Sonsuz. Sevginin Işığında. Sabiha Betûl



Benzer belgeler
BAHARA MERHABA. H. İlker DURU NİSAN 2017 İLKOKUL BÜLTENİ

Mutluluk nedir? Kenan Kolday

Aşık olduğumuz kişiyi neden unutamayız?

BİZ, MELEKLER - DRUNVALO

Dalgaları Aşmak. Tayfun Topaloğlu DALGALARI AŞMAK CİNİUS YAYINLARI KİŞİSEL GELİŞİM

Bir gün, kozada küçük bir delik belirdi; bir adam oturup kelebeğin saatler boyunca bedenini bu küçük delikten çıkarmak için harcadığı çabayı izledi.

...Bir kitap,bir mesaj!

EVRENSEL BOLLUK ENERJİ GÜÇLENDİRMESİ

ÇOCUĞUNUZUN İŞİTMESİ NORMAL Mİ?

SAHİP OLDUKLARIMIZI KORUMANIN 4 RUHSAL ADIMI

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

İçindekiler. Giriş. Bölüm 1: MINDFUCK ya da olasılıklarımız ve gerçek yaşamımız arasındaki boşluk 15

ARKADAŞ SEÇİMİNİN ÖNEMİ

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

OYUN VE ÇOCUK. -Çocuğun iç dünyasını anlayabilmek. -Çocuğun olayları anlamasına yardım etmek. -Çocuğa olaylarla baş etme becerileri kazandırmak


Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya

[Kurban Duaları] (ondalık-sunu-sadaka üzerine)

MÜBDÎ. Allah MUHSÎ dir. MUHSÎ, her şeyin sayısını bilen demektir.

Ruhsal Gelişim, d e n g e d e kalabilmeyi öğrenmek demektir. Brahma Kumaris tarafından hazırlanmıştır.

@BaltasBilgievi

Dua edelim: I.Korintliler 1:30, Efesliler 2:10

Çocuğunuzun uyumu, öğrenimi ve gelişimi

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

Bir$kere$güneşi$görmüş$ olan$düşmez$dara$

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

66 Fotoğrafçı Etkinlik Listesi. 52 Haftalık Fotoğrafçılık Yetenek Sergisi

MİSYON, VİZYON VE DEĞERLER

Özgüven Nedir? Özgüven Eksikliği Nedir?

Başlangıçta Söz vardı. Söz Tanrı'yla birlikteydi ve Söz Tanrı'ydı.

Ana fikir: Oyun ile duygularımızı ve düşüncelerimizi farklı şekilde ifade edebiliriz.

Beykoz Yerel Basını: Yılın Öğretmen Çifti, Adife& Bayram YILDIZ - Özgün Haber

AİLE EĞİTİM PROGRAMLARI (AÇEV)

Tanrı Herşeyi Yarattığı Zaman

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Tanrı Herşeyi Yarattığı Zaman

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin

Meslekleri Tanıtma Kulübü

8-9 YAŞ ÇCUKLARININ YAŞ DÖNEMİ ÖZELLİKLERİ VE OKUL-ÖDEV ÇALIŞMALARI ÖZEL ANTALYA ENVAR İLKOKULU 8-9 YAŞ ÇOCUKLARININ GELİŞİM DÖNEMLERİ ÖZELLİKLERİ

AKTIF (ETKİN) ÖĞRENME

2 de PDR ÇALIŞMALARIMIZ. 6 da ARALIK AYI 2. SINIF ETKİNLİKLERİMİZ ARALIK AYI ANA SINIFI ETKİNLİKLERİMİZ. sayfa. sayfa

Can kardeş Rehberlik ve Psikolojik Danışma Birimi Nisan Ayı Rehberlik Bülteni Can Velimiz ;

Bir Şizofrenin Kendisine Sorulan Sorulara Verdiği 13 Rahatsız Edici Cevap

Sayın Okul Müdürüm, Saygıdeğer Basın Mensupları, Değerli Misafirler, Sevgili Öğrenciler,

Okul fobisi nasıl gelişir?

Psikoloji, Din ve Eğitim Yönüyle İNSANÎ DEĞERLER

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Yenişimdir Sözü Girişimdir Yönü İnsandır Özü:

dinkulturuahlakbilgisi.com BUDİZM Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

Başbakan Yıldırım, 39. TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği ne gelen çocukları kabul etti

Bu nedenle ebeveynlerin duygu, ifade ve davranış olarak tutarlı, kararlı ve pozitif bir tavır sergilemeye çalışmaları gerekmektedir.

Bodrum da Can Arif Semineri

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

Çiğdem Başar. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

ÇOCUKLARDA BENLİK SAYGISI GELİŞİMİ

Sahaja Yoga ÜNİVERSİTE Programları

güzel bahçem MUTLULUĞUN EŞ ANLAMI

3-6 YAŞ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ

İnanıyorum ki biraz daha gayret ederek planlı ve düzenli bir çalışmayla çok daha başarılı olacaksın

BİZ SİZ HEPİMİZ. Biz: Hakkımızda I Siz: Misyonumuz I Hepimiz: Vizyonumuz

YALNIZ BİR İNSAN. Her insanın hayatında mutlaka bir kitap vardır; ki zaten olması da gerekir. Kitap dediysem

Kendinize Saygı Duyun: Kendinize duyduğunuz saygıyı değerlendirme soruları: Gerektiğinde Hayır! diyebiliyor musunuz?

AKANT ORTAOKULU REHBERLİK BÜLTENİ

Başarının Yöntem i İLKOKUL KOLEJİ.

EFT ile POZİTİF HAYAT EĞİTİMİ EFT NEDİR?

Çocuğunuzun uyumu, öğrenimi ve gelişimi

SINAV KAYGISI ÖLÇEĞİ

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

MINDFULNESS NEDİR? Özel bir şekilde dikkat etmek: şimdiki zamana istemli, kasıtlı ve yargısız bir

AİLE & YETİŞTİRME KONULU SORU LİSTELERİ

Yönetici tarafından yazıldı Perşembe, 08 Ekim :05 - Son Güncelleme Perşembe, 08 Ekim :08

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

olduğunu fark etti. Takdir ettiği öğretmenleri gibi hatta onlardan bile iyi bir öğretmen olacaktı.

CİNSEL KİMLİK GELİŞİMİ

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

BURSA ÖZEL BİREY OKULLARI OKULA UYUM SÜRECİ BAHAR İLHAN REHBER ÖĞRETMEN

AÇI OKULLARI ETİK MANİFESTOSU

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

BATIKENT O ZEL I NCI OKULLARI YAŞAYAN DEĞ ERLER EĞ I TI MI PROĞRAMI

Arkadaşınız UNITE OGRENCI RAPORLARI VE YANIT KAĞITLARI. ICI P.K. 33 Bakırköy / İstanbul

İkinci B ö l üm KİŞİLİK VE KARAKTER GELİŞİM SÜRECİ

İman. Çalışmanın ana fikri. İsa ya iman etmek, zihin, duygu ve iradeyle O na güvenmek, dayanmak demektir. Çizimler: Meghan Burns

SINAV KAYGISI ÖLÇEĞİ

Öğretim Yılı Rehberlik Çerçeve Programı kapsamlı gelişimsel psikolojik danışmanlık hizmetleri anlayışına bağlı kalınarak hazırlanmıştır.

ÜMİT GRACE SEYMUR İLE HAYATIN GİZEMLİ MİMARI, CENİN ADLI KİTABI ÜZERINE RÖPORTAJ

Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek

T.C. Artvin Valiliği Halk Sağlığı Müdürlüğü Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar Programlar ve Kanser Şube Müdürlüğü Ruh Sağlığı Birimi OTİZM

Hazırlık Dönemi (Advent) Nedir?


ARAMIZDA ÇOK FARKLAR VAR

Düşüncenin gücü ile istediğimiz şeylere sahip olabiliriz.

yeni kelimeler otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktiniz kış mevsiminde

ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ

Darüşşafaka Cemiyeti Yönetim Kurulu adına hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum.

"Köklü geçmişimize yakışır, Asil bir gelecek için..." Kulübümüz ASİLDER in faaliyetleri hız kesmeden devam ediyor.

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ REHBERLİK POSTASI 4

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

Nasrettin Hoca ya sormuşlar: - Kimsin? - Hiç demiş Hoca, Hiç kimseyim. Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca: - Sen kimsin?

Artık başkalarının mali başarılarımı desteklemelerine izin veriyorum. Benim refahımın, mali başarımla bir ilişkisi yok.

Transkript:

Sonsuz Sevginin Işığında Sabiha Betûl

Sabiha Betûl Sonsuz Sevginin Işığında Yazı ve Fotoğraflar Sabiha Betûl Derleyenler Leyla İlik, Gamze Kefu, Armağan Küpeli Baskıya hazırlık ve kapak tasarım Armağan Küpeli Tüm yayın hakları Doğal Yollarla İyileşme Yöntemleri ve Bilinçli Yaşam Derneği ne aittir. Doğal Yollarla İyileşme Yöntemleri ve Bilinçli Yaşam Derneği Zühtü Tiğrel Caddesi Şehit Hakan Kandemir Sokak 6/A ORAN-Ankara Tel: (312) 492 0686 info@bilincliyasam.org.tr Doğal Yollarla İyileşme Yöntemleri ve Bilinçli Yaşam Derneği İktisadi İşletmesi Yayınları Baskı 29 Kasım 2010, Ankara ISBN 978-605-88223-0-6

Sonsuz Sevginin Işığında Sabiha Betûl

Kalapatar dan Sagarmata-Nepal, Ekim 2006 4

ÖZGEÇMİŞ Sabiha Betûl, 22 Aralık 1955 yılında Zonguldak ta; Türkmenistan dan Konya ya göçen bir aileye mensup olan bir baba ve Batum dan Batı Karadeniz e göçen Abhaz bir aileye mensup olan bir anneden dünyaya geldi. Ruhsal gelişimi küçük yaşlarından itibaren bu konularda çok samimi ve yetkin olan sevgili babası tarafından desteklendi. Hz Mevlana ve Yunus Emre dizeleriyle büyüdü. Babasının bedenini bırakışından sonra daha derin bilgi ve uygulamalara duyduğu istek ve ihtiyaçla Kriya Yoga (Raja Yoga) ve meditasyon konusuyla ciddi olarak ilgilenmeye başladı. Bu geleneğe mensup, yaşayan bir öğretmen araştırmaya başladı. 24 Nisan 1980 yılında evlendi. Eşinin diplomat olması ve dış göreve atanması nedeniyle, K.T.Y.Ö.O. Resim Bölümü nde Öğretim Görevlisi olarak sürdürdüğü işini bırakmak durumunda kaldı. Eşiyle birlikte Mısır, Fransa, Bulgaristan, Portekiz, Suriye ve Pakistan da bulundu. İki erkek çocuk annesi olan Sabiha Betûl, Türkiye de bulunduğu sürelerde özel okullarda resim öğretmenliği yaptı, vakıf ve dernekler yararına özel resim dersleri verdi, kendi resim ve fotoğraf çalışmalarını sürdürerek sergiler açtı. 1994 yılında Hatha Yoga uygulamaları öğretmek üzere Ankara ya gelen Yogi Baba (Adnan Çabuk) dan 3 ay süreli Hatha Yoga-nefes-meditasyon dersleri aldı. 1996 da Ankara Govinda Math Yoga Merkezi nde Hatha Yoga derslerine devam etti. Bu süreçte Ramaray Das ın meditasyon seminerlerine katıldı, Yoga felsefesi ve Bagavadgita derslerine aksatmadan devam etti. Kısa sürede hatırladığı Yoga yaşam tarzını kolaylıkla uygulamaya geçirdi, giderek genişleyen farkındalığı içinde sanatsal çalışmalarını ve resim öğretmenliğini başarıyla sürdürdü. 1998 yılında Ankara da Rahmi Oruç Güvenç ile karşılaştı. Oruç Güvenç in tevazu dolu desteği ile ruhsal fakındalığı doğallıkla gelişti ve aralarında bugüne kadar itinayla taşınan gerçek güven ve kalıcı bir dostluk gelişti. Mayıs 1999 da Edith Günther tarafından Reiki 1. dereceye, Ekim 1999 da Horst Günther tarafından Reiki 2. dereceye inisiye edildi. Kasım 1999 da resim dersleri vermekte olduğu Ankara Türk Japon Vakfı nda Hatha Yoga, nefes ve meditasyon öğretmeye başladı. Ocak 2000 de Kriya Yoga geleneğine mensup, yaşayan bir öğretmen arayışı Roy Eugene Davis ile iletişim kurması ve bu değerli öğretmenin önerileri ile kitaplarından yararlanmaya başlaması ile son buldu. Bir Yoginin Otobiyografisi kitabının yazarı ve Kriya Yoga yı batıya tanıtan ruhsal öğretmen Paramahamsa Yogananda nın doğrudan öğrencisi olan Roy Eugene Davis in kurucusu ve başkanı olduğu (CSA) Ruhsal Farkındalık Merkezi ne üye oldu ve Kriya Yoga felsefesi, teknik ve uygulamaları, yaşam prensipleri üzerinde derin düşünme, analiz ve paylaşım yoluna girdi. 11 Eylül 2001 de Hatha Yoga öğretmeni Yogi Baba Adnan Çabuk la Nepal e yaptığı gezi sırasında Katmandu da Jagat Guru Shree Sadhak SATYAM ile karşılaştı ve sonrasında yaşamının dönüm noktası olan bu buluşmanın hakkını vermek üzere ciddi hizmetlerine aralıksız devam etti. Ağustos 2002 de eşi ve küçük oğluyla birlikte Nepal e giderek Gurudev i ailesiyle tanıştırdı. Şubat 2003 te büyük oğlunu Gurudev ile tanıştırmak üzere Nepal e gitti ve oğluyla birlikte Katmandu da bir hafta kalarak Gurudev in değerli rehberliğini ve kutsamasını aldı. Mayıs 2004 te 19 kişilik bir yoga grubu ile Nepal e giderek arkadaşlarıyla Gurudev i tanıştırdı. Grup Gurudev Shreesadhak Satyam ile birlikte Buda nın doğum yeri olan Lumbini yi ve Janakpur daki asırlık Sita- 5

Gurudev Shree Sadhak Satyam, Sabiha Betûl, Potala Sarayı, Lhasa-Tibet, Nisan 2005 6

Ram tapınağını ziyaret etti, bu gezide Gurudev grupla birlikte Lukla dan Tengboche ye kadar tırmandı. Bu ziyaret ve tırmanış süresince, Gurudev in derin iç görüsü, grup üyelerine gösterdiği samimi yaklaşım, sevgi ve bilgi aktarımı ile eşsiz değerde bir birliktelik ve paylaşım yaşandı. Sabiha Betûl, Mart 2005 te başka bir grupla Annapurna Himalayaları nda Muktinath hattını yürüdü. Grup yürüyüş öncesi ve sonrasında Gurudev i ziyaret ederek kutsamalarını aldı. Nisan 2005 te Gurudev Shree Sadhak Satyam ile birlikte yaptığı 21 günlük Tibet ziyareti sırasında pek çok eski manastırı ziyaret ederek Hindu ve Budistler için çok kutsal haç yerleri olan ve Dünya nın önemli enerji merkezleri olarak bilinen kutsal göl Manasarover ile kutsal dağ Kailash da bulundu. Gurudev in derin bilgi ve enerji desteği ile geçen bu süreç ruhsal farkındalığının daha da açılmasını sağlayan yeni başlangıçlarla doluydu. Nisan 2006 da yoga grubu ve Gurudev ile birlikte Hindistan a yapılan gezide Agra, Jaipur, Delhi ve özellikle Varanasi Kutsal Ganj nehri ziyaret edildi. 23 Nisan 2006 da grup Gurudev ile birlikte Türkiye ye döndü. Gurudev in Türkiye ziyareti beş ay sürdü. 14 Eylül 2006 Gurudev Katmandu ya döndü. Sabiha Betûl, Ekim 2006 da Himalayalar da beraberindeki 7 amatör arkadaşıyla birlikte ruhsal gelişim yolunda önemli bir yeri olan en uzun tırmanışı gerçekleştirdi. Gokyo RI, Everest ana kamp, Gorakshep- Kalapatar yürüyüşleri sağlık, neşe ve coşku içinde tamamlandı. Kasım 2007 de Gurudev i ziyaret amacıyla gittiği Katmandu da Gurudham Sadhak Pariwar da (Gurudev in evi) kendisi için hazırlanan mekanda 18 gün kaldı. 1 Aralık 2007 sabahı güne gözlerini içsel bir lûtufla açtı. O sabah Gurudev tarafından özel olarak kutsandı ve 2 Aralık 2007 de yepyeni bir başlangıca adım atmış olarak Türkiye ye döndü. Temmuz 2008 de Atlanta ya giderek Roy Eugene Davis in başkanı olduğu CSA da 18 gün kaldı. Bu, Roy Eugene Davis ile ilk karşılaşmasıydı. Mart 2009 da yedi yoga arkadaşıyla birlikte Sagarmata Milli Parkında Lukla, Kumjung, Portse, Tengboche hatını yoga disiplini içinde yürüdü ve yürüyüş sonunda 20 gün Katmandu da Gurudev ve ailesiyle birlikte kaldı. Nisan 2009 da Roy Eugene Davis Türkiye yi ziyaret etti ve Sabiha Betûl e Kriya Yoga ve meditasyon öğretme yetkisini fiziksel anlamda onaylayan bir belge sundu. 10 Kasım 2009 da saygıdeğer Gurudev Shree Sadhak Satyam Türkiye saatiyle saat 12:00 de bedenini bıraktığında Sabiha Betûl yaşamının en önemli dönüm noktasını deneyimledi. Bir süre için tüm etkinliklerine ara verdi. 27 Kasım 2009 da Horst Günther ve Edith Günther tarafından Almanya da 9 günlük bir özel eğitimle Usui Shiki Ryoho Reiki üstat ve öğretmeni olarak inisiye edildi. Halen ciddi istek sahibi, samimi ruhsal öğrencilere Kriya Yoga nın sekiz adımlı bütüncül öğretisini öğrenmeleri ve yaşamaları konusunda içtenlikle rehberlik etmeyi sürdürmekte; samimi istek sahibi, bilinçli kişilere Reiki 1. ve 2. derece seminer ve inisiyasyonları aktarmaktadır. Yaşamı, uygulama ve hizmetleri, gerçek yaşam üzerine yaptığı konuşma ve seminerler, yazıları ve kitapları kararlı ve samimi ruhsal öğrenciler için destekleyen ve güç veren niteliktedir. 7

Sabiha Betûl, Leyla İlik-Nepal, Nisan 2009 Leyla İlik, Gamze Kefu-Nepal, Nisan 2009 8

SUNUM En güzel yolculuk kendi özüne yapılan yolculuktur. Ben bu yolculuğa öğretmenim Sabiha Betûl ile çıktım. Sevgi ve ışık ile sonsuz olana doğru yol almak üzere. Uzun yıllar insana hizmet sunmanın keyfiyle sosyal hizmet alanında sevgi ve coşku ile çalıştım. Çalışma hayatından ayrıldıktan sonra bir karar vermeyi ve yoluma ona göre devam etmeyi düşünürken karşıma yoga çıktı. Şimdi bunun Tanrı nın bir lütfu olduğunu düşünüyor ve şükrediyorum. Yoga ile yaşam içinde dengeli, huzur dolu, özgür, sevgi ve güven içinde yaşanabileceği ve insanın bedensel ve zihinsel yanılgılardan özgürleşerek ruhun ışığında gerçeğe uyanışının gerçekleşebileceğini gördüm. Bunu kendi yaşamımda deneyimlemeye ve yoga yaşam biçimini uygulamaya niyet ettim. Yoga yaptığım üç yıldan buyana değişim ve dönüşümün yaşamımda yarattığı olumu etkileri görüyorum. Fiziksel olarak kendimi dinç ve sağlıklı hissediyorum. Ayrıca iç huzurumun daha kalıcı, hayata bakışımın daha olumlu olduğunu, negatif duygu ve düşüncelerimin azaldığını fark ediyorum. Öğretmenim Sabiha Betûl ruhsal öğretmen olarak her an herkese sevgi ve ışık içinde rehberlik etmeye hazırdır. Kendisinin bizim aydınlanmamız için hazırladığı metinler bu kitapta toplanmış ve böylece ihtiyacı olan kişilere ulaşmış olacaktır.bu kitap sayesinde pek çok kişinin yaşama bakış açısının değişime uğrayacağını, öğretmenimizin ışığının yollarını aydınlatacağını düşünüyorum. Öğretmenime içimdeki sesi duyabilmem konusundaki yardımları ve kendimi bilme sürecindeki rehberliği ve sabrı için şükranlarımı iletiyorum. Sevgi ve ışık içinde Tanrı sevgisi ile birliği ve bütünlüğü yaşayacağımız aydınlık günler dileğiyle... Leyla İlik Canım Öğretmenimi tanıdığımdan beri içimde hissettiğim teşekkür ve minnetimi burada yazıya dökme fırsatı bulmak benim için çok değerli bir deneyim oldu. Şimdiden teşekkür ederim. 2004 yılında Sevgili Sabiha öğretmenimin verdiği Hatha yoga derslerine devam etmeye başladığımda ne tür bir serüvene adım attığımın henüz farkında değildim. Günler geçtikçe dersler, ders sırasındaki konuşmalar ve internet üzerinden gelen yazılar içimdeki pek çok, hatta bazen henüz var olduğunu bile bilmediğim, soruya cevap oldu. Kendim ve hayata bakışım geri dönülmez şekilde değişmeye; duyduğum her söz, edindiğim her bilgi içimde doğru bir yerleri doldurmaya başladı; her zaman duyduğum bütünü daha iyi görebilme isteğime yardımcı oldu. Herkes kendinden bir şeyler buldu gelen yazılarda. Nasıl olduğunu anlayamadığımız bir şekilde hep doğru zamanda geldiler ve haftalık gündemi belirlediler. Çoğaldıkça, önce her an elimizin altında, başvurabileceğimiz şekilde yanımızda olsunlar istedik ve sanal ortamdan alıp basılı hale getirdik, sade teksirler halinde paylaştık aramızda, her yılbaşında... Sonra sevgili Gurudev in önerisiyle bir kitap oluşturma fikri doğdu. Bizim içimizi ısıtan, yolumuza ışık olan bu sevgi dolu yazılara isteyen herkesin ulaşabilecek olması sevinç ve heyecanla doldurdu bizleri ve hemen çalışmaya başladık. Kitabın hazırlanma süreci de apayrı ve yine her anı öğretici, harika bir deneyim oldu. Her gözden geçirişte kitap daha tamam olurken ben de kendimi daha iyi gördüm anladıklarım, anladığımı sandıklarım, kalıplarım, sabrım ve telaşımla... Tüm bu yaşadıklarım, Sevgili Öğretmenimle karşılaşabildiğim, paylaştıklarını duyabildiğim, yanında olabildiğim, bu kitabın hazırlanmasına yardımcı olmama izin verildiği için sonsuz şükür ve mutluluk duyuyorum. Hepimiz için, tüm bu lütufların hakkını verebilmeyi diliyorum... En içten sevgilerimle... Gamze Kefu 9

Sabiha Betûl, Armağan Küpeli-Nepal, Eylül 2006 10

Eylül 2001 yılında Değerli Sabiha Betûl öğretmenimle ilk karşılaştığım günü ve özüme dokunan şefkatli, derin bakışlarını hiç unutmadım. Biliyordum ki bu karşılaşma, hayatımın önemli dönüm noktalarından biriydi. Bu yaşamımda kendisiyle karşılaşma onurunu yaşadığım için şükür doluyum. Sevgili öğretmenim, yüksek insani değerleri, gerçek ve doğal kalitelerimizi, kendi yaşam tarzıyla gözler önüne sermiş, tüm bu prensipleri yıllarca biz öğrencilerine yaparak ve göstererek hatırlatırken, şiirsel ifadelerle, bilgi yüklü satırlarını her hafta başında bizlerle paylaşmış, hepimizi bilgi, şefkat ve sevgisiyle her zaman koşulsuzca desteklemiş ve gerçek yaşam yolumuza ışık tutmuştur. En Yüce Olan a adanmışlıkla hizmet için yaşayan, Kriya Yoga geleneğine samimiyetle bağlı canlı bir örnek olarak her zaman yanımızda olmuştur. Değerli öğretmenimin, öz den aktardığı bilgileri, bir kitapta toplayarak okuyucuya sunma fikrini biz öğrencilerine hatırlatan ve bunun bir parçası olmamıza vesile olan, Saygıdeğer Gurudev Shree Sadhak Satyam öğretmenimize en derin saygı ve şükranlarımı sunuyor, arkadaşlarımla birlikte bu görevi yerine getirmiş olmanın sevinciyle ışığı önünde tevazuyla eğiliyorum. İçimin derinliklerinde, bu çalışmanın içinde yer almış olmanın derin huzurunu hissediyor, böyle bir lûtfa dahil olmaktan sonsuz sevinç duyuyorum. Bu sevgi ve enerji yüklü satırların okuyucuyla buluşmasında elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışarak kalıcı bir güzellik sağlamaya çalıştım. Çok heyecan duyarak değerli arkadaşlarımla işbirliği içinde hazırladığımız bu sunumun okuyucuya değerli anlar yaşatacağını umuyorum. Bütün ün hayrı ve şifası için içtenlikle sunulan daha nice koşulsuz hizmetlere... Teşekkürlerimle, Armağan Küpeli 11

Kailash yolu-tibet, Nisan 2005 12

En Yüce Olan ın içinde,koşulsuz bir içtenlik ve samimiyetle Bütün ün hayrına olanı itinayla paylaşarak gerçeği aramaya, gerçeği yaşamaya kararlı olan tüm huzur, sevgi ve ışık taşıyıcılarına teşekkür ederim. TEŞEKKÜR Sabiha Betûl P Gözümü açtığımda, Kimdim, neydim bilmiyordum, Etrafa baktığımda ağlamak istiyordum. Aciz bir yaratıkken, gelişip büyüyordum, Değişip dönüşmekten çok sevinç duyuyordum. Büyüdükçe büyümeyi sabırsızca bekliyordum, Öğrendikçe öğrenmeyi bitimsizce istiyordum. Gerçek neydi neredeydi, içimdeyse görünseydi, Arıyordum, soruyordum, bilmek için ölüyordum, Neyi bilmek istiyordum, doğrusu bilmiyordum! Bu isteği veren neydi, bu gücü besleyen neydi, Bu bitimsiz Tek arzunun kaynağı neredeydi? Bir gün cevap içten geldi: paylaşırken bilinirdi, Sağımdaydı, solumdaydı, önümde ve arkamdaydı, Başımdan ayaklarıma akan O ydu, buradaydı! Gözlerimden bakıyordu, dilimden konuşuyordu, Görmezsem gösteriyordu, bilmeden söyletiyordu, Düşünmeden yaptırıyor, yaparken öğretiyordu... Bu noktadan baktığımda tüm sahne görünüyordu. Sahneyi kuran O ydu, Perdeyi açan O ydu, Oyunu yazan O ydu, figüran, oyuncu O ydu, Seyirci, suflör O ydu..., biletçi, ışıkçı O ydu, Mesaj iletildiğinde perdeyi kapatan O ydu! Ben diye biri yoktu; benim olan bir şey yoktu, O nun işi Kendi yleydi, sadece Kendisi vardı! Ben suyu kesilince, Tüm hareket sona erdi. Perde düştü, sahne kalktı, oyuncular O ndan baktı. Özgürlük böyle geldi, birlik böyle deneyimlendi, Kabulleniş muhteşemdi, gerçek Tek ti; yeterli ydi! Alınan verilmeliydi, verirken bilinmeliydi, Her an dikkat etmeliydi, ben, Sevgi yi bilemezdi, Şefkatte sabitlenmeden gerçeği göremezdi, Şükürde erimeden özgürlüğe doğamazdı. 24 Eylül 2010, Cuma Çeşme-İzmir 13

Himalayalar-Tibet, 2005 14

Teslimiyet ve Eylem Tanrısallığımızı kendimize sadece kendimiz kanıtlayabiliriz. Bu kanıt, Tanrı nın özgür iradesiyle birleşen bireyin saf niyeti ve teslimiyetiyle seçilmiş özgür düşünce ve eylemleridir. İnsan, Tanrısal kaliteleri yansıtma kapasitesine sahip, mükemmel bir yaratıdır. Tanrı ya ait her şey, insanın farkındalıkla kullanıp göstermesi içindir. Tanrısal olanı anlamak, bilmek ve yapmak insanın evrensel görevidir. Haydi, büyük şimdideki en yüksek kalitelerimize ve gerçek görevimize yönelip sahip çıkalım! Evrensel Sevgi ve Işık taşıyıcılarıyız biz. 9 Ocak 2005, Ankara Kurban Kurban, insanoğlunun tüm bencil (egosal) istek ve arzularından, ruhsal kalitelerini yükseltmek adına vazgeçmesidir. Hepimiz için Ruh a daha da çok yaklaşacağımız, iyiliklerle dolu, güzel bir tatil olsun. Kurban Bayramınız kutlu olsun... 17 Ocak 2005, Ankara Sabah Duası Her sabah uyandığımda, tüm varlığa sevinçle gülümserim. Boşluğun içindeki eşimi, çocuklarımı, komşularımı, öğrenci ve arkadaşlarımı, gökyüzünü, güneşi, bulutları, rüzgarı, dağı, toprağı, çiçeği, böceği, kuşu, kelebeği sevinçle sarar, onlara karışırım. Her anımı dikkatle ve tam olarak yaşama niyetiyle günüme başlar, gün boyunca tüm varlığa şefkatin gözleriyle bakarım ve teşekkür ederim... 28 Ocak 2005, Ankara 15

Lütuf Yaşamımızdaki olumsuz gibi görünen deneyimler, aslında gelişimimiz için çok gerekli olan, kılık değiştirmiş lütuflardır. 17 Şubat 2005, Ankara Özür Özür dilemek, yapılan hataları tekrarlamama dikkatidir. 1 Mart 2005, Ankara Öz Bilgi Akıllı insan, bütün enerjisi, dikkati ve gayretiyle kendini tanıma bilgisinin peşine düşmüş olan insandır. Kendi varlığımızın bilgisinden daha yüksek bir bilgi yoktur. 19 Mart 2005, Ankara Yaşam En büyük hastalık, doyumsuz isteklerin ardında sürüklenmek; en büyük acı, yaşamın değişken koşullarına uyumsuzluktur. Arzu ve direnç, istemek ve reddetmek, seçimlerimizin temelinde yatan iki zıt enerjidir. 13 Haziran 2005, Ankara 16

Cehalet Cehalet, ruhsal varlık olduğumuz bilgisinden yoksun oluşumuzdur. Ruhsal varlığımızın gerçeklerinden habersiz oluşumuz bu gerçeklerin yerine, geçici ve yanıltıcı olan seçimler yapma ve onları gerçek zannetme aldanışını doğurur. Cehalet, insanın daha derin gerçek doğasının, sonsuz yaşam ın inkarıdır. Cehalet, kendimizi insani sınırlamalarımızla tanımlayarak, dar bir alana (ego) hapsetmemizdir. Cehalet, esarettir. Bizler, Tanrı nın çocuklarıyız. O nun la sonsuz olan ilişkimize uyanmak, uyumlanmak ve bu güzelliğe sahip çıkmak zorundayız. 4 Temmuz 2005, Ankara İç Huzuru Sakin bir biçimde aktif, aktif bir biçimde sakin olalım. Dış etkenlere karşı tepkilerimiz üzerinde dikkatle çalışalım. Yoga nın esası budur. İçimizde beliren küçük-büyük, az-çok, acı-tatlı her türlü tepki dalgasını nötralize etmek zorundayız. Gerçek iç huzuruna erişmenin yolu budur. Dışımızdaki etkileri kendimize göre oluşturamayız ama kendimizi onlardan etkilenmeyecek duruma getirebilir, değiştirip güçlendirebilir, geliştirebiliriz. 1 Ağustos 2005, Ankara Kararlılık ve Gayret Sürekli yineleyip durduğumuz kusur ve eksikliklerimize bakarak, kendimizi değersiz bulmamalı, suçlu hissetmemeliyiz. Dikkate değer olan, kusurlarımız değil kayıtsızlığımızdır. İtina ve kararlılıkla ruhsal ışığımızı örten perdeleri kaldırdığımızda, ilahi yapımızın hiç bir zaman değişmeyen gerçeği ve güzelliğiyle mutluluk içinde karşılaşacağımız kesindir. 8 Ağustos 2005, Ankara 17

Yaşam Şimdi Şimdi buradayım! Varım, var olanım! Yaşamın içindeyim, yaşam içimde! Tüm geçmişi bıraktım! Her ne idiysem, Her ne yaptıysam, Aşklarımı, kinlerimi, kederlerimi, sevinçlerimi... Bıraktım gelecekle ilgilenmeyi! Beklentilerimi, planlarımı, arzularımı, umutlarımı, korkularımı... Şimdi, bakıyorum dikkatle, Geriye ne kaldı benden? Sadece şimdilik beni oluşturan geçici oluşumlar! Her birini dikkatle inceleyerek sınıyorum kendimi, Dikkatle gözlüyorum, izliyorum andaki gerçeğimi, Şükürle kucaklıyorum yalnız ve özgür olanı, hiç değişmeyeni, sessizce seyredeni, Ve seyrediyorum diğer her şeyin içimden ve dışımdan akıp geçmelerini. Her yeni anda, Anda gelen hoş geldi diyerek güvenle kucaklıyorum, Şimdinin tüm gerçekliğini... Ben var olanım ama yalnızca Şimdi, burada! 15 Ağustos 2005, Ankara Gerçek Yaşam Meditasyondur Her an; sürprizlerle dolu, yepyeni, taptaze, güzellikler içeren çiçek tomurcuğu gibidir. Bir çiçek tomurcuğunun açılışını gözlemlerken ihtiyacımız olan tek şey sabır ve teslimiyetle, sessizce izlemeyi bilmektir. Bunu yapabildiğimizde sonuç, Tanrı nın eşsiz bilgeliğini ve güzelliğini gözlemlemiş olmanın huzuru ve yaşamın mucizevi gerçekliğine tanıklık etmiş olmanın mutluluğu olacaktır. Böylesine hassasiyetle ve itina ile yaşanan tüm anlar, birbiri içindeki yepyeni oluşlar halinde tüm yaşamımızı oluşturur. Tanrı, dışımızdaki ve içimizdeki gürültü ve karışıklıklarla ilgilenmez. Tanrı, ancak derin ve içten bir dikkatle elde edilen içsel sessizlikle bilinebilir. Gerçek; sessizlikte, sadelikte ve basitlikte gizlidir. 22 Ağustos 2005, Ankara 18

Görev İnsanın görevi; alçak gönüllülük ve içten adanmışlıkla, her an şükür ve teşekkür halinde olmaktır. Teşekkür ederim 29 Ağustos 2005, Ankara Yaşam ve Teslimiyet Yaşamın içinde her an dengeli, şükür dolu, huzur ve güven içinde duruşumuz, Tanrı nın iradesini gerçekten kabul etmiş olmamızın önemli bir işaretidir. 12 Eylül 2005, Ankara Sevgi Ayırımcı idrake sahip ben, bütünleştiren, kapsayan gerçek sevgi yi anlayamaz. Gerçek sevginin ne bağlılıkla ne de nefretle ilgisi vardır. Belirli bir insana veya objeye yöneltilen veya esirgenen bir şey değildir. Koşullara göre azalıp çoğalmaz. Herkesi ve her şeyi içeren, sürekli genişleyen, sonsuz bir şefkat içerir. Sevgi, yaratıcı, yapıcı, dönüştüren, onaran ve kapsayan gerçek doğa nın temel yapı taşıdır. 19 Eylül 2005, Ankara 19

Korkularımız Korkularımız, gizleyen, maskeleyen, yanıltıcı davranış ve tutumlarımızdır. Bizi yanıltan zihinsel kalıplarımızı fark edip onlara dikkatle bakmamız, atacağımız ilk adımdır. Korkularımız üzerine yönelttiğimiz doğru dikkat; onların etkisi altında kalmadan, dikkatimizin gücü ve ışığıyla onları nasıl dönüştürebildiğimiz deneyimini getirir. Korku karanlıktır, doğru dikkat ışıktır. Güçlü ışığın varlığında karanlık dağılır. Korkularımızı aşmamızın üç temel yolu: Teslimiyet, güven ve şükürdür. Teslimiyet, korkularımızı aşabilmek için Tek Var Olan ın sonsuz şefkatine her an muhtaç oluşumuzun idrakidir. O nun lütfuna açık oluşumuz ve O nun lütfunun önemini teslimiyetle idrakimiz, O ndan aldığımız güçle, korkularımızdan kurtuluşumuzu sağlar. Güven, teslimiyetimiz sonucunda açığa çıkan güçlü enerjimizdir. Bir kez egomuzu geriye çekip Bir in gücü önünde eğilmeyi başarabildiğimizde, elde ettiğimiz huzur ve güç, beraberinde gittikçe artan güven duygusunu getirir. Tek olana güvenmek, çokluğun içinde güven içinde oluşumuza güvenmemiz, kendimize güvenmemiz, hayatın tümüne güvenmemiz demektir. Şükür, teslimiyet ve güven sonucunda açığa çıkan, coşku dolu minnettarlıktır. Teslimiyet ve güvenle ifade bulan duygu, düşünce, davranış ve tutumlarımız, dünyevi varlığımızı ve deneyimlerimizi Tanrısal Işık la yükler. Kendimiz ve çevremiz adına ışık merkezi haline geliriz. Evrenin besleyici ve destekleyici ışık unsuru, koşulsuz hizmetkârı oluruz. Teslimiyet ve güven deneyimleriyle gerçeği idrak eden insanın elde ettiği Tanrısal lütfa vereceği cevap, şükretmektir. Şükran duygusu, büyük bir çağlayan gibi içimizden dışarıya akarak yüksek pozitif enerji dalgalarıyla çevreye yayılır. Tüm diğer bireysel zihinlere sevgi ve ışık dolu sinyaller gönderir, onları da uyanışa davet ve teşvik eder. Yaratılmış her canlı, şükür ve teşekkür enerjisini tanır ve ruhunun derinliklerinde hisseder. Şükran dolu her varlık, evrenin en değerli varlığıdır ve en büyük evrensel güçtür. Korkulardan uyanış, sevince, mutluluğa, huzura doğuştur. Yani, Tanrı yı biliş! 26 Eylül 2005, Ankara Ruhsal Eğitim İrade, kararlılık, içtenlik, dürüstlük ve sabır, ruhsal eğitimin temel taşlarıdır. Ruhsal eğitim, gerçek benliğin bulunabilmesi için sahte ben in (ego) bu kaliteler yardımıyla ayırt edilerek terk edilmesidir. Ancak ölesiye bir kararlılık, içtenlik, dürüstlük ve sabırla yaşamımızın her anını, her olayı içsel hedefimize yönelik kullanabilirsek, dışsal ve geçici olan başka şeylerle boşuna zaman ve enerji harcamayı durdurabiliriz. Böylece bir an gelir, tüm arzularından kurtulmuş ve tek hedefine aşk ve teslimiyetle yönelmiş saf irade gücümüz, bizi hedefimizle Bir yapıverir. Sevgi Işıkla 10 Ekim 2005, Ankara 20

İrade Gerçeği, güzel, iyi ve doğru olanı, kararlılık ve samimiyetle istediğimizde hiçbir şey bizim irademize engel olamaz. Güzel ahlakla güçlendirilmiş, kesin kararlı insan iradesine direnecek hiçbir güç yaratılmamıştır. Doğanın en güçlü yaratıcı potansiyeli özgür irade dir. Sabır ve hoşgörü ile bütünün hayrına koşulsuz hizmet anlayışı, Tanrı nın iradesine hizmet etmektir. Bu seçimi farkındalıkla yapıp başarıyla uygulayan insan, Tanrı nın hizmetine layık gördüğü dostları arasındaki değişmez yerini tevazuuyla alır ve bu görevi sonsuza kadar sessiz bir adanmışlıkla sürdürür. Zekâmız ve irademiz, Tanrı nın bize en yüce armağanlarıdır. Zekâmızı irademizle parlatıp keskinleştirmek, bilincimizi sürekli yükseltecek tek doğru seçimdir. Sağlam irade, keskin bir zekâ ile doğruyu görüp doğru yapmamızı sağlar. Zayıf bir irade ile yapılan dengesiz seçimler karışıklığı, karışıklık da kötülüğü, yani yıkıcı, bozucu, alçaltıcı sonuçları getirir. Olması gerekeni doğru bilgi ışığında kavrayarak, yapıcı ve yararlı olanı desteklemek; bütüncül yaşam prensiplerine, yani evrensel yasalara uyumlu davranmaktır. Olmaması gerekeni cehalet içinde sürekli onaylamak ve uygulamak, doğal düzeni bozucu, yıkıcı, yok edici düşünce, tavır ve etkinliklerde ısrarcı olmak, kesin yasalarla çalışan Doğa ya ve bütüncül yaşam gerçekliğine ters düşmek, aymaz bir tavırla kafa tutmak demektir. Işık, Tanrı kendi gerçeğini aydınlıkta görmek istediği; tüm gerçekliği, güzelliği ve mutluluğunun görünür, bilinir olmasını dilediği için O nun Ol! emriyle var olmuştur. Bu öyle yüksek bir oluştur ki; O nu iradesiyle doğru kullananları aydınlatıp sonsuza kadar görünür kılar ama onu kötüye kullanmak isteyenleri de yakarak yok eder. Diyebiliriz ki insan iradesinin iki kapısı vardır: Biri sonsuz ve coşku dolu evrensel hizmet yaşamına, gerçeğe, bilgiye, sevgiye açılır, diğeri hayaletlerle, korku ve kâbuslarla dolu, karanlık bir uyku ortamına ve bunun da sonunda ölüm ve yok oluşa... Korku; doğru kullanılamayan, atıl ve tembel bırakılmış iradenin sanal ortamıdır. Bu nedenledir ki tembeller ve korkaklar; derin ve doğru düşünceden, güçlü ve net kararlılıktan ve bunun sonucu olan sade ve basit ama yapıcı ve yararlı eylemlerden korkup uzak dururlar. Ne kadar sevildiklerini, ne kadar güzel, iyi ve mükemmel olduklarını, ne kadar yararlı ve önemli olduklarını asla anlayıp deneyimleyemeden, atıl düzenlerinin, kalıp ve alışkanlıklarının tekrarı ile ömürlerini karmaşa, sıkıntı ve korku içinde bitirmeyi seçerler. Işık, kendini bilmeyi ve deneyimlemeyi seçenleri de seçmeyenleri de görünür kılan ve bize her iki kutbu da sevmeyi öğreten yüce gerçek, yüce irade... Hikmetinin önünde, irademizin kontrolünü teslimiyetle O nun iradesine sunarak eğiliyoruz. 14 Kasım 2005, Ankara 21

Manasarover Gölü-Tibet, 2005 22

Hoş Geldin Kış Doğayla bütünleşmek, doğayla yakın ilişkide olmak, onunla akmak ne güzel! Yaratılışın seçimine şükürler olsun ki bizim akıllı doğamız bütün bu güzellikleri, gerçekten idrak edebilme ve deneyimleme yeteneğine sahip. Ancak yetenekler, kullanıldıkları takdirde açığa çıkar ve gittikçe gelişirler. Gerçekten de bu sabah bembeyaz, yumuşacık kar ışığı aydınlattı tüm doğayı. İzlerken farklı bir sevinç, hafiflik ve huzur kapladı yüreklerimizi. Doğa, kış temizliğine başladı: Sessiz, sakin, güçlü, kendinden emin; her şey, her zerre değişim ve dönüşüme teslim. Ancak bu sabah hepimiz bu duyguları deneyimlememiş olabiliriz. Dikkatimiz çok daha farklı düşünce boyutlarına kilitlenmiş olabilir ve biz hayatın gerçekleri adına farklı bir senaryo yazmış olduğumuzdan, kendi oyunumuzu oynarken bütünün mükemmel gösterisini kaçırmış olabiliriz. Tüm doğa gözlerimizin ve idrakimizin önünde, mükemmel bir teslimiyet ve uyum, değişim ve dönüşüm, eskiyi bırakma ve yenilenme oyunu sergiliyor. Bütünün hayrı için olması gerekene nasıl da mükemmel bir saygı ve uyum var. Doğal zincirin altın halkaları, muhteşem bir akışla birbirine sıkıca kenetli. Her halka, zincirin bütünlüğü adına kendi rolünün, öneminin farkında. Derin bir huzur var, güven var, sessizlik var. Peki, insan yakası neden böyle karışık? Neden bu tarafta zincirin halkaları kırık, kopuk? Nedendir bilinçli varlık insanın yaşam adına yarattığı ve ısrarla gerçeğin dışında aradığı endişeli çabalar ve kıvranışlar? Biz doğadan ve doğal değil miyiz? Neden doğaya arkamızı döndük? Neden gözlerimizi ve kulaklarımızı kapadık? Neden bu telaş, korku, endişe, karmaşa? Neden minicik bir kuşun sahip olduğu güven ve huzurdan yoksunuz? Neden bizim üşümelerimiz şikayet dolu da minik kuş öylesine rahat ve teslim? Bu karlı günde, nasıl da samimi bir hasbıhal halinde bitkiler ve ağaçlarla... Hep birlikte ne kadar da güzel ve mutlular. Neden biz de ağaçlar, kuşlar, karıncalar gibi doğamızı kendimize yakışır bir doğallıkla deneyimleyemiyoruz? Neden sıcacık yuvamızda oturup doğanın el ele eylemlerini, paylaşımını izlerken, hem doğanın hem birbirimizin içinden akarak, güzellikleri paylaşmaya heves duymuyoruz? Neden tok karnımız, sıcacık yuvamız, kalın giysilerimizle bile hissedemediğimiz huzurumuz üzerinde dikkatle düşünmüyoruz? Neden şu güzel kış gününde, yiyeceğimizi, giyeceğimizi, yakacağımızı; kısaca fazlasıyla sahip olup da bizi mutlu etmediklerini fark ettiğimiz imkanlarımızı; onlardan yoksun olan kardeşlerimizle paylaşarak, onların ihtiyaçlarını karşılayarak, onların mutluluk ve şükürlerini izleyerek öğrenmeyi, verişin ve paylaşımın huzurunu tatmayı denemiyoruz? Neden daha mutlu, daha güçlü, daha huzurlu, daha alçak gönüllü, daha çok şükür, coşku ve sevinç kaynağı olabilmek üzere kendimizi programlamıyoruz? Yoksa bunun nedeni sadece akıllı oluşumuz mu? 21 Kasım 2005, Ankara 23

Öğretmen ve Başarı Evrenlerin ve bizim sahibimiz olan Güzel, Gerçek ve Sonsuz, Mutlak aynı zamanda hepimizin tek öğretmenidir. Bizler, O nun değişik sınıf ve alanlarda, O nun izni ve dileğiyle hizmette bulunan öğrencileriyiz. Yaşam amacımız; O nun hoşuna giden, O nun sevdiği, beğendiği, takdir ettiği öğrenciler olmaktır. Görevimiz O nun beğendiklerini, önerdiklerini, istediklerini yapmaktır. O nun hizmetinde olabilmek de ancak O nun lütfuyla mümkündür. Öğretmen, öğrencilerini azim, gayret ve yeteneklerine göre değerlendirip yönlendirir. Öğrenci; sevgisini, içtenliğini, ciddiyetini sergileyerek, yeteneklerini öğretmenine kanıtlamak, sınavlardan başarılı notlar almak zorundadır ki ilerleyebilsin, sorumlulukları daha fazla olan bir üst sınıfa geçebilsin. O nun gerçeği öğretme yolları da kendisi gibi sonsuzdur. Öğrenmek istememe, bilgiye direnme, lütuflarını idrak edememe bile O nun bilgisi dâhilinde gerçekleşen, O nun öğretme yollarındandır. Gerçek yolcusu, bütün bunları dikkat ve tevazuyla idrak etmiş ve öğretmenine gerçekten teslim olmuş olandır. O nun lütuf yağmurlarını sevinçle fark etmemiz, her an bize öğretmekte olduklarını anlayıp idrak etmemiz, yaşamımızda koşulsuzca uygulayabilmemiz, tüm dikkat ve içtenliğimizle En Yüce Öğretmenimize odaklı olmamıza bağlıdır. Bazen O nu ve öğretilerini duyamıyoruz, bazen duyup anlayamıyoruz, bazen hem duyuyor, hem anlıyor ama yine de duyup anlamış olduğumuz bilgileri uygulayamıyoruz. Bütün bunların nedeni; korkularımız, doyumsuz istek ve arzularımız, anlamsız kaçış, erteleme ve dirençlerimiz. Ancak bu engelleri ortadan kaldırıp direnç ve isteklerimizi bitirdiğimizde kendi bencil varlığımızdan başka korkacak hiçbir şey bulunmadığını anlayacak bilince erişiriz ve tüm şüpheler ortadan kalkar, kargaşa biter. Artık O nunla aramızda bir engel kalmadığında, O nu berrak ve net olarak duyabiliriz, anlayabiliriz. İşte o zaman, öğretilerini uygulamamıza bizzat Kendisi yardımcı olur. Hatta diyebiliriz ki O yapar, biz sevinç ve mutlulukla izleriz. Ağırlıklarından kurtulup temizlenmiş ve teslim olmuş bir yüreğin sevgi yüklü atışları, evrenlerin nabzı olmuştur artık. 4 Aralık 2005, Ankara Ego Egomuz, düşük titreşimli benliğimiz gerçek bilgi ışığında yapılması gerekenlerle meşgul edilmediğinde, yapılmaması gereken her şeyle bizi meşgul eder. Güzel, doğru, gerçek seçimlerle dolu, mutlu, huzurlu, başarılı bir hafta dilerim. 26 Aralık 2005, Ankara 24