Bu göz yaşartıcı maddelerin en çok bilinen ve rastlanan etkileri aşağıdaki gibidir.



Benzer belgeler
Renksiz, Kokusuz ve Tatsız Kimyasal Tehlike: Sarin

KİMYASAL GÖSTERİ KONTROL AJANLARIYLA TEMAS EDENLERİN SAĞLIK SORUNLARINI DEĞERLENDİRME RAPORU

Alevlenmelerin en yaygın nedeni, trakeobronşiyal enfeksiyonlar ve hava kirliliğidir. Şiddetli alevlenmelerin üçte birinde neden saptanamamaktadır

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ KİMYASAL GÖSTERİ KONTROL AJANLARIYLA TEMAS EDENLERİN SAĞLIK SORUNLARI DEĞERLENDİRME RAPORU

TÜRK TABİPLERİ BRİLİĞİ TOPLUMSAL OLAYLARDA KULLANILAN KİMYASAL SİLAHLARA İLİŞKİN BİLGİ NOTU

ERPİLİÇ ENTEGRE TESİSLERİ

Kurtarıcılar önceden eğitilmeli ve maruziyet alanına girmeden önce giydirilmelidir. Uygun ekipman yoksa

Sigaranın Vücudumuza Zararları

Astım hastalarında görülen öksürük, hırıltı ve nefes darlığı gibi yakınmaların sebebi, solunum

AÜTF İBN-İ SİNA HASTANESİ GÖĞÜS HASTALIKLARI POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HASTALARIN DEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ VE HASTALIKLARININ SİGARAYLA OLAN İLİŞKİSİ

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler

Tekstil endüstrisinde sağlık gözetimi

Genellikle çocukluk ve gençlik döneminde başlayan astım kronik bir solunum sistemi hastalığıdır.

MERSİN ÖRTÜ ALTI ÜRETİM ÇALIŞANLARI ARAŞTIRMASI: İŞLE İLİŞKİLİ CİLT, SOLUNUM SİSTEMİ VE KAS-İSKELET SİSTEMİ HASTALIKLARI

TÜTÜN ÜRÜNLERİNİN ZARARLARI PASİF ETKİLENİM

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler

14. ULUSAL HALK SAĞLIĞI KONGRESİ, 4-7 EKİM 2011 P220 CEZAEVİNDE BULUNAN MAHKÛMLARIN İLKYARDIM BİLGİ DÜZEYLERİ

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim Öğretim Yılı. Dönem 4 GÖĞÜS HASTALIKLARI STAJ TANITIM REHBERİ

KOAH Nedir ve Nasıl Tedavi Edilir?

KALP KRİZİ UZ.DR.MUHAMMET HULUSİ SATILMIŞOĞLU

(İnt. Dr. Doğukan Danışman)

TÜRK PSİKOLOGLAR DERNEĞİ MERKEZ TRAVMA BİRİMİ GEZİ PARKI EYLEMLERİNDEN ETKİLENENLERE YÖNELİK PSİKOSOSYAL DESTEK ÇALIŞMALARI. 1 Haziran-30 Ağustos 2013

İLKYARDIM.

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HASTALIK ALGISI ÖLÇEĞİNİN KLİNİK SONUÇLAR İLE İLİŞKİSİ

S A H A A R A Ş T I R M A S I

Astım hastalığı kronik bir hastalık olması nedeniyle tedavisi de uzun süreli olmaktadır. Kalp

HEMġEHRĠ ĠLETĠġĠM MERKEZĠ ÇALIġANLARIYLA STRES VE KAYGI DURUMLARI ÜZERĠNE BĠR DEĞERLENDĠRME

SOLUNUM FONKSİYON TESTLERİNDE TEMEL KAVRAMLAR

Kronik Öksürük. Dr. Kürşat Uzun N.E. Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları AD ve Yoğun Bakım Bilim Dalı

KALP KRİZİNDE İLK MÜDAHALE VE STENTLİ HASTANIN YAŞAMI. Uzm.Dr. Selahattin TÜREN Kardiyoloji Bölümü

Sağlık Bakanlığından Muaf Hekimin Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Kurumu

AŞILANMA VE ÇOCUK SAĞLIĞI 11

BIR GRİP SEZONUNUN BAŞıNDA İLK OLGULARıN İRDELENMESİ

KLİNİK İNCİLER (ÜST SOLUNUM YOLU ACİLLERİ VE ALT SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI)

BURUNDAN (NAZAL) UYGULANAN YÜKLEME (PROVOKASYON) TESTLERİ İÇİN AYDINLANMIŞ ONAM (RIZA) BELGESİ

DSM-5 Düzey 2 Somatik Belirtiler Ölçeği Türkçe Formunun güvenilirliği ve geçerliliği (11-17 yaş çocuk ve 6-17 yaş anne-baba formları)

HİDROJEN PEROKSİT, SAÇ BOYALARI ve KANSER

Kalp Krizini Tetikleyen Durumlar ve Tedavisi. Doç. Dr. Bülent Özdemir Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı

GÖĞÜS AĞRISI ŞİKAYETİ İLE BAŞVURAN ÇOCUKLARIN KLİNİK İZLEMİ

Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

AKUT BATIN da ANALJEZİ. Dr Mustafa ÇALIK GOP Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Haftalık İnfluenza (Grip) Sürveyans Raporu

YAŞLI DEĞERLENDİRME FORMU. Boy/kilo / BKİ):

Pulmoner hipertansiyon hastalarının takibinde fraksiyone ekshale nitrik oksitin yeri

YAPI VE KREDİ BANKASI AŞ. EMEKLİLERİ

Astım hastalığı, kronik yani süreklilik gösteren ve ataklar halinde seyir gösteren bir hava yolu

Bakteriler, virüsler, parazitler, mantarlar gibi pek çok patojen hastalığın oluşmasına neden olur.

ULUSAL KAZA YARALANMA VERİTABANI (UKAY)

Zehirlenmelerde İlkyardım. Zehirlenmeler. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın Acil Tıp AD

Basın bülteni sanofi-aventis

Güneydoğu Anadolu Bölgesi nde Pestisit Uygulama Davranışları ve Sağlık Etkilerine İlişkin Bilgi Durumu

Haftalık İnfluenza (Grip) Sürveyans Raporu

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK

KULLANMA TALĐMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALĐMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

KULLANMA TALĐMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALĐMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

Sayın (ebeveyn / bakıcı)

Öksürük. Pınar Çelik

KOAH TEDAVİSİNDE SFT ZORUNLULUĞUNUN KALDIRILMASINA HÜKMEDEN SUT MADDELERİNE YÖNELİK SPÇG GÖRÜŞÜ

Hem. Songül GÜNEŞ Akdeniz Üniversitesi Hastanesi

Haftalık İnfluenza (Grip) Sürveyans Raporu

Pazartesi İzmir Basın Gündem

Genel olarak solunum yolu yakınmaları arasında en sık karşılaşılan problemlerin başında

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi

Burun tıkanıklığınızın sebebi sinüzit olabilir!

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

UÇAK,HAVACILIK,UZAY MÜHENDİSLİĞİ ÖĞRENCİLERİNİN DURUM DEĞERLENDİRMESİ

Bir Hastada Astım Hastalığı İle Karıştırılan Yabancı Cisim Aspirasyonunda Röntgen Grafisinin Önemi: Ne Umduk,Ne Bulduk?'

Prof. Dr. Ferit Çiçekçioğlu, Yrd. Doç. Ertan Demirdaş, Yrd. Doç. Dr. Kıvanç Atılgan

TEMEL EĞİTİMDEN ORTAÖĞRETİME GEÇİŞ ORTAK SINAV BAŞARISININ ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Yardımcı maddeler: Sodyum klorür, hidroklorik asit, enjeksiyonluk su

Astım tedavisinde yaygın olarak yapılan yanlışlar vardır. Bu doğru bilinen yanlışların düzeltilmesi

KURUBUZ. Bileşimi / Safsızlıklar : Ürün sınıflandırmasını etkiliyecek herhangi bir madde veya safsızlık içermemektedir

Bilim Uzmanı İbrahim BARIN

KUZEY KIBRIS TENİS FEDERASYONU YENİ LİSANS BAŞVURU FORMU

ÜRÜN BİLGİSİ. CLAVOMED FORTE 250 mg / 62,5 mg Oral Süspansiyon Hazırlamak İçin Kuru Toz


Asist. Dr. Ayşe N. Varışlı

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Her bir ağızda dağılan tablet 24 mg Betahistin dihidroklorür içerir.

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ. VERİ TOPLAMA ve ANALİZ BİRİMİ. Bilgi İşlem Daire Başkanlığı Anket Sonuçları

Melek ŞAHİNOĞLU, Ümmühan AKTÜRK, Lezan KESKİN. SUNAN: Melek ŞAHİNOĞLU. Malatya Devlet Hastanesi Uzman Diyabet Eğitim Hemşiresi

BİLGE KUNDUZ ULUSLARARASI ENFORMATİK VE BİLGİ İŞLEMSEL DÜŞÜNME ETKİNLİĞİ: 2015 YILI UYGULAMA RAPORU YASEMİN GÜLBAHAR FİLİZ KALELİOĞLU DİLEK DOĞAN

UYKU. Üzerinde beni uyutan minder Yavaş yavaş girer ılık bir suya. Hind'e doğru yelken açar gemiler, Bir uyku âleminden doğar dünya...

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr.

Doz Birimleri. SI birim sisteminde doz birimi Gray dir.

PIHTIÖNLER (KAN SULANDIRICI) İLAÇ KULLANIM KILAVUZLARI }EDOKSABAN (LİXİANA)

Danışmanlar: Prof. Dr. Hakan Altıntaş, Arş. Gör. Dr. Tuğçe Mehlika Şanver, Arş. Gör. Dr. Merve Karaboğa

Uygun antibiyotik seçeneği ile ilaç yükleme testi nedir? Antibiyotiklere ve bazen de diğer ilaçlara allerji tanımlayan olgularda allerjileri olan

3. Basamak Bir Hastanede Görev Yapan Sağlık Çalışanlarının Hepatit C Hakkında Bilgi Düzeyi ve Hepatit C Enfeksiyonu Olan Hastalara Karşı Tutumlarının

TÜTÜNÜN ÇOCUKLARIN SAĞLIĞI ÜZERİNDEKİ DİĞER ETKİLERİ. Mini Ders 2 Modül: Tütün ve Çocuk Sağlığı

FESTİVAL HAKKINDA RAPOR HAKKINDA

TURHAN DOĞRU NEFES ALMAK:

Cinsel istismarlı hastaya yaklaşım. Doç. Dr. Mücahit KAPÇI ADÜ Tıp Fakültesi Acil Tıp AD.

YAPI VE KREDİ BANKASI AŞ. EMEKLİLERİ SOSYAL YARDIMLAŞMA DERNEĞİ GENEL MERKEZİ KARŞILIKSIZ EĞİTİM YARDIMI YÖNETMELİĞİ

İnvaziv olmayan mekanik ventilasyon tedavisinde klinik ve polisomnografik izlem: Basınç ayarı kontrolü rutin olarak yapılmalı mı?

DÜNYADA VE TÜRKİYEDE MESLEK HASTALIKLARI

1- Aşağıdakilerden hangisi Aşındırıcı sembolüdür? a. b. c. d. CEVAP: D. 2- Aşağıdakilerden hangisi Yanıcı sembolüdür? a. b. c. d.

Transkript:

GİRİŞ Göz yaşartıcı gazlar, kalabalık kontrolü amacıyla kullanılan kimyasal ajanlardır. İrritan özellikleri nedeniyle bu maddeler püskürtme ya da gaz bombası şeklinde uygulandıklarında çok kısa sürede gözlerde, ciltte ve solunum yollarında etkilenmelere yol açarlar. Tüm dünyada, özellikle de Ortadoğu, Afrika ve Latin Amerika da bu amaçla yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu yaygın kullanım da güvenilirlik ile ilgili soruları akla getirmektedir. 1. Dünya Savaşı nda kimyasal ajanların kitleler üzerinde yaygın olarak kullanımı ilk defa gözlenmiştir. Kimyasal ajanların yoğun kullanımı nedeniyle 1925 yılında Birleşmiş Milletler Protokolü düzenlenmiştir. Cenevre Protokolü olarak da bilinen bu sözleşme ile "boğucu, zehirleyici ve benzeri gazların ve bakteriyolojik araçların savaşta kullanımı yasaklanmıştır". Kimyasal ajanların kullanımının düzenlenmesini amaçlayan bu protokolü 95 ten fazla ülke imzalamıştır. 1960 lı yıllarda bu ajanların İngilizler tarafından Kuzey İrlanda da yaygın olarak kullanılması üzerine özellikle CS ile ilgili laboratuvar çalışmaları çokça yapılmış ve yüksek konsantrasyonlarda pulmoner ödeme yol açarak ölüme neden olabileceği raporlanmıştır. 1987 yılının Haziran- Temmuz aylarında Güney Kore de çok yoğun ve uygunsuz göz yaşartıcı ajanların kullanımı bildirilmiştir. Hastanelere başvuran kişiler retrospektif olarak incelendiğinde, özellikle eşlik eden solunum hastalığı olan kişilerde şiddetli solunum yetmezliği atakları, pulmoner ödem ve ölümler rapor edilmiştir. Kimyasal ajanların devam eden yoğun kullanımı sonucu 1989 yılında Kimyasal Silahlar Kongresi (CWC) düzenlenmiş, katılımcı devletler Cenevre Protokolü ne bağlılığı teyit etmişler ve tüm devletler kimyasal silahların kullanılmaması ve bu tür kullanımların suç teşkil edeceği konusunda fikir birliğine varmıştır.

1997 yılında Türkiye nin de imzaladığı Kimyasal Silahlar Sözleşmesiyle; bütün kimyasal silahların kullanımı, geliştirilmesi, üretimi, edinilmesi, saklanması, stoklanması ve transferi yasaklanmış, devletler kimyasal silahların yok edilmesi konusunda yükümlü kılınmıştır ve toplumsal olaylarda kalabalık kontrolü amacı ile kimyasal ajanların güvenlik güçleri tarafından kullanımına izin verilmiştir. Bu kongrede yayımlanan bildirgenin 7. bölüm 2. paragrafında: İsyan Kontrol Ajanları; spesifik olarak yasaklanmış kimyasal silahlar listesinde bulunmayan, kullanıldığında hızlı duyusal irritasyon ve fiziksel yetersizlik yaratan, maruziyet kesildiğinde bu etkileri kaybolan ajanlar olarak tanımlanmaktadır. 2006 yılında Kimyasal Silahların Geliştirilmesi, Üretimi, Stoklanması ve Kullanımının Yasaklanması Hakkında Kanun yürürlüğe girmiş ve Biber gazı bu kapsamın dışına alınmıştır. Toplumsal olaylarda kalabalık kontrolü amacıyla güvenlik güçlerince biber gazı kullanımı uluslararası ve ulusal hukuka uygundur ancak, biber gazı savaşlarda kullanılamaz. Yani devletlerin kendi vatandaşları üzerinde bu ajanları kullanması uygundur ancak başka devletlerin vatandaşları üzerinde uygulaması suçtur. Güvenlik güçlerinin kendi vatandaşlarına karşı kullandığı biber gazı, kimyasal silah değildir. Ancak kullanımı da bir takım koşullara bağlanmıştır. En önemli koşul gerekliliktir, yani son çare olarak kullanılmasıdır. Orantılı kullanımı gerekmektedir, bu gazın toplumsal olayları kontrol etmek amacıyla kullanılabilmesi için mutlaka şiddet şartı aranmalıdır, yani olayların şiddet de içermesi gerekir ki olayları bastırabilmek ve yatıştırabilmek için biber gazı gibi isyan kontrol ajanları kullanılabilsin. Bu gazlar kullanılmadan önce kalabalık haberdar edilmeli, uyarılmalı; mutlaka sağlık görevlileri ulaşılabilecek en yakın mesafede bulunmalı ve çevrede bulunan üçüncü kişilerin etkilenmemesi için gerekli tedbirler alınmalıdır. 2012 yılının Ağustos ayında Physicians for Human Rights tarafından yayımlanan raporda şöyle bir ibare yer almaktadır: Her ne kadar uzun dönem etkileri bilinmese de, bu ajanların kromozom ve DNA yapısına zarar vererek üreme fonksiyonları üzerinde istenmeyen etkiler, karsinojen etkiler oluşturma potansiyeli yüksek olabilir..

Gözyaşartıcı maddelerin pek çok çeşidi vardır. En sık kullanılanlar ise Chlorobenzylidenmalononitrile (CS), Chloroacetophenone (CN), Oleoresincapsicum (OC) dur. Biber gazı olarak bilinen Oleoresincapsicum (OC), solancea familyasından Capsicumannum ya da Capsicum frutescens den elde edilen Şili biberi adlı kırmızı biberin işleme tabi tutulması sonucu elde edilen bir yağdır. OC spreyi genellikle yüze doğru sıkılarak karşı tarafın etkisiz hale getirilmesi amacıyla kullanılmaktadır. OC maddesi diğerlerine göre, daha ucuz olduğu ve daha hızlı etki gösterdiği için daha sık tercih edilebilmektedir. Chlorobenzylidenmalononitrile (CS) kısaltılmış adının halini 1928 yılında maddeyi ABD de ilk kez sentezleyen kişiler olan Corson ve Stoughton ın soyadlarının baş harflerinden almıştır. Gaza maruz kalındığında bölgesel olarak oluşan hidroklorik asidin cilt ve mukoza hasarından sorumlu olabileceği öne sürülmüştür. CS genellikle kapsüller ve gaz bombası şeklinde kullanılmaktadır. Bu göz yaşartıcı maddelerin en çok bilinen ve rastlanan etkileri aşağıdaki gibidir. gözlerde yanma ve yaşarma şiddetli öksürük yoğun burun akıntısı göz kapakları, burun ve boğazda yanma hipertansiyon krizi anksiyete baş dönmesi solunum güçlüğü cilt yanıkları (özellikle güneş gören ve/veya terleyen bölgelerde) yüksek konsantrasyonlarda şiddetli öksürük, kusma havalandırmanın olmadığı alanlarda kalp ve solunum sistemi etkileri nedeni ile ölümcül sonuçlara yol açabileceği bildirilmiştir. Göz yaşartıcı maddelerin aşırı miktarlarda ve yüksek dozda kullanımı, kapalı ortamda uygulanması, maruziyet süresinin uzaması, dakika solunum sayısının yüksek olması gibi etkenler

gaz inhalasyonuna bağlı toksisiteyi artırmaktadır. Isı ve nem oranının yüksek olması ise cilt reaksiyonlarının ağırlaşmasına sebebiyet vermektedir. Göz yaşartıcı gazların insanlardaki akut sistemik etkileri iyi bilinmekle birlikte veriler sıklıkla laboratuvar koşullarında, retrospektif veya az sayıdaki gönüllüler üzerinde yapılan çalışmalardan toplanmıştır. Gerçek durumlara bağlı etkilenmeler olgu bildirimleri düzeyindedir. Büyük topluluklardan objektif testlerle toplanan verilere dayalı çıkarımlar bulunmamaktadır. Türk Toraks Derneği adına biz 2013 Haziran Gezi Parkı olayları sırasında İstanbul ve Ankara da alan çalışması yaparak bu gereksinimi karşılamaya çalıştık. Taksim Gezi Parkı olayları devam ederken 14-15 Haziran 2013 tarihlerinde Gezi Parkı na yakın bir mekanda, gönüllülere yüzyüze anket uygulama ve solunum fonksiyon testi uygulamasından oluşan çalışmamızın ilk ayağını gerçekleştirdik Katılımcılara sosyal medyadan yaptığımız çağrılarla, kartopu yöntemi ile ulaştık. Gönüllülerin çalışmamıza katılmasında kulaktan kulağa yaptıklarımızın yayılıp güven ortamının oluşması da çok etkili oldu. Toplam 355 gönüllüye ulaştık. Ankara da aynı şekilde yüzyüze anket uygulaması ve SFT den oluşan çalışma 17-21 Haziran tarihlerinde yapıldı. Toplam 86 gönüllü katıldı. 29 Haziran 2013 te Cihangir de 105 gönüllü katılımcıya yüzyüze anket ve SFT uyguladık. Cihangir, Taksim Meydanı na yaklaşık 500 m uzaklıkta bir yaşam alanı olduğu için bu bölgede çalışmayı tercih ettik. Toplamda 546 gönüllü katılımcının yüzyüze uygulanan anketleri ve SFT verileri ile aşağıdaki tablo ve grafiklerde verilerimizi özetlemeye çalıştık. Sorulara verilen yanıt sayısı soruya göre değişmektedir.

BULGULAR Çalışmamıza katılan gönüllülerin yaş ortalaması 31.2 ± 10.5 olarak tespit edildi. Cinsiyet Çalışmamıza katılan gönüllülerin % 47.4 ü kadın, % 52.6 sı erkektir. Erkek %52,60 Kadın %47,40 Öğrenim Durumu Olguların %47.6 sı üniversite mezunuydu, Halen üniversite öğrencisi olanların oranı %24 tü.

Lise Öğrencisi %3,20 Diğerleri %17,00 Üniversite Mezunu %47,60 Üniversite Öğrencisi %24,00 Lise ve Altı Mezunu %8,20 Meslek Katılımcıların %54,7 sini yanıt vermeyenler ve istatistiksel olarak yüzdeye giremeyen çeşitli meslek grupları oluşturuyordu. Bu soruya yanıt verenler arasında üniversite öğrencileri %24,9 luk oranla en yüksek grubu oluştururken, %9,1 ile sanatçılar ve %5,2 ile medya mensupları onları takip ediyordu. Üniversite Öğrencisi %24,90 Diğerleri %54,70 Lise Öğrencisi %2,50 Öğretmen %3,60 Sanatçı %9,10 Medya Mensubu %5,20

Sigara Çalışmamıza katılan gönüllüler arasında sigara içme oranı % 61,8 olarak tespit edildi. Sigara içmeyenlerin oranı % 30,2 iken, katılımcıların % 8 i de sigarayı bıraktığını belirtti. %30,20 Bırakmış %8,00 %61,80 Ek Hastalık Çalışmamıza katılan gönüllülerden ek hastalığı olanların oranı %22,9 idi. Ek hastalığı olanların içerisinde 39 kişi astım (%38,9), 3 kişi KOAH (%2,4), 21 kişi kalp hastalığı (16,7) olduğunu belirtirken 53 kişi farklı hastalıklar bildirdiler (%42,1). %22,90 Yanıtsız %1,80 %75,30

Çalışmamızdaki yüzyüze ankette yöneltmiş olduğumuz Gaza maruz kaldıktan sonra astım veya nefes darlığı atağı geçirdiniz mi? sorusuna 83 kişi yanıt verdi. Yanıt verenlerin %47,3 ü evet diyerek gaza maruziyetten sonra nefes darlığı atağı geçirdiğini belirtirken, %42,7 si nefes darlığı atağı geçirmediğini bildirdi. Gaz Tipi Çalışmamıza katılan gönüllülerin %81,2 si gaz bombasına maruz kaldığını belirtirken, %10,4 ü gaz bombası ve gaz spreyine maruz kaldıklarını belirtti. Kimyasallı su ile karşılaştıklarını bildirenlerin oranı ise %4,3 idi. %81,20 %10,40 %1,80 %4,30 %2 %0,20 Gaz Rengi Çalışmamıza katılıp yüzyüze anket uygulanan gönüllülere maruz kaldıkları gazın rengi sorulduğunda %36,1 I renkli bir gazla karşılaştıklarını belirtti.

%55,80 %36,10 %8,10 Renkli Renksiz Yanıtsız Gaz Kokusu Çalışmamıza katılan gönüllülerin % 82,8 i kokulu bir gaza maruz kaldıklarını belirtti. %82,80 %13,80 %3,40 Yanıtsız

Gaza Uzaklık Çalışmamıza katılan göllülere gaza hangi uzaklıktan maruz kaldıklarını sorduk. Katılımcıların %21,1 i göz yaşartan ajanlara kapalı alandayken (ev, iş yeri, apartman boşluğu, vs) maruz kalmıştı. Açık alanda 1 metreden yakın mesafede göz yaşartan ajana maruz kalanların oranı %42,2 iken, %19,7 si açık alanda 1-5 metre aralığında göz yaşartan ajanla karşılaşmıştı. %42,40 %19,70 %10 Açık alanda 1 metreden az Açık alanda 1 5 metre Açık alanda 5 metreden fazla %21,10 Kapalı mekan %6,80 Yanıtsız Sosyal Güvence Katılımcıların %78 i sosyal güvenceye sahipti. %18,80 Yanıtsız %3,20 %78,00

Resmi bir Sağlık Kurumuna Başvuru Çalışmamıza katılan gönüllülerin % 6,4 ü resmi bir sağlık kuruluşuna başvurduğunu belirtti. Yanıtsız Gazla Karşılaşanların Uygulamaları Çalışmamıza katılan katılan gönüllülerin % 82 si kendi olanakları ile gaz maruziyetinden sonra uygulamalar yapmayı tercih ettiğini belirtti. Bireylerin çoğu yüzünü kapama, antiasitli suyla ve sütle yüzünü yıkamayı tercih etmişti.

Nefes Darlığı Çalışmamıza katılan gönüllülerin % 69,8 i göz yaşartan ajanlarla karşılaştıktan sonra nefes darlığı şikayeti yaşadığını belirtmiştir. nefes darlığı şikayeti olan kişilerin 65 i (% 11,9) bu şikayetin bir günden uzun sürdüğünü bildirmiştir. %30,20 %69,80 Öksürük Çalışmamıza katılan gönüllülerde % 80 ile öksürük şikayeti en yüksek oranda saptanan solunum sistemi şikayeti oldu. Katılımcılardan 437 si gözyaşartan ajana maruz kaldıktan sonra öksürük şikayeti yaşadığını belirtti. Öksürük şikayeti olanların %17,2 sinde (94 kişi) bu şikayet bir günden uzun sürmüştü.

%20,00 %80,00 Balgam Çalışmamızda yüzyüze anket uyguladığımız 248 gönüllü balgam şikayeti olduğunu bildirdi (% 45,4). Balgam şikayeti yaşayanların % 14 ünde (77 kişi) bu şikayet bir günden uzun sürmüştü. %45,40 %54,60

Göğüs Ağrısı Çalışmamıza katılan gönüllülerin %43,4 ü göz yaşartan ajan maruziyetinden sonra göğüs ağrısı şikayeti yaşadığını belirtti (237 kişi). Göğüs ağrısı şikayeti 53 kişide (%9,7) bir günden uzun sürmüştü. %43,40 %56,60 Hemoptizi Yüzyüze anket çalışması uyguladığımız katılımcıların 17 sinde (%3,1) gaza maruz kaldıktan sonra hemoptizi (kanlı balgam) ortaya çıkmıştı. 7 kişide bu şikayet bir günden uzun sürmüştü.

%3,10 %97,10 Burun Akıntısı Çalışmamıza katılan gönüllülerin % 71,6 sı (391 kişi) gazla karşılaştıktan sonra burun akıntısı şikayeti yaşadığını belirtti. Bu kişilerin % 9,3 ü (51 kişi) burun akıntısı şikayetinin bir günden uzun sürdüğünü bildirdi. %28,80 %71,20

Göz Kızarması Katılımcıların 442 si (% 80,5) göz yaşartan ajanla karşılaştıktan sonra göz kızarması şikayetiniz oldu mu? sorusuna evet yanıtı verdi. Bu şikayete sahip olan 22 kişide (%4) göz kızarması bir günden uzun sürmüştü. %19,50 %80,50 Cilt Bulgusu Yüzyüze anket uyguladığımız gönüllülerin %43,6 sı gaza maruz kaldıktan sonra cilt bulguları yaşadığını bildirdi. Cilt şikayeti olan 37 kişide (%6,8) bu şikayetler bir günden uzun sürmüştü.

%43,60 %56,40 Gazla karşılaşmadan sonra akut sistemik ve solunumsal yakınmaların ortalama süreleri (gün) Göz yaşartan ajanla karşılaştıktan sonra şikayetleri bir günden uzun süren katılımcıların sayısı ve şikayetlerin süresi toplu olarak aşağıdaki tabloda verilmiştir. n Ortalama değer (gün) Medyan (gün) Minimum (gün) Maksimum (gün) Nefes darlığı 36 11.5 15 1 24 Öksürük 48 10.9 15 1 20 Balgam 34 11.2 13.5 1 15 Göğüs ağrısı 32 11.8 15 2 15 Hemoptizi 5 12.8 14 10 15 Burun akıntısı 27 11.3 15 1 15 Göz kızarması 15 10.0 15 1 15 Cilt bulgusu 33 12.4 15 1 45

Kapalı alanda göz yaşartan ajanlara maruz kaldığını bildiren katılımcılarda nefes darlığı, balgam, göz kızarması ve cilt bulgularına dair şikayetler daha yüksek oranda saptanmıştır. Kadınlarda nefes darlığı, öksürük, göğüs ağrısı, burun akıntısı ve cilt bulgularına erkeklerden daha yüksek oranlarda tespit edilmiştir. Amerika Toraks Topluluğu nun (ATS) 2014 yılında Mayıs ayında gerçekleştirdiği uluslararası kongrede Türk Toraks Derneği adına yapılan 4 poster sunumunda 546 bireyi içeren epidemiyolojik araştırmalarımız alt grupların özellikleri ayrı ayrı ele alınarak tartışılmıştır. Gezi Parkı eylemleri sırasında gazla İstanbul da (Taksim de) karşılaşan 355 bireyin ortalama yaşının 30,4 olduğu, %49 unun kadınlardan oluştuğu, %64 ünün sigara kullandığı gözlenmiştir. Taksim de gazla karşılaşanların %21,3 ünün kapalı mekanda, %46,5 unun 1 metreden yakın mesafede karşılaştığı anlaşılmıştır. Kapalı mekanda gazla karşılaşanlarda nefessizlik yakınmasının (%85,5), göz kızarması (%91,3) ve cilt bulgularının (%69,1) anlamlı derecede fazla olduğu gözlendi. Her yüz kişiden hemen hemen 10 unun kısıtlayıcı akciğer bozukluğuna sahip olduğu anlaşıldı. Ayrıca aynı oranda küçük havayolları daralması da saptandı. Ankara da aynı dönemde gazla karşılaşan 86 kişinin; 34 ünün kadın, 52 sinin erkek olduğu, yaş ortalamasının 29,5 olduğu gözlendi. Ankara da gazla karşılaşanların %26,7 sinin kapalı mekanda, %39,5 unun 1 metreden yakın mesafede karşılaştığı anlaşılmıştır. İstanbul sonuçlarına benzer olarak gazla karşılaşanlarda kısıtlayıcı akciğer fonksiyonu bozukluğunun %10 oranında, küçük havayolları daralmasının ise %12,7 oranında olduğu gözlendi. Gezi Parkı eylemlerinden 2 hafta sonra yakın bir bölge olan Cihangir de yapılan ve 105 kişiyi içeren çalışmada ise yaş ortalaması 36,2 idi ve bireylerin 54 ü kadındı. Bu grupta kapalı mekanda gazla karşılaşma bireyler o bölgede ikamet ettikleri için daha da yüksekti (%36,8). Gazla kapalı alanda karşılaşanların nefes darlığı, öksürük, balgam ve göğüs ağrısı oranları istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksekti. Ayrıca gazla kapalı mekanda ve 1 metreden yakın uzaklıkta karşılaşanlarda kısıtlayıcı akciğer

bozukluğu solunum fonksiyon testleriyle gösterilmişti. Yalnızca bölgede yaşadığı için küçük havayolları daralması bulunan bireylerin oranı %19 gibi yüksek düzeyde seyir etmekteydi. SONUÇ Göz yaşartıcı gaza maruz kalanlarda klinik belirtilerin bireylerin %10-13 ünde yaklaşık 2 hafta kadar sürmesi, gazın etkilerinin sadece kısa süreli olmadığını ortaya koymaktadır. Katılımcıların %42,ü açık alanda 1 metreden yakın mesafede gaza maruz kalırken, % 21,1 i iç ortamda maruz kalmıştır. Çalışmalarımızın Cihangir etabında kapalı mekanda gaz maruziyetinin %40 lara varması kendisi eyleme katılmadığı halde gaza maruz kalan önemli bir halk kitlesinin varlığını göstermektedir. Gaz uygulaması artık ciddi ve yaygın bir halk sağlığı sorunu haline gelmiştir. Her üç çalışmada da bireylerin gazla karşılaşma şekline göre solunum yakınmaları ve solunum fonksiyon testlerinin özellikleri de incelenmiş ve sonuçlar kapalı mekanda gazla karşılaşmanın daha sık belirtiye yol açtığını ve fonksiyonları düşürdüğünü göstermiştir. Bireylerin solunum fonksiyonlarının daha çok kısıtlayıcı biçimde düşmesi toksik gaz ve tomalardan sıkılan biber gazı katılmış sıvıların inhalasyonuna bağlı akciğer inflamasyonu ve hasarı tablosunu da düşündürmektedir. Artık gözyaşartan gazlarla karşılaşmada solunum sağlığını incelemek üzere akciğer radyografilerinin elde edilmesi ve yorumlanması süreci gelmiştir. Türk Toraks Derneği nin misyonu, akciğer sağlığını geliştirerek halk sağlığı politikalarına katkıda bulunmaktır. Bu kapsamda, gözyaşartıcı gazların akciğer sağlığı üzerine olası etkilerini, bilimsel işbirlikleri ile araştırmayı sürdürecektir. Saygılarımızla. Dr Eda Uslu, Dr Peri Arbak, Dr Elif Dağlı Dr Çağla Uyanusta Küçük