörünün girdi maliyetlerini de yükseltmektedir. Hammaddeye ve Pazara Yakınlık (Orta/0) 14

Gıda sektöründe taşıma maliyetlerinin asgariye düşürülmesi ve kârın maksimizasyonu açısından, hammadde ve pazara erişim büyük bir önem taşımaktadır. Bu açıdan, Tekirdağ daki et ve et ürünleri sektörü değerlendirildiğinde kesimlik canlı hayvanların önemli bir kısmının bölgeden temin edildiği görülmektedir. Kesime verilen hayvanların önemli bir kısmını süt verimi düştüğü için beslenmeleri ekonomik olmayan süt inekleri oluşturmaktadır. Bunun yanı sıra et için beslenen büyükbaş hayvanlar da mevcuttur. Et üretimi çok fazla olmadığı için et ürünleri daha çok iç pazara sunulmaktadır. 8.6.2. Firma Stratejisi ve Rekabet Yapısı (Düşük/-1) İşletmelerin Yapısı (Düşük/-1) Et ve et ürünleri sektörünü hayvansal girdi sağlayan ildeki hayvancılık işletmelerin ağırlıklı olarak kendi öz kaynaklarına dayalı, geleneksel küçük aile işletmeleri olduğu anlaşılmaktadır. Türkiye genelinde olduğu gibi çoğunluğunun emek-yoğun bir üretim tarzına dayalı ildeki bu işletmelerin kırsal kalkınmaya önemli katkıları bulunsa da, modern yetiştiricilik anlayışından uzak, yüksek maliyetli ve geleneksel hayvancılık yapan işletmelerdir. Bu işletmelerin çoğunun ölçeği, küçük veya orta büyüklükte işletme (KOBİ) olamayacak kadar küçük olup ölçek ekonomisi oluşturamadığı için maliyet dezavantajına sahiptir. Aynı zamanda verimlilik konusunda da sıkıntıları olan bu mikro işletmelerin durumu ildeki hayvancılık sektörünün sermayesini, kalitesini ve verimini artırmaya engel teşkil etmektedir. Ayrıca bölgede bulunan işletmelerin ölçeği küçük olduğu için bazı tarımsal makine-teçhizatın verimli kullanılmadığı da başka bir faktör olarak ortaya çıkmaktadır. Örneğin bir köye verimli kullanılması durumunda 5 traktör yetebilecekken 25-30 civarında traktörün bulunması verimlik konusuna çarpıcı bir örnektir. 8.6.3. Talep Koşulları (Orta/0) Dış Talep (Düşük/-1) Tekirdağ ilinde et ve et ürünlerine yurtdışından ciddi talep bulunmamaktadır. Bu konudaki en büyük sıkıntı ülkemizde yaşanan arz eksikliğidir. Maalesef ülkemiz et ve et ürünleri ithal eder 15

hale gelmiştir. Buna ilave olarak son yıllarda yaşanan düşük döviz kurları da ihracatı olumsuz etkileyen başka bir faktör olarak ortaya çıkmaktadır. İç Talep (Orta/0) Gıda tüketiminde gelir ve alışkanlıklar önemli derecede belirleyicidir. Et tüketimi de gelir seviyesiyle yakından ilgilidir. Normal bir mal özelliklerini gösteren et, gelirin artmasına paralel olarak daha fazla tüketilmektedir. Ülkemiz 73 milyonu geçen nüfusuyla bütün hayvansal ürünlerde olduğu gibi et ve et ürünleri sektörü için önemli bir pazardır. Ancak ülkemizdeki nüfusun önemli bir bölümünün düşük gelire sahip olması, et tüketimini de şu an için olumsuz etkilemektedir. Artan şehirleşme oranı, tüketim alışkanlıkların değişmesi ve toplumun sağlık konusunda daha bilinçli hale gelmesi et ve et ürünlerine olan iç talebi olumlu etkileyen faktörler olarak ortaya çıkmaktadır. Diğer taraftan ülkemizdeki nüfus ve kişi başına gelir artışına rağmen, kişi başına et tüketiminde yıllar itibarı ile bir azalma eğilim gözlemlenmektedir. 8.6.4. İlgili ve Destekleyici Kuruluşlar (Orta) Diğer Sektörle İlişkiler (Düşük/-1) Tekirdağ da genel olarak iş hayatında gözlemlenen ve bir anlamda yerel potansiyelin daha iyi değerlendirmesini kısıtlayan en önemli unsurlardan birisi, işletmelerin birbirleri, kamu kuruluşları, üniversite ve sivil toplum kuruluşlarıyla göreceli olarak daha az iletişim ve etkileşim içerisinde bulunmalarıdır. İşletmelerin birbirlerine ve kamu kuruluşlarına karşı güven duymamaları ve birlikte iş yapma alışkanlıklarının olmamasının birçok nedeni bulunmaktadır. Bu etkenlerden bazıları, diğer işletmelerin rakip olarak görülmesi, birlikte çalışma kültürü ve azminin olmaması, kentsel ekonominin daha iyi işlemesini sağlayan gerekli kurumsal yapılanma ve iş hayatıyla ilgili geleneklerin yeterince oluşmamış olması, kısa dönemli çıkarların uzun vadeli çıkarla tercih edilmesi ve eksik iletişim sayılabilir. Kentsel ekonominin gelişebilmesi ve her faaliyet dalının büyüyen pastadan payını alabilmesi için, sektör içi ve sektörler arası ilişkilerin iyi organize olmasını ve karşılıklı güven duygusuyla özverili çalışmayı gerektirmektedir. Çiftçi Örgütlenmeleri ve Kooperatifleşme Düzeyi (Orta/0) Tekirdağ ilinde yapılan nicel ve nitel araştırmanın bulguları, ildeki üreticilerin örgütlenme seviyesinin yeterli olmasa da önemli bir aşama kaydettiğini göstermektedir. İlde 16

kooperatifleşme gibi üretici örgütlenmeleri hayvancılık alanında son yıllarda yeni başlayan bir olgudur. İlde üretici birlikleri ve kooperatifler bulunmaktadır. 8.6.5. Devlet (Düşük/-1) Hayvancılıkla İlgili Ulusal Politika ve Düzenleyici Kurumlar (Düşük/-1) Türkiye de tarım, girdi fiyatlarına müdahale ile ucuz girdi temini, fiyat yoluyla müdahale alımları, düşük faizli kredi olanakları sağlama, dış ticarette çeşitli ürünlerin korunması, teşvik ve primlerle üretimin desteklenmesi şeklinde çeşitli yöntemlerle desteklenmektedir. Hayvancılık alanındaki özel destekler 2000 yılından itibaren 2000/467 sayılı Hayvancılığın Desteklenmesi Hakkında Karar kapsamında yürütülmektedir. Bunun dışında yine Kırsal Alanda Sosyal Destek Projesi çerçevesinde sosyal yönü ağır basan bir destekleme başlatılmıştır (SETBİR, 2005). Türkiye nin 1980 den beri hayvancılık alanında uyguladığı yanlış politikaların bir sonucu olarak, hayvancılık sektörünü ciddi anlamda olumsuz etkilemiştir. Bu politikaların etkisi altında gelişen hayvancılık sektörümüz gelişmiş ülkelerin koruyucu politikalarınca desteklenen yabancı tarım ve hayvansal ürünlerle dünya piyasalarında rekabet edemez hale gelmiştir. 8.7. Sonuç ve Öneriler Tekirdağ ilinin et ve et ürünleri sektörünün Elmas modeline göre yapılan rekabetçi analizinde sektörün düşük rekabetçilik özelliği gösterdiği tespit edilmiştir. Öncelikle, ilde hayvan yetiştiricilerinin karşı karşıya olduğu en önemli sorun girdi maliyetlerinin artmasına yol açan yem bitkileri üretiminin, çayır ve mera alanlarının ilde yetersiz olması ve bu yüzden de et ve süt verimini olumsuz etkileyen kalitesiz hayvansal yemlerin kullanılmasıdır. Bu sorunun çözümlenmesinde et ve et ürünleri sektörü, İl Tarım Müdürlüğü, besiciler ve bitkisel üretim yapan çiftçilerin birlikte hareket etmeleri ve işbirliği yapmaları önem taşımaktadır. İlde faaliyet gösteren hayvancılık işletmelerinin genelde küçük ölçekli geleneksel aile işletmeleri şeklinde olması, hem üretim maliyetlerini artırmakta hem de üretimin kalitesini iyileştirmeye yönelik girişimleri sınırlandırmaktadır. Bu sorunun çözümü, ancak geniş ölçekte modern üretim yapan işletmelerin gelişmesiyle olabilir. Bu alandaki girişimlerin il bazında kamu kuruluşları tarafından çeşitli desteklerle özendirilmesi yararlı olacaktır. Öte yandan, çeşitli hayvan hastalıkları ile mücadele, günümüzde giderek önem taşımaktadır. Bu hastalıkların erken teşhisi ve etkili tedavileri ancak kamu kurumları, üretici ve üniversite gibi araştırma ve geliştirme kurumlarının ortak işbirliği ile mümkün olabilmektedir. Hayvancılıkta 17

hemen hemen bütün illerimizde gözlemlenen, devlet denetimi dışında yetersiz sağlık ve hijyenik koşullara uymayan enformel bir sektör de işlemektedir. Kaçak et veya merdiven altı üretim şeklinde de tanımlanan bu faaliyetlerin yasal düzenlemelere uymadan gerçekleştirilmesi, daha düşük maliyetlerle üretimi mümkün kılmaktadır. Diğer taraftan bu yasal düzenlemeler çerçevesinde faaliyetlerini yürüten üreticilere karşı haksız rekabet yaratmakta ve ucuz olmaları nedeniyle tüketicilerin sağlıksız ürünlerle beslenmesine yol açmaktadır. Haksız rekabet yaratan enformel sektörün azaltılması veya tamamıyla ortadan kaldırılması için, kamu kuruluşlarının denetimlerini artırması ve tüketicileri bu yönde bilinçlendirmelerini gerektirmektedir. Tekirdağ et ve et ürünleri sektörü daha çok süt üreticiliği ile paralel olarak yapılan geleneksel bir çiftçilik faaliyeti olarak tanımlanmaktadır. Bu bağlamda et ve süt sektörünü birlikte düşünmek daha gerçekçi olacaktır. Bölgede rekabetçiliği yüksek olan faaliyet süt ve süt ürünleri üretimidir. Ancak hem iklim hem de tarımsal faaliyetler bakımından bölgenin doğal avantajları bulunmaktadır. Bu potansiyelin birlikte düşünülüp geliştirilmesi gerekmektedir. Et ve et ürünleri sektörünün uluslararası rekabetçilik seviyesi düşük olarak gözükse de süt üretimi ile birlikte düşünüldüğünde bölge için önemli bir potansiyele sahiptir. 9. TEKİRDAĞ BAĞCILIK VE ŞARAPÇILIK SEKTÖRÜNÜN REKABETÇİLİK ANALİZİ 9.1 Giriş Dünyada şarapçılık ve bağcılık sektörlerinin birbirleri ile bütünleşmiş bir ekonomik yapıya sahip oldukları görülmektedir. Katma değeri en yüksek sanayilerden biri olarak kabul edilen şarapçılıkta gelişim, bölgesel bazda bağcılık ve şarapçılık kültürüne dayalı olarak gerçekleşmekte, sektör dinamikleri uluslararası başarı için planlama, strateji oluşturma, inovasyon ve pazarlama yeteneklerinin etkin ve vizyoner bir birleşimini öngörmektedir. Şarapçılığı sadece alkollü içecek üretimi olarak görmek mümkün değildir. Şarapçılık uzun soluklu bir sektör olarak kabul edilmektedir. Yatırım, yeni lezzet ve üretim süreci, laboratuar maliyetleri, mahzen ve stoklama, tasarım, markalaşma ve satış süreci diğer ürünlere göre daha fazla zaman ve uzmanlaşma gerektirmekte ve bu uzmanlaşma ve emeğe paralel olarak üretilen şarap fiyatları belirgin farklılık göstermektedir Tüm dünyada kabul edilen bu üretiminin yüksek katma değeri ile bölge ve ülke ekonomisine önemli bir değer kattığı ve doğrudan ve dolaylı olarak birçok diğer sektörü besleyerek 18

bölgelerin ekonomik kalkınmalarında etkili olduğudur. Bugün dünyanın büyük ve değerli şarap üretim bölgelerinin aynı zamanda en yüksek fiyatlı turizm merkezleri, bölgesel tarım ürünleri ve yerel mutfak odaklı gurme çekim noktaları, yenilikçi tarım yatırımları ve girişimciler için cazibe alanları olduğu görülmektedir. Bu bölgelerde stratejik planlama bağcılık ve şarapçılık sektörünün geliştirilmesi odaklı olarak gerçekleştirilmiş ve bölgesel kalkınmada sektör öncü bir rol edinmiştir. Şarap sektörünün getirdiği bölgesel markalaşma, bölgenin uluslararası kimliğini yükseltmekte ve bölgenin diğer tarım ürünlerinin satış ve pazarlanmasında da etkili olmaktadır. Bu çalışmada Tekirdağ da faaliyet gösteren bağcılık ve şarapçılık sektörlerinde yer alan oyuncularının rekabet güçleri, sektörün iç dinamikleri ve uluslararası konumu çerçevesinde değerlendirilmekte ve sektöre yönelik detaylı bir incelemede bulunularak sektörün rekabete dayalı profili tespit edilmektedir. 19