KADINA YÖNELİK ŞİDDET RAPORU



Benzer belgeler
KADINA YÖNELİK ŞİDDET RAPORU

KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ

ESP/SOSYALİST KADIN MECLİSLERİ

Kadına YÖNELİK ŞİDDET ve Ev İçİ Şİddetİn Mücadeleye İlİşkİn. Sözleşmesi. İstanbul. Sözleşmesİ. Korkudan uzak Şİddetten uzak

İsyanım. Suskunluğumda. Şiddetin. Başucumda ŞİDDET VERİLERİ

Kadınlar kimsenin namusu değildir

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI

İNSAN HAKLARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI ARALIK AYI İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU ARALIK 2012

25 KASIM KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI DAYANIŞMA GÜNÜ

Erkek egemenliğine, sömürüye, şiddete ve cinsel ayrımcılığa hayır demek için

KADINA ŞİDDET SAATLİ BOMBA MI? ERAY KARINCA

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 3 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU BİLANÇO 05 MAYIS 2017 İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ

GMO 1. KADIN ÇALIŞTAYI

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 6 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU -BİLANÇO-

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 9 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU -BİLANÇO-

Şiddetli Geçimsizliğin Çözümü Şiddet Değildir!!

ÖZEL CEZA HUKUKU Cilt I ULUSLARARASI SUÇLAR

TÜRKİYE DE MAĞDUR ÇOCUKLAR

2016 YILI İLK 9 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

Mirbad Kent Toplum Bilim Ve Tarih Araştırmaları Enstitüsü. Kadına Şiddet Raporu

2016 YILI DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

Sayın Komiser, Saygıdeğer Bakanlar, Hanımefendiler, Beyefendiler,

TABLOLAR ŞEKİLLER KISALTMALAR ÖN SÖZ SUNUŞ BÖLGELER VE İLLER HARİTASI 27

- Dünya'da aile içi şiddet: - Yanlış İnanış: "Aile içi şiddet sanıldığı kadar yaygın değildir."

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELE

T.C. AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI Trabzon Koza Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi PINAR ÖŞME PSİKOLOG

2016 YILI İLK 6 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

Şiddete. Gürcan Banger. 15 Ocak 2007

TÜRKİYE DE KADIN CİNAYETLERİ RAPORU 1 01 Ocak Aralık 2018

2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU

Çocuk İstismarını ve İhmalini Önleme Kongresi Eylül 2009 Ankara

İçindekiler TEMEL KAVRAMLAR

CİNSEL SALDIRILAR ACİL HEKİMİNİN SORUMLULUKLARI. Dr. Serhat KOYUNCU Gaziosmanpaşa Üniversitesi Acil tıp A.D

Sağlık Personeline Karşı İşlenen Suçlar. Dt. Evin Toker

TMMOB MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI

KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ

Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesinin Uygulanması

Yrd. Doç. Dr. AHMET HAMDİ TOPAL. KTÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ. DEKAUM Kadın Hakları Ve Sorunları Uygulama Ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü

Kadına Yönelik/Cinsiyet Temelli Şiddet: Uluslararası ve Ulusal Gelişmeler, İlkeler ve Devletin Sorumluluğu. Cinsiyet Eşitliği İzleme Derneği

SAĞLIKLI ŞEHİR HAREKETİ KADIN ÇALIŞMALARI Kasım Eylül 2011

ĠNSAN HAKLARI DERNEĞĠ HUMAN RIGHTS ASSOCIATION

ÇALIŞTAY II ÜNİVERSİTELERDE CİNSEL TACİZ VE CİNSEL SALDIRIYA KARŞI NELER YAPILABİLİR? ÇALIŞTAYI II 04 EKİM 2012 ÇALIŞTAY RAPORU GİRİŞ

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELE İÇİN KADIN KONUKEVLERİ PROJESİ 7 MAYIS 2014-ANKARA. Saygıdeğer Misafirler, Değerli Basın Mensupları

2 Kasım Sayın Bakan,

Cansu KOÇ BAŞAR ROMA STATÜSÜ BAĞLAMINDA İNSANLIĞA KARŞI SUÇLARDA DEVLET POLİTİKASI

YAŞAM BOYU DÖNEMLERİNE GÖRE KADIN CİNSİYETİNİN KARŞILAŞTIĞI SORUNLAR / OLAYLAR

İLTİCA HAKKI NEDİR? 13 Ağustos 1993 tarihli Fransız Ana yasa mahkemesinin kararı uyarınca iltica hakkinin anayasal değeri su şekilde açıklanmıştır:

KADINLARA KARŞI ŞIDDETIN TASFIYE EDILMESINE DAIR BILDIRI. Genel Kurulunun 20 Aralık 1993 tarihli ve 44/104 sayılı Kararıyla ilan edilmiştir.

İnsanların, sadece insan olması nedeniyle sahip oldukları devredilemez ve vazgeçilemez haklardır.

Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi Konusunda Sağlanan Gelişmelerde Hukukun Rolü Deniz ÇELİK *

CİNSİYET EŞİTLİĞİ MEVZUAT ÇERÇEVESİ: AB/TÜRKİYE

HUKUK VE ADALET DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI (Ortaokul 6, 7 veya 8. Sınıf)

KADIN ÇALIġMALARI ġube MÜDÜRLÜĞÜ KADIN DANIġMA MERKEZĠ BĠRĠMĠ 2013 YILI VERĠLERĠ

Sağlık Çalışanlarına Psikolojik Şiddet: Mobbing. Prof.Dr.Türkan Günay Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı AD.

KADIN DAYANIŞMA VAKFI 2014 YILI KADIN DANIŞMA MERKEZİ FAALİYET RAPORU 1 OCAK 31 ARALIK 2014

İKİNCİ DAİRE KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR

Kadına Yönelik Şiddet

Proje. Yardım Operasyonları Proje Ortakları: Birleşmiş Milletler Dünya Nüfus Fonu (UNFPA), Ankara İl Halk Sağlığı Müdürlüğü

Sağlık Çalışanlarının Maruz Kaldığı Şiddete Karşı Ceza Hukuku Tedbirleri Almanya daki son kanun değişiklikleri ve Türk ceza hukukundaki durum

2006 Yılı Türkiye Đnsan Hakları Đhlalleri Bilançosu

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI

JANDARMANIN KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELE FAALİYETLERİ VE UYGULANAN İŞLEMLER. KYAİŞ ile Mücadelede Jandarmanın Rolü

25 Kasım da kadınlar Ankara daydı!

Ev içi şiddeti önleme nihai kararı 2007 Suçlar (Ev İçi ve Kişisel Şiddet) Yasası

KRİMİNOLOJİ -I- 11 Aralık 2014 Suçun Ölçümü 2. Yar.Doç.Dr. Tuba TOPÇUOĞLU İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ

Mülteci topluluklarından herhangi birinde, evlerinden uzaklaşmış olan insanların yaklaşık yüzde ellisini kadınlar ve kız çocukları oluşturmaktadır.

Bu raporda yer alan bilgiler, İHD Marmara Bölgesi ne yapılan bireysel başvurular,

Aile Bülteni. ANKA Çocuk Destek Programı nın Tanıtımı Yapıldı. aile.gov.tr

ANADOLU Eğitim Sendikası BASIN DUYURUSU

Cinsel istismarlı hastaya yaklaşım. Doç. Dr. Mücahit KAPÇI ADÜ Tıp Fakültesi Acil Tıp AD.

Bu amaç çerçevesinde Yükseköğretim Kurumları aşağıda belirtilen faaliyetlerde bulunmayı taahhüt ederler:

Manisa İl merkezinde Yaşayan Kadınların Aile İçi Şiddete İlişkin Görüşleri, Deneyimleri ve Etkileyen Faktörler

ÇOCUK İSTİSMARININ MEDYADA YER ALMA BİÇİMİNİN RUHSAL ETKİLERİ

Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetin Kadın Sağlığına Etkileri. Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele Projesi


Çok Yönlü ve Kapsamlı Ele Alınması Gereken Bir Konu

İNSAN HAKLARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI HAZİRAN-TEMMUZ-AĞUSTOS AYLARI İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU

Şiddet. Tanımı. İstanbul Sözleşmesi

Fark Ettikçe, Birlikte Güçleniyoruz...

Türkiye Cezasızlık Araştırması. Mart 2015

TOPLUMSAL CİNSİYET TOPLUMDA KADINA BİÇİLEN ROLLER VE ÇÖZÜMLERİ

ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U)

ENGELLİ KADINLARIN HAK TEMELLİ MÜCADELE ADIMLARI PROJESİ

Mobbing Araştırması. Haziran 2013

2 Aile yapısı ve yaşam şekli, yaşam evresi merasimleri ve dini bayramlar. 5 Çocuk hakları ve aile rolü. 8 Demokrasi ve değerler

8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ 1 MAYIS 10 KASIM ATATÜRK Ü ANMA ETKİNLİĞİ SANATSAL ETKİNLİKLER

Son 5 Yılda Türkiye Medyasında İnsan Hakları ve Nefret Söylemi. Şubat 2015

SAVCILARIN ROLÜNE DAİR İLKELER

ENEL HİZMETLER İŞÇİLERİ SE

Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Kuzey Kıbrıs Kampusu Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini Destekleme ve Cinsel Tacizi Önleme Birimi Yönergesi

İş Yeri Hakları Politikası

Namus adına kadınlara ve kızlara karşı işlenen suçların ortadan kaldırılmasına yönelik çalışma

6098 SAYILI TÜRK BORÇLAR KANUNU ÇERÇEVESİNDE MOBBİNG. Avukat Ümit Işıl Gültekin Gültekin Hukuk Bürosu

Resmi Gazete Tarihi: Resmi Gazete Sayısı: NİĞDE ÜNİVERSİTESİ KADIN ARAŞTIRMALARI UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

İnsanlık ailesinin tüm üyelerinde bulunan onuru ve onların eşit ve ayrılmaz haklarını tanımanın dünyada özgürlük, adalet ve barışın temeli olduğunu,

Haklara Tecavüz Halinde Hukuki Ve Cezai Prosedür

TÜRKİYE DE KADIN İŞÇİ GERÇEĞİ: DAHA FAZLA AYRIMCILIK, DÜŞÜK ÜCRET, GÜVENCESİZ İSTİHDAM

Transkript:

İHD İstanbul Şubesi dokümantasyon birimi tarafından, İHD Şubelerine yapılan başvuru, kadın örgütlerinin hazırladıkları araştırma ve inceleme çalışmaları, basın ve yayında çıkan haber, makalelerden yararlanarak KADINA YÖNELİK ŞİDDET RAPORU 2005 / Ağustos 2011 yılları arasında gerçekleşen, kadınlara yönelik cinayet yaralama taciz ve tecavüz olaylarını kapsamaktadır. İçindekiler GİRİŞ... 2 İSTATİSTİKSEL VERİLER... 3 GRAFİK 1. 2011 YILI İLK 8 AYI İÇERİSİNDE KADINA YÖNELİK ŞİDDET OLAYLAR... 3 GRAFİK 2. 2005-2011 YILLARI ARASINDA KADIN CİNAYETLERİ... 4 GRAFİK 3. 2005-2011 YILLARI ARASINDA YARGIYA İNTİKAL ENDEN KADINA YÖNELİK TECAVÜZ VAKALARI... 5 GRAFİK 4. 2005-2011 YILLARI ARASINDA YARGIYA İNTİKAL EDEN KADINA YÖNELİK TACİZ VAKALARI... 5 SONUÇ... 6 1 Katip Mustafa Çelebi Mah. Çukurluçeşme Sk. Bayman Apt.No:2/1 Beyoğlu/İstanbul

GİRİŞ Kadına şiddetin evrensel bir olgu olmasının temel nedeni kadının gerek toplum, gerekse devletin ataerkil yapısı karşısında korunmasız olmasıdır. Kadınlar, devlet eliyle meşrulaştırılan bir düzende toplumda ikincil bir konumda tutulup, ataerkil yapının baskısı altında ezilmektedir. Tarih boyunca, kadın, kadın kimliğinin ötesinde ulus-devlet projelerinin temel yapı taşı olan ailenin bir parçası olarak, ulusun devamını sağlayacak vatandaşlar yetiştirmek üzere konumlanmıştır. Bununla birlikte, kadınların bireysel kimlikleri devletler tarafından göz ardı edilmiştir. Ataerkil yapının bir gereği olarak; devlet, aileyi ve ailenin bekasını kutsayarak, bunu taşıma görevini kadına yüklemiştir. Ancak; bu durum, kadının aile içinde yaşadığı şiddeti ve baskıyı devlet ve toplum eliyle üzerine yüklenen sorumluluğu sürdürme adına normalleştirmesine, bunu kabullenmesinde büyük rol oynamıştır. Kimlik mücadelelerinin güçlendiği bir dönemde kadın hakları için verilen mücadele ile birlikte önemli yollar kat edilse de ataerkil sistem kendini yeniden üretmeye, hem devlet hem toplum bazında hükmünü sürdürmeye devam etmektedir. Önü alınamayan ve son yıllarda hızla artan kadın cinayetleri bunun ne yazık ki en önemli göstergelerinden biridir. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye de de kadına yönelik hak ihlalleri sistematik olarak devam etmektedir. Çünkü şiddeti olağan gören, şiddeti meşrulaştırma yönünde açık mesajlar veren, toplumsal değerler ve normları besleyen bir erkek egemen kültür, kadın üstündeki tahakkümünü sürdürmektedir. Yaşanan kadın cinayetlerine ilişkin toplumsal duyarlılığın yetersiz olması ve bu durum karşısında devletin caydırıcı önlemler almaması, istatistik verilerimizde görüleceği gibi, kadın cinayetlerinde büyük bir artışın yaşanmasında rol oynamıştır. Türkiye de kadın cinayetlerinin büyük bir kısmını namus adına işlenen cinayetler oluşturmaktadır. Namus üzerinden temellenen söylemlerle, kadınlar şiddete maruz kalmakta ve bunu olağan gören erkek egemen zihniyet hükmünü sürdürmektedir. Bunun en temel nedeni ise, kadın bedenlerinin namus üzerinden disipline edilip kontrol edilmek istenmesidir. Bu, toplum tarafından kadın üzerinde bir tahakküm oluşturularak olağan kılınmak istenirken, devlet eliyle de bu olgu güçlendirilmektedir. Özellikle, kadın cinayetlerinin yargılama sürecinde kadının namusu önemli bir parametre olarak görülmüş, kadın namusuna, aile onuruna aykırı bir eylemde bulunduğu tespit edildiği takdirde, cinayeti işleyenin cezasında ağır tahrik adı altında indirime gidildiği görülmüştür. Öteden beri otoriter devlet geleneğinin sosyal mühendislik girişimlerine maruz kalan, ataerkil, erkek egemen, cinsiyetçi bir kültürün egemen olduğu bir coğrafyada kadınları koruyan politikalar üretilmemesi doğaldır. Yıllarca aile içi sorun diye, şiddet görmüş kadınlar karakollardan, hastanelerden kutsal aile kurumunu koruma adına şiddet gördükleri evlerine geri gönderilmiştir. Ne yazık ki, hatta, hukuki süreç başlamış bile olsa, bu kez de, yargı aktörlerinin aileyi kutsayıcı bakış açılarının bir sonucu olarak, kadının eşine anlayış göstermesi, çocukların ve aile kurumunun bekası için yuvayı bozmaması gerektiği nasihat ve tavsiye adı altında normalleştirilerek dikte edilmektedir. Bu da kadınları, özellikle aile içinde yaşanan şiddetle ilgili herhangi bir hukuki sürece başvurmaktan alıkoymakta, onların devlet tarafından korunacaklarına duydukları inancı sarsmaktadır. Dolayısıyla, kadınların destek ve korunma taleplerinin yetersizliği, kadının yaşam hakkına ilişkin ciddi bir tehdit oluşturmaya devam etmektedir. Bu bağlamda, devletin ataerkil toplum normlarını yıkmak yerine bizzat taşıyıcı güç olmasıyla birlikte kadın için gerekli olan toplumsal koruma kurumsallaştırılamamıştır. Yasal zeminde birtakım düzenlemeler yapılmış olmasına karşın bu değişikliklerin mevcut uygulamada bir karşılığı olmadığı görülmüştür. Ancak yasal düzenlemelerin etkin bir şekilde uygulanması ve toplumsal duyarlılığın artması birbirini tamamlayan süreçler olarak bir araya geldiğinde bu alanda yol alınabileceği açıktır. Yasal düzenlemeler, kadını aşağılayan, küçük düşüren her davranışın ve ona yönelik şiddetin bir insan hakları sorunu ve bir sosyal adaletsizlik kaynağı olduğu ön kabulü temelinde gerçekleştirilmelidir. 2 Katip Mustafa Çelebi Mah. Çukurluçeşme Sk. Bayman Apt.No:2/1 Beyoğlu/İstanbul

Bu noktada, yapılması gereken, devleti kadını şiddete, cinsiyetçi tahakküme, ayrımcılığa karşı korumayı amaçlayan politikalar benimsemeye, bu politikaları uygulamayan, uygulamada isteksiz davranan devlet görevlilerine cezai müeyyideler getirmeye zorlamaktır. Ayrıca, kadının yaşam hakkına yönelik ihlallere karşı toplumda farkındalık yaratmak için, duyarlı bütün Sivil Toplum Örgütlerinin (STÖ) sorumlu davranması ve kadın cinayetlerine karşı etkin önlemler alınması konusunda bir tartışma platformu oluşturması gerekmektedir. Bu raporu hazırlarken, birçok kurumun çalışmasını inceledik ve birçok arşivden güncel bilgileri edindik. Özellikle son dönemlerde kadın cinayetlerinden dolayı basında çıkan haberleri kaynak olarak kabul ettik. İnsan Hakları Derneği şubelerine yapılan başvurularından yaralandık. Başvurular alınırken birçok kadınla birebir görüştük. Hikâyelerini dinledik. Bu süreçten sonra, kadına yönelik hak ihlallerin verilerini bir araya getirerek raporlaştırdık. Bu bağlamda belirtmek gerekiyor ki, özellikle taciz ve tecavüz vakalarında, kadınların aile, akraba, sevgili ve çevrelerinden çekindikleri için, şikâyetçi olmadıklarından kaynaklı, taciz ve tecavüz vakaları istatistiksel olarak grafiklerimize tam olarak yansımadığının farkındayız. İSTATİSTİKSEL VERİLER Yaptığımız araştırmaya göre, 2011 yılı ilk 8 ayı içerisinde, 143 kadın öldürülmüş, 76 kadın cana kasteden saldırı sırasında yaralanmış ve bunun dışında mahkemelere intikal eden 82 tecavüz vakası meydana gelmiştir. GRAFİK 1. 2011 YILI İLK 8 AYI İÇERİSİNDE KADINA YÖNELİK ŞİDDET OLAYLAR 3 Katip Mustafa Çelebi Mah. Çukurluçeşme Sk. Bayman Apt.No:2/1 Beyoğlu/İstanbul

Katil zanlılarının % 25 i 18 yaşından küçük,18-30 yaşları arasındaki zanlıların oranı ise % 24 tür. Onları da % 27lik oranlarla 31-40 ve 41-50 yaş gruplarındaki zanlılar izlemiştir. 51-60 yaşları arasındaki zanlıların oranı % 18, 61-70 yaş grubundakilerin oranı ise % 6 dir. Yaralama olaylarının faillerinin % 35'i, mağdurların ise % 65'i 18 yaşından küçüktür. Erkek şiddeti sonucu yaralanan kadınların % 32'si 18-31 yaşları arasındadır. Tecavüz failleri arasında yaşları 18'den küçük olanların oranı % 68'i 19 yaş üzeridir. % 32 sinin 18 yaş altında olduğu görülmektedir. Tecavüz mağdurlarının ise, % 62'si 18 yaşından küçük, % 18 19-40 yaş arasıdır. % 12 si 41-50 yaş arasındadır. 50 yaş üzeri mağdurların oranı ise % 8 dir. 2011 yılı ilk 8 ayı içerisinde Türkiye de yaşanan, kadına yönelik hak ihlalleri verilerine göre, her 100 kadından 16 sı cinsel şiddete uğramaktadır. Yine bu verilere göre, 15 kadından 5 i eşi veya birlikte olduğu kişiler (sevgili veya seks işçiliğinde beraber olduğu kişi) tarafından fiziksel şiddete uğramaktadır. Ayrıca, kadınların % 55 i duygusal şiddete, % 18 i birlikte olduğu kişi ve kişilerin ekonomik şiddetine maruz kalmaktadır. Türkiye genelinde 17 yaşından sonra yaklaşık her 15 kadından 1 i yakın ilişkide olduğu kişiler tarafından fiziksel şiddete, her 19 kadından 1 i gebelikte fiziksel şiddete maruz bırakılmıştır. 17 yaşından önce cinsel istismarın oranı ise % 6 dır. Araştırmamızın en çarpıcı sonucu ise, fiziksel ve cinsel şiddet yaşamış kadınların yüzde 88 i ne yakın çevresine, ne sivil toplum örgütüne, ne de devlet kuruluşlarından birine başvurmuştur. Bunun temel nedeninin ise, korku, ayıplanma, olayın duyulması endişesi, namus, dedikodu vb. gerekçeler olduğu görülmektedir. GRAFİK 2. 2005-2011 YILLARI ARASINDA KADIN CİNAYETLERİ 2005 ve 2011 yılı arasında toplam 4190 kadın, erkekler tarafından öldürüldü. Cinayetler en çok 2009 yılında meydana geldi. Verilerimize göre 2007 yılında 1011 ve 2009 yılında 1126 kadın öldürülmüştür. 4 Katip Mustafa Çelebi Mah. Çukurluçeşme Sk. Bayman Apt.No:2/1 Beyoğlu/İstanbul

GRAFİK 3. 2005-2011 YILLARI ARASINDA YARGIYA İNTİKAL ENDEN KADINA YÖNELİK TECAVÜZ VAKALARI 2005-2011 ilk 8 ayı içerisinde yargıya intikal eden 3074 kadın tecavüze uğramıştır. Tecavüz edenler; kamuda görevli, polis, asker, öğretmen ve sivil kişilerdir. GRAFİK 4. 2005-2011 YILLARI ARASINDA YARGIYA İNTİKAL EDEN KADINA YÖNELİK TACİZ VAKALARI 5 Katip Mustafa Çelebi Mah. Çukurluçeşme Sk. Bayman Apt.No:2/1 Beyoğlu/İstanbul

2005-2011 yılları arasında, 3320 kadın tacize uğradığı gerekçesiyle yargıya başvurmuştur. Ancak genel kamuoyu araştırmasına göre, 2005-2011 yılları arasında, 110 binin üzerinde kadının cinsel saldırıya maruz kaldığı tahmin ediliyor. Fakat mağdur kadınların % 40 ının aile, akraba, sevgili ve törelerden korktukları için şikâyetçi olmadıkları öngörülüyor. SONUÇ Araştırmamızın önemli bir kaynağını oluşturan gazete haberlerini incelediğimizde, önemli bir tespit olarak, kadın cinayetleri ile ilgili hakim söylemin, medya dilinin son yıllarda değişmeye başladığını tespit ettik. Son yıllara kadar, özellikle ana akım medyada kadına karşı şiddet, yalnızca töre cinayeti özelinde değerlendiriliyor ve bu şekilde bu şiddet kültürü yalnızca belli bir coğrafyaya mal ediliyordu. Namus cinayetlerini törelerin sonucu olarak görmek, onu ataerkil toplum normlarından ayırıp yalnızca belli bir toplumun ve kültürün bir parçası olarak addetmeye yol açıyordu. Bu bağlamda, kadına şiddet şehirli, eğitimli, orta sınıfın oluşturduğu yapının çok dışındaymış ve bu zümreye ait kadınlar, erkeklerin şiddetine maruz kalmıyormuş gibi bir bilinç yaratılmaktaydı. Bu, fazlasıyla modernist bakış açısı aynı zamanda ötekileştirici bir dil takınarak kadın cinayetlerini töre cinayetleri bağlamında yalnızca Kürt bölgelerine ait bir olgu olarak sunuyordu. Ancak yapılan araştırmalar, şehirli eğitimli kadınlar da her türlü duygusal ve fiziksel erkek şiddetine maruz kaldığını ortaya koymaktadır. Türkiye de devlet eliyle korunan ataerkil yapı; sınıf, eğitim seviyesi, etnik yapı, kültür farklılığı gözetmeksizin kadınları ikincil konumda tutup, kadınlara uygulanan şiddeti olağanlaştırmaya devam etmektedir. Medya dilinin bu anlamda değişmeye başlaması büyük önem taşımaktadır; çünkü şiddet kültürünü bir coğrafyaya mal eden hakim anlayış, ataerkil normları yıkmak, onu dönüştürmek için mücadele etmek yerine ötekileştirici bir zihniyetle bu sorun yalnızca o kadınların sorunuymuş algısı yaratabilmekteydi. Oysaki kadın cinayetleri ne yalnızca o kadınların sorunu ne de yalnızca kadınların sorunu. Kadın ve erkek arasındaki güç dengesizliği yalnızca toplumun ürettiği bir olgu olmasının ötesinde devlet eliyle de bilfiil desteklenen bir yapı olduğundan, kadınların bu eşitsizliği aşması yalnızca kendilerinden kaynaklanan süreçlerle gerçekleşmeyecektir. Kadınlar elbette kendi dönüşümlerini sağlamak adına kendilerini geliştirmeli, haklarının farkında olmalı, bilinçli olmalıdırlar; ancak, bu sorun yalnızca kadınların kendilerini dönüştürmesiyle çözülecek bir sorun değildir. Temel olarak, aile yaşamında belirlenen roller, kadının toplumdaki ikincil statüsü, kadın bedeni üzerinde devletin ve erkek egemen anlayışın hâkimiyeti ancak devletin topluma nüfuz eden organlarıyla ve ataerkil normların yıkılması için çalışmasıyla mümkün olacaktır. Araştırmamızın sonucunda, Kadın cinayetlerine dair 7 yıllık verileri incelediğimizde, tecavüz ve taciz gibi cinsel saldırı suçlarında % 38 lik bir artış olduğu görülmektedir. Kadın cinayetlerinin nedenleri arasında ilk sıralarda namus davası, yoksulluk, işsizlik, aldatma, evi terk etme boşanma, cinsel ilişkiye girmek istememe yer almaktadır. Öte yandan, yapılan araştırmalarda kadına yönelik şiddeti doğuran aile dinamikleri hakkında hiçbir bilgi birikiminin, kayıt ve belgeleme sistemlerinin bulunmadığı görülmüştür. Türkiye de yaşanan, kadına yönelik şiddet ve cinayet olaylarının, en az % 64 ünde, mağdurların tehdit altında olduğu, aileleri, akrabaları, arkadaşları ve çevrelerince bilinmektedir. Tehdit altında olan kadınların birçoğunun, ailelerinden, eşlerinden, sevgililerinden, sapıklarından, ya da tehlike sezdikleri herhangi birinden, başlarına bir şeyler geleceği ve can güvenliklerinin bulunmadığı, tehdit edildikleri ya da şiddet gördükleri gibi gerekçelerle, karakollara ya da savcılığa başvurdukları tespit edilmiştir. Sonuç olarak, kadına yönelik şiddetin artarak devam etmesinde egemen ataerkil yapının ve toplumun tüm kurumlarında şiddeti olağan gören cinsiyetçi kültürün yeniden üretiminin büyük rol oynadığı açıkça görülmektedir. Kendisi de ataerkil bir yapının ürünü olan devlet kadına yönelik şiddeti önleyecek politikalar üretmekte yetersiz kalmaktadır. Devlet tüm kurumları ile kadını 6 Katip Mustafa Çelebi Mah. Çukurluçeşme Sk. Bayman Apt.No:2/1 Beyoğlu/İstanbul

kişiliksizleştiren, onur kırıcı, şiddet içeren saldırganlığa karşı caydırıcı yasal önlemler almalıdır. Ayrıca şiddet uygulaması muhtemel kişi ve grupları etkisizleştirici, bunlara karşı kadını koruyucu yasal ve idari mekanizmalar kurulmalıdır. Korumaya muhtaç kadınlar ve çocuklarını korumak için sözlü saldırı ve tehditlerin fiili saldırıya dönüşmesi beklenmemelidir. Kadının sosyal-ekonomik statüsünün yükseltilmesi, eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması bir sosyal politika olarak benimsenmelidir. Aksi takdirde kadının sosyal adaletten yoksun konumu onu her zaman şiddete karşı savunmasız bırakacaktır. Bu bağlamda, temel amacı devlete karşı bireyin haklarını korumak olan sivil toplum örgütleri bu alanda daha aktif rol oynamalı, erkek egemen toplumda ikinci sınıf muamelesi gören kadınların uğradığı başta fiziksel olmak üzere cinsel, duygusal ve ekonomik şiddete karşı toplumsal refleks oluşturmak için ortak hareketi hedefleyen platformlar oluşturmalıdırlar. Kadına yönelik şiddeti kamuoyunda görünür kılmak ve çözüm geliştirmek için yetkililer üzerinde baskı oluşturmalı, bu amaçla araştırmalar yapılmalı, raporlar hazırlamalı ve kamuoyunu harekete geçirerek devleti adım atmaya zorlamalıdır. Bu rapor, İHD İstanbul dokümantasyon birimi tarafından hazırlanmıştır. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz İNSAN HAKLARI DERNEĞİ İSTANBUL ŞUBESİ 21.09.2011 7 Katip Mustafa Çelebi Mah. Çukurluçeşme Sk. Bayman Apt.No:2/1 Beyoğlu/İstanbul