KUZEY ANADOLU FAYI GEREDE SEGMENTİNDEKİ FAY HAREKETİN KESME KUTUSU DENEYİ İLE ANALİZİ. O. Günaydın 1 ve H. Çetin 2

Benzer belgeler
AKTİF FAYLAR ÜZERİNDE GERİLME DAĞILIMININ CASAGRANDA YÖNTEMİYLE BELİRLENMESİ; YENİLİKÇİ BİR YAKLAŞIM. O. Günaydın 1 ve H. Çetin 2

SP (KÖTÜ DERECELENMİŞ ORTA-İNCE KUM) ZEMİNLERDE KESME HIZININ KESME DİRENCİ PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ

ZEM N HAFIZASI VE AKT F FAYLAR

İNM Ders 1.2 Türkiye nin Depremselliği

7. TOPRAĞIN DAYANIMI

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

FAYLARDA YIRTILMA MODELİ - DEPREM DAVRANIŞI MARMARA DENİZİ NDEKİ DEPREM TEHLİKESİNE ve RİSKİNE FARKLI BİR YAKLAŞIM

Şev Stabilitesi I. Prof.Dr.Mustafa KARAŞAHİN

EN BÜYÜK OLASILIK YÖNTEMİ KULLANILARAK BATI ANADOLU NUN FARKLI BÖLGELERİNDE ALETSEL DÖNEM İÇİN DEPREM TEHLİKE ANALİZİ

Bartın Üniversitesi Mühendislik ve Teknoloji Bilimleri Dergisi

Elazığ ve Çevresindeki Sismik Aktivitelerin Deprem Parametreleri İlişkisinin İncelenmesi

MÜREFTE-ŞARKÖY DEPREMİ: GANOS FAYI'NIN 9 AĞUSTOS 1912 DEPREMİNDE ATIMI, KIRIK UZUNLUĞU, BÜYÜKLÜĞÜ, KARAKTERİ VE AYNI YÖREDE OLAN TARİHSEL DEPREMLER

Yapısal Jeoloji. 2. Bölüm: Gevrek deformasyon ve faylanma

GEOTEKNİK DEPREM MÜHENDİSLİĞİ KAYNAKLAR 1. Steven L. Kramer, Geotechnical Earthquake Engineering (Çeviri; Doç. Dr. Kamil Kayabalı) 2. Yılmaz, I.

Neotektonik incelemelerde kullanılabilir. Deformasyon stili ve bölgesel fay davranışlarına ait. verileri tamamlayan jeolojik dataları sağlayabilir.

2004 Üniversitesi Y. Lisans İnşaat Mühendisliği İzmir Yüksek 2008 Teknoloji Enstitüsü Doktora İnşaat Mühendisliği Ege Üniversitesi 2015

25 OCAK 2005 HAKKARİ DEPREMİ HAKKINDA ÖN DEĞERLENDİRME

Ramazan DEMİRTAŞ, Cenk ERKMEN, Müjdat YAMAN

İMAR PLANINA ESAS JEOLOJİK-JEOTEKNİK ETÜT RAPORU

EGE DENİZİ DEPREMİ

MEVCUT PALEOSİSMOLOJİK VERİLER IŞIĞINDA KUZEY ANADOLU FAY ZONU NUN DÜNÜ VE BUGÜNÜ

25 NİSAN 2015 NEPAL-KATMANDU DEPREMİ (M=7.8)

KAFZ genellikle geniş, çok sayıda bazen paralel bazen de saç örgüsü şeklindeki kollardan oluşan bir sağ yönlü doğrultu atımlı faydır.

LİMİT DENGE ANALİZİ (Deterministik Yaklaşım)

ZEMİNLERİN GERİLME-ŞEKİL DEĞİŞTİRME DAVRANIŞI VE KAYMA MUKAVEMETİ

Laboratuar Kayma Mukavemeti Deneyleri

Kastamonu İlinin depremselliği ve deprem tehlikesi The seismicity and earthquake hazard of Kastamonu Province

JEO156 JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ

Zeminlerin Sıkışması ve Konsolidasyon

B.Ü. KANDİLLİ RASATHANESİ ve DAE. BÖLGESEL DEPREM-TSUNAMİ İZLEME ve DEĞERLENDİRME MERKEZİ 25 MART 2019 YAĞCA-HEKİMHAN MALATYA DEPREMİ BASIN BÜLTENİ

by Karin Şeşetyan BS. In C.E., Boğaziçi University, 1994

DEPREMLER - 2 İNM 102: İNŞAAT MÜHENDİSLERİ İÇİN JEOLOJİ. Deprem Nedir?

B.Ü. KANDİLLİ RASATHANESİ ve DAE. BÖLGESEL DEPREM-TSUNAMİ İZLEME ve DEĞERLENDİRME MERKEZİ 12 HAZİRAN 2017 KARABURUN AÇIKLARI- EGE DENİZİ DEPREMİ

Hizan (Bitlis) depremi (Mw=4.2) bilgi notu

GONAF PROJESİ (Kuzey Anadolu Fayının Marmara Denizi İçindeki Kısmında Derin Jeofizik Gözlemler)

YÜKSEK BİNALAR İÇİN DEPREM TEHLİKE DEĞERLENDİRMESİ VE ZEMİN BAĞIMLI TASARIM DEPREM YER HAREKETLERİNİN BELİRLENMESİ

B.Ü. KANDİLLİ RASATHANESİ ve DAE. BÖLGESEL DEPREM-TSUNAMİ İZLEME ve DEĞERLENDİRME MERKEZİ 20 ŞUBAT 2019 TARTIŞIK-AYVACIK-ÇANAKKALE DEPREMİ

Kastamonu İlinin Depremselliği ve Deprem Tehlikesi. Bülent ÖZMEN. Afet İşleri Genel Müdürlüğü, Deprem Araştırma Dairesi

BOLU YÖRESİNİN DEPREM TEHLİKESİ AÇISINDAN İRDELENMESİ. Bülent ÖZMEN

KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ MADEN MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ KAYA MEKANİĞİ LABORATUVARI

10. KONSOLİDASYON. Konsolidasyon. σ gerilmedeki artış zeminin boşluk oranında e azalma ve deformasyon yaratır (gözeneklerden su dışarı çıkar).

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Türkiye'deki Sismik Boşluklar we 27 Haziran 1998 Ceyhan (Adana) Depremi (ms6.3)

17 EKİM 2005 SIĞACIK (İZMİR) DEPREMLERİ ÖN DEĞERLENDİRME RAPORU

GÜNEY MARMARA BÖLGESİ NDE TARİHSEL VE ALETSEL DÖNEMLERDE OLUŞAN DEPREMLERİN SİSMOLOJİK VE JEOLOJİK İNCELEMESİ GİRİŞ

GİRİŞ. Faylar ve Kıvrımlar. Volkanlar

MEVZİİ İMAR PLANINA ESAS JEOLOJİK-JEOTEKNİK ETÜT RAPORU

7. TOPRAĞIN DAYANIMI DAYANIM

Gerilme kavramı Zemin tabakalarının kendi ağırlıkları ve uygulanan dış yükler, zemin içindeki herhangi bir elemanda gerilmeler oluştururlar. Mekanikte

Kütahya Simav da. Makale

7. Türkiye nin Sismotektoniği SİSMOTEKTONİK DERSİ (JFM 439)

İTME ANALİZİ KULLANILARAK YÜKSEK RİSKLİ DEPREM BÖLGESİNDEKİ BİR PREFABRİK YAPININ SİSMİK KAPASİTESİNİN İNCELENMESİ

5. KONSOLİDAS YON DENEYİ:

Selçuk Üniversitesi ISSN 1302/6178 Journal of Technical-Online DEPREM ETKİSİNDE ZEMİN PARAMETRESİ VE TAŞIMA GÜCÜ DEĞİŞİMLERİNİN İNCELENMESİ

Ders: 6 ZEMİN GERİLMELERİ. Doç. Dr. Havvanur KILIÇ İnşaat Mühendisliği Bölümü Geoteknik Anabilim Dalı

KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ MADEN MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ KAYA MEKANİĞİ LABORATUVARI

ERBAA (TOKAT) YERLEŞİM ALANINDAKİ SIVILAŞMA POTANSİYELİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

KUZEY ANADOLU FAYI İSMETPAŞA SEGMENTİNDE GERÇEKLEŞTİRİLEN JEODEZİK ÇALIŞMALAR

DOĞU KARADENİZ BÖLGESİ VE CİVARININ DEPREMSELLİĞİ

T.C. BAŞBAKANLIK AFET VE ACİL DURUM YÖNETİMİ BAŞKANLIĞI DEPREM DAİRESİ BAŞKANLIĞI AYLIK DEPREM RAPORU

YÜKSEK RİSKLİ DEPREM BÖLGESİNDEKİ BİR PREFABRİK YAPININ FARKLI YER HAREKETLERİ ETKİSİNDEKİ SİSMİK DAVRANIŞININ İNCELENMESİ

T.C. SAKARYA ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ

19 Mayıs 2011 M w 6.0 Simav-Kütahya Depreminin Kaynak Parametreleri ve Coulomb Gerilim Değişimleri

GAZİANTEP KİLLERİNİN DİSPERSİBİLİTE ÖZELLİĞİNİN BELİRLENMESİ

B.Ü. KANDİLLİ RASATHANESİ ve DAE.

ÖN SÖZ... ix BÖLÜM 1: GİRİŞ Kaynaklar...6 BÖLÜM 2: TEMEL KAVRAMLAR... 7

Şekil 6. Kuzeydoğu Doğrultulu SON-B4 Sondaj Kuyusu Litolojisi

:51 Depremi:

PRELIMINARY REPORT. 19/09/2012 KAHRAMANMARAŞ PAZARCIK EARTHQUAKE (SOUTHEAST TURKEY) Ml=5.1.

21 NİSAN 2017, 17h12, Mw=4.9 MANİSA-ŞEHZADELER DEPREMİ SİSMOLOJİK ÖN DEĞERLENDİRME RAPORU

:51 Depremi:

MARMARA DENİZİNDE TARİHSEL DEPREMLER: YERLERİ, BÜYÜKLÜKLERİ, ETKİ ALANLARI VE GÜNCEL KIRILMA OLASILIKLARI

Yapı veya dolgu yüklerinin neden olduğu gerilme artışı, zemin tabakalarını sıkıştırır.

Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü

3 ARALIK 2015 KİĞI-BİNGÖL DEPREMİ (Mw=5.3), ARTÇI DEPREM AKTİVİTESİ VE BÖLGENİN TEKTONİĞİ İLE İLİŞKİSİ

SİSMOTEKTONİK (JFM ***)

DOĞRULTU ATIMLI FAYLAR KIRIKLAR VE FAYLAR. Yaşar ar EREN-2003

Esra TEKDAL 1, Rahmi Nurhan ÇELİK 2, Tevfik AYAN 3 1

Prof. Dr. Semir ÖVER

İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ

POLİPROPİLEN FİBERLERLE GÜÇLENDİRİLMİŞ KUM ZEMİNLERİN DİNAMİK ETKİ ALTINDA BOŞLUK SUYU BASINCI DAVRANIŞI

İzmir deprem dizilerinin nedeni, faylardaki 'Çiçek yapısı'

Dolgu ve Yarmalarda Sondaj Çalışması ve Değerlendirmesi. HAZIRLAYAN Özgür SATICI Mad. Yük. Jeo. Müh. (MBA)

Yalova Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü. ZEMIN VE TEMEL ETÜT RAPORLARı, KARŞıLAŞıLAN PROBLEMLER

İNM 305 ZEMİN MEKANİĞİ

INM 308 Zemin Mekaniği

Yatak Katsayısı Yaklaşımı

Şekil :51 Depremi Kaynak Spektral Parametreleri

KUZEY ANADOLU FAY ININ BOLU-ILGAZ BÖLÜMÜ IÇİN GELİŞTİRİLMİŞ SİSMİK KAYNAK MODELLERİ

Yeryüzünden kesit 11/6/2014 DEPREM HAREKETİ

Kaya Zemin Sınıflamaları Parametre Seçimi Şev Stabilite Sorunları. Özgür SATICI Mad. Yük. Jeo. Müh. (MBA)

12 HAZİRAN 2017 (15:28 TSİ), Mw=6.2 İZMİR KARABURUN (EGE DENİZİ) DEPREMİ SİSMOLOJİK ÖN DEĞERLENDİRME RAPORU

DÜŞÜK PLASTĐSĐTELĐ KĐLLERĐN ÖNKONSOLĐDASYON BASINCININ ÇEŞĐTLĐ YÖNTEMLERLE BELĐRLENMESĐ

16 NİSAN 2015 GİRİT (YUNANİSTAN) DEPREMİ

B.Ü. KANDİLLİ RASATHANESİ ve DAE. BÖLGESEL DEPREM-TSUNAMİ İZLEME ve DEĞERLENDİRME MERKEZİ

İLERİ ZEMİN MEKANİĞİ. Ders 1. Genel Giriş. Doç. Dr. Havvanur KILIÇ İnşaat Mühendisliği Bölümü Geoteknik Anabilim Dalı

11 MART 2011 BÜYÜK TOHOKU (KUZEYDOĞU HONSHU, JAPONYA) DEPREMİ (Mw: 9,0) BİLGİ NOTU

DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ DEPREM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ (DAUM) 25 NİSAN 2015 NEPAL-KATMANDU DEPREMİ (M=7.8)

BAÜ Müh-Mim Fak. Geoteknik Deprem Mühendisliği Dersi, B. Yağcı Bölüm-5

ANTALYA - ARAPSUYU MEVKİİNDEKİ BİR BÖLGENİN GEOTEKNİK ÖZELLİKLERİ

Transkript:

ÖZET: KUZEY ANADOLU FAYI GEREDE SEGMENTİNDEKİ FAY HAREKETİN KESME KUTUSU DENEYİ İLE ANALİZİ O. Günaydın 1 ve H. Çetin 2 1 Doç. Dr., İnşaat Müh. Bölümü, Adıyaman Üniversitesi, Adıyaman 2 Prof. Dr., Jeoloji Müh. Bölümü, Çukurova Üniversitesi, Adana Email: gunaydin@adiyaman.edu.tr Kuzey Anadolu Fay Sisteminin (KAFS) Gerede segmenti üzerinde yapılan çalışmalarda fay üzerinde tektonik krip oluşumunun devam ettiği belirtilmektedir. Kohezyonlu zeminlerde kesme hızının artma oranına bağlı olarak, kesme gerilmesi değerinde de artma gözlenmektedir. Kesme hızının artması kayma düzlemindeki boşluk suyun kaçışından dolayı efektif gerilme değerinde artışa neden olmakta ve kesme hızına bağlı olarak zeminlerin kırılma zarfı değişmektedir. Çalışmada KAFS Gerede segmentinin hareket şeklinin (sismik veya asismik) belirlenmesi amacıyla kesme kutusu deneyi yapılarak, kesme gerilmesi parametreleri (c, ) bulunmuştur. Kesme kutusundan elde edilen kırılma zarfı sonuçları, konsolidasyon deneyinden elde edilen ön konsolidasyon basıncı kırılma zarfı ile karşılaştırılarak fayın hareket şekli değerlendirilmiştir. ANAHTAR KELİMELER: Kuzey Anadolu Fayı (Gerede Segmenti), Zemin, Gerilme, Sismik-Asismik, Kesme Kutusu Deneyi FAULT MOTION ANALYSIS USING SHEAR BOX TEST METHOD ON GEREDE SEGMENT OF THE NORTH ANATOLIAN FAULT ZONE ABSTRACT: Researches on the Gerede Segment of the North Anatolian Fault Zone (NAFZ) indicate that tectonic creep formation continued over the fault. In cohesive soils, an increase in the shear stress value is also observed, depending on the increasing rate of shear rate. The increase in shear rate causes the increase in the effective stress value due to the water escape of the gap in the shear plane and the shear envelope of the soils changes depending on the shear rate. In the study, shear box test was carried out to determine the behavior (seismic or aseismic) of the Gerede segment, and the shear stress parameters (c, ) were found. The fracture envelope results obtained from the were compared with the preconsolidation pressure fracture envelope obtained from the consolidation test and the behavior of the fracture was evaluated. KEYWORDS: North Anatolian Fault (Gerede Segment), Soil, Stress, Seismic-Aseismic, Shear Box Test GİRİŞ Kuzey Anadolu Fay Zonu (KAFZ) sismik olarak dünyanın en önemli doğrultu atımlı faylarından biri olup, aynı zamanda ülkemizin en aktif tektonik yapısını oluşturmaktadır. Bu fay zonunda, geçen yüzyılda M s=7.0 büyüklüğünde dokuz deprem olmuş ve fayın 1000 km lik kısmı tamamen kırılmıştır. Bu depremler, dikkatlerin bu fay üzerine çekilmesine yol açmış ve birçok araştırmacının çalışmasına konu olmuştur. Bu depremlerde 75.000 den daha fazla insan ölmüş ve on milyarlarca dolar maddi kayıp olmuştur (Demirtaş ve diğ., 1998). Ülke ekonomisinde önemli yer tutan bu doğal afetlerin araştırılması günümüz koşullarında zorunlu bir hal almıştır. Deprem zararlarının en aza indirilmesi için faylar üzerinde yapılan çalışmaların en önemlilerinden bir tanesi Paleosismoloji çalışmalarıdır. Paleosismollojinin amacı sismik tehlike değerlendirmelerinde yeni ve faydalı bilgiler sağlayacak jeolojik ve jeomorfolojik özellikleri kullanarak geçmiş büyük depremlerin çalışılmasıdır (McCalpin, 1996). Paleosismoloji çalışmalarıyla; segment üzerinde meydana gelmiş eski depremler ve yıllık kayma hızları, depremlerin yenilenme aralıkları, atım miktarları ve en son oluşmuş deprem hakkında bilgilerin

ortaya çıkarılması amaçlanmaktadır. Paleosismik çalışmalarda bu amaçla açılmış olan hendeklerden (trenchlerden) faydalanılmaktadır. Hendekler 20-30 m uzunlukta, 3-4 m derinlikte ve birkaç metre genişlikte, aktif faylara dik ve/veya paralel açılan kazılardır (Günaydın, 2007). Klasik hendek (trench) çalışmalarında açılan hendek önce duvarlarına bir ağ kurularak detay bir şekilde haritalanır. Hendeklerde aranan geçmişteki hareketlere bağlı olarak oluşan yapılardır. Bunlar genelde kolüviyal kamalar, gömülü toprak tabakaları, yapısal uyumsuzluklar, farklı miktarda deformasyona uğramış birimler ve sıvılaşma yapılarıdır. Bu yapılar kullanılarak fayın geçmişteki hareket sayısı, hareket miktarı, yapılardan alınan uygun numunelerin yaşlarının tayini ile de hareketlerin yaklaşık oluşum zamanları, hızları ve tekrarlanma periyotları bulunur. Böylece en son oluşan hareketin zamanı ve tekrarlanma periyodu bilindiği için gelecekteki olası bir hareketin ne zaman olabileceği yaklaşık olarak tahmin edilebilir (Çetin, 1997a). Hendekler bu amaç dışında farklı işlerde de kullanılmaktadır. Çetin (1997b) yapmış olduğu çalışmada açılmış olan hendeklerin daha verimli kullanılması için, paleosismolojik çalışmalara ek olarak, hendeklerden alınan örselenmemiş zemin numunelerin de zemin mekaniği deneyleri yaparak, fayın oluşumunda etkisi altında kaldığı asal gerilme yönlerini, fayın sismik veya asismik olup olmadığını saptamıştır. Casagrande (1932) her zeminin bir hafızası olduğunu söylemiş ve zeminlere uygulanan gerilmeler birimlerin dokuları tarafından hapsedildiğini söylemiştir. Bir birim arazide daha önce etkisi altında kaldığı gerilmeden daha yüksek bir gerilme etkisinde kalırsa, birimin dokusu bu yeni gerilme etkisinde, dokuyu oluşturan taneler, gözenekler ve diğer bileşenlerin sıkışması ile değişmeye uğrayarak daha sağlam hale gelir (Holtz ve Kovacs, 1981; Çetin 1997b). Zeminlerin boşluk oranları ve permeabilite katsayıları artıkça konsolidasyon hızlarıda buna bağlı olarak artmaktadır (Terzaghi ve Peck, 1967; Holtz ve Kovacs, 1981; Mitchell, 1993; Fredlund ve Rahardjo, 1993; Çetin 2000). Zeminde gerilmeyi oluşturan yüklemeler zemin üzerinde uzun süreli etkili olursa toplam gerilmelerin tamamı efektif gerilme olarak zemin hafızasına kaydedilir. Ward ve diğ., (1959), Simons (1965), Tchalenko (1967), Esu ve Calabresi (1969) ve Çetin (1997b) zeminden aldıkları örselenmemiş numuneler üzerinde, yatay yönlerde konsolidasyon deneyleri yaparak zeminin geçmişte etkisi altında kaldığı maksimum yatay efektif gerilmeleride yine Casagrande nin metodunu kullanarak bulmuşlardır. Bu çalışmalardan ışığında, zeminlerde açılan hendek çalışmaları ile ilk faylanmalar esnasında etken olan asal gerilmeler ( 1, 2, 3) birimlerin hafızasına kayıt edilebilir. Bu asal gerilmeler Casagrande yöntemiyle bulunabilmektedir (Çetin 1997b). Aktif faylar üzerinde örselenmemiş zemin numuneleri üzerinde kesme kutusu deneyi yapılarak zeminin kesme gerilmesi değeri bulunabilir. Bu kesme gerilmesi faylanma esnasında zeminin yenilmesine neden olan kesme gerilmesi ile ilişkisi araştırılarak fayın hareket mekanizması (sismik veya asismik olup olmadığı) belirlenebilinir (Günaydın, 2007). KAFZ nun sismik aktivitesi birçok araştırmacının ilgisini çekmiş ve bu fay üzerinde bir çok araştırmacı (Şengör ve diğ., (1985), Koçyiğit (1989, 1990), Barka ve Gülen (1990), Gökten ve diğ., (1998), Okumura (1994), Demirtaş (1996), Koçyiğit ve diğ. (2005) vb.) paleosismoloji çalışmaları yapmışlardır. KAFZ nun Gerede segmenti Bolu sınırları içerisinde yer almakta olup, Yeniçağa ve Çerkeş ilçeleri arasında uzanmaktadır. Gerede segmenti üzerinde geçmişten günümüze kadar (tarihsel ve aletsel dönem kayıtlarında) onlarca büyük ve yıkıcı depremler meydana gelmiştir. Bunlardan en önemlilerinden biri geçtiğimiz yüzyıl içerisinde oluşan Ms=7.3 büyüklüğünde ki 1944 Gerede-Bolu depremidir. Deprem 1 Şubat 1944 de sabah saatlerinde meydana gelmiş ve 37 saniye sürmüş, Bolu-Gerede-Çerkeş ve civarında büyük hasara neden olmuştur. Depremde 2381 kişi ölmüş ve 50.000 den fazla ev ağır hasar görmüştür (Ketin 1948). KUZEY ANADOLU FAY ZONU (KAFZ) ve GEREDE SEGMENTİ Çok sayıda araştırıcı (Ketin, 1948; Tokay, 1973; Tatar, 1975; Sipahioğlu, 1984; Şengör et al., 1985; Barka and Gülen, 1987; Şaroğlu, 1988) tarafından incelenen Kuzey Anadolu Fayı (KAF), ülkemizin en aktif tektonik yapısı olduğu gibi, aynı zamanda dünyanın da en önemli doğrultu atımlı faylarından biridir. Geçtiğimiz son yüzyıl içerisinde bu fay bu üzerinde meydana gelen depremlerde 400 bin yapı tamamen yıkılmış veya ağır hasar görmüş olup, 75 binden fazla insan hayatını kaybetmiştir. Fayın belirgin morfolojik özellikleri arazide, hava fotoğraflarında ve uydu fotoğraflarında kolaylıkla tanınmaktadır. Bu fay batıya doğru hareket eden Anadolu bloğunun kuzey sınırını oluşturmaktadır.1939 da Erzincan depremi olmadan önce Kuzey Anadolu Fayı fazla bilinmemekteydi. İlk olarak Ketin (1948) tarafından Kuzey Anadolu Fayı (NAF) bir doğrultu atımlı fay olduğu

ortaya konulmuştur. Fay zonunun fark edilmesi 1939-1944 yılları arasında sırayla doğudan batıya göç eden büyük deprem serisinin oluşturduğu kuzey kırıkları sayesinde olmuştur. Bu büyük depremler; 1939 Erzincan depremi (Magnitüdü, M=7.9), 1942 Erbaa-Niksar depremi (M=7.1), 1943 Tosya depremi (M=7.6) ve 1944 Bolu-Gerede depremi, (M=7.4)'dir. Daha sonraki yıllarda 1957 de Abant 1967 de Mudurnu depremleri olmuştur.kuzey Anadolu Fayı üzerinde geçmişte de 994-1045 ve 1667-1668 yılları arasında 1939-1999 serisine benzer iki deprem serisinin daha meydana gelmiş olduğu bilinmektedir (Gökten ve diğ. 1998). 1912 Şarköy-Mürefte depremi her ne kadar KAF zonunun karadaki en batı ucuna yakın meydana gelmiş olsa da, 1939 da Erzincan da meydana gelen M=8.0 büyüklüğündeki depremden sonra Kuzey Anadolu Fayının batıya doğru olan devamındaki segmentlerde birbirini izleyen kırılmalarla depremlerin batıya göçü görülmüştür. Bu birbirini izleyen segmentlerde seri içinde deprem tekrarlanma aralığının üç ay ile 32 yıl olduğu görülmektedir. Bu göçte bazen birbirini sismik boşluklar bırakarak izleyen segmentler kırılırken, bazen da 1944 Bolu-Gerede, 1957 Abant ve 1967 Mudurnu depremlerindeki gibi kırılan segmentler üst üste gelmişlerdir (Gökten ve diğ. 1998). Buna karşılık büyüklüğü 4.7-6.9 arasındaki depremlerin KAF üzerinde zamana karşı dağılımlarında 1902 den beri orta bölümden batıya doğru bir yer değiştirmenin yanında 1939 dan başlayarak Erzincan ın doğusunda ikinci bir aktivite bölgesinin meydana gelmiş olduğu görülür (Gökten ve diğ. 1998). 1668 depreminin Bolu, Gerede ve Kastamonu civarında meydana geldiği (Ambrassey and Finkel, 1988, 1991) ve 8 civarında bir büyüklükte olmuş olabileceği dikkate alındığında aynı segment üzerinde meydana gelmiş olan 7 den büyük 1944 depremine göre, 7 büyüklüğünde bir depremin tekrarlanma aralığının 276 yıl olduğu ortaya çıkar. Ayrıca 1754 Sapanca-İzmit körfezi depreminin (Ambrassey and Finkel, 1988, 1991), 17 Ağustos 1999 depremi ile aynı segmenti kırdığı düşünüldüğünde tekrarlanma periyodunun Bolu-Gerede segmentinin batısında yer alan bu segmentte 245 yıl olduğu görülür (Gökten ve diğ. 1998). Trench çalışmaları da Bolu-Gerede segmenti üzerinde son 2000 yılda meydana gelen en az sekiz depremin en kısa 200, en uzun 779 yıl aralıklarla tekrarlandığını göstermiştir (Demirtaş, 1996; Demirtaş ve diğ. 1998).1944 Bolu-Gerede, onu izleyen 1957 Abant ve 1967 Mudurnu depremlerinden sonra Dokurcun vadisi batı çıkışından başlayarak bir gerilme birikiminin meydana gelmiş olduğu ve fayın bu noktasından batıya doğru yeni bir kırılmayı gerçekleştirme olasılığının yüksek olduğu belirtilmekteydi (Stein ve diğ. 1997; Barka ve Nalbantoğlu, 1998). 17 Ağustos Gölcük-Arifiye depremi doğuda Gölyaka dan batıda Yalova açıklarına kadar 180 km lik bir kısmın kırılmasıyla büyük bir depremi oluşturmuş, 12 Kasım 1999 da da fayın doğudaki uzanımı niteliğinde olan 38 km uzunluğundaki Düzce kesimi kırılmıştır (Gökten ve diğ. 1998). Gerede fayı, Tokay ve diğ., (1974) tarafından adlandırılmış olup, genel gidişi K75-80D dur. Fay, Geredenin hemen doğusunda, deri sanayiciler sitesinin karşısındaki yamaçta sıralı dizilmiş olan söğüt ağaçlarında yaklaşık 3.5 m sağ yanal olarak ötelenmiştir (Günaydın, 2007). 1 Şubat 1944 günü sabahın erken saatlerinde 06.21 de Bolu-Gerede- Çerkeş ve civarında Ms = 7.3 büyüklüğünde şiddetli bir deprem oluşmuştur (Ketin 1948). Deprem 37 saniye sürmüş, depremde 2381 kişi ölmüş ve 50000 den fazla ev ağır hasar görmüştür 2 Şubat 1944 de saat 06:24 de ikinci bir deprem meydana gelmiş ve Bolu da oldukça ağır hasarlara neden olmuştur. Gerede merkezde 61 ve Bolu merkezde 26 kişi hayatını kaybetmiştir. Deprem sırasında Bolu da bulunan toplam 2700 binanın % 27.3 ü, Geredede de ise toplam 901 binanın % 78.8 i yıkılmış ve çok ağır hasar görmüştür (Ketin 1969). 1 Şubat 1944 deki depremde, doğuda Bayramören ile batıda Abant Gölü arasında ki kesimde, Kuzey Anadolu Fay Zonunun (KAFZ) 180 km lik bir bölümünde yüzey Faylanması meydana gelmiştir (Ketin 1969, Ambraseys 1970). Büyüklüğü 4 ve daha büyük artçı depremler, deprem kırığının hem doğu hem de batı ucunda yoğunlaşmıştır (Demirtaş ve diğ., 1998). Gerede segmenti farklı araştırmacılar (Koçyiğit ve diğ. 2006, Demirtaş ve diğ., 1998) tarafından sismik bir segment olarak kabul etmiş ve sadece segmentin doğu ucunda asismik (krip) davranan bir bölüm yer aldığını söylemişlerdir. FAYIN HAREKET ŞEKLİNİN BELİRLENMESİ Koçyiğit ve diğ., (2006) ve Okumura ve diğ. (1994) bölgede yaptıkları çalışmada, Kuzey Anadolu Fay Sisteminin Gerede segmentinde, İsmetpaşa çek-ayır havzasının kuzey kenarını sınırlayan fay üzerinde bir tektonik krip oluşumunun devam ettiğini belirlemişlerdir. Fayın hareket şeklinin (sismik veya asismik) belirlenmesi amacıyla kesme kutusu deneyi yapılarak, kesme gerilmesi parametreleri (c, ) bulunur. Kohezyonlu zeminlerde kesme gerilmesi, kesme hızına bağlı olarak değişir. Kesme hızının artma oranına bağlı olarak, kesme gerilmesi değerinde de artma gözlenmektedir. Kesme hızı artıkça kayma düzlemindeki boşluk suyun kaçışından dolayı efektif gerilme değeride artar (Mitchell, 1993, Crawford, 1961; Çetin 1995, Çetin 1998). Bu sebepten dolayı; yüksek kesme

hızında drenajsız testlerde efektif kırılma zarfı, düşük kesme hızındaki drenajlı testten elde edilen kırılma zarfının üzerinde yer alır (Hirschfeld, 1960) (Şekil 1). Zeminden alınan örselenmemiş numunelerden CD (konsolidasyonlu drenajlı) tipinde kesme kutusu deneyi yapılarak, zemin numunesinin drenajını tam olarak gerçekleştire bilmesini için o zemin için belirlenen hız ile kesilir. Kesme kutusu deneyinde numunenin kesme hızını belirlerken, konsolidasyon deneyinde 24 saatlik okuma değerleri ile çizilen düşey deformasyon-karekök zaman grafiğinden faydalanılır. Şekil 1. Drenajlı (S kırılma zarfı) ve drenajsız (R ve Q kırılma zarfları) kırılma zarflarının karşılaştırılması (Hirschfeld, 1960). ARAZİ VE LABORATUAR ÇALIŞMASI Bu çalışmada Kuzey Anadolu Fay Zonunun (KAFZ) Gerede segmenti üzerinde faylanma sırasında etkili olan asal gerilme yönlerinin belirlenmesi amacıyla Koji ve diğ. (2002) tarafından açılan hendek (trench) ten örselenmemiş zemin örnekleri alınmıştır. Kesme kutusu deneyi hızını belirlemek amacıyla konsolidasyon deneyinden 24 saat boyunca ASTM D 2435-96 (2003) standardında önerilen sürelerde okuma değerleri alınmıştır. Karekök-zaman yöntemi çizilen konsolidasyon grafiği yardımıyla oturmanın %90 lık kısmının gerçekleştiği t 90 değeri ve bu değeri yardımıyla t 50 değeri ASTM D 2435-96 (2003) te belirtilen formül kullanılarak kesme hızı belirlenmiştir. ARAŞTIRMA BULGULARI Faylı zeminden alınan örselenmemiş numunelerden konsolidasyon deneyinde 24 saatlik okuma değerleri ile çizilen düşey deformasyon-karekök zaman grafiğinden t 90 4 ve t 50 0.935 bulunmuştur (Şekil 2). Grafikten bulunan t90 değeri yardımıyla t50 değeri ASTM D 2435-96 (2003) te belirtilen formüller ile fayın hareketinin krip şeklinde olması için verilmesi gereken kesme hızı 0.193 mm/dk olarak bulunmuştur. Bulunan bu kesme hızı deneyi ile hendekten alınan örselenmemiş zemin numunesi üzerinde yapılan kesme kutusu deneyi sonucunda 5, 10 ve 15 kg lık normal yükler altında kesme gerilmesi değerleri 1max, 2max ve 3max sırasıyla 1.469 kg/cm 2, 2,22 kg/cm 2 ve 2.71 kg/cm 2 olarak bulunmuştur (Şekil 3).

19,26 Toplam kons. oturması (mm) 19,21 19,16 19,11 19,06 t 90 19,01 a 0 b=1.15a 5 10 15 Karekök-zaman (dk) Şekil 2. Karekök zaman eğrisi (t) eğrisi. 3,0 TR-1 2,5 Kesme Gerilmesi (kg/cm 2 ) 2,0 1,5 1,0 5 kg 5 kg 10 kg 10 kg 15 kg 15 kg 0,5 Düşey Düşey Deplasman (mm) (mm) 0,0-0,5 0 2 4 6 8 10 12 Yatay Deplasman (mm) Şekil 3. Zemin numunesinin kesme kutusu deneyi; kesme gerilmesi, düşey deplasman ve yatay deplasman grafiği. Kesme kutusundan elde edilen kırılma zarfı sonuçlarına göre kohezyon (c ) 0,9 kg/cm 2 ve içsel sürtünme açısı ( ) 23 o olarak bulunmuştur (Şekil 4). Bu kırılma zarfı aynı hendekten alınan örnekler üzerinde Günaydın, 2007 de

belirlenen ön konsolidasyon basıncı değeri ile bulduğumuz Mohr dairesi ile karşılaştırdığımız zaman kesme gerilmesi zarfının Mohr dairesi altında kaldığı saptanmıştır (Şekil 4). Fayın hareket şekli sismik olsa idi çizilen kesme gerilmesi zarfının, Mohr dairesine teğet veya üstünde bir yerde yer alması gerekirdi. Buradan fayın hareketinin krip şeklinde olmadığı, fayın hareketinin sismik olduğu belirlenmiştir. Fayın oluşumunda etkili olan gerilme değerleri zemine çok hızlı bir şekilde etki etmiştir. kesme gerilmesi zarfı, kesme hızına bağlı olarak değişmektedir. Hirschfeld (1960) a göre kesme hızı artıkça kesme gerilmesi zarfı açısı ( ) paralel olarak yukarıya doğru kayacaktır (Şekil 4). Buradan hareketle kesme kutusu deneyi ile elde edilen kırılma zarfı, Mohr dairesi üzerine paralel bir şekilde kaydırılarak, kesme gerilmesi zarfının faylanma sırasındaki gerçek kırılma zarfı elde edilmiştir (Şekil 4). Kesme kutusu deneyi ile bulunan kohezyon (c =0,9 kg/cm 2 ) değeri, Mohr kırılma zarfının 23 0 lik açı değeri korunarak, Mohr dairesi üzerine teğet olacak şekilde kaydırılarak fayın oluşumu esnasındaki yaklaşık kohezyon değeri (c =2.15 kg/cm 2 ) bulunmuştur. Kesme kutusu ile elde edilen kesme gerilmesi değeri ile Mohr dairesi kesme gerilmesi arasındaki fark % 87 olarak hesaplanılmıştır. Fayın hareketinin asismik olması durumunda c =0,9 kg/cm 2 değerine, sismik olması durumunda c =2.15 kg/cm 2 lik değerine ulaştığı belirlenmiştir. Şekil 4. Zemin kırılma zarfı (düz çizgi kesme kutusu ile elde edilen kırılma zarfını ve kesikli çizgiler ise arazideki gerçek kırılma zarfını göstermektedir). SONUÇLAR Kuzey Anadolu Fay Zonunun Gerede segmentinin sismik olduğu, fakat doğu ucunda (İsmetpaş civarında) krip şeklinde hareket olduğu bilinmektedir. Örselenmemiş blok numunelerden CD tipinde kesme kutusu deneyi yapılarak, fayın bu hendek yakınlarındaki hareketinin krip şeklinde olmadığı bulunmuştur. Hendekten alınan zemin numunesinden yapılan kesme kutusu deneyi sonuçlarına göre, fayın bu kısmında hareket şekli krip şeklinde olması durumunda kohezyonun c =0,9 kg/cm 2 ve içsel sürtünme açısının ( ) 23 0 olması gerekmekteydi. Fayın sismik olmasından dolayı, bu değerlerden, içsel sürtünme açısı değişmeyip kohezyon % 87 artarak 2.15 kg/cm 2 olarak belirlenmiştir.

KAYNAKLAR Ambraseys, N.N. and FinkeL, C.F., (1988). The Anatolian Earthquake of 17 August 1668. Historical Seismograms and Earthquakes of the World, Academic Press, pp.173-180. Ambraseys, N.N. and Finkel, C.F., (1991). Long Term Seismicity of İstanbul and ahe Marmara Sea Region. Terra Nova 3, pp.527-539. ASTM D 2435-96, (2003). Standart Test Method for One-Dimentional Consolidation Properties of Soils. Annual Book of ASTM Standarts; Volume: 04.08, West Conshohocken, pp. 238-247. Barka. A.A. and Gülen, L., (1990). New Constrains on Age and Total Offset of the North Anatolian Fault Zone: Implications for Tectonics of the Eastern Mediterranean region. METU J.Pure and App.Sci. 21/1-3, pp.39-63. Casagrande, A., (1932). The structure of clay and Its Importance in Foundation Engineering. Journal of the Borton Society of Civil Engineers, April; reprinted in Contributions to Soil Mechanics 1925-1940, BSCE, pp.72-113. Cetin, H., (1995). Multidisciplinary Technique yo Differentiate Paleoseismic From Creep Displacement of Faults: Tested at the Meers Fault, Ph.D. Dissertation, Texas A&M Univ., College Station, pp. 235, Oklahoma. Cetin, H., (1997a). How did the Meers fault scarp form? Paleoearthquake or aseismic creep? A soil mechanical perspective. Eng. Geol., Vol. 47, pp. 289-310. Cetin, H., (1997b). Zemin Mekaniği ve Aktif Tektonik. Aktif Tektonik Araştırma Grubu Birinci Toplantısı, İTÜ, İstanbul, ss. 155-160. Cetin, H., (1998). Water Content Changes Along Shear Planes in Drained and Undrained Triaxial Compression Tests on Unsaturated Cohesive Soils, Tr. J. Of Engineering and Environmental Science, TÜBİTAK, pp. 465-471. Cetin, H., (2000). An Experimental study of soil memory and Preconsolidation Adjacent to an Active Tectonic Structure: The Meers Fault, Oklahoma, USA. Eng. Geol., Vol. 57. pp. 169-178. Demirtaş, R., (1996). Kuzey Anadolu Fayı nın Sismisitesi: Mudurnu Vadisi Segmentinde Örnek Çalışma: Türkiye Jeoloji Kurultayı Bült., 11,ss. 154-162. Demirtaş, R., Gökten, E. VE Özaksoy, V., (1998). Kuzey Anadolu Fayı Gerede Segmenti Batı Kesiminde Aktif Tektonik Çalışmaları: Abant Trenchi Ön Sonuçları. Aktif Tek. Birinci Top. Bildiriler, pp.78-87. Esu, F. Calabresi, G., (1969). Slope Stability in an Overconsolidation Clay. Proc. 7 th Int. Conf. Soil Mech. Found Engineering Mexico City, Mexico, Vol. 2, pp. 555-563. Fredlund, D. G and Rahardjo, H. (1993). Soil Mechanics for Unsaturated Soils. John Wiley & Sons, Gardening - 517 pages. Gökten, E., Özaksoy. V., Demirtaş. R., (1998). Kuzey Anadolu Fayı Abant-İsmetpaşa Kesiminin Bazı Neotek"Tonik Özellikleri. In: Akyiiz. S. ve Barka. A.A. (eds), Aktif Tektonik I. ss. 66-75. Gökten, E., Özaksoy. V., Demirtaş. R., (1998). Kuzey Anadolu Fayı Abant-İsmetpaşa Kesiminin Bazı Neotek"Tonik Özellikleri. In: Akyiiz. S. ve Barka. A.A. (eds), Aktif Tektonik I. ss. 66-75. Günaydin, O., (2007). Aktif Faylar Üzerinde Stres Dağılımının Ön Konsolidasyon Basıncı Yöntemiyle Belirlenmesi; Kuzey Anadolu Fay Sistemi Gerede (Bolu) Segmenti, Ç.Ü.Fen Bilimleri Enstitüsü, Doktora Tezi (yayımlanmamış) s.97, Adana. Hirschfeld, R. C., (1960). The Relation Between Shear Strength and Effective Stres, Proc. 1st Pan-Amercan Conference on Soil Mechanics and Foundation Engineering, Vol. 2, pp.517-536. Mexico

Holtz, R.D. and Kovacs, W.D., (1981). An Introduction to Geotechnical Engineering. Prentice-Hall, Eaglewood Cliffs. Ketin, İ., (1948). Son On Yılda Türkiye de Vukuu Gelen Büyük Depremlerin Tektonik ve Mihanik Neticeleri Hakkında, TJKB 2, Ankara. Koçyiğit, A., (1989). Suşehri Basin: an Active Fault-Wedge Basin on the North Anatolian Fault Zone, Turkey. Tectonophysics, 167, pp.13-29. Koçyiğit, A., (1990). Tectonic Setting of the Gölova Basin: Total Offset of the North Anatolian Fault Zone, E Pontide, Turkey. Annales Tectonicae, IV/2, pp.155-170. Koçyiğit, A., Ayhan, E., Çetin, H., Aktuğ, B., Aytun, A., Demir, C., Lenk, O., Kilinçoğlu, A., Açikgöz, M., Deveci, Ş., BiryoL, B., Arca, S., Aktürk, Ö., Günaydin, O., (2005). Kuzey Anadolu Fay Sisteminin (KAFS) İsmetpaşa- Gerede ve Mengen arasındaki kesimin depremselliği, TÜBİTAK Projesi, Proje No YDABAG-102Y053, 184 s. Koji, O., Hisao, K., Yasuo, A., Duman, T.Y., Tokay, F. (2002). Field Report and Invitation to a Trench Party, AFRC-GSJ/AIST and MTA Joint Research on the Paleoseismology of the North Anatolian fault, Part I: Slip History of the 1944 Bolu-Gerede segement. (http://home.hiroshima-u.ac.jp/kojiok/gerede02.html) McCalpin, J. P., (1996). Paleeoseismology, Academic Press, San Diego, 588 pp. Mithchell, J. K., (1993). Fundamentals of Soil Behavior. Second Edition, Wiley, New York. Okumura, K., Yoshioka, T. and Kuşçu, İ., (1994). Surface faulting on the North Anatolian Fault in These Two Millenia: In: Procc. of the Workshop on Paleoseismology: U.S.Geol. Survey, open file rep. pp.94-568, 143 Şaroğlu, F., (1988). Age And Offset of the North Anatolian Fault, METU Journal of Pure and Applied Sci., 21, 1-3, pp 65-79. Şengör, A.M.C., Görür, N., and Şaroğlu, F., (1985). Strike-Slip Faulting And Related Basin Formation in Zones of Tectonic Escape; Turkey As A Case Study, Society of Economic Paleontologists and Mineralogists, Special Publ. 37, pp. 227-264. Simons, N., (1965). Consolidation Investigation on Undisturbed Fornebu Clay. Norwegian Geotechnical Institute, Vol. 62, pp. 1-9. Sipahioğlu, S., (1984). Kuzey Anadolu Fay Zonu ve Çevresinin Deprem Etkinliğinin İncelenmesi, DAD. Bül. 45, ss.5-139. Tatar, Y., (1975). Tectonic Structure Along the North Anatolian Fault Zone, North-East of Refahiye (Erzincan), Tektonophysics, 29, pp.401-410. Tchalenko, J. S., (1967). The İnfluence of Shear and Consolidation on the Microscopic Structure of Some Clays. Ph. D. Thesis, University of London, London, England. Terzaghi, K. and Peck, B.C., (1967). Soil Mechanics in Engineering Practice, Wiley, New York, N.Y. pp. 729 Tokay, M., (1973). Kuzey Anadolu Fay Zonunun Gerede-Ilgaz Arasındaki Kısımda Jeolojik Gözlemler, Symposium on the North Anatolian Fault and Earthquake Belt, March 29-31, pp.12-39. Ward, W. H., Samuels, S.G., and Butler, M. E., (1959). Future Studies of the Properties of London Clay. Geotechnique, Vol. 9, pp. 33-58.