HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI 28 KASIM - 01 ARALIK 2013 NEVŞEHİR



Benzer belgeler
HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI 31/10/ /11/2013 SAMSUN

1.GRUP TARAFINDAN TESPİT EDİLEN SORUN VE SORULAR

MURAT EĞİTİM KURUMLARI

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI SONUÇ RAPORU

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BİLAL MÜŞTAK BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/233)

T U T U K L A M A v e T U T U K L A M A S Ü R E L E R İ

Tanzimat tan Günümüze Anayasal Gelişmelerde Temel Hakları Sınırlayan Ceza Muhakemesine İlişkin Düzenlemeler

Kanuni (Doğal) Hakim İlkesi Hakimlerin Tarafsızlığı Genel Olarak Hakimin Davaya Bakmasının Yasak Olduğu

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...V ÖZET...VII ABSTRACT...VIII İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR LİSTESİ...XV GİRİŞ...1

100 Başlıkta Soruşturma Evresi

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU

KARAR 1 (672 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılmaya dair) Davalı : Başbakanlık /ANKARA

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN

CEZA MUHAKEMESİ HUKUKUNDA TUTUKLAMA

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN. BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler

CEZA MUHAKEMESİNDE SES VE GÖRÜNTÜ BİLİŞİM SİSTEMİNİN KULLANILMASI HAKKINDA YÖNETMELİK. (Resmi Gazete: 20 Eylül 2011, sayı: 28060) BİRİNCİ BÖLÜM

2:Ceza muhakemesinin amacı nedir? =SUÇUN İŞLENİP İŞLENMEDİĞİ KONUSUNDAKİ MADDİ GERÇEĞE ULAŞMAK

Sayı: Ankara, 24 /03/2014 ANKARA İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA

Bilgisayar, internet ve bilişim alanında uzmanlaşmış teknik personelin ve hızlı soruşturma ile yargılamanın temeli olan, konusunda uzmanlaşmış

SANIĞIN TEMYİZ AŞAMASINDAKİ TUTUKLULUK HALİNİN AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARARI IŞIĞINDA İFADE ETTİĞİ ANLAM VE BUNUN İÇ HUKUKUMUZDAKİ YANSIMASI:

ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR S. R. BAŞVURUSU

KPSS KAMU PERSONELİ SEÇME SINAVI

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ CEZA MUHAKEMESİ HUKUKU 2016 / 2017 ÖĞRETİM YILI BÜTÜNLEME SINAVI OLAY ÇÖZÜMÜ

İÇİNDEKİLER. Giriş 1 SORUŞTURMA EVRESİ. 1. SORUŞTURMA KAVRAMI ve SORUŞTURMANIN AMACI 3 2. SORUŞTURMANIN YÜRÜTÜLMESİNDEN SORUMLU MERCİ

KPSS KAMU PERSONELİ SEÇME SINAVI

İPTAL BAŞVURUSUNA KONU OLAN YASA MEDDESİ İLE İLGİLİ AÇIKLAMA:

Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza Muhakemesi Hukuku II. Dönem Vize Sınavı ( Saat:09.00 )

İsmail ERCAN THEMIS CEZA MUHAKEMESİ HUKUKU

ÜÇÜNCÜ KISIM Olağanüstü Kanun Yolları. BİRİNCİ BÖLÜM Karar Düzeltme ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının İtiraz Yetkisi

CEZA USUL HUKUKU DERSİ (VİZE SINAVI)

Türkiye de Çocukların Terör Suçluluğu. Dr. Yusuf Solmaz BALO

OHAL KAPSAMINDAKİ SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMALARDA AVUKATLARIN SAVUNMA HAKLARININ KISITLANMASI KONULU ARAMA KONFERANSI SONUÇ RAPORU

İsmail ERCAN THEMIS CEZA MUHAKEMESİ HUKUKU

T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU RET KARARI :F.Y.

Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Denetlenmesi

İÇİNDEKİLER SUNUŞ...V ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR...XV GİRİŞ...1

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN

İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine İlişkin Tarihli Yönetmeliğin 11 ve 19. Maddeleri Anayasaya Aykırıdır

Yrd. Doç. Dr. Selman DURSUN. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi

Özel Görevli Ağır Ceza Mahkemelerinin Tarihi Gelişimi

CEZA MUHAKEMESİ HUKUKU Ders Planı. Birinci Bölüm GİRİŞ VE GENEL BİLGİLER

İsmail ERCAN THEMIS CEZA MUHAKEMESİ HUKUKU

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN

Sahte Banknotların İncelenmesi Ve Değerlendirilmesinde Uyulacak Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik

5. A. TELEFON DİNLEMELERİNE İLİŞKİN DEĞERLENDİRMELER

T.C. HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU

Mevzuat Kroniği CEZA HUKUKU

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI 28 KASIM 1 ARALIK 2013 NEVŞEHİR

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU

İkinci Bölüm CEZA MUHAKEMESİNİN EURELERİ UE YÜRÜYÜŞÜ 7. CEZA MUHAKEMESİ TEŞKİLATI CEZA MUHAKEMESİNİN ŞARTLARI... 56

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI KASIM 2013 ŞANLIURFA

TİCARÎ SIR, BANKA SIRRI VE MÜŞTERİ SIRRI HAKKINDA KANUN TASARISI

KOVUŞTURMA ve SONRASI Tanık, polise veya savcıya ifade vermek zorunda mıdır?

Doğal Gaz Piyasasında Yapılacak Denetimler ile Ön Araştırma ve Soruşturmalarda Takip Edilecek Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

*#H$r#sN İstiklal Cad. Orhan Adli Apaydın Sk. Baro Han. K:2T Beyoğlu/İSTANB 1

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/115,120

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR TUNCAY YAZICI BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/735)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KARAR. Başvuru Numarası: 2013/8492. Karar Tarihi: 8/9/2014 İKİNCİ BÖLÜM KARAR

ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM

TÜRKİYE DE CEZA VE ADALET SİSTEMİ

ONÜÇÜNCÜ DAİRE USUL KARARLARI. Anahtar Kelimeler : Dava Açma Süresi, Yazılı Bildirim, Başvuru Mercii ve Süresi, Hak Arama Hürriyeti

SPKn İDARİ PARA CEZALARI

1982 Anayasası nın Cumhuriyetin Nitelikleri başlıklı 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti nin bir hukuk devleti olduğu kurala bağlanmıştır.

TUTUKLULUK TANIMI VE YASAMA DOKUNULMAZLIĞI HAKKINDA BİLGİ NOTU

"Tüketici Aleyhine Başlatılacak İcra Takibinde Parasal Sınır" "Tüketici Aleynine Ba~latllacak icra Takibinde Parasal ~ınırn

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/27

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

ANAYASA MAHKEMESİNDEN VERGİ USUL KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

ÖNSÖZ 3 EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YAZISI 5 İÇİNDEKİLER 7-12 KANUNLAR VE KAYNAKLAR BİRİNCİ BÖLÜM Genel Bilgiler Dersin adı ve konusu 17

Dr. SEYİTHAN GÜNEŞ Emekli Hakim HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI

MADDE GEREKÇELERİ MADDE

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI 31/10/ /11/2013 SAMSUN :KORUYUCU VE DESTEKLEYİCİ TEDBİRLER

IV) -Mahkemenin kararının dayanağı olan, Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu'nun 9. maddesi:

İÇİNDEKİLER. Ceza Hukuku Genel Hükümler

6698 SAYILI KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI KANUN UNUN AMACI VE KAPSAMI

1 ( TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KARAR BURAK EDİŞ BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/11177)

İKİNCİ KISIM Olağan Kanun Yolları. BİRİNCİ BÖLÜM İtiraz

7035 SAYILI YASA İLE TEMYİZ SÜRELERİ DEĞİŞTİ

Sayı : [02] /556/ /01/2013

Sirküler Rapor /70-1 ANAYASA MAHKEMESİNİN ÖZEL USULSUZLUK CEZASIYLA İLGİLİ BAŞVURUYA İLİŞKİN KARARI

İşbu Veri Sahibi Başvuru Formu nda yer alan bilgilerin doğru ve güncel olduğunu kabul ederim.

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire

Adlî ve İstihbarî Amaçlı İletişimin Denetlenmesi

BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNE YAPILMIŞ BAZI BAŞVURULARIN TAZMİNAT ÖDENMEK SURETİYLE ÇÖZÜMÜNE DAİR KANUN YAYIMLANDI

DERS 15: Adli Bilişim

İCRA VE İFLÂS KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN. Kanun No Kabul Tarihi :

İDARÎ YARGILAMA USULÜ KANUNU NUN 4. MADDESİ VE DİLEKÇELERİN KAYDA GİRİŞ TARİHİ

7536 İKİNCİ BÖLÜM Görev, Yetki ve Sorumluluklar

Yargıtay 13, Hukuk Dairesinden:

Milletlerarası Ceza Hukuku (Özgenç)

İlgili Kanun / Madde 5521 S. İşMK. /1

Av. Ece KAVAKLI Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Ankara Halk Sağlığı Müdürlüğü Hukuk Birimi

Elektrik Piyasasında Yapılacak Denetimler ile Ön Araştırma ve Soruşturmalarda Takip Edilecek Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik

BİRİNCİ KISIM KARAPARA AKLANMASININ ÖNLENMESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Tanımlar

ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARININ TÜRLERİ VE NİTELİKLERİ

Transkript:

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI 28 KASIM - 01 ARALIK 2013 NEVŞEHİR Grup Adı : Ceza Muhakemesi Kanunundaki Koruma Tedbirleri Grup Başkanı : Coşkun Halitoğlu Yargıtay Ceza Genel Kurulu Tetkik Hâkimi Grup Sözcüsü : Nedim Acu Kazan Hâkimi Raporlama Heyeti : 1- Handan Durmuş Erzurum Hâkimi 2- Metin Özdemir İstanbul Hâkimi 3- İslam Çiçek İstanbul Hâkimi 4- Mehmet Sami Çağlayan Karaman Cumhuriyet Savcısı 5- Engin Güngör Aksaray Cumhuriyet Savcısı 6- Hikmet Bulut Pozantı Hâkimi 7- Tuğba Demir Karaman Hâkimi 8- Ümmügül Aydın Arnak Aksaray Hâkimi 9- Semih Şimşir Yerköy Cumhuriyet Savcısı 10- Onur Yalçın Adana Cumhuriyet Savcısı Grup Yazıcısı : Süleyman Yalman Hâkimler Ve Savcılar Yüksek Kurulunca düzenlenen hukuki müzakere toplantıları kapsamında, Ceza Muhakemesi Kanununda hüküm altına alınan koruma tedbirleri grubumuzca tartışılmış, uygulamada karşılaşılan sorunlara ilişkin aşağıdaki çözüm önerilerinde bulunulmuştur. Amacı her somut olayda hukuka uygun olarak toplanan delillerle maddi gerçeğe ulaşma, kamu düzeninin bozulmasını önleme veya bozulan kamu düzeninin yeniden kurulması olan ceza yargılamasının sağlıklı ve hukuka uygun bir biçimde yürütülebilmesi açısından, suç işlenmesinden sonra fakat hüküm verilmeden önce kanunda koruma tedbirleri olarak adlandırılan birtakım tedbirlere başvurulması zorunluluğu ile karşılaşılmaktadır. Bu bağlamda suç işlendikten sonra derhal bir tedbire başvurulmaması durumunda maddi gerçeğe ulaşmada zorluklarla karşılaşılabileceğini ve ceza yargılamasının 1

sağlıklı bir biçimde yürütülemeyeceğini ön gören ve bu sakıncaları ortadan kaldırmayı amaçlayan kanun koyucu, koruma tedbirlerine ilişkin düzenlemelerde bulunmuştur. Ancak ceza yargılamasının yürütülebilmesi için kişilerin temel hak ve hürriyetlerini geçici de olsa sınırlandıran koruma tedbirlerini uygulamanın kaçınılmazlığı, soruşturma ve kovuşturma mercilerine her somut olayda, delil elde edilmesine hizmet etmeyecek ve keyfi bir şekilde koruma tedbirine başvurma hak ve yetkisi vermemelidir. Bu nedenle kişilerin anayasal hak ve hürriyetlerini korumak, ceza yargılamasını hukuk çizgisi dışına taşmasını önlemek amacıyla bu tedbirlerin uygulanabilmesi bazı koşullara tabi tutulmuş ve bir kısım sınırlamalar getirilmiştir. UYGULAMADA KARŞILAŞILAN SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ 1. YAKALAMA a) Cumhuriyet savcılarının soruşturma aşamasında maddi gerçeği aydınlığa kavuşturacak tüm delilleri topladıktan sonra şüphelinin çağrı üzerine gelmemesi halinde ya da olayın yeterince aydınlığa kavuşmaması ve şüphelinin ifadesine mutlaka gerek görülmesi halinde kişinin özgürlük alanına doğrudan müdahale niteliği teşkil eden bu koruma tedbirine başvurması gerektiği düşünülmüştür. b) Özellikle yurt dışında bulunan şüphelilerle ilgili olarak, bulundukları ülkenin adli makamlarına talimat yazıldıktan sonra talimat cevabı beklenmeden yakalama kararı çıkarılmaması asıl olmakla birlikte, yurt dışında yaşayan ve tatil dönemlerinde yurda dönme ihtimali yüksek şüphelilerin, talimat yazıldıktan sonra yurda dönmüş olabileceği göz önünde bulundurulduğunda, bu yolun soruşturmayı uzatacağı, dolayısıyla usul ekonomisi ve makul sürede yargılamanın sonlandırılması ilkesi ile yargılamanın uzatılmaması bakımından yurt dışında bulunan şüphelilerle ilgili talimatla birlikte yakalama kararı da verilmesi gerektiği önerilmiştir. c) Konumuzla doğrudan ilgisi bulunmamakla birlikte, yurt dışına yazılacak talimat evrakının tercümesi ile diğer tüm usul işlemlerinin ilgili yargı mercii tarafından değil, Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü tarafından yapılması gerektiği önerilmiştir. 2

d) Yakalama emri çıkarılan kişilerin, kararı veren yargı merciinin bulunduğu yerde yakalanması halinde yirmi dört saatlik süre beklenmeksizin ilgili yargı mercii önünde hazır bulundurulması gerektiği sonucuna varılmıştır. 2- Gözaltı a) Geçici süreyle de olsa kişi özgürlüğünü kısıtlayıcı nitelikte olduğundan gözaltı koruma tedbirine sık başvurulmaması, itirazların zamanında ve etkin biçimde değerlendirilmesi önerilmiştir. b) Cumhuriyet savcılarının karakollardaki gözaltı denetimlerini usulen değil etkin bir biçimde gerçekleştirmesi, bu bağlamda nezarethane denetimlerinin habersiz bir biçimde gerçekleştirilmesi, gözaltında bulunan kişilerle, gözaltı defterindeki bilgilerin uyumlu olup olmadığı karşılaştırılması yapılması gerektiği düşünülmüştür. 3- Tutuklama a) Özellikle kapsamlı soruşturmalarda tutuklama talebi değerlendirilmek üzere geçici ve belirli kısa süreli tutuklama tedbiri düzenlemesinin uygun olacağı değerlendirilmiştir. b) Tutuklama, tutukluluğun incelenmesi ya da itiraz aşamasında gösterilen gerekçenin aynı davaya bakacak hâkim açısından ihsası rey niteliği teşkil edip etmeyeceği tartışılmış, bu kapsamda bulunan ihsas-ı rey kurumunun dar yorumlanması gerektiği, delil takdirine girilmeden yalnızca delillerin varlığı saptanıp, objektif bir gözlemciyi ikna edebilecek yeterlilikte kanıt gösterilerek ve nihai kararın verileceği aşamada kendisini bağlamayacak nitelikte bir durum tespiti yapılarak verilen kararların ihsas-ı rey niteliği teşkil etmeyeceği ve usule uygun olacağı sonucuna varılmıştır. c) Başta tutuklama olmak üzere tüm koruma tedbirlerinin acil nitelikte değerlendirilmesi gerektiğinden nöbet uygulamasının bulunduğu yerlerde nöbetçi hâkimlerin bir sonraki gün izinli sayılması ve bu konunun usul ve esaslarının komisyon takdirine bırakılmadan yasal düzenleme ile belirlenmesi gerektiği önerilmiştir. 3

d) Tutuklanması istemiyle sorguya sevk edilen kişi ile ilgili taleplerin suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu gibi matbu değil, dosya içeriğiyle uyumlu ve gerekçeli olması gerektiği belirtilmiştir. e) Cumhuriyet savcılarının tutuklanmasını istedikleri kişinin ifadesini bizzat almaları, varsa ifadelerinde belirtilen delilleri toplamaları, kolluğun aldığı ifadeyle yetinmemelerinin gerektiği vurgulanmıştır. f) Tutuklanması istemiyle sorguya sevk edilen kişilerle ilgili olarak hâkimin tutuklama koruma tedbirinin ağırlığını göz önünde bulundurarak talep olmamasına rağmen adli kontrolle serbest bırakma kararı verebileceği düşünülmektedir. g) Yol tutuklamasına ilişkin olarak uygulamada karşılaşılan sorunlar ve uygulama güçlüğü gözetilerek bu uygulamanın tamamen kaldırılması, sanığın savunmasını mutlaka mahkemesi huzurunda yapmak istemesi hali istisna tutulmak kaydıyla, kanundaki cezasının alt sınırı beş yıldan fazla olan suçlarda sorgunun mutlaka mahkemesince yapılması gerektiği düzenlemesi değiştirilerek istinabe suretiyle sorgusunun yapılmasının yolu açılmalıdır. h) Öğreti ve uygulamada yol tutuklaması olarak adlandırılan uygulamanın mevcut hali ile devam ettirilmesi düşünülmekte ise, gözaltı ve ilgili yargı merciinin önünde hazır bulundurulma sürelerine ilişkin ülke gerçekleri, uluslararası sözleşmeler, uygulamalar ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları göz önüne alınıp mevcut yirmi dört saatlik süreden daha uzun, ancak makul bir süre belirlenerek, en yakın sulh ceza mahkemesi önüne değil soruşturmayı yürüten merciin önüne çıkarılmaya ilişkin yasal düzenleme yapılması gerektiği önerilmektedir. i) Soruşturma aşamasında birer aylık aralarla tutukluluğun incelenmesinde şüpheli veya müdafiinin hazır edilmesi ve dinlenilmesi sorunlara neden olduğundan; Cumhuriyet savcılığınca tutukluluk halinin gözden geçirilmesine ilişkin talebin soruşturmanın niteliği ve evrakın kapsamı hâkimin evrakı incelemek için bir süreye ihtiyaç duyacağı göz önüne alınarak, otuz günlük sürenin dolması beklenmeden, makul süre içerisinde yapılması ve mahkemeye şüpheli veya müdafiinin hazır edilmesi konusunda imkân ve süre tanınması, Cumhuriyet savcısınca şüpheli ya da müdafii hazır edildikten sonra mahkemeden talepte bulunulması, 4

Şüpheli ya da müdafiinin hazır edilmesindeki zorluklar karşısında şüpheli veya müdafiinin dinlenilmesinin kendi taleplerine ya da hâkimin takdirine bırakılması, Soruşturma aşamasında tutukluluğun gözden geçirilmesine ilişkin bir aylık sürenin kaldırılması, İncelemenin yeni delil bulunması halinde, şüpheli, müdafii veya Cumhuriyet savcısının istemi üzerine gerçekleştirilmesi, İncelemenin hakkın kötüye kullanılmasına neden olmayacak bir biçimde şüpheli veya müdafiinin talebine bırakılması, Tutuklama kararı veren hâkimin belirleyeceği tarihte gözden geçirilmesi, Seçeneklerinden birinin değerlendirilmesi gerektiği düşünülmüştür. j) Soruşturma aşamasında baroca görevlendirilen müdafilerin zorunlu olmadıkça değiştirilmemesi ve yeni bir müdafi atanmaksızın soruşturmanın tüm evrelerinde görev almasının etkin savunma açısından önemli olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. k) Soruşturma aşamasında resen veya itiraz üzerine tutukluluk durumu gözden geçirildikten ve tutukluluğun devamına karar verildikten sonra, otuz günlük yasal süre dolmadan yapılan tahliye talebinin soruşturmaya herhangi bir katkı sağlamadığı, hâkimlerin zaten yoğun olan işlerini artırdığı, evrakın yargı mercileri arasında gidip gelmesine neden olup soruşturmanın sağlıklı bir biçimde yürütülmesine engel olabileceği göz önünde bulundurularak, yeni delile ulaşmadan kısa aralıklarla tahliye talebinde bulunulmasının önüne geçilecek yasal düzenleme yapılması gerekmektedir. l) Soruşturma aşamasında sulh ceza mahkemesinin tutuklama isteminin reddine, itiraz üzerine asliye ceza mahkemesince itirazın kabulü ile şüpheli hakkında yakalama kararı verilmesi üzerine yakalanan şüphelinin hangi merciin önüne çıkarılacağı ve merciin ne karar vereceği, bu bağlamda serbest bırakma kararı verip veremeyeceği tartışılmış, sulh ceza mahkemesinin tutuklama isteminin reddi kararına itiraz üzerine asliye ceza mahkemesince verilen yakalama kararı ile hazır edilen şüphelinin sulh ceza mahkemesinin değil yakalandığı tarihte nöbetçi olan asliye ceza mahkemesinde hazır edilmesi ve yeni bir delile ulaşılmamış ise asliye ceza mahkemesince itirazı kabil olmak üzere yalnızca kimlik tespiti yapılarak tutuklama kararı verilebileceği değerlendirilmiş; iki katılımcı tutuklamaya yönelik yakalama 5

emri şeklinde bir kurum bulunmaması ve yüz yüzelik ilkesi gereği asliye ceza mahkemesinin sorgu yaparak tutuklama isteminin reddine karar verebileceği, bir katılımcı ise itiraz üzerine sulh ceza mahkemesinin kararını kaldıran asliye ceza mahkemesince değerlendirme yapılması gerektiği görüşünü dile getirmiştir. m) Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin beşinci maddesinde yeni bir suç işlemesi ihtimali ve kamu düzenini bozma tehlikesinin bulunması tutuklama nedenleri arasında gösterilmesine ve mahkemece de bu düzenlemenin içtihatlara konu edilmesine rağmen iç hukukumuzda bu durum tutuklama nedeni olarak gösterilmemiştir. Oysa sabıka kaydından benzer çok sayıda suç işledikleri açıkça anlaşılan kişilerin serbest bırakılması halinde yeniden suç işleyecekleri, bu durumun kamu vicdanını yaraladığı bilinen bir gerçektir. Ayrıca tutuklama yasağı kapsamında kalan, ancak sürekli işlenmek suretiyle mağdur ya da toplum açısından katlanılamaz boyutlara ulaşan cinsel taciz gibi suçlarda şüphelinin tutuklanamaması nedeniyle suç sürekli tekrarlanmaktadır. Bu bağlamda; kanuna tekrar suç işleyeceği tehlikesinin varlığı halinde, ceza miktarına ya da diğer nedenlere bakılmaksızın tutuklama nedeni var sayılır şeklinde bir cümlenin eklenmesi önerilmektedir. 3- Adli Kontrol a) Adli kontrol uygulaması istenilen kişilerin mahkemece ifadelerinin alınmasına gerek olup olmadığı tartışılmış, adli kontrol kararı verilecek ise ifadenin alınması, evrak kapsamından talebin reddedileceği anlaşılıyorsa ifade almadan karar verilebileceği düşünülmüştür. b) Adli kontrol uygulamasıyla serbest bırakılan kişinin belirlenen kontrole uymaması durumunda mutlaka tutuklanmasının gerekip gerekmediği, yoksa başka bir adli kontrol yahut herhangi bir adli kontrol uygulanmaksızın serbest bırakılıp bırakılamayacağı veya Cumhuriyet savcısınca bu aşamada herhangi bir talepte bulunulmadan serbest bırakılıp bırakılamayacağı değerlendirilmiş, soruşturmanın devam ediyor olması nedeniyle adli kontrol kararından sonra toplanan deliller karşısında herhangi bir adli kontrol veya tutuklama isteminde bulunmaksızın şüphelinin serbest bırakılabileceği, adli kontrol isteminde bulunması durumunda hâkimin adli kontrole uymama gerekçesine göre adli kontrolü değiştirebileceği gibi tutuklama kararı da verebileceği sonucuna varılmıştır. 6

c) Cumhuriyet savcısınca şüphelinin adli kontrole uymaması durumunda adli kontrole uymama gerekçesi göz önünde bulundurularak tutuklama dışında herhangi bir yaptırım, örneğin kabahat türünden idari para cezası öngörülebileceği önerilmiştir. 4- Arama Ve El Koyma a) Önleme araması aşamasında elde edilen suç unsuru ya da suç delili eşyalara el konulup konulamayacağı tartışılmış, önleme araması kararlarında bu konuya ilişkin açıklığa yer verilmesi, yer verilmemiş ise el koymanın mutlaka hâkim onayına sunulması gerektiği düşünülmüş, bir katılımcımız önleme araması kararı verilmeden önce ne ile karşılaşılacağı bilinmediğinden el koyma kararı verilmesinin sakıncalı olduğunu dile getirmiştir. b) Yasaya göre doğrudan müsadereye tabi olan özellikle uyuşturucu madde ya da kaçakçılığa konu eşyalara hâkim kararı veya onayı olmadan el konulmasının uygulamada kolaylık sağlayacağı düşünülmüştür. c) Bir markanın taklidinin üretildiği şikâyeti ile yapılan arama taleplerinde taklit markalı ürünlerin tespiti amaçlı arama kararlarının uygulamada ciddi sayılara ulaştığı görüldüğünden söz konusu taleplere yönelik bir hakkın kötüye kullanılması niteliği sayılabilecek istemlerin önüne geçilmesi, tazminat davasının esas teşkil edebileceği düşünülen arama kararı yerine hukuk mahkemelerinde delil tespiti talebinde bulunulmasına ilişkin yasal düzenleme yapılması gerektiği önerilmektedir. d) Kargoda suç unsuru tespitine ilişkin talep edilen arama ve el koymanın CMK nun 129. maddesinde düzenlenen postada el koyma usullerine tabi olup olmadığı tartışılmış, bu işlemlerin postada el koyma kapsamında kabul edilmesi gerektiği düşünülmüştür. e) Soruşturma aşamasında arama ve el koyma hususunda hâkim kararına gerek olup olmadığı tartışılmış, arama dışında el koyma ya da el koymanın onaylanması konusunda hâkim kararına gerek olmaması ancak itirazın hâkim tarafından değerlendirilmesine ilişkin düzenleme yapılması önerilmiştir. 7

5- Bilgisayarlarda Arama; a) Bilgisayarlarda, bilgisayar programı ve kütüklerinde arama, kopyalama, el koyma ve inceleme yapacak kurumun belirlenmesinde her aşamada hâkim kararına ihtiyaç duyulması uygulamada soruşturmaların uzamasına neden olacağından arama dışındaki hallerde Cumhuriyet savcılarının yetkilerinin artırılması öneri olarak getirilmiştir. b) Veri kaydetme ve kontrol etme yeteneğine sahip olan akıllı telefon ve benzeri elektronik cihazlara ilişkin, iletişime müdahale edilmeksizin arama, el koyma ya da veri kopyalama kararlarının, genel arama mı, iletişimin tespiti kapsamında mı, yoksa bilgisayarlarda arama kapsamında mı değerlendirileceği tartışılmış, söz konusu uygulamanın bilgisayarlarda arama ve el koyma kapsamında değerlendirilmesinin uygun olacağı sonucuna ulaşılmıştır. 6- İletişimin Denetlenmesi; a) Telekomünikasyon yoluyla iletişimin denetlenmesi koruma tedbirine ilişkin olarak telefon dinleme dışındaki baz istasyonu ya da arayan aranan numaraların belirlenmesi için hakim kararına gerek görülmemesine yönelik yasal düzenleme yapılması gerektiği önerilmiştir. b) İsimsiz ihbarlar üzerine başlatılan soruşturma kapsamında ulaşılan telefon numaralarına ilişkin iletişimin denetlenmesi kararı verilip verilemeyeceği tartışılmış, kime ait olduğu ve kim tarafından kullanıldığı tam olarak tespit edilemeyen telefon numaralarına ilişkin iletişimin denetlenmesi kararı verilemeyeceği sonucuna ulaşılmıştır. c) Olay yeri veya yakınında bulunan baz istasyonlarından sinyal alan tüm telefonlara ilişkin iletişimin tespiti kararı verilip verilemeyeceği tartışılmış, bu uygulamaların özel hayatın gizliliğini ve haberleşme özgürlüğünü ihlal edeceği, dolayısıyla hukuka aykırı olduğu sonucuna varılmıştır. d) Özel hayatın gizliliği ve haberleşme özgürlüğüne aykırılık teşkil edeceğinden iletişimin tespiti koruma tedbirine somut olaya ilişkin tüm deliller toplandıktan sonra ve maddi olayın aydınlatılabilmesi için mevcut delillerin yeterli olmaması ve başka türlü delil elde etme imkânı bulunmaması durumunda müracaat edilmesi gerekmektedir. 8

e) İletişimin tespiti kararlarının ne kadar süre için verilmesi gerektiği tartışılmış, bu kararların kısa süreler için verilmesi, uzatılması istenildiğinde de o aşamaya kadar gerek iletişimin tespiti yoluyla gerekse diğer yollarla elde edilen deliller mahkemeye sunularak talepte bulunulması gerektiği önerilmiştir. f) İletişimin denetlenmesi sırasında elde edilen tesadüfî delillerin suç soruşturması ve kovuşturması aşamasında kanıt olarak kullanılıp kullanılamayacağı tartışılmış, CMUK da tesadüfen elde edilen delillere ilişkin bir düzenleme bulunmadığından, bu kanunun yürürlükte bulunduğu dönemden önce iletişimin denetlenmesi sırasında elde edilen tesadüfî delillerin bir mahkûmiyete esas alınamayacağının önemle göz önünde bulundurulması, ancak CMK nun 138/2. maddesindeki düzenleme karşısında, anılan kanunun yürürlüğe girmesinden sonra iletişimin denetlenmesi sırasında tesadüfen elde edilen delillerin ise hükme esas alınabileceği sonucuna ulaşılmıştır. g) İstihbari dinlemeler tartışılmış bu dinlemelerin önleme dinlemesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. h) Örgütlü veya terör suçlarında iletişimin tespiti kararlarının hangi merci tarafından verileceği tartışılmış, uygulamada bir kısım yerlerde özel yetkili ağır ceza üyelerinin, bir kısım yerlerde ise özgürlük hâkimi olarak tabir edilen hâkimlerin karar verdiği ve uygulama birliği bulunmadığı tespit edilmiş, soruşturmada görev yaptıkları göz önüne alınarak bu kararın TMK 10. maddesiyle görevli hâkimlerce verilmesi uygun olacağı düşünülmüştür. i) Önleme dinlemesine ilişkin talep yazıları tartışılmış, söz konusu yazıların gerekçeli olması gerektiği üzerinde durulmuştur. 7- Gizli Soruşturmacı; a) Gizli soruşturmacının yetkileri tartışılmış, gizli soruşturmacının herhangi bir kişiyi suç işlemeye yönlendirmemesi gerektiği sonucuna varılmıştır. 9