T.C. NİĞDE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOLOJİ ANA BİLİM DALI



Benzer belgeler
Toxoplasma tüm omurgalı canlıları ve çekirdeği olan tüm hücreleri enfekte edebilen bir protozoondur.

TOKSOPLAZMA İNFEKSİYONUNUN LABORATUVAR TANISI UZM.DR.CENGİZ UZUN ALMAN HASTANESİ

Gebelerde Toxoplasma gondii Seropozitifliğinin Değerlendirilmesinde İstenen Testlerin Önerilen Tanı Algoritmasına Uygunluğunun Değerlendirilmesi

İnci TUNCER S.Ü. Selçuklu Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, KONYA

VİRUS HASTALIKLARINDA TANI YÖNTEMLERİ

TOXOPLAZMOZ. Tarihçe. Epidemiyoloji

WEİL-FELİX TESTİ NEDİR NASIL YAPILIR? Weil Felix testi Riketsiyozların tanısında kullanılır.

Maymun Çiçek Virüsü (Monkeypox) VEYSEL TAHİROĞLU

KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ HASTALIĞI (KKKA) VE KARADENİZ BÖLGESİ NDEKİ DURUMU

Gebelik ve Enfeksiyonlar. Prof.Dr. Levent GÖRENEK

Toxoplasmosis, hücre içi protozoon olan Toxoplasma gondii nin meydana

laboratuar muayeneleri esastır.

İmmünsüpresif hastalar için önem taşıyan bazı etkenlerin mikrobiyolojik tanısı; Toxoplasma gondii

Hazırlayan: Fadime Kaya Acıbadem Adana Hastanesi Enfeksiyon Kontrol Hemşiresi Hazırlanma Tarihi:

TULAREMİ OLGU SORGULAMA FORMU. Dr. Güven ÇELEBİ Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ

Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları

E. Ediz Tütüncü KLİMİK 2013 XVI. Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Kongresi 15 Mart 2013, Antalya

Viral Hepatitler. Hepatit A Virus. Viral Hepatitler- Tarihsel Bakış. Hepatit Tipleri. Hepatit A Klinik Özellikler

Travmalı hastaya müdahale eden sağlık çalışanları, hasta kanı ve diğer vücut salgıları ile çalışma ortamında karşılaşma riski bulunan diğer sağlık

Su Çiçeği. Suçiçeği Nedir?

TLERDE SEROLOJİK/MOLEK HANGİ İNCELEME?) SAPTANMASI

TOKSOPLAZMOZ. Dr. Özcan Deveci

Hepatit B ile Yaşamak

Klinik Laboratuvar Testleri

Brusellozda laboratuvar tanı yöntemleri

Gebelikte Toksoplazmoz. Prof.Dr. Levent GÖRENEK Sağlık Bilimleri Üniversitesi Sultan Abdülhamid Han Eğitim ve Araştırma Hastanesi

ANTRAKS (ŞARBON) septisemik, bulaşıcı, zoonoz

İMMUNOLOJİK TANI YÖNTEMLERİ

Halis Akalın, Nesrin Kebabcı, Bekir Çelebi, Selçuk Kılıç, Mustafa Vural, Ülkü Tırpan, Sibel Yorulmaz Göktaş, Melda Sınırtaş, Güher Göral

Bruselloz. Muhammet TEKİN. Bulaşıcı Hastalıklar Çevre ve Çalışan Sağlığı Şube Müdürü

Alem:Animale Alt Alem:Protozoa Anaç:Apicomplexa(=Sporozoa) Sınıf:Sporozoea Sınıf Altı:Piroplasmia Dizi:Piroplasmida Aile:Babesiidae Soy:Babesia

CMV lab.tanı Hangi test, ne zaman, laboratuvar sonucunun klinik anlamı?

BRUSELLOZUN İNSANLARDA ÖNLENMESİ VE KONTROLÜ

Kars Yöresindeki Koyunlarda Toxoplasma gondii nin Seroprevalansı [1]

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI

İZOLASYON ÖNLEMLERİ. Hazırlayan: Esin Aydın Acıbadem Bodrum Hastanesi Enfeksiyon Kontrol Hemşiresi

Prediktör Testler ve Sıradışı Serolojik Profiller. Dr. Dilara İnan Isparta

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI

BASİLLİ DİZANTERİ (SHİGELLOZİS) (KANLI İSHAL)

Başarılı bir kongre ve toplantı olması dileği

Gebelerde Rubella (Kızamıkçık) Yrd.Doç.Dr.Çiğdem Kader

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler

GASTROENTERİT YAPAN VİRUSLAR VE ENFEKSİYON OLUŞTURMA MEKANİZMALARI

09/11/2015 BEYAZ KAN HÜCRELERİ. Lökosit ya da akyuvarlar olarak adlandırılan beyaz kan hücresi, kemik iliğinde üretilir.

SIĞIRLARIN NODÜLER EKZANTEMİ LUMPY SKIN DISEASE (LSD) Hastalık Kartı. Hazırlayan. Dr. M. Fatih BARUT Vet. Hekim

ECHİNOCOCCCOSİS/HYDATİDOSİS (Kist Hidatit) Zekai BASTEM Veteriner Hekim

GEBELİKTE SİFİLİZ. Dr. Mustafa Özgür AKÇA Bursa Yüksek İhtisas E.A.H. Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği

Global Leishmaniasis. Leishmaniasis. Türkiye de leishmaniasis. Leishmaniasis. Leishmaniasis

Anti-HIV Pozitif Bulunan Hastada Kesin Tanı Algoritması. Doç. Dr. Kenan Midilli İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı

Kan Kanserleri (Lösemiler)

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü BRUSELLOZİS

2009 AFYONKARAHİSAR ÖNSÖZ. Sonsuz saygı, sevgi ve teşekkürlerimi sunmayı borç bilirim.

Moleküler Yöntemlerin Klinik Mikrobiyolojide Kullanımı Ne zaman? Nerede? Ne kadar? Klinik Parazitoloji

T.C. ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TIBBİ MİKROBİYOLOJİ ANABİLİM DALI

KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ

T (Toxoplasmosis) O (Other) R (Rubella) C (Cytomegalovirus) H (Herpes simplex)

Gebelikte İnfeksiyonların Değerlendirilmesi

KAN YOLUYLA BULAŞAN ENFEKSİYONLAR

Akreditasyon Sertifikası Eki (Sayfa 1/11) Akreditasyon Kapsamı

Buzağı İshalleri ve Koruma Yöntemleri. Dengeli ve Ekonomik Besleme

TÜRKĠYE DE ĠZOLE EDĠLEN ĠKĠ FARKLI TOXOPLASMA GONDII SUġUNDAN ÜRETĠLEN ADJUVANTE ERĠYĠK PROTEĠN AġILARININ UYARDIĞI ĠMMUN YANITIN KARġILAġTIRILMASI

PERİNATAL HERPES VİRUS İNFEKSİYONLARI. Uzm.Dr.Cengiz Uzun Alman Hastanesi Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI HASEKİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ ENFEKSİYON HASTALIKLARI VE KLİNİK MİKROBİYOLOJİ KLİNİĞİ ŞEF: Uz. Dr.

Kanatlı Hayvan Hastalıkları

HODGKIN DIŞI LENFOMA

Hastalıkların Oluşmasında Rol Oynayan Faktörler. 10.Sınıf Enfeksiyondan Korunma. Hastalıkların Oluşmasında Rol Oynayan Faktörler

BEYAZ BENEK HASTALIĞI ( İCHTHYOPHTHİRİOSİS)

TOKSOPLAZMA Ig M POZİTİFLİĞİ SAPTANAN GEBELERİN YÖNETİMİ. Dr.Hüsnü PULLUKÇU Ege ÜTF Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

Șarbon. Nedir? Nasıl Korunmalıyız?

BRUSELLOZUN ÖNLENMESİ VE KONTROLÜ. Yrd.Doç.Dr. Ahmet DİNÇOĞLU

Bacillus anthracis. Hayvanlarda şarbon etkenidir. Bacillus anthracis. Gram boyama. Bacillus anthracis. Bacillus anthracis

Histoloji ve Embriyolojiye Giriş. Histolojiye Giriş

İMMUNİZASYON. Bir bireye bağışıklık kazandırma! Bireyin yaşı? İmmunolojik olarak erişkin mi? Maternal antikor? Konak antijene duyarlı mı? Sağlıklı mı?

ADIM ADIM YGS-LYS 54. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-14 HAYVANLAR ALEMİ 5- OMURGALI HAYVANLAR-3 SORU ÇÖZÜMÜ

DELİCİ KESİCİ ALET YARALANMALARI VE ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER

İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın

İSTATİSTİK, ANALİZ VE RAPORLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI

KANSER TANIMA VE KORUNMA

DIŞKININ TOPLANMASI ve SAKLANMASI

Sıtma Tedavisi ve Profilaksisi

Minavit Enjeksiyonluk Çözelti

HEPATİT B AŞISI HEPATİT B AŞISI HEPATİT B AŞISI KİMLERE YAPILIR? HEPATİT B RİSKİ OLAN KİŞİLER

T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Tüberküloz Daire Başkanlığı VEREM HASTALIĞI

İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU TIBBİ LABORATUVAR TEKNİKLERİ PROGRAMI II DERS İÇERİKLERİ:

Ankara ili Sokak Köpeklerinde Toxoplasmosis Araştırılması

Kayseri Kapalı Cezaevi Mahkumlarında Toxoplasma gondii Seroprevalansı

Mycobacterium. Mycobacterium hücre duvarının lipid içeriği oldukça fazladır ve mikolik asit içerir

Gebelik ve Trombositopeni

SU ÜRÜNLERİ SAĞLIĞI BÖLÜM BAŞKANLIĞI

ERKEN ÇOCUKLUKTA GELİŞİM

GENEL HEDEFLERİN BELİRLENMESİ Her konuda olduğu gibi zoonotik hastalıkların kontrolünde de öncelikle genel hedeflerin belirlenmesi gerekir.

IV. KLİMUD Kongresi, Kasım 2017, Antalya

Kanserin sebebi, belirtileri, tedavi ve korunma yöntemleri...

Deneysel Hayvan Modelinde Candida Tropicalis Peritonitinin Tedavisinde Kaspofungin ve Amfoterisin B Etkinliğinin Karşılaştırılması

GEBELİK VE LOHUSALIK

Pazartesi İzmir Basın Gündemi

HIV/AIDS ve Diğer Retrovirus İnfeksiyonları,laboratuvar tanısı ve epidemiyolojisi

Hepatit C ile Yaşamak

SAĞLIK ÇALIŞANLARI MESLEKİ RİSKİ TALİMATI

Transkript:

YÜKSEK LİSANS TEZİ S. GÜLER, 2011 T.C. NİĞDE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOLOJİ ANA BİLİM DALI NİĞDE MEZBAHASINDA KESİLEN KOYUNLARDA ANTİ-TOXOPLASMA GONDII ANTİKORLARININ ELISA TESTİ İLE ARAŞTIRILMASI SERKAN GÜLER NİĞDE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ Ağustos 2011

T.C. NĐĞDE ÜNĐVERSĐTESĐ FEN BĐLĐMLERĐ ENSTĐTÜSÜ BĐYOLOJĐ ANABĐLĐM DALI NĐĞDE MEZBAHASINDA KESĐLEN KOYUNLARDA ANTĐ-TOXOPLASMA GONDII ANTĐKORLARININ ELISA TESTĐ ĐLE ARAŞTIRILMASI SERKAN GÜLER Yüksek Lisans Tezi Danışman Doç. Dr. Mustafa KARATEPE Ağustos 2011

ÖZET NĐĞDE MEZBAHASINDA KESĐLEN KOYUNLARDA ANTĐ-TOXOPLASMA GONDII ANTĐKORLARININ ELISA TESTĐ ĐLE ARAŞTIRILMASI GÜLER, Serkan Niğde Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Biyoloji Anabilim Dalı Danışman : Doç. Dr. Mustafa KARATEPE Ağustos 2011, 58 sayfa Bu çalışma, Ocak-Nisan 2011 tarihleri arasında Niğde mezbahasında kesilen koyunlarda anti-toxoplasma gondii antikorlarının seroprevalansının ELISA testi ile belirlenmesi amacı ile yapılmıştır. Bu amaçla; Ocak ayında 34, Şubat ayında 60, Mart ayında 40 ve Nisan ayında 41 koyun olmak üzere 1 yaş ve üzerindeki toplam 175 koyundan kan alınmıştır. Serumları çıkarılan kan örnekleri ELISA testi ile incelenmiş ve toplam 175 koyunun 11 (%6.28) inde anti-t. gondii antikorları saptanmıştır. Koyunların serolojik incelemesinde en yüksek seropozitiflik oranı %12.5 (5/40) ile Mart ayında belirlenirken, Ocak ayında %5.9 (2/34), Şubat ayında %6.7 (4/60) oranında seropozitiflik belirlenmiştir. Buna karşılık Nisan ayında muayene edilen koyunların hiçbirinde T. gondii seropozitifliği tespit edilememiştir. Aylar açısından koyunlardaki seropozitiflik oranları karşılaştırıldığında istatistiksel olarak bir farklılık bulunamamıştır (p>0.05). Sonuç olarak, Niğde yöresinde mezbahada kesilen koyunlarda T. gondii nin varlığı ortaya konulmuştur. Anahtar sözcükler: Toxoplasma gondii, Koyun, Niğde, Mezbaha, Seroprevalans, ELISA iii

SUMMARY INVESTIGATION OF ANTI-TOXOPLASMA GONDII ANTIBODIES IN SLAUGHTERED SHEEP IN ABATTOIR OF NĐĞDE USING ELISA GÜLER, Serkan Nigde University Graduate School of Natural and Applied Sciences Department of Biology Supervisor: Assoc. Prof. Dr.Mustafa KARATEPE August 2011, 58 pages The objective of this study is to determine seroprevalence of anti-toxoplasma gondii antibodies with ELISA test in the sheep slaughtered in Nigde slaughterhouse. The study was carried out between January and April 2011, where blood samples were taken from 175 sheep which were a year old or more. In January 34, in February 60, in March 40, and in April 41 blood samples were collected. The serum samples obtained from the blood samples were examined with ELISA test, and anti-t. gondii antibodies were detected in 11 out of the 175 samples (6.28%). Serological examination of the sheep shows that the highest seropositivity rate of 12.5% (5/40) was detected in March, while the seropositivity rate in January was 5.9% (2/34), and in February it was 6.7% (4/60). However, none of the sheep inspected in April tested seropositive for T. gondii. Comparison of the seropositivity rates of the sheep with regards to months did not reveal statistical significance (p>0.05). In conclusion, the presence and the rate of T.gondii in the sheep slaughtered in Niğde region have been determined. Keywords: Toxoplasma gondii, Sheep, Nigde, Slaughterhouse, Seroprevalence, ELISA iv

ÖNSÖZ Bu çalışma, değerli danışmanım Doç. Dr. Mustafa KARATEPE nin sağladığı teknik ve döküman yardımları ile Niğde mezbahasında kesimi yapılan koyunlar üzerinde gerçekleştirilmiştir. Çalışma için Niğde Üniversitesi Bor Meslek Yüksekokulunun laboratuvar olanaklarından yararlanılmıştır. Niğde mezbahasına kesim için getirilen toplam 175 koyundan elde edilen kan serumlarının ELISA testi ile serolojik olarak incelenmesiyle koyunlarda anti-toxoplasma gondii antikorlarının varlığı araştırılmıştır. Hayvanlarda meydana gelen hastalıklar; üretim kayıpları, tedavi giderleri, hastalık kontrol harcamaları ve tazminat ödemeleri gibi direk ekonomik kayıplara neden olurken, toxoplasmosis gibi zoonoz hastalıklar insan sağlığını da etkileyerek iş gücü ve tedavi kaynaklı kayıp ve masrafları da beraberinde getirebilmektedir. Bunun yanında dış ticarete ilişkin yasal kriterler, sağlık standartları, salgın dönemlerinde kamuoyunun endişeleri, tepkileri ve medyanın yayın politikaları neticesinde kayıpların boyutu tüketim, istihdam, dış ticaret ve turizmi de içine alacak biçimde genişleyebilmektedir. Bundan dolayı Toxoplasma gondii nin neden olduğu toxoplasmosis takibinin yapılması ve yayılışının kontrol edilmesi gereken önemli bir hastalıktır. Bu sebeple yapılan bu çalışma; Niğde mezbahasında kesilen koyunlarda toxoplasmosisin yaygınlığı tespit edilerek, hem koyunların toxoplasmosisden korunmasının için gerekli önlemlerin alınmasını hem de insanlardaki oluşabilecek hastalık riskinin azaltılmasını sağlayacaktır. Bu projenin yürütülmesi konusunda katkılarından dolayı Niğde Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimine teşekkür ederiz (Proje No : SSB-2010/01). v

TEŞEKKÜR Bu çalışmanın her aşamasında benden desteklerini esirgemeyen çalışmamda bana yol gösteren, Danışmanım Sayın Hocam Doç. Dr. Mustafa KARATEPE ye sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca laboratuvar çalışması ve literatür sağlanması aşamalarında desteğini gördüğüm Doç. Dr. Bilge KARATEPE ye ve çalışmamın istatistiksel analizlerinin yapılmasında yardımcı olan Doç. Dr. Ayhan CEYHAN a çok teşekkür ederim. Niğde mezbahasındaki çalışmalarda yardımlarını ve desteklerini esirgemeyen başta Veteriner Hekim Ertan KAYA olmak üzere tüm mezbaha çalışanlarına çok teşekkür ederim. Tüm yaşamım boyunca sevgi ve desteklerini yanımda hissettiğim, bugünlere gelmemi sağlayan ve hiçbir fedakârlıktan kaçınmayan başta rahmetli babam Şenel GÜLER ve annem Şemsi GÜLER olmak üzere tüm aileme teşekkürü bir borç bilirim. Her zaman yanımda olan, varlığı ile her konuda bana güç veren, maddi manevi desteğini hiçbir zaman esirgemeyen, çalışmalarımda ve hayatta en büyük destekçim olan sevgili nişanlım Asena KILIÇASLAN a sonsuz teşekkürlerimi sunarım. vi

ĐÇĐNDEKĐLER ÖZET... iii SUMMARY... iv ÖNSÖZ... v TEŞEKKÜR... vi ĐÇĐNDEKĐLER DĐZĐNĐ... vii ÇĐZELGELER DĐZĐNĐ... ix ŞEKĐLLER DĐZĐNĐ... x FOTOĞRAFLAR VB. MALZEMELER DĐZĐNĐ... xi KISALTMALAR VE SĐMGELER DĐZĐNĐ... xii BÖLÜM I. GĐRĐŞ... 1 BÖLÜM II. GENEL BĐLGĐLER... 3 2.1 Toxoplasma gondii nin Sınıflandırması... 3 2.2 Toxoplasma gondii nin Morfolojisi... 3 2.2.1 Takizoit..... 3 2.2.2 Bradizoit... 4 2.2.3 Ookist... 4 2.3 Toxoplasma gondii nin Biyolojisi... 5 2.4 Toxoplasma gondii nin Epidemiyolojisi... 7 2.4.1 Önceki çalışmalar... 8 2.5 Koyunlarda Toxoplasma gondii nin Klinik Belirtileri ve Patogenez... 16 2.6 Toxoplasmosisde Bağışıklık... 17 2.7 Koyunlarda Toxoplasma gondii nin Teşhisi... 18 2.7.1 Direkt tanı yöntemleri.. 18 2.7.1.1 Toxoplasma gondii nin izolasyonu... 18 2.7.1.2 Polymerase Chain Reaction (PCR). 18 2.7.1.3 Antijen spesifik lenfosit transformasyon ve lenfosit kopyalama tekniği.. 18 2.7.1.4 Histolojik tanı.. 19 2.7.2 Đndirekt tanı yöntemleri 19 2.8 Koyunlarda Toxoplasma gondii den Korunma ve Kontrol 19 2.9 Toxoplasmosisin Tedavisi... 20 vii

BÖLÜM III. MATERYAL VE METOT.. 22 3.1 Materyal... 22 3.2 Metot... 25 3.2.1 Laboratuvar analizleri... 25 3.2.2 Reaktiflerin hazırlanması... 27 3.2.3 Serum örneklerinin sulandırılması ve inkübasyonu... 27 3.2.4 Platelerin yıkanması... 29 3.2.5 Konjugatın eklenmesi ve inkübasyonu... 30 3.2.6 Platelerin yıkanması... 30 3.2.7 Substratın eklenmesi ve inkübasyonu... 31 3.2.8 Reaksiyonun durdurulması... 31 3.2.9 Okuma ve sonuçların hesaplanması... 32 3.2.10 Đstatistiksel değerlendirmeler... 33 BÖLÜM IV. BULGULAR 34 BÖLÜM V. TARTIŞMA VE SONUÇ... 36 KAYNAKLAR... 38 viii

ÇĐZELGELER DĐZĐNĐ Çizelge 4.1 Aylar açısından koyunlarda Toxoplasma gondii nin ELISA testi ile seropozitifliği. 34 ix

ŞEKĐLLER DĐZĐNĐ Şekil 2.1 Toxoplasma gondii nin yaşam siklusu... 6 Şekil 3.1 Niğde ili haritasında mezbaha... 22 Şekil 4.1 Niğde yöresinde koyunlarda aylar açısından Toxoplasma gondii antikorlarının pozitiflik oranları... 35 x

FOTOĞRAF VB. MALZEMELER DĐZĐNĐ Fotoğraf 3.1 Koyun kesimlerinin yapıldığı Niğde Açık Ceza Đnfaz Kurumu Et Kombinası...... 23 Fotoğraf 3.2 Et kombinasında kesimden önce padokta dinlendirilen koyunlar.... 23 Fotoğraf 3.3 Padoklardan kesim salonuna götürülen koyunlar.. 24 Fotoğraf 3.4 Kesim salonunda bekletilen koyunlar... 24 Fotoğraf 3.5 Koyun serumlarının mikrotüpler içinde muhafaza edilmesi..... 25 Fotoğraf 3.6 Testte kullanılan pipet ve pipet uçları..... 26 Fotoğraf 3.7 CHEKIT-Toxotest ELISA Test Kiti. 26 Fotoğraf 3.8 Serum örneklerini karıştırmada kullanılan vorteks...... 27 Fotoğraf 3.9 Tüplerde yıkama solüsyonu ile serum örnekleri ve kontrollerin sulandırılması..... 28 Fotoğraf 3.10 Tüplerdeki karışımların mikrotiter platelerin kuyucuklarına dağıtılması 28 Fotoğraf 3.11 Mikrotiter platelerin inkübasyonunda kuulanılan etüv. 29 Fotoğraf 3.12 Mikrotiter platelerin yıkama solüsyonu ile yıkanması... 29 Fotoğraf 3.13 Mikrotiter platelere konjugatın eklenmesi.. 30 Fotoğraf 3.14 Substrat eklenmiş mikrotiter plate 31 Fotoğraf 3.15 Mikrotiter platelere stop solüsyonu ekleyerek reaksiyonun durdurulması 32 Fotoğraf 3.16 Mikrotiter platelerin 450nm dalga boyunda ELISA mikroplate okuyucusunda (MR-96A) okunması.. 32 xi

KISALTMA VE SĐMGELER DĐZĐNĐ KISALTMA/SĐMGE AIDS Acquired Immune Deficiency Syndrome CFT Kompleman Fiksasyon Testi o C DA DNA ELISA gr Derece Celsius Direk Aglutinasyon Deoksiribonükleik Asit Enzyme-Linked Immunosorbent Assay Gram µm Mikrometre µ Mikrolitre IFAT Indirect Fluoresan Antikor Testi IHA Indirect Hemaglutinasyon IIFT Indirect Immunofluorescense Test IgA Immunglobulin A IgG Immunglobulin G IgE Immunglobulin E IgM Immunglobulin M kg Kilogram LAT Latex Aglutinasyon Test MAT Modifiye Aglutinasyon Test mg Miligram ml Mililitre nm Nanometre % Yüzde OD Optikal Yoğunluk PCR Polymerase Chain Reaction rpm revolutions per minute SPSS Statistical Programme for Social Science SFDT Sabin Feldman Dye Test xii

BÖLÜM I GĐRĐŞ Toxoplasmosisin etkeni olan Toxoplasma gondii zorunlu hücre içi paraziti olup ilk kez Nicolle ve Monceaux tarafından 1908 yılında Kuzey Afrika da Ctenodactylus gundii adı verilen ve parazitin tür ismini aldığı bir kemiricide tanımlanmıştır. Cins ismini ise organizmanın yay şekline benzemesi nedeniyle Yunan dilinde aynı anlamdaki toxon kelimesinden almıştır [1, 2, 3]. Yeryüzünde yaygın olarak bulunan parazitin insanda oluşturduğu enfeksiyona toxoplasmosis adı verilir. Fırsatçı bir protozoon olan Toxoplasma gondii 70 80 yılı aşkın bir süredir tanınmasına rağmen enfeksiyonun insandaki belirtileri daha sonra izlenmeye başlandığı için hastalık özellikle son yıllarda büyük önem kazanmıştır. Morfolojik incelemeler ve inokülasyon deneyleri sonucunda dünyada tek bir Toxoplasma türünün bulunduğu belirlenmiş ve omurgalı hayvanların büyük bir çoğunluğunu enfekte etme yeteneğinde olduğu saptanmıştır [2, 3]. Enfeksiyonda tanı, kan ve vücut sıvılarından etkenin izole edilmesi veya meydana gelen antikorların saptanmasıyla ortaya konur. Đnsanda ilk defa 1923 yılında Prag da bir oftalmalog olan Janku tarafından, konjenital hidrosefalisi ve mikroftalmisi olan 11 aylık bir bebeğin retinasında parazitik kistlerin saptanmasıyla keşfedilmiştir. 1948 de Sabin ve Feldman, isimlerini taşıyan boyama yöntemiyle bu parazite karşı insan vücudunun oluşturduğu antikorları tespit etmişlerdir [2, 4]. Yurdumuzda ilk olgu 1950 yılında bir köpek üzerinde Akçay, Pamukçu ve Baran tarafından bulunmuştur. Đnsandaki varlığı ise 1953 yılında Unat, Alyanak ve Şahin tarafından bildirilmiştir [3, 5, 6]. Enfeksiyonunun klinik belirtileri toxoplasmosise özgü olmadığından sadece klinik bulgulara dayanarak toxoplasmosis tanısı koymak genellikle mümkün değildir. Bu nedenle enfeksiyonun takibi ve yaygınlığı tam olarak takip edilememektedir [2, 6, 7]. 1

Koyunlar dünyanın hemen hemen her tarafında yetişirilen, sürü hayatına düşkün, tıknaz vücutlu, çift tırnaklı ve geviş getiren memeli hayvanlardır [2, 6]. Dünyada hayvansal üretim faaliyetleri arasında koyun yetiştiriciliği önemli bir yer tutmakta olup, çeşitli ülkelerde başka amaçlar için kullanılmayan mera ve otlaklar koyun yetiştiriciliği yolu ile uygun bir şekilde değerlendirilebilmektedir. Koyunlar böyle alanlardaki doğal vejetasyonu, insanların beslenmesi için gerekli et ve süt gibi besin ürünlerine dönüştürmekte ve fakir meraları diğer çiftlik hayvanı türlerine göre daha iyi kullanmaktadır. Ayrıca insanların yaşamaları için gerekli giyim eşyalarının yapımında kullanılan yapağı ve deri gibi ürünleri de üretmektedir. Dünyada 1,2 milyar adet koyun bulunmakta ve bu koyunlardan yılda 6,1 milyon ton et, 8,6 milyon ton süt üretilmektedir. Bu üretim miktarları dünya toplam et ve süt üretiminin sırasıyla %4 ve %2'sine denk gelir. Koyunların yılın büyük bir kısmını merada otlayarak geçirmesi nedeniyle koyunculuk yine de ekonomik bir değer taşır ve yetiştiriciye bir gelir kaynağıdır. Ek olarak et, süt ve yapağının yılın muhtelif zamanlarında kolayca paraya çevrilebilmesi yetiştiricinin nakit açığını karşılaması bakımından önemlidir. Bu nedenle de koyunculuk yetiştiricilerin vazgeçilmez uğraş alanlarından biri olmaya devam etmektedir [8, 9]. TÜĐK verilerine göre, 2009 yılında Türkiye de 20 721 925 koyun mevcut olduğu bildirilmiştir [8]. Niğde ilinde ise 2000 yılında 490 272 koyun ve keçi bulunurken, 2009 yılında bu sayı 305 604 e düşmüştür. Niğde ilinde yetiştirilen küçükbaş hayvanların %90 ını Akkaraman ırkı ve melezi koyun, %10 unu ise yerli kıl keçisi oluşturmaktadır. Đlimizde koyun ve keçi sayısında son dokuz yılda yaklaşık %38 bir azalma meydana gelmiştir [9]. Bu çalışma, Niğde mezbahasında kesilen koyunlarda anti-toxoplasma gondii antikorlarının ELISA testi ile belirlenmesi amacı ile yapılmıştır. 2

BÖLÜM II GENEL BĐLGĐLER 2.1 Toxoplasma gondii nin Sınıflandırması T. gondii nin canlılar alemindeki sınıflandırılması aşağıda belirtildiği şekildedir [2]. Alt Alem Kök Sınıf Sınıf Altı Dizi Dizi Altı Aile Soy Tür : Protozoa : Apicomplexa : Sporozoa : Coccidia : Eucoccidiida : Eimeriina : Sarcocystidae : Toxoplasma : Toxoplasma gondii 2.2 Toxoplasma gondii nin Morfolojisi Etken zorunlu hücre içi paraziti olup eritrositler hariç tüm hücrelerde gelişim gösterebilir. Parazitin konak türüne ve enfeksiyon dönemine göre değişen takizoit, bradizoit ve ookist olmak üzere 3 ayrı yaşam formu vardır [2, 3, 5, 6, 10]. 2.2.1 Takizoit Endozoid adı da verilen bu form, parazitin hızlı üreyen, invazif, vejetatif formudur ve enfeksiyonun akut döneminde görülür [7]. Orak şekilleri (yay şekilli; tokson: kıvrık) toxoplasmaya ismini vermiştir. Parazit 4 7µm uzunluğunda, 2 4µm eninde, muz, yarımay görünümünde olup hücrede vakuol içinde endodiyogeni ile ikiye bölünerek çoğalır ve yalancı kist (pseudokist) oluştururlar. Daha sonra konak hücreyi doldurarak patlatan parazitler, ortama dökülür, yeni hücreleri enfekte ederek yalancı kist veya doku 3

kisti oluştururlar. Giemsa ve Wright boyası ile iyi boyanır. Bu özelliği, serolojik testlerde (Sabin Feldman boya testi, Indirekt Floresan Antikor Testi) kullanılmaktadır. Elektron mikroskobunda incelendiğinde oldukça gelişmiş organel yapısı olduğu görülür [10]. Đnsanda süt, tükürük, idrar, seminal ve vaginal sıvılar ile gözyaşından izole edilmiştir. Trofozoitlerin bu sıvılarda 4 7 gün boyunca canlı kaldığı ve bulaşmak için 10 tane trofozoitin mukozayı geçmesinin yeterli olduğu gösterilmiştir [11, 12]. 2.2.2 Bradizoit Doku kisti, kistozoid adları da verilen bu form, 10 200µm boyutlarında ve sayısı 3000 e varan parazit içeren keselerden oluşur ve çoğu, konağın yaşamı boyunca canlılıklarını sürdürürler. Doku kistleri oluşumu bizzat parazit tarafından başlatılır, fakat bağışıklığın gelişmesi ile bu süreç hızlanır. Bunlar Periodic Acid Fast, Wright, Giemsa, Gomori nin Methenamine Silver boyası ve Immunoperoksidaz boyaları ile çok iyi boyanırlar. Doku kistleri enfeksiyonun 8. günü gibi erken döneminde yapılan histolojik kesitlerde görülebilir. Parazit doku kisti içinde endodiyogeni ile üreyebilir, fakat üreme hızı çok yavaştır. Doku kistleri, her organda bulunabilirse de en sık beyin, iskelet kası ve kalp kasında bulunur ve parazitin bu formu, enfeksiyonun kronik fazı ve bulaşması ile yakından ilişkilidir. Mide asidine ve diğer dış koşullara kısmen dayanıklıdır, bu nedenle çiğ veya az pişmiş etler başlıca bulaş kaynağıdır [2]. 2.2.3 Ookist Parazitin yalnızca kedigillerde bulunan bu formu 10x12µm boyutlarında, oval şekilli olup kalın ve dayanıklı duvara sahiptir. Kedi dışkısı ile dış ortama çıktığında henüz enfeksiyöz olmayan ookistler, uygun ısı ve nem varlığında olgunlaşarak (sporulasyon) enfeksiyöz hale gelir. Sporulasyon süresi, ortamın ısı ve oksijenine göre değişmektedir. 24 C de 23 gün, 15 C de 8 gün, 11 C de 14 21 gün sürdüğü, 4 C nin altında ve 37 C nin üstünde sporulasyon oluşmadığı gösterilmiştir [2]. Dış ortamda uygun koşullarda ookist içinde oluşan sporoblast uzayıp 8.5x6µm büyüklüğünde sporokistlere dönüşür. Her sporokistte 8x2µm büyüklüğünde ve yarımay 4

şeklinde 4 adet sporozoit meydana gelir. Ookistler ısısı uygun ve nemli toprakta 1 yıl veya daha uzun canlı kalabilir [2]. 2.3 Toxoplasma gondii nin Biyolojisi Toxoplasma gondii nin evriminde, ara konak vücudunda; yalancı kistler ve bunların içinde takizoit denilen trofozoit, hakiki kistler ve bunların içinde de yavaş çoğalan bradizoitler görülür. Đnsan ve diğer ara konakların vücudunda bunlardan sadece takizoit ve bradizoit şekilleri bulunur. Takizoit ve bradizoit son konak kedi de dahil olmak üzere; T. gondii ile enfekte olabilen bütün canlılarda bulunabilir. Parazitin seksüel (eşeyli) çoğalması yalnızca kesin konak olan kedilerde meydana gelmektedir. Kedi T. gondii nin herhangi formunun sindirim yolundaki enfeksiyonu ile maruz kaldığında, parazit ince barsak epiteline girer. Burada şizogoni (aseksüel çoğalma) sonucu 10 16 merozoit, sporogoni (seksüel çoğalma) sonucu ookistler meydana gelir. Bu olayda öncelikle gamesitogenezis ile makrogametosit ve mikrogametositler meydana gelir, bunlar olgunlaşarak makrogamet ve mikrogamet haline geçerler. Mikrogametin makrogameti döllemesiyle zigot oluşur, zigot olgunlaşmamış ookistlere dönüşüp, önce barsak boşluğuna buradan da dışkı ile atılır. Ookistler önce iki sporoblasta, sonra bunlar da 4 er sporozoitli sporokistlere dönüşürler [2, 3, 5, 6, 13] Kedi olgun ookistleri sindirim yolundan aldığında yaklaşık üç hafta, takizoit bulunan fareleri yediğinde 10 gün, kist (bradizoit) bulunan fareleri yediğinde 3 5 gün sonra dışkısı ile olgunlaşmamış ookist atmaya başlar ve ookist atımı 1 2 hafta sürer. Olgun ookistteki sporozoitler, enfekte hayvandaki takizoitler ve kistlerdeki bradizoitler, kedi için olduğu gibi diğer konaklar ve insanlar içinde enfeksiyözdür [3, 5]. 5

Şekil 2.1 Toxoplasma gondii nin yaşam siklusu [14]. 6

2.4 Toxoplasma gondii nin Epidemiyolojisi Toxoplasma gondii nin neden olduğu enfeksiyon insanlar ve hayvanlar arasında oldukça yaygın olup zoonoz özelliğe sahiptir. Toxoplasma gondii insanlarda ve bütün sıcakkanlı hayvanlarda alyuvarlar hariç bütün vücut hücrelerinde gelişim gösterebilir. Subklinik toxoplasmosisde yabani hayvanlar, insanlar, kediler ve diğer karnivorlar enfeksiyonda rezervuar olabilirler [15]. Hastalığın yayılışı belirli bir coğrafik bölge içerisinde farklılıklar gösterebilir. Seroepidemiyolojik araştırmalar her üç insandan birinin enfekte olduğunu göstermektedir. Đlerleyen yaşlarda seropozitifliğin arttığı bildirilmiştir. Hastalık açısından önemli bir kaynak olan ev kedilerinde, değişik ülkelerde yapılan çalışmalarda, özellikle genç hayvanlarda %10-80 oranında pozitiflik saptanmış ve Orta Avrupa da kedilerin %0.16 sının dışkısıyla ookist çıkarttığı belirlenmiştir [16]. Yine Türkiye de yapılan araştırmalarda kedilerde %37.5-55.5 arasında değişen seropozitiflik saptanmıştır [17-20]. Zoonotik bir hastalık olan T. gondii nin neden olduğu toxoplasmosis kozmopolit bir dağılım gösterdiğinden dünyada yaygın olarak görülmektedir. Sıcak ve nemli yerlerde soğuk ve kuru yerlere oranla daha yüksek oranda bulunur [21]. Paraziti alan kedilerin, dışkıları ile en az 7-20 gün süresince milyonlarca ookist attıkları saptanmıştır. Kedilerin herkesçe bilinen dışkılama alışkanlıkları ookistlerin direkt olarak güneş ışığına maruz kalmasını ve kurumasını önlediğinden parazitin neslinin devamına katkı yapmaktadır. Ayrıca, hamam böcekleri, karasinek diğer eklembacaklılarda dışkıda bulunan ookistlerin çevreye yayılmasına yardımcı olmaktadır. T. gondii ve sebep olduğu enfeksiyon yurdumuzun hemen her yöresinde, her yaş ve her sosyo-ekonomik grupta, kadın ve erkeklerde ve besi hayvanlarımızda yaygındır. Özellikle kadınlarda görülme oranı yaşla doğru orantılı olarak artmaktadır. Bunun nedeni kadınların hem kedi dışkısıyla hem de parazit içeren etlerle temas olasılığının yüksek olmasıdır. Toplumda hemen her grubun çiğ köfte, bat gibi yiyeceklere düşkünlüğü yüksek oranların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Parazitin yaygınlığı %7 ile %94 arasında değişmektedir. Genellikle yaş ilerledikçe seropozitiflik ve hücresel bağışıklık artmaktadır [6]. 7

Gevişgetirenlerde latent toxoplasma enfeksiyonuna oldukça sık rastlanır. Bu gruptan doku kistlerinin oluştuğu bir diğer hayvan olan koyunlarda Avrupa da %20-90 arasında enfeksiyon belirlenmiştir. Türkiye de etleri çok tüketilen ve bulaşma önemli rol oynayan koyunlarda seropozitiflik oranının %33.20-88.70 arasında olduğu görülür [22]. Hastalığın yaygınlığı beslenme alışkanlıkları ve kültürel durumlarla da yakından ilişkilidir. Ülkemizde de özellikle çiğ et tüketiminin fazla olduğu Güneydoğu Anadolu bölgesi gibi alanlarda kistlerin rahatça yayılmasıyla seropositivitenin arttığı görülmektedir. Bulaşmanın temel unsurlarından olan meyve ve sebze gibi gıdaların gerektiği şekilde temizlenmemesi de yaygınlığı artıran önemli bir faktördür [22]. 2.4.1 Önceki çalışmalar Hayvanlarda toxoplasmosisin yaygınlığı üzerine Türkiye de yapılan ilk çalışmalar Ekmen tarafından 1967 yılında Atatürk Orman Çiftliği ve Ankara Mezbahasındaki 123 koyun üzerinde yapılmıştır. Çalışma sonucunda SFDT ile %43.1, CFT ile %20 oranında enfeksiyonun yaygın olduğu belirlenmiştir [23]. Altıntaş, 1975 yılında Türkiye nin çeşitli bölgelerinden Ankara Et ve Balık Kurumu Kombinası na kesilmek üzere getirilen 603 koyunun kan serumlarında SFDT ile anti- Toxoplasma antikorlarını araştırmıştır. Araştırıcı Haymana Đlçesi ne ait olanlarda %28.04, Sivas a ait olanlarda %32, Tosya dan getirilenlerde %26.1, Yozgat kökenlilerde %32.73, Erzurum a ait olanlarda %31, Erzincan dan getirilenlerde %31.08, Ağrı kökenli olanlarda %32.08 ve Diyarbakır a ait olanlarda %39.28 oranında seropozitiflik elde etmiştir [24]. Weiland ve arkadaşları Ankara, Kayseri, Konya, Sivas ve Trabzon da 1970 yılında 250 koyun serumu üzerinde çalışmış ve SFDT ile enfeksiyonun yaygınlığını %38 olarak tespit etmişlerdir [25]. Altıntaş, Devlet Üreme Çiftliklerinde bulunan koyunlar üzerinde 1981 yılında SFDT kullanarak Ankara nın ilçelerinden Bala da %31.76, Polatlı da %27.74 oranında seropozitiflik tespit etmiştir [26]. 8

Arda ve arkadaşları 1987 yılında Orta Anadolu bölgesi koyunlarında abortus olgularının etiyolojisi ve serolojisi üzerine yaptıkları çalışmada, Bursa bölgesinde 64 koyunda %36 oranında seropozitiflik elde etmişlerdir [27]. Öz ve arkadaşları Adana bölgesinde abort yapan 259 koyun üzerinde yaptıkları serolojik çalışmada ELISA ile %22, IHA ile %25.5 oranında seropozitiflik tespit etmişlerdir [28]. Dumanlı ve arkadaşları 1991 yılında Elazığ yöresi koyunlarında gebe ve düşük yapmış toplam 295 koyunu IHA testi ile incelemişlerdir. 111 tane gebe koyunda %22.5, düşük yapmış olan 184 koyunda ise %30.97 oranında seropozitiflik saptanmıştır. Ayrıca araştırmacılar yaş faktörünün enfeksiyonun sık görülmesiyle ilgisinin olmadığını belirtmişlerdir. Aynı zamanda araştırıcılar abort yapan 20 koyunun fötusu üzerine yaptıkları etken izolasyonu çalışmalarında negatif sonuç almışlardır [29]. Zeybek ve arkadaşları 1995 yılında Ankara ilinin bazı bölgelerinde (Ayaş, Bala, Gölbaşı, Elmadağ, Kazan, Nallıhan, Polatlı, Kızılcahamam) Tarım işletmelerine ait koyunlarda LAT ile enfeksiyonun yaygınlığını %14.66 olarak tespit etmişlerdir [30]. Babür ve arkadaşları, 1996 yılında bir yaşın üzerindeki 414 koyunu Ankara da seropozitiflik yönünde incelemişlerdir. Çalışma sonucunda LAT ile %37, SFDT ile %69 ve IFAT ile %72 oranında seropoziflik saptanmıştır. Araştırıcılar SFDT ile IFAT ın birbirine yakın ve LAT ın düşük olduğunu belirtip istatiksel değerlendirmelerle doğrulayarak epidemiyolojik çalışmalarda SFDT ve IFAT testlerinin kullanılmasının gerektiğine vurgu yapmışlardır [31]. Babür ve arkadaşları, Çankırı bölgesinde 1997 yılında 62 koyunda T. gondii nin seropozitifliği üzerine yaptıkları çalışmada SFDT ile %88.70 oranında seropozitiflik tespit etmişlerdir. Ayrıca araştırıcılar yüksek sulandırma basamaklarında fazla sayıda hayvanın bulunması nedeniyle klinik toxoplasmosis vakalarının olabileceğine değinmişlerdir [32]. Babür ve Karaer, 1997 yılında Ankara nın farklı ilçelerinden kesilmek üzere Ankara Et ve Balık Kurumu mezbahasına getirilen koyunların aylık prevalans değerlerini SFDT ile 9

%35-50 olarak saptamış ve aynı çalışmada kesilen gebe bir koyunun fötusundan T. gondii parazitini izole etmişlerdir. Araştırıcılar abortla seyreden hastalıklar arasında Toxoplasma enfeksiyonunun da yer alabileceğini belirtmişlerdir [33]. Altıntaş ve arkadaşları, 1997 yılında Sabin-Feldman testi ile Ankara çevresindeki 531 koyun serumunda yaptıkları araştırmada; Polatlı da %33, Bala Devlet Üretme Çiftliğinde %35.29, Kazan da %39.21, Çubuk ta %40.29, Nallıhan da %45.05 ve Bala Kalpınar köyünde %46 oranında seropozitiflik saptamışlardır. Araştırıcılar bulunan sonuçlar neticesinde bu taramaların ülke genelinde yapılmasının gerekliliğine vurgu yapmışlardır [34]. Nalbantoğlu ve arkadaşları, 1999 yılında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti nde 71 koyunu SFDT ile incelemişler ve %52.11 oranında seropozitiflik elde etmişlerdir. Ayrıca araştırıcılar yüksek titre değeri gösteren koyunlarda klinik toxoplasmosis görülme olasılığının yüksek olduğunu bildirmişlerdir [35]. Nalbantoğlu ve arkadaşları, 1999 yılında Aksaray yöresinde 85 koyun üzerinde yaptıkları çalışmada SFDT ile T. gondii nin seroprevalansını %56.47 bulmuşlardır [36]. Đnci ve arkadaşları, Kayseri yöresinde 1999 yılında 154 koyunu SFDT ile toxoplasmosis seropozitifliği yönünden incelemiş ve %33.76 lık bir oran tespit ederek duyarlı hayvanları korumak için öncelikle bir aşı suşunun geliştirilerek düzenli aşı uygulamalarının uygulanması gerektiğine vurgu yapmışlardır [37]. Sevinç ve arkadaşları, Konya yöresinde 2000 yılında yaptıkları araştırmada; abort yapan ve yapmayan koyunlarda toxoplasmosisin yaygınlığını IFAT ile araştırmışlardır. Abort yapan 283 koyunda %13.78, abort yapmayan 827 koyunda %10.16 pozitiflik saptanmışlar ve iki yaş grubu arasındaki farkın istatiksel olarak önemli olduğunu, seroprevalansın yaş ile paralel olarak arttığını belirtmişlerdir [38]. Aktaş ve arkadaşları, 2000 yılında Elazığ ve çevresindeki sürülerde toxsoplasmosisin yaygınlığı üzerine yaptıkları araştırmada 154 koyunu SFDT ile incelemişler ve %46.8 oranında pozitiflik saptamışlardır [39]. 10

Aktaş ve arkadaşları, Malatya bölgesinde 2000 yılında 220 koyun üzerinde SFDT ile yaptıkları araştırmada 73 koyunda antikor görülmüş ve %33.2 seropozitiflik oranı tespit etmişlerdir. Ayrıca, araştırıcılar 0-12 aylık koyun gruplarında seropozitiflik oranını %2.8, bir yaş üstü koyun gruplarında ise %47.7 olarak tespit etmişlerdir [40]. Aslantaş ve Babür, 2000 yılında SFDT ile Kars bölgesindeki 103 koyunda anti-t. gondii antikorları yönünden incelemişler ve %51.4 seropozitiflik saptamışlardır [41]. Yıldız ve arkadaşları, Kırıkkale mezbahasında kesilen 119 koyunu SFDT ile anti- T. gondii antikorları yönünden incelemişler ve %63.9 oranında seropozitiflik tespit etmişlerdir. Aynı araştıcılar hayvan ve insan sağlığı açısından enfeksiyonun kaynaklarının belirlenmesinin önemli olduğunu belirtmişlerdir [42]. Karatepe ve arkadaşları, 2001 yılında Amasya yöresindeki Gümüşhacıköy ilçesine bağlı köylerdeki 1 yaş üstü 108 koyunu Sabin-Feldman testi ile toxoplasmosisin yaygınlığı yönünden kontrol etmişlerdir. Yapılan testler sonucunda %66.6 oranında seropozitif koyuna rastlanılmıştır [43]. Babür ve arkadaşları, 2001 yılında Yozgat ilinde 152 koyunun serum örneklerini T. gondii antikorları yönünden SFDT ile araştırmışlar ve %45.4 seropozitiflik oranı saptayarak hastalığın koyunlarda yaygın olduğunu belirtmişlerdir [44]. Kamburgil ve arkadaşları, 2001 yılında Hatay bölgesinde yaptıkları araştırmada sürülerdeki abort problemi yaşayan koyunları IFAT ile T. gondii antikorları yönünden incelemişler ve %53.33 seropozitiflik saptamışlardır. Araştırıcılar Hatay bölgesindeki koyun sürülerinde seropozitifliğin yüksek olduğunu belirterek atık vakalarının sebepleri arasında toxoplasmosisin dikkate alınması gerektiğine dikkat çekerek atıklar üzerinde çalışmaların yapılmasıyla kesin bir sonucun ortaya çıkacağını belirtmişledir [45]. Aslan ve Babür, 2002 yılında Şanlıurfa Et ve Balık Kurumu mezbahasında kesimi yapılan 262 koyunu SFDT ile toxoplasmosis yönünden incelemişler ve %42.74 seropozitiflik saptamışlardır [46]. 11

Öztürk ve arkadaşları, 2002 yılında Mersin mezbahasında kesilen yöreye ait 99 koyun ve mezbahanın 20 çalışanının kan serumlarını SFDT ile T. gondii antikorları yönünden incelemişler ve koyunların %48 inde, mezbaha çalışanlarının %10 unda seropozitiflik bulmuşlardır. Araştırıcılar risk gruplarında bulunanlar için aşı programlarının uygulanması gerektiğini belirtmişlerdir [47]. Paşa ve arkadaşları, 2004 yılında Aydın ilindeki 100 koyunu SFDT ile incelemişler ve %72 oranında toxoplasmosis yönünden seropoztiflik saptamışlardır [48]. Karatepe ve arkadaşları, Niğde ilinde 2004 yılında 110 koyunu SFDT ile toxoplasmosis yönünden muayene etmişler ve %50.90 oranında seropozitiflik tespit etmiş ve bu yöredeki koyunlarda enfeksiyonun yaygın olduğunu vurgulamışlardır [49]. Tütüncü ve arkadaşları, 2001 yılında Van ilindeki 300 koyunu SFDT ile T. gondii antikorları yönünden incelemişler ve %46 oranında seropozitiflik tespit ederek Van ilinde enfeksiyonun yaygın olduğunu belirterek oranın yüksek olmasının çiğ köfte gibi yiyeceklerin sık olarak tüketilmesiyle ilgili olabileceğine dikkat çekmişlerdir [50]. Çiçek ve arkadaşları, 2004 yılında Afyon ilinde bir yaşın üstündeki 172 koyunu SFDT ile serolojik olarak muayene etmişler ve muayene sonucunda %54.65 oranında seropozitiflik tespit etmişlerdir. Araştıcılar yüksek seropozitiflik oranını yöredeki çiğ veya az pişmiş koyun eti tüketiminin fazla olmasıyla ilişkilendirmişlerdir [51]. Öncel ve arkadaşları, Yalova iline bağlı iki ilçeden toplam 63 koyunu 2005 yılında SFDT ve LAT ile toxoplasmosis seropozitifliği yönünden incelemiş ve SFDT ile %66.66, LAT ile %65.08 oranlarını tespit etmişlerdir. SFDT yi referans test olarak kabul eden araştırıcılar iki test arasındaki uyumluluğu %73.01 olarak kabul etmişlerdir [52]. Sevgili ve arkadaşları, 2005 yılında Şanlıurfa ilinde 300 koyundan alınan kan serum örneklerini SFDT ile T. gondii antikorları yönünden incelemişler ve seroprevalansı %55.66 olarak tespit ederek cinsiyet, ırk ve yaş faktörlerinin hastalığın yaygınlığı ile bir ilgisinin olmadığını belirtmişlerdir. Araştırıcılar 1/64 ve daha yüksek dilüsyonlarda %34 12