MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. ALADAĞLAR (Kayseri, Niğde, Adana) KARST VE MAĞARA ARAŞTIRMALARI PROJESİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. ALADAĞLAR (Kayseri, Niğde, Adana) KARST VE MAĞARA ARAŞTIRMALARI PROJESİ"

Transkript

1 MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ALADAĞLAR (Kayseri, Niğde, Adana) KARST VE MAĞARA ARAŞTIRMALARI PROJESİ JEOLOJİ ETÜTLERİ DAİRESİ ŞUBAT-2010

2 MTA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ JEOLOJİ ETÜTLERİ DAİRESİ KARST VE MAĞARA ARAŞTIRMALARI BİRİMİ ALADAĞLAR (Kayseri, Niğde, Adana) KARST VE MAĞARA ARAŞTIRMALARI PROJESİ

3 PROJE RAPOR YAZIM GRUBU Dr. Koray TÖRK Prof.Dr. C. Serdar BAYARI Dr. Alexander KLIMCHOUK Doç.Dr. N.Nur ÖZYURT Jeo.Müh. Fatih SAVAŞ

4 PROJE ÇALIŞMA GRUPLARI MTA KARST VE MAĞARA ARAŞTIRMALARI BİRİMİ Dr. Lütfi NAZİK Emrullah ÖZEL Dr. Koray TÖRK Dr. Kadir TUNCER Fatih SAVAŞ Umut Toprak AKÇAKAYA Murat AKGÖZ İsmail KAHRAMAN Cangül ACAR Hamit İNAN Fatih ÇINAR Tufan BAYDEMİR Özgür YILMAZ Proje Başkanı Kamp Şefi Hidrojeoloji Yük.Müh. Jeomorfolog Jeoloji Müh. Jeomorfolog Jeoloji Yük.Müh. Harita Teknikeri Jeomorfolog Jeomorfolog Harita Teknikeri Maden Müh. Jeoloji Müh.

5 PROJE DANIŞMANLARI Prof.Dr. C. Serdar BAYARI Dr. Alexander KLIMCHOUK Doç.Dr. N. Nur ÖZYURT Prof.Dr. Atilla ÇİNER (2002 yılında) Prof.Dr. Mehmet EKMEKÇİ (2004 yılında) Hacettepe Üniversitesi Ukrayna Mağara ve Karst Araştırmaları Enst. Hacettepe Üniversitesi Hacettepe Üniversitesi Hacettepe Üniversitesi ÜST KOT MAĞARA ARAŞTIRMA EKİBİ MTA Karst ve Mağara UKMK ( ) CAVEX (2001) HÜMAK (2001) Ukrayna Mağara ve Karst Araştırmaları Enst. Ukrayna Mağara Araştırma Grubu Hacettepe Üniv. Mağara Araştırma Kulübü

6 İÇİNDEKİLER DİZİNİ İÇİNDEKİLER DİZİNİ... i ŞEKİLLER DİZİNİ... iii ÇİZELGELER DİZİNİ... v KISALTMALAR DİZİNİ... vi ÖZ GİRİŞ YÖNTEM VE VERİLER Yüzey Araştırmaları Mağara Araştırmaları Paleoiklim Araştırmaları Hidrojeolojik Araştırmalar ÇALIŞMA ALANI JEOLOJİ Giriş Aladağlar Kütlesi ve Dolayında Genel Yapısal Durum Aladağ Napları Aladağ İstiflerinin Fasiyes, Çökelme Ortamı ve Stratigrafi Özellikkeri Yahyalı İstifi Siyah Aladağ Formasyonu Çataloturan (Nohutluk) Formasyonu Arkaçça Formasyonu Küçüksu Formasyonu Horozkayası Dolomiti Emli Kireçtaşı Teknepınarı Formasyonu Minaretepeler Formasyonu Beyaz Aladağ Formasyonu Karanfil Dağı Formasyonu Belemedik Formasyonu Belemedik Dolomitleri Sırçak Formasyonu Divrikdağı Formasyonu Aladağ Senoniyen İstifi (Ofiyolitli Melanj) Aladağ Ofiyolit Karmaşığı (Kompleksi) Aladağların Paleocoğrafik ve Paleotektonik Evrimi Üst Paleozoyik (Üst Devoniyen-Üst Permiyen) Alt-Orta Triyas Orta-Üst Triyas Üst Triyas-Jura Jura-Alt Kretase Üst Kretase Aladağlar ın Yapısal Evrimi i

7 4.7 Aladağlar ın Genç Jeodinamik Süreçleri Ecemiş Fayı ve Uzantıları Post-tektonik Birimler JEOMORFOLOJİ Giriş Genel Morfolojik Yapı Düden Mağara Kapız Vadi (DMKV) Sistemleri Miyosen Taban Topografyası Yüzeysel Karstlaşmanın Alansal Yayılımı Aladağlar da Kuvaterner Buzullaşması Buz Takkesi yayılım alanı Glasiyo-Karst Kazınma Alanları Glasiyo-Karst Aşınım Yüzeyleri Başlıca Buzul Vadileri Poligonal Karstın Yayılımı MAĞARALAR Giriş Mağaralarının Genel Özellikler Kuzgun Mağarası Buzullaşmanın Mağaralar Üzerindeki Etkisi Mağarataşı U/Th ve ESR Yaşları Yaş bulgularının değerlendirilmesi HİDROJEOLOJİ Genel Beslenim ve Boşalım İlişkisi Asılı Kaynaklar ve Traverten Köprüleri Traverten Çökelleri Yeraltısuyu Kabuksal Helyum İçeriği SONUÇLAR DEĞİNİLEN BELGELER ii

8 ŞEKİLLER DİZİNİ Şekil 3.1. Aladağlar ve dolayı yer bulduru haritası... 7 Şekil 4.1.Aladağlar ve dolayındaki paleotektonik birlikler (Görür, 1998 den)... 9 Şekil 4.2. Aladağlar ve yakın çevresinde napların yayılımı (Tekeli ve diğ. nden, 1984) Şekil 4.3. Aladağ Birliği ne ait napların tektono-stratigrafik dizilimi (Tekeli ve diğ. nden, 1984) Şekil 4.4. Aladağlar ve yakın çevresinin jeoloji haritası (Tekeli ve diğ. nden, 1984) Şekil 4.5. Aladağlar ve çevresinin geneleştirilmiş kesiti (Tekeli ve diğ. nden, 1984) Şekil 5.1. Aladağlar Silsilesi ve dolayının SRTM tabanlı sayısal arazi modeli Şekil 5.2. Cimbar Düdeni Şekil 5.3. Cimbar Düdeni gelişimine epikarstik tavan çökmesi ile oluşan kapız Şekil 5.4. Eski Cimbar Kaynağı olası konumu ve kaynağı besleyen akım yolu (Cimbar Kapızı) Şekil 5.5, Demirkazık dolayında DMKV sistemi sürecinde oluşan kapızlar Şekil 5.6. Çamlıca dolayında Zamantı Vadisi boyunca Aladağ Birliğine ait karbonatlı birimler üzerinde çökelen Miyosen karasal-denizel çökelleri Şekil 5.7. Çamlıca dolayında Zamantı Vadisi boyunca Aladağ Birliğine ait karbonatlı birimlere ait Oligosen paleo topografyasının genel görünümü Şekil 5.8. Küçüksu dolayında Aladağ Birliğine ait karbonatlı birimler içinde gelişen bir megadolin üzerinde çökelen ince taneli durgun su çökelleri Şekil 5.9. Demirkazık dolayının kış aylarındaki görünümü Şekil Aladağlar Silsilesi ve dolayında SBM için öngörülen kalıcı buzul sınırı ile silsileyi kaplayan buz takkesinin yayılımı Şekil Pleyistosen boyunca atmosferik CO2 salınımı ile buzullaşma dönemleri arasındaki ilişki ( 38 Şekil 5.12.Aladağlar Silsilesinde Kuvaterner buzullaşmaları sırasında kazınmaya uğrayan yüzeylerin genel görünümü Şekil Yedigöller bölgesinde buzul kazıması ile oluşan yüzeyin genel görünümü Şekil Aladağlar Silsilesi batı yüzünde buzullaşma ile cilalanmış yüzeyler Şekil Solda Harmancık sirkinden sağda Susuz buzul vadisine buzul kazıma ve moren depolanma alanları Şekil Solda Hacer buzul vadisinin Tekelik Tepe dolayından görünümü, sağda Emli buzul vadisine akış aşağıdan bakış Şekil Askıda kalmış Karagöl buzul vadisine akış aşağıdan bakış Şekil Çobangediği buzul vadisine akış yukarıdan bakış Şekil Kemikli buzul vadisine akış yukarıdan bakış Şekil Kargediği Mevkiinde Jura-Kretase karbonatları içinde gelişen poligon karstı Şekil Ziyaret Tepe dolayında Triyas dolomitleri üzerinde gelişen poligon karstı Şekil Kemiki Vadisi akış aşağısında Triyas dolomitleri üzerinde gelişen poligon karstı ve yakınlardaki SBM morenleri Aladağlarda belirlenen mağaraların alansal dağılımı Şekil 6.2 Aladağlarda belirlenen mağaraların sayısal arazi modeli üzerindeki dağılımı Şekil 6.3 Mağaralarda derinlik dağılımı Şekil 6.4 Mağaralarda giriş kotu dağılımı Şekil 6.5 Mağaralarda derinlik-giriş kotu ilişkisi (Törk, 2008) Şekil 6.6 Başlıca derin mağaralar ve bunların çevre vadi konumları ile ilişkisi Şekil 6.7 Bazı derin mağaraların açılmış kesitleri Şekil 6.8. Şahin Mağarası açılmış kesiti ve planı iii

9 Şekil 6.9.Kuzgun Mağarası açılmış kesiti Şekil Kuzgun Mağarası planı Şekil Kuzgun Mağarası çökellerinden görünüm Şekil Kuzgun Mağarası nda dev hidrotermal kalsit nodülleri Şekil Kuzgun Mağarasında hidrotermal kökenli aragonit gülleri Şekil Aladağnin yüksek kesimlerinde tipik bir kafasıkesik baca örneği (H-C 100-a Mağarası) Şekil Hacer Vadisi yüksek kesimlerinde parçalanmış yamaçlar üzerinde gözlenen kesik akım kanalları Şekil Tipik bir çatısızlaşmış mağara örneği olan Cimbar Kapızı nın akış aşağıdan görünümü Şekil Küçüksu Düdeni yakınlarında buzul kazınmasından korunmuş bir dikit kalıntısı 68 Şekil U/Th yaş tayini amacıyla kullanılan Kuzgun Mağarasına ait bir mağara çökeli (B bölümü yaşı ~140 By) (Törk, 2008) Şekil Aladağlar Silsilesine ait kozmojenik moren yaşlarının mağarataşı U/Th ve ESR yaşları ile birlikte gösterimi (Törk, 2008) Şekil 7.1. Aladağ karst akiferi ve dolayının genelleştirilmiş hidrojeoloji haritası (Özyurt 2005 ten) Şekil 7.2. Aladağlar Silsilesi doğu bölümünde başlıca karst kaynakları, mağaralar ve doymamış zon kalınlığını gösteren B-D uzanımlı kesit (Klimchouk vd., 2006) Şekil 7.3. Aladağlar Silsilesi doğu bölümünde başlıca karst kaynakları, mağaralar ve doymamış zon kalınlığını gösteren GB-KD uzanımlı kesit (Klimchouk vd., 2006) Şekil 7.4. Aladağ karst akiferi doğu bölümü kaynaklarının aktif rezervuar hacimlerinin farklı akım bileşenli türler arasındaki dağılımı (Özyurt 2005 ten) Şekil 7.5. Aladağ karst akiferi doğu bölümü kaynaklarının aktif rezervuar hacimleri ile bulundukları yükselti arasındaki ilişki (Özyurt 2005 ten) Şekil 7.6. Ulupınar (Topaktaş) Dere yatağının 10 m ile 20 m yukarısından boşalmakta olan Kapuzbaşı kaynakları Şekil 7.7. Zamantı Nehri yatağından 15 m kadar yukarıdan boşalan Yerköprü-1 kaynağı ve aktif traverten oluşumu Şekil 7.8. Eski Göynük Polyesi Kaynağınca çökeltilmiş fosil traverten deposu Şekil 7.9. Eski Hacer Kaynağınca çökeltilmiş fosil traverten deposu Şekil Hacer Vadisi akış yukarısında vadi duvarlarında yer alan ve Eski Hacer Kaynağını beslediği düşünülen akım kanalları Şekil Hacer Vadisi akış yukarısında yer alan ve Eski Hacer Kaynağını beslediği düşünülen akım kanalı Şekil Aladağ karst akiferinin başlıca boşalımlarında gözlenen helyum içeriğinin kökenlere göre yüzde dağılımı (Özyurt 2005 ten) iv

10 ÇİZELGELER DİZİNİ Tablo 6-1 Aladağlarda keşfedilen mağaraların genel özellikleri v

11 KISALTMALAR DİZİNİ By DMKV EC EHS ESR KŞPİ KVB MTK My SAM SBM T TDS TSİT U/Th UKRSA YBDS Bin yıl Düden-Mağara-Kapız-Vadi Elektriksel iletkenlik Erken Holosen Soğuması Elektron Spin Rezonans Karstlaşma şiddeti parametre indeksi Kapadokya Volkanik Bölgesi Messiniyen Tuzluluk Krizi Milyon yıl Sayısal Arazi Modeli Son Buzul Maksimumu Sıcaklık Toplam çözünmüş katı Termal Sınır İletim Tabakası Uranyum/Toryum Ukrayna Speleoloji Birliği Yüksek basınç, düşük sıcaklık vi

12 ÖZ Aladağ ve yakın çevreinde karstlaşma, bölgenin Kretase sonundaki napların yerleşmesini takip edem Paleosen de bölgenin karasallaşmaya başlamasına paralel olarak şekillenmeye başlamıştır. O dönemden itibaren bölge zaman zaman transgrasyon dönemleri yaşasa da karstlaşma süreçleri devam etmiştir. Neotektonik dönemle hızlanan tektonik hareketler bölgenin çevresine oranla daha hızlı yükselmesine ve bunun paralelinde de hızlı aşınımların gerçekleşmesine neden olmuştur. Tüm bu Aladağ kütlesinin karstik gelişimini etkileyen süreçlere ek olarak, özelllikle Kuvaterner döneminde yaşanan buzul dönemleri, güncel karst hidrodinamiğini derinden etkilemiştir. Yaşanan buzul dönemleri üst kotlarda yeralan epikarstın tamamen silinmesine ve tıkanmasına neden olmuştur. Bu nedenle üst kotlarda araştırması yapılan mağaraların büyük bölümü ya buzullar tarafından taşınan kırıntılı malzeme ile yada güncel mekanik çözülmeye bağlı olarak tıkanmışlardır. Kuvaterner deki buzullaşma dönemlerinde akifere olan beslenimin durması epijenik karstlaşmayı neredeyse tamamen durdurmuştur. Epijenik karstlaşma, Holosen de iklimdeki ısınmaya bağlı olarak yeniden canlanmaya başlamıştır. Yüksek hidrolik iletkenlik nedeniyle karst sisteminin besleniminde ve gelişiminde önemli role sahip olan mağaralardan, Aladağlar ve çevresinde toplam 217 adet mağaranın araştırılması yapılmıştır. Aladağların üst kotlarında gelişen mağaralar genellikle dikey karakterli olup, büyük bölümü günümüzde buzul kazımasından ve donma-çözülme süreçlerinden kaynaklanan moloz malzemesi ile (mağara diyamiktiti) tıkanmış durumdadır. Alt kot olarak belirtebileceğimiz alanlarda araştırması yapılan mağaraların arasında dikey yönde gelişenler olduğu gibi, geçirimsiz taban seviyesi boyunca uzanan yatay mağaralar da bulunmaktadır. 1

13 1 GİRİŞ Türkiye de geniş alansal yayılım gösteren ve ağırlıklı olarak karbonatlı birimlerde oluşan karst akiferleri yeraltısuyu potansiyeli açısından önemli rezervler içermektedirler. Bu karst akiferlerinin günümüzdeki hidrojeolojik davranışları ve içerdikleri yeraltısuyu potansiyelinin büyüklüğü, güncel iklim koşullarının yanısıra, bölgenin jeolojik tarih boyunca geçirdiği süreçlerce de kontrol edilmektedir. Ülkemizin en önemli karst sistemlerini içeren Toros Dağ Kuşağı nda günümüze kadar yürütülen çalışmaların hemen hemen hepsi alt kotlarda ve kaynak boşalım noktaları baz alınarak yürütülmüş, beslenim alanlarına yönelik ise sınırlı sayıda çalışma yürütülmüştür. Yine konuyla ilgili farklı alanlarda yapılmış olan mağara araştırmaları da, sistematik olmayan noktasal çalışmalar şeklinde kalmıştır.yüksek dağlık kesimlerde, geniş alanlara yayılan Toroslar Dağ Kuşağı karst ve mağara araştırmalarının yürütülmesi, ulaşım ve iklim koşullarından dolayı önemli güçlükler içermektedir. Bu nedenle, bu çalışmaya değin anılan amaç doğrultusunda bir araştırma ülkemizde gerçekleştirilmemiştir. Mağaralar sahip oldukları yüksek hidrolik iletkenlik nedeniyle karst sisteminin besleniminde ve gelişiminde önemli role sahiptirler. Bu nedenle Orta ve Doğu Toroslar ın kesişim hattında yeralan ve bölgenin önemli yeraltısuyu rezervlerinden birisini oluşturan Aladağlar (Kayseri, Niğde, Adana) karst sisteminin araştırılmasına yönelik veri elde edilmesine yönelik olarak mağara araştırmaları gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmalarda interdisipliner bir yaklaşım kulanılarak; jeolojik, jeomorfolojik, hidrojeolojik, hidrojeokimyasal, çevresel izotopik vb veriler üretilmiş ve kullanılmıştır. Özellikle yüksek dağlık alanlarda saha çalışmaları, kar örtüsünün en düşük seviyede olduğu temmuz yada ağustos aylarında 1 aylık dönemde çadırlı araştırma kampı şeklinde yürütülmüştür. İlk araştırma çalışması Ekim 2000 tarihinde 6 kişilik küçük bir grupla, Maden Boğazı, Teke Kalesi ve Yedigöller yörelerini kapsayacak şekilde, 10 günlük bir süre içinde gerçekleştirilmiştir yılı dağ kampları Yedigöller ve Büyük Harman bölgelerinde 3100 m 2

14 kotunda, 2002 yılı dağ kampı Susuz vadisinde 2500 m kotunda, 2003 ve sonraki yıllardaki dağ kampları ise Kemikli vadisinde 2850 m kotunda oluşturulmuştur. Bu kamplardaki faaliyetlere lojistik destek batıda Bademdere, kuzeyde Yahyalı ve doğuda Ulupınar yerleşimleri dolayında oluşturulan geçici etek kampları aracılığı ile sağlanmıştır. Yüksek dağ kesiminde yürütülen mağaraların araştırmaları, MTA Karst ve Mağara Araştırmaları Birimi nin koordinatörlüğünde Ukrayna Bilimler Akademisi ne bağlı Speleoloji Araştırma Birliği (UKRSA) 2005 ylında Ukrayna Mağara ve Karst Araştırmaları Enstitüsü oldu ile ortak yürütülmüştür. MTA ekibi bu 1 aylık çalışma dönemlerinde, diğer bölgelerde yürüttüğü arazi çalışmalarına büyük oranda ara vererek, adı geçen saha araştırmalarında yer almıştır. Alt kotlardaki mağara araştırmaları ise tamamıyla MTA Karst ve Mağara Ararştırmaları Birimi nce yürütülmüştür. 3

15 2 YÖNTEM VE VERİLER Çalışmada öncelikli olarak mevcut literatürden yola çıkarak Aladağlar ve yakın çevresindeki, karstik gelişime temel olabilecek jeolojik yapı ve jeodinamik süreçler derlenmiştir. Bu çalışmalar özellikle hava fotoğrafı ve uzaktan algılama çalışmaları ile de desteklenmiştir. Arazide sistematik olarak gerçekleştirilen saha çalışmaları ile de jeomorfolojik süreçler, mağara gelişimi ve hidrojeolojik yapıya ve sonucunda karst sistemine yönelik yerinde değerlendirmeler yapılmış ve anahtar nitelikteki saha verileri toplanmıştır. Saha çalışmalarında bölgenin özellikle üst kotlarındaki morfolojik değişimde etkili olduğu düşünülen Kuvaterner buzul alanlarının yayılımına yönelik gözlemler de yapılmıştır. Adı geçen sahada yer alan mağaralarda konuya ilişkin gözlem ve veri toplama çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Özellikle yüksek kotlardaki derin mağara araştırmalarında, aynı zamanda farklı karstlaşma türlerine ilişkin veriler de elde edilmiştir. Araştırmada elde edilen ve değerlendirilen veriler a) havzanın sayısal arazi modeli, b) uydu görüntüleri, c) hava fotoğrafları, d) anahtar gözlem alanlarına ait saha fotoğrafları, e) çeşitli jeolojik harita, kesit ve jeodinamik model gösterimleri, f) çeşitli jeomorfoloji harita ve kesitleri, g) hidrojeolojik sistem dinamiğinin aydınlatılmasına yönelik hidrojeokimyasal ve izotopik analiz sonuçları, h) araştırılan mağara kesit ve planları, i) buzul ve mağara çökellerinin çeşitli yöntemler ile belirlenen yaş değerleri şeklinde tanımlanabilir. 2.1 Yüzey Araştırmaları Yüzey araştırmaları (jeomorfoloji) Aladağlarda karstlaşmanın evrimime ışık tutacak jeomorfolojik kanıtların toplanmasına yönelik saha çalışmalarını içermektedir. Hava fotoğrafları ve uydu görüntüleri üzerinde gerçekleştirilen ön değerlendirmelerin temelinde yürütülen bu çalışmalar kapsamında, Aladağların tamamına yakın bölümü sahada dolaşılarak incelenmiştir. Bu çerçevede güneyde Emli Vadisinin yukarı bölümleri (doğu ve güney) ile güneydoğuda Karayalak Vadisinin aşağı bölümlerinin ayrıntılı biçimde incelenmesi mümkün olmamıştır. Söz konusu alanlara ait değerlendirmeler hava fotoğraflarından ve uydu görüntülerinden edinilen gözlemler ile sınırlıdır. 2.2 Mağara Araştırmaları Karst araştırmalarında önemli yere sahip olan mağaraların araştırılmasında Aladağlar bölgesi üst kot ( 1800 m ve üstü) ve alt kot mağaraları olmak üzere iki gruba ayrılmıştır. Bu çalışmalar sonucunda toplam 303 adet mağara giriş ağzı saptanmıştır. Aladağlar ın üst 4

16 kotlarında (1800 m üstü) saptanan mağara sayısı 266 dır. Bu mağaraların 180 i detaylı araştırılmış, 86 tanesi ise ağızlarının tamamen tıkalı olması nedeniyle sadece ağızları saptanmıştır. Alt kotlarda (1800m altı) da toplam 37 mağaranın araştırması gerçekleştirilmiştir. Buna göre araştırması yapılan toplma mağara sayısı tüm Aladağlar için 217 dir. Aladağların karstik gelişimine yönelik veri toplanan mağaralarda, bölgenin paleoiklimine yönelik gözlem ve veri toplanması çalışmaları da yürütülmüştür. 2.3 Paleoiklim Araştırmaları Aladağların paleoikliminin belirlenmesine yönelik çalışmalar jeomorfolojik gözlemler ile buzullaşma dönemlerinin belirlenmesine yönelik nicel yaş tayin çalışmalarını içermektedir. Araştırmalarda kullanılan veriler, MTA projesi kapsamında yürütülen çalışmaların yanısıra, özellikle yaş tayinine yönelik araştırmalar Dr. Marek Zreda (Arizona Üniversitesi) ve Dr. Attila Çiner (Hacettepe Üniversitesi) yürütücülüğünde gerçekleştirilen TUBITAK projesi kapsamında, Dr. Ülkü Ulusoy (Hacettepe Üniversitesi) yürütücülüğünde başka bir TUBITAK projesi kapsamında elde edilen verileri de kapsamaktadır. Bu çalışmaların sonuçları Zreda et al. (2003, 2004, 2005 ve Ambar (2006) tarafından değerlendirilmiş olup; diğer bir kısım veriler de Törk (2008) kapsamında değerlendirilmiştir. Zreda et al. (2004) çalışması Yedigöller ve Hacer Vadisi bölgesine ait buzul çökellerinin kozmojenik klor-36 izotopuna dayalı yaş tayinlerini, Anbar (2006) çalışması silsilenin değişik yerlerinden derlenen mağara çökellerine ait ESR tekniğine dayalı yaş tayinlerini, Törk (2008) çalışması ise yine silsilenin çeşitli mağaralarından derlenen mağara çökelleri üzerindeki U/Th tekniğine dayalı yaş tayinlerini içermektedir. 2.4 Hidrojeolojik Araştırmalar Hidrojeolojik araştırmalar Aladağların mevcut beslenim-boşalım dinamiğinin belirlenmesi amacıyla akiferin başlıca boşalım noktalarını oluşturan kaynaklar üzerinde yoğunlaşmıştır. Bu yöndeki faaliyetler Özyurt (2005) te ayrıntıları açıklanan doktora tez metninde ve ilgili diğer yayınlarda değerlendirilmiştir. 5

17 3 ÇALIŞMA ALANI Araştırmalar, büyük bölümü Kayseri-Niğde-Adana sınırları arasında uzanan ve yaklaşık 1900 km 2 lik bir alana sahip olan Aladağların üst kotlarında (M34/a3/a2/b4/b1) ve dağın alt kotlarında (M33-L33-L34 paftaları) olmak üzere iki farklı alanda birlikte sürdürülmüştür (Şekil 3.1). Üst kotladaki araştırmalar Yedigöller platosu ve yakın çevresinde yoğunlaştırılırken, alt kotlardaki araştırmalar da Niğde Masifi ve yakın çevresinde yürütülmüştür. Orta ve Doğu Toros Kuşağının sınırında yer alan Aladağlar ve yakın çevresi m geniş yükselti aralığında, oldukça dik topoğrafyaya sahip bir bölgedir. Araştırmaların büyük bölümünün yürütüldüğü Aladağlar, zirvesini 3767 m yükseltideki Kızılkaya kütlesinin oluşturduğu, ortalama 2000 m dolayında yükseltiye sahip olan bir kütledir. Çalışma alanı güneyde Karsantı çukurluğu (~800 m), batıda Ecemiş fay zonu batısı (Niğde), kuzeyde Sultansazlığı düzlüğü (~1200 m) ve doğuda Zamantı Nehri (1100 m 400 m) ile sınırlıdır. Bölge genelindeki iklim özelliklerine bakıldığında İç Anadolu ya bakan orta-kuzey bölümler karasal özellik gösterirken, Akdeniz e bakan güney bölümü ise Akdeniz ikliminin etkisindedir. Ancak araştırma alanının önemli bir bölümünü oluşturan yüksek dağlık alanlarda (2000m ve üstü) yükselti nedeniyle, iklim ve çevre bölgelere oranla oldukça farklıdır. Aladağların alt bölgelerinde ve düşük kotlu alanlarda yaz ayları boyunca yağışsız bir dönem gözlenirken, yüksek kesimlerde yoğun yağmur oluşabilmektedir. Doğuda Zamantı, batıda Ecemiş vadi sistemleri Akdeniz kökenli hava akımlarının havza içlerine sokulmasına izin vermektedir. Çalışma bölgesinin çevresinin düzgün devlet karayolu ve köy yolları ile kaplı olması, bu alanlarda ulaşım problemi yaşanmadan araştırma yapılmasını sağlamaktadır. Buna karşılık yüksek kotlardaki araştırma alanları, sınırlı sayıdaki patika ve dağ yürüyüş rotaları kullanılarak gerçekleşebilen ulaşım olanakları sağlamaktadır. 6

18 Şekil 3.1. Aladağlar ve dolayı yer bulduru haritası 7

19 4 JEOLOJİ 4.1 Giriş Aladağ ve yakın çevresinin jeolojisi ve paleocoğrafik evriminde Tekeli ve diğ. (1984) temel alınmıştır. Aladağlar, güneyde Karsantı Havzası (~800 m), batıda Ecemiş Çayı Vadisi (~1500 m), Kuzeyde Sultansazlığı Kapalı Havzası (~1100 m) ve doğuda Zamantı Nehri Vadisi (~450 m-1100 m) ile sınırlanan alanı tanımlamaktadır. Bu sınırlar içerisinde silsile yukarıda anılan etek kotlarından başlayarak 3767 m kotuna (Kızılyar Zirvesi) ulaşan, ortalama 2200 m yükseltisi ve 40 km genişliğinde bir dağ kuşağı şeklinde kabaca K20D doğrultusunda uzanmaktadır. Orta Torosların doğu ucunu oluşturan Aladağlar Bölgesi, birbirinin üzerine Naplar (Yahyalı Grubu, Siyah Aladağ, Beyaz Aladağ ve Ofiyolit Napı) halinde gelen Paleozoik ve Mesozoyik yaşlı kayaçlardan oluşup, naplı tektonik yapı ve bu yapıyla ilintili olan ofiyolit yerleşimi ile karakterize edilir. Birinci grup nap, Üst Devoniyen den Üst Kretase ye kadar süren karbonat istifi süresinde gelişmiş naplanmayı, ikinci grup naplanma ise ofiyolit (Üst Kretase) yerleşimi sonrası gelişmiştir. 4.2 Aladağlar Kütlesi ve Dolayında Genel Yapısal Durum Görür e (1998) göre Aladağlar ve dolayı Kırşehir Bloku na ait Niğde Metamorfikleri, Bolkardağ, Aladağ, Bozkır ve Geyikdağı Birliklerine ait kaya toplulukları ile paleotektonik döneme ait Paleosen-Eosen çökelleri ve neotektonik döneme ait Oligosen-Miyosen ve daha genç çökelleri içermektedir (Şekil 4.1). Tekeli ve diğ ne (1984) göre Aladağlar kütlesi (Aladağ Birliği) tektono-startigrafik benzerlikler içeren, ağırlıklı olarak Üst Devoniyen ile Alt Kreatase arasında çökelmiş platform tipi karbonatlar içeren altı ayrı naptan oluşmaktadır. Aladağ Birliğine ait naplar tektonik konumlarına göre alttan üste (ve kuzeybatıdan güneydoğuya) doğru kabaca güneydoğuya eğimli Yahyalı, Siyah Aladağ, Minaretepeler (Üst Kuşak), Çataloturan, Emli ve Beyaz Aladağ nap birimlerini içermektedir. Melanj Özgül (1984) e göre Bozkır Birliğinden türemiştir. Dağın doğusunda, Zamantı Nehri Vadisi boyunca uzanan Pozantı-Faraşa Ofiyolit Napı, Beyaz Aladağ Napı ile Doğu Toros Otoktonu (Geyikdağı Birliği) arasındaki dokanağı örtecek biçimde her iki birlik üzerinde tektonik olarak yer almaktadır. Zamantı Nehri Vadisinin doğu bölümündeki yükseltiler -Doğu Toros ya da Tufanbeyli Otoktonu olarak da adlandırılan- Geyikdağı Birliği ne ait kaya topluluklarında oluşmaktadır (şekil 4.2). Vadi boyunca uzanan Aladağ silsilesinin doğusunda 8

20 Zamantı Nehri Vadisinde ofiyolit napı altından yüzeylenen Divrik Dağı kütlesi otokton serinin bir parçası olarak değerlendirilmekte; güneyde yer alan Karanfil Dağ kütlesinin ise Beyaz Aladağ napının ofiyolit napı altından güneye uzanan bir bölüm olduğuna inanılmaktadır. Şekil 4.1.Aladağlar ve dolayındaki paleotektonik birlikler (Görür, 1998 den) 9

21 Şekil 4.2. Aladağlar ve yakın çevresinde napların yayılımı (Tekeli ve diğ. nden, 1984) 10

22 4.3 Aladağ Napları Tekeli ve diğ. ne (1984) göre Aladağlar, Aladağ Birliği ne ait altı ayrı naptan oluşmaktadır. Tektonik konumlarına göre alttan üste doğru Yahyalı, Siyah Aladağ, Minaretepeler (Üçkuşak), Çataloturan, Emli ve Beyaz Aladağ olarak adlandırılan bu naplar ağırlıklı olarak Üst Devoniyen-Üst Kretase zaman aralığında epikontinental okyanus ortamında gelişen platform tipi karbonatlardan oluşmaktadır. Özgül ün (1984) Bolkardağ litostratigrafisi ile uyumlu bir görünüm sergileyen Yahyalı Napı nın Bolkardağ Birliği ne ait olması da olası görülmektedir. Benzer biçimde, kuzeyde Yahyalı batısında bulunan Yahyalı (Karamadazı) Plütonu nun da (granitoyid) Bolkardağ silsilesi kuzeyinde bulunan Horoz Plütonu (granit) ile eşlenik olduğu düşünülmektedir. Olasılıkla erken Eosen de aynı paleocoğrafi alanda oluşan bu iki plütonik kütlenin İç Torid Okyanusu kenet kuşağının mirasçısı olan Ecemiş Fayı nın Eosen de başlayan sol yanal atımı ile günümüzdeki konumlarını aldıkları düşünülmektedir. Aladağ naplarını oluşturan formasyonların genel litostratigrafik özellikleri ve yapısal konumları Şekil 4.3 de gösterilmiştir. Bu formasyonlar ağırlıklı olarak Üst Devoniyen-Üst Kretase zaman aralığında oluşan platform tipi karbonatlı kayalardan (killi, kırıntılı, çörtlü kireçtaşı, kireçtaşı, dolomit ve dolomitik kireçtaşı) oluşmaktadır. Bazı formasyonlar içinde hacımsal olarak oldukça sınırlı miktarda tüf, şeyl ve kuvarsitler de bulunmaktadır. Aladağ naplarının herbiri litostratigrafik olarak Senoniyen yaşlı ofiyolitli melanj ile sonlanmakta; tektono-stratigrafik açıdan anılan melanj birimi naplar arasında belirgin bir ayırtman seviye oluşturmaktadır. Bozkır Birliği ne ait Ofiyolit Napı Aladağ napları üzerinde tektonik olarak yer almaktadır. Günümüzde bu nap silsilenin doğu bölümünde, Aladağ ve Geyikdağı Birlikleri arasındaki sınırı örtecek biçimde Zamantı Nehri vadisi boyunca ve Karanfil Dağ kütlesinin güneyinde uzanmaktadır. Napın oldukça küçük bir parçası ile batıda, Emli Vadisi girişinin güney bölümünde karşılaşılmaktadır (Şekil 4.4 ve 4.5). 11

23 Şekil 4.3. Aladağ Birliği ne ait napların tektono-stratigrafik dizilimi (Tekeli ve diğ. nden, 1984) 12

24 Şekil 4.4. Aladağlar ve yakın çevresinin jeoloji haritası (Tekeli ve diğ. nden, 1984) 13

25 Şekil 4.5. Aladağlar ve çevresinin geneleştirilmiş kesiti (Tekeli ve diğ. nden, 1984) 4.4 Aladağ İstiflerinin Fasiyes, Çökelme Ortamı ve Stratigrafi Özellikleri Aladağ da yeralan istifler, Mesozoyik yaşlı kıta kenarına ve bunların Üst Paleozoyik yaşlı temeline aittir. (Tekeli, 1981) Yahyalı İstifi Aladağlar ın yapısal en alt bölümünü oluşturan ve Yahyalı batısında geniş alanlarda yayılım gösteren bu istifin genel özelliği, yaygın bir iç deformasyon ve düşük dereceli metamorfizma izleri taşımasıdır. İstifte makro boyutlarda aşırı kıvrımlanma egemen olduğundan düzenli bir stratigrafi kurmak zor olmakla birlikte kuzeybatıya doğru istifin gençleştiği izlenebilmektedir. Üst Paleozoyik-Alt Mesozoyik zaman aralığını kapsayan Yahyalı istifi, yaygın iç deformasyon ve düşük dereceli metamorfizma etkilerine uğramış olmakla birlikte, ilksel özelliklerinin kısmen korunabileceği bölümlerden edinilen bilgilere göre Aladağlar ın diğer bölümlerindeki yaşıt istiflere kayatürü özellikleri yönünden büyük bir benzerlik gösterir (Tekeli, 1981). 14

26 4.4.2 Siyah Aladağ Formasyonu Yahyalı nın güneyinde ve Ecemiş Koridoru nun doğusunda geniş alanlarda yayılım gösteren Üst Devoniyen-Üst Permiyen zaman aralığını kapsayan bir istiftir. Kireçtaşlarının egemen olduğu istifin tabanında Üst Devoniyen den daha yaşlı düzeyler görülmemektedir. Üstte ise istif uyumlu olarak Alt Triyas yaşlı sınırlı platform fasiyesindeki düzeylere geçiş gösterir. İstifin alt bölümü (Üst Devoniyen) koyu gri-siyah, kalın tababakalanmalı, ufak mercan kolonili kireçtaşlarından oluşur. İstifin bundan sonraki bölümü (Karbonifer) ise koyu grisiyah, orta tabakalanmalı, kuvarsit aratabakalı iskeletli kireç vaketaşı-istiftaşı düzeyleriyle, daha üstte ise kireç istiftaşı-tanetaşı düzeylerinden oluşur. İstifin en üst bölümü (Üst Permiyen) koyu gri-siyah, ince-orta-kalın tabakalanmalı, pembemsi beyaz kuvarsit aratabakalı kireçtaşı türleri oluşturur. Toplam kalınlığı yaklaşık 1100 m dir. Kireçtaşlarının egemen olduğu Siyah Aladağ istifinde farklı kalınlıklarda düzenli tabakalanmanın yaygınlığı; gri, sarımsı kahverengimsi gri, koyu gri, yeşilimsi gri renklerde kayatürlerinin bulunuşu; düzenli ara tabakalar biçiminde terijen klastiklere (şeyl, kuvarsit) rastlanması ve kireçtaşlarının bileşenleri olarak kuvars ile makrofosil parçalarının kimi düzeylerde yaygın oluşu istifin şelf ortamlarında çökeldiğini gösterir. Mikrofasiyes özelliklerine bakıldığında ise istifin açık şelf lagün ortam koşullarında çökelldiği ortaya çıkmaktadır. (Tekeli, 1981) Çataloturan (Nohutluk) Formasyonu Başyayla Koridoru nun güneydoğu yamaçlarından batıya doğru Yıldız Göl e kadar uzanan alanda yayılım gösteren Çataloturan istifi, düşey yönde farklı çökelme ortamlarını yansıtan bölümleri kapsar. Derin su fasiyesinden sığ su fasiyesine geçişin olduğu; ince, yeşil altere tüf aratabakalı, çörtlü kireçtaşları ve kuvarsit ve kuvars kumtaşı aratabakalı oolitik kireçtaşlarından oluşan istifin alt bölümünden (Alt Karbonifer), uyumsuz olarak Üst Permiyen yaşlı açık platform fasiyesindeki; orta-kalın tabakalanmalı, çört yumrulu kireçtaşlarıyla, yine orta-kalın tabakalı kristalin dolomitlerden oluşan çökellere geçilmektedir. Yaklaşık kalınlığı 400 m dir. Tektonik dokanağa bağlı olarak tabanında ofiyolitik melanj (Senomaniyen) bulunan istfin üstünde ise tedrici geçişli Küçüksu istifi (Sitiyen Alt Triyas ) yeralır (Tekeli, 1981). 15

27 4.4.4 Arkaçça Formasyonu Bu sekans çört nodüllü kireçtaşlarından (Üst Permiyen) oluşmaktadır. Orta kalın tabakalanması ve koyu gri rengiyle kendini belli etmektedir. Bu birim uyumsuz olarak Alt Karbonifer yaşlı birimi ( Nohutluk Formasyonu) üzerlemektedir. İki birim arasnda stratigrafik bir boşluk da yer almaktadır. Arkaçça Formasyonu dereceli olarak Küçüksu Formasyonu na (Alt-Orta Triyas) geçiş göstermektedir. Formasyonun kalınlığı yaklaşık 500 m dir Küçüksu Formasyonu Formasyon Üst Permiyen geçişi ile başlayan Alt-Orta Triyas sekansını kaplamaktadır. Temelde oolitik kireçtaşları yer almaktadır. Küçüksu Formasyonu alacalı kireçtaşı ve çamurtaşı-marn tabakalanmasından oluşmaktadır. İnce tabakalı olan formasyon genelde yumuşak bir topoğrafyaya sahiptir. Birim Siyah Aladağ Napı içinde yer alan Üst Paleozoyik yaşlı Siyah Aladağ Formasyonu ve Çataloturan napı içinde yer alan Üst Permiyen yaşlı Arkaçça Formasyonu nu üzerlemektedir.küçüksu Formasyonu nun kalınlığı 250 m dir. Formasyonun üstünde Horozkayası Dolomiti (Orta-Üst Triyas) yer alır Horozkayası Dolomiti Bu sekans kalın-masif tabakalı, beyaz dolomitik kireçtaşları ve dolomitten oluşmaktadır. Gri koyu gri renkli olan birimin tabanında taşınarak gelmiş boksit yer almaktadır. Kalınlığı yaklaşık 250 m olan Horozkayası Dolomiti Orta-Üst Triyas yaşlıdır Emli Kireçtaşı Birim Emli Vadisi nin kuzey kanadında yer almaktadır. Vadide başlayan birim ofiyolit melanja kadar uzanmaktadır. Birim orta-kalın tabakalıdır. Gri mikritik kireçtaşları major olarak bulunur. Üst bölümlere doğru birim dolomitik ve dolomit ara katkılı bir görünüm sergilemeye başlar. Orta-Üst Triyas yaşlı olan birimin yüzeysel olarak herhangi bir komşu kayaç ilişkisi bulunmamaktadır. Emli Kireçtaşları uyumsuz olarak ofiyolitik melanj tarafından örtülmektedir. Birimin kalınlığı yaklaşık 600 m dir. 16

28 4.4.8 Teknepınarı Formasyonu Beyaz Aladağ Napı nın en alt seviyesi olarak Emli Vadisi nin kuzey kanadında yer alan Teknepınarı Filişi, sadece bu bölgede yüzeylenmektedir. Formasyon kahverengimsi gri klastik kireçtaşlarından oluşmaktadır. Birim arazide filişimsi görüntüde, ince-orta kalınlıktadır. Teknepınarı Formasyonu tektonizmaya bağlı olarak Emli Vadisi nin kuzeyinde ofiyolitik melanjı üzerlemiştir. Kalınlığı 350 m olan formasyon üstte Beyaz Aladağ Formasyonu na geçişlidir. Teknepınar Formasyonu stratigrafik olarak Beyaz Aladağ Napı nın temelini oluşturan fliş fasiyesi özelliğinde bir istiftir ve Beyaz Aladağ istifine tedrici geçiş gösterir. Şelf kenarının açık deniz tarafında yeralan bir havzada çökelen istif özeliğini yansıtmaktadır. İstif volkanik kayaç kırınıtlarını bolca içeren, kimi düzeyleri çörtlü ve pelajik özelikte olan, yer yer dolomitize kireçtaşı görünümündedir (Tekeli, 1981) Minaretepeler Formasyonu Siyah Aladağ istifi üzerinde tektonik dokanaklı olarak yeralan istifin üzerine ise Divrik Dağı istifi (Üst Kuşak yöresinde) ve Senoniyen yaşlı istifler uyumsuz olarak gelir. İstifin en alt bölümünde gri, masif-kalın tabakalı, kısmen dolomitize, kireçtaşı çamurtaşı-vaketaşı bulunur. Birimin kalınlığı 350 m kadardır Bölümün üst seviyeleri pelletli kireç istiftaşı-tanetaşı ile kaplıdır ve çökelim büyük oranda gelgit arası dönemde gerçekleşmiştir (Tekeli 1981) Beyaz Aladağ Formasyonu Aladağlar da geniş alanlarda yayılım gösteren Beyaz Aladağ istifi taşıdığı fasiyes özellikleriyle önemli kalınlıklara ulaşmaktadır. İlk tanımlaması Blumenthal (1952) tarafından yapılan istif, Tekeli (1981) tarafından Üst Triyas-Jura zaman aralığında tanımlandığı gibi Alt Kretase yi de kapsayabilir. Kireçtaşı, dolomitik kireçtaşı ve dolomitden oluşan Beyaz Aladağ istifi, altta melanj karakterli Senoniyen istifi ile tektonik dokanaklı olup, üstte yine Senoniyen istifleriyle uyumsuz biçimde örtülmektedir. İstif orta-kalın tabakalı, gri-grimsi beyaz, diyajenetik özellikler taşıyan ve kireç-çamurtaşı ile kireç tanetaşı arasında değişen türler ile dolomitlerden oluşur. Dolomitize kireçtaşı özelliğinin gözlendiği bazı bölümlerde yer almaktadır. 17

29 Biyoklastik, pelletli kireç çamurtaşı-vaketaşı ve pelletli, iskeletli kireç istfitaşı-tanetaşı olmak üzere iki tür kireçtaşı yaygındır. Kireçtaşı ve dolomitin ardalanmasından oluşan Beyaz Aladağlar ın istif kalınlığı oldukça fazladır (~ 2000 m). Tekeli (1981) ce yapılan çalışmalarda istifin kıyıya yakın platform yada kıyı ötesi bankların açık ve sınırlı şelf lagünü ortamlarında çökeldiğini göstermektedir Karanfil Dağı Formasyonu Beyaz Aladağ istifinin yayılım gösterdiği bölgenin güneyinde yeralan Karanfil Dağı nda, ofiyolit napının altından antiklinal yapılı tektonik pencere biçiminde yüzeyleyen karbonat istifi, Beyaz Aladağ istifiyle yaşıt olmakla birlikte fasiyes özellikleri açısından farklılık gösterir. Karanfil Dağı istifinin, Üst Triyas dan daha yaşlı bölümleri yüzeylemediğinden taban ilişkisi bilinmemektedir. İstifin üzerinde ise uyumsuz olarak Senoniyen istifleri bulunur. Dolomitik kireçtaşı ve dolomitten oluşan Karanfil Dağı istifinde tabakalar çört yumruludur. Fasiyes yönünden iki bölüme ayrılan Karanflil Dağı istifinin alt bölümünde açık gri renkli kireçtaşı ve dolomit bulunmaktadır. Masif yapılı ve çört yumrulu olan istifte kireçtaşı seviyeleri mercan, alg ve foraminifer türü tane boylarından oluşmaktadır. Resifal fasiyes özellikleri taşıyan kireçtaşları aynı zamanda organik yığışım ortamına ait ürünleri de kapsamaktadır. Üstteki bölüm çamurtaşı-tanetaşı arasında değişen türlerde kireçtaşlarından oluşmaktadır. Çört yumrular içeren tabakaların kalınlıkları ince-kalın arasında değişmektedir. Birimin yaklaşık kalınlığı 1500 m dir İstifin bu bölümü resif gerisi fasiyes özellikleri belirtir ve şelf lagünü ortamlarına ait ürünleri içerir (Tekeli, 1981) Belemedik Formasyonu Yapısal ve stratigrafik özellikleri ilk kez Blumenthal (1947) tarafından yapılan istif Üst Devoniyen den Üst Permiyen e kadar uzanmakta ve terijen klastiklerle aratabakalı kireçtaşlarından oluşmaktadır. İstifin alt bölümü sarımsı kahverengimsi gri; ince-orta-kalın tabaka ardalanmalı, bol kuvars taneli kireçtaşlarından oluşmaktadır. İstifin Alt Karbonifer yaşlı olan orta bölümü sarımsı gri, kahverengimsi gri, koyu gri, kalın-orta-ince tabaka ardalanmalı; demirli, killi, yer yer dolomitleşmiş, vaketaşı-istiftaşı türünde kireçtaşından oluşmaktadır. Alt Permiyen yaşlı üst bölümünde sarı-yeşil-kahverengi tonlarda gri; kalın-ortaince tabaka ardalanmalı, kuvars içeren kireçtaşları hakimdir. İstif açık şelf-şelf lagün ortam koşullarında çökelmiştir (Tekeli, 1981). 18

30 Belemedik Dolomitleri Belemedik yöresinde Üst Paleozoyik yaşlı istiflerin üzerinde dolomitlerin yoğunlukta olduğu, kireçtaşının sadece tabanda görüldüğü istif yer almaktadır. İstifin en alt düzeyini oluşturan açık gri, orta tabakalı kireçtaşında bileşen taneler pelletler ve iskelet taneleridir. Bu kireçtaşı türü pelletli, iskeletli kireç istiftaşı-tanetaşıdır. İstifin bundan sonraki bölümü açık gri-sarımsı açık gri, kalın tabakalı-masif dolomit orta kristalin olarak başlamakta, dokusu giderek ince kristalin yapıya geçmektedir. Sarı-kahverengi bir kireç çamurtaşı dokusu dolomit içinde yer yer görülmektedir. Bu doku, dolomitleşme öncesi dokuyu yada onun hamurunu yansıtabilir. İstif olasılıkla platform fasiyesi kuşağında gelgit gölcükleri ve gelgit düzlüğü lagünlerini yansıtan ürünlerden oluşmuştur (Tekeli, 1981) Sırçak Formasyonu Birim masif yapıdaki kireçtaşlarından oluşmaktadır. Birim uyumlu bir geçişle Beyaz Aladağ Formasyonu nu üzerlemektedir. Miyosen yaşlı konglomeralarca uyumsuz olarak üzerlenen birim, Jura-Alt Kretase yaşlıdır. Birimin maksimum kalınlığı 500 m dir Divrikdağı Formasyonu Tekeli (1981) e göre Aladağlar da Beyaz Aladağ ve Karanfil Dağı istiflerinde (Üst Triyas-Alt Kretase) zaman aralığında sürekli karbonat çökelimi gerçekleşirken, diğer otokton ve parotokton istiflerde, genellikle Üst Jura transgresyonunun varlığı saptanmıştır. Tabanında aşınımlı uyumsuzluk ve stratigrafik boşluk bulunan istif, sınırlı platform fasiyes kuşağı özellikleri taşımaktadır. Divrik Dağı Formasyonu yaygın gri, kalın tabakalı kireçtaşı türleri pellet intraklast, alg, forominifer, ostrakod kavkı parçası gibi taneler içerir. Hamur mikrittir ve genellikle pelletlidir. Peloid kumlarına da rastlanmaktadır (Tekeli, 1981). İstifin başlıca kireçtaşı türleri biyoklastik, kuşgözü dokulu kireç çamurtaşı ve pelletli, intraklastlı, iskeletli kireç vaketaşıdır. Bu kayaç özelikleri istifin platform fasiyesinde olduğunu, kıyıya yakın şelf ve gelgit düzlüklerinin ürünlerini kapsadığını ortaya koymaktadır. 19

31 Aladağ Senoniyen İstifi (Ofiyolitli Melanj) Aladağlar da Üst Triyas-Alt Kretase yaşlı kıta şelfine ait platformda çökelmiş karbonat istiflerinin üzerinde, genellikle uyumsuzlukla Senoniyen havzasına ait istifler yer almaktadır. Aladağ Senoniyen istifleri Anadolu da yaygın olarak rastlanan ve ofiyolitli melanj olarak tanımlanan kayastratigrafi birim özellikleri taşır. Aladağlar da ofiyolitli melanj karakterli Senoniyen istiflerinin çökeliminden sonra bölge naplanmaya uğramış, günümüzde havzaya ait istifler naplar arasında sıkışmış, ince şeritler halinde yüzeylenmiştir. Bölgedeki ofiyolitik melanj istifinin yapısal, kayaç türü ve istif özellikleri ele alındığında birbirinden farklı üç gruba ayrılabilmektedir (Tekeli, 1981). Bunlardan ilki Üst Triyas-Alt Kretase yaşlı platform karbonatları üzerine uyumsuz olarak gelen ve düzenli tabakalanma özelliği gösteren bol ofiyolit kırıntılı türbidit ve konglomeratik tane akması çökelleri, çökel serpantinitler, pelajik mikrit ve çamurtaşlarından oluşan Düzenli Taban İstifi dir. İkinci grup ise Düzenli Taban İstifi nden tedrici olarak geçişi olan Olistostrom çökelleridir. Hamuru genellikle siyah-koyu kahverengi şeyl, yer yer volkanik kökenli yeşil renkli veya kırmızı, silisleşmiş şeyl olan Olistostrom, üst seviyelerinde tedrici olarak kırmızı radyolarit istifine geçmektedir. Üçüncü bölüm ise ofiyolitli melanjın düzenli taban istifi ve olistostrom bölümü üzerinde yeralan kaotik bölümdür. Bu bölüm volkanik fliş, volkanotortul, olistostrom, volkanik gereç ve radyolarit kırıntılı kütle akmaları, serpantinit gibi birbirleriyle kaotik ilişkili kayaç türleri bu bölümde yaygındır. Kaotik bölümün oluşması ve kaotik yapının kazanılması; düzenli bir ofiyolit diliminin parçalanması ve değişik boyutlardaki parçaların Senoniyen havzasına bir tür yığışması şeklinde tanımlanabilir (Tekeli, 1981) Aladağ Ofiyolit Karmaşığı (Kompleksi) Aladağ Ofiyolitli Karmaşığı (Kompleksi) ultramafik-mafik bileşimli, tabanında metamorfik istifler taşıyan, nap karakterli bir birimdir. Aladağ Ofiyolit Karmaşığı nda yapısal, litolojik ve petrografik açıdan iki farklı bölüm bulunmaktadır. İlki harzburgit-dünit bileşimli olup foliasyon, lineasyon ve isoklinal kıvrımlanma gibi metamorfizmaya bağlı olarak gelişmiş yapısal özellikleri kapsar. İkinci bölüm ise bileşimsel tabakalanmalı ultramafik-mafik kayaç topluluğu şeklindedir (Tekeli, 1981). 20

32 4.5 Aladağların Paleocoğrafik ve Paleotektonik Evrimi Tekeli (1981) e göre Aladağ bölgesinde bulunan Üst Pleozoyik ve Mesozoyik yaşlı istiflerin fasiyes ve çökelme ortamları göz önüne alınarak yapılan paleocoğrafik ve paleotektonik sınıflamada; Üst Paleozoyik (Üst Devoniyen-Üst Permiyen) İstif genellikle terijen klastiklerden ( yaygınlık sırasına göre kuvarsit, kuvars kumtaşı, çamurtaşı-marn ve şeyl) ve ara tabakalı kireçtaşlarından oluşmaktadır. Açık şelf-açık platform fasiyesi özelliğini gösteren istifte gerçekleşen sürekli ve düzenli çökelimin nedeni, bölgede oluşan düzenli öztatik deniz seviyesi değişimleri, glasiyal yada tektonik nedenlere bağlı olabilir. Dönemsel çökelim gösteren istifler alçalıp yükselen, sığ kraton içi havzalara ait şelf denizlerinden oluşurlar. Paleotektonik olarak sığ kraton içi havzalarda oluşan Aladağ Üst Paleozoyik istifleri açık ve sınırlı dolaşımlı şelflere ve sığ havzalara özgü, karbonatların yaygın olduğu stratigrafik konumdadırlar. Sığ kıraton içi havzalarda yeralan açık dolaşımlı şelf ve platformlarda oluşan Aladağ Üst Paleozoyik istifin yanısıra derin su koşullarını yansıtan ve volkanik malzemeleri kapsayan istifler ise olasılıkla sığ kraton içi havzaların yapısal olarak derinleşmiş bölümlerinde oluşmuştur Alt-Orta Triyas Aladağlar da bu dönemde çökelmiş alacalı renkli çamurtaşı-marn ve konglomera ara tabakalı kireçtaşları ve boksitli bir düzeyle başlayan dolomitler tipik gelgit arası ortamları yansıtırlar. Bu dönemde sınırlı dolaşımlı sığ platform üzerinde yer alan gelgit arası düzlükler, gelgit kanalları ve gölcükleri, gelgit düzlüğü lagünleri rüzgar etkisiyle terijen gereç katılımına açık ortamları kapsayan paleocoğrafik bölge hakimdir. Paleotektonik konum açısından Aladağ Üst Paleozoyik istifleriyle Alt Mesozoyik istifleri arasındaki belirgin değişim; Üst Paleozoyik istiflerin sığ kraton içi havzalardaki şelf denizinde oluşurken, Alt Mesozoyik istiflerinin kıta kenarı üzerindeki şelf denizde oluşması Neotetis evriminin başlangıç aşaması ile ilgili olabilir (Tekeli, 1981). 21

33 4.5.3 Orta-Üst Triyas Aladağlar da bu dönemde bankarası havzalarda sınırlı dolaşımlı platform ortamlarını yansıtan istifler yeralır. Bankarası havzalar volkanik etkinliğin izlerini taşımaktadır. Bu döneme ait karbonat istifleri paleotektonik konum yönünden karatonların uzağında yeralan kıyı ötesi banklarda oluşmuşlardır. Alt Triyas da kıta kenarları üzerinde gelişmeye başlayan şelf denizi bu dönemde kıyı ötesi bankların oluşumunu sağlayacak boyutlara ulaşmıştır (Tekeli, 1981) Üst Triyas-Jura Aladağlar da bu dönemde platform/bank ortamlarıyla platform kenarı organik yığışım alanlarını yansıtan ve büyük kalınlıklara ulaşan istifler yeralır (Beyaz Aladağ ve Karanfil Dağı istifleri). Sınırlı dolaşımlı platformlar üzerindeki lagünlerde ve gelgit düzlüklerinde gelgitaltı ve gelgit arası koşullar egemen olmuştur. Üzerinde büyük kalınlıklarda karbonat istiflerinin oluştuğu platformların yaygınlaşması ve platform kenarı organik yığışım (resif) alanlarının gelişmesi, paleotektonik açıdan bu dönemde kıta kenarı üzerindeki şelf denizinin gelişiminin en geniş boyutlara geldiğini gösterir Jura-Alt Kretase Resif gerisi, açık ve daraltılmış platform ortamı bu dönemin karakteristik yapısıdır. Genel olarak Aladağlar bölgesinin paleocoğrafik özellikleri iki ana dönem altında toplanmaktadır. Birinci dönem Üst Paleozoyik periyodudur ve sığ intrakratonik havza koşulları ile tanımlanır. İkinci dönem ise Triyas-Alt Kretase aralığını kapsar ve sığ resifal ve resif gerisi ortamı karakterize eder Üst Kretase Tüm platform özelliğindeki Mesozoyik karbonat istifi deformasyona uğramış ve yeni havza özellikleri kazanılmıştır. Üst Kretase havzası olarak tanımlanan ofiyolitik malzeme havzaya taşınmıştır. Bu dönemde karbonat istifinin ofiyolitik katmanla örtüldüğü ancak bunun sığ denizel ortama kadar ulaşmadığı dönemdir. Bol ofiyolitik ve olistostrom-melanj karakterli kırıntılı türbiditler, Üst Kretase havzasındaki sığ karasal havzada üzerleyen ofiyolit kabuğunun üzerinde çökelmişlerdir. 22

34 Tekeli (1981) tarafından Aladağlar da Üst Devoniyen-Jura (Alt Kretase sonu) zaman aralığında paleotektonik açıdan iki farklı dönemin varlığı ortaya konmuştur.üst Paleozoyik döneminde sığ kraton içi havza koşulları egemenken, Mesozoyik başlangıcından itibaren kıta kenarı üzerindeki şelfe ait havza koşulları gelişmiş bu gelişim Üst Triyas da en geniş boyutlara ulaşmış ve olasılıkla Alt Kretase sonuna kadar sürmüştür. 4.6 Aladağlar ın Yapısal Evrimi Aladağ kütlesinin yapısal evriminde Tekeli (1981) e göre üç farklı dönem etkili olmuştur. Bunlar sırasıyla Üst Triyas-Alt Kretase zaman aralığını kapsayan duraylı kıta kenarı dönemi; Senoniyen de kıta kenarının bozulması ve ilk ofiyolit yerleşmesini kapsayan dönem, Meastrihtiyen de allokton ofiyolit naplarının yerleşmesiyle ve kıta kenarının naplanmasıyla sonuçlanan dağ oluşum dönemidir. Duraylı Kıta Kenarı Dönemi; Toros Dağ oluşum kuşağında yeralan Kambriyen den Meastrihtiyen e kadar uzanan istiflerin Paleozoyik-Alt Mesozoyik bölümlerinin Arap Levhası otokton istifleri ile benzerlikleri bulunmaktadır. Toros kuşağında yeralan Mesozoyik yaşta kıta kenarı çökelme ortamı özellikleri taşıyan istiflerin Arap-Afrika kıtasına ait bir temel üzerinde yer almışlardır ve Tetis Okyanusu nun Arap-Afrika kıtası ile olan ilişkilerinin duraylı kıta kenarı koşullarını yansıtmaktadırlar. Tetis in Doğu Akdeniz bölümünde deniz tabanı yayılması koşullarına en geç Üst Triyas da ulaştığı varsayılırsa, bu bölgede Üst Triyas- Alt Kretase zaman aralığında Tetis Okyanusu ile Arap-Afrika kıtası arasında duraylı kıta kenarı koşullarını yansıtan ilişkilerin bulunduğu düşünülebilir. Kıta Kenarının Bozulması ve İlk Ofiyolit Yerleşim Dönemi; Senoniyen de Aladağlar da duraylı kıta kenarı koşullarının bozulduğunu yansıtan olaylar bulunmaktadır. Kıta şelfine ait karbonat platformu, Senoniyen de blok faylanmasına uğrayarak çökmüştür. Senoniyen havzasına bol oranda ofiyolit malzemesinin taşınması bir taraftan platformun blok faylanmasına uğrayarak çökmesini, diğer taraftan da henüz kıta kenarının şelf ortamına kadar ulaşamamış ofiyolit yerleşmesinin gerçekleştiğini belirtir. Bu dönemde üzerleyen ofiyolit dilimi (Aladağ Ofiyolit Karmaşığı) ile kara arasında ve kıta şelfi temeli üzerinde yer alan 23

35 Senoniyen Havzasında, bol oranda ofiyolit malzemesi kapsayan türbidit, olistostrom ve melanj karekterli kırıntılı kayaçlar çökelmiştir. Dağ Oluşum Dönemi; Meastrihtiyen de Senoniyen havzası orojenik gerilme altında sıkışmış ve bölgede naplı bir yapı gelişmiştir. Naplar Senoniyen havzasına, eski kıta kenarına ve Paleozoyik temele ait istifleri kapsar. Parotokton konumlu olan bu napların da üzerinde bölgenin alloktonunu oluşturan ofiyolit napı yeralır. Ofiyolit üzerlemesinin son aşamasına karşılık gelen dağ oluşum döneminde, üzerleyen ofiyolit dilimi kıta şelfine ait istiflerin üzerinde tektonik bir örtü oluşturmuştur. Blumenthal (1952) tarafından ortaya konulan naplı yapı Aladağlar ın en önemli yapısal özelliğidir. Naplı yapı üç ana grupta toplanır. Bunlar sırasıyla Üst Devoniyen den Üst Kretase ye (Senomoniyen) kadar uzanan karbonat istif, tabanında yer yer metamorfik istifler taşıyan ultramafik-mafik bileşimli ofiyolit ve diğer istiflere göre daha dar alanda yayılım gösteren, ancak melanj karakteri ile göze çarpan Senoniyen havzsına ait istiflerdir (Tekeli, 1981). Aladağlar bölgesi Üst Devoniyen den Üst Kretase ye (Senoniyen) kadar herhangi bir orojenik etkinliğin bulunmadığı duraylı bir dönem geçirmiştir. Senoniyen başlangıcında kalın karbonat istifi blok faylanmalara uğrayarak çökmüş ve bu temel üzerinde gelişen havzada Senoniyen istifleri çökelmiştir. Bu istiflerin büyük bir çoğunluğu bol ofiyolit malzemesi içeren türbidit, kırıntı akması, olistostrom ve melanj türünde olması, ortamın önemli tektonik etkinlik altında bulunduğunu gösterir. Senoniyen havzası Meastrihtiyen sonunda sıkışmaya bağlı olarak havza temeli ile birlikte naplı yapı kazanmıştır. Yapısal konumları ile birbirlerinden ayırt edilen Aladağ Napları nın tümünde karbonat kayaçları hakim olmakla birlikte, diğer istif özellikleri ile de biribirlerinden ayırt edilebilirler. Aladağ Napları nın en altında yeralan Yahyalı Napı Üst Paleozoyik-Mesozoyik yaşlı istifleri kapsar. Nap aşırı iç deformasyon ile birlikte düşük dereceli metamorfizma izleri taşır. Yahyalı batısında yaygn olup kuzeydoğuya doğru Siyah Aladağ Napı altında dalarak kaybolur. 24

36 Siayah Aladağ Napı nda Üst Paleozoyik ve Alt Triyas yaşlı istifler geniş yayılım gösterir. İç yapısında büyük boyutlu, yer yer devrik kıvrımlar yaygındr. Başyayla Koridoru boyunca Çataloturan Napı, Başyayla dan batıya doğru ise Minaretepeler Napı nın altında yeralır. Mesozoyik yaşlı istifleri kapsayan Minaretepeler Napı, Başyayla Koridoru nun başlangıcından batıya doğru Ecemiş Fayı na kadar uzanır. Minaretepeler Napı doğuda Çataloturan, batıda Beyaz Aladağ Napı nın altında yeralır. Çataloturan Napı Başyayla Koridoru nun güneydoğu yamaçları boyunca yayılım gösterir. Üst Paleozoyik- Mesozoyik istiflerini kapsayan napın en karakteristik özelliği içerdiği Karbonifer fasiyesidir. Başyayla dan güneybatıya doğru incelerek Beyaz Aladağ Napı altında kaybolur. Beyaz Aladağ Napı diğer naplardan farklı olarak geniş bir alanda yayılım gösterir. Mesozoyik yaşlı geniş bir dolomitik kireçtaşı istifini kapsayan nap, Aladağlar ın güney etekleri boyunca ofiyolit napının altına dalar. Bölge, büyük oranda naplı yapıya bağlı olarak alansal daralmaya uğramıştır. Napların üst üste yığışım şeklinde olması da bunun bir göstergesidir. Tüm bu napların üstünde ise ortama bütünüyle yabancı, bir kök zonuyla bağlantısı bulunmayan ofiyolit napının yeralması bölgeye oldukça uzak mesafelerden de taşınmaların gerçekleştiğini göstermektedir. Bu nedenle allokton, parotokton ve otokton konumlu farklı tektonostratigrafik birimler bölgede ayırtlanabilmektedir. En üstte yer alan tektonik kat olan ofiyolit napı allokton, diğerleri ise Toroslar ın otokton istiflerine benzerlik gösterdiklerinden parotokton konumludur. Bölgedeki otokton istifler ise Aladağlar ın doğusunda Mansurlu-Tufanbeyli arasında yayılım gösteren Kambriyen-Eosen istifi oluşturmaktadır. Tufanbeyli otokton istifinin güneybatıya olan uzantısı olabileceği tahmin edilen Belemedik istifi, Aladağlar çevresinde bir başka otokton istifin de Belemedik çevresinde olabileceğini ortaya koymakadır (Tekeli, 1981). 25

37 Aladağlar ın güney ve güneydoğusunda bulunan yapısal unsurlardan Divrik ve Karanfil Dağları birer tektonik pencere konumundadırlar. Divrik Dağı; ofiyolit napının altından yüzeylenen antiklinal yapılı bir penceredir. Divrik Dağı, Aladağ Napları ndan çok Belemedik istifine benzerlik göstermektedir. Karanfil Dağı da Divrik penceresi gibi antiklinal yapılı, üç taraftan ofiyolit napı ile çevrili, batıdan Ecemiş Fayı ile kesilmiş konumdadır. Karanfil Dağı Beyaz Aladağ Napı nın güney doğu uzantısını oluşturabilir (Tekeli, 1981). 4.7 Aladağlar ın Genç Jeodinamik Süreçleri Aladağlar bölgesi Mesozoyik dönemi kalın karbonat çökelimi sırasında yer yer blok faylanmalara uğramış, daha sonra da tüm istif ofiyolit örtü ile kaplanmıştır. Ofiyolitin yerleşmesini takip eden süreçte ise bölge K-G sıkışmasına bağlı olarak, güneyden kuzeye doğru naplı bir yapı kazanmıştır. Bölge Kretase sonunda sıkışma tektoniğine (bindirme) bağlı olarak aynı zamanda yükselmeye de başlamıştır (Tekeli 1984). Sıkışma rejiminin K-G den D-B yönüne dönmesine bağlı olarak Aladağ-Niğde Masifi kontağı nda yer alan Ecemiş Fayı ters fay konumlu olarak gelişimine başlamıştır ve bu süreç Orta Miyosen e kadar sürmüştür. Bu dönem aynı zamanda paleotektonik dönem olarak da ifade edilir. Bu zaman aralığını Üst Miyosen e kadar çekmek olasıdır. Çünkü bu dönem paleotektonikten neotektonik döneme geçiş aralığıdır. Miyosen dönemine kadar yaklaşık aynı kotlarda olan Niğde Masifi (Orta Anadolu) ve Aladağ kütlesi (Erol 1983), arasıdaki yükselti farkının oluşmasında büyük olasılıkla bu süreçte D-B sıkıştırmasına bağlı gelişen ters faylanmaya bağlı yükselim etkili olmuştur. Kuzey Anadolu Fayı (KAF) ve Doğu Anadolu Fayı nın (DAF) birleşmesi ve bunun sonucunda da Anadolu Bloğu nun batıya kaçmaya başladığı Pliyosen dönemi, aynı zamanda tektonik aktivitelerin en hızlı ve şiddetli gelişmeye başladığı dönemdir. Doğu-Batı sıkışma tektonik rejimi doğrultu değiştirerek K-G yönüne dönmüştür. Miyosen sonuna kadar eğim atımlı ters fayın bulunduğu günümüz Ecemiş Koridoru nda, sıkışmaya bağlı olarak sol yönlü doğrultu atımlı Ecemiş Fayı aktivite kazanmıştır (Koçyiğit ve diğ., 1999). 26

38 İzleyen süreç içerisinde sıkıştırmanın K-G yönüne dönmesine bağlı olarak Ecemiş Fayı da ters fay konumudan sol yönlü doğrultu atım konumunu kazanmış ve ters fay aktivitesini yitirmiştir. Düşey konumlu olan Ecemiş Fayı, yatay bileşenin eklenmesi ile oblik bir yapı kazanmıştır (Koçyiğit ve diğ., 1999). Günümüzde ise genel tektonik hareket yönü tamamıyla K-G sıkıştırması şeklini almıştır. Bu harekete bağlı olarak Ecemiş Koridoru nda tek bir fay yerine birbirine parelel fay düzlemleri gelişmiştir. 4.8 Ecemiş Fayı ve Uzantıları Ecemiş Fayı Lütesiyen (Eosen) den önce Paleosen den sonra gelişmiştir (Özgül, 1976). Fay kuşağı Erzincan dan Sivas, Şarkışla, Gemerek, Kayseri, Çamardı (Niğde), Gülek hattı boyunca Mersin e kadar uzanmaktadır. Doğrultu atımlı sol yönlü olan Ecemiş Fay Kuşağı birincil ana doğrultu atımını (80 ± 10 km) Lütesiyen de kazanmıştır. Ecemiş Fay Kuşağının Kuvaterner evresindeki genç hareketleri daha çok düşey hareketler şeklinde olmuş, batı blok doğu bloğa göre 25 ± 2 m yükselmiştir (Yetiş, 1984). Güncel izlenebilen fay çizgisinin Kuvaterner yaştaki birimleri etkilemiş olması da fayın aktifliğinin bir göstergesidir. Ana kırık sistemi olan Ecemiş Fay Zonu nu kesen ikincil kırık sistemleri Emli, Cimbar ve Maden Boğazı gibi karstlaşma için önemli tektonik hatların gelişmesine de neden olmuştur. Akay ve Uysal (1988) e göre de Üst Pliyosen den günümüze kadar gelen sıkışma döneminde de mezoskopik faylarla tanımlanan D-B doğrultusunda sıkışma gelişmiş ve ileri evresinde de sıkışmanın K-G yönüne dönmesiyle Ecemiş Fayı dahil diğer bir kısım fayda diri faylar gelişmiştir. Erciyes Fayı, Ecemiş Fayı nın kuzeydeki devamı şeklindedir. Fay Üst Miyosen-Alt Pliyosen yaşlı volkano sedimanları kesmektedir (Dönmez ve diğ., 2003). Fay Erciyes Volkanı nın ortasından geçer ve volkanı KD-GB yönünde ayırır. 27

39 4.9 Post-tektonik Birimler Aladağ naplarının yerleşimi Senoniyen de başlamış Eosen de sona ermiştir. Post-tektonik birimlerin oluşum süreci nap yerleşim dönemini içeren paleotektonik ve neotektonik dönemleri kapsamaktadır. Aladağlar Silsilesi ve dolayında Paleosen den başlayarak günümüze değin uzanan zaman aralığı etkin karasallaşma süreci ile güncel epijenik ve hipojenik karstlaşmanın başlayıp devam ettiği bir dönemdir. 28

40 5 JEOMORFOLOJİ 5.1 Giriş Tektonostratigrafik olarak Orta ve Doğu Torosların sınırını oluşturan ve GB-KD doğrultusunda uzanan Aladağlar batı, ve doğudan fluviyal sistemlerce derin bir şeklilde yarılmıştır. Kütlenin üst bölümü ise ortalama yüksekliği 3000 m yi geçen zirve noktaları, bunların arasında yer alan çukurluk ve eski aşınım düzlüklerinden oluşmaktadır. 5.2 Genel Morfolojik Yapı Topografik gradyanın alansal değişimi göz önüne alındığında Aladağlar morfolojik olarak genç (yüksek kotlu, dik topografya) ve olgun (alçak kotlu, yumuşak topografya) bölümleri birlikte içermektedir. Genel olarak, morfolojik olgunluk GB dan KD ya doğru artış göstermektedir. Aladağlar kütlesi ve yakın çevresindeki drenaj sistemlerinin gelişkinlik düzeyi de topografik yüzeyin alçalma eğilimi ile uyumluluk göstermektedir. Genel olarak KD ve D yönüne doğru eğilimli olan kütleyi bu yönde drene eden Zamantı Nehri batıda yer alan Ecemiş Çayı ve güneyde yer alan diğer akarsulardan (Çakıt Çayı vs.) daha gelişmiş bir yapıya sahiptir. Bölgenin KD da (Develidağ güneyi) olgun karst topografyası özelliklerine sahipken, bu alanda yumuşak-olgun bir topografya içinde yuvalanan polye sistemlerinin daha sonra Zamantı drenaj sistemindeki gençleşmeye bağlı olarak buraya bağlandıkları öngörülmüştür. Bu durum, Aladağ kütlesini oluşturan karbonat naplarının GD yönlü eğimi ve buna bağlı olarak yeraltı drenajının genel yönelimi ile uyumludur. Batıda yer alan ve genelde 1500 m kotu dolayında olan Ecemiş Çayı, doğuda yer alan Zamantı Nehri ne (1100 m ile 400 m kotları arasında yerleşik) göre daha zayıf bir gelişim göstermiştir (Şekil 5.1). 29

41 Şekil 5.1. Aladağlar Silsilesi ve dolayının SRTM tabanlı sayısal arazi modeli 5.3 Düden Mağara Kapız Vadi (DMKV) Sistemleri Aladağlar da gerçekleştirilen saha gözlemleri yüzey ve yeraltı drenaj sistemleri arasındaki etkin etkileşimin bir sonucu olarak ortaya çıkan Düden-Mağara-Kapız-Vadi (DMKV) sistemlerinin karstlaşmanın evrimi açısından büyük bir öneme sahip olduğunu göstermektedir. DMKV sisteminin oluşumu karst akiferine allojenik ve/veya otijenik yüzeysel beslenimi sağlayan bir düden ve bu düdenden daha alt kotta, genellikle geçirimsiz bir sınır üzerinde oluşmuş bir mağara (karst kaynağı) bileşenlerini içermektedir. Allojenik ya da otijenik kökenli yüzeysel beslenimin bir düden aracılığı ile karst akiferine girmesini takiben karstik yeraltısuyu ulaşabileceği en derin noktaya doğru hareket etmekte, akiferin bazen yerel, ama çoğunlukla bölgesel doygun zon yayılımına bağlı olarak dolu savak ya da dip savak konumlu kaynaklarından boşalmaktadır. İlgili düden ve mağara arasındaki bu yeraltısuyu akımının yeterince uzun sürmesi halinde iki nokta arasında karstik akım kanalları gelişmekte ve genişlemektedir. Bu süreç ilk aşamada yeraltında çevreye göre bağıl olarak oldukça yüksek hidrolik iletkenliğe sahip bir akım kanalının (conduit) oluşmasını sağlamaktadır. Bu akım kanalı geliştikçe kendi içinde mağaralarda sıklıkla gözlenen- yıkım oluşturmaktadır. Diğer yandan 30

42 Düden ve Mağara arasındaki bölgede uzanan yeraltı akım hattı bir drenaj borusu işlevi üstlenerek yüzeysel sızmayı bünyesinde toplamaktadır. Bu durum, epijenik karstlaşmanın bu hat boyunca hızlanmasını sağlamaktadır. Sonuç, zaman içinde Düden ve Mağara noktaları arasında bir Kapız ın oluşmasıdır. Kapız oluşumundan sonra, sistemin gelişiminde flüviyal aşınma ağırlık kazanmakta ve hemen her zaman dik yamaçlara sahip olan bir ana vadi oluşmaktadır. Aladağlar da Emli, Hacer, Aksu, Karagöl gibi büyük vadilerin tümü DMKV gelişim sisteminin birer ürünüdürler. Bölgede DMKV gelişiminin Kuvaterner döneminde oluşan genç örneklerinden birisi batı yakada, Demirkazık zirvesi altında yer alan Cimbar Boğazıdır (Şekil 5.2). Demirkazık dolayındaki buzul vadilerinden türeyen buzul erime sularının ofiyolitik melanj üzerinde toplanması ile akış aşağıda bulunan karbonatlı kayalar üzerinde bir düden oluşmuş, bu düdenden akifer sistemine giren sular, daha alt kotlarda Bademdere dolayında akiferin Tersiyer yaşlı kırıntılı birimlerce sınırlanması nedeniyle oluşan Cimbar Kaynağından boşalmasına neden olmuştur. Büyük olasılıkla sürekli buzul erimesi ile desteklenen güçlü allojenik beslenimin bir sonucu olarak Cimbar Düdeni ve Cimbar Mağarası arasında gelişen akım sistemi gerek iç gelişimin gücü ve gerekse bu akım kanalına yönelen güçlü yüzeysel sızmaya bağlı epikarstik çözünme sonucu büyük bir hızla yıkıma uğrayarak günümüzde gözlenen kapızı oluşturmuştur (Şekil 5.3-Şekil 5.4). Bu çalışma kapsamındaki gözlemler kapız tipi dik yamaçlı vadi oluşumu için güçlü allojenik beslenim ve buna bağlı karstik akım sistemindeki iç yıkımının yanısıra, güçlü yüzeysel beslenime bağlı hızlı epikarst oluşumunun da gerekli olduğunu göstermektedir. Her iki şartın birlikte mevcut olmadığı durumlarda kapız oluşumu mümkün görünmemekte; yalnızca büyük ve güçlü yeraltı akım kanalları (akarsuları) oluşmaktadır. Demirkazık çevresinde öngörülen yaklaşım ile oluşmuş bir dizi kapız bulanmaktadır (Şekil 5.5). Şekil 5.2. Cimbar Düdeni 31

43 Şekil 5.3. Cimbar Düdeni gelişimine epikarstik tavan çökmesi ile oluşan kapız Şekil 5.4. Eski Cimbar Kaynağı olası konumu ve kaynağı besleyen akım yolu (Cimbar Kapızı) Şekil 5.5, Demirkazık dolayında DMKV sistemi sürecinde oluşan kapızlar 32

44 5.4 Miyosen Taban Topografyası Aladağlar ın KD bölümünde Çamlıca ve Dikme yerleşimleri dolayında yayılan Alt-Orta Miyosen yaşlı çökeller allta bulunan Beyaz Aladağ Birliği ne ait karbonatlar üzerinde uyumsuz olarak yer almaktadırlar (Şekil 5.6). KD ve G de bulunan karasal-denizel Miyosen havzaları ile bağlantılı olarak oluştukları düşünülen bu bölgedeki erken-orta Miyosen çökellerinin çökelimin sonlandığı Orta Miyosen sonrasından itibaren bulundukları bölgenin Zamantı Nehri ve kollarınca henüz yeterince kazılmamış olmasından dolayı varlıklarını koruyabildikleri anlaşılmaktadır. Söz konusu Miyosen çökelleri aynı zamanda üzerledikleri karbonatlı nap birimlerinin Miyosen öncesine ait paleo topografyasının da korunmasını sağlamışlardır. Karbonatlı kayaların Miyosen öncesi paleo topografyasına ait en güzel kesitler Zamantı Nehri boyunca izlenmektedir. Çamlıca dolayında 800 m kotunda uzanan Zamantı Nehir yatağı ile kabaca 1800 m kotunda yer alan Taştekne Mevkii arasında 1000 m dolayında kalınlığa sahip olan bu çökeller altta paleo topografya üzerine oturan bazı yerlerde kanal dolgusu tipli kaba taneli yüksek enerji çökelleri ile bazı yerlerde ise durgun su ortamlarına özgü ince taneli çökeller ile başlamaktadır (Şekil 5.7). Üst kesimlere doğru, havzanın dolmasına bağlı olarak genelde yatay uzanımlı bir yapıya bürünen bu çökeller daha üstlerde Taştekne dolayında- kısa süreli bir deniz girişimini temsil eden plaj çökelleri ve bunları üzerleyen düşük enerjili karasal çökeller ile sonlanmaktadır. Söz konusu çökel serisinin üst kesimlerde yataylığını korumasına karşın denizel kökenli fosiller içermesi Üst Miyosen de gerçekleşen deniz girişiminin bölgesel bir çökme olayının bir sonucu olduğuna işaret etmektedir. Çökellerin günümüzde de yatay konumlarının korunması bu çökelimi takiben gerçekleşen yükselimin de bölgesel karakterli olduğuna işaret etmektedir. Silsilenin diğer bölümlerinde de denizel fosil ve karasal-flüviyal çakıllar ile karşılaşılmış olması, söz konusu çökme ve yükselim olaylarının - beklendiği gibi- bölgesel, yani tüm Toros Dağ kuşağını etkileyen bir niteliğe sahip olduğunu göstermektedir. Şekil 5.6. Çamlıca dolayında Zamantı Vadisi boyunca Aladağ Birliğine ait karbonatlı birimler üzerinde çökelen Miyosen karasal-denizel çökelleri 33

45 Şekil 5.7. Çamlıca dolayında Zamantı Vadisi boyunca Aladağ Birliğine ait karbonatlı birimlere ait Oligosen paleo topografyasının genel görünümü Zamantı Vadisi boyunca gözlenen Oligosen topografyası silsilenin etkin biçimde karasallaşmaya başladığı Orta-Üst Paleosen ile Oligosen arasında önemli düzeyde epijenik karstlaşmaya uğradığını göstermektedir (Şekil 5.8). Miyosen çökellerinin yerleştiği paleo topografyanın en azından Çamlıca dolayında- sahip olduğu 1000 m lik yarılma, yaklaşık 30 My lık zaman dilimini kapsayan söz konusu dönemde Aladağlar Silsilesinde önemli düzeyde bir epijenik karstlaşmanın gerçekleştiğini göstermektedir. Dikme havzasındaki çökelimin uzanımı kabaca bugünkü Zamantı Nehri yatak doğrultusu ile uyumlu olduğunu belirtmektedir. Bu durum en azından- Çamlıca dolayında proto-zamantı Nehri yatağının günümüzdeki ile uyumlu bir rotaya sahip olduğunu göstermektedir. Miyosen çökeliminin iri taneli karasal çökelim ile başlaması ve plaj çökelleri ile sonlanması silsilenin Erken-Orta Miyosen arasında hızla yükselip, alçaldığına işaret etmektedir. Diğer yandan, Miyosen çökellerinin üzerine yerleştiği paletopografyanın 1000 m ye ulaşan yarılma düzeyi ise silsilenin Oligosen sonuna değin olasılıkla deniz düzeyinden 1500 m kadar yükseldiğine işaret etmektedir. Şekil 5.8. Küçüksu dolayında Aladağ Birliğine ait karbonatlı birimler içinde gelişen bir megadolin üzerinde çökelen ince taneli durgun su çökelleri 34

46 5.5 Yüzeysel Karstlaşmanın Alansal Yayılımı Aladağlar ın genelinde yüzeysel karstlaşma alansal olarak önemli farklılıklar göstermektedir. Karst sisteminin derinlerdeki aktifliği ile doğrudan ilgisi olmamakla birlikte yüzeyde gözlenen karstlaşma, epijenik karstlaşmanın güncel yayılımının belirlenmesi açısından önem taşımaktadır. Bu kapsamda silsilenin a) Yahyalı KD sunda uzanan bölümü olgun karst, b) doğuda Ulupınar Vadisinin batısında m kotları arasında uzanan bölge aktif karstlaşma, c) güneyde Karanfildağ dolayında m dolayında uzanan kesimler aktif karstlaşma özellikleri göstermektedir. Diğer yandan, genel olarak 2000 m nin üzerinde uzanan bölümlerde ise aktif güncel karstlaşma gerek geçmiş buzul dönemlerinde epikarst zonunda oluşan tahribat ve gerekse günümüz iklim koşullarından dolayı gözlenmemektedir. Yağmur tipi yağışın yoğun oluşu, çıplak karbonatlı kayalardan oluşan yüzey yapısı, çıplak ya da seyrek çam ağaçlarından oluşan bitki örtüsü güncel ve aktif yüzey karstlaşmasının gözlendiği bölgelerin ortak özellikleridir. 5.6 Aladağlar da Kuvaterner Buzullaşması Aladağlar Silsilesi olasılıkla Kuvaterner dönemindeki tüm buzul hareketlerinden etkilenmiştir. Şekil 5.9 da sunulan -ve belirlenemeyen bir kaynağa ait olan- fotoğraftaki görünüm silsilenin Kuvaterner buzullaşma dönemlerindeki yıl boyu kalıcı kar ve buz örtüsünün yayılımı hakkında genel bir fikir vermesi açısından önemlidir. Kuvaterner süresince gerek Aladağlar Silsilesinde ve gerekse Anadolu nun benzer yükselti aralığındaki diğer kesimlerinde günümüze değin varsayılandan- çok daha şiddetli ve yaygın bir buzullaşmanın etkili olduğu düşünülmektedir. Aladağlar Silsilesinde Kuvaterner buzul dönemleri sırasında kalıcı kar-buz birikimi zaman zaman (örğ. Son Buzul Maksimumu (SBM) döneminde) günümüzdeki etek kotlarına değin (doğuda 1100 m, batıda 1500 m) inmiştir. Buna karşın, kabaca iki milyon yıllık jeolojik geçmiş açısından bağıl olarak- kısa sürede gerçekleşen bu glasiyo-karstik ve glasiyo-flüviyal süreçler gerek silsilenin günümüzdeki şeklini alması açısından ve gerekse silsile genelindeki karstlaşmanın evrimi açısından önemli sonuçlar doğurmuştur. Bu dönemde Miyo-Pliyosen döneminden kalan epikarst silsile genelinde buzul kazıması sonucunda tamamen silinmiş, glasiyal ve periglasiyal süreçler sonucunda yüzeye yakın aktif karstik bacaların önemli bir bölümü büyük oranda tıkanmış, akiferin beslenimi açısından büyük öneme sahip olan üst kotlardaki beslenim buz olarak katı fazda kilitli kalmıştır. Bu durum yüzey ve yeraltı aşınmasını durdurmuş, erozyon süreçleri alçak kotlardaki akarsu açındırması ile sınırlı kalmıştır. Buzul erime ve buzul arası dönemlerdeki akış ana akarsular ve kollarında derin yarılmaların oluşmasına neden olmuştur. Kuvaterner dönemindeki buzullaşmaların 35

47 silsile üzerindeki etki şiddetinin büyüklüğüne ilişkin önemli kanıtlardan birisi Erken Holosen Soğuması sırasında Hacer Vadisi boyunca oluşan 14 km uzunluğundaki vadi buzuludur. Silsilenin günümüzdeki karstik unsurları (kaynaklar, traverten köprüleri vb) Orta Holosen den itibaren etkili olmaya başlayan günümüz iklim koşulları karst sisteminde halen gözlenmekte olan yeniden aktifleşmeyi sağlamıştır. Aşağıdaki bölümlerde Kuvaterner buzullaşmasının silsile üzerindeki etkilerine ilişkin kanıtlar sunulmuştur. Şekil 5.9. Demirkazık dolayının kış aylarındaki görünümü Buz Takkesi yayılım alanı Kuvaterner deki buzullaşma süreçleri, buzul arası dönemler ile bölünen ve geçmişten günümüze Günz, Mindel, Riss ve Würm olarak adlandırılan dört ana buzul dönemini içermektedir. Gerek bu çalışmalar kapsamındaki saha gözlemleri ve gerekse bu çalışmaya paralel olarak sürdürülen bir başka araştırmadan elde edilen veriler SBM döneminde gerçekleşen buzullaşmanın silsilede bir buz takkesinin (ice cap) oluşmasını sağlayacak biçimde şiddetli olduğuna işaret etmektedir. Mevcut yan (lateral) ve uç (terminal) morenlerin bulundukları kotlar dikkate alındığında söz konusu buz takkesinin alt sınırı kabaca 2000 m kotuna değin alçalan bir yayılıma sahip olduğunu göstermektedir (Şekil 5.10). Anılan kot değeri buz takkesinin alt kotunu ya da kalıcı buz sınırını (equilibrium line altitude) yansıtmakta olup, üst kotlardan beslenerek Emli ve Hacer gibi vadiler boyunca sarkan vadi ve etek buzullarının doğuda 1100 m, batıda ise 1500 m kotuna değin uzandıkları anlaşılmaktadır. Söz konusu kot değerleri aynı zamanda topografik engellerden dolayı vadi ve etek buzullarının, ulaşabildikleri yükseltileri tanımlamakta olup, bu gibi engellerin olmaması durumunda buzul dillerinin daha alçak kotlara uzanma potansiyeline sahip oldukları değerlendirilmektedir. 36

48 Yukarıda anılan kalıcı buz sınırını gösteren Şekil 5.10 den Kuvaterner dönemindeki buzullaşmadan yalnızca Aladağlar Silsilesinin değil, aynı zamanda batıda Niğde Masifine ait Üçkapılı Dağın, doğuda Divrik Dağının ve güneyde Karanfildağın etkilenmiş olması gerektiğini göstermektedir. Bu önerme, anılan alanlarda gerçekleştirilen saha gözlemleri ile de doğrulanmıştır. Diğer yandan, yukarıda anılan kalıcı buz sınırı Würm dönemine ait SBM morenlerinin uzanımlarını dayanmakta olup, özellikle Riss dönemindeki buzullaşmada kalıcı buz sınırının daha alt kotlara inmiş olması ve buna bağlı olarak vadi buzullarının daha uzak mesafelere uzanmış olması da olası görünmektedir. Kabaca günümüzden By öncesinde etkili olan Riss dönemi daha sonraki Würm döneminden daha kısa sürmüş olmasına karşın, daha zayıf sıcaklık salınımı içermektedir (Şekil 5.11). Bu nedenle, Riss dönemindeki buzullaşmada düşük sıcaklıklar daha uzun süreler boyunca etkili olmuş ve daha güçlü buzullaşmayı sağlamıştır. İleriki bölümlerde Aladağlar Silsilesinde Kuvaterner buzullaşmasına bağlı olarak buzul kazıma (ablation) ve buzul çökellerinin depolanma alanlarına ilişkin gözlemler sunulmaktadır. Şekil Aladağlar Silsilesi ve dolayında SBM için öngörülen kalıcı buzul sınırı ile silsileyi kaplayan buz takkesinin yayılımı 37

49 Şekil Pleyistosen boyunca atmosferik CO2 salınımı ile buzullaşma dönemleri arasındaki ilişki ( 5.7 Glasiyo-Karst Kazınma Alanları Aladağlar da Kuvaterner buzullaşmalarına ilişkin kazıma yapıları yüksek kotlardaki sirkler ile bunların birleşmesinden oluşmuş (Yedigöller gibi) geniş buzul yataklarını, piramit tepeler ile farklı buzul vadilerinin ayıran sırtlar üzerinde gelişmiş kaya adalarını (arete), özellikle güneye eğimli vadi yamaçlarında ve nispeten düz olan sırtlar üzerinde gelişen geniş ölçekli cilalanmış/yontulmuş yüzeyleri, buzul vadilerini, hörgüç kayaları ve buzul vadilerini içermektedir (Şekil 5.12). Aşağıda bu yapıların yayılımı ve tipik örnekleri hakkında bilgiler sunulmuştur. Kuvaterner buzullaşma süreçleri sırasındaki yoğun donma-çözülme ve buzul kazıması faaliyetleri silsile genelinde daha önce gelişmiş epikarstik zonun tamamen kazınarak silinmesine neden olmuştur. Buzullaşma etkisi altında kalan alanlarda geçmiş epijenik karstlaşmadan günümüze ulaşabilen başlıca yapılar mağaralara ait kafası kesilmiş şaftlar ya da dikine yarılmış akım kanallarıdır (conduit). Diğer yandan, buzul kazıma alanları içinde gözlenen geniş ölçekli çukur alanların büyük bir bölümünün de geçmişteki dolin ve uvala sistemlerin bulundukları alanlarda geliştikleri düşünülmektedir. 38

50 Şekil 5.12.Aladağlar Silsilesinde Kuvaterner buzullaşmaları sırasında kazınmaya uğrayan yüzeylerin genel görünümü 5.8 Glasiyo-Karst Aşınım Yüzeyleri Aladağlar Silsilesinde Kuvaterner buzullaşmasına bağlı olarak oluşan başlıca aşınım yüzeylerine Yedigöller Mevkiinde (Şekil 5.13), buzul vadilerinin kaynak bölgelerinde (Şekil 5.14 Şekil 5.15) ve silsilenin eteklerinde rastlanmaktadır. Bu yüzeylerin tümü ardışık buzul dönemleri boyunca yoğun biçimde kazınarak günümüzde nispeten güçlü ana kaya bölümünün yüzeylenmesini sağlamıştır. Bu yüzeylerin çukur bölümleri yer yer moren depoları ile doldurulmuş olup, yüksek kesimler yer yer cilalanmış olarak korunmuş ya da buzullaşma sonrası bu yükseltide devam etmekte olan donma-çözülme süreçlerine bağlı olarak kısmen parçalanmaya uğramıştır. Söz konusu parçalanmanın başlıca ürünleri cm büyüklüğündeki sivri kenar ve köşeli ve çoğunlukla levhamsı çakıllardır. 39

51 Şekil Yedigöller bölgesinde buzul kazıması ile oluşan yüzeyin genel görünümü Şekil Aladağlar Silsilesi batı yüzünde buzullaşma ile cilalanmış yüzeyler Şekil Solda Harmancık sirkinden sağda Susuz buzul vadisine buzul kazıma ve moren depolanma alanları 5.9 Başlıca Buzul Vadileri Aladağlar Silsilesi genelindeki başlıca buzul vadileri Kuvaterner öncesinde kurulan fluviyokarstik kökenli vadiler üzerinde gelişmişlerdir. Söz konusu buzul vadilerin büyüklüğü ve bu vadiler boyunca gelişen buzullaşmanın şiddeti Kuvaterner öncesi fluviyo-karstik vadilerin büyüklüğü ile orantılı görünmektedir. Büyük oranda Kuvaterner öncesi erozyon süreçleri ile şekillendirilen bu vadilerden başlıcaları batıdan itibaren saat yönünde Emli, Maden Boğazı, Körmenlik, Başyayla, Akçay-Aksu, Hacer ve Karagöl Vadilerini kapsamaktadır. Gerek Kuvaterner öncesi flüviyo-karstik süreçlerin bu yönde yüzey ve yeraltı drenajına bağlı DMKV sistemleri oluşturmamış olması ve gerekse güneş ışınlarının açısından dolayı silsilenin güney yamacı boyunca bu bölümde genel yükseltinin en yüksek değerlere ulaşmasına karşın- buzul vadisi yer almamaktadır. Bu kesimde yalnızca zirve hattına yakın bölümlerde büyük sirk 40

52 yapıları (örneğin. Kokarot Vadisinde) yer almaktadır. Dolayısıyla Kuvaterner buzul vadilerininin büyüklükleri yalnızca beslendikleri yükseltinin büyüklüğü ve akış doğrultuları tarafından değil aynı zamanda miras alınan flüviyo-karstik vadi büyüklüğü ve doğrultusunca kontrol edilmiş görünmektedir. Saha gözlemleri silsiledeki en büyük vadi buzulunun Hacer Vadisi boyunca gerçekleştiğini göstermektedir (Şekil 5.16). Öte yandan, batı yönüne değin gelişmiş olmasına karşın Emli Vadisi de büyüklüğü ile dikkat çekmektedir. Bu vadinin Hacer Vadisine göre daha sınırlı büyüklükte bir buzul beslenim alanına sahip olmasına karşın; anılan vadi ile kıyaslanabilir büyülükte olması, olasılıkla geçmişteki flüviyo-karstik gelişimin bir sonucudur. Silsilenin diğer büyük buzul vadileri olan Aksu-Akçay, Tahtacık ve Karagöl (Şekil 5.17), Çobangediği (Şekil 5.18) ve Kemikli (Şekil 5.19) vadilerine ait görünümler ilgili şekillerde sunulmuştur. Şekil Solda Hacer buzul vadisinin Tekelik Tepe dolayından görünümü, sağda Emli buzul vadisine akış aşağıdan bakış Şekil Askıda kalmış Karagöl buzul vadisine akış aşağıdan bakış 41

53 Şekil Çobangediği buzul vadisine akış yukarıdan bakış Şekil Kemikli buzul vadisine akış yukarıdan bakış 5.10 Poligonal Karstın Yayılımı Gerek Kuvaterner buzullaşmasının yoğun tahribatı ve gerekse buzullaşma öncesi ve sonrası etkili olan periglasiyal ortam koşullarından Aladağlar Silsilesinin üst kesimlerinde klasik karst yüzey şekilleri ile karşılaşılmamaktadır. Bu durum, ilk bakışta silsile genelinde yoğun bir karstlaşmanın oluşmadığı düşüncesini uyandırmaktadır. Bu kapsamda, halen silsilenin Akdeniz kökenli yağışlara açık olan doğu cephesinde 2400 m ile 1800 m kotları arasında uzanan poligonal tipteki yoğun epijenik karstlaşmanın varlığı karst evrimi açısından özel bir öneme sahiptir (Şekil 5.20, Şekil 5.21, Şekil 5.22). Kuvaterner süresince kabaca 2400 m üzerinde uzanan kalıcı buz sınırının hemen altında kalan, kısmen sarkan buzul dilleri ve kısmen de periglasiyal süreçler ile karst yüzey şekillerinin tahribata uğradığı bu kot aralığında SBM sonrasında (son 20 By) belirgin bir epikarst zonunun oluşmuş olması, uygun iklim 42

54 koşullarında yüzeysel karstlaşmanın hızla gerçekleşebildiğini göstermesi açısından önemlidir. Nitekim, sayısal model çalışmaları (örneğin Kauffman and Braun, 2001) bakir bir karbonat akiferinde, uygun koşullar altında etkili bir yeraltı drenaj-akım şebekesinin kurulması için 10,000 yıllık bir sürenin yeterli olduğunu göstermiştir. Poligonal karst yüzey şekilleri ile aynı zamanda silsilenin yoğun yağış alan Karanfildağ ve Emli Vadisi dolayında da karşılaşılmaktadır. Benzer kot aralığına sahip batı ve kuzey bölümlerde bu tip yüzey şekillerinin gelişmemiş olmasının bu alanlarda SBM sonrası yağış miktarının düşüklüğü ile ilgili olduğu sanılmaktadır. Şekil Kargediği Mevkiinde Jura-Kretase karbonatları içinde gelişen poligon karstı Şekil Ziyaret Tepe dolayında Triyas dolomitleri üzerinde gelişen poligon karstı 43

55 Şekil Kemiki Vadisi akış aşağısında Triyas dolomitleri üzerinde gelişen poligon karstı ve yakınlardaki SBM morenleri 44

56 6 MAĞARALAR 6.1 Giriş Mağaralar, sahip oldukları yüksek hidrolik iletkenlik nedeniyle karst sisteminin besleniminde ve gelişiminde önemli role sahiptirler. Bu çalışma kapsamında Aladağlar ve çevresinde toplam 303 mağara ağzı saptanmış bunlardan 217 si detaylı araştırılmıştır. Üst kotlarda toplam araştırılan mağara sayısı 180 dir. Ayrıca bu alanda 86 tane mağara, ağzı tamamen tıkalı olması nedeniyle içine girilerek araştırılamamıştır. Alt kotlarda araştırması yapılan toplam mağara sayısı da 37 dir. Aladağların üst kotlarında gelişen mağaralar genellikle dikey karakterli olup, büyük bölümü günümüzde buzul kazımasından ve donma-çözülme süreçlerinden kaynaklanan moloz malzemesi ile (mağara diyamiktiti) tıkanmış durumdadır. Alt kot olarak belirtebileceğimiz alanlarda -günümüzdeki fluviyokarstik süreçlerin etkili olduğu alanlar- araştırması yapılan mağaraların arasında dikey yönde gelişenler olduğu gibi, geçirimsiz taban seviyesi boyunca uzanan yatay mağaralar da bulunmaktadır. 6.2 Mağaralarının Genel Özellikler Aladağlar da keşfedilen mağaraların alansal dağılımları Şekil 6.1 de, sayısal yükselti modeli üzerindeki dağılımları ise Şekil 6.2 de gösterilmiştir. Keşfedilen ve araştırması yapılan mağaraların büyük bir bölümü Yedigöller Platosu ile bu bölgeden doğuya uzanan sahada yer almaktadır. Bölgenin alansal olarak en büyük karstik kütlesi olan Aladağlar da yoğunlaşan çalışmalarda; bölgenin zor doğa ve morfolojik koşulları araştırmanın yönlenmesinde önemli kriter olmuşlardır. Buna ek olarak mağara oluşumuna uygun özelliklere sahip olan Beyaz Aladağ Birliği ne ait karbonatların, kütlenin orta ve ulaşımı sarp alanlarda yayılım gösterdiği de belirtilebilir. Araştırılan toplam 217 adet mağaranın (Çizelge 6.1) tamamına yakın bölümü dikey yönde gelişmiştir. Mağaraların 16 adedi 100 m yi, 34 adedi ise 50 m yi aşan derinliklere sahiptir (Şekil 6.3). Bununla birlikte söz konusu sayısal dağılımda mağaraların geçirdikleri Kuvaterner buzul süreçleri oldukça etkili olmuştur. 45

57 6.1 Aladağlarda belirlenen mağaraların alansal dağılımı. 46

58 Şekil 6.2 Aladağlarda belirlenen mağaraların sayısal arazi modeli üzerindeki dağılımı. 47

59 Aladağlarda araştırması tamamlanan mağaraların alansal dağılımına bakıldığında (bkz. Şekil 6.1 ve 6.2) alt kotlarda yer alan mağaraların tersine üst kot mağaralarının Yedigöller, Karagöl, Susuz, Kemikli ve Harmancık mevkiilerinde yoğunlaştıkları gözlenmektedir. Detaylı plan ve kesitlerinin EK de yer aldığı mağaraların hemen hemen hepsi dikey yönde gelişmiş ve tabanları yer yer Kuvaterner buzullarının taşıdığı malzeme ve yer yer de fiziksel aşınım ürünleri ile tıkanmıştır. İncelenen üst kot mağaraların tamamına yakın bölümü 2000 m ve üzerindeki giriş kotlarına sahip olup, 3000 m nin üzerindeki kotlarda 120 kadar mağara belirlenmiştir (Şekil 6.4). Öte yandan, mağaraların giriş kotları ile derinlikleri arasındaki ilişkiye bakıldığında ise mağaraların kotları ile derinlikleri arasında doğru bir orantının olmadığı, fiziksel koşullara bağlı olarak özellikle düz alanda yer alan mağaraların tıkanmış olduğu belirtilebilir (Şekil 6.5). Buzul kazıma malzemesi ile tıkanmayan mağaralarda kalın bir doymamış zon içeren bir karst akiferinden beklendiği gibi- derinlik ile giriş kotu arasında nispeten doğrusal bir ilişkinin bulunduğu izlenmektedir. Aladağlar da saptanan mağaraların genel olarak dikey bir gelişime sahip olduğu ve derinliklerinin yerel flüviyal aşınma tabanını oluşturan çevre vadilerin kotlarınca kontrol edildiği anlaşılmaktadır (Şekil 6.6). Örneğin önceki yıllarda ( ) MAD tarafından araştırılmış bulunan Subatağı Mağarası nın derinliği yakınlarında bulunan Ulupınar Vadisi taban kotunca kontrol edilmektedir. Buna karşın, Aladağlar da belirlenen en derin (1400 m) mağara olan Kuzgun Mağarası nın ise yakın dolayında bulunan Hacer Vadisi nden daha derin kesimlere, Ulupınar Vadisi ne doğru yönlendiği saptanmıştır. Aladağlarda keşfedilen bazı derin mağaraların açılmış kesitlerine ilişkin örnekler Şekil 6.7 de sunulmuştur. Keşfedilen ve araştırması yapılan tıkanmamış durumdaki mağaraların büyük bir bölümünün yüzeye yakın kanalları, alt bölümlerine -dar çatlaklı- oranla daha geniş boyutta bulunmaktadır. Bu durum; olasılıkla üst bölümlerde yer alan geniş kanllar daha ılıman, fluviyokarstik süreçlere bağlı gelişmiş iken, dar çatlaklı dikey galeriler hızlı yükselimin sonucudur. Aladağların hemen hemen günümüzdeki yükseltisine ulaştığı Kuvaterner başlangıcından itibaren gerçekleşen buzullaşma dönemlerinde, beslenimin katı fazda buz kilitlenmesinin de dikey akım kanallarının büyümesini sınırlayan bir diğer etken olduğu düşünülmektedir. 48

60 Tablo 6-1 Aladağlarda keşfedilen mağaraların genel özellikleri. Sıra No Kod Bölge Giriş Kotu (m) Derinlik (- m) 1 C213 (Kuzgun) Kemikli Vadisi SUBATAG Ulupınar Vadisi Z1C Ziyaret H-GUL Kemikli Vadisi Y-C01 Yedigöller U-C09 Kozmoz Z47C Ziyaret D1C Divrik H-C100A Dirsek H-KOS Kemikli Vadisi U-C20 Kozmoz U45C (Şahin) Kemikli Sırtı Z92C Ziyaret S2C Susuz-Bozkaya U40C Kozmoz Z82C Ziyaret S1C Susuz-Bozkaya K-C52 Karagöl Sırtı Z71C Ziyaret Z4C Ziyaret K-C44 Karagöl Sırtı Y-C27 Yedigöller Z76C Ziyaret H-C54 Kemikli Vadisi Z78C Ziyaret Z50C Ziyaret S11C Susuz-Bozkaya Z89C Ziyaret Y-C02 Yedigöller Z7C Ziyaret K-C26 Karagöl Sırtı U-C11 Kozmoz Z72C Ziyaret

61 Tablo 6-1 devam ediyor Sıra No Kod Bölge Giriş Kotu (m) 34 Z24C Ziyaret U42C Kozmoz Z26C Ziyaret Z75C Ziyaret H-C59 Kemikli Vadisi Z23C Ziyaret U31C Kozmoz Z90C Ziyaret U34C Kozmoz U13C Kozmoz U-C10 Kozmoz Z80C Ziyaret U-C01 Kozmoz K-C42 Karagöl Sırtı D2C Zamantı Vadisi U21C Kozmoz U48C Kozmoz Z83C Ziyaret Z64C Ziyaret Z77C Ziyaret U39C Kozmoz U35C Kozmoz H-C100C Dirsek Z27C Ziyaret Y-C31 Yedigöller Z9C Ziyaret Z99C Ziyaret Derinlik (-m) 50

62 Tablo 6-1 devam ediyor Sıra No Kod Bölge Giriş Kotu (m) 61 U47C Kozmoz U30C Kozmoz H80C Harmancık K-C43 Karagöl Sırtı H-C17 Çerkezkayası U-C04 Kozmoz Z30C Ziyaret Z8C Ziyaret U16C Kozmoz U15C Kozmoz K-C51 Karagöl Sırtı H-C70 Kemikli Vadisi Z18C Ziyaret S5C Susuz U41C Kozmoz U37C Kozmoz Z42C Ziyaret H-C100B Dirsek Z48C Ziyaret U41AC Kozmoz H-C102 Dirsek Z98C Ziyaret Z6C Ziyaret Z45C Ziyaret Z43C Ziyaret Z21C Ziyaret U-C05 Kozmoz K-C46 Karagöl Sırtı H-C45 Harmancık-Topaktas Z91C Ziyaret Derinlik (- m) 51

63 Tablo 6-1 devam ediyor Sıra No Kod Bölge Giriş Kotu (m) 91 H-C101 Dirsek Y-C21 Yedigöller Z20C Ziyaret S12C Susuz-Bozkaya K-C55 Karagöl Sırtı H-C16 Çerkezkayası Z2C Ziyaret U32C Kozmoz Z41C Ziyaret U27C Kozmoz Z87C Ziyaret Z79C Ziyaret Z73C Ziyaret Z65C Ziyaret Z5C Ziyaret Z49C Ziyaret U19C Kozmoz U-C07 Kozmoz K-C50 Karagöl Sırtı K-C45 Karagöl Sırtı K-C36 Karagöl Sırtı H-C44 Harmancık-Topaktas H-C03 Dirsek Z66C Kozmoz-Ziyaret (arası) Z86C Ziyaret U22C Kozmoz H-C64 Harmancık-Topaktas EH5C D Harmancık platosu Z28C Ziyaret K-C41 Karagöl Sırtı Derinlik (-m) 52

64 Tablo 6-1 devam ediyor Sıra No Kod Bölge Giriş Kotu (m) 121 H-C60 Kemikli Vadisi H-C41 Harmancık H-C20 Harmancık H-C71 Kozmoz Z19C Ziyaret U36C Kozmoz S10C Susuz Y-C24 Yedigöller K-C21 Karagöl Sırtı H-C39P Harmancık H-C14 Harmancık H-C13 Harmancık Z11C Ziyaret YY-C31 Yedigöller K-C35 Karagöl Sırtı H-C05 Harmancık H-C04 Dirsek H-C55 Kemikli Vadisi Z13C Ziyaret Z88C Ziyaret U20C Kozmoz S7C Susuz-Bozkaya K-C25 Karagöl Sırtı S8C Susuz-Bozkaya Y-C05 Yedigöller S9C Susuz-Bozkaya H-C62 Harmancık-Topaktas H-C66 Harmancık-Topaktas H-C19 Çerkezkayası Z62C Ziyaret Derinlik (-m) 53

65 Tablo 6-1 devam ediyor Sıra No Kod Bölge Giriş Kotu (m) 151 Z17C Ziyaret U14C Kozmoz K-C34 Karagöl Sırtı H-C68 Harmancık-Topaktas H-C67 Harmancık-Topaktas Y-C07 Yedigöller U19AC Kozmoz U12C Kozmoz H-C53 Kemikli Vadisi H-C42 Harmancık H81C Harmancık H-C61 Harmancık U24C Kozmoz S3C Susuz-Bozkaya H-C69 Harmancık-Topaktas H-C35 Harmancık H-C12 Harmancık H-C06 Harmancık H-C15P Harmancık U-C03 Kozmoz H-C43P Harmancık-Topaktas H-C62 Harmancık-Topaktas H-C66 Harmancık-Topaktas H-C19 Çerkezkayası Z62C Ziyaret Z17C Ziyaret U14C Kozmoz K-C34 Karagöl Sırtı H-C68 Harmancık-Topaktas H-C67 Harmancık-Topaktas Y-C07 Yedigöller Derinlik (-m) 54

66 Tablo 6-1 devam ediyor Sıra No Kod Bölge Giriş Kotu (m) 157 U19AC Kozmoz U12C Kozmoz H-C53 Kemikli Vadisi H-C42 Harmancık H81C Harmancık H-C61 Harmancık U24C Kozmoz S3C Susuz-Bozkaya H-C69 Harmancık-Topaktas H-C35 Harmancık H-C12 Harmancık H-C06 Harmancık H-C15P Harmancık U-C03 Kozmoz H-C43P Harmancık-Topaktas H-C34 Harmancık H-C28P Çerkezkayası S4C Susuz-Bozkaya K-C59 Karagöl Sırtı H-C37P Harmancık H-C18 Çerkezkayası H-C11 Harmancık K-C29 Karagöl Sırtı Z45C Ziyaret Çamardı Bademdere Dündarlı Çamardı Üçkapılı Çamardı Celaller Ulukışla Ulukışla Darboğaz Ulukışla Gümüş Derinlik (-m) 55

67 Tablo 6.1 devam ediyor Sıra No İlçe Köy Giriş Kotu (m) 188 Ulukışla Tekneçukuru Ulukışla Alihoca Yahyalı Derebağ Yahyalı Yahyalı Yahyalı Sazak Yahyalı Sazak Yahyalı Sazak Yahyalı Ağcaşar Derinlik (-m) 197 Yahyalı Ağcaşar ,5 198 Çamardı Celaller Çamardı Demirkazık Çamardı Çamardı Pınarbaşı Çamardı Pınarbaşı Yahyalı Avlağı ,5 204 Yahyalı Yahyalı Yahyalı Yahyalı Merkez Gümüşler Yahyalı Yahyalı Derebağ Yahyalı Derebağ Merkez Merkez Merkez Merkez Çamardı Çukurbağ Merkez

68 Derinlik (m) Giriş kotu (m) Log Derinlik (m) Sıra No Şekil 6.3 Mağaralarda derinlik dağılımı Sıra no Şekil 6.4 Mağaralarda giriş kotu dağılımı Giriş kotu (m) Şekil 6.5 Mağaralarda derinlik-giriş kotu ilişkisi (Törk, 2008). 57

69 Şekil 6.6 Başlıca derin mağaralar ve bunların çevre vadi konumları ile ilişkisi. 58

70 A B C Şekil 6.7 Bazı derin mağaraların açılmış kesitleri. 6.3 Kuzgun Mağarası Aladağlar da karstlaşmanın dikey yöndeki gelişiminin anlaşılması amacıyla sistem derinliklerine uzanan bir mağaranın keşfedilmesine özel bir önem atfedilmiştir. Yoğun çabalar sonucunda Kemikli buzul vadisinde bir koyun şekilli sırtın akış aşağı bölümünde 2003 yılında keşfedilen mağarada ilk aşamada 400 m, takip eden yıldaki çalışmalarda ise 1400 m derinliğe kadar inilmiştir. Mağaranın ulaşılabilen taban bölümü yoğun ve duraysız çöküntü oluşturan kaya bloklarından oluşmakta olup, yaşamsal riskin büyüklüğü nedeniyle bu mağara üzerindeki çalışmalar bu derinlikte sonlandırılmıştır. Giriş ağzı 2840 m kotunda bulunan mağaranın Ulupınar Vadisinin uzandığı 1100 m topoğrafik kotuna değin uzanma olasılığı 59

71 oldukça yüksektir. Bu durumda mağara 1750 m dolayındaki derinliği ile Türkiye nin bilinen en derin mağarası olma potansiyeline sahiptir. Gelecek yıllarda söz konusu derinliğe ulaşılması durumunda mağara Dünya sıralamasında 3ncü sıraya yükselecektir. Kuzgun Mağarası olasılıkla yakınlarında bulunan 3050 m giriş kotuna sahip olan Şahin Mağarası (Şekil 6.8) ile de bağlantılı olup, her iki mağara arasında bağlantı kurulması amacıyla Şahin Mağarası nda daha kapsamlı araştırmaların yürütülmesine 2008 yılında başlanmıştır. Kuzgun Mağarası gerek gelişimi ve gerekse içerdiği mağara çökelleri açısından Aladağlar da karstlaşmanın gelişimi açısından önemli bilgiler sunmaktadır. Mağaranın yüzeye yakın (-50 m ile 200 m arası) bölümünde yatay ve yataya yakın gelişimli, daha derinlerdeki bölümler ile kıyaslandığında daha geniş ve çökel açısından daha zengin bir yapı hakimdir (Şekil 6.10, 11). Bu bölümü takip eden derinliklerde ise genel olarak hızla derinleşen bir karst sistemine özgü dar galeriler ve yüksek eğimli galeriler ve bacalar ile karşılaşılmaktadır. Kuzgun mağarasının üst bölümlerinde yer alan büyük galerilerin bir bölümü belirgin olarak hidrotermal karstlaşma izleri taşımaktadır. Hidrotermal karstlamaya ilişkin bu kanıtlar arasında en dikkat çekici olanlar, içine insan girebilecek büyüklükteki hidrotermal kalsit nodülleri ve olağanüstü güzellikte ve alışılmadık yapıdaki aragonit gülleridir (Şekil 6.12, 13 ve 14). Söz konusu aragonit güllerinin yoğun magnezyumlu yeraltısuyundan itibaren oluşmuş olma olasılığı bulunmakla birlikte bulundukları ortamdaki diğer çökeller (köpek dişi tipi kalsit çökellleri, hidrotermal nodüller) dikkate alındığında hidrotermal köken öncelik kazanmaktadır. Kuzgun Mağarası nda gerçekleştirilen dikkat çekici bir diğer gözlem; kabaca 2250 m topografik kotuna karşılık gelen derinliklerinde pekişmemiş kırıntılı malzeme içinde iyi korunmuş, Orta Miyosen (Langiyen) yaşlı denizel fosillerin bulunmuş olmasıdır. Saptanan türler (tanımlama Dr. Y. İslamoğlu) Pelecyora (Cordiopsis) islandicoides, Ventricoloidea multilamella, Clausinella suplicata, Cassidaria taurinensis, Melania aquitanica, Euspira cf. catena helicina, Ostrea sp (?), Cardita sp, Crassatella cf. raulini, Melania sp., Turritella sp., pelesipod indet türlerini içermekte olup, Orta Miyosen yaşlı bir sığ deniz ortamına ait oldukları anlaşılmaktadır. Diğer yandan Subatağı Mevkiindeki Miyosen çökelerinden alınan örneklerde ise Terebralia bidentata, Terebralia lignitarum türleri tanımlanmış olup, bunların Erken-Orta Miyosen yaşlı (Burdigaliyen?) lagüner(brakiş)-sığ denizel ortamlara ait olduğu anlaşılmaktadır. Oldukça bol bulunan bu fosillerin mağara içine nasıl taşındıkları konusunda 60

72 net bir görüş belirtmek olanaklı değildir. Söz konusu fosiller mağara girişinin deniz basmasına uğraması ile ilksel olarak taşınmış olabilecekleri gibi, daha sonra ilgili çökellerin erozyon sonucu taşınımı ile de mağaraya ulaşmış olabilirler. Bazı örneklerde kavkı olasılıkla karst yeraltısuyunca- çözünmüş olup, tanımlamalar kalıplardan yapılmıştır. Yine de kavkıların ya da kalıpların tanımlamaya izin verecek ölçüde korunmuş olması ve pekişmemiş malzeme içinde yer almaları erozyon sonucu yakın bir bölgeden taşınmış olma olasılığını güçlendirmektedir. Öte yandan, söz konusu fosiller, taşınım biçimleri ne olursa olsun, Aladağlar ın bu bölümünün de Langiyen deniz girişimi etkisi altında kaldığını göstermesi açısından büyük önem taşımaktadır. 61

73 Şekil 6.8. Şahin Mağarası açılmış kesiti ve planı 62

74 Şekil 6.9.Kuzgun Mağarası açılmış kesiti. 63

75 Şekil Kuzgun Mağarası planı Şekil Kuzgun Mağarası çökellerinden görünüm 64

76 Şekil Kuzgun Mağarası nda dev hidrotermal kalsit nodülleri Şekil Kuzgun Mağarasında hidrotermal kökenli aragonit gülleri 6.4 Buzullaşmanın Mağaralar Üzerindeki Etkisi Aladağlar da Kuvaterner buzullaşmaları daha önce de belirtildiği gibi geçmiş dönemlerde oluşan epikarstik zonu tamamen tahrip etmişlerdir. Söz konusu tahribata ilişkin başlıca yüzey 65

77 şekilleri arasında kafasıkesik bacalar (decapitated shafts) (Şekil 6.14), kesik kanallar (unwalled caves) (Şekil 6.15) ve çatısız mağaralar (unroofed caves) (Şekil 6.16) başlıcalarıdır. Buzullaşma faaliyetleri ayrıca, Aladağlar ın yüksek kotlarında buzullaşma arası dönemlerde aşırı karstik gelişim sonucu yıkılan mağaralara ait kalıntıların da tamamen ortadan kaybolmasına neden olmuştur. Söz konusu mağara kalıntılarına ancak buzullaşmanın etkili olmadığı ya da sınırlı etkiye sahip olduğu alanlarda rastlanmaktadır. Bu kapsamda, Küçüksu Polyesinde, ana düden dolayında yer alan devasa dikit kalıntıları (Şekil 6.17) Kuvaterner öncesi ılıman dönemlerde oluşan karstlaşmanın boyutlarının anlaşılması açısından önemli bir örnek oluşturmaktadır. Aladağlar genelinde kafasıkesik bacalara, buzullaşmanın tüm şiddeti ile etkili olduğu 2400 m kotu üzerindeki yükseltilerde, genellikle yerel ya da genel sırt ya da zirve hatları boyunca karşılaşılmaktadır. Bu bacaların tamamı gerek buzullaşma dönemlerindeki buzul kazıması ve gerekse buzullaşma arası dönemlerdeki donma-çözünme süreçlerinden türeyen kırıntılı malzeme ve/veya yıllık yağıştan arta kalan kar-firn karışı ile tıkanmış durumdadır. Mevcut koşullarda gözlenen bacaların tamamı ile sırt ve zirve hatları boyunca karşılaşılması, söz konusu dolma sürecinin bu alanlarda daha az etkili olmasından kaynaklanmaktadır. Çukur alanlarda kafasıkesik bacalar ile karşılaşılmaması büyük olasılıkla bu alanlardaki bacaların moren ve toprak örtüsü altında kalmasından kaynaklanmaktadır. Buzullaşmanın geçmiş dönemlerde oluşan mağaralar üzerindeki bir diğer etkisi vadi buzullarında buzulun yamaç üzerinde yavaş yavaş oluşturduğu baskının hızla gerçekleşen buzul erime döneminde hızlı bir biçimde ortadan kalkmasından kaynaklanmaktadır. Kayaç kütlesinin stres kaybına aynı hızda ayak uyduramaması nedeniyle vadi duvarları parçalanmakta, bu durum ise duvar yakınlarındaki mağara bölümlerine ait akım kanallarının açığa çıkmasına neden olmaktadır. Bu süreç Aladağlar genelinde geçmiş dönemlerde oluşmuş mağara sistemlerinin tahrip olmasında oldukça etkilidir. Geçmiş dönemlerde oluşan mağara sistemlerinin tahrip olmasında etkili bir diğer süreç olan çatısızlaşma ise buzul erime dönemlerindeki aşırı beslenim sonucu yeraltı akım kanallarının (derelerinin) hızla gelişmesi ve derinleşmesi sonucunda tavan bölümlerinin çökmesini kapsamaktadır. Erime döneminde akım kanallarının hızlı gelişimi aynı zamanda yüzeysel sızmayı oluşan bu yüksek hidrolik iletkenlik zonlarına toplamaktadır. Bu durum ise akım kanalı tavanının aynı zamanda yüzeyden de aşındırılmasına neden olmakta, tavan göçmesi sürecini hızlandırmaktadır. Özetle buzullaşma dönemlerinde, epikarst zonunun hızla tahrip 66

78 olmasına ve mevcut mağara bacalarının büyük oranda kar-buz karışımı ile dolarak tıkanmasına karşın; buzul erimesi, düdenler ile beslenen aktif karst kanallarının daha hızlı biçimde gelişmesine neden olmaktadır. Bununla birlikte, söz konusu gelişim tavan bölümlerinin çökmesi ve oluşan mağara sisteminin tahrip olması ile de sonuçlanabilmektedir. Şekil Aladağnin yüksek kesimlerinde tipik bir kafasıkesik baca örneği (H-C 100-a Mağarası) Şekil Hacer Vadisi yüksek kesimlerinde parçalanmış yamaçlar üzerinde gözlenen kesik akım kanalları 67

79 Şekil Tipik bir çatısızlaşmış mağara örneği olan Cimbar Kapızı nın akış aşağıdan görünümü Şekil Küçüksu Düdeni yakınlarında buzul kazınmasından korunmuş bir dikit kalıntısı 6.5 Mağarataşı U/Th ve ESR Yaşları Kozmojenik moren-ana kaya yaşlarınca belirtilen şiddetli buzullaşmanın karstlaşma ve buna bağlı olarak mağara çökelleri üzerindeki etkilerinin belirlenmesi amacıyla söz konusu çökeller üzerinde U/Th ve ESR tekniklerine dayalı yaş tayinleri gerçekleştirilmiştir (Şekil 6.18). Buzullaşma döneminde yüzeyden sağlanan yeraltısuyu besleniminin katı fazda kilitli kalmasının bu beslenim aracılığı ile mağara çökeli oluşumunu engellemiş olması beklenen bir durumdur. Diğer bir deyişle, mağara çökellerinden elde edilen yaşların buzullaşma dönemleri dışında kalan buzul erime ya da buzullaşma arası dönemlere ait olması beklenmektedir. Silsilenin üst kotlarında yer alan Kuzgun (giriş kotu 2850 m) ve Şahin (giriş kotu 3100 m) mağaralarından alınan çökel örneklerinden 140 By ile 300 By arasında değişen U/Th yaş değerleri elde edilmiştir. Benzer örneklerden elde edilen ESR yaşları ise 40 By ile 220 By 68

80 arasında değişmektedir. Şekil 6.18 de gösterilen B katmanının U/Th ve ESR teknikleri ile belirlenen yaşları ise sırasıyla 144 By (+/- 9 By) ve By (+/ By) olarak belirlenmiştir (Törk, 2008). Bu yaş değerlerinin karşılık geldikleri iklim dönemleri Bölüm te tartışılmaktadır. Şekil U/Th yaş tayini amacıyla kullanılan Kuzgun Mağarasına ait bir mağara çökeli (B bölümü yaşı ~140 By) (Törk, 2008) Yaş bulgularının değerlendirilmesi Yedigöller ve Hacer Vadisinden elde edilen moren ve ana kaya kozmojenik 36Cl yaşları daha önce de belirtildiği gibi EHS dönemine karşılık gelmektedir. Şekil 6.19 de görüldüğü gibi bu dönem önceki buzullaşma dönemleri ile kıyaslandığında çok zayıf bir soğumaya işaret etmekte olup, genel olarak buzullaşma arası zayıf soğuma dönemlerinden birisine karşılık gelmektedir (Törk, 2008). Diğer yandan, elde edilen U/Th yaşları Mindell-Riss buzullaşma arası dönemine, Riss buzullaşma dönemi başlangıcına ve Mindel 3-4 buzullaşma dönemleri arasına karşılık gelmektedir. Riss buzullaşma döneminde oluşan bir örnek ise Riss başlangıcındaki kısa süreli bir ısınma dönemine karşılık gelmektedir. Gerek ESR ve Gerekse U/Th tekniği ile yaş tayini yapılan örneğin ise Riss buzullaşma dönemini takip eden ısınmanın başlangıcında oluştuğu anlaşılmaktadır. U/Th yöntemi ile elde edilen yaşlar örneklerin yoğun miktarda kırıntılı malzeme içermesi nedeniyle geniş bir hata aralığına sahiptir. Bu nedenle diğer bir kısım örnekte ESR yöntemi ile yaş tayini tercih edilmiş olup, elde edilen ESR yaşlarının bir bölümü Mindel 4-Riss ve Riss-Würm buzullaşma arası dönemlerine karşılık gelmektedir. Bazı ESR yaşları ise Riss ve Würm buzullaşma dönemleri arasındaki kısa süreli ısınma dönemlerine karşılık gelmektedir. 69

81 ESR ve U/Th yaş değerlerinden elde edilen sonuçlar karst akiferine olan yüzeysel beslenimin buzullaşma arası dönemlerin yanısıra buzullaşma içindeki kısa süreli ısınma dönemlerinde de gerçekleştiğini göstermektedir. Özellikle buzullaşma içindeki kısa süreli ısınma dönemlerinde mağara çökellerinin oluşmuş olması silsile genelindeki buzullaşmanın oldukça aktif bir dinamiğe sahip olduğu göstermektedir. Diğer bir deyişle, Aladağlar Silsilesinin etkilendiği buzullaşma ve buzullaşma arası dönemlerin Günz, Mindel, Riss ve Würm gibi kaba dönemsel tanımlamalardan çok atmosferik CO 2 değişimi gibi daha ayrıntılı iklim salınım göstergeleri ile uyumlu olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, Riss döneminde dikkate değer sayıda çökel oluşmaması olasılıkla bu buzul döneminin diğerlerinden daha şiddetli olmasının bir sonucudur. Diğer bir deyişle Aladağlar Silsilesi üzerinde 140 ile 200 By önce gerçekleşen Riss buzullaşmasının takip eden Würm buzullaşmasından çok daha büyük bir etkiye sahip olmuş olması güçlü bir olasılık olarak görünmektedir. Şekil Aladağlar Silsilesine ait kozmojenik moren yaşlarının mağarataşı U/Th ve ESR yaşları ile birlikte gösterimi (Törk, 2008) 70

82 7 HİDROJEOLOJİ Aşağıdaki bölümlerde Aladağlar Silsilesinde günümüze değin gerçekleştirilen güncel hidrojeolojik sistem hakkındaki gözlemler karstlaşmanın evrimine ışık tutacak bir biçimde sunulmuştur. 7.1 Genel Beslenim ve Boşalım İlişkisi Aladağlar karstik akiferi genel olarak tüm yönlerden geçirimsiz birimlerce çevrelenmiş büyük oranda izole bir akiferdir (Şekil 7.1). Bu akiferin beslenimi esas olarak silsilenin yüksek kesimlerine düşen, büyük oranda kar şeklindeki yağış aracılığı ile sağlanmaktadır. Akiferin başlıca boşalım noktaları doğuda ve güneydoğuda, Zamantı Nehri ya da kolları üzerinde bulunan akış yukarıdan aşağıya doğru- Yerköprü 1-2 (850 m), Göksu (650 m), Kapuzbaşı (750 m) ve Yerköprü 3 (Küp, (450 m) kaynaklarınca sağlanmaktadır. Bu kaynaklar ofiyolit napı altından tektonik pencere şeklinde yüzeylenen karbonatlı birimler içinde yer almaktadırlar. Bu kaynakların tümünün akifer patlağı şeklindeki bir oluşum süreci sonucunda oluştukları anlaşılmaktadır. Söz konusu kaynaklardan Küp sistemin dip savağını temsil etmekte olup, diğer kaynaklar ara savak niteliğindedir. Silsilenin doğu eteğinde bulunan Ulupınar (Barazama) Kaynakları (1100 m) ise mevsimlik karakterde olup, dolu savak tipi boşalımlardır. Aladağlar akiferini boşaltan diğer kaynaklar yukarıdakiler ile kıyaslandıklarında oldukça zayıf boşalım noktaları oluştururlar. Bu kaynaklar arasında en önemlileri KD bölümde yer alan Derebağ (1450 m), Yahyalı (1200 m) ve Ağcaşar (1100m) Kaynakları ile batıda yer alan Bademdere (1500 m) Kaynağıdır. Bunlardan Derebağ dolu savak, Yahyalı ara savak, Bademdere ve Ağcaşar ise dip savak niteliğine sahiptir. Akiferin ana boşalım bölgesi olan Zamantı Nehri boyunca yer alan ana kaynakların kotlarından doygun zon üst kotunun kuzeyde 850 m ile güneyde 450 m arasında değiştiği anlaşılmaktadır (Şekil 7.2 ve 3). Akarsu kotunun 850 m üzerinde uzanması nedeniyle Yerköprü 1 kaynağının kuzey bölümünde önemli bir boşalım ile karşılaşılmamaktadır. Son on yıl içinde yağış miktarındaki azalamaya bağlı olarak Yerköprü 1 kaynağının boşalım kotunda 10 m ye varan azalma gerçekleşmiştir. Yeraltısuyunun dolaşım derinliği dikkate alındığında traverten çökelten Yerköprü 1-2 ve Küp kaynaklarının derin dolaşım, Göksu, Kapuzbaşı ve Ulupınar kaynaklarının ise sığ dolaşım sistemlerince beslendikleri anlaşılmaktadır. Özyurt (2005) tarafından çoklu izleyici 71

83 kullanımına dayalı olarak gerçekleştirilen çalışmanın sonuçlarına göre ana boşalımların tümünde ortalama yeraltısuyu geçiş süresi (yaş) 20 yıl dolayındadır. Ana boşalım bölgesi olan Zamantı Nehri üzerinde yer alan kaynakların uzun dönem ortalama yıllık boşalımları 1 milyar m 3 dolayında olup, bu boşalımın %50 ye yakın bölümü dip savak konumlu Küp ve dolayındaki kaynaklarca, kalan bölümü ise akış yukarıya doğru azalan biçimde diğer kaynaklarca sağlanmaktadır (Şekil 7.4 ve 5). Bu durum, karstlaşmanın akiferin derinlerine doğru etkin biçimde ilerlediğini göstermektedir. Silsilenin genel yüzey profilinin, Ulupınar ve Zamantı yatak profillerinin ve Kuzgun ve Subatağı mağaraları ile başlıca kaynak konumlarının gösterildiği kesitlerden, akifer sisteminin oldukça derin bir doymamış zona sahip olduğu anlaşılmaktadır. Bu durum, doymamış zonun söz konusu kaynaklar ile ana beslenim alanı olan yüksek kotlar arasında etkin beslenimi sağlayacak biçimde ileri düzeyde karstlaşmaya uğradığını göstermektedir. Aladağlar Silsilesinde karstlaşmanın içsel gelişimi (evrimi) akiferin hidrojeolojik davranışının (yani beslenim-boşalım ilişkilerinin) zaman içindeki değişimine bağlı olarak gerçekleşmiştir. Akiferin beslenim-boşalım ilişkilerinin zamanla değişimi ise başlıca; a) ofiyolit napı sıyrılması ve b) Zamantı nehri boyunca akifer patlaklarının gelişmesince kontrol edilmiştir. Sürecin ilk aşamalarında akiferi drene aden tüm kaynakların, silsilenin bugünkü yamaçları boyunca geliştikleri düşünülmektedir. İlk gelişen kaynaklar günümüzdeki vadi büyüklüklerinden de anlaşılacağı gibi günümüzde mevcut/aktif olmayan- Eski Emli, Eski Hacer ve Eski Göynük Polyesi kaynaklarıdır. Eski kaynakların DMKV sistemleri şeklinde gelişmesiyle ortaya çıkan en büyük vadilerin Emli ve Hacer olması, bu bölgenin karasallaşma başlangıcında daha yüksek olmasından ve ofiyolit napı sıyrılmasının öncelikle bu bölgede (güneyde) başlamış olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. Diğer yandan, günümüzde derin bir vadi sistemi oluşturmamasına karşın, büyük bir traverten çökeli oluşturan KD daki Göynük Polyesi kaynağının da bu dönemde oluştuğu sanılmaktadır. İlk dönemde oluşan bu kaynaklar dip savak karakterlidir. Eski Emli ve Eski Hacer kaynaklarının silsilenin güneyinde sırasıyla batıya ve doğuya doğru olan drenajı sağlamış olmaları silsilenin bu bölümlerinde yüzeysel drenajın (akarsu sistemlerinin) o dönemde kurulmuş olduğunu göstermektedir. Eski Emli kaynağı olasılıkla ilk gelişen DMKV kökenli drenaj sistemidir. Güncel vadi derinlikleri ve gelişim büyüklükleri dikkate alındığında, Eski Emli ve Eski Hacer kaynakları boyunca gerçekleşen ilksel karstik yeraltı drenaj gelişiminin sırasıyla Akçay-Aksu ve Karagöl Vadileri boyunca gelişen drenaj sistemlerince takip edildiği anlaşılmaktadır. İlksel olarak KD 72

84 yönünde, olasılıkla Eski Göynük Polyesi drenaj sisteminin bir parçası olarak kurulan Aksu- Akçay drenaj sisteminin daha sonra doğuya yönelmesinin ise Zamantı Nehrindeki derinleşmeye bağlı olarak gerçekleştiği sanılmaktadır. Söz konusu derinleşme sonucunda Zamantı Nehri boyunca oluşan ilk kaynaklar bu bölgedeki ofiyolit napı erozyonuna bağlı olarak akifer patlağı şeklinde oluşmuşlardır. Diğer bir deyişle, günümüzde de Yerköprü 1-2, Göksu ve Kapuzbaşı gibi kaynakların bulunduğu tektonik pencereler proto-zamantı Vadisi boyunca ilk oluşan kaynakların oluşum alanlarıdır. Bu kaynakların oluşumu ile birlikte söz konusu alana yönelen karstik drenaj ilk aşamada Eski Emli ve Eski Hacer kaynaklarının askıda kalarak dolu savak karakterine bürünmelerine neden olmuştur. Daha sonra, yüzeysel drenaj sistemindeki gelişime bağlı olarak büyük kaynakların Zamantı Nehri üzerindeki akifer patlaklarında toplanmış olması ile Eski Emli ve Eski Hacer kaynakları kurumuştur. Aladağ karbonat naplarının Zamantı Nehrine doğru eğimli olmasının bu yöndeki yeraltı drenejı gelişimini kolaylaştırıcı bir etkisinin olduğu da düşünülmektedir. Kaynakların üzerinde toplanmasını sağlayan Zamantı Nehrinin mevcut rotasında kurulmuş olması olasılıkla karasallaşmanın başlangıcından beri bu hattın topografik olarak alçak konumda bulunmasından kaynaklanmaktadır. Ayrıca, doğu ve batı bölümlerdeki karbonatlı birimlerin yüksek geçirimliliğinden dolayı üzerlerinde yüzey drenaj sistemi geliştirme potansiyelleri zayıftır. Bu potansiyel geçirimsiz karakterli ofiyolit napı ve ofiyolitik melanj birimlerinde daha yüksektir. Karasallaşma başlangıcında ofiyolit napının sıyrılması başladığından drenaj genelde proto- Ecemiş Vadisinden proto-akdeniz e ve proto-zamantı Vadisinden Karsantı Havzası yoluyla- proto-akdeniz e doğrudur. Diğer bir deyişle üst kotlarda örtü sıyrılırken alt kotlarda da Ecemiş ve Zamantı Vadileri gelişmeye başlamıştır. Bu vadilerin o dönemde çukur alanlar oluşturmalarının da tektonik nedenlere bağlı olduğu düşünülmektedir. Proto-Ecemiş ve proto- Ulupınar ın derinleşmesi ve üst kotlardaki ofiyolit napının sıyrılmasıyla DMKV sistemleri olarak Eski Emli ve Eski Hacer kaynakları gelişmiştir. Bu aşamada Zamantı üzerinde Divrik Dağı tektonik pencere olarak açığa çıkmış olmakla birlikte, Eski Emli ve Eski Hacer boşalımlarının daha alt kotlarda gerçekleşmesinden dolayı Divrik Dağı dolayında, bu aşamada kaynak gelişimi olmadığı düşünülmektedir. Silsilenin Karsantı Havzasına yakın olan güney bölümde, bu yönde derin vadi gelişimi ile karşılaşılmaması ilgi çekicidir. Bu durumun karasallaşmanın başlangıcından itibaren Karsantı Havzasının dolmasından kaynaklandığı sanılmaktadır. Diğer bir deyişle doğu ve batı bölümlerde erozyona bağlı kazınma akifer 73

85 patlaklarına bağlı kaynaklar oluştururken Karsantı Havzasındaki ofiyolit napı silsileden türeyen yüzeysel akışın getirdiği kırıntılı malzeme ile doldurulmuştur. Bu bölgede karbonatofiyolit sınırının doğu ve batı sınırlara göre daha yüksek kotta yer alması nedeniyle de söz konusu sınır boyunca dolu savak tipi kaynaklar gelişememiştir. Özetle, silsilenin karasallaşmanın başlangıcından itibaren günümüzdekine benzer bir topografik yapıyı ve topografik gradyanı koruduğu düşünülmektedir. Bu durum silsilenin yükselmesine etkiyen tektonik kuvvetlerin karasallaşmanın başlangıcından itibaren bağıl büyüklük ve etki yönlerini koruduğuna işaret etmektedir. Silsilenin kuzey bölümünde yer alan Suçatı ve Başyayla drenaj sistemleri ilksel olarak KB yönünde kurulmuş, sitemleri daha sonra Zamantı Nehri drenaj sisteminin gelişmesi ile doğuya yönelmişlerdir. Bu durum, silsilenin kuzey bölümünde karasallaşmayı takip eden ilksel drenajın önce KD yönünde Eski Göynük Polyesi kaynağını besleyecek biçimdekurulduğunu göstermektedir. Öte yandan, yeraltı denaj sisteminin evriminde Küp kaynağının oluşumu önemli bir dönüm noktasıdır. Bu kaynağın oluşumu ile Zamantı Nehrinin Karsantı Havzasına doğru olan KD doğrultulu uzanımında, Divrikdağı akış aşağısında bir kırılma oluşmuş, akış GD yönüne dönmüştür. Jeolojik yapının bir sonucu olarak proto-küp kaynağının da dip savak konumlu olduğu değerlendirilmektedir. Küp kaynağının oluşumuna neden olan örtü sıyrılmasının ise Adana Havzasındaki derinleşme ile ilgili olduğu değerlendirilmektedir. Bu derinleşme proto- Seyhan nehri kolunun akış yukarı doğru olan yarma gücünü arttırmış ve kaynağın bir akifer patlağı olarak ilksel oluşumunu sağlamıştır. Anılan derinleşme olasılıkla Aladağlar Silsilesi de dahil olmak üzere tüm Toroslar kütlesini etkileyen genel bir yükselimin bağıl sonucu olmalıdır. Söz konusu olayın Langiyen de başlayan genel yükselim fazının geç Pliyosen dolayındaki bölümünde gerçekleştiğine inanılmaktadır. Kuramsal açıdan Küp kaynağına ulaşan akım yollarının zamanla daha da gelişmesi ile bu kaynağın silsilenin tüm drenajını gerçekleştirecek şekilde büyümesi, buna bağlı olarak üst kotlardaki tüm kaynakların atıl kalarak kuruması beklenen bir durumdur. Bu durumun henüz gerçekleşmemiş olması -yeraltı karst drenajının yüksek gelişim hızı da dikkate alındığında- Küp kaynağının yakın geçmişte oluştuğuna işaret etmektedir. Bu gelişimin geç Pliyosen sonrasında gerçekleştiği düşünülmektedir. Kuvaterner buzullaşmalarından dolayı karstik beslenimin uzun süre katı fazda kilitli kalmasının ise bu kaynağın oluşum sürecini yavaşlattığı düşünülmektedir. Günümüzde doğu bölümü Zamantı Nehrince yarılmış olmakla birlikte 74

86 Aladağlar Silsilesinin doğuda Dikme batıda Dündarlı arasında uzanan bölümü bir tür Pliyosen su bölüm hattı oluşturmaktadır. Bu hattın güneyinde Ecemiş Çayı hafif yatak eğimini koruyarak güneye uzanmakta, Zamantı Nehri yatağında ise ani bir eğim kırıklığı izlenmektedir. Hattın doğusunda Pliyosen çökelleri henüz yıkanmamış halde nispeten olgun bir topografya üzerinde yer almakta olup, batıda da benzer bir görünüm izlenmektedir. Söz konusu çökeller ve tali su bölüm hattının varlığı Akdeniz yönünde gerçekleşen yarılmadaki ani artışın geç-pliyosen de başladığına işaret etmektedir. Olasılıkla Kuvaterner buzul erime dönemlerindeki şiddetli akarsu akışı, yeraltı drenaj sisteminin yeniden aktifleşmesi ve tektonik yükselime bağlı artan hidrolik gradyana bağlı olarak söz konusu yarılmanın oldukça hızlı biçimde gerçekleştiği düşünülmektedir. Akarsu vadilerinin henüz olgunlaşma dönemine geçme eğiliminde olmayan genç görünümlü, dik yamaçları bu görüşü desteklemektedir. Bu kapsamda, özellikle doğuda yer alan İndiresi yatağının Zamantı Nehri ne bağlanan akış aşağı bölümündeki ani derinleşme de dikkat çekicidir. Bu akarsuyun yatak profili anılan derinleşmeye neden olan yarılmanın (ve topografik yükselimin) Kuvaterner döneminde gerçekleşen genç bir süreç olduğunu göstermektedir. Saha gözlemleri Ecemiş Çayı nın Kamışlı dolayında olasılıkla bir DMKV sistemi gelişimine bağlı olarak- Karsantı Havzasınca kapılmasının; Karsantı Havzası batı bölümünde Çakıt Suyunun bir DMKV sistemi ile Adana Havzasına açılmasının bu dönemde gerçekleştiğine işaret etmektedir. Benzer biçimde Bolkardağın kuzey yamaçlarındaki buzul vadilerinin kuzeye Konya Kapalı Havzasınauzanımlı olması dağ yamacındaki Maden Deresi nin Kuvaterner de oluştuğunu, Ulukışla dolayında Konya Kapalı Havzasına doğru olan drenajın ise Pozantı Çayındaki derinleşmeye bağlı olarak Akdeniz yönüne kapıldığını göstermektedir. Sonuç olarak Kuvaterner yükseliminin yalnızca Aladağlar Silsilesini değil yakın dolayını da etkileyen bölgesel bir süreç olduğu anlaşılmaktadır. 75

87 Şekil 7.1. Aladağ karst akiferi ve dolayının genelleştirilmiş hidrojeoloji haritası (Özyurt 2005 ten) 76

88 Şekil 7.2. Aladağlar Silsilesi doğu bölümünde başlıca karst kaynakları, mağaralar ve doymamış zon kalınlığını gösteren B-D uzanımlı kesit (Klimchouk vd., 2006) Şekil 7.3. Aladağlar Silsilesi doğu bölümünde başlıca karst kaynakları, mağaralar ve doymamış zon kalınlığını gösteren GB-KD uzanımlı kesit (Klimchouk vd., 2006) 77

89 Kümülatif A kifer Hacmi (Mm3) Hacim (Mm3) Eksponansiyel Hacim Piston Hacim Toplam Hacim Yerköprü-3 Göksu Kapuzbaşı Yerköprü-1/2 Şekil 7.4. Aladağ karst akiferi doğu bölümü kaynaklarının aktif rezervuar hacimlerinin farklı akım bileşenli türler arasındaki dağılımı (Özyurt 2005 ten) Küm. Hacim(Mm3) = * Kot(m) R 2 = Kot (m) Şekil 7.5. Aladağ karst akiferi doğu bölümü kaynaklarının aktif rezervuar hacimleri ile bulundukları yükselti arasındaki ilişki (Özyurt 2005 ten) 7.2 Asılı Kaynaklar ve Traverten Köprüleri Tektonik ve hidrolojik rejim açısından duraylı havzalarda geniş bir alandaki yağışın tek bir boşalım noktasına toplanmasından dolayı kaynakların bulunduğu noktadaki karstik derinleşme (yarılma) hızı akarsu yarılma hızından çoğunlukla daha yüksektir. Bu durumun bir sonucu olarak kaynak ağızları akarsu kotunda yer almakta,bazı durumlarda da boşalım akarsu yatağı tabanında gerçekleşmektedir. Bu çerçevede, Aladağlar Silsilesinde günümüzdeki etkin drenajı sağlayan Yerköprü 1 ve 2, Göksu, Kapuzbaşı ve Küp kaynaklarının tümünün akarsu 78

90 yatağından 10 m ile 15 m yukarıda yer almaları ilgi çekici bir durumdur (Şekil 7.9 ve 10). Bu durumun Aladağlar Silsilesinde, Kuvaterner deki buzullaşma dönemlerinde karstik beslenimin katı fazda kilitli kalması nedeniyle kaynak boşalımlarının azalmasından/durmasından buna karşın, buzul eteklerindeki erimeden dolayı Zamantı Nehrinin bulunduğu alçak kotlarda (günümüzde 1100 m ile 400 m arası) yüzelsel akışın kısmen de olsa sürdürülmüş olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. Kaynak ve akarsu kotları arasındaki farklılığa katkıda bulunan olası bir diğer sürecin ise buzul erime dönemlerinde oluşan şiddetli akarsu akışı olduğu değerlendirilmektedir. Yeraltısuyunun oksijen-18 izotop içeriğine dayalı değerlendirmeleri günümüzde yeraltısuyunun ortalama beslenim yükseltisinin 1800 m ile 2000 m aralığında olduğunu göstermektedir (Özyurt, 2005). Bu değer, kabaca 1100 m ile 3700 m arasında uzanan silsilenin ortalama yükseltisi olan 2400 m dolayına oldukça yakındır. Öte yandan, buzullaşma dönemlerinde kalıcı buz sınırının 2100 m kotu dolayına inmiş olması, beslenimin 1100 m ile 2100 m arasındaki kot aralığına hapsedilmesine neden olmuştur. Kalıcı buz sınırının eteklerinde etkili olan periglasiyal koşulların söz konusu aralığı daha da daraltmış olması beklenen bir durumdur. Buzullaşma dönemlerinde, beslenimde ardışık yıllardaki sürekli azalmanın beklenen bir diğer sonucu ise doygun kalınlığın sürekli azalmasıdır. Bu azalmanın akış yukarıdaki kaynakların kurumasına, akış aşağıdaki kaynaklarda ise debinin önemli oranda azalmasına neden olduğu düşünülmektedir. Günümüzdeki bağıl debi büyüklükleri dikkate alındığında buzullaşma döneminde Yerköprü 1 ve 2 gibi kaynakların tamamen kuruduğu, Kapuzbaşı ve Göksu gibi kaynakların mevsimlik akışa sahip olduğu, Küp gibi kaynaklarda ise sınırlı bir boşalımın gerçekleştiği sanılmaktadır. Aladağlar Silsilesinde derin yeraltısuyu akımınca beslenen Yerköprü 1 ve 2 ile Küp (Yerköprü 3) kaynaklarınca Zamantı Nehri üzerinde oluşturulan traverten köprüleri günümüzde yataktan 5 m ile10 m kadar yukarıda yer almaktadır (Bayarı, 2002). Bu durum, mevcut kaynak kotları ile akarsu yatak kotları arasındaki farkın bir sonucudur. Anılan travertenden çökellerinden Yerköprü 1 ve 2 tek kademeli bir oluşum görüntüsüne sahip olup, olasılıkla SBM ndan sonra Holosen de çökeldikleri kanısını uyandırmaktadır. Diğer yandan, sistemin en düşük kotlu boşalımı olan Küp kaynağında, mevcut çökellerden 20 m ile 30 m kadar daha yukarıda traverten çökelleri ile karşılaşılmaktadır. Farklı kademelerde yer alan bu çökellerin olasılıkla Holosen ve Würm-Riss buzullaşma arası dönemlerde oluştukları düşünülmektedir. 79

91 Şekil 7.6. Ulupınar (Topaktaş) Dere yatağının 10 m ile 20 m yukarısından boşalmakta olan Kapuzbaşı kaynakları Şekil 7.7. Zamantı Nehri yatağından 15 m kadar yukarıdan boşalan Yerköprü-1 kaynağı ve aktif traverten oluşumu 80

92 7.3 Traverten Çökelleri Aladağlar Silsilesinin Göynük Polyesi ve Hacer Vadisi akış aşağısındaki eski traverten çökelleri geçmişteki güçlü ve derin dolaşıma sahip yeraltısuyu boşalım noktalarını işaret etmeleri açısından önemlidirler (Şekil 7.11 ve 12). Bunlarda Göynük Polyesi traverteni daha yaşlı bir görünüme sahiptir. Saha çalışmaları sırasında her iki travertenin de çökelimini sağlayan kaynak konumları hakkında güvenilir kanıtlara ulaşılamamıştır. Hacer Vadisi traverteni kısmen morenlerce örtülmüş olup, bu durum oluşumun Erken Holosen ya da SBM öncesinde gerçekleştiğine işaret etmektedir. Bununla birlikte, Eski Hacer Kaynağınca çökeltildiği düşünülen travertenin yaşı hakkında elde kesin veri bulunmamaktadır. Hacer Vadisi boyunca gerçekleştirilen gözlemler vadinin akış yukarı bölümünde bu tür bir traverten çökelimini oluşturabilecek güçlü bir karst kaynağını besleyebilecek akım kanallarının mevcut olduğunu göstermektedir (Şekil 7.13 ve 14). Şekil 7.8. Eski Göynük Polyesi Kaynağınca çökeltilmiş fosil traverten deposu 81

93 Şekil 7.9. Eski Hacer Kaynağınca çökeltilmiş fosil traverten deposu Şekil Hacer Vadisi akış yukarısında vadi duvarlarında yer alan ve Eski Hacer Kaynağını beslediği düşünülen akım kanalları 82

94 Şekil Hacer Vadisi akış yukarısında yer alan ve Eski Hacer Kaynağını beslediği düşünülen akım kanalı 7.4 Yeraltısuyu Kabuksal Helyum İçeriği Aladağlar Silsilesinde karstlaşmanın evrimine yönelik veriler ve değerlendirmeler, bölgenin özellikle Langiyen den günümüze oldukça hızlı bir biçimde yükselmekte olduğunu göstermektedir. Gerek jeolojik yapıya ve gerekse de bölgesel sismik aktiviteye ilişkin bu gözlemleri destekleyen bir diğer veri kaynağı da yeraltısuyunun kabuksal helyum içeriğidir. Yeraltısuyundaki helyumun başlıca kaynakları atmosfer, kabuktaki radyojenik elementler ve mantodur. Havzanın çeşitli kaynaklarından alınan örneklerin helyum içeriği (Özyurt, 2005) Bademdere, Göksu, Kapuzbaşı, Yerköprü 1 ve 2, Yahyalı ve Ayranpınarı (Ulupınar Vadisi) gibi kaynakların yüksek düzeyde radyojenik ve primordiyal (manto kökenli) helyum içerdiğini göstermektedir (Şekil 7.15). Bademdere kaynağında gözlenen helyum içeriğinin Ecemiş Fayı aktivitesi ile ilişkili olduğu düşünülmektedir. Benzer biçimde, Ayranpınarı kaynağında gözlenen yüksek değerin Ulupınar Vadisi boyunca uzanan fay ile ilişkili olması olası görünmektedir. Buna karşın, Zamantı Nehri boyunca yer alan Yerköprü 1-2 ve Göksu kaynaklarında gözlenen değerlerin bilinen bir tektonik yapı ile ilişkilendirilmesi mümkün değildir. Bu kaynaklarda gözlenen değerlerin ofiyolit napı altında uzanan eski ve aktif olmayan bir tektonik hat ile ilişkili olduğu sanılmaktadır. 83

95 Soğukpınar Kapuzbaşı Bademdere Göksu Yerköprü-1 Yerköprü-2 Yahyalı Ağcaşar Kapuzbaşı Yerköprü-1 Yerköprü-2 Yerköprü-3 Yahyalı Ayran P. Alimpınarı Kapuzbaşı Yerköprü-1 Yerköprü Atmosferik Fazla Hava Radyojenik+Primordiyal Şekil Aladağ karst akiferinin başlıca boşalımlarında gözlenen helyum içeriğinin kökenlere göre yüzde dağılımı (Özyurt 2005 ten) 84

96 8 SONUÇLAR Aladağlarda epijenik (yüzeysel kökenli) karstlaşma; kütlenin etkin biçimde karasallaşmaya başladığı Paleosen döneminden itibaren gerçekleşmeye başlamıştır. Kuvaterner buzullaşmaları süresince Aladağların 2400 m ve üzerindeki kotlarında buz takkesi oluşmuş, takkeden sarkan vadi buzulları batıda 1500 m, doğuda 1100 m kotuna değin inmişlerdir. Kuvaterner dönemi buzullaşma faaliyetleri sonucunda yüksek kotlardaki epikarst zonu tamamen silinmiş, oluşan morenler buzul çanaklarında, sirklerde, vadilerde ve silsile eteklerinde depolanmıştır. Aladağ kütlesinin üst kotlarında epikarst zonunun tamamen tahrip olmasına neden olan Kuvaterner buzullaşmaları, çok sayıda mağara sisteminin üst bölümlerinin de yok olmasına neden olmuştur. Buzullaşma süreçlerine bağlı olarak pek çok mağaranın kafa bölümleri kesilmiş, vadi yamaçlarına paralel gelişen mağaralarda ise duvar yıkılmaları gerçekleşmiştir. Karbonatlı birimler ile geçirimsiz birimler sınırında yer alan düdenlerden itibaren gelişen düden-mağara sistemlerinin buzul erime dönemlerindeki yoğun allojenik beslenim sonucu hızla geliştikleri, bu gelişime bağlı olarakta tavan bölümlerinde hızlı göçmelerin oluştuğu izlenmektedir. Bu süreç düden-mağara sistemlerinde kapızlara, kapızların da zamanla flüviyal vadilere dönüşmesini sağlamaktadır. Düden-mağara-kapız-vadi sistemlerinin (örğ. Cimbar Kapızı) silsile genelindeki karstlaşmanın gelişiminde önemli unsurlar oldukları gözlenmektedir. Bu tür yapıların Kuvaterner öncesi dönemlerde de geliştikleri anlaşılmaktadır. Buzullaşma dönemlerinde karstik erozyon yavaşlamış ya da durmuştur. Ancak buna karşın; kar-buz erimesi ve alt kotlardaki yağış katkısıyla akarsu akımının sınırlı düzeyde de olsa sürdürülmesi, akarsu yataklarındaki flüviyal erozyonun devam etmesini sağlamıştır. Bu durumun bir sonucu olarak Zamantı Nehri ve kolları üzerinde yeralan ve karst sisteminin başlıca boşalımlarını oluşturan kaynaklar akarsudan 10 m ile 15 m yukarıda askıda kalmışlardır. 85

97 Mağarataşı örneklerinden elde edilen U/Th yaş değerleri 567 By ile 4 By arasında değişmekte olup, örneklerin önemli bölümünün 300 By ile 150 By arasındaki buzullaşma-arası dönemlerde oluştukları belirlenmiştir. En yaşlı örnek Günz-Mindel-1 arası buzullaşma dönemine, en genç örnek ise Geç Holosen dönemine aittir. Diğer örnekler ise Mindel-1 ile Riss buzullaşmaları arasındaki dönemlere aittir. Aladağlarda radyometrik yaşlandırma yapılan örneklerde Würm ün buzullaşma-arası dönemlerine ait mağara çökeli ile karşılaşılmamıştır. Mağara araştırmalarına yönelik yürütülen çalışmalarda Aladağ kütlesinin üst kotlarında ve çevresinde toplam 303 adet mağara saptanmıştır. Bu mağaralardan 217 sinin detay araştırması yapılmıştır. Üst kotlarda toplam araştırılan mağara sayısı 266 dır. Bunların 180 inin detay araştırması yapılmıştır. Geri kalan 86 adet mağara ise, ağzı tamamen tıkalı olması nedeniyle içine girilerek araştırılamamıştır. Alt kotlarda fluviyo karstik alanlar- araştırması yapılan toplam mağara sayısı da 37 dir. Aladağların üst kotlarında gelişen mağaralar genellikle dikey karakterli olup, büyük bölümü günümüzde buzul kazımasından ve donma-çözülme süreçlerinden kaynaklanan moloz malzemesi ile (mağara diyamiktiti) tıkanmış durumdadır. Alt kot olarak belirtebileceğimiz alanlarda m altı- ve günümüzdeki fluviyokarstik süreçlerin etkili olduğu alanlar- araştırması yapılan mağaraların arasında dikey yönde gelişenler olduğu gibi, geçirimsiz taban seviyesi boyunca uzanan yatay mağaralar da bulunmaktadır. Aladağlarda keşfedilen en derin mağara Kuzgun Mağarası olup, bir koyun sırtı yapısının gerisinde yer alması nedeniyle tıkanma süreçlerinden etkilenmeksizin korunabilmiştir. Mağara da 1400 m derinliğe inilmiş, göçüntülerin yaşamsal tehlike yaratması nedeniyle ilerleme faaliyetleri durdurulmuştur. 86

98 Kuzgun Mağarasındaki dikkat çekici başlıca gözlemler hidrotermal karstlaşmaya ait metrik büyüklükteki kalsit nodüllerini ve Orta Miyosen denizel fosil depolarını içermesidir. Hidrotermal nodüllerin varlığı Erken Eosen deki hipojenik süreçlerin silsilenin yüzey bölümlerine değin etkili olduğunu göstermeleri açısından önemlidir. Diğer yandan, denizel Miyosen fosillerinin varlığı ise silsilenin üst kotlarını da kapsayan geniş bölümlerinin kısa süreli de olsa deniz girişiminden etkilendiğini göstermektedir. Yaygın karen ve dolin oluşumlarını içeren poligonal karst alanlarının varlığı, uygun iklim koşulları altında tamamen tahrip olmuş epikarstın jeolojik açıdan bağıl olarak kısa bir zaman diliminde yeniden oluşabileceğini göstermektedir. Bu alanlardaki hızlı epikarst gelişiminin Akdeniz kökenli yoğun yağış girdisinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Yüksek dağlık alandaki karst ve mağara araştırmaları bu yükseltide iklim koşullarında çalışma potansiyeline sahip yoğun bir insan gücü gerektirmektedir. Bu nedenle ülkemizde gelecekte bu yönde araştırmalar yürütülebilmesi; ilgili kurumların anılan koşullarda çalışma yapabilecek insan gücü potansiyellerini geliştirmeleri gerekmektedir. Türkiye genelinde dağlık karst alanlarının yaygınlığı dikkate alındığında bu yöndeki çalışmaların hızla gerçekleştirilmesinin gerekli olduğu düşünülmektedir. 87

99 9 DEĞİNİLEN BELGELER Anbar G., 2006, Mağara çökellerinin elektron spin rezonans yöntemi ile incelenmesi, Yüksek Mühendislik Tezi, Hacettepe Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara, 73s. Akay, E., Uysal, Ş.,1988, Orta Toroslar ın post-eosen tektoniği, MTA Dergisi, 108, Bayarı, C.S., 2002, A rare landform: Yerköprü travertine bridges in the Taurids karst range, Turkey, Earth Surface Processes and Landforms, 27, Bayarı, C.S., Zreda, M., Ciner, A., Nazik, L., Tork, K., Ozyurt, N.N., Klimchouk, A., Sarıkaya, M.A., 2003, The extent of Pleistocene ice cap,glacial deposits and glaciokarst in the Aladaglar Massif: Central Taurids Range, Southern Turkey, XVI Inqua Congress, Paper #55360, XVI Inqua Congress, Reno Nevada USA, July 2003, Abstracts, pp Bayarı, C.S., Gunay, G., 1995, Combined use of environmental isotopic and hydrochemical data in differentiation of groundwater flow patterns through the Aladag karstic aquifer-turkey. Application of Tracers in Arid zone Hydrology, IAHS Publication No. 232, IAHS, Wallingford, UK, pp Bayarı, C.S., 1991, Aşağı Zamantı Havzası (Aladağlar) Karst Hidrojeolojisi İncelemesi, Doktora Tezi, Hacettepe Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Ankara, 164 s. Bayarı, C.S. and Gürer, İ., 1993, Hydrogeology of the reservoirs planned in Lower Zamantı Basin and karst related problems, DOĞA: Turkish Journal of Earth Sciences, vol 2, Bayarı, C.S., Kurttaş,T., Temel,A., Tezcan,L, Ekmekçi, M., Tunoğlu, C., 1995, Aşağı Zamantı Havzası (Aladağlar) Karstik Traverten Çökellerinin Hidrojeokimyasal- Jeokimyasal İncelenmesi. TÜBİTAK-YBAG-108, Ankara, 121 s. Blumenthal, M.M., 1952, Das taurische Hochgebirge des ladag, neuere Forschungen zu seiner Geographie, tratigraphie und Tektonik. Bulletin of Mineral Research nd Exploration, 6, 136 pp. Blumenthal, M.M., 1956, Geology of northern and estern Bolkardag region (in Turkish). Bulletin of ineral Research and Exploration, 7, 153p. 88

100 Ciner, A., Zreda, M., Bayari, S., Sarikaya, M.A., Late Quaternary glacial deposits of Turkey, 6th International Conference on Geomorphology, 7-11 September, 2005, Zaragoza-Spain. Abstracts Volume, p.3. Ciner, A., Zreda, M., Sarikaya, M.A., Bayari, S., 2004, La Repartition Des Glaciations Quaternaires En Turquie, Reunion des sciences del la terre, Joint Earth Sciences Meeting, Societe Geologique de France Geologische Vereinigung, Septembre 2004, Strabourg France. Çiner A, Zreda M, Sarıkaya MA, Bayarı CS, Özverim T, 2003, Kozmojenik (36Cl) yaş tayini yönteminin Türkiye Kuvaterner buzul çökellerine uygulanmasi ve ön veriler, Türkiye Kuvaterneri Çalıştayı, 23 Mayıs 2003, İTÜ, İstanbul, 7s. Çevrim, M., Echle, W., Friedrich, G., 1986, Aladağlar da paleokarstlaşmaya bağlı Zn-Pb mineralizasyonu, Türkiye Jeoloji Kurumu Bülteni, C.29, Erol, O., 1999, A geomorphological study of the Sultansazligi lake, central Anatolia, Quaternary Science Reviews, 18, Görür N. (1998): Türkiye nin Triyas-Miyosen Paleocoğrafya Atlası, İTÜ-MTA Ankara, 55 s. Kauffman, G., and Braun, J., 2001, Modelling karst denudation on a synthetic landscape, Terra Nova, 13 (5), Klimchouk A, Bayari CS, Nazik L, Tork K (2006) Glacial destruction of cave systems in high mountains, with special reference to the Aladaglar massif, Central Taurids, Turkey. Acta Carsol 35(2): Klimchouk,A., Kasjan,Yu., Samokhin, G., Nazik,L., Bayari,S., Tork,K. and Ozel E., 2006 Kuzgun Cave in the Aladaglar Massif, Turkey: recent developments and the perspectives. Abstracts, 2nd Middle-East Speleology Symposium, Lebanon, April 21-23, pp Koçyiğit, A., Beyhan, A., 1999, A new intracontinental transcurrent structure: the Central Anatolian Fault zone, Turkey, Tectonophysics 284, Koçyiğit, A., Erol, O., 2001, A tectonic escape structure: Erciyes pull-apart basin, Kayseri, central Anatolia, Turkey, Geodinamica Acta, 14,

101 Özgül, N., 1984, Stratigraphy and Tectonic evolution ofthe central Taurides: O. Tekeli ve M.C. Göncüoğlu (Ed), Geology of the Taurus Belt: Procceedings Int. Sym., sept., Ankara, Turkey, P Özgül, N., 1976, Torolar ın bazı temel jeoloji özellikleri, Türkiye Jeoloji Kurumu Bülteni, C.19, Özyurt, N.N., 2005, Aladağ (Kayseri-Adana) Karstik Akiferinde Yeraltısuyu Geçiş Zamanı Dağılımının İncelenmesi, Doktora Tezi, Hacettepe Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara, 273s. Tekeli, O., 1980, Toroslar da Aladağların Yapısal Evrimi. TJK Bülteni, c.23, Tekeli, O., 1981, Toroslarda Aladağ Ofiyolitli Melanjının Özellikleri. TJK Bülteni, c.24, Tekeli, O., Aksay, A., Ürgün, B.M. and Işık A.,1984. Geology of the Aladağ Mountains. Geology of the Taurus Belt, Proceedings Int. Sym., September, Ankara-Turkey. Toprak, V. and Göncüoglu, M.C., 1993, Tectonic control on the development of Neogene- Quaternary Central Anatolian Volcanic Province, Turkey: Geological Journal, 28, Törk, K., 2008, Aladağlarda (Niğde, Kayseri, Adana) buzullaşma evrelerinin karstlaşma üzerindeki etkileri, Doktora Tezi, Hacettepe Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara, 140 s. Yetiş, C., New Observation on the age of the Ecemiş fault: International symposium on the Geology of the Taurus Belt (1984), MTA Ankara, , Zreda M, Ciner A, Sarikaya MA, Bayari CS, 2003, Glaciers And Late Quaternary Glacial Deposits Of Turkey, XVI INQUA Congress, Paper #55388, XVI INQUA Congress, Reno Nevada USA, July 2003, Abstracts, pp. 72. Zreda, M., Çiner, A., Bayarı, S. and Sarıkaya, A., 2004, Magnitude of Quaternary Glaciers and Glaciations from Low to High Latitudes: Global or Local Dominant Controlling Factors, TÜBİTAK NSF JOINT PROJECT, Zreda Marek (Principal Investigator), Final Report, 86p. 90

102 Zreda M, Ciner A, Bayari CS, Sarikaya A, 2005, Remarkably extensive early Holocene glaciation in Turkey. EGU 2005, Vienna, Austria, April 2005, Geophysical Research Abstracts vol 7, no

103 MAĞARA EKLERİ 92

104 93

105 94

106 95

107 96

108 97

109 98

110 99

111 100

112 101

113 102

114 103

115 104

116 105

117 106

118 107

119 108

120 109

121 110

122 111

123 112

124 113

125 114

126 115

127 116

128 117

129 118

130 119

131 120

132 121

133 122

134 123

135 124

136 125

137 126

138 127

139 128

140 129

141 130

142 131

143 132

144 133

145 134

146 135

147 136

148 137

149 138

150 139

151 140

152 141

153 142

154 143

155 144

156 145

157 146

158 147

159 148

160 149

161 150

162 151

163 152

164 153

165 154

166 155

167 156

168 157

169 158

170 159

171 160

172 161

Temel Kayaçları ESKİŞEHİR-ALPU KÖMÜR HAVZASININ JEOLOJİSİ VE STRATİGRAFİSİ GİRİŞ ÇALIŞMA ALANININ JEOLOJİSİ VE STRATİGRAFİSİ

Temel Kayaçları ESKİŞEHİR-ALPU KÖMÜR HAVZASININ JEOLOJİSİ VE STRATİGRAFİSİ GİRİŞ ÇALIŞMA ALANININ JEOLOJİSİ VE STRATİGRAFİSİ ESKİŞEHİR-ALPU KÖMÜR HAVZASININ JEOLOJİSİ VE STRATİGRAFİSİ İlker ŞENGÜLER* GİRİŞ Çalışma alanı Eskişehir grabeni içinde Eskişehir ilinin doğusunda, Sevinç ve Çavlum mahallesi ile Ağapınar köyünün kuzeyinde

Detaylı

Akdeniz in Pleyistosen Deniz Düzeyi Değişimlerini Karakterize Eden, Çok Dönemli-Çok Kökenli Bir Mağara: Gilindire Mağarası (Aydıncık-İçel)

Akdeniz in Pleyistosen Deniz Düzeyi Değişimlerini Karakterize Eden, Çok Dönemli-Çok Kökenli Bir Mağara: Gilindire Mağarası (Aydıncık-İçel) Akdeniz in Pleyistosen Deniz Düzeyi Değişimlerini Karakterize Eden, Çok Dönemli-Çok Kökenli Bir Mağara: Gilindire Mağarası (Aydıncık-İçel) The Cave With Multiple-Periods And Origins Characterizing The

Detaylı

KARBONATLI KAYAÇLAR İÇERİSİNDEKİ Pb-Zn YATAKLARI

KARBONATLI KAYAÇLAR İÇERİSİNDEKİ Pb-Zn YATAKLARI KARBONATLI KAYAÇLAR İÇERİSİNDEKİ Pb-Zn YATAKLARI Katman (tabaka) uyumlu Pb-Zn yatakları Cevher, çok kalın karbonatlı istifler içerisinde bulunur. Katman, mercek, damar, karstik boşluk dolgusu şekillidir.

Detaylı

Masifler. Jeo 454 Türkiye Jeoloji dersi kapsamında hazırlanmıştır. Araş. Gör. Alaettin TUNCER

Masifler. Jeo 454 Türkiye Jeoloji dersi kapsamında hazırlanmıştır. Araş. Gör. Alaettin TUNCER Masifler Jeo 454 Türkiye Jeoloji dersi kapsamında hazırlanmıştır. Araş. Gör. Alaettin TUNCER 07.07.2015 MASİF NEDİR? Yüksek basınç ve sıcaklık şartlarından geçmiş, kökeni sedimanter kayaçlara dayanan,

Detaylı

MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ MTA DOĞAL KAYNAKLAR VE EKONOMİ BÜLTENİ YIL : 2012 SAYI : 14

MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ MTA DOĞAL KAYNAKLAR VE EKONOMİ BÜLTENİ YIL : 2012 SAYI : 14 MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ MTA DOĞAL KAYNAKLAR VE EKONOMİ BÜLTENİ YIL : 2012 SAYI : 14 TÜRKİYE DE MAĞARA ARAŞTIRMALARININ GELİŞİMİ VE BU GELİŞİMDE MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ NÜN (MTA)

Detaylı

ADANA BÖLGESİNİN JEOLOJİSİ

ADANA BÖLGESİNİN JEOLOJİSİ ADANA BÖLGESİNİN JEOLOJİSİ Türkiye nin güneyinde Doğu Torosları içine alan Adana ili sınırları, gerek Toroslar ın tektono-stratigrafi birliklerinin önemli bir bölümünü kapsaması, gerekse Kambriyen-Tersiyer

Detaylı

AKSARAY YÖRESĠNĠN JEOLOJĠK ĠNCELEMESĠ

AKSARAY YÖRESĠNĠN JEOLOJĠK ĠNCELEMESĠ T.C. AKSARAY ÜNĠVERSĠTESĠ MÜHENDĠSLĠK FAKÜLTESĠ JEOLOJĠ MÜHENDĠSLĠĞĠ BÖLÜMÜ AKSARAY YÖRESĠNĠN JEOLOJĠK ĠNCELEMESĠ HARĠTA ALIMI DERSĠ RAPORU 3. GRUP AKSARAY 2015 T.C. AKSARAY ÜNĠVERSĠTESĠ MÜHENDĠSLĠK FAKÜLTESĠ

Detaylı

EĞNER-AKÖREN (ADANA) CİVARI JEOLOJİSİ

EĞNER-AKÖREN (ADANA) CİVARI JEOLOJİSİ EĞNER-AKÖREN (ADANA) CİVARI JEOLOJİSİ 7. hafta Saha Jeolojisi II dersinin içeriğinde Tersiyer yaşlı Adana Baseni nin kuzey-kuzeydoğu kesimleri incelenecektir. 4. Hafta Saha Jeolojisi II dersi kapsamında

Detaylı

TUFA ve TRAVERTEN-III

TUFA ve TRAVERTEN-III TUFA ve TRAVERTEN-III Dr.Esref ATABEY Jeoloji Yüksek Mühendisi TRAVERTEN LİTOFASİYESLERİ Sıcak su travertenlerindeki çökeller farklı fasiyes tiplerinde olabilmektedir. Her traverten çökelinde tüm fasiyesler

Detaylı

AFYONKARAHİSAR DİNAR DOMBAYOVA LİNYİT SAHASI

AFYONKARAHİSAR DİNAR DOMBAYOVA LİNYİT SAHASI AFYONKARAHİSAR DİNAR DOMBAYOVA LİNYİT SAHASI Yılmaz BULUT* ve Ediz KIRMAN** 1. GİRİŞ MTA Genel Müdürlüğü tarafından ülkemizde kömür arama çalışmalarına 1938 yılında başlanılmış ve günümüzde de bu çalışmalar

Detaylı

Potansiyel. Alan Verileri İle. Hammadde Arama. Endüstriyel. Makale www.madencilik-turkiye.com

Potansiyel. Alan Verileri İle. Hammadde Arama. Endüstriyel. Makale www.madencilik-turkiye.com Makale www.madencilik-turkiye.com Seyfullah Tufan Jeofizik Yüksek Mühendisi Maden Etüt ve Arama AŞ seyfullah@madenarama.com.tr Adil Özdemir Jeoloji Yüksek Mühendisi Maden Etüt ve Arama AŞ adil@madenarama.com.tr

Detaylı

Yapısal jeoloji. 3. Bölüm: Normal faylar ve genişlemeli tektonik. Güz 2005

Yapısal jeoloji. 3. Bölüm: Normal faylar ve genişlemeli tektonik. Güz 2005 MIT Açık Ders Malzemeleri http://ocw.mit.edu 12.113 Yapısal jeoloji 3. Bölüm: Normal faylar ve genişlemeli tektonik Güz 2005 Bu materyallerden alıntı yapmak veya Kullanım Şartları hakkında bilgi almak

Detaylı

SEDİMANTOLOJİ FİNAL SORULARI

SEDİMANTOLOJİ FİNAL SORULARI SEDİMANTOLOJİ FİNAL SORULARI 1. Tedrici geçiş nedir? Kaç tiptir? Açıklayınız Bunlar herhangi bir stratigrafi biriminin kendisi veya tabakalarının tedricen bir diğer litoloji biriminin içerisine geçerse

Detaylı

MADEN SAHALARI TANITIM BÜLTENİ

MADEN SAHALARI TANITIM BÜLTENİ Ocak 2015 Sayı: 15 Satış Rödovans ve Ortaklıklar İçin MADEN SAHALARI TANITIM BÜLTENİ Bültenimizde yer almak için bize ulaşınız. E-Posta: ruhsat@madencilik-turkiye.com Tel: +90 (312) 482 18 60 MİGEM 119.

Detaylı

HAZIRLAYANLAR. Doç. Dr. M. Serkan AKKİRAZ ve Arş. Gör. S. Duygu ÜÇBAŞ

HAZIRLAYANLAR. Doç. Dr. M. Serkan AKKİRAZ ve Arş. Gör. S. Duygu ÜÇBAŞ 1 HAZIRLAYANLAR Doç. Dr. M. Serkan AKKİRAZ ve Arş. Gör. S. Duygu ÜÇBAŞ Şekil 1. Arazi çalışması kapsamındaki ziyaret edilecek güzergahlar. 2 3 TEKNİK GEZİ DURAKLARI Durak 1: Tunçbilek havzasındaki, linyitli

Detaylı

GİRİŞ. Faylar ve Kıvrımlar. Volkanlar

GİRİŞ. Faylar ve Kıvrımlar. Volkanlar JEOLOJİK YAPILAR GİRİŞ Dünyamızın üzerinde yaşadığımız kesiminden çekirdeğine kadar olan kısmında çeşitli olaylar cereyan etmektedir. İnsan ömrüne oranla son derece yavaş olan bu hareketlerin çoğu gözle

Detaylı

BÖLÜM 16 YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNİN GELİŞMESİ

BÖLÜM 16 YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNİN GELİŞMESİ BÖLÜM 16 YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNİN GELİŞMESİ TOPOĞRAFYA, YÜKSELTİ VE RÖLİYEF Yeryüzünü şekillendiren değişik yüksekliklere topoğrafya denir. Topoğrafyayı oluşturan şekillerin deniz seviyesine göre yüksekliklerine

Detaylı

EVAPORİTLER (EVAPORITES)

EVAPORİTLER (EVAPORITES) EVAPORİTLER (EVAPORITES) I) Tanım-Giriş: Sedimanter kayaçların kimyasallar grubu içerisinde karbonatlı kayalardan sonra en yaygın olanlarıdır. Bunlar genellikle deniz veya göl suyunun buharlaşmasıyla oluşurlar

Detaylı

Karasu Nehri Vadisinin Morfotektonik Gelişiminde Tiltlenme Etkisi

Karasu Nehri Vadisinin Morfotektonik Gelişiminde Tiltlenme Etkisi Karasu Nehri Vadisinin Morfotektonik Gelişiminde Tiltlenme Etkisi Tilting effect on the morpho-tectonic evolution of Karasu River valley Nurcan AVŞİN 1 1 Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Coğrafya Bölümü Öz: Karasu

Detaylı

UYUMSUZLUKLAR VE GÖRECELİ YAŞ KAVRAMI

UYUMSUZLUKLAR VE GÖRECELİ YAŞ KAVRAMI UYUMSUZLUKLAR VE GÖRECELİ YAŞ KAVRAMI Diskordans nedir? Kayaçların stratigrafik dizilimleri her zaman kesiksiz bir seri (konkordan seri) oluşturmaz. Bazen, kayaçların çökelimleri sırasında duraklamalar,

Detaylı

DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı

DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı JEOLOJİK OSEONOGRAFİ Genelde çok karmaşık bir yapıya sahip olan okyanus ve deniz

Detaylı

Veysel Işık Türkiye deki Tektonik Birlikler

Veysel Işık Türkiye deki Tektonik Birlikler JEM 404 Ders Konusu Türkiye Jeolojisi Orojenez ve Türkiye deki Tektonik Birlikler Ankara Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Tektonik Araştırma Grubu 2012 Dağ Oluşumu / Orojenez Orojenez genel anlamda

Detaylı

TUZGÖLÜ HAYMANA HAVZASININ YAPISAL EVRİMİ VE STRATİRAFİSİ

TUZGÖLÜ HAYMANA HAVZASININ YAPISAL EVRİMİ VE STRATİRAFİSİ TUZGÖLÜ HAYMANA HAVZASININ YAPISAL EVRİMİ VE STRATİRAFİSİ Tuz Gölü Havzası'nda bu güne kadar çok fazla sayıda yüzey ve yer altı çalışması olmasına rağmen havza oluşumu üzerine tartışmalar sürmektedir.

Detaylı

JEO156 JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ

JEO156 JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ JEO156 JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ Genel Jeoloji Prof. Dr. Kadir DİRİK Hacettepe Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü 2015 JEOLOJİ (Yunanca Yerbilimi ) Yerküreyi inceleyen bir bilim dalı olup başlıca;

Detaylı

T.C. MERSİN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI

T.C. MERSİN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI T.C. MERSİN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARINA DAYALI ÜRETİM TESİSİ ALANI(ALAKÖPRÜ HİDROELEKTRİK SANTRALİ) 1/5000 ÖLÇEKLİ NAZIM İMAR PLANI PLAN İZAH RAPORU HAZIRLAYAN: MUZAFFER

Detaylı

MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ DOĞU AKDENİZ BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ GAZİANTEP İLİ JEOLOJİK ÖZELLİKLERİ

MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ DOĞU AKDENİZ BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ GAZİANTEP İLİ JEOLOJİK ÖZELLİKLERİ MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ DOĞU AKDENİZ BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ GAZİANTEP İLİ JEOLOJİK ÖZELLİKLERİ 1 öz Bölgede yüzeylenen allokton kaya birimleri, bölgeye Maastrihtiyen de yerleşmiş olan ve karmaşık

Detaylı

POLATLI YÖRESİNDE YAPILAN SİSMİK YANSIMA ÇALIŞMALARI

POLATLI YÖRESİNDE YAPILAN SİSMİK YANSIMA ÇALIŞMALARI POLATLI YÖRESİNDE YAPILAN SİSMİK YANSIMA ÇALIŞMALARI M. Işık TURGAY* ve Cengiz KURTULUŞ* ÖZ. Haymana Petrol Etütleri çerçevesinde Ankara'nın güneybatısında Polatlı-Haymana yöresinde sismik yansıma çalışmaları

Detaylı

Sarıçam (Adana, Güney Türkiye) Jeositi: İdeal Kaliş Profili. Meryem Yeşilot Kaplan, Muhsin Eren, Selahattin Kadir, Selim Kapur

Sarıçam (Adana, Güney Türkiye) Jeositi: İdeal Kaliş Profili. Meryem Yeşilot Kaplan, Muhsin Eren, Selahattin Kadir, Selim Kapur Sarıçam (Adana, Güney Türkiye) Jeositi: İdeal Kaliş Profili Meryem Yeşilot Kaplan, Muhsin Eren, Selahattin Kadir, Selim Kapur Kaliş genel bir terim olup, kurak ve yarı kurak iklimlerde, vadoz zonda (karasal

Detaylı

MENDERES GRABENİNDE JEOFİZİK REZİSTİVİTE YÖNTEMİYLE JEOTERMAL ENERJİ ARAMALARI

MENDERES GRABENİNDE JEOFİZİK REZİSTİVİTE YÖNTEMİYLE JEOTERMAL ENERJİ ARAMALARI MENDERES GRABENİNDE JEOFİZİK REZİSTİVİTE YÖNTEMİYLE JEOTERMAL ENERJİ ARAMALARI Altan İÇERLER 1, Remzi BİLGİN 1, Belgin ÇİRKİN 1, Hamza KARAMAN 1, Alper KIYAK 1, Çetin KARAHAN 2 1 MTA Genel Müdürlüğü Jeofizik

Detaylı

DEDEGÖL MASİFİNDE MAĞARA ARAŞTIRMALARI TEMMUZ

DEDEGÖL MASİFİNDE MAĞARA ARAŞTIRMALARI TEMMUZ TÜRKİYE MAĞARACILAR BİRLİĞİ DEDEGÖL MASİFİNDE MAĞARA ARAŞTIRMALARI 20-30 TEMMUZ 2006 DEDEGÖL 2006 İçindekiler Amaç 1. Giriş 2. Araştırma Alanının Konumu 3. Dedegöl Masifinin Genel Jeolojik ve Jeomorfolojik

Detaylı

Göncüoğlu, M.C., 1983, Bitlis Metamorfitlerinde yani yaş bulguları: MTA Dergisi, 95/96,

Göncüoğlu, M.C., 1983, Bitlis Metamorfitlerinde yani yaş bulguları: MTA Dergisi, 95/96, Göncüoğlu, M.C., 1983, Bitlis Metamorfitlerinde yani yaş bulguları: MTA Dergisi, 95/96, 44-48. BİTLİS METAMORFİTLERİNDE YENİ YAŞ BULGULARI M. Cemal GÖNCÜOĞLU* ve Necati TURHAN* ÖZ. Henüz yürütülen çalışmaların

Detaylı

KAŞ DOLAYI KIYI KUŞAĞINDA KARSTLAŞMANIN GELİŞİMİ: MİVİNİ VE ALTUĞ DENİZALTI MAĞARALARI

KAŞ DOLAYI KIYI KUŞAĞINDA KARSTLAŞMANIN GELİŞİMİ: MİVİNİ VE ALTUĞ DENİZALTI MAĞARALARI KAŞ DOLAYI KIYI KUŞAĞINDA KARSTLAŞMANIN GELİŞİMİ: MİVİNİ VE ALTUĞ DENİZALTI MAĞARALARI Mehmet Öztan (1), Serdar Hamarat (2), Serdar Bayarı (1), Haldun Ülkenli (2), Nur Özyurt (1), Yalın Baştanlar (2),

Detaylı

Kemaliye nin (Eğin) Tarihçesi

Kemaliye nin (Eğin) Tarihçesi Kemaliye nin (Eğin) Tarihçesi Fırat ve Dicle vadilerinin genellikle Pers egemenliğinde olduğu dönemlerde Kemaliye (Eğin) de Pers egemenliğinde kalmıştır. Eğin, daha sonra başlayan Roma devri ve onu takiben

Detaylı

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ 27.02.2018 1 INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ Yrd.Doç.Dr. Orhan ARKOÇ e-posta : orhan.arkoc@klu.edu.tr Web : http://personel.klu.edu.tr/orhan.arkoc 27.02.2018 2 BÖLÜM 4 TABAKALI KAYAÇLARIN ÖZELLİKLER,

Detaylı

V. KORELASYON. Tarif ve genel bilgiler

V. KORELASYON. Tarif ve genel bilgiler V. KORELASYON Tarif ve genel bilgiler Yeraltına ait her çeşit bilginin bir araya toplanması yeterli değildir; bunları sınıflandırmak, incelemek ve sonuç çıkarmak/yorum yapmak gereklidir. Böyle bir durumda

Detaylı

DEVONİYEN. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

DEVONİYEN.  Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü DEVONİYEN http://palaeos.com/paleozoic/devonian/devonian.htm Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü DEVONİYEN DE OLUŞAN KAYAÇ TİPLERİ Eski Kırmızı Renkli Kumtaşları nın bulunduğu kuzey yarımkürede,

Detaylı

GÖLLER BÖLGESİNDE YERALTISUYU VE KARŞILAŞILAN SORUNLAR

GÖLLER BÖLGESİNDE YERALTISUYU VE KARŞILAŞILAN SORUNLAR GÖLLER BÖLGESİNDE YERALTISUYU VE KARŞILAŞILAN SORUNLAR Doç. Dr. Ayşen Davraz Süleyman Demirel Üniversitesi Jeoloji Müh. Bölümü Dünyada yaklaşık olarak 1386 kentrilyon litre su var. DÜNYADA SUYUN DAĞILIMI

Detaylı

BURDUR İLİNİN YERALTI KAYNAKLARI

BURDUR İLİNİN YERALTI KAYNAKLARI 902 I.BURDUR SEMPOZYUMU BURDUR İLİNİN YERALTI KAYNAKLARI Mustafa KARAKAŞ * Özet Burdur İli, Batı Toroslarda Isparta Büklümünün batı kanadında yer almaktadır. Bölge, genelde KD-GB doğrultulu tektonik yapılarla

Detaylı

STRATİGRAFİK DOKANAK. 1- Açılı Uyumsuzluk. 2- Diskonformite. 3- Parakonformite. 4- Nonkonformite

STRATİGRAFİK DOKANAK. 1- Açılı Uyumsuzluk. 2- Diskonformite. 3- Parakonformite. 4- Nonkonformite STRATİGRAFİK DOKANAK Uyumlu katmanlar arasındaki dokanak 1- Keskin dokanak 2-Dereceli dokanaklar - Progressif dereceli dokanak - Ara katmanlanmalı dereceli dokanak Uyumsuz katmanlar arasındaki dokanak

Detaylı

Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü. Öğr. Gör. Kayhan ALADOĞAN

Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü. Öğr. Gör. Kayhan ALADOĞAN Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü Öğr. Gör. Kayhan ALADOĞAN ÇORUM 2017 Alp - Himalaya kıvrım kuşağı üzerinde yer alan ülkemizde tüm jeolojik zaman ve devirlere ait araziler görülebilmektedir.

Detaylı

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ 4/3/2017 1 INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ Yrd.Doç.Dr. Orhan ARKOÇ e-posta : orhan.arkoc@klu.edu.tr Web : http://personel.klu.edu.tr/orhan.arkoc 4/3/2017 2 BÖLÜM 4 TABAKALI KAYAÇLARIN ÖZELLİKLER, STRATİGRAFİ,

Detaylı

TOPOÐRAFYA ve KAYAÇLAR

TOPOÐRAFYA ve KAYAÇLAR Magmatik (Püskürük) Kayaçlar Ýç püskürük Yer kabuðunu oluþturan kayaçlarýn tümünün kökeni magmatikdir. Magma kökenli kayaçlar dýþ kuvvetlerinin etkisiyle parçalara ayrýlýp, yeryüzünün çukur yerlerinde

Detaylı

Çok yaygın olmamakla birlikte CaCO 3 ın inorganik olarak sudan direkt çökelimi mümkün iken, çoğunlukla biyolojik ve biyokimyasal süreçler yaygındır.

Çok yaygın olmamakla birlikte CaCO 3 ın inorganik olarak sudan direkt çökelimi mümkün iken, çoğunlukla biyolojik ve biyokimyasal süreçler yaygındır. A) Tanım Karbonatlı sedimanter kayaçlar %50 nin üzerinde karbonat minerali içeren kayaçlardır. Ana mineral olarak kalsit (CaCO 3 ) içerenlere kireçtaşı, Dolomit (CaMg(CO 3 ) 2 ) içerenlere ise dolomit

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ SAĞPAZARI VE TOYHANE (ÇANKIRI-ÇORUM HAVZASI) ANTİKLİNALLERİNİN PETROL POTANSİYELLERİNİN İNCELENMESİ Doğa KIRMIZILAROĞLU JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ

Detaylı

ERGENE (TRAKYA) HAVZASININ JEOLOJİSİ ve KÖMÜR POTANSİYELİ. bulunmaktadır. Trakya Alt Bölgesi, Marmara Bölgesi nden Avrupa ya geçiş alanında, doğuda

ERGENE (TRAKYA) HAVZASININ JEOLOJİSİ ve KÖMÜR POTANSİYELİ. bulunmaktadır. Trakya Alt Bölgesi, Marmara Bölgesi nden Avrupa ya geçiş alanında, doğuda ERGENE (TRAKYA) HAVZASININ JEOLOJİSİ ve KÖMÜR POTANSİYELİ *İlker ŞENGÜLER *Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, Enerji Hammadde Etüt ve Arama Dairesi Başkanlığı Ankara ERGENE (TRAKYA) HAVZASININ Bölgesi

Detaylı

ÇAMURTAŞLARI (Mudstone)

ÇAMURTAŞLARI (Mudstone) ÇAMURTAŞLARI (Mudstone) I)Tanımlar: a) Çamurtaşı (Mudstone):Bunlar silisiklastik tanelerden tane boyu en küçük olan (0.02mm den daha küçük), kil ve silt boyu malzemenin oluşturduğu kayaçlardır. Çamurtaşları

Detaylı

POZANTI-KARSANTI-KARAİSALI (DOĞU TOROS) ARASINDA YER ALAN KARBONAT PLATFORMUNUN STRATİGRAFİSİ VE JEOLOJİK GELİŞİMİ

POZANTI-KARSANTI-KARAİSALI (DOĞU TOROS) ARASINDA YER ALAN KARBONAT PLATFORMUNUN STRATİGRAFİSİ VE JEOLOJİK GELİŞİMİ MTA Dergisi, 109, 33-44, 1989 POZANTI-KARSANTI-KARAİSALI (DOĞU TOROS) ARASINDA YER ALAN KARBONAT PLATFORMUNUN STRATİGRAFİSİ VE JEOLOJİK GELİŞİMİ Cavit DEMİRKOL* ÖZ.- İnceleme alanında temeli Paleozoyik

Detaylı

SENOZOYİK TEKTONİK.

SENOZOYİK TEKTONİK. SENOZOYİK TEKTONİK http://www.cografyamiz.com/900/depremler/ DOĞU AFRİKA RİFTİ Üçlü Sistem Doğu Afrika Rift Sistemi Aden Körfezi Kızıl Deniz Okyanusal kabuğun şekillenmesi Aden Körfezinde yaklaşık olarak

Detaylı

TECTONIC EVOLUTION OF THE BUCAKKI LA AREA (SOUTHWEST KARAMAN- CENTRAL TAURUS)

TECTONIC EVOLUTION OF THE BUCAKKI LA AREA (SOUTHWEST KARAMAN- CENTRAL TAURUS) BUCAKKI LA BÖLGESİNİN (KARAMAN GÜNEYBATISI- ORTA TOROSLAR) TEKTONİK EVRİMİ TECTONIC EVOLUTION OF THE BUCAKKI LA AREA (SOUTHWEST KARAMAN- CENTRAL TAURUS) TOLGA ESİRTGEN Hacettepe Üniversitesi Lisansüstü

Detaylı

SEDİMANTER KAYAÇLAR (1) Prof.Dr. Atike NAZİK, Çukurova Üniversitesi J 103 Genel Jeoloji I

SEDİMANTER KAYAÇLAR (1) Prof.Dr. Atike NAZİK, Çukurova Üniversitesi J 103 Genel Jeoloji I SEDİMANTER KAYAÇLAR (1) Prof.Dr. Atike NAZİK, Çukurova Üniversitesi J 103 Genel Jeoloji I KAYAÇ ÇEŞİTLERİ VE OLUŞUMLARI soğuma ergime Mağmatik Kayaç Aşınma ve erosyon ergime Sıcaklık ve basınç sediment

Detaylı

KAYAÇLARDA GÖRÜLEN YAPILAR

KAYAÇLARDA GÖRÜLEN YAPILAR KAYAÇLARDA GÖRÜLEN YAPILAR Kayaçların belirli bir yapısı vardır. Bu yapı kayaç oluşurken ve kayaç oluştuktan sonra kazanılmış olabilir. Kayaçların oluşum sırasında ve oluşum koşullarına bağlı olarak kazandıkları

Detaylı

NEOTEKTONİK ORTA ANADOLU OVA REJİMİ. Doç.Dr. Yaşar EREN

NEOTEKTONİK ORTA ANADOLU OVA REJİMİ. Doç.Dr. Yaşar EREN 6.2.4. ORTA ANADOLU OVA REJİMİ Karlıova ekleminin doğusunda kalan sıkışma Doç.Dr. Yaşar bölgesi EREN NEOTEKTONİK ile batısında kalan genleşme bölgesi arasında bulunan geçiş kesimidir. KAFZ ile Toroslar

Detaylı

KİREÇTAŞLARI (Limestone)

KİREÇTAŞLARI (Limestone) KİREÇTAŞLARI (Limestone) 1)Tanım: Sedimanter kayaçların biyokimyasallar grubundandır. Kimyasal bileşimi CaCO 3 olan kalkerli kayalara kireçtaşı denir. En tipik özellikleri mikro ve makro fosil içermeleridir.

Detaylı

TÜRKİYENİN JEOMORFOLOJİK ÖZELLİKLERİ. Türkiye'nin jeomorfolojik Gelişimi (Yer şekillerinin Ana Hatları)

TÜRKİYENİN JEOMORFOLOJİK ÖZELLİKLERİ. Türkiye'nin jeomorfolojik Gelişimi (Yer şekillerinin Ana Hatları) TÜRKİYENİN JEOMORFOLOJİK ÖZELLİKLERİ Türkiye'nin jeomorfolojik Gelişimi (Yer şekillerinin Ana Hatları) Genetik Şekil Toplulukları 1- Tektonik Topografya 2- Akarsu Topografyası (Flüvial Topografya) 3- Volkan

Detaylı

BİGA YARIMADASINDA PELAJİK BiR PALEOSEN İSTİFİ

BİGA YARIMADASINDA PELAJİK BiR PALEOSEN İSTİFİ MTA Dergisi 123 124. 21-26, 2002 BİGA YARIMADASINDA PELAJİK BiR PALEOSEN İSTİFİ M. Burak YIKILMAZ*, Aral I. OKAY 1 ' ve Izver ÖZKAR" ÖZ.- Kuzeybatı Anadolu'da Biga kasabasının batısında, pelajik kireçtaşı,

Detaylı

Doç.Dr. Gültekin Kavuşan

Doç.Dr. Gültekin Kavuşan JEOLOJİ RAPORU YAZIMI Doç.Dr. Gültekin Kavuşan Jeoloji raporu, yazılan bir belgedir ve jeoloji j mühendisinin yaptığı ğ çalışmayı ş anlattığı, bir soruna ışık tuttuğu dokümandır. Bu belge onun ortaya koyduğu

Detaylı

YAPRAKLANMALI METAMORFİK KAYAÇALAR. YAPRAKLANMASIZ Metamorfik Kayaçlar

YAPRAKLANMALI METAMORFİK KAYAÇALAR. YAPRAKLANMASIZ Metamorfik Kayaçlar YAPRAKLANMALI METAMORFİK KAYAÇALAR YAPRAKLANMASIZ Metamorfik Kayaçlar Dokanak başkalaşım kayaçlarında gözlenen ince taneli, yönlenmesiz ve yaklaşık eş boyutlu taneli doku gösteren kayaçlara hornfels denir.

Detaylı

... NO'LU RUHSATA İLİŞKİN (... DÖNEM) ARAMA FAALİYET RAPORU

... NO'LU RUHSATA İLİŞKİN (... DÖNEM) ARAMA FAALİYET RAPORU ARAMA FAALİYET RAPOR FORMATI İLÇE... (İL)... NO'LU RUHSATA İLİŞKİN (... DÖNEM) ARAMA FAALİYET RAPORU HAZIRLAYAN TEKNİK SORUMLU Adı Soyadı JEOLOJİ MÜHENDİSİ Oda Sicil No AY-YIL 1 İLETİŞİM İLE İLGİLİ BİLGİLER

Detaylı

Ters ve Bindirme Fayları

Ters ve Bindirme Fayları Ters ve Bindirme Fayları Ters ve bindirme fayları sıkışmalı tektonik rejimlerin (compressional / contractional tectonic regimes) denetimi ve etkisi altında gelişirler. Basınç kuvvetleri, kayaçların dayanımlılıklarını

Detaylı

OSMANiYE (ADANA) YÖRESi ÜST KRETASE (MESTRIHTIYEN) BENTİK FORAMİNİFER FAUNASI

OSMANiYE (ADANA) YÖRESi ÜST KRETASE (MESTRIHTIYEN) BENTİK FORAMİNİFER FAUNASI MTA Dergisi 113. 141-152, 1991 OSMANiYE (ADANA) YÖRESi ÜST KRETASE (MESTRIHTIYEN) BENTİK FORAMİNİFER FAUNASI Niyazi AVŞAR* ÖZ. - Bu çalışmada Osmaniye (Adana) yöresi Üst Kretase (Mestrihtiyen) çökellerinde

Detaylı

Jean François DUMONT. Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü, Ankara

Jean François DUMONT. Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü, Ankara KARACAHİSAR KUBBESİ İÇİNDE (İSPARTA BÖLGESİ, TÜRKİYE) YÜZEYLEYEN İKİ TİP PALEOZOYİK TABAN VE BUNLARIN ORTA TRİYASTAN ÖNCE MEYDANA GELEN ESKİ TİP TEKTONİK HAT TARAFINDAN AYRILMALARI Jean François DUMONT

Detaylı

TABAKALI YAPILAR, KIVRIMLAR, FAYLAR. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

TABAKALI YAPILAR, KIVRIMLAR, FAYLAR. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü TABAKALI YAPILAR, KIVRIMLAR, FAYLAR Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü TABAKA ve TABAKALANMA Sedimanter yapıların temel kavramı tabakadır. Bir tabaka, alt ve üst sınırlarıyla diğerlerinden

Detaylı

VIII. FAYLAR (FAULTS)

VIII. FAYLAR (FAULTS) VIII.1. Tanım ve genel bilgiler VIII. FAYLAR (FAULTS) Kayaçların bir düzlem boyunca gözle görülecek miktarda kayma göstermesi olayına faylanma (faulting), bu olay sonucu meydana gelen yapıya da fay (fault)

Detaylı

MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ DOĞU AKDENİZ BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ İÇEL İLİ JEOLOJİK ÖZELLİKLERİ

MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ DOĞU AKDENİZ BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ İÇEL İLİ JEOLOJİK ÖZELLİKLERİ MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ DOĞU AKDENİZ BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ İÇEL İLİ JEOLOJİK ÖZELLİKLERİ 1 1. COĞRAFYA İçel ili sınırları içindeki morfolojik yapı dağlık alanlar, aşınım yüzeyleri, taban dolguları-alüvyal

Detaylı

İlk Zaman KAMBRİYEN ÖNCESİ: 3-Hadeyan, 2-Arkeyan, 1-Proterozoik

İlk Zaman KAMBRİYEN ÖNCESİ: 3-Hadeyan, 2-Arkeyan, 1-Proterozoik JEOLOJİK DEVİRLER İlk Zaman KAMBRİYEN ÖNCESİ: 3-Hadeyan, 2-Arkeyan, 1-Proterozoik Dünya nın oluşumundan 4 Milyar Yıl sonra Kıtaların çekirdek kısmını oluşturan en eski kıvrımlar oluşmuştur. Su yosunu (alg)

Detaylı

Normal Faylar. Genişlemeli tektonik rejimlerde (extensional tectonic regime) oluşan önemli yapılar olup bu rejimlerin genel bir göstergesi sayılırlar.

Normal Faylar. Genişlemeli tektonik rejimlerde (extensional tectonic regime) oluşan önemli yapılar olup bu rejimlerin genel bir göstergesi sayılırlar. Normal Faylar Genişlemeli tektonik rejimlerde (extensional tectonic regime) oluşan önemli yapılar olup bu rejimlerin genel bir göstergesi sayılırlar. 1 2 Bir tabakanın normal faylanma ile esnemesi (stretching).

Detaylı

Aydın-Söke (istifim) Çimento fabrikasında Terkedilen Kireçtaşı Sabolarının Yeniden Üretime Kazandırılması

Aydın-Söke (istifim) Çimento fabrikasında Terkedilen Kireçtaşı Sabolarının Yeniden Üretime Kazandırılması Jeoloji Mühendisliği, 47,14-20, 1995 Aydın-Söke (istifim) Çimento fabrikasında Terkedilen Kireçtaşı Sabolarının Yeniden Üretime Kazandırılması Rahmi EYÜBOĞLU İTÜ Maden Fakültesi, Uygulamalı Jeoloji Anabilin

Detaylı

ABANT GÖLÜ CİVARININ TEKTONİK VE YAPISAL JEOLOJİSİNİN HAVA FOTOĞRAFLARI İLE KIYMETLENDİRİLMESİ GİRİŞ

ABANT GÖLÜ CİVARININ TEKTONİK VE YAPISAL JEOLOJİSİNİN HAVA FOTOĞRAFLARI İLE KIYMETLENDİRİLMESİ GİRİŞ ABANT GÖLÜ CİVARININ TEKTONİK VE YAPISAL JEOLOJİSİNİN HAVA FOTOĞRAFLARI İLE KIYMETLENDİRİLMESİ Sunay AKDERE Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü, Ankara GİRİŞ Hava fotoğraflarından yararlanarak fotojeolojik

Detaylı

KIRIKLAR VE FAYLAR NORMAL FAYLAR. Yaşar ar EREN-2003

KIRIKLAR VE FAYLAR NORMAL FAYLAR. Yaşar ar EREN-2003 NORMAL FAYLAR Yaşar ar EREN-2003 NORMAL FAYLAR KIRIKLAR VE FAYLAR 50 O den fazla eğimli ve eğim atım bileşenin doğrultu bileşenine göre oldukça büyük olduğu faylardır. Normal faylarda tavan bloku taban

Detaylı

KÖSBUCAĞI (MERSİN-ERDEMLİ) GÖLETİ SU KAÇAKLARININ İNCELENMESİ * The Investıgatıon Of Seepage In Kösbucağı (Mersin-Erdemli) Dam

KÖSBUCAĞI (MERSİN-ERDEMLİ) GÖLETİ SU KAÇAKLARININ İNCELENMESİ * The Investıgatıon Of Seepage In Kösbucağı (Mersin-Erdemli) Dam KÖSBUCAĞI (MERSİN-ERDEMLİ) GÖLETİ SU KAÇAKLARININ İNCELENMESİ * The Investıgatıon Of Seepage In Kösbucağı (Mersin-Erdemli) Dam Tuğba KARABIYIK Jeoloji Mühendisliği Anabilimdalı Aziz ERTUNÇ Jeoloji Mühendisliği

Detaylı

ACIGÖL GRABEN HAVZASI VE DOLGUSUNUN FASİYES ÖZELLİKLERİ

ACIGÖL GRABEN HAVZASI VE DOLGUSUNUN FASİYES ÖZELLİKLERİ NEOJEN HAVZALARI ACIGÖL GRABEN HAVZASI VE DOLGUSUNUN FASİYES ÖZELLİKLERİ Türkiye Jeolojisi Dersi A.Ü. Müh. Fak. Jeoloji Mühendisliği Bölümü 06100 Tandoğan / Ankara HAVZA NEDİR? NASIL OLUŞMUŞTUR? - Çevresine

Detaylı

SENOZOYİK TEKTONİK.

SENOZOYİK TEKTONİK. SENOZOYİK TEKTONİK http://www.cografyamiz.com/900/depremler/ SENOZOYİK TERSİYER ERA PERYOD EPOK ZAMAN ÖLÇEĞİ KUVATERNER NEOJEN PALEOJEN Holosen Pleyistosen Pliyosen Miyosen Oligosen Eosen Paleosen Günümüz

Detaylı

Eşref Atabey Türkiye de illere göre su kaynakları-potansiyeli ve su kalitesi eserinden alınmıştır.

Eşref Atabey Türkiye de illere göre su kaynakları-potansiyeli ve su kalitesi eserinden alınmıştır. Eşref Atabey. 2015. Türkiye de illere göre su kaynakları-potansiyeli ve su kalitesi eserinden alınmıştır. BARTIN İLİ SU KAYNAKLARI-POTANSİYELİ VE KALİTESİ DR. EŞREF ATABEY Jeoloji Yüksek Mühendisi Tıbbi

Detaylı

PETMA BEJ MERMER OCAĞI. PETMA MERMER DOĞALTAŞ ve MADENCİLİK SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ

PETMA BEJ MERMER OCAĞI. PETMA MERMER DOĞALTAŞ ve MADENCİLİK SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ 2014 PETMA BEJ MERMER OCAĞI PETMA MERMER DOĞALTAŞ ve MADENCİLİK SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ OCAK HAKKINDA BİLGİLER 1) OCAK RUHSAT BİLGİLERİ İLİ İLÇE KÖYÜ : TOKAT : TURHAL : ORMANÖZÜ RUHSAT NUMARASI

Detaylı

FETREK MAĞARALARI (VİŞNELİ-KEMALPAŞA) Fetrek Caves (Vişneli-Kemalpaşa)

FETREK MAĞARALARI (VİŞNELİ-KEMALPAŞA) Fetrek Caves (Vişneli-Kemalpaşa) MARMARA COĞRAFYA DERGİSİ SAYI: 23, OCAK - 2011, S.165-183 İSTANBUL ISSN:1303-2429 copyright 2010 http://www.marmaracografya.com FETREK MAĞARALARI (VİŞNELİ-KEMALPAŞA) Fetrek Caves (Vişneli-Kemalpaşa) Yrd.

Detaylı

NOHA İNŞAAT TURİZM MADENCİLİK SAN. TİC. LTD. ŞTİ. KEMALPAŞA (RUHSAT NO 201500198 ve 201500131) SAHALARININ ONİKS REZERV TESPİT RAPORU

NOHA İNŞAAT TURİZM MADENCİLİK SAN. TİC. LTD. ŞTİ. KEMALPAŞA (RUHSAT NO 201500198 ve 201500131) SAHALARININ ONİKS REZERV TESPİT RAPORU NOHA İNŞAAT TURİZM MADENCİLİK SAN. TİC. LTD. ŞTİ. KEMALPAŞA (RUHSAT NO 201500198 ve 201500131) SAHALARININ ONİKS REZERV TESPİT RAPORU Mart 2016 İZMİR NOHA İNŞ. TUR. MADENCİLİK SAN. TİC. LTD. ŞTİ. KEMALPAŞA

Detaylı

J 202 Tarihsel Jeoloji. Bir Gezegenin Doğuşu ve Prekambriyen. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

J 202 Tarihsel Jeoloji. Bir Gezegenin Doğuşu ve Prekambriyen. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü J 202 Tarihsel Jeoloji Bir Gezegenin Doğuşu ve Prekambriyen Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü PROTEROZOYİK te yaşam 3.5 milyar yıl ile 1.8 milyar yıl arasında dünyaya prokaryotlar (siyanobakteriler

Detaylı

Eosen lokaliteleri. Florissant Formasyonu: Kolorado da Kayalı Dağlarındadır. Fosil böceklerin olağanüstü korunduğu lokalitelerden biridir.

Eosen lokaliteleri. Florissant Formasyonu: Kolorado da Kayalı Dağlarındadır. Fosil böceklerin olağanüstü korunduğu lokalitelerden biridir. SENOZOYİK Eosen lokaliteleri Florissant Formasyonu: Kolorado da Kayalı Dağlarındadır. Fosil böceklerin olağanüstü korunduğu lokalitelerden biridir. Green River Formasyonu: Zengin bitki, böcek, ve balık

Detaylı

Sınavlarınızda daha başarılı olmak için aşağıdaki konulara da dikkatinizi çekmek isterim.

Sınavlarınızda daha başarılı olmak için aşağıdaki konulara da dikkatinizi çekmek isterim. Değerli Öğrenciler, İzleyen sayfalarda 2000 yılından bu yana Eskişehir Osmangazi Üniversitesi nde Stratigrafi İlkeleri dersinin sınavlarında sorulan soruları bulacaksınız. Ümit ederim mesleki gelişiminizde

Detaylı

Batman Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Güz

Batman Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Güz Batman Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Jeoloji Mühendisliği 2016-2017 Güz Kömür Nedir? Dünyadaki Yeri Kömür Oluşumları Kömürün Depolanması Kömürün fiziksel ve kimyasal özellikleri Kömürleşme

Detaylı

Akıntı Yönünde süreç geçişi (f (gs) = 1) Drenaj alanı m^2

Akıntı Yönünde süreç geçişi (f (gs) = 1) Drenaj alanı m^2 Kanal Gradyanı (m/m) Akıntı Yönünde süreç geçişi (f (gs) = 1) Ayrılma Sınırlı Rasgele değişken Ayrılma Sınırlı Denge Eğimi Taşınma Sınırlı Taşınma Sınırlı Denge Eğimi Drenaj alanı m^2 Gradyan Karışık temel

Detaylı

B A S I N Ç ve RÜZGARLAR

B A S I N Ç ve RÜZGARLAR B A S I N Ç ve RÜZGARLAR B A S I N Ç ve RÜZGARLAR Havadaki su buharı ve gazların, cisimler üzerine uyguladığı ağırlığa basınç denir. Basıncı ölçen alet barometredir. Normal hava basıncı 1013 milibardır.

Detaylı

HEYELAN ETÜT VE ARAZİ GÖZLEM FORMU

HEYELAN ETÜT VE ARAZİ GÖZLEM FORMU HEYELAN ETÜT VE ARAZİ GÖZLEM FORMU İL HEYELAN AKTİVİTE DURUMU Olmuş Muhtemel Her ikisi FORMU DÜZENLEYENİN İLÇE AFETİN TARİHİ ADI SOYADI BELDE ETÜT TARİHİ TARİH KÖY GENEL HANE/NÜFUS İMZA MAH./MEZRA/MEVKİİ

Detaylı

TÜRKİYE NİN DÜNYA ÜZERİNDEKİ YERİ

TÜRKİYE NİN DÜNYA ÜZERİNDEKİ YERİ İ İ İ İ Ğ TÜRKİYE NİN DÜNYA ÜZERİNDEKİ YERİ TÜRKİYE VE YAKIN ÇEVRESİ NEOTEKTONİK HARİTASI TÜRKİYE VE ÇEVRESİ LEVHA HARİTASI TÜRKİYE VE ÇEVRESİ LEVHA HARİTASI-2 TÜRKİYE PALEOZOİK ARAZİLER HARİTASI TÜRKİYE

Detaylı

KAYAÇLARIN DİLİ. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

KAYAÇLARIN DİLİ.  Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü KAYAÇLARIN DİLİ http://www.bilgicik.com/wp-content/uploads/2013/12/kaya.jpg Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü Metamorfizma Metamorfizma (başkalaşım) olayı; sıcaklık ve basınç etkisiyle

Detaylı

TOPRAK ANA MADDESİ KAYAÇLAR. Oluşumlarına göre üç gruba ayrılırlar 1. Tortul Kayaçlar 2.Magmatik Kayaçlar 3.Metamorfik (başkalaşım) Kayaçlar

TOPRAK ANA MADDESİ KAYAÇLAR. Oluşumlarına göre üç gruba ayrılırlar 1. Tortul Kayaçlar 2.Magmatik Kayaçlar 3.Metamorfik (başkalaşım) Kayaçlar TOPRAK ANA MADDESİ KAYAÇLAR Oluşumlarına göre üç gruba ayrılırlar 1. Tortul Kayaçlar 2.Magmatik Kayaçlar 3.Metamorfik (başkalaşım) Kayaçlar 1. Magmatik Kayaçlar Magmanın arz kabuğunun çeşitli derinliklerinde

Detaylı

SEDİMANTER KAYAÇLAR. Masif tabakalanma. Yrd.Doç.Dr.Yaşar EREN

SEDİMANTER KAYAÇLAR. Masif tabakalanma. Yrd.Doç.Dr.Yaşar EREN Masif tabakalanma Slump yapısı Kum daykı Seydişehir yolu- (Konya) Seydişehir yolu- (Konya) Yastık ve top yapıları Nodül ve konkresyon stilolit Kanal yapısı (oygu-dolgu) Topraklı formasyonu- Konya

Detaylı

AYAŞ İLÇESİ BAŞAYAŞ KÖYÜ ARAZİ İNCELEME GEZİSİ GÖREV RAPORU

AYAŞ İLÇESİ BAŞAYAŞ KÖYÜ ARAZİ İNCELEME GEZİSİ GÖREV RAPORU AYAŞ İLÇESİ BAŞAYAŞ KÖYÜ ARAZİ İNCELEME GEZİSİ GÖREV RAPORU Konu : Hümik asit ve Leonarditin fidan üretiminde kullanılması deneme çalıģmaları ve AyaĢ Ġlçesi BaĢayaĢ köyündeki erozyon sahasının teknik yönden

Detaylı

KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 1177 KAHRAMANMARAŞ DOLAYINDAKİ OFİYOLİTİK KAYAÇLARIN JEOLOJİK AÇIDAN ÖNEMİ VE KROM İÇERİKLERİ

KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 1177 KAHRAMANMARAŞ DOLAYINDAKİ OFİYOLİTİK KAYAÇLARIN JEOLOJİK AÇIDAN ÖNEMİ VE KROM İÇERİKLERİ KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 1177 KAHRAMANMARAŞ DOLAYINDAKİ OFİYOLİTİK KAYAÇLARIN JEOLOJİK AÇIDAN ÖNEMİ VE KROM İÇERİKLERİ Ender Sarrfakıoğlu* Özet Kahramanmaraş'ın kuzeybatısındaki Göksun ve güneyindeki Ferhuş-Şerefoğlu

Detaylı

TABAKALI YAPILAR, KIVRIMLAR, FAYLAR. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

TABAKALI YAPILAR, KIVRIMLAR, FAYLAR. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü TABAKALI YAPILAR, KIVRIMLAR, FAYLAR Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü TABAKA DÜZLEMİNİN TEKTONİK KONUMU Tabaka düzleminin konumunu belirlemek için tabakanın aşağıdaki özelliklerinin

Detaylı

Atoller (mercan adaları) ve Resifler

Atoller (mercan adaları) ve Resifler Atoller (mercan adaları) ve Resifler Atol, hayatlarını sıcak denizlerde devam ettiren ve mercan ismi verilen deniz hayvanları iskeletlerinin artıklarının yığılması sonucu meydana gelen birikim şekilleridir.

Detaylı

3. 3. SENOZOYİK (65. 5 my - Günümüz) (Cenozoic = yakın yaşam) 2004 kadar kullanılagelen Jeolojik Zaman Çizelgesi nde Senozoyik zamanı iki devire ayrılmaktaydı: Tersiyer ve Kuvaterner. Bazı alanlarda ise

Detaylı

ÇAL, BEKİLLİ, SÜLLER (DENİZLİ) VE YAKIN ÇEVRESİNDE ÇEVRESEL SAĞLIK SORUNLARI MEYDANA GETİREN MİNERAL OLUŞUMLARINA İLİŞKİN ÖN İNCELEME

ÇAL, BEKİLLİ, SÜLLER (DENİZLİ) VE YAKIN ÇEVRESİNDE ÇEVRESEL SAĞLIK SORUNLARI MEYDANA GETİREN MİNERAL OLUŞUMLARINA İLİŞKİN ÖN İNCELEME 1 ÇAL, BEKİLLİ, SÜLLER (DENİZLİ) VE YAKIN ÇEVRESİNDE ÇEVRESEL SAĞLIK SORUNLARI MEYDANA GETİREN MİNERAL OLUŞUMLARINA İLİŞKİN ÖN İNCELEME Prof. Dr. Yahya Özpınar, Araş. Gör. Barış Semiz ve Araş. Gör. Fatma

Detaylı

TÜRKİYE JEOLOJİSİNDE PALEOZOYİK OLUŞUKLAR. Doç. Dr. Sabah YILMAZ ŞAHİN

TÜRKİYE JEOLOJİSİNDE PALEOZOYİK OLUŞUKLAR. Doç. Dr. Sabah YILMAZ ŞAHİN TÜRKİYE JEOLOJİSİNDE PALEOZOYİK OLUŞUKLAR Doç. Dr. Sabah YILMAZ ŞAHİN Paleozoyik Serileri Türkiye deki başlıca Paleozoyik oluşuklar; 1. Kuzeybatı Anadolu daki seriler Karaburun yarımadasında Balıkesir-Bursa

Detaylı

GÜLPINAR AFŞAR (TAŞKENT K-KD SU KONYA) TEKTONO-STRATİGRAFİSİ * Tectono-stratigraphical investigation of Gülpınar Afşar (N-NE of Taşkent Konya)

GÜLPINAR AFŞAR (TAŞKENT K-KD SU KONYA) TEKTONO-STRATİGRAFİSİ * Tectono-stratigraphical investigation of Gülpınar Afşar (N-NE of Taşkent Konya) GÜLPINAR AFŞAR (TAŞKENT K-KD SU KONYA) TEKTONO-STRATİGRAFİSİ * Tectono-stratigraphical investigation of Gülpınar Afşar (N-NE of Taşkent Konya) Turgut AKSU Jeoloji Müh. Anabilim Dalı Cavit DEMİRKOL Jeoloji

Detaylı

10/3/2017. Yapısal Jeoloji, Güz Ev Ödevi 1. ( ) Profile, Eğim, Yükseklik

10/3/2017. Yapısal Jeoloji, Güz Ev Ödevi 1. ( ) Profile, Eğim, Yükseklik Yapısal Jeoloji, Güz 2017-18 Ev Ödevi 1. (18.09.2017) Profile, Eğim, Yükseklik 1. A-B, C-D, E-F, G-H, R-S noktalarından geçen profilleri gerçek ölçekli olarak çiziniz. 2. Siyah düz çizgi ile gösterilen

Detaylı

Şekil 1. Doğu Tibet Platosu'nun tektonik ve topografik haritası. Beyaz dikdörtgen ANHF'nin çalışma alanını gösterir. Kırmızı yıldızlar Mw=7.

Şekil 1. Doğu Tibet Platosu'nun tektonik ve topografik haritası. Beyaz dikdörtgen ANHF'nin çalışma alanını gösterir. Kırmızı yıldızlar Mw=7. Şekil 1. Doğu Tibet Platosu'nun tektonik ve topografik haritası. Beyaz dikdörtgen ANHF'nin çalışma alanını gösterir. Kırmızı yıldızlar Mw=7.8 2001 Kullun, Mw=7.9 2008 Wenchua ve Ms=7.1 2010 Yushu depremlerinin

Detaylı

Yapısal Jeoloji: Tektonik

Yapısal Jeoloji: Tektonik KÜLTELERDE YAPI YAPISAL JEOLOJİ VE TEKTONİK Yapısal Jeoloji: Yerkabuğunu oluşturan kayaçlarda meydana gelen her büyüklükteki YAPI, HAREKET ve DEFORMASYONLARI inceleyen, bunları meydana getiren KUVVET ve

Detaylı

METAMORFİK KAYAÇLAR. 8/Metamorphics.html. Prof.Dr. Atike NAZİK, Çukurova Üniversitesi J 103 Genel Jeoloji I

METAMORFİK KAYAÇLAR.  8/Metamorphics.html. Prof.Dr. Atike NAZİK, Çukurova Üniversitesi J 103 Genel Jeoloji I METAMORFİK KAYAÇLAR http://www.earth.lsa.umich.edu/earth11 8/Metamorphics.html Prof.Dr. Atike NAZİK, Çukurova Üniversitesi J 103 Genel Jeoloji I METAMORFİZMA METAMORFİMA ETKENLERİ Ana kayaç bileşimi, Sıcaklık,

Detaylı