Ankara da SELÇUKLU MİRASI Arslanhane Camii (Ahi Şerafeddin) 58 YEDİKITA
Çizim: Yük. Mim. Mehmet Emin Yılmaz 11. yüzyıldan başlayarak Anadolu ya yerleşmeye başlayan Türkler, doğuda Ermeni ve Gürcü yapıları, güneydoğuda Eyyubi, Orta ve Batı Anadolu da Roma ve Bizans eserleriyle karşılaşmışlardır. Bunların hiçbirinin ahşap direkli camilerle ilgisi ve benzerliği yoktur. Bu tipin Anadolu ya Türklerle geldiğini ve daha önce yaşadıkları bölgelerdeki yapılardan esinlenmelerle geliştiğini söyleyebiliriz.... MEHMET EMİN YILMAZ Y. Mimar -Restorasyon Uzmanı... YEDİKITA 59
Ahi Şerafeddin Camii, Ankara Samanpazarı nda, kale surları yakınında Arslanhane Mahallesi ndedir. Caminin kuzeydoğusundaki Ahi Şerafeddin Türbesi nin dış duvarındaki arslan heykellerinden dolayı Arslanhane Camii olarak da anılmaktadır. Arslanhane (Ahi Şerafeddin) Camii, ahşap sütunları, bindirme tekniğiyle yapılmış tavanı, ahşap minberi ve alçı mihrabıyla Ankara daki Selçuklu eserlerinin en ihtişamlısıdır. Camide, bânisini ve yapım tarihini net olarak belirten herhangi bir kitabe bulunmamaktadır. Buna karşılık yapının ahşap minberindeki kitabe, caminin II. Gıyaseddin Keykavus oğlu Mesut zamanında H. 689 /M. 1289-90 yılında Ahi Şerafeddin in babası Hüsameddin ve amcası Hasanneddin tarafından yapıldığını belirtmektedir. Anadolu da 1270-80 lerden itibaren Müslüman esnafların müesseseleştirdiği Ahilik teşkilatı Ankara da güçlüydü. Ahi teşkilatı, çeşitli cami ve mescitleri de yaptırmaktaydı. Anadolu nun Müslümanlaşmasında Ahi dervişlerinin büyük rolü vardı. Ahi Şerafeddin (Arslanhane) Camii nin Ankara da 13. yüzyıl sonunda güçlenmeye başlayan Ahi teşkilatının mensuplarından Ahi Şerafeddin adına yapıldığı anlaşılmaktadır. Cami, güneyden kuzeye doğru yükselen, eğimli bir arazide yer alır. Yapının genelinde devşirme ve moloz taş kullanılmıştır. Yapının doğu ve batı cephelerinde bulunan kapılarını çevresinde ve minaresinde ise tuğla yer almaktadır. Dikdörtgenler prizması biçiminde ve sade bir yapı olarak inşa edilen cami kuzey doğu köşesinden yükselen bir minareye sahiptir. Caminin biri doğu yönünde, diğeri batı yönünde ve sonuncusu da kuzey yönünde olmak üzere üç adet kapısı bulunmaktadır. Doğu ve batı kapıları ile doğrudan harime (iç mekâna) ulaşılırken, arazinin eğimli yapısı nedeniyle kuzey kapısından kadınlar mahfiline geçilmektedir. Kuzey kapısının daha süslü ve daha görkemli yapısının olması, buranın hünkâr mahfili olarak da kullanılmış olabileceğini düşündürmektedir. Arslanhane (Ahi Şerafeddin) Camii, Anadolu ya özgü, ahşap direkli Selçuklu camilerinde sık görülen uzunlamasına plan düzeninde çok sayıda taşıyıcı ayaklarla oluşturulmuş beş dikey sahınlı bir şemaya sahiptir. Orta sahın yan sahınlardan daha geniş ve yüksek olarak düzenlenmiştir. Harim bölümünde yer alan ahşap sütunlar altışar adet olarak dört sıra halinde dizilmiştir. Bu ahşap sütunlar birbirlerinden farklı Roma dönemine ait devşirme taş sütun başlıkları ile sonlanmaktadır. Tavan sistemi genel anlamı ile sahınları belirleyen ve çatının yüklerini sütunlar yardımı ile taşıyan ahşap hatıl kirişleri ile bir üst kademede bunlara dik yönde sıralanmış kirişlerden oluşmaktadır. Anadolu da benzeri olmayan mihrap, gerek çini ve alçının birlikte kullanılması, gerek üslup ve gerekse alçı işçiliği bakımından, 12. -13. yüzyıl İran daki Büyük Selçuklu geleneğine bağlanmakta ve minber ile birlikte Miladi 1290 tarihinde yapılmış olduğu kabul edilmektedir. Arslanhane Camii nin cevizden yapılmış minberi devrinin en başarılı örneklerindendir. Selçuklu devrinin tipik özelliklerini yansıtan minber iyi durumda orta boy bir örnektir. Şerefe ve külah kısımları yenilenmiştir. H. 689 (1289-90) tarihini veren minber kitabesi caminin yeniden yapılış (onarım) devrini belirlemektedir. Minberin yan aynalıkları ve şerefe altı Selçuklu döneminin ünlü geçme tekniği olan kündekarinin 60 YEDİKITA
Tavan sistemi genel anlamı ile sahınları belirleyen ve çatının yüklerini sütunlar yardımı ile taşıyan ahşap hatıl kirişleri ile bir üst kademede bunlara dik yönde sıralanmış kirişlerden oluşmaktadır YEDİKITA 61
başarılı bir taklit örneğidir. Ankara Arslanhane Camii nin minberiyle kıyaslanabilecek kaliteli bir örneği sadece Beyşehir Eşrefoğlu Camii nde bulmaktayız. Bu kündekari minber devrinin en başarılı örneklerindendir. 11. yüzyıldan başlayarak Anadolu ya yerleşmeye başlayan Türkler, doğuda Ermeni ve Gürcü yapıları, güney-doğuda Eyyubi, Orta ve batı Anadolu da Roma ve Bizans eserleriyle karşılaşmışlardır. Bunların hiçbirinin ahşap direkli camilerle ilgisi ve benzerliği yoktur. Bu tipin Anadolu ya Türklerle geldiği ve daha önce yaşadıkları bölgelerdeki yapılardan esinlenmelerle geliştiğini söyleyebiliriz. Cami mimarisinde ilk örneklerin Medine de Hz. Muhammed in (s.a.v.) evinden geliştiğini biliyoruz. Kerpiç duvarlarla çevrili bu avlulu evin içindeki gölgelik, hurma ağacı gövdelerinden sütunlar ve dallarla yapılmıştı. Bu sistem 7. yüzyılın ilk yarısında Arabistan da inşa edilen camilerde uygulanmıştı. Mısır da, İran da, Orta Asya da bu tip camiler yapıldığı sanılmaktadır. Orta Asya da İslamiyeti kabul eden Türk boylarının çok direkli çadırlarda namaz kıldıkları ve bu seyyar camilerin daha sonraki cami mimarisini etkilemiş olması mümkündür. Prof. Dr. M.S. Andreyef tarafından 1915 yılında Tacikistan bölgesinde Oburdan da bulunan en eskisi 10. yüzyıl sonlarına ait olan ve halen Taşkent Müzesi nde sergilenen ahşap oymalı sütunlar bu geleneğe işaret etmektedir. Arap yarımadasından kaynaklanan, muhtemelen Orta Asya nın süslü çadır geleneğiyle daha güçlenen ahşap direkli cami yapma geleneği Orta Asya dan Anadolu ya göçen Türkler tarafından yeni yurda getirilmiş ve yeni bir gelişme göstermiştir. Türkmen çadırlarının oymalı ve süslü direkleri çadırın en önemli öğesi olarak kabul edilmiştir. Moğolların çadır direğini kâinatın ekseni ve güç sembolü olarak kabul ettiklerini biliyoruz. Sonuç olarak; Ankara Arslanhane Camii, Orta Asya geleneğini sürdüren, Anadolu mimari sentezinin çok ilginç ve başarılı bir örneğidir. ıı Kaynaklar: [1] Prof Dr. Gönül ÖNEY, Ankara Arslanhane Camii, Kültür Bakanlığı Yayınları/1125, Ankara-1990. [2] Dr. Bekir ESKİ- Cİ, Ankara Mihrapları, Kültür Bakanlığı Yayınları/2578, Ankara-2001. [3] OTO_DORN, K., Seldchukische Holzsaulenmoscheeen, Aust der Welt der Kunst. S.69. [4] M.Z. Oral, Anadolu da Sanat Değeri Olan Ahşap Minberler, Vakıflar Dergisi, Ankara-1962, s:53. [5] Cumhuriyetin Başkenti, Ankara Üniversitesi Yayınları, Ankara-2008. 62 YEDİKITA