ÇUKUROVA BÖLGESİNDE AKTİNİK KERATOZ: KLİNİK VE HİSTOPATOLOJİK ÖZELLİKLER

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ÇUKUROVA BÖLGESİNDE AKTİNİK KERATOZ: KLİNİK VE HİSTOPATOLOJİK ÖZELLİKLER"

Transkript

1 T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DERMATOLOJİANABİLİM DALI ÇUKUROVA BÖLGESİNDE AKTİNİK KERATOZ: KLİNİK VE HİSTOPATOLOJİK ÖZELLİKLER Dr. Melda AKYILMAZ UZMANLIK TEZİ TEZ DANIŞMANI Prof. Dr. Metin ÖZPOYRAZ ADANA

2 T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DERMATOLOJİANABİLİM DALI ÇUKUROVA BÖLGESİNDE AKTİNİK KERATOZ: KLİNİK VE HİSTOPATOLOJİK ÖZELLİKLER Dr. Melda AKYILMAZ UZMANLIK TEZİ TEZ DANIŞMANI Prof. Dr. Metin ÖZPOYRAZ Bu çalışma Çukurova Üniversitesi Araştırma Fonu tarafından TF2006LTP23 nolu proje ile desteklenmiştir. ADANA-2009

3 TEŞEKKÜR Uzmanlık eğitimim süresince genişbilgi ve deneyimlerinden faydalandığım ve Çukurova Bölgesinde Aktinik Keratoz: Klinik ve Histopatolojik Özellikler konulu tez çalışmamda bana her türlü desteği veren hocalarım; Prof. Dr. Varol. L. AKSUNGUR a, Prof. Dr. Hamdi. R. MEMİŞOĞLU na, Prof. Dr. M. Alpaslan ACAR a, Prof. Dr. Yaşargül DENLİ ye, Prof. Dr. Soner UZUN a, Prof. Dr. Mehmet KARAKAŞ a, Yard. Doç. Dr. Aydın YÜCEL e; tez çalışmam süresince hoşgörülü yardımınıesirgemeyen tez yöneticim Prof. Dr. Metin ÖZPOYRAZ a; biyopsi örneklerinin histopatolojik değerlendirmelerini gerçekleştiren Patoloji Anabilim Dalıöğretim üyesi Prof. Dr. İlhan TUNCER e, destekleri için Uzm. Dr. Suhan GÜNAŞTI ya, yardımlarından dolayı Patoloji Anabilim DalıArş. Gör. Dr. Bermal BİÇEN HASBAY ve birlikte çalıştığım araştırma görevlisi arkadaşlarıma, başta Dermatoloji Anabilim DalıBölüm sekreteri Birsen ÇETGİN olmak üzere tüm Dermatoloji Anabilim Dalıçalışanlarına, sabır ve desteklerinden dolayıaileme teşekkürlerimi sunarım. Bu çalışma Çukurova Üniversitesi Araştırma Fonu tarafından TF2006LTP23 nolu proje ile desteklenmiştir. i

4 İÇİNDEKİLER Sayfa No TEŞEKKÜR i İÇİNDEKİLER ii TABLO LİSTESİ iii ŞEKİL LİSTESİ iv KISALTMA LİSTESİ v ÖZET-ANAHTAR SÖZCÜKLER vi ABSTRACT-KEYWORDS vii 1. GİRİŞVE AMAÇ 1 2. GENEL BİLGİLER Tarihçe Predispozisyon ve epidemiyoloji Etyopatogenez Klinik Histopatoloji Histopatolojik ayırıcıtanı Prognoz Tedavi 9 3. GEREÇ VE YÖNTEM BULGULAR TARTIŞMA SONUÇLAR VE ÖNERİLER KAYNAKLAR ÖZGEÇMİŞ 36 ii

5 TABLO LİSTESİ Tablo no Sayfa no Tablo 1 Aktinik keratoz: Tanısal özellikler 4 Tablo 2 Aktinik keratozun klinik tipleri 5 Tablo 3 Aktinik keratozun ayırıcıtanısı 5 Tablo 4 Aktinik keratozun histopatolojik tipleri 6 Tablo 5 Aktinik keratoz için tedavi seçenekleri 11 Tablo 6 Olguların yaşve cinsiyet dağılımı 14 Tablo 7 Olguların deri tiplerine göre dağılımı 14 Tablo 8 Olguların mesleğe göre dağılımı 15 Tablo 9 Olguların lezyon sayılarına göre dağılımı 15 Tablo 10 Olguların lezyon sürelerine göre dağılımı 16 Tablo 11 Olguların lezyonlarının yerleşim yerlerine göre dağılımı 16 Tablo 12 Olguların lezyonlarının klinik tiplerine göre dağılımı 17 Tablo 13 Olguların lezyonlarının histopatolojik tiplere göre dağılımı 17 Tablo 14 Olguların eşlik eden karsinoma dışılezyon varlığına göre dağılımı 18 Tablo 15 Olguların eşlik eden deri malignitesi varlığına göre dağılımı 18 Tablo 16 Olguların deri tipi ve eşlik eden deri malignitesi varlığına göre 19 dağılımı Tablo 17 Olguların lezyon süresi ve eşlik eden deri malignitesi varlığına göre 19 dağılımı Tablo 18 Olguların yaşve eşlik eden deri malignitesi varlığına göre dağılımı 20 iii

6 ŞEKİL LİSTESİ Şekil no Sayfa no Şekil 1 Sağşakak bölgesinde hiperkeratotik aktinik keratoz 21 Şekil 2 Alında multipl hiperkeratotik aktinik keratoz 21 Şekil 3 Sol yanakta tipik, hiperkeratotik aktinik keratoz ve solar 22 hasarlanmaya işaret eden telenjiyektazi ve solar lentigolar Şekil 4 Epidermiste rete çıkıntılarında silinme, epidermal atrofi, 22 intraepidermal yer yer displazik özellik gösteren keratinositler: Atrofik tip aktinik keratoz (H-E X 400) Şekil 5 Bazal tabakada yer yer atipik özellik gösteren keratinositler, 23 suprabazal bölgede lakün oluşumu ve lakün içinde akantolitik hücreler, üst dermiste inflamatuar hücre infiltrasyonu: Akantolitik tip aktinik keratoz (H-E X 200) Şekil 6 Epidermiste hiperkeratoz, akantoz, dermal solar dejenerasyon: Hipertrofik tip aktinik keratoz (H-E X 100) 23 iv

7 KISALTMA LİSTESİ UV : Ultraviyole UVA : Ultraviyole A UVB : Ultraviyole B 5-FU : 5-fluorourasil FDA : Food Drug Administration PDT : Fotodinamik tedavi T4N5 : T4 endonükleaz 5 v

8 ÖZET Çukurova Bölgesinde Aktinik Keratoz: Klinik ve Histopatolojik Özellikler Amaç: Aktinik keratozun Çukurova Bölgesine özgü klinik ve histopatolojik özelliklerinin belirlenmesi. Gereç ve Yöntem: Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalıpolikliniğine başvuran, en az bir adet aktinik keratoz lezyonu olan 25 erkek, 25 kadın olgunun 50 lezyonu değerlendirildi. Klinik muayene ve dermatoskopik inceleme sonrasında aktinik keratoz tanısıkonulan olguların birer lezyonundan alınan insizyonel biyopsi örneği, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalıtarafından histopatolojik olarak değerlendirildi. Bulguların istatistiksel analizlerinin yapılmasıiçin Fisher Exact testi kullanıldı. Bulgular: Çalışmaya alınan yaşları40 ile 80 arasında değişen olguların ortalama yaşı63,9 ± 10,1 olarak belirlendi. Olguların %84 ü 55 yaşın üzerinde, %42 si ise 66 yaşın üzerinde idi. Cinsiyet dağılımıeşit olarak saptandı. Fitzpatrick deri tiplerine göre olguların 12 adedi (%24) Tip II, 15 i (%30) Tip III ve 23 ü (%46) Tip IV deri tipinde idi. 22 olgunun (%44) tek lezyonu vardı, lezyon sayısımultipl olan olgular ise 21(%42) adet idi. Klinik tiplerine göre 47 lezyon (%94) tipik aktinik keratoz olarak değerlendirildi. Histopatolojik tiplere göre 27 olgu (%54) hipertrofik tipte, 18 olgu (%36) atrofik tipte, 2 olgu (%4) akantolitik tipte ve 3 olgu da (%6) mikst tipte idi. Eşlik eden deri malignitesi varlığına göre toplam 8 olguda (%16) eşlik eden en az bir deri malignitesi mevcuttu. Deri tipleri ve eşlik eden deri malignitesi varlığına göre Tip II ve Tip III deri tipinde olan toplam 27 olgunun 4 ünde (%14,8), Tip IV deri tipinde olan 23 olgunun ise 4 ünde (%17,4) en az bir deri malignitesi saptandı. Lezyon süresi ve eşlik eden deri malignitesi varlığına göre lezyon süresi 60 ay ve altında olan 33 olgunun 2 sinde (%6,01), 61 ay ve daha üzerinde lezyon süresi olan 17 olgunun ise 6 sında (%35,2) en az bir deri malignitesi saptandı. Yaşa göre eşlik eden deri malignitesi varlığına göre 66 yaşve üzerindeki 21 olgunun 6 sında (%28,6), 65 yaşve altındaki 29 olgunun 2 sinde (%6,9) eşlik eden deri malignitesi vardı. Sonuç: Çukurova Bölgesinde aktinik keratoz, iklimsel özellikler nedeniyle daha genç yaşlarda da saptanmaktadır. Aynınedenle, koyu renk deri fenotipinde olmak aktinik keratoz riskini azaltmamaktadır. Çalışma grubumuzda tesbit edilen ileri yaşlarda yüksek oranda maligniteye eşlik, günümüzde giderek yaygınlaşan, aktinik keratozun intraepidermal skuamöz hücreli karsinoma olarak kabul edilmesi görüşünü destekler niteliktedir. Anahtar sözcükler: Aktinik keratoz, Dermatopatoloji, Çukurova Bölgesi vi

9 ABSTRACT Actinic Keratosis in the Region of Cukurova: Clinical and Histopatological Features Objective: Determining the clinical and histopatological features of actinic keratosis which are specific to Cukurova region. Material and Methods: Total numbers of 50 lesions taken from 25 male and 25 female patients who consulted Cukurova University School of Medicine Department of Dermatology and each of which had at least one lesion of actinic keratosis were evaluated. Actinic keratosis was diagnosed after the clinic and dermoscopic examination and incisional biopsy specimen were taken from the lesion and evaluated histopatologically by the Cukurova University School of Medicine Department of Pathology. Fisher Exact test was used for statistical evaluation. Findings: Ages of patients included in this study range between and mean age has been found to be 63.9 ± % of patients were over 55, 42% of patients over 66. Sex distribution has been equal. According to Fitzpatrick skin type classification, 12 patients (24%) were type II, 15 patients (30%) were type III, and 23 patients (46%) were type IV. 22 (44%) patients had one lesion, 21 (42%) patients had multiple lesions. According to clinical type, 47 (94%) lesions were evaluated as typical actinic keratosis. According to histopatological type, 27 (54%) patients were evaluated as hypertrophic type, 18 (36%) patients as atrophic type, 2 (4%) patients as acantholitic type and 3 (6%) patients as mixed type. In total of 8 (16%) patients there was at least one skin malignancy along with the actinic keratosis. At least one skin malignancy was found based on the skin type and associated skin malignancy, (4 [14.8%] out of total 27 patients with skin type II and type III, and 4 [17.4%] out of 23 patients with skin type IV). At least one skin malignancy was found based on the lesion duration and associated skin malignancy. (2 [6.1%] out of 33 patients with lesion duration of 60 months or shorter and 6 [35.2%] out of 17 patients with lesion duration of 61 months or longer). In comparison of frequency of associated skin malignancies between age groups, there were associated skin malignancies in 6 (%28,6) of 21 patients aged 66 years or older and in 2 (%6,9) of 29 patients aged 65 years or younger. Conclusion: In the region of Cukurova, actinic keratosis can also be seen at younger ages due to the climate properties. For the same reason, having a dark phenotype does not decrease the risk of actinic keratosis. In our study group higher association with skin malignancies at older ages supports increasingly spreading view that actinic keratosis can be seen as intraepidermal squamous cell carcinoma. Key words: Actinic Keratosis, Dermatopathology, Cukurova Region vii

10 1. GİRİŞVE AMAÇ Yaşlıve açık ten rengine sahip kişilerde sıklıkla görülen aktinik keratoz, invaziv skuamöz hücreli karsinoma gelişme potansiyeli nedeniyle geçmişte daha çok prekanseröz veya premalign lezyon olarak tanımlanmaktaydı. Günümüzde ise aktinik keratozların erken evre malign intraepidermal neoplazm olarak kabul edilmesi eğilimi daha ön plandadır. Tüm aktinik keratozlarda skuamöz hücreli karsinoma gelişmese de, aktinik keratoz skuamöz hücreli karsinomanın başlangıç lezyonu kabul edilebilir. 1 Aktinik keratozun oluşumundaki en önemli faktör kronik ultraviyole (UV) maruziyetidir. Aktinik keratozlu bireylerde, kronik güneşmaruziyetinin diğer bulguları da tespit edilebilir. Genellikle bu olgularda genişlemişkapillerler, özellikle burun çevresinde oldukça belirgin ve deri genellikle kalınlaşmışveya sarımsı, elastotik görünümdedir. Yıl boyu güneşmaruziyetinin devam ettiği bölgelerde, bu kronik dejeneratif değişiklikler daha genç popülasyonda da görülmektedir. 2 UV nin aktinik keratozların oluşmasında ve ilerlemesinde patogenetik rolü epidemiyolojik ve deneysel çalışmalarda gösterilmiştir. Ultraviyole B (UVB) spektrumundaki ışınların epidermal hücrelere zarar verici ışınlar olduğu, ultraviyole A (UVA) ışınlarının ise UVB ışınlarının zarar verici etkisini artırdıklarıdüşünülmektedir. Stratosferde bulunan ozon tabakasıuvb nin bilinen en iyi doğal filtresidir. Fakat kalınlığıazaldığından giderek daha fazla UVB ışınıyeryüzüne ulaşmaktadır. 3,4 Çukurova Bölgesi, yıl boyu güneşmaruziyetinin devam ettiği ülkemizin en fazla güneşalan bölgelerinden birisidir. Adana ilinde 2008 yılıortalamasıolarak, gün içinde güneşlenme saati 7.35 (saat) olarak bildirilmektedir. Bu rakam diğer bölgelere göre oldukça yüksektir. Karşılaştırılacak olursa aynıyıl için değerler Rize ili için 4.12, İstanbul için 6.02 olarak bildirilmektedir. 5 Bu çalışmada, aktinik keratozun yıl boyu güneşmaruziyetinin devam ettiği Çukurova Bölgesine özgü klinik ve histopatolojik özelliklerinin ortaya konmasıve skuamöz hücreli karsinomanın başlangıç lezyonu olan bu hastalığın etkili tedavisi, ayrıca uygun korunma önlemlerine dikkat çekilmesi amaçlandı. 1

11 2. GENEL BİLGİLER Solar, senil ve aktinik keratoz adlarıile de bilinen bu tabloda klinik olarak kırmızı, kahverengi hiperkeratotik yüzeyli lezyonlar genellikle güneşgören vücut bölgelerinde gelişirler (Şekil 1). Aktinik keratoz invaziv skuamöz hücreli karsinomanın başlangıç lezyonu olarak da kabul edilebilir. 6, Tarihçe Dubreuilh nin 1904 te aktinik keratozu ilk olarak tanımladığına inanılsa da, literatürde aktinik keratozun, seboreik keratoz ve verruka vulgaristen tam olarak ayrılmasıbir yirmi yıl daha almıştır lu yıllarda Montgomery, MacKee gibi araştırıcıların özenli çalışmaları, bu konudaki kavram karışıklığının giderilmesine yardımcı olmuştur. 9,10 Son yıllarda da bu konuda aydınlatıcı çalışmalar yapılmaktadır. 2,11 İsimlendirme için önceleri güneşmaruziyeti ile doğrudan bağlantılıolduğu göz önünde bulundurularak solar keratoz terimi tercih edilirken, günümüzde aktinik keratoz terimi daha ön planda yer almaktadır. Aktinik keratozun gelişimi yaşlılıktan çok, güneşe maruziyetin bir sonucu olduğundan, bir diğer terim olarak kullanılmakta olan senil keratoz deyimi bir açıdan yanıltıcıanlam da taşımaktadır Predispozisyon ve epidemiyoloji Aktinik keratoz, yaşlıve açık ten rengine sahip kişilerde daha sık görülmektedir. Görülme sıklığıyaşla birlikte artmaktadır. 12 Ama en önemli faktör güneşışığına uzun süreli maruz kalmaktır. Açık ten rengi önemli bir predispoze faktördür. Amerikan Dermatoloji Akademisi predispoze faktör taşıyanlarda, 40 yaşın üzerinde olanların yarısından fazlasında en az bir aktinik keratoz gelişebileceğini ileri sürmektedir. 13 Tropikal kuşağa yakın yaşayan beyaz ırkta sıklık yüksektir. 40 yaşın üzerindeki Avusturyalılarda sıklık %60 olarak bildirilmektedir. 14 Aktinik keratoz için Amerika'da her yıl en az 920 milyon dolarlık maliyet içeren yaklaşık 5,2 milyon hekim başvurusu 2

12 yapılmaktadır. 15 Yine ABD de dermatoloji polikliniklerinde muayene olan hastalara konulan tanılarda 3. sırada aktinik keratoz yer almaktadır. 16 Mesleğini güneşaltında yapıyor olmak (çiftçi, denizci vb.) aktinik keratoz oluşumuna zemin hazırlamaktadır. İmmunosupresyon ve kseroderma pigmentosum gibi genetik hastalıklarda da sık görülmektedir. 17 Özellikle immunosupresif tedavi alan hastaların bu açıdan büyük risk taşıdıklarıve ultraviyolenin zararlıetkilerinden kesinlikle korunmalarıgerektiği bildirilmektedir. 18 Bronz tenin moda olmasıve yaşam şekillerinin değişmesi nedeniyle son yıllarda genç popülâsyonda daha sık görülmeye başlamıştır. Aktinik keratozlar üzerinde melanoma dışıderi kanserleri gelişme olasılığıiçin %0.025 ile %16 arasında oldukça farklısıklıklar bildirilmektedir. 13 Bir çalışmada deri yerleşimli skuamöz hücreli karsinomaların %97 sinin aktinik keratozların üzerinde geliştiği tespit edilmiştir. 19 Süre faktörünün de bir değişken olarak değerlendirildiği bir diğer çalışmada ise 10 yıllık bir süre göz önüne alındığında aktinik keratozlar üzerinde %10,2 oranında skuamöz hücreli karsinoma gelişme olasılığıolduğu belirtilmektedir. Bu oranlar diğer vücut bölgelerinde, özellikle de kadın üreme sisteminde intraepitelyal neoplazmların gelişmesiyle kıyaslanabilecek seviyededir Etyopatogenez Ultraviyole epidermal keratinositlerin genetik materyalini etkileyerek atipik hücrelerin ortaya çıkmasına yol açmaktadır. Bu durum özellikle UVB etkisiyle ortaya çıkmaktadır. UVB öncelikle epidermal hücrelerde DNA hasarına yol açar, bu süreç de apoptozisi düzenleyen p53 geninde mutasyonla sonuçlanır. 14 UVB radyasyonu, DNA ve RNA içinde, keratinositlerin neoplastik transformasyonuna neden olan mutasyonlarla sonuçlanan timidin dimer formasyonunun oluşumunun sorumlusudur. Aktinik keratoz oluşumunda özellikle ilgi çekici olan iki mutasyon alanı, 17p132 kromozomunda lokalize tümör supressör gen p53 ve telomerazdır. Telomeraz aktivitesinin artışı, apopitozisi geciktirmekte ve hücre ömrünü uzatmaktadır. Genellikle p53 mutasyonları DNA tamirinin azaldığıbölgelerde oluşmakta ve hasarın hücre bölünmeleri süreci 3

13 boyunca yayılmasına olanak sağlamaktadır. Bu mutasyonlar p53 ün, şiddetli hasara uğrayan hücrelerin apopitozise uğramasıgörevini engellemektedir. 20 Hücre DNA sında oluşan mutasyon tamir edilmez ise hücre kontrol edilemez şekilde çoğalmakta ve tümör oluşmaktadır. UV ayrıca immüniteyi baskılayarak tümöral hücrelerin yok edilmesini zorlaştırmakta ve böylece neoplastik hücrelerin proliferasyonuna uygun ortam hazırlamaktadır. 3,21,22 Aktinik keratozda bulunan p53 gen mutasyonlarının benzeri skuamöz hücreli karsinomada da bulunabilmektedir. Bu genetik bağlantı, aktinik keratozun daha başlangıçta malign olan doğasınıdestekleyen bir bulgu olarak ileri sürülebilir Klinik Yüzde, alında, burun sırtında, kulak kepçelerinin konkav yüzünde, boyun, kol ve ellerde eritematöz, kahverengi veya normal deri renginde, hiperkeratotik, keskin sınırlı genellikle çok sayıda lezyonlar gözlenir (Şekil 2). Lezyon çevresinde ultraviyole maruziyetine bağlıdeğişiklikler, telenjiyektazik görünüm, eritem, hiperpigmentasyon, sarımsırenk değişikliği dikkat çekebilir (Şekil 3). Hiperkeratotik yüzey, lezyon gözle görülmediği halde palpasyonla hissedilebilir. Büyüklük çok değişkendir. Birkaç mm den birkaç cm. çapa dek değişen lezyonlar gözlenebilir. 20 Aktinik keratoz lezyonları giderek kalınlaşabilir ve kornu kutaneum benzeri hipertrofik lezyonlar oluşturabilir. 23 Klinik olarak değişime uğramışlezyonların bazılarıskuamöz hücreli karsinomaya dönüşmüşolabilir ve klinik olarak skuamöz hücreli karsinomadan ayrımıoldukça güçtür. Hassasiyet, kaşıntıve yanma semptomlarıbulunabilir. Bu semptomlar aktinik keratoz ve skuamöz hücreli karsinoma için genellikle benzerdir. 11 Tanıdaki ana özellikler Tablo 1 de açıklanmıştır. Tablo 1. Aktinik keratoz: Tanısal özellikler 2 Klinik görünüm: Hiperkeratotik yüzeyli papül (sıklıkla iyi sınırlı) Deri tipi: Açık tenli Yerleşim: Güneşe açık gövde ve ekstremite bölgelerinde Büyüklük: Toplu iğne başıile 1 cm. arasında değişken Renk: Deri renginde veya kırmızımsı, bazen kırmızımsıkahverengi ya da sarımsısiyah renkte Deride güneşhasarıile ilgili kanıtlar olması: Telenjiyektaziler, solar elastozis, solar lentigo, efelid vb. 4

14 Aktinik keratozun klinik tipleri olarak başlıca tipik-hiperkeratotik, likenoid ve pigmente tipler sayılabilir. Klinik tipler Tablo 2 de açıklanmıştır. Özellikle kornu kutaneum benzeri lezyonların aktinik keratoz zemininde sıklıkla gelişebileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Bir çalışmada bu oran %15,7 olarak bildirilmiştir. 24 Tablo 2. Aktinik keratozun klinik tipleri 2,17 1. Hiperkeratotik tip (tipik) 2. Palpabl papüler aktinik keratoz 3. Hipertrofik aktinik keratoz 4. Aktinik keilitis 5. Süperfisiyel pigmente aktinik keratoz 6. Atrofik aktinik keratoz 7. Likenoid aktinik keratoz 8. Aktinik konjunktivitis Pigmente tip aktinik keratozlar ise klinik olarak lentigolarla hatta melanoma ile karışabilir. Aktinik keratozla başlıca ayırıcıtanıya gidilmesi gereken hastalıklar Tablo 3 te sıralanmaktadır. Bunlar arasındaki ayrım için dermoskopik muayenenin oldukça yararlıolduğu ileri sürülmektedir. 25 Tablo 3. Aktinik keratozun ayırıcıtanısı 2 Diskoid lupus eritematozus (küçük plak) Somon rengi, atrofik alanlarımevcuttur. Ayırıcıtanıiçin biyopsi gerekebilir Seboreik keratoz Büyüteç altında lezyonda verrüköz, karnabaharımsıyapıgözlenir. Koksidiyodomikozisin soliter kutanöz papülonodülleri Endemik yerlerde yaşama veya seyahat öyküsü dikkate alınmalıdır. Dissemine süperfisiyel aktinik porokeratoz Her bir lezyonun sınırında küçük keratotik çizgisel kabartılar mevcuttur. Büyük hücreli akantoma Hafifçe pigmente ve keratotik 5 10 mm plak tarzında lezyon gözlenir. 5

15 Klinik izlemde, uzun yıllar hatta dekadlar sonrasında malign transformasyon gözlenebilir. İnfiltrasyon, kalınlaşma ve ülserasyon görülmesi malign dönüşüm açısından önemli klinik kriterlerdir. Aktinik keratozda malignensi için artmışriske işaret eden klinik parametreler özel bir tanımlama ile vurgulanmaktadır. Bu tanımlama literatürde IDRBEU olarak adlandırılmaktadır. Açılımı ise; I: (Induration / Inflammation: Endurasyon / İnflamasyon), D: (Diameter: Çap > 1 cm), R: (Rapid Enlargement: Hızlıbüyüme), B: (Bleeding: Kanama), E: (Erythema: Eritem), ve U: (Ulceration: Ülserasyon) şeklindedir. 26 Daha önce de belirtildiği gibi semptom olarak hasta kaşıntı, yanma, ağrıgibi şikâyetlerde bulunabilir. Ama aynızamanda bu tarz şikâyetlerin hastalığın skuamöz hücreli karsinomaya dönüşmesinin işareti olabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. Bazıaraştırmalarda aktinik keratoz ile skuamöz hücreli karsinomanın ilk muayenede klinik olarak kolaylıkla ayırt edilemeyebileceği ileri sürülmektedir. Histolojik ve klinik olarak bu iki tanıarasında, iki hastalığın güvenilir ayrımınıneredeyse imkânsız kılacak bir progresyon ve devamlılık olduğu, birisi, herhangi bir açık ayırıcıözellik göstermeksizin diğerini geliştirebileceği için, hangi aktinik keratoz lezyonunun invaziv skuamöz hücreli karsinomaya ilerleyeceğini önceden belirleyebilmenin imkânsız olduğu ileri sürülmektedir. 17 Genel olarak aktinik keratoz tanısıkonmuşhastaların diğer deri kanserlerinin gelişme olasılığıaçısından yüksek riskli grupta olduklarıbildirilmektedir Histopatoloji Aktinik keratozun hipertrofik, atrofik, bowenoid ve akantolitik histopatolojik tiplerinden söz edilebilir. Aktinik keratozun histopatolojik tiplerinin bir dökümü Tablo 4 de verilmektedir. Tablo 4. Aktinik keratozun histopatolojik tipleri 2 1. Tipik (Skuamöz hücreli karsinoma grade 1/2) 2. Bowenoid (Tam kat epidermal değişiklikler) 3. Hipertrofik 4. Akantolitik 5. Pigmente 6. Likenoid 7. Proliferatif 6

16 Ayrıca yukarıda sayılan tiplere ait özelliklerin bir arada görülebildiği mikst histopatolojik tipte aktinik keratozlar da görülebilmektedir. Aktinik keratoz, histopatolojik olarak, epidermisin kutanöz displazisidir ve epidermisin alt tabakalarında atipik keratinositlerin varlığıyla karakterizedir (Şekil 4). 7,11 Bundan dolayı, sellüler polarite değişiklikleri, displazi ve nükleer atipi karakteristiktir. Epidermal hücreler anormal görünür, normal keratinositlerden daha az bazofiliktir, değişken büyüklük ve şekillerdedirler. Sıklıkla, belirgin nukleolusludur ve bazen genişlemişbirkaç nukleus gözlenebilir. Bazıhücreler çok nukleuslu olabilir ve bir kısmımitotik figürler gösterebilir. Tek hücre keratinizasyonu bazen gözlenebilir. 2 Süperfisiyel epidermal tabakaların defektif maturasyonu parakeratoz ve hiperkeratoz ile sonuçlanır, stratum korneum gevşek ya da sıkıgörünümde olabilir. Akantoz ve akantoliz görülebilir (Şekil 5). Akantolitik hücrelerle suprabazal ayrışma, özel bir klinik ve prognostik farklılığa işaret etmez, fakat adenoid skuamöz hücreli karsinoma gelişimine yol açan aktinik keratoz tipi büyük olasılıkla bu tiptir. 27 Adneksiyal yapıların üzerinde görülen normal hiperkeratoz ile ortokeratotik hiperkeratoz ve parakeratoz yer değiştirebilir. Akantoz düzensizdir, sıklıkla aşağıya doğru küçük tomurcuklar şeklinde uzanır. Diskeratoz belirgin olabilir. Epidermis içindeki boşluklarda corps rounds ve grains olarak adlandırılan kısmi keratinize hücreler görülebilir. 9 Lenfosit ve histiyositlerden oluşan hafif bir inflamatuar infiltrasyon sıktır. 14 Kıl follikülleri, sebase glandlar, apokrin ve ekrin ter bezleri ve kanallarıdeğişikliğe uğramamıştır. 2 Aktinik keratoz hemen hemen her zaman solar elastozisle birlikte ortaya çıkar (Şekil 6), dolayısıyla solar elastozisin olmayışı, hastanın anormal DNA tamiri ile karakterize bir genodermatozu yoksa klinik tanının tekrar gözden geçirilmesini gerektirir. Aktinik keratoz ve skuamöz hücreli karsinomanın histopatolojik olarak kolayca ayırt edilemeyebileceği ileri sürülmektedir. 20 Eğer aktinik keratoz biyopsi materyalinin sınırlarında devam ediyorsa, bu olguların yarısında 3 yıl içinde rekürrens görülme olasılığından söz edilmektedir. 28 Aktinik keratoz en sık skuamöz hücreli karsinoma ile ilişkili olmakla birlikte, bir aktinik keratoz üzerinde ara sıra bazal hücreli karsinoma ya da nadiren sebase karsinoma gelişebilmektedir. 29 7

17 Aktinik keratoz ile skuamöz hücreli karsinoma arasındaki ilişkiyi daha iyi ortaya koymak amacıyla keratinosit intraepitelyal neoplazi, proliferatif aktinik keratoz, inflame aktinik keratoz gibi histopatolojik tanımlamalar da yapılmaya başlanmıştır Histopatolojik ayırıcıtanı Karakteristik aktinik keratoz dermal ekleri tutmayan fokal displazi içermektedir. Atipik vakuolize hücreler Paget hastalığındakine benzer. Fakat keratinosit diskeratozunun ve desmozomların varlığı, ayırıcıtanıda yardımcıdır. 30 Ayrıca aktinik keratoz, lupus eritematozus, liken planus ve diğer likenoid erupsiyonlarla karıştırılmasına neden olan hipergranülozis, atrofi ve bazal tabakada likefaksiyon dejenerasyonu gibi özellikler gösterebilir. Bazen parakeratotik sütunlar porokeratozisin cornoid lamellasına benzer ve bunlarıdissemine süperfisiyel aktinik porokeratozdan ayırt etmek zordur. Elektrodessikasyon ile tedavi edilmişaktinik keratozun altında primer kutanöz ekstraskeletal osteosarkoma gibi alışılmadık bulguların nadiren oluştuğu bildirilmektedir Prognoz Genellikle dudak dışıyerleşimli aktinik keratozların düşük derecede malign potansiyele sahip olduğu kabul edilmektedir. 7 Oldukça genişbir seriyi (560 olgu) içeren bir çalışmada, aktinik keratozların %21 inin 12 aylık periyotta spontan gerilediği ve hiçbirinin skuamöz hücreli karsinomaya ilerlemediği bildirilmektedir. 32 Avustralya da yapılan bir çalışmada ise 40 yaşve üzerinde 1140 olgunun 616 sında (%59,2 ) aktinik keratoz tespit edildiği, bunların 224 ünde (%36,4 ) en azından bir aktinik keratoz lezyonunun 1 yıl içinde spontan remisyona uğradığıbildirilmektedir. Yine bu yayında 224 kişinin ilk incelemesinde, 1873 aktinik keratoz lezyonunun olduğu ve toplamda 485 (%25,9) lezyonun spontan iyileşme gösterdiği belirtilmektedir. Diğer yandan bu araştırmada her bir aktinik keratoz için skuamöz hücreli karsinoma gelişim insidans oranı%0.24 olarak belirlenmiştir. 33 Karşıt bir görüşolarak bazıaraştırmacılar aktinik keratozun spontan regresyona uğradığıile ilgili kesin kanıtlar bulunmadığınıve aktinik 8

18 keratozun oldukça yavaşbir şekilde de olsa skuamöz hücreli karsinomaya ilerlediğini savunmaktadır. 6 Yapılan çalışmalarda hangi aktinik keratoz lezyonunun dermis invazyonu geliştireceğini tahmin etmenin zor olduğu ileri sürülmektedir. 19,34,35 Bu oranı belirlemek için gerçekleştirilen bir çalışmada ortalama 7,7 aktinik keratoz lezyonuna sahip bir birey için, 10 yılın üzerindeki bir sürede %10,2 oranında skuamöz hücreli karsinoma geliştirme riski beklenebileceği öne sürülmektedir. 34 Aktinik keratozlu 203 hastada yapılan bir başka çalışmada skuamöz hücreli karsinoma için yıllık risk oranı%6 olarak bulunmuştur. 36 Sonuç olarak, immün sistemi baskılanmışhastalarda daha yüksek risk olmakla birlikte, skuamöz hücreli karsinomaya progresyon oranının oldukça değişken olduğu gözlenmektedir. 37 Diğer yandan aktinik keratoz kökenli skuamöz hücreli karsinomaların, kronik radyasyon, arsenik ve skar keratozlarından kaynaklananlara kıyasla daha düşük metastatik potansiyele sahip olduğu bildirilmektedir Tedavi Aktinik keratoz için çok sayıda tedavi seçeneği mevcuttur (Tablo 5). Aktinik keratozda lezyonların genellikle çok sayıda olmasıtedavi yönteminin belirlenmesinde güçlük yaratan bir durumdur. Destrüktif yöntemler olarak; kriyoterapi, elektrodessikasyon, fotodinamik tedavi ve lazer ön planda tercih edilen yöntemlerdir. Çok sayıdaki lezyonlarda 5-fluorourasil (5-FU), diklofenak ve imikimod gibi topikal kemoterapötik ajanlar da kullanıma girmiştir. Tretinoin gibi topikal retinoidler de kullanılabilecek tedavi seçenekleri arasında sayılmaktadır. Dermabrazyon ve özellikle triklorasetik asit ve fenolle uygulanan kimyasal peeling ise daha az başvurulan yöntemlerdir. 38 Bu yöntemlerden en sıklıkla kullanılan kriyoterapide çok sayıdaki lezyona aynı seansta uygulama, yaşlılığa ait kontrendikasyonların tedavi seçeneğini olumsuz yönde etkilememesi, ucuzluk gibi avantajlar ön plandadır. Aynızamanda likit nitrojen ile uygulanan kriyoterapinin yaklaşık %100 kür oranına sahip olduğu bildirilmektedir. 39,40 Bu tedavi yönteminin dezavantajlarıolarak hipopigmentasyon ve sakallıbölgede alopesi gibi komplikasyonlar oluşabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. 41 9

19 1960 lıyılların başında Edmund Klein tarafından ilk olarak kullanıldığından beri, topikal 5-fluorourasil tedavide yer almaktadır. 42,43,44,45,46 En sık kullanılan %5 ve %0,5 krem olmak üzere, topikal fluorourasilin aktinik keratoz ve aktinik keilitis tedavisi için FDA tarafından onaylanan pek çok konsantrasyon ve formülasyonu bulunmaktadır. 47 Uygulama alanında sıklıkla irritasyon, eritem ve yanma oluşmaktadır. Karşılaştırmalıçalışmalar fluorourasil %0,5 kremin, fluorourasil %5 kremle aynı etkinlikte olmakla birlikte, daha ucuz, daha güvenilir ve daha tolere edilebilir olduğunu göstermiştir. 2 Yine %5 5-FU ile imikimodun etkinlik ve tolerabilitelerinin karşılaştırıldığıbir çalışmada, 5-FU krem, subklinik aktinik keratoz lezyonlarının klinik olarak fark edilebilir hale gelmesi, aktinik keratoz sayısının azaltılması(total aktinik keratoz sayısı, 24 haftalık sürenin sonunda %94 e karşılık %66), tam iyileşme elde edilmesi (24 haftada insidans %84 e karşı%24) ve hızlıiyileşme süresi gibi özellikler göz önünde bulundurulduğunda imikimoddan daha etkili bulunmuştur. Bu çalışmada 5- fluorourasil in aktinik keratozun tedavisinde tercih edilebilir bir yöntem olduğu ileri sürülmektedir. 48 Diğer yandan yüz ve saçlıderideki aktinik keratoz lezyonlarında imikimod un 5-fluorourasil e göre daha etkili olduğunu bildiren çalışmalar da mevcuttur. 49,50,51,52 Proinflamatuar süreçte etkili bir mediyatör olan siklooksijenaz ile karsinogenez arasındaki ilişkinin tespit edilmesi üzerine aktinik keratoz tedavisinde topikal nonsteroid antiinflamatuar ilaçların etkili olabileceği öngörülmüştür. Bunlar arasında en sık kullanılanı%3 diklofenak olmuştur. 51 Orta derecede etkinliğe sahip olduğu ileri sürülmektedir. 2 Bazıçalışmalarda alternatif bir tedavi yöntemi olarak kullanılabileceği bildirilmektedir. 53 Diğer tedavi yöntemleri olarak dermabrazyon ve kimyasal peeling uygulamalarının özellikle, alopesik hale gelmişsaçlıderi alanıgibi geniştutulum olan bölgelerde kullanışlıseçenekler olduklarıileri sürülmektedir. 54,55 Fotodinamik tedavinin (PDT) yüz ve saçlıderideki hipertrofik olmayan aktinik keratoz lezyonlarında güvenli ve etkili bir tedavi yöntemi olduğu bildirilmektedir. Bu çalışmalarda PDT ile tedavide 5-FU veya imikimod gibi topikal ajanların oluşturduğu 10

20 yan etkilerin görülmediği, özellikle çok sayıdaki aktinik keratoz ve aktinik keilitis lezyonlarında iyi bir seçenek olduğu belirtilmektedir. 56,57 Topikal veya sistemik retinoidlerin aktinik keratozun kemoprofilaksisinde kullanılabileceği ileri sürülmektedir, ancak bu konudaki veriler oldukça tartışmalıdır. 58,59 İntralezyonel α2 interferonun aktinik keratozda tedavi edici etkisi kanıtlanmıştır. Ama uygulamada multipl enjeksiyon gerekmesi, interferonun sistemik yan etkileri gibi dezavantajlar bildirilmektedir. 60 Son 10 yılda karbondioksit ve erbium: YAG lazerlerinin aktinik keratozda başarı ile kullanılmaya başlandığıgörülmektedir. Diğer tedavi yöntemlerini istemeyen ve çok sayıda lezyonu olan hastalarda tedavi seçenekleri arasında giderek daha fazla ön plana çıkmaktadır. 61 Kseroderma pigmentozumlu hastalarda, T4 endonükleaz 5 (T4N5) lipozom losyonun 1 yıl süre ile uygulanmasının, plasebo ile karşılaştırıldığında aktinik keratoz ve deri kanseri gelişme olasılığıoranınıazalttığıtespit edilmiştir. Bu bulgudan yola çıkarak, benzer olgularda, bakteriyel DNA hasarınıtamir eden bir enzim olan T4 endonükleaz 5 in kullanımıgündeme gelmiştir. Bu enzimin aktivitesi DNA hasarını azaltmakta ve/veya DNA tamir oranınıartırmakta gibi görünmektedir. 62 Tablo 5. Aktinik keratoz için tedavi seçenekleri 2 1. Likit nitrojen ile kriyocerrahi 2. Topikal 5-Fluorourasil 3. Topikal imikimod 4. Topikal diklofenak 5. Küretaj ve elektrodesikasyon 6. Fotodinamik tedavi 7. Dermabrazyon 8. Topikal veya sistemik retinoidler 9. İntralezyonel interferon 10. Kimyasal peeling 11. T4 endonükleaz 5 (T4N5) lipozom losyon 11

21 Klinik olarak skuamöz hücreli karsinomadan ayırt edilmesi sıklıkla güç olduğundan, tedavide kozmetik kaygıların ikinci planda bırakılarak agresif davranılmasını ileri sürenler vardır. 17 Bir korunma önlemi olarak güneşten koruyucuların düzenli kullanımının aktinik keratoz oluşumunu engelleyici özelliği kanıtlanmıştır. 63 Aktinik keratoz gelişiminde kümülatif güneşmaruziyeti major risk faktörü olduğundan, çocukluk çağından itibaren güneşmaruziyetinin önlenmesinin, ileri dönemde aktinik keratoz ve skuamöz hücreli karsinoma insidansınıazalttığıtespit edilmiştir

22 3. GEREÇ VE YÖNTEM Çalışma grubumuza Aralık 2005 ile Nisan 2008 tarihleri arasında Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalıpolikliniğine başvuran, en az bir adet aktinik keratoz lezyonu olan 50 olgu alındı. Çalışma öncesinde Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Etik Kurulu ndan çalışma ile ilgili onay alındı. Klinik görünümü ile aktinik keratoz tanısıkonulan olguların klinik ön tanılarıdermoskopik inceleme yapılarak doğrulandı. Klinik ve dermoskopik inceleme sonucunda Bowen hastalığıdüşünülen, ancak histopatolojik olarak akantolitik tipte aktinik keratoz tanısı alan 1 olgu da çalışma kapsamına alındı. Klinik ve dermoskopik inceleme sonucunda aktinik keratoz düşünülen, ancak histopatolojik tanısıuyumlu olmayan olgular çalışmanın dışında tutuldu. Çalışmaya alınan olguların adı-soyadı, yaşı, cinsiyeti, mesleği, Fitzpatrick e göre deri fenotipi, lezyon sayıları, lezyonlarının bulunma süreleri, lezyonların klinik görünümü, histopatolojik inceleme ile kanıtlanmışeşlik eden deri malignitesi varlığı, eşlik eden malignite dışında lezyonların varlığıgibi özellikleri kaydedildi. Kaydedilen bilgiler Microsoft Excel programına aktarıldı. Klinik muayene ve dermoskopik inceleme sonrasında olgular bilgilendirildi, yazılıaydınlatılmışonamlarıalınarak klinik fotoğraflarıçekildi ve her olgunun bir aktinik keratoz lezyonundan insizyonel biyopsi örneği alındı. Alınan doku örnekleri %10 luk formaldehit solüsyonunda tespit edildikten sonra histopatolojik inceleme için Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı na gönderildi. Olguların histopatolojik tanıve tiplendirmeleri Patoloji Anabilim Dalıtarafından yapıldı. Bulguların istatistiksel analizlerinin yapılmasıiçin Fisher Exact testi kullanıldı. 13

23 4. BULGULAR Çalışma kapsamına Aralık 2005 ile Nisan 2008 arasında Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalıpolikliniğine başvuran aktinik keratozlu 25 erkek, 25 kadın olmak üzere toplam 50 hasta alındıve histopatolojik tipler açısından bunların 50 lezyonu incelendi. Yaşları40 ile 80 arasında değişen hastaların ortalama yaşı63,9 ± 10,1 olarak belirlendi. Olguların %84 ü 55 yaşın üzerinde, %42 si ise 66 yaşın üzerinde idi. Cinsiyet dağılımıeşit olarak saptanan olguların yaşve cinsiyet dağılımıtablo 6 da gösterilmektedir. Tablo 6. Olguların yaşve cinsiyet dağılımı Cinsiyet Yaş Sayı(%) Kadın Erkek Kadın (%) Erkek (%) (6) (6) (4) (22) (20) ve üzeri 21 (42) Toplam 50 (100) Olgular Fitzpatrick deri tiplerine göre Tip II, Tip III ve Tip IV deri tipi olarak değerlendirildi. Bunların 12 adedi (%24) Tip II, 15 i (%30) Tip III ve 23 ü (%46) Tip IV deri tipinde idi. Olguların deri tiplerine göre dağılımıtablo 7 de gösterilmektedir. Tablo 7. Olguların deri tiplerine göre dağılımı Cinsiyet Deri tipi Sayı(%) Kadın Erkek Kadın (%) Erkek (%) Tip II 12 (24) Tip III 15 (30) Tip IV 23 (46) Toplam 50 (100)

24 Çalışmaya alınan olguların 13 adedi (%26) emekli, 22 si (%44) ev hanımı, 3 adedi (%6) çiftçi, 12 si (%24) memur ve 1 adedi (%2) işçi idi. Olguların mesleklerine göre dağılımıtablo 8 de gösterilmektedir. Tablo 8. Olguların mesleğe göre dağılımı Meslek Sayı (%) Emekli Ev hanımı Çiftçi 3 6 Memur İşçi 1 2 Toplam Olgular lezyon sayılarına göre değerlendirildiğinde, 22 hastanın tek lezyonu vardıve bunlar tüm olguların %44 ünü oluşturmaktaydı. Lezyon sayısı5 ve üzerinde olanlar multipl olarak değerlendirildi ve bunlar tüm olguların %42 sini oluşturmaktaydı. Olguların lezyon sayılarına göre dağılımıtablo 9 da gösterilmektedir. Tablo 9. Olguların lezyon sayılarına göre dağılımı Lezyon sayısı Sayı (%) Tek Multipl (5 veya daha fazla) Toplam

25 Olgular lezyonların sürelerine göre değerlendirildiğinde, lezyon süresi 12 ay veya daha az olan 16 olgu saptandıve bunlar tüm olguların %32 sini temsil etmekteydi. Lezyon süresi 120 ay üzerinde olan 10 olgu vardıve bunlar tüm olguların %20 sini oluşturmaktaydı. Olguların lezyon sürelerine göre dağılımı Tablo 10 da gösterilmektedir. Tablo 10. Olguların lezyon sürelerine göre dağılımı Lezyon süresi Sayı (%) 12 ay veya daha az ay ay aydan fazla Toplam Olgular lezyonlarının yerleşim yerlerine göre değerlendirildiğinde, lezyonları sadece yüzde yerleşim gösteren 37 olgu saptandıve bunlar tüm olguların %74 ünü oluşturmaktaydı. Lezyonlarıyüz, saçlıderi, kulak kepçesi ve el sırtlarında yaygın olarak yerleşen olgular yaygın olarak değerlendirildi. Yaygın lezyonlarıolanların oranı tüm olgulara göre %18 olarak değerlendirildi. Aktinik keratozun klasik yerleşim yerleri olan yüz, alopesik skalp, kulak kepçesi ve el sırtlarında lezyonu olmayıp sadece bacak distalinde tek lezyonu bulunan 1 olgu (%2) bulunmaktaydı. Olguların lezyonlarının yerleşim yerlerine göre dağılımıtablo 11 de gösterilmektedir. Tablo 11. Olguların lezyonlarının yerleşim yerlerine göre dağılımı Yerleşim yeri Sayı (%) Yüz Kulak kepçesi 3 6 Yaygın 9 18 Diğer 1 2 Toplam

26 Olgular lezyonların klinik tiplerine göre değerlendirildi. Eritematöz ya da kahverengi zeminde hiperkeratotik papüller şeklinde olan 47 lezyon (%94) tipik aktinik keratoz olarak değerlendirildi. Bir olgu (%2) palpabl papüler aktinik keratoz, yine 1 olgu (%2) kornu kutaneum klinik tipinde idi. Klinik olarak Bowen hastalığıdüşünülen, histopatolojik olarak akantolitik tipte aktinik keratoz tanısıalan 1 olgu bulunmaktaydı. Bu olgu diğer lezyonlardan farklıolarak atipik (bacak) yerleşimli idi. Olguların lezyonların klinik tiplerine göre dağılımıtablo 12 de gösterilmektedir. Tablo 12. Olguların lezyonlarının klinik tiplerine göre dağılımı Klinik tip Sayı (%) Tipik Bowenoid 1 2 Kornu kutaneum 1 2 Palpabl papüler 1 2 Toplam Olgulardan alınan biyopsiler histopatolojik tiplere göre incelendi. 27 olgu (%54) hipertrofik tipte, 18 olgu (%36) atrofik tipte, 2 olgu (%4) akantolitik tipte ve 3 olgu da (%6) mikst tipte idi. Mikst tip olarak değerlendirilen 3 olgunun 2 si hipertrofik akantolitik, 1 i ise hipertrofik atrofik olarak değerlendirildi. Olguların histopatolojik tiplere göre dağılımıtablo 13 te gösterilmektedir. Tablo 13. Olguların lezyonlarının histopatolojik tiplere göre dağılımı Histopatolojik tip Sayı (%) Hipertrofik Atrofik Akantolitik 2 4 Mikst 3 6 Toplam

27 Olgular eşlik eden karsinoma dışılezyon varlığına göre değerlendirildi. 21 olgunun aktinik keratoz yanısıra solar lentigolarıda mevcuttu ve bunlar tüm olguların %42 sini oluşturmaktaydı. 23 olguda seboreik keratozlar da mevcuttu ve bunlar da tüm olguların %46 sınıtemsil ediyordu. Olgularımızın 6 sında (%12) eşlik eden herhangi bir lezyona rastlanmadı. Olguların eşlik eden karsinoma dışılezyon varlığına göre dağılımı Tablo 14 te gösterilmektedir. Tablo 14. Olguların eşlik eden karsinoma dışılezyon varlığına göre dağılımı Eşlik eden lezyonlar Sayı (%) Solar lentigo Seboreik keratoz Yok 6 12 Toplam Olgular eşlik eden deri malignitesi varlığına göre değerlendirildi. Toplam 8 olguda (%16) eşlik eden en az bir deri malignitesi mevcuttu. 2 olguda (%4) skuamöz hücreli karsinoma, 3 olguda (%6) bazal hücreli karsinoma ve 1 olguda (%2) her iki deri malignitesi birlikte bulunmaktaydı. Mikozis fungoides tanısıile izlenen 1 olgu (%2) mevcuttu. Olguların eşlik eden deri malignitesi varlığına göre dağılımıtablo 15 te gösterilmektedir. Tablo 15. Olguların eşlik eden deri malignitesi varlığına göre dağılımı Malignite Sayı (%) Yok Skuamöz hücreli karsinoma 2 4 Bazal hücreli karsinoma 3 6 Melanoma 1 2 Skuamöz + Bazal hücreli karsinoma 1 2 Mikozis Fungoides 1 2 Toplam

28 Olgular deri tipleri ve eşlik eden deri malignitesi varlığına göre değerlendirildi. Tip II ve Tip III deri tipinde olan toplam 27 olgunun 4 ünde (%14,8) eşlik eden en az bir deri malignitesi bulunmaktaydı. Tip IV deri tipinde olan 23 olgunun ise 4 ünde (%17,4) en az bir deri malignitesi saptandı. Çalışmaya alınan Tip II ile Tip III gibi daha açık ten rengine sahip olgularla Tip IV deri fenotipine sahip olgular malignensi eşliğine göre karşılaştırıldığında iki grup arasında istatistiksel olarak anlamlıbir fark olmadığı tespit edildi (p>0,05). Olguların deri tipleri ve eşlik eden deri malignitesi varlığına göre dağılımıtablo 16 da gösterilmektedir. Tablo 16. Olguların deri tipi ve eşlik eden deri malignitesi varlığına göre dağılımı Deri tipi Sayı Eşlik eden malignite (%) Tip II + Tip III ,8 Tip IV ,4 Toplam p>0,05 Olgular lezyon süresi ve eşlik eden deri malignitesi varlığına göre değerlendirildi. Lezyon süresi 60 ay ve altında olan 33 olgunun 2 sinde (%6,01) en az bir deri malignitesi saptandı. 61 ay ve daha üzerinde lezyon süresi olan 17 olgunun ise 6 sında (%35,2) en az bir deri malignitesi saptandı. Olgular lezyon sürelerine ve eşlik eden malignitelere göre değerlendirildiklerinde, lezyon süreleri arttıkça eşlik eden malignite sayısının da artışgösterdiği, bu artışın istatistiksel olarak anlamlıolduğu tespit edildi (p<0,05). Olguların lezyon süresi ve eşlik eden deri malignitesi varlığına göre dağılımıtablo17 de gösterilmektedir. Tablo 17. Olguların lezyon süresi ve eşlik eden deri malignitesi varlığına göre dağılımı Lezyon süresi Sayı Eşlik eden malignite (%) 60 ay ve daha az ,01 61 ay ve üzeri ,2 Toplam p<0,05 19

29 Olgular yaşa göre eşlik eden deri malignitesi varlığına göre değerlendirildiğinde, 66 yaş ve üzerindeki 21 olgunun 6 sında (%28,6) en az bir deri malignitesi saptanmasına karşın, 65 yaşve altındaki 29 olgunun 2 sinde (%6,9) eşlik eden deri malignitesi vardı. Çalışma grubumuzda yaşarttıkça deri malignitesi görülme sıklığının artışıistatistiksel olarak değerlendirildi ve anlamlıbulundu (p<0,05). Olguların yaşa göre eşlik eden deri malignitesi varlığına göre değerlendirilmesi Tablo 18 de gösterilmektedir. Tablo 18. Olguların yaşve eşlik eden deri malignitesi varlığına göre dağılımı Yaş Sayı Eşlik eden malignite (%) 65 ve altı ,9 66 ve üzeri ,6 Toplam p<0,05 20

30 Şekil 1. Sağşakak bölgesinde hiperkeratotik aktinik keratoz Şekil 2. Alında multipl hiperkeratotik aktinik keratoz 21

31 Şekil 3. Sol yanakta tipik, hiperkeratotik aktinik keratoz ve solar hasarlanmaya işaret eden telenjiyektazi ve solar lentigolar Şekil 4. Epidermiste rete çıkıntılarında silinme, epidermal atrofi, intraepidermal yer yer displazik özellik gösteren keratinositler: Atrofik tip aktinik keratoz (H-E X 400) 22

32 Şekil 5. Bazal tabakada yer yer atipik özellik gösteren keratinositler, suprabazal bölgede lakün oluşumu ve lakün içinde akantolitik hücreler, üst dermiste inflamatuar hücre infiltrasyonu: Akantolitik tip aktinik keratoz (H-E X 200) Şekil 6. Epidermiste hiperkeratoz, akantoz, dermal solar dejenerasyon: Hipertrofik tip aktinik keratoz (H-E X 100) 23

33 5. TARTIŞMA Aktinik keratozun görülme sıklığının yaşla birlikte arttığıbilinmektedir. 12 Aktinik keratoz üzerine yapılmışepidemiyolojik çalışmalarda gösterilen bir diğer bulgu tropikal kuşağa yakın yaşayan beyaz ırkta yüksek sıklık görülmesidir. Bu konuda yapılan bir çalışmada 40 yaşın üzerindeki Avusturyalıbeyaz popülâsyonda aktinik keratoz prevalansı%40 ın üzerinde tespit edilmiştir. 65 Özellikle bölgemize benzer özellikte iklim koşullarına sahip olan bu çalışmada da gösterildiği gibi 40 lıyaşlar üzeri aktinik keratozun en sık görüldüğü yaşdilimidir. Bizim çalışmamızda olguların %84 ü 55 yaşın üzerinde, %42 si ise 66 yaşın üzerinde idi (Tablo 6). Bir diğer adısenil keratoz olan bu hastalığın ileri yaşgrubunda artışgösterdiği açıktır. Çalışma grubumuzdaki sonuçların literatür sonuçlarıile uyumlu olduğu görülmektedir. Aktinik keratoz, bronz tenin moda olmasıve yaşam şekillerinin değişmesi nedeniyle son yıllarda genç popülâsyonda daha sık görülmeye başlanmıştır. Bizim çalışmamızda da 6 olgunun (%12) 50 yaşın altında olmasıliteratür bilgilerine oranla oldukça yüksek bir oran olarak tespit edilmiştir. Çünkü yapılan epidemiyolojik çalışmalarda 3. dekaddaki sıklığın %10 un altında olduğu, olguların %80 inden fazlasının ise 7. dekadda olduğu bildirilmektedir. 66,67 Bu yüksek oranın Çukurova Bölgesinin iklimsel özellikleri ile ilgili olduğu ileri sürülebilir. Çukurova Bölgesinde, özel olarak Adana ilinde 2008 yılıortalamasıolarak, gün içinde güneşlenme saati 7,35 (saat) olarak bildirilmektedir. Bu rakam oldukça yüksektir. Karşılaştırılacak olursa aynı yıl için değerler Rize ili için 4,12 ve İstanbul için 6,02 dir. 5 Olgularımızın cinsiyet dağılımıise eşit olarak saptandı(tablo 6). Geçmişte yapılan epidemiyolojik çalışmalarda erkeklerin kadınlardan daha sık etkilendiği bildirilmekteydi. Son 50 yılda, değişen yaşam ve eğlence alışkanlıklarınedeniyle kadınların da daha yüksek oranda güneşe maruz kalmalarından ötürü, kadınlarda da erkeklerde görülen sıklıkta aktinik keratoz tespit edildiği bildirilmektedir. 68 Bizim bulgularımız da bu durumu destekler niteliktedir. 24

34 Olgular Fitzpatrick deri tiplerine göre Tip II, Tip III ve Tip IV deri tipi olarak değerlendirildi ve bunların 12 tanesi (%24) Tip II, 15 tanesi (%30) Tip III ve 23 tanesi (%46) Tip IV deri tipinde idi (Tablo 7). Aktinik keratozda, açık ten renginin önemli bir predispoze faktör olduğu bilinmektedir. Kolay güneşyanığıoluşan ve zor bronzlaşan açık tenli bireyler (Fitzpatrick Tip I ve II) en fazla risk altındadır. 69 Amerikan Dermatoloji Akademisi predispoze faktör taşıyanlardan, 40 yaşın üzerinde olanların yarısından fazlasında en az bir aktinik keratoz gelişebileceğini ileri sürmektedir. 13 Açık ten rengi bölgemiz için de önemli bir predispoze faktör olarak görülmektedir. Ama diğer yandan deri tipi Tip III ve Tip IV olan olgularda da, aktinik keratoz oranlarının açık tenli deriye sahip olanlar kadar yüksek bulunmasıyine Çukurova Bölgesinin iklim koşullarıile açıklanabilir. Olgularımız lezyon sayılarına göre değerlendirildiğinde 22 hastanın tek lezyonu vardıve bunlar tüm olguların %44 ünü oluşturmaktaydı. Lezyon sayısı5 ve üzerinde olanlar multipl olarak değerlendirildi ve bunlar tüm olguların %42 sini oluşturmaktaydı (Tablo 9). Avustralya da yapılan bir çalışmada aktinik keratozlu bireylerde ortalama lezyon sayısı6 8 olarak bildirilmektedir. 65 Olgularımızın lezyonlarıhenüz nispeten az sayıda iken kliniğimize başvuru yapmalarıdikkat çekici bir durumdur. Olgular lezyonların sürelerine göre değerlendirildiğinde, lezyon süresi 12 ay veya daha az olan 16 olgu saptandıve bunlar tüm olguların %32 sini temsil etmekteydi. Lezyon süresi 120 ay üzerinde olan 10 olgu vardıve bunlar tüm olguların %20 sini oluşturmaktaydı(tablo 10). Literatürde tedavi seçimini belirlemede, lezyonların büyüklüğü ve lokalizasyonunun yanısıra lezyon süresinin de önemi üzerinde durulmaktadır. 70 Bu açıdan bakıldığında lezyon süreleri kısa olan olguların fazla sayıda olmalarıerken tanıve tedavi açısından olumlu bir faktör olarak değerlendirilebilir. Diğer yandan yeterli süre ile tüm aktinik keratozlar üzerinde skuamöz hücreli kanser gelişebileceği teorik olarak ileri sürülmektedir. 6 Süre faktörünün bir değişken olarak değerlendirildiği bir çalışmada 10 yıllık bir süre göz önüne alındığında aktinik keratozların üzerinde %10,2 oranında skuamöz hücreli karsinoma gelişme olasılığı olduğu belirtilmektedir. 20 Bu bulgular da aktinik keratozda erken tanıve başvurunun önemini vurgulamaktadır. 25

35 Az sayıdaki lezyonlar ve kısa lezyon süreleri ile dermatoloji polikliniğine başvuran hastaların çalışma grubumuzda yüksek oranda olması, bölgemizdeki toplumun aktinik keratoz veya yüzdeki pigmente değişimleri fark edip, hastaneye başvurma konusunda yeterli uyarıaldığınıve bu konuda bilgi sahibi olduğunu göstermektedir. Kliniğimizde aktif olarak çalışan bir dermoskopi ünitesinin ve dermatolojik cerrahi biriminin bulunması, hastalar için olumlu sayılacak bu erken başvuru oranının yüksekliğini sağlayan bir diğer faktör olarak ileri sürülebilir. Olgular lezyonlarının yerleşim yerlerine göre değerlendirildiğinde lezyonları sadece yüzde yerleşen 37 olgu saptandı ve bunlar tüm olguların %74 ünü oluşturmaktaydı(tablo 11). Çalışmalarda aktinik keratoz lezyonlarının genellikle klasik yerleşim yerleri olan baş-boyun, ön kollar, el sırtlarıve alopesik skalp gibi alanlarda yerleştiği belirtilmektedir. Bu çalışmalardaki rakamlar, klasik yerleşim yerleri için %80 den yüksektir. 21 Kendi çalışmamızdaki yerleşim yerlerine ilişkin oranların literatür sonuçlarıile uyumlu olduğu görülmektedir. Gövdenin açık bölgelerinde aktinik keratozun yüksek oranda görülmesi, giysi ile örtünmenin önemli bir koruyucu faktör olduğuna işaret etmektedir. Bu bulgular ışığında, güneşten korunmanın sadece güneşten koruyuculara bırakılmaması, giysi, şapka ve buna benzer önlemlerle de desteklenmesi gerektiği öne sürülebilir. Aktinik keratozun klasik yerleşim yerleri olan yüz, alopesik skalp, kulak kepçesi ve el sırtlarında lezyonu olmayıp sadece bacak distalinde tek lezyonu bulunan 1 (%2) olgu bulunmaktaydı(tablo 11). Bu tip yerleşimlerin aktinik keratoz için nadir olduğu bilinmektedir. Bu bulgu ışığında aktinik keratoz muayenesinin sadece gövdenin açık alanlarıile sınırlandırılmaması, özellikle alt ekstremitelerin de nadir yerleşim olasılığıaçısından gözden geçirilmesi gerektiği ileri sürülebilir. Olgulardaki lezyonlar klinik tiplerine göre değerlendirildiğinde; eritematöz ya da kahverengi zeminde hiperkeratotik papüller şeklinde olan 47 olgudaki lezyonlar (%94) tipik aktinik keratoz olarak değerlendirildi (Tablo 12). En sık görülen klinik varyantın keratotik, yani tipik aktinik keratoz olduğu literatürde bildirilmektedir

Epidermal bazal hücrelerden veya kıl folikülünün dış kök kılıfından köken alan malin deri tm

Epidermal bazal hücrelerden veya kıl folikülünün dış kök kılıfından köken alan malin deri tm BAZAL HÜCRELİ KARSİNOM Epidermal bazal hücrelerden veya kıl folikülünün dış kök kılıfından köken alan malin deri tm Nadiren met. yapar fakat tedavisiz bırakıldığında invazif davranış göstermesi,lokal invazyon,

Detaylı

Dr. Özlem Erdem Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji AD 22. ULUSAL PATOLOJİ KONGRESİ

Dr. Özlem Erdem Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji AD 22. ULUSAL PATOLOJİ KONGRESİ Dr. Özlem Erdem Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji AD 22. ULUSAL PATOLOJİ KONGRESİ OLGU 45 yaşında erkek hasta Yaklaşık 1,5 yıldan beri devam eden alt ekstremite ve gövde alt kısımlarında daha

Detaylı

Deri Tümörleri Pratik Ders İçeriği

Deri Tümörleri Pratik Ders İçeriği Deri Tümörleri Pratik Ders İçeriği Deri Tümörleri DSÖ(2006) sınıflaması Yassı Hücreli Karsinom Bazal Hücreli Karsinom Bazoskuamoz Karsinom Melanositik Dermal Nevus Melanom DSÖ DERİ TÜMÖRLERİ SINIFLAMASI

Detaylı

Gaziantep ve Malatya bölgesinde aktinik keratoz olgularının histopatolojik alt gruplandırılması ve nonmelanotik deri kanserleri ile birliktelikleri

Gaziantep ve Malatya bölgesinde aktinik keratoz olgularının histopatolojik alt gruplandırılması ve nonmelanotik deri kanserleri ile birliktelikleri Orijinal Araflt rma Original Investigation DOI: 10.4274/turkderm.53765 Turkderm - Arch Turk Dermatol Venerology 103 Gaziantep ve Malatya bölgesinde aktinik keratoz olgularının histopatolojik alt gruplandırılması

Detaylı

TEDAVİSİ. Dr. Oğuz ÇETİNKALE. İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı

TEDAVİSİ. Dr. Oğuz ÇETİNKALE. İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı DERİ TÜMÖRLERİ VE TEDAVİSİ Dr. Oğuz ÇETİNKALE İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı epidermis Bazal hücre tabakası dermis deri altı yağ tabakası

Detaylı

Deri Tümörleri. Doç. Dr. Burak KAYA. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi A.D.

Deri Tümörleri. Doç. Dr. Burak KAYA. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi A.D. Deri Tümörleri Doç. Dr. Burak KAYA Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi A.D. Deri tümörleri Benign deri tümörleri Malign deri tümörleri Melanom olmayan deri tümörleri

Detaylı

HĐPERPĐGMENTASYONLA SEYREDEN HASTALIKLAR

HĐPERPĐGMENTASYONLA SEYREDEN HASTALIKLAR HĐPERPĐGMENTASYONLA SEYREDEN HASTALIKLAR Prof. Dr. Seher Bostancı Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Hiperpigmentasyon; güneş ışığına maruziyet, çeşitli ilaç veya kimyasal maddelerle

Detaylı

6 Pratik Dermatoloji Notları

6 Pratik Dermatoloji Notları AİLE HEKİMLERİ İÇİN 6 Pratik Dermatoloji Notları En Sık Görülen Dermatolojik Hastalıklar İçindekiler Siğil Skuamöz Hücreli Karsinom Bazal Hücreli Karsinom Melanom Lipom Nörofibromatözis 2 Siğil 3 Siğil

Detaylı

AKTİNİK KERATOZDA GÜNCEL. Dr. Güliz İKİZOĞLU Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji AD

AKTİNİK KERATOZDA GÜNCEL. Dr. Güliz İKİZOĞLU Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji AD AKTİNİK KERATOZDA GÜNCEL Dr. Güliz İKİZOĞLU Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji AD Prekanseröz keratinositik lezyonlar Aktinik keratoz Arsenik keratozu Termal keratoz Hidrokarbon keratozları

Detaylı

Dermatolojide Alan Kanserizasyonu ve Aktinik Keratoz

Dermatolojide Alan Kanserizasyonu ve Aktinik Keratoz Dermatolojide Alan Kanserizasyonu ve Aktinik Keratoz Dr. Selma Emre Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dermatoloji AD Epidemiyoloji: Hayat boyu AK görülme

Detaylı

Deri Kanserleri Erken Tanı ve Korunma

Deri Kanserleri Erken Tanı ve Korunma 4. Ankara Aile Hekimliği Kongresi 08-09 Ekim 2016, Ankara Deri Kanserleri Erken Tanı ve Korunma Prof. Dr. Gonca Elçin Hacettepe Üniveristesi Deri ve Zührevi Hastalıklar AD. Sunum Planı BCC ve SCC Melanom

Detaylı

BCCden sonra 2.sıklıkta görülür.erkeklerde 3 kat daha fazla görülür.açık tenlilerde daha sık görülür.

BCCden sonra 2.sıklıkta görülür.erkeklerde 3 kat daha fazla görülür.açık tenlilerde daha sık görülür. SKUAMÖZ HÜCRELİ LARSİNOM Deri ve mukozalardaki keratinositlerden köken alan anaplazi,hızlı büyüme,lokal invazyon ve metastaz gibi özelliği olan bir karsinomdur. BCCden sonra 2.sıklıkta görülür.erkeklerde

Detaylı

Tedaviyi İzleyen Değişiklikler ve Değerlendirme Zorlukları. Prof. Dr. Duygu Düşmez Apa Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji AD

Tedaviyi İzleyen Değişiklikler ve Değerlendirme Zorlukları. Prof. Dr. Duygu Düşmez Apa Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji AD Tedaviyi İzleyen Değişiklikler ve Değerlendirme Zorlukları Prof. Dr. Duygu Düşmez Apa Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji AD Sunum planı Giriş: Mikozis fungoides tanısındaki yöntem ve zorluklar

Detaylı

Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi 2015;7(3):

Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi 2015;7(3): Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi 2015;7(3): 246-250 Olgu Sunumu Seçkin ve ark. Porokeratozis Mibelli: Olgu Sunumu Porokeratosis of Mibelli: A Case Report Havva Yıldız Seçkin 1, Akgül Arıcı

Detaylı

MELANOMA PATOLOJİSİ KLİNİSYEN PATOLOGTAN NE BEKLEMELİDİR?

MELANOMA PATOLOJİSİ KLİNİSYEN PATOLOGTAN NE BEKLEMELİDİR? MELANOMA PATOLOJİSİ KLİNİSYEN PATOLOGTAN NE BEKLEMELİDİR? Dr. Nebil BAL Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı Adana Arş ve Uyg Mrk 1 Malign Melanoma Deri Mukozal 2 Malign Melanoma Biyopsi

Detaylı

SAĞ VE SOL KOLON YERLEŞİMLİ TÜMÖRLER: AYNI ORGANDA FARKLI PATOLOJİK BULGULAR VE MİKROSATELLİT İNSTABİLİTE DURUMU

SAĞ VE SOL KOLON YERLEŞİMLİ TÜMÖRLER: AYNI ORGANDA FARKLI PATOLOJİK BULGULAR VE MİKROSATELLİT İNSTABİLİTE DURUMU SAĞ VE SOL KOLON YERLEŞİMLİ TÜMÖRLER: AYNI ORGANDA FARKLI PATOLOJİK BULGULAR VE MİKROSATELLİT İNSTABİLİTE DURUMU Ezgi Işıl Turhan 1, Nesrin Uğraş 1, Ömer Yerci 1, Seçil Ak 2, Berrin Tunca 2, Ersin Öztürk

Detaylı

VULVADA SIK GÖRÜLEN İNFLAMATUAR LEZYONLARIN AYIRICI TANI ÖZELLİKLERİ 21.ULUSAL PATOLOJİ KONGRESİ İZMİR

VULVADA SIK GÖRÜLEN İNFLAMATUAR LEZYONLARIN AYIRICI TANI ÖZELLİKLERİ 21.ULUSAL PATOLOJİ KONGRESİ İZMİR VULVADA SIK GÖRÜLEN İNFLAMATUAR LEZYONLARIN AYIRICI TANI ÖZELLİKLERİ 21.ULUSAL PATOLOJİ KONGRESİ İZMİR Dr. Özlem Erdem Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji AD VULVAR İNFLAMATUAR DERMATOZLAR Terminoloji

Detaylı

Malignite ve Transplantasyon. Doç. Dr. Halil Yazıcı İstanbul Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı

Malignite ve Transplantasyon. Doç. Dr. Halil Yazıcı İstanbul Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Malignite ve Transplantasyon Doç. Dr. Halil Yazıcı İstanbul Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Sunum Planı -Pretransplant malignitesi olan alıcı -Pretransplant malignitesi olan donör -Posttransplant de

Detaylı

Melanoma, SHK, BHK. Prof. Dr. Seher Bostancı. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı

Melanoma, SHK, BHK. Prof. Dr. Seher Bostancı. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Melanoma, SHK, BHK Prof. Dr. Seher Bostancı Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı MELANOMA Melanoma melanositlerden köken alan malign tümördür. Primer tümör çoğunlukla deridedir,

Detaylı

Merkel Hücreli Karsinom

Merkel Hücreli Karsinom Merkel Hücreli Karsinom Doç. Dr. Filiz Canpolat Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dermatoloji Kliniği IV. DOD Dermatoloji Gündemi, 3-6 Eylül 2015, Eskişehir Merkel Hücreli Karsinom

Detaylı

Gerekçe. Birim. Genel İşlemler

Gerekçe. Birim. Genel İşlemler İŞLEM ADI Genel İşlemler BD/İE Birim Önerilen Birim Deri ve mukoza smearleri, direkt 10 10 Deri ph ölçülmesi, deri tipi tayini 15 15 Wood ışığı muayenesi 15 15 Deri ve mukoza smearleri (giemsa, wright,

Detaylı

5 Pratik Dermatoloji Notları

5 Pratik Dermatoloji Notları AİLE HEKİMLERİ İÇİN 5 Pratik Dermatoloji Notları En Sık Görülen Dermatolojik Hastalıklar İçindekiler Vitiligo Eritema Multiforme Ürtiker Uyuz Tahta Kurusu / Pire Isırığı Kaposi Sarkomu 2 Vitiligo 3 Vitiligo

Detaylı

Yrd Doç Dr Gülben Sarıcı

Yrd Doç Dr Gülben Sarıcı Yrd Doç Dr Gülben Sarıcı GÜNEŞ IŞINLARININ OLUMLU ETKİLERİ Vitamin D sentezi Patojenlerin yok edilmesi Psikolojik durum üzerindeki olumlu etkileri GÜNEŞ IŞINLARININ OLUMSUZ ETKİLERİ Güneş yanığı Hiperpigmentasyon

Detaylı

Tarih : 01.03.2015 Sayı : 006 BASIN BÜLTENİ. Türk Dermatoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. NİLGÜN ȘENTÜRK

Tarih : 01.03.2015 Sayı : 006 BASIN BÜLTENİ. Türk Dermatoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. NİLGÜN ȘENTÜRK Tarih : 01.03.2015 Sayı : 006 BASIN BÜLTENİ Türk Dermatoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. NİLGÜN ȘENTÜRK Benleriniz Kabusunuz Olmasın Vücudunuzdaki benleriniz büyüyor, kașınıyor veya kanıyorsa

Detaylı

Tiroidin en sık görülen benign tümörleri foliküler adenomlardır.

Tiroidin en sık görülen benign tümörleri foliküler adenomlardır. GİRİŞ: Tiroidin en sık görülen benign tümörleri foliküler adenomlardır. Foliküler adenomlar iyi sınırlı tek lezyon şeklinde olup, genellikle adenomu normal tiroid dokusundan ayıran kapsülleri vardır. Sıklıkla

Detaylı

MEME KANSERİ TARAMASI

MEME KANSERİ TARAMASI MEME KANSERİ TARAMASI Meme Kanseri Taramanızı Yaptırdınız Mı? MEME KANSERİ TARAMASI NE DEMEKTİR? Kadınlarda görülen kanserlerin %33 ü ve kansere bağlı ölümlerin de %20 si meme kanserine bağlıdır. Meme

Detaylı

Akciğer Karsinomlarının Histopatolojisi

Akciğer Karsinomlarının Histopatolojisi Akciğer Karsinomlarının Histopatolojisi Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Akciğer karsinomlarının gelişiminde preinvaziv epitelyal lezyonlar; Akciğer karsinomlarının gelişiminde

Detaylı

TTB deki. SGK daki puanı. önerdiğimiz puanlar. daki kodu. puanı. Genel

TTB deki. SGK daki puanı. önerdiğimiz puanlar. daki kodu. puanı. Genel İŞLEM ADI Genel EK-8 / EK-9 daki kodu SGK daki puanı TTB deki puanı Deri ve mukoza smearleri, direkt 10 10 Deri ph ölçülmesi, deri tipi tayini 700,040 15 15 15 Wood ışığı muayenesi 700,390 7 15 15 Deri

Detaylı

Oral Prekanserözlerde Tanı Bakımından Dişhekiminin Rolü

Oral Prekanserözlerde Tanı Bakımından Dişhekiminin Rolü Oral Prekanserözlerde Tanı Bakımından Dişhekiminin Rolü Prof. Dr. Semih Özbayrak Marmara Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Oral Diagnoz ve Radyoloji Anabilim Dalı Bşk. 1 Ağız-perioral ve orofarengeal

Detaylı

MEMENİN PAGET HASTALIĞI. Doç. Dr. M. Ali Gülçelik Ankara Onkoloji Hastanesi

MEMENİN PAGET HASTALIĞI. Doç. Dr. M. Ali Gülçelik Ankara Onkoloji Hastanesi MEMENİN PAGET HASTALIĞI Doç. Dr. M. Ali Gülçelik Ankara Onkoloji Hastanesi Meme başındaki eritamatöz ve ekzamatöz değişiklikler ilk kez 1856 da Velpeau tarafından tariflenmiştir. 1874 de ilk kez Sir James

Detaylı

Deri Layşmanyazisi. Prof. Dr. Mehmet HARMAN Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı

Deri Layşmanyazisi. Prof. Dr. Mehmet HARMAN Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Deri Layşmanyazisi Prof. Dr. Mehmet HARMAN Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Amaç Hastalığın tanısını koyabilmek Uygun tedaviyi yapabilmek Koruyucu yöntemleri sayabilmek İçerik

Detaylı

Prof. Dr. Cengizhan Erdem Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı

Prof. Dr. Cengizhan Erdem Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Cengizhan Erdem Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı LĐKEN PLANUSTA TEDAVĐ KUTANÖZ LİKEN PLANUSTA TEDAVİ Az sayıda kutanöz asemptomatik LP papülühasta ısrar etmedikçe tedaviyi

Detaylı

Displastik nevüs?malign melanom? Prof. Dr. Cuyan Demirkesen İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi

Displastik nevüs?malign melanom? Prof. Dr. Cuyan Demirkesen İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Displastik nevüs?malign melanom? Prof. Dr. Cuyan Demirkesen İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi 31 y, erkek Göğüs ön duvarında sternum üzerinde lokalize Yaklaşık 1 yıldır varolan Son 3-4 aydır büyüme ve renk

Detaylı

Dr. Merih Tepeoğlu Başkent Üniversitesi Patoloji A.B.D

Dr. Merih Tepeoğlu Başkent Üniversitesi Patoloji A.B.D Dr. Merih Tepeoğlu Başkent Üniversitesi Patoloji A.B.D 03.11.2016 Olgu 22 yaşında, kadın hasta Bacakta nodüler lezyon Son 1 yıl içinde farkediyor. Özgeçmiş: Özellik yok. Klinik ön tanı: Yumuşak doku sarkomu?

Detaylı

MİDE KANSERİNDE APOPİTOZİSİN BİYOLOJİK BELİRTEÇLERİNİN PROGNOSTİK ÖNEMİ

MİDE KANSERİNDE APOPİTOZİSİN BİYOLOJİK BELİRTEÇLERİNİN PROGNOSTİK ÖNEMİ MİDE KANSERİNDE APOPİTOZİSİN BİYOLOJİK BELİRTEÇLERİNİN PROGNOSTİK ÖNEMİ Cem Sezer 1, Mustafa Yıldırım 2, Mustafa Yıldız 2, Arsenal Sezgin Alikanoğlu 1,Utku Dönem Dilli 1, Sevil Göktaş 1, Nurullah Bülbüller

Detaylı

Polipte Kanser. Dr.Cem Terzi. Dokuz Eylül Üniversitesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Kolorektal Cerrahi Birimi

Polipte Kanser. Dr.Cem Terzi. Dokuz Eylül Üniversitesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Kolorektal Cerrahi Birimi Polipte Kanser Dr.Cem Terzi Dokuz Eylül Üniversitesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Kolorektal Cerrahi Birimi Polip ve polipoid karsinoma POLİP Epitelyal yüzeyden kaynaklanan çıkıntı HİSTOLOJİK POLİP TİPLERİ

Detaylı

YAYGIN, KAŞINTILI, PAPÜLLÜ DÖKÜNTÜ. Araş. Gör. Dr. Nahide Gökçe ÇAKIR KTÜ AİLE HEKİMLİĞİ ANABİLİM DALI

YAYGIN, KAŞINTILI, PAPÜLLÜ DÖKÜNTÜ. Araş. Gör. Dr. Nahide Gökçe ÇAKIR KTÜ AİLE HEKİMLİĞİ ANABİLİM DALI YAYGIN, KAŞINTILI, PAPÜLLÜ DÖKÜNTÜ Araş. Gör. Dr. Nahide Gökçe ÇAKIR KTÜ AİLE HEKİMLİĞİ ANABİLİM DALI 28.04.2015 34 yaşında erkek hasta 2 gün önce ortaya çıkan kaşıntılı, eritematöz, kaşıntılı, papüler

Detaylı

GENEL İŞLEMLER Deri ve mukoza smear`leri, direkt Deri ph ölçülmesi, deri tipi tayini Wood ışığı muayenesi Deri ve mukoza smear`leri (giemsa, wright,

GENEL İŞLEMLER Deri ve mukoza smear`leri, direkt Deri ph ölçülmesi, deri tipi tayini Wood ışığı muayenesi Deri ve mukoza smear`leri (giemsa, wright, GENEL İŞLEMLER Deri ve mukoza smear`leri, direkt Deri ph ölçülmesi, deri tipi tayini Wood ışığı muayenesi Deri ve mukoza smear`leri (giemsa, wright, gram vb) Mantar aranması Mantar kültürü yapılması, her

Detaylı

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR!

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! Lenfödem, lenf sıvısının dolaşımındaki yetersizlik yüzünden dokular arasında proteinden zengin sıvı birikimine bağlı olarak şişlik ve ilerleyen

Detaylı

Dr. A. Nimet Karadayı. Hastanesi, Patoloji Kliniği

Dr. A. Nimet Karadayı. Hastanesi, Patoloji Kliniği Dr. A. Nimet Karadayı Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Patoloji Kliniği MEME TÜMÖRLERİNDE PATOLOJİ RAPORLARINDA STANDARDİZASYON Amaç, hasta

Detaylı

NAZOFARENKS KARSİNOMUNDA CLAUDIN 1, 4 VE 7 EKSPRESYON PATERNİ VE PROGNOSTİK ÖNEMİ

NAZOFARENKS KARSİNOMUNDA CLAUDIN 1, 4 VE 7 EKSPRESYON PATERNİ VE PROGNOSTİK ÖNEMİ NAZOFARENKS KARSİNOMUNDA CLAUDIN 1, 4 VE 7 EKSPRESYON PATERNİ VE PROGNOSTİK ÖNEMİ Dinç Süren 1, Mustafa Yıldırım 2, Vildan Kaya 3, Ruksan Elal 1, Ömer Tarık Selçuk 4, Üstün Osma 4, Mustafa Yıldız 5, Cem

Detaylı

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları ABD, Medikal Onkoloji BD Güldal Esendağlı

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları ABD, Medikal Onkoloji BD Güldal Esendağlı Sağlık Bakanlığından Muaf Hekimin Ünvanı - Adı Soyadı Aydın Aytekin Bildiriyi Sunacak Kişi Ünvanı - Adı Soyadı Rafiye Çiftçiler Bildiriyi Sunacak Kişi Kurumu Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları

Detaylı

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler MEME KANSERİ Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler KANSER NEDİR? Hücrelerin kontrolsüz olarak sürekli çoğalmaları sonucu yakındaki ve uzaktaki başka organlara yayılarak kötü klinik

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Sedat Gürkok. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Göğüs Cerrahisi Sedat Gürkok. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Soliter Pulmoner Nodül Tanım: Genel bir tanımı olmasa da 3 cm den küçük, akciğer parankimi ile çevrili, beraberinde herhangi patolojinin eşlik

Detaylı

Tanı: Metastatik hastalık için patognomonik bir radyolojik. Tek veya muitipl nodüller iyi sınırlı veya difüz. Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak

Tanı: Metastatik hastalık için patognomonik bir radyolojik. Tek veya muitipl nodüller iyi sınırlı veya difüz. Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak Göğüs Cerrahisi Metastatik Akciğer Tümörleri Giriş İzole akciğer metastazlarına tedavi edilemez gözüyle bakılmamalıdır Tümör tipine

Detaylı

PRC 29 H 2 PRC 7002 MAKALE SAATİ

PRC 29 H 2 PRC 7002 MAKALE SAATİ PRC 29 PLASTİK REKONSTRÜKTİF VE ESTETİK CERRAHİ Dr. İbrahim VARGEL / 1 Dr. Tarık ÇAVUŞOĞLU/2 Dr. İlker YAZICI /3 KOD DERS ADI ÖÜ T P KREDİ AKTS PRC 7001 ARAŞTIRMA GÖREVLİLERİ TEZ DANIŞMANLIĞI Danışman

Detaylı

Prof.Dr. İlkkan DÜNDER

Prof.Dr. İlkkan DÜNDER Prof.Dr. İlkkan DÜNDER Destrüktif Yöntemler Elektrokoagülasyon Kriyoterapi Lazer vaporizasyon Eksizyonel Yöntemler LEEP Soğuk konizasyon Lazer konizasyon Histerektomi Destrüktif / Eksiyonel Tedavilerin

Detaylı

Sistinozis ve Herediter Multiple Ekzositoz Birlikteliği

Sistinozis ve Herediter Multiple Ekzositoz Birlikteliği Sistinozis ve Herediter Multiple Ekzositoz Birlikteliği Aysun Karabay Bayazıt, Bahriye Atmış, Deniz Kör, Neslihan Önenli Mungan, Ali Anarat Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Nefroloji ve Çocuk

Detaylı

DEJENERATİF RETİNA HASTALIKLARI. Dr Alparslan ŞAHİN

DEJENERATİF RETİNA HASTALIKLARI. Dr Alparslan ŞAHİN DEJENERATİF RETİNA HASTALIKLARI Dr Alparslan ŞAHİN Periferik retina dejenerasyonları Dejeneratif miyopi Yaşa bağlı maküla dejenerasyonu Periferik retina dejenerasyonları Retina periferinde ora serrataya

Detaylı

PAPİLLER TİROİD KARSİNOMLU OLGULARIMIZDA BRAF(V600E) GEN MUTASYON ANALİZİ. Klinik ve patolojik özellikler

PAPİLLER TİROİD KARSİNOMLU OLGULARIMIZDA BRAF(V600E) GEN MUTASYON ANALİZİ. Klinik ve patolojik özellikler PAPİLLER TİROİD KARSİNOMLU OLGULARIMIZDA BRAF(V600E) GEN MUTASYON ANALİZİ Klinik ve patolojik özellikler Neslihan KURTULMUŞ,, Mete DÜREN, D Serdar GİRAY, G Ümit İNCE, Önder PEKER, Özlem AYDIN, M.Cengiz

Detaylı

MEME KANSERİNDE GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLERİ

MEME KANSERİNDE GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLERİ MEME KANSERİNDE GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLERİ Dr. Filiz Yenicesu Düzen Laboratuvarı Görüntüleme Birimi Meme Kanserinde Tanı Yöntemleri 1. Fizik muayene 2. Serolojik Testler 3. Görüntüleme 4. Biyopsi Patolojik

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı Göğüs Cerrahisi Akciğer Kanserinde Anamnez ve Fizik Muayene Bulguları Giriş Akciğer kanseri ülkemizde 11.5/100.000 görülme sıklığına

Detaylı

DR. SAMİ ULUS ÇOCUK HASTANESİ ONKOLOJİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HEMANJİOMLU OLGULARIN EPİDEMİYOLOJİK DEĞERLENDİRMESİ

DR. SAMİ ULUS ÇOCUK HASTANESİ ONKOLOJİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HEMANJİOMLU OLGULARIN EPİDEMİYOLOJİK DEĞERLENDİRMESİ DR. SAMİ ULUS ÇOCUK HASTANESİ ONKOLOJİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HEMANJİOMLU OLGULARIN EPİDEMİYOLOJİK DEĞERLENDİRMESİ DUYGU DÜZCAN KİLİMCİ,GÜRSES ŞAHİN,ŞULE TOPAL,BURÇAK BİLGİN,ŞULE YEŞİL,GÜLŞAH TANYILDIZ,ALİ

Detaylı

3 Pratik Dermatoloji Notları

3 Pratik Dermatoloji Notları AİLE HEKİMLERİ İÇİN 3 Pratik Dermatoloji Notları Tablolarla Cilt Lezyonlarının Tanımlamaları İçindekiler Tanımlayıcı Dermotolojik Testler Lezyon Dizilişini Tanımlayan Terimler Sık Görülen 6 Cilt Hastalığında

Detaylı

Basit Guatr. Yrd.Doç.Dr. Okan BAKINER

Basit Guatr. Yrd.Doç.Dr. Okan BAKINER Basit Guatr Yrd.Doç.Dr. Okan BAKINER Amaç Basit (nontoksik) diffüz ve nodüler guatrı öğrenmek, tanı ve takip prensiplerini irdelemek. Öğrenim hedefleri 1.Tanım 2.Epidemiyoloji 3.Etiyoloji ve patogenez

Detaylı

Erken Evre Akciğer Kanserinde

Erken Evre Akciğer Kanserinde Erken Evre Akciğer Kanserinde Görüntüleme Dr. Figen Başaran aran Demirkazık Hacettepe Universitesi Radyoloji Anabilim Dalı Kasım 2005 Mayıs 2006 Müsinöz ve nonmüsinöz tipte bronkioloalveoler komponenti

Detaylı

Kanserin sebebi, belirtileri, tedavi ve korunma yöntemleri...

Kanserin sebebi, belirtileri, tedavi ve korunma yöntemleri... Kanser Nedir? Kanserin sebebi, belirtileri, tedavi ve korunma yöntemleri... Kanser, günümüzün en önemli sağlık sorunlarından birisi. Sık görülmesi ve öldürücülüğünün yüksek olması nedeniyle de bir halk

Detaylı

29 yaşında erkek aktif şikayeti yok. sağ sürrenal lojda yaklaşık 3 cm lik solid kitlesel lezyon saptanması. üzerine hasta polikliniğimize başvurdu

29 yaşında erkek aktif şikayeti yok. sağ sürrenal lojda yaklaşık 3 cm lik solid kitlesel lezyon saptanması. üzerine hasta polikliniğimize başvurdu 29 yaşında erkek aktif şikayeti yok Dış merkezde yapılan üriner sistem ultrasonografisinde insidental olarak sağ sürrenal lojda yaklaşık 3 cm lik solid kitlesel lezyon saptanması üzerine hasta polikliniğimize

Detaylı

Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi / Patoloji A:B:D

Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi / Patoloji A:B:D Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi / Patoloji A:B:D Arş gör. Dr Cansu ABAYLI Çöliak hastalığı; Buğday, arpa ve yulaf gibi tahıllı gıdalarda bulunan, gluten proteinleri ile oluşan, toplumun %1 inden fazlasının

Detaylı

TDD YETERLİK PRATİK SINAVI BİLGİLENDİRME 7 OCAK 2018

TDD YETERLİK PRATİK SINAVI BİLGİLENDİRME 7 OCAK 2018 TDD YETERLİK PRATİK SINAVI BİLGİLENDİRME 7 OCAK 2018 DURAK 1 HASTA İLETİŞİMİ VE ANAMNEZ ALMA (20 PUAN) Katılımcının Adı Soyadı:. İmza: Bu istasyonda bir hasta ile karşılaşacaksınız. Hastanın semptomunu

Detaylı

DEJENERATİF RETİNA HASTALIKLARI Dr Alparslan ŞAHİN Periferik retina dejenerasyonları Dejeneratif miyopi Yaşa bağlı maküla dejenerasyonu

DEJENERATİF RETİNA HASTALIKLARI Dr Alparslan ŞAHİN Periferik retina dejenerasyonları Dejeneratif miyopi Yaşa bağlı maküla dejenerasyonu DEJENERATİF RETİNA HASTALIKLARI Dr Alparslan ŞAHİN Periferik retina dejenerasyonları Dejeneratif miyopi Yaşa bağlı maküla dejenerasyonu Periferik retina dejenerasyonları Retina periferinde ora serrataya

Detaylı

MEME PATOLOJİSİ SLAYT SEMİNERİ

MEME PATOLOJİSİ SLAYT SEMİNERİ MEME PATOLOJİSİ SLAYT SEMİNERİ Prof. Dr. Şahsine Tolunay Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı 17.10.2015 OLGU 43 yaşında kadın 2 çocuğu var Sol memede ağrı ve kitle yakınması mevcut

Detaylı

LEPROMATÖZ LEPRA (Olgu Sunumu)

LEPROMATÖZ LEPRA (Olgu Sunumu) LEPROMATÖZ LEPRA (Olgu Sunumu) Işıl İnanır 1, Nuri Özkütük 2, Ayça Tan 3, Mehmet Ateş 1, Kamer Gündüz 1 Deri ve Zührevi Hastalıklar 1, Tıbbi Mikrobiyoloji 2 Patoloji 3 Anabilim Dalları Celal Bayar Üniversitesi

Detaylı

Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım

Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım Dr. Ayşegül Örs Zümrütdal Başkent Üniversitesi-Nefroloji Bilim Dalı 20/05/2011-ANTALYA Böbrek kistleri Genetik ya da genetik olmayan nedenlere bağlı olarak, Değişik

Detaylı

Deri ve Zührevi Hastalıkları A.D Akademik Yılı Seminer Programı

Deri ve Zührevi Hastalıkları A.D Akademik Yılı Seminer Programı Deri ve Zührevi Hastalıkları A.D 2014-2015 Akademik Yılı Programı Öğretim Üyeleri: AD Başkanı: Prof.Dr. Emel BÜLBÜL BAŞKAN Prof.Dr. Hayriye SARICAOĞLU Doç. Dr. Kenan AYDOĞAN Uzman Doktor Uzm.Dr.Serkan

Detaylı

Savaş Baba, Sabri Özden, Barış Saylam, Umut Fırat Turan Ankara Numune EAH. Meme Endokrin Cerrahi Kliniği

Savaş Baba, Sabri Özden, Barış Saylam, Umut Fırat Turan Ankara Numune EAH. Meme Endokrin Cerrahi Kliniği Savaş Baba, Sabri Özden, Barış Saylam, Umut Fırat Turan Ankara Numune EAH. Meme Endokrin Cerrahi Kliniği Tiroid kanserleri bütün kanserler içinde yaklaşık % 1 oranında görülmekte olup, özellikle kadınlarda

Detaylı

ENDOMETRİAL HİPERPLAZİ VE KARSİNOMUNDA NÜKLEUS BOYUTUNUN KARŞILAŞTIRMALI MORFOMETRİK ANALİZİ. Dr. Ayşe Nur Uğur Kılınç. Dr.

ENDOMETRİAL HİPERPLAZİ VE KARSİNOMUNDA NÜKLEUS BOYUTUNUN KARŞILAŞTIRMALI MORFOMETRİK ANALİZİ. Dr. Ayşe Nur Uğur Kılınç. Dr. ENDOMETRİAL HİPERPLAZİ VE KARSİNOMUNDA NÜKLEUS BOYUTUNUN KARŞILAŞTIRMALI MORFOMETRİK ANALİZİ Dr. Ayşe Nur Uğur Kılınç Dr. Sıddıka Fındık Ülkemizde ve tüm dünyada sıklığı giderek artmakta olan endometrial

Detaylı

Sjögren sendromu (SS) lakrimal bezler ve tükrük bezleri başta olmak üzere, tüm ekzokrin bezlerin lenfositik infiltrasyonu ile karakterize, kronik,

Sjögren sendromu (SS) lakrimal bezler ve tükrük bezleri başta olmak üzere, tüm ekzokrin bezlerin lenfositik infiltrasyonu ile karakterize, kronik, Sjögren Sendromu Açısından Araştırılan Hastalarda Minör Tükrük Bezi Biyopsisine Ait Histopatolojik Parametreler İle Laboratuar Ve Klinik Özelliklerin Analizi Betül Ünal*, Veli Yazısız**, Gülsüm Özlem Elpek*,

Detaylı

AZ DİFERANSİYE TİROİD KANSERLERİ. Prof. Dr. Müfide Nuran AKÇAY Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı ERZURUM

AZ DİFERANSİYE TİROİD KANSERLERİ. Prof. Dr. Müfide Nuran AKÇAY Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı ERZURUM AZ DİFERANSİYE TİROİD KANSERLERİ Prof. Dr. Müfide Nuran AKÇAY Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı ERZURUM Tanım Az diferansiye tiroid karsinomları, iyi diferansiye ve anaplastik

Detaylı

NEDENLERİ. Endometrial polipler ile sigara kullanımı, doğum kontrol hapı kullanımı ve yapılan doğum sayısı arasında bir ilişki yoktur.

NEDENLERİ. Endometrial polipler ile sigara kullanımı, doğum kontrol hapı kullanımı ve yapılan doğum sayısı arasında bir ilişki yoktur. Polipler küçük ve çoğu zaman iyi huylu küçük tümoral oluşumlardır. Vücutta rahim ağzı, rahimin içi (endometrium), ses telleri ve barsaklar gibi pekçok değişik bölgede görülebilir. Endometrial polip rahimin

Detaylı

Prostat Tümörlerinde WHO 2016 Sınıflandırması DR. BORA GÜREL KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PATOLOJİ ANABİLİM DALI

Prostat Tümörlerinde WHO 2016 Sınıflandırması DR. BORA GÜREL KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PATOLOJİ ANABİLİM DALI Prostat Tümörlerinde WHO 2016 Sınıflandırması DR. BORA GÜREL KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PATOLOJİ ANABİLİM DALI Giriş En son WHO sınıflandırması 2004 yılında Son 12 yılda hatırı sayılır yenilikler

Detaylı

MALİGN VE BENİGN GRANÜLER HÜCRELİ TÜMÖR KARŞILAŞMALI İKİ OLGU SUNUMU. e-mail: meloznur@gmail.com

MALİGN VE BENİGN GRANÜLER HÜCRELİ TÜMÖR KARŞILAŞMALI İKİ OLGU SUNUMU. e-mail: meloznur@gmail.com IAAOJ, Health Sciences, 2013,1(2), 45-51 MALİGN VE BENİGN GRANÜLER HÜCRELİ TÜMÖR KARŞILAŞMALI İKİ OLGU SUNUMU Meltem Öznur 1, Gamze Erfan 2, Kemal Behzatoğlu 3, Pelin Yıldız 4, Mustafa KULAÇ 2 e-mail:

Detaylı

KOLOREKTAL POLİPLER. Prof. Dr. Mustafa Taşkın

KOLOREKTAL POLİPLER. Prof. Dr. Mustafa Taşkın KOLOREKTAL POLİPLER Prof. Dr. Mustafa Taşkın -Polip,mukozal örtülerden lümene doğru gelişen oluşumlara verilen genel isimdir. -Makroskopik ve radyolojik görünümü tanımlar. -Sindirim sisteminde en çok kolonda

Detaylı

Gülay Aydoğdu, Pınar Fırat, Yasemin Özlük, Dilek Yılmazbayhan

Gülay Aydoğdu, Pınar Fırat, Yasemin Özlük, Dilek Yılmazbayhan "ÖNEMİ BELİRSİZ ATİPİ/ÖNEMİ BELİRSİZ FOLİKÜLER LEZYON" "FOLİKÜLER NEOPLAZİ/FOLİKÜLER NEOPLAZİ KUŞKUSU" "MALİGNİTE KUŞKUSU" TANILI TİROİD İNCE İĞNE ASPİRASYON MATERYALLERİNDE MORFOLOJİK DEĞERLENDİRME VE

Detaylı

Onbir Yıllık Cerrahi Vakalarımızın Histolojik İnceleme Sonuçları

Onbir Yıllık Cerrahi Vakalarımızın Histolojik İnceleme Sonuçları Onbir Yıllık Cerrahi Vakalarımızın Histolojik İnceleme Sonuçları Adil KILIÇ 1, Mustafa KÖSEM 2, Adnan ÇINAL 1, Adem GÜL 1,, Tekin YAŞAR 1, Gülay BULUT 2,Ahmet DEMİROK 1 1 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi

Detaylı

Deneysel Hayvan Modelinde Candida Tropicalis Peritonitinin Tedavisinde Kaspofungin ve Amfoterisin B Etkinliğinin Karşılaştırılması

Deneysel Hayvan Modelinde Candida Tropicalis Peritonitinin Tedavisinde Kaspofungin ve Amfoterisin B Etkinliğinin Karşılaştırılması Deneysel Hayvan Modelinde Candida Tropicalis Peritonitinin Tedavisinde Kaspofungin ve Amfoterisin B Etkinliğinin Karşılaştırılması Melis Demirci, Özlem Tünger, Kenan Değerli, Şebnem Şenol, Çiğdem Banu

Detaylı

mm3, periferik yaymasında lenfosit hakimiyeti vardı. GİRİŞ hastalığın farklı şekillerde isimlendirilmesine neden Olgu 2 Olgu 3

mm3, periferik yaymasında lenfosit hakimiyeti vardı. GİRİŞ hastalığın farklı şekillerde isimlendirilmesine neden Olgu 2 Olgu 3 24 P. I. AĞRAS ve Ark. GİRİŞ Ürtikeryal vaskülit histolojik olarak vaskülit bulgularını gösteren, klinikte persistan ürtikeryal döküntülerle karakterize olan bir klinikopatolojik durumdur (1). Klinikte

Detaylı

II. BÖLÜM HEMOFİLİDE KANAMA TEDAVİSİ

II. BÖLÜM HEMOFİLİDE KANAMA TEDAVİSİ HEMOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU Önsöz... IX-X Türk Hematoloji Derneği Yönetim Kurulu... XI Hemofili Bilimsel Alt Komitesi Üyeleri (2014-2018 dönemi)... XI Kısaltmalar... XII I. BÖLÜM HEMOFİLİ TANISI TANIM...

Detaylı

Meme Olgu Sunumu. Gürdeniz Serin. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı. 3 Kasım Antalya

Meme Olgu Sunumu. Gürdeniz Serin. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı. 3 Kasım Antalya Meme Olgu Sunumu 3 Kasım 2016 Antalya Gürdeniz Serin Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı Olgu 35 yaşında kadın Sağ meme de kitle Özgeçmişinde: SLE - Renal Tx Radyoloji Mamografi: Sağ

Detaylı

ERKEN LOKAL NÜKS GELİŞEN VULVA KANSERİ: OLGU SUNUMU

ERKEN LOKAL NÜKS GELİŞEN VULVA KANSERİ: OLGU SUNUMU ERKEN LOKAL NÜKS GELİŞEN VULVA KANSERİ: OLGU SUNUMU Op.Dr.Hakan YETİMALAR Doç.Dr.İncim BEZİRCİOĞLU Dr. Gonca Gül GÜLBAŞ TANRISEVER İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştıma Hastanesi GİRİŞ

Detaylı

Nörovasküler Cerrahi Öğretim Ve Eğitim Grubu Hasta Bilgilendirme Formu

Nörovasküler Cerrahi Öğretim Ve Eğitim Grubu Hasta Bilgilendirme Formu Nörovasküler Cerrahi Öğretim Ve Eğitim Grubu Beyin-Omurilik Arteriovenöz Malformasyonları ve Merkezi Sinir Sisteminin Diğer Damarsal Bozuklukları Hasta Bilgilendirme Formu 5 AVM ler Ne Tip Sağlık Sorunlarına

Detaylı

TÜM MİDE BİYOPSİLERİNE RUTİN OLARAK GIEMSA VE ALCIAN BLUE UYGULAMALI MIYIZ?

TÜM MİDE BİYOPSİLERİNE RUTİN OLARAK GIEMSA VE ALCIAN BLUE UYGULAMALI MIYIZ? TÜM MİDE BİYOPSİLERİNE RUTİN OLARAK GIEMSA VE ALCIAN BLUE UYGULAMALI MIYIZ? PROF. DR. SÜLEN SARIOĞLU¹, DR. EVREN UZUN¹, DOÇ. DR. MEHTAT ÜNLܹ, PROF. DR. HÜLYA ELLİDOKUZ² DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIBBİ

Detaylı

Dr. Halil İbrahim SÜNER, Dr. Özgür KARDEŞ, Dr. Kadir TUFAN Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji A.D. Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve

Dr. Halil İbrahim SÜNER, Dr. Özgür KARDEŞ, Dr. Kadir TUFAN Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji A.D. Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Dr. Halil İbrahim SÜNER, Dr. Özgür KARDEŞ, Dr. Kadir TUFAN Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji A.D. Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi Nöroşirürji Kliniği Başkent Üniversitesi

Detaylı

KOLOREKTAL KARSİNOMLARDA HPV NİN ROLÜ VE KARSİNOGENEZ AÇISINDAN P53 VE BCL-2 İLE İLİŞKİSİ

KOLOREKTAL KARSİNOMLARDA HPV NİN ROLÜ VE KARSİNOGENEZ AÇISINDAN P53 VE BCL-2 İLE İLİŞKİSİ KOLOREKTAL KARSİNOMLARDA HPV NİN ROLÜ VE KARSİNOGENEZ AÇISINDAN P53 VE BCL-2 İLE İLİŞKİSİ Ruksan ELAL 1, Arsenal SEZGİN ALİKANOĞLU 2, Dinç SÜREN 2, Mustafa YILDIRIM 3, Nurullah BÜLBÜLLER 4, Cem SEZER 2

Detaylı

Yediyüzyetmişiki Akciğer Kanseri Olgusunda Cilt Metastazı: 5 Yıllık Deneyimin Analizi

Yediyüzyetmişiki Akciğer Kanseri Olgusunda Cilt Metastazı: 5 Yıllık Deneyimin Analizi Yediyüzyetmişiki Akciğer Kanseri Olgusunda Cilt Metastazı: 5 Yıllık Deneyimin Analizi Emine AKSOY, Güliz ATAÇ, Emin MADEN, Nil TOKER, Tülin SEVİM S.B. İstanbul Süreyyapaşa Göğüs Kalp ve Damar Hastalıkları

Detaylı

Nörofibromatozis Tip 1 Tanılı Olguların Değerlendirilmesi: Tek Merkez Deneyimi

Nörofibromatozis Tip 1 Tanılı Olguların Değerlendirilmesi: Tek Merkez Deneyimi Nörofibromatozis Tip 1 Tanılı Olguların Değerlendirilmesi: Tek Merkez Deneyimi Nurşah Eker, Ayşe Gülnur Tokuç, Burcu Tufan Taş, Berkin Berk, Emel Şenay, Barış Yılmaz Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim

Detaylı

BCC DE GÜNCEL Prof. Dr. Kamer GÜNDÜZ

BCC DE GÜNCEL Prof. Dr. Kamer GÜNDÜZ BCC DE GÜNCEL Prof. Dr. Kamer GÜNDÜZ Celal Bayar Üniversitesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı-MANİSA Bazal Hücreli Kanser (BCC) 1827 - Arthur Jacob En sık rastlanan deri kanseri (%70-80) Açık

Detaylı

Skuamöz prekanseröz lezyonlarda terminoloji ve biomarkerler. Dr. Derya Gümürdülü Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı

Skuamöz prekanseröz lezyonlarda terminoloji ve biomarkerler. Dr. Derya Gümürdülü Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı Skuamöz prekanseröz lezyonlarda terminoloji ve biomarkerler Dr. Derya Gümürdülü Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı Skuamöz prekanseröz lezyonlar 1886 Sir John Williams kansere komşu

Detaylı

İSTANBUL MEDENİYET ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DERİ VE ZÜHREVİ HASTALIKLARI ANA BİLİM DALI TIPTA UZMANLIK EĞİTİMİ PROGRAMI

İSTANBUL MEDENİYET ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DERİ VE ZÜHREVİ HASTALIKLARI ANA BİLİM DALI TIPTA UZMANLIK EĞİTİMİ PROGRAMI İSTANBUL MEDENİYET ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DERİ VE ZÜHREVİ HASTALIKLARI ANA BİLİM DALI TIPTA UZMANLIK EĞİTİMİ PROGRAMI 1 DERİ VE ZÜHREVİ HASTALIKLAR ANABİLİM DALI TIPTA UZMANLIK EĞİTİMİ PROGRAMI DER-001:

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Alkın Yazıcıoğlu. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi

Göğüs Cerrahisi Alkın Yazıcıoğlu. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Mediastenin Nadir Görülen Tümörleri Tüm mediastinal kitlelerin %10 dan azını meydana getiren bu lezyonlar mezenkimal veya epitelyal kökenli tümörlerden oluşmaktadır. Journal of linical and nalytical Medicine

Detaylı

ERKEN EVRE OVER KANSERİ VE BORDERLİNE OVER TÜMÖRLERİ. Dr. Derin KÖSEBAY

ERKEN EVRE OVER KANSERİ VE BORDERLİNE OVER TÜMÖRLERİ. Dr. Derin KÖSEBAY ERKEN EVRE OVER KANSERİ VE BORDERLİNE OVER TÜMÖRLERİ Dr. Derin KÖSEBAY OVER KANSERİ Over kanseri tanısı koyulduktan sonra ortalama 5 yıllık yaşam oranı %35 civarındadır. Evre I olgularında 5 yıllık yaşam

Detaylı

TİROİD NODÜLLERİNE YAKLAŞIM

TİROİD NODÜLLERİNE YAKLAŞIM NE YAKLAŞIM Prof. Dr. Sibel Güldiken TÜTF, İç Hastalıkları AD, Endokrinoloji BD PREVALANSI Palpasyon ile %3-8 Otopsi serilerinde %50 US ile incelemelerde %30-70 Yaş ilerledikçe sıklık artmakta Kadınlarda

Detaylı

Multidisipliner Konseyin Endokrin Hastalıkların Tanı Ve Tedavi Süreci Üzerine Etkisi

Multidisipliner Konseyin Endokrin Hastalıkların Tanı Ve Tedavi Süreci Üzerine Etkisi Multidisipliner Konseyin Endokrin Hastalıkların Tanı Ve Tedavi Süreci Üzerine Etkisi Hamid Kabuli¹, A. Cem Dural¹, Cevher Akarsu¹, M. Gökhan Ünsal¹, İlkay Halıcıoğlu¹,Pınar Karakaya², Ravza Yılmaz³, Halil

Detaylı

Lafora hastalığı, Unverricht Lundborg hastalığı, Nöronal Seroid Lipofuksinoz ve Sialidozlar en sık izlenen PME'lerdir. Progresif miyoklonik

Lafora hastalığı, Unverricht Lundborg hastalığı, Nöronal Seroid Lipofuksinoz ve Sialidozlar en sık izlenen PME'lerdir. Progresif miyoklonik LAFORA HASTALIĞI Progressif Myoklonik Epilepsiler (PME) nadir olarak görülen, sıklıkla otozomal resessif olarak geçiş gösteren heterojen bir hastalık grubudur. Klinik olarak değişik tipte nöbetler ve progressif

Detaylı

ERKEN TEK DOZ İNTRAVEZİKAL İNSTİLASYON

ERKEN TEK DOZ İNTRAVEZİKAL İNSTİLASYON ERKEN TEK DOZ İNTRAVEZİKAL İNSTİLASYON TAM DEĞERİNİ BİLİYOR MUYUZ? Doç. Dr. Mustafa KAPLAN Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı-Edirne m 2 Erken tek doz intravezikal instilasyonun amacı

Detaylı

Benign ve Pre-malign Vagina Hastalıklarının Yönetimi. Dr. Murat DEDE

Benign ve Pre-malign Vagina Hastalıklarının Yönetimi. Dr. Murat DEDE Benign ve Pre-malign Vagina Hastalıklarının Yönetimi Dr. Murat DEDE SUNUM Vaginal bening lezyonlar Kistik Solid Vaginal premalign lezyon Tanı Tedavi Prognoz Vaginal Bening Lezyonlar Vaginal bening lezyonlar

Detaylı

DERMATOFİBROSARKOM PROTUBERANS. Doç. Dr. Filiz Canpolat Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dermatoloji Kliniği

DERMATOFİBROSARKOM PROTUBERANS. Doç. Dr. Filiz Canpolat Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dermatoloji Kliniği DERMATOFİBROSARKOM PROTUBERANS Doç. Dr. Filiz Canpolat Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dermatoloji Kliniği Dermatofibrosarkom Protuberans Dermatofibrosarkom Protuberans (DFSP), dermal

Detaylı

Ulusal Akciğer Kanseri Kongresi İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserlerinde Neoadjuvan Tedavi Sonrası Pulmoner Rezeksiyon Sonuçlarımız

Ulusal Akciğer Kanseri Kongresi İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserlerinde Neoadjuvan Tedavi Sonrası Pulmoner Rezeksiyon Sonuçlarımız Ulusal Akciğer Kanseri Kongresi İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserlerinde Neoadjuvan Tedavi Sonrası Pulmoner Rezeksiyon Sonuçlarımız Dr.Levent Alpay Süreyyapaşa Egitim vearaştırma Hastanesi Mart

Detaylı

Epidermal Büyüme Faktörü Türkiye'de Uygulama Yapılan İlk Üç Hasta

Epidermal Büyüme Faktörü Türkiye'de Uygulama Yapılan İlk Üç Hasta Epidermal Büyüme Faktörü Türkiye'de Uygulama Yapılan İlk Üç Hasta M. Bülent ERTUĞRUL, M. Özlem SAYLAK-ERSOY, Çetin TURAN, Barçın ÖZTÜRK, Serhan SAKARYA Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi, İnfeksiyon

Detaylı

Kolposkopi: Kime, Ne Zaman Yapılmalıdır? Doç. Dr. Nejat Özgül Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD

Kolposkopi: Kime, Ne Zaman Yapılmalıdır? Doç. Dr. Nejat Özgül Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD : Kime, Ne Zaman Yapılmalıdır? Doç. Dr. Nejat Özgül Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD Hazırlık asla acil bir prosedür değildir, Prosedür öncesi hasta bilgilendirilmelidir,

Detaylı