TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ HÜRRİYET GAZETESİ...2 MİLLİYET GAZETESİ...8 SABAH GAZETESİ...11 RADİKAL GAZETESİ...

Transkript

1 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ HÜRRİYET GAZETESİ...2 Yunanistan a Ya denileni yap ya da iflas et resti çektiler Sanayi üretiminde hızlı artış 4 bin kişiyi işten çıkaracak Akbank'ın yeni CEO'sundan önemli açıklamalar Çimentoda büyümek için 1.5 milyar lira ayırdı MİLLİYET GAZETESİ...8 Rogers: Altın düşse bile daha fazla alırım 500 bin kart borçlusuna af! Azeri gazında kriz aşıldı Bankaların kârı % 10.3 düşüşle 19.8 milyar TL Güngör Uras... AB den 52 milyar dolar, Körfez den 6 milyar dolar yatırım geldi SABAH GAZETESİ...11 Ağlaya ağlaya 20 milyar kâr 1.5 milyar $'lık yatırım geliyor Arap Baharı, ihracatı Amerika'ya kaydırdı Ticari ve binek araç üretecek RADİKAL GAZETESİ...15 Çimentoda en ucuz biziz 1 milyar dolarlık 10 otel kapıda Uğur Gürses...Atina da kırk katır-kırk satır Seyfettin Gürsel...Yerli tahmincilerin kötümserliği HABERTÜRK GAZETESİ...18 İtalyan 'baba'sı bizim 'babayiğit'ten farklı! ABD faizi değiştirmedi! Almanya ihracatta hız kesmedi! DÜNYA GAZETESİ...20 Mevduata vadeye göre vergi geliyor Fatih ÖZATAY... Dış ticaret, enflasyon ve büyüme: Erken bir değerlendirme Osman AROLAT... Rahmetli Kahveci'yi hatırlatan sohbetler Tevfik GÜNGÖR... Çağlayan'ın "Yükte ağır pahada hafif ihracat" eleştirisi

2 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ HÜRRİYET GAZETESİ Yunanistan a Ya denileni yap ya da iflas et resti çektiler Borç krizinde 3 yılı geride bırakan Yunanistan da, hükümetin günlerdir süren 130 milyar Euro luk ikinci mali paketin gerektirdiği yeni önlemler üzerindeki tartışmalara dün Troyka son noktayı koydu. Avrupa Birliği (AB), Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) yetkililerinden oluşan Troyka heyeti hükümete, 16 sayfalık yeni bir plan sunarak, Ya kabul et ya da reddet resti çekti. Yunanistan ın planı reddetmesi ülkenin iflası seçmesi anlamına geliyor. Yunanistan ın ikinci mali paketten yararlanabilme için en geç 13 Şubat a kadar anlaşmayı imzalaması ve parlamentoda oylaması gerekiyor. Liderler bugün toplanıyor Yeni paketi almak için zamanla yarışan Yunanistan ın 14.5 milyar Euro luk ödemesi bulunan mart a kadar anlaşma sağlayamaması ülkenin iflasını ilan etmesi alamına gelecek. Troyka nın paketinin kabul edilmesi ise, Yunan halkının omuzlarına yeni yükler getireceği için teknokrat hükümetine destek veren siyasi parti liderlerini düşündürüyor. Geçen pazar günü Başbakan Lukas Papadimos başkanlığında toplanan PASOK lideri Yorgo Papandreu, Yeni Demokrasi Partisi (ND) lideri Andonis Samaras ve Ortodoks Halk Partisi (LAOS) lideri Yorgo Karacaferis, dün biraraya gelmesi bekleniyordu ancak 3 siyasi parti liderinin toplantısı bugüne ertelendi. Liderler geçen pazar gecesi yaptıkları toplantıda anlaşmanın ana hatları üzerinde prensipte mutabık kalmışlardı. Herkül olmak gerek Troyka ile müzakereleri mitolojede çok başlı yılan olarak yer alan Lernea Hydra ya benzeten Ekonomi Bakanı Evangelos Venizelos, şöyle konuştu: Bu azmanı tek başına yenmek için Herkül olmak gerek. Herkül de olmadığına göre, ancak hep birlikte yenebiliriz. Ülkenin kurtuluşu için, Euro bölgesinde kalmak ve tahvil tıraşı nın gerçekleştirilmesi çok önemli. Halkın da büyük bedel ödemesi ve büyük fedakarlıklarda bulunması kaçınılmaz. Çünkü eğer bunları yapmazsak tek alterntif iflastır. İflasın maliyeti de çok daha yüksek. Kimse daha çetin değil Siyasi partilerin kendi siyasi çıkarlarını değil, ülkeyi düşünerek karar vermek zorunda olduklarını kaydeden Venizelos şöyle devam etti: Liderler erken seçim hesabı yaparak hareket etmemeli. Yunan tarafının bir şarta karşı çıkması veya bir şartı hafifletmesi halinde ben başardım dercesine ortaya çıkmalarına gerek yok. Hiçbiri halkı diğerinden fazla sevmiyor. Kimse kimseden daha çetin ceviz değil da veya 2009 da olduğumuzu zannedenler var. Bugün durum çok farklı ve çok daha vahim. Kores: Yunanistan Euro dan ayrılırsa felakete yol açmaz AVRUPA Komisyonu nun dijital stratejilerden sorumlu üyesi Neelie Kroes, Yunanistan Euro Bölgesi nden çıksa bile birliğin ayakta kalmayı sürdüreceğini belirterek, Her zaman, Bir ülkenin gitmesine izin verilir ya da birliği terk etmesi istenirse, tüm yapı çöker denilir. Ancak bu doğru değil. Yunanistan ın ayrılışı birliğin geri kalanı için felaket olmayacak dedi.

3 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Başınızı eğmeyin deyip Alman bayrağını yaktılar YUNANİSTAN da hükümet yetkililerinin ikinci yardım paketine karşı zamanla yarıştıkları sıralarda kamu ve özel sektör çalışanları, hükümetin, yeni yardım karşılığında troykanın talepleri doğrultusunda almayı tasarladığı ek önlemleri protesto etmek amacıyla 24 saatlik grev başlattı. Yunanistan İşçi Konfederasyonu (GSEE) ve Yunanistan Kamu Çalışanları Konfederasyonu (ADEDY) tarafından başlatılan greve, işçilerin yanı sıra öğretmenler, akademisyenler, sağlık çalışanları, liman işçileri ve memurları, hakimler ve banka memurları da katıldı. Protestocular Yeni yardımlar için başınızı öne eğmeyin yazılı pankartlar taşırken, göstericilerin Alman bayraklarını yakması dikkat çekti. Sanayi üretiminde hızlı artış TÜİK verilerine göre, sanayi üretiminde 2011 yılında yıllık ortalama artış yüzde 8,9 oldu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2011 yılı Aralık ayı sanayi üretim endeksi sonuçlarını açıkladı. TÜİK verilerine göre, 2011 yılı Aralık ayında bir önceki yılın Aralık ayına göre, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 2,7 arttı. Buna göre, Aralık ayında 2010 yılının Aralık ayına göre, madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksinde yüzde 6,7, imalat sanayi sektörü endeksinde yüzde 2,7 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksinde de yüzde 10,3 artış kaydedildi. Sanayi üretim endeksi, 2011 yılı Aralık ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 3,7 arttı. Sanayi üretiminde 2011 yılında yıllık ortalama artış ise yüzde 8,9 oldu. Takvim etkisinden arındırılmış endeks 2011 yılı Aralık ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 3,8, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretim endeksi ise bir önceki aya göre yüzde 2,7 artış gösterdi. 4 bin kişiyi işten çıkaracak Nokia 4 bin kişiyi işten çıkarmayı planlıyor Finlandiyalı cep telefonu üreticisi Nokia, Finlandiya ve Meksika'da toplamda 4 bin kişiyi işten çıkaracağını açıkladı. Şirketin maliyet azaltma adımlarından biri olarak gösterilen bu hamleyle birlikte, üretimin Asya'ya taşınmak istediği de ifade edildi. İşten çıkarmaların geçen yıl işten çıkarılması planlanan 7 bin kişinin bir parçası olduğu da söylendi. Şirkette işten çıkarmaların 2012 sonuna kadar tamamlanması bekleniyor. Akbank'ın yeni CEO'sundan önemli açıklamalar Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil, Türkiye'ye inandıkları için yatırımlara devam edeceklerini, bu yıl 70 yeni şube açacaklarını, 500 yeni ATM yatırımı, 120 milyon dolar civarında teknoloji yatırımı yapacaklarını ve bine yakın kişiyi Akbank çatısı altına alacaklarını bildirdi. Binbaşgil, düzenlediği basın toplantısında yaptığı konuşmada, 30 Ocak 1948 tarihinde kurulan bankanın 1,6 milyar dolara yaklaşan marka değeri ile dünyadaki marka değeri en yüksek 100 banka arasında yer aldığını ve Türkiye'nin en değerli banka markası olduğunu hatırlattı. Akbank'ta 15 binin üzerinde çalışan bulunduğunu, önceki gün itibarıyla göreve geldiği ilk bir ay içinde genel müdür yardımcılarıyla birlikte Türkiye'nin çeşitli yerlerini dolaştıklarını ve bütün çalışanlarla bir araya geldiklerini anlatan Binbaşgil, çalışanlarla bankanın yeni vizyonunu paylaştıklarını söyledi.

4 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Bankanın kurumsal, ticari, KOBİ, bireysel ve özel bankacılık olmak üzere beş müşteri grubu bulunduğunu belirten Binbaşgil, önümüzdeki dönemde Akbank'ın bu alanlarda faaliyetlerinin artan hızda devam edeceğini vurguladı. "Riski yönetmede çok dikkatli olacağız Dünyanın ve Avrupa'nın zor bir dönemden geçtiğine değinen Binbaşgil, Türkiye'ye dünyadaki ve Avrupa'daki gelişmelerin yansımalarının olacağını, bu süreçte riski yönetme konusunda çok dikkatli olacaklarını ifade etti. Bankanın Eylül 2011 itibarıyla gerçekleşen finansal sonuçlarını hatırlatan Binbaşgil, bankanın bu dönemde aktif büyüklüğünün 140 milyar lira, mevduatının 77 milyar lira, kredi hacminin 73 milyar lira, öz kaynak büyüklüğünün 18 milyar lira olduğunu hatırlattı. Binbaşgil, sermaye yeterlilik oranı yüzde 16,9 olan Akbank'ın takipteki kredi oranının yüzde 1,6, kredi/mevduat oranının yüzde 94,5, özsermaye karlılığının yüzde 14,8, şube adedinin 916, ATM adedinin ise 3 bin 542 olduğunu anlattı. Türkiye'nin 2012'de yüzde 4 civarında büyümesini öngördüklerini belirten Binbaşgil, Türkiye'nin yurt dışıyla kıyaslandığında çok iyi bir noktada bulunduğunu söyledi. Türkiye'de bankacılık sektörü dünyada yükselen bir yıldız Akbank Genel Müdürü Binbaşgil, Türkiye'de bankacılık sektörünün dünyada yükselen bir yıldız olduğunu dile getirerek, bankaların sermaye yeterlilik rasyosunun 15'ler civarında olduğunu, son derece iyi bir likiditesi bulunduğunu belirtti. Önümüzdeki dönemde bankayı şekillendirmeyi ve yönlendirmeyi planladıkları beş ana trendin söz konusu olduğuna işaret eden Binbaşgil, Türkiye'nin yüksek büyüme potansiyeli ve Türk bankacılık sektörünün içinde bulunduğu sağlıklı durumun bunlardan ilki olduğunu vurguladı. Sektörün çok önemli büyüme potansiyeli bulunduğunun altını çizen Binbaşgil, şu anda Türkiye'de kredilerin GSYH'ya oranının yüzde 48, mevduatın GSYH'ya oranının yüzde 58, 1 milyon kişiye düşen şube sayısının ise 130 olduğunu ifade etti. Söz konusu rasyoların Türk bankacılık sektörünün büyümeye devam edeceğini gösterdiğini belirten Binbaşgil, Türkiye'de 10 milyon kişiye bankacılık hizmeti verildiğini, 25 milyon kişinin yeterince bankacılık faaliyetlerinden yararlanamadığını, yaklaşık 19 milyon kişinin de bankacılıktan yararlanmadığını söyledi. 5 milyon kişiye yakın kişi bankacılıktan yararlanacak Özellikle yarı ve tam bankacılıktan yararlanan kesimlere bakıldığında 4-5 senelik dönemde yaklaşık 5 milyon kişiye yakın kişinin bankacılık sektöründen yararlanacağını öngördüklerinin altını çizen Binbaşgil, şunları kaydetti: Biz de Türkiye'ye inandığımız için yatırımlarımıza devam edeceğiz. Bu sene 70 yeni şube açacağız, 500 yeni ATM yatırımı, 120 milyon dolar civarında teknoloji yatırımı gerçekleştireceğiz. Bine yakın kişiyi Akbank çatısı altına alacağız.

5 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ İkinci trend, dünya yavaşlıyor. Her ülke bu yavaşlamadan kurtulmak için ticari faaliyetlerini artırmaya çalışıyor. Biz, bu paralelde özellikle KOBİ tarafının çok önemli olacağını düşünüyoruz. KOBİ'lerin toplam kredilerdeki payı yüzde 24. Dolayısıyla biz, önümüzdeki yıllarda KOBİ bankacılığına daha fazla önem vereceğiz. Bine yakın şubede KOBİ bankacılığı yapıyoruz. Bine yakın arkadaşımız KOBİ konusunda uzmanlaşmış durumda yılında KOBİ kredilerinde yüzde 20'nin üzerinde büyüme hedefliyoruz. 1,5 milyar dolara yakın kaynağı getirdik Hakan Binbaşgil, yurt dışından düşük maliyetli ve uzun vadeli kaynak getirmeye çalıştıklarını, uluslararası finans kuruluşlarından yaklaşık 1,5 milyar dolar civarında kaynağı Türkiye'ye getirdiklerini, bu konudaki faaliyetlere devam edeceklerini, KOBİ'lerle birlikte kurumsal ve ticari bankacılıktaki faaliyetleri de sürdüreceklerini kaydetti. Üçüncü trendin dünyada likidite sorunu ve tasarrufun artan önemi olduğuna değinen Binbaşgil, şöyle konuştu: Akbank olarak likidite konusunu iyi yönetmeliyiz. Türkiye özelinde baktığımızda Türkiye'nin cari açık sorunu var. Cari açık sorununu birden bire hep birlikte giderebilmemiz çok kolay değil. Bunun çeşitli bacakları var. Bunlardan biri Türkiye'deki tasarruf oranı ki, şu anda yüzde 12'ler civarında, bunun çok daha yukarılara çıkması lazım. Dolayısıyla banka, 2012 yılında ve önümüzdeki dönemde özellikle kaynak, likidite tarafında Türkiye'ye destek verebilmek, likit kalabilmek için çok dikkat edecek. Her yıl yaklaşık yüzde 35 oranında artan dış borçlanma Akbank'ın dış borçlanma konusunda sağlıklı şekilde yoluna devam edeceğini, başarılı fonlama performansını sürdüreceğini, hatta bu sene dış borçlanmasını geçen seneye göre muhtemelen daha yukarılara çıkaracağını ifade eden Binbaşgil, 2011 itibarıyla 10 milyar dolar civarında ve her yıl yaklaşık yüzde 35 oranında artan dış borçlanmanın söz konusu olduğunu vurguladı. Dördüncü trendin değişen tüketici profili ve beklentileri olduğunu kaydeden Binbaşgil, topluma ve çevreye duyarlı olmanın artan öneminin de beşinci trendi oluşturduğunu söyledi. Bu sene biraz hızımızı artırıyoruz Konuşmasının ardından soruları yanıtlayan Binbaşgil, 2011 yılında 35 şube açtıklarını anımsatarak, Fena bir rakam değil. Bu sene biraz hızımızı artırıyoruz dedi. Yurt dışı planlarına ilişkin bir soru üzerine Binbaşgil, şunları kaydetti: Akbank'ın sermaye gücüne bakıldığında bu tür inorganik satın alma yapabilecek çok ciddi bir potansiyeli var. Fakat bizim yönetim olarak şuna dikkat etmemiz lazım; sizlerle Türkiye ile ilgili potansiyeli paylaştım. Akbank'ın yurt dışında yatırım yapabilmesi için yurt içindeki veya ona benzer potansiyeli dışarda görebilmesi lazım. Herkesin Türkiye'deki potansiyeli ortaya çıkardığı bir dönemde, yurt dışındaki büyüme oranları Türkiye'ye oranla biraz daha düşük. Her ne kadar bizim olanaklarımız varsa da dikkatli olmak durumundayız. Ama Akbank, yüksek sermaye gücüyle her zaman gerek yurt içi gerek yurt dışı fırsatları değerlendirmek durumunda olan bir bankadır. Biz de Akbank yönetimi olarak birtakım fırsatları değerlendiriyoruz, bakıyoruz. Basel II'ye ilişkin de Binbaşgil, sermaye yeterliliğinde Akbank'ın risk yönetimi konusunda zaten çok dikkatli bir banka olduğunu dile getirerek, Her ne kadar regülasyonların bizlere söylediği sermaye yeterlilik oranları söz konusuysa da biz bankada kendi hesaplarımızı yapıyoruz. Yeni kurallar, birçok bankanın dünyada sermaye yeterliliğini düşürüyor. Fakat bunun Akbank'a hiç etkisi olmayacak, hatta ufak da olsa pozitif etkisi olabilir şeklinde konuştu.

6 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Bankalar emanetçi durumunda Başka bir soru üzerine de her kurumun iyi yönetilmesinin son derece önemli olduğunu vurgulayan Binbaşgil, şöyle devam etti: Ancak bankaların şöyle bir ek sorumluluğu vardır; aslında bankalar olarak emanetçi durumundayız. Bizler sorumlu bankacılar olarak bize emanet edilen paraları, riski iyi yönetmemiz gerekiyor. Banka için, ülke için en kötü olabilecek şey bunun kötü yönetilmesi. Akbank, gelen tasarrufların yönetilmesi konusunda riski iyi yöneten banka. Riski iyi yönetmek Akbank'ın DNA'sında var. Diğer taraftan Akbank'ın ve ülkenin büyüme potansiyeli var. Önümüzdeki dönemde riski iyi yöneterek bu potansiyeli, Akbank'ın gücünü iyi değerlendirmek istiyoruz. Türkiye, parlayan yıldız olduğu için para akımlarının devam edeceğini vurgulayan Binbaşgil, Faizler, özellikle bono tarafında düşme eğilimi göstermiştir. Bir miktar daha düşebilir. Bizim buradaki umudumuz, bunun mevduat faizlerine yansıması ve ondan sonra da zaman içinde kredilere yansıması. Bonodaki faiz düşüşünü henüz mevduatta göremedik. Ama zaman içinde görebiliriz diye konuştu. - Krediler yüzde 15, mevduat yüzde 12 büyür - Bu yıl sektörde kredilerin yüzde 15 civarında, mevduatın da yüzde 12 civarında büyümesini beklediklerini belirten Binbaşgil, Akbank'ın ise krediler ve mevduatta sektör ortalamasının birkaç puan üzerinde büyümesini öngördüklerini bildirdi. Türk bankacılık sektöründe marjların giderek düştüğünün altını çizen Binbaşgil, bankaların daha verimli ve daha sağlıklı çalışma konusunda bir anlayış benimsemesinin giderek önem kazandığını söyledi. Bazı kurumlar için kapasiteyi daha verimli kullanarak, sağlıklı bir şekilde olmak kaydıyla, büyüme hızını, kapasite kullanımını artırarak marjlardaki düşüşü kompanse etmenin söz konusu olabileceğini ifade eden Binbaşgil, Akbank'ın böyle bir anlayışı benimseyeceğini belirtti. Orta kesim gelişiyor Bankacılık müşterisinin büyümesinin Türkiye ekonomisinin büyümesiyle el ele gittiğine işaret eden Binbaşgil, Türkiye'de gelirin artmasıyla tasarrufların ve kredibilitenin arttığını, dolayısıyla bankaların daha fazla hizmet verebileceği ortamın da arttığını vurguladı. Türkiye'de orta gelir kesimin geliştiğine dikkati çeken Binbaşgil, orta kesimin güçlenmesinin ülke açısından sağlıklı olduğunu, orta kesimin gelişmesiyle birlikte bankacılık hizmeti verebilecekleri kişi sayısının da arttığını kaydetti. Çimentoda büyümek için 1.5 milyar lira ayırdı Sabancı Çimento Grup Başkanı Mehmet Göçmen, Akçansa ve Çimsa ile birlikte yurtiçi ve yurtdışı satın almalarla sürdürülebilir bir büyüme politikası izlediklerini belirterek, 2012 de toplam 2 milyar TL düzeyinde bir ciro hedefliyoruz. Satın alma için 1.5 milyar liralık özkaynak gücümüz var dedi. TÜRKİYE de çimento sektörünün büyüdüğünü söyleyen Sabancı Holding Çimento Grup Başkanı Mehmet Göçmen, Akçansa ve Çimsa ile birlikte yurtiçi ve yurtdışı satın almalarla sürdürülebilir bir büyüme politikası izliyoruz. Grup olarak operasyonel kârlılığımızı ve net kârımızı katlayarak büyümeyi öngörüyoruz de toplam 2 milyar TL düzeyinde bir ciro hedefliyoruz. İki şirkete toplam 225 milyon lira yatırım plandık dedi.

7 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ milyar TL ayırabiliriz Sabancı Çimento Grubu nun sürdürülebilirliğe ciddi yatırım yaptığını ve bu yaklaşımın devam edeceğini söyleyen Göçmen, şu bilgileri verdi: İçeride ve dışarıda büyüme hedefindeyiz. Çimento şirketlerimizin kendi bilançolarından kaynaklı olarak ciddi bir finansal gücümüz var. Dünyadaki finansal konjonktür de yeni alımlara müsait. Tabi ki bu satın alma süreçleri biraz uzun sürüyor. Dünyanın zor coğrafyalarında hukuki ve çevresel görüşmeler yapmanın ne kadar zor olduğuna tanık oluyoruz. Bizim de Grup olarak milyar TL civarında bir satın alma yapabilmeye yönelik öz kaynak gücümüz var. Bu yatırımların bir kısmını Akçansa yı, bir kısmını da Çimsa yı lokomotif olarak kullanarak yapacağız. Konutun payı azalıyor Türkiye de çimento üretiminin ağırlıkla konut yatırımlarına gittiğini, ancak son yıllarda bu eğilimin altyapı ve ticari yatırımlara doğru kaydığını söyleyen Mehmet Göçmen, şu değerlendirmeyi yaptı: Normalde konut yatırımları 2005 e kadar çimento tüketiminin yüzde 66 sından fazlasını alıyordu. Altyapı ve ticari yatımlarının payı da yüzde 34 düzeyindeydi. Avrupa da konut sektörünün payı yüzde 30 lar düzeyinde. Konutta bir kriz yaşandığında da bu durum doğrudan çimento sektörünü etkiliyordu. Neyseki son dönemde konut sektörünün payı yüzde lere kadar geriledi. Altyapı, ticari ve endüstriyel yatırımların birlikte payı da yüzde 50 lere yaklaştı ve bir eşitlenme aşamasına geliyoruz. Bu olumlu bir gelişme altyapı ve ticari yatırımlar giderek daha fazla pay alacak. Sektör yüzde 4 büyür Çimento sektörünün lokomotifi durumundaki inşaat sektörünün 2011 üçüncü çeyreğinde ekonomik büyümenin biraz daha üzerinde olduğunu belirten Göçmen, şöyle konuştu: Çimento sektörünün iç pazardaki tüketim artışı ile birlikte 2012 de yüzde civarı büyüyeceğini, inşaatın da yüzde 5-6 civarında bir büyüme kaydedeceğini öngörüyoruz. Türkiye de 2010 yılında 50.5 milyon ton olarak gerçekleşen çimento tüketiminin 2011 yılında yüzde 11 büyüyerek 56.1 milyon tona ulaşacağı tahmin ediliyor. Kişi başı çimento tüketimi de 2011 yılında 763 kilo seviyesine ulaşacaktır. Kilosu 10 kuruş ÇİMENTO fiyatları konusunda da bilgi veren Sabancı Holding Çimento Grubu Başkanı Mehmet Göçmen, ihracatın daralması nedeniyle bu miktarın iç piyasaya gideceğini ve bunun da fiyatların aşağı çekilmesine neden olacağını vurgulayarak şunları söyledi: Türkiye de çimento çok pahalılaştı fırtınası kopuyor. Pahalılaşmış hali ile çimentonun kilosu sadece 10 kuruş. Çimentonun inşaat maliyetindeki payı yüzde 4 ten azdır. Dünyada Türkiye den daha ucuz çimento satan başka bir ülke yok. Çin kendi enerji politikaları gereği o kadar fazla ihracat yapmayı desteklemiyor. Örneğin dünyada toplam üretim olan 3.6 milyar tonun yüzde 60 ını üreten Çin 10 milyon ton ihracat yapıyor. Bu bir ülkesel tercihtir. Türkiye nin bir ithalat riski yok. Çünkü Akdeniz havzasında Türkiye ye ihracat yapacak konumdaki bütün ülkelerde çimento fiyatı 80 dolarla 130 dolar arasında değişiyor. Bizim en çok artmış halimizle 60 dolar civarında.

8 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ MİLLİYET GAZETESİ Rogers: Altın düşse bile daha fazla alırım Ünlü yatırımcı Jim Rogers, "Altın yatırımım var. Ben altınlarımı satmıyorum. Düşse bile daha fazla altın alırım. Bu yıl da yükselecek" dedi. Ünlü yatırımcı Jim Rogers, CNBC-e canlı yayınında soruları yanıtladı. Altın fiyatlarının yükseleceğini öngören Rogers şunları söyledi: "Altın yatırımım var. Ben altınlarımı satmıyorum. Düşse bile daha fazla altın alırım. Bu yıl da yükselecek. Yıl sonuna doğru değişiklik olabilir. Altın 11 yıldır hep yükseldi. Yakın zamanda düşeceğini düşünmüyorum. Belli zamandan sonra düşme ihtimali de var. Bununla ilgili açık göstergeler var." TL'yle ilgili çok fikri olmadığını kaydeden Rogers, "Merkez Bankası TL'nin yükseleceğini düşünüyorsa bunu beklemek gerekiyor. Bunu göreceğiz" diye konuştu. Rogers, Türkiye'ye gelme planı olmadığını kaydetti. Çin'le ilgili en kötü senaryonun enflasyonun kontrolden çıkması olacağını belirten Rogers, 2012 için endişelenmemek gerektiğini belirtti. 500 bin kart borçlusuna af! Kart borcunun 5-10 kuruşunu unuttuğu için kartı kapatılan 500 bin kişinin imdadına BDDK yetişti. Kredi kartı borcunun yarısını üç ay ödemediği için kredi kartı nakit çekime kapatılanların sayısı 5 ayda 5 milyon 250 bin oldu. Kart borcunun 5-10 kuruşunu unuttuğu için kartı kapatılan 500 bin kişinin imdadına BDDK yetişti. 20 liranın altında borcu olanların kartı kapatılmayacak Habertürk'ün haberine göre Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nun (BDDK) kredi kartında asgari ödeme tutarını kademeli olarak yüzde 20'den yüzde 40'a kadar çıkaran ve üç ay kart borcunun yüzde 50'sini ödeyemeyenlere nakit çekimi yasaklayan kararı 17 Eylül'de yürürlüğe girdi. BDDK'nın asgari ödenmesi gereken tutarı artırıp, nakit çekim yasağı getirmesinin 5 ayda borcunu yine kredi kartı borcuyla kapatan ve böylece borç sarmalına giren 5 milyon 250 bin kişinin kartının nakit çekime kapatılmasına neden olduğu öğrenildi. KURUŞLAR UNUTULUYOR Edinilen bilgilere göre BDDK, Banka ve Kredi Kartları Yönetmeliği'nin 22'inci maddesinin 6'ıncı bendi gereği 1 takvim yılı içinde en fazla üç defa kredi kartı borcunun yüzde 50'sini ödemeyenlerin kartlarının nakit çekime kapatılmasına 20 lira sınırı getirdi. Bu sınırın getirilmesine kart borcunun 5-10 kuruş gibi küsuratlarını ödemeyi unutan ve böylece kredi kartları nakit çekime kapatılan 500 bin kişinin unutkanlıkları neden oldu. Bankaların 20 liraya kadar borçların neden olduğu 500 bin unutkan kart sahibini BDDK'ya bildirdiği, Kurul'un da küçücük tutarlar nedeniyle mağdur olan bu 500 bin kart kullanıcısını kurtarmak için bu 20 liranın altında kart borcu olanların kartının nakit çekime kapatılmaması kararı aldığı öğrenildi.

9 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Azeri gazında kriz aşıldı Azeri Şahdeniz platformundaki teknik sorun giderildi. Türkiye'ye gaz akışının öğleden sonra başlaması planlanıyor. İran gazıyla ilgili sorun halen sürüyor. Azerbaycan'daki doğalgaz platformunda yaşanan sorun giderildi. Bir BP yetkilisi, Azeri Şahdeniz platformundaki teknik sorunun giderildiğini açıkladı. Yetkili, Türkiye'ye gaz akışının bugün öğleden sonra başlamasının planlandığını söyledi. Azerbaycan'daki sorun nedeniyle Türkiye'ye gaz akışı dün sabah saatlerinde tamamen durmuştu. Türkiye, Azerbaycan'dan günlük 12 milyon metreküp gaz alıyor. İran'dan gaz akışındaki sorun ise halen devam ediyor. İran'dan günde 28 milyon metreküp gaz alımı yapılıyor. Hattan şu anda 6-7 milyon metreküplük gaz geliyor. Yetkililer sorunun giderilmesi için çalışıyor. Bankaların kârı % 10.3 düşüşle 19.8 milyar TL Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, sektörün dönem kârının, 2011 başındaki yüksek düşüş beklentilerinin tersine, ikinci yarıdaki olumlu trende paralel yüzde 10.3 düşüşle 19.8 milyar liraya gerilediğini açıklarken 2012 de beklentide esas noktanın ise ihtiyatlı iyimserlik olması gerektiğini belirtti. Bilgin, Kârlılıktaki temel azalış net faiz marjlarının daralması, faiz dışı giderlerin artması, sermaye işlem kâr ve zararındaki azalıştan kaynaklanıyor dedi. Sektörün 2011 yılında 157 milyar TL kredi verdiğini belirten Bilgin böylece, toplam kredilerin 683 milyar TL ye ulaştığını kur etkisinden arındırılmış kredi artışının ise 2011 de yüzde 21.6 olduğunu söyledi. Sektörün aktif büyüklüğü 2011 sonunda yüzde 21 artışla 1.22 trilyon TL olurken sermaye yeterlilik rasyosu 2011 sonunda yüzde 16.4 oldu. Verilere göre, kredilerin takibe dönüşüm oranı ise 2011 sonunda bir önceki yıla göre 1 puan azalarak yüzde 2.7 oldu. Temkinli duruş bozulmamalı Bu yıl için beklentilerde esas noktanın ihtiyatlı iyimserlik olması gerektiğine dikkat çeken Bilgin şunları söyledi: Kendimize en çok güvendiğimiz anda dahi temkinli duruşumuz bozulmamalı yılı için beklentilerde esas nokta ihtiyatlı iyimserlik olmalı. Kurum olarak gerek SYR deki banka bazındaki aşağı yönlü hareketlere hassasiyetimiz, gerek likiditeye verdiğimiz önem ve aktif kalitesine yaklaşımımız aynen devam edecektir. Kurum olarak, hem genel hem de banka bazında karar alma geleneğimiz ve esnekliğimiz Türk bankacılık sistemindeki uzun dönemli istikrarın en önemli değişkenleri oldu ve olmaya devam edecek. Bilgin, 2012 ye ilişkin verdiği mesajlarda fonlamada, mevduat dışındaki çeşitliliğe ve uzun vadeli kaynağa olan ihtiyacın daha da belirginleşebileceğine de dikkat çekti. Çalışmaların devam ettiği Basel II sürecinde çok yakında yol haritasını açıklayacaklarını belirten Bilgin, süreçte her ülkenin belirleyebileceği ulusal bazı inisiyatifler, haklar olduğunu da belirterek, Ülkenin ve bankaların lehine olacak her türlü inisiyatif genel kuralları bozmadan en son noktaya kadar kullanılacaktır dedi.

10 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Güngör Uras... AB den 52 milyar dolar, Körfez den 6 milyar dolar yatırım geldi 2005 yılından 2010 yılı sonuna kadar AB ülkelerinden Doğrudan Yatırım için Türkiye ye giren döviz 52 milyar dolar. Körfez ülkelerinden Doğrudan Yatırım için giren döviz 6 milyar dolar. Doğrudan yatırım için gelen yabancı sermaye, fabrika alır, gayrimenkul alır, banka alır. Doğrudan yatırım için gelen yabancı sermayenin makbulü, yeni fabrika kurmak için gelenidir. Bu tür yatırımcı ülkeye yeni üretim, pazarlama teknolojisi getirir. Küresel pazarlara çıkacak kalite ve fiyatta üretime soyunur. İstihdamı artırır. İhracatı artırır. Ekonominin büyümesine katkıda bulunur. Gayrimenkul, banka, ticarethane satın almak için gelen yabancı sermayenin istihdama, büyümeye katkısı sınırlıdır. Bu tür yabancı sermaye döviz sorununa ilaç olur yılından 2010 yılına kadar 6 yılda ülkeye Doğrudan Yabancı Sermaye olarak giren döviz toplam 72 milyar dolar. Yabancılar bankaları seviyor -Bu giren paranın sadece 13.2 milyar doları imalat sanayinde üretime katkıda bulunacak yatırımlar için (fabrika yapmak için) geldi milyar doları gayrimenkul satın almak için geldi milyar doları banka veya finansal kurum satın almak için geldi milyar doları ticarethane, dükkân açmak için geldi. Biz yıllardan beri Doğu daki Arap ve Müslüman kardeşlerimizden para bekleriz. Petrol paralarını neden Türkiye ye getirmiyorlar diyerek dertleniriz. Rahmetli Ecevit in Bilezik Formülü vardı. Türkiye, Arap ve Müslüman kardeşlerimizin petro-dolarlarını Türkiye ye çekecek. Batı nın teknolojisini getirecek. İkisini birleştirerek Türkiye nin koluna yatırım bileziğini geçirecekti... Olmadı. Olmamasının nedeni şudur: Arap ve Müslüman kardeşlerimiz üretim-istihdam ağırlıklı projelere ilgi duymazlar. Onlar finans ve gayrimenkul yatırımlarını severler. Bugünlerde gene Arap-Müslüman kardeşlerimizin dövizlerini Türkiye ye çekme arayışları alevlendi. Yapılan bir toplantıda, bugüne kadar Körfez ülkelerinden Türkiye ye Doğrudan yatırım olarak 30 milyar dolar geldiği, önümüzdeki 3-5 yılda 30 milyar dolar daha çekilebileceği ifade edildi. Körfez dövizleri yatırıma gelmiyor Merkez Bankası nın ve Başbakanlık Yatırımları Destekleme ve Geliştirme Ajansı nın yayınladığı istatistiklere göre, 2005 yılından 2010 yılı sonuna kadar Körfez Arap Ülkeleri nden Türkiye ye doğrudan yabancı sermaye olarak gelen döviz 6.3 milyar dolardır.yıllık olarak en büyük giriş 2008 yılında 1.9 milyar dolar olmuş, daha sonra yıllık girişler 209 ve 371 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir.son 6 yılda, Körfez Arap ülkelerinden gelen toplam doğrudan yabancı sermaye 6.3 milyar dolar iken, AB ülkelerinden 52.3 milyar dolar, ABD den 6.5 milyar dolar yabancı sermaye girişi olmuştur.şimdilerde Körfez Arap ülkelerinden Sukuk (Faizsiz, kira sözleşmesine dayalı borçlanma) arayışı öne çıktı. Sukuk, bir kredi sözleşmesidir. Doğrudan yabancı sermaye ile ilgisi yoktur.kuveyt Türk Bankası Körfez Arap ülkelerinden sukuk (faizsiz kira) sözleşmesine dayalı olarak 600 milyon dolar borçlandı. 350 milyon dolarlık yeni bir sukuk ihracı hazırlığından söz ediliyor. Albaraka Türk ün de 200 milyon dolarlık sukuk ihracı hazırlığında olduğu bildiriliyor.

11 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ SABAH GAZETESİ Ağlaya ağlaya 20 milyar kâr Türk bankacılık sektörü "Çok olumsuz olacak" açıklamalarıyla girdiği 2011'i yine rekor kârla kapattı. Avrupa'daki krize rağmen sektörün kârı sadece yüzde 10 düşüşle 10 milyar lira oldu. Bankaların en çok faiz geliri arttı. 2011'de 'Kâr edemeyeceğiz' diyen bankaların feryadı boş çıktı. Bankalar 20 milyar lirayla yine rekor kâr yazdı. Banka kârları 2010'a göre sadece yüzde 10 azaldı. Bankaların gelirlerinin büyük bölümünü yine faiz ve komisyonlar oluşturdu. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun açıkladığı verilere göre, bankaların toplam faiz gelirleri 2010'a göre yüzde 13.9 artarak, 88.1 milyara çıktı. Geçen yıl yüzde 23.4 artan kredilerden alınan faiz gelirleri ise 58.6 milyarı geçti. Kredilerden alınan faiz gelirlerinin toplam gelire oranı da yüzde 74.6'ya çıktı. Faiz giderleri de yüzde 26 artan bankalar komisyona yüklendi. KOMİSYONDAN 17 MİLYAR Bankaların vatandaştan aldığı havale ücretleri, EFT, para transferlerinden sağladığı komisyonlar önemli bir gelir kalemi oldu. Bankalar geçen yıl hizmet ve komisyon gelirlerini yüzde 18.9 artırarak 17.1 milyara çıkardı. Tüketici kredilerinden alınan faiz yüzde 19.1 taksitli ticari kredilerden alınan yüzde 22.4 arttı. Kredi kartlarından alınan faizler ise yüzde 5.6 düştü. Şirketler kesimine verilen kredilerden elde edilen faiz geliri ise yüzde 32.9 yükseldi. Sermaye piyasası işlemlerinden 2010'da 217 milyon zarar yazan bankalar bu zararı 2011'de 1.6 milyar liralık kâra dönüştürdü. Döviz kurlarındaki yükselişle de 1.8 milyar liralık kambiyo zararı oluştu. Bankaların kârındaki düşüş mevduat giderlerinin artması, kârdan zarara dönen kambiyo gelirleri, asıl faaliyet konusu dışındaki giderlerdeki artıştan kaynaklandı. 1.5 milyar $'lık yatırım geliyor Bu yıl turizmde 1.5 milyar $ değerinde yeni otel yapılacak. Son bir yılda onlarca yabancı işletmenin Türkiye'ye gelmesinin ardından Viceroy, Mondrian gibi lüks markalar imzayı attı, Motelone, Sofitel, Aloft ise İstanbul'da otel arayışına geçti. Krizdeki Avrupa ve durgun Ortadoğu'nun ortasındaki Türkiye, turizm yatırımlarında en cazip ülkelerden biri haline geldi. Geçtiğimiz yıllarda dünyaca ünlü lüks ve orta segment uluslarası turizm gruplarının ilgi merkezi Türkiye, bu sene de aynı hızla yabancı markaları çekmeye devam ediyor. İstanbul'da lüks otel kategorisinde Zorlu Center'a Raffles Hotels, Beşiktaş'a Shangri La, Bodrum'da ise Mandarin Oriental ve Aman Hotels gruplarının anlaşma sağlaması üzerine diğer yabancı zincirler de sıraya girdi. İKİ VİCEROY GELİYOR Dün başlayan Orta Asya ve Türkiye Turizm Zirvesi'nde (CATHIC) uluslararası otel zincirlerini Türk yatırımcılarla buluşturan iki danışmanlık şirketi 2012 ve 2013'te toplam 1.5 milyar dolarlık turizm yatırımına aracılık edeceğini açıkladı. Jones Lang LaSalle Hotels Başkan Yardımcısı Elif Egeli Nişancı, 2013 sonuna kadar 500 milyon dolarlık turizm yatırımı yapılacağını ve bunların işletmesi için yabancı gruplarla görüşmelerin devam ettiğini söyledi. Servotel Başkanı Ömer İsvan ise kendilerinin sadece bu yıl 1 milyar dolarlık bir yatırıma aracılık edeceklerini kaydetti.

12 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Nişancı, İstanbul'da lüks segmentte 10, orta segmentte ise otele ihtiyaç olduğunu ve bunların bazılarında görüşmelerin son noktaya geldiğini söyleyerek Viceroy markasının İstanbul ve Bodrum'da iki ayrı yatırımcıyla imza aşamasında olduğunu söyledi. Westin markasının Büyükdere Caddesi'nde bir yerle anlaşmak üzere olduğunu söyleyen Nişancı, Hyatt Otelleri Grubu'nun üst markası Andaz Hotels'in ve Alman Motelone ile Sofitel'in de yer aradığını söyledi. Nişancı ayrıca Starwood Grubu bünyesindeki Aloft markasının da Bursa'dan sonra İstanbul'da da yer aradığını kaydetti. Ayrıca Morgans Grubu bünyesindeki Mondirian Otelleri de Sultanahmet'te yerel bir yatırımcıyla anlaşarak İstanbul'a adım atacak. ÇİN'DEN DE İLGİ VAR Servotel Başkanı Ömer İsvan ise 10 yeni markayı bu sene Türkiye'ye getireceklerini bunlardan dört tanesinin Avrupa'da da olmayan markalar olduğunu söyledi. Hem lüks hem de orta segmentteki otellerin Türk pazarıyla ilgilendiğini söyleyen İsvan, Avrupa, ABD ve Uzakdoğu dışında Malezya ve Çin'den yatırımcıların da turizm, gayrimekul yatırımları için yer aradığını söyledi. Akın: Yatırımları büyütüp satma hedefindeyim Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, ocakta TAV Havalimanları'nın yüzde 23, Mersin Limanı'nın ise yüzde 20 büyüdüğünü söyleyerek "Türkiye ekonomisi genelde bizim yarımız kadar büyüyor. Burdan yola çıkarak yılsonunda bu büyüme 7-8'in altında kalmaz. Şirketler yüzde 20 büyürken Türkiye nasıl yüzde 1 büyüyebilir. Kim daha az büyüyeceğini söyleyebilir" diye konuştu. Akın, Accor grubuyla yaptıkları franchise anlaşmasıyla 16 otele ulaştıklarını yılsonunda 20'ye çıkaracaklarını söyledi. Hiçbir yatırımını ikinci jenerasyona bırakma hedefi olmadığını da söyleyen Akın, 'Yatırımları büyütüp satmak isterim. Tabii satabilirsem. Bir parça içinde de kalmak isterim. Şirketi en iyi noktaya geldiğinde satıp yeni yatırımlar yapmak isteyen bir işadamıyım" diye konuştu. Hilton,13 oteli daha gündeme aldı Hilton International Hotels, Türkiye'de büyüme hedefleri çerçevesinde geliştirme aşamasında bulunan otel sayısını 13'e çıkardı., İstanbul- Ataköy, Kuşadası, Malatya ve Samsun'da yeni anlaşmalar imzalayan grubun faaliyette olanlarla birlikte Türkiye'deki toplam otel sayısı 33 olacak. Hilton'un Mardin ve Urfa'da yeni açılan otellerinin ise Suriye'deki olaylardan etkilendigi açıklandı. Kimler geldi? Raffles (Zorlu Center - İstanbul) Shangria (Tanrıverdi - Beşiktaş) Mandarin Oriental (Astaş- Bodrum) Aman Resort ( Bodrum) Kimler gelecek? Jumeirah - Pera Palace Viceroy - İstanbul/ Bodrum Mondrian - Sultanahmet Andaz -Yer arıyor Motelone- Yer arıyor Adress - İstanbul Aloft - İstanbul'da yer arıyor Indıgo- İstanbul'da yer arıyor Sofitel - İstanbul'da yer arıyor Westin-Büyükdere Caddesi

13 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Arap Baharı, ihracatı Amerika'ya kaydırdı Sabancı Holding'in çimento grubu, Arap Baharı'nın da etkisiyle ihracatını Güney Amerika'yla çeşitlendirdi. Grubun 2011'deki çimento ihracatının yüzde 25'i Brezilya ve çevresine yapıldı. Yükte ağır pahada hafif olsa da çimento ihracatı Arap Baharı'nın da etkisiyle okyanus aştırdı. Türkiye'nin toplam ihracatının yüzde 50'sini sağlayan Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinde işler neredeyse sıfırlanınca, çimento da Güney Amerika'ya gönderilmeye başlandı. Sabancı Holding'in çimento grubu firmaları gemiyle Brezilya'ya ihracat gerçekleştirdi. Akçansa Genel Müdürü Hakan Gürdal, "300 kilometre yolu karadan alınca yükün üzerinde bir maliyet oluyor. Bizim limanımızdan, geçtiğimiz yıl gemiyle Güney Amerika'ya ihracat yaptık. Navlun fiyatlarındaki azalmayla ton başına maliyeti 22 dolar oldu ihracatının yüzde 25'i bu bölgeye yapıldı. Arap Baharı nedeniyle bölgeye azalan ihracatı toparlayan bir diğer ülke de Rusya oldu. Rusya'ya ihracatımız hızlı bir şekilde arttı" dedi. CİRO YÜZDE 22 ARTTI Şirket olarak 2012'de toplam 125 milyon liralık bir yatırım planladıklarını belirten Gürdal, "İhracat anlamında yeni pazar arayışımız sürüyor. 9 aylık verilerimize bakıldığında bir önceki yıla göre ciro bazında yüzde civarında bir artış oldu" diye konuştu. Çimsa Genel Müdürü Mehmet Hacıkamiloğlu da şirketin 2011 yılı 9 aylık sonuçlarıyla cirosal bazda yüzde 16 büyüdüğünü ve yıl sonu rakamlarının buna paralel düzeyde gerçekleşeceğini öngördüklerini söyleyerek, "2012 için 100 milyon TL yatırım harcaması yapmayı hedefliyoruz" dedi tahminleri % çimento sektörü büyüme % 5-6 inşaat sektörü büyüme 56.1 milyon ton çimento tüketimi 763 kilo kişi başı çimento tüketimi Göçmen: Bu yılki ciro hedefimiz 2 milyar TL Akçansa ve Çimsa ile birlikte yurtiçi ve yurtdışı satın almalarla sürdürülebilir bir büyüme politikası izlediklerini belirten Göçmen, "2012'de 2 milyar liralık ciro hedefimiz var. Çimento sektörü, iç pazardaki tüketim artışı ile birlikte 2012'de yüzde civarında büyür" dedi. Göçmen, Türkiye'ye 2 saat uçuş mesafesindeki ülkelerin tümünü kapsayan bir alanda satın alma görüşmeleri yaptıklarını dile getirdi. Fırsatları kolluyoruz Sabancı Çimento Grup Başkanı Mehmet Göçmen, grup olarak milyar TL civarında bir satın alma gerçekleştirmeye yönelik öz kaynak gücüne sahip olduklarını kaydederek, "Bu yatırımların bir kısmını Akçansa'yı, bir kısmını da Çimsa'yı lokomotif olarak kullanarak yapacağız. Ama bizim ortağımızla rekabet etmeme koşulu ortaklık anlaşmamızda yok. Yurtdışı yatırımları ve Türkiye'deki satın alma fırsatlarını değerlendireceğiz" diye konuştu

14 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Ticari ve binek araç üretecek Yerli oto çalışmaları dünya otomotiv devlerinin iştahını kabartmaya devam ediyor. Ford'dan sonra Volkswagen de binek ve ticari otomobil yatırımı için kolları sıvadı. Yerli oto çalışmalarında hızlı adımlar atan Türkiye, yabancı yatırımcıların da ilgi odağı olmaya devam ediyor. Ford'un 1 milyar dolarlık yatırım kararının ardından, Türkiye pazarının lideri Alman otomotiv devi Volkswagen de Türkiye'ye yatırım için kolları sıvadı. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün'ün, "Volkswagen ve Opel'den yatırım bekliyoruz. Volkswagen'in yatırımı bu yıl netleşir" açıklamasının detayları belli oldu. Türkiye'de yüzde 10'luk pazar payı olan Alman şirket, bu yıl yatırımını netleştirecek. Geçtiğimiz ay Sanayi Bakanlığı ve Başbakanlık Yatırım ve Destek Ajansı'ndan üst düzey yetkililerin Volkswagen'le görüşmek üzere Almanya'ya gittiği öğrenildi. Şirketin üst düzey yöneticilerine Türkiye'deki yatırım ortamı anlatıldı. Görüşmelerde Volkswagen yöneticileri Türkiye'de binek ve ticari araç üretimi için yatırım planladıklarını belirterek, Türk yetkililerden çevre bölgelerde binek ve hafif ticari araç pazarının taşıdığı potansiyel hakkında bilgi istedi. GÖRÜŞMELER SÜRECEK Önümüzdeki aylarda Türkiye'de Volkswagen yöneticileriyle tekrar bir araya gelineceğini belirten yetkililer, "Teşvik sisteminin belli olması önlerini görmelerini kolaylaştıracak. Şu anda ciddi araştırmalar yapıyorlar. Türkiye'de binek ve ticari araç üretimi için yatırım yapmaya çok hevesliler" şeklinde konuştular.

15 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ RADİKAL GAZETESİ Çimentoda en ucuz biziz Sabancı Çimento Grubu Başkanı Mehmet Göçmen, "En ucuz çimento Türkiye'de. Konutta maliyeti arttıran biz değiliz" dedi. Konut maliyetlerindeki artışta demir ile birlikte başlıca suçlu ilan edilen çimento kendini akladı. Türkiye de çimento çok pahalılaştı fırtınası koptuğunu belirten Sabancı Holding Çimento Grubu Başkanı Mehmet Göçmen, en pahalılaşmış haliyle bile şu anda çimentonun kilosunun sadece 10 kuruş olduğuna dikkat çekti. Arap baharının etkisiyle ihracatın daralması nedeniyle bu fiyatların daha da aşağı çekilebileceğine işaret eden Göçmen, Çimentonun inşaat maliyetindeki payı yüzde 4 ten az. Yani konut maliyetlerini yükselten çimento değil. Zaten dünyada Türkiye den daha ucuz çimento satan başka bir ülke yok dedi. Türkiye bu nedenle çimentoda dünyanın en büyük dördüncü üreticisiyken, ihracatta ise yılda 15 milyon ton ile lider konumda. Ancak kapasite fazlasıyla artan ihracattaki bu birinciliği enerji tüketimi ve kârlılık açısından bakıldığında hiç de olumlu karşılamadıklarını belirten Mehmet Göçmen, Türkiye de verimsiz şekilde kapasiteyi arttıran yatırımlar yerine önceliğin enerji verimliliği olması gerektiğini söyledi. 2 milyar TL ciro bekliyor Göçmen, sektörle ilgili değerlendirmelerde bulunmak üzere Akçansa Genel Müdürü Hakan Gürdal ve Çimsa Genel Müdürü Mehmet Hacıkamiloğlu ile bir basın sohbet toplantısı düzenledi. Akçansa ve Çimsa ile birlikte yurtiçi ve yurtdışı satın almalarla sürdürülebilir bir büyüme politikası izlediklerini belirten Göçmen, dünyanın her yerinde satın alınabilecek fabrikaları araştırdıklarını, çok sayıda görüşme yürüttüklerini ifade etti. Bu yıl toplam 2 milyar TL lik ciro hedeflediklerini kaydeden Göçmen, sektörün iç pazardaki tüketim artışı ile birlikte bu yıl yüzde 4-4,5 civarında büyüyeceğine dikkat çekti. Çimento grubunun bu yıl toplam 225 milyon TL yatırım hedeflediğini belirten Mehmet Göçmen, bu yıl yurtiçi çimento tüketiminin çeşitli altyapı, konut ve kentsel dönüşüm projelerine dayalı olarak büyümeye devam edeceğini söyledi. Akçansa, bu yıl yenilikçi çözümlerinden biri olarak ihtiyaca bağlı, küçük tadilatlarda kullanılmak üzere 5 kiloluk çimento paketleri üretti. İsrafı önleyen bu model, müşteriler tarafından tutunca yapı marketlere girdi. 1 milyar dolarlık 10 otel kapıda Turistler kadar yabancı turizm yatırımcısının da dikkatini çeken Türkiye, dünyaca ünlü otel markalarının yakın takibinde Önceki gün atılan imza ile Bodrum dan Türkiye ye hızlı bir giriş yapan ultra lüks otel markası Mandarin Oriental in ardından bu yıl sonuna kadar pazara 10 yeni yabancı otel markası daha girecek. 42 ülkede otel ve konut geliştirme danışmanlığı yapan Servotel in kurucusu Ömer İsvan, Türkiye nin yabancı zincirlerin gözdesi olduğunu, şu anda 50 ye yakın görüşmenin devam ettiğini ancak 10 markanın 1 milyar doları bulan yatırım ile bu yıl içinde pazara gireceğini ifade etti.

16 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Uğur Gürses...Atina da kırk katır-kırk satır Yunanistan'da kontrolsüz temerrüt ve drahmiye dönüş olursa, en az 10 yıl çok daha zor geçer. Yunanistan ile AB Komisyonu, Avrupa Merkez Bankası ve IMF den oluşan Troyka arasındaki görüşmeler son aşamaya geldi. Aslında ne yapılacağı belli, Troyka nın ne istediği de. Ücretlerin düşürülmesi başta olmak üzere, harcama kesintileri içeren yeni bir ağır kemer sıkma kararları, müthiş bir işten çıkarma paketi, bankalara sermaye konulması. Tüm bu önlemler, borçların yeniden yapılandırılması (gönüllü konsolidasyon, gönüllü temerrüt) paketi ile birlikte yürürlüğe girmesinin istendiği belli oluyor. Bu kurtarma finali için Yunanlıların paket içi tercih yapma şansı da yok. İşte bu yüzden, Troyka olasılıkla tüm parti liderlerinin bu paketin bütününe onay vermesini, belki de imza atmasını istiyor. Bir nevi parlamentodaki nitelikli çoğunluk temsili aranıyor. Pazar günü toplanan parti liderlerinin sorunlar üzerinde mutabık oldukları açıklandı. Plana göre dün yeniden toplanacaklardı. Peki, neye karar veremediler? Sıkı denetim Olasılıkla, Troyka nın talepleri arasında neye karar verileceği kadar, nasıl yürütüleceğine ilişkin de unsurlar var. Anımsayalım; daha birkaç hafta önce AB liderler zirvesi öncesinde Almanya tarafından sızdırılan bir unsur vardı. O da, Yunanistan a yapılacak yardım koşulları arasındaö bütçenin yürütülmesi sürecinde bir AB komiserinin atanması ve denetlemesi düşüncesi idi. Yunanistan da tepki toplamıştı. Önceki gün de Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy nin açıklamaları içinde yer alan benzer bir unsur vardı. Sarkozy, yapılacak yardım ve ödemelerin ayrı bir bloke hesap üzerinden izlenmesi gerektiğini söylüyordu. Hem komiser atamasının, hem de bloke hesap düşüncesinin Yunanistan kamuoyunu hazırlamaya dönük iletişim hamleleri olduğu çok açık. Ama şu da var; Bundan 3 ay öncesine dek resmi olarak borç yapılandırması telaffuz dahi edilmeyen Yunanistan da, şimdi eurodan çıkış telaffuz ediliyor. Bankalar, şirketler ve kurumsal yatırımcılarca eurodan drahmiye geçiş cimnastiği yapılıyordu. Ancak ilk kez pazartesi günü hem de Yunanistan ın AB Komisyonu üyesi komiseri Maria Damanaki tarafından ifade edildi. To Vima ya konuşan Damanaki ye göre, Yunanistan ın eurodan çıkışı konusunda olasılık planları yapılmaya başlandı. Damanaki, çıkış planlarının açık biçimde çalışıldığını, bunların da basit senaryolar olmadığını söylüyor. Ulusal paraya dönüş Bu açıklama diğer gelişmelerle uyumlu; eğer Yunanistan Troyka nın paketini seçerek yürürlüğe koyamayacaksa kontrolsüz-zoraki temerrüde gitmesi kaçınılmaz olacak. Bu gerçekleşirse de Yunanistan ın euro içinde kalması mümkün değil. Citigroup ekonomistleri Willem Buiter ve İbrahim Rahbari daha önce yüzde 25 olarak öngördükleri ve Grexit olarak adlandırdıkları Yunanistan ın eurodan ayrılması olasılığını, şimdi yüzde 50 ye çekmiş durumda. Grexit durumunda bulaşıcılık riski hiç de az değil. İşte Yunanlı parti liderlerinin seçimi burada; ya Troyka nın önlerine koyduğu kararlara imza atacaklar ve ağır sosyal sonuçları olan bir sürece girilecek ya da bu paketi reddedip kontrolsüz temerrüt sürecine girecekler. Çok açık ki, kontrolsüz temerrüt Yunanistan için daha da ağır sonuçlar getirebilir. Kontrolsüz temerrüdün kapısı açılırsa Yunanistan ın euro içinde kalması da çok zor. Kontrolsüz temerrüt ve drahmiye dönüş olursa, Arjantin in 2002 sonrasında başına geldiği gibi, Yunanistan ın en az 10 yılı çok daha zor geçecektir. Yani Troyka nın paketinden daha ağır sonuçları olacaktır. Peki, Yunanistan drahmiye geçip, örneğin ilk euroya katıldığı pariteye göre yüzde lik bir devalüasyon yaparsa ne olur? Bu sorunun yanıtından öte, bunun zor durumda olan diğer euro bölgesi ülkelerince takip edilmesi durumunda ne olacağı sorusuna merak salmak daha doğru olur. Bu sorulara şimdiye dek Yunanlı siyasetçilerin çok daha fazla kafa yordukları açık. Şimdi ise karar zamanı.

17 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Seyfettin Gürsel...Yerli tahmincilerin kötümserliği Rusya için büyümede yerli-yabancı tahmin farkı 0,5 yüzde puanın altında. Türkiye'de ise yaklaşık 1,5 yüzde puan. Renaissance Capital den Mert Yıldız 3 Şubat ta ilginç bir not yayımladı. Notta 5 ülkenin (Çin, Hindistan, Rusya, Polonya ve Türkiye) yerli iktisatçıları ile yabancı iktisatçıların dönemine dair büyüme tahminleri karşılaştırılıyor. İki saptama söz konusu: Birincisi, tüm tahminlerde büyüme oranları gerçekleşmelerden düşük kalmış. Olabilir. İlginç olan ikinci saptama: Polonya da yerliler ile yabancılar arasında tahmin farkı yok gibi. Çin de ve Hindistan da yerliler yabancılara kıyasla daha az kötümserler. Buna karşılık Rusya da ve Türkiye de yerliler yabancılara kıyasla bir hayli kötümserler. Rusya için yerli-yabancı tahmin farkı 0,5 yüzde puanın altında. Türkiye de ise yaklaşık 1,5 yüzde puan. Gerçekleşme ile tahmin arasındaki ortalama fark ise 2 yüzde puana yakın. Mert Yıldız bu büyük tahmin farkının nereden kaynaklanabileceğine dair iki hipotez öne sürüyor. Hipotezlerden biri, Türk insanının kültürel olarak kötümser olması. Yıldız, Orhan Pamuk tan mülhem anahtar sözcük olarak hüznü ileri sürüyor. Mutluluk endeksinde de dünya ortalamasının bir hayli altında olduğumuzu hatırlatıyor. Ama bu sonucun ekonomik ve siyasal nedenleri de olabilir. Bu konuyu toplum psikologlarına bırakalım. Yıldız ın ileri sürdüğü ikinci neden, Türkiye ekonomisinin aşırı oynaklığı. İncelenen 5 ülke arasında uzak ara birinciyiz. Oynaklık elbette tahmini güçleştirir. Ama yerlilerin neden sistematik olarak kötümser tahmin yaptığını açıklamaz. Kötümser tahminlerin yanı sıra iyimser tahminler olabilir, ortalama da gerçekleşmeye daha yakın çıkabilirdi. Tam da bu noktada Yıldız, Türkiyeli iktisatçıların çoğunlukla AKP iktidarına sıcak bakmayanlardan oluşabileceği varsayımıyla arzuların nesnel analize galebe çalabileceğini ima ediyor. Renaissance Capital in 2012 tahmini olan yüzde 1,3 ü hatırlatırken bunun hüzün ya da herhangi bir siyasal görüş ile ilgisinin olmadığının da altını çizmeyi ihmal etmiyor. Renaissance Capital de işin içine siyaset karışmıyor olabilir ama aynı şeyi yerli tahmincilerin tümü için kolaylıkla söyleyebileceğimizden emin değilim. Okurlar benim yeminli bir AKP muhalifi olmadığımı, doğruya doğru, eğriye eğri demeye çalıştığımı bilirler. Bu bakımdan iyi bir mihenk taşı olabileceğimi düşünerek arşive dönüp son beş yılın büyüme tahminlerime bir göz attım de büyümenin yüzde 4 civarına düşeceğini tahmin etmişim ki oldukça isabetli de yüzde 3,5 ile bir hayli iyimser kalmışım da yine iyimser kalıp küçülmeyi olduğundan daha düşük tahmin etmişim. Ama 2010 ve 2011 için tahminlerim (yüzde 4,5 ve 5,2) ile gerçekleşmeler arasında (yüzde 10 un ve 8 in üzeri) büyük fark var. Demek ki sistematik olarak ne kötümser ne de iyimser sayılırım. Uff! Bu kez yerliler iyimser Bildiğiniz gibi 2012 büyümesini yumuşak iniş senaryosu çerçevesinde yüzde 4 civarında tahmin ediyorum. Yerlilerin büyük çoğunluğu bu tahmine yakın. Yabancıların tahminleri ise bir hayli düşük. Daralma ile yüzde 2 arasında değişiyor. Yanlış hatırlamıyorsam bir tek OECD yüzde 3 tahmin ediyor bu bakımdan hüzün ve siyasal muhalefet hipotezlerini çürütecek gibi duruyor. Ya yabancılar kötümser kalacaklar ya da yerliler fena halde iyimser. Şimdilik yüzde 4 ün arkasında durmaya devam ediyorum. Bu tahminin temel varsayımları, Avrupa nın 2012 yi mutedil bir durgunlukla atlatacağı, İsrail in de İran a saldır(a)mayacağı. Doğrusu her iki konuda da garanti veremem ama bu varsayımlar doğrulanırsa vatandaşı hangi hüzünlü ruh halinin tüketimi kısmaya sevk edeceğini kestiremiyorum.

18 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ HABERTÜRK GAZETESİ İtalyan 'baba'sı bizim 'babayiğit'ten farklı! Ekonomi Bakanı Çağlayan, yerli otoya verilecek teşviklerin de yerlilik oranlarıyla bire bir bağlantılı olacağını dile getirdi. Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, yerli otomobille ilgili İtalyan Fiat ın önerisini İtalyanların mafya liderlerine verdiği baba isminden hareketle eleştirdi. Berlin de İkinci Ticaret Müşavirleri Toplantısı nda konuşan Çağlayan, yerli otomobil için babayiğit arandığını hatırlatarak, İtalyan babalar ile bizim babayiğitler farklı demek ki, bize teknik donanımı vesaire yollayıp Siz orada yapın diyerek adeta hamallığını bize yaptıracaklarsa biz ona Olmaz diyoruz diye konuştu. Çağlayan, yerli otoya verilecek teşviklerin de yerlilik oranlarıyla bire bir bağlantılı olacağını dile getirdi. BÖLGESEL ÜCRET RAFTAN İNİYOR Çağlayan, daha önce teklif ettikleri ve sendikaların karşı çıktığı bölgesel asgari ücret için yeni bir çalışma yaptıklarını söyledi. ABD faizi değiştirmedi! ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Ben Bernanke, bankanın en erken 2014 yılı sonuna kadar faiz oranlarını düşük seviyede tutma planını yineledi. Senato Bütçe Komitesi'nde katıldığı oturumda senatörlerin sorularını yanıtlayan Bernanke, Amerikan ekonomisinin yavaş bir hızda ilerlediğini belirterek, düşük faiz oranlarının, büyümeyi desteklemek için gerekli olduğunu savundu. Cumhuriyetçi senatörlerin, faiz oranlarını düşük tutmanın enflasyon riskini artırdığı yolundaki endişelerini dile getirdiği oturumda Bernanke, risklerin farkında olduklarını ve enflasyonu yakından izlediklerini söyledi. Enflasyonun şu anda düşük seviyede seyrettiğini ve düşmekte olduğunu kaydeden Bernanke, ''Enflasyon oranının hedefe yakın olduğu göz önüne alınırsa, bu aşamada radikal düzeyde farklı şeyler yapacağımızı sanmıyorum'' ifadesini kullandı. ABD'deki yüksek bütçe açığının geniş biçimde gündeme geldiği oturumda Bernanke, senatörleri, bu ay ve yıl sonunda süresi dolacak olan vergi indirimleriyle ilgili tartışmaları çözüme kavuşturmaya çağırarak, belirsizliğin ekonomiyi yavaşlatabileceği uyarısı yaptı. Bernanke, Kongre Bütçe Ofisi'nin, bir önceki ABD Başkanı George W.Bush döneminden kalma vergi indirimlerinin sona ermesi halinde büyümenin gelecek yıl yüzde 1,1'e yavaşlayabileceği yönündeki analizine katıldığını kaydederken, ayrıca, sosyal güvenlik vergi indiriminin bu ay sonunda sona ermesi halinde ekonominin zarar görebileceğini belirtti. Oturumda, Avrupa'daki finansal krizin ABD ekonomisine zarar vermesini engelleme yönündeki kararlılığını da tekrarlayan Bernanke, ''Avrupalı yetkililerle sürekli temas halindeyiz. Durumu yakından izlemeye ve ABD finansal sistemi ve ekonomisini korumak için gereken her türlü adımı atmaya devam ediyoruz'' dedi.

19 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Bernanke oturumda, geçen hafta açıklanan pozitif istihdam raporuna sürpriz şekilde hiç değinmeyerek, ''işgücü piyasasının normal düzeyde işlediğini söyleyebilmek için daha hala katetmemiz gereken çok mesafe var'' diye konuştu. Almanya ihracatta hız kesmedi! Almanya'nın ihracatı 2011 yılında yüzde 11,4 arttı Almanya'nın ihracatı geçen yıl yüzde 11,4 artarak, ilk kez 1 trilyon euro sınırını aştı. Federal İstatistik Bürosu (FSO) yaptığı açıklamada, Avrupa'nın en büyük ekonomisi Almanya'nın geçen yıl ihraç ettiği mal ve hizmetler toplamının yüzde 11,4 artışla 1,06 trilyon euro olduğunu bildirdi. Almanya'nın 2010 yılında ihracatı 952 milyar euro olmuştu. Almanya'nın geçen yıl ithalatı ise yüzde 13,2 artışla 797,1 milyar eurodan 902 milyar euroya çıktı. FSO, geçen yıl Aralık ayında ihracatın ise önceki aya göre yüzde 4,3 düşüşle 85,1 milyar euro olduğunu belirtti. Almanya'nın ihracat büyümesinin bu yıl küresel ekonominin yavaşlamasına bağlı olarak yavaşlaması bekleniyor.

20 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ DÜNYA GAZETESİ Mevduata vadeye göre vergi geliyor Maliye Bakanlı Mehmet Şimşek mevduatı uzun vadeye çekebilmek için amacıyla vergi oranlarında değişikliğe gidileceğini açıkladı. Maliye Bakanlığı ev sahiplerine doldurulmuş beyanname göndermeye hazırlanıyor. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Kapımızı hiç çalmayanların kapısını çalıyoruz. Artık daha proaktifiz. Vatandaş gelsin de kapımızı çalsın diye beklemiyoruz, biz çalıyoruz" dedi. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, önceki akşam bir grup gazeteciyle bir araya geldiği toplantıda önceden hazırlanmış kira beyanname sistemi hakkında bilgi verdi. Şimşek, gelir idaresi başkanlığı veri ambarında bulunan mükellefiyet bilgileri, beyan bilgileri, tapu bilgileri, bankalardan gelen kira bilgileri ve sigorta şirketlerinden gelen prim bilgileri esas alınarak gayrimenkul sermaye iradı beyannamelerinin gelir idaresi tarafından önceden doldurularak internet veya vergi daireleri aracılığıyla mükelleflerin onayına sunulacağı bir sistem üzerinde çalıştıklarını söyledi. Şubat ayında testleri yapılacak sistem çerçevesinde mart ayında kira geliri elde eden mükelleflere doldurulmuş beyanname yollanacak. Maliye Bakanı Şimşek, mükellefin onayının ve beyanının esas olduğunun da altını çizdi. Şimşek geçen sene 451 bin mükellefe mektup gönderdiklerini bu yıl 750 bin mükellefe doldurulmuş beyanname yollayacakları bilgisini de paylaştı. Maliye Bakanlığı'nda son dönemde en önemli değişikliğin daha proaktif hareket tarzı olduğunu da ifade eden Şimşek, "Vatandaş gelsin kapımızı çalsın diye beklemiyoruz. Biz onların kapısını çalıyoruz. Hatırlatıyoruz. Milyonlarsa sms, mektup, gönderiyoruz. Her ay çıkıp hatırlatmalar yapıyoruz. Proaktif çalışıyoruz" açıklamasında bulundu. Gayrimenkul sermaye iradına yönelik çalışmada herkesin beyannamesini belli ölçüde önceden doldurup mükellefin kendisine yollayacaklarını anlatan Şimşek, bu uygulamayı daha önce 4 ve üstü sayıda gayrimenkul geliri elde eden mükelleflere yaptıklarını ve hepsinin gelip vergilerini ödediğini de aktardı. Peki vatandaş, doldurulmuş beyannameyi aldığında gitmezse ne olacak sorusuna Şimşek, beyanın esas olduğunu vurgulayarak "Şüphelendiğimiz mükellefleri incelemeye alabiliriz. Beyanda bulunursanız stopaj bellidir. Biz gelir bulursak o zaman 5 yıllık faizi ve cezasını gecikme faiziyle sizden talep ederiz" diye konuştu. İki öncelikli konuları var Şimşek, gelir vergisinde reform çalışmalarının da devam ettiğini ve bu konudaki ülke örneklerini de incelediklerini de anlatarak "İlk Maliye Bakanı olduğumda masamda bir uluslararası kuruluşun gelir vergisinde hangi ülkeler başarılı, ne yapıyorlar diye bir çalışma vardı. Bu çalışmanın bazı unsurlarını yansıtmaya çalışıyoruz. Proaktif yaklaşımlar inanın sonuç veriyor" değerlendirmesinde bulundu. Danimarka da kurumlar vergisi ve gelir vergileri toplamının milli gelirlerinin yüzde 29'una ulaştığını Türkiye'de ise bu oranın yüzde 6 olduğunu kaydeden Şimşek, AB ortalaması yüzde 13 olduğunu da belirterek AB ortalamasına erişmenin bile önemli bir aşama olacağını kaydetti. Gelir vergisi reformu yaparken pek çok değişkeni dikkate almaya çalıştıklarını da aktaran Şimşek, "Biz ilk yarıda Meclis'e göndeririz diye düşündük ama hep aklımızda 2012 yılı var. Amaç sistemi basitleştirmek daha adil kılmak ve kayıp kaçağı minimize etmek. Vergiyi tabana yayarak vergi gelirimizi artırmak istiyoruz. Bizim için iki öncelikli alan Gelir vergisi reformu ve Vergi usul kanunu güncellemek" dedi.