MTA Dergisi, 108, 135-140, 1988 ANTALYA KÖRFEZİ ÇEVRESİNDE PREHİSTORİK ARAŞTIRMALAR VE JEOMORFOLOJİK DAYANAĞI Angela Minzoni DEROCHE* ve Nuri GÜLDALI** ÖZ. Türkiye'de şimdiye kadar prehistorya çalışmaları çok az yapılmıştır. Bu tür çalışmalar komşu ülkeler olan Suriye, Lübnan ve İsrail'de geniş ölçüde yapılmış ve buralarda Neolitik devrinde yaşamış insanların kullandıkları çakmaktaşı ve obsidiyenden yapma bol miktarda kesici ve parçalayıcı aletler bulunmuştur. Oralarda bulunan aletlerin benzerlerinin Türkiye'de de bulunabileceği varsayılarak araştırmalara Akdeniz sahillerinde başlanmış, ileri yıllarda da Güneydoğu Anadolu'da devam edilmesi planlanmıştır. Akdeniz Bölgesinde çalışmalar üç noktada başlatılmıştır. Birinci bölge olarak Alara ve Karpuz çayları arasındaki sahile yakın yöre seçilmiştir. İkinci bölge olarak Antalya'nın kuzeybatısında Burhan deresinin sekileri ve birikinti konisi üzerinde araştırmalar yapılmıştır. Bu her iki sahada da yeterli çakmaktaşı alet bulunamamıştır. Araştırma bölgesi olarak seçilen üçüncü yer Elmalı ilçesinin doğusunda yer alan Kocapınar köyü çevresidir. Burada geniş bir alanda bol miktarda işlenmemiş ve işlenmiş sileks yumrusu ve çakmaktaşı aletleri bulunmuştur. İlk incelemeler bu aletlerin Geç ve Orta Neolitik devire ait olduklarını göstermektedir. GİRİŞ Son 15 yılda prehistorya alanında büyük gelişmeler olmuştur. Doğu Akdeniz ülkeleri prehistorik insanların yaşam biçimini daha iyi anlamamıza olanak sağlayan sayısız arazi çalışmalarının hedefi olmuştur. Aynca, prehistorya bilimi de gün geçtikçe gelişmekte olup, taş aletlerin açıklanmasında yeni yollar bulunmuştur. Prehistorik yerleşme yeri (mağara ya da açık hava yerleşmesi) artık yalnız kendi içinde önemli değildir, jeomorfolojik ve prehistorik olarak genel şartlan içerisinde anlaşılmalıdır. Eğer yerleşme yerlerinde bulunan prehistorik aletlere gereken önemi vermek istiyorsak, yerleşme yerlerinin nerede bulunduğu, avcılık, balıkçılık ya da toplayıcılık olanaklarının (Pleyistosen sırasında) ve diğer yerleşim yerleri arasındaki ilişkilerin neler olduğu formüle etmemiz gereken sorulardır. Prehistorik yerleşmeleri anlayabilmek için genel olarak bir çevre araştırması yapılması gereklidir. Yıllardır prehistoryacılar yerleşme yerlerinin coğrafi ve morfolojik çalışmalarını yapmak zorunda kalıyorlardı. Coğrafya ve morfoloji alanlarında son zamanlarda kaydedilen ilerlemeler çok önemli ve bir prehistoryacı için izlenmesi olanaksız sayıdadır. Bu nedenlerle bir prehis- * Fransız Araştırma Enstitüsü, İstanbul. ** Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, Jeoloji Dairesi, Ankara. toryacının bu alanlardaki uzmanlarla işbirliğinde bulunması zorunludur. Bu görüş açısına uygun olarak, Antalya körfezi çevresinde bir yüzey araştırması gerçekleştirildi. Zengin ve değişik rölyef şekilleri, dağlar, önemli karstik sistemler, nehirler, kaynaklar ve Pleyistosen kıyı şekilleri nedeniyle bu bölge, prehistorik/morfolojik araştırma açısından, özellikle ilgi çekicidir. Çeşitli yıllar boyunca, özellikle de 1945 ten 1960 a kadar, iki prehistoryacı bu bölgeye özel bir ilgi göstermiştir. E.Bostancı ve K.Kökten sayesindedir ki büyük sayıda yerleşme yerleri (hepsi mağara olmak tize* re) bulunmuştur. 1984 te yapılan kısa bir araştırma Katran dağı çevresindeki mağaraların yerlerini yeniden tespit etmeyi ve aynı zamanda da açık arazi, ya da mağaraların yakın çevresinde bulunan malzemeleri toplama olanağını sağladı. Bu araştırma sırasında su kaynaklarının bolluğu kadar, hammadde; kaynaklannın da bol olduğunu görebildik. Bulunan taş aletlere gelince, bunlar Geç Orta Paleolotik döneme ait olarak kabul edilebilir. 1985 yılı araştırmasında ise ana amacımız bugüne kadar ihmal edilen açık hava yerleşme yerlerine ait kanıt olabilecek malzemeleri bulma olanağını aramaktı. Bu arayış, açık hava yerleşmeleri ve mağaralar arasında olabilecek ilişkileri ki eğer bu ilişkiler mevcutsa, anlamak umudunu taşımaktaydı. Bu amaçla her biri deği-
136 Angela Minzoni DEROCHE ve Nuri GÜLDALI sik coğrafi özellik gösteren üç bölge seçtik. Bunlar; (l) Elmalı polyesi kenarlan; (2) Burhan nehri sekileri; (3) Karpuz ve Alara nehri sekileridir. MORFOLOJİK ÖZELLİKLER Antalya'nın Elmalı ilçesinin 5 km GD sunda bulunan Kocapınar köyünün yine GD sunda, köyün kenarındaki evlerden başlayıp l km uzaklığa kadar yer alan tarlalarda bol miktarda işlenmiş ve işlenmemiş, yani sileks yumruları halinde çakmaktaşlarına rastlanmıştır (Şek.l). Bu sileks yumruları büyük bir olasılıkla bulunduğu yerden, 1.5-2 m kalınlıkta olduğunu tahmin ettiğimiz kırmızı renkli toprak örtüsü altında bulunan üst Kretase yaşh kireçtaşları tabakalarından kaynaklanmaktadır. Yumrular taşınma izi göstermemektedirler, içinde sileks yumruları bulunan üst Kretase yaşlı saf kireçtaşı tabakaları Elmalı polyesi çevresinde sık görülen bir olaydır. Bu özellikteki kireçtaşı formasyonlarını Kocapınar köyünün l km güneyinde de görüyoruz. Burada da sileks yumrularının bir kısmı taş devrinde insanlar tarafından işlenerek alet yapılmıştır. Kocapınar köyünün GD sunda sileks yumrularının ve işlenmiş çakmaktaşı aletlerinin bulunduğu tarlalar genellikle l -5 eğimlidir. Kuru dereler tarafından az derin bir şekilde yarılmış hafif engebeli düzlük karakterindedir. Çakmaktaşlarının bulunduğu tarlalarda toprak kırmızı renklidir (terra rossa), çünkü toprağın altındaki anakaya kireçtaşıdır. Diğer yerlerde örneğin Kızgediği tepe ve Kınkçalı tepe çevrelerinde toprak gri, boz, kumlu, çakıllı karakterdedir. Buralarda anakayayı Alt Miyosen yaşlı marn, kumtaşı ve konglomeralar oluşturmaktadır. Bu hafif engebeli düzlükler kabaca aynı özelliklerde kalarak ortalama 5-10 km genişliğinde 25 km kadar kuzeye doğru Çobanisa ve Özdemir köylerine kadar uzanır. Bu ince uzun düzlüğün ortalama yüksekliği 1100-1150 m dir. Çevresindeki yüksek dağ- Şek.l Elmalı ve Kocapınar köyü çevresinin jeoloji ve jeomorfoloji haritası. l- Çakmaktaşı aletlerinin ve işlenmemiş sileks yumrularının bulunduğu alanlar; 2- Üst Kretase kireçtaşı; 3- Alt Miyosen marnlan ve konglomeraları; 4- Polye düzlüğü; 5- Derelerle parçalanmış eski polye düzlüğü; 6- Su kaynağı.
PREHİSTORİK ARAŞTIRMALAR 137 ların yüksekliği ise 1500-2000 m civarındadır. Bu hafif engebeli kapalı havzanın drenajı havzanın doğu kenarında dağların eteğinde yer alan bir dizi düden tarafından yeraltına olmaktadır. Yalnız Kocapınar çevresinin ve çakmaktaşı bulunan tarlaların akışı batıda yer alan ve daha derinde (1036 m) bulunan Elmalı polyesinin düdenlerine doğrudur. Çakmaktaşlarının bulunduğu engebeli arazi ve kuzeyindeki aynı özellikleri taşıyan devamının yüksek dağlarla çevrili olması ve akışının düdenlere olması nedeniyle eski bir polye havzası olarak kabul edilebilir. Ancak bu polye doğu kenarı boyunca gelişimini günümüzde de sürdürmektedir. de su akıtan Burhan deresi Karakirse köyü gmeyinde çok geniş bir birikinti yelpazesi oluşturmuştur. Kum, çakıl ve iri çakıldan oluşan yelpaze malzemesi içine Burhan deresi ve kollan 4-5 m gömülmüştür. Bu derenin getirdiği çakıllar içinde az miktarda yuvarlanmış kuvars çakılları bulunmuştur, aynı şekilde birkaç adet işlenmiş çakmaktaşı bulunmuştur. Çakmaktaşı aradığımız üçüncü yöre Alara çayının Akdeniz'e döküldüğü kesimdir. Burada Alara çayı 50-150 nı yüksekliğindeki Pliyosen yaşlı kumlu, çakıllı ve konglomera tabakalarından oluşan tepeler arasından geniş menderesler çizerek Akdeniz'e ulaşır. Bu tepelerin eteklerinde veya yamaçlarında Monastriyen Şek.2- Burhan deresinin (Antalya kuzeybatısı) Antalya traverten düzlüğüne ulaştığı alanın jeomorloji haritası. l- Dağlık alan; 2- Burhan deresinin ve diğer derelerin birikinti yelpazeleri (dere yatağından 4-6 m yüksektedir). - Çakmaktaşı veya sileks yumrusu araştırması yaptığımız ikinci bölge Antalya'nın 30 km KB sında Toros lar'dan gelip Antalya traverten düzlüğüne inen Burhan deresinin birikinti yelpazeleri sahasıdır (Şek.2). Sadece kışın ve bahar aylarında çok miktarda ve sel karakterin- (15-18 m) ve Treniyen sekileri (35-40 m) gelişmiştir. Bu sekiler içinde veya üzerinde birkaç işlenmiş çakmaktaşı bulunmuştur.
138 Angela Minzoni DEROCHE ve Nuri GÜLDALI Şek.3- Alara çayı ağzı ve çevresinin şematik jeomorfoloji haritası. l- Tepelik ara/i ve seki düzlükleri; 2-Vadi tabanları; S- Plajlı kıyılar.
PREHİSTORİK ARAŞTIRMALAR 139 PREHİSTORİK ARAŞTIRMALAR Burhan deresi sekileri, Katran dağı çevresine yakınlığı nedeniyle seçilmiştir. Eğer herhangi bir açık hava yerleşmesi var olmuş ise, vadide büyüklüğü nedeniyle izleri bulma olanağımız olacaktı. Nehir yatağında + 5 m seki stratigrafisinde olduğu gibi bazı tipik olmayan çakmaktaşı aletler bulunmuştur. Aletler kesin bilgi verme açısından sayıca çok az ve örnek olamayacak düzeydedir. Kesinlikle söyleyebiliriz ki, böyle açık hava yerleşme yerleri bulmak kolay değildir. Diğer taraftan nispeten büyük çakmaktaşı yumruları bulunmuştur. Katran dağı mağaralarında yaşayan prehistorik insanların buraya sonradan çekirdek ve aletlere dönüştürdükleri parçaları almak üzere geldiklerini düşünmek olasıdır.(aletlerin bulunamaması nedeniyle bu araştırma zor ve bazen de umut kırıcı olmasına rağmen, prehistorik bir araştırmanın genel çerçevesinde öylesine önemlidir ki, prehistorik insanın yerleşme haritasını inceden inceye işleme olanağı sağlar. Bu nedenle yerleşme yerlerinin yokluğu varlığı kadar ilginç olabilir.) Alara ve Karpuz çayları vadilerinde kısıtlı zaman, detaylı bir araştırma için yeterli değildi. Bununla beraber, sekilerde bol miktarda yuvarlanmış çakmaktaşı parçalarının varlığı saptanabilmiştir. Dahası sekilerden birinde küçük kırıcı bir alet bulduk. Yalnız bir buluntu yeterli bir kanıt olmaktan uzaktır fakat bu eski kıyıların bir zamanlar deniz kenarında yaşayan prehistorik insanların yerleşme yeri olduğu varsayılabilir. Bu tür yerleşmeler Orta Doğu'da çeşitli yerlerde bulunmuştur. Türkiye'de de bulunma olasılıkları vardır. Bu sekilerin detaylı olarak incelenmesi prehistoryacılara olduğu kadar morfologlara da yarar sağlayacaktır. Elmalı bölgesinde yapılan araştırma Kocapınar köyü yakınında Orta Paleolitik (Mousterian) döneme ait olduğu kabul edilebilecek bir açık hava yerleşme yeri belirlememizi sağlamıştır ki bu Türkiye'de belirlenen ilk açık hava yerleşme yeridir. Morfolojik bilgilere dayanarak şu söylenebilir; Arazide bulunan çakmaktaşı aletleri doğal bir taşınmaya uğramamış, yani in situ dur. Çalışmalar önce çakmaktaşının yaygınlık gösterdiği alanın sınırlarının saptanması ile başlatıldı ve sonunda bu alanın kaba bir planı çizildi. Daha sonra çakmaktaşının bulunduğu tüm alan 2 m genişliğindeki şeritlere bölündü. Bu şeritler içinden gidilerek elde taşınan bez torbalara düzeltilmiş ve düzeltilmemiş çakmaktaşı aletleri, çekirdekler ve bazen de doğal yumrular ayırt edilmeksizin toplandı. Eski insanların taş endüstrileri üzerine ayrıntılı çalışmalar halen sürmektedir, fakat şimdiden bazı genel sonuçlar ortaya çıkmıştır. Daha önce de söylendiği gibi, malzeme yuvarlanmamıştır ve genel özellikleri kolaylıkla görülebilir durumdadır ki, yaklaşık olarak bütün parçalarda açık kırmızımsı bir patina ve bazen aynı parça üzerinde iki patina görülmektedir. Bu, aletin iki farklı zamanda kullanıldığı anlamına gelebilir fakat aradaki süreyi, birinin diğerinden ne kadar sonra olduğunu kestirmek olanaksızdır. Malzemenin tipolojik ve teknolojik kriterleri şöyledir; çekirdekler, çekirdek parçaları, çakmaktaşı yonga parçaları, düzeltili aletler ve düzeltisiz olanlar (çekirdek: alet ve yonga çıkartılmış sileks yumrusu). Çekirdek ve çekirdek parçaları Büyük miktardaki çekirdekler göstermektedir ki bu yerleşme yeri insanları, arazi toprağı altında kolayca bulunabilen yerel çakmaktaşı yumrularını kullanmışlardır. Çakmaktaşı yongalama işlemi bizzat bu noktada yapılmış ve çeşitli çekirdek biçimleri saptanabilmiştir ki bunlar; küresel, kaplumbağa biçiminde, prizmatik, disk şeklinde ve levalloisdir. Bütün bu çeşitler, özellikle de sonuncusu Orta Paleolitik kültürünün karakteristik çakmaktaşı yongalama tekniğini ispatlamaktadır. Hammadde bol olmasına rağmen, çekirdeklerin büyük bir miktarından tamamiyle yararlanılmış ve yongalama işlemi sırasında çakmaktaşı çok az ya da hiç israf edilmemiştir (Levha I, şek. a,c; Levha II, şek. 1,2). Çakmaktaşı yonga parçaları Daha öncekiler gibi bu kalıntılar da bölgedeki hareketli çakmaktaşı yongalama faaliyetlerini ispatlamaktadır. Üzerinde hâlâ kabuk kısmı bulunan küçük yongalar ve çekirdeğin hazırlanmasından doğan değişik parçalar dikkat çekicidir (Levha I. şek. b; Levha II, şek.3). Düzeltisiz aletler Bunların büyük çoğunluğu yongalardır, diğerleri
140 Angela Minzoni DEROCHE ve Nuri GÜLDALI ise ancak küçük bir örnek oluşturmaktadır. Birçoğu üzerinde kabuk kısmı görülmektedir, dipleri bazı façetalı (traşlanmış) olanlar dışında çoğunlukla düzgündür. Orta paleolitik buluntu topluluğunda görülebilen bir doğal sırt dilgisi de düzeltisiz afetlerin özel bir çeşid olarak bulunmuştur. Şu anda sürdürülen çalışma, geç orta paleolitik döneme ait sayılan elemanların buluntu topluluğundan ayrılmasını sağlayacaktır. Düzeltili aletler Ön kazıyıcılar, deliciler, dişli ve çentikli aletler olmak üzere çeşitli şekiller tanımlanmıştır. Düzeltiler genellikle doğrudan yan dik, kısa, düzensiz ve süreklidir. Tipoloji farklılığı az miktardadır ve Yakın Doğu örnekleri ile benzerlikler belli değildir. Bu taş endüstrisini özel bir örnek olduğunu düşünmekteyiz ki bu dönem Türkiye'de nerede ise bilinmemektedir ve gerekli korelasyonları kurabilmemiz için yeni keşifleri ve araştırmaları beklemek gerekmektedir. Toplanan malzemenin en belirgin özelliklerini içeren bu kısa makale buluntu topluluğu içinde değişik zamanların gösterdiği olasılıklar gerçek olsa bile,mousterian aletlerin merkezi bir kaynağı olduğunu söylememizi sağlamaktadır. Bu araştırmayı sürdürmek ve gözlemleri bütün Elmalı polyesi çevresinde genişletmek yararlı olacaktır. yayma verildiği tarih, 19 Haziran 1986