CEV 314 Yağmursuyu ve Kanalizasyon Öğr. Gör. Özgür ZEYDAN http://cevre.beun.edu.tr/zeydan/ Türkiye Çevre Durum Raporu 2011 www.csb.gov.tr/turkce/dosya/ced/tcdr_20 11.pdf A3 Su ve Su Kaynakları 3.4 Kentsel Su Temini ve Tüketimi
Su Kullanım Miktarları Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığı (TÜİK) tarafından elde edilen verilere göre; 2008 yılında, Türkiye de, belediyeler, imalat sanayi ve enerji üretimi tesisleri tarafından yaklaşık olarak 11.6 milyar m 3 su çekilmiştir. Su kaynaklarından çekilen suyun %39.2 sinin belediyeler, %39.1 inin termik santraller, %10.5 inin köyler, %10.3 ünün imalat sanayi işyerleri %0.9 unun ise Organize Sanayi Bölgeleri tarafından kullanılmıştır. Su Kaynakları 2008 yılında, bütün kaynaklardan temin edilen toplam su miktarı ele alındığında; Doğrudan su kaynaklarından çekilen suyun %43.6 sı denizden, %17 si kaynaktan, %16.9 u barajlardan, %16.8 i kuyudan, %2.9 u akarsudan ve %2.7 si göl ve göletlerden çekilmiştir.
Şekil 3.1: Belediyeler Tarafından İçme ve Kullanma Suyu Şebekesi İle Dağıtılmak Üzere Temin Edilen Su Miktarının, Kaynaklarına Göre Yüzde (%) Dağılımı, 2008. İçme Suyu Şebekesi Boru Malzemeleri İller Bankası Genel Müdürlüğü verilerine göre; içme ve kullanma suyu şebekesi yapılan kentlerde ve ilçelerde, en çok kullanılan boru malzemesinin PVC ve daha büyük kentlerde ise demir olduğu belirlenmiştir. Türkiye de içme ve kullanma suyu şebekesi yapımında kullanılan malzemelerin genel dağılımı ise; %43 PVC, %41 demir, %12 asbest çimento %3 paslanmaz çelik şeklindedir.
Türkiye Çevre Durum Raporu 2011 3.5. Kanalizasyon Şebekesi ve Atıksu Alt Yapı Sistemleri 3.5.1. Evsel Atıksu Altyapı Tesisleri Türkiye de yer alan kanalizasyon şebekeleri genelde ayrı sistemler olarak yapılmaktadır. Ancak, daha önce yapılan kanalizasyon şebekelerinin bazıları birleşik sistem şeklinde olup, halen kullanılmaktadır. Kanalizasyon ile Hizmet Edilen Nüfusun Belediye Nüfusuna Oranı Son yıllarda kanalizasyon şebekesi ile hizmet verilen belediye sayısında artış olmasına rağmen, kanalizasyon şebekesi ile hizmet verilen nüfusun toplam belediye nüfusuna oranın da benzer seviyede artış görülmemiştir. Kanalizasyon şebekesi ile hizmet verilen nüfusun toplam belediye nüfusuna oranı, 2001 yılında %81 iken, 2006 yılında bu oran ancak %86 ya, 2008 yılında ise bu oran %88 e ulaşmıştır. Belediye Atıksu Temel Gösterge Sonuçları na göre; 2002 yılında, 3215 belediyeden 2115 belediyede kanalizasyon şebekesi ile hizmet verildiği; 2008 yılında ise 3225 belediyeden 2421 belediyede kanalizasyon şebekesi ile hizmet verildiği belirlenmiştir.
Şekil 3.2: Kanalizasyon ile Hizmet Edilen Nüfusun Belediye Nüfusuna Oranı (1994-2008) TÜİK Atıksu arıtma tesisi ile hizmet verilen belediye sayısı 2001 yılında 238; 2004 yılında 322; 2008 yılında ise 442 olarak belirlenmiştir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verilerine göre 2010 yılı sonunda 2951 belediyeden 402 sine arıtma tesisi hizmeti verilmektedir. Belediye Atıksu Temel Gösterge Sonuçları na göre; 2001 yılında, atıksu arıtma tesisi ile hizmet verilen nüfusun toplam belediye nüfusuna oranında da kayda değer bir artış görülmüştür. 2001 yılında, yalnızca belediye nüfusunun %34.60 ı atıksu arıtma tesisine bağlı iken, 2010 sonu itibariyle ise bu oran %70 e ulaşmıştır.
Şekil 3.3: Atıksu Arıtma Tesisi İle Hizmet Edilen Nüfusun Toplam Belediye Nüfusuna Oranı (%) Şekil 3.5: Atıksu Arıtma Tesisi İle Hizmet Edilen Nüfusun Toplam Belediye Nüfusuna Oranı (%) (1994-2009)
Atıksu Miktarına Göre Arıtım Durumu 2001 yılında; kanalizasyon şebekesinden deşarj edilen 2.30 milyar m 3 atıksuyun, %51.9 u olan, 1.193 milyar m 3 atıksu arıtma tesislerinde arıtılmıştır. Bu miktar giderek artış göstermiş ve 2008 yılında ise; kanalizasyon şebekesinden deşarj edilen 3.261 milyar m 3 atıksuyun, %69 u olan, 2.252 milyar m 3 atıksu arıtma tesislerinde arıtılmıştır. Şekil 3.6: Atıksu Miktarına Göre Arıtım Durumu, Yüzde (%) Olarak, 2001-2008
Kanalizasyon Şebekelerinin Yapı Malzemeleri Türkiye de yer alan kanalizasyon şebekelerinin yapımında genelde beton boru kullanılmaktadır. Ancak, birkaç faktörden dolayı bazı beton kanalizasyon şebekelerinin ömrü, normalde beklenen 30 yıldan daha kısa sürmektedir. Bu faktörler arasında; boruların çok ince kaplama ile döşenmesi sonucunda trafik ve diğer harici yüklere dayanamaması, kötü üretim kalitesi yüzünden uygun dolgu malzemesinin yetersiz kullanılması ve uygunsuz boru bağlantıları bulunmaktadır. Kanalizasyon Şebekelerinin Yapı Malzemeleri Akdeniz ve Güneydoğu Bölgeleri gibi sıcak iklime sahip bölgelerde, yaz döneminde atıksulardaki anaerobik faaliyetin yüksek olması beton borularda korozyona sebep olmaktadır. Bu sorunlar, borularda; yeraltı sularına sızmaya yol açan tahriplere yol açmaktadır.
Kanalizasyon Şebekesinin Ömrü Türkiye bazında İller Bankası Genel Müdürlüğü tarafından yapılan borular temel alınarak hesaplanan, kanalizasyon şebekesi borularının ortalama boru yaşı 17 yıldır. Boruların %25 i 15 yılın altında bir ömre sahip iken, %10 u ise 25 yıldan daha eskidir. Türkiye deki kanalizasyon şebekesi borularının fiziki ömrünün 30 yıl olduğu hesaplanmıştır. 1980 li yılların ortalarında kanalizasyon şebekesi yapımında büyük bir patlama yaşanmıştır ve mevcut kanalizasyon şebekesinin yaklaşık %50 si, bu dönemde yapılmıştır. Kentsel Altyapı ile ilgili MEVZUAT Kentsel Atıksu Arıtımı Yönetmeliği Resmi Gazete (Tarih: 08.01.2006, Sayı: 26047) Atıksu Arıtma Tesisleri Teknik Usuller Tebliği Resmî Gazete (Tarih: 20 Mart 2010, Sayı : 27527)
Kentsel Atıksu Arıtımı Yönetmeliği ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: Kentsel Atıksu Arıtımı Madde 7:Kanalizasyon sistemleri Kanalizasyon sisteminin tasarımı, inşası ve bakımı kentsel atıksu hacmi ve karakterizasyonunu dikkate alacak, toprağa olabilecek sızıntıları, infiltrasyonu önleyecek ve sel suyuna bağlı kirlenmeyi sınırlayacak şekilde ilave masraflar gerektirmeyen en iyi teknik bilgi ve birikimler ile yapılır. Madde 9: Endüstriyel Atıksuyun Kanalizasyona Boşaltım Esasları Endüstriyel atıksuyun kanalizasyona boşaltım esasları aşağıda belirtilmiştir. a) Kanalizasyon sistemlerine ve kentsel atıksu arıtma tesislerine giren endüstriyel atıksular; 1) Kanalizasyon sistemlerinde ve arıtma tesislerinde çalışan personelin sağlığının korunması, 2) Kanalizasyon sistemleri, atıksu arıtma tesisleri ve bunlarla ilgili ekipmanın zarar görmesinin önlenmesi, 3) Atıksu arıtma tesislerinin işleyişine ve arıtma çamurunun arıtılmasına engel olmaması, 4) Arıtma tesislerinden deşarjların çevre üzerinde olumsuz etki olması,
Madde 9: Endüstriyel Atıksuyun Kanalizasyona Boşaltım Esasları 5) Arıtma çamurunun çevresel bakımdan kabul edilebilir ve güvenli bertarafının sağlanması, amacıyla ön arıtmaya tabi tutulur. b) İlgili idare, kanalizasyon sistemine ve kentsel atıksu arıtma tesislerine endüstriyel atıksuların boşaltımının, kanalizasyona bağlantı iznine tabi olmasını sağlar. Bağlantı izinlerinin yukarıdaki şartlara ve 31/12/2004 tarihli ve 25687 sayılı Resmî Gazete de yayımlanan Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinin 44 üncü maddesine uygun olması zorunludur. Bu izinler düzenli aralıklarla gözden geçirilerek idare gerekli gördüğü takdirde, Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği Tablo 25 teki şartları uygular veya değiştirir. Atıksu Arıtma Tesisleri Teknik Usuller Tebliği İKİNCİ BÖLÜM: Atıksu Arıtma Tesisi ile İlgili Genel İlke ve Tasarıma Ait Esaslar MADDE 8: Atıksu miktar ve özelliklerinin belirlenmesi
AATTUT Madde 8 (1) Nüfusu 100.000 nin üstünde olan ve atıksu toplama altyapısının mevcut olduğu yerleşimlerde, kişi başına atıksu oluşumu ve kirlilik yüklerinden hesaplanan atıksu miktarı ve karakterinin kontrol edilebilmesi için, yaz ve kış ayları ile kurak hava şartlarını temsil edecek debi ölçümü ve 24 saatlik karakterizasyonlar yapılır. Bu karakterizasyonda KOİ, BOİ5, AKM, TKN, TP, PO4-P, NH4-N parametreleri izlenir. (2) Türkiye de nüfusa bağlı olarak atıksu oluşumu ve kirlilik yükleri değişimi Tablo 2.1 de verilmiştir. Nüfusu 100.000 e kadar olan yerleşim birimlerinin atıksularının arıtma tesisleri tasarımında yaz ve kış ayları ile kurak hava şartlarını temsil edecek debi ve 24 saatlik karakterizasyon ölçüm değerleri bulunmaması durumunda Tablo 2.1 deki debi ve kirlilik yükleri esas alınır. Tablo 2.1 Nüfusa bağlı olarak atıksu oluşumu ve kirlilik yüklerinin değişimi* Nüfus aralığı Atıksu Oluşumu L/kişi-gün KOİ g/kişi-gün BOİ g/kişi-gün AKM g/kişi-gün TN g/kişigün TP g/kişigün 2000-10000 80 55 40 35 5 0.9 10000-50000 90 75 45 45 6 1.0 50000-100000 100 90 50 50 7 1.1 * Kirlilik yüklerinin konsantrasyon olarak ifadesinde infiltrasyon debisi de dikkate alınır.
AATTUT Madde 8 (3) Tablo 2.1 de verilen debiler kanala sızma debilerini içermemektedir. Atıksu arıtma tesisine ulaşan atıksu karakterinin belirlenebilmesi için evsel atıksu debisinin yanında, sızma ve endüstriyel atıksu debileri ile bunlara ait kirletici yüklerinin de hesaba katılması gerekir. Atıksu toplama sistemine yeraltısuyundan gelen sızma debisi miktarı, yeraltısuyu seviyesi ile kanal sisteminin durumuna bağlı olarak değişir. Birim sızma debisi yerleşim yerinin yeraltı su seviyesinin yüksekliğine, sahilde bulunup bulunmamasına, zemin yapısına, içme suyu şebekelerinin kaçak oranına ve kanalizasyon şebekesinin yaşına ve benzeri hususlara bağlı olarak değişmekle birlikte birim sızma debisi hektar başına 0.002-0.2 lt/sn.ha veya birim kanal uzunluğu ve eşdeğer kanal çapı başına 0.01-1.0 m3/gün.mm.km kanal olarak alınır. İyi inşa edilmiş kanalizasyon şebekelerinde kabul edilebilir infiltrasyon debisi 0.5 m3/gün.mm.km den küçük olur. İstisnai hallerde gerekçesiyle birlikte proje müellifi yerel şartlara uygun sızma debisi belirler. AATTUT Madde 8 (4) Endüstriyel debi ve kirletici yükleri ise ayrı ayrı ele alınır. Proje bölgesi için evsel ve endüstriyel su kullanımları, atıksu oluşumu bilgileri toplanarak gerekli ölçümler yapılır ve projelendirme aşamasında kişi başına su kullanımı, atıksu oluşumu ve birim kirletici yüklerinin doğruluğu tahkik edilir. Kanalizasyonun birleşik ya da ayrık sistem olması durumları için kurak ve yağışlı dönem debileri de belirlenir.
Nüfus tahminleri AATTUT Madde 7 (1) Nüfus tahmin yöntemi; yerleşim yerinin imar planı, ekonomisi, turizm potansiyeli, göç alıp, göç verme gibi durumları dikkate alınarak seçilir. Nüfus tahminlerinde, aritmetik artış, geometrik artış, azalan hızlı artış, lojistik eğri ve benzer yöntemler kullanılır. Yerleşim yerinin geçmiş nüfus sayımları dikkate alınarak ve birden fazla yöntem karşılaştırılarak, en uygun yöntem seçilir. (2) 2007 yılı adrese dayalı nüfus sayımında çok düşük ve yüksek değerler elde edilen yerleşim yerlerinin nüfus artış hızının belirlenmesinde 2007 yılından itibaren TÜİK tarafından yıllık olarak yayınlanan nüfus verileri göz önünde bulundurulur. AATTUT Madde 7 (3) Nüfus artış metoduna göre gelecekteki nüfusların hesabında; Nt = N0 (1+(p/100)) t ifadesi kullanılabilir. Burada, N0 : Son nüfus sayımı değerini Nt : Son sayımdan t yıl sonraki nüfusu p : Nüfus artış/azalma hızını (%) t : Son nüfus sayımından itibaren geçen süreyi (yıl) ifade eder.
AATTUT Madde 7 (4) Küçük yerleşim yerlerinde kentsel nüfusun hangi değerlere kadar artabileceği, doygunluk nüfus tahkiki yapılarak karar verilir. Doygunluk nüfusu değeri, tamamlanmış ise imar planı haritalarından veya yerleşime müsait alanların kalan kısmının ne kadar olduğu ile bulunur. Doygunluk nüfusu değeri için yerel idareler ile istişare edilerek karar verilir. (5) Küçük yerleşim yerlerindeki kırsal nüfus azalması yerleşim yerinin sosyo ekonomik şartlarına bağlı olur. Şehirlerin nüfus tahmininde, kentsel ve kırsal nüfus değerlerinin ayrı ayrı hesaplanması gerekir.